... Verfasser Mag. Ibrahim Usta Angestrebter akademischer Grad Doktor der Philosophie (Dr. Phil.)... more ... Verfasser Mag. Ibrahim Usta Angestrebter akademischer Grad Doktor der Philosophie (Dr. Phil.) ... 25 - Paçacı, Mehmet, Kutsal Kitaplarda ölüm ötesi s. 117-120 26 - Kutluay,Yaşar, Islam ve Yahudi mezhepleri s.121 27 - H. Coward, Das Leben nach dem Tod, s.30-31 Page 20. ...
Bu çalışmanın ana hedefi “İnsanlar neden mitolojik figürlere ihtiyaç duyarlar?” ve “Mitolojik fig... more Bu çalışmanın ana hedefi “İnsanlar neden mitolojik figürlere ihtiyaç duyarlar?” ve “Mitolojik figürler kullandıklarında değişen nedir?” sorularına cevap aramaktır. Zira bu gibi sorular atalarımızı daha iyi anlamamıza yol açarken, bizim düşünce ufkumuzu da genişletecektir. Bir açıdan mitoloji; yazı, kâğıt ve kalemin keşfedilmediği, eğitim ve eğitim kurumlarının henüz oluşmadığı arkaik dönemlerde yaşayan insanlar için bir tür okul görevi görmüştür. Ayrıca mitoloji; insanların yaşadığı coğrafyaya ait önemli gördükleri kişileri, nesneleri ve mekânları kutsallaştırıp, sırrını çözemedikleri olayları -metafizik âlem- gerek nesir ve gerekse şiirde çeşitli olağanüstü şekillerde yorumlamasına yardımcı olan bir olgudur. Arap mitolojisine gelecek olursak; kökeni İslam öncesi dönemle başlamış olan Arap şiirinde mitolojik öğe kullanımı, modern Arap edebiyatı olarak isimlendirilen evrede farklı ivmeler kazanmıştır. Arap dünyasının Batı ile olan ilişkiler neticesinde 20. yy. ilk çeyreğinde ...
Edebiyatın önemli akımlarından birisi de sembolizmdir. Bir edebiyat türü olarak şiirde sembolizm,... more Edebiyatın önemli akımlarından birisi de sembolizmdir. Bir edebiyat türü olarak şiirde sembolizm, şairinin “bir takım simgeler çerçevesinde meramını kapalı bir dille anlatımı” olarak tanımlanmaktadır. Klasik Arap edebiyatında çokça örneklerine rastladığımız bu akım, Arapların Avrupa edebiyatıyla tanışması sonucu tekrar belirgin hale gelmiştir. İlk olarak Charles Baudelarie ile Avrupa edebiyatında sahneye çıkmış olan sembolizmin Arap edebiyatına yansıması ise Temmuzî akımla zirveye ulaşmıştır. Arap toplumundaki gerek gergin siyasi ortam, gerekse şiirlerdeki kapalılık olgusundan kaynaklı anlam derinliğine ulaşma fikri, birçok şairin bu edebi akıma katılmasına sebebiyet vermiştir. Sembolizmin en önemli unsuru figürdür. Bu bağlamda modern dönem sembol figürlerden birisi de hiç şüphesiz İsa Mesih’tir. Mesih sembolü, nesirde Cebrâ İbrahîm Cebrâ ve Cibrân Halîl Cibrân, şiirde ise Bedr Şâkir es-Seyyâb, Halîl Hâvî, Mahmûd Dervîş, İzzeddîn el-Munâsara, Emel Dunkul ve Abdulvehhâb el-Beyâtî gib...
The word epic, which is one of the oldest of literary genres and corresponds to the word “malhama... more The word epic, which is one of the oldest of literary genres and corresponds to the word “malhama” in Arabic; is a name derived from the root of “l-h-m”. In lexicon, it means “mortal, bloody war, war place, the most violent state of war, scattered corpses and clothes from all sides, oone of the most violent state of war that mankind cannot ran away”. However, specifically, they (epics) mean folk tales that have changed from prehistoric times to the present day, whose author is not known, traditionally spreading and transforming with the imagination of society and have an imaginary narrative about human and superhuman beings or have an allegorical narrative. Although it includes heroism and war scenes in some of the poems of the Jahiliyya-Umayyad-Abbasid period in classical Arabic literature, such poems cannot be said to be a complete epic. On the other hand, the literary genre in the style of folk tales, which is found in Arabic literature and named as sirah (biography), has been se...
