İnsan, daima kendisinden büyük ve güçlü varlıklara karşı bir merak ve korku duygusuyla hareket ed... more İnsan, daima kendisinden büyük ve güçlü varlıklara karşı bir merak ve korku duygusuyla hareket eder. Etrafında gördüğü aşkın kuvvetlere anlamlar yükler ve hayal dünyasında bunlarla ilgili kurgular geliştirir. Bebekken anne-babası, çocukken öğretmeni, yetişkinken hayranlık duyduğu bir oyuncu veya sporcu insanın ilgi odağıdır. Antik dönemlerde, insan daha doğal bir yaşam sürdüğü için aşkın kuvvetler de doğanın içinden seçilmişti. Dağ, güneş, ay, yıldız, ağaç, yıldırım, şimşek, deniz, kurt, ayı vb. varlıklar insanın ilgisini çekmiş ve bu varlıklara karşı korkuyla karışık bir saygı duymuştur. Bu çalışmada bu varlıklardan, dağlar ile ilgili olan anlatımları ve inançları anlamaya çalışacağız. Coğrafyanın en heybetli yapısı olan dağlar, yüksekliği ile göklere uzanır. Tepesinden eksik olmayan kar ve bulutlar ile gizemli bir görünümü vardır. Yanardağlar patladığında ya da fırtına bulutları başına toplandığında kutsal varlıkların öfkesinin bir göstergesi olur. Bağrından çıkıp gelen sularla etrafına bereket verir. Bünyesinde bulundurduğu ormanlarda yaşayan varlıklar bazen insanlara iyi davranır bazen de insanlara kötülük yapmak için uğraşırlar. Yaşanılan coğrafyada görülebilecek en büyük varlık ve onun etrafında gelişen olaylar hakkında insanların düşüncelerini böyle özetlemek mümkündür. Bu çalışmada, dağların fenomenolojik yapısını, dinlerde dağlara atfedilen kutsallıkları ve en çok bilinen dağları anlatmayı amaçlamaktayız.
Budizm, bir din olarak, Hinduizm’in içerisinden çıkmış ve yeni söylemlerle eski düzeni değiştirme... more Budizm, bir din olarak, Hinduizm’in içerisinden çıkmış ve yeni söylemlerle eski düzeni değiştirmeyi amaç edinmiştir. Hindistan’dan yola çıkan bu din günümüzde, doğu ve güneydoğu Asya’nın çoğunda hâkim konuma gelmiştir. Orta Asya’ya gelip Türkler arasında dahi yayıldığını bilmekteyiz. Sidharta Goathama isimli bir Hintli Prens’in yaşadığı hayattan duyduğu sıkıntı neticesinde içinde bulunduğu düzeni değiştirme çabası, aynı düzenden şikâyetçi olanlara ilham vermiştir. Hinduizm’in katı kast sistemi ve Brahman sınıfının yozlaşmasından kurtulmak isteyen insanlar akın akın bu yeni dine intisap etmişlerdir. Dünya’daki dinlerin yayılma alanlarına ve nüfuslarına bakarsak, kutsal kitabı olan ve bir sistem oluşturmuş dinler daha başarılı görünmektedir. Bu da bir dinin öğretilerini anlatmanın, yaymanın en iyi yolunun kutsal metinler olduğunu göstermektedir. Çalışmada; Budizm’in tarihi hakkında kısa bir bilgi verilecek, Budizm’in kutsal kitap anlayışı ve kitaplarından bahsedilecektir.
