Dünyada iktisadî alanda meydana gelen dönüşümler, dönemin küçük büyük tüm devletlerine sosyo-poli... more Dünyada iktisadî alanda meydana gelen dönüşümler, dönemin küçük büyük tüm devletlerine sosyo-politik ve psiko-sosyal açıdan yeni hareketlilik yaşatmıştır. Bu dönüşüme cevap verebilenler olduğu gibi yetersiz kalanlar da olmuştur. Dönemin büyük devletlerinden kabul edilen Osmanlı İmparatorluğu da bu dönüşüm ve hareketlilikten etkilenmiştir. Ancak Osmanlı'nın etkilenmesi dikkatleri daha çok üzerine çekmiştir. Osmanlı'nın bu dönüşüm ve hareketliliğe etkin cevap verememesi siyasî-ilmî-dinî alanlarını tartışmaya açmıştır. Siyasî etkinlik II. Meşrutiyet'in ilanı ile sonuçlanmıştır. İlmî ve dinî alanlar ise siyasî kazanım olan II. Meşrutiyet'in getirdiği matbuat serbestliği ile etkinlik kazanabilme noktasına ulaşmıştır. 1908 itibari ile ilmî ve dinî sahada birçok mecmua yayın yapmıştır. Mütefekkirler, düşüncelerini ve çalışmalarını matbulaştırmıştır. Çalışmamız, 1908-1928 yılları arasında yayın yapan otuz iki(32) mecmuanın dünyada yaşanılan dönüşüm ve hareketliliğe katkısını ele almaktadır. Mecmular, İslâmî yayın yapanlar olarak sınırlandırılmıştır. Çalışmamızda İslâmî mecmuaların dinî yetkinlik kazanma süreçleri, kavramları siyasileştirme girişimleri ve mezhep-fırka çalışmaları incelenmiştir. Bu inceleme, İslam Mezhepleri Tarihi bilimi açısından mecmuaların sosyo-politik ve psiko-sosyal yönlerini ve dinî meşruiyet girişimlerini kapsamaktadır.
Evaluation of Islamic periodicals in terms of history of Islamic sects (1908-1928)
There have been transformations in the economic field in the world. These transformations brought new socio-political and psycho-social mobility to all countries of the world between the 19th and 20th centuries. There have been those who have been able to respond to this transformation, as well as those who have fallen short. The Ottoman Empire, considered one of the great states of the period, was also affected by this transformation and mobility. The Ottoman influence attracted more attention. The inability of the Ottoman Empire to respond effectively to this transformation and mobility has opened its political-scientific-religious spheres to discussion. Political activity resulted in the declaration of the 2nd Constitutional Monarchy. The scientific and religious fields, on the other hand, reached the point of gaining influence with the freedom of the press brought by the 2nd Constitutional Monarchy, which was a political achievement. As of 1908, many scientific and religious periodicals were published. The intellectuals have printed their thoughts and works. Our study deals with the contribution of thirty-two (32) periodicals published between 1908 and 1928 to the transformation and mobility experienced in the world. Periodicals are restricted to those publishing Islamic publications. In our study, the processes of gaining religious competence, attempts to politicise concepts and sect-faction studies of Islamic periodicals are examined. This study covers the socio-political and psycho-social aspects of periodicals in terms of the science of the History of Islamic Sects.
Hadis araştırma teknikleri dersi bir hadisin gerek tahrîci gerekse değerlendirilmesi hususunda bu... more Hadis araştırma teknikleri dersi bir hadisin gerek tahrîci gerekse değerlendirilmesi hususunda bu araştırmayı yapan ve ilgilenen araştırmacıya çalışmanın nasıl ve ne şekilde yapılması gerektiğini öğretmektedir. Özellikle bu çalışmalar hakkında kişiye bir takım usul ve yöntemleri kazandırmaktadır. Araştırmayı yapan kişi tarafından bu hususlar dikkate alınıp ona göre hareket edildiğinde ele alınan hadis metni ve senedinde yer alan râvilere dair gereken bilgilere varılmaktadır. Dolayısıyla bu yöntemle hem gereken bilgi elde edilmiş olunmakta hem de rivâyetin sıhhati konusunda yeterli derecede sonuç elde edilmiş olunmaktadır. Biz de bu araştırmamızda hadis araştırma teknikleri dersinde tedris edilen metotlardan yola çıkılarak “Kadın velisinin izin ve akdi olmadıkça nikâh sahih değildir.” veya “Velinin izni olmaksızın akdolunan nikâh muteber değildir.” hadisini ele alarak bu rivâyetin tahric ve değerlendirilmesini ortaya koymaya gayret göstereceğiz.
