necati cayirli
I live in Tiran. Historian and Lecturer. My researcher. Balkans and Macedonia Research (Turks and others )
necaticayirliqgmail.com
Özgeçmiş: http://akademik.ege.edu.tr/?q=tr/bilgiler&id=1962
1959 yılında Yugoslavya (Makedonya)’dan göç eden bir ailenin ferdi olarak 14.09.1967 yılında Çamdibi/Bornova’da doğdum. İlkokul, ortaokul ve lise eğitimimi İzmir’de tamamladıktan sonra, 1991 yılında Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü’nü kazandım. “ İzmir Basını’nda Makedonya Meselesi (1908–1914) “ başlıklı tezimi hazırlayıp, 1995 yılında fakülteden mezun oldum. Aynı yıl, Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü, Türk Tarihi Ana Bilim Dalı’nda Yüksek Lisans eğitimine başladım. Bir yıl boyunca Fransızca hazırlık eğitimi aldım ve başarılı oldum.
Bu süre içerisinde Makedonya Devlet Arşivi ve Makedonya Ulusal Tarih Enstitüsü’nde aralıklarla çalışmalarda bulundum. Makedonya Devlet Arşivi’nden aldığım belgeler doğrultusunda hazırladığım “Manastır’ın 2 Numaralı Şer‘iye Sicili (1621–1623)” başlıklı tezimi vererek Haziran 2000’de Yüksek Lisans’ımı tamamladım.
1996–2002 yılları arasında Makedonya Kiril i Metodi Üniversitesi’nin davetlisi olarak Ohri’de düzenlenen uluslararası dil-tarih-kültür seminerlerine ve dil kurslarına katıldım. Söz konusu kurslar neticesinde ‘Makedon Dili’ yeterlilik belgeleri tarafıma verildi. Balkan Türklüğü kapsamında Makedonya Türkleri ile ilgili araştırmalarda bulunmaktayım. 1993-2011 yılları arasında belli dönemlerde; Makedonya Devlet Arşivi, Ulusal Tarih Enstitüsü, Devlet Kütüphanesi, Birlik Gazetesi gibi kuruluşlarda çalışmalarda bulundum. Ayrıca kısa süreli olarak; 2001 yılında Romanya da, 2004 yılında Arnavutluk’ta, 2004-2005 yılında Kosova’da, 2009 yılında Sırbistan ve Bosna Hersek’te bulundum. Haziran 2012’de T.C. Başbakanlık Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı’nın davetlisi olarak Balkanlar ve Doğu Avrupa Çalıştayına katıldım.
Türkiye de ve yurt dışında Türkçe, Makedonca ve İngilizce olarak bazı makalelerim yayınlandı.
1996 yılından beri Ege Üniversitesi, Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Bölümü’nde Öğretim Elemanı olarak görevim devam etmekle beraber Eylül 2013 tarihinden bu yana Başbakanlık Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı’nda (TİKA’da) görevlendirilmiş bulunmaktayım. Ocak 2014- Ocak 2016 tarihleri arasında TİKA Tiran Program Koordinasyon Ofisinde Koordinatör Yardımcısı olarak görev yaptım. Evli ve iki çocuk babasıyım. Necati Çayırlı
Bazı makalelerim / Some of my articles,
1) İzmir Basınında Makedonya Meselesi (1908–1914), sayı:31-40 Vardar Dergisi, Üsküp/Makedonya1997
2) Osmanlıların Rumeli’yi Fethi, Sayı 40-41, Vardar Dergisi, Üsküp /Makedonya 1997
3) Türkiye Makedonya İlişkileri ve Batı-Doğu Ulaşım Projesi, Sayı: 16 Yeni Türkiye, Ankara 1997
4) Cumhuriyet Döneminde Türkiye Balkan İlişkileri, 75. Yıl konferansı tebliği, İzmir 1999
5) 2 Numaralı Manastır Şer’iye Sicilinde Geçen Yer Adları, (Makedonca), Glasnik, Üsküp/Makedonya 2000
6) Osmanlı İdaresinde Manastır (Bitola), Sayı 458, Türk Kültürü, Ankara 2001
12) Societatea de Cultura Macedo- Romana (1879-1950), Sempozyum Tebliği (Makedonca-İngilizce)Üsküp/makedonya 2002
7) Makedonya Türkleri, Cilt:20,Türkler Ans., Yeni Türkiye, Ankara 2002
14) M. Kemal Atatürk ve Sofra, Sayı: 1, Köprü Dergisi, Üsküp/Makedonya 2002
8) Manastır Kadılığı ve Manastır’ın 2 Numaralı Şer‘iye Sicili, Birlik Gazetesi, Üsküp/Makedonya 2003
9) Kemal Atatürk İlahiyat ve Pedagoji Lisesi (Mecidiye-Romanya), Fikret Türkmen Armağanı, İzmir 2005
10) Makedonya’daki Türk Kimliğinin/Kültürünün Korunmasında Etkin Olan Türk Sivil Toplum Kuruluşları, Ege Üniversitesi Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü, ‘1.Uluslararası Türk Dünyası Kültür Kurultayı’nda sunulan bildiri, Nisan 2006, Çeşme-İzmir
11) Günümüz Makedonya Türkleri, Balkanlar El Kitabı, Cilt 2, Karam Yay., Çorum -2006.
12. Üsküp ve Civarındaki Evlenme Adetleri, Sayı :22, Köprü Üsküp-Makedonya 2007
13) Улогата на Историското наследство во премин од Отоманската Империја до Републиката (Osmanlı’dan Cumhuriyete Geçişte Tarihsel Mirasın Rolü ), Совет На Меѓународната Манифестација “Гоцеви Денови (Uluslar arası Goçe’li Günler Sempozyumu) –Bildiri - Temmuz 2009 – Üsküp –Makedonya
14) Günümüz Makedonya Türkleri, Balkanlar El Kitabı Cilt 2, Akçağ Yayınları, Ankara 2013, 2. baskı.
15) Makedonya Türkleri, Türk Dünyası Özel Sayısı C 2, Yeni Türkiye Dergisi Sayı 53-54 Ankara 2013.
16) Günümüz Makedonya Türkleri, ‘ Rumeli- Balkanlar’ Özel sayısı Cilt IV, Yeni Türkiye Dergisi Sayı 69, Ankara 2015
17) ‘Makedonya Türk Kimliği Bağlamında Makedonya’daki Türk Sivil Toplum Kuruluşları’ Avrasya Etüdleri, S.48/2015-2. TİKA, Ankara 2015, s.143-188.
18) ‘Makedonya’daki Türk Kadın Sivil Toplum Kuruluşları’, Türk Dünyasında Kadın Algısı, 2016
19) 'Makedonya'da İslam', İslam Dünyası özel Sayısı- Yeni Türkiye, Sayı 97 Cilt 3 Ankara 2017, s. 60-75.
Supervisors: Deputy Coordinator TİKA/Tiran Albanian and Historian and Lecturer - Ege University
Address: Ege Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Bölümü
Gençlik Caddesi No: 21
35100 Bornova İzmir Türkiye
necaticayirliqgmail.com
Özgeçmiş: http://akademik.ege.edu.tr/?q=tr/bilgiler&id=1962
1959 yılında Yugoslavya (Makedonya)’dan göç eden bir ailenin ferdi olarak 14.09.1967 yılında Çamdibi/Bornova’da doğdum. İlkokul, ortaokul ve lise eğitimimi İzmir’de tamamladıktan sonra, 1991 yılında Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü’nü kazandım. “ İzmir Basını’nda Makedonya Meselesi (1908–1914) “ başlıklı tezimi hazırlayıp, 1995 yılında fakülteden mezun oldum. Aynı yıl, Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü, Türk Tarihi Ana Bilim Dalı’nda Yüksek Lisans eğitimine başladım. Bir yıl boyunca Fransızca hazırlık eğitimi aldım ve başarılı oldum.