Arap edebiyati nesir ve siir olmak uzere iki kisma ayrilir. Kays ve Lubnâ isimli iki genc arasi... more Arap edebiyati nesir ve siir olmak uzere iki kisma ayrilir. Kays ve Lubnâ isimli iki genc arasinda yasanan ask, hem nesir hem de siir olarak okuyucunun karsisina cikacaktir. Bu Hikâye birbirini severek evlenen iki gencin, ailevi baskilar sonucu ayrilmak zorunda kalmalarini ve bu ayrilik sonucu yasanan trajik olaylari konu almaktadir. Hikâye Kays’in Lubnâ ’ya âsik olmasiyla, evlilige kadar devam eden surec ve Kays’in esinin kisirligi sebebiyle onu bosamasi icin gordugu ailevi baski sonucu Lubna’yi bosamasiyla baslayan platonik ask sureci olmak uzere iki ana kisimdan olusmaktadir.
Allgemeiner Überblick Über „Al-Barzakh“ Bei Den Gelehrten, 2012
Dunya hayatindan hemen sonra, olumle baslayip Kiyamet gunu yeniden dirilmeye kadar devam edecek h... more Dunya hayatindan hemen sonra, olumle baslayip Kiyamet gunu yeniden dirilmeye kadar devam edecek hayata kabir hayati denilmektedir. Kabir hayati, "Berzah" diye de adlandirilir. Ahirete acilan kap? olarak gorulen Berzah âlemi, gaybiyyat meselesi oldugu icin insan? hem merak hemde korkuya suruklemis ve mezhepler aras?nda gozle gorulur ihtilaflara sebebiyet vermistir. Islam mezhepleri ve bu mezhep mensuplari, Kabir Hayati konusunda bir takim uyusmazliga dusmuslerdir. Genel anlamda Kabir hayatini kabul etmeyen yok gibi gorunmesine ragmen, bu hayatin nitelik ve niceligi hakkinda ilginc gorusler belirtilmistir. Bunun sebebi Kur’an’da bu hayat ile ilgili net bir ayetin olmamasi neticesinde hukumlerin Sunnetten cikarilmaya calisilmasidir. Kur’an-i Kerim’den sonra Islam’da ikinci temel kaynak olarak Sunnet kabul edilmistir. Gerek dunyevi ve gerekse uhrevi bir hukum arandiginda oncelikli olarak Kur’an’a, eger bu hukum onda bulunmazsa Sunnete muracaat edilir. Tum bunlara ragmen kabir ...
... Verfasser Mag. Ibrahim Usta Angestrebter akademischer Grad Doktor der Philosophie (Dr. Phil.)... more ... Verfasser Mag. Ibrahim Usta Angestrebter akademischer Grad Doktor der Philosophie (Dr. Phil.) ... 25 - Paçacı, Mehmet, Kutsal Kitaplarda ölüm ötesi s. 117-120 26 - Kutluay,Yaşar, Islam ve Yahudi mezhepleri s.121 27 - H. Coward, Das Leben nach dem Tod, s.30-31 Page 20. ...