Mezkûr rivâyetin Buhârî, Tirmizî, Ebû Dâvûd, İbn Mâce, Dârimî, Ahmed b. Hanbel ve İmam Mâlik’te yer alan varyantıları incelenerek değerlendirilecektir. Ele almış olduğumuz bu yedi kaynakta yer alan toplam on bir rivâyet incelenecektir. Sened farklılığıyla birlikte metindeki farklılık da değerlendirilecektir. Çalışmamızı nihai olarak da sonuç ve değerlendirme kısmında özetleyerek gereken bilgi ve bizde hâsıl olan kanaati zikrederek sonuçlandırmış olacağız.
Ele almış olduğumuz bu rivâyetlerin senetlerinde yer alan râvilerin rical bilgisi hususunda şu eserlere de başvurulmuştur; Mizzî’nin (ö. 742/1342) Tehzîbu’l-Kemâl ve İbn Saʿd (ö. 230/845), eṭ-Ṭabaḳâtu’l-Kubrâ ve İbn Ḥacer el-ʿAsḳalânî (ö. 852/1449), Taḳrîbu’t-Tehẕîb
Bu hadisi tahric araştırmamız “لا نكاح إلا بولي” lafzı ile taranarak Şamile ve Cevâmiu’l-Kelim programlarından iki ayrı şekilde aranarak oluşturulmuştur.
İzmirli İsmail Hakkı. Dürzî Mezhebi, sad. Ahmet Tunahan Akgün, (Kahramanmaraş: Samer Yayınları, 2020), 181., 2020
İslam’ın Düşünce Ekolleri olan İslâm mezhepleri alanında telif edilen eserlerin bir kısmı mezhebi... more İslam’ın Düşünce Ekolleri olan İslâm mezhepleri alanında telif edilen eserlerin bir kısmı mezhebin fikirlerinin bireylere ve toplumlara etki etmelerini sağlama amacına yöneliktir. Bunun yanı sıra mezhep içi aidiyeti güçlendirme ve sahip oldukları müntesiplerinin fikir yapılarına ilmî olarak takviye sağlama hedefine matuf eserler de kaleme alınmıştır. İslâm mezhepleri hakkında kaleme alınan eserler içerisinde İmam Eş‘arî’nin Makâlatu’l-İslâmiyyîn’i hariç neredeyse tarafgirlikten uzak, reddiye konumunda olmayan makâlât türü çalışmaya rastlanmamaktadır. Osmanlı’nın son dönemlerine doğru mezhep üstü eğitimin ön plana çıkmaya başladığı ve Dârülfünûn ile beraber akademik çalışmaların yaygınlık kazandığı bir ortamda devletin ve milletin içinde bulunduğu çıkmaz için reçete arayan ilim adamları, toplumu ve mezhepleri inceleme çalışmalarına girişmişlerdir. İçinde bulunulan buhranın çözümünün toplumu tanımaktan geçtiğini düşünen mütefekkirlerden biri de İzmirli İsmail Hakkı olup, sadeleştirmesini yaptığımız Dürzî Mezhebi adlı çalışması bu düşünce ile ortaya konulmuştur. İlmin sürekliliği ve dilin canlılığını esas aldığımızda bu çalışmanın bugünün okuyucusu ve araştırmacısına intikalinin, zihinde oluşturacağı iz ve alana sağlayacağı katkının öneminden dolayı eseri sadeleştirerek günümüz Türkçesine aktarmaya gayret gösterdik. Eseri sadeleştirmedeki tek amacımız, Osmanlı kültür mirasının günümüz okuyucusu ile buluşturulmasına katkı sağlamaktır.
