Dijital söylem alanlarının toplumsal gerçekliklerin içine yerleşmesiyle birlikte, örgütlerin halk... more Dijital söylem alanlarının toplumsal gerçekliklerin içine yerleşmesiyle birlikte, örgütlerin halkla ilişkiler stratejileri de yeni medyayla ilişkilenmeye başlamıştır. Bu durum aynı zamanda, kamuların da örgütlerle olan etkileşim biçimlerini dönüştürmüştür. Kamular bir yandan örgütler için daha ulaşılabilir olmuş, diğer yandan kriz yaratabilme potansiyellerini arttırmıştır. Bu durumu göz önünde bulundurarak, yerel yönetimlerin sosyal medya mecraları aracılığıyla gerçekleştirdiği halkla ilişkiler stratejilerine bakmak, örgüt ve kamu arasındaki ilişkinin politik kodlarını görünür kılabilmek açısından önemli veriler sunmaktadır. Bu çalışma, Dersim’deki dağ keçilerinin avlanmaması için Tunceli Belediyesi’nin yürüttüğü halkla ilişkiler stratejilerini, belediyenin ve belediye başkanının Twitter hesaplarına yansıyan ilgili söylemler üzerinden analiz etmektedir. Amaçlanan, bir kamu kurumunun sistemle hegemonik karşıtlık barındıran halkla ilişkiler pratiğinin ideolojik bağlamını açığa çıkarmak ve tartışmaktır. Bu bağlamda, Laclau ve Mouffe’un söylem kuramı ile Manuel Castells’in ağ toplumu kavramsallaştırması çalışmanın metodolojisini beslemektedir. Bu teorisyenlere yaslanmanın temel sebebi, kamuların halkla ilişkiler stratejilerinde inşa edici ya da yıkıcı aktör olarak konumlanışlarını anlama gayesidir.
Bu çalışma, kültürel bir meta olarak dolaşımda tutulan ve aynı zamanda ticarileştirilen Türklük i... more Bu çalışma, kültürel bir meta olarak dolaşımda tutulan ve aynı zamanda ticarileştirilen Türklük imajının reklamlarda hangi söylem ve göstergelerle çevrelendiğini tartışmayı amaçlamaktadır. Bu bağlamda, politik bir kimlik olarak Türk ulusunun yeniden inşasında, "biz" ve "onlar" temsillerinin reklam söylemlerinde nasıl sunulduğunu anlamak da hedeflenmektedir. Reklamlara, milliyetçiliğin gündelik temas aracılarından biri olarak yaklaşan bu çalışma, milliyetçi anlatılarla senaryolaştırılmış iki ayrı reklam filmine odaklanmaktadır: Yapı Kredi Bankası'nın Dünyanın En Yenilikçi Bankası Yapı Kredi (2018) reklamı ve Türk Hava Yolları'nın Hayal Edince (2014) reklamı. Özellikle bu iki reklamın seçilmesinin sebebi; birinin dışarıdaki, diğerinin ise içerideki ötekiyi belirleme çabasıdır. Bu iki markanın seçilmesindeki etken ise her iki markanın da ulusal sermayenin gelişiminde ve temsilinde özel bir yere sahip olmasıdır; nitekim Yapı ve Kredi Bankası, Türkiye'nin ilk özel bankasıdır. Türk Hava Yolları ise Türkiye'nin tek ulusal (bayrak taşıyıcı) hava yolu şirketidir. Çalışmanın kuramsal arka planında ulus kimliği ve Türklük, popüler kültür ile milliyetçilik kesişiminde değerlendirilmektedir. Diğer yandan bu kuramsal bağlama analizde eşlik edecek olan eleştirel söylem çözümlemesinin sağladığı kavrayış aracılığıyla, seçilen iki reklamın dolaşıma çıkardığı söylem ve göstergeler tartışılmaktadır.