Bu süre içerisinde Makedonya Devlet Arşivi ve Makedonya Ulusal Tarih Enstitüsü’nde aralıklarla çalışmalarda bulundum. Makedonya Devlet Arşivi’nden aldığım belgeler doğrultusunda hazırladığım “Manastır’ın 2 Numaralı Şer‘iye Sicili (1621–1623)” başlıklı tezimi vererek Haziran 2000’de Yüksek Lisans’ımı tamamladım.
1996–2002 yılları arasında Makedonya Kiril i Metodi Üniversitesi’nin davetlisi olarak Ohri’de düzenlenen uluslararası dil-tarih-kültür seminerlerine ve dil kurslarına katıldım. Söz konusu kurslar neticesinde ‘Makedon Dili’ yeterlilik belgeleri tarafıma verildi. Balkan Türklüğü kapsamında Makedonya Türkleri ile ilgili araştırmalarda bulunmaktayım. 1993-2011 yılları arasında belli dönemlerde; Makedonya Devlet Arşivi, Ulusal Tarih Enstitüsü, Devlet Kütüphanesi, Birlik Gazetesi gibi kuruluşlarda çalışmalarda bulundum. Ayrıca kısa süreli olarak; 2001 yılında Romanya da, 2004 yılında Arnavutluk’ta, 2004-2005 yılında Kosova’da, 2009 yılında Sırbistan ve Bosna Hersek’te bulundum. Haziran 2012’de T.C. Başbakanlık Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı’nın davetlisi olarak Balkanlar ve Doğu Avrupa Çalıştayına katıldım.
Türkiye de ve yurt dışında Türkçe, Makedonca ve İngilizce olarak bazı makalelerim yayınlandı.
1996 yılından beri Ege Üniversitesi, Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Bölümü’nde Öğretim Elemanı olarak görevim devam etmekle beraber Eylül 2013 tarihinden bu yana Başbakanlık Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı’nda (TİKA’da) görevlendirilmiş bulunmaktayım. Ocak 2014- Ocak 2016 tarihleri arasında TİKA Tiran Program Koordinasyon Ofisinde Koordinatör Yardımcısı olarak görev yaptım. Evli ve iki çocuk babasıyım. Necati Çayırlı
Bazı makalelerim / Some of my articles,
1) İzmir Basınında Makedonya Meselesi (1908–1914), sayı:31-40 Vardar Dergisi, Üsküp/Makedonya1997
2) Osmanlıların Rumeli’yi Fethi, Sayı 40-41, Vardar Dergisi, Üsküp /Makedonya 1997
3) Türkiye Makedonya İlişkileri ve Batı-Doğu Ulaşım Projesi, Sayı: 16 Yeni Türkiye, Ankara 1997
4) Cumhuriyet Döneminde Türkiye Balkan İlişkileri, 75. Yıl konferansı tebliği, İzmir 1999
5) 2 Numaralı Manastır Şer’iye Sicilinde Geçen Yer Adları, (Makedonca), Glasnik, Üsküp/Makedonya 2000
6) Osmanlı İdaresinde Manastır (Bitola), Sayı 458, Türk Kültürü, Ankara 2001
12) Societatea de Cultura Macedo- Romana (1879-1950), Sempozyum Tebliği (Makedonca-İngilizce)Üsküp/makedonya 2002
7) Makedonya Türkleri, Cilt:20,Türkler Ans., Yeni Türkiye, Ankara 2002
14) M. Kemal Atatürk ve Sofra, Sayı: 1, Köprü Dergisi, Üsküp/Makedonya 2002
8) Manastır Kadılığı ve Manastır’ın 2 Numaralı Şer‘iye Sicili, Birlik Gazetesi, Üsküp/Makedonya 2003
9) Kemal Atatürk İlahiyat ve Pedagoji Lisesi (Mecidiye-Romanya), Fikret Türkmen Armağanı, İzmir 2005
10) Makedonya’daki Türk Kimliğinin/Kültürünün Korunmasında Etkin Olan Türk Sivil Toplum Kuruluşları, Ege Üniversitesi Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü, ‘1.Uluslararası Türk Dünyası Kültür Kurultayı’nda sunulan bildiri, Nisan 2006, Çeşme-İzmir
11) Günümüz Makedonya Türkleri, Balkanlar El Kitabı, Cilt 2, Karam Yay., Çorum -2006.
12. Üsküp ve Civarındaki Evlenme Adetleri, Sayı :22, Köprü Üsküp-Makedonya 2007
13) Улогата на Историското наследство во премин од Отоманската Империја до Републиката (Osmanlı’dan Cumhuriyete Geçişte Tarihsel Mirasın Rolü ), Совет На Меѓународната Манифестација “Гоцеви Денови (Uluslar arası Goçe’li Günler Sempozyumu) –Bildiri - Temmuz 2009 – Üsküp –Makedonya
14) Günümüz Makedonya Türkleri, Balkanlar El Kitabı Cilt 2, Akçağ Yayınları, Ankara 2013, 2. baskı.
15) Makedonya Türkleri, Türk Dünyası Özel Sayısı C 2, Yeni Türkiye Dergisi Sayı 53-54 Ankara 2013.
16) Günümüz Makedonya Türkleri, ‘ Rumeli- Balkanlar’ Özel sayısı Cilt IV, Yeni Türkiye Dergisi Sayı 69, Ankara 2015
17) ‘Makedonya Türk Kimliği Bağlamında Makedonya’daki Türk Sivil Toplum Kuruluşları’ Avrasya Etüdleri, S.48/2015-2. TİKA, Ankara 2015, s.143-188.
18) ‘Makedonya’daki Türk Kadın Sivil Toplum Kuruluşları’, Türk Dünyasında Kadın Algısı, 2016
19) 'Makedonya'da İslam', İslam Dünyası özel Sayısı- Yeni Türkiye, Sayı 97 Cilt 3 Ankara 2017, s. 60-75.
Supervisors: Deputy Coordinator TİKA/Tiran Albanian and Historian and Lecturer - Ege University
Address: Ege Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Bölümü
Gençlik Caddesi No: 21
35100 Bornova İzmir Türkiye
less
InterestsView All (17)
Uploads
Kaynakça
http://www.mynet.com/haber/foto-analiz/dunya-lideri-ataturkun-diger-ulkelerde-isminin-verildigi-29-yer-1547556-1
http://www.yenibalkan.com/tr/makedonya/merkez-jupada-ataturk-heykeli-dikildi
Belgelerden teşkilatın Balkanlardaki Romen kültürünün gelişmesi için çeşitli faaliyetlerde bulunduğunu, zaman zaman diğer teşkilatlar ile de beraber hareket ettiğini, Romen Dili ve Kültürü’nü öğrenmeleri için Balkanlardaki (Makedonya, Yunanistan Bulgaristan vd.) Romenlere maddi yardımlarda bulunduğunu görmek mümkündür.
It is obvious that the organization worked for the development of the Rumanian Culture in the Balkans and from time to time cooperate with the others. On the other hand it also gave monetary aid to the Rumanians in the Balkans in order to learn the Rumanian language.
Organization gave certificates about their identity to the people who live out of Rumania. Related with this topic; letters, reports, protocols, balance sheets, records of aids and grants, photographs and other documents can be in archives. Some other documents is given in the appendix.
Makedonya ve Sırbistan arasında yapılan ticari ilişkiler hakkında pek birşey yazılmamış, bazen küçük çapta ticaret yapıldığına değinilmiştir. Fakat Sırbistan'ın Makedon ürünleri için daha çok geçiş bölgesi olarak kullanıldığına yer verilmektedir.örneğin; Desa MIL0SKA çalışmalarında Güney Sırbistan ile ticari ilişkilerden bahsetmektedir.
Sırbistan'ın Osmanlı hakimiyetinde iken yaptığı ticari ilişkileri görmeden önce şu iki unsuru belirtmek gerekir. Birincisi; Sırbistan ile Osmanlı Devleti arasındaki siyasi gelişmelerin ticari ilişkileri engellemesi ikincisi; Makedonya ile Sırbistan arasındaki ticari ilişkiler hakkındaki kaynakların yetersiz olması.
XIX.asrın başlarında Sırp'ların Osmanlı'ya karşı isyana kalkışmaları iktisadi hayatı olumsuz yönde etkilemiştir. Örneğin ilk Sırp isyanının (1804-1813) gerçekleştiği yıllarda ekonomik hayat büyük bir durgunluk yaşamıştır (1804-1807). Sonraları (1807-1809) biraz düzelme olduysa da bu kısa sürmüştür. İkinci Sırp isyanı da 1830'a kadar ticari gelişimi olumsuz yönde etkiledi.
Savaşın yapıldığı yer Makedonya'ya uzak olmasına rağmen Makedonya'da da birtakım faaliyetler olmuştur. Savasın genişlemesini engellemek isteyen Padişah, yerel yöneticileri ve Müslümanları Sırplara karşı "Kutsal Savaşa" çağırmıştır. Her türlü (gıda, at vb.) ihtiyacın Makedonya'dan karşılanması da istenmiştir. Bu gelişmeler olurken Sırplar daha çok Avusturya ile ticari ilişkilerde bulunmuşlar, arasıra da Osmanlı ile de hayvan ticareti yapmışlardır. Ancak bununla ilgili olarak yeterli bilgimiz bulunmamaktadır.
Републиката
Неџати Чајирли
Политички, воени, административни, правни, економски, културни и др. аспекти
треба да се сметаат како историско наследство. Со тоа што се добива вистинската
одредница. Во овој контекст, сфаќањата на компаративна историја и комплекс
причините за настаните или процесите и резултатите ќе биде можно да се произведат
негативни или позитивни идеи. Со тоа што ќе се разбере, што е претрпено во минатото
и кои резултати се постигнати за да може подобро да се префрлаат во идината .
Кога ќе се разгледа во коментарите што се однесуваат на транзицијата од
Отоманската на Република се гледаат некои разлики. Првите сугерираат дека;
Републиката со некои идеи и институции се наследени од Отоманската Империја и
истата е продолжение на модернизираната Отоманска Империја, додека другиот дел,
привлекува внимание дека промените во политичките, културните, економските и др.
процеси се радикални и Републиката достигна промена од темнина во светлина. Со
други зоборови, промените или се продолжение на старите со површни или целосно
нови со радикални реформи. Освен тоа, имаме тема и со почеток на Револуцијата. Еден
дел се базира врз основа на 1908 година, а друг дел врз основа на 1923 година.
Врз горе наведените изрази, процесот на транзицијата, принципот на
континуитетот во револуцијата и правилното коментирање за тоа како беше ставена
вистинската рамнотежа на наследеното, ќе се објасни со примери според лидерот. Ќе се
привлече внимание за успесите и способностите на промените на Турската нација под
водство на Мустафа Ќемал Ататурк. Така што, макар и делумно но конкретно ќе се
обиде да се стави во вид дека потребите за Историската Перспектива не е пречка за
развој на Историското Наследство
Şer’iye Sicili’ne Manastır Şer’i Mahkemesi’ne gelen davalarla ilgili tutulan tutanaklar ve İstanbul’dan (veya Edirne gibi diğer merkezlerden) Manastır Kadılığı’na gönderilen ferman, berat ve hüccetlerin birer suretleri kaydedilmiştir. Şer’i Mahkemenin görev alanı ve bakmakla yükümlü olduğu dava ve müracaat konuları, günümüzdeki mahkemelere oranla çok daha geniştir. Bundan dolayı, ele aldığımız Şer’iye Sicili’nde anlaşmazlıkların çözülmesi, herhangi bir olaydan dolayı meydana gelen kavga, hırsızlık vb. istenmeyen olaylara bakılması ve ceza gerektiren olaylarda cezanın tespit edilmesinin yanı sıra yine herhangi bir konu üzerinde verilen kararın onaylanarak resmileştirilmesiyle ilgili kayıtlar da bulunmaktadır.
Her türlü satışlar, boşanmalar, miras taksîmatı, vakıf gelirleri veya mütevellileri, köle azadı, vergilerin tahsili, hibe vb. konular Şer’i Mahkemede onaylanarak resmi kayıtlara geçirilmiştir.
İncelediğimiz Şer’iye Sicilinde ağırlıklı olarak iktisadi faaliyetlerin onaylanmasına dair kayıtlar bulunmaktadır. Bunlar, mülk satışları, para veya mal alacak-verecekleri vb. anlaşmazlıklardır. Satışların bir kısmı mülk statüsünde olan menzil (ev ve çevresindeki bahçe, ağaçlar, kuyu vb.den oluşan arazi parçası) satışları oluşturmaktadır. Bağ, çiftlik, Bahçe, değirmen ve dükkan satışları da mülk satışlarını takip etmektedir. Tarlaların devir edilmesine dair kayıtlar mülk satışlarına göre çok azdır. Ayrıca sicilimizde Osmanlı Devleti Toprak Yönetimi ile ilgili bilgiler de bulunmaktadır. Tımar, zeamet ve haslarla ilgili kayıtlar bize önemli bilgiler sunmaktadır.
Şer’iye Sicilimizin içerisinde aile ile ilgili konular da vardır. Bu konular; boşanmaların onaylanması, kassam tarafından tespit edilen ve varisler arasında paylaştırılan terekelerin kaydedilmesi, varislerin hisselerini teslim aldıkları ibraz etmeleri, yetim kalmış veya bakacak kimsesi olmayan çocuklara vasi tespiti ve nafaka bağlanması gibi aileyi ilgilendiren hukuki meselelerdir.
Vergilerin tahsîli ile ilgili anlaşmazlıklara veya usulsüzlük iddialarına dair davaların da Şer’i Mahkemenin görevi dahilinde olduğu görülmektedir. Bu gibi davalara ait kayıtlardan vergi muafiyeti, vergilerin miktarı, vergilerin tahsîli ile ilgili anlaşmazlıklar ve bu anlaşmazlıkların kimler arasında olduğuna dair bilgiler elde edebiliyoruz. Vergilerin tahsili ile ilgili kayıtlar Osmanlı Devleti’nin vergi sistemi ile ilgili bilgileri de ulaştırmaktadır.
Osmanlı Devleti’nde vakıfların oluşturulması ve işletilmesinin de şer’i mahkemenin izni ve denetimi ile gerçekleştirildiği görülür. Bu vesile ile incelediğimiz Şer’iye Sicilinde, Manastırda kurulmuş olan bazı vakıflar, bu vakıfların teşkili, işleyişi, vakıflara mütevellî tayini vakıflara ait dükkan, mahalle, köylerin de kayıtları bulunmaktadır.
Manastırdaki papazlarla ilgili davalara bakmak Şer’i Mahkemenin görevleri arasında bulunmaktadır. Sicilimizde papazların görevlendirilmesi, güvenliklerinin sağlanmasıyla ilgili kayıtlara rastlamak mümkündür. Şer’i hukuka karşı sorumlu oldukları için Gayrimüslimler de bütün konularda şer’i mahkemeye başvurabilmekte idiler.
Kayıtların bir kısmını ise cinayet, gasp, iftira, hızsızlık, fuhuş, diğer bir insana rahatsızlık verme, başka birisinin malına zarar verme gibi adi suçlar oluşturmaktadır.
Şer‘îye Sicili’ne kaydolunmuş olan ferman, berat , hüccet vb. suretler de idari teşkilat hakkında bize önemli bilgiler vermektedir. Askerî (idarî) teşkilatta yer alan görevlilerin isimlerini, görev sürelerini, bu görevlere nasıl atandıklarını ve bu görevlilerle ilgili sorunları ferman, berat ve hüccet suretlerinden öğrenebilmek mümkün olabilmektedir. Bunlara ek olarak,Gayrimüslimlerin nasıl bir kılık kıyafetle dolaşacaklarının düzenlenmesi, tütün ekiminin-içiminin-satışının yasaklanması,Yeniçeri ocağına oğlan toplanması, eşkıyalık hareketleri ve asayişsizliğe karşı alınan tedbirler, bir ölüm olayının araştırılması, köle azadı, fazla vergi alınması üzerine halkın şikayette bulunması,tımar-zeamet-iltizam tevcihi, imam-müezzin-mütevelli görevlendirilmeleriyle ilgili kayıtlar da bulunmaktadır.
İki Numaralı Manastır Şer’iye Sicili’nin ilk ve son sayfası okunaksızdır.
Sicilimizde Manastır Şer‘i Mahkemesi’nin, şer‘i ve örfi hukuku titiz bir şekilde uyguladığı görülmektedir. Ayrıca Şer‘i Mahkeme’ye intikal eden davaların sonunda şiddet içeren hüküm verilmemiş, taraflar arasında anlaşmanın sağlanmasına ve tarafların mağdur kalmamasına özen gösterilmiştir.
Seferlere katılmama, görevi ihmal etme gibi yükümlülüklerini yerine getirmeyenlerin imtiyazlarını kaybettikleri görülmektedir. Çeşitli vesilelerle kişilerin haklarına müdahalede bulunanların merkezi yada yerel idarece engellendiğini tespit edebiliyoruz. Devlet görevlilerinin ya da diğer şahısların sosyal ve ekonomik durumlarına kısmen değinilmektedir.
Ayrı yerlerde yaşayan Müslüman ya da Gayrimüslimin; öşür, cizye, agnam gibi vergileri ödemekle mükellef olduklarını, bazen vergilerin ağır gelmesinden dolayı halkın şikayette bulunabildiğini, halkın bir kesiminin vergiden muaf tutulduğunu, farklı vergilerin toplanmasını, devrin vergi memurlarının tayin edilmesini, görevlilerin ihmalkarlıklarını, vergi türlerini, bunların değerlerini, toplandıkları zamanı ve toplanmasına son verildiği zamanı tespit edilebiliyoruz.
İdarenin ve toplumsal düzenin sağlanabilmesi için haramilerin faaliyetlerinin engellenmesi doğrultusunda bazı düzenlemeler yapıldığı, halkın da yardımıyla suçluların yakalandıkları görülmektedir. Özellikle Gayrimüslimlerin, huzurlarının kaçmaması, bazı baskılara maruz olmamak için suçluyu yakalayıp teslim ettiklerini tespit etmek mümkündür. Hırsızlık, fuhuş, yaralama, cinayet gibi suçları işleyenlerin, gerekli araştırmalar yapıldıktan ve şahitler dinlendikten sonra yargılandıkları görülmektedir.
Şer‘i Mahkeme’de; mülk alımı-satımı, alacak-verecek, miras, vasi tayin etme gibi konuların görülmesi yada kaydedilmesi, bize sosyal ve ekonomik hayat için önemli bilgiler vermektedir. İnsanların mesleklerine, imal ettikleri mallara, bu malların satıldıkları yerlere kısmen de olsa işaret edilmektedir.
Kayıtlardaki fermanlar, beratlar ve sair belgeler doğrultusunda idari, ekonomik, zirai, dini, toplumsal birtakım veriler tespit edilmektedir. müderris, vakıf görevlisi, vergi memurlarının tayin edilmesi, Yeniçeri ocağına oğlan alınması, asayişin düzenlenmesi, Müslüman olmayan ahalinin din değiştirmesi, ölen kimselerin çocuklarına vasi tayin edilmesi, vakf edilen mallar ve vakıflar hakkında bilgi edinilebilmesi ile imparatorluğun genel yapılanmasını anlayabilmek mümkündür.
Vakıfların teşekkülünün ve faaliyetinin Manastır Kadısı’nın, dolayısıyla merkezi idarenin denetiminde gerçekleştiği, vakıfların toplumsal açıdan önemli olduğu görülmektedir. Vakıfların şahıslara borç vermesi, okul, cami, konaklama imkanı sunması gibi.
Manastır Şer‘iye sicilinin, XVII. yüzyıl başlarındaki aile yapısı ile ilgili bilgiler de verdiği, boşanmalarda erkeğin kadını yada kadının erkeği boşaması şeklinde olduğu, kadının mihir ve nafaka gibi haklarından vazgeçebildiği, muhallefat kayıtlarından erkeklerin birden fazla eşle evlenmesinin pek yaygın olmadığı , mihrin evliliklerde kadın için bir tür güvence oluşturduğu, yetimlere vasi tayin edildiği gibi uygulamalar görülmektedir.
İncelediğimiz sicilden XVII. Yüzyılın başlarında Manastır’daki iktisadi hayat ile ilgili bilgilere de ulaşabilmek mümkündür. Müslümanlar ile Gayrimüslimler arasında satışların, borçlanmanın gerçekleştiği, kadınların da borçlanabildikleri ve satış yapabildikleri görülmektedir.
Kayıtlardan mahkemeye bildirilmek suretiyle kölelerin azat edildiği anlaşılmakta ve kölelerin ırkıyetinin de belirtildiği görülmektedir.
Sonuç olarak sicilin tutulduğu dönemde, halkın genel olarak uyum içerisinde olduğunu ve bazı olumsuzluklara rağmen merkezi idarenin genelde duruma hakim olduğunu söyleyebiliriz.
Necati ÇAYIRLI
Tarihi Miras; siyasi, askeri, idari, hukuki, iktisadi, ekonomik, kültürel vb. yönüyle
düşünülmelidir! Gerçek manada belirleyici olabilmesi için. Bu bağlamda mukayeseli tarih anlayışı ile olayların yada süreçlerin karmaşık sebepleri ve sonuçları hakkında olumsuz veya olumlu fikir üretmek mümkün olur. Böylece geçmişte nelere katlanıldığı ve nasıl bir neticeye ulaşıldığı daha iyi anlaşılır ve geleceğe aktarılır.
Osmanlı’dan Cumhuriyet’e geçişle alakalı yapılan yorumlara baktığımızda bazı farklılıklar görülmektedir. Biri; Cumhuriyetin, bir kısım fikir ve kurumları Osmanlıdan devraldığını ve Cumhuriyetin Osmanlı modernleşmesinin bir devamı olduğunu ileri sürerken bir diğeri de; siyasal, kültürel, ekonomik vb bir aktarımın köklü değişimi ile birlikte
Cumhuriyete geçildiğini ve karanlıktan aydınlığa ulaşıldığına dikkat çeker. Bir diğer ifadeyle değişim, ya eskinin devamı ve yüzeysel yada tamamen yeni ve köklü bir inkılaptır. Bunların dışında birde İnkılâbın başlangıç tarihi konusu var. Bir kesim 1908 yılını esas alırken diğer bir kesim 1923 yılını esas almaktadır.
Yukarıda ifade edilenler doğrultusunda geçiş sürecinde; tarihteki süreklilik ilkesi ve inkılaba öncülük eden lidere göre dengenin nasıl sağlandığı, devralınan mirasın en iyi şekilde nasıl değerlendirildiği/yorumlandığı, örneklerle açıklanmaya çalışılacaktır. Değişim kabiliyeti olan Türk Milletinin, Mustafa Kemal Atatürk öncülüğünde neleri başardığına dikkat çekilecektir. Böylece Tarih Perspektifinin gerekliliği ve Tarihi Mirasın gelişime engel olmayabileceği kısmen de olsa somut olarak ortaya konulmaya çalışılacaktır.
Bilindiği üzere her ulusun yüzyıllar boyunca oluşan, gelişen, değişen, gerçekte yaşamına bir anlam, bir değer katan kendi gelenek ve görenekleri vardır. Her ulus kendi gelenek ve göreneklerini değerlendirebilmelidir ki kültürel zenginliğini koruyabilsin, Ancak yaşam koşullarının değişmesinin sonucu olarak bugün eski gelenek ve göreneklerin büyük ölçüde aşındığı görülür. Unutulmaya yüz tutan bu gelenek ve göreneklere, düğün adetlerim de dahil edebiliriz.
Bati toplumlarda kız ve erkeklerin çocuk yaşta evlendirildiği görülür. "Beşik Kertliği Evlilik", "Kız kaçırma yoluyla evlilik", "değiş evlilik" gibi hem geleneksel yaşam gereği, hem de ekonomik nedenlerle yapılan evlilik türlerine rastlanır. Mirasın dağılmasını önlemeye yönelik olan "akraba evliliği" gibi.
Evlenmenin bir özelliği de; toplumun dayanışma ve düğün sahibine yardım gibi konularda yakınlaşmanın artmasıdır. Bu yazımda, Üsküp ve çevresindeki Türk halkının düğün adetlerinden saptayabildiklerimi diğer bazı çalışmalarında yardımıyla kaleme almaya çalıştım.
AT THE CONTEXT OF MACEDONIAN TURKS IDENTITY
Necati ÇAYIRLI
Macedonia as an inseparable part of the Turkish History, is one of the mixed regions from the ethnic, religious, cultural and linguistic point of view of the Balkans. During history, the existence of Turks in a region where different tribes like Thracians, Romans, Slavs have settled, begins with the arrival of Hun Turks at IV. Century over here. From the second half of XIV. Century to the Balkan wars, the region remained under the domination of Ottomans. With the withdrawal of the Ottoman State from the region, Turks who got at a position to immigrate with different reasons, fell in status of minority. Turks already in a victimized position, both in the kingdom of Yugoslavia and in the period of Yosip Broz Tito; didn’t make any presence felt for the matters of religious, language, educational, social and political organizations. After the death of Tito (1980), like other nations, a new period from the point of view of Turks began with the breakup of Yugoslavia which in general terms had begun to lose its constructive and peaceful status and also with the declaration of the independence of Macedonia (1991).
There is a social solidarity (waqf percept) at the region going on from the Ottoman period. It was quite impossible for the Turks to come together at the fields of language, education, folklore, organizing at political, social and cultural terms during the years 1912-1940. However, there were developments like the establishment of “Charitable Community of Skopje Turks” from the “Sebat Football Club” at 1924. Macedonian Turks; established “Yücel Organization” at 1942 and also “Victory” Culture and Sport Club at 1946. But the negative effects of the immigrations and existing governance, leaded to the shortness of periods or terminating of these activities. Like the “Yücel Organization”
Associations like “Community of Turkish Writers” at 1950, “New Road” at 1966, “Golden Fingers” at 1976 gave the struggle of continuing their existence. Afterwards, it begins a period of ambiguity of the years 1990, transition to many parties order and political organizing. Despite some negativeness, works on increasing at least the activities in an organized way of cultural, artistic and social fields of Turks, occur. As from the year 2015 there are approximately 5000 registered NGO’s at 20 different fields in Macedonia. During the period 1990-2015, 127 Turkish Non-Governmental Organizations like “Bridge”, “Horizon”, “Shield”, “Compassion”, “Namik Efendi”,”Young Pencils”,”MATÜKAT” have been acting on cultural, artistic and communal fields and also on the awareness of Turks.
As a result, NGO’s have been established within the purpose of protecting the national and moral culture of Macedonian Turks, defending the rights and common interests in a democratic way, performing works on building good relations with the other Macedonian citizens and contributing to settle the tolerance and mentality of living together in Macedonia. Hereby, Macedonian Turks; in the name of protecting the national and religious identities, keep increasing their activities by being organized in cultural, artistic, social fields etc.
Kaynakça
http://www.mynet.com/haber/foto-analiz/dunya-lideri-ataturkun-diger-ulkelerde-isminin-verildigi-29-yer-1547556-1
http://www.yenibalkan.com/tr/makedonya/merkez-jupada-ataturk-heykeli-dikildi
Belgelerden teşkilatın Balkanlardaki Romen kültürünün gelişmesi için çeşitli faaliyetlerde bulunduğunu, zaman zaman diğer teşkilatlar ile de beraber hareket ettiğini, Romen Dili ve Kültürü’nü öğrenmeleri için Balkanlardaki (Makedonya, Yunanistan Bulgaristan vd.) Romenlere maddi yardımlarda bulunduğunu görmek mümkündür.
It is obvious that the organization worked for the development of the Rumanian Culture in the Balkans and from time to time cooperate with the others. On the other hand it also gave monetary aid to the Rumanians in the Balkans in order to learn the Rumanian language.
Organization gave certificates about their identity to the people who live out of Rumania. Related with this topic; letters, reports, protocols, balance sheets, records of aids and grants, photographs and other documents can be in archives. Some other documents is given in the appendix.
Makedonya ve Sırbistan arasında yapılan ticari ilişkiler hakkında pek birşey yazılmamış, bazen küçük çapta ticaret yapıldığına değinilmiştir. Fakat Sırbistan'ın Makedon ürünleri için daha çok geçiş bölgesi olarak kullanıldığına yer verilmektedir.örneğin; Desa MIL0SKA çalışmalarında Güney Sırbistan ile ticari ilişkilerden bahsetmektedir.
Sırbistan'ın Osmanlı hakimiyetinde iken yaptığı ticari ilişkileri görmeden önce şu iki unsuru belirtmek gerekir. Birincisi; Sırbistan ile Osmanlı Devleti arasındaki siyasi gelişmelerin ticari ilişkileri engellemesi ikincisi; Makedonya ile Sırbistan arasındaki ticari ilişkiler hakkındaki kaynakların yetersiz olması.
XIX.asrın başlarında Sırp'ların Osmanlı'ya karşı isyana kalkışmaları iktisadi hayatı olumsuz yönde etkilemiştir. Örneğin ilk Sırp isyanının (1804-1813) gerçekleştiği yıllarda ekonomik hayat büyük bir durgunluk yaşamıştır (1804-1807). Sonraları (1807-1809) biraz düzelme olduysa da bu kısa sürmüştür. İkinci Sırp isyanı da 1830'a kadar ticari gelişimi olumsuz yönde etkiledi.
Savaşın yapıldığı yer Makedonya'ya uzak olmasına rağmen Makedonya'da da birtakım faaliyetler olmuştur. Savasın genişlemesini engellemek isteyen Padişah, yerel yöneticileri ve Müslümanları Sırplara karşı "Kutsal Savaşa" çağırmıştır. Her türlü (gıda, at vb.) ihtiyacın Makedonya'dan karşılanması da istenmiştir. Bu gelişmeler olurken Sırplar daha çok Avusturya ile ticari ilişkilerde bulunmuşlar, arasıra da Osmanlı ile de hayvan ticareti yapmışlardır. Ancak bununla ilgili olarak yeterli bilgimiz bulunmamaktadır.
Републиката
Неџати Чајирли
Политички, воени, административни, правни, економски, културни и др. аспекти
треба да се сметаат како историско наследство. Со тоа што се добива вистинската
одредница. Во овој контекст, сфаќањата на компаративна историја и комплекс
причините за настаните или процесите и резултатите ќе биде можно да се произведат
негативни или позитивни идеи. Со тоа што ќе се разбере, што е претрпено во минатото
и кои резултати се постигнати за да може подобро да се префрлаат во идината .
Кога ќе се разгледа во коментарите што се однесуваат на транзицијата од
Отоманската на Република се гледаат некои разлики. Првите сугерираат дека;
Републиката со некои идеи и институции се наследени од Отоманската Империја и
истата е продолжение на модернизираната Отоманска Империја, додека другиот дел,
привлекува внимание дека промените во политичките, културните, економските и др.
процеси се радикални и Републиката достигна промена од темнина во светлина. Со
други зоборови, промените или се продолжение на старите со површни или целосно
нови со радикални реформи. Освен тоа, имаме тема и со почеток на Револуцијата. Еден
дел се базира врз основа на 1908 година, а друг дел врз основа на 1923 година.