Osmanlı’nın son dönemiyle Cumhuriyet’in ilk dönemi arasında köprü vazifesi gören son devrin din â... more Osmanlı’nın son dönemiyle Cumhuriyet’in ilk dönemi arasında köprü vazifesi gören son devrin din âlimi Kıvâmüddin Burslan, Dârülfünun Edebiyat Fakültesinde asistanlık, Diyanet İşleri Başkanlığı Müşavere ve Dinî Eserler İnceleme Kurulu görevlerini ifa etmiştir. Sahasında iyi yetişmiş bir ilim adamı olan Burslan’ın birçok eseri olduğu gibi değişik konularda tercüme ve telif birçok makalesi de vardır. Çalışmalarının önemli bir kısmı 1928 yılı öncesine aittir. Bu çalışmaların günümüz Türkçesine kazandırılması ise bir ihtiyaçtır. Burslan, Kelam ve İslam Mezhepleri Tarihi için önem verdiği ve aynı zamanda birincil kaynak özelliğine sahip olan Ahmed b. Hanbel’in “er-Red ale’z-Zenâdıka ve’l-Cehmiyye” adlı risalesini 1927 yılında “İmam Ahmed’in Bir Eseri” başlığında Osmanlı Türkçesi ile tercümesini yapmıştır. Biz ise bu çalışmamızla, Burslan’ın kendi yaşadığı zamanın şartlarında ortaya koyduğu tercümeyi günümüzde erişiminin daha hızlı ve kolay olabilmesi için latinize edip sadeleştirme ve değerlendirme yap-mak suretiyle günümüz okuyucusuna kazandırmak istedik. Bu risalede Ahmed b. Hanbel’in Cehm b. Safvân ve Cehmiyye’ye karşı halku’l-Kur’ân, ru’yetullah, Allah’ın arşa istivası, Allah’ın sıfatları gibi konularda reddiyeleri yer almaktadır.
İngilizce Öz Kıvamuddin Burslan acting as a bridge between the last period of Ottoman and the first period of the Republican term and religious scholar of the last period performed his duties assistantship in faculty of Darulfunun Literature and in department of religious affairs and consultant and religious works review board. Burslan, who is a well-trained scholar in his field, has many works, as well as translation and many copyright articles on different topics. An important part of his work belongs to the years before 1928. It is a necessity to bring these studies in to today’s Turkish. Burslan, translated the treatise which. He gave importance to the history of Islamic sects and which also has primary source in 1927 to the Ottoman Turkish in the little of “a work by Imam Ahmed” with this study. We wanted to bring the translation that Burslan did under the conditions of the time of his own life into today’s reader, by transcription it making simplified and evaluating so that it can be accessed faster and easier in the treatise. There are polemics by Ahmad b. Hanbal on issues such as creation of Quran, ru’yatullah, istiva of Allah, Attributes of Allah against Jahm b. Safwan and Jahmīyah.
İmam Mâturîdî ve Maturidilik Hakkında Bibliyografya, 2019
Yaklaşık 15 asırlık İslâm tarihinde yaşadığı çağdan günümüze kadar iz bırakan birçok İslam âlimi ... more Yaklaşık 15 asırlık İslâm tarihinde yaşadığı çağdan günümüze kadar iz bırakan birçok İslam âlimi gelip geçmiştir. Hicrî 333’te vefat eden İmam Ebû Mansûr Mâturîdî de bu âlimlerden birisidir. İmam Mâturîdî başta kendisi olmak üzere talebeleri ve kendisine Mâturîdî aidiyeti ile bağlanmış olan birçok âlim, İmam Mâturîdî ve Maturidiliğin anlaşılması için eserler ortaya koymuştur. Günümüzde de İslam’ın kaybolan halkası olarak nitelendirilen İmam Mâturîdî ve Maturidilik hakkında birçok kitap, makale yazılmış, yüksek lisans-doktora tez çalışmaları yapılmış ve birçok bilgi şöleni, panel ve çalıştaylar gerçekleştirilmiştir. Ehl-i Sünnet’in iki büyük ekolünden birisi olarak görülen Maturidilik ve İmam Ebû Mansûr Mâturîdî hakkında şu ana kadar pek çok araştırma yapılmış olmasına rağmen, Sönmez Kutlu’nun tespit edebildiği kadarıyla, iki makale dışında kapsamlı müstakil bir bibliyografya çalışması yapılmamıştır. Yapılanlar ise ya sadece İmam Mâturîdî’nin eserleri ya da Maturidilik konusunda yayımlanmış bazı eserler ve makalelerle, birkaç yazmayı veya konuyla ilgili yapılan çalışmaların kaynakçasını ve bir doktora seminer çalışmasını geçmeyen çalışmalardır. Bu sebeple çalışmamızda geniş bir eser havzası olan İmam Mâturîdî ve Maturidililiği daha iyi anlayabilmek ve yeni çalışmalara yol gösterebilmek amacıyla daha önceki bibliyografya çalışmalarından yola çıkarak sistemli geniş bir bibliyografya çalışmasının yapılması amaçlanmıştır. Araştırmalarımız neticesinde İmam Mâturîdî ve Maturidilik hakkında birçok çalışmayı sistemli bir şekilde düzenleyerek oluşturulan geniş bibliyografya, ilim yolcusu araştırmacıların istifadesine sunulmuştur.