Popülizme dair ana akım kavrayışlar, pejoratif bir kuramsal hat sunar ve siyasetin inşasında topl... more Popülizme dair ana akım kavrayışlar, pejoratif bir kuramsal hat sunar ve siyasetin inşasında toplumları aktör olarak tanımaz. Eleştirel bir kavrayış ile yapılacak popülizm okuması ise siyasete içkin toplumsal etkenleri anlayabilmeye imkân tanır. Bu bağlamda Ernesto Laclau, popülizm kuramsallaştırmasıyla, toplumsal taleplerin belirleyiciliğini gözeterek daha bütünlüklü bir politik kavrayış sunar. Bu makalenin amacı, Laclau’nun popülizm kuramını ve popülist söylem çözümlemesini takip ederek, Haldun Taner’in Keşanlı Ali Destanı’ndaki halk inşa pratiklerinin nasıl kurgulandığını açığa çıkarmaktır. Analiz bağlamında bu oyunun seçilmesinin sebebi, dönemin sosyo-ekonomik arka planını ve politik atmosferini yansıtıyor olmasıdır. Oyunda; sınıfsal eşitsizlikler, toplumsal itirazlar ve yönetim krizleri tarif edilmiş ve dönemin popülist siyaset stratejisine dair ipuçları da yer edinmiştir.
Bu makalede, "milli irade" söyleminin, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin "halk" inşa pratiğine içkin... more Bu makalede, "milli irade" söyleminin, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin "halk" inşa pratiğine içkin olduğu, milli irade söylemi ile "popülizm" arasında bir ilişki olduğu iddia edilmektedir. Amaçlanan, Laclau'nun sunduğu eleştirel hattan ilerleyerek, AKP siyasetindeki bu söylem formunun, popülizme nasıl ve ne derece yaklaştığını tartışmaktır. Bununla birlikte, milli irade kavrayışına işleyen söylem hatlarının ve bu hatlar aracılığıyla oluşturulan toplumsal antagonizmaların, "merkez sağ" hareketler açısından sürekliliği de dikkate alınmaktadır. Çalışmanın araştırma yöntemini de çizen popülist metodoloji özelinde, "Recep Tayyip Erdoğan'ın milli irade söyleminin açıklık kazandığı konuşmaları incelenmektedir.
Dijital söylem alanlarının toplumsal gerçekliklerin içine yerleşmesiyle birlikte, örgütlerin halk... more Dijital söylem alanlarının toplumsal gerçekliklerin içine yerleşmesiyle birlikte, örgütlerin halkla ilişkiler stratejileri de yeni medyayla ilişkilenmeye başlamıştır. Bu durum aynı zamanda, kamuların da örgütlerle olan etkileşim biçimlerini dönüştürmüştür. Kamular bir yandan örgütler için daha ulaşılabilir olmuş, diğer yandan kriz yaratabilme potansiyellerini arttırmıştır. Bu durumu göz önünde bulundurarak, yerel yönetimlerin sosyal medya mecraları aracılığıyla gerçekleştirdiği halkla ilişkiler stratejilerine bakmak, örgüt ve kamu arasındaki ilişkinin politik kodlarını görünür kılabilmek açısından önemli veriler sunmaktadır. Bu çalışma, Dersim’deki dağ keçilerinin avlanmaması için Tunceli Belediyesi’nin yürüttüğü halkla ilişkiler stratejilerini, belediyenin ve belediye başkanının Twitter hesaplarına yansıyan ilgili söylemler üzerinden analiz etmektedir. Amaçlanan, bir kamu kurumunun sistemle hegemonik karşıtlık barındıran halkla ilişkiler pratiğinin ideolojik bağlamını açığa çıkarmak ve tartışmaktır. Bu bağlamda, Laclau ve Mouffe’un söylem kuramı ile Manuel Castells’in ağ toplumu kavramsallaştırması çalışmanın metodolojisini beslemektedir. Bu teorisyenlere yaslanmanın temel sebebi, kamuların halkla ilişkiler stratejilerinde inşa edici ya da yıkıcı aktör olarak konumlanışlarını anlama gayesidir.
Bu çalışma, kültürel bir meta olarak dolaşımda tutulan ve aynı zamanda ticarileştirilen Türklük i... more Bu çalışma, kültürel bir meta olarak dolaşımda tutulan ve aynı zamanda ticarileştirilen Türklük imajının reklamlarda hangi söylem ve göstergelerle çevrelendiğini tartışmayı amaçlamaktadır. Bu bağlamda, politik bir kimlik olarak Türk ulusunun yeniden inşasında, "biz" ve "onlar" temsillerinin reklam söylemlerinde nasıl sunulduğunu anlamak da hedeflenmektedir. Reklamlara, milliyetçiliğin gündelik temas aracılarından biri olarak yaklaşan bu çalışma, milliyetçi anlatılarla senaryolaştırılmış iki ayrı reklam filmine odaklanmaktadır: Yapı Kredi Bankası'nın Dünyanın En Yenilikçi Bankası Yapı Kredi (2018) reklamı ve Türk Hava Yolları'nın Hayal Edince (2014) reklamı. Özellikle bu iki reklamın seçilmesinin sebebi; birinin dışarıdaki, diğerinin ise içerideki ötekiyi belirleme çabasıdır. Bu iki markanın seçilmesindeki etken ise her iki markanın da ulusal sermayenin gelişiminde ve temsilinde özel bir yere sahip olmasıdır; nitekim Yapı ve Kredi Bankası, Türkiye'nin ilk özel bankasıdır. Türk Hava Yolları ise Türkiye'nin tek ulusal (bayrak taşıyıcı) hava yolu şirketidir. Çalışmanın kuramsal arka planında ulus kimliği ve Türklük, popüler kültür ile milliyetçilik kesişiminde değerlendirilmektedir. Diğer yandan bu kuramsal bağlama analizde eşlik edecek olan eleştirel söylem çözümlemesinin sağladığı kavrayış aracılığıyla, seçilen iki reklamın dolaşıma çıkardığı söylem ve göstergeler tartışılmaktadır.
Popülizme dair ana akım kavrayışlar, pejoratif bir kuramsal hat sunar ve siyasetin inşasında topl... more Popülizme dair ana akım kavrayışlar, pejoratif bir kuramsal hat sunar ve siyasetin inşasında toplumları aktör olarak tanımaz. Eleştirel bir kavrayış ile yapılacak popülizm okuması ise siyasete içkin toplumsal etkenleri anlayabilmeye imkân tanır. Bu bağlamda Ernesto Laclau, popülizm kuramsallaştırmasıyla, toplumsal taleplerin belirleyiciliğini gözeterek daha bütünlüklü bir politik kavrayış sunar. Bu makalenin amacı, Laclau’nun popülizm kuramını ve popülist söylem çözümlemesini takip ederek, Haldun Taner’in Keşanlı Ali Destanı’ndaki halk inşa pratiklerinin nasıl kurgulandığını açığa çıkarmaktır. Analiz bağlamında bu oyunun seçilmesinin sebebi, dönemin sosyo-ekonomik arka planını ve politik atmosferini yansıtıyor olmasıdır. Oyunda; sınıfsal eşitsizlikler, toplumsal itirazlar ve yönetim krizleri tarif edilmiş ve dönemin popülist siyaset stratejisine dair ipuçları da yer edinmiştir.
Bu makalede, "milli irade" söyleminin, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin "halk" inşa pratiğine içkin... more Bu makalede, "milli irade" söyleminin, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin "halk" inşa pratiğine içkin olduğu, milli irade söylemi ile "popülizm" arasında bir ilişki olduğu iddia edilmektedir. Amaçlanan, Laclau'nun sunduğu eleştirel hattan ilerleyerek, AKP siyasetindeki bu söylem formunun, popülizme nasıl ve ne derece yaklaştığını tartışmaktır. Bununla birlikte, milli irade kavrayışına işleyen söylem hatlarının ve bu hatlar aracılığıyla oluşturulan toplumsal antagonizmaların, "merkez sağ" hareketler açısından sürekliliği de dikkate alınmaktadır. Çalışmanın araştırma yöntemini de çizen popülist metodoloji özelinde, "Recep Tayyip Erdoğan'ın milli irade söyleminin açıklık kazandığı konuşmaları incelenmektedir.
Uploads
Dissertation by Onur Özger
Papers by Onur Özger
atmosferini yansıtıyor olmasıdır. Oyunda; sınıfsal eşitsizlikler, toplumsal itirazlar ve yönetim krizleri tarif edilmiş ve dönemin popülist siyaset stratejisine dair ipuçları da yer edinmiştir.
atmosferini yansıtıyor olmasıdır. Oyunda; sınıfsal eşitsizlikler, toplumsal itirazlar ve yönetim krizleri tarif edilmiş ve dönemin popülist siyaset stratejisine dair ipuçları da yer edinmiştir.