Theodore Ebu Kurra, Hıristiyanlık – İslam ilişkileri tarihi açısında önemli bir kişilik olma özel... more Theodore Ebu Kurra, Hıristiyanlık – İslam ilişkileri tarihi açısında önemli bir kişilik olma özelliğine sahiptir. Dönemin önemli merkezlerinde bulunmuş, çeşitli dillerde eserler kaleme almış, önemli görevlerde bulunmuş bir kimsedir. En önemli özelliği ise bir Hıristiyan olarak İslam’a karşı, Müslümanların çoğunluğunun anlayabileceği şekilde Arapça eserler kaleme almasıdır. Bunu yapan ilk kişi hüviyetine de sahiptir. Theodore Ebu Kurra, Hıristiyan teolojisinin de konsiller aracılığıyla sağlamlaştırılmaya çalışıldığı bir dönemde yazdığı yazılarla ve çalışmalarıyla Hıristiyan mezhepleri arasındaki görüş farklılıkları ile ilgili de görüşlerini belirtmiştir. Yazılarındaki üslubu ve kullandığı metotlar açısından günümüz bilim dünyasındaki etik kurallara pek uyum göstermiyor olsa da ilk dönem ilişkilerini anlamak açısından eserlerinin çoğu günümüzde çeşitli dillere çevrilmiş ve basılarak bilim dünyasına kazandırılmıştır. Theodore Ebu Kurra’nın en çok bilinen özellikleri; Monofizit düşünceye karşı olması, İkonalara dair yaptığı savunuları ve Hıristiyanlığın, İslam ve Yahudilik karşısında tek semavi din olduğuna dair yazdığı eserleri ve görüşleridir.
İnsan, daima kendisinden büyük ve güçlü varlıklara karşı bir merak ve korku duygusuyla hareket ed... more İnsan, daima kendisinden büyük ve güçlü varlıklara karşı bir merak ve korku duygusuyla hareket eder. Etrafında gördüğü aşkın kuvvetlere anlamlar yükler ve hayal dünyasında bunlarla ilgili kurgular geliştirir. Bebekken anne-babası, çocukken öğretmeni, yetişkinken hayranlık duyduğu bir oyuncu veya sporcu insanın ilgi odağıdır. Antik dönemlerde, insan daha doğal bir yaşam sürdüğü için aşkın kuvvetler de doğanın içinden seçilmişti. Dağ, güneş, ay, yıldız, ağaç, yıldırım, şimşek, deniz, kurt, ayı vb. varlıklar insanın ilgisini çekmiş ve bu varlıklara karşı korkuyla karışık bir saygı duymuştur. Bu çalışmada bu varlıklardan, dağlar ile ilgili olan anlatımları ve inançları anlamaya çalışacağız. Coğrafyanın en heybetli yapısı olan dağlar, yüksekliği ile göklere uzanır. Tepesinden eksik olmayan kar ve bulutlar ile gizemli bir görünümü vardır. Yanardağlar patladığında ya da fırtına bulutları başına toplandığında kutsal varlıkların öfkesinin bir göstergesi olur. Bağrından çıkıp gelen sularla etrafına bereket verir. Bünyesinde bulundurduğu ormanlarda yaşayan varlıklar bazen insanlara iyi davranır bazen de insanlara kötülük yapmak için uğraşırlar. Yaşanılan coğrafyada görülebilecek en büyük varlık ve onun etrafında gelişen olaylar hakkında insanların düşüncelerini böyle özetlemek mümkündür. Bu çalışmada, dağların fenomenolojik yapısını, dinlerde dağlara atfedilen kutsallıkları ve en çok bilinen dağları anlatmayı amaçlamaktayız.
Budizm, bir din olarak, Hinduizm’in içerisinden çıkmış ve yeni söylemlerle eski düzeni değiştirme... more Budizm, bir din olarak, Hinduizm’in içerisinden çıkmış ve yeni söylemlerle eski düzeni değiştirmeyi amaç edinmiştir. Hindistan’dan yola çıkan bu din günümüzde, doğu ve güneydoğu Asya’nın çoğunda hâkim konuma gelmiştir. Orta Asya’ya gelip Türkler arasında dahi yayıldığını bilmekteyiz. Sidharta Goathama isimli bir Hintli Prens’in yaşadığı hayattan duyduğu sıkıntı neticesinde içinde bulunduğu düzeni değiştirme çabası, aynı düzenden şikâyetçi olanlara ilham vermiştir. Hinduizm’in katı kast sistemi ve Brahman sınıfının yozlaşmasından kurtulmak isteyen insanlar akın akın bu yeni dine intisap etmişlerdir. Dünya’daki dinlerin yayılma alanlarına ve nüfuslarına bakarsak, kutsal kitabı olan ve bir sistem oluşturmuş dinler daha başarılı görünmektedir. Bu da bir dinin öğretilerini anlatmanın, yaymanın en iyi yolunun kutsal metinler olduğunu göstermektedir. Çalışmada; Budizm’in tarihi hakkında kısa bir bilgi verilecek, Budizm’in kutsal kitap anlayışı ve kitaplarından bahsedilecektir.