Dünyada iktisadî alanda meydana gelen dönüşümler, dönemin küçük büyük tüm devletlerine sosyo-poli... more Dünyada iktisadî alanda meydana gelen dönüşümler, dönemin küçük büyük tüm devletlerine sosyo-politik ve psiko-sosyal açıdan yeni hareketlilik yaşatmıştır. Bu dönüşüme cevap verebilenler olduğu gibi yetersiz kalanlar da olmuştur. Dönemin büyük devletlerinden kabul edilen Osmanlı İmparatorluğu da bu dönüşüm ve hareketlilikten etkilenmiştir. Ancak Osmanlı'nın etkilenmesi dikkatleri daha çok üzerine çekmiştir. Osmanlı'nın bu dönüşüm ve hareketliliğe etkin cevap verememesi siyasî-ilmî-dinî alanlarını tartışmaya açmıştır. Siyasî etkinlik II. Meşrutiyet'in ilanı ile sonuçlanmıştır. İlmî ve dinî alanlar ise siyasî kazanım olan II. Meşrutiyet'in getirdiği matbuat serbestliği ile etkinlik kazanabilme noktasına ulaşmıştır. 1908 itibari ile ilmî ve dinî sahada birçok mecmua yayın yapmıştır. Mütefekkirler, düşüncelerini ve çalışmalarını matbulaştırmıştır. Çalışmamız, 1908-1928 yılları arasında yayın yapan otuz iki(32) mecmuanın dünyada yaşanılan dönüşüm ve hareketliliğe katkısını ele almaktadır. Mecmular, İslâmî yayın yapanlar olarak sınırlandırılmıştır. Çalışmamızda İslâmî mecmuaların dinî yetkinlik kazanma süreçleri, kavramları siyasileştirme girişimleri ve mezhep-fırka çalışmaları incelenmiştir. Bu inceleme, İslam Mezhepleri Tarihi bilimi açısından mecmuaların sosyo-politik ve psiko-sosyal yönlerini ve dinî meşruiyet girişimlerini kapsamaktadır.
Evaluation of Islamic periodicals in terms of history of Islamic sects (1908-1928)
There have been transformations in the economic field in the world. These transformations brought new socio-political and psycho-social mobility to all countries of the world between the 19th and 20th centuries. There have been those who have been able to respond to this transformation, as well as those who have fallen short. The Ottoman Empire, considered one of the great states of the period, was also affected by this transformation and mobility. The Ottoman influence attracted more attention. The inability of the Ottoman Empire to respond effectively to this transformation and mobility has opened its political-scientific-religious spheres to discussion. Political activity resulted in the declaration of the 2nd Constitutional Monarchy. The scientific and religious fields, on the other hand, reached the point of gaining influence with the freedom of the press brought by the 2nd Constitutional Monarchy, which was a political achievement. As of 1908, many scientific and religious periodicals were published. The intellectuals have printed their thoughts and works. Our study deals with the contribution of thirty-two (32) periodicals published between 1908 and 1928 to the transformation and mobility experienced in the world. Periodicals are restricted to those publishing Islamic publications. In our study, the processes of gaining religious competence, attempts to politicise concepts and sect-faction studies of Islamic periodicals are examined. This study covers the socio-political and psycho-social aspects of periodicals in terms of the science of the History of Islamic Sects.
Hadis araştırma teknikleri dersi bir hadisin gerek tahrîci gerekse değerlendirilmesi hususunda bu... more Hadis araştırma teknikleri dersi bir hadisin gerek tahrîci gerekse değerlendirilmesi hususunda bu araştırmayı yapan ve ilgilenen araştırmacıya çalışmanın nasıl ve ne şekilde yapılması gerektiğini öğretmektedir. Özellikle bu çalışmalar hakkında kişiye bir takım usul ve yöntemleri kazandırmaktadır. Araştırmayı yapan kişi tarafından bu hususlar dikkate alınıp ona göre hareket edildiğinde ele alınan hadis metni ve senedinde yer alan râvilere dair gereken bilgilere varılmaktadır. Dolayısıyla bu yöntemle hem gereken bilgi elde edilmiş olunmakta hem de rivâyetin sıhhati konusunda yeterli derecede sonuç elde edilmiş olunmaktadır. Biz de bu araştırmamızda hadis araştırma teknikleri dersinde tedris edilen metotlardan yola çıkılarak “Kadın velisinin izin ve akdi olmadıkça nikâh sahih değildir.” veya “Velinin izni olmaksızın akdolunan nikâh muteber değildir.” hadisini ele alarak bu rivâyetin tahric ve değerlendirilmesini ortaya koymaya gayret göstereceğiz.
