Dil Öğretiminde Materyal Tasarım Yaklaşımları: İ‘râb Odaklı ve Konu Merkezli Tasnif Metotlarına Ş... more Dil Öğretiminde Materyal Tasarım Yaklaşımları: İ‘râb Odaklı ve Konu Merkezli Tasnif Metotlarına Şuzûru’z-zeheb ve Katru’n-nedâ Çerçevesinde Analitik Bir Bakış ÖZ Gramer meselesi dil öğretiminin en temel problemlerindendir. Dil ve gramer öğretiminde klasik ve modern birçok yaklaşım vardır. Arap dili ve grameri öğretiminde özellikle iki klasik yaklaşım öne çıkar. Bunlardan biri Arap dilindeki i'râb kategorisini merkeze alan i'râb odaklı anlatımdır. Bu yaklaşımda aynı i'râb özelliğini taşıyan ögeler, farklı konuların bir parçası olsalar dahi aynı ünitede işlenir. Diğeri konu merkezli anlatımdır. Bu yaklaşımda ise, aynı konunun parçaları tek bir ünitede işlenir, türleri farklı olsa da konunun tamamlayıcı i'râb özellikleri aynı konu içinde ele alınır. Her iki yaklaşım dil öğretiminde farklı avantaj ve dezavantajlar sağlar. Bu çalışmada dil öğretimi ve materyal tasarımında i'râb odaklı anlatım metodu ve konu merkezli anlatım metodu şeklindeki iki klasik yaklaşım karşılaştırmalı olarak incelenecektir. Çalışmada model ve örnek zemin olarak Şuzûru'z-zeheb ve Katru'n-nedâ adlı eserler incelenecektir. Bu bağlamda, her iki yaklaşımın güçlü ve zayıf yanları ile avantajlı ve dezavantajlı tarafları belirtilecektir. Ayrıca bu iki yöntemin bugünkü dil öğretim ders kitaplarındaki rolü hakkında da sonuçlar çıkarmaya çalışacağız. Anahtar kelimeler: Arap dili öğretimi, klasik dil öğretimi, dil öğretim metodu, materyal tasarımında klasik metot, klasik telif metodu.
Material Arrangement Approaches in Language Teaching: An Analytical View of the I‘râb-Focused and Subject-Oriented Methods in the framework of Şuzûru’z-zeheb and Katru’n-nedâ Abstract: The topic of grammar is the basic problem of language teaching. There are many classical and modern approaches in language and grammar teaching. In the teaching of Arabic language and grammar, two classical approaches are especially emphasized. One of them is the “i‘râb-focused narration approach” that centers the i‘râb category in the Arabic language. In this approach, the same i‘râb characters are described in the same unit even if they are part of different subjects. The other is the “subject-centered narration approach”. In this approach, parts of the same subject are processed in a single unit, while complementary i‘râb features of the subject are treated in the same subject, even though their types are different. This creates different advantages and disadvantages in language teaching. In this study, two classical approaches the “i‘râb-focused narration method” and “subject-centered narration method” in language teaching and material design will be examined comparatively. In the study, the works of Şuzûru’z-zeheb and Katru’n-nedâ will be examined as model and sample ground. In this context, the strengths and weaknesses of both approaches and their advantages and disadvantages will be indicated. We will also try to draw conclusions about the role of these two methods in today’s language teaching textbooks. Key Words: Arabic language teaching, classical language teaching, language teaching method, classical method for material design, classical copyright method.
Summary/Abstact:
Muhyiddin al-Kâfiyaji (d. 879/1474) is one of the scholars of the fifteenth cent... more Summary/Abstact: Muhyiddin al-Kâfiyaji (d. 879/1474) is one of the scholars of the fifteenth century. His full name is Muhyiddin Abu Abdullah Muhammad bin Suleiman bin Saad bin Masoud Al-Roumi Hanafi. He wrote many books in various fields such as Arabic, Jurisprudence, Quran interpretation and Theology. Some of his books are still in the form of a manuscript or missing. One of his short works in the field of linguistics and rhetoric is Nuzhat al-Mu’rib fi al-Mashriq wa al-Maghrib. This research is based on the analytical study of the treatise Nuzhat al-Mu’rib fi al-Mashriq wa al-Maghrib to show its position, value and impact in the Arabic language. The paper also provides the complete critical edition of the text. Key words: Al-Kâfiyaji, Language, Arabic language, Arabic grammar, grammatical analysis.
الملخص: محيي الدين الكافيجي (ت:879/1474) من علماء القرن الخامس عشر، نسبه: محيي الدين أبو عبد الله محمد بن سليمان بن سعد بن مسعود الرومي الحنفي. لقد ألف كتبا كثيرة في حقول شتى كاللغة العربية والفقه والتفسير والحديث والكلام. ولكن بعض كتبه ما زالت مخطوطة أو مفقودة. ومن مؤلفاته اللغوية والبلاغية كتابه: "نزهة المعرب في المشرق والمغرب". يقوم هذا البحث بدراسة تحليلية على كتاب "نزهة المعرب في المشرق والمغرب" ليظهر مكانته وقيمته في اللغة العربية وتأثيره اللغوي وبالإضافة إلى ذلك يقدم أيضا متن هذا الكتاب كاملا ومحققا. الكلمات المفاتيح: الكافيجي، اللغة، اللغة العربية، النحو العربي، الإعراب.
ÖZET: Süleyman el-Kâfiyecî (ö. 879/1474) 15. yy. alimlerindendir. Tam nispesi Muhyiddin Ebu Abdullah Muhammet b. Süleyman b. Sa‘d b. Mesut er-Rûmî el-Hanefî el-Kâfiyecî şeklindedir. Arap dili, Arap dilbilimi, fıkıh, hadis, ve kelam gibi farklı alanlarda çok sayıda kitap yazmıştır. Fakat, onun kitaplarından bir çoğu hala yazma ya da kayıptır. Dil ve belağata dair eserlerinden birisi de Nuzhetu’l-Mu’rib fi’l-Maşriki ve’l-Mağrib adlı eseridir. Bu araştırma, Nuzhetu’l-Mu’rib fi’l-Maşriki ve’l-Mağrib adlı eserin Arap dilindeki yeri, değeri ve ilmi etkilerini ortaya koymaya çalışmakta ve buna ek olarak eserin tam ve tahkikli metnini de sunmaktadır. Anahtar Kavramlar: el-Kâfiyecî, dil, Arap dili, Arap grameri, i‘râb.
Abstract:
Jalaluddin al-Suyuti (d. 911/1505) is one of the scholars of the 15th-16th centuries. ... more Abstract: Jalaluddin al-Suyuti (d. 911/1505) is one of the scholars of the 15th-16th centuries. He wrote many books in different fields such as Arabic literature, the Arabic language, Jurisprudence, Quranic interpretation and Theology. He was so-called "the Son of books." Some of his research is still in the form of manuscript and has not been published yet. This research is based on an analytical study of his treatise Fajr al-Samad fi I’râbı Akmal al-Hamd showing its position and value in the Arabic language and its scholarly impact. This paper also provides the critical edition of the full text of the treatise. Key Words: es-Suyûtî, Language, Arabic language, Arabic grammar, Grammatical analysis.