Bu çalışmanın ana hedefi “İnsanlar neden mitolojik figürlere ihtiyaç duyarlar?” ve “Mitolojik fig... more Bu çalışmanın ana hedefi “İnsanlar neden mitolojik figürlere ihtiyaç duyarlar?” ve “Mitolojik figürler kullandıklarında değişen nedir?” sorularına cevap aramaktır. Zira bu gibi sorular atalarımızı daha iyi anlamamıza yol açarken, bizim düşünce ufkumuzu da genişletecektir. Bir açıdan mitoloji; yazı, kâğıt ve kalemin keşfedilmediği, eğitim ve eğitim kurumlarının henüz oluşmadığı arkaik dönemlerde yaşayan insanlar için bir tür okul görevi görmüştür. Ayrıca mitoloji; insanların yaşadığı coğrafyaya ait önemli gördükleri kişileri, nesneleri ve mekânları kutsallaştırıp, sırrını çözemedikleri olayları -metafizik âlem- gerek nesir ve gerekse şiirde çeşitli olağanüstü şekillerde yorumlamasına yardımcı olan bir olgudur. Arap mitolojisine gelecek olursak; kökeni İslam öncesi dönemle başlamış olan Arap şiirinde mitolojik öğe kullanımı, modern Arap edebiyatı olarak isimlendirilen evrede farklı ivmeler kazanmıştır. Arap dünyasının Batı ile olan ilişkiler neticesinde 20. yy. ilk çeyreğinde ...
Edebiyatın önemli akımlarından birisi de sembolizmdir. Bir edebiyat türü olarak şiirde sembolizm,... more Edebiyatın önemli akımlarından birisi de sembolizmdir. Bir edebiyat türü olarak şiirde sembolizm, şairinin “bir takım simgeler çerçevesinde meramını kapalı bir dille anlatımı” olarak tanımlanmaktadır. Klasik Arap edebiyatında çokça örneklerine rastladığımız bu akım, Arapların Avrupa edebiyatıyla tanışması sonucu tekrar belirgin hale gelmiştir. İlk olarak Charles Baudelarie ile Avrupa edebiyatında sahneye çıkmış olan sembolizmin Arap edebiyatına yansıması ise Temmuzî akımla zirveye ulaşmıştır. Arap toplumundaki gerek gergin siyasi ortam, gerekse şiirlerdeki kapalılık olgusundan kaynaklı anlam derinliğine ulaşma fikri, birçok şairin bu edebi akıma katılmasına sebebiyet vermiştir. Sembolizmin en önemli unsuru figürdür. Bu bağlamda modern dönem sembol figürlerden birisi de hiç şüphesiz İsa Mesih’tir. Mesih sembolü, nesirde Cebrâ İbrahîm Cebrâ ve Cibrân Halîl Cibrân, şiirde ise Bedr Şâkir es-Seyyâb, Halîl Hâvî, Mahmûd Dervîş, İzzeddîn el-Munâsara, Emel Dunkul ve Abdulvehhâb el-Beyâtî gib...
The word epic, which is one of the oldest of literary genres and corresponds to the word “malhama... more The word epic, which is one of the oldest of literary genres and corresponds to the word “malhama” in Arabic; is a name derived from the root of “l-h-m”. In lexicon, it means “mortal, bloody war, war place, the most violent state of war, scattered corpses and clothes from all sides, oone of the most violent state of war that mankind cannot ran away”. However, specifically, they (epics) mean folk tales that have changed from prehistoric times to the present day, whose author is not known, traditionally spreading and transforming with the imagination of society and have an imaginary narrative about human and superhuman beings or have an allegorical narrative. Although it includes heroism and war scenes in some of the poems of the Jahiliyya-Umayyad-Abbasid period in classical Arabic literature, such poems cannot be said to be a complete epic. On the other hand, the literary genre in the style of folk tales, which is found in Arabic literature and named as sirah (biography), has been se...
Arap edebiyati nesir ve siir olmak uzere iki kisma ayrilir. Kays ve Lubnâ isimli iki genc arasi... more Arap edebiyati nesir ve siir olmak uzere iki kisma ayrilir. Kays ve Lubnâ isimli iki genc arasinda yasanan ask, hem nesir hem de siir olarak okuyucunun karsisina cikacaktir. Bu Hikâye birbirini severek evlenen iki gencin, ailevi baskilar sonucu ayrilmak zorunda kalmalarini ve bu ayrilik sonucu yasanan trajik olaylari konu almaktadir. Hikâye Kays’in Lubnâ ’ya âsik olmasiyla, evlilige kadar devam eden surec ve Kays’in esinin kisirligi sebebiyle onu bosamasi icin gordugu ailevi baski sonucu Lubna’yi bosamasiyla baslayan platonik ask sureci olmak uzere iki ana kisimdan olusmaktadir.
Allgemeiner Überblick Über „Al-Barzakh“ Bei Den Gelehrten, 2012
Dunya hayatindan hemen sonra, olumle baslayip Kiyamet gunu yeniden dirilmeye kadar devam edecek h... more Dunya hayatindan hemen sonra, olumle baslayip Kiyamet gunu yeniden dirilmeye kadar devam edecek hayata kabir hayati denilmektedir. Kabir hayati, "Berzah" diye de adlandirilir. Ahirete acilan kap? olarak gorulen Berzah âlemi, gaybiyyat meselesi oldugu icin insan? hem merak hemde korkuya suruklemis ve mezhepler aras?nda gozle gorulur ihtilaflara sebebiyet vermistir. Islam mezhepleri ve bu mezhep mensuplari, Kabir Hayati konusunda bir takim uyusmazliga dusmuslerdir. Genel anlamda Kabir hayatini kabul etmeyen yok gibi gorunmesine ragmen, bu hayatin nitelik ve niceligi hakkinda ilginc gorusler belirtilmistir. Bunun sebebi Kur’an’da bu hayat ile ilgili net bir ayetin olmamasi neticesinde hukumlerin Sunnetten cikarilmaya calisilmasidir. Kur’an-i Kerim’den sonra Islam’da ikinci temel kaynak olarak Sunnet kabul edilmistir. Gerek dunyevi ve gerekse uhrevi bir hukum arandiginda oncelikli olarak Kur’an’a, eger bu hukum onda bulunmazsa Sunnete muracaat edilir. Tum bunlara ragmen kabir ...
Suriye'de 2011 yılında başlayan ve günümüze kadar devam eden iç savaş yeni bir edebiyat devrinin ... more Suriye'de 2011 yılında başlayan ve günümüze kadar devam eden iç savaş yeni bir edebiyat devrinin oluşumuna sebebiyet vermiştir. Edebu’s-sevra veya edebu’l-mukaveme olarak adlandırılan bu dönem,Türkçede direniş edebiyatı olarak karşılık bulmuştur. Bu çalışmada mevcut rejime 70 şairin şiirlerinden bir seçki sunmaya çalışılmıştır. Şairlerin bir kısmı halen Suriye'de yaşarken,diğer bir bir kısmı ise dünyanın değişik ülkelerine göç etmiş,vatanından uzakta bırakılmış kimselerden oluşmaktadır. Şiirlerin temel konuları özgürlük,vatan özlemi,göç, gurbet,savaş manzaraları ve rejimi eleştiri şeklindedir. Direniş Şiirleri Antolojisi adını verdiğimiz bu çalışmanın temel amacı Türkiye insanının Suriye'de yaşanmakta olan dramı bizzat yaşayanların kaleminden okuyarak anlamasına katkı sunmaktadır…
Suriye’de 2011 yılında başlayan ve günümüze kadar devam eden iç savaş yeni bir edebiyat devrinin ... more Suriye’de 2011 yılında başlayan ve günümüze kadar devam eden iç savaş yeni bir edebiyat devrinin açılmasına sebebiyet vermiştir. Edebu’s-sevra veya Edebu’l-mukâveme olarak adlandırılan bu dönem Türkçede Direniş Edebiyatı olarak tercüme edilmiştir. Bu çalışmada mevcut rejime muhalif 70 şairin şiirlerinden bir seçki sunmaya çalışılmıştır. Bu şairlerin bir kısmı hala Suriye’de yaşarken, diğer bir kısmı ise dünyanın değişik ülkelerine göç etmiş, vatanında uzakta bırakılmış kimselerden oluşmaktadır. Bu şiirlerin temel konuları özgürlük, vatan özlemi, göç, gurbet, savaş manzaraları ve rejimi eleştiri şeklindedir. Direniş Şiirleri Antolojisi adını verdiğimiz bu çalışmanın temel amacı, Türkiye insanının Suriye’de yaşanmakta olan dramın, bunu yaşayanların kaleminden okuyarak anlamaya çalışmasıdır.
Yirminci yüzyılın ilk çeyreğine baktığımızda Arap şiirinin, gerek şekil, gerekse konu açısından k... more Yirminci yüzyılın ilk çeyreğine baktığımızda Arap şiirinin, gerek şekil, gerekse konu açısından klâsik Arap şiirinden çok farklı bir çizgiye yöneldiğini müşahede etmekteyiz. Bunun temel sebeplerinden biriside hiç şüphesiz ki, yaşadığımız dünyada farklı zaman ve nedenlerle ortaya çıkan edebi ekollerdir. Hayatın her yönünde büyük değişime sebebiyet veren bu ekollerin, doğal olarak, modern Suriye edebiyatına da birtakım yansımaları olmuştur. Bu çalışma, Suriye edebiyatındaki klasiklerin önemli şairlerinden sayılan Muhammed el-Bizm, Hayreddîn ez-Ziriklî, Halîl Merdembek, Şefik Cebrî ve Bedevî Cebel; romantik ekolden Nesîb ᷾Arîda, Vasfî Kurunfulî, Zekî Konsul, Abdüsselâm ῾Uyûn’s-Sûd, Nizâr Kabbânî ve Abdulbâsit es-Sûfî; parnasyenlerden Hayreddîn el-Esedî, Nedîm Muhammed ve Ömer Ebû Rîşe; realistlerden Abdüsselâm el-῾Uceylî, Süleymân el-῾İsâ, Şevkî Bağdâdî, Muhammed el-Mâğût ve Fâyiz Haddûr; sürrealistlerden Orhân Müyesser, Nihâd Rıdâ, Adonis ve Muhammed ῾İmrân ve son olarak semboliklerden ῾Alî el-Cündî, Abdülkerîm en-Nâ῾im, Memdûh ᷾Advân ve Nezîh Ebû ῾Afeş gibi şairler ve şiirlerinden kesitleri kapsamaktadır. Bu çalışmadaki temel amaç, Suriye’de ortaya çıkan edebi ekol temsilcilerini Türk araştırmacılarla tanıştırarak, okuyucuya; karanlıkta kalmış gibi görünen Suriye edebiyatı hakkında bir nebze ışık tutabilmektir.
Doğumunun 141. Yılında Uluslararası Atatürk Sempozyumu , 2022
Edebiyatın en eski anlatım tarzı olan şiir, sözlükte; sezgi, ilham, duygu ve heyecandan kaynaklan... more Edebiyatın en eski anlatım tarzı olan şiir, sözlükte; sezgi, ilham, duygu ve heyecandan kaynaklanan uyumlu, ölçülü ve ahenkli söz” anlamlarına gelmektedir. Spesifik bir terim olarak ise; dilin anlam, ses ve ritim ögelerini düzgün bir biçim kullanarak; duygu, hayal ve düşüncelerin, etkileyici bir dil ve ahenkli mısralar içinde aktarılmasıdır. Bu bağlamda şiir, dilin ve insanın özü, toplumsal hayatın aynasıdır. Şiirin birçok kısmı olmakla birlikte, methiye/övgü şiirleri bunların en önemlileri arasına girmektedir. Övgü; bir kimsenin cesaret, mertlik, yiğitlik, cömertlik, yardımseverlik, sabır ve doğruluk gibi iyi vasıflarını dile getirmek demektir. Bu bağlamda çağdaş dönem Arap şairlerinin en ünlülerinden birisi olan Ahmed Şevkî’nin Dumlupınar zaferi nedeniyle Mustafa Kemal Paşa’ya ithafen yazdığı şiir ele alınacaktır. Ahmed Şevkî 1870 Kahire doğumludur ve 1932 yılında yine Kahire’de vefat etmiştir. Arap şiirine kazandırdığı yenilikler dolayısıyla ona "Emîru'ş-Şu'arâ" yani “şairlerin prensi” unvanı verilmiştir ve bugün hâlâ bu unvanla tanınmaktadır. Tarihimizin en önemli savaşlarından biri olan Dumlupınar savaşı aynı zamanda Başkomutanlık meydan muharebesi olarak da bilinmektedir. Dumlupınar savaşı bilindiği gibi Türk milletinin ölüm-kalım savaşlarından birisidir. Bu savaşın kazanılmasıyla Yunanlılar kesin olarak Anadolu topraklarından atılmıştır. Savaşta gösterdiği kahramanlık ve askeri deha sayesinde Mustafa Kemal taraflı tarafsız herkesin hayranlığını ve saygınlığını kazanmış bir lider olma yolunda ilerlemiştir. Ahmed Şevkî bu savaşın kazanılması üzerine duyduğu sevinci ve savaşın komutanı olan Mustafa Kemal Paşa’yı seksen sekiz beyitlik bir şiirle övmüştür. Bu çalışmada bu şiirden kesitler sunulacaktır.
ÖZET: Dilimizde yergi, taşlama, satir ve hiciv gibi kelimelerle de ifade edilen hiciv kelimesi; A... more ÖZET: Dilimizde yergi, taşlama, satir ve hiciv gibi kelimelerle de ifade edilen hiciv kelimesi; Arapça kökenli bir kelime olup, sözlükte; "harfleri saymak, harfi harekesinden ayırmak ve heceleyerek okumak" gibi anlamlara gelmektedir. Istılahta ise hiciv: bir kişinin veya toplumun ayıp ve kusurlarını sayıp dökmek, haksızlıkları, çarpıklıkları, insanın hoşa gitmeyen yönlerini alaya alarak yermektir. Edebiyatın olduğu gibi Arap edebiyatında da hiciv, cahiliye döneminden başlayarak, günümüze kadar hiç değerini kaybetmeden gelmiştir. Bazı şairler için ekmek kapısı olan hiciv, keskin üslupları yüzünden bazı şairlerin de ölüm sebebidir. Bu çalışmada modern Arap edebiyatının keskin iki kalemşörü olan Suriyeli Nizâr Kabbânî ve Iraklı Muzaffer en-Nevvâb"ın toplumdaki çarpıklığı ortaya sermek ve zalim sultanları yermek için kaleme aldıkları birer adet şiirini sunmaya çalışacağız. Kabbânî şiirinde, yaşadığı istibdat ve zorbalık sebebiyle Suriye Devlet başkanı Hafız el-Esed başta olmak üzere Saddam Hüseyin, Kaddafi, Hüsnü Mübarek ve diğer Körfez şeyhlerini bu şiiriyle yermektedir. İkinci örneğimizde ise Iraklı şair Muzaffer en-Nevvâb Arap Birliği Zirvesini Arap toplumu adına hiçbir şey yapmadıkları için hicvetmektedir. Bu çalışmadaki temel amaç, Arap edebiyatındaki siyasi hiciv anlayışının Türk okuyucularına yansıtılması ve Türk edebiyatındaki hiciv anlayışıyla karşılaştırılmasına zemin hazırlamaktır. ABSTRACT: Satire, which is expressed by the words yergi, taşlama, and hiciv in Turkish is originally Arabic and means “to count the letters, to seperate the letter from the vowel point and spelling”. As a technical term, it is: to tell one‟s or a society‟s fault, to enumerate one‟s faults, to criticise shames, injustice, warps and negative sides of someone or the society. The importance of satire in the Arabic literature has a long history and it has never lost its value since the Jahiliyyah. It has been bread and butter for some poets but mortis causa for others because of their sharp wording. This study presents two poems of Syrian Nizar Qabbani and Iraqi Muzaffar al-Nawwab in which they crack the deformities open and vilify tyrant sultans. Qabbani vilifies Saddam Hussein, Qaddafi, Husni Mobarek and other Gulf sheikhs and Syrian President Hafiz Asad because of their oppression and tyranny. In the second example, Iraqi poet Muzaffar al-Nawwab satirizes Summit of the Arab Union as they do not do anything in the name of Arab society. The main purpose of this study is to reflect the political satire of Arab literature to the Turkish readers and to make it possible for possible comparisons.
ULUSLARARASI MİTOLOJİ SEMPOZYUMU 2-5 Mayıs 2019, Ardahan/TÜRKİYE INTERNATIONAL SYMPOSIUM ON MYTHOLOGY 2-5 May 2019, Ardahan/TURKEY, 2019
ÖZET: Arapçada, "rivayet, aslı olmayan söz, masal, efsane" gibi anlamlara gelen "ustûre/esâtîr" s... more ÖZET: Arapçada, "rivayet, aslı olmayan söz, masal, efsane" gibi anlamlara gelen "ustûre/esâtîr" sözcüğünün karşılığı olan mitoloji; her ne kadar klasik Arap şiirinde önceden kullanılıyor olsa da, modern Arap şiirindeki kullanımı Cebrâ İbrahim Cebrâ'nın 1945 yılında James Frazer'in "The Golden Bough/ Altın Dal" isimli mitolojinin kökenine dair eserini Arapçaya tercümesinden sonra başladığını söylemek mümkündür. Zira bu çeviri, Bedr Şâkir es-Seyyâb'ın mitolojik unsurlar içeren şiirleri için bir esin kaynağı olmuştur. 1957 yılında Lübnan'da Adonis, Yusuf el-Hâl ve Halîl Hâvî gibi çağdaş edebiyatçıların girişimleriyle kurulan Mecelletu'ş-şi‛r Grubu ve aynı isimli çıkarılmış olan dergide başlayan mitolojik şiir serüveni günümüze kadar devam etmektedir. Mitolojinin modern Arap şiirinde kullanılması oluşum ve olgunlaşma dönemi olmak üzere iki kısma ayrılmaktadır. İlk dönem, yirminci yüzyılın birinci yarısında; Apollo, Divân, İhyâ ve Mehcer gibi edebi ekoller vasıtasıyla modern Arap şiirine yüzeysel olarak girmiş, bu asrın ikinci yarısından sonra ise, Iraklı Bedr Şâkir es-Seyyâb, Nâzik el-Melâike, Abdulvehhâb el-Beyâtî; Mısırlı ‛Abdülmut‛î Hicâzî, Salâh ‛Abdussabûr; Lübnanlı Halîl Hâvî, Yusuf el-Hâl ve Suriyeli Adonis gibi bariz simalar sayesinde zirve noktasına ulaşmıştır. Bu çalışmada; yukarıda isimlerini zikrettiğimiz modern Arap şiir öncülerinden Bedr Şâkir es-Seyyâb'ın şiirlerinde bulunan mitolojik öğelere yer verilerek, bu şiirlerin Arap hayal dünyasındaki yansımaları değerlendirilecektir.
Uploads
Şiirlerin temel konuları özgürlük,vatan özlemi,göç, gurbet,savaş manzaraları ve rejimi eleştiri şeklindedir. Direniş Şiirleri Antolojisi adını verdiğimiz bu çalışmanın temel amacı Türkiye insanının Suriye'de yaşanmakta olan dramı bizzat yaşayanların kaleminden okuyarak anlamasına katkı sunmaktadır…
ABSTRACT: Satire, which is expressed by the words yergi, taşlama, and hiciv in Turkish is originally Arabic and means “to count the letters, to seperate the letter from the vowel point and spelling”. As a technical term, it is: to tell one‟s or a society‟s fault, to enumerate one‟s faults, to criticise shames, injustice, warps and negative sides of someone or the society. The importance of satire in the Arabic literature has a long history and it has never lost its value since the Jahiliyyah. It has been bread and butter for some poets but mortis causa for others because of their sharp wording. This study presents two poems of Syrian Nizar Qabbani and Iraqi Muzaffar al-Nawwab in which they crack the deformities open and vilify tyrant sultans. Qabbani vilifies Saddam Hussein, Qaddafi, Husni Mobarek and other Gulf sheikhs and Syrian President Hafiz Asad because of their oppression and tyranny. In the second example, Iraqi poet Muzaffar al-Nawwab satirizes Summit of the Arab Union as they do not do anything in the name of Arab society. The main purpose of this study is to reflect the political satire of Arab literature to the Turkish readers and to make it possible for possible comparisons.