Mezkûr rivâyetin Buhârî, Tirmizî, Ebû Dâvûd, İbn Mâce, Dârimî, Ahmed b. Hanbel ve İmam Mâlik’te yer alan varyantıları incelenerek değerlendirilecektir. Ele almış olduğumuz bu yedi kaynakta yer alan toplam on bir rivâyet incelenecektir. Sened farklılığıyla birlikte metindeki farklılık da değerlendirilecektir. Çalışmamızı nihai olarak da sonuç ve değerlendirme kısmında özetleyerek gereken bilgi ve bizde hâsıl olan kanaati zikrederek sonuçlandırmış olacağız.
Ele almış olduğumuz bu rivâyetlerin senetlerinde yer alan râvilerin rical bilgisi hususunda şu eserlere de başvurulmuştur; Mizzî’nin (ö. 742/1342) Tehzîbu’l-Kemâl ve İbn Saʿd (ö. 230/845), eṭ-Ṭabaḳâtu’l-Kubrâ ve İbn Ḥacer el-ʿAsḳalânî (ö. 852/1449), Taḳrîbu’t-Tehẕîb
Bu hadisi tahric araştırmamız “لا نكاح إلا بولي” lafzı ile taranarak Şamile ve Cevâmiu’l-Kelim programlarından iki ayrı şekilde aranarak oluşturulmuştur.
İzmirli İsmail Hakkı. Dürzî Mezhebi, sad. Ahmet Tunahan Akgün, (Kahramanmaraş: Samer Yayınları, 2020), 181., 2020
İslam’ın Düşünce Ekolleri olan İslâm mezhepleri alanında telif edilen eserlerin bir kısmı mezhebi... more İslam’ın Düşünce Ekolleri olan İslâm mezhepleri alanında telif edilen eserlerin bir kısmı mezhebin fikirlerinin bireylere ve toplumlara etki etmelerini sağlama amacına yöneliktir. Bunun yanı sıra mezhep içi aidiyeti güçlendirme ve sahip oldukları müntesiplerinin fikir yapılarına ilmî olarak takviye sağlama hedefine matuf eserler de kaleme alınmıştır. İslâm mezhepleri hakkında kaleme alınan eserler içerisinde İmam Eş‘arî’nin Makâlatu’l-İslâmiyyîn’i hariç neredeyse tarafgirlikten uzak, reddiye konumunda olmayan makâlât türü çalışmaya rastlanmamaktadır. Osmanlı’nın son dönemlerine doğru mezhep üstü eğitimin ön plana çıkmaya başladığı ve Dârülfünûn ile beraber akademik çalışmaların yaygınlık kazandığı bir ortamda devletin ve milletin içinde bulunduğu çıkmaz için reçete arayan ilim adamları, toplumu ve mezhepleri inceleme çalışmalarına girişmişlerdir. İçinde bulunulan buhranın çözümünün toplumu tanımaktan geçtiğini düşünen mütefekkirlerden biri de İzmirli İsmail Hakkı olup, sadeleştirmesini yaptığımız Dürzî Mezhebi adlı çalışması bu düşünce ile ortaya konulmuştur. İlmin sürekliliği ve dilin canlılığını esas aldığımızda bu çalışmanın bugünün okuyucusu ve araştırmacısına intikalinin, zihinde oluşturacağı iz ve alana sağlayacağı katkının öneminden dolayı eseri sadeleştirerek günümüz Türkçesine aktarmaya gayret gösterdik. Eseri sadeleştirmedeki tek amacımız, Osmanlı kültür mirasının günümüz okuyucusu ile buluşturulmasına katkı sağlamaktır.