الملخص: جلال الدين السيوطي (ت:911/1505) يعتبر من علماء القرن الخامس عشر والسادس عشر. لقد ألّف كتبا كثيرة في مجالات مختلفة كالأدب العربي واللغة العربية والفقه والتفسير والحديث والكلام وسمي ب"ابن الكتب". ومن مؤلفاته اللغوية النحوية "فجر الثمد في إعراب أكمل الحمد". يقوم هذا البحث بدراسة تحليلية على كتاب "فجر الثمد في إعراب أكمل الحمد" ليظهر مكانته وقيمته في اللغة العربية وتأثيره اللغوي وبالإضافة إلى ذلك يقدم أيضا متن هذا الكتاب كاملا ومحققا. الكلمات المفاتيح: السيوطي، اللغة، اللغة العربية، النحو العربي، الإعراب.
ÖZET: Celaleddin es-Suyûtî (ö. 911/ 1445–1505) 15. 16 yy. alimlerinden sayılmaktadır. Arap edebiyatı, Arap dili, Arap dilbilimi, fıkıh, hadis ve kelam gibi değişik alanlarda çok sayıda kitap yazmış ve “İbnu’l-Kutub” diye isimlendirilmiştir. Onun kitaplarından bir çoğu daha yayımlanmamıştır. Bu araştırma, Fecru’s-Semd fî İ‘râbi Ekmeli’l-Hamd adlı eserin Arap dilindeki yeri, değeri ve ilmi etkilerini ortaya koymaya çalışmakta ve buna ek olarak eserin tam ve tahkikli metnini de sunmaktadır. Anahtar Kavramlar: es-Süyûtî, dil, Arap dili, Arap grameri, i‘râb.
ABSTRACT:
In this paper the phenomenon of “complaints about present times [zamâne]” were examine... more ABSTRACT:
In this paper the phenomenon of “complaints about present times [zamâne]” were examined in the context of the poems in Abū ‘Abdullāh Muhammad ibn Idrīs al-Shāfī’ī’s Diwân and Adeeb Ahmad b. Mahmoud Yuknakî’s Atabat al-Haqâik. Obtained results were also compared with some poems by poets that reflected the social complaints of the 20th century. In this context, we analyzed the critics of poets that are members of different ethnic cultures of Muslim communities against their societies. So we have tried to reach an overall result by determining the joint stance of human beings – that are social beings - in different centuries. The term “Derkenâr” that is used in this papers title was preferred due to the fact that not all poems have the expression “complaints about present times [zamâne]” in their title. Although the topic “complaints about present times” has been sometimes used as an independent theme of a poem, it is occurring mostly as a reality that leaks from different lines of poetry. In this point if we see “life” as a “text” and “society” as the “commentary” it is also possible to evaluate the complaints of poets as a “hâşiye” [marginal note/sub-commentary] on life and society.
Key Words: Şâfiî, Adeeb Ahmad, social criticism, moral criticism, complaint about current times.
ÖZET:
Bu araştırmada “zamâneden şikâyet” olgusu, ilk olarak, Ebû ‘Abdullâh Muhammed b. İdrîs eş-Sâfiî’nin Divân’ı ve Edib Ahmed b. Mahmud Yüknekî’nin Atebetü’l-Hakâyık adlı eserindeki şiirler bağlamında incelenmiştir. Ulaşılan sonuçlar, yirminci yüzyıl ediplerinden bazılarının şiirlerine yansıyan toplumsal şikâyet konularıyla ayrıca mukayese edilmiştir. Bu bağlamda farklı etnik kültürlere mensup Müslüman ediplerin, içinde yaşadıkları toplumun fertlerine yönelik tenkitleri değerlendirilmiştir. Böylece düşünen sosyal bir varlık olan insanın, değişik asırlarda ortaya koyduğu müşterek tavırlar belirlenerek genel sonuçlara ulaşılmaya çalışılmıştır. Bildirinin başlığında kullanılan “derkenar” kavramı, ediplere ait bütün şiirlerin “zamâneden şikâyet” kapsamına girmemesi nedeniyle tercih edilmiştir. Zira zamâneden şikâyet olgusu, bazen müstakil bir şiirin teması olarak kullanılsa da, çoğunlukla farklı şiirlerin satır aralarından sızan bir gerçeklik mahiyetinde zuhur etmektedir. Burada hayat bir metne, toplum hayata dair bir şerhe benzetilecek olursa, ediplerin zamâneden şikâyetlerini hayat ve topluma düşülmüş hâşiyeler olarak değerlendirmek de mümkündür.
Anahtar kelimeler: Şâfiî, Edib Ahmed, sosyal eleştiri, ahlak eleştirisi, zamâneden şikâyet.
Summary:
The Examination of " Nuzhat al-Ashab " and " Ramz al-Asrar " by al-Kâfiyaji Muhyiddin al... more Summary: The Examination of " Nuzhat al-Ashab " and " Ramz al-Asrar " by al-Kâfiyaji Muhyiddin al-Kafiyaji (d. 879/1474) is one of the Arabic linguistic scholars of the fifteenth century. He wrote many books. This research is an analytical study of his two works, " Nuzhat al-ashab " and " Ramz al-Asrar " regarding their scholarly position, value and impact on the Arabic language. Unfortunately, the two texts are not mentioned by most of the biographical works. This paper provides the complete critical edition of both texts.
Özet: Muhyiddin el-Kâfiyecî (ö. 879/1474), XV. y.y. Memlükler ve Osmanlı dönemlerinin önemli Arap dilcilerindendir. Çok sayıda eseri vardır. Bu araştırmada, ona ait " Nuzhetu'l-ashâb " ve " Remzu'l-esrâr " adlı eserler; içerikleri, ilmî değerleri ve Arap diline sağladıkları katkıları bakımından incelenecektir. Ayrıca biyografi kitaplarında genel olarak Kâfiyecî'nin eserleri arasında zikredilmeyen bu iki eserin tam ve tahkikli metinleri de sunulacaktır. Anahtar kelimeler: Kâfiyecî, Arap dili, İsm-i tafdîl, kuhul meselesi, i'râb ve anlam.
