Bahçeşehir Üniversitesi tarafından desteklenen bir "yaygın eğitim" sunumu... Herkesi ilgilendiren... more Bahçeşehir Üniversitesi tarafından desteklenen bir "yaygın eğitim" sunumu... Herkesi ilgilendiren, herkesin hemen hemen her gün fikir yürüttüğü "ölçme ve değerlendirme" konuları kapsamında yer alan temel kavram ve ilkelerin "ayaküstü" anlatımı...
ÖSS'de bazı soruların şifre ile "yandaşlara" dağıtıldığı söylentisi çıkmıştı.
O tarihlerde Haber... more ÖSS'de bazı soruların şifre ile "yandaşlara" dağıtıldığı söylentisi çıkmıştı.
O tarihlerde Habertürk Gazetesi yazarı olan Pervin Kaplan ne düşündüğümü sormuştu. Bana soru kitapçığını da yolladı.
40 sorudan 28'ini şifre ile çözdüm. Fatih Altaylı'nın sunduğu Teke Tek programında da bunu anlattım.
Sınavın iptal edilmesini önermiştim.
Kabul edilmedi...
Edilseydi şaşardım...
NTV kanalında Ahmet Arpad'ın Yakın Plan programında Yusuf Azoz ve Ali Baykal Diplomalı İşsizler k... more NTV kanalında Ahmet Arpad'ın Yakın Plan programında Yusuf Azoz ve Ali Baykal Diplomalı İşsizler konusundaki görüşlerini ortaya koyuyorlar. Bu videoyu izlemeden önce ya da sonra "Gençliğin Eğitimi: Düğümlerden Çözümlere" başlıklı makalemin okunmasını çok isterim. Aşağıdaki adresi tarayıcının arama satırına kopyalayarak erişebilirsiniz.
The purpose of this study is to verify the preoperative construct validity of a new content with ... more The purpose of this study is to verify the preoperative construct validity of a new content with artificial intelligence (AI). The new content is arithmetic equations written with Digital 7 Fonts (D7F). Participants are expected to discriminate between simple arithmetic equations with their corresponding decimal figures written with regular fonts. The study aspires to see if AI models will yield convincing notes about the construct validity of items developed to measure cognitive flexibility in numbers that can be perceived in two different ways. AI tool Sider was asked to refer Guilford's 3-dimensional intelligence model. AI companions within Sider were consulted for which factor embraced in the Guilford's Model matches with the required task-switch. AI acted as both subject and as an expert and managed to demystify the duality hidden in the equations written with D7F. Testimony of single subject AI can be fortified by its clinical significance.
3. INTERNATIONAL SELÇUK SCIENTIFIC RESEARCH 17-18 FEBRUARY 2024, KONYA/TURKEY ONLINE PRESENTATIONS
ABSTRACT
In an era where education systems and higher education institutions are pivotal to a nat... more ABSTRACT In an era where education systems and higher education institutions are pivotal to a nation's global standing, understanding the connections between student performance and university excellence becomes crucial for policymakers and educators alike. The Program for International Student Assessment (PISA) 2022 serves as a frame of reference for evaluating the academic proficiency of 15-year-old students worldwide, focusing on key domains such as reading, mathematics, and science. In parallel, THE and QS rankings gauge the overall performance of higher education institutions on a global scale, considering factors like academic reputation, research output, and internationalization. This research attempts to reveal the correlations between the educational outcomes of a nation's students, as reflected in PISA 2022, and the global standing of its universities in THE and QS rankings for the year 2024. The methodology involves an examination of country-level data from PISA 2022, focusing on achievement in Mathematics, Sciences and Reading Comprehension. Concurrently, THE and QS country rankings will be analyzed, exploring the factors that contribute to a nation's standing in the global higher education landscape. Statistical tools will be employed to identify correlations and patterns, unveiling potential relationships between the academic achievements of secondary school students and the subsequent success of universities on the world stage. This correlational analysis seeks to provide valuable insights into the reciprocal influences between primary and tertiary education systems, offering a holistic perspective on a country's educational prowess. The findings aim to inform education policies, facilitating strategic planning that aligns both school-level and university-level objectives. By bridging the gap between PISA assessments and university rankings, this research aims at contributing to the awareness of the interconnected nature of global education systems and reinforces the imperative for systems thinking to nurture scientific quality at all levels. Keywords: PISA, THE, QS, University Rankings, Country Rankings
PISA 2022, THE 2024 VE QS 2024 ÜLKE SIRALAMALARI: İLİŞKİSEL BİR İNCELEME
ÖZET Eğitim sistemlerinin ve yüksek öğretim kurumlarının bir ülkenin küresel edimi açısından yaşamsal öneme sahip olduğu bir çağdayız. Öğrenci başarısı ile üniversitenin yetkinliği arasındaki bağlantıların anlaşılması hem politika yapıcılar hem de eğitimciler için yaşamsal önem taşıyor. Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı (PISA) 2022, okuma, matematik ve fen gibi temel alanlara odaklanarak dünya çapında 15 yaşındaki öğrencilerin akademik yeterliliğini değerlendirmek için bir başvuru noktası görevi yapıyor. Buna koşut olarak THE ve QS sıralamaları, akademik saygınlık, araştırma ürünler ve uluslararasılaşma gibi ölçütleri dikkate alarak yükseköğretim kurumlarının genel edimini küresel çapta ölçer. Bu araştırmada, ilk niyet ülkelerin öğrencilerinin PISA 2022'de yansıtılan eğitim sonuçları ile üniversitelerinin 2024 yılı THE ve QS sıralamalarındaki küresel konumu arasındaki ilişkileri ortaya çıkarmaktır. Matematik, Fen Bilimleri ve Okuduğunu Anlama başarılarına odaklanan PISA 2022'den ülke düzeyindeki verilerin nicel yöntemlerle incelenmektedir. Eş zamanlı olarak THE ve QS ülke sıralamaları analiz edilecek ve bir ülkenin küresel yüksek öğrenim ortamındaki konumuna katkıda bulunan faktörler araştırılacak. Ortaöğretim öğrencilerinin akademik başarıları ile üniversitelerin dünya çapındaki sonraki başarısı arasındaki potansiyel ilişkileri açığa çıkararak korelasyonları ve kalıpları belirlemek için istatistiksel araçlar kullanılacaktır. Bu ilişkisel inceleme, bir ülkenin eğitim becerisine ilişkin bütünsel bir bakış açısı sunarak, ilk ve yüksek öğretim sistemleri arasındaki karşılıklı etkilere ilişkin var olan bilgileri ortaya koymayı amaçlamaktadır. Bulgular hem okul hem de üniversite düzeyindeki hedefleri uyumlu hale getiren stratejik planlamayı kolaylaştırarak eğitim politikalarına dayanak olabilecektir. Kısacası bu araştırma, PISA değerlendirmeleri ile üniversite sıralamaları arasındaki boşluğu doldurarak, küresel eğitim sistemlerinin birbirine bağlı doğasının incelikli bir şekilde anlaşılmasına katkı sağlamayı hedefliyor ve konu ile ilgili bilimsel yetkinliğe erişmek için sistem yaklaşımının gerekçelerini güçlendiriyor. Anahtar Kelimeler: PISA, THE, QS, Üniversite Sıralaması, Ülke Sıralaması
3rd INTERNATIONAL SELÇUK SCIENTIFIC RESEARCH CONGRESS DATE AND PLACE 17-18 FEBRUARY 2024, KONYA/TURKEY ONLINE PRESENTATIONS, 2024
ABSTRACT
This study involves an in-depth analysis of the Math, Science, and Reading scores of cou... more ABSTRACT This study involves an in-depth analysis of the Math, Science, and Reading scores of countries participating in PISA 2022. Direct correlations between these scores are explored to identify broad patterns and trends in educational achievements globally. The focus of study extends to partial correlations. By considering the influence of one subject while controlling for the effects of others, the study seeks to identify hidden correlations that might not be apparent in the direct relationships. The research is driven by the assumption that while there may be a general tendency for countries to perform well consistently across Math, Science, and Reading, there are likely to be variations and outliers that warrant closer examination. Additionally, the study will explore potential factors contributing to these correlations, such as cultural, economic, or educational policy influences. The anticipated outcomes of this research are twofold. Firstly, the direct correlations are expected to reveal overarching trends in global educational achievements, providing a high-level understanding of the interplay between Math, Science, and Reading scores. Secondly, the partial correlations are anticipated to uncover more intricate relationships, offering an alternate view on how specific subjects influence one another. The implications of this study are significant for policymakers, educators, and researchers, as it provides a basis for informed decision-making in educational policy and curriculum development. By understanding the complex relationships between Math, Science, and Reading scores, countries can tailor their educational strategies to address specific needs and foster a systemic approach to student achievement. In conclusion, this paper contributes to the discourse on global education by offering a detailed analysis of the PISA 2022 country rankings, emphasizing the importance of examining both direct and partial correlations between Math, Science, and Reading scores. The findings aim to inform educational practices and policies, ultimately contributing to the enhancement of global educational outcomes. Keywords: PISA, Country Rankings, Rank Order Correlations, Partial Correlations
PISA 2022 MATEMATİK, FEN VE OKUMA PUANLARI ARASINDAKİ KISMİ İLİŞKİLER :
ÖZET Bu çalışma, PISA 2022'ye katılan ülkelerin Matematik, Fen Bilimleri ve Okuma puanlarından yapılan vardamları kapsamaktadır. Küresel düzeyde eğitim başarılarındaki genel örüntüleri ve eğilimleri belirlemek için bu puanlar arasındaki istatistikse ilişkiler araştırılmaktadır. Çalışmanın odak noktası kısmi ilişki katsayılarına da uzatılmıştır. Bir konunun etkisini dikkate alırken diğerlerinin etkilerini denetleyerek, doğrudan ilişkilerde görünmeyebilecek gizli ilişkileri belirlemeyi amaçlamaktadır. Araştırma, ülkelerin Matematik, Fen Bilimleri ve Okuma alanlarında tutarlı bir şekilde iyi performans göstermelerine yönelik genel bir eğilim olsa da, daha yakından incelenmeyi gerektiren farklılıkların ve aykırı değerlerin de olabileceği sayıltısından yola çıkıyor. Ayrıca, kültürel, ekonomik veya eğitim politikası etkileri gibi bu ilişkilere katkıda bulunan olası etkenler de araştırılmaktadır. Bu araştırmanın beklenen sonuçları iki yönlüdür. Öncelikle, doğrudan ilişkilerin küresel eğitim başarılarındaki kapsayıcı eğilimleri ortaya çıkarması ve Matematik, Fen Bilimleri ve Okuma puanları arasındaki etkileşimin yüksek düzeyde anlaşılmasını sağlaması bekleniyor. Sonra da, kısmi ilişki katsayılarının daha karmaşık oluşumları ortaya çıkarması ve belirli konuların birbirini nasıl etkilediğine dair başka bir bakış açısı sunması bekleniyor. Bu çalışmanın sonuçları politika yapıcılar, eğitsel tasarımcılar ve araştırmacılar için önemlidir çünkü eğitim politikası ve müfredat geliştirmede bilinçli karar alma için bir temel sağlar. Ülkeler, Matematik, Fen Bilimleri ve Okuma puanları arasındaki karmaşık ilişkileri anlayarak, eğitsel yaklaşımlarını belirli gereksinimleri karşılayacak ve öğrenci başarısına yönelik bir sistem yaklaşımına özendirecek biçimde uyarlayabilir. Sonuç olarak bu çalışma, PISA 2022 ülke sıralamalarının ayrıntılı bir çözümlemesini sunarak küresel eğitim söylemine katkıda bulunmakta ve Matematik, Fen Bilimleri ve Okuma puanları arasındaki hem doğrudan hem de kısmi ilişki katsayılarının incelenmesinin önemini vurgulamaktadır. Bulgular, eğitim uygulamaları ve politikalarına bilgi sağlamayı ve sonuçta küresel eğitim sonuçlarının geliştirilmesine katkıda bulunmayı amaçlamaktadır. Anahtar Kelimeler: PISA Ülke Sıralaması, Sıralama İlişkileri, Kısmi İlişkiler
Learning is the aim, but teaching is the function. Knowing how people learn is necessary but not ... more Learning is the aim, but teaching is the function. Knowing how people learn is necessary but not sufficient for how to teach them. In the early stages of knowledge in any field of study, empirical in nature of research might be dominant. But a well-founded theory can be cost effective in terms of time and money. Most of the current research in education is not based on theory, and as a result the relevancy of research projects to practice falls short of being satisfactory. Integrating the empirical finding into a system of practice is quite difficult. Research in education -just like in physical sciences- must be distinguished from personal perceptions, opinions, and experiences. Major purpose in accumulating empirical data must be just to provide a foundation for an exploratory theory of instructional design. It doesn’t mean that all research has to be theory oriented. In reality theory breeds research, leading to more relevant and significant theory. Perhaps we have now reached a point where theoretical formulations could lead to a significant advance in research in education.
5TH INTERNATIONAL BLACK SEA MODERN SCIENTIFIC RESEARCH CONGRESS, 2023
ÖZET
Bu çalışmada farklı alanlarda yol alan iki ilgi akımı aynı mecrada buluşturulmuştur. Birinci... more ÖZET Bu çalışmada farklı alanlarda yol alan iki ilgi akımı aynı mecrada buluşturulmuştur. Birincisi öğrencilerin matematik algılarını yansıtan metaforlardır. İkincisi de sözel verimlilik ölçümüdür. Hiçbir nitel yapı içeriksiz ölçülemez. Özellikle bilişsel başarı ve yetenek ölçümünde geçerli içerik kullanmak önem ve öncelik kazanır. Örneğin, Guilford zekâ küpü modelinde üç boyut vardır: İçerik, işlem ve ürün. Sözel verimlilik anlamsal içerik kapsamında yapılan ıraksak işlemlerle elde edilen ürünlerle ölçülmektedir. Elde edilen ürünler; birimler kümeler, ilişkiler, sistemler, dönüşümler ve çıkarımlar olarak sınıflanır. Hazırlama, uygulama, puanlama ve veri işleme süreçlerinde geçerlik, güvenirlik ve kullanışlılığı uzlaştırmak için genellikle birbirinden bağımsız maddeler kullanılır. Dolayısıyla zekâ testlerinde “sistem” niteliğinde “ürün” çıkmaz. Bu çalışmaya temel oluşturan yüksek lisans tezinde Karabacak (2023) matematik metaforlarına ilişkin algılarını ölçmek istemişti. Alan yazın incelendiğinde genellikle öğrencilerin kendilerine sunulan metaforlara ilişkin yorumlarının ölçüldüğü görüldü. Öğrencilerin kendi ürettikleri metafor araştırmalarına rastlanamadı. Başlangıçta belirtilen iki farklı ilgi aynı mecrada buluşturularak ortaokul öğrencilerine kendi “matematik metaforlarını” ortaya koyma fırsatı hazırlandı. Matematik metaforları beş farklı konu bağlamında istendi: Matematik, Matematik Öğrenmek, Matematik Bilmek, Matematik Dersi ve Matematik Kitabı. Araştırmacıların erişimindeki bir ortaokulda 222 öğrenciye belirtilen beş konu için teker teker “Ne gibidir? Neden? ve Neye benzer? Neden?” soruları yöneltildi. Toplanan yazılı yanıtlar nicel ve nitel yöntemlerle yorumlandı. Bu çalışmada öğrencilerin yanıtları sözel verimlilik açısından değerlendirilmiştir. Ortaokul öğrencilerinin Matematik bağlamında metafor üretkenliklerinin özgün ve verimli olduğu görülmüştür. Anahtar Kelimeler: Sözel Verimlilik, Matematik Metaforları, Iraksak Düşünme,
CONTEXT DEPENDENT CASE OF VERBAL FLUENCY: MATH RELEVANT METAPHORS OF STUDENTS IN A JUNIOR HIGH SCHOOL
ABSTRACT In this study, two currents of interest in different fields were brought together in the same medium. The first is metaphors that reflect students' perceptions of mathematics. The second is the verbal efficiency measurement. No qualitative construct can be measured without content. Especially in measuring cognitive success and ability, using valid content gains importance and priority. For example, in the Guilford intelligence cube model, there are three dimensions: content, process, and product. Verbal efficiency is measured by the products obtained by divergent operations performed within the scope of semantic content. The products obtained are; units are classified as sets, relations, systems, transformations and inferences. Independent items are often used to reconcile validity, reliability, and usefulness during the preparation, administration, scoring, and data processing processes. Therefore, there is no "product" in the nature of a "system" in intelligence tests. In his master's thesis, which formed the basis of this study, Karabacak (2023) wanted to measure their perceptions of mathematical metaphors. When the literature was examined, it was seen that students' interpretations of the metaphors presented to them were generally measured. No metaphor research produced by the students themselves could be found. By bringing together the two different interests mentioned at the beginning in the same medium, an opportunity was created for secondary school students to reveal their own "mathematics metaphors". Mathematics metaphors were requested in the context of five different topics: Mathematics, Learning Mathematics, Knowing Mathematics, Mathematics Lesson, and Mathematics Book. In a secondary school that the researchers had access to, 222 students were asked one by one for the five subjects: "What is it like?" From where? and What does it look like? From where?" questions were asked. The collected written responses were interpreted using quantitative and qualitative methods. In this study, students' responses were evaluated in terms of verbal efficiency. It was concluded that the metaphor productivity of secondary school students in the context of Mathematics is original and productive. Keywords: TIMSS, Affective Attitude, Sense of Belonging to School, School Climate, Achievement
5TH INTERNATIONAL BLACK SEA MODERN SCIENTIFIC RESEARCH CONGRESS , 2023
özet
Uluslararası geniş ölçekli sınavlar eğitsel gelişim için gerekli bilimsel veri birikimine ka... more özet Uluslararası geniş ölçekli sınavlar eğitsel gelişim için gerekli bilimsel veri birikimine katkıda bulunmaktadır. Geniş ölçekli ölçmelerin sonuçları, uluslararası karşılaştırmaları kolaylaştırarak ulusal uygulamaların da değerlendirilmesine katkı sağlar. Eğitsel uygulamaların yaygın etkilerinin anlaşılmasının yanı sıra öğrenme başarısının cinsiyet, gelir, anne-baba eğitim düzeyleri vb. kategorik değişkenlere göre farklılaşmaların; ilgi, yetenek, kaygı vb. sürekli değişkenlerle ilişkilerin belirlenmesine fırsat verebilir. Geniş ölçekli araştırmalardan birisi olan TIMSS verileri ile de değişik yıllarda öğrencilerin eğitsel edinimleri irdelenmiştir. Çeşitli yıllardaki TIMSS verileri ile eğitsel başarının belirleyici etkenleri incelenmiştir. Örneğin öğrencilerin sosyo-ekonomik engellerine karşın başarılı olabildikleri bile gözlenmiştir. Bunun yanı sıra engelli öğrencilerin başarılarının ülkeler arasında farklılık gösterdiği de görülebilir. Geniş ölçekli sınavlarda her zaman yer alan Matematik konusunda öğrencilerin yaşadığı zorluklar her zaman ilgi odağı olmuştur. Matematik kaygısı ve matematikte çaresizlik öğrencilerin matematik öğrenmesini zorlaştırmaktadır. Oysa, öğrenciler, ana-babalar ve elbette eğitimciler için matematik ve fen önemlidir. PISA veya TIMSS gibi uluslararası geniş katılımlı ölçümlerde Türk öğrencileri matematik ve fen konularında başarılı olamadıkları ortaya çıkmaktadır. Türk öğrencilerin bu konulara ilişkin duyuşsal özellikleri, müfredat dışı etkinliklere katılımları, eğitimden beklentileri, okullarındaki donanım olanakları, okullarının güvenliği başarılarını belirleyici etkenler olabilmektedir. TIMSS 2019 uygulamasında ölçülen değişkenlerden biri de Okula Ait Olma Duygusudur. Ayrıca okul Disiplini, Güvenlik Duygusu ve Akran zorbalığı algıları ile ilgili veriler bulunmaktadır. Bu çalışmanın amacı ülkelerin Matematik ve Fen alanlarındaki bilişsel başarıları ile başta Okula Ait Olma Duygusu olmak üzere diğer duyuşsal algıları arasındaki karşılıklı ilişkileri ortaya koymaktır. Analiz birimi olarak ülkeler alındığında TIMSS19 verileri fen ve matematik başarısı ile okula aidiyet duygusu arasında negatif bir ilişki olduğunu ortaya koydu.
UNEXPECTED CONFLICT BETWEEN THE SENSE OF BELONGINGNESS TO SCHOOL AND MATH AND SCIENCE ACHIEVEMENT: TIMSS19 DATA
ABSTRACT International large-scale examinations contribute to the accumulation of scientific data necessary for educational development. The results of large-scale measurements facilitate international comparisons and contribute to the evaluation of national practices. In addition to understanding the widespread effects of educational practices, achievement can be affected by some categorical variables such as gender, income, parental education levels, etc. TIMSS data provide the opportunity to determine the correlations between achievement and some continuous variables such as students’ attitudes. The educational achievements of students in different years were examined with TIMSS data, which is one of the large-scale studies. The determining factors of educational success were examined with TIMSS data from various years. For example, it has even been observed that students can be successful despite their socio-economic obstacles. In addition, it can be seen that the success of students with disabilities varies between countries. The difficulties experienced by students in Mathematics, which is always included in large-scale exams, have always been the center of attention. Mathematics anxiety and helplessness in mathematics make it difficult for students to learn mathematics. However, math and science are important for students, parents and, of course, educators. Assessment research such as PISA or TIMSS reveal that Turkish students are not successful in mathematics and science. Turkish students' affective characteristics regarding these issues, their participation in extra-curricular activities, their expectations from education, the equipment facilities in their schools, and the security of their schools may be the determining factors for their success. One of the variables measured in the TIMSS 2019 application is the Sense of Belonging to School. There is also data on school Discipline, Sense of Security and perceptions of peer bullying. The aim of this study was to display the intercorrelations between countries' achievements in Mathematics and Science and the Sense of Belonging to School. Data revealed a negative correlation between science and math achievement and the sense of belongingness to school in TIMSS19 when countries are taken as the units of analysis.
In this MS-Excel file, Tetrachoric, Phi and Yule's Q methods being used to calculate the correlat... more In this MS-Excel file, Tetrachoric, Phi and Yule's Q methods being used to calculate the correlation coefficients between two binary variables were applied to the same data set. These relationships may imply dependency, association, consistency etc. between pairs of binary variables. Thus, it provides students interested in quantitative research methods with the opportunity to compare. The reader can also experiment with his/her own data by copying the first page onto a blank page in the same Excel workbook.
Times Higher Education 2024 Dünya Üniversiteler Sıralaması yayınlandı.
THE Kuruluşu öncül ölçütl... more Times Higher Education 2024 Dünya Üniversiteler Sıralaması yayınlandı.
THE Kuruluşu öncül ölçütlerle seçtiği 2673 üniversiteyi Öğretim niteliği, Araştırma Ortamı, Araştırma Niteliği, Endüstri İle İşbirliği ve Görünürlük ölçütlerine göre puanlamış. Bu 5 puandan elde edilen Genel Puana göre de sıralamış. Yayınlanan sıralamada 1904 üniversitenin ölçüt puanları yer alıyor. Ekteki MS Excel dosyasında bu 1904 üniversiteye ait verileri bulacaksınız. Listede Türkiye'den de 75 üniversite var. Türk üniversitelerinin kendi içindeki sıralamaları da dosyanın ikinci sayfasındadır.
Ben 4-5 yıl önce yaptığım bir çalışmanın sunumunda ABD'li bir meslektaşımıza ABD'de kaç üniversite olduğunu sormuştum. Cevap 7000 idi... Bu soruyu bugün (28 Eylül 2023) ChatGPT'ye sordum. Dünyada 26000 ABD'de 4000 dolayında "derece" veren yükseköğretim kurumu olduğunu yazdı. Bundan sonrası ilgil okuyucuya kalsın...
1. Pozitif Okullar Ve iyi Oluş Kongresi "Bebeklikten Ergenliğe iyi Oluş TAM METIN BILDIRILER KITABI, 2023
Başarı ve özgüven yaşamın her kesitinde olduğu gibi eğitimde de bireylerin bedensel, zihinsel ve ... more Başarı ve özgüven yaşamın her kesitinde olduğu gibi eğitimde de bireylerin bedensel, zihinsel ve duyuşsal iyi oluşlarının göstergesidirler. Her yerde ve her zaman rastlanabilecek olan başarı ve özgüven yetersizlikleri bu çalışmanın problem durumunu oluşturmaktadır. Öncelikle Özgüven, Akademik Özyeterlik ve Başarı arasında anlamlı ilişkiler ve anılan değişkenlerin cinsiyet, sınıf düzeyi ve ebeveynlerin eğitim durumlarına göre farklılaşıp farklılaşmadığı sorgulanmıştır. İlk aşamada öğrencilere Öz-yeterlik Algılarını kendi özgün ve doğal anlatımlarıyla dışa vurmalarını amaçlayan 12 açık uçlu soru soruldu. Öğrencilerin yanıtları incelenerek Özyeterlik Algısı belirten 56 önerme derlendi. Uzman- lar önermeleri değerlendirerek derecelendirdiler. Nicel ve nitel irdelemelerden sonra 28 maddeden oluşan Özgüven Algı Bildirim Yoklaması oluşturuldu. 2019 yılında İstanbul’da özel bir ortaokulun 7. ve 8. Sınıflarındaki 74’ü erkek, 90’ı kız 164 öğrenci elverişli örneklem kümesi olarak saptanmıştır. Bu örnekleme Morgan & Jinks Akademik Öz-Yeterlik ölçeğinin Türkçe sürümü ve cinsiyet, yaş, kardeş sayısı, ebeveynlerin öğrenim durumu bildiren Demografik Form uygulanmıştır. Başarı ölçütü olarak da öğrencilerin Liselere Giriş Sınavlarına hazırlık sınavlarından aldıkları puanlar kullanılmıştır. Elde edilen test ve madde istatistikleri ile güvenirlik göstergelerinin yeterli düzeyde oldukları saptanmıştır. Türkçe, Matematik, Fen ve Sosyal Dersler Bağlamındaki Özgüven; Genel Bağlamdaki Özgüven, Diğer Dersler Bağlamındaki Özgüven, Akademik Özyeterlik ve Lise Giriş Deneme Sınavları ortalaması ile rastlantı ile açıklanamayacak ölçüde ilişkilidir. 7. Sınıflarda, Diğer Dersler Bağlamındaki Özgüven Genel Bağlamdaki Özgüven arasında ve Başarı ile Akademik Özyeterlik algısı arasında da anlamlı ilişkiler vardır. Türkçe, Matematik, Fen ve Sosyal Dersler Bağlamındaki Özgüven; Genel Bağlamdaki Özgüven, Diğer Dersler Bağlamındaki Özgüven arasında anlamlı düzeyde ilişkili olmasına karşın diğer değişkenler arasındaki ilişkiler manidar değildir. Çeşitli özgüven puanlarına göre yapılan sıralamalarda Cinsiyete ve Sınıf Düzeyine göre anlamlı farklar yoktur. İlişki katsayılarının yüksek düzeyde anlamlı olması ilişkili değişkenlerin özdeş olduğu anlamına gelmez.
5. MARAMARA ULUSLARARASI BİLİMSEL ARAŞTIRMALAR VE İNOVASYON KONGRESİ 17-18 hAZİRAN 2023 İstanbul, 2023
Matematik ve Fen Bilimlerinde öğrenme, konunun ayrıntılarına yoğun ilgi ve özenme gerektirir. Öğr... more Matematik ve Fen Bilimlerinde öğrenme, konunun ayrıntılarına yoğun ilgi ve özenme gerektirir. Öğrenci çözülecek problemlere odaklanabilmeli ve yoğun çaba gösterebilmelidir. Tüm bu koşullar, disiplinle oluşturulabilecek güvenli ve emniyetli bir ortamda karşılanabilir. TIMSS (Uluslararası Matematik ve Bilimlerinde Yönelimler Çalışması), matematik ve fen bilimleri öğretmeyi ve öğrenmeyi teşvik eden uluslararası bir değerlendirme programıdır. TIMSS'in en önemli amacı, matematik ve fen bilimlerinde bilme, uygulama ve akıl yürütme gibi bilişsel becerileri değerlendirmektir. Bunlar, değerlendirme bağlamının başlıca bağımlı değişkenleridir. Bu hedef değişkenlerin yanı sıra, değerlendirme bulgularının açıklanabileceği bazı bağımsız ve düzenleyici değişkenler de vardır. Okul Disiplini, TIMSS 2019'un bağımsız değişkenleri arasında önemli bir etken olarak karşımıza çıkıyor. TIMSS, Okul Disiplin Ölçeği'nde on bir potansiyel sorun saptanmıştır. Öğrenciler bu sorunlarla ilgili olarak okul müdürlerinin raporlarına göre puanlanmıştır. Her ülkeden öğrenciler üç düzeye ayrılmıştır. “Neredeyse Hiç Sorun Yok” (Düşük), “Bazı Küçük Sorunlar” (Orta) ve “Ciddi Sorunlar” (Yüksek). TIMSS, her düzeydeki öğrenci yüzdeleri hakkında veri sağlamaktadır. Bu verileri kullanarak her ülke için bir disiplin puanı kolayca hesaplanabilir. Bu sunumun amacı, okul disiplini ile ülkelerin Matematik ve Fen başarıları arasındaki ilişkilerin rastlantıdan ne kadar farklılaştığını göstermektir. Başarı değişkenleri arasındaki tüm karşılıklı ilişkiler mucize sayılacak kadar anlamlıdır. Disiplin ölçek puanları arasındaki ilişki de öyle… Başarı ve disiplin değişkenleri arasındaki ilişki katsayıları da oldukça anlamlıdır, ancak geleneksel ölçektedir. 8. sınıftaki ortalama disiplin puanının 4. sınıftakinden önemli ölçüde daha yüksek olması da ilginç bir bulgudur. Disiplin ölçeğinin işlem öncesi yapı geçerliliğinin niteliksel analizi en öncelikli işlerin başındadır.
5. ULUSLARARASI MARMARA BİLİMSEL ARAŞTIRMALAR VE INOVASYON KONGRESİ 17-18 hAZİRAN 2023 ANKARA, 2023
Uluslararası Eğitim Başarısını Değerlendirme Derneği (IEA: International Association for the Eval... more Uluslararası Eğitim Başarısını Değerlendirme Derneği (IEA: International Association for the Evaluation of Educational Achievement), öğrencilerin matematik ve fen eğitimindeki başarılarını değerlendirmek için her dört yılda bir uluslararası bir sınav. TIMSS, Trends in International mathematics and Science Study bu değerlendirme programının kısaltmasıdır. TIMSS 1995 yılından beri uygulanmaktadır ve eğitim başarısı ile ilgili vazgeçilmez bir bilgi kaynağı haline gelmiştir. TIMSS, dördüncü ve sekizinci sınıflardaki öğrencilerin matematik ve fen bilimlerindeki performansları hakkında veri toplar. Matematik ve fen başarısını bağımlı değişken olarak alan kişi, katılımcı ülkelerdeki eğitim sistemlerinin ve uygulamalarının etkililiği ve verimliliği hakkında ilişkisel ve karşılaştırmalı çıkarımlar yapabilir. TIMSS'te ölçülen üç ana alt yapı vardır: Bilmek, Uygulamak ve Akıl Yürütmek. Temel konular cebir, biyoloji, kimya, geometri ve fiziktir. Öğrencilerden bu konularda işlenen güncel yaşam problemlerini çözmeleri beklenir. Kendi ülkelerindeki eğitim sistemlerinin performansına ilişkin bu dikkate değer verileri kullanmak, eğitim sistemlerinin paydaşlarına (eğitimciler, araştırmacılar, politika yapıcılar vb.) bağlıdır. Bu veriler, öğretme ve öğrenmedeki eğilimleri veya düşüşleri belirlemelerini sağlar. Bu sunumun ana sorusu, 2007, 2011, 2015 ve 2019 olmak üzere dört değerlendirme döneminde eğitim başarısında önemli bir artış olup olmadığıdır. Daha önce Matematikte Başarı araştırması sunulmuştu. Bu çalışmada da Fende Başarı iki paralel ancak farklı bölümde ele alınacaktır. Her bölümde ilerleme verileri sırasıyla 4. ve 8. sınıflar için analiz edilecektir. Örneklem boyutunun küçük olması nedeniyle, çalışmanın ardışık uygulama yılları boyunca belirgin bir yönelim olmadığına dair yokluk denencelerini sınamak için parametrik olmayan Kendall W uyum göstergesi kullanıldı.Çalışmanın son bölümü, TIMSS'in en son dönemlerinde bilimdeki gelişmelere ilişkin bulguları içermektedir.
8th INTERNATIONAL NEW YORK CONFERENCE ON EVOLVING TRENDS IN INTERDISCIPLINARY RESEARCH & PRACTICES, 2023
International Association for the Evaluation of Educational Achievement (IEA)conducts an
interna... more International Association for the Evaluation of Educational Achievement (IEA)conducts an international survey in every four years to assess students’ achievement in mathematics and science. TIMSS is the abbreviation of this assessment program called Trends in International Mathematics and Science Study. TIMSS has been being conducted since 1995 and has become an indispensable source of information relevant to educational achievement. TIMSS collects data about the performances of students at the fourth and eighth grades in mathematics and science. Taking the math and science achievement as the dependent variable one can extract correlational and comparative inferences about the effectiveness and efficiency of educational systems and practices in participating countries. There are three major subconstructs measured in TIMSS: Knowing, Applying and Reasoning. The underlying topics are algebra, biology, chemistry, geometry, and physics. Students are expected of solving real world problems covered in these topics. It is up to the stake holders of educational systems (educators, researchers, policymakers, etc.) to make use of this remarkable data on the performance of education systems in their own countries. This data enables them to identify the inclines or declines in teaching and learning. The major question of this presentation is whether there is a significant increase in educational achievement across the four periods of assessment namely 2007, 2011, 2015 and 2019. Achievement in Mathematics, and Achievement in Science will be dealt in two parallel but different sections. In each section progress data will be analyzed for 4th and 8th graders successively. Due to the small size of the sample non-parametric Friedman Two way Analysis was used to test the null hypothesis of the study that there is no progress across the four periods of assessment. This part of the study covers the findings relevant to the improvement in Mathematics within the last four periods of TIMSS
1st International Cyprus Education and Social Sciences Conference Cyprus Health and Social Sciences University, Turkish Republic of Northern Cyprus, April 17-18-19 2023, 2023
TIMSS19 is not a high-stake exam for students. It is an assessment that interests and informs adm... more TIMSS19 is not a high-stake exam for students. It is an assessment that interests and informs administrators and trainers in many countries. The aim of this study is to examine the rank order patterns of affective attitudes relevant to four different datasets, Mathematics and Science, in 4th and 8th grades: Like, Confidence, Valuing. When it comes to cognitive skills defined as Knowing, Applying and Reasoning, significantly high correlation coefficients have been found. This confirmed the concurrent validity of the triplets themselves. It was also an expected finding that countries had significant rank patterns according to the scores they got from the cognitive domain triplets. However, no significant ranking pattern was detected in any of the four different datasets (M4, S4, M8, and S8). Despite the high correlation coefficients, the fact that the skills of Knowing, Applying and Reasoning do not display significant rank pattern suggests reviewing the construct validity of the cognitive domain items. TIMSS19 also provides data on students' attitudes. Countries were scored based on their students' responses to nine items in the Like Mathematics/Science questionnaire. Also, nine items in the questionnaire questioning Confidence in Mathematics/Science, and finally nine items in the Students' Valuing of Mathematics/Science scale. Attitude scores for each attitude scale are available to be associated with four different datasets. Significant correlation coefficients were also found between the attitudes towards Mathematics and Science in the 4th and 8th grades. It was expected that the scores of the countries from the affective domain triads would also exhibit significant rank patterns. Contrary to cognitive skills, meaningful ranking patterns have been found in the Like, Confidence, and Value dimensions that point to a taxonomy. The existence of such a taxonomy means revisions in teaching-learning strategies used in teaching practices. It seems that fun forms of teaching should replace boring ones.
VII-INTERNATIONAL EUROPEAN CONFERENCE ON INTERDISCIPLINARY SCIENTIFIC RESEARCH March 28-30, 2023 / Frankfurt, Germany
The ultimate aim of education is the construction of wisdom. But the wisdom can hardly be achieve... more The ultimate aim of education is the construction of wisdom. But the wisdom can hardly be achieved free of contents. As the scientific and technological knowledge explodes new subject matter areas are emerging and the body of knowledge within the present ones are getting bigger, and larger. Overlaps between the contents of different domains are also intensifying. Refinement of outmoded elements and contraction of continuously expanding information into a viable curriculum is an essential educational task with high priority. Apparently, since such educational design projects in education are multidimensional in nature educators need help from the disciplines of other domains. This challenging task can be carried out within different modes of disciplinary contexts. Therefore, criteria will be proposed to discriminate between mono-disciplinary, interdisciplinary, multidisciplinary, and transdisciplinary approaches to begin with. Four disciplinary perspectives will be compared and contrasted in terms of major structural components of instructional systems. The structural components of any instructional system are the objectives, physical setting, social setting, instructional methods, instructional media, and the instructor. At the intersection points of the rows representing the curricular elements, and of the columns signifying the disciplinary modes hypothetical features of real or probable practices will be plotted. Also, unitary (subject matter centered) curriculum, core curriculum, and spiral curriculum paradigms will briefly be mentioned during the critical analysis of major disciplinary approaches. Effective use of dynamic properties of systems will be attempted at each point. Initial values of hermeneutic judgments will be supplied by the author to encourage the discussion. Suggestions and criticisms will be collected in return.
The International Symposium on Communication and Technology with its Philosophical Dimensions (ISTC_PhD) 14-15 January 2023 Marmara University İstanbul Türkiye, 2023
Source and target units of communication in the classroom select the appropriate messages (inform... more Source and target units of communication in the classroom select the appropriate messages (information) to facilitate teaching and learning. The ability to select useful messages—those which will best meet the needs of participants - is quite a complex task. The purpose of this study is to remind some concepts and principles of communication relevant to teaching and learning processes. Selectivity denotes the extent to which communicators receive or reject stimuli. It is the degree to which they expose themselves and retrieve messages that they are exchanging. Selective exposure, selective attention, selective perception, selective intention, and selective retention are the major phenomena which can easily be identified in commonplace episodes drawn from instructional practice. Dissonance theory is to describe, explain and predict selective exposure examples in communication. Involvement theory has also explanatory power when participants are highly involved in teaching and learning. One can also take the advantage of the utility concept as a useful predictor of exposure behavior which also demand attention. The background, the intensity, the extensity, the concreteness or complexity, the contrast, the velocity, and finally the impressivity of the stimulus are the factors that influence selectivity in communication. The best attended experience tends to be the best comprehended. The hypothetical propositions presented will focus on the contributions that today’s educational technology can make to selectivity in communication.
3rd INTERNATIONAL BLACK SEA MODERN SCIENTIFIC RESEARCH CONGRESS, 2023
Neither the laws of learning nor the laws of teaching are known yet. Methods courses lack of a so... more Neither the laws of learning nor the laws of teaching are known yet. Methods courses lack of a sound theoretical base. Empirical research on learning and teaching yield evidence that media has the potential to facilitate learning. The purpose of this presentation is to allocate the functions of educational media within a conceptual framework of systems thinking. Systems thinking is adopted to delineate the organized complexity of the instructional processes to facilitate learning. Also, systems thinking enables the instructional designer to avoid false dichotomies. Some conjugate qualities (bipolar characteristics of systems), and the design principles inspired relevant to instructional media are summarized below: Unity-variety: Unity is responsible for wholeness and for organizational identity. When exaggerated unity ends up with uniformity. Variety is essential for adaptation. Unfavourable extremity of variety is chaos (Baykal, 2017). Integration-differentiation: Every medium should be supported by the other media. That's what can be called "integration" of components. Unique capability of each medium should be exploited to the most possible extent. That's what is meant by "differentiation" of components (Katz and Kahn, 1966). Stability-flexibility: Stability is essential for survival and maintenance; flexibility is necessary for dynamism and growth. The unfavourable extremity of stability is rigidity. The edge of flexibility is looseness (Feibleman & Friend, 1945; Stave & Hopper, 2007). These and some other conjugate qualities of media and their outcomes will be discussed to make comparisons and contrasts between options. It is also a challenge to develop some quantitative criteria for some of those conjugate qualities: such as proximity in time and space, frequency, and duration of independent occurrences etc.
The International Symposium on Communication and Technology with its Philosophical Dimensions ISCT-PHD, 2023
Sınıfta kurulan iletişim süreçlerinde yer alan kaynak ve hedef birimler, öğretimi ve öğrenimi kol... more Sınıfta kurulan iletişim süreçlerinde yer alan kaynak ve hedef birimler, öğretimi ve öğrenimi kolaylaştırmak için uygun mesajları (bilgileri) seçer. Yararlı mesajları -katılımcıların ihtiyaçlarını en iyi karşılayacak olanları- seçme işlemi oldukça karmaşık bir eğitsel görevdir. Bu çalışmanın amacı, öğrenme ve öğretim sisteminin paydaşlarının öğretme ve öğrenme süreçlerine ilişkin iletişim kavram ve ilkelerini hatırlatmaktır. Bu kavramların başında gelen “seçicilik”, iletişimcilerin uyaranları alma veya reddetme derecesini gösterir. Kendilerini ifşa etme ve değiş tokuş ettikleri mesajları alma derecesidir. Seçici karşılaşma, seçici dikkat, seçici algı, seçici niyet ve seçici hatırlama, öğrenme ve öğretim deneyimlerinden alınan sıradan olaylarda kolayca gözlenebilen başlıca olgulardır. Uyumsuzluk kuramı, iletişimdeki seçici karşı karşıya gelme örneklerini tanımlamak, açıklamak ve öngörmekte çok yaralıdır. Katılım kuramı da katılımcılar öğretme ve öğrenmeye yüksek oranda dahil olduklarında açıklayıcı güce sahiptir. Aynı zamanda dikkat gerektiren karşı karşıya gelme davranışının yararlı bir yordayıcısı olarak yararlılık kuramı yaklaşımı da işe koşulabilir. Uyaranın arka planı, yoğunluğu,, kapsamı, somutluğu veya karmaşıklığı, karşıtlığı, hız ve son olarak uyaranın etkileyiciliği seçiciliği belirleyen dış etkenlerdir. İletişimde en iyi katılımlı deneyim, en iyi anlaşılan deneyim olma eğilimindedir. Sunulan önermeler eğitim teknolojisinin seçiciliğe yapabileceği katkılara odaklanacaktır.
Bahçeşehir Üniversitesi tarafından desteklenen bir "yaygın eğitim" sunumu... Herkesi ilgilendiren... more Bahçeşehir Üniversitesi tarafından desteklenen bir "yaygın eğitim" sunumu... Herkesi ilgilendiren, herkesin hemen hemen her gün fikir yürüttüğü "ölçme ve değerlendirme" konuları kapsamında yer alan temel kavram ve ilkelerin "ayaküstü" anlatımı...
ÖSS'de bazı soruların şifre ile "yandaşlara" dağıtıldığı söylentisi çıkmıştı.
O tarihlerde Haber... more ÖSS'de bazı soruların şifre ile "yandaşlara" dağıtıldığı söylentisi çıkmıştı.
O tarihlerde Habertürk Gazetesi yazarı olan Pervin Kaplan ne düşündüğümü sormuştu. Bana soru kitapçığını da yolladı.
40 sorudan 28'ini şifre ile çözdüm. Fatih Altaylı'nın sunduğu Teke Tek programında da bunu anlattım.
Sınavın iptal edilmesini önermiştim.
Kabul edilmedi...
Edilseydi şaşardım...
NTV kanalında Ahmet Arpad'ın Yakın Plan programında Yusuf Azoz ve Ali Baykal Diplomalı İşsizler k... more NTV kanalında Ahmet Arpad'ın Yakın Plan programında Yusuf Azoz ve Ali Baykal Diplomalı İşsizler konusundaki görüşlerini ortaya koyuyorlar. Bu videoyu izlemeden önce ya da sonra "Gençliğin Eğitimi: Düğümlerden Çözümlere" başlıklı makalemin okunmasını çok isterim. Aşağıdaki adresi tarayıcının arama satırına kopyalayarak erişebilirsiniz.
The purpose of this study is to verify the preoperative construct validity of a new content with ... more The purpose of this study is to verify the preoperative construct validity of a new content with artificial intelligence (AI). The new content is arithmetic equations written with Digital 7 Fonts (D7F). Participants are expected to discriminate between simple arithmetic equations with their corresponding decimal figures written with regular fonts. The study aspires to see if AI models will yield convincing notes about the construct validity of items developed to measure cognitive flexibility in numbers that can be perceived in two different ways. AI tool Sider was asked to refer Guilford's 3-dimensional intelligence model. AI companions within Sider were consulted for which factor embraced in the Guilford's Model matches with the required task-switch. AI acted as both subject and as an expert and managed to demystify the duality hidden in the equations written with D7F. Testimony of single subject AI can be fortified by its clinical significance.
3. INTERNATIONAL SELÇUK SCIENTIFIC RESEARCH 17-18 FEBRUARY 2024, KONYA/TURKEY ONLINE PRESENTATIONS
ABSTRACT
In an era where education systems and higher education institutions are pivotal to a nat... more ABSTRACT In an era where education systems and higher education institutions are pivotal to a nation's global standing, understanding the connections between student performance and university excellence becomes crucial for policymakers and educators alike. The Program for International Student Assessment (PISA) 2022 serves as a frame of reference for evaluating the academic proficiency of 15-year-old students worldwide, focusing on key domains such as reading, mathematics, and science. In parallel, THE and QS rankings gauge the overall performance of higher education institutions on a global scale, considering factors like academic reputation, research output, and internationalization. This research attempts to reveal the correlations between the educational outcomes of a nation's students, as reflected in PISA 2022, and the global standing of its universities in THE and QS rankings for the year 2024. The methodology involves an examination of country-level data from PISA 2022, focusing on achievement in Mathematics, Sciences and Reading Comprehension. Concurrently, THE and QS country rankings will be analyzed, exploring the factors that contribute to a nation's standing in the global higher education landscape. Statistical tools will be employed to identify correlations and patterns, unveiling potential relationships between the academic achievements of secondary school students and the subsequent success of universities on the world stage. This correlational analysis seeks to provide valuable insights into the reciprocal influences between primary and tertiary education systems, offering a holistic perspective on a country's educational prowess. The findings aim to inform education policies, facilitating strategic planning that aligns both school-level and university-level objectives. By bridging the gap between PISA assessments and university rankings, this research aims at contributing to the awareness of the interconnected nature of global education systems and reinforces the imperative for systems thinking to nurture scientific quality at all levels. Keywords: PISA, THE, QS, University Rankings, Country Rankings
PISA 2022, THE 2024 VE QS 2024 ÜLKE SIRALAMALARI: İLİŞKİSEL BİR İNCELEME
ÖZET Eğitim sistemlerinin ve yüksek öğretim kurumlarının bir ülkenin küresel edimi açısından yaşamsal öneme sahip olduğu bir çağdayız. Öğrenci başarısı ile üniversitenin yetkinliği arasındaki bağlantıların anlaşılması hem politika yapıcılar hem de eğitimciler için yaşamsal önem taşıyor. Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı (PISA) 2022, okuma, matematik ve fen gibi temel alanlara odaklanarak dünya çapında 15 yaşındaki öğrencilerin akademik yeterliliğini değerlendirmek için bir başvuru noktası görevi yapıyor. Buna koşut olarak THE ve QS sıralamaları, akademik saygınlık, araştırma ürünler ve uluslararasılaşma gibi ölçütleri dikkate alarak yükseköğretim kurumlarının genel edimini küresel çapta ölçer. Bu araştırmada, ilk niyet ülkelerin öğrencilerinin PISA 2022'de yansıtılan eğitim sonuçları ile üniversitelerinin 2024 yılı THE ve QS sıralamalarındaki küresel konumu arasındaki ilişkileri ortaya çıkarmaktır. Matematik, Fen Bilimleri ve Okuduğunu Anlama başarılarına odaklanan PISA 2022'den ülke düzeyindeki verilerin nicel yöntemlerle incelenmektedir. Eş zamanlı olarak THE ve QS ülke sıralamaları analiz edilecek ve bir ülkenin küresel yüksek öğrenim ortamındaki konumuna katkıda bulunan faktörler araştırılacak. Ortaöğretim öğrencilerinin akademik başarıları ile üniversitelerin dünya çapındaki sonraki başarısı arasındaki potansiyel ilişkileri açığa çıkararak korelasyonları ve kalıpları belirlemek için istatistiksel araçlar kullanılacaktır. Bu ilişkisel inceleme, bir ülkenin eğitim becerisine ilişkin bütünsel bir bakış açısı sunarak, ilk ve yüksek öğretim sistemleri arasındaki karşılıklı etkilere ilişkin var olan bilgileri ortaya koymayı amaçlamaktadır. Bulgular hem okul hem de üniversite düzeyindeki hedefleri uyumlu hale getiren stratejik planlamayı kolaylaştırarak eğitim politikalarına dayanak olabilecektir. Kısacası bu araştırma, PISA değerlendirmeleri ile üniversite sıralamaları arasındaki boşluğu doldurarak, küresel eğitim sistemlerinin birbirine bağlı doğasının incelikli bir şekilde anlaşılmasına katkı sağlamayı hedefliyor ve konu ile ilgili bilimsel yetkinliğe erişmek için sistem yaklaşımının gerekçelerini güçlendiriyor. Anahtar Kelimeler: PISA, THE, QS, Üniversite Sıralaması, Ülke Sıralaması
3rd INTERNATIONAL SELÇUK SCIENTIFIC RESEARCH CONGRESS DATE AND PLACE 17-18 FEBRUARY 2024, KONYA/TURKEY ONLINE PRESENTATIONS, 2024
ABSTRACT
This study involves an in-depth analysis of the Math, Science, and Reading scores of cou... more ABSTRACT This study involves an in-depth analysis of the Math, Science, and Reading scores of countries participating in PISA 2022. Direct correlations between these scores are explored to identify broad patterns and trends in educational achievements globally. The focus of study extends to partial correlations. By considering the influence of one subject while controlling for the effects of others, the study seeks to identify hidden correlations that might not be apparent in the direct relationships. The research is driven by the assumption that while there may be a general tendency for countries to perform well consistently across Math, Science, and Reading, there are likely to be variations and outliers that warrant closer examination. Additionally, the study will explore potential factors contributing to these correlations, such as cultural, economic, or educational policy influences. The anticipated outcomes of this research are twofold. Firstly, the direct correlations are expected to reveal overarching trends in global educational achievements, providing a high-level understanding of the interplay between Math, Science, and Reading scores. Secondly, the partial correlations are anticipated to uncover more intricate relationships, offering an alternate view on how specific subjects influence one another. The implications of this study are significant for policymakers, educators, and researchers, as it provides a basis for informed decision-making in educational policy and curriculum development. By understanding the complex relationships between Math, Science, and Reading scores, countries can tailor their educational strategies to address specific needs and foster a systemic approach to student achievement. In conclusion, this paper contributes to the discourse on global education by offering a detailed analysis of the PISA 2022 country rankings, emphasizing the importance of examining both direct and partial correlations between Math, Science, and Reading scores. The findings aim to inform educational practices and policies, ultimately contributing to the enhancement of global educational outcomes. Keywords: PISA, Country Rankings, Rank Order Correlations, Partial Correlations
PISA 2022 MATEMATİK, FEN VE OKUMA PUANLARI ARASINDAKİ KISMİ İLİŞKİLER :
ÖZET Bu çalışma, PISA 2022'ye katılan ülkelerin Matematik, Fen Bilimleri ve Okuma puanlarından yapılan vardamları kapsamaktadır. Küresel düzeyde eğitim başarılarındaki genel örüntüleri ve eğilimleri belirlemek için bu puanlar arasındaki istatistikse ilişkiler araştırılmaktadır. Çalışmanın odak noktası kısmi ilişki katsayılarına da uzatılmıştır. Bir konunun etkisini dikkate alırken diğerlerinin etkilerini denetleyerek, doğrudan ilişkilerde görünmeyebilecek gizli ilişkileri belirlemeyi amaçlamaktadır. Araştırma, ülkelerin Matematik, Fen Bilimleri ve Okuma alanlarında tutarlı bir şekilde iyi performans göstermelerine yönelik genel bir eğilim olsa da, daha yakından incelenmeyi gerektiren farklılıkların ve aykırı değerlerin de olabileceği sayıltısından yola çıkıyor. Ayrıca, kültürel, ekonomik veya eğitim politikası etkileri gibi bu ilişkilere katkıda bulunan olası etkenler de araştırılmaktadır. Bu araştırmanın beklenen sonuçları iki yönlüdür. Öncelikle, doğrudan ilişkilerin küresel eğitim başarılarındaki kapsayıcı eğilimleri ortaya çıkarması ve Matematik, Fen Bilimleri ve Okuma puanları arasındaki etkileşimin yüksek düzeyde anlaşılmasını sağlaması bekleniyor. Sonra da, kısmi ilişki katsayılarının daha karmaşık oluşumları ortaya çıkarması ve belirli konuların birbirini nasıl etkilediğine dair başka bir bakış açısı sunması bekleniyor. Bu çalışmanın sonuçları politika yapıcılar, eğitsel tasarımcılar ve araştırmacılar için önemlidir çünkü eğitim politikası ve müfredat geliştirmede bilinçli karar alma için bir temel sağlar. Ülkeler, Matematik, Fen Bilimleri ve Okuma puanları arasındaki karmaşık ilişkileri anlayarak, eğitsel yaklaşımlarını belirli gereksinimleri karşılayacak ve öğrenci başarısına yönelik bir sistem yaklaşımına özendirecek biçimde uyarlayabilir. Sonuç olarak bu çalışma, PISA 2022 ülke sıralamalarının ayrıntılı bir çözümlemesini sunarak küresel eğitim söylemine katkıda bulunmakta ve Matematik, Fen Bilimleri ve Okuma puanları arasındaki hem doğrudan hem de kısmi ilişki katsayılarının incelenmesinin önemini vurgulamaktadır. Bulgular, eğitim uygulamaları ve politikalarına bilgi sağlamayı ve sonuçta küresel eğitim sonuçlarının geliştirilmesine katkıda bulunmayı amaçlamaktadır. Anahtar Kelimeler: PISA Ülke Sıralaması, Sıralama İlişkileri, Kısmi İlişkiler
Learning is the aim, but teaching is the function. Knowing how people learn is necessary but not ... more Learning is the aim, but teaching is the function. Knowing how people learn is necessary but not sufficient for how to teach them. In the early stages of knowledge in any field of study, empirical in nature of research might be dominant. But a well-founded theory can be cost effective in terms of time and money. Most of the current research in education is not based on theory, and as a result the relevancy of research projects to practice falls short of being satisfactory. Integrating the empirical finding into a system of practice is quite difficult. Research in education -just like in physical sciences- must be distinguished from personal perceptions, opinions, and experiences. Major purpose in accumulating empirical data must be just to provide a foundation for an exploratory theory of instructional design. It doesn’t mean that all research has to be theory oriented. In reality theory breeds research, leading to more relevant and significant theory. Perhaps we have now reached a point where theoretical formulations could lead to a significant advance in research in education.
5TH INTERNATIONAL BLACK SEA MODERN SCIENTIFIC RESEARCH CONGRESS, 2023
ÖZET
Bu çalışmada farklı alanlarda yol alan iki ilgi akımı aynı mecrada buluşturulmuştur. Birinci... more ÖZET Bu çalışmada farklı alanlarda yol alan iki ilgi akımı aynı mecrada buluşturulmuştur. Birincisi öğrencilerin matematik algılarını yansıtan metaforlardır. İkincisi de sözel verimlilik ölçümüdür. Hiçbir nitel yapı içeriksiz ölçülemez. Özellikle bilişsel başarı ve yetenek ölçümünde geçerli içerik kullanmak önem ve öncelik kazanır. Örneğin, Guilford zekâ küpü modelinde üç boyut vardır: İçerik, işlem ve ürün. Sözel verimlilik anlamsal içerik kapsamında yapılan ıraksak işlemlerle elde edilen ürünlerle ölçülmektedir. Elde edilen ürünler; birimler kümeler, ilişkiler, sistemler, dönüşümler ve çıkarımlar olarak sınıflanır. Hazırlama, uygulama, puanlama ve veri işleme süreçlerinde geçerlik, güvenirlik ve kullanışlılığı uzlaştırmak için genellikle birbirinden bağımsız maddeler kullanılır. Dolayısıyla zekâ testlerinde “sistem” niteliğinde “ürün” çıkmaz. Bu çalışmaya temel oluşturan yüksek lisans tezinde Karabacak (2023) matematik metaforlarına ilişkin algılarını ölçmek istemişti. Alan yazın incelendiğinde genellikle öğrencilerin kendilerine sunulan metaforlara ilişkin yorumlarının ölçüldüğü görüldü. Öğrencilerin kendi ürettikleri metafor araştırmalarına rastlanamadı. Başlangıçta belirtilen iki farklı ilgi aynı mecrada buluşturularak ortaokul öğrencilerine kendi “matematik metaforlarını” ortaya koyma fırsatı hazırlandı. Matematik metaforları beş farklı konu bağlamında istendi: Matematik, Matematik Öğrenmek, Matematik Bilmek, Matematik Dersi ve Matematik Kitabı. Araştırmacıların erişimindeki bir ortaokulda 222 öğrenciye belirtilen beş konu için teker teker “Ne gibidir? Neden? ve Neye benzer? Neden?” soruları yöneltildi. Toplanan yazılı yanıtlar nicel ve nitel yöntemlerle yorumlandı. Bu çalışmada öğrencilerin yanıtları sözel verimlilik açısından değerlendirilmiştir. Ortaokul öğrencilerinin Matematik bağlamında metafor üretkenliklerinin özgün ve verimli olduğu görülmüştür. Anahtar Kelimeler: Sözel Verimlilik, Matematik Metaforları, Iraksak Düşünme,
CONTEXT DEPENDENT CASE OF VERBAL FLUENCY: MATH RELEVANT METAPHORS OF STUDENTS IN A JUNIOR HIGH SCHOOL
ABSTRACT In this study, two currents of interest in different fields were brought together in the same medium. The first is metaphors that reflect students' perceptions of mathematics. The second is the verbal efficiency measurement. No qualitative construct can be measured without content. Especially in measuring cognitive success and ability, using valid content gains importance and priority. For example, in the Guilford intelligence cube model, there are three dimensions: content, process, and product. Verbal efficiency is measured by the products obtained by divergent operations performed within the scope of semantic content. The products obtained are; units are classified as sets, relations, systems, transformations and inferences. Independent items are often used to reconcile validity, reliability, and usefulness during the preparation, administration, scoring, and data processing processes. Therefore, there is no "product" in the nature of a "system" in intelligence tests. In his master's thesis, which formed the basis of this study, Karabacak (2023) wanted to measure their perceptions of mathematical metaphors. When the literature was examined, it was seen that students' interpretations of the metaphors presented to them were generally measured. No metaphor research produced by the students themselves could be found. By bringing together the two different interests mentioned at the beginning in the same medium, an opportunity was created for secondary school students to reveal their own "mathematics metaphors". Mathematics metaphors were requested in the context of five different topics: Mathematics, Learning Mathematics, Knowing Mathematics, Mathematics Lesson, and Mathematics Book. In a secondary school that the researchers had access to, 222 students were asked one by one for the five subjects: "What is it like?" From where? and What does it look like? From where?" questions were asked. The collected written responses were interpreted using quantitative and qualitative methods. In this study, students' responses were evaluated in terms of verbal efficiency. It was concluded that the metaphor productivity of secondary school students in the context of Mathematics is original and productive. Keywords: TIMSS, Affective Attitude, Sense of Belonging to School, School Climate, Achievement
5TH INTERNATIONAL BLACK SEA MODERN SCIENTIFIC RESEARCH CONGRESS , 2023
özet
Uluslararası geniş ölçekli sınavlar eğitsel gelişim için gerekli bilimsel veri birikimine ka... more özet Uluslararası geniş ölçekli sınavlar eğitsel gelişim için gerekli bilimsel veri birikimine katkıda bulunmaktadır. Geniş ölçekli ölçmelerin sonuçları, uluslararası karşılaştırmaları kolaylaştırarak ulusal uygulamaların da değerlendirilmesine katkı sağlar. Eğitsel uygulamaların yaygın etkilerinin anlaşılmasının yanı sıra öğrenme başarısının cinsiyet, gelir, anne-baba eğitim düzeyleri vb. kategorik değişkenlere göre farklılaşmaların; ilgi, yetenek, kaygı vb. sürekli değişkenlerle ilişkilerin belirlenmesine fırsat verebilir. Geniş ölçekli araştırmalardan birisi olan TIMSS verileri ile de değişik yıllarda öğrencilerin eğitsel edinimleri irdelenmiştir. Çeşitli yıllardaki TIMSS verileri ile eğitsel başarının belirleyici etkenleri incelenmiştir. Örneğin öğrencilerin sosyo-ekonomik engellerine karşın başarılı olabildikleri bile gözlenmiştir. Bunun yanı sıra engelli öğrencilerin başarılarının ülkeler arasında farklılık gösterdiği de görülebilir. Geniş ölçekli sınavlarda her zaman yer alan Matematik konusunda öğrencilerin yaşadığı zorluklar her zaman ilgi odağı olmuştur. Matematik kaygısı ve matematikte çaresizlik öğrencilerin matematik öğrenmesini zorlaştırmaktadır. Oysa, öğrenciler, ana-babalar ve elbette eğitimciler için matematik ve fen önemlidir. PISA veya TIMSS gibi uluslararası geniş katılımlı ölçümlerde Türk öğrencileri matematik ve fen konularında başarılı olamadıkları ortaya çıkmaktadır. Türk öğrencilerin bu konulara ilişkin duyuşsal özellikleri, müfredat dışı etkinliklere katılımları, eğitimden beklentileri, okullarındaki donanım olanakları, okullarının güvenliği başarılarını belirleyici etkenler olabilmektedir. TIMSS 2019 uygulamasında ölçülen değişkenlerden biri de Okula Ait Olma Duygusudur. Ayrıca okul Disiplini, Güvenlik Duygusu ve Akran zorbalığı algıları ile ilgili veriler bulunmaktadır. Bu çalışmanın amacı ülkelerin Matematik ve Fen alanlarındaki bilişsel başarıları ile başta Okula Ait Olma Duygusu olmak üzere diğer duyuşsal algıları arasındaki karşılıklı ilişkileri ortaya koymaktır. Analiz birimi olarak ülkeler alındığında TIMSS19 verileri fen ve matematik başarısı ile okula aidiyet duygusu arasında negatif bir ilişki olduğunu ortaya koydu.
UNEXPECTED CONFLICT BETWEEN THE SENSE OF BELONGINGNESS TO SCHOOL AND MATH AND SCIENCE ACHIEVEMENT: TIMSS19 DATA
ABSTRACT International large-scale examinations contribute to the accumulation of scientific data necessary for educational development. The results of large-scale measurements facilitate international comparisons and contribute to the evaluation of national practices. In addition to understanding the widespread effects of educational practices, achievement can be affected by some categorical variables such as gender, income, parental education levels, etc. TIMSS data provide the opportunity to determine the correlations between achievement and some continuous variables such as students’ attitudes. The educational achievements of students in different years were examined with TIMSS data, which is one of the large-scale studies. The determining factors of educational success were examined with TIMSS data from various years. For example, it has even been observed that students can be successful despite their socio-economic obstacles. In addition, it can be seen that the success of students with disabilities varies between countries. The difficulties experienced by students in Mathematics, which is always included in large-scale exams, have always been the center of attention. Mathematics anxiety and helplessness in mathematics make it difficult for students to learn mathematics. However, math and science are important for students, parents and, of course, educators. Assessment research such as PISA or TIMSS reveal that Turkish students are not successful in mathematics and science. Turkish students' affective characteristics regarding these issues, their participation in extra-curricular activities, their expectations from education, the equipment facilities in their schools, and the security of their schools may be the determining factors for their success. One of the variables measured in the TIMSS 2019 application is the Sense of Belonging to School. There is also data on school Discipline, Sense of Security and perceptions of peer bullying. The aim of this study was to display the intercorrelations between countries' achievements in Mathematics and Science and the Sense of Belonging to School. Data revealed a negative correlation between science and math achievement and the sense of belongingness to school in TIMSS19 when countries are taken as the units of analysis.
In this MS-Excel file, Tetrachoric, Phi and Yule's Q methods being used to calculate the correlat... more In this MS-Excel file, Tetrachoric, Phi and Yule's Q methods being used to calculate the correlation coefficients between two binary variables were applied to the same data set. These relationships may imply dependency, association, consistency etc. between pairs of binary variables. Thus, it provides students interested in quantitative research methods with the opportunity to compare. The reader can also experiment with his/her own data by copying the first page onto a blank page in the same Excel workbook.
Times Higher Education 2024 Dünya Üniversiteler Sıralaması yayınlandı.
THE Kuruluşu öncül ölçütl... more Times Higher Education 2024 Dünya Üniversiteler Sıralaması yayınlandı.
THE Kuruluşu öncül ölçütlerle seçtiği 2673 üniversiteyi Öğretim niteliği, Araştırma Ortamı, Araştırma Niteliği, Endüstri İle İşbirliği ve Görünürlük ölçütlerine göre puanlamış. Bu 5 puandan elde edilen Genel Puana göre de sıralamış. Yayınlanan sıralamada 1904 üniversitenin ölçüt puanları yer alıyor. Ekteki MS Excel dosyasında bu 1904 üniversiteye ait verileri bulacaksınız. Listede Türkiye'den de 75 üniversite var. Türk üniversitelerinin kendi içindeki sıralamaları da dosyanın ikinci sayfasındadır.
Ben 4-5 yıl önce yaptığım bir çalışmanın sunumunda ABD'li bir meslektaşımıza ABD'de kaç üniversite olduğunu sormuştum. Cevap 7000 idi... Bu soruyu bugün (28 Eylül 2023) ChatGPT'ye sordum. Dünyada 26000 ABD'de 4000 dolayında "derece" veren yükseköğretim kurumu olduğunu yazdı. Bundan sonrası ilgil okuyucuya kalsın...
1. Pozitif Okullar Ve iyi Oluş Kongresi "Bebeklikten Ergenliğe iyi Oluş TAM METIN BILDIRILER KITABI, 2023
Başarı ve özgüven yaşamın her kesitinde olduğu gibi eğitimde de bireylerin bedensel, zihinsel ve ... more Başarı ve özgüven yaşamın her kesitinde olduğu gibi eğitimde de bireylerin bedensel, zihinsel ve duyuşsal iyi oluşlarının göstergesidirler. Her yerde ve her zaman rastlanabilecek olan başarı ve özgüven yetersizlikleri bu çalışmanın problem durumunu oluşturmaktadır. Öncelikle Özgüven, Akademik Özyeterlik ve Başarı arasında anlamlı ilişkiler ve anılan değişkenlerin cinsiyet, sınıf düzeyi ve ebeveynlerin eğitim durumlarına göre farklılaşıp farklılaşmadığı sorgulanmıştır. İlk aşamada öğrencilere Öz-yeterlik Algılarını kendi özgün ve doğal anlatımlarıyla dışa vurmalarını amaçlayan 12 açık uçlu soru soruldu. Öğrencilerin yanıtları incelenerek Özyeterlik Algısı belirten 56 önerme derlendi. Uzman- lar önermeleri değerlendirerek derecelendirdiler. Nicel ve nitel irdelemelerden sonra 28 maddeden oluşan Özgüven Algı Bildirim Yoklaması oluşturuldu. 2019 yılında İstanbul’da özel bir ortaokulun 7. ve 8. Sınıflarındaki 74’ü erkek, 90’ı kız 164 öğrenci elverişli örneklem kümesi olarak saptanmıştır. Bu örnekleme Morgan & Jinks Akademik Öz-Yeterlik ölçeğinin Türkçe sürümü ve cinsiyet, yaş, kardeş sayısı, ebeveynlerin öğrenim durumu bildiren Demografik Form uygulanmıştır. Başarı ölçütü olarak da öğrencilerin Liselere Giriş Sınavlarına hazırlık sınavlarından aldıkları puanlar kullanılmıştır. Elde edilen test ve madde istatistikleri ile güvenirlik göstergelerinin yeterli düzeyde oldukları saptanmıştır. Türkçe, Matematik, Fen ve Sosyal Dersler Bağlamındaki Özgüven; Genel Bağlamdaki Özgüven, Diğer Dersler Bağlamındaki Özgüven, Akademik Özyeterlik ve Lise Giriş Deneme Sınavları ortalaması ile rastlantı ile açıklanamayacak ölçüde ilişkilidir. 7. Sınıflarda, Diğer Dersler Bağlamındaki Özgüven Genel Bağlamdaki Özgüven arasında ve Başarı ile Akademik Özyeterlik algısı arasında da anlamlı ilişkiler vardır. Türkçe, Matematik, Fen ve Sosyal Dersler Bağlamındaki Özgüven; Genel Bağlamdaki Özgüven, Diğer Dersler Bağlamındaki Özgüven arasında anlamlı düzeyde ilişkili olmasına karşın diğer değişkenler arasındaki ilişkiler manidar değildir. Çeşitli özgüven puanlarına göre yapılan sıralamalarda Cinsiyete ve Sınıf Düzeyine göre anlamlı farklar yoktur. İlişki katsayılarının yüksek düzeyde anlamlı olması ilişkili değişkenlerin özdeş olduğu anlamına gelmez.
5. MARAMARA ULUSLARARASI BİLİMSEL ARAŞTIRMALAR VE İNOVASYON KONGRESİ 17-18 hAZİRAN 2023 İstanbul, 2023
Matematik ve Fen Bilimlerinde öğrenme, konunun ayrıntılarına yoğun ilgi ve özenme gerektirir. Öğr... more Matematik ve Fen Bilimlerinde öğrenme, konunun ayrıntılarına yoğun ilgi ve özenme gerektirir. Öğrenci çözülecek problemlere odaklanabilmeli ve yoğun çaba gösterebilmelidir. Tüm bu koşullar, disiplinle oluşturulabilecek güvenli ve emniyetli bir ortamda karşılanabilir. TIMSS (Uluslararası Matematik ve Bilimlerinde Yönelimler Çalışması), matematik ve fen bilimleri öğretmeyi ve öğrenmeyi teşvik eden uluslararası bir değerlendirme programıdır. TIMSS'in en önemli amacı, matematik ve fen bilimlerinde bilme, uygulama ve akıl yürütme gibi bilişsel becerileri değerlendirmektir. Bunlar, değerlendirme bağlamının başlıca bağımlı değişkenleridir. Bu hedef değişkenlerin yanı sıra, değerlendirme bulgularının açıklanabileceği bazı bağımsız ve düzenleyici değişkenler de vardır. Okul Disiplini, TIMSS 2019'un bağımsız değişkenleri arasında önemli bir etken olarak karşımıza çıkıyor. TIMSS, Okul Disiplin Ölçeği'nde on bir potansiyel sorun saptanmıştır. Öğrenciler bu sorunlarla ilgili olarak okul müdürlerinin raporlarına göre puanlanmıştır. Her ülkeden öğrenciler üç düzeye ayrılmıştır. “Neredeyse Hiç Sorun Yok” (Düşük), “Bazı Küçük Sorunlar” (Orta) ve “Ciddi Sorunlar” (Yüksek). TIMSS, her düzeydeki öğrenci yüzdeleri hakkında veri sağlamaktadır. Bu verileri kullanarak her ülke için bir disiplin puanı kolayca hesaplanabilir. Bu sunumun amacı, okul disiplini ile ülkelerin Matematik ve Fen başarıları arasındaki ilişkilerin rastlantıdan ne kadar farklılaştığını göstermektir. Başarı değişkenleri arasındaki tüm karşılıklı ilişkiler mucize sayılacak kadar anlamlıdır. Disiplin ölçek puanları arasındaki ilişki de öyle… Başarı ve disiplin değişkenleri arasındaki ilişki katsayıları da oldukça anlamlıdır, ancak geleneksel ölçektedir. 8. sınıftaki ortalama disiplin puanının 4. sınıftakinden önemli ölçüde daha yüksek olması da ilginç bir bulgudur. Disiplin ölçeğinin işlem öncesi yapı geçerliliğinin niteliksel analizi en öncelikli işlerin başındadır.
5. ULUSLARARASI MARMARA BİLİMSEL ARAŞTIRMALAR VE INOVASYON KONGRESİ 17-18 hAZİRAN 2023 ANKARA, 2023
Uluslararası Eğitim Başarısını Değerlendirme Derneği (IEA: International Association for the Eval... more Uluslararası Eğitim Başarısını Değerlendirme Derneği (IEA: International Association for the Evaluation of Educational Achievement), öğrencilerin matematik ve fen eğitimindeki başarılarını değerlendirmek için her dört yılda bir uluslararası bir sınav. TIMSS, Trends in International mathematics and Science Study bu değerlendirme programının kısaltmasıdır. TIMSS 1995 yılından beri uygulanmaktadır ve eğitim başarısı ile ilgili vazgeçilmez bir bilgi kaynağı haline gelmiştir. TIMSS, dördüncü ve sekizinci sınıflardaki öğrencilerin matematik ve fen bilimlerindeki performansları hakkında veri toplar. Matematik ve fen başarısını bağımlı değişken olarak alan kişi, katılımcı ülkelerdeki eğitim sistemlerinin ve uygulamalarının etkililiği ve verimliliği hakkında ilişkisel ve karşılaştırmalı çıkarımlar yapabilir. TIMSS'te ölçülen üç ana alt yapı vardır: Bilmek, Uygulamak ve Akıl Yürütmek. Temel konular cebir, biyoloji, kimya, geometri ve fiziktir. Öğrencilerden bu konularda işlenen güncel yaşam problemlerini çözmeleri beklenir. Kendi ülkelerindeki eğitim sistemlerinin performansına ilişkin bu dikkate değer verileri kullanmak, eğitim sistemlerinin paydaşlarına (eğitimciler, araştırmacılar, politika yapıcılar vb.) bağlıdır. Bu veriler, öğretme ve öğrenmedeki eğilimleri veya düşüşleri belirlemelerini sağlar. Bu sunumun ana sorusu, 2007, 2011, 2015 ve 2019 olmak üzere dört değerlendirme döneminde eğitim başarısında önemli bir artış olup olmadığıdır. Daha önce Matematikte Başarı araştırması sunulmuştu. Bu çalışmada da Fende Başarı iki paralel ancak farklı bölümde ele alınacaktır. Her bölümde ilerleme verileri sırasıyla 4. ve 8. sınıflar için analiz edilecektir. Örneklem boyutunun küçük olması nedeniyle, çalışmanın ardışık uygulama yılları boyunca belirgin bir yönelim olmadığına dair yokluk denencelerini sınamak için parametrik olmayan Kendall W uyum göstergesi kullanıldı.Çalışmanın son bölümü, TIMSS'in en son dönemlerinde bilimdeki gelişmelere ilişkin bulguları içermektedir.
8th INTERNATIONAL NEW YORK CONFERENCE ON EVOLVING TRENDS IN INTERDISCIPLINARY RESEARCH & PRACTICES, 2023
International Association for the Evaluation of Educational Achievement (IEA)conducts an
interna... more International Association for the Evaluation of Educational Achievement (IEA)conducts an international survey in every four years to assess students’ achievement in mathematics and science. TIMSS is the abbreviation of this assessment program called Trends in International Mathematics and Science Study. TIMSS has been being conducted since 1995 and has become an indispensable source of information relevant to educational achievement. TIMSS collects data about the performances of students at the fourth and eighth grades in mathematics and science. Taking the math and science achievement as the dependent variable one can extract correlational and comparative inferences about the effectiveness and efficiency of educational systems and practices in participating countries. There are three major subconstructs measured in TIMSS: Knowing, Applying and Reasoning. The underlying topics are algebra, biology, chemistry, geometry, and physics. Students are expected of solving real world problems covered in these topics. It is up to the stake holders of educational systems (educators, researchers, policymakers, etc.) to make use of this remarkable data on the performance of education systems in their own countries. This data enables them to identify the inclines or declines in teaching and learning. The major question of this presentation is whether there is a significant increase in educational achievement across the four periods of assessment namely 2007, 2011, 2015 and 2019. Achievement in Mathematics, and Achievement in Science will be dealt in two parallel but different sections. In each section progress data will be analyzed for 4th and 8th graders successively. Due to the small size of the sample non-parametric Friedman Two way Analysis was used to test the null hypothesis of the study that there is no progress across the four periods of assessment. This part of the study covers the findings relevant to the improvement in Mathematics within the last four periods of TIMSS
1st International Cyprus Education and Social Sciences Conference Cyprus Health and Social Sciences University, Turkish Republic of Northern Cyprus, April 17-18-19 2023, 2023
TIMSS19 is not a high-stake exam for students. It is an assessment that interests and informs adm... more TIMSS19 is not a high-stake exam for students. It is an assessment that interests and informs administrators and trainers in many countries. The aim of this study is to examine the rank order patterns of affective attitudes relevant to four different datasets, Mathematics and Science, in 4th and 8th grades: Like, Confidence, Valuing. When it comes to cognitive skills defined as Knowing, Applying and Reasoning, significantly high correlation coefficients have been found. This confirmed the concurrent validity of the triplets themselves. It was also an expected finding that countries had significant rank patterns according to the scores they got from the cognitive domain triplets. However, no significant ranking pattern was detected in any of the four different datasets (M4, S4, M8, and S8). Despite the high correlation coefficients, the fact that the skills of Knowing, Applying and Reasoning do not display significant rank pattern suggests reviewing the construct validity of the cognitive domain items. TIMSS19 also provides data on students' attitudes. Countries were scored based on their students' responses to nine items in the Like Mathematics/Science questionnaire. Also, nine items in the questionnaire questioning Confidence in Mathematics/Science, and finally nine items in the Students' Valuing of Mathematics/Science scale. Attitude scores for each attitude scale are available to be associated with four different datasets. Significant correlation coefficients were also found between the attitudes towards Mathematics and Science in the 4th and 8th grades. It was expected that the scores of the countries from the affective domain triads would also exhibit significant rank patterns. Contrary to cognitive skills, meaningful ranking patterns have been found in the Like, Confidence, and Value dimensions that point to a taxonomy. The existence of such a taxonomy means revisions in teaching-learning strategies used in teaching practices. It seems that fun forms of teaching should replace boring ones.
VII-INTERNATIONAL EUROPEAN CONFERENCE ON INTERDISCIPLINARY SCIENTIFIC RESEARCH March 28-30, 2023 / Frankfurt, Germany
The ultimate aim of education is the construction of wisdom. But the wisdom can hardly be achieve... more The ultimate aim of education is the construction of wisdom. But the wisdom can hardly be achieved free of contents. As the scientific and technological knowledge explodes new subject matter areas are emerging and the body of knowledge within the present ones are getting bigger, and larger. Overlaps between the contents of different domains are also intensifying. Refinement of outmoded elements and contraction of continuously expanding information into a viable curriculum is an essential educational task with high priority. Apparently, since such educational design projects in education are multidimensional in nature educators need help from the disciplines of other domains. This challenging task can be carried out within different modes of disciplinary contexts. Therefore, criteria will be proposed to discriminate between mono-disciplinary, interdisciplinary, multidisciplinary, and transdisciplinary approaches to begin with. Four disciplinary perspectives will be compared and contrasted in terms of major structural components of instructional systems. The structural components of any instructional system are the objectives, physical setting, social setting, instructional methods, instructional media, and the instructor. At the intersection points of the rows representing the curricular elements, and of the columns signifying the disciplinary modes hypothetical features of real or probable practices will be plotted. Also, unitary (subject matter centered) curriculum, core curriculum, and spiral curriculum paradigms will briefly be mentioned during the critical analysis of major disciplinary approaches. Effective use of dynamic properties of systems will be attempted at each point. Initial values of hermeneutic judgments will be supplied by the author to encourage the discussion. Suggestions and criticisms will be collected in return.
The International Symposium on Communication and Technology with its Philosophical Dimensions (ISTC_PhD) 14-15 January 2023 Marmara University İstanbul Türkiye, 2023
Source and target units of communication in the classroom select the appropriate messages (inform... more Source and target units of communication in the classroom select the appropriate messages (information) to facilitate teaching and learning. The ability to select useful messages—those which will best meet the needs of participants - is quite a complex task. The purpose of this study is to remind some concepts and principles of communication relevant to teaching and learning processes. Selectivity denotes the extent to which communicators receive or reject stimuli. It is the degree to which they expose themselves and retrieve messages that they are exchanging. Selective exposure, selective attention, selective perception, selective intention, and selective retention are the major phenomena which can easily be identified in commonplace episodes drawn from instructional practice. Dissonance theory is to describe, explain and predict selective exposure examples in communication. Involvement theory has also explanatory power when participants are highly involved in teaching and learning. One can also take the advantage of the utility concept as a useful predictor of exposure behavior which also demand attention. The background, the intensity, the extensity, the concreteness or complexity, the contrast, the velocity, and finally the impressivity of the stimulus are the factors that influence selectivity in communication. The best attended experience tends to be the best comprehended. The hypothetical propositions presented will focus on the contributions that today’s educational technology can make to selectivity in communication.
3rd INTERNATIONAL BLACK SEA MODERN SCIENTIFIC RESEARCH CONGRESS, 2023
Neither the laws of learning nor the laws of teaching are known yet. Methods courses lack of a so... more Neither the laws of learning nor the laws of teaching are known yet. Methods courses lack of a sound theoretical base. Empirical research on learning and teaching yield evidence that media has the potential to facilitate learning. The purpose of this presentation is to allocate the functions of educational media within a conceptual framework of systems thinking. Systems thinking is adopted to delineate the organized complexity of the instructional processes to facilitate learning. Also, systems thinking enables the instructional designer to avoid false dichotomies. Some conjugate qualities (bipolar characteristics of systems), and the design principles inspired relevant to instructional media are summarized below: Unity-variety: Unity is responsible for wholeness and for organizational identity. When exaggerated unity ends up with uniformity. Variety is essential for adaptation. Unfavourable extremity of variety is chaos (Baykal, 2017). Integration-differentiation: Every medium should be supported by the other media. That's what can be called "integration" of components. Unique capability of each medium should be exploited to the most possible extent. That's what is meant by "differentiation" of components (Katz and Kahn, 1966). Stability-flexibility: Stability is essential for survival and maintenance; flexibility is necessary for dynamism and growth. The unfavourable extremity of stability is rigidity. The edge of flexibility is looseness (Feibleman & Friend, 1945; Stave & Hopper, 2007). These and some other conjugate qualities of media and their outcomes will be discussed to make comparisons and contrasts between options. It is also a challenge to develop some quantitative criteria for some of those conjugate qualities: such as proximity in time and space, frequency, and duration of independent occurrences etc.
The International Symposium on Communication and Technology with its Philosophical Dimensions ISCT-PHD, 2023
Sınıfta kurulan iletişim süreçlerinde yer alan kaynak ve hedef birimler, öğretimi ve öğrenimi kol... more Sınıfta kurulan iletişim süreçlerinde yer alan kaynak ve hedef birimler, öğretimi ve öğrenimi kolaylaştırmak için uygun mesajları (bilgileri) seçer. Yararlı mesajları -katılımcıların ihtiyaçlarını en iyi karşılayacak olanları- seçme işlemi oldukça karmaşık bir eğitsel görevdir. Bu çalışmanın amacı, öğrenme ve öğretim sisteminin paydaşlarının öğretme ve öğrenme süreçlerine ilişkin iletişim kavram ve ilkelerini hatırlatmaktır. Bu kavramların başında gelen “seçicilik”, iletişimcilerin uyaranları alma veya reddetme derecesini gösterir. Kendilerini ifşa etme ve değiş tokuş ettikleri mesajları alma derecesidir. Seçici karşılaşma, seçici dikkat, seçici algı, seçici niyet ve seçici hatırlama, öğrenme ve öğretim deneyimlerinden alınan sıradan olaylarda kolayca gözlenebilen başlıca olgulardır. Uyumsuzluk kuramı, iletişimdeki seçici karşı karşıya gelme örneklerini tanımlamak, açıklamak ve öngörmekte çok yaralıdır. Katılım kuramı da katılımcılar öğretme ve öğrenmeye yüksek oranda dahil olduklarında açıklayıcı güce sahiptir. Aynı zamanda dikkat gerektiren karşı karşıya gelme davranışının yararlı bir yordayıcısı olarak yararlılık kuramı yaklaşımı da işe koşulabilir. Uyaranın arka planı, yoğunluğu,, kapsamı, somutluğu veya karmaşıklığı, karşıtlığı, hız ve son olarak uyaranın etkileyiciliği seçiciliği belirleyen dış etkenlerdir. İletişimde en iyi katılımlı deneyim, en iyi anlaşılan deneyim olma eğilimindedir. Sunulan önermeler eğitim teknolojisinin seçiciliğe yapabileceği katkılara odaklanacaktır.
2. International Capital Conference on Multidisciplinary Scientific Conference, 2023
Mathematics and science courses are important in terms of both 21st century goals and "sustainabl... more Mathematics and science courses are important in terms of both 21st century goals and "sustainable development goals". These courses are indispensable subject areas in education programs in terms of both their content and the cognitive abilities they facilitate. In the TIMSS 2019 Report, students from countries are classified at four different levels: Advanced, Upper, Intermediate and Lower… However, the lowest achievement level remaining outside of these 4 levels is not included in the tables. The educational progress of a country cannot be attributed to those who had reached the "Advanced" level only. The proportion of students who were saved from "failure" must also be considered. The proportions of lowest level students who are excluded in each country were brought on stage in this study. Instead of ranking countries in descending order according to the advanced level proportions; countries can be ranked in ascending order according to the proportions at the lowest level. TIMSS is committed to measuring student achievement in mathematics and science in a comprehensive and fair manner, taking the curricula in the participating countries. It is also within the scope of this task to monitor the development or decline of countries by following the trends of change in the teaching of Science and Mathematics subjects. In each of the four-year evaluation cycles, student performance is also compared with previous ones. TIMSS, conducted every four years since 1995, with each assessment in conjunction with its predecessor, provides regular and timely data for educators and policy makers on trends in students' math and science achievement. Implementing TIMSS every four years in grades four and eight also gives you the opportunity to track changes in achievement within a grade group as fourth graders in one TIMSS cycle become eighth graders in the next cycle.
2. INTERNATIONAL CAPITAL CONFERENCE ON MULTIDISCIPLINARY SCIENTIFIC RESEARCH, 2023
TIMSS19 is not a high-stake exam for students, but it is for the political and educational author... more TIMSS19 is not a high-stake exam for students, but it is for the political and educational authorities in dozens of countries. The purpose of this study is to interrogate the rank patterns of “cognitive domain” skills Knowing, Applying and Reasoning regarding four distinct datasets: Mathematics and Science at 4th and 8th grades. Extremely high, positive significant bivariate correlations have been found between these skills. This verifies the concurrent validities of triplets within themselves. It was also expected of having significant rank patterns with respect to the scores obtained by countries from cognitive domain triplets. No significant rank pattern could have been found in any of the four different datasets. These findings challenge the construct validity of cognitive domain items.
THE (Times Higher Education) has been providing trusted performance data on universities for stud... more THE (Times Higher Education) has been providing trusted performance data on universities for students and their families, academics, university leaders, governments and industry, since 2004. They create university rankings to assess university performance on the global stage and to provide a resource for readers to understand the different missions and successes of higher education institutions. THE rankings cover the three main areas of university activity: research, impact and teaching. The aim of this study is to reveal country rankings according to the criteria in the THE25 ranking. These criteria are the number of universities included in the THE 2025 list, the numerical data they obtained in terms of teaching, research environment, research quality and international outlook indicators.
THE (Times Higher Education), 2004'ten beri öğrenciler ve aileleri, akademisyenler, üniversite yö... more THE (Times Higher Education), 2004'ten beri öğrenciler ve aileleri, akademisyenler, üniversite yönderleri, hükümetler ve endüstri için üniversiteler hakkında güvenilir edimsel veriler sağlıyor. Üniversite sıralamalarını, küresel sahnede üniversite performansını değerlendirmek ve okuyucuların yüksek öğrenim kurumlarının farklı misyonlarını ve başarılarını anlamaları için bir kaynak sağlamak amacıyla oluşturuyorlar. THE sıralamaları, üniversite etkinliklerinin üç temel boyutunu kapsıyor: araştırma, çevresel etki ve öğretim. Dünya Üniversiteler Sıralaması, araştırma görevine vurgu yaparak dünyanın en iyi üniversitelerinin geçerli dizimin sağlamayı amaçlar. Bu çalışmanın amacı THE25 sıralamasındaki ölçütlere göre ülke sıralamalarını ortaya koymaktır. Bu ölçütler THE 2025’te listeye giren üniversitelerin sayıları, öğretim, araştırma çevresi, araştırma niteliği ve uluslar görünüm göstergelerinde elde ettikleri sayısal veriler olmuştur.
Ölçme bilimin, adaletin, ticaretin, siyasetin kısacası her tür yaşam sürecinin ayrılamaz parçasıd... more Ölçme bilimin, adaletin, ticaretin, siyasetin kısacası her tür yaşam sürecinin ayrılamaz parçasıdır. Varlığımız da yokluğumuz da, açlığımız da tokluğumuz da, boyumuz da huyumuz da ölçülür. Halep tarumar edildi ama "arşın" hala burada.
Önce 5+3'ü anlamaya çalıştık, şimdi 4+4 deneniyor. 8 yılın aritmetik parçalanmaları ne ifade ediy... more Önce 5+3'ü anlamaya çalıştık, şimdi 4+4 deneniyor. 8 yılın aritmetik parçalanmaları ne ifade ediyor?» Önce bazı tanımları hatırlamak lazım: Kesintisiz ne demek, zorunlu ne demek, artılar ne anlama geliyor? Bazıları artıları aritmetik toplam gibi algılıyor. Eisenstein'ın dediği gibi 1+1 > 2. Sistem, kendisini oluşturan parçaların aritmetik toplamına eşit değildir. Bazen onlardan fazla, bazen onlardan eksik bir şeydir. Artılar orda bir ayrım, bir kulvar değiştirme, bir ayrışma olduğunu söylüyor. Bu nedenle kesintisiz 8 yıl eğitim deniyordu. Eskiden 5+3 olan eğitim 8 yıllık kesintisiz zorunlu temel eğitim olmuştu. Eğitim bilimsel olarak kesintisiz eğitimin genel ve temel olması esastır. Toplumu oluşturan değerlerin, ihtiyaçların, temel psikomotor, iletişim, bilişsel becerilerin, temel okur-yazarlıkların kazanıldığı dönemdir. Okur-yazarlık derken sadece alfabe değil bugünün artlarında bilgisayar, medya, teknoloji, sosyal bilim okur yazarlığı da artık temel bir gereksinim halini almıştır. Bilgi patlaması yaşıyoruz. Şöyle bir örnek vermek istiyorum. Son bin yıldır insanların beyin evrimlerinde çok büyük bir değişiklik olmadı. Bugünün insanının beyni Newton'unkinden daha gelişmiş değil ama sıradan bir lise öğrencisi bile Newton'un bildiğinden 10 kat daha fazla fizik bilmek zorunda. Demek kazandırılması gereken mevcut bilişsel, duyuşsal, iletişimsel temel beceriler 5 yıla sığmıyor. Bu içerik olarak böyle, ayrıca süreç olarak da gelişimsel psikolojinin bulgularına göre çocuk 0-14 yaş arasında belirli evrelerden geçiyor. Bu evrelerde acele edilmemesi, hızlandırılmaması gereken evreler var. 6 aylık bebeğe fizyolojik olarak tavuk yediremezseniz veya yürümesini bekleyemezseniz. Aynı şekilde zihinsel olarak da gelişimin evreleri var. Yani 3. sınıfta havuz problemlerini zorlarsanız olmuyor. Ama öte yandan bu 14 yıl içinde bazı becerileri zamanında kazandıramazsanız bu sefer de geç kalmış oluyorsunuz. 5 yıla sığdırılamayan temel eğitim 8 yıla yükseltilmişti. 5 yıla sığdırılamayan dolayısıyla çocuğa öğretilemeyenler için de zaten ne gerek var ki" gibi çok yanlı bir savunma kullanılıyor. Havuz problemi öğreteceğimize şiir öğretelim diyen eğitimciler var. Tabii kulağa çok hoş geliyor ama havuz problemi çözemeyince okyanusa da açılamıyor insan.
Öğrenciler bir sistem bütünlüğü içinde bildirici değil, buldurucu yöntemlerle eğitilmelidirler. B... more Öğrenciler bir sistem bütünlüğü içinde bildirici değil, buldurucu yöntemlerle eğitilmelidirler. Bakarak, dinleyerek değil karıştırarak, kurcalayarak, yaparak, bozarak öğrenmelidirler. Aslında her yaştaki öğrenci için ama özellikle bu yaşlardaki çocuklar için en zararlı yöntem vaaz, nasihat ve tembihtir. Aktarma bilgi, çocuklarda kozmetik bir görüntü bıraksa da arayıcı, bulucu, kavrayıcı kazanımlar sağlayamaz, 21. yüzyılda var olmak ve varlıklı olabilmek için koyma akıllara değil oyma akıllara ihtiyacımız var. Elbette evrensel, ulusal, yerel ve harta özel bireysel değerlere de okulda yer açılacaktır. Bunlar bütün din ve kültürlerde ortak olan insan ve doğa sevgisi, paylaşımda dürüstlük, hata yaptığında "ben yaptım" diyebilme cesareti, yardımlaşma, dayanışma vb. değerlerdir. Mezheplerin kendilerine özgü ayıp, yasak ve günah anlayışlarının "bilgi" olarak dayatılması ne çocuğa ne de topluma yarar getirir. Şûrada önerilen dersler masum çocuklar için değil malum kadroların istihdamı için dayatılmaktadır. Anlamını bilmediği sözcükleri ezberden seslendiremeyenler günaha yönelirler hurafesiyle kavramsal dil edinimi, buluşçu bilişsel gelişimi, yaşama coşkusunu sekteye uğratmanın bilimsel, kültürel ve ahlaki dayanağı yoktur.
Emine Erktin, Ali Baykal, Haluk Koçak, Fatima Çelik ve Engin Irız Boğaziçi Üniversitesi Mezunlar ... more Emine Erktin, Ali Baykal, Haluk Koçak, Fatima Çelik ve Engin Irız Boğaziçi Üniversitesi Mezunlar Derneği (BÜMED) dergisinin Kasım-Aralık 2018 sayısı için eğitim konusunda Kafa Kafaya verdik.. Tartışma biraz daha uzasa Kafa Kafaya da gelebilirdik yani.... Ama hiç birimizin benlik algısı bizlik duygusundan daha baskın değil...
Kazım Zafir, 1896'da Beşiktaş'taki Zafir Konağı'nda doğar. Kabataş ve
Robert Koleji'nde öğretmenl... more Kazım Zafir, 1896'da Beşiktaş'taki Zafir Konağı'nda doğar. Kabataş ve Robert Koleji'nde öğretmenlik yapar. Hayırseverliğiyle bilinir. Hakkında anlatılan hikayelerden biri de şudur: 1926'da Kıbrıs'ta lise müdürüyken yolda hasta bir kadın görüp, bebeğini taşımasına yardım eder. "Eşek sıpa taşır mı?" diye halktan tepki alır. "Bir kadına yardım etmeyen değil erkek, insan bile değildir" diyerek, istifa edip İstanbul'a gelir. 1933'te, yakın arkadaşı Fahrettin Kerim Gökay, Kazım Zafir'i Belediye Başkanı Muhittin Üstündağ'la tanıştırır. Kazım Bey, "Başıboş çocuklar" için bir yurt kurmak istediğini anlatır başkana. Ama bu yurt koruma değil, kurtarma amaçlıdır. Kazım Bey başına gelecekleri bildiği için önlemini alır: "Bir tecrübe müessesesi inşa edeceğim. Mevcut talimatnamelere uymak istemem. Müfettiş, polis de istemem. Bana karışmayın ki müspet, menfi bir çözüm alabileyim. Bir anlaşma imzalayalım. Başarılı olamazsam 6 ayda çekilirim."
Üniversite giriş sınavları konusunda Erdoğan Yılmaz ile yapılan bir söyleşi. Bilinen sorunlar, ay... more Üniversite giriş sınavları konusunda Erdoğan Yılmaz ile yapılan bir söyleşi. Bilinen sorunlar, aykırı yanıtlar... Ama öğrencilere yaptığım önerileri hala beğeniyorum.
Ölçmenin temel ilkesi ölçen sistemin ölçülen sistemi değiştirmemesidir. Ortaöğretim Başarı Puanı ... more Ölçmenin temel ilkesi ölçen sistemin ölçülen sistemi değiştirmemesidir. Ortaöğretim Başarı Puanı yükseköğretime girişte değerlenince kendi ölçmesi gereken ortaöğretim başarısından başka bir şey ölçmeye başlamaktadır. Zaten yeterli olmayan geçerlilik ve güvenilirliği daha da düşmekte, adaletsizliğe yol açan bir etken olmaktadır.
Eğitim sistemimizin sorunlarının yalnızca başlıklarını vermek bile bir kitabı doldurabilir. Bütün... more Eğitim sistemimizin sorunlarının yalnızca başlıklarını vermek bile bir kitabı doldurabilir. Bütün toplumsal kurum ve süreçlerin ve özellikle eğitimin amacı insanların mutluluğudur. Kişisel gözlemlerime göre eğitimimizde en önem¬li sorun öğretmen, öğrenci ve okul¬la ilgili kişilerin mutsuzluğudur. Okullarımızın sevinçle, özlemle gi¬dilen, çalışılan, yaşanan yerler olduğunu sanmıyorum.
Bilgi akışı hızlanarak, debisi ve ivmesi artarak sürecek…
Internet kullanıcılarının sayıları katl... more Bilgi akışı hızlanarak, debisi ve ivmesi artarak sürecek… Internet kullanıcılarının sayıları katlanarak büyüyecek ve milyonlar milyarlara varacak. Daha çok bilgisayar, daha çok internet, daha çok televizyon kanalı, daha çok radyo olacak. Yonga işlemcilerin hızı artacak, fiyatı düşecek… Ama, bilgisayar, televizyon, radyo, internet v.b. araçlar sahip olduğumuz oranda değil doğru yerde kullanabildiğimiz oranda işe yararlar. Çünkü teller, antenler sadece mesajın kodlarını, sinyallerini iletebilirler, yayabilirler, taşıyabilirler ve başka kodlara, sinyallere, uyarıcılara dönüştürebilirler. Kodların, sinyallerin özgün düşünceye, sevgiye, ilgiye, meraka, anlama, değere ve bilgiye dönüşmesi -belki henüz ama halâ- eğitsel bir sorundur… Dijital değil… Eğitimin e’si olmadan e-dönüşüm olabilir mi?
“Ölçme bütün sistemlerin çok önemli alt sistemlerinden biridir. Ancak ölçme alt sisteminin ait ol... more “Ölçme bütün sistemlerin çok önemli alt sistemlerinden biridir. Ancak ölçme alt sisteminin ait olduğu üst sistemin amaçlarını ve işlevlerini değiştirmemesi esastır.
“Ama ülkemizde ölçme sistemi (sınavlar) eğitim sistemini belirleyici ve yönetici oluyor.
“Örneğin evimize gelen elektrik buzdolabımıza ve televizyonumuza yetmese ve sadece elektrik sayacının çalışması için harcanıyor olsa kıyameti koparırız. Ama eğitimde sınavlardan başka hiçbir eğitim tasarımını konuşmuyoruz.”
“Gönlünüzün çektiğini değil, gücünüzün yettiğine…” hocamız Selahattin Ertürk’ün öğüdü idi… Üniver... more “Gönlünüzün çektiğini değil, gücünüzün yettiğine…” hocamız Selahattin Ertürk’ün öğüdü idi… Üniversiteye girişte adayların tercih sıralamasını verimlileştirebilmek için geliştirdiğim “en-iyileme” yönteminin “tanıtımına” çok yakışmıştı. Kendisini rahmetle anıyorum…
Çok ölçütlü sıralama işlemlerinde önce ölçütlerin önem sırasına konması gerekir ama yetmez.
Yüksek öğretim programları 10-15 kat, puan türleri 3 kat artmıştır, kurallar değişmiş, ayrıntılar çeşitlenmiştir ama temel ilkeler aynıdır: Son listeye giren programların puan sırasında değil istek sırasında olması mutlak koşuldur. Yöntem bilimseldir ama yazıyı okuyanlar “açıkta kalınmayacağına dair” bir güvence verilmediğini göreceklerdir.
Bu sunum 27 Kasım 2019 tarihinde Kadıköy Lisesinde İstanbul Ölçme ve Değerlendirme Merkezi tarafı... more Bu sunum 27 Kasım 2019 tarihinde Kadıköy Lisesinde İstanbul Ölçme ve Değerlendirme Merkezi tarafından düzenlenen bir toplantıda yapılmıştır. Ölçme ve Değerlendirme Akademisi'nin ilk dersidir. Toplantıya gönüllüler arasından seçilmiş 50 dolayında öğretmen ve Milli Eğitim yöneticileri katılmıştır. Akademi'nin dersleri Bahçeşehir, Boğaziçi ve Yıldız Teknik Üniversitesinden seçkin öğretim üyeleri ile devam edecektir.
Var olanı tanımlamak, olayları açıklamak ve gelecekte olabilecekleri önceden bilebilmek insanları... more Var olanı tanımlamak, olayları açıklamak ve gelecekte olabilecekleri önceden bilebilmek insanların temel bilişsel dürtüleri arasındadır. Gelecekteki yaşamda işe yarayabilecek bir eğitimin tasarlanabilmesi için gelecekteki yaşama koşullarının olabildiğince duyarlı biçimde yordanması gerekir. Fal bakarak ya da ya da var-olan eğilimlere göre ötelemeler yaparak yapılan yordamların gerçekleşme olasılığı yok denecek kadar düşüktür. Olabilecekleri önceden bilebilmenin en geçerli yolu doğrulanmış bilimsel kuramlara dayalı hesaplardır. Ancak eğitim bilimlerinde hesaplı kestirimler yapılabilecek nicel bağıntılar yoktur. Bu nedenle bu çalışmadaki kestirimleri biyoloji biliminden devşirilen açık sistem benzetisinden yararlanılarak yapılacaktır. Açık sistem benzetisi var olan eğitim yapı ve süreçlerini betimlemekte olağanüstü kolaylık sağlar. Eğitim sistemlerinin işleyişini açıklamakta ve sonuçlarını değerlendirmekte de kısıtlayıcı etken benzetinin yetersizliği değil eğitim psikolojisi, eğitim sosyolojisi gibi destekleyici alanların sınırlarıdır. Eğitimin girdileri konusundaki belirsizlik zaten çok yüksek değildir. Çıktılarını da zaten çoğu zaman olması gerekenlerle değil olabileceklerle kısıtlıyoruz. Sorun 4-5 yıllık örgün eğitim bittikten sonra işe yarayabilecek hedef kazanımları; hedef-kazanımları gerçekleştirebilecek bileşenleri ve bileşenler arası etkileşimlerin niteliklerini öngörebilmektir. Örneğin önümüzdeki görünür geleceğin en etkili girdisinin yine “bilgi” olduğu bellidir. Ancak yeni uygulamaların çoğunun da hala temel bilimlerin yürürlükteki kuramlarıyla üretildiği görülebilmektedir. Gençlere sunulacak sistemin hedef kazanımı da oluşmuş deneyimleri tekrarlamak değil yaratıcı sentezler oluşturmak olarak seçilmiştir. Bu çerçeve içinde önümüzdeki 20-30 yıl içindeki eğitimde fiziksel ortamlar, toplumsal dokular, eğitsel süreçler, iletişim donanımları ve bunları çekip-çevirecek öğretmen nasıl bir “sistem” oluşturacaktır? Hangi bilişsel yeterlikler öne çıkacak bu yeterlikler hangi içeriklerle kazandırılmaya çalışılacaktır? Öğrencinin bilgi edinim ve bilgi üretim sürecinde edilgin değil etkin olması hangi ortam, donanım ve yöntemlerle sağlanabilecektir? Önümüzdeki okul süreleri, ders çizelgeleri, öğretmenin işlevleri, yöneticinin görevleri, velilerle iletişim, öğrencilerle iletişim, ders kitapları, öğretici yazılımlar nereden nereye doğru yön, nicelik ve nitelik değiştireceklerdir? İleri bilişim teknolojileri öğretim sürecinde neden etkili kullanılamıyor? Bilgisayar ortamında ölçme-değerlendirme girişimleri neden kısıtlı? Öğretim sisteminde Cep telefonlarının olumsuz sonuçları azaltılıp eğitsel yararlar için kullanılabilecek mi? Yapay zeka, füzyon enerjisinde oluşabilecek devrimler eğitimin hem maçlarını hem araçlarını baştan-kökten değiştirecek. Bu değişime karşı bilişsel bir hazırlık gerekmez mi? Bu konuşma bu bağlamda tasarlandı.
Erasmus Eğitim ve Sosyal Blimlerde Uluslararası Akademik Çalışmalar Sempozyumu (5-6 Nisan 2019, İzmir, Türkiye) SUNUMLAR ÖZET KİTABI, 2019
Ülkeleri Kırılganlık Göstergesi (The Fragile States Index: FSI) 178 dünya ülkesinin çeşitli olums... more Ülkeleri Kırılganlık Göstergesi (The Fragile States Index: FSI) 178 dünya ülkesinin çeşitli olumsuz etkilere ve baskılara karşı kırılganlığını ölçmektedir. Ülkeleri Kırılganlık Sıralaması Barış Fonu’nun (The Fund for Peace) çözümleyici bir yaklaşımı olan Çatışma Belirleme Aracı (Conflict Assessment System Tool-CAST) aracı ile ortaya konmuştur. 178 ülkeden toplanmış çeşitli kırılganlık göstergeleri ile çeşitli kaynaklardan derlenmiş ülkelerin toplumsal ve eğitsel göstergeleri arasındaki ilişkiler hesaplanacak ve seçilmiş ölçütlere göre elde edilecek alt-kümeler arasında karşılaştırmalı çözümler yapılacaktır.
Eğitimdeki ölçme ve değerlendirmeler; hazırlama, güdüleme dönüt-düzelti, pekiştirme, yönlendirme,... more Eğitimdeki ölçme ve değerlendirmeler; hazırlama, güdüleme dönüt-düzelti, pekiştirme, yönlendirme, program değerlendirme, kanıtlama-belgeleme seçme ve yerleştirme vb. çok çeşitli amaçlarla yapılır: Sınavların kapsamı, biçimi, sıklığı ve süreleri öncelikle ölçülecek boyutun içerdiği davranış ve bu davranışı vardayacak (yoklayacak) uyarıcıya göre belirlenir. Bütün amaçları gerçekleştirebilecek tek bir ölçek hayaldir. Yakınsak bilişsel nitelikler (başarı ve yetenek) katkı beklentili (açık uçlu) ya da seçki beklentili (seçenekli) soru kalıpları ile ölçülebilmektedirler. Bu soru kalıpları ile hazırlanan ölçeklerin geçerli, güvenilir ve kullanışlı nitelikte olmaları beklenir. Herhangi bir amaçla hazırlanacak bir ölçekte bütün bu nitelikleri aynı anda pekiyilemek (maksimize etmek) olası değildir. Sınavın genel amacına göre bu niteliklerin eniyilenmesi (optimize edilmesi) zorunludur. Türkiye’deki seçme sınavlarında en azından görünüş geçerliliği sağlanmıştı. Ne var ki son yıllarda her derde deva sınavlar uydurulmuş ve bunların da nitelikleri düşürülmüştür. Ben Türkiye’de liselere ve yükseköğretime yerleştirmenin tek aşamalı, müfredata dayalı ve nesnel puanlamaya, hızlı değerlendirmeye uygun olmasını öneriyorum.
Kararsızlık yaşamı durdurur. Yaşamın yürümesi için «Belki» demek yerine «Evet-Hayır», «Kabul-Red»... more Kararsızlık yaşamı durdurur. Yaşamın yürümesi için «Belki» demek yerine «Evet-Hayır», «Kabul-Red», «Sağ-Sol», «Doğru-Yanlış» seçeneklerinden birisinin seçilmesi zorunlu olabilir. Ama tasarım süreçlerinde «ya o, ya da bu» zorlaması yanıltıcıdır. Tasarım olanakları zıtlaştırmak, nitelikleri karşıtlaştırmak yerine bileşenleri bütünleştirmek, kutupları uzlaştırmak, nitelikleri eşlenik kıvama getirme sürecidir.
Kanguru Matematik Sempozyumu Nesin Matematik Köyü, 2018
Matematik eğitiminin iyisi de kötüsü de sistem kavramlarıyla betimlenebilir.
Şirince'deki Nesin ... more Matematik eğitiminin iyisi de kötüsü de sistem kavramlarıyla betimlenebilir.
Şirince'deki Nesin Matematik Köyünde bunu anlatmaya çalıştım. Panel açık havada yapıldığı için görsel anlatımları buradan paylaşmaya söz verdim.
STEMin de siSTEMatiğin içinde olması görsel ve sözel bir raslantıdır ama gerçektir.
El-göz ve kulak eş-güdümü bütün mesleklerde ama özellikle cerrahi, eğitim teknolojisi ve hava ula... more El-göz ve kulak eş-güdümü bütün mesleklerde ama özellikle cerrahi, eğitim teknolojisi ve hava ulaştırmacılığında yaşamsal öneme sahiptir. Öte yandan okulların bütün işlevleri başka kurum ve kurgulara aktarılsa bile "toplumsallaşma" işlevine kolay kolay el konamayacaktır. Bu iki temel sayıltı doğrultusunda ve sanal Gerçeklik bağlamında bilgisayar oyunlarından önemli yararlar sağlanabilir. Bilgisayar oyunlarının zararlarından sakınmanın yolu yasak değil yararlı tasarımdır.
Bilgi toplumunda kum tanesinin (quartz) katma değeri külçe altının çakma değerinden yüksektir. 20... more Bilgi toplumunda kum tanesinin (quartz) katma değeri külçe altının çakma değerinden yüksektir. 2014 İnsani Gelişim Raporundaki verilere bakıldığında Türkiye bir tırmanış göstermektedir. Ancak bu tüm ülkeler için doğrudur. Türkiye bu bağlamdaki "eğitim" göstergelerinin hiç birinde ilk 60'a girememektedir. Oysa dünya öğretim teknolojisinden öğrenme teknolojisine geçiş aşamasındadır.
Mustafa Kemal Atatürk "Terbiye ve tedriste tatbik edilecek usul, malûmatı insan için fazla bir sü... more Mustafa Kemal Atatürk "Terbiye ve tedriste tatbik edilecek usul, malûmatı insan için fazla bir süs, bir vasıta-ı tahakküm yahut medenî bir zevkten ziyade maddî hayatta muvaffak olmayı temin eden amelî ve kabil-i istimal bir cihaz haline getirmektir." diyor. Öğretmenelere verdiği ödev şudur: "Cumhuriyet sizden, fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller ister". Peki, öğrencilerine düşünmeyi öğretecek olan öğretmen nasıl düşünüyor? Bu sunumda öğretmenlerin sekiz düşünsel kişisel yöneliminin sıradüzeni açıklanmaktadır. Öğrenme kuramlarının yetersizliği nedeniyle oluşan belirsizlik ve güçlükleri çözebilmek için öğretmenliğin "cesaret" isteyen bir meslek olduğu vurgulanmaktadır.
A simple analysis of papers submitted in current educational research journals shows that educati... more A simple analysis of papers submitted in current educational research journals shows that educational researchers shy away from representing the results of their research in quantitative forms. Qualitative approaches have long dominated the field of education. This is because the usual quantitative methods fail to reflect the important qualitative aspects of effective and efficient educational practice. The main reason is the error of isomorphism prevail the quantitative operations applied in data analyses. Statistical or mathematical research methods in education must also comply with the same genuine scientific measurement principles as in the other disciplines. This doesn’t mean that researchers may be insensitive to the essential qualitative aspects of high-quality educational research. Shortly quantity does not alternate or replace quality. Quality is not the antonym of but just the conjugate of quality. In this study the usage of entropy can be extended to other performance indicators for the interactions between participants and items. This will allow us to scrutinize the behavior of students, teachers, parents, supervisors in response a particular set of test questions, questionnaire ratings, Q-sorts etc. about instructional components. Therefore the effects of items can be carefully studied with respect to participants in order to identify the extent to which the chosen items measure the constructs the test was intending to measure. It will be tested if the entropy indices can be applied.
A simple analysis of papers submitted in current educational research journals shows that educati... more A simple analysis of papers submitted in current educational research journals shows that educational researchers shy away from representing the results of their research in quantitative forms. Qualitative approaches have long dominated the field of education. This is because the usual quantitative methods fail to reflect the important qualitative aspects of effective and efficient educational practice. The main reason is the error of isomorphism prevail the quantitative operations applied in data analyses. Statistical or mathematical research methods in education must also comply with the same genuine scientific measurement principles as in the other disciplines. This doesn’t mean that researchers may be insensitive to the essential qualitative aspects of high-quality educational research. Shortly quantity does not alternate or replace quality. Quality is not the antonym of but just the conjugate of quality.
Aposite preference by the exclusion of opposite option does not ensure perfect positive practice ... more Aposite preference by the exclusion of opposite option does not ensure perfect positive practice in educational process. QUALITY MUST BE QUANTIFIED BECAUSE QUANTITY QUALIFIES QUALITY.
Resmi kaynaklarda, Dershane, "Öğrencileri; bir üst okulun veya yüksek öğretime giriş sınavlarına ... more Resmi kaynaklarda, Dershane, "Öğrencileri; bir üst okulun veya yüksek öğretime giriş sınavlarına hazırlamak, istedikleri derslerde yetiştirmek ve bilgi düzeylerini yükseltmek amacıyla faaliyet gösteren özel öğretim kurumları" olarak tanımlanmaktadır. Ancak bir sonraki emre kadar "öğrencilerin bir üst okula, yüksek öğretime giriş sınavlarına hazırlanmaları, istedikleri derslerde kendilerini yetiştirmeleri; bilgi düzeylerini yükseltmeleri yasaklanmıştır. Bağcılardan birini dövebilmek için üzümün artık asmalarda değil meyve ağaçlarında yetiştirileceği buyrulmuştur. İlgililere duyurulur.
İnsanı dünyaya egemen kılan güç beynindedir. Milyarlarca hücreden oluşan yumuşak bir doku sayesin... more İnsanı dünyaya egemen kılan güç beynindedir. Milyarlarca hücreden oluşan yumuşak bir doku sayesinde dünyayı avuçlamış, aya ayak basmıştır. Duyu organları ile çevreden gelen bilgiler bu gri pelteyi oluşturan hücrelerdeki asit moleküllerine yazılırlar. Daha sonra protein moleküllerine dönüştürülerek saklanırlar. İnsan beyni trilyonlarca bilgi molekülünü depolayabilir. Eğitimciler, politikacılar ve reklamcılar öğrenme denilen bu fizyolojik süreci dış uyarıcılarla (mesajlarla) denetim altına alarak istenen yön ve büyüklükte değiştirmeye çalışırlar. Teller, antenler sadece mesajın kodlarını, sinyallerini iletebilirler, yayabilirler, taşıyabilirler ve başka kodlara, sinyallere, uyarıcılara dönüştürebilirler. Kodların, sinyallerin özgün düşünceye, sevgiye, ilgiye, meraka, anlama, değere ve bilgiye dönüşmesi -belki henüz ama halâ- eğitsel bir sorundur… Dijital değil…
Eğitimin e’si olmadan e-dönüşüm olamaz.
Happiness is the ultimate aim of the education. Wisdom, wealth and health are the constituents of... more Happiness is the ultimate aim of the education. Wisdom, wealth and health are the constituents of happiness. How will the components of instructional system be configured with respect to these aims?
Instructional design follows the advancement of technology but lags behind with a phase differenc... more Instructional design follows the advancement of technology but lags behind with a phase difference. Gutenberg’s mechanics in printing made the libraries integral part of school settings. Nowadays computers and mobile phones occupied the domain of education. Applications such as virtual reality, e-labs, e-books, simulators, on line assessment, video conferencing are expanding the hinterland of schools. Computer Aided Design, e-commerce, e-manufacturing, internet banking, on-line bureaucracy, home-office applications are commonplace learning outcomes. Trans-ocean employment is changing the international affairs. There are of course some negative side effects of the uncontrolled growth of technology: Hackers, gamblers, spies are also exploiting hi-tech. Hoaxing, phishing, tele-pornography and other kinds of misuses of internet are disturbing the rights of the privacy of ordinary citizens. Techno-mania and techno-phobia are dividing the society. Digital divide is multiplying the adverse effects of inequality in society. Misinformatin and disinformation are also the realities of information society. Let us conclude optimistically: space navigation, deep-sea mining, deep-sea-farming, communication with animals, brain transplantation are still among the mega-trends in societies. Education, health and tourism are the foremost agencies of happiness industry which will take over the control manufacturing industry.
Gutenberg’in icadı kütüphaneleri okulların ve evlerin eğitim eklemi haline getirmişti. Şimdilerde ise sanal gerçeklik, kurgu deneyler, uluslar arası kapsamda eğitim gerçekleşiyor. Bireyler küresel bilgi ağlarına bağlanıyorlar. Video konferanslarla uzmanlarla doğrudan etkileşime girilebiliyor. Bilgisayar destekli tasarım, bilgisayar destekli üretim, bilgisayar destekli pazarlama, bilgisayar destekli bankacılık, elektronik oylama artık herkesin bildiği işler. Etkileşimli gazete, kağıtsız ofis ve yönetim yaygınlaşan uygulamalar. Sayaçların uzaktan okunması, yangın, deprem v.b. afetlere karşı telegüvence sistemlerinin ayaksesleri kapıda. Denizleraşırı istihdam (teleiş) sektörü de patlamak için kıvılcım bekliyor. Tabii herşey toz pembe değil. Telegöz ve telekulaklar bireylerin özel haklarına saldırıyorlar. Teledolandırıcılık olmasa elektronik ticaret daha hızlı yaygınlaşırdı. Toplumdan dışlanmış vandalların bulaşıcı virüsleri hayatımızı karartabiliyor. İftira ve dedikodu da eskisine göre daha hızlı, kolay ve daha yıkıcı boyutlarda yapılabiliyor. Tele-pornografi doğal heyecanların hazzını törpülüyor. Gerçek yaşam sanal yaşama karşı bağışıklık sistemini yitirmek tehlikesini yaşıyor. Ama, yine de iyimser bitirelim: Deniz dibi tarımı, hayvanlarla iletişim, uzay yolculuğu gibi yeni gerçek yaşam boyutları gelişiyor. Eğitim, turizm ve sağlık sektörleri mutluluk endüstrisi olarak gelişiyor.
This is apowerpoint representation on systems characteristics of instructional processes. The pre... more This is apowerpoint representation on systems characteristics of instructional processes. The presentation rests on a tripod: Science, Education and Measurement.
Bu sunum Systems Approach to Instructional Design başlıklı yazı ile daha iyi anlaşılabilir:
Using what you found in your preliminary research, write a thesis statement that succinctly summa... more Using what you found in your preliminary research, write a thesis statement that succinctly summarizes what your research paper will be about. This is usually the first sentence in your paper, making it your reader’s introduction to the topic. A thesis statement is the best answer for how to start a research paper. Aside from preparing your reader, the thesis statement also makes it easier for other researchers to assess whether or not your paper is useful to them for their own research. Likewise, you should read the thesis statements of other research papers to decide how useful they are to you. A good thesis statement mentions all the important parts of the discussion without disclosing too many of the details. If you’re having trouble putting it into words, try to phrase your topic as a question and then answer it. For example, if your research paper topic is about separating students with ADHD from other students, you’d first ask yourself, “Does separating students with ADHD improve their learning?” The answer—based on your preliminary research—is a good basis for your thesis statement.
Bu dosyada bilişsel alanın ardışık aşamalarında eğitsel hedeflerin nasıl yazılabileceği aktarılm... more Bu dosyada bilişsel alanın ardışık aşamalarında eğitsel hedeflerin nasıl yazılabileceği aktarılmaktadır.
This is an MS Excel file. It is prepared to demonstrate two parametric comparative methods: t-tes... more This is an MS Excel file. It is prepared to demonstrate two parametric comparative methods: t-test for two independent groups and one way ANOVA for independent samples. You can download and retrieve to observe the signignificant and non-significant results.
Bu bir MS Excel dosyasıdır. Test-Tekrar Test, Test-Eşdeğer Test, EşYarılar; KR-20, KR-21 ve Cronb... more Bu bir MS Excel dosyasıdır. Test-Tekrar Test, Test-Eşdeğer Test, EşYarılar; KR-20, KR-21 ve Cronbach Alpha güvenirlik formüllerinin MS Excel ile hesaplama yöntemlerini kurgu verilerle sergilemektedir.
Almost every kind of continuous variable measured in any behavioral research can be compared acro... more Almost every kind of continuous variable measured in any behavioral research can be compared across gender. To exemplify this issue, two groups of people are given an achievement test. First group are the female students the other group comprised of males. The measure of learning is the scores taken from the test. A comprehensive example of the statistical treatment of the experiment is given in MS Excel worksheet attached.
EZ 4 U 2 Compute the Point Biserial Correlation Coefficient (rpb)
There are so many instances tha... more EZ 4 U 2 Compute the Point Biserial Correlation Coefficient (rpb) There are so many instances that one may wish to assess the relationship between two variables one of which is binomial (dichotomous/bivariate) and the other assumes continuous values (ratio/interval). Suppose, for example, that a teacher wishes to examine the relationship between the scores that students obtain on an achievement test and their scores obtained from a particular item on the test. The latter variable is truly dichotomous; that is to say, it can take only two values (1 for correct and 0 otherwise). The point biserial correlation coefficient is used in computing the relationship between a continuous variable and one that is truly dichotomous. The null hypothesis (H0) in our example is that total scores of student achievement in the test is not related to their pattern of item responses. Just to remind the new beginners this will yield is an index for discriminating power of the item after some modifications.
Eğitsel hedeflerin gözlenebilir, sınanabilir öğrenci davranışları türünden belirtilmesi eğitsel t... more Eğitsel hedeflerin gözlenebilir, sınanabilir öğrenci davranışları türünden belirtilmesi eğitsel tasarım ve değerlendirmenin temel ilkelerinden biridir. Sistemin tüm bileşenelerini seçimi ve tasarımında bu hedefler ölçüt çerçeveyi oluşturur. Bloom ve arkadaşlarının 1956 yılında geliştirdikleri "aşamalı bilişsel sınıflama" hedef yazınımnda iletişimi kolaylaştıran bir kurgudur. Bu sunumda altı bilişsel basamaktaki hedeflerin yazımında kavramsal kolaylık sağlayacak yüklem ve nesneler örneklendirilmektedir.
Derecelendirilmiş karne notu kaldırılmış. 50 yıl sonra ne görülmüş? Kız öğrencilerin yüksek öğren... more Derecelendirilmiş karne notu kaldırılmış. 50 yıl sonra ne görülmüş? Kız öğrencilerin yüksek öğrenimde temsil oranlarının düşmüş olduğu... Hangi Ülkede? İsveç'te...
the quantitative information contained on a written report card is
particularly important for children whose parents are less confident in or able to extract
the relevant information from subtle qualitative oral assessments. It is also possible that the parents of these weak students were more reluctant to show up for the parent teacher conferences. Anecdotal evidence suggests that that may be the case (Andersson, 1999).
Since the positive effect of being graded is present for all groups of girls, but not for
boys with high school or university educated parents, there is also a gender dimension
to the effects of being graded. One interpretation is that girls benefit from being graded
because they otherwise underestimate their capacity, while the grades lower the expectations and motivation of the boys at the high end of the ability distribution
Nutzungsbedingungen: Die ZBW räumt Ihnen als Nutzerin/Nutzer das unentgeltliche, räumlich unbeschränkte und zeitlich auf die Dauer des Schutzrechts beschränkte einfache Recht ein, das ausgewählte Werk im Rahmen der unter → http://www.econstor.eu/dspace/Nutzungsbedingungen nachzulesenden vollständigen Nutzungsbedingungen zu vervielfältigen, mit denen die Nutzerin/der Nutzer sich durch die erste Nutzung einverstanden erklärt. Terms of use: The ZBW grants you, the user, the non-exclusive right to use the selected work free of charge, territorially unrestricted and within the time limit of the term of the property rights according to the terms specified at → http://www.econstor.eu/dspace/Nutzungsbedingungen By the first use of the selected work the user agrees and declares to comply with these terms of use.
Toplumların en değerli güç kaynağı insandır. Toplumu oluşturan bireylerin en önemli niteliklerini... more Toplumların en değerli güç kaynağı insandır. Toplumu oluşturan bireylerin en önemli niteliklerinin başında da " zekâ " gelir. Bu çalışmanın genel amacı zekâ diye adlandırılan örtük bilişsel özeliğin bireye uyumlu ölçeklerle bilgisayar destekli ölçümü olarak özetlenebilir. Zekânın ölçülmesinden beklenen başlıca yararlar aşağıda sayılmıştır: 1. Zekânın gizemlerinin çözülmesine katkıda bulunmak; 2. Zekâ ölçümünde kuram ve uygulama birikimine katkı sağlamak; 3. Bireylerin bilişsel yetilerinin gizil gücünü ortaya çıkarmak; 4. Başta anne-babalar olmak üzere eğitimcilerin ve diğer toplumsal paydaşların bireyin özelliklerini geçerli, güvenilir ve kullanışlı yöntemlerle tanımalarını sağlamak; 5. En düşükten en yükseğe değişik zekâ düzeylerindeki bireyler için geliştirilecek eğitim tasarımlarını verilerle desteklemek. Zekâ Ölçümünün Yaşamsal Gerekçeleri Bilişsel yeteneklerin eğitimde ve iş yaşamında aşırı vurgulanmasından dolayı ortaya çıkan sorunlar duyuşsal zekâyı gündeme getirmiştir. Ne var ki akademik, ekonomik, politik, kültürel ve hatta duygusal yaşam alanları bilim ve teknolojinin basıncıyla küreselleşmektedir. Böyle olunca da bireyin bilişsel yetenekleri ve birikimleri yaşamının belirleyicisi olmaktadır. Oysa günümüzdeki İK: İnsan Kaynakları (HR: Human Resources) ve E-Ö: Endüstriyel-Örgütsel psikoloji alanlarının zekâya yaklaşımı bilişsel yetenekleri çalışan ayırt edici psikolojinin gerisinde kalmıştır. İK ve E-Ö psikolojisi karmaşık bilişsel yetilerin çalışma ortamlarındaki uygulamalarına ayak uyduramamıştır. İK ve E-Ö psikolojisi ve elbette eğitim bilimleri bilişsel yetiler konusundaki küresel bilgi birikimini önemsemeli ve zekânın yaşamsal dışavurumlarını değerlendirebilmelidir (Reeve, Scherbaum, Harold: 2015). Zekâ Ölçümünün Bilimsel Gerekçeleri Zekâya koşut " canlı " niteliklerinden biri de meraktır. Özellikle insan türü kendisini başka canlılardan daha üstün kılan bu bilişsel yeteneğinin yapısını, işleyişini, kalıtsal ve toplumsal evrimini, ölçümündeki yanılsamaları anlamak ve açıklamak ister. Zekânın yapısal bileşenlerini ve bileşenler arasındaki işlevsel ilişkileri keşfetmek, betimlemek ilgi çekicidir. Doğal zekânın karmaşık yapısını ve işleyişini çözmeden yapay zekâyı uygulamak olası gözükmüyor. Dolayısıyla zekânın eğitim, üretim, inanç ve duygu alanlarındaki etki ve katkılarını biçebilmek için önce zekâyı ölçebilmek gerekir. Bu amaçla geliştirilen nitel çözümlemeler ve nicel yöntemlerin her biri hem kendi başlarına hem de bir bütün olarak ilginç " entellektüel " uğraşlardır. Farklı özelliklerdeki denek kümeleri arasında zekâya ilişkin karşılaştırma amaçlı denenceleri sınamak ilgi çekicidir. Zekâyı oluşturan bileşenler, konu bağlamındaki değişkenler arasındaki ilişkileri de herkes merak eder (Canivez, Watkins, James, Good, and James, 2014). Genel Zekâ (g) etkeni nedir? Zekânın özel bileşenleri nelerdir? Bütün bilişsel yeteneklerin merkezinde yer alan genel bir bilişsel etken (g-etkeni) tarihsel önemini korumaktadır. Zekânın bütün boyutlarının odağındaki g-etkeni başarılı insan eylemlerini açıklayıcı ve yordayıcı olsa da genel g-etkenini çevreleyen bileşenleri de ölçüm kapsamına almak hem ilgi çekici
Prof. Dr. Mehmet Fuat Turgut ile Ali Baykal'ın kendi el yazıları ile hazırlamış oldukları bu dosy... more Prof. Dr. Mehmet Fuat Turgut ile Ali Baykal'ın kendi el yazıları ile hazırlamış oldukları bu dosyada seçme (liyakat sıralaması) amacıyla iki farklı ölçekle yapılan bir ölçmede en yordayıcı katsayılarının nasıl hesaplanacağı örneklendirilmektedir. Ölçeklerden birisi 1970-1971 ders yılı başında Hacettepe Üniversitesi Mezuniyet Sonrası Eğitimi Fakültesi (Bugün bunlara "Enstitü" diyoruz) Eğitim Bölümü'ne başvuran adaylara iki test uygulanmıştı. Bunlardan birisi Okuduğunu Anlama Testi (OAT) diğeri de Akademik Yetenek Testi (AYT) olarak adlandırılmıştı. Testlerle ilgili kapsamlı ve geçerli veriler Yıldız Kuzgun'da bulunabilir. Yordayıcı ölçme 1970-71 ders yılında adayların seçici testlerden aldıkları giriş puanlarıdır. Yordama geçerliği ölçütü ise ders yılı sonundaki akademik ortalamalarıdır.
Farklı Sınavlardaki Sınıf Ortalamaları ve Standart Sapmalarına Göre
Başarı Notu Nasıl Verilir?
B... more Farklı Sınavlardaki Sınıf Ortalamaları ve Standart Sapmalarına Göre Başarı Notu Nasıl Verilir? Belirli bir denek örneklemine iki ya da daha fazla bileşenli bir ölçme dizisi uygulandığında deneklerin toplam edim düzeyleri doğrudan doğruya ham puanlarının aritmetik toplamı olamaz. Çünkü çok yüksek bir olasılıkla her ölçümün standart sapmaları (dağılım birim büyüklükleri) biribirinden farklıdır. Benzetme yoluyla anlatmak gerekirse bir bankadaki farklı para birimleriyle açılmış döviz hesaplarının toplam değerini bulmak için hepsini aynı para birimine çevirmek zorunluluğu anımsanabilir. Örneğin 2$+5£+3€ bileşenlerinin toplam bileşeni ham verilerin toplamına eşit değildir. Tüm bileşenleri tek bir para birimine dönüştürmek gerekir. Aynı kuralın uzunluk, ağırlık, hacim vb. fiziksel değişkenlerde de geçerli olduğu zaten bilinir. Kısacası ölçmelerde farklı birimlerle toplama ya da çıkarma işlemi yapılamaz. Verileri ortak bir birime dönüştürmek gerekir.
Yükseköğretim programlarının taban puanlarına göre sıradüzeni programların niteliği hakkında -tam... more Yükseköğretim programlarının taban puanlarına göre sıradüzeni programların niteliği hakkında -tam olmasa da- oldukça yararlı ipuçları verir. 2015 yılında tercihlerini yapacak adaylara yararlı olabilir. Yanıltıcı da olabilir. Adayların kendi istek sıralarının ille de geçen yılki adayların beğenilerine uygun olması gerekmez. Ayrıca yıldan yıla hem programlarda hem de yaşamda bazı değişiklikler, eklentiler, çıkarmalar olabilir. Örneğin Hukuk Fakülteleri 2014'te TM-2 puanı ile öğrenci almış. Bu yıl ise TM-3 puan türünde öğrenci alınacak. Özellikle Vakıf Üniversitelerinde çok sayıda yeni "burslu" kontenjanlar açılmış.
EDE5121'de değerlendirme aşamaları nelerdir? 1. Öğrenciler tarafından öz-değerlendirme maddelerin... more EDE5121'de değerlendirme aşamaları nelerdir? 1. Öğrenciler tarafından öz-değerlendirme maddelerinin/sorularının hazırlanması; 2. Bir önceki aşamadan esinlenerek hazırlanan-isteğe bağlı-alıştırma sınavı; 3. 10 ayrı konu diliminde, 5-8 ortak seçeneği paylaşan 12'şer sorudan/maddeden oluşan final sınavı… İlk aşamada, kendi bilişsel birikiminizi ölçmek için sorular hazırlamanız beklenmektedir. Bu, gerçek final sınavının küçük ölçekli bir taslağı olacaktır. Şablon size "itslearning" ortamında zaten verilmiştir. Tekrar hatırlatmak gerekirse, 10 alt küme için ortak olan 5'er yanıt seçenekleri vardır. Örneğin birinci kümede "Ölçekler" yer almaktadır. Her ölçek düzeyi için bir soru geliştirmeniz bekleniyor. Örneğin Oranlı Ölçek için örnek yazacaksınız. Bu örneğin satır numarası 101'dir. Sınıflama ölçeği için sizden beklenen örneğin sıra numarası 105'dir. 100 Aşağıdaki seçeneklerden sadece bir tanesinin "anahtar" olduğu 5 farklı soru/madde yazınız. A) Oranlı B) Eşit Aralıklı C) Sıralama D) Dereceleme E) Sınıflama 101 1 TeraByte … … 105 T.C. İkinci alt kümede "Ölçmenin Gerekçeleri" vardır. Bu gerekçelerin de her biri için birer örnek yazmanız beklenmektedir. Madde 206 için anahtar A) olacağı için Seçme/Yerleştirme seçeneğini istenen yanıt olacağı bir soru/madde yazacaksınız. 100 Aşağıdaki seçeneklerden sadece bir tanesinin "anahtar" olduğu 5 farklı soru/madde yazınız. A) Seçme/Yerleştirme B) Dönüt/Düzelti/Pekiştiri C) Belgeleme D) Program Değerlendirme E) Yönlendirme 206 YKS, TUS, ALES vb. sınavların gerekçesi… … … 210 Son kararı öğrencilerin verdiği değerlendirmenin gerekçesi… Final sınavı için neden bu tür sorular hazırlamalısınız? Final sınavının çok kısa sürede çok hızlı ve nesnel olabilmesi için çoktan seçmeli bir sınav yapılması uygun gözükmektedir. Çoktan seçmeli testler yaratıcı sentez hedefleri dışında tüm bilişsel aşamaları vardayabilir ya da yoklayabilir ama özgün sentez edimini ölçemez. Yaratıcılığı ölçebilmek için kendi-sorularını-kendin yaz yöntemi geliştirmiştim. Böylece kendi konu alanındaki araştırmaları okurken veya kendiniz bir ölçme tasarlarken karşılaşacağınız durumlara uygun özgün test maddeleri hazırlama deneyimi kazanacağınız umulmaktadır. Yıllardır verdiğim derslerde bu yöntemin olumlu sonuçlar verdiğini görmekteyim. Üstelik bu aşamada akranlarınızla işbirliği yapabilirsiniz ve hatta böyle bir işbirliği gereklidir. Ancak bu işbirliği tek yönlü bilgi akışı biçiminde (aşır-yapıştır) olmamalıdır. Başka birisinden kelimesi kelimesine aynı örnekleri aktarmak yerine, paydaşlarınızla etkileştikten sonra kendinize ait yeni örnekler geliştirmelisiniz.
There are five sub-groups of items and response alternatives common for each sub-group.
Key mark... more There are five sub-groups of items and response alternatives common for each sub-group. Key marks of alternative responses are listed next to the item numbers. In this particular worksheet you are expected of developing two research questions for each alternative response key. You are required to indicate your references according to APA 6 format.* You should insert your examples within the yellow cells. according to the key mark indicated on the left column. When the key mark is "E" (i.e. None of the above) replace question mark (?) next to the item number with the answer you are expecting. Please do not change the format of this page: I will filter individual contributions (yellow lines) from test instructions and bring all contributions together.
This file is borrowed from BAU web-page in order to exemplify how to indicate the sources utilize... more This file is borrowed from BAU web-page in order to exemplify how to indicate the sources utilized in doing a homework, a thesis or any other kind of written submission.
This is the template to prepare a shared alternatives multiple choice exam.
Multiple choice exams... more This is the template to prepare a shared alternatives multiple choice exam. Multiple choice exams may not measure synthesi level learning outcomes, but preparing multiple choice exams require quite a bit high level cognitive knowldge in several domains to put together. Good luck... Ali Baykal
This is a multiple-choice test template to assess the ability to identify an appropriate techniqu... more This is a multiple-choice test template to assess the ability to identify an appropriate technique to make a statistical inference under the given conditions. First students are expected to supply research questions or hpotheses suitable for a set of correlational and comparative techniques. Then the some or similar items will be reflected back to them on a multiple choice exam.
Bu sınav kalıbı Ölçme ve Değerlendirme konusundaki temel kavram, ilke ve uygulamalarına ilişkin k... more Bu sınav kalıbı Ölçme ve Değerlendirme konusundaki temel kavram, ilke ve uygulamalarına ilişkin kavrama, çözümleme ve değerlendirme becerilerini ölçebilecek çoktan seçmeli soru önerilerini derlemek için hazırlanmıştır.
Please download this file, read the instruction in the first sheet.
Fill in appropriate examples ... more Please download this file, read the instruction in the first sheet. Fill in appropriate examples of different correlation techniques.
Bu test kalıbı -ölçme ve değerlendirme alanındaki temel kavram ve ilkeleri yoklayacak çoktan seçm... more Bu test kalıbı -ölçme ve değerlendirme alanındaki temel kavram ve ilkeleri yoklayacak çoktan seçmeli bir sınava girecek öğrencilerin kendi bilişsel oluşumlarını açık uçlu bir evde-yap sınavı ile sergileyebilmeleri için hazırlanmıştır.
This template is designed to generate multiple choice tests comprised of items which share some a... more This template is designed to generate multiple choice tests comprised of items which share some alternatives. The alternatives are grouped to cover scales of measurement, reliability and validity, correlational techniques, multiple group comparisons. By using None of the Above as an alternative the range of topics can be extended to cover some non-parametric techniques and also to diagnose some pseudo scientific misconceptions.
Eğitim araştırmalarında kullanılan nicel yöntemler dersinde kullanılabilecek bir test kalıbı ya d... more Eğitim araştırmalarında kullanılan nicel yöntemler dersinde kullanılabilecek bir test kalıbı ya da şablonu. Ortak seçenekli soru üreteci olarak tasarlanmıştır. Ölçek düzeyleri, geçerlilik ve güvenilirlik, ilişkisel yöntemler ve çoğul küme karşılaştırmaları konularını kapsamaktadır. Yukarıdakilerin Hiçbiri seçeneği ile konu kapsamı genişletilmiştir.
PISA 2022 (Program for International Student Assessment) sonuçları 5 Aralık 2023'te yayınlandı. Ç... more PISA 2022 (Program for International Student Assessment) sonuçları 5 Aralık 2023'te yayınlandı. Çok kapsamlı bir veri hazinesi... Ama en çok ülke sıralamaları ilgi çekiyor. Ekteki dosyada Ülkelerin OECD puanları, OECD puanlarından elde edilen T-puanları ve Üst başarı grubu yüzdeleri ve Alt grup (Başarısızlık) yüzdeleri vardır. Ben ülkeleri azalan başarısızlık yüzdesine göre sıraladım siz istediğiniz ölçüte göre sıralayabilirsiniz.
Ekteki MS-Excell dosyasını indirerek izlemeniz önerilir.
YKS 2022 SAY Puanıyla Girilen Yükseköğr... more Ekteki MS-Excell dosyasını indirerek izlemeniz önerilir. YKS 2022 SAY Puanıyla Girilen Yükseköğretim Programlarının taban puanlara göre sıradüzenini, taban (EnK) ve tavan (EnB) puanlarını ve bazı başka verileri görebilirsiniz.
Ekteki MS-Excell dosyasını indirerek izlemeniz önerilir.
YKS 2022 EA Puanıyla Girilen Yükseköğre... more Ekteki MS-Excell dosyasını indirerek izlemeniz önerilir. YKS 2022 EA Puanıyla Girilen Yükseköğretim Programlarının taban puanlara göre sıradüzenini, taban (EnK) ve tavan (EnB) puanlarını ve bazı başka verileri görebilirsiniz.
Ekteki MS-Excell dosyasını indirerek izlemeniz önerilir.
YKS 2022 SÖZ Puanıyla Girilen Yükseköğr... more Ekteki MS-Excell dosyasını indirerek izlemeniz önerilir. YKS 2022 SÖZ Puanıyla Girilen Yükseköğretim Programlarının taban puanlara göre sıradüzenini, taban (EnK) ve tavan (EnB) puanlarını ve bazı başka verileri görebilirsiniz.
Bu bir MS Excel dosyasıdır. Üniversitelerin EA puanlı yükseköğretim programlarının istatistikleri... more Bu bir MS Excel dosyasıdır. Üniversitelerin EA puanlı yükseköğretim programlarının istatistikleri verilmektedir. Dosyayı indirdikten sonra incelemeniz önerilir.
QS Dünya Öğrenci Dostu Kentler Sıralaması 2023, 2022
QS Quacquarelli Symonds Dünya Üniversite Sıralamaları programı 2023 idünyanın en öğrenci dostu ke... more QS Quacquarelli Symonds Dünya Üniversite Sıralamaları programı 2023 idünyanın en öğrenci dostu kentlerini belirlemiş. QS En İyi Öğrenci Kentleri 2023'ün son sürümü, mevcut öğrencilerin fikirlerini satın alınabilirlik ve arzu edilirlik gibi ölçütlerle üniversite kentlerini derecelendirmektedir.
Bu yılın en iyi kentleri sıralamasında Sidney, Tokyo, Seul ve Zürih yer alıyor - ancak her zaman olduğu gibi en başta yine Londra var. Sıralamada Ankara ve İstanbul da yer alıyor. Ankara ve İstanbul’un en öncelikli özlliği “Erişilebilir-Karşılığı Ödenebilir” olmaları… Kısacası tıpkı otellerimiz gibi üniversitelerimiz de yabancılar için çok ucuz! Ancak genelde Üniversitelerin tercih edilme etkenlerinde erişilebilirlik en öncelikli ölçüt değil. En önceliklileri genel istenilirlik algısı, öğrenci çeşitliliği (çok kültürlülük derecesi) gözüküyor. Hatta denebilir ki kent (üniversite) ne kadar ucuzsa o kadar az aranıyor. Ekteki Excel dosyasında 53 ülkeden 140 kentin öğrenci tercihlerine göre sıradüzenini bulacaksınız. Ayrıca belirleyici etkenler arasındaki istatistiksel ilişkileri de inceleyebilirsiniz.
Bu bir MS-Excel dosyasıdır. İndirerek izlemeniz yararlı olur.
Bu dosyada SAY puan türünde öğrenci... more Bu bir MS-Excel dosyasıdır. İndirerek izlemeniz yararlı olur. Bu dosyada SAY puan türünde öğrenci alan YKS21'deki YÖP'lerin puan ve puan sıralamaları ve YKS22 kontenjanları var. Ayrıca yeni açılmış programlar da var. Puanınızın yettiği ile gönlünüzün çektiği sıralamalrı tam ilişkili yapmak zorundasınız. Listenizde kazanınca gitmeyeceğiniz hiçbir program olmamalıdır.
Bu bir MS-Excel dosyasıdır. İndirerek izlemeniz yararlı olur.
Bu dosyada SÖZEL puan türünde öğren... more Bu bir MS-Excel dosyasıdır. İndirerek izlemeniz yararlı olur. Bu dosyada SÖZEL puan türünde öğrenci alan YKS21'deki YÖP'lerin puan ve puan sıralamaları ve YKS22 kontenjanları var. Ayrıca yeni açılmış programlar da var. Puanınızın yettiği ile gönlünüzün çektiği sıralamalrı tam ilişkili yapmak zorundasınız. Listenizde kazanınca gitmeyeceğiniz hiçbir program olmamalıdır.
YKS22 TABAN PUANLARI, SIRALAMALAR VE KONTENJANLAR, 2022
Bu bir MS-Excel dosyasıdır. İndirerek izlemeniz yararlı olur.
Bu dosyada EA puan türünde öğrenci ... more Bu bir MS-Excel dosyasıdır. İndirerek izlemeniz yararlı olur. Bu dosyada EA puan türünde öğrenci alan YKS21'deki YÖP'lerin puan ve puan sıralamaları ve YKS22 kontenjanları var. Ayrıca yeni açılmış programlar da var. Puanınızın yettiği ile gönlünüzün çektiği sıralamalrı tam ilişkili yapmak zorundasınız. Listenizde kazanınca gitmeyeceğiniz hiçbir program olmamalıdır.
YKS22 AYT DiL KONTENJANLAR, TABAN PUANLAR VE SIRALAMALAR, 2022
Bu bir MS-Excel dosyasıdır. İndirerek izlemeniz yararlı olur.
Bu dosyada DİL puan türünde öğrenci... more Bu bir MS-Excel dosyasıdır. İndirerek izlemeniz yararlı olur. Bu dosyada DİL puan türünde öğrenci alan YKS21'deki YÖP'lerin puan ve puan sıralamaları ve YKS22 kontenjanları var. Ayrıca yeni açılmış programlar da var. Puanınızın yettiği ile gönlünüzün çektiği sıralamalrı tam ilişkili yapmak zorundasınız. Listenizde kazanınca gitmeyeceğiniz hiçbir program olmamalıdır.
Bu bir MS-Excel dosyasıdır. İndirdikten sonra izlemeniz önerilir. Bu dosyda YKS22 sınavından alın... more Bu bir MS-Excel dosyasıdır. İndirdikten sonra izlemeniz önerilir. Bu dosyda YKS22 sınavından alınan TYT türünde girilebilecek 2 yıllık MYO (Meslek Yüksek Okulları) kontenjanları, YKS21 taban puanları ve sıralanmaları vardır. YKS22'de yeni açıldıkları için sıaralama ve taban puan verileri olamayan çok ilginç programlara da rastlayabilirsiniz.
Bu bir MS-Excel dosyasıdır. İndirerek izlemeniz önerilir.
İndireceğiniz tek sayfalık dosyada DİL... more Bu bir MS-Excel dosyasıdır. İndirerek izlemeniz önerilir.
İndireceğiniz tek sayfalık dosyada DİL, EA, SAY ve SÖZ türündeki
taban puanlarına göre 4 ayrı sıralama göreceksiniz.
Bu sıralamalarda her üniversitede YKS21'de o puan türünde kaç programı
olduğu, bu programın taban puan ortalamaları, en düşük ve en yüksek taban puanlarını bulacaksınız. Üniversiteleri bilirkişilerin verdikleri puanlarla değil kazanan öğrencilern aldıkları puanlara göre yapılmış yaklaşık 2 milyon hakemli sıralamalardır.
Bu bir MS-Excel dosyasıdır. İndirerek izlemeniz önerilir.
İndireceğiniz tek sayfalık dosyada DİL,... more Bu bir MS-Excel dosyasıdır. İndirerek izlemeniz önerilir. İndireceğiniz tek sayfalık dosyada DİL, EA, SAY ve SÖZ türündeki taban puanlarına göre 4 ayrı sıtralama göreceksiniz. Bu sıralamalarda HER VİLAYETİN YKS21'de o puan türünde kaç programı olduğunu, bu programın taban puan ortalamalarını, en düşük ve en yüksek taban puanlarını bulacaksınız. Buradaki puanlar o iillerden sınava girenlerin değil o ili tercih eden adayların puanlarıdır. Bir bakıma illerdeki yükseköğretim programlarının çekim gücünü gösterir.
Bu bir MS-Excel dosyasıdır. İndirdikten sonra izlemeniz önerilir. Bu dosyada 4 sayfa vardır: DİL,... more Bu bir MS-Excel dosyasıdır. İndirdikten sonra izlemeniz önerilir. Bu dosyada 4 sayfa vardır: DİL, EA, SAY, SÖZ. Her sayfada yükseköğretim programları "özel" değil "genel" konu alanları kapsamında ve YKS21 taban puanlarına göre sıralanmışlardır. Bu sıralamalar Türkiye'de hangi meslek alanlarının tercih edilme öncelikjlerini de yansıtmaktadır.
Ancak fakültelerin ve programların bazıları özel adlarla genel kapsamdan ayrılmışlardır.
Örneğin bazı Tıp Fakülteleri sadece Tıp Fakültesi olarak değil kent, semt ya da kişi adlarıyla nılmaktadırlar.
Bu bir Excel dosyasıdır. İndirerek daha kolay izleyebilirsiniz.
Bu puan sıralaması geçen yıla (2... more Bu bir Excel dosyasıdır. İndirerek daha kolay izleyebilirsiniz.
Bu puan sıralaması geçen yıla (2021) aittir. Bu yıl bu sıralama çok çeşitli nedenlerle faklı olacaktır. Ama yine de tercihlerinizde bir fikir verebilir.
ÖSYM tercih listenizdeki -yukarıdan başlayarak- puanınızın yettiği ilk sıraya yerleştirecektir. Bu yüzden daha az istediğiniz bir programı, sırf yüksek puanlı olduğu için -düşük puanlı ama- daha çok istediğiniz bir programın üstüne yazmayınız.
Bu bir Excel dosyasıdır. İndirerek daha kolay izleyebilirsiniz.
Bu puan sıralaması geçen yıla (2... more Bu bir Excel dosyasıdır. İndirerek daha kolay izleyebilirsiniz.
Bu puan sıralaması geçen yıla (2021) aittir. Bu yıl bu sıralama çok çeşitli nedenlerle faklı olacaktır. Ama yine de tercihlerinizde bir fikir verebilir.
ÖSYM tercih listenizdeki -yukarıdan başlayarak- puanınızın yettiği ilk sıraya yerleştirecektir. Bu yüzden daha az istediğiniz bir programı, sırf yüksek puanlı olduğu için -düşük puanlı ama- daha çok istediğiniz bir programın üstüne yazmayınız.
Bu bir MS-Excel tablosudur. Önce dosyayı bilgisayarınıza indirmeniz ve çözümlemelerinizi bu tablo... more Bu bir MS-Excel tablosudur. Önce dosyayı bilgisayarınıza indirmeniz ve çözümlemelerinizi bu tablo üzerinde yapmanız önerilir. Dosyada 2017 LYS sonuçlarına göre yüksek öğretim programlarının taban, tavan puanları, boş kalan kontenjan yüzdelerini, burs yüzdelerini bu tabloda bulacaksınız. Vakıf üniversitelerinin özellikle tam burs verdikleri programlarda devlet üniversiteleri ile başa baş geldiklerini, eğitim ücretinin, tercihte çok önemli bir ölçüt olduğunu, puan ortalamalarında yöreler arasında tesadüfle açıklanamayacak farklar olduğunu göreceksiniz. 10'larca yüksek öğretim programının bomboş kaldığını, İngilizce ve Matematik öğretmenliği programlarının mühendislik, hukuk ve işletme gibi "çekiici" meslek programları arasında olduğunu görebileceksiniz.
Bu bir MS-Excel dosyasıdır. Önce indirip sonra izlemeniz önerilir. Bu dosyada 2017 LYS kapsamınd... more Bu bir MS-Excel dosyasıdır. Önce indirip sonra izlemeniz önerilir. Bu dosyada 2017 LYS kapsamındaki tüm dallardaki (her puan türündeki) öğretmenlik lisans programların yerleşenlerin tavan, taban puanlarını ve boş klan kontenjanlaı görebilirsiniz.
Bu bir MS-Excel dosyasıdır. Önce indirip sonra izlemeniz önerilir. Bu dosyada LYS 2017 kapsamınd... more Bu bir MS-Excel dosyasıdır. Önce indirip sonra izlemeniz önerilir. Bu dosyada LYS 2017 kapsamında yer alan tüm Bilgisayar ve Öğretim Teknoloji Öğretmenliği programlarına yerleşen öğrencilerin verileri ve henüz boş olan kontenjanlar bulunmaktadır. MF1 puan türünde teknik hem teknik hem sosyal ilgileri olan adaylar için çok çekici gelebilir. İsviçre Çakısı gibi bir meslektir...
Bu bir MS-Excel dosyasıdır. Önce indirmeniz ve sonra izlemeniz önerilir. Bu dosyada 2016 ve 2017 ... more Bu bir MS-Excel dosyasıdır. Önce indirmeniz ve sonra izlemeniz önerilir. Bu dosyada 2016 ve 2017 LYS ile yapılan yerleştirmelerin taban ve tavan puanlarını, taban puanlara göre yapılacak sıra-düzenlerinin birbirini izleyen yıllarda ne kadar değişip değişmediğini, dolan ve boş klan kontenjanlarını bulacaksınız. Bu verilere baktığınızda bu konuda bir kaç toplam ve yüzdelik sayıya dayanarak yapılmış yorumları hatırlarsanız "gözleriniz yaşarabilir".
Yüksek öğretim Programlarına önce puanlara sonra tercihlere bakılarak yerleştirme yapılır. Bu bi... more Yüksek öğretim Programlarına önce puanlara sonra tercihlere bakılarak yerleştirme yapılır. Bu bir açık artırmadır. Yüksek öğretim programındaki kotalar en " yüksek puanı verene " ayrılır. Bir yüksek öğretim programındaki son boş kontenjana yerleştirilen öğrencinin ödediği puana " Taban " puan diyebiliriz. Bu puan öğrencinin başarı sıralamasını da belirler. Yani taban puanla son giren öğrencinin başarı sırası hemen hemen aynı bilgiyi verir. Puan ne kadar yüksekse başarı sıra-sayısı okadar küçük olur, Bütün öğrenciler yerleştirildikten sonra yükseköğretim programlarını da taban puanlarına göre sıralayarak gençlerin hangi meslekleri, hangi üniversiteleri, hangi programları vb. daha çok beğendiklerini görebiliriz. Üniversitelerde çok sayıda program vardır. Bunların tavan puanlarının ortalamaları da Üniversitenin puan fiyatını gösterebilir. Tabii bu taban puan ortalamalarının her puan türüne göre ayrı ayrı hesaplanması gerekir ama çok sayıda veriden bir ortalama hesaplandığında değişik yön ve büyüklükteki hataların ortalamasının sıfıra yaklaştığını kabul edebiliriz. Bu çalışmada 2016 LYS sonuçlarına göre her üniversitenin taban puanlarının, bu taban puanlara karşılık gelen sıra-sayılarının, tavan puanlarının ortalamaları hesaplanmıştır. Bu verilerin yanına Türkiye'de (ODTÜ'de) yerleşik URAP kuruluşunun akademik ölçütlerle yaptığı sıralama verileri eşlenmiştir. Son olarak da Osmangazi Üniversitesi'nden iki öğretim üyesinin üniversitelerdeki öğrenciler arasında yaptıkları memnuniyet araştırması ile elde edilen " memnuniyet bildirimi " sıralaması eşlenmiştir. Tabii bu üç sıralama birbirleri ile tam olarak örtüşmüiyor. Ne kadar örtüşüyor? Bunun istatistiksel ölçüsü Spearman Rho ilişki katsayısının karesidir. LYS 2016 verileri için bu Rho katsayılar hesaplandı. Hesaplamalar bu değişkenlerin kendi ralarında arasında yöndeş ve rastlantı ile açıklanamayacak büyüklükte ilişkili olduklarını gösteriyor. Bu dosyayı bilgisayarınıza indirerek sıralamaları ölçütlerin önceliğini değiştirerek inceleyebilirsiniz.
2017 LYS tercih listesinde 1977 tane Mühendislik programı var. Toplam kontenjanı 76062. Neredeyse... more 2017 LYS tercih listesinde 1977 tane Mühendislik programı var. Toplam kontenjanı 76062. Neredeyse hepsi MF4 puan türünde ama birkaç tane de YGS puan türü var. Bu tabloda her programın taban ve taban puanları var. Elbette bu puanlar bu yıl yeni adayların başarı ve tercihlerine göre yeniden biçimlenecek. 2016 taban puanlarına göre yapılan sıralama değişebilir. Bazı programlar yukarı doğru bazıları aşağı doğru yer değiştirebilir. Hatta bazı programlarda sert düşüşler, bazılarında büyük sıçramalar olabilir. Ama istatistikte ve cebirde bilinmeyen değerleri tahmin etmek için bilinen verilere öteleme ve ulamalar yapılabilir.
Bu dosyada Türkiye’deki üniversitelere ait iki eşlenik sıralama vardır. Birincisi her üniversited... more Bu dosyada Türkiye’deki üniversitelere ait iki eşlenik sıralama vardır. Birincisi her üniversitede Dil1, Dil-2 ve Dil-3 puanları ile öğrenci alan Yükseköğretim programlarının taban puan ortalamaları ayrı ayrı hesaplanarak elde edilmiştir. Aslında Dil-1, Dil-2 ve Dil-3 farklı ağırlıklarla hesaplanmaktadır. Ancak kolaylık, çabukluk vb. nedenlerle bu puanlar eşit birimli kabul edilmişlerdir. İkincisi URAP 2016 Üniversite Sıralaması’dır. Bu iki sıralama arasındaki ilişki Spearman Rho katsayısı ile hesaplanmış ve 0,267 bulunmuştur. İstatistiksel olarak 0,007 düzeyinde manidardır. Yani bu ilişkinin rastlantısal olma olasılığı binde yedidir. Birinci sıralama öğrencilerin beklenti ve değer yargılarına ikincisi ise akademik ölçütlere göre oluşmaktadır. Taban puanlara göre yapılan sıralama incelendiğinde çok yeni Vakıf üniversitelerinin bile üst sıralarda yer aldığı görülmektedir. Vakıf üniversiteleri her programda az sayıda öğrenciye değişik oranda burslar vermektedirler. Bu nedenle aynı program için üç-dört ayrı Taban puan verisi olmaktadır. Burslu programların puanları da genellikle yüksek olmaktadır. Tabloda iki sıralamayı oluşturan sıra-sayıları arasındaki farklar da verilmiştir. Eksi işaretli farklar Akademik sıralamadaki konumun öğrenci algısına bağlı olduğu kabul edilen sıralamadan kaç sıra düşük olduğunu, artı işaretli farklar da üniversitenin akademik ölçütler açısından taban puan sıralamasından kaç sıra yukarda olduğunu göstermektedir. İki sıralama birbirleriyle tam olarak örtüşselerdi farkların hepsi “sıfır” olacak ve Spearman Rho İlişki katsayısı da tam 1,00 olacaktı.
Bu dosyada Türkiye’deki üniversitelere ait iki eşlenik sıralama vardır. Birincisi her üniversited... more Bu dosyada Türkiye’deki üniversitelere ait iki eşlenik sıralama vardır. Birincisi her üniversitede TM3 puanı ile öğrenci alan Yükseköğretim programlarının taban puan ortalamaları ayrı ayrı hesaplanarak elde edilmiştir. İkincisi URAP 2016 Üniversite Sıralaması’dır. Bu iki sıralama arasındaki ilişki Spearman Rho katsayısı ile hesaplanmış ve 0,263 bulunmuştur. İstatistiksel olarak 0,002 düzeyinde manidardır. Yani bu ilişkinin rastlantısal olma olasılığı binde ikidir. Birinci sıralama öğrencilerin beklenti ve değer yargılarına ikincisi ise akademik ölçütlere göre oluşmaktadır. Taban puanlara göre yapılan sıralama incelendiğinde çok yeni Vakıf üniversitelerinin bile üst sıralarda yer aldığı görülmektedir. Vakıf üniversiteleri her programda az sayıda öğrenciye değişik oranda burslar vermektedirler. Bu nedenle aynı program için üç-dört ayrı Taban puan verisi olmaktadır. Burslu programların puanları da genellikle yüksek olmaktadır. Tabloda iki sıralamayı oluşturan sıra-sayıları arasındaki farklar da verilmiştir. Eksi işaretli farklar Akademik sıralamadaki konumun öğrenci algısına bağlı olduğu kabul edilen sıralamadan kaç sıra düşük olduğunu, artı işaretli farklar da üniversitenin akademik ölçütler açısından taban puan sıralamasından kaç sıra yukarıda olduğunu göstermektedir. İki sıralama birbirleriyle tam olarak örtüşselerdi farkların hepsi “sıfır” olacak ve Spearman Rho İlişki katsayısı da tam 1,00 olacaktı.
Bu dosyada Türkiye’deki üniversitelere ait iki eşlenik sıralama vardır. Birincisi her üniversited... more Bu dosyada Türkiye’deki üniversitelere ait iki eşlenik sıralama vardır. Birincisi her üniversitede MF4 puanı ile öğrenci alan Yükseköğretim programlarının taban puan ortalamaları ayrı ayrı hesaplanarak elde edilmiştir. İkincisi URAP 2016 Üniversite Sıralaması’dır. Bu iki sıralama arasındaki ilişki Spearman Rho katsayısı ile hesaplanmış ve 0,270 bulunmuştur. İstatistiksel olarak 0,001 düzeyinde manidardır. Yani bu ilişkinin rastlantısal olma olasılığı binde birdir. Birinci sıralama öğrencilerin beklenti ve değer yargılarına ikincisi ise akademik ölçütlere göre oluşmaktadır. Taban puanlara göre yapılan sıralama incelendiğinde çok yeni Vakıf üniversitelerinin bile üst sıralarda yer aldığı görülmektedir. Vakıf üniversiteleri her programda az sayıda öğrenciye değişik oranda burslar vermektedirler. Bu nedenle aynı program için üç-dört ayrı Taban puan verisi olmaktadır. Burslu programların puanları da genellikle yüksek olmaktadır. Tabloda iki sıralamayı oluşturan sıra-sayıları arasındaki farklar da verilmiştir. Eksi işaretli farklar Akademik sıralamadaki konumun öğrenci algısına bağlı olduğu kabul edilen sıralamadan kaç sıra düşük olduğunu, artı işaretli farklar da üniversitenin akademik ölçütler açısından taban puan sıralamasından kaç sıra yukarda olduğunu göstermektedir. İki sıralama birbirleriyle tam olarak örtüşselerdi farkların hepsi “sıfır” olacak ve Spearman Rho İlişki katsayısı da tam 1,00 olacaktı.
Bu dosya üç ayrı dosyadan oluşmaktadır:
1. Üniversitelerin boş kalan kontenjanlarının toplam kont... more Bu dosya üç ayrı dosyadan oluşmaktadır: 1. Üniversitelerin boş kalan kontenjanlarının toplam kontenjanlarına oranlarına göre sıradüzenleri ve boş kontenjanlara ilişkin istatistikler... 2. Yörelerdeki boş kalan kontenjanların toplam kontenjanlara oranlarına göre sıradüzenleri ve boş kontenjanlara ilişkin istatistikler... 3. YÖP Alanlarının boş kalan kontenjanlarının toplam kontenjanlarına oranlarına göre sıradüzenleri ve boş kontenjanlara ilişkin istatistikler...
Türkiye Yüksek Öğretiminde bir gecede 25 Üniversite'nin açıldığı bir gecede 15 Üniversitenin kapa... more Türkiye Yüksek Öğretiminde bir gecede 25 Üniversite'nin açıldığı bir gecede 15 Üniversitenin kapandığı örnekler vardır. Ülkedeki ve yerküredeki değişimlere göre üniversitelerin kontenjanlarında da değişiklikler yapılabilmektedir. Bu dosyada Lisans düzeyinde diploma veren Yüksek Öğretim Programlarının 2016 ve 2017 yıllarındaki kontenjanları arasındaki farklar sunulmaktadır..
ÖNİZLEMEDEN ÖNCE DOSYAYI BİLGİSAYARINIZA İNDİRMENİZ ÖNERİLİR.
Lisans Yerleştirme Sınavlarında (LY... more ÖNİZLEMEDEN ÖNCE DOSYAYI BİLGİSAYARINIZA İNDİRMENİZ ÖNERİLİR. Lisans Yerleştirme Sınavlarında (LYS) Yüksek öğretim programlarını karşılaştırırken ya da sıralarken öncelikle Puan Türlerine göre tanınmaları gerekir. 2017 LYS Tercih Kılavuzunda yayınlanan Yüksek öğretim Programlarından 428 tanesinin puan türü 2016'da olduğundan farklıdır. Puan Türe değişen programların sayısal dağılımı ve listesi bu dosyada bulunmaktadır.
Bu çalışma Türkiye’de yükseköğretimdeki yöreler (iller ve diğer kapsanan diğer yöreler) arası eşi... more Bu çalışma Türkiye’de yükseköğretimdeki yöreler (iller ve diğer kapsanan diğer yöreler) arası eşitsizliği LYS2016 verileri ile ortaya koymaktadır. Yöreler arası ayrışmanın ölçütü LYS sınavları ile yapılan yerleştirmeler sonunda ortaya çıkan En Yüksek (Tavan) puanlardır. En Yüksek (Tavan) puan herhangi bir yükseköğretim programına birincilikle giren öğrencinin puanıdır. En Düşük (Taban) puan gibi En Yüksek (Tavan) puan da yükseköğretim programlarının adaylar ve kamuoyu tarafından algılanan değerini yansıtır. Taban ve tavan puanları yüksek programların daha saygın, getirilerinin daha yüksek olduğu düşünülür. Bu çalışmada her puan türünde ayrı ayrı olmak üzere yörelerdeki yükseköğretim programlarının En Yüksek (Tavan) puanlarının Ortalama, Ortanca, Standart sapma, En Küçük (Minimum) ve En Büyük (Maksimum) değerleri hesaplanmıştır. Kavram karışıklığını gidermek için aşağıdaki tanımlar yararlı olabilir: En Yüksek (Tavan) Puan: Herhangi bir yükseköğretim programına birincilikle giren öğrencinin LYS puanı En Düşük (Taban) Puan: Herhangi bir yükseköğretim programına en sonuncu giren öğrencinin puanı En Küçük Puan: Yüksek Öğretim programlarının En Yüksek(Tavan) veya En Düşük (Taban) puanlarının en küçüğü (minimum) En Büyük Puan: Yüksek Öğretim programlarının En Yüksek(Tavan) veya En Düşük (Taban) puanlarının en büyüğü (maksimum.
Bu çalışma Türkiye’de yükseköğretimdeki yöreler (iller ve diğer kapsanan diğer yöreler) arası eşi... more Bu çalışma Türkiye’de yükseköğretimdeki yöreler (iller ve diğer kapsanan diğer yöreler) arası eşitsizliği LYS2016 verileri ile ortaya koymaktadır. Yöreler arası ayrışmanın ölçütü LYS sınavları ile yapılan yerleştirmeler sonunda ortaya çıkan En Düşük (Taban) puanlardır. En Düşük (Taban) puan herhangi bir yükseköğretim programının en sonuncu kontenjanına giren öğrencinin puanıdır. Bu puan yükseköğretim programlarının adaylar ve kamuoyu tarafından algılanan değerini yansıtır. Taban puanı yüksek programların daha saygın, getirisinin daha yüksek olduğu düşünülür. Bu çalışmada her puan türünde ayrı ayrı olmak üzere yörelerdeki yükseköğretim programlarının En Düşük (Taban) puanlarının Ortalama, Ortanca, Standart sapma, En Küçük (Minimum) ve En Büyük (Maksimum) değerleri hesaplanmıştır. Kavram karışıklığını gidermek için aşağıdaki tanımlar yararlı olabilir: En Yüksek (Tavan) Puan: Herhangi bir yükseköğretim programına birincilikle giren öğrencinin LYS puanı En Düşük (Taban) Puan: Herhangi bir yükseköğretim programına en sonuncu giren öğrencinin puanı En Küçük Puan: Yüksek Öğretim programlarının En Yüksek(Tavan) veya En Düşük (Taban) puanlarının en küçüğü (minimum) En Büyük Puan: Yüksek Öğretim programlarının En Yüksek(Tavan) veya En Düşük (Taban) puanlarının en büyüğü (maksimum)
ÖNCE BİLGİSAYARINIZA İNDİRİP SONRA İNCELEMENİZ ÖNERİLİR...
2016 ÖSYS sonucunda 10657 Yüksek Öğret... more ÖNCE BİLGİSAYARINIZA İNDİRİP SONRA İNCELEMENİZ ÖNERİLİR... 2016 ÖSYS sonucunda 10657 Yüksek Öğretim Program “seçeneğine” yerleştirme yapıldı. Bu çalışma bu yerleştirmeler sonucunda ortaya çıkan En Yüksek Puanları sergilemktedir. Bulguları değerlendirirken iletişimi sağlayabilmek için üç kavram tanımlanmıştır. Yüksek Öğretim Program Alanı: Öğrencileri lisans ya da ön lisans derecesine hazırlayan yükseköğretim programlarının sunucu kurumdan bağımsız olarak tanımlayan kavram:Örnek Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Yüksek Öğretim Programı: Öğrencileri lisans ya da ön lisans derecesine hazırlayan derslerden oluşan yeri, kadrosu belirli bir yükseköğretim kurumu tarafından sunulan eğitim süreci. Bahçeşehir Üniversitesi (İstanbul)/Sağlık Bilimleri Fakültesi/Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Yüksek Öğretim Program Seçenekleri: Aynı kurumdaki belirli bir yükseköğretim programının öğretim dili, ücreti vb. unsurlar bakımından farklı koşulları olan seçenekleri. Bahçeşehir Ü. /Sağlık Bilimleri F./Fizyoterapi ve Rehabilitasyon (%25 Burslu) Bahçeşehir Ü. /Sağlık Bilimleri F./Fizyoterapi ve Rehabilitasyon (İngilizce) (%25 Burslu) Bahçeşehir Ü. /Sağlık Bilimleri F./Fizyoterapi ve Rehabilitasyon (İngilizce) (Tam Burslu) Bahçeşehir Ü. /Sağlık Bilimleri F./Fizyoterapi ve Rehabilitasyon (İngilizce) (Ücretli) Yukardaki dört örnekten birincisi Türkçe eğitim verdiği için son üçten farklıdır. Son üç seçeneği ayıran fark programın dili, içeriği, süresi vb. özellikleri değil adayların eğitim ücreti konusundaki tercihleridir. Vakıf üniversitelerinde çok sayıda yüksek öğretim programı seçenekleri vardır. Devlet Üniversitelerinde de bazı yükseköğretim programlarının birinci (parasız) ve ikinci öğretim (paralı) program seçenekleri bulunmaktadır. Ayrıca yine bazı devlet üniversitelerinin bazı yabancı üniversitelerle yaptıkları anlaşmalarla aynı yükseköğretim program alanında paralı seçenekler sunduğu çok sayıda örnek de vardır. ÖSYS her yükseköğretim program seçeneğine farklı bir kod vermekte ve böylece seçenekler arasında ayrım yapılabilmektedir. Yükseköğretim programlarına ilişkin betimsel ve vardamlı istatistikler yukardaki tanımlar çerçevesinde yorumlanacaktır. Aşağıdaki tablolarda Puan Türlerine göre sınıflandıktan sonra alfabetik olark sıralanmış Yüksek Öğretim Alanlarının sayılar ve yerleştirmeler sonucunda ortaya çıkan En Yüksek (Tavan) Puan istatistikleri yer almaktadır. Örneğin Dil1 puan türünde 2016 LYS kapsamında İngilizce Öğretmenliği "alanında" 113 tane Yüksek Öğretim Programı "seçeneği" olduğu görülmektedir. Bütün bu 113 İngilizce Öğretmenliği programlarının En Yüksek (Tavan) puanlarının En yüksek (Tavan) puanların Ortalaması 416; En yüksek (Tavan) puanların Ortancası 441; En yüksek (Tavan) puanların Standard Sapması 70; En Yüksek (Tavan) puanların "en düşük" olanının 239; En Yüksek (Tavan) puanların "en yüksek" olanının 526; olduğu görülmektedir. Burada tekrar vurgulanması gereken nokta buradaki verilerin hepsinin Yüksek Öğretim Programlarının En Yüksek (Tavan) puanlarına ait olduğudur. Yani İngilizce Öğretmeni olmak için 113 seçenek vardır ve bu seçeneklerin hepsinin Tavan puanları birbirinden farklı olmuştur.
MS-Excel dosyasıdır.
İncelemeden önce bilgisayarınıza indirmeniz önerilir.
......................... more MS-Excel dosyasıdır. İncelemeden önce bilgisayarınıza indirmeniz önerilir. ....................................................................................... Yüksek öğretim ülkenin gelişmişlik düzeyinin hem nedeni hem sonucudur. Bu çalışmada 2016 ÖSYS puanlarıyla yüksek öğretim programlarına yapılan seçme ve yerleştirme puanları aktarılmaktadır. ÖSYM tarafından yayınlanan verilerden kullanılarak yüksek öğretim programları, puan türlerine göre sınıflanmış ve en küçük (taban) yerleştirme puanlarına göre sıralanmışlardır. Bu veriler geçen yılın sonuçlarıdır. Her hangi bir yılın sonuçları daha önceki yılın verilerine bağımlı değildir. Her yıl bu sıralamalarda önemli değişiklikler olur. Ancak yine de bu verilerde yüksek öğretim programlarının ve programları tercih eden adayların niteliklerine ilişkin bazı olguları yansıtırlar. Dahası toplumun yönelimlerine ilişkin bazı ipuçları da verirler.
MS-Excel dosyasıdır.
ÖNCE BİLGİSAYARINIZA İNDİRİP SONRA İNCELEMENİZ ÖNERİLİR...
2016 ÖSYS sonucu... more MS-Excel dosyasıdır. ÖNCE BİLGİSAYARINIZA İNDİRİP SONRA İNCELEMENİZ ÖNERİLİR...
2016 ÖSYS sonucunda 10657 Yüksek Öğretim Program “seçeneğine” yerleştirme yapıldı. Bu çalışma bu yerleştirmeler sonucunda ortaya çıkan betimsel bulguları özetlemektedir. Bulguları değerlendirirken iletişimi sağlayabilmek için üç kavram tanımlanmıştır. Yüksek Öğretim Program Alanı: Öğrencileri lisans ya da ön lisans derecesine hazırlayan yükseköğretim programlarının sunucu kurumdan bağımsız olarak tanımlayan kavram:Örnek Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Yüksek Öğretim Programı: Öğrencileri lisans ya da ön lisans derecesine hazırlayan derslerden oluşan yeri, kadrosu belirli bir yükseköğretim kurumu tarafından sunulan eğitim süreci. Bahçeşehir Üniversitesi (İstanbul)/Sağlık Bilimleri Fakültesi/Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Yüksek Öğretim Program Seçenekleri: Aynı kurumdaki belirli bir yükseköğretim programının öğretim dili, ücreti vb. unsurlar bakımından yükseköğretim programının Bahçeşehir Ü. /Sağlık Bilimleri F./Fizyoterapi ve Rehabilitasyon (%25 Burslu) Bahçeşehir Ü. /Sağlık Bilimleri F./Fizyoterapi ve Rehabilitasyon (İngilizce) (%25 Burslu) Bahçeşehir Ü. /Sağlık Bilimleri F./Fizyoterapi ve Rehabilitasyon (İngilizce) (Tam Burslu) Bahçeşehir Ü. /Sağlık Bilimleri F./Fizyoterapi ve Rehabilitasyon (İngilizce) (Ücretli) Yukardaki dört örnekten birincisi Türkçe eğitim verdiği için son üçten farklıdır. Son üç seçeneği ayıran fark programın dili, içeriği, süresi vb. özellikleri değil adayların eğitim ücreti konusundaki tercihleridir. Vakıf üniversitelerinde çok sayıda yüksek öğretim programı seçenekleri vardır. Devlet Üniversitelerinde de bazı yükseköğretim programlarının birinci (parasız) ve ikinci öğretim (paralı) program seçenekleri bulunmaktadır. Ayrıca yine bazı devlet üniversitelerinin bazı yabancı üniversitelerle yaptıkları anlaşmalarla aynı yükseköğretim program alanında paralı seçenekler sunduğu çok sayıda örnek de vardır. ÖSYS her yükseköğretim program seçeneğine farklı bir kod vermekte ve böylece seçenekler arasında ayrım yapılabilmektedir. Yükseköğretim programlarına ilişkin betimsel ve vardamlı istatistikler+A10 yukardaki tanımlar çerçevesinde yorumlanacaktır. Tablo 1’de yükseköğretim program çeşitlerinin puan türleri ve “ödeme” seçeneklerine göre sayısal dağılımları görülmektedir.
EdMedia Presentation
Testimony from Artificial Intelligence to Verify the Construct Validity of A... more EdMedia Presentation Testimony from Artificial Intelligence to Verify the Construct Validity of Assessing Cognitive Flexibility in Numbers Construct validation of Cognitive Flexibility in Numerals by AI
2024 Times Yüksek Öğretim Etki Sıralamasının altıncı yılıdır ve üniversite sektörünün dünyanın Bi... more 2024 Times Yüksek Öğretim Etki Sıralamasının altıncı yılıdır ve üniversite sektörünün dünyanın Birleşmiş Milletlerin Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerine (SDG'ler) yönelik ilerlemesinde çok büyük bir etkiye sahip olduğu görülmektedir. Bununla birlikte, bazı kurum ve bölgeler diğerlerinden daha fazla ilerleme kaydediyor. Okyanusya, özellikle de Avustralya, sürdürülebilirliği son derece ciddiye alan bir bölgedir. Bunu her yıl tablolar yayınlandığında görüyoruz ve 2024'te de durum farklı değil. Genel tabloya bakıldığında, Avustralya üniversiteleri 2023'te üç iken artık ilk 10 sıranın dördünü alıyor. Bu yıl başka bir trend ortaya çıkmaya başladı: Bazı ülkeler, belirli Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri söz konusu olduğunda büyük liderlik gösteriyor. Burada mükemmellik işaretlerini ve başarının ardındaki stratejileri araştırıyoruz. Altyapıya yatırım, sürdürülebilir kalkınmanın sağlanmasında hayati öneme sahiptir ve Alman üniversiteleri bu alanda dünya liderleridir. Sürdürülebilir Kalkınma Hedefi 9 (endüstri, yenilik ve altyapı) tablosu, endüstriyle bağlantılı araştırma çıktısını ölçmenin yanı sıra, bir üniversitenin çalışmasına atıfta bulunan patentleri, üniversitenin yan ürünlerini ve endüstriden gelen araştırma gelirinin miktarını da izler. Bu tabloda beş Alman üniversitesi mükemmel puanlara sahiptir: RWTH Aachen Üniversitesi, Münih Teknik Üniversitesi, TU Dresden, Erlangen-Nürnberg Üniversitesi ve Stuttgart Üniversitesi. Alman üniversitelerinin SDG 9'da genel olarak iyi performans göstermesinin temel faktörlerinden biri, özellikle çok sayıda güçlü mühendislik enstitüsüne sahip, teknik odaklı üniversitelerin güçlü geleneğine atfedilebilir. Burada, temel araştırmanın yanı sıra, endüstri ortaklarıyla işbirlikçi araştırmalar da uzun süredir güçlü bir şekilde destekleniyor, diyor Stuttgart Üniversitesi'nde bilgi ve teknoloji transferinden sorumlu rektör yardımcısı Peter Middendorf. Stuttgart'taki özellikle başarılı girişimlerden biri, sanayi ve akademi dünyasından insanlar arasında "eşit bir temelde" ortak araştırma ve işbirliğine olanak tanıyan ARENA2036 adlı bir kampüstür. Birçok büyük bölgesel ve ulusal şirketin yanı sıra daha küçük firmalar ve start-up'lar da uzmanlıklarıyla katkıda bulunuyor ve ihtiyaçlarının ana hatlarını çiziyor. İşbirliğinin, "geliştirilenin kime ait olduğu sorusunun açıkça düzenlendiği" anlamına gelen yasal bir çerçeveyle desteklenmesi çok önemlidir. Üniversite aynı zamanda süreç hakkında eğitim vermek, koçluk ve danışmanlık sunmaktan ulusal ve uluslararası odaklı hızlandırıcı programlar sağlamaya kadar yan ürünlerin geliştirilmesine de yatırım yapmaktadır. Erlangen-Nürnberg Üniversitesi de bu tablodaki yüksek puanı nedeniyle yenilemeye (inovasyon) odaklanıldığını belirtiyor. Kurum, konumunun faydalı olduğunu, Siemens ve Adidas gibi büyük şirketlerin hemen yanında olduğunu ve Erlangen'in yakın zamanda yenilik açısından en iyi Alman şehri olarak derecelendirildiğini söylüyor. Üniversite, yakın zamanda Financial Times tarafından Avrupa'nın en iyi 50'si arasında gösterilen ZOLLHOF adında bir yenileme (inovasyon) merkezinin kurucu ortağı oldu. Ayrıca işletme kurucularına yönelik şirket içi danışmanlık hizmetlerine de büyük yatırımlar yapıyor. Üniversitenin rektörü Joachim Hornegger, "Hackathon'lardan asansör sunumlarına kadar rekabetçi yöntemler başlatıyoruz ve öğrencilerimize başarılı bir iş planı, başlangıç parası ve iş desteğine giden yolda eşlik ediyoruz" diyor. Kurumunun "temel araştırma ile uygulama arasına çok katı bir çizgi çekmediğini" ekliyor. Her ikisi de odak noktamızda ve temel araştırmalar ağırlıklı olarak uygulamalı araştırmadaki sorular tarafından yönlendiriliyor diyor.
QS24 Ekonomi ve Ekonometri dalında dünya üniversitelerini Akademik (%40), İstihdam (%20), Atıflar... more QS24 Ekonomi ve Ekonometri dalında dünya üniversitelerini Akademik (%40), İstihdam (%20), Atıflar (%20) ve H İndeksi (%20) ölçütlerine göre puanlayarak sıralamış. Listede 560 üniversite var. Türkiye'den de 7 üniversitemiz bu listede yer alıyor.
Fizik bilimi betimleme, açıklama ve yordama işlevlerinin evrenselliği, ölçme araç ve yöntemlerini... more Fizik bilimi betimleme, açıklama ve yordama işlevlerinin evrenselliği, ölçme araç ve yöntemlerinin duyarlık ve kesinliğe yakınlığı açılardan bilimler sosyolojisinde liste başıdır. Ne mutlu bu bilime katkıda bulunanlara... Bu dosyada dünyadaki 640 üniversite Akademik (%40), İstihdam (%20); Atıflar /%15), H indeksleri (%15) ve uluslararası nitelik (%10) ölçütlerine göre sıralanmıştır. Sıralamada Türkiye'den de 7 üniversite var. Bu üniversitelerden birisinin 2023'e göre çok "irtifa" kaybetmiş olması merak konusudur.
QS24 Dünya Üniversitelerini bilim alanlarındaki edimlerine göre sıraladı. Bu dosyada Bilgisayar B... more QS24 Dünya Üniversitelerini bilim alanlarındaki edimlerine göre sıraladı. Bu dosyada Bilgisayar Bilim alanındaki 722 Üniversite var. Bunların 10 tanesi de Türkiye'den... Sıralama ölçütleri ve ağırlıkları şöyle: Akademik (%40), İstihdam (%30); Atıflar (%13),H Indeksi (%13) ve Uluslararası nitelik (%0,4).
Matematik bütün bilimlerin birinci dilidir. Bu dili geliştiren 553 ülke den 9'u da Türkiye'de... ... more Matematik bütün bilimlerin birinci dilidir. Bu dili geliştiren 553 ülke den 9'u da Türkiye'de... Bu dosyada dünyadaki 553 üniversitenin Matematik programlarının sıradüzeni vardır. aşağıdaki 5 ölçüte göre belirlenmiş sıradüzeni vardır: Akademik (%40), İstihdam (%20); Atıflar (%15); H indeksi (%15) ve uluslararası niteliği (%10).
Bu dosyada dünyanın çeşitli ülkelerindeki 720 üniversite aşağıdaki ölçütlere göre sıralanmış: Aka... more Bu dosyada dünyanın çeşitli ülkelerindeki 720 üniversite aşağıdaki ölçütlere göre sıralanmış: Akademik(%40), İstihdam (%30), Atıflar (%10), H indeksi (%10), uluslararası niteliği (%10). Listede 10 Türk Üniversitesi de var... Mezunlarına Hükümetin başı tarafından "giderlerse gitsinler" denilmiş olan...
Psikoloji alanında dünyadaki 330 üniversitenin Akademik (%40), İstihdam (%20), Atıflar (%15), H i... more Psikoloji alanında dünyadaki 330 üniversitenin Akademik (%40), İstihdam (%20), Atıflar (%15), H indexi (%15) ve Uluslararası nitelik (%10) ölçütlerine göre sıralamasında Türkiye'den sadece ODTÜ var.
Quarelli Symonds (QS) tarafından Dünya Üniversiteleri aşağıdaki ölçütlere göre sıralanmışlardır: ... more Quarelli Symonds (QS) tarafından Dünya Üniversiteleri aşağıdaki ölçütlere göre sıralanmışlardır: Akademik (%50), İstihdam (%10); Atıflar (%20) ve H indexleri (%20). Burada sunulan dosyadaki verilerde Eğitim Bilimleri alanındaki sıralamayı bulacaksınız. Türkiye'den de 6 Üniversite 420 kurumun yer aldığı sıralamaya girmiştir. Gazi Üniversitesi 36. sıradadır.
DERS GEÇME VE SINIF GEÇME SİSTEMLERİNİN ÖĞRENCİLERİN BAŞARI ALGILARI VE DOYUM DUYGULARI ÖLÇÜTLERİNE GÖRE KARŞILAŞTIRILMASI, 1995
Türkiye yükseköğretimde 1956'dan (ODTÜ) bu yana başardığı "ders geçme sistemini" lise düzeyinde b... more Türkiye yükseköğretimde 1956'dan (ODTÜ) bu yana başardığı "ders geçme sistemini" lise düzeyinde başaramadı... başarmak istemedi... Oysa seçme sınavlaraına yüklenen günahların çoğu "sınıf geçme" sisteminindir. Liselerimizde eğitim de değerlendirme de "-miş" gibidir. Başarılamamış bir-kaç ders yüzünden başarılmış dersleri de tekrar ettirmeye dayalı "sınıf geçme" ifratı çok inasan yaşamını heba ettikten sonra yerini "hiç bir dersten kalınamaz" tefritine dönüştürülmüştür. Sadece birkaç yıl uygulanırmış gibi yapılan "ders geçme" sistemi ise bin-bir kulp takılarak eğitim tarihimizdeki kara deliklerinden biri olmuştur. Özel Okullar Derneğinin isteği ve desteği ile yapılan bu çalışma belki bazı zihinlere açıklık getirir diye burada ilginiize sunulmaktadır.
3rd INTERNATIONAL BLACK SEA MODERN SCIENTIFIC RESEARCH CONGRESS, 2023
Bilişsel esneklik, yaratıcılık ve iletişim becerilerinin önemli bir bileşenidir. Genellikle Stroo... more Bilişsel esneklik, yaratıcılık ve iletişim becerilerinin önemli bir bileşenidir. Genellikle Stroop Renk Kelime testi ve bazı bildirime dayalı testlerle ölçülmektedir. Alan yazınında sayısal içerikle bilişsel esneklik ölçüm örneğine rastlanmamıştır. Bu çalışmanın amacı bilişsel esneklik yetisini sayısal simgelerle nicelleştirmektir. Bu amaç doğrultusunda 134 kişilik elverişli örneklem oluşturan 8. sınıf öğrencisi Digital 7 fontu ile yazılmış yalın aritmetik denklemleri iki ayrı biçimde-yani hem Digital 7 Sayısal Font ile hem de geleneksel rakamların bilinen değerleri ile-algılayıp algılayamadıkları sınanmıştır. Sınav yüksek beklentili bir değerlendirme çalışmasının bir parçasıdır. Ölçüm izleyen satırlarda kısaca örneklendirilmiştir: Geleneksel rakamlarla yazıldığında 1+1=2, Digital 7 Font ile yazıldığında ise 2 çubuk+2 çubuk=4 çubuk olarak ifade edilebilir. Öğrencilere iki farklı formda çoktan seçmeli dört soru sorulmuştur. İlkinde geleneksel sayılarla basit bir aritmetik denklem verilmiştir. Yanıt alternatifleri de farklı aritmetik denklemlerdir ancak Digital 7 Font ile yazılmıştır. Anahtarlı yanıt, verilen denklemin eşdeğeridir. Sonraki iki maddede de Digital 7 Font ile yazılmış 5 farklı basit aritmetik denklem bulunmaktadır. Beş seçeneğin dördü doğru, biri yanlıştır. Herhangi bir denklem, geleneksel sayılar açısından veya Digital 7 Font'taki çubuk sayısına göre doğru olabilir. Bahsedilen bu 4 madde bir genel yetenek testinin görsel kısmına yerleştirilmiştir. Bu bölümlerin geçerliliği ve güvenilirliği klasik test teorisinin göstergeleri ile belirlenmiştir. Dijital 7 Yazı Tiplerinin Sayısal, Sözel, Görsel ve İkili Algılama testlerinden elde edilen puanlar arasında anlamlı bir korelasyon olduğu ancak gereksiz olmadığı görülmüştür.
Bu bir MS Excel dosyasıdır. Bilgisayarınıza indirdikten sonra incelemeniz önerilir. Dünya'nın 96 ... more Bu bir MS Excel dosyasıdır. Bilgisayarınıza indirdikten sonra incelemeniz önerilir. Dünya'nın 96 ülkesinden THE (Times Higher Education) kuruluşu tarafından seçilmiş 1171 Üniversite Araştırma, Öğretim, Atıf, Getiri (Bilgi Geliri) ve Tanınmışlık ölçütlerine göre sıralamışlar. Bunların içinde Türkiye'den de 18 üniversite var. Ayrıca her ülkeden kaç üniversitenin sıralamada yer bulduğunu da dosyada görebilirsiniz.
Alet işler el övünür. Herhangi bir işi yaparken doğru aleti seçmek gerekir. Çivi çakmak için çeki... more Alet işler el övünür. Herhangi bir işi yaparken doğru aleti seçmek gerekir. Çivi çakmak için çekiç, çivi sökmek için kerpeten; yazmak için kalem silmek için silgi kullanılır. Ortaöğretimdeki sorunları çözmek için ÖSYS'den başka aletler bulmak gerekir. Örneğin, lise diploması ciddi ve ödünsüz ölçütlere bağlanmalıdır. Başarısız öğrencilerin kurul kararlan ile başarılıymış gibi mezun edilmesi uyuşturucu bağımlılığına denk bir faciadır. Öte yandan, başarısız olduğu bir-kaç ders yüzünden başarılı olduğu herhangi bir dersin tekrar ettirilmesi de en hafif deyimi ile israftır. Kendisine, yüzlerce genç, milyarlık okullar, yetişkin öğretmenler emanet edilen yöneticilerin eğitimi değiştirme ve düzeltme yetkisi yoktur. Ortaöğretimdeki sorunların kaynağı sadece kaynaksızlık değil biraz da iradesizliktir. Okullara kendi özgün kişiliklerini geliştirme fırsatı verilse her okul başlı başına bir sistem olarak gelişebilir. Eğitim konularında nedense soruna göre çözüm aramaktansa hazır çözümleri herhangi bir durumda uygulamak istiyoruz. ÖSYS ortaöğretimdeki başarısızlığı çözecek bir alet değildir. ÖSYS'nin gerekçesi ortaöğretimdeki başarısızlık değil üniversitedeki sandalyelerin sayısının az olmasıdır. Ortaöğretimin başarı ile tamamlanması için programda öngörülen bilgi, yetenek, beceri ve tutumların "enaz yeterlilik" düzeyinde öğrenilmesi gerekir. Ortaöğretimin başarı ile tamamlanması yükseköğretime giriş için gerekli koşuldur ama yeterli koşul değildir. Ortaöğretimdeki bütün öğrenciler tam başarılı olsalar, hepsi de gerçekten hak edilmiş "takdir" ve "teşekkürle" mezun olsalar gene ÖSYS olmak zorundadır. Çünkü yükseköğretimde 10 ortaöğretim mezunundan ancak birine yer var. ÖSYS'nin çözeceği sorun bu yerleri doldurmayı en çok hak eden mezunları bulup çıkarmaktır. Ortaöğretim başarısı sadece üniversiteye kayıt koşulu olarak kullanılmalı, yükseköğretime giriş için ÖSYS puanlarına eklenmemelidir. Anahtar nerede kaybedilmiş olursa olsun ışık ÖSS'de aranıyor. ÖSYM sekiz aşamalı bir puanlama sistemi ile -mezunların istihdamı hariç- eğitim sistemimizdeki pek çok sorunu çözmeye kalkışıyor. Altı tanesi ÖSYM tarafından icat edilerek ölçme ve değerlendirme bilim dalına armağan edilen bu puanların hepsi hakkında bazı sorunlar var.
Geçtiğimiz günlerde Kim Milyoner Olmak İster programında Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi öğren... more Geçtiğimiz günlerde Kim Milyoner Olmak İster programında Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencisi olan bir yarışmacı 1924 ve 61 Anayasalarında Türkiye'nin başkenti olarak hangisi yer alır sorusunu bilemedi. Seyirciye sorma joker hakkını kullandı. Seyircilerinse yalnızca yüzde 40'ı Ankara cevabını verebildi. Bu durumu nasıl değerlendirebiliriz? Bu yaşanan eğitim sistemimiz hakkında neler anlatıyor? Nitelikli bir üniversitenin iyi bir bölümünde okuyan bir genç çok temel bir bilgiye sahip değil. Soru tipi soruluş tarzı sebebiyle yarışmacının kafası karışmış denilerek açıklanabilecek bir şey mi? Daha da önemlisi seyircilerin sadece yüzde 40'ının cevabı bilebilmesi hakkında ne denebilir? Eğitim sistemimizdeki hangi temel sorunlara işaret ediyor? Bu son olayın benzerleri de çok fazla... Eğitim sistemimiz çok sorun var. Yani buna benzer çok örnek var, ama bu gerçekten en zor inanılacak bir örnek...“Gerçekten gerçek mi?” diye sormak yerinde olur. Buna benzer programların kendilerinden söz ettirmek için de böyle girişimleri yapma olasılığını göz ardı etmemek gerek. Geçmiş yıllarda bazı kurumların personel seçimlerinde genel yetenek ve genel kültür testleri yapmış olduğum için elimde çok gerçek veri var. Bunların bir özetini burada bulacaksınız.
TIMSS 2019 Raporunda ülkelerden katılan öğrenciler 4 ayrı düzeyde sıralanıyorlar: İleri, Üst, Ort... more TIMSS 2019 Raporunda ülkelerden katılan öğrenciler 4 ayrı düzeyde sıralanıyorlar: İleri, Üst, Orta ve Alt… Ülkelerin öğrencileri başarılarına göre bu düzeylere dağıtılıyorlar. Tablolar çok ayrıntılı. Artış-azalışlar, ,ilişkiler, üçgenler, yuvarlaklar, boncuklarla dolu. Her ülkenin başarısı öncelikle İleri düzeye erişen katılımcı yüzdeleri ile belirleniyor. Bu arada 4 düzeyin dışında kalan En Alt başarı düzeyine tablolarda yer verilmiyor. Çünkü bu düzeylerdeki yüzdelikler “birikimli” olarak verilmiş. Yani İleri düzey hariç diğer katmanlardaki öğrenci yüzdesini doğrudan göremiyorsunuz. Hesap etmeniz gerekiyor. Sizin hesap etmenize gerek yok ben sizin için hesapladım. Matematik ve Fen alanlarında 4. ve 8. Sınıf öğrencilerinin başarı beş başarı düzeyindeki yüzdelerini kolaylıkla bulabilirsiniz. Ülkeleri sıralaması ileri düzeye erişmiş öğrenci oranlarına göre veriliyor. Örneğin Türkiye’den Mat4’e katılanların yüzde 15’i İleri düzeyde ve bu oran Türkiye’yi 10. Yapmaya yetiyor. Ama Alt düzeydeki birikimli oran %88. Kalan %12 nerede? Hiç adı anılmayan bu düzeydeki öğrenci oranlarını da ekteki tablolarda görebileceksiniz. Ayrıca başarıyı “İleri” düzeye çıkmışlarla değil de “başarısızlıktan” kurtarılmış öğrenci oranlarına göre de tanımlayabilirsiniz. Ülkeleri ileri düzeydeki öğrenci oranlarına göre “yüksekten düşüğe” doğru sıralamak yerine “en alt” düzeydeki öğrenci oranlarının “düşükten yükseğe” doğru sıralamasını daha önemli bir başarı olarak görebiliriz. İki farklı sıralamayı bu dosyada görebilirsiniz.
Özet Bu çalışmada üniversite öğrencilerinin matematik başarıları ile üniversitede alınan derslere... more Özet Bu çalışmada üniversite öğrencilerinin matematik başarıları ile üniversitede alınan derslere ilişkin ön bilgilerinin göstergesi olan öğrenci seçme sınavındaki (ÖSS) sayısal puanları, algıladıkları problem çözme becerileri, özyeterlik algıları ve bilişüstü ...
Classical factors of production depreciate as used, also when not used. Land is subject to degrad... more Classical factors of production depreciate as used, also when not used. Land is subject to degradation, degeneration, and pollution etc. Capital can be stolen by inflation, devaluation. It can be worn out, outmoded, corroded as time goes by. Aging, corruption, disintegration, fatigue are just a few examples of many modes of labor atrophy. Information is outdated daily but only when updated with a new one, a better one. Land can be invaded, labor can be arrested, capital can be captured but information goes wherever the owner moves. The more available the information is the more it can be used to convert low value raw resources into value added resources. Expanding information tends towards disorganized collection of assertions unless creatively contracted into a viable curriculum. Curriculum development has to be a continuous research and evaluation process for the refinement and reorganization of information content of the educational intervention.
Bu MS-Excel dosyasında iki kesimli değişkenler arasındaki bağımlılık, uyum, tutarlılık vb. ilişki... more Bu MS-Excel dosyasında iki kesimli değişkenler arasındaki bağımlılık, uyum, tutarlılık vb. ilişki katsayılarını hesaplamakta kullanılan Tetrachoric, Phi ve Yule's Q yöntemlerini aynı veri kümesinde uygulanmıştır. Böylece nicel araştırma yöntemlerine ilgili öğrencilerine karşılaştırma olanağı sağlamaktadır. Okuyucu ilk sayfayı boş bir sayfaya olduğu gibi kopyalayarak kendi verileri ile de denemeler yapabilir.
Tek vuruşlu araştırmalarda bağımlı değişken ölçümlerinin her biri iki ayrı etkene göre çaprazlama... more Tek vuruşlu araştırmalarda bağımlı değişken ölçümlerinin her biri iki ayrı etkene göre çaprazlama sınıflanabilir. Bu sınıflamalarda yer alan kümelerin ortalamaları arasındaki farklar "hiç bir etkende yinelenmiş ölçüm olmayan" değişkenlik çözümlemesi ile vardanabilir. Bu dosyada bu vardamanın SPSS ile nasıl yapılacağı yalın bir örnekle gösterilmektedir.
Deneysel kümede önce ve sonra gözlenen ortalamaları
hem kendi içinde hem de denetsel kümedeki yi... more Deneysel kümede önce ve sonra gözlenen ortalamaları hem kendi içinde hem de denetsel kümedeki yinelenmiş ölçmelerin ortalamaları ile karşılaştırmak için tek etkende yinelenmiş ölçmeler için ANOVA yöntemi kullanılabilir. Pek çok araştırmacı bu durum için ANCOVA'nın daha uygun olabileceğini söyleyecektir. Bunu da ANCOVA'ya sıra gelince tartışalım. Bu örnek "öncül örgütleyici" olsun.
Bazı durumlarda özellikle tıp, ticaret, tarım, ulaşım, iletişim vb. alanlarda "ölçme" süreklilik ... more Bazı durumlarda özellikle tıp, ticaret, tarım, ulaşım, iletişim vb. alanlarda "ölçme" süreklilik taşır. Başka bir deyişle ölçmeler hem kısa dönemli hem de uzun dönemli olarak yinelenir. Eğitimde ölçülen pek çok değişken zamanla zaten değişir ve hatta özellikle ve özenle bilerek değiştirilir.Örneğin eğitimde en çok ölçülen "başarı" değişkeninin içeriği, dış etkenleri o denli çok, çeşitli ve çeviktirler ki ölçümlerde birkaç etkenle yetinilemez. Bu nedenle eğitimde "her iki yönde de yinelenen" ölçme yapmak oldukça zordur ama olanaksız değildir.
İki bağımsız örneklem içinden seçilmiş aynı türde alt örneklemlerin oransal değerleri arasında ra... more İki bağımsız örneklem içinden seçilmiş aynı türde alt örneklemlerin oransal değerleri arasında rastlantı ile açıklanamayacak bir fark olup olmadığı nasıl hesaplanır? Önce MS Excel dosyasını indirip sonra incelemeniz önerilir.
24 Nisan 2018 tarihinde yüklendi.
25 Nisan 2018 tarihinde saat 17:00'de hata düzeltmesi yapıldı.
İlişkisel çözümlemelerde genellikle tek örneklem ve iki değişken vardır. İki farklı ölçüm katılım... more İlişkisel çözümlemelerde genellikle tek örneklem ve iki değişken vardır. İki farklı ölçüm katılımcılara göre eşlenir. Değişkenlerin ölçüm düzeylerine göre uygun yöntem seçilir. Basit karşılaştırma araştırmalarında iki ya da daha çok örneklem belirli bir ölçüte göre karşılaştırılır. Bu ölçüt aritmetik ortalama, varyans, ortanca ya da oransal veriler olabilir. Bu dosyada iki ya da daha çok örneklemde gözlenen aritmetik ortalamalar arasındaki farkların anlamlı olup olmadığını sınayacak sade yöntemler gösterilmektedir. Ayrıca parametrik yöntemlerin parametrik olmayan karşılıkları da hatırlatılmaktadır.
Bu dosyada 2009 ve 2012 yıllarında yapılan PISA sınavlarında toplam 65 ülkenin verileri ile Matem... more Bu dosyada 2009 ve 2012 yıllarında yapılan PISA sınavlarında toplam 65 ülkenin verileri ile Matematik, Fen ve Okuma başarıları arasındaki ikili ilişkiler önce bütünsel olarak sonra da ayıklanmış olarak hesaplanmıştır.
Pearson ilişki katsayısının hesaplanmasında bazı yanıltıcı etkenler vardır. Bunlardan birisi aşır... more Pearson ilişki katsayısının hesaplanmasında bazı yanıltıcı etkenler vardır. Bunlardan birisi aşırı puanların (sayısal veri değerleri) germe etkisidir. Uçlarda yer alan bir ya da bir kaç değer ilişki katsayısını olduğundan daha büyük ya da daha küçük gösterebilir. Bu durumlar r=0 ve r=1 gibi ik özel değer için kurgulanmıştır.
Bu, 5-6 farklı sayfadan oluşan bir bir MS-Excel Dosyasıdır. Örnekleri inceleyebilmek için önce bi... more Bu, 5-6 farklı sayfadan oluşan bir bir MS-Excel Dosyasıdır. Örnekleri inceleyebilmek için önce bilgisayarınıza indirmelisiniz.
Herhangi bir örneklem X ve Y değişkenlerinin biri ya da ikisinin ortalamaları bakımından farklı iki ya da daha fazla alt-kümeden oluşabilir. Bu farklı kümelerde X ve Y değişkenleri arasında ayrı ayrı hesaplanan ilişki katsayıları ile kümenin tümü için hesaplanan ilişki katsayısı arasında
önceden yordanabilir bir bağımlılık yoktur. Bu durum –sadece iki küme için- aşağıdaki dört ayrı örnek üzerinde kurgulanmıştır. Ancak bu sonuç burada verilen değerlerle sınırlı ve kısıtlı değildir. İkiden fazla gizil küme olabileceği ilişki katsayıları da çok farklı değerlerde olabilir.
Genel olarak insanlar ve kurumlar; eğitime özgü olarak da öğretmenler, öğrenciler, dersler, okull... more Genel olarak insanlar ve kurumlar; eğitime özgü olarak da öğretmenler, öğrenciler, dersler, okullar, donanımlar, ortamlar, yöntemler çeşitli nitelikleri içerirler. Bu niteliklerin anlamlı, rastlantı ile açıklanamayacak bir örüntüsü var mıdır diye sorulabilir. Friedman iki yönlü değişkenlik çözümlemesi gözlemciler ya da katılımcılar tarafından yapılan derecelendirmelerdeki örtük örüntülerin görüntüsünü ortaya koymak için kullanılabilecek bir yöntemdir.
Fundamental correlational techiques are tabulated. Pearson Technique is simulated for 5 typical c... more Fundamental correlational techiques are tabulated. Pearson Technique is simulated for 5 typical cases. Phi and Chi distributions are animated for special situations. Temel istatistik ilişki katsayılarının hesaplama yöntemleri tablolaştırılmıştır. Pearson yöntemi 5 seçenek durum için kurgulanmıştır. Fi ve Ki dağılım örneklerinin uç değerleri tablolarla canlandırılmıştır.
Anahtarla tutarlı yanıtlara 1 ve diğer yanıtlara 0 puan verilen başarı, yetenek vb. testlerde kul... more Anahtarla tutarlı yanıtlara 1 ve diğer yanıtlara 0 puan verilen başarı, yetenek vb. testlerde kullanılan klasik madde analizi işlemlerinin kurgu örneği. Maddelere verilen yanıtları ya da anahtarı değiştirerek test ve madde istatistiklerinin nasıl değiştiği irdelenebilir.
This is an announcement to the participants of the course EDT5012. Due to Corona Virus breakout e... more This is an announcement to the participants of the course EDT5012. Due to Corona Virus breakout exam will be given at home remotely. The rules are being explained by reasons.
Aralıklı ölçek düzeyinde ölçülmüş bir bağımlı değişkenin farklı örneklem kümelerinde anlamlı, öne... more Aralıklı ölçek düzeyinde ölçülmüş bir bağımlı değişkenin farklı örneklem kümelerinde anlamlı, önemli farklılıklar gösterip göstermediğini sınayan çeşitli yöntemler vardır. Bu dosyada; yapılacak karşılaştırmalara uygun yöntemleri örneklemin, yapısı, büyüklüğü ve sınıflama düzeyinde tanımlanmış bağımsız değişkenlerin kategori sayılarına göre nasıl saptanacağı gösterilmektedir. Bazı parametrik karşılaştırmanın non-parametrik karşılıkları da hatırlatılmaktadır.
Countries responded to COVID-19 outbreak in different ways. This study aims at obtaining country ... more Countries responded to COVID-19 outbreak in different ways. This study aims at obtaining country rankings in terms of 5 pandemic indicators that describe the situations of 213 countries within this framework. It is usually misleading to list the countries in terms of frequency of cases, deaths, recoveries, active patients and of tests made. Instead of the frequencies the data can be ranked according to their proportions within the population of the country. This may yield more relevant interpretations. In this study, the averages of 5 different COVID-19 indicators of 213 countries and their populations have been calculated. In other words an imaginary country is created for benchmarking. The world averages of pandemic parameters and also the average population of all countries describes this country. Secondly z-values to test the significance of the difference between two independent samples were computed between this “average” country and all the other “real” countries separately for each pandemic indicator. Therefore one can rank all “real countries” with respect to the z-values obtained for each pandemic indicator. One can also test the significance of the difference between the independent proportions of pandemic indicators for any pair of real countries. Since there are 213 countries one can come up with 22578 different results for any singe indicator. It would be next to impossible to rank the countries according to the results of their paired comparisons.
Bu dosyada COVID-19 salgını çerçevesinde 213 ülke durumlarını betimleyen 5 gösterge bakımından sı... more Bu dosyada COVID-19 salgını çerçevesinde 213 ülke durumlarını betimleyen 5 gösterge bakımından sıralamaları elde edilmeye çalışılmıştır. Ülkelerin olay (vaka), ölüm, iyileşen hasta, etkin taşıyıcı ve yapılan testlerin sayısal sıklık bakımından sıralanması yanıltıcıdır. Dolayısıyla bu sayısal verilerin sıklığı yerine ülke nüfusu içindeki oranlarına göre sıralanmaları daha geçerli yorumlara fırsat verebilir. Bu çalışmada 213 ülkedeki 5 değişik COVID-19 göstergesinin ve ülke nüfuslarının ortalamaları hesaplanmıştır. Kısacası ortalama veriler bir "ölçüt" ülke olarak varsayılmıştır. Bundan sonra her gösterge için ayrı ayrı olmak üzere her ülkedeki gösterge verisinin nüfusa oranının "Ortalama Ülkedeki" sıklık sayısının ortalama nüfusa oranından farklılaşıp farklılaşmadığı z-sınaması ile yoklanmıştır. Başka bir deyişle her ülkedeki oransal gösterge "ortalama ülkedeki" oransal gösterge ile karşılaştırılmıştır. Örneğin Türkiye'de iyileşen hastaların ülke nüfusuna oranı dünyada iyileşen hasta sayısın ortalamasının dünya ülkelerinin nüfus ortalamasına oranı ile karşılaştırılmış ve farklılaşma ölçüsü olarak da z-değeri kabul edilmiştir. z değerinin - olması o ülkenin o gösterge bakımından dünya ortalama oranından küçük; + olması da söz konusu oranın dünya ortalamasından büyük olduğunu gösterir. z-değerinin sayısal büyüklüğü de ülkedeki gösterge oranının dünyadaki ortalama orandan rastlantı ile açıklanamayacak kadar farklı olduğunu belirtir. z-testi için hazırlanan sayfalarda ölçüt gösterge ve nüfus verilerini tanımlanan kutucuklara yerleştirerek herhangi iki ülke arasında da karşılaştırmalar yapılabilir.
This worksheet demonstrates the process thru which point biserial and biserial correlations can b... more This worksheet demonstrates the process thru which point biserial and biserial correlations can be computed.
In this MS-Excel file, Tetrachoric, Phi and Yule's Q methods being used to calculate the correlat... more In this MS-Excel file, Tetrachoric, Phi and Yule's Q methods being used to calculate the correlation coefficients between two binary variables were applied to the same data set. These relationships may imply dependency, association, consistency etc. between pairs of binary variables. Thus, it provides students interested in quantitative research methods with the opportunity to compare. The reader can also experiment with his/her own data by copying the first page onto a blank page in the same Excel workbook.
A few extreme scores can alter the size of a correlation a great deal. This may cause overestimat... more A few extreme scores can alter the size of a correlation a great deal. This may cause overestimation or underestimation of the correlation coefficient. There are two cases simulated to demonstrate this phenomenon. The first one displays how zero correlation can be aggrandized to a greater value than it really is. The second one exhibits the shrinkage of a correlation from unity.
A sample in a correlational may consist of two or more distinct clusters. The distinction usually... more A sample in a correlational may consist of two or more distinct clusters. The distinction usually comes from the significant differences between the means of groups on X and/or Y variables. The correlation computed between X and Y for the whole group might yield can be entirely different and even contradictory with the correlation coefficients between X and Y variables computed separately for the different groups. Statistical manifestations of possibilities have been simulated for two groups (yellow and blue) and also for the whole group (green) presented on the following sheets. The possibilities can be can easily be enriched with different scenarios in terms of different values of correlation coefficients between X and Y variables for two or more groups before combined.
This is a very simple computer simulation of an item analysis for a multiple choice test by using... more This is a very simple computer simulation of an item analysis for a multiple choice test by using MS Excel. Scores are obtained by assigning 1 for the choices consistent with the keyed responses and zero otherwise. The reader can observe how the item and test attributes vary according to the changes in response inputs or the changes in the keyed responses.
“Reading competency” is an integral part of skills both in “math” and in “sciences” then the “tru... more “Reading competency” is an integral part of skills both in “math” and in “sciences” then the “true value” of correlation between math skills and skills in sciences must have been inflated by the reading skills. In order to purify the bivariate correlations between these variables computation of “partial correlations” can be recommended. These are commonplace observations for most of the school teachers in their daily practice (in vivo). PISA results pose straightforward opportunity to verify these hypotheses under controlled circumstances (in vitro). In this file the total scores of 65 countries in PISA 2009 and in 2012 are utilized to explore the bivariate and partial correlations between aforementioned variables.
In using correlational techniques we employ one sample and two variables. Measures on variables a... more In using correlational techniques we employ one sample and two variables. Measures on variables are matched along subjects. In comparative techniques there are more than one sample but there is one variable to compare at a time. Comparisons can be made with respect to different parameters such as means, variances, medians, proportions etc. In this file there are four methods to be used in testing the significance the differences between arithmetic means. Their non-parametric corresponding counterparts are also matched accordingly.
In any kind of descriptive assessments, in one-shot surveys one can collect data relevant to a va... more In any kind of descriptive assessments, in one-shot surveys one can collect data relevant to a variety of continuous variables. In most of these cases there are also some discrete variables with dichotomous or polythomous values such as gender and other demographic characteristics. Whenever we have a continuous variable and two categorical variables associated we can cross-tabulate the data within a two way table. Two way ANOVA without any repeated measures technique can easily be applied to make some inferences about the differences between the means of those independent sub-samples.
The role of the experiments in physical sciences is beyond
question. In physical sciences theory... more The role of the experiments in physical sciences is beyond question. In physical sciences theory also contributes to the growth of scientific knowledge as much as experimental applications. But no matter how sound the assumptions are, no matter how the present evidence supports the hypotheses the final judgment has to be verified via properly designed experimental procedures. Experimental approach is as much common in educational sciences as it is in other domains such as medicine, agriculture, economics, communication etc. As a matter of fact every action in education is an immediate hypothesis testing practice. Purpose, content, methods and all the other details might be in great variety but every experimental attempt involves repeated measurements. In every experimental procedure there are some initial measurements and at least one terminal assessment. Dependent variable has to be measured at the beginning and at the end. All of the methods, instruments and operations which take place within the interval between the initial and terminal steps can be interpreted according to the differences observed in the repeated measurements. On the other hand there should be another experiment made with a different alternating configuration of tools, procedures etc. This means that the same measurements must have been repeated in this parallel experiment. Obviously comparisons are twofold. First one involves the changes observed within the experiments. Second is the benchmarking between the experiments. In this file a hypothetical experiment has been designed as follows: A new "discovery" strategy has been implemented in a randomly selected experimental group. Control group is also randomly chosen to maintain traditional "expository" approach. There are 10 students in each groups. Both groups have been tested before and after the teaching-learning activities relevant to the groups. The test is composed of items to measure the terminal competencies to be attained at. Obviously pretest and post test for both groups comprise the repeated measures. Two way ANOVA with repeated measures on only one factor can be used to test the significance of the differences between the four means obtained through the experimental set-up. Some colleagues will recommend ANCOVA (Analysis of Covariance) in such a case just like I usually do so. Let's discuss this in the example for ANCOVA. Let this one be the "advance organizer" for the ANCOVA discussion.
In medical, agricultural, commercial, communication
processes and the like measurement is an... more In medical, agricultural, commercial, communication processes and the like measurement is an integral part of the system being measured. It is usually embedded and permanent within the system. Almost all structural and procedural variables are perpetually measured within nested cyclic intervals. Most of the variables of educational concern are alterable human traits. Achievement for instance is a construct measured most frequently in education. It's an educational end which is purposefully changed. But the measurement of achievement repeatedly without completing its progress is not so meaningful. It is quite difficult to find commonplace examples of educational variables which are measured at repeatedly both at short term and at long term intervals. Ina high school 3rd year students are given a test of self-efficacy at the beginnig of the academic year. It has also been administered to the same subjects in the middle and at the end of 3rd. Grade. A year after when they are at the 4th grade same schedule has been applied to see if the arithmetic mean of self efficacy score varies with respect to subsequent years and to intervals within the years.
Teachers, students, schools, courses in particular; people and institutions in general possess a ... more Teachers, students, schools, courses in particular; people and institutions in general possess a variety of traits. One may wonder if a certain number of features retain a significant configuration. Friedman two way analysis of variance is a non-parametric technique that can be used In order to recognize and portray a pattern concealed in ratings made by observers and/or participants. Over a quite number of years I collected “self-evaluation” data from my students. I ask them to evaluate their own performance in terms of 8 criteria. The data collected has been analyzed with Friedman two way analysis of variance method.
How to assign norm-referenced letter grades
Different set of raw scores obtained by a sample
of ... more How to assign norm-referenced letter grades
Different set of raw scores obtained by a sample of subjects cannot be summed up directly. Because there is no evidence that their units are identical. By annalogy we are not allowed to obtain the raw sum of monetary values declared in terms of different currencies: How can we obtain the sum total of our fortune in our bank account deposited in several currencies? In order to be able to add up 2$+5£+3€ all of the components have to be expressed in terms of identical units i.e. $, £, € or TL. Same analogy applies to the measurement of length in terms of different units e.g. cm, inches, etc. Shortly a set of raw scores obtained for a sample of subjects must be converted to a common unit. Analogy stops here. Unlike currencies or units for length there is no universal unit for educational and psychological constructs. Perhaps "Point" score is the most common unit used in the world. But there no two identical "points" assigned for a subject in an exam or in a questionnaire. The procedure to obtain standard scores for a set of raw scores expressed in "points" of different size is on the Sheet named Standard Scores.
There are many comparative techniques to test the signifiacance of difference between the means o... more There are many comparative techniques to test the signifiacance of difference between the means of interval level measurements made on a number of samples. This file is a practical tool to choose an appropriate parametric or non-parametric tecnique for simple comparisons.
Biserial Correlation: When to use and how to compute
The point biserial correlation coefficient,... more Biserial Correlation: When to use and how to compute
The point biserial correlation coefficient, rpbi, is a special case of Pearson’s correlation coefficient. It measures the relationship between two variables of which one must be continuous variable (ratio or interval scale). One naturally binary (objectively bisected) variable. There are many different cases require analyzing a relation between a binary (binomial, dichotomous, bivariate) variable and a continuous (interval or ratio) variable. For example: Is there a relationship between gender and test anxiety? Is there a relationship between the motivation scores of subjects and their vote (yes/no) at the opinion survey. You will find the formula and an example computed on MS Excel.
ф coefficient is used to compute the relationship between two variables
which bot assume two dich... more ф coefficient is used to compute the relationship between two variables which bot assume two dichotomous (natural binomial) categories. Suppose that we have been given the first time driving test results of a sample of N=225 applicants and we have classified the data by gender and by success or failure (S/F) as shown in the table. How can we illustrate the association between these two variables in numbers? The question in this case is as follows: Is there a significant relationship between gender and success/failure in driving test results?
Chi Square is a very useful statistics to make inferences from data which contains polytomous var... more Chi Square is a very useful statistics to make inferences from data which contains polytomous variables. The dependency, association or the contingency between two multicategorical variable can be ojectively desribed with Chi square technique.
The attachment is a multi-sheet MS Excel file therefore the reader is recommended to download it first and then proceed the instructions and investigate the examples.
Proceedings of EdMedia + Innovate Learning (pp. 162-164). Brussels, Belgium: Association for the Advancement of Computing in Education (AACE)., 2024
Unlike predictive validity construct validity has some features independent of observed responses... more Unlike predictive validity construct validity has some features independent of observed responses. The purpose of this study is to infer the preoperative construct validity of a brand-new item content with artificial intelligence (AI). The new content is simple arithmetic equations written with Digital 7 Fonts (D7F). Participants are expected of discriminating between simple arithmetic equations with their corresponding decimal figures written with regular fonts. For instance, 7=3 provided that 7 on the left is written in D7F. There are 3 segments in 7 when written with D7F. When written in conventional numerals, 1+1=2, but when they are written with D7F they can be perceived as 2 segments+2 segments=4 segments. This study aspires to see if AI models will yield convincing notes about the construct validity of items developed to measure cognitive flexibility in numbers that can be perceived in two different ways. AI tool Sider was asked to refer Guilford's 3-dimensional intelligence model. AI companions within Sider were consulted for which factor embraced in the Guilford’s Model matches with the required task-switch. Both of their answers were convincingly sufficient. AI acted as both subject and as an expert and managed to demystify the duality hidden in the equations written with D7F. Testimony of single subject AI cannot be fortified by statistical significance, but its clinical significance should not be undermined.
2. Uluslararası Lisansüstü Çalışmalar Kongresi 2nd International Graduate Studies Congress 8‐11 Haziran/June 2022, 2022
Türkiye, insan kaynaklarının gelişimi ile ilgili hedeflerden de uzaktır. Eğitim çıktıları yetersi... more Türkiye, insan kaynaklarının gelişimi ile ilgili hedeflerden de uzaktır. Eğitim çıktıları yetersizdir. Erken çocukluk çağındaki nüfusun okul öncesine erişimi %25’e ulaşamamaktadır. 2018 PISA matematikte,15 yaşındakilerin ancak % 63'ünün 2. Seviyeye ulaştığı görülmektedir. Eğitim sonuçlarında bölgeler arası, cinsiyetler arası, toplumsal katmanlar arasında büyük eşitsizlikler vardır. 16-65 yaş arası nüfusun yarısı aritmetik ve okuryazarlık konusunda temel yeterlilikten yoksundur. Türkiye’deki gençlerin ve yetişkinlerin Bilişim ve İletişim Teknolojileri becerileri yeterli değildir. Dahası yetersiz beslenme ve aşırı tütün tüketimi insan sağlığına meydan okumaktadır. Times Higher Education üniversiteleri Birleşmiş Milletlerin Sürdürülebilir Gelişim Hedeflerine (SGH) göre değerlendirmektedir. Sıralama, özenle belirlenmiş 4 ölçüte göre yapılıyor: Araştırma, yönetim, sosyal yardım ve öğretim. 2022 Etki Sıralamasında 106 ülkeden 1406 üniversite yer almaktadır. Bu çalışmada Türkiye’nin Sürdürülebilir Gelişim Hedefleri konusundaki konumu ile Türkiye’deki 58 Üniversitenin SGH öncelikleri ilişkilendirilerek değerlendirilmektedir.
Türk ve Dünya Üniversitelerinin SGH tercihleri ve tercihlerin sıradüzenleri arasındaki ilişkiler ... more Türk ve Dünya Üniversitelerinin SGH tercihleri ve tercihlerin sıradüzenleri arasındaki ilişkiler konusundeaki veriler ve bulgular.
EĞİTİM & BİLİM 2024: Fen Eğitiminde Geleneksel ve Modern Uygulamalar, 2024
Uygarlığın Şafağı: Tekerlek, Çark ve Yazı
Erken ama müthiş bir teknolojik başarı olan tekerlek, M... more Uygarlığın Şafağı: Tekerlek, Çark ve Yazı Erken ama müthiş bir teknolojik başarı olan tekerlek, Mezopotamya'da MÖ 3500 civarında ortaya çıktı. Buluşu, malların ve insanların benzeri görülmemiş bir verimlilikle hareket etmesini sağlayarak ulaşım ve ticarette devrim yarattı. Tekerleğin önemi ticaret yollarının kurulmasında ve karmaşık toplumların ortaya çıkışında görülmektedir. Türkçeye yerleşen “Tekerleği yeniden icat etmeye gerek yok” uyarısı kamusal bilinci çeldiren bir söz olmuştur. Tekerlek yeniden icat edilemez ama durmadan yeni tekerlekler icat ediliyor. Tekerlekle aynı dönemde yazının icadı da çok önemli bir sıçramaya işaret ediyordu. Mezopotamya çivi yazısı ve Mısır hiyeroglifleri; işlemlerin, olayların ve bilginin kaydedilmesini kolaylaştırarak toplumların bilgiyi korumasını ve nesiller boyunca yaymasını sağladı. Yazı, organize yönetimin, tarihi belgelemenin ve edebiyat ile bilimin çoğalmasının temelini attı. Osmanlılar Mısır’ı 400 yıl yönetti. Hiyerogliflerle ilgilenmedi. Fransa Mısır’ı işgal ettikten sonra iki yıl içinde hiyeroglifleri okudu. Eski Mısır uygarlığını Louvre’a taşıyarak turizmden servet kazanıyor. Elbette Osmanlı’nın Mısır uygarlığını neden sömüremediğini değil hiyeroglifleri neden merak etmediğine şaşırıyor… insan.
Uploads
Videos by Ali Baykal
O tarihlerde Habertürk Gazetesi yazarı olan Pervin Kaplan ne düşündüğümü sormuştu. Bana soru kitapçığını da yolladı.
40 sorudan 28'ini şifre ile çözdüm. Fatih Altaylı'nın sunduğu Teke Tek programında da bunu anlattım.
Sınavın iptal edilmesini önermiştim.
Kabul edilmedi...
Edilseydi şaşardım...
https://www.academia.edu/3781254/Gen%C3%A7li%C4%9Fin_E%C4%9Fitimi_D%C3%BC%C4%9F%C3%BCmlerden_%C3%87%C3%B6z%C3%BCmlere
Papers by Ali Baykal
In an era where education systems and higher education institutions are pivotal to a nation's global standing, understanding the connections between student performance and university excellence becomes crucial for policymakers and educators alike. The Program for International Student Assessment (PISA) 2022 serves as a frame of reference for evaluating the academic proficiency of 15-year-old students worldwide, focusing on key domains such as reading, mathematics, and science. In parallel, THE and QS rankings gauge the overall performance of higher education institutions on a global scale, considering factors like academic reputation, research output, and internationalization. This research attempts to reveal the correlations between the educational outcomes of a nation's students, as reflected in PISA 2022, and the global standing of its universities in THE and QS rankings for the year 2024.
The methodology involves an examination of country-level data from PISA 2022, focusing on achievement in Mathematics, Sciences and Reading Comprehension. Concurrently, THE and QS country rankings will be analyzed, exploring the factors that contribute to a nation's standing in the global higher education landscape. Statistical tools will be employed to identify correlations and patterns, unveiling potential relationships between the academic achievements of secondary school students and the subsequent success of universities on the world stage.
This correlational analysis seeks to provide valuable insights into the reciprocal influences between primary and tertiary education systems, offering a holistic perspective on a country's educational prowess. The findings aim to inform education policies, facilitating strategic planning that aligns both school-level and university-level objectives. By bridging the gap between PISA assessments and university rankings, this research aims at contributing to the awareness of the interconnected nature of global education systems and reinforces the imperative for systems thinking to nurture scientific quality at all levels.
Keywords: PISA, THE, QS, University Rankings, Country Rankings
PISA 2022, THE 2024 VE QS 2024 ÜLKE SIRALAMALARI:
İLİŞKİSEL BİR İNCELEME
ÖZET
Eğitim sistemlerinin ve yüksek öğretim kurumlarının bir ülkenin küresel edimi açısından yaşamsal öneme sahip olduğu bir çağdayız. Öğrenci başarısı ile üniversitenin yetkinliği arasındaki bağlantıların anlaşılması hem politika yapıcılar hem de eğitimciler için yaşamsal önem taşıyor. Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı (PISA) 2022, okuma, matematik ve fen gibi temel alanlara odaklanarak dünya çapında 15 yaşındaki öğrencilerin akademik yeterliliğini değerlendirmek için bir başvuru noktası görevi yapıyor. Buna koşut olarak THE ve QS sıralamaları, akademik saygınlık, araştırma ürünler ve uluslararasılaşma gibi ölçütleri dikkate alarak yükseköğretim kurumlarının genel edimini küresel çapta ölçer. Bu araştırmada, ilk niyet ülkelerin öğrencilerinin PISA 2022'de yansıtılan eğitim sonuçları ile üniversitelerinin 2024 yılı THE ve QS sıralamalarındaki küresel konumu arasındaki ilişkileri ortaya çıkarmaktır.
Matematik, Fen Bilimleri ve Okuduğunu Anlama başarılarına odaklanan PISA 2022'den ülke düzeyindeki verilerin nicel yöntemlerle incelenmektedir. Eş zamanlı olarak THE ve QS ülke sıralamaları analiz edilecek ve bir ülkenin küresel yüksek öğrenim ortamındaki konumuna katkıda bulunan faktörler araştırılacak. Ortaöğretim öğrencilerinin akademik başarıları ile üniversitelerin dünya çapındaki sonraki başarısı arasındaki potansiyel ilişkileri açığa çıkararak korelasyonları ve kalıpları belirlemek için istatistiksel araçlar kullanılacaktır.
Bu ilişkisel inceleme, bir ülkenin eğitim becerisine ilişkin bütünsel bir bakış açısı sunarak, ilk ve yüksek öğretim sistemleri arasındaki karşılıklı etkilere ilişkin var olan bilgileri ortaya koymayı amaçlamaktadır. Bulgular hem okul hem de üniversite düzeyindeki hedefleri uyumlu hale getiren stratejik planlamayı kolaylaştırarak eğitim politikalarına dayanak olabilecektir. Kısacası bu araştırma, PISA değerlendirmeleri ile üniversite sıralamaları arasındaki boşluğu doldurarak, küresel eğitim sistemlerinin birbirine bağlı doğasının incelikli bir şekilde anlaşılmasına katkı sağlamayı hedefliyor ve konu ile ilgili bilimsel yetkinliğe erişmek için sistem yaklaşımının gerekçelerini güçlendiriyor.
Anahtar Kelimeler: PISA, THE, QS, Üniversite Sıralaması, Ülke Sıralaması
This study involves an in-depth analysis of the Math, Science, and Reading scores of countries participating in PISA 2022. Direct correlations between these scores are explored to identify broad patterns and trends in educational achievements globally. The focus of study extends to partial correlations. By considering the influence of one subject while controlling for the effects of others, the study seeks to identify hidden correlations that might not be apparent in the direct relationships. The research is driven by the assumption that while there may be a general tendency for countries to perform well consistently across Math, Science, and Reading, there are likely to be variations and outliers that warrant closer examination. Additionally, the study will explore potential factors contributing to these correlations, such as cultural, economic, or educational policy influences.
The anticipated outcomes of this research are twofold. Firstly, the direct correlations are expected to reveal overarching trends in global educational achievements, providing a high-level understanding of the interplay between Math, Science, and Reading scores. Secondly, the partial correlations are anticipated to uncover more intricate relationships, offering an alternate view on how specific subjects influence one another. The implications of this study are significant for policymakers, educators, and researchers, as it provides a basis for informed decision-making in educational policy and curriculum development. By understanding the complex relationships between Math, Science, and Reading scores, countries can tailor their educational strategies to address specific needs and foster a systemic approach to student achievement. In conclusion, this paper contributes to the discourse on global education by offering a detailed analysis of the PISA 2022 country rankings, emphasizing the importance of examining both direct and partial correlations between Math, Science, and Reading scores. The findings aim to inform educational practices and policies, ultimately contributing to the enhancement of global educational outcomes.
Keywords: PISA, Country Rankings, Rank Order Correlations, Partial Correlations
PISA 2022 MATEMATİK, FEN VE OKUMA PUANLARI
ARASINDAKİ KISMİ İLİŞKİLER
:
ÖZET
Bu çalışma, PISA 2022'ye katılan ülkelerin Matematik, Fen Bilimleri ve Okuma puanlarından yapılan vardamları kapsamaktadır. Küresel düzeyde eğitim başarılarındaki genel örüntüleri ve eğilimleri belirlemek için bu puanlar arasındaki istatistikse ilişkiler araştırılmaktadır. Çalışmanın odak noktası kısmi ilişki katsayılarına da uzatılmıştır. Bir konunun etkisini dikkate alırken diğerlerinin etkilerini denetleyerek, doğrudan ilişkilerde görünmeyebilecek gizli ilişkileri belirlemeyi amaçlamaktadır. Araştırma, ülkelerin Matematik, Fen Bilimleri ve Okuma alanlarında tutarlı bir şekilde iyi performans göstermelerine yönelik genel bir eğilim olsa da, daha yakından incelenmeyi gerektiren farklılıkların ve aykırı değerlerin de olabileceği sayıltısından yola çıkıyor. Ayrıca, kültürel, ekonomik veya eğitim politikası etkileri gibi bu ilişkilere katkıda bulunan olası etkenler de araştırılmaktadır.
Bu araştırmanın beklenen sonuçları iki yönlüdür. Öncelikle, doğrudan ilişkilerin küresel eğitim başarılarındaki kapsayıcı eğilimleri ortaya çıkarması ve Matematik, Fen Bilimleri ve Okuma puanları arasındaki etkileşimin yüksek düzeyde anlaşılmasını sağlaması bekleniyor. Sonra da, kısmi ilişki katsayılarının daha karmaşık oluşumları ortaya çıkarması ve belirli konuların birbirini nasıl etkilediğine dair başka bir bakış açısı sunması bekleniyor. Bu çalışmanın sonuçları politika yapıcılar, eğitsel tasarımcılar ve araştırmacılar için önemlidir çünkü eğitim politikası ve müfredat geliştirmede bilinçli karar alma için bir temel sağlar. Ülkeler, Matematik, Fen Bilimleri ve Okuma puanları arasındaki karmaşık ilişkileri anlayarak, eğitsel yaklaşımlarını belirli gereksinimleri karşılayacak ve öğrenci başarısına yönelik bir sistem yaklaşımına özendirecek biçimde uyarlayabilir. Sonuç olarak bu çalışma, PISA 2022 ülke sıralamalarının ayrıntılı bir çözümlemesini sunarak küresel eğitim söylemine katkıda bulunmakta ve Matematik, Fen Bilimleri ve Okuma puanları arasındaki hem doğrudan hem de kısmi ilişki katsayılarının incelenmesinin önemini vurgulamaktadır. Bulgular, eğitim uygulamaları ve politikalarına bilgi sağlamayı ve sonuçta küresel eğitim sonuçlarının geliştirilmesine katkıda bulunmayı amaçlamaktadır.
Anahtar Kelimeler: PISA Ülke Sıralaması, Sıralama İlişkileri, Kısmi İlişkiler
Research in education -just like in physical sciences- must be distinguished from personal perceptions, opinions, and experiences. Major purpose in accumulating empirical data must be just to provide a foundation for an exploratory theory of instructional design. It doesn’t mean that all research has to be theory oriented. In reality theory breeds research, leading to more relevant and significant theory. Perhaps we have now reached a point where theoretical formulations could lead to a significant advance in research in education.
Bu çalışmada farklı alanlarda yol alan iki ilgi akımı aynı mecrada buluşturulmuştur. Birincisi öğrencilerin matematik algılarını yansıtan metaforlardır. İkincisi de sözel verimlilik ölçümüdür. Hiçbir nitel yapı içeriksiz ölçülemez. Özellikle bilişsel başarı ve yetenek ölçümünde geçerli içerik kullanmak önem ve öncelik kazanır. Örneğin, Guilford zekâ küpü modelinde üç boyut vardır: İçerik, işlem ve ürün. Sözel verimlilik anlamsal içerik kapsamında yapılan ıraksak işlemlerle elde edilen ürünlerle ölçülmektedir. Elde edilen ürünler; birimler kümeler, ilişkiler, sistemler, dönüşümler ve çıkarımlar olarak sınıflanır. Hazırlama, uygulama, puanlama ve veri işleme süreçlerinde geçerlik, güvenirlik ve kullanışlılığı uzlaştırmak için genellikle birbirinden bağımsız maddeler kullanılır. Dolayısıyla zekâ testlerinde “sistem” niteliğinde “ürün” çıkmaz.
Bu çalışmaya temel oluşturan yüksek lisans tezinde Karabacak (2023) matematik metaforlarına ilişkin algılarını ölçmek istemişti. Alan yazın incelendiğinde genellikle öğrencilerin kendilerine sunulan metaforlara ilişkin yorumlarının ölçüldüğü görüldü. Öğrencilerin kendi ürettikleri metafor araştırmalarına rastlanamadı. Başlangıçta belirtilen iki farklı ilgi aynı mecrada buluşturularak ortaokul öğrencilerine kendi “matematik metaforlarını” ortaya koyma fırsatı hazırlandı. Matematik metaforları beş farklı konu bağlamında istendi: Matematik, Matematik Öğrenmek, Matematik Bilmek, Matematik Dersi ve Matematik Kitabı. Araştırmacıların erişimindeki bir ortaokulda 222 öğrenciye belirtilen beş konu için teker teker “Ne gibidir? Neden? ve Neye benzer? Neden?” soruları yöneltildi. Toplanan yazılı yanıtlar nicel ve nitel yöntemlerle yorumlandı. Bu çalışmada öğrencilerin yanıtları sözel verimlilik açısından değerlendirilmiştir. Ortaokul öğrencilerinin Matematik bağlamında metafor üretkenliklerinin özgün ve verimli olduğu görülmüştür.
Anahtar Kelimeler: Sözel Verimlilik, Matematik Metaforları, Iraksak Düşünme,
CONTEXT DEPENDENT CASE OF VERBAL FLUENCY: MATH RELEVANT METAPHORS OF STUDENTS IN A JUNIOR HIGH SCHOOL
ABSTRACT
In this study, two currents of interest in different fields were brought together in the same medium. The first is metaphors that reflect students' perceptions of mathematics. The second is the verbal efficiency measurement. No qualitative construct can be measured without content. Especially in measuring cognitive success and ability, using valid content gains importance and priority. For example, in the Guilford intelligence cube model, there are three dimensions: content, process, and product. Verbal efficiency is measured by the products obtained by divergent operations performed within the scope of semantic content. The products obtained are; units are classified as sets, relations, systems, transformations and inferences. Independent items are often used to reconcile validity, reliability, and usefulness during the preparation, administration, scoring, and data processing processes. Therefore, there is no "product" in the nature of a "system" in intelligence tests.
In his master's thesis, which formed the basis of this study, Karabacak (2023) wanted to measure their perceptions of mathematical metaphors. When the literature was examined, it was seen that students' interpretations of the metaphors presented to them were generally measured. No metaphor research produced by the students themselves could be found. By bringing together the two different interests mentioned at the beginning in the same medium, an opportunity was created for secondary school students to reveal their own "mathematics metaphors". Mathematics metaphors were requested in the context of five different topics: Mathematics, Learning Mathematics, Knowing Mathematics, Mathematics Lesson, and Mathematics Book. In a secondary school that the researchers had access to, 222 students were asked one by one for the five subjects: "What is it like?" From where? and What does it look like? From where?" questions were asked. The collected written responses were interpreted using quantitative and qualitative methods. In this study, students' responses were evaluated in terms of verbal efficiency. It was concluded that the metaphor productivity of secondary school students in the context of Mathematics is original and productive.
Keywords: TIMSS, Affective Attitude, Sense of Belonging to School, School Climate, Achievement
Uluslararası geniş ölçekli sınavlar eğitsel gelişim için gerekli bilimsel veri birikimine katkıda bulunmaktadır. Geniş ölçekli ölçmelerin sonuçları, uluslararası karşılaştırmaları kolaylaştırarak ulusal uygulamaların da değerlendirilmesine katkı sağlar. Eğitsel uygulamaların yaygın etkilerinin anlaşılmasının yanı sıra öğrenme başarısının cinsiyet, gelir, anne-baba eğitim düzeyleri vb. kategorik değişkenlere göre farklılaşmaların; ilgi, yetenek, kaygı vb. sürekli değişkenlerle ilişkilerin belirlenmesine fırsat verebilir. Geniş ölçekli araştırmalardan birisi olan TIMSS verileri ile de değişik yıllarda öğrencilerin eğitsel edinimleri irdelenmiştir. Çeşitli yıllardaki TIMSS verileri ile eğitsel başarının belirleyici etkenleri incelenmiştir. Örneğin öğrencilerin sosyo-ekonomik engellerine karşın başarılı olabildikleri bile gözlenmiştir. Bunun yanı sıra engelli öğrencilerin başarılarının ülkeler arasında farklılık gösterdiği de görülebilir. Geniş ölçekli sınavlarda her zaman yer alan Matematik konusunda öğrencilerin yaşadığı zorluklar her zaman ilgi odağı olmuştur. Matematik kaygısı ve matematikte çaresizlik öğrencilerin matematik öğrenmesini zorlaştırmaktadır. Oysa, öğrenciler, ana-babalar ve elbette eğitimciler için matematik ve fen önemlidir. PISA veya TIMSS gibi uluslararası geniş katılımlı ölçümlerde Türk öğrencileri matematik ve fen konularında başarılı olamadıkları ortaya çıkmaktadır. Türk öğrencilerin bu konulara ilişkin duyuşsal özellikleri, müfredat dışı etkinliklere katılımları, eğitimden beklentileri, okullarındaki donanım olanakları, okullarının güvenliği başarılarını belirleyici etkenler olabilmektedir. TIMSS 2019 uygulamasında ölçülen değişkenlerden biri de Okula Ait Olma Duygusudur. Ayrıca okul Disiplini, Güvenlik Duygusu ve Akran zorbalığı algıları ile ilgili veriler bulunmaktadır. Bu çalışmanın amacı ülkelerin Matematik ve Fen alanlarındaki bilişsel başarıları ile başta Okula Ait Olma Duygusu olmak üzere diğer duyuşsal algıları arasındaki karşılıklı ilişkileri ortaya koymaktır. Analiz birimi olarak ülkeler alındığında TIMSS19 verileri fen ve matematik başarısı ile okula aidiyet duygusu arasında negatif bir ilişki olduğunu ortaya koydu.
UNEXPECTED CONFLICT BETWEEN THE SENSE OF BELONGINGNESS TO SCHOOL AND MATH AND SCIENCE ACHIEVEMENT: TIMSS19 DATA
ABSTRACT
International large-scale examinations contribute to the accumulation of scientific data necessary for educational development. The results of large-scale measurements facilitate international comparisons and contribute to the evaluation of national practices. In addition to understanding the widespread effects of educational practices, achievement can be affected by some categorical variables such as gender, income, parental education levels, etc. TIMSS data provide the opportunity to determine the correlations between achievement and some continuous variables such as students’ attitudes. The educational achievements of students in different years were examined with TIMSS data, which is one of the large-scale studies. The determining factors of educational success were examined with TIMSS data from various years. For example, it has even been observed that students can be successful despite their socio-economic obstacles. In addition, it can be seen that the success of students with disabilities varies between countries. The difficulties experienced by students in Mathematics, which is always included in large-scale exams, have always been the center of attention. Mathematics anxiety and helplessness in mathematics make it difficult for students to learn mathematics. However, math and science are important for students, parents and, of course, educators. Assessment research such as PISA or TIMSS reveal that Turkish students are not successful in mathematics and science. Turkish students' affective characteristics regarding these issues, their participation in extra-curricular activities, their expectations from education, the equipment facilities in their schools, and the security of their schools may be the determining factors for their success. One of the variables measured in the TIMSS 2019 application is the Sense of Belonging to School. There is also data on school Discipline, Sense of Security and perceptions of peer bullying. The aim of this study was to display the intercorrelations between countries' achievements in Mathematics and Science and the Sense of Belonging to School. Data revealed a negative correlation between science and math achievement and the sense of belongingness to school in TIMSS19 when countries are taken as the units of analysis.
THE Kuruluşu öncül ölçütlerle seçtiği 2673 üniversiteyi Öğretim niteliği, Araştırma Ortamı, Araştırma Niteliği, Endüstri İle İşbirliği ve Görünürlük ölçütlerine göre puanlamış. Bu 5 puandan elde edilen Genel Puana göre de sıralamış. Yayınlanan sıralamada 1904 üniversitenin ölçüt puanları yer alıyor. Ekteki MS Excel dosyasında bu 1904 üniversiteye ait verileri bulacaksınız. Listede Türkiye'den de 75 üniversite var. Türk üniversitelerinin kendi içindeki sıralamaları da dosyanın ikinci sayfasındadır.
Ben 4-5 yıl önce yaptığım bir çalışmanın sunumunda ABD'li bir meslektaşımıza ABD'de kaç üniversite olduğunu sormuştum. Cevap 7000 idi... Bu soruyu bugün (28 Eylül 2023) ChatGPT'ye sordum. Dünyada 26000 ABD'de 4000 dolayında "derece" veren yükseköğretim kurumu olduğunu yazdı. Bundan sonrası ilgil okuyucuya kalsın...
değişken olarak alan kişi, katılımcı ülkelerdeki eğitim sistemlerinin ve uygulamalarının etkililiği ve verimliliği hakkında ilişkisel ve karşılaştırmalı çıkarımlar yapabilir. TIMSS'te ölçülen üç ana alt yapı vardır: Bilmek, Uygulamak ve Akıl Yürütmek. Temel konular cebir, biyoloji, kimya, geometri ve fiziktir. Öğrencilerden bu konularda işlenen güncel yaşam
problemlerini çözmeleri beklenir. Kendi ülkelerindeki eğitim sistemlerinin performansına ilişkin bu dikkate değer verileri kullanmak, eğitim sistemlerinin paydaşlarına (eğitimciler, araştırmacılar, politika yapıcılar vb.) bağlıdır. Bu veriler, öğretme ve öğrenmedeki eğilimleri veya düşüşleri belirlemelerini sağlar. Bu sunumun ana sorusu, 2007, 2011, 2015 ve 2019 olmak üzere dört değerlendirme döneminde eğitim başarısında önemli bir artış olup
olmadığıdır. Daha önce Matematikte Başarı araştırması sunulmuştu. Bu çalışmada da Fende Başarı iki paralel ancak farklı bölümde ele alınacaktır. Her bölümde ilerleme verileri sırasıyla 4. ve 8. sınıflar için analiz edilecektir. Örneklem boyutunun küçük olması nedeniyle,
çalışmanın ardışık uygulama yılları boyunca belirgin bir yönelim olmadığına dair yokluk denencelerini sınamak için parametrik olmayan Kendall W uyum göstergesi kullanıldı.Çalışmanın son bölümü, TIMSS'in en son dönemlerinde bilimdeki gelişmelere ilişkin bulguları içermektedir.
international survey in every four years to assess students’ achievement in mathematics and
science. TIMSS is the abbreviation of this assessment program called Trends in International
Mathematics and Science Study. TIMSS has been being conducted since 1995 and has
become an indispensable source of information relevant to educational achievement. TIMSS
collects data about the performances of students at the fourth and eighth grades in
mathematics and science. Taking the math and science achievement as the dependent variable
one can extract correlational and comparative inferences about the effectiveness and
efficiency of educational systems and practices in participating countries. There are three
major subconstructs measured in TIMSS: Knowing, Applying and Reasoning. The underlying
topics are algebra, biology, chemistry, geometry, and physics. Students are expected of
solving real world problems covered in these topics. It is up to the stake holders of
educational systems (educators, researchers, policymakers, etc.) to make use of this
remarkable data on the performance of education systems in their own countries. This data
enables them to identify the inclines or declines in teaching and learning. The major question
of this presentation is whether there is a significant increase in educational achievement
across the four periods of assessment namely 2007, 2011, 2015 and 2019. Achievement in
Mathematics, and Achievement in Science will be dealt in two parallel but different sections.
In each section progress data will be analyzed for 4th and 8th graders successively. Due to the
small size of the sample non-parametric Friedman Two way Analysis was used to test the null
hypothesis of the study that there is no progress across the four periods of assessment. This
part of the study covers the findings relevant to the improvement in Mathematics within the
last four periods of TIMSS
teaching and learning. The ability to select useful messages—those which will best meet the needs of participants - is
quite a complex task. The purpose of this study is to remind some concepts and principles of communication relevant to
teaching and learning processes. Selectivity denotes the extent to which communicators receive or reject stimuli. It is the
degree to which they expose themselves and retrieve messages that they are exchanging. Selective exposure, selective
attention, selective perception, selective intention, and selective retention are the major phenomena which can easily be
identified in commonplace episodes drawn from instructional practice. Dissonance theory is to describe, explain and
predict selective exposure examples in communication. Involvement theory has also explanatory power when participants
are highly involved in teaching and learning. One can also take the advantage of the utility concept as a useful predictor
of exposure behavior which also demand attention. The background, the intensity, the extensity, the concreteness or
complexity, the contrast, the velocity, and finally the impressivity of the stimulus are the factors that influence selectivity
in communication. The best attended experience tends to be the best comprehended. The hypothetical propositions
presented will focus on the contributions that today’s educational technology can make to selectivity in communication.
O tarihlerde Habertürk Gazetesi yazarı olan Pervin Kaplan ne düşündüğümü sormuştu. Bana soru kitapçığını da yolladı.
40 sorudan 28'ini şifre ile çözdüm. Fatih Altaylı'nın sunduğu Teke Tek programında da bunu anlattım.
Sınavın iptal edilmesini önermiştim.
Kabul edilmedi...
Edilseydi şaşardım...
https://www.academia.edu/3781254/Gen%C3%A7li%C4%9Fin_E%C4%9Fitimi_D%C3%BC%C4%9F%C3%BCmlerden_%C3%87%C3%B6z%C3%BCmlere
In an era where education systems and higher education institutions are pivotal to a nation's global standing, understanding the connections between student performance and university excellence becomes crucial for policymakers and educators alike. The Program for International Student Assessment (PISA) 2022 serves as a frame of reference for evaluating the academic proficiency of 15-year-old students worldwide, focusing on key domains such as reading, mathematics, and science. In parallel, THE and QS rankings gauge the overall performance of higher education institutions on a global scale, considering factors like academic reputation, research output, and internationalization. This research attempts to reveal the correlations between the educational outcomes of a nation's students, as reflected in PISA 2022, and the global standing of its universities in THE and QS rankings for the year 2024.
The methodology involves an examination of country-level data from PISA 2022, focusing on achievement in Mathematics, Sciences and Reading Comprehension. Concurrently, THE and QS country rankings will be analyzed, exploring the factors that contribute to a nation's standing in the global higher education landscape. Statistical tools will be employed to identify correlations and patterns, unveiling potential relationships between the academic achievements of secondary school students and the subsequent success of universities on the world stage.
This correlational analysis seeks to provide valuable insights into the reciprocal influences between primary and tertiary education systems, offering a holistic perspective on a country's educational prowess. The findings aim to inform education policies, facilitating strategic planning that aligns both school-level and university-level objectives. By bridging the gap between PISA assessments and university rankings, this research aims at contributing to the awareness of the interconnected nature of global education systems and reinforces the imperative for systems thinking to nurture scientific quality at all levels.
Keywords: PISA, THE, QS, University Rankings, Country Rankings
PISA 2022, THE 2024 VE QS 2024 ÜLKE SIRALAMALARI:
İLİŞKİSEL BİR İNCELEME
ÖZET
Eğitim sistemlerinin ve yüksek öğretim kurumlarının bir ülkenin küresel edimi açısından yaşamsal öneme sahip olduğu bir çağdayız. Öğrenci başarısı ile üniversitenin yetkinliği arasındaki bağlantıların anlaşılması hem politika yapıcılar hem de eğitimciler için yaşamsal önem taşıyor. Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı (PISA) 2022, okuma, matematik ve fen gibi temel alanlara odaklanarak dünya çapında 15 yaşındaki öğrencilerin akademik yeterliliğini değerlendirmek için bir başvuru noktası görevi yapıyor. Buna koşut olarak THE ve QS sıralamaları, akademik saygınlık, araştırma ürünler ve uluslararasılaşma gibi ölçütleri dikkate alarak yükseköğretim kurumlarının genel edimini küresel çapta ölçer. Bu araştırmada, ilk niyet ülkelerin öğrencilerinin PISA 2022'de yansıtılan eğitim sonuçları ile üniversitelerinin 2024 yılı THE ve QS sıralamalarındaki küresel konumu arasındaki ilişkileri ortaya çıkarmaktır.
Matematik, Fen Bilimleri ve Okuduğunu Anlama başarılarına odaklanan PISA 2022'den ülke düzeyindeki verilerin nicel yöntemlerle incelenmektedir. Eş zamanlı olarak THE ve QS ülke sıralamaları analiz edilecek ve bir ülkenin küresel yüksek öğrenim ortamındaki konumuna katkıda bulunan faktörler araştırılacak. Ortaöğretim öğrencilerinin akademik başarıları ile üniversitelerin dünya çapındaki sonraki başarısı arasındaki potansiyel ilişkileri açığa çıkararak korelasyonları ve kalıpları belirlemek için istatistiksel araçlar kullanılacaktır.
Bu ilişkisel inceleme, bir ülkenin eğitim becerisine ilişkin bütünsel bir bakış açısı sunarak, ilk ve yüksek öğretim sistemleri arasındaki karşılıklı etkilere ilişkin var olan bilgileri ortaya koymayı amaçlamaktadır. Bulgular hem okul hem de üniversite düzeyindeki hedefleri uyumlu hale getiren stratejik planlamayı kolaylaştırarak eğitim politikalarına dayanak olabilecektir. Kısacası bu araştırma, PISA değerlendirmeleri ile üniversite sıralamaları arasındaki boşluğu doldurarak, küresel eğitim sistemlerinin birbirine bağlı doğasının incelikli bir şekilde anlaşılmasına katkı sağlamayı hedefliyor ve konu ile ilgili bilimsel yetkinliğe erişmek için sistem yaklaşımının gerekçelerini güçlendiriyor.
Anahtar Kelimeler: PISA, THE, QS, Üniversite Sıralaması, Ülke Sıralaması
This study involves an in-depth analysis of the Math, Science, and Reading scores of countries participating in PISA 2022. Direct correlations between these scores are explored to identify broad patterns and trends in educational achievements globally. The focus of study extends to partial correlations. By considering the influence of one subject while controlling for the effects of others, the study seeks to identify hidden correlations that might not be apparent in the direct relationships. The research is driven by the assumption that while there may be a general tendency for countries to perform well consistently across Math, Science, and Reading, there are likely to be variations and outliers that warrant closer examination. Additionally, the study will explore potential factors contributing to these correlations, such as cultural, economic, or educational policy influences.
The anticipated outcomes of this research are twofold. Firstly, the direct correlations are expected to reveal overarching trends in global educational achievements, providing a high-level understanding of the interplay between Math, Science, and Reading scores. Secondly, the partial correlations are anticipated to uncover more intricate relationships, offering an alternate view on how specific subjects influence one another. The implications of this study are significant for policymakers, educators, and researchers, as it provides a basis for informed decision-making in educational policy and curriculum development. By understanding the complex relationships between Math, Science, and Reading scores, countries can tailor their educational strategies to address specific needs and foster a systemic approach to student achievement. In conclusion, this paper contributes to the discourse on global education by offering a detailed analysis of the PISA 2022 country rankings, emphasizing the importance of examining both direct and partial correlations between Math, Science, and Reading scores. The findings aim to inform educational practices and policies, ultimately contributing to the enhancement of global educational outcomes.
Keywords: PISA, Country Rankings, Rank Order Correlations, Partial Correlations
PISA 2022 MATEMATİK, FEN VE OKUMA PUANLARI
ARASINDAKİ KISMİ İLİŞKİLER
:
ÖZET
Bu çalışma, PISA 2022'ye katılan ülkelerin Matematik, Fen Bilimleri ve Okuma puanlarından yapılan vardamları kapsamaktadır. Küresel düzeyde eğitim başarılarındaki genel örüntüleri ve eğilimleri belirlemek için bu puanlar arasındaki istatistikse ilişkiler araştırılmaktadır. Çalışmanın odak noktası kısmi ilişki katsayılarına da uzatılmıştır. Bir konunun etkisini dikkate alırken diğerlerinin etkilerini denetleyerek, doğrudan ilişkilerde görünmeyebilecek gizli ilişkileri belirlemeyi amaçlamaktadır. Araştırma, ülkelerin Matematik, Fen Bilimleri ve Okuma alanlarında tutarlı bir şekilde iyi performans göstermelerine yönelik genel bir eğilim olsa da, daha yakından incelenmeyi gerektiren farklılıkların ve aykırı değerlerin de olabileceği sayıltısından yola çıkıyor. Ayrıca, kültürel, ekonomik veya eğitim politikası etkileri gibi bu ilişkilere katkıda bulunan olası etkenler de araştırılmaktadır.
Bu araştırmanın beklenen sonuçları iki yönlüdür. Öncelikle, doğrudan ilişkilerin küresel eğitim başarılarındaki kapsayıcı eğilimleri ortaya çıkarması ve Matematik, Fen Bilimleri ve Okuma puanları arasındaki etkileşimin yüksek düzeyde anlaşılmasını sağlaması bekleniyor. Sonra da, kısmi ilişki katsayılarının daha karmaşık oluşumları ortaya çıkarması ve belirli konuların birbirini nasıl etkilediğine dair başka bir bakış açısı sunması bekleniyor. Bu çalışmanın sonuçları politika yapıcılar, eğitsel tasarımcılar ve araştırmacılar için önemlidir çünkü eğitim politikası ve müfredat geliştirmede bilinçli karar alma için bir temel sağlar. Ülkeler, Matematik, Fen Bilimleri ve Okuma puanları arasındaki karmaşık ilişkileri anlayarak, eğitsel yaklaşımlarını belirli gereksinimleri karşılayacak ve öğrenci başarısına yönelik bir sistem yaklaşımına özendirecek biçimde uyarlayabilir. Sonuç olarak bu çalışma, PISA 2022 ülke sıralamalarının ayrıntılı bir çözümlemesini sunarak küresel eğitim söylemine katkıda bulunmakta ve Matematik, Fen Bilimleri ve Okuma puanları arasındaki hem doğrudan hem de kısmi ilişki katsayılarının incelenmesinin önemini vurgulamaktadır. Bulgular, eğitim uygulamaları ve politikalarına bilgi sağlamayı ve sonuçta küresel eğitim sonuçlarının geliştirilmesine katkıda bulunmayı amaçlamaktadır.
Anahtar Kelimeler: PISA Ülke Sıralaması, Sıralama İlişkileri, Kısmi İlişkiler
Research in education -just like in physical sciences- must be distinguished from personal perceptions, opinions, and experiences. Major purpose in accumulating empirical data must be just to provide a foundation for an exploratory theory of instructional design. It doesn’t mean that all research has to be theory oriented. In reality theory breeds research, leading to more relevant and significant theory. Perhaps we have now reached a point where theoretical formulations could lead to a significant advance in research in education.
Bu çalışmada farklı alanlarda yol alan iki ilgi akımı aynı mecrada buluşturulmuştur. Birincisi öğrencilerin matematik algılarını yansıtan metaforlardır. İkincisi de sözel verimlilik ölçümüdür. Hiçbir nitel yapı içeriksiz ölçülemez. Özellikle bilişsel başarı ve yetenek ölçümünde geçerli içerik kullanmak önem ve öncelik kazanır. Örneğin, Guilford zekâ küpü modelinde üç boyut vardır: İçerik, işlem ve ürün. Sözel verimlilik anlamsal içerik kapsamında yapılan ıraksak işlemlerle elde edilen ürünlerle ölçülmektedir. Elde edilen ürünler; birimler kümeler, ilişkiler, sistemler, dönüşümler ve çıkarımlar olarak sınıflanır. Hazırlama, uygulama, puanlama ve veri işleme süreçlerinde geçerlik, güvenirlik ve kullanışlılığı uzlaştırmak için genellikle birbirinden bağımsız maddeler kullanılır. Dolayısıyla zekâ testlerinde “sistem” niteliğinde “ürün” çıkmaz.
Bu çalışmaya temel oluşturan yüksek lisans tezinde Karabacak (2023) matematik metaforlarına ilişkin algılarını ölçmek istemişti. Alan yazın incelendiğinde genellikle öğrencilerin kendilerine sunulan metaforlara ilişkin yorumlarının ölçüldüğü görüldü. Öğrencilerin kendi ürettikleri metafor araştırmalarına rastlanamadı. Başlangıçta belirtilen iki farklı ilgi aynı mecrada buluşturularak ortaokul öğrencilerine kendi “matematik metaforlarını” ortaya koyma fırsatı hazırlandı. Matematik metaforları beş farklı konu bağlamında istendi: Matematik, Matematik Öğrenmek, Matematik Bilmek, Matematik Dersi ve Matematik Kitabı. Araştırmacıların erişimindeki bir ortaokulda 222 öğrenciye belirtilen beş konu için teker teker “Ne gibidir? Neden? ve Neye benzer? Neden?” soruları yöneltildi. Toplanan yazılı yanıtlar nicel ve nitel yöntemlerle yorumlandı. Bu çalışmada öğrencilerin yanıtları sözel verimlilik açısından değerlendirilmiştir. Ortaokul öğrencilerinin Matematik bağlamında metafor üretkenliklerinin özgün ve verimli olduğu görülmüştür.
Anahtar Kelimeler: Sözel Verimlilik, Matematik Metaforları, Iraksak Düşünme,
CONTEXT DEPENDENT CASE OF VERBAL FLUENCY: MATH RELEVANT METAPHORS OF STUDENTS IN A JUNIOR HIGH SCHOOL
ABSTRACT
In this study, two currents of interest in different fields were brought together in the same medium. The first is metaphors that reflect students' perceptions of mathematics. The second is the verbal efficiency measurement. No qualitative construct can be measured without content. Especially in measuring cognitive success and ability, using valid content gains importance and priority. For example, in the Guilford intelligence cube model, there are three dimensions: content, process, and product. Verbal efficiency is measured by the products obtained by divergent operations performed within the scope of semantic content. The products obtained are; units are classified as sets, relations, systems, transformations and inferences. Independent items are often used to reconcile validity, reliability, and usefulness during the preparation, administration, scoring, and data processing processes. Therefore, there is no "product" in the nature of a "system" in intelligence tests.
In his master's thesis, which formed the basis of this study, Karabacak (2023) wanted to measure their perceptions of mathematical metaphors. When the literature was examined, it was seen that students' interpretations of the metaphors presented to them were generally measured. No metaphor research produced by the students themselves could be found. By bringing together the two different interests mentioned at the beginning in the same medium, an opportunity was created for secondary school students to reveal their own "mathematics metaphors". Mathematics metaphors were requested in the context of five different topics: Mathematics, Learning Mathematics, Knowing Mathematics, Mathematics Lesson, and Mathematics Book. In a secondary school that the researchers had access to, 222 students were asked one by one for the five subjects: "What is it like?" From where? and What does it look like? From where?" questions were asked. The collected written responses were interpreted using quantitative and qualitative methods. In this study, students' responses were evaluated in terms of verbal efficiency. It was concluded that the metaphor productivity of secondary school students in the context of Mathematics is original and productive.
Keywords: TIMSS, Affective Attitude, Sense of Belonging to School, School Climate, Achievement
Uluslararası geniş ölçekli sınavlar eğitsel gelişim için gerekli bilimsel veri birikimine katkıda bulunmaktadır. Geniş ölçekli ölçmelerin sonuçları, uluslararası karşılaştırmaları kolaylaştırarak ulusal uygulamaların da değerlendirilmesine katkı sağlar. Eğitsel uygulamaların yaygın etkilerinin anlaşılmasının yanı sıra öğrenme başarısının cinsiyet, gelir, anne-baba eğitim düzeyleri vb. kategorik değişkenlere göre farklılaşmaların; ilgi, yetenek, kaygı vb. sürekli değişkenlerle ilişkilerin belirlenmesine fırsat verebilir. Geniş ölçekli araştırmalardan birisi olan TIMSS verileri ile de değişik yıllarda öğrencilerin eğitsel edinimleri irdelenmiştir. Çeşitli yıllardaki TIMSS verileri ile eğitsel başarının belirleyici etkenleri incelenmiştir. Örneğin öğrencilerin sosyo-ekonomik engellerine karşın başarılı olabildikleri bile gözlenmiştir. Bunun yanı sıra engelli öğrencilerin başarılarının ülkeler arasında farklılık gösterdiği de görülebilir. Geniş ölçekli sınavlarda her zaman yer alan Matematik konusunda öğrencilerin yaşadığı zorluklar her zaman ilgi odağı olmuştur. Matematik kaygısı ve matematikte çaresizlik öğrencilerin matematik öğrenmesini zorlaştırmaktadır. Oysa, öğrenciler, ana-babalar ve elbette eğitimciler için matematik ve fen önemlidir. PISA veya TIMSS gibi uluslararası geniş katılımlı ölçümlerde Türk öğrencileri matematik ve fen konularında başarılı olamadıkları ortaya çıkmaktadır. Türk öğrencilerin bu konulara ilişkin duyuşsal özellikleri, müfredat dışı etkinliklere katılımları, eğitimden beklentileri, okullarındaki donanım olanakları, okullarının güvenliği başarılarını belirleyici etkenler olabilmektedir. TIMSS 2019 uygulamasında ölçülen değişkenlerden biri de Okula Ait Olma Duygusudur. Ayrıca okul Disiplini, Güvenlik Duygusu ve Akran zorbalığı algıları ile ilgili veriler bulunmaktadır. Bu çalışmanın amacı ülkelerin Matematik ve Fen alanlarındaki bilişsel başarıları ile başta Okula Ait Olma Duygusu olmak üzere diğer duyuşsal algıları arasındaki karşılıklı ilişkileri ortaya koymaktır. Analiz birimi olarak ülkeler alındığında TIMSS19 verileri fen ve matematik başarısı ile okula aidiyet duygusu arasında negatif bir ilişki olduğunu ortaya koydu.
UNEXPECTED CONFLICT BETWEEN THE SENSE OF BELONGINGNESS TO SCHOOL AND MATH AND SCIENCE ACHIEVEMENT: TIMSS19 DATA
ABSTRACT
International large-scale examinations contribute to the accumulation of scientific data necessary for educational development. The results of large-scale measurements facilitate international comparisons and contribute to the evaluation of national practices. In addition to understanding the widespread effects of educational practices, achievement can be affected by some categorical variables such as gender, income, parental education levels, etc. TIMSS data provide the opportunity to determine the correlations between achievement and some continuous variables such as students’ attitudes. The educational achievements of students in different years were examined with TIMSS data, which is one of the large-scale studies. The determining factors of educational success were examined with TIMSS data from various years. For example, it has even been observed that students can be successful despite their socio-economic obstacles. In addition, it can be seen that the success of students with disabilities varies between countries. The difficulties experienced by students in Mathematics, which is always included in large-scale exams, have always been the center of attention. Mathematics anxiety and helplessness in mathematics make it difficult for students to learn mathematics. However, math and science are important for students, parents and, of course, educators. Assessment research such as PISA or TIMSS reveal that Turkish students are not successful in mathematics and science. Turkish students' affective characteristics regarding these issues, their participation in extra-curricular activities, their expectations from education, the equipment facilities in their schools, and the security of their schools may be the determining factors for their success. One of the variables measured in the TIMSS 2019 application is the Sense of Belonging to School. There is also data on school Discipline, Sense of Security and perceptions of peer bullying. The aim of this study was to display the intercorrelations between countries' achievements in Mathematics and Science and the Sense of Belonging to School. Data revealed a negative correlation between science and math achievement and the sense of belongingness to school in TIMSS19 when countries are taken as the units of analysis.
THE Kuruluşu öncül ölçütlerle seçtiği 2673 üniversiteyi Öğretim niteliği, Araştırma Ortamı, Araştırma Niteliği, Endüstri İle İşbirliği ve Görünürlük ölçütlerine göre puanlamış. Bu 5 puandan elde edilen Genel Puana göre de sıralamış. Yayınlanan sıralamada 1904 üniversitenin ölçüt puanları yer alıyor. Ekteki MS Excel dosyasında bu 1904 üniversiteye ait verileri bulacaksınız. Listede Türkiye'den de 75 üniversite var. Türk üniversitelerinin kendi içindeki sıralamaları da dosyanın ikinci sayfasındadır.
Ben 4-5 yıl önce yaptığım bir çalışmanın sunumunda ABD'li bir meslektaşımıza ABD'de kaç üniversite olduğunu sormuştum. Cevap 7000 idi... Bu soruyu bugün (28 Eylül 2023) ChatGPT'ye sordum. Dünyada 26000 ABD'de 4000 dolayında "derece" veren yükseköğretim kurumu olduğunu yazdı. Bundan sonrası ilgil okuyucuya kalsın...
değişken olarak alan kişi, katılımcı ülkelerdeki eğitim sistemlerinin ve uygulamalarının etkililiği ve verimliliği hakkında ilişkisel ve karşılaştırmalı çıkarımlar yapabilir. TIMSS'te ölçülen üç ana alt yapı vardır: Bilmek, Uygulamak ve Akıl Yürütmek. Temel konular cebir, biyoloji, kimya, geometri ve fiziktir. Öğrencilerden bu konularda işlenen güncel yaşam
problemlerini çözmeleri beklenir. Kendi ülkelerindeki eğitim sistemlerinin performansına ilişkin bu dikkate değer verileri kullanmak, eğitim sistemlerinin paydaşlarına (eğitimciler, araştırmacılar, politika yapıcılar vb.) bağlıdır. Bu veriler, öğretme ve öğrenmedeki eğilimleri veya düşüşleri belirlemelerini sağlar. Bu sunumun ana sorusu, 2007, 2011, 2015 ve 2019 olmak üzere dört değerlendirme döneminde eğitim başarısında önemli bir artış olup
olmadığıdır. Daha önce Matematikte Başarı araştırması sunulmuştu. Bu çalışmada da Fende Başarı iki paralel ancak farklı bölümde ele alınacaktır. Her bölümde ilerleme verileri sırasıyla 4. ve 8. sınıflar için analiz edilecektir. Örneklem boyutunun küçük olması nedeniyle,
çalışmanın ardışık uygulama yılları boyunca belirgin bir yönelim olmadığına dair yokluk denencelerini sınamak için parametrik olmayan Kendall W uyum göstergesi kullanıldı.Çalışmanın son bölümü, TIMSS'in en son dönemlerinde bilimdeki gelişmelere ilişkin bulguları içermektedir.
international survey in every four years to assess students’ achievement in mathematics and
science. TIMSS is the abbreviation of this assessment program called Trends in International
Mathematics and Science Study. TIMSS has been being conducted since 1995 and has
become an indispensable source of information relevant to educational achievement. TIMSS
collects data about the performances of students at the fourth and eighth grades in
mathematics and science. Taking the math and science achievement as the dependent variable
one can extract correlational and comparative inferences about the effectiveness and
efficiency of educational systems and practices in participating countries. There are three
major subconstructs measured in TIMSS: Knowing, Applying and Reasoning. The underlying
topics are algebra, biology, chemistry, geometry, and physics. Students are expected of
solving real world problems covered in these topics. It is up to the stake holders of
educational systems (educators, researchers, policymakers, etc.) to make use of this
remarkable data on the performance of education systems in their own countries. This data
enables them to identify the inclines or declines in teaching and learning. The major question
of this presentation is whether there is a significant increase in educational achievement
across the four periods of assessment namely 2007, 2011, 2015 and 2019. Achievement in
Mathematics, and Achievement in Science will be dealt in two parallel but different sections.
In each section progress data will be analyzed for 4th and 8th graders successively. Due to the
small size of the sample non-parametric Friedman Two way Analysis was used to test the null
hypothesis of the study that there is no progress across the four periods of assessment. This
part of the study covers the findings relevant to the improvement in Mathematics within the
last four periods of TIMSS
teaching and learning. The ability to select useful messages—those which will best meet the needs of participants - is
quite a complex task. The purpose of this study is to remind some concepts and principles of communication relevant to
teaching and learning processes. Selectivity denotes the extent to which communicators receive or reject stimuli. It is the
degree to which they expose themselves and retrieve messages that they are exchanging. Selective exposure, selective
attention, selective perception, selective intention, and selective retention are the major phenomena which can easily be
identified in commonplace episodes drawn from instructional practice. Dissonance theory is to describe, explain and
predict selective exposure examples in communication. Involvement theory has also explanatory power when participants
are highly involved in teaching and learning. One can also take the advantage of the utility concept as a useful predictor
of exposure behavior which also demand attention. The background, the intensity, the extensity, the concreteness or
complexity, the contrast, the velocity, and finally the impressivity of the stimulus are the factors that influence selectivity
in communication. The best attended experience tends to be the best comprehended. The hypothetical propositions
presented will focus on the contributions that today’s educational technology can make to selectivity in communication.
In the TIMSS 2019 Report, students from countries are classified at four different levels: Advanced, Upper, Intermediate and Lower… However, the lowest achievement level remaining outside of these 4 levels is not included in the tables. The educational progress of a country cannot be attributed to those who had reached the "Advanced" level only. The proportion of students who were saved from "failure" must also be considered. The proportions of lowest level students who are excluded in each country were brought on stage in this study. Instead of ranking countries in descending order according to the advanced level proportions; countries can be ranked in ascending order according to the proportions at the lowest level. TIMSS is committed to measuring student achievement in mathematics and science in a comprehensive and fair manner, taking the curricula in the participating countries. It is also within the scope of this task to monitor the development or decline of countries by following the trends of change in the teaching of Science and Mathematics subjects. In each of the four-year evaluation cycles, student performance is also compared with previous ones. TIMSS, conducted every four years since 1995, with each assessment in conjunction with its predecessor, provides regular and timely data for educators and policy makers on trends in students' math and science achievement. Implementing TIMSS every four years in grades four and eight also gives you the opportunity to track changes in achievement within a grade group as fourth graders in one TIMSS cycle become eighth graders in the next cycle.
The aim of this study is to reveal country rankings according to the criteria in the THE25 ranking. These criteria are the number of universities included in the THE 2025 list, the numerical data they obtained in terms of teaching, research environment, research quality and international outlook indicators.
Dünya Üniversiteler Sıralaması, araştırma görevine vurgu yaparak dünyanın en iyi üniversitelerinin geçerli dizimin sağlamayı amaçlar.
Bu çalışmanın amacı THE25 sıralamasındaki ölçütlere göre ülke sıralamalarını ortaya koymaktır. Bu ölçütler THE 2025’te listeye giren üniversitelerin sayıları, öğretim, araştırma çevresi, araştırma niteliği ve uluslar görünüm göstergelerinde elde ettikleri sayısal veriler olmuştur.
Önce bazı tanımları hatırlamak lazım: Kesintisiz ne demek, zorunlu ne demek, artılar ne anlama geliyor? Bazıları artıları aritmetik toplam gibi algılıyor. Eisenstein'ın dediği gibi 1+1 > 2. Sistem, kendisini oluşturan parçaların aritmetik toplamına eşit değildir. Bazen onlardan fazla, bazen onlardan eksik bir şeydir. Artılar orda bir ayrım, bir kulvar değiştirme, bir ayrışma olduğunu söylüyor. Bu nedenle kesintisiz 8 yıl eğitim deniyordu. Eskiden 5+3 olan eğitim 8 yıllık kesintisiz zorunlu temel eğitim olmuştu. Eğitim bilimsel olarak kesintisiz eğitimin genel ve temel olması esastır. Toplumu oluşturan değerlerin, ihtiyaçların, temel psikomotor, iletişim, bilişsel becerilerin, temel okur-yazarlıkların kazanıldığı dönemdir. Okur-yazarlık derken sadece alfabe değil bugünün artlarında bilgisayar, medya, teknoloji, sosyal bilim okur yazarlığı da artık temel bir gereksinim halini almıştır. Bilgi patlaması yaşıyoruz. Şöyle bir örnek vermek istiyorum. Son bin yıldır insanların beyin evrimlerinde çok büyük bir değişiklik olmadı. Bugünün insanının beyni Newton'unkinden daha gelişmiş değil ama sıradan bir lise öğrencisi bile Newton'un bildiğinden 10 kat daha fazla fizik bilmek zorunda. Demek kazandırılması gereken mevcut bilişsel, duyuşsal, iletişimsel temel beceriler 5 yıla sığmıyor. Bu içerik olarak böyle, ayrıca süreç olarak da gelişimsel psikolojinin bulgularına göre çocuk 0-14 yaş arasında belirli evrelerden geçiyor. Bu evrelerde acele edilmemesi, hızlandırılmaması gereken evreler var. 6 aylık bebeğe fizyolojik olarak tavuk yediremezseniz veya yürümesini bekleyemezseniz. Aynı şekilde zihinsel olarak da gelişimin evreleri var. Yani 3. sınıfta havuz problemlerini zorlarsanız olmuyor. Ama öte yandan bu 14 yıl içinde bazı becerileri zamanında kazandıramazsanız bu sefer de geç kalmış oluyorsunuz. 5 yıla sığdırılamayan temel eğitim 8 yıla yükseltilmişti. 5 yıla sığdırılamayan dolayısıyla çocuğa öğretilemeyenler için de zaten ne gerek var ki" gibi çok yanlı bir savunma kullanılıyor. Havuz problemi öğreteceğimize şiir öğretelim diyen eğitimciler var. Tabii kulağa çok hoş geliyor ama havuz problemi çözemeyince okyanusa da açılamıyor insan.
Birincinin yaklaştırma ikincinin iskele kurma işlevlerine uygundur.
Robert Koleji'nde öğretmenlik yapar. Hayırseverliğiyle bilinir. Hakkında
anlatılan hikayelerden biri de şudur: 1926'da Kıbrıs'ta lise müdürüyken yolda hasta bir kadın görüp, bebeğini taşımasına yardım eder. "Eşek sıpa taşır mı?" diye halktan tepki alır. "Bir kadına yardım etmeyen değil erkek, insan bile değildir" diyerek, istifa edip İstanbul'a gelir.
1933'te, yakın arkadaşı Fahrettin Kerim Gökay, Kazım Zafir'i Belediye Başkanı Muhittin Üstündağ'la tanıştırır.
Kazım Bey, "Başıboş çocuklar" için bir yurt kurmak istediğini anlatır başkana. Ama bu yurt koruma değil,
kurtarma amaçlıdır. Kazım Bey başına gelecekleri bildiği için önlemini alır: "Bir tecrübe müessesesi inşa edeceğim. Mevcut talimatnamelere uymak istemem. Müfettiş, polis de istemem. Bana karışmayın ki müspet,
menfi bir çözüm alabileyim. Bir anlaşma imzalayalım. Başarılı olamazsam 6 ayda çekilirim."
Internet kullanıcılarının sayıları katlanarak büyüyecek ve milyonlar milyarlara varacak.
Daha çok bilgisayar, daha çok internet, daha çok televizyon kanalı, daha çok radyo olacak.
Yonga işlemcilerin hızı artacak, fiyatı düşecek…
Ama, bilgisayar, televizyon, radyo, internet v.b. araçlar sahip olduğumuz oranda değil doğru yerde kullanabildiğimiz oranda işe yararlar.
Çünkü teller, antenler sadece mesajın kodlarını, sinyallerini iletebilirler, yayabilirler, taşıyabilirler ve başka kodlara, sinyallere, uyarıcılara dönüştürebilirler.
Kodların, sinyallerin özgün düşünceye, sevgiye, ilgiye, meraka, anlama, değere ve bilgiye dönüşmesi -belki henüz ama halâ- eğitsel bir sorundur… Dijital değil…
Eğitimin e’si olmadan e-dönüşüm olabilir mi?
“Ama ülkemizde ölçme sistemi (sınavlar) eğitim sistemini belirleyici ve yönetici oluyor.
“Örneğin evimize gelen elektrik buzdolabımıza ve televizyonumuza yetmese ve sadece elektrik sayacının çalışması için harcanıyor olsa kıyameti koparırız. Ama eğitimde sınavlardan başka hiçbir eğitim tasarımını konuşmuyoruz.”
Çok ölçütlü sıralama işlemlerinde önce ölçütlerin önem sırasına konması gerekir ama yetmez.
Yüksek öğretim programları 10-15 kat, puan türleri 3 kat artmıştır, kurallar değişmiş, ayrıntılar çeşitlenmiştir ama temel ilkeler aynıdır: Son listeye giren programların puan sırasında değil istek sırasında olması mutlak koşuldur. Yöntem bilimseldir ama yazıyı okuyanlar “açıkta kalınmayacağına dair” bir güvence verilmediğini göreceklerdir.
Ölçme ve Değerlendirme Akademisi'nin ilk dersidir. Toplantıya gönüllüler arasından seçilmiş 50 dolayında öğretmen ve Milli Eğitim yöneticileri katılmıştır. Akademi'nin dersleri Bahçeşehir, Boğaziçi ve Yıldız Teknik Üniversitesinden seçkin öğretim üyeleri ile devam edecektir.
Şirince'deki Nesin Matematik Köyünde bunu anlatmaya çalıştım. Panel açık havada yapıldığı için görsel anlatımları buradan paylaşmaya söz verdim.
STEMin de siSTEMatiğin içinde olması görsel ve sözel bir raslantıdır ama gerçektir.
Öğretmenelere verdiği ödev şudur: "Cumhuriyet sizden, fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller ister".
Peki, öğrencilerine düşünmeyi öğretecek olan öğretmen nasıl düşünüyor?
Bu sunumda öğretmenlerin sekiz düşünsel kişisel yöneliminin sıradüzeni açıklanmaktadır. Öğrenme kuramlarının yetersizliği nedeniyle oluşan belirsizlik ve güçlükleri çözebilmek için öğretmenliğin "cesaret" isteyen bir meslek olduğu vurgulanmaktadır.
QUALITY MUST BE QUANTIFIED BECAUSE QUANTITY QUALIFIES QUALITY.
Eğitimin e’si olmadan e-dönüşüm olamaz.
Gutenberg’s mechanics in printing made the libraries integral part of school settings. Nowadays computers and mobile phones occupied the domain of education. Applications such as virtual reality, e-labs, e-books, simulators, on line assessment, video conferencing are expanding the hinterland of schools. Computer Aided Design, e-commerce, e-manufacturing, internet banking, on-line bureaucracy, home-office applications are commonplace learning outcomes. Trans-ocean employment is changing the international affairs. There are of course some negative side effects of the uncontrolled growth of technology: Hackers, gamblers, spies are also exploiting hi-tech. Hoaxing, phishing, tele-pornography and other kinds of misuses of internet are disturbing the rights of the privacy of ordinary citizens. Techno-mania and techno-phobia are dividing the society. Digital divide is multiplying the adverse effects of inequality in society. Misinformatin and disinformation are also the realities of information society. Let us conclude optimistically: space navigation, deep-sea mining, deep-sea-farming, communication with animals, brain transplantation are still among the mega-trends in societies. Education, health and tourism are the foremost agencies of happiness industry which will take over the control manufacturing industry.
Gutenberg’in icadı kütüphaneleri okulların ve evlerin eğitim eklemi haline getirmişti. Şimdilerde ise sanal gerçeklik, kurgu deneyler, uluslar arası kapsamda eğitim gerçekleşiyor. Bireyler küresel bilgi ağlarına bağlanıyorlar. Video konferanslarla uzmanlarla doğrudan etkileşime girilebiliyor. Bilgisayar destekli tasarım, bilgisayar destekli üretim, bilgisayar destekli pazarlama, bilgisayar destekli bankacılık, elektronik oylama artık herkesin bildiği işler. Etkileşimli gazete, kağıtsız ofis ve yönetim yaygınlaşan uygulamalar. Sayaçların uzaktan okunması, yangın, deprem v.b. afetlere karşı telegüvence sistemlerinin ayaksesleri kapıda. Denizleraşırı istihdam (teleiş) sektörü de patlamak için kıvılcım bekliyor. Tabii herşey toz pembe değil. Telegöz ve telekulaklar bireylerin özel haklarına saldırıyorlar. Teledolandırıcılık olmasa elektronik ticaret daha hızlı yaygınlaşırdı. Toplumdan dışlanmış vandalların bulaşıcı virüsleri hayatımızı karartabiliyor. İftira ve dedikodu da eskisine göre daha hızlı, kolay ve daha yıkıcı boyutlarda yapılabiliyor. Tele-pornografi doğal heyecanların hazzını törpülüyor. Gerçek yaşam sanal yaşama karşı bağışıklık sistemini yitirmek tehlikesini yaşıyor. Ama, yine de iyimser bitirelim: Deniz dibi tarımı, hayvanlarla iletişim, uzay yolculuğu gibi yeni gerçek yaşam boyutları gelişiyor. Eğitim, turizm ve sağlık sektörleri mutluluk endüstrisi olarak gelişiyor.
Bu sunum Systems Approach to Instructional Design başlıklı yazı ile daha iyi anlaşılabilir:
https://www.academia.edu/84020028/SYSTEMS_APPROACH_TO_INSTUCTIONAL_DESIGN
A thesis statement is the best answer for how to start a research paper. Aside from preparing your reader, the thesis statement also makes it easier for other researchers to assess whether or not your paper is useful to them for their own research. Likewise, you should read the thesis statements of other research papers to decide how useful they are to you.
A good thesis statement mentions all the important parts of the discussion without disclosing too many of the details. If you’re having trouble putting it into words, try to phrase your topic as a question and then answer it.
For example, if your research paper topic is about separating students with ADHD from other students, you’d first ask yourself, “Does separating students with ADHD improve their learning?” The answer—based on your preliminary research—is a good basis for your thesis statement.
There are so many instances that one may wish to assess the relationship between two variables one of which is binomial (dichotomous/bivariate) and the other assumes continuous values (ratio/interval).
Suppose, for example, that a teacher wishes to examine the relationship between the scores that students obtain on an achievement test and their scores obtained from a particular item on the test. The latter variable is truly dichotomous; that is to say, it can take only two values (1 for correct and 0 otherwise).
The point biserial correlation coefficient is used in computing the relationship between a continuous variable and one that is truly dichotomous.
The null hypothesis (H0) in our example is that total scores of student achievement in the test is not related to their pattern of item responses. Just to remind the new beginners this will yield is an index for discriminating power of the item after some modifications.
Sistemin tüm bileşenelerini seçimi ve tasarımında bu hedefler ölçüt çerçeveyi oluşturur. Bloom ve arkadaşlarının 1956 yılında geliştirdikleri "aşamalı bilişsel sınıflama" hedef yazınımnda iletişimi kolaylaştıran bir kurgudur. Bu sunumda altı bilişsel basamaktaki hedeflerin yazımında kavramsal kolaylık sağlayacak yüklem ve nesneler örneklendirilmektedir.
the quantitative information contained on a written report card is
particularly important for children whose parents are less confident in or able to extract
the relevant information from subtle qualitative oral assessments. It is also possible that the parents of these weak students were more reluctant to show up for the parent teacher conferences. Anecdotal evidence suggests that that may be the case (Andersson, 1999).
Since the positive effect of being graded is present for all groups of girls, but not for
boys with high school or university educated parents, there is also a gender dimension
to the effects of being graded. One interpretation is that girls benefit from being graded
because they otherwise underestimate their capacity, while the grades lower the expectations and motivation of the boys at the high end of the ability distribution
Nutzungsbedingungen: Die ZBW räumt Ihnen als Nutzerin/Nutzer das unentgeltliche, räumlich unbeschränkte und zeitlich auf die Dauer des Schutzrechts beschränkte einfache Recht ein, das ausgewählte Werk im Rahmen der unter → http://www.econstor.eu/dspace/Nutzungsbedingungen nachzulesenden vollständigen Nutzungsbedingungen zu vervielfältigen, mit denen die Nutzerin/der Nutzer sich durch die erste Nutzung einverstanden erklärt. Terms of use: The ZBW grants you, the user, the non-exclusive right to use the selected work free of charge, territorially unrestricted and within the time limit of the term of the property rights according to the terms specified at → http://www.econstor.eu/dspace/Nutzungsbedingungen By the first use of the selected work the user agrees and declares to comply with these terms of use.
Başarı Notu Nasıl Verilir?
Belirli bir denek örneklemine iki ya da daha fazla bileşenli bir
ölçme dizisi uygulandığında deneklerin toplam edim düzeyleri
doğrudan doğruya ham puanlarının aritmetik toplamı olamaz.
Çünkü çok yüksek bir olasılıkla her ölçümün standart sapmaları
(dağılım birim büyüklükleri) biribirinden farklıdır.
Benzetme yoluyla anlatmak gerekirse bir bankadaki farklı para
birimleriyle açılmış döviz hesaplarının toplam değerini bulmak
için hepsini aynı para birimine çevirmek zorunluluğu anımsanabilir.
Örneğin 2$+5£+3€ bileşenlerinin toplam bileşeni ham verilerin
toplamına eşit değildir. Tüm bileşenleri tek bir para birimine
dönüştürmek gerekir. Aynı kuralın uzunluk, ağırlık, hacim vb.
fiziksel değişkenlerde de geçerli olduğu zaten bilinir.
Kısacası ölçmelerde farklı birimlerle toplama ya da çıkarma
işlemi yapılamaz. Verileri ortak bir birime dönüştürmek gerekir.
Key marks of alternative responses are listed next to the item numbers.
In this particular worksheet you are expected of developing two research questions for each alternative response key.
You are required to indicate your references according to APA 6 format.*
You should insert your examples within the yellow cells.
according to the key mark indicated on the left column.
When the key mark is "E" (i.e. None of the above) replace question mark (?) next to the item number with the answer you are expecting.
Please do not change the format of this page:
I will filter individual contributions (yellow lines) from test
instructions and bring all contributions together.
Multiple choice exams may not measure synthesi level learning outcomes, but preparing multiple choice exams require quite a bit high level cognitive knowldge in several domains to put together.
Good luck...
Ali Baykal
Fill in appropriate examples of different correlation techniques.
YKS 2022 SAY Puanıyla Girilen Yükseköğretim Programlarının taban puanlara göre sıradüzenini, taban (EnK) ve tavan (EnB) puanlarını ve bazı başka verileri görebilirsiniz.
YKS 2022 EA Puanıyla Girilen Yükseköğretim Programlarının taban puanlara göre sıradüzenini, taban (EnK) ve tavan (EnB) puanlarını ve bazı başka verileri görebilirsiniz.
YKS 2022 SÖZ Puanıyla Girilen Yükseköğretim Programlarının taban puanlara göre sıradüzenini, taban (EnK) ve tavan (EnB) puanlarını ve bazı başka verileri görebilirsiniz.
YKS 2022 DİL Puanıyla Girilen Yükseköğretim Programlarının taban puanlara göre sıradüzenini, taban (EnK) ve tavan (EnB) puanlarını ve bazı başka verileri görebilirsiniz
Bu yılın en iyi kentleri sıralamasında Sidney, Tokyo, Seul ve Zürih yer alıyor - ancak her zaman olduğu gibi en başta yine Londra var. Sıralamada Ankara ve İstanbul da yer alıyor. Ankara ve İstanbul’un en öncelikli özlliği “Erişilebilir-Karşılığı Ödenebilir” olmaları… Kısacası tıpkı otellerimiz gibi üniversitelerimiz de yabancılar için çok ucuz! Ancak genelde Üniversitelerin tercih edilme etkenlerinde erişilebilirlik en öncelikli ölçüt değil. En önceliklileri genel istenilirlik algısı, öğrenci çeşitliliği (çok kültürlülük derecesi) gözüküyor. Hatta denebilir ki kent (üniversite) ne kadar ucuzsa o kadar az aranıyor. Ekteki Excel dosyasında 53 ülkeden 140 kentin öğrenci tercihlerine göre sıradüzenini bulacaksınız. Ayrıca belirleyici etkenler arasındaki istatistiksel ilişkileri de inceleyebilirsiniz.
Bu dosyada SAY puan türünde öğrenci alan YKS21'deki YÖP'lerin puan ve puan sıralamaları ve YKS22 kontenjanları var. Ayrıca yeni açılmış programlar da var. Puanınızın yettiği ile gönlünüzün çektiği sıralamalrı tam ilişkili yapmak zorundasınız. Listenizde kazanınca gitmeyeceğiniz hiçbir program olmamalıdır.
Bu dosyada SÖZEL puan türünde öğrenci alan YKS21'deki YÖP'lerin puan ve puan sıralamaları ve YKS22 kontenjanları var. Ayrıca yeni açılmış programlar da var. Puanınızın yettiği ile gönlünüzün çektiği sıralamalrı tam ilişkili yapmak zorundasınız. Listenizde kazanınca gitmeyeceğiniz hiçbir program olmamalıdır.
Bu dosyada EA puan türünde öğrenci alan YKS21'deki YÖP'lerin puan ve puan sıralamaları ve YKS22 kontenjanları var. Ayrıca yeni açılmış programlar da var. Puanınızın yettiği ile gönlünüzün çektiği sıralamalrı tam ilişkili yapmak zorundasınız. Listenizde kazanınca gitmeyeceğiniz hiçbir program olmamalıdır.
Bu dosyada DİL puan türünde öğrenci alan YKS21'deki YÖP'lerin puan ve puan sıralamaları ve YKS22 kontenjanları var. Ayrıca yeni açılmış programlar da var. Puanınızın yettiği ile gönlünüzün çektiği sıralamalrı tam ilişkili yapmak zorundasınız. Listenizde kazanınca gitmeyeceğiniz hiçbir program olmamalıdır.
İndireceğiniz tek sayfalık dosyada DİL, EA, SAY ve SÖZ türündeki
taban puanlarına göre 4 ayrı sıralama göreceksiniz.
Bu sıralamalarda her üniversitede YKS21'de o puan türünde kaç programı
olduğu, bu programın taban puan ortalamaları, en düşük ve en yüksek taban puanlarını bulacaksınız. Üniversiteleri bilirkişilerin verdikleri puanlarla değil kazanan öğrencilern aldıkları puanlara göre yapılmış yaklaşık 2 milyon hakemli sıralamalardır.
İndireceğiniz tek sayfalık dosyada DİL, EA, SAY ve SÖZ türündeki
taban puanlarına göre 4 ayrı sıtralama göreceksiniz.
Bu sıralamalarda HER VİLAYETİN YKS21'de o puan türünde kaç programı
olduğunu, bu programın taban puan ortalamalarını, en düşük ve en yüksek taban puanlarını bulacaksınız. Buradaki puanlar o iillerden sınava girenlerin değil o ili tercih eden adayların puanlarıdır. Bir bakıma illerdeki yükseköğretim programlarının çekim gücünü gösterir.
Ancak fakültelerin ve programların bazıları özel adlarla genel kapsamdan ayrılmışlardır.
Örneğin bazı Tıp Fakülteleri sadece Tıp Fakültesi olarak değil kent, semt ya da kişi adlarıyla nılmaktadırlar.
Bu puan sıralaması geçen yıla (2021) aittir. Bu yıl bu sıralama çok çeşitli nedenlerle faklı olacaktır. Ama yine de tercihlerinizde bir fikir verebilir.
ÖSYM tercih listenizdeki -yukarıdan başlayarak- puanınızın yettiği ilk sıraya yerleştirecektir. Bu yüzden daha az istediğiniz bir programı, sırf yüksek puanlı olduğu için -düşük puanlı ama- daha çok istediğiniz bir programın üstüne yazmayınız.
Bu puan sıralaması geçen yıla (2021) aittir. Bu yıl bu sıralama çok çeşitli nedenlerle faklı olacaktır. Ama yine de tercihlerinizde bir fikir verebilir.
ÖSYM tercih listenizdeki -yukarıdan başlayarak- puanınızın yettiği ilk sıraya yerleştirecektir. Bu yüzden daha az istediğiniz bir programı, sırf yüksek puanlı olduğu için -düşük puanlı ama- daha çok istediğiniz bir programın üstüne yazmayınız.
1. Üniversitelerin boş kalan kontenjanlarının toplam kontenjanlarına oranlarına göre sıradüzenleri ve boş kontenjanlara ilişkin istatistikler...
2. Yörelerdeki boş kalan kontenjanların toplam kontenjanlara oranlarına göre sıradüzenleri ve boş kontenjanlara ilişkin istatistikler...
3. YÖP Alanlarının boş kalan kontenjanlarının toplam kontenjanlarına oranlarına göre sıradüzenleri ve boş kontenjanlara ilişkin istatistikler...
Lisans Yerleştirme Sınavlarında (LYS) Yüksek öğretim programlarını karşılaştırırken ya da sıralarken öncelikle Puan Türlerine göre tanınmaları gerekir. 2017 LYS Tercih Kılavuzunda yayınlanan Yüksek öğretim Programlarından 428 tanesinin puan türü 2016'da olduğundan farklıdır.
Puan Türe değişen programların sayısal dağılımı ve listesi bu dosyada bulunmaktadır.
En Yüksek (Tavan) Puan: Herhangi bir yükseköğretim programına birincilikle giren öğrencinin LYS puanı
En Düşük (Taban) Puan: Herhangi bir yükseköğretim programına en sonuncu giren öğrencinin puanı
En Küçük Puan: Yüksek Öğretim programlarının En Yüksek(Tavan) veya En Düşük (Taban) puanlarının en küçüğü (minimum)
En Büyük Puan: Yüksek Öğretim programlarının En Yüksek(Tavan) veya En Düşük (Taban) puanlarının en büyüğü (maksimum.
En Yüksek (Tavan) Puan: Herhangi bir yükseköğretim programına birincilikle giren öğrencinin LYS puanı
En Düşük (Taban) Puan: Herhangi bir yükseköğretim programına en sonuncu giren öğrencinin puanı
En Küçük Puan: Yüksek Öğretim programlarının En Yüksek(Tavan) veya En Düşük (Taban) puanlarının en küçüğü (minimum)
En Büyük Puan: Yüksek Öğretim programlarının En Yüksek(Tavan) veya En Düşük (Taban) puanlarının en büyüğü (maksimum)
2016 ÖSYS sonucunda 10657 Yüksek Öğretim Program “seçeneğine” yerleştirme yapıldı. Bu çalışma bu yerleştirmeler sonucunda ortaya çıkan En Yüksek Puanları sergilemktedir. Bulguları değerlendirirken iletişimi sağlayabilmek için üç kavram tanımlanmıştır. Yüksek Öğretim Program Alanı: Öğrencileri lisans ya da ön lisans derecesine hazırlayan
yükseköğretim programlarının sunucu kurumdan bağımsız olarak tanımlayan kavram:Örnek
Fizyoterapi ve Rehabilitasyon
Yüksek Öğretim Programı: Öğrencileri lisans ya da ön lisans derecesine
hazırlayan derslerden oluşan yeri, kadrosu belirli bir yükseköğretim
kurumu tarafından sunulan eğitim süreci.
Bahçeşehir Üniversitesi (İstanbul)/Sağlık Bilimleri Fakültesi/Fizyoterapi ve Rehabilitasyon
Yüksek Öğretim Program Seçenekleri: Aynı kurumdaki belirli bir
yükseköğretim programının öğretim dili, ücreti vb. unsurlar bakımından
farklı koşulları olan seçenekleri.
Bahçeşehir Ü. /Sağlık Bilimleri F./Fizyoterapi ve Rehabilitasyon (%25 Burslu)
Bahçeşehir Ü. /Sağlık Bilimleri F./Fizyoterapi ve Rehabilitasyon (İngilizce) (%25 Burslu)
Bahçeşehir Ü. /Sağlık Bilimleri F./Fizyoterapi ve Rehabilitasyon (İngilizce) (Tam Burslu)
Bahçeşehir Ü. /Sağlık Bilimleri F./Fizyoterapi ve Rehabilitasyon (İngilizce) (Ücretli)
Yukardaki dört örnekten birincisi Türkçe eğitim verdiği için son üçten farklıdır. Son üç seçeneği ayıran fark programın dili, içeriği, süresi vb. özellikleri değil adayların eğitim ücreti konusundaki tercihleridir.
Vakıf üniversitelerinde çok sayıda yüksek öğretim programı seçenekleri vardır. Devlet Üniversitelerinde de bazı yükseköğretim programlarının birinci (parasız) ve ikinci öğretim (paralı) program seçenekleri bulunmaktadır. Ayrıca yine bazı devlet üniversitelerinin bazı yabancı üniversitelerle yaptıkları anlaşmalarla aynı yükseköğretim program alanında paralı seçenekler sunduğu çok sayıda örnek de vardır.
ÖSYS her yükseköğretim program seçeneğine farklı bir kod vermekte ve
böylece seçenekler arasında ayrım yapılabilmektedir.
Yükseköğretim programlarına ilişkin betimsel ve vardamlı istatistikler
yukardaki tanımlar çerçevesinde yorumlanacaktır.
Aşağıdaki tablolarda Puan Türlerine göre sınıflandıktan sonra alfabetik olark sıralanmış Yüksek Öğretim Alanlarının sayılar ve yerleştirmeler sonucunda ortaya çıkan En Yüksek (Tavan) Puan istatistikleri yer almaktadır.
Örneğin Dil1 puan türünde 2016 LYS kapsamında İngilizce Öğretmenliği "alanında" 113 tane Yüksek Öğretim Programı "seçeneği" olduğu görülmektedir. Bütün bu 113 İngilizce Öğretmenliği programlarının
En Yüksek (Tavan) puanlarının En yüksek (Tavan) puanların Ortalaması 416;
En yüksek (Tavan) puanların Ortancası 441;
En yüksek (Tavan) puanların Standard Sapması 70;
En Yüksek (Tavan) puanların "en düşük" olanının 239;
En Yüksek (Tavan) puanların "en yüksek" olanının 526;
olduğu görülmektedir. Burada tekrar vurgulanması gereken nokta buradaki verilerin hepsinin Yüksek Öğretim Programlarının En Yüksek (Tavan) puanlarına ait olduğudur. Yani İngilizce Öğretmeni olmak için 113 seçenek vardır ve bu seçeneklerin hepsinin Tavan puanları birbirinden farklı olmuştur.
İncelemeden önce bilgisayarınıza indirmeniz önerilir.
.......................................................................................
Yüksek öğretim ülkenin gelişmişlik düzeyinin hem nedeni hem sonucudur. Bu çalışmada 2016 ÖSYS puanlarıyla yüksek öğretim programlarına yapılan seçme ve yerleştirme puanları aktarılmaktadır.
ÖSYM tarafından yayınlanan verilerden kullanılarak yüksek öğretim programları, puan türlerine göre sınıflanmış ve en küçük (taban) yerleştirme puanlarına göre sıralanmışlardır.
Bu veriler geçen yılın sonuçlarıdır. Her hangi bir yılın sonuçları daha önceki yılın verilerine bağımlı değildir. Her yıl bu sıralamalarda önemli değişiklikler olur. Ancak yine de bu verilerde yüksek öğretim programlarının ve programları tercih eden adayların niteliklerine ilişkin bazı olguları yansıtırlar.
Dahası toplumun yönelimlerine ilişkin bazı ipuçları da verirler.
ÖNCE BİLGİSAYARINIZA İNDİRİP SONRA İNCELEMENİZ ÖNERİLİR...
2016 ÖSYS sonucunda 10657 Yüksek Öğretim Program “seçeneğine” yerleştirme yapıldı.
Bu çalışma bu yerleştirmeler sonucunda ortaya çıkan betimsel bulguları özetlemektedir.
Bulguları değerlendirirken iletişimi sağlayabilmek için üç kavram tanımlanmıştır.
Yüksek Öğretim Program Alanı: Öğrencileri lisans ya da ön lisans derecesine hazırlayan
yükseköğretim programlarının sunucu kurumdan bağımsız olarak tanımlayan kavram:Örnek
Fizyoterapi ve Rehabilitasyon
Yüksek Öğretim Programı: Öğrencileri lisans ya da ön lisans derecesine hazırlayan derslerden oluşan
yeri, kadrosu belirli bir yükseköğretim kurumu tarafından sunulan eğitim süreci.
Bahçeşehir Üniversitesi (İstanbul)/Sağlık Bilimleri Fakültesi/Fizyoterapi ve Rehabilitasyon
Yüksek Öğretim Program Seçenekleri: Aynı kurumdaki belirli bir yükseköğretim programının
öğretim dili, ücreti vb. unsurlar bakımından yükseköğretim programının
Bahçeşehir Ü. /Sağlık Bilimleri F./Fizyoterapi ve Rehabilitasyon (%25 Burslu)
Bahçeşehir Ü. /Sağlık Bilimleri F./Fizyoterapi ve Rehabilitasyon (İngilizce) (%25 Burslu)
Bahçeşehir Ü. /Sağlık Bilimleri F./Fizyoterapi ve Rehabilitasyon (İngilizce) (Tam Burslu)
Bahçeşehir Ü. /Sağlık Bilimleri F./Fizyoterapi ve Rehabilitasyon (İngilizce) (Ücretli)
Yukardaki dört örnekten birincisi Türkçe eğitim verdiği için son üçten farklıdır.
Son üç seçeneği ayıran fark programın dili, içeriği, süresi vb. özellikleri değil
adayların eğitim ücreti konusundaki tercihleridir.
Vakıf üniversitelerinde çok sayıda yüksek öğretim programı seçenekleri vardır.
Devlet Üniversitelerinde de bazı yükseköğretim programlarının birinci (parasız)
ve ikinci öğretim (paralı) program seçenekleri bulunmaktadır.
Ayrıca yine bazı devlet üniversitelerinin bazı yabancı üniversitelerle yaptıkları anlaşmalarla
aynı yükseköğretim program alanında paralı seçenekler sunduğu çok sayıda örnek de vardır.
ÖSYS her yükseköğretim program seçeneğine farklı bir kod vermekte ve
böylece seçenekler arasında ayrım yapılabilmektedir.
Yükseköğretim programlarına ilişkin betimsel ve vardamlı istatistikler+A10
yukardaki tanımlar çerçevesinde yorumlanacaktır.
Tablo 1’de yükseköğretim program çeşitlerinin puan türleri ve “ödeme”
seçeneklerine göre sayısal dağılımları görülmektedir.
Testimony from Artificial Intelligence to Verify the Construct Validity of Assessing Cognitive Flexibility in Numbers
Construct validation of Cognitive Flexibility in Numerals by AI
Bununla birlikte, bazı kurum ve bölgeler diğerlerinden daha fazla ilerleme kaydediyor. Okyanusya, özellikle de Avustralya, sürdürülebilirliği son derece ciddiye alan bir bölgedir. Bunu her yıl tablolar yayınlandığında görüyoruz ve 2024'te de durum farklı değil. Genel tabloya bakıldığında, Avustralya üniversiteleri 2023'te üç iken artık ilk 10 sıranın dördünü alıyor.
Bu yıl başka bir trend ortaya çıkmaya başladı: Bazı ülkeler, belirli Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri söz konusu olduğunda büyük liderlik gösteriyor. Burada mükemmellik işaretlerini ve başarının ardındaki stratejileri araştırıyoruz.
Altyapıya yatırım, sürdürülebilir kalkınmanın sağlanmasında hayati öneme sahiptir ve Alman üniversiteleri bu alanda dünya liderleridir.
Sürdürülebilir Kalkınma Hedefi 9 (endüstri, yenilik ve altyapı) tablosu, endüstriyle bağlantılı araştırma çıktısını ölçmenin yanı sıra, bir üniversitenin çalışmasına atıfta bulunan patentleri, üniversitenin yan ürünlerini ve endüstriden gelen araştırma gelirinin miktarını da izler.
Bu tabloda beş Alman üniversitesi mükemmel puanlara sahiptir: RWTH Aachen Üniversitesi, Münih Teknik Üniversitesi, TU Dresden, Erlangen-Nürnberg Üniversitesi ve Stuttgart Üniversitesi.
Alman üniversitelerinin SDG 9'da genel olarak iyi performans göstermesinin temel faktörlerinden biri, özellikle çok sayıda güçlü mühendislik enstitüsüne sahip, teknik odaklı üniversitelerin güçlü geleneğine atfedilebilir. Burada, temel araştırmanın yanı sıra, endüstri ortaklarıyla işbirlikçi araştırmalar da uzun süredir güçlü bir şekilde destekleniyor, diyor Stuttgart Üniversitesi'nde bilgi ve teknoloji transferinden sorumlu rektör yardımcısı Peter Middendorf.
Stuttgart'taki özellikle başarılı girişimlerden biri, sanayi ve akademi dünyasından insanlar arasında "eşit bir temelde" ortak araştırma ve işbirliğine olanak tanıyan ARENA2036 adlı bir kampüstür. Birçok büyük bölgesel ve ulusal şirketin yanı sıra daha küçük firmalar ve start-up'lar da uzmanlıklarıyla katkıda bulunuyor ve ihtiyaçlarının ana hatlarını çiziyor. İşbirliğinin, "geliştirilenin kime ait olduğu sorusunun açıkça düzenlendiği" anlamına gelen yasal bir çerçeveyle desteklenmesi çok önemlidir.
Üniversite aynı zamanda süreç hakkında eğitim vermek, koçluk ve danışmanlık sunmaktan ulusal ve uluslararası odaklı hızlandırıcı programlar sağlamaya kadar yan ürünlerin geliştirilmesine de yatırım yapmaktadır.
Erlangen-Nürnberg Üniversitesi de bu tablodaki yüksek puanı nedeniyle yenilemeye (inovasyon) odaklanıldığını belirtiyor. Kurum, konumunun faydalı olduğunu, Siemens ve Adidas gibi büyük şirketlerin hemen yanında olduğunu ve Erlangen'in yakın zamanda yenilik açısından en iyi Alman şehri olarak derecelendirildiğini söylüyor.
Üniversite, yakın zamanda Financial Times tarafından Avrupa'nın en iyi 50'si arasında gösterilen ZOLLHOF adında bir yenileme (inovasyon) merkezinin kurucu ortağı oldu. Ayrıca işletme kurucularına yönelik şirket içi danışmanlık hizmetlerine de büyük yatırımlar yapıyor.
Üniversitenin rektörü Joachim Hornegger, "Hackathon'lardan asansör sunumlarına kadar rekabetçi yöntemler başlatıyoruz ve öğrencilerimize başarılı bir iş planı, başlangıç parası ve iş desteğine giden yolda eşlik ediyoruz" diyor.
Kurumunun "temel araştırma ile uygulama arasına çok katı bir çizgi çekmediğini" ekliyor.
Her ikisi de odak noktamızda ve temel araştırmalar ağırlıklı olarak uygulamalı araştırmadaki sorular tarafından yönlendiriliyor diyor.
hem kendi içinde hem de denetsel kümedeki yinelenmiş
ölçmelerin ortalamaları ile karşılaştırmak için
tek etkende yinelenmiş ölçmeler için ANOVA
yöntemi kullanılabilir. Pek çok araştırmacı bu durum
için ANCOVA'nın daha uygun olabileceğini söyleyecektir.
Bunu da ANCOVA'ya sıra gelince tartışalım.
Bu örnek "öncül örgütleyici" olsun.
Eğitimde ölçülen pek çok değişken zamanla zaten değişir ve hatta özellikle ve özenle bilerek değiştirilir.Örneğin eğitimde en çok ölçülen "başarı" değişkeninin içeriği, dış etkenleri o denli çok, çeşitli ve çeviktirler ki ölçümlerde birkaç etkenle yetinilemez. Bu nedenle eğitimde "her iki yönde de yinelenen"
ölçme yapmak oldukça zordur ama olanaksız değildir.
24 Nisan 2018 tarihinde yüklendi.
25 Nisan 2018 tarihinde saat 17:00'de hata düzeltmesi yapıldı.
Herhangi bir örneklem X ve Y değişkenlerinin biri ya da ikisinin ortalamaları bakımından farklı iki ya da daha fazla alt-kümeden oluşabilir. Bu farklı kümelerde X ve Y değişkenleri arasında ayrı ayrı hesaplanan ilişki katsayıları ile kümenin tümü için hesaplanan ilişki katsayısı arasında
önceden yordanabilir bir bağımlılık yoktur. Bu durum –sadece iki küme için- aşağıdaki dört ayrı örnek üzerinde kurgulanmıştır. Ancak bu sonuç burada verilen değerlerle sınırlı ve kısıtlı değildir. İkiden fazla gizil küme olabileceği ilişki katsayıları da çok farklı değerlerde olabilir.
Temel istatistik ilişki katsayılarının hesaplama yöntemleri tablolaştırılmıştır. Pearson yöntemi 5 seçenek durum için kurgulanmıştır. Fi ve Ki dağılım örneklerinin uç değerleri tablolarla canlandırılmıştır.
Örneğin Türkiye'de iyileşen hastaların ülke nüfusuna oranı dünyada iyileşen hasta sayısın ortalamasının dünya ülkelerinin nüfus ortalamasına oranı ile karşılaştırılmış ve farklılaşma ölçüsü olarak da z-değeri kabul edilmiştir. z değerinin - olması o ülkenin o gösterge bakımından dünya ortalama oranından küçük; + olması da söz konusu oranın dünya ortalamasından büyük olduğunu gösterir. z-değerinin sayısal büyüklüğü de ülkedeki gösterge oranının dünyadaki ortalama orandan rastlantı ile açıklanamayacak kadar farklı olduğunu belirtir.
z-testi için hazırlanan sayfalarda ölçüt gösterge ve nüfus verilerini tanımlanan kutucuklara yerleştirerek herhangi iki ülke arasında da karşılaştırmalar yapılabilir.
The possibilities can be can easily be enriched with different scenarios in terms of different values
of correlation coefficients between X and Y variables for two or more groups before combined.
PISA results pose straightforward opportunity to verify these hypotheses under controlled circumstances (in vitro). In this file the total scores of 65 countries in PISA 2009 and in 2012 are utilized to explore the bivariate and partial correlations between aforementioned variables.
Whenever we have a continuous variable and two categorical variables associated we can cross-tabulate the data within a two way table. Two way ANOVA without any repeated measures technique can easily be applied to make some inferences about the differences between the means of those independent sub-samples.
question. In physical sciences theory also contributes to the growth of scientific knowledge as much as experimental
applications. But no matter how sound the assumptions are,
no matter how the present evidence supports the hypotheses
the final judgment has to be verified via properly designed
experimental procedures. Experimental approach is as much
common in educational sciences as it is in other domains such
as medicine, agriculture, economics, communication etc.
As a matter of fact every action in education is an immediate
hypothesis testing practice. Purpose, content, methods and all
the other details might be in great variety but every experimental attempt involves repeated measurements.
In every experimental procedure there are some initial
measurements and at least one terminal assessment.
Dependent variable has to be measured at the beginning
and at the end. All of the methods, instruments and operations
which take place within the interval between the initial and
terminal steps can be interpreted according to the differences
observed in the repeated measurements. On the other hand
there should be another experiment made with a different
alternating configuration of tools, procedures etc.
This means that the same measurements must have been
repeated in this parallel experiment.
Obviously comparisons are twofold. First one involves the
changes observed within the experiments. Second is the
benchmarking between the experiments.
In this file a hypothetical experiment has been designed
as follows: A new "discovery" strategy has been implemented
in a randomly selected experimental group. Control group
is also randomly chosen to maintain traditional "expository"
approach. There are 10 students in each groups. Both groups
have been tested before and after the teaching-learning
activities relevant to the groups. The test is composed of items
to measure the terminal competencies to be attained at.
Obviously pretest and post test for both groups comprise the
repeated measures. Two way ANOVA with repeated measures
on only one factor can be used to test the significance of the
differences between the four means obtained through the
experimental set-up.
Some colleagues will recommend ANCOVA (Analysis of
Covariance) in such a case just like I usually do so.
Let's discuss this in the example for ANCOVA. Let this one
be the "advance organizer" for the ANCOVA discussion.
processes and the like measurement is an integral
part of the system being measured. It is usually
embedded and permanent within the system.
Almost all structural and procedural variables are
perpetually measured within nested cyclic intervals.
Most of the variables of educational concern are
alterable human traits. Achievement for instance is a
construct measured most frequently in education.
It's an educational end which is purposefully changed.
But the measurement of achievement repeatedly
without completing its progress is not so meaningful.
It is quite difficult to find commonplace examples
of educational variables which are measured at
repeatedly both at short term and at long term
intervals.
Ina high school 3rd year students are given a test
of self-efficacy at the beginnig of the academic year.
It has also been administered to the same subjects
in the middle and at the end of 3rd. Grade.
A year after when they are at the 4th grade same
schedule has been applied to see if the arithmetic
mean of self efficacy score varies with respect to
subsequent years and to intervals within the years.
Different set of raw scores obtained by a sample
of subjects cannot be summed up directly.
Because there is no evidence that their units are identical.
By annalogy we are not allowed to obtain the raw sum
of monetary values declared in terms of different currencies:
How can we obtain the sum total of our fortune in our bank
account deposited in several currencies?
In order to be able to add up 2$+5£+3€ all of the components
have to be expressed in terms of identical units i.e. $, £, € or TL.
Same analogy applies to the measurement of length in terms
of different units e.g. cm, inches, etc.
Shortly a set of raw scores obtained for a sample of subjects
must be converted to a common unit.
Analogy stops here. Unlike currencies or units for length
there is no universal unit for educational and psychological
constructs. Perhaps "Point" score is the most common unit used
in the world. But there no two identical "points" assigned for a
subject in an exam or in a questionnaire.
The procedure to obtain standard scores for a set of raw
scores expressed in "points" of different size is on the
Sheet named Standard Scores.
The point biserial correlation coefficient, rpbi, is a special case of Pearson’s correlation coefficient. It measures the relationship between two variables of which one must be continuous variable (ratio or interval scale).
One naturally binary (objectively bisected) variable.
There are many different cases require analyzing a relation between a binary (binomial, dichotomous, bivariate) variable and a continuous (interval or ratio) variable. For example:
Is there a relationship between gender and test anxiety?
Is there a relationship between the motivation scores of subjects and their vote (yes/no) at the opinion survey.
You will find the formula and an example computed on MS Excel.
which bot assume two dichotomous (natural binomial) categories.
Suppose that we have been given the first time driving test results
of a sample of N=225 applicants and we have classified the data by
gender and by success or failure (S/F) as shown in the table.
How can we illustrate the association between these two variables
in numbers? The question in this case is as follows:
Is there a significant relationship between gender and success/failure
in driving test results?
The attachment is a multi-sheet MS Excel file therefore the reader is recommended to download it first and then proceed the instructions and investigate the examples.
Citation
Erken ama müthiş bir teknolojik başarı olan tekerlek, Mezopotamya'da MÖ 3500 civarında ortaya çıktı. Buluşu, malların ve insanların benzeri görülmemiş bir verimlilikle hareket etmesini sağlayarak ulaşım ve ticarette devrim yarattı. Tekerleğin önemi ticaret yollarının kurulmasında ve karmaşık toplumların ortaya çıkışında görülmektedir.
Türkçeye yerleşen “Tekerleği yeniden icat etmeye gerek yok” uyarısı kamusal bilinci çeldiren bir söz olmuştur. Tekerlek yeniden icat edilemez ama durmadan yeni tekerlekler icat ediliyor.
Tekerlekle aynı dönemde yazının icadı da çok önemli bir sıçramaya işaret ediyordu. Mezopotamya çivi yazısı ve Mısır hiyeroglifleri; işlemlerin, olayların ve bilginin kaydedilmesini kolaylaştırarak toplumların bilgiyi korumasını ve nesiller boyunca yaymasını sağladı. Yazı, organize yönetimin, tarihi belgelemenin ve edebiyat ile bilimin çoğalmasının temelini attı.
Osmanlılar Mısır’ı 400 yıl yönetti. Hiyerogliflerle ilgilenmedi. Fransa Mısır’ı işgal ettikten sonra iki yıl içinde hiyeroglifleri okudu. Eski Mısır uygarlığını Louvre’a taşıyarak turizmden servet kazanıyor. Elbette Osmanlı’nın Mısır uygarlığını neden sömüremediğini değil hiyeroglifleri neden merak etmediğine şaşırıyor… insan.