Osmanlı’nın son dönemiyle Cumhuriyet’in ilk dönemi arasında köprü vazifesi gören son devrin din â... more Osmanlı’nın son dönemiyle Cumhuriyet’in ilk dönemi arasında köprü vazifesi gören son devrin din âlimi Kıvâmüddin Burslan, Dârülfünun Edebiyat Fakültesinde asistanlık, Diyanet İşleri Başkanlığı Müşavere ve Dinî Eserler İnceleme Kurulu görevlerini ifa etmiştir. Sahasında iyi yetişmiş bir ilim adamı olan Burslan’ın birçok eseri olduğu gibi değişik konularda tercüme ve telif birçok makalesi de vardır. Çalışmalarının önemli bir kısmı 1928 yılı öncesine aittir. Bu çalışmaların günümüz Türkçesine kazandırılması ise bir ihtiyaçtır. Burslan, Kelam ve İslam Mezhepleri Tarihi için önem verdiği ve aynı zamanda birincil kaynak özelliğine sahip olan Ahmed b. Hanbel’in “er-Red ale’z-Zenâdıka ve’l-Cehmiyye” adlı risalesini 1927 yılında “İmam Ahmed’in Bir Eseri” başlığında Osmanlı Türkçesi ile tercümesini yapmıştır. Biz ise bu çalışmamızla, Burslan’ın kendi yaşadığı zamanın şartlarında ortaya koyduğu tercümeyi günümüzde erişiminin daha hızlı ve kolay olabilmesi için latinize edip sadeleştirme ve değerlendirme yap-mak suretiyle günümüz okuyucusuna kazandırmak istedik. Bu risalede Ahmed b. Hanbel’in Cehm b. Safvân ve Cehmiyye’ye karşı halku’l-Kur’ân, ru’yetullah, Allah’ın arşa istivası, Allah’ın sıfatları gibi konularda reddiyeleri yer almaktadır.
İngilizce Öz Kıvamuddin Burslan acting as a bridge between the last period of Ottoman and the first period of the Republican term and religious scholar of the last period performed his duties assistantship in faculty of Darulfunun Literature and in department of religious affairs and consultant and religious works review board. Burslan, who is a well-trained scholar in his field, has many works, as well as translation and many copyright articles on different topics. An important part of his work belongs to the years before 1928. It is a necessity to bring these studies in to today’s Turkish. Burslan, translated the treatise which. He gave importance to the history of Islamic sects and which also has primary source in 1927 to the Ottoman Turkish in the little of “a work by Imam Ahmed” with this study. We wanted to bring the translation that Burslan did under the conditions of the time of his own life into today’s reader, by transcription it making simplified and evaluating so that it can be accessed faster and easier in the treatise. There are polemics by Ahmad b. Hanbal on issues such as creation of Quran, ru’yatullah, istiva of Allah, Attributes of Allah against Jahm b. Safwan and Jahmīyah.
İmam Mâturîdî ve Maturidilik Hakkında Bibliyografya, 2019
Yaklaşık 15 asırlık İslâm tarihinde yaşadığı çağdan günümüze kadar iz bırakan birçok İslam âlimi ... more Yaklaşık 15 asırlık İslâm tarihinde yaşadığı çağdan günümüze kadar iz bırakan birçok İslam âlimi gelip geçmiştir. Hicrî 333’te vefat eden İmam Ebû Mansûr Mâturîdî de bu âlimlerden birisidir. İmam Mâturîdî başta kendisi olmak üzere talebeleri ve kendisine Mâturîdî aidiyeti ile bağlanmış olan birçok âlim, İmam Mâturîdî ve Maturidiliğin anlaşılması için eserler ortaya koymuştur. Günümüzde de İslam’ın kaybolan halkası olarak nitelendirilen İmam Mâturîdî ve Maturidilik hakkında birçok kitap, makale yazılmış, yüksek lisans-doktora tez çalışmaları yapılmış ve birçok bilgi şöleni, panel ve çalıştaylar gerçekleştirilmiştir. Ehl-i Sünnet’in iki büyük ekolünden birisi olarak görülen Maturidilik ve İmam Ebû Mansûr Mâturîdî hakkında şu ana kadar pek çok araştırma yapılmış olmasına rağmen, Sönmez Kutlu’nun tespit edebildiği kadarıyla, iki makale dışında kapsamlı müstakil bir bibliyografya çalışması yapılmamıştır. Yapılanlar ise ya sadece İmam Mâturîdî’nin eserleri ya da Maturidilik konusunda yayımlanmış bazı eserler ve makalelerle, birkaç yazmayı veya konuyla ilgili yapılan çalışmaların kaynakçasını ve bir doktora seminer çalışmasını geçmeyen çalışmalardır. Bu sebeple çalışmamızda geniş bir eser havzası olan İmam Mâturîdî ve Maturidililiği daha iyi anlayabilmek ve yeni çalışmalara yol gösterebilmek amacıyla daha önceki bibliyografya çalışmalarından yola çıkarak sistemli geniş bir bibliyografya çalışmasının yapılması amaçlanmıştır. Araştırmalarımız neticesinde İmam Mâturîdî ve Maturidilik hakkında birçok çalışmayı sistemli bir şekilde düzenleyerek oluşturulan geniş bibliyografya, ilim yolcusu araştırmacıların istifadesine sunulmuştur.