Önsöz İslâm düşünce ve ilim geleneğinde " ikinci klasik dönem " , birkaç yönden önceki dönemlerde... more Önsöz İslâm düşünce ve ilim geleneğinde " ikinci klasik dönem " , birkaç yönden önceki dönemlerden temayüz eder. Düşünce gelenekle-rinde yöntemlerin tâdil edilmesi, muhatapların değişmesi, farklı düşünce geleneklerinin aynı âlimler tarafından temsil edilmesi, klasik dönemde birer mesele olarak ele alınan mâlûmatın mü-devven birer ilim haline gelmesi, farklı ilimlerin potansiyellerini harekete geçirerek tümel ilim olma iddiası, dil ve üslûp değişmesi, klasik metinlerin oluşması bunlar arasında sayılabilir. Adudüddin el-Îcî (ö. 756/1355) İslâm düşüncesinin erken dönem metinle-rinin yorumlanarak yeniden düşünce dolaşımına sokulduğu bu dönemin mükemmel bir âlim portresini oluşturur. Îcî'nin el-Mevâkıf, Şerhu'l-Muhtasar, el-Fevâid ve Tahkīku't-tefsîr adlı hacimli dört metni, kitabî bir dinin anlaşılmasının ana usulleri olan dört ilmi (usûlü'd-dîn, usûlü'l-fıkıh, usûlü'l-luga ve tefsir) konu edinir. Fahreddin er-Râzî, Âmidî, Sekkâkî, İbnü'l-Hâcib, Zemahşerî gibi âlimlerin eserlerinin yani geçmişin mükemmel bir hâsılası olan bu eserler aynı zamanda sonraki yüzyılların temel çalışma alanlarını belirlediklerinden üzerlerine şerh ve hâşiyeler yazılan metinler olmuşlardır. Yeni düşünce okullarının ortaya çıktığı, bütün ilimlerin yeni bir zihniyet, dil ve üslûp ile yeniden inşa edildiği bir çağda onun bütün eserleri üzerine şerh ve hâşiye yazılmış olmasının gerekçelerinden biri de budur. Yine onun baş-ta kelâm olmak üzere fıkıh usulü, tefsir, akait, dil ilimleri, ahlâk, araştırma ve münazara âdabı gibi farklı alanlarda kaleme alınmış
Re-reading the History of Science and Language and Re-Weaving with a Different Composition: Zuba... more Re-reading the History of Science and Language and Re-Weaving with a Different Composition: Zubaydī’s work “Tabaqāt al-nahwiyyīn wa al-lughawiyyīn”
Biography writing has existed in every century of the Islamic scholarly tradition and it has created a large literature covering many different areas. Biographical works have generally dealt with similar methods. However, some have demonstrated a novel method different from the others. In this context, Zubaydi’s Tabaqat al-nahwiyyīn wa al-lughawiyyīn, has provided the opportunity of reading the history of knowledge from different perspectives.
This research which focuses on the work Tabaqāt al-nahwiyyīn wa al-lughawiyyn questiones some problems such as Zubaydī’s method and the importance of his work. Addditionally, it focuses on identifying the benefits of analyzing scholars’ biographies according to regions and levels (tabaqāt).
Keywords: Arabic literature, tabaqāt, biography tradition, Zubaydī, language scholars, regional classification.
İlim ve Dil Tarihini Yeniden Okumak ve Farklı Bir Kompozisyonla Tekrar Dokumak: Bölge ve Ekol Merkezli Tasnif Bağlamında Zübeydî’nin Tabakâtu’n-nahviyyîn ve’l-lügaviyyîn Adlı Eseri
İslam telif geleneğinde her asırda varlığını sürdüren biyografi yazıcılığı, çok farklı alanları kapsayan büyük bir literatür oluşturmuştur. Biyografik eserler genel olarak benzer metotlarla ele alınmıştır. Buna karşın bazıları diğerlerinden farklı yeni bir metot ortaya koymuştur. Bu bağlamda, Zübeydî’nin Tabakâtu’n-nahviyyîn ve’l-lügaviyyîn’i, ilim tarihini farklı açılardan okuma imkanı sağlamıştır.
Tabakâtu’n-nahviyyîn ve’l-lügaviyyîn adlı esere odaklanan bu bildiri, Zübeydî’nin metodu ve eserinin önemi gibi problemleri sorgulamaktadır. Bununla beraber, âlimlerin biyografilerini bölgelere ve tabakalara göre incelemenin faydalarını belirlemeye odaklanmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Arap dili ve belagatı, Tabakât, biyografi geleneği, Zübeydî, dil âlimleri, bölgesel tasnif.
Kur’ân Yorumunda Dil ve Üslup Merkezli Yaklaşım: Bakara Suresi Bağlamında Karamânî Tefsiri’ne Bir Bakış, 2016
Language and Style Based Approach in the Commentary of the Qur’an: A Look at Karamânî’s Tafsîr in... more Language and Style Based Approach in the Commentary of the Qur’an: A Look at Karamânî’s Tafsîr in the Context of the Surat al-Baqara Summary: The most prominent feature of the tradition of Turkish commentary - especially the tradition of Ottoman commentary - is that much commentary and interpretation centered on language and style are given. Although the tradition is not completely isolated from the narrative method, it aims to understand and interpret the Qur’an in its own style in general. In this context, using all the possibilities and established rules of Arabic language and belief as a means, it adds richness to the Qur’anic interpretation. The most common products of the tradition of Turkish commentary in the Ottoman period are the inscriptions (hâşiye). The inscriptions are mostly written on al-Kashshaf and Envāru’t-Tenzîl. One of the commentators and muhashis who stood out in this period is Ahmad b. Mahmoud al-Asam al-Karamânî (dated 981/1574). He is also known as Deaf Ahmad. He draws attention with his work known as Tafsîr al-Karamânî. This work, which presents a total view of exegesis, is the most comprehensive syllabus in Al- Zamakhshari’s literature around al-Kashshaf and has a volume that is more than twice that of his work in al-Kashshaf. Karamânî reads al-Kashshaf and Envāru’t-Tenzîl comparatively. These two works trace the products belonging to the traditions which are formed around them carefully. He criticizes some interpretations and also tries to solve issues by bringing together important ideas and presenting their own choices and assessments. He is found in oral transcriptions made from the first time as a living witness of the language debates in the period that lived. Presenting the controversies about the affairs, they reveal their historical narrative. In short, he tries to compile the accumulation of language, style and meaning around the al-Kashshaf and Envāru’t-Tenzîl by inserting it into the title of Tafsîr al-Karamânî. This research examines the part of Tafsîr al-Karamânî that covers the Surat al-Bakara. It points to the basic features of language and style centered approach in Qur’anic interpretation. It analyzes the relevant part of the work in this context. To try to determine the contributions of Arabic language possibilities and the use of the basic stylistic features of the Qur’an as a means of meaning production to the Qur’anic interpretation. In this context, it makes extensive explanations of language, style and meaning relation. Key words: İnscriptions, language, style, meaning, linguistic tafsir.