Врз горе наведените изрази, процесот на транзицијата, принципот на
континуитетот во револуцијата и правилното коментирање за тоа како беше ставена
вистинската рамнотежа на наследеното, ќе се објасни со примери според лидерот. Ќе се
привлече внимание за успесите и способностите на промените на Турската нација под
водство на Мустафа Ќемал Ататурк. Така што, макар и делумно но конкретно ќе се
обиде да се стави во вид дека потребите за Историската Перспектива не е пречка за
развој на Историското Наследство
Şer’iye Sicili’ne Manastır Şer’i Mahkemesi’ne gelen davalarla ilgili tutulan tutanaklar ve İstanbul’dan (veya Edirne gibi diğer merkezlerden) Manastır Kadılığı’na gönderilen ferman, berat ve hüccetlerin birer suretleri kaydedilmiştir. Şer’i Mahkemenin görev alanı ve bakmakla yükümlü olduğu dava ve müracaat konuları, günümüzdeki mahkemelere oranla çok daha geniştir. Bundan dolayı, ele aldığımız Şer’iye Sicili’nde anlaşmazlıkların çözülmesi, herhangi bir olaydan dolayı meydana gelen kavga, hırsızlık vb. istenmeyen olaylara bakılması ve ceza gerektiren olaylarda cezanın tespit edilmesinin yanı sıra yine herhangi bir konu üzerinde verilen kararın onaylanarak resmileştirilmesiyle ilgili kayıtlar da bulunmaktadır.
Her türlü satışlar, boşanmalar, miras taksîmatı, vakıf gelirleri veya mütevellileri, köle azadı, vergilerin tahsili, hibe vb. konular Şer’i Mahkemede onaylanarak resmi kayıtlara geçirilmiştir.
İncelediğimiz Şer’iye Sicilinde ağırlıklı olarak iktisadi faaliyetlerin onaylanmasına dair kayıtlar bulunmaktadır. Bunlar, mülk satışları, para veya mal alacak-verecekleri vb. anlaşmazlıklardır. Satışların bir kısmı mülk statüsünde olan menzil (ev ve çevresindeki bahçe, ağaçlar, kuyu vb.den oluşan arazi parçası) satışları oluşturmaktadır. Bağ, çiftlik, Bahçe, değirmen ve dükkan satışları da mülk satışlarını takip etmektedir. Tarlaların devir edilmesine dair kayıtlar mülk satışlarına göre çok azdır. Ayrıca sicilimizde Osmanlı Devleti Toprak Yönetimi ile ilgili bilgiler de bulunmaktadır. Tımar, zeamet ve haslarla ilgili kayıtlar bize önemli bilgiler sunmaktadır.
Şer’iye Sicilimizin içerisinde aile ile ilgili konular da vardır. Bu konular; boşanmaların onaylanması, kassam tarafından tespit edilen ve varisler arasında paylaştırılan terekelerin kaydedilmesi, varislerin hisselerini teslim aldıkları ibraz etmeleri, yetim kalmış veya bakacak kimsesi olmayan çocuklara vasi tespiti ve nafaka bağlanması gibi aileyi ilgilendiren hukuki meselelerdir.
Vergilerin tahsîli ile ilgili anlaşmazlıklara veya usulsüzlük iddialarına dair davaların da Şer’i Mahkemenin görevi dahilinde olduğu görülmektedir. Bu gibi davalara ait kayıtlardan vergi muafiyeti, vergilerin miktarı, vergilerin tahsîli ile ilgili anlaşmazlıklar ve bu anlaşmazlıkların kimler arasında olduğuna dair bilgiler elde edebiliyoruz. Vergilerin tahsili ile ilgili kayıtlar Osmanlı Devleti’nin vergi sistemi ile ilgili bilgileri de ulaştırmaktadır.
Osmanlı Devleti’nde vakıfların oluşturulması ve işletilmesinin de şer’i mahkemenin izni ve denetimi ile gerçekleştirildiği görülür. Bu vesile ile incelediğimiz Şer’iye Sicilinde, Manastırda kurulmuş olan bazı vakıflar, bu vakıfların teşkili, işleyişi, vakıflara mütevellî tayini vakıflara ait dükkan, mahalle, köylerin de kayıtları bulunmaktadır.
Manastırdaki papazlarla ilgili davalara bakmak Şer’i Mahkemenin görevleri arasında bulunmaktadır. Sicilimizde papazların görevlendirilmesi, güvenliklerinin sağlanmasıyla ilgili kayıtlara rastlamak mümkündür. Şer’i hukuka karşı sorumlu oldukları için Gayrimüslimler de bütün konularda şer’i mahkemeye başvurabilmekte idiler.
Kayıtların bir kısmını ise cinayet, gasp, iftira, hızsızlık, fuhuş, diğer bir insana rahatsızlık verme, başka birisinin malına zarar verme gibi adi suçlar oluşturmaktadır.
Şer‘îye Sicili’ne kaydolunmuş olan ferman, berat , hüccet vb. suretler de idari teşkilat hakkında bize önemli bilgiler vermektedir. Askerî (idarî) teşkilatta yer alan görevlilerin isimlerini, görev sürelerini, bu görevlere nasıl atandıklarını ve bu görevlilerle ilgili sorunları ferman, berat ve hüccet suretlerinden öğrenebilmek mümkün olabilmektedir. Bunlara ek olarak,Gayrimüslimlerin nasıl bir kılık kıyafetle dolaşacaklarının düzenlenmesi, tütün ekiminin-içiminin-satışının yasaklanması,Yeniçeri ocağına oğlan toplanması, eşkıyalık hareketleri ve asayişsizliğe karşı alınan tedbirler, bir ölüm olayının araştırılması, köle azadı, fazla vergi alınması üzerine halkın şikayette bulunması,tımar-zeamet-iltizam tevcihi, imam-müezzin-mütevelli görevlendirilmeleriyle ilgili kayıtlar da bulunmaktadır.
İki Numaralı Manastır Şer’iye Sicili’nin ilk ve son sayfası okunaksızdır.
Sicilimizde Manastır Şer‘i Mahkemesi’nin, şer‘i ve örfi hukuku titiz bir şekilde uyguladığı görülmektedir. Ayrıca Şer‘i Mahkeme’ye intikal eden davaların sonunda şiddet içeren hüküm verilmemiş, taraflar arasında anlaşmanın sağlanmasına ve tarafların mağdur kalmamasına özen gösterilmiştir.
Seferlere katılmama, görevi ihmal etme gibi yükümlülüklerini yerine getirmeyenlerin imtiyazlarını kaybettikleri görülmektedir. Çeşitli vesilelerle kişilerin haklarına müdahalede bulunanların merkezi yada yerel idarece engellendiğini tespit edebiliyoruz. Devlet görevlilerinin ya da diğer şahısların sosyal ve ekonomik durumlarına kısmen değinilmektedir.
Ayrı yerlerde yaşayan Müslüman ya da Gayrimüslimin; öşür, cizye, agnam gibi vergileri ödemekle mükellef olduklarını, bazen vergilerin ağır gelmesinden dolayı halkın şikayette bulunabildiğini, halkın bir kesiminin vergiden muaf tutulduğunu, farklı vergilerin toplanmasını, devrin vergi memurlarının tayin edilmesini, görevlilerin ihmalkarlıklarını, vergi türlerini, bunların değerlerini, toplandıkları zamanı ve toplanmasına son verildiği zamanı tespit edilebiliyoruz.
İdarenin ve toplumsal düzenin sağlanabilmesi için haramilerin faaliyetlerinin engellenmesi doğrultusunda bazı düzenlemeler yapıldığı, halkın da yardımıyla suçluların yakalandıkları görülmektedir. Özellikle Gayrimüslimlerin, huzurlarının kaçmaması, bazı baskılara maruz olmamak için suçluyu yakalayıp teslim ettiklerini tespit etmek mümkündür. Hırsızlık, fuhuş, yaralama, cinayet gibi suçları işleyenlerin, gerekli araştırmalar yapıldıktan ve şahitler dinlendikten sonra yargılandıkları görülmektedir.
Şer‘i Mahkeme’de; mülk alımı-satımı, alacak-verecek, miras, vasi tayin etme gibi konuların görülmesi yada kaydedilmesi, bize sosyal ve ekonomik hayat için önemli bilgiler vermektedir. İnsanların mesleklerine, imal ettikleri mallara, bu malların satıldıkları yerlere kısmen de olsa işaret edilmektedir.
Kayıtlardaki fermanlar, beratlar ve sair belgeler doğrultusunda idari, ekonomik, zirai, dini, toplumsal birtakım veriler tespit edilmektedir. müderris, vakıf görevlisi, vergi memurlarının tayin edilmesi, Yeniçeri ocağına oğlan alınması, asayişin düzenlenmesi, Müslüman olmayan ahalinin din değiştirmesi, ölen kimselerin çocuklarına vasi tayin edilmesi, vakf edilen mallar ve vakıflar hakkında bilgi edinilebilmesi ile imparatorluğun genel yapılanmasını anlayabilmek mümkündür.
Vakıfların teşekkülünün ve faaliyetinin Manastır Kadısı’nın, dolayısıyla merkezi idarenin denetiminde gerçekleştiği, vakıfların toplumsal açıdan önemli olduğu görülmektedir. Vakıfların şahıslara borç vermesi, okul, cami, konaklama imkanı sunması gibi.
Manastır Şer‘iye sicilinin, XVII. yüzyıl başlarındaki aile yapısı ile ilgili bilgiler de verdiği, boşanmalarda erkeğin kadını yada kadının erkeği boşaması şeklinde olduğu, kadının mihir ve nafaka gibi haklarından vazgeçebildiği, muhallefat kayıtlarından erkeklerin birden fazla eşle evlenmesinin pek yaygın olmadığı , mihrin evliliklerde kadın için bir tür güvence oluşturduğu, yetimlere vasi tayin edildiği gibi uygulamalar görülmektedir.
İncelediğimiz sicilden XVII. Yüzyılın başlarında Manastır’daki iktisadi hayat ile ilgili bilgilere de ulaşabilmek mümkündür. Müslümanlar ile Gayrimüslimler arasında satışların, borçlanmanın gerçekleştiği, kadınların da borçlanabildikleri ve satış yapabildikleri görülmektedir.
Kayıtlardan mahkemeye bildirilmek suretiyle kölelerin azat edildiği anlaşılmakta ve kölelerin ırkıyetinin de belirtildiği görülmektedir.
Sonuç olarak sicilin tutulduğu dönemde, halkın genel olarak uyum içerisinde olduğunu ve bazı olumsuzluklara rağmen merkezi idarenin genelde duruma hakim olduğunu söyleyebiliriz.
Necati ÇAYIRLI
Tarihi Miras; siyasi, askeri, idari, hukuki, iktisadi, ekonomik, kültürel vb. yönüyle
düşünülmelidir! Gerçek manada belirleyici olabilmesi için. Bu bağlamda mukayeseli tarih anlayışı ile olayların yada süreçlerin karmaşık sebepleri ve sonuçları hakkında olumsuz veya olumlu fikir üretmek mümkün olur. Böylece geçmişte nelere katlanıldığı ve nasıl bir neticeye ulaşıldığı daha iyi anlaşılır ve geleceğe aktarılır.
Osmanlı’dan Cumhuriyet’e geçişle alakalı yapılan yorumlara baktığımızda bazı farklılıklar görülmektedir. Biri; Cumhuriyetin, bir kısım fikir ve kurumları Osmanlıdan devraldığını ve Cumhuriyetin Osmanlı modernleşmesinin bir devamı olduğunu ileri sürerken bir diğeri de; siyasal, kültürel, ekonomik vb bir aktarımın köklü değişimi ile birlikte
Cumhuriyete geçildiğini ve karanlıktan aydınlığa ulaşıldığına dikkat çeker. Bir diğer ifadeyle değişim, ya eskinin devamı ve yüzeysel yada tamamen yeni ve köklü bir inkılaptır. Bunların dışında birde İnkılâbın başlangıç tarihi konusu var. Bir kesim 1908 yılını esas alırken diğer bir kesim 1923 yılını esas almaktadır.
Yukarıda ifade edilenler doğrultusunda geçiş sürecinde; tarihteki süreklilik ilkesi ve inkılaba öncülük eden lidere göre dengenin nasıl sağlandığı, devralınan mirasın en iyi şekilde nasıl değerlendirildiği/yorumlandığı, örneklerle açıklanmaya çalışılacaktır. Değişim kabiliyeti olan Türk Milletinin, Mustafa Kemal Atatürk öncülüğünde neleri başardığına dikkat çekilecektir. Böylece Tarih Perspektifinin gerekliliği ve Tarihi Mirasın gelişime engel olmayabileceği kısmen de olsa somut olarak ortaya konulmaya çalışılacaktır.
Bilindiği üzere her ulusun yüzyıllar boyunca oluşan, gelişen, değişen, gerçekte yaşamına bir anlam, bir değer katan kendi gelenek ve görenekleri vardır. Her ulus kendi gelenek ve göreneklerini değerlendirebilmelidir ki kültürel zenginliğini koruyabilsin, Ancak yaşam koşullarının değişmesinin sonucu olarak bugün eski gelenek ve göreneklerin büyük ölçüde aşındığı görülür. Unutulmaya yüz tutan bu gelenek ve göreneklere, düğün adetlerim de dahil edebiliriz.
Bati toplumlarda kız ve erkeklerin çocuk yaşta evlendirildiği görülür. "Beşik Kertliği Evlilik", "Kız kaçırma yoluyla evlilik", "değiş evlilik" gibi hem geleneksel yaşam gereği, hem de ekonomik nedenlerle yapılan evlilik türlerine rastlanır. Mirasın dağılmasını önlemeye yönelik olan "akraba evliliği" gibi.
Evlenmenin bir özelliği de; toplumun dayanışma ve düğün sahibine yardım gibi konularda yakınlaşmanın artmasıdır. Bu yazımda, Üsküp ve çevresindeki Türk halkının düğün adetlerinden saptayabildiklerimi diğer bazı çalışmalarında yardımıyla kaleme almaya çalıştım.
AT THE CONTEXT OF MACEDONIAN TURKS IDENTITY
Necati ÇAYIRLI
Macedonia as an inseparable part of the Turkish History, is one of the mixed regions from the ethnic, religious, cultural and linguistic point of view of the Balkans. During history, the existence of Turks in a region where different tribes like Thracians, Romans, Slavs have settled, begins with the arrival of Hun Turks at IV. Century over here. From the second half of XIV. Century to the Balkan wars, the region remained under the domination of Ottomans. With the withdrawal of the Ottoman State from the region, Turks who got at a position to immigrate with different reasons, fell in status of minority. Turks already in a victimized position, both in the kingdom of Yugoslavia and in the period of Yosip Broz Tito; didn’t make any presence felt for the matters of religious, language, educational, social and political organizations. After the death of Tito (1980), like other nations, a new period from the point of view of Turks began with the breakup of Yugoslavia which in general terms had begun to lose its constructive and peaceful status and also with the declaration of the independence of Macedonia (1991).
There is a social solidarity (waqf percept) at the region going on from the Ottoman period. It was quite impossible for the Turks to come together at the fields of language, education, folklore, organizing at political, social and cultural terms during the years 1912-1940. However, there were developments like the establishment of “Charitable Community of Skopje Turks” from the “Sebat Football Club” at 1924. Macedonian Turks; established “Yücel Organization” at 1942 and also “Victory” Culture and Sport Club at 1946. But the negative effects of the immigrations and existing governance, leaded to the shortness of periods or terminating of these activities. Like the “Yücel Organization”
Associations like “Community of Turkish Writers” at 1950, “New Road” at 1966, “Golden Fingers” at 1976 gave the struggle of continuing their existence. Afterwards, it begins a period of ambiguity of the years 1990, transition to many parties order and political organizing. Despite some negativeness, works on increasing at least the activities in an organized way of cultural, artistic and social fields of Turks, occur. As from the year 2015 there are approximately 5000 registered NGO’s at 20 different fields in Macedonia. During the period 1990-2015, 127 Turkish Non-Governmental Organizations like “Bridge”, “Horizon”, “Shield”, “Compassion”, “Namik Efendi”,”Young Pencils”,”MATÜKAT” have been acting on cultural, artistic and communal fields and also on the awareness of Turks.
As a result, NGO’s have been established within the purpose of protecting the national and moral culture of Macedonian Turks, defending the rights and common interests in a democratic way, performing works on building good relations with the other Macedonian citizens and contributing to settle the tolerance and mentality of living together in Macedonia. Hereby, Macedonian Turks; in the name of protecting the national and religious identities, keep increasing their activities by being organized in cultural, artistic, social fields etc.
parçasıdır. Ayrıca Balkanların etnik, dinsel, kültürel ve lengüistik açıdan en karışık bölgelerindendir.
Makedonya bölgesi; Ege Makedonya’sı (Yunanistan’da), Vardar Makedonya’sı (Bugünkü Makedonya
Cumhuriyeti) ve Prin Makedonya’sı (Bulgaristan’da) şeklinde üçe bölünmüş durumdadır.
Makedonya’ya tarih boyunca çeşitli kavimler (Traklar, İllirler, Romalılar, Slavlar...) yerleştiler. IV.
Yüzyılda Hun Türklerinin buralara gelişini, Avarlar, Bulgarlar, Kıpçaklar, Peçenekler takip ettiler. XIV.
Yüzyılın ikinci yarısından Balkan Savaşları’na kadar bölge Osmanlı hâkimiyetinde kaldı.
Balkan Savaşları’ndan sonra Osmanlı Devleti’nin bölgeden çekilmesiyle çeşitli vesilelerle
gerçekleşen göçler ile Müslümanlar zamanla azınlık konumuna düştüler. Gerek krallık Yugoslavya’sında
gerekse Yosip Broz Tito’nun başta olduğu dönemde mağdur durumda kalan Müslümanlar, etnik kökenli
gerekçelerinde etkisiyle; din, dil, eğitim, sosyal ve siyasal örgütlenme gibi hususlarda pek varlık
gösteremediler.
Tito’nun ölümüyle (1980) genel anlamda yapıcı ve barışçıl konumunu kaybetmeye başlayan
Yugoslavya’nın 1990’ların başında parçalanması ile Makedonya bağımsızlığını ilan etti (1991). Böylece
Türkler, Arnavutlar vd. Müslümanlar açısından da yeni bir dönem başlamış oldu. Bu bağlamda yazımızda
genel olarak Makedonya’daki İslamiyet hakkında bilgilere yer verilecektir.
Bugün Makedonya Müslümanları, tüm olumsuzluklara rağmen, benliklerini ve değerlerini korumaya,
manevi unsurlara bağlı kalmaya devam etmektedirler. Bu noktada Makedonya Anayasa Mahkemesi üyesi
Salih Murat’ın: ‘Türkiye'nin duruşu itibarımızı artırdı. Yüzümüzde azıcık mutluluk varsa onu da Türkiye
devletine ve insanına borçluyuz" şeklindeki ifadeleri çok manidardır…
Çalışmamızdaki konu başlıkları sırasıyla şunlardır: 1- İslam’ın Makedonya’daki Gelişimi 2-
Makedonya Müslümanları 3- Makedonya’da İslami Eğitim 4- Makedonya’daki İslam Kültürüne Ait
Eserlerin Durumu 5- İslami Hassasiyet İle Faal Olan Bazı Kuruluşlar/Dernekler 6- Müslümanların Karşı
Karşıya Kaldığı Sorunlar.
Balkanlarda; Arnavutluk, Bulgaristan, Yugoslavya, Romanya, Yunanistan ve Türkiye’nin toprakları bulunmaktadır. Balkan topraklarında Macar, Dalmaçyalı, Slav, Sırp, Romen, Bulgar, Makedon, Karadağlı, Rum ve Türkler yaşamaktadır. Balkanlar siyasî ve stratejik özelliği nedeniyle Avrupa büyük devletlerinin çıkar çatışmalarına sahne olmuş olan bir bölgedir. Osmanlı Devleti’nin güçlü olduğu devirler dışında Balkanlar coğrafî, tarihî, etnik ve dinî nedenlerle parçalanmış bir durum arzetmektedir. Bu özelliğinden istifade edilen Balkanlarda, I.Dünya Savaşı esnasında çatışmalar ve ayaklanmalar çıkarıldı. Büyük devletlerin peşinde savaşa katılan Balkan devletleri de savaş sonrası parçalanmış olarak ortaya çıktılar.
Mustafa Kemal önderliğinde kurulan Türkiye Cumhuriyetinin dış politikası barışçıl esaslara dayanmaktaydı. 1923’de gerçekleşmiş olan Lozan Antlaşmasından itibaren Türkiye, Balkan ülkeleri ile kurduğu diplomatik ilişkilerde hep yapıcı olmaya çalıştı.
Mustafa Kemal Atatürk’ün doğduğu, büyüdüğü, eğitim gördüğü yerlerin uzun bir süre çatışma ortamında olduğu düşünüldüğünde özellikle Manastır (Bitola) şehrindeki günleri ayrıca önem arz etmektedir. Zira Manastır şehrindeki günlerinin Mustafa Kemal’in ileride iyi bir lider ve fikir adamı olmasındaki payı büyüktür. ‘Ben harpçi olamam, çünkü ben harbin acıklı hallerini herkesten iyi bilirim.’ Sözleriyle yaşadıklarına rağmen ‘Barışçıl’ olmayı tercih eden Mustafa Kemal Atatürk bu yönüyle örnek bir devlet adamıdır. Bu bağlamda O’nun ‘Yurtta Sulh Cihanda Sulh’ fikri daha fazla benimsenip önem arz edecektir.
Türkiye Cumhuriyeti, kendi çıkarlarına uygun yeni bir diplomasi geliştirmek zorundaydı. Mustafa Kemal Atatürk, genç devletin dış politikasını ulusal çıkarlar, güvenlik ve barışın korunması üzerine kurdu. Bu politikayla yola çıkan Türkiye Cumhuriyeti, tarihi bağlarının olduğu ve stratejik açıdan önemli Balkan Devletleriyle de bu anlayışla diplomatik ilişkilere başladı. Böylelikle Türkiye, Atatürk döneminde, Balkan Devletleri arasında saygın bir yer kazandı.
Atatürk, ‘Balkan Barışı’ için Türkiye dışındaki Türklerin Türkiye’ye göçlerini engellemek ve bulundukları ülkelerde sosyal, kültürel vb. yapılarını koruyarak yaşamaya devam etmelerini sağlayabilmek yönünde bir politika izlemeye çalıştı. Bunu hayata geçirebilmek için ilgili devletlerle iyi ilişkiler içerisinde olmayı esaslı bir şekilde hayata geçirmeye gayret etti. Bu bağlamda Hamdullah Suphi Tanrıöver’in Romanya’ya Büyükelçi olarak tayin edilmesini, Türklük bilinci açısından olduğu kadar bölgesel barışa katkı sağlaması açısından da örneklendirilebiliriz.
Genel olarak bakıldığında Türkiye’nin barışçıl bir tutum içerisinde olmasından dolayı bazı kritik durumlarda destek gördüğünü belirtmemiz gerekir. Bununla ilgili olarak, Lozan’da gerçekleşmiş olan Boğazlar Sözleşmesindeki, Boğazların silahlardan arındırılmasıyla ilgili hükümlerin yer alması hususunu örnek verebiliriz. Zira Türkiye’nin barışçıl duruşu ile bu olumsuz durum, Balkan Devletlerinin de desteğiyle 20 Temmuz 1936 Montreux (Montrö) Boğazlar sözleşmesiyle aşıldı. Sözleşmeyle Boğazların Türkiye tarafından silahlandırılabileceği kabul edilip, Boğazları denetleme yetkisi de Türk Hükümetine devredildi. Sözleşmeye Türkiye, Bulgaristan, Fransa, İngiltere, Japonya, Romanya, Sovyetler Birliği, Yugoslavya ve Yunanistan imza attılar.