Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu Yönetimi ve Siyaset Bilimi ve Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümleri mezunudur. Yüksek Lisans ve Doktora eğitimini Ankara Üniversitesi Gazetecilik Bilim Dalında tamamlamıştır. Aynı zamanda Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümünde araştırma görevlisi olarak çalışmaktadır. She got into the university, The Faculty of Communication the Department of Public Relations and Advertisement Following one year english prepatory class, she started undergraduate education. In 2009 she started second undergraduate education Ankara University, Faculty of Political Sciences, Political Science and Public Administration by double major program. She graduated from these departments. Then, she started working in Ankara University The Faculty of Communication Journalism at social sciences at Ankara University. Phone: 903123197714 Address: Ankara üniversitesi iletişim fakültesi cebeci Ankara Türkiye
Geçmişi Susturmak: Tarihin Üretilmesi ve İktidar Michel-Rolp Trouillot Çev. Sezai Ozan Zeybek, 20... more Geçmişi Susturmak: Tarihin Üretilmesi ve İktidar Michel-Rolp Trouillot Çev. Sezai Ozan Zeybek, 2015, İthaki Yayınları, İstanbul, 224 syf. Tarih, iktidar, suskunluklar, anlatılar ve dahası hepimizin az çok tartışmalarımıza konu olmuş kavramlardır. Trouillot tarafından yazı-lan bu eser tüm bu kavramları ve onların birbiri ile ilişkilerini oldukça farklı pencerelerden bize sunuyor. Temel olarak tarihin iktidarla ilişki-sini ele almakla birlikte onları ne pozitivist yaklaşımın ele aldığı gibi bir ilişki içinde ne de postmodernistlerin varsaydığı gibi bir konumda görür. Tarih ve iktidar arasındaki ilişkiyi çok yönlü, katmanlı ve farklı değişkenlerinde devreye girdiği bir çerçeveden sunar. Ana tezi bu çer-çeve içinden açığa çıkar ve Trouillot'un temel tezi; hikâyeler ile örnek-lendirdiği tarih yazımının tarihçinin arşive girmesinden sonra başla-madığı; aksine arşivlerden çok önce defalarca ve birbirinden farklı hikâyeler olarak yazıldığıdır. Bunun nasıl olduğunun cevabını da tarihsel anlatıların üretilme sürecinde birbiriyle rekabet eden pek çok grubun ve kişinin olduğu; tarih yazımı için gereken araçların ise bu gruplar arasında eşit dağılmadığı üzerinden verir. Kitabın ana tezi etrafındaki tüm tartışmalar tarih çalışmaları beraberinde, bellek ve siyaset disiplinlerinin yanı sıra sosyal bilimler alanındaki birçok disip-lin için fayda sağlayabilecek konumdadır.
Does Social Media Provide Democracy?
On the contrary to the liberal assumption claiming that app... more Does Social Media Provide Democracy? On the contrary to the liberal assumption claiming that appearance of social media parallel with the technological developments, created a free, participatory and democratic sphere; critical approach asserts that social media shapes a sphere of exploitation, surveillance and oppression. Around these approaches, whether social media creates a sphere of democracy or not, is being subjected to different discussions. This study aims to examine the liberal assertion as social media conveys a potential of democracy and freedom via focusing on the Turkish case. In this direction, the question of whether social media creates a sphere of democracy and freedom will tried to determined through users’ perceptions and experience via a field research conducted at the first quarter of 2017. Conducted study aims to identify participants’ demographic traits, social media user practices, following/follower preferences and content sharing behaviors. Survey consists of 35 questions and 300 respondents and conducted online with full anonymity. Obtained findings are analyzed in accordance with the theoretical assumptions and research objective of the study. In this context, whether social media creates a sphere of democracy and freedom for Turkish users will be evaluated.
Toplumsal cinsiyet kavramı, toplum tarafından erkeklik ve kadınlıkla ilişkilendirilmiş kültürel ... more Toplumsal cinsiyet kavramı, toplum tarafından erkeklik ve kadınlıkla ilişkilendirilmiş kültürel ve sosyal normları içermektedir. Kavramın toplumdaki yansıması kadına ve erkeğe atfedilen rollerden oluşmaktadır. Toplumsal cinsiyet rollerinin sunumunda tüm kitle iletişim araçları büyük öneme sahiptir. Özellikle 1980 sonrası refah ve tüketim konusundaki değişikliklerle birlikte televizyon reklamlarında da kadına ve erkeğe toplumsal cinsiyet rolleri üzerinden bakma eğilimi artmıştır (Davidson, 1992, 23; Reichert, 2004: 24). Toplumsal cinsiyet rollerinin özellikle kadın imgesinin sıklıkla kullanıldığı alanlardan biri reklamdır. Hedef kitlenin dikkatini daha çok çekebilmek ve ürüne olan talebi arttırmak için televizyon reklamlarında cinsiyetlerin etkileme ve etkilenme oranları üzerine yoğunlaşıldığı görülmektedir (Dağtaş, 2003: 80; Aygün-Cengiz, 2009: 41; Ilgaz-Büyükbakkal, 2007: 25). Birçok işletme reklamlarında kadın imgesini kullanmakta ve zaman zaman kadın imgesi ürünün önüne geçmektedir. Farklı alanlarda farklı ürün ve hizmetlerde karşılaşılan kadın imgesi dikkat çekicidir. Bu çalışmada, kadın imgesinin televizyon reklamlarında yer alma biçimleri incelenecektir. Farklı kategorilerden ürünlerin televizyon reklamlarında kadın imgesini kullanma biçimleri toplumsal cinsiyet ve toplumsal cinsiyet rolleri ile açıklanmaya çalışılacaktır.
In this study, the reason of why Assyrian massacres is disregarded in the Turkish political histo... more In this study, the reason of why Assyrian massacres is disregarded in the Turkish political history will tried to be addressed within the framework of social memory and confrontation. On this point, as Michel Rolph Trouillot referred in his piece “Silencing the Past”, reasons behind historical narratives which are non-overlapping with the social memory will be subject to review. Alongside with the differentiation between normative reality and claimed reality in the historical narrative, due to several reasons, even more overreachingly than confrontation, distortion and disregarding strategies appear before us (Trouillot, 2015). As the subject of memory and reminiscence, the Assyrian society’s affliction in the Anatolia is represented scarcely any in historical documents and books. Whereas, the affliction of the Armenian society as a minority, although being distorted from reality has more coverage in the historical narrative. In this context, the emphasis put by Halbwachs “history follows a path different than the memory and leaves some occurrences out of the picture” should be taken into consideration (Assmann, 2015). This state of affair demonstrates itself at the historical narrative concerning Assyrian society and poses an example of disregard. Disregarding and trivializing the reality causes memories to be lost, therefore, after a while there would not be a memory to be mentioned about resisting to history. In this case as T.W. Adorno states, the risk of “realization of a humanity which does not remember” arises. At this stage disregard may pose a threat which may lead up to erased memories and weaken the memory-history cohesion (Trouillot, 2015).In the study within the scope of these threats, background of non-representation of the Assyrian society’s experiences with its implications will tried to be evaluated.
Bu makale, yeni iletişim teknolojileri alanında yaşanan gelişmeler ile birlikte son yıllarda kull... more Bu makale, yeni iletişim teknolojileri alanında yaşanan gelişmeler ile birlikte son yıllarda kullanımı oldukça artan sosyal
medyanın olanaklarını ve sınırlılıklarını ifade özgürlüğü bağlamında ele almakta ve farklı perspektifleri serimlemeye çalışmaktadır. Var
olan tartışmalara bakıldığında sosyal medyanın özellikleri itibariyle “yeni” bir ifade özgürlüğü alanı sunduğu konusunda destekleyici
ve yapıcı söylemlerin yanı sıra aksi eleştirilerin de yer aldığı görülmektedir. Sosyal medya platformu, liberal, eleştirel ve üçüncü
yolcuların iddiaları ışığında değerlendirilmekte ve bu platformun ifade özgürlüğü yaratma potansiyeli sorgulanmaktadır. Çalışma aynı
zamanda, bireylerin zaman ve mekân mefhumundan bağımsız bir şekilde dâhil oldukları yeni iletişim teknolojileri sürecini;
sosyalleşme, üretim, tüketim ve haberleşme pratiklerine aktarırken yaşadıkları imkân ve kısıtları bu farklı bakış açılarından anlamaya
çalışmaktadır.
Yeni iletişim teknolojilerinin, duygu ve düşüncelerin ifadesine olanak sağlayan bir mecra olduğunu belirten sosyal medya
savunucularının bu argümanlarına karşı, sosyal medya eleştirelleri, yeni iletişim teknolojilerinin içerisinde tehditler ve sınırlılıklar
barındırdığını belirtirler. Ancak üçüncü yolcular ise sosyal medyanın ve yeni iletişim teknolojilerinin olanaklarının ve sınırlılıklarının
birlikte değerlendirilmesi gerektiğinin altını çizerler. Bu bağlamda çalışmada, sosyal medya çalışmaları alanına katkı sunacağı
düşünülen üç farklı bakış açısına yer verilmektedi
Türkiye’de gelişmekte olan engellilik çalışmaları, beden işlevselliği
ile beden imajı arasında po... more Türkiye’de gelişmekte olan engellilik çalışmaları, beden işlevselliği ile beden imajı arasında pozitif ilişki olduğu yönünde bir katkıyı ele almayı gerektirmektedir. Bu yazıda da alanda hakim olan tıbbi modelin aksine bedenin etkileşimsel, devinimsel ve bağlamsal olarak ele alınması adına yabancı akademik yazındaki iyileştirici tartışmalar takip edilmiştir. Bu haliye sosyal modelin farklılık ve engelliliğe dair önermeleri tartışmaya dahil edilmektedir. Henüz yeni olmasına rağmen, engelli ve bedensel farklılıkları olan kişilerin deneyimlerini merkeze alan araştırmalar bu literatürü geliştirmek adına oldukça önemlidir. Bu makalede, insanların bedensel algıları ile içinde bulundukları sosyo-materyal dünyalar arasındaki ilişkileri incelemek için beden işlevselliğini feminist materyalist engellilik teorisiyle ele alarak araştırmayı amaçlamıştır. Feminist materyalist engellilik teorisi, beden imgesini ilişkisel ve süreçsel olarak kavramsallaştırarak ve farklılığa dört açıdan yaklaşarak, farklılığı olumlayıcı bir mercekle yeniden tasavvur etmektedir. Farklılığa dair bu dört açı şu şekildedir: farklılık dünya için temeldir ve olması gerekir; farklılık eksiklik değildir; farklılık sorun değil, misafirperver olmayan muktedir dünyamız farklılığı olumsuzlaştırır ve farklılığı merkeze almak mitsel normu ortaya çıkarır. Bu dört açıyı beden işlevselliği araştırmalarına uyguladığımızda, uygulama ve teori için çıkarımların ana hatlarını çizerek, bedene ilişkin heyecan verici yönelimlere bir başlangıç noktası sunulmaktadır. Ayrıca engellilere ve farklı bedenlere dair yapılan çalışmalarda araştırmacılara ve araştırma yöntemlerine dair literatürden yararlanarak kapsayıcı öneriler de sunulacaktır
Geçmişi Susturmak: Tarihin Üretilmesi ve İktidar Michel-Rolp Trouillot Çev. Sezai Ozan Zeybek, 20... more Geçmişi Susturmak: Tarihin Üretilmesi ve İktidar Michel-Rolp Trouillot Çev. Sezai Ozan Zeybek, 2015, İthaki Yayınları, İstanbul, 224 syf. Tarih, iktidar, suskunluklar, anlatılar ve dahası hepimizin az çok tartışmalarımıza konu olmuş kavramlardır. Trouillot tarafından yazı-lan bu eser tüm bu kavramları ve onların birbiri ile ilişkilerini oldukça farklı pencerelerden bize sunuyor. Temel olarak tarihin iktidarla ilişki-sini ele almakla birlikte onları ne pozitivist yaklaşımın ele aldığı gibi bir ilişki içinde ne de postmodernistlerin varsaydığı gibi bir konumda görür. Tarih ve iktidar arasındaki ilişkiyi çok yönlü, katmanlı ve farklı değişkenlerinde devreye girdiği bir çerçeveden sunar. Ana tezi bu çer-çeve içinden açığa çıkar ve Trouillot'un temel tezi; hikâyeler ile örnek-lendirdiği tarih yazımının tarihçinin arşive girmesinden sonra başla-madığı; aksine arşivlerden çok önce defalarca ve birbirinden farklı hikâyeler olarak yazıldığıdır. Bunun nasıl olduğunun cevabını da tarihsel anlatıların üretilme sürecinde birbiriyle rekabet eden pek çok grubun ve kişinin olduğu; tarih yazımı için gereken araçların ise bu gruplar arasında eşit dağılmadığı üzerinden verir. Kitabın ana tezi etrafındaki tüm tartışmalar tarih çalışmaları beraberinde, bellek ve siyaset disiplinlerinin yanı sıra sosyal bilimler alanındaki birçok disip-lin için fayda sağlayabilecek konumdadır.
Does Social Media Provide Democracy?
On the contrary to the liberal assumption claiming that app... more Does Social Media Provide Democracy? On the contrary to the liberal assumption claiming that appearance of social media parallel with the technological developments, created a free, participatory and democratic sphere; critical approach asserts that social media shapes a sphere of exploitation, surveillance and oppression. Around these approaches, whether social media creates a sphere of democracy or not, is being subjected to different discussions. This study aims to examine the liberal assertion as social media conveys a potential of democracy and freedom via focusing on the Turkish case. In this direction, the question of whether social media creates a sphere of democracy and freedom will tried to determined through users’ perceptions and experience via a field research conducted at the first quarter of 2017. Conducted study aims to identify participants’ demographic traits, social media user practices, following/follower preferences and content sharing behaviors. Survey consists of 35 questions and 300 respondents and conducted online with full anonymity. Obtained findings are analyzed in accordance with the theoretical assumptions and research objective of the study. In this context, whether social media creates a sphere of democracy and freedom for Turkish users will be evaluated.
Toplumsal cinsiyet kavramı, toplum tarafından erkeklik ve kadınlıkla ilişkilendirilmiş kültürel ... more Toplumsal cinsiyet kavramı, toplum tarafından erkeklik ve kadınlıkla ilişkilendirilmiş kültürel ve sosyal normları içermektedir. Kavramın toplumdaki yansıması kadına ve erkeğe atfedilen rollerden oluşmaktadır. Toplumsal cinsiyet rollerinin sunumunda tüm kitle iletişim araçları büyük öneme sahiptir. Özellikle 1980 sonrası refah ve tüketim konusundaki değişikliklerle birlikte televizyon reklamlarında da kadına ve erkeğe toplumsal cinsiyet rolleri üzerinden bakma eğilimi artmıştır (Davidson, 1992, 23; Reichert, 2004: 24). Toplumsal cinsiyet rollerinin özellikle kadın imgesinin sıklıkla kullanıldığı alanlardan biri reklamdır. Hedef kitlenin dikkatini daha çok çekebilmek ve ürüne olan talebi arttırmak için televizyon reklamlarında cinsiyetlerin etkileme ve etkilenme oranları üzerine yoğunlaşıldığı görülmektedir (Dağtaş, 2003: 80; Aygün-Cengiz, 2009: 41; Ilgaz-Büyükbakkal, 2007: 25). Birçok işletme reklamlarında kadın imgesini kullanmakta ve zaman zaman kadın imgesi ürünün önüne geçmektedir. Farklı alanlarda farklı ürün ve hizmetlerde karşılaşılan kadın imgesi dikkat çekicidir. Bu çalışmada, kadın imgesinin televizyon reklamlarında yer alma biçimleri incelenecektir. Farklı kategorilerden ürünlerin televizyon reklamlarında kadın imgesini kullanma biçimleri toplumsal cinsiyet ve toplumsal cinsiyet rolleri ile açıklanmaya çalışılacaktır.
In this study, the reason of why Assyrian massacres is disregarded in the Turkish political histo... more In this study, the reason of why Assyrian massacres is disregarded in the Turkish political history will tried to be addressed within the framework of social memory and confrontation. On this point, as Michel Rolph Trouillot referred in his piece “Silencing the Past”, reasons behind historical narratives which are non-overlapping with the social memory will be subject to review. Alongside with the differentiation between normative reality and claimed reality in the historical narrative, due to several reasons, even more overreachingly than confrontation, distortion and disregarding strategies appear before us (Trouillot, 2015). As the subject of memory and reminiscence, the Assyrian society’s affliction in the Anatolia is represented scarcely any in historical documents and books. Whereas, the affliction of the Armenian society as a minority, although being distorted from reality has more coverage in the historical narrative. In this context, the emphasis put by Halbwachs “history follows a path different than the memory and leaves some occurrences out of the picture” should be taken into consideration (Assmann, 2015). This state of affair demonstrates itself at the historical narrative concerning Assyrian society and poses an example of disregard. Disregarding and trivializing the reality causes memories to be lost, therefore, after a while there would not be a memory to be mentioned about resisting to history. In this case as T.W. Adorno states, the risk of “realization of a humanity which does not remember” arises. At this stage disregard may pose a threat which may lead up to erased memories and weaken the memory-history cohesion (Trouillot, 2015).In the study within the scope of these threats, background of non-representation of the Assyrian society’s experiences with its implications will tried to be evaluated.
Bu makale, yeni iletişim teknolojileri alanında yaşanan gelişmeler ile birlikte son yıllarda kull... more Bu makale, yeni iletişim teknolojileri alanında yaşanan gelişmeler ile birlikte son yıllarda kullanımı oldukça artan sosyal
medyanın olanaklarını ve sınırlılıklarını ifade özgürlüğü bağlamında ele almakta ve farklı perspektifleri serimlemeye çalışmaktadır. Var
olan tartışmalara bakıldığında sosyal medyanın özellikleri itibariyle “yeni” bir ifade özgürlüğü alanı sunduğu konusunda destekleyici
ve yapıcı söylemlerin yanı sıra aksi eleştirilerin de yer aldığı görülmektedir. Sosyal medya platformu, liberal, eleştirel ve üçüncü
yolcuların iddiaları ışığında değerlendirilmekte ve bu platformun ifade özgürlüğü yaratma potansiyeli sorgulanmaktadır. Çalışma aynı
zamanda, bireylerin zaman ve mekân mefhumundan bağımsız bir şekilde dâhil oldukları yeni iletişim teknolojileri sürecini;
sosyalleşme, üretim, tüketim ve haberleşme pratiklerine aktarırken yaşadıkları imkân ve kısıtları bu farklı bakış açılarından anlamaya
çalışmaktadır.
Yeni iletişim teknolojilerinin, duygu ve düşüncelerin ifadesine olanak sağlayan bir mecra olduğunu belirten sosyal medya
savunucularının bu argümanlarına karşı, sosyal medya eleştirelleri, yeni iletişim teknolojilerinin içerisinde tehditler ve sınırlılıklar
barındırdığını belirtirler. Ancak üçüncü yolcular ise sosyal medyanın ve yeni iletişim teknolojilerinin olanaklarının ve sınırlılıklarının
birlikte değerlendirilmesi gerektiğinin altını çizerler. Bu bağlamda çalışmada, sosyal medya çalışmaları alanına katkı sunacağı
düşünülen üç farklı bakış açısına yer verilmektedi
Türkiye’de gelişmekte olan engellilik çalışmaları, beden işlevselliği
ile beden imajı arasında po... more Türkiye’de gelişmekte olan engellilik çalışmaları, beden işlevselliği ile beden imajı arasında pozitif ilişki olduğu yönünde bir katkıyı ele almayı gerektirmektedir. Bu yazıda da alanda hakim olan tıbbi modelin aksine bedenin etkileşimsel, devinimsel ve bağlamsal olarak ele alınması adına yabancı akademik yazındaki iyileştirici tartışmalar takip edilmiştir. Bu haliye sosyal modelin farklılık ve engelliliğe dair önermeleri tartışmaya dahil edilmektedir. Henüz yeni olmasına rağmen, engelli ve bedensel farklılıkları olan kişilerin deneyimlerini merkeze alan araştırmalar bu literatürü geliştirmek adına oldukça önemlidir. Bu makalede, insanların bedensel algıları ile içinde bulundukları sosyo-materyal dünyalar arasındaki ilişkileri incelemek için beden işlevselliğini feminist materyalist engellilik teorisiyle ele alarak araştırmayı amaçlamıştır. Feminist materyalist engellilik teorisi, beden imgesini ilişkisel ve süreçsel olarak kavramsallaştırarak ve farklılığa dört açıdan yaklaşarak, farklılığı olumlayıcı bir mercekle yeniden tasavvur etmektedir. Farklılığa dair bu dört açı şu şekildedir: farklılık dünya için temeldir ve olması gerekir; farklılık eksiklik değildir; farklılık sorun değil, misafirperver olmayan muktedir dünyamız farklılığı olumsuzlaştırır ve farklılığı merkeze almak mitsel normu ortaya çıkarır. Bu dört açıyı beden işlevselliği araştırmalarına uyguladığımızda, uygulama ve teori için çıkarımların ana hatlarını çizerek, bedene ilişkin heyecan verici yönelimlere bir başlangıç noktası sunulmaktadır. Ayrıca engellilere ve farklı bedenlere dair yapılan çalışmalarda araştırmacılara ve araştırma yöntemlerine dair literatürden yararlanarak kapsayıcı öneriler de sunulacaktır
Uploads
On the contrary to the liberal assumption claiming that appearance of social media parallel with the technological developments, created a free, participatory and democratic sphere; critical approach asserts that social media shapes a sphere of exploitation, surveillance and oppression. Around these approaches, whether social media creates a sphere of democracy or not, is being subjected to different discussions.
This study aims to examine the liberal assertion as social media conveys a potential of democracy and freedom via focusing on the Turkish case. In this direction, the question of whether social media creates a sphere of democracy and freedom will tried to determined through users’ perceptions and experience via a field research conducted at the first quarter of 2017.
Conducted study aims to identify participants’ demographic traits, social media user practices, following/follower preferences and content sharing behaviors. Survey consists of 35 questions and 300 respondents and conducted online with full anonymity. Obtained findings are analyzed in accordance with the theoretical assumptions and research objective of the study.
In this context, whether social media creates a sphere of democracy and freedom for Turkish users will be evaluated.
Toplumsal cinsiyet rollerinin özellikle kadın imgesinin sıklıkla kullanıldığı alanlardan biri reklamdır. Hedef kitlenin dikkatini daha çok çekebilmek ve ürüne olan talebi arttırmak için televizyon reklamlarında cinsiyetlerin etkileme ve etkilenme oranları üzerine yoğunlaşıldığı görülmektedir (Dağtaş, 2003: 80; Aygün-Cengiz, 2009: 41; Ilgaz-Büyükbakkal, 2007: 25). Birçok işletme reklamlarında kadın imgesini kullanmakta ve zaman zaman kadın imgesi ürünün önüne geçmektedir. Farklı alanlarda farklı ürün ve hizmetlerde karşılaşılan kadın imgesi dikkat çekicidir.
Bu çalışmada, kadın imgesinin televizyon reklamlarında yer alma biçimleri incelenecektir. Farklı kategorilerden ürünlerin televizyon reklamlarında kadın imgesini kullanma biçimleri toplumsal cinsiyet ve toplumsal cinsiyet rolleri ile açıklanmaya çalışılacaktır.
medyanın olanaklarını ve sınırlılıklarını ifade özgürlüğü bağlamında ele almakta ve farklı perspektifleri serimlemeye çalışmaktadır. Var
olan tartışmalara bakıldığında sosyal medyanın özellikleri itibariyle “yeni” bir ifade özgürlüğü alanı sunduğu konusunda destekleyici
ve yapıcı söylemlerin yanı sıra aksi eleştirilerin de yer aldığı görülmektedir. Sosyal medya platformu, liberal, eleştirel ve üçüncü
yolcuların iddiaları ışığında değerlendirilmekte ve bu platformun ifade özgürlüğü yaratma potansiyeli sorgulanmaktadır. Çalışma aynı
zamanda, bireylerin zaman ve mekân mefhumundan bağımsız bir şekilde dâhil oldukları yeni iletişim teknolojileri sürecini;
sosyalleşme, üretim, tüketim ve haberleşme pratiklerine aktarırken yaşadıkları imkân ve kısıtları bu farklı bakış açılarından anlamaya
çalışmaktadır.
Yeni iletişim teknolojilerinin, duygu ve düşüncelerin ifadesine olanak sağlayan bir mecra olduğunu belirten sosyal medya
savunucularının bu argümanlarına karşı, sosyal medya eleştirelleri, yeni iletişim teknolojilerinin içerisinde tehditler ve sınırlılıklar
barındırdığını belirtirler. Ancak üçüncü yolcular ise sosyal medyanın ve yeni iletişim teknolojilerinin olanaklarının ve sınırlılıklarının
birlikte değerlendirilmesi gerektiğinin altını çizerler. Bu bağlamda çalışmada, sosyal medya çalışmaları alanına katkı sunacağı
düşünülen üç farklı bakış açısına yer verilmektedi
ile beden imajı arasında pozitif ilişki olduğu yönünde bir katkıyı ele
almayı gerektirmektedir. Bu yazıda da alanda hakim olan tıbbi
modelin aksine bedenin etkileşimsel, devinimsel ve bağlamsal
olarak ele alınması adına yabancı akademik yazındaki iyileştirici
tartışmalar takip edilmiştir. Bu haliye sosyal modelin farklılık ve
engelliliğe dair önermeleri tartışmaya dahil edilmektedir. Henüz
yeni olmasına rağmen, engelli ve bedensel farklılıkları olan
kişilerin deneyimlerini merkeze alan araştırmalar bu literatürü
geliştirmek adına oldukça önemlidir. Bu makalede, insanların
bedensel algıları ile içinde bulundukları sosyo-materyal dünyalar
arasındaki ilişkileri incelemek için beden işlevselliğini feminist
materyalist engellilik teorisiyle ele alarak araştırmayı amaçlamıştır.
Feminist materyalist engellilik teorisi, beden imgesini ilişkisel ve
süreçsel olarak kavramsallaştırarak ve farklılığa dört açıdan
yaklaşarak, farklılığı olumlayıcı bir mercekle yeniden tasavvur
etmektedir. Farklılığa dair bu dört açı şu şekildedir: farklılık dünya
için temeldir ve olması gerekir; farklılık eksiklik değildir; farklılık
sorun değil, misafirperver olmayan muktedir dünyamız farklılığı
olumsuzlaştırır ve farklılığı merkeze almak mitsel normu ortaya
çıkarır. Bu dört açıyı beden işlevselliği araştırmalarına
uyguladığımızda, uygulama ve teori için çıkarımların ana hatlarını
çizerek, bedene ilişkin heyecan verici yönelimlere bir başlangıç
noktası sunulmaktadır. Ayrıca engellilere ve farklı bedenlere dair
yapılan çalışmalarda araştırmacılara ve araştırma yöntemlerine dair
literatürden yararlanarak kapsayıcı öneriler de sunulacaktır
On the contrary to the liberal assumption claiming that appearance of social media parallel with the technological developments, created a free, participatory and democratic sphere; critical approach asserts that social media shapes a sphere of exploitation, surveillance and oppression. Around these approaches, whether social media creates a sphere of democracy or not, is being subjected to different discussions.
This study aims to examine the liberal assertion as social media conveys a potential of democracy and freedom via focusing on the Turkish case. In this direction, the question of whether social media creates a sphere of democracy and freedom will tried to determined through users’ perceptions and experience via a field research conducted at the first quarter of 2017.
Conducted study aims to identify participants’ demographic traits, social media user practices, following/follower preferences and content sharing behaviors. Survey consists of 35 questions and 300 respondents and conducted online with full anonymity. Obtained findings are analyzed in accordance with the theoretical assumptions and research objective of the study.
In this context, whether social media creates a sphere of democracy and freedom for Turkish users will be evaluated.
Toplumsal cinsiyet rollerinin özellikle kadın imgesinin sıklıkla kullanıldığı alanlardan biri reklamdır. Hedef kitlenin dikkatini daha çok çekebilmek ve ürüne olan talebi arttırmak için televizyon reklamlarında cinsiyetlerin etkileme ve etkilenme oranları üzerine yoğunlaşıldığı görülmektedir (Dağtaş, 2003: 80; Aygün-Cengiz, 2009: 41; Ilgaz-Büyükbakkal, 2007: 25). Birçok işletme reklamlarında kadın imgesini kullanmakta ve zaman zaman kadın imgesi ürünün önüne geçmektedir. Farklı alanlarda farklı ürün ve hizmetlerde karşılaşılan kadın imgesi dikkat çekicidir.
Bu çalışmada, kadın imgesinin televizyon reklamlarında yer alma biçimleri incelenecektir. Farklı kategorilerden ürünlerin televizyon reklamlarında kadın imgesini kullanma biçimleri toplumsal cinsiyet ve toplumsal cinsiyet rolleri ile açıklanmaya çalışılacaktır.
medyanın olanaklarını ve sınırlılıklarını ifade özgürlüğü bağlamında ele almakta ve farklı perspektifleri serimlemeye çalışmaktadır. Var
olan tartışmalara bakıldığında sosyal medyanın özellikleri itibariyle “yeni” bir ifade özgürlüğü alanı sunduğu konusunda destekleyici
ve yapıcı söylemlerin yanı sıra aksi eleştirilerin de yer aldığı görülmektedir. Sosyal medya platformu, liberal, eleştirel ve üçüncü
yolcuların iddiaları ışığında değerlendirilmekte ve bu platformun ifade özgürlüğü yaratma potansiyeli sorgulanmaktadır. Çalışma aynı
zamanda, bireylerin zaman ve mekân mefhumundan bağımsız bir şekilde dâhil oldukları yeni iletişim teknolojileri sürecini;
sosyalleşme, üretim, tüketim ve haberleşme pratiklerine aktarırken yaşadıkları imkân ve kısıtları bu farklı bakış açılarından anlamaya
çalışmaktadır.
Yeni iletişim teknolojilerinin, duygu ve düşüncelerin ifadesine olanak sağlayan bir mecra olduğunu belirten sosyal medya
savunucularının bu argümanlarına karşı, sosyal medya eleştirelleri, yeni iletişim teknolojilerinin içerisinde tehditler ve sınırlılıklar
barındırdığını belirtirler. Ancak üçüncü yolcular ise sosyal medyanın ve yeni iletişim teknolojilerinin olanaklarının ve sınırlılıklarının
birlikte değerlendirilmesi gerektiğinin altını çizerler. Bu bağlamda çalışmada, sosyal medya çalışmaları alanına katkı sunacağı
düşünülen üç farklı bakış açısına yer verilmektedi
ile beden imajı arasında pozitif ilişki olduğu yönünde bir katkıyı ele
almayı gerektirmektedir. Bu yazıda da alanda hakim olan tıbbi
modelin aksine bedenin etkileşimsel, devinimsel ve bağlamsal
olarak ele alınması adına yabancı akademik yazındaki iyileştirici
tartışmalar takip edilmiştir. Bu haliye sosyal modelin farklılık ve
engelliliğe dair önermeleri tartışmaya dahil edilmektedir. Henüz
yeni olmasına rağmen, engelli ve bedensel farklılıkları olan
kişilerin deneyimlerini merkeze alan araştırmalar bu literatürü
geliştirmek adına oldukça önemlidir. Bu makalede, insanların
bedensel algıları ile içinde bulundukları sosyo-materyal dünyalar
arasındaki ilişkileri incelemek için beden işlevselliğini feminist
materyalist engellilik teorisiyle ele alarak araştırmayı amaçlamıştır.
Feminist materyalist engellilik teorisi, beden imgesini ilişkisel ve
süreçsel olarak kavramsallaştırarak ve farklılığa dört açıdan
yaklaşarak, farklılığı olumlayıcı bir mercekle yeniden tasavvur
etmektedir. Farklılığa dair bu dört açı şu şekildedir: farklılık dünya
için temeldir ve olması gerekir; farklılık eksiklik değildir; farklılık
sorun değil, misafirperver olmayan muktedir dünyamız farklılığı
olumsuzlaştırır ve farklılığı merkeze almak mitsel normu ortaya
çıkarır. Bu dört açıyı beden işlevselliği araştırmalarına
uyguladığımızda, uygulama ve teori için çıkarımların ana hatlarını
çizerek, bedene ilişkin heyecan verici yönelimlere bir başlangıç
noktası sunulmaktadır. Ayrıca engellilere ve farklı bedenlere dair
yapılan çalışmalarda araştırmacılara ve araştırma yöntemlerine dair
literatürden yararlanarak kapsayıcı öneriler de sunulacaktır