النهج اللغوي والأسلوبي في تفسير القرآن الكريم: نظرة إلى تفسير الْقَرَمَانِي على نموذج سورة البقرة الملخص: الميزة الأبرز لتقاليد التفسير والتعليق التركي - ولا سيما تقاليد التفسير والتعليق العثماني - هي أن الكثير من التعليقات والتفسيرات تتمحور حول اللغة والأسلوب. على الرغم من أنّ هذا التقليد ليس معزولًا تمامًا عن المنهج الروائي، إلا أنه يهدف إلى فهم القرآن وتفسيره خلال أسلوبه الخاص بشكل عام. وفي هذا السياق، هو باستخدام كلّ إمكانات اللغة العربية وقواعدها الراسخة يضيف الثراء إلى التفسير القرآني. من أكثر الأمثلة شيوعاً لتقاليد التفسير التركي في العهد العثماني هي الحواشي التي تتمثل أحيانا كتفاسير مكتوبة على الكشّاف وأنوار التنزيل. واحد من المعلّقين والمحشّين الذين برزوا في هذه الفترة هو أحمد بن محمود القرماني الشهير بلقب أحمد الأصم (تاريخ ٩٨١/١٥٧٤). وهو يلفت الانتباه مع عمله المعروف باسم "تفسير القرماني". هذا العمل الذي يقدم رؤية موحدة كتفسير كامل ولكنه حاشية على الكشّاف. وحجمه أكثر من ضعفي حاشية الطيبي على الكشاف. يقرأ القرماني الكشّاف وأنوار التنزيل بقراءة مقابلة. يهتم بالمنتجات التي تكونت حولهما. ينقد القرماني بعض التفسيرات، كما يحاول حلّ القضايا عن طريق الجمع بين الأفكار المهمة وتقديم خياراته وتقييماته. وهو كشاهد حيّ ينقل بعض المناظرات الشفهية اللغوية خلال عهده في إستانبول. يقوم القرماني بمحاولة لتجميع التراكم اللغوي في تفسيره. هذه الدراسة تتركز على توصيف الأساليب اللغوية في تفسير القرآن الكريم في الفترة العثمانية. خصوصا مناهج تطبيق الخصائص اللغوية للغة العربية على نموذج تفسير القرماني وعلى حدود تفسير سورة البقرة. وتسأل كيف يوظفون إمكانات اللغة العربية في إيضاح المعاني؟ علاوة إلى ذلك تشير إلى السمات الأساسية للغة والأسلوب المتمحور في التفسير القرآني. يقوم بتحليل القسم ذي الصلة من العمل أي سورة البقرة. وفي هذا السياق تقدم تفسيرات موسعة للغة والأسلوب والمعنى. وتحاول تحديد إسهامات إمكانيات اللغة العربية واستخدام السمات الأسلوبية في تفسير القرآن كوسيلة لإنتاج المعنى في التفسير القرآني. الكلمات المفتاحية: الحاشية، اللغة، الأسلوب، المعنى، المنج اللغوي، التفسير اللغوي
Kur’ân Yorumunda Dil ve Üslup Merkezli Yaklaşım: Bakara Suresi Bağlamında Karamânî Tefsiri’ne Bir Bakış Özet: Türk tefsir geleneğinin –özellikle Osmanlı tefsir geleneği- en belirgin özelliği, dil ve üslup merkezli açıklama ve yorumlara çok yer vermesidir. Söz konusu gelenek, rivayet metodundan tamamen yalıtılmış olmamakla beraber, Kur’ân’ı genel olarak kendi üslubu içinde anlama ve yorumlamayı hedefler. Bu bağlamda Arap dili ve belâgatinin tüm imkan ve yerleşik kurallarını bir araç olarak kullanarak Kur’ân yorumuna zenginlik katar. Osmanlı dönemi Türk tefsir geleneğinin en yaygın ürünleri hâşiyelerdir. Söz konusu hâşiyeler daha çok el-Keşşâf ve Envâru’t-Tenzîl üzerine yazılır. Bu dönemde öne çıkan müfessir ve muhaşşîlerinden biri Sağır Ahmed lakaplı Ahmed b. Mahmûd el-Esam el-Karamânî’dir (ö. 981/1574). Yazar Tefsîru’l-Karamânî adlı eseri ile dikkat çeker. Bütünlüklü bir tefsir görünümü arz eden bu eser, Zemahşerî’nin el-Keşşâf’ı etrafında gelişen literatürdeki en kapsamlı hâşiye mahiyetinde olup Tîbî’ye ait hâşiyenin iki mislinden büyük bir hacme sahiptir. Karamânî el-Keşşâf ve Envâru’t-Tenzîl’i karşılaştırmalı olarak okur. Bu iki eser etrafında oluşan geleneklere ait ürünleri titiz bir şekilde inceler. Bazı yorumları tenkit bazılarını ise ıslâh eder. Ayrıca önemli görüşleri bir araya getirerek meseleleri kendi tercih ve tahkiklerini sunarak çözmeye çalışır. Yaşadığı döneme ait dil tartışmalarının canlı bir tanığı olarak ilk elden sözlü nakillerde bulunur. Meseleler hakkındaki tartışmaların hâsılasını sunarak, onların tarihi serencamını ortaya koyar. Kısaca, el-Keşşâf ve Envâru’t-Tenzîl etrafında öbeklenen dil, üslûp ve anlam birikimini Tefsîru’l-Karamânî adlı hâşiyesine derç ederek derlemeye çalışır. Bu araştırma Tefsîru’l-Karamânî adlı eserin Bakara suresini kapsayan kısmını inceler. Kur’ân yorumunda dil ve üslup merkezli yaklaşımın temel özelliklerine işaret eder. Söz konusu eserin ilgili kısmını bu bağlamda tahlil eder. Arap dilinin imkanlarını ve Kur’ân’ın temel üslup özelliklerini bir anlam üretim aracı olarak kullanma hususiyetlerinin Kur’ân yorumuna sağladığı katkıları belirlemeye çalışır. Bu bağlamda dil, üslup ve anlam ilişkisine yönelik geniş açıklamalar yapar. Anahtar kelimeler: Hâşiye, dil, üslup, anlam, dilbilimsel metot
Dil Öğretiminde Materyal Tasarım Yaklaşımları: İ‘râb Odaklı ve Konu Merkezli Tasnif Metotlarına Ş... more Dil Öğretiminde Materyal Tasarım Yaklaşımları: İ‘râb Odaklı ve Konu Merkezli Tasnif Metotlarına Şuzûru’z-zeheb ve Katru’n-nedâ Çerçevesinde Analitik Bir Bakış ÖZ Gramer meselesi dil öğretiminin en temel problemlerindendir. Dil ve gramer öğretiminde klasik ve modern birçok yaklaşım vardır. Arap dili ve grameri öğretiminde özellikle iki klasik yaklaşım öne çıkar. Bunlardan biri Arap dilindeki i'râb kategorisini merkeze alan i'râb odaklı anlatımdır. Bu yaklaşımda aynı i'râb özelliğini taşıyan ögeler, farklı konuların bir parçası olsalar dahi aynı ünitede işlenir. Diğeri konu merkezli anlatımdır. Bu yaklaşımda ise, aynı konunun parçaları tek bir ünitede işlenir, türleri farklı olsa da konunun tamamlayıcı i'râb özellikleri aynı konu içinde ele alınır. Her iki yaklaşım dil öğretiminde farklı avantaj ve dezavantajlar sağlar. Bu çalışmada dil öğretimi ve materyal tasarımında i'râb odaklı anlatım metodu ve konu merkezli anlatım metodu şeklindeki iki klasik yaklaşım karşılaştırmalı olarak incelenecektir. Çalışmada model ve örnek zemin olarak Şuzûru'z-zeheb ve Katru'n-nedâ adlı eserler incelenecektir. Bu bağlamda, her iki yaklaşımın güçlü ve zayıf yanları ile avantajlı ve dezavantajlı tarafları belirtilecektir. Ayrıca bu iki yöntemin bugünkü dil öğretim ders kitaplarındaki rolü hakkında da sonuçlar çıkarmaya çalışacağız. Anahtar kelimeler: Arap dili öğretimi, klasik dil öğretimi, dil öğretim metodu, materyal tasarımında klasik metot, klasik telif metodu.