Uploads
Papers by Ahmet Tunahan AKGÜN
Evaluation of Islamic periodicals in terms of history of Islamic sects (1908-1928)
There have been transformations in the economic field in the world. These transformations brought new socio-political and psycho-social mobility to all countries of the world between the 19th and 20th centuries. There have been those who have been able to respond to this transformation, as well as those who have fallen short. The Ottoman Empire, considered one of the great states of the period, was also affected by this transformation and mobility. The Ottoman influence attracted more attention. The inability of the Ottoman Empire to respond effectively to this transformation and mobility has opened its political-scientific-religious spheres to discussion. Political activity resulted in the declaration of the 2nd Constitutional Monarchy. The scientific and religious fields, on the other hand, reached the point of gaining influence with the freedom of the press brought by the 2nd Constitutional Monarchy, which was a political achievement. As of 1908, many scientific and religious periodicals were published. The intellectuals have printed their thoughts and works. Our study deals with the contribution of thirty-two (32) periodicals published between 1908 and 1928 to the transformation and mobility experienced in the world. Periodicals are restricted to those publishing Islamic publications. In our study, the processes of gaining religious competence, attempts to politicise concepts and sect-faction studies of Islamic periodicals are examined. This study covers the socio-political and psycho-social aspects of periodicals in terms of the science of the History of Islamic Sects.
Mezkûr rivâyetin Buhârî, Tirmizî, Ebû Dâvûd, İbn Mâce, Dârimî, Ahmed b. Hanbel ve İmam Mâlik’te yer alan varyantıları incelenerek değerlendirilecektir. Ele almış olduğumuz bu yedi kaynakta yer alan toplam on bir rivâyet incelenecektir. Sened farklılığıyla birlikte metindeki farklılık da değerlendirilecektir. Çalışmamızı nihai olarak da sonuç ve değerlendirme kısmında özetleyerek gereken bilgi ve bizde hâsıl olan kanaati zikrederek sonuçlandırmış olacağız.
Ele almış olduğumuz bu rivâyetlerin senetlerinde yer alan râvilerin rical bilgisi hususunda şu eserlere de başvurulmuştur; Mizzî’nin (ö. 742/1342) Tehzîbu’l-Kemâl ve İbn Saʿd (ö. 230/845), eṭ-Ṭabaḳâtu’l-Kubrâ ve İbn Ḥacer el-ʿAsḳalânî (ö. 852/1449), Taḳrîbu’t-Tehẕîb
Bu hadisi tahric araştırmamız “لا نكاح إلا بولي” lafzı ile taranarak Şamile ve Cevâmiu’l-Kelim programlarından iki ayrı şekilde aranarak oluşturulmuştur.
İlmin sürekliliği ve dilin canlılığını esas aldığımızda bu çalışmanın bugünün okuyucusu ve araştırmacısına intikalinin, zihinde oluşturacağı iz ve alana sağlayacağı katkının öneminden dolayı eseri sadeleştirerek günümüz Türkçesine aktarmaya gayret gösterdik. Eseri sadeleştirmedeki tek amacımız, Osmanlı kültür mirasının günümüz okuyucusu ile buluşturulmasına katkı sağlamaktır.
İngilizce Öz
Kıvamuddin Burslan acting as a bridge between the last period of Ottoman and the first period of the Republican term and religious scholar of the last period performed his duties assistantship in faculty of Darulfunun Literature and in department of religious affairs and consultant and religious works review board. Burslan, who is a well-trained scholar in his field, has many works, as well as translation and many copyright articles on different topics. An important part of his work belongs to the years before 1928. It is a necessity to bring these studies in to today’s Turkish. Burslan, translated the treatise which. He gave importance to the history of Islamic sects and which also has primary source in 1927 to the Ottoman Turkish in the little of “a work by Imam Ahmed” with this study. We wanted to bring the translation that Burslan did under the conditions of the time of his own life into today’s reader, by transcription it making simplified and evaluating so that it can be accessed faster and easier in the treatise. There are polemics by Ahmad b. Hanbal on issues such as creation of Quran, ru’yatullah, istiva of Allah, Attributes of Allah against Jahm b. Safwan and Jahmīyah.
Evaluation of Islamic periodicals in terms of history of Islamic sects (1908-1928)
There have been transformations in the economic field in the world. These transformations brought new socio-political and psycho-social mobility to all countries of the world between the 19th and 20th centuries. There have been those who have been able to respond to this transformation, as well as those who have fallen short. The Ottoman Empire, considered one of the great states of the period, was also affected by this transformation and mobility. The Ottoman influence attracted more attention. The inability of the Ottoman Empire to respond effectively to this transformation and mobility has opened its political-scientific-religious spheres to discussion. Political activity resulted in the declaration of the 2nd Constitutional Monarchy. The scientific and religious fields, on the other hand, reached the point of gaining influence with the freedom of the press brought by the 2nd Constitutional Monarchy, which was a political achievement. As of 1908, many scientific and religious periodicals were published. The intellectuals have printed their thoughts and works. Our study deals with the contribution of thirty-two (32) periodicals published between 1908 and 1928 to the transformation and mobility experienced in the world. Periodicals are restricted to those publishing Islamic publications. In our study, the processes of gaining religious competence, attempts to politicise concepts and sect-faction studies of Islamic periodicals are examined. This study covers the socio-political and psycho-social aspects of periodicals in terms of the science of the History of Islamic Sects.
Mezkûr rivâyetin Buhârî, Tirmizî, Ebû Dâvûd, İbn Mâce, Dârimî, Ahmed b. Hanbel ve İmam Mâlik’te yer alan varyantıları incelenerek değerlendirilecektir. Ele almış olduğumuz bu yedi kaynakta yer alan toplam on bir rivâyet incelenecektir. Sened farklılığıyla birlikte metindeki farklılık da değerlendirilecektir. Çalışmamızı nihai olarak da sonuç ve değerlendirme kısmında özetleyerek gereken bilgi ve bizde hâsıl olan kanaati zikrederek sonuçlandırmış olacağız.
Ele almış olduğumuz bu rivâyetlerin senetlerinde yer alan râvilerin rical bilgisi hususunda şu eserlere de başvurulmuştur; Mizzî’nin (ö. 742/1342) Tehzîbu’l-Kemâl ve İbn Saʿd (ö. 230/845), eṭ-Ṭabaḳâtu’l-Kubrâ ve İbn Ḥacer el-ʿAsḳalânî (ö. 852/1449), Taḳrîbu’t-Tehẕîb
Bu hadisi tahric araştırmamız “لا نكاح إلا بولي” lafzı ile taranarak Şamile ve Cevâmiu’l-Kelim programlarından iki ayrı şekilde aranarak oluşturulmuştur.
İlmin sürekliliği ve dilin canlılığını esas aldığımızda bu çalışmanın bugünün okuyucusu ve araştırmacısına intikalinin, zihinde oluşturacağı iz ve alana sağlayacağı katkının öneminden dolayı eseri sadeleştirerek günümüz Türkçesine aktarmaya gayret gösterdik. Eseri sadeleştirmedeki tek amacımız, Osmanlı kültür mirasının günümüz okuyucusu ile buluşturulmasına katkı sağlamaktır.
İngilizce Öz
Kıvamuddin Burslan acting as a bridge between the last period of Ottoman and the first period of the Republican term and religious scholar of the last period performed his duties assistantship in faculty of Darulfunun Literature and in department of religious affairs and consultant and religious works review board. Burslan, who is a well-trained scholar in his field, has many works, as well as translation and many copyright articles on different topics. An important part of his work belongs to the years before 1928. It is a necessity to bring these studies in to today’s Turkish. Burslan, translated the treatise which. He gave importance to the history of Islamic sects and which also has primary source in 1927 to the Ottoman Turkish in the little of “a work by Imam Ahmed” with this study. We wanted to bring the translation that Burslan did under the conditions of the time of his own life into today’s reader, by transcription it making simplified and evaluating so that it can be accessed faster and easier in the treatise. There are polemics by Ahmad b. Hanbal on issues such as creation of Quran, ru’yatullah, istiva of Allah, Attributes of Allah against Jahm b. Safwan and Jahmīyah.