Theodore Ebu Kurra, Hıristiyanlık – İslam ilişkileri tarihi açısında önemli bir kişilik olma özel... more Theodore Ebu Kurra, Hıristiyanlık – İslam ilişkileri tarihi açısında önemli bir kişilik olma özelliğine sahiptir. Dönemin önemli merkezlerinde bulunmuş, çeşitli dillerde eserler kaleme almış, önemli görevlerde bulunmuş bir kimsedir. En önemli özelliği ise bir Hıristiyan olarak İslam’a karşı, Müslümanların çoğunluğunun anlayabileceği şekilde Arapça eserler kaleme almasıdır. Bunu yapan ilk kişi hüviyetine de sahiptir. Theodore Ebu Kurra, Hıristiyan teolojisinin de konsiller aracılığıyla sağlamlaştırılmaya çalışıldığı bir dönemde yazdığı yazılarla ve çalışmalarıyla Hıristiyan mezhepleri arasındaki görüş farklılıkları ile ilgili de görüşlerini belirtmiştir. Yazılarındaki üslubu ve kullandığı metotlar açısından günümüz bilim dünyasındaki etik kurallara pek uyum göstermiyor olsa da ilk dönem ilişkilerini anlamak açısından eserlerinin çoğu günümüzde çeşitli dillere çevrilmiş ve basılarak bilim dünyasına kazandırılmıştır. Theodore Ebu Kurra’nın en çok bilinen özellikleri; Monofizit düşünceye karşı olması, İkonalara dair yaptığı savunuları ve Hıristiyanlığın, İslam ve Yahudilik karşısında tek semavi din olduğuna dair yazdığı eserleri ve görüşleridir.
Uploads
Teaching Documents by Halim YILDIRIM
Coğrafyanın en heybetli yapısı olan dağlar, yüksekliği ile göklere uzanır. Tepesinden eksik olmayan kar ve bulutlar ile gizemli bir görünümü vardır. Yanardağlar patladığında ya da fırtına bulutları başına toplandığında kutsal varlıkların öfkesinin bir göstergesi olur. Bağrından çıkıp gelen sularla etrafına bereket verir. Bünyesinde bulundurduğu ormanlarda yaşayan varlıklar bazen insanlara iyi davranır bazen de insanlara kötülük yapmak için uğraşırlar. Yaşanılan coğrafyada görülebilecek en büyük varlık ve onun etrafında gelişen olaylar hakkında insanların düşüncelerini böyle özetlemek mümkündür.
Bu çalışmada, dağların fenomenolojik yapısını, dinlerde dağlara atfedilen kutsallıkları ve en çok bilinen dağları anlatmayı amaçlamaktayız.
Sidharta Goathama isimli bir Hintli Prens’in yaşadığı hayattan duyduğu sıkıntı neticesinde içinde bulunduğu düzeni değiştirme çabası, aynı düzenden şikâyetçi olanlara ilham vermiştir. Hinduizm’in katı kast sistemi ve Brahman sınıfının yozlaşmasından kurtulmak isteyen insanlar akın akın bu yeni dine intisap etmişlerdir.
Dünya’daki dinlerin yayılma alanlarına ve nüfuslarına bakarsak, kutsal kitabı olan ve bir sistem oluşturmuş dinler daha başarılı görünmektedir. Bu da bir dinin öğretilerini anlatmanın, yaymanın en iyi yolunun kutsal metinler olduğunu göstermektedir.
Çalışmada; Budizm’in tarihi hakkında kısa bir bilgi verilecek, Budizm’in kutsal kitap anlayışı ve kitaplarından bahsedilecektir.
Theodore Ebu Kurra, Hıristiyan teolojisinin de konsiller aracılığıyla sağlamlaştırılmaya çalışıldığı bir dönemde yazdığı yazılarla ve çalışmalarıyla Hıristiyan mezhepleri arasındaki görüş farklılıkları ile ilgili de görüşlerini belirtmiştir.
Yazılarındaki üslubu ve kullandığı metotlar açısından günümüz bilim dünyasındaki etik kurallara pek uyum göstermiyor olsa da ilk dönem ilişkilerini anlamak açısından eserlerinin çoğu günümüzde çeşitli dillere çevrilmiş ve basılarak bilim dünyasına kazandırılmıştır.
Theodore Ebu Kurra’nın en çok bilinen özellikleri; Monofizit düşünceye karşı olması, İkonalara dair yaptığı savunuları ve Hıristiyanlığın, İslam ve Yahudilik karşısında tek semavi din olduğuna dair yazdığı eserleri ve görüşleridir.
Coğrafyanın en heybetli yapısı olan dağlar, yüksekliği ile göklere uzanır. Tepesinden eksik olmayan kar ve bulutlar ile gizemli bir görünümü vardır. Yanardağlar patladığında ya da fırtına bulutları başına toplandığında kutsal varlıkların öfkesinin bir göstergesi olur. Bağrından çıkıp gelen sularla etrafına bereket verir. Bünyesinde bulundurduğu ormanlarda yaşayan varlıklar bazen insanlara iyi davranır bazen de insanlara kötülük yapmak için uğraşırlar. Yaşanılan coğrafyada görülebilecek en büyük varlık ve onun etrafında gelişen olaylar hakkında insanların düşüncelerini böyle özetlemek mümkündür.
Bu çalışmada, dağların fenomenolojik yapısını, dinlerde dağlara atfedilen kutsallıkları ve en çok bilinen dağları anlatmayı amaçlamaktayız.
Sidharta Goathama isimli bir Hintli Prens’in yaşadığı hayattan duyduğu sıkıntı neticesinde içinde bulunduğu düzeni değiştirme çabası, aynı düzenden şikâyetçi olanlara ilham vermiştir. Hinduizm’in katı kast sistemi ve Brahman sınıfının yozlaşmasından kurtulmak isteyen insanlar akın akın bu yeni dine intisap etmişlerdir.
Dünya’daki dinlerin yayılma alanlarına ve nüfuslarına bakarsak, kutsal kitabı olan ve bir sistem oluşturmuş dinler daha başarılı görünmektedir. Bu da bir dinin öğretilerini anlatmanın, yaymanın en iyi yolunun kutsal metinler olduğunu göstermektedir.
Çalışmada; Budizm’in tarihi hakkında kısa bir bilgi verilecek, Budizm’in kutsal kitap anlayışı ve kitaplarından bahsedilecektir.
Theodore Ebu Kurra, Hıristiyan teolojisinin de konsiller aracılığıyla sağlamlaştırılmaya çalışıldığı bir dönemde yazdığı yazılarla ve çalışmalarıyla Hıristiyan mezhepleri arasındaki görüş farklılıkları ile ilgili de görüşlerini belirtmiştir.
Yazılarındaki üslubu ve kullandığı metotlar açısından günümüz bilim dünyasındaki etik kurallara pek uyum göstermiyor olsa da ilk dönem ilişkilerini anlamak açısından eserlerinin çoğu günümüzde çeşitli dillere çevrilmiş ve basılarak bilim dünyasına kazandırılmıştır.
Theodore Ebu Kurra’nın en çok bilinen özellikleri; Monofizit düşünceye karşı olması, İkonalara dair yaptığı savunuları ve Hıristiyanlığın, İslam ve Yahudilik karşısında tek semavi din olduğuna dair yazdığı eserleri ve görüşleridir.