Material Arrangement Approaches in Language Teaching: An Analytical View of the I‘râb-Focused and Subject-Oriented Methods in the framework of Şuzûru’z-zeheb and Katru’n-nedâ Abstract: The topic of grammar is the basic problem of language teaching. There are many classical and modern approaches in language and grammar teaching. In the teaching of Arabic language and grammar, two classical approaches are especially emphasized. One of them is the “i‘râb-focused narration approach” that centers the i‘râb category in the Arabic language. In this approach, the same i‘râb characters are described in the same unit even if they are part of different subjects. The other is the “subject-centered narration approach”. In this approach, parts of the same subject are processed in a single unit, while complementary i‘râb features of the subject are treated in the same subject, even though their types are different. This creates different advantages and disadvantages in language teaching. In this study, two classical approaches the “i‘râb-focused narration method” and “subject-centered narration method” in language teaching and material design will be examined comparatively. In the study, the works of Şuzûru’z-zeheb and Katru’n-nedâ will be examined as model and sample ground. In this context, the strengths and weaknesses of both approaches and their advantages and disadvantages will be indicated. We will also try to draw conclusions about the role of these two methods in today’s language teaching textbooks. Key Words: Arabic language teaching, classical language teaching, language teaching method, classical method for material design, classical copyright method.
Summary/Abstact:
Muhyiddin al-Kâfiyaji (d. 879/1474) is one of the scholars of the fifteenth cent... more Summary/Abstact: Muhyiddin al-Kâfiyaji (d. 879/1474) is one of the scholars of the fifteenth century. His full name is Muhyiddin Abu Abdullah Muhammad bin Suleiman bin Saad bin Masoud Al-Roumi Hanafi. He wrote many books in various fields such as Arabic, Jurisprudence, Quran interpretation and Theology. Some of his books are still in the form of a manuscript or missing. One of his short works in the field of linguistics and rhetoric is Nuzhat al-Mu’rib fi al-Mashriq wa al-Maghrib. This research is based on the analytical study of the treatise Nuzhat al-Mu’rib fi al-Mashriq wa al-Maghrib to show its position, value and impact in the Arabic language. The paper also provides the complete critical edition of the text. Key words: Al-Kâfiyaji, Language, Arabic language, Arabic grammar, grammatical analysis.
الملخص: محيي الدين الكافيجي (ت:879/1474) من علماء القرن الخامس عشر، نسبه: محيي الدين أبو عبد الله محمد بن سليمان بن سعد بن مسعود الرومي الحنفي. لقد ألف كتبا كثيرة في حقول شتى كاللغة العربية والفقه والتفسير والحديث والكلام. ولكن بعض كتبه ما زالت مخطوطة أو مفقودة. ومن مؤلفاته اللغوية والبلاغية كتابه: "نزهة المعرب في المشرق والمغرب". يقوم هذا البحث بدراسة تحليلية على كتاب "نزهة المعرب في المشرق والمغرب" ليظهر مكانته وقيمته في اللغة العربية وتأثيره اللغوي وبالإضافة إلى ذلك يقدم أيضا متن هذا الكتاب كاملا ومحققا. الكلمات المفاتيح: الكافيجي، اللغة، اللغة العربية، النحو العربي، الإعراب.
ÖZET: Süleyman el-Kâfiyecî (ö. 879/1474) 15. yy. alimlerindendir. Tam nispesi Muhyiddin Ebu Abdullah Muhammet b. Süleyman b. Sa‘d b. Mesut er-Rûmî el-Hanefî el-Kâfiyecî şeklindedir. Arap dili, Arap dilbilimi, fıkıh, hadis, ve kelam gibi farklı alanlarda çok sayıda kitap yazmıştır. Fakat, onun kitaplarından bir çoğu hala yazma ya da kayıptır. Dil ve belağata dair eserlerinden birisi de Nuzhetu’l-Mu’rib fi’l-Maşriki ve’l-Mağrib adlı eseridir. Bu araştırma, Nuzhetu’l-Mu’rib fi’l-Maşriki ve’l-Mağrib adlı eserin Arap dilindeki yeri, değeri ve ilmi etkilerini ortaya koymaya çalışmakta ve buna ek olarak eserin tam ve tahkikli metnini de sunmaktadır. Anahtar Kavramlar: el-Kâfiyecî, dil, Arap dili, Arap grameri, i‘râb.
Abstract:
Jalaluddin al-Suyuti (d. 911/1505) is one of the scholars of the 15th-16th centuries. ... more Abstract: Jalaluddin al-Suyuti (d. 911/1505) is one of the scholars of the 15th-16th centuries. He wrote many books in different fields such as Arabic literature, the Arabic language, Jurisprudence, Quranic interpretation and Theology. He was so-called "the Son of books." Some of his research is still in the form of manuscript and has not been published yet. This research is based on an analytical study of his treatise Fajr al-Samad fi I’râbı Akmal al-Hamd showing its position and value in the Arabic language and its scholarly impact. This paper also provides the critical edition of the full text of the treatise. Key Words: es-Suyûtî, Language, Arabic language, Arabic grammar, Grammatical analysis.
الملخص: جلال الدين السيوطي (ت:911/1505) يعتبر من علماء القرن الخامس عشر والسادس عشر. لقد ألّف كتبا كثيرة في مجالات مختلفة كالأدب العربي واللغة العربية والفقه والتفسير والحديث والكلام وسمي ب"ابن الكتب". ومن مؤلفاته اللغوية النحوية "فجر الثمد في إعراب أكمل الحمد". يقوم هذا البحث بدراسة تحليلية على كتاب "فجر الثمد في إعراب أكمل الحمد" ليظهر مكانته وقيمته في اللغة العربية وتأثيره اللغوي وبالإضافة إلى ذلك يقدم أيضا متن هذا الكتاب كاملا ومحققا. الكلمات المفاتيح: السيوطي، اللغة، اللغة العربية، النحو العربي، الإعراب.
ÖZET: Celaleddin es-Suyûtî (ö. 911/ 1445–1505) 15. 16 yy. alimlerinden sayılmaktadır. Arap edebiyatı, Arap dili, Arap dilbilimi, fıkıh, hadis ve kelam gibi değişik alanlarda çok sayıda kitap yazmış ve “İbnu’l-Kutub” diye isimlendirilmiştir. Onun kitaplarından bir çoğu daha yayımlanmamıştır. Bu araştırma, Fecru’s-Semd fî İ‘râbi Ekmeli’l-Hamd adlı eserin Arap dilindeki yeri, değeri ve ilmi etkilerini ortaya koymaya çalışmakta ve buna ek olarak eserin tam ve tahkikli metnini de sunmaktadır. Anahtar Kavramlar: es-Süyûtî, dil, Arap dili, Arap grameri, i‘râb.
ABSTRACT:
In this paper the phenomenon of “complaints about present times [zamâne]” were examine... more ABSTRACT:
In this paper the phenomenon of “complaints about present times [zamâne]” were examined in the context of the poems in Abū ‘Abdullāh Muhammad ibn Idrīs al-Shāfī’ī’s Diwân and Adeeb Ahmad b. Mahmoud Yuknakî’s Atabat al-Haqâik. Obtained results were also compared with some poems by poets that reflected the social complaints of the 20th century. In this context, we analyzed the critics of poets that are members of different ethnic cultures of Muslim communities against their societies. So we have tried to reach an overall result by determining the joint stance of human beings – that are social beings - in different centuries. The term “Derkenâr” that is used in this papers title was preferred due to the fact that not all poems have the expression “complaints about present times [zamâne]” in their title. Although the topic “complaints about present times” has been sometimes used as an independent theme of a poem, it is occurring mostly as a reality that leaks from different lines of poetry. In this point if we see “life” as a “text” and “society” as the “commentary” it is also possible to evaluate the complaints of poets as a “hâşiye” [marginal note/sub-commentary] on life and society.
Key Words: Şâfiî, Adeeb Ahmad, social criticism, moral criticism, complaint about current times.
ÖZET:
Bu araştırmada “zamâneden şikâyet” olgusu, ilk olarak, Ebû ‘Abdullâh Muhammed b. İdrîs eş-Sâfiî’nin Divân’ı ve Edib Ahmed b. Mahmud Yüknekî’nin Atebetü’l-Hakâyık adlı eserindeki şiirler bağlamında incelenmiştir. Ulaşılan sonuçlar, yirminci yüzyıl ediplerinden bazılarının şiirlerine yansıyan toplumsal şikâyet konularıyla ayrıca mukayese edilmiştir. Bu bağlamda farklı etnik kültürlere mensup Müslüman ediplerin, içinde yaşadıkları toplumun fertlerine yönelik tenkitleri değerlendirilmiştir. Böylece düşünen sosyal bir varlık olan insanın, değişik asırlarda ortaya koyduğu müşterek tavırlar belirlenerek genel sonuçlara ulaşılmaya çalışılmıştır. Bildirinin başlığında kullanılan “derkenar” kavramı, ediplere ait bütün şiirlerin “zamâneden şikâyet” kapsamına girmemesi nedeniyle tercih edilmiştir. Zira zamâneden şikâyet olgusu, bazen müstakil bir şiirin teması olarak kullanılsa da, çoğunlukla farklı şiirlerin satır aralarından sızan bir gerçeklik mahiyetinde zuhur etmektedir. Burada hayat bir metne, toplum hayata dair bir şerhe benzetilecek olursa, ediplerin zamâneden şikâyetlerini hayat ve topluma düşülmüş hâşiyeler olarak değerlendirmek de mümkündür.
Anahtar kelimeler: Şâfiî, Edib Ahmed, sosyal eleştiri, ahlak eleştirisi, zamâneden şikâyet.
Summary:
The Examination of " Nuzhat al-Ashab " and " Ramz al-Asrar " by al-Kâfiyaji Muhyiddin al... more Summary: The Examination of " Nuzhat al-Ashab " and " Ramz al-Asrar " by al-Kâfiyaji Muhyiddin al-Kafiyaji (d. 879/1474) is one of the Arabic linguistic scholars of the fifteenth century. He wrote many books. This research is an analytical study of his two works, " Nuzhat al-ashab " and " Ramz al-Asrar " regarding their scholarly position, value and impact on the Arabic language. Unfortunately, the two texts are not mentioned by most of the biographical works. This paper provides the complete critical edition of both texts.
Özet: Muhyiddin el-Kâfiyecî (ö. 879/1474), XV. y.y. Memlükler ve Osmanlı dönemlerinin önemli Arap dilcilerindendir. Çok sayıda eseri vardır. Bu araştırmada, ona ait " Nuzhetu'l-ashâb " ve " Remzu'l-esrâr " adlı eserler; içerikleri, ilmî değerleri ve Arap diline sağladıkları katkıları bakımından incelenecektir. Ayrıca biyografi kitaplarında genel olarak Kâfiyecî'nin eserleri arasında zikredilmeyen bu iki eserin tam ve tahkikli metinleri de sunulacaktır. Anahtar kelimeler: Kâfiyecî, Arap dili, İsm-i tafdîl, kuhul meselesi, i'râb ve anlam.
Önsöz İslâm düşünce ve ilim geleneğinde " ikinci klasik dönem " , birkaç yönden önceki dönemlerde... more Önsöz İslâm düşünce ve ilim geleneğinde " ikinci klasik dönem " , birkaç yönden önceki dönemlerden temayüz eder. Düşünce gelenekle-rinde yöntemlerin tâdil edilmesi, muhatapların değişmesi, farklı düşünce geleneklerinin aynı âlimler tarafından temsil edilmesi, klasik dönemde birer mesele olarak ele alınan mâlûmatın mü-devven birer ilim haline gelmesi, farklı ilimlerin potansiyellerini harekete geçirerek tümel ilim olma iddiası, dil ve üslûp değişmesi, klasik metinlerin oluşması bunlar arasında sayılabilir. Adudüddin el-Îcî (ö. 756/1355) İslâm düşüncesinin erken dönem metinle-rinin yorumlanarak yeniden düşünce dolaşımına sokulduğu bu dönemin mükemmel bir âlim portresini oluşturur. Îcî'nin el-Mevâkıf, Şerhu'l-Muhtasar, el-Fevâid ve Tahkīku't-tefsîr adlı hacimli dört metni, kitabî bir dinin anlaşılmasının ana usulleri olan dört ilmi (usûlü'd-dîn, usûlü'l-fıkıh, usûlü'l-luga ve tefsir) konu edinir. Fahreddin er-Râzî, Âmidî, Sekkâkî, İbnü'l-Hâcib, Zemahşerî gibi âlimlerin eserlerinin yani geçmişin mükemmel bir hâsılası olan bu eserler aynı zamanda sonraki yüzyılların temel çalışma alanlarını belirlediklerinden üzerlerine şerh ve hâşiyeler yazılan metinler olmuşlardır. Yeni düşünce okullarının ortaya çıktığı, bütün ilimlerin yeni bir zihniyet, dil ve üslûp ile yeniden inşa edildiği bir çağda onun bütün eserleri üzerine şerh ve hâşiye yazılmış olmasının gerekçelerinden biri de budur. Yine onun baş-ta kelâm olmak üzere fıkıh usulü, tefsir, akait, dil ilimleri, ahlâk, araştırma ve münazara âdabı gibi farklı alanlarda kaleme alınmış
Re-reading the History of Science and Language and Re-Weaving with a Different Composition: Zuba... more Re-reading the History of Science and Language and Re-Weaving with a Different Composition: Zubaydī’s work “Tabaqāt al-nahwiyyīn wa al-lughawiyyīn”
Biography writing has existed in every century of the Islamic scholarly tradition and it has created a large literature covering many different areas. Biographical works have generally dealt with similar methods. However, some have demonstrated a novel method different from the others. In this context, Zubaydi’s Tabaqat al-nahwiyyīn wa al-lughawiyyīn, has provided the opportunity of reading the history of knowledge from different perspectives.
This research which focuses on the work Tabaqāt al-nahwiyyīn wa al-lughawiyyn questiones some problems such as Zubaydī’s method and the importance of his work. Addditionally, it focuses on identifying the benefits of analyzing scholars’ biographies according to regions and levels (tabaqāt).
Keywords: Arabic literature, tabaqāt, biography tradition, Zubaydī, language scholars, regional classification.
İlim ve Dil Tarihini Yeniden Okumak ve Farklı Bir Kompozisyonla Tekrar Dokumak: Bölge ve Ekol Merkezli Tasnif Bağlamında Zübeydî’nin Tabakâtu’n-nahviyyîn ve’l-lügaviyyîn Adlı Eseri
İslam telif geleneğinde her asırda varlığını sürdüren biyografi yazıcılığı, çok farklı alanları kapsayan büyük bir literatür oluşturmuştur. Biyografik eserler genel olarak benzer metotlarla ele alınmıştır. Buna karşın bazıları diğerlerinden farklı yeni bir metot ortaya koymuştur. Bu bağlamda, Zübeydî’nin Tabakâtu’n-nahviyyîn ve’l-lügaviyyîn’i, ilim tarihini farklı açılardan okuma imkanı sağlamıştır.
Tabakâtu’n-nahviyyîn ve’l-lügaviyyîn adlı esere odaklanan bu bildiri, Zübeydî’nin metodu ve eserinin önemi gibi problemleri sorgulamaktadır. Bununla beraber, âlimlerin biyografilerini bölgelere ve tabakalara göre incelemenin faydalarını belirlemeye odaklanmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Arap dili ve belagatı, Tabakât, biyografi geleneği, Zübeydî, dil âlimleri, bölgesel tasnif.
Kur’ân Yorumunda Dil ve Üslup Merkezli Yaklaşım: Bakara Suresi Bağlamında Karamânî Tefsiri’ne Bir Bakış, 2016
Language and Style Based Approach in the Commentary of the Qur’an: A Look at Karamânî’s Tafsîr in... more Language and Style Based Approach in the Commentary of the Qur’an: A Look at Karamânî’s Tafsîr in the Context of the Surat al-Baqara Summary: The most prominent feature of the tradition of Turkish commentary - especially the tradition of Ottoman commentary - is that much commentary and interpretation centered on language and style are given. Although the tradition is not completely isolated from the narrative method, it aims to understand and interpret the Qur’an in its own style in general. In this context, using all the possibilities and established rules of Arabic language and belief as a means, it adds richness to the Qur’anic interpretation. The most common products of the tradition of Turkish commentary in the Ottoman period are the inscriptions (hâşiye). The inscriptions are mostly written on al-Kashshaf and Envāru’t-Tenzîl. One of the commentators and muhashis who stood out in this period is Ahmad b. Mahmoud al-Asam al-Karamânî (dated 981/1574). He is also known as Deaf Ahmad. He draws attention with his work known as Tafsîr al-Karamânî. This work, which presents a total view of exegesis, is the most comprehensive syllabus in Al- Zamakhshari’s literature around al-Kashshaf and has a volume that is more than twice that of his work in al-Kashshaf. Karamânî reads al-Kashshaf and Envāru’t-Tenzîl comparatively. These two works trace the products belonging to the traditions which are formed around them carefully. He criticizes some interpretations and also tries to solve issues by bringing together important ideas and presenting their own choices and assessments. He is found in oral transcriptions made from the first time as a living witness of the language debates in the period that lived. Presenting the controversies about the affairs, they reveal their historical narrative. In short, he tries to compile the accumulation of language, style and meaning around the al-Kashshaf and Envāru’t-Tenzîl by inserting it into the title of Tafsîr al-Karamânî. This research examines the part of Tafsîr al-Karamânî that covers the Surat al-Bakara. It points to the basic features of language and style centered approach in Qur’anic interpretation. It analyzes the relevant part of the work in this context. To try to determine the contributions of Arabic language possibilities and the use of the basic stylistic features of the Qur’an as a means of meaning production to the Qur’anic interpretation. In this context, it makes extensive explanations of language, style and meaning relation. Key words: İnscriptions, language, style, meaning, linguistic tafsir.
النهج اللغوي والأسلوبي في تفسير القرآن الكريم: نظرة إلى تفسير الْقَرَمَانِي على نموذج سورة البقرة الملخص: الميزة الأبرز لتقاليد التفسير والتعليق التركي - ولا سيما تقاليد التفسير والتعليق العثماني - هي أن الكثير من التعليقات والتفسيرات تتمحور حول اللغة والأسلوب. على الرغم من أنّ هذا التقليد ليس معزولًا تمامًا عن المنهج الروائي، إلا أنه يهدف إلى فهم القرآن وتفسيره خلال أسلوبه الخاص بشكل عام. وفي هذا السياق، هو باستخدام كلّ إمكانات اللغة العربية وقواعدها الراسخة يضيف الثراء إلى التفسير القرآني. من أكثر الأمثلة شيوعاً لتقاليد التفسير التركي في العهد العثماني هي الحواشي التي تتمثل أحيانا كتفاسير مكتوبة على الكشّاف وأنوار التنزيل. واحد من المعلّقين والمحشّين الذين برزوا في هذه الفترة هو أحمد بن محمود القرماني الشهير بلقب أحمد الأصم (تاريخ ٩٨١/١٥٧٤). وهو يلفت الانتباه مع عمله المعروف باسم "تفسير القرماني". هذا العمل الذي يقدم رؤية موحدة كتفسير كامل ولكنه حاشية على الكشّاف. وحجمه أكثر من ضعفي حاشية الطيبي على الكشاف. يقرأ القرماني الكشّاف وأنوار التنزيل بقراءة مقابلة. يهتم بالمنتجات التي تكونت حولهما. ينقد القرماني بعض التفسيرات، كما يحاول حلّ القضايا عن طريق الجمع بين الأفكار المهمة وتقديم خياراته وتقييماته. وهو كشاهد حيّ ينقل بعض المناظرات الشفهية اللغوية خلال عهده في إستانبول. يقوم القرماني بمحاولة لتجميع التراكم اللغوي في تفسيره. هذه الدراسة تتركز على توصيف الأساليب اللغوية في تفسير القرآن الكريم في الفترة العثمانية. خصوصا مناهج تطبيق الخصائص اللغوية للغة العربية على نموذج تفسير القرماني وعلى حدود تفسير سورة البقرة. وتسأل كيف يوظفون إمكانات اللغة العربية في إيضاح المعاني؟ علاوة إلى ذلك تشير إلى السمات الأساسية للغة والأسلوب المتمحور في التفسير القرآني. يقوم بتحليل القسم ذي الصلة من العمل أي سورة البقرة. وفي هذا السياق تقدم تفسيرات موسعة للغة والأسلوب والمعنى. وتحاول تحديد إسهامات إمكانيات اللغة العربية واستخدام السمات الأسلوبية في تفسير القرآن كوسيلة لإنتاج المعنى في التفسير القرآني. الكلمات المفتاحية: الحاشية، اللغة، الأسلوب، المعنى، المنج اللغوي، التفسير اللغوي
Kur’ân Yorumunda Dil ve Üslup Merkezli Yaklaşım: Bakara Suresi Bağlamında Karamânî Tefsiri’ne Bir Bakış Özet: Türk tefsir geleneğinin –özellikle Osmanlı tefsir geleneği- en belirgin özelliği, dil ve üslup merkezli açıklama ve yorumlara çok yer vermesidir. Söz konusu gelenek, rivayet metodundan tamamen yalıtılmış olmamakla beraber, Kur’ân’ı genel olarak kendi üslubu içinde anlama ve yorumlamayı hedefler. Bu bağlamda Arap dili ve belâgatinin tüm imkan ve yerleşik kurallarını bir araç olarak kullanarak Kur’ân yorumuna zenginlik katar. Osmanlı dönemi Türk tefsir geleneğinin en yaygın ürünleri hâşiyelerdir. Söz konusu hâşiyeler daha çok el-Keşşâf ve Envâru’t-Tenzîl üzerine yazılır. Bu dönemde öne çıkan müfessir ve muhaşşîlerinden biri Sağır Ahmed lakaplı Ahmed b. Mahmûd el-Esam el-Karamânî’dir (ö. 981/1574). Yazar Tefsîru’l-Karamânî adlı eseri ile dikkat çeker. Bütünlüklü bir tefsir görünümü arz eden bu eser, Zemahşerî’nin el-Keşşâf’ı etrafında gelişen literatürdeki en kapsamlı hâşiye mahiyetinde olup Tîbî’ye ait hâşiyenin iki mislinden büyük bir hacme sahiptir. Karamânî el-Keşşâf ve Envâru’t-Tenzîl’i karşılaştırmalı olarak okur. Bu iki eser etrafında oluşan geleneklere ait ürünleri titiz bir şekilde inceler. Bazı yorumları tenkit bazılarını ise ıslâh eder. Ayrıca önemli görüşleri bir araya getirerek meseleleri kendi tercih ve tahkiklerini sunarak çözmeye çalışır. Yaşadığı döneme ait dil tartışmalarının canlı bir tanığı olarak ilk elden sözlü nakillerde bulunur. Meseleler hakkındaki tartışmaların hâsılasını sunarak, onların tarihi serencamını ortaya koyar. Kısaca, el-Keşşâf ve Envâru’t-Tenzîl etrafında öbeklenen dil, üslûp ve anlam birikimini Tefsîru’l-Karamânî adlı hâşiyesine derç ederek derlemeye çalışır. Bu araştırma Tefsîru’l-Karamânî adlı eserin Bakara suresini kapsayan kısmını inceler. Kur’ân yorumunda dil ve üslup merkezli yaklaşımın temel özelliklerine işaret eder. Söz konusu eserin ilgili kısmını bu bağlamda tahlil eder. Arap dilinin imkanlarını ve Kur’ân’ın temel üslup özelliklerini bir anlam üretim aracı olarak kullanma hususiyetlerinin Kur’ân yorumuna sağladığı katkıları belirlemeye çalışır. Bu bağlamda dil, üslup ve anlam ilişkisine yönelik geniş açıklamalar yapar. Anahtar kelimeler: Hâşiye, dil, üslup, anlam, dilbilimsel metot
Uploads
ÖZ Gramer meselesi dil öğretiminin en temel problemlerindendir. Dil ve gramer öğretiminde klasik ve modern birçok yaklaşım vardır. Arap dili ve grameri öğretiminde özellikle iki klasik yaklaşım öne çıkar. Bunlardan biri Arap dilindeki i'râb kategorisini merkeze alan i'râb odaklı anlatımdır. Bu yaklaşımda aynı i'râb özelliğini taşıyan ögeler, farklı konuların bir parçası olsalar dahi aynı ünitede işlenir. Diğeri konu merkezli anlatımdır. Bu yaklaşımda ise, aynı konunun parçaları tek bir ünitede işlenir, türleri farklı olsa da konunun tamamlayıcı i'râb özellikleri aynı konu içinde ele alınır. Her iki yaklaşım dil öğretiminde farklı avantaj ve dezavantajlar sağlar. Bu çalışmada dil öğretimi ve materyal tasarımında i'râb odaklı anlatım metodu ve konu merkezli anlatım metodu şeklindeki iki klasik yaklaşım karşılaştırmalı olarak incelenecektir. Çalışmada model ve örnek zemin olarak Şuzûru'z-zeheb ve Katru'n-nedâ adlı eserler incelenecektir. Bu bağlamda, her iki yaklaşımın güçlü ve zayıf yanları ile avantajlı ve dezavantajlı tarafları belirtilecektir. Ayrıca bu iki yöntemin bugünkü dil öğretim ders kitaplarındaki rolü hakkında da sonuçlar çıkarmaya çalışacağız.
Anahtar kelimeler: Arap dili öğretimi, klasik dil öğretimi, dil öğretim metodu, materyal tasarımında klasik metot, klasik telif metodu.
Material Arrangement Approaches in Language Teaching: An Analytical View of the I‘râb-Focused and Subject-Oriented Methods in the framework of Şuzûru’z-zeheb and Katru’n-nedâ
Abstract:
The topic of grammar is the basic problem of language teaching. There are many classical and modern approaches in language and grammar teaching. In the teaching of Arabic language and grammar, two classical approaches are especially emphasized. One of them is the “i‘râb-focused narration approach” that centers the i‘râb category in the Arabic language. In this approach, the same i‘râb characters are described in the same unit even if they are part of different subjects. The other is the “subject-centered narration approach”. In this approach, parts of the same subject are processed in a single unit, while complementary i‘râb features of the subject are treated in the same subject, even though their types are different. This creates different advantages and disadvantages in language teaching.
In this study, two classical approaches the “i‘râb-focused narration method” and “subject-centered narration method” in language teaching and material design will be examined comparatively. In the study, the works of Şuzûru’z-zeheb and Katru’n-nedâ will be examined as model and sample ground. In this context, the strengths and weaknesses of both approaches and their advantages and disadvantages will be indicated. We will also try to draw conclusions about the role of these two methods in today’s language teaching textbooks.
Key Words: Arabic language teaching, classical language teaching, language teaching method, classical method for material design, classical copyright method.
Muhyiddin al-Kâfiyaji (d. 879/1474) is one of the scholars of the fifteenth century. His full name is Muhyiddin Abu Abdullah Muhammad bin Suleiman bin Saad bin Masoud Al-Roumi Hanafi. He wrote many books in various fields such as Arabic, Jurisprudence, Quran interpretation and Theology. Some of his books are still in the form of a manuscript or missing. One of his short works in the field of linguistics and rhetoric is Nuzhat al-Mu’rib fi al-Mashriq wa al-Maghrib.
This research is based on the analytical study of the treatise Nuzhat al-Mu’rib fi al-Mashriq wa al-Maghrib to show its position, value and impact in the Arabic language. The paper also provides the complete critical edition of the text.
Key words: Al-Kâfiyaji, Language, Arabic language, Arabic grammar, grammatical analysis.
الملخص:
محيي الدين الكافيجي (ت:879/1474) من علماء القرن الخامس عشر، نسبه: محيي الدين أبو عبد الله محمد بن سليمان بن سعد بن مسعود الرومي الحنفي. لقد ألف كتبا كثيرة في حقول شتى كاللغة العربية والفقه والتفسير والحديث والكلام. ولكن بعض كتبه ما زالت مخطوطة أو مفقودة. ومن مؤلفاته اللغوية والبلاغية كتابه: "نزهة المعرب في المشرق والمغرب".
يقوم هذا البحث بدراسة تحليلية على كتاب "نزهة المعرب في المشرق والمغرب" ليظهر مكانته وقيمته في اللغة العربية وتأثيره اللغوي وبالإضافة إلى ذلك يقدم أيضا متن هذا الكتاب كاملا ومحققا.
الكلمات المفاتيح: الكافيجي، اللغة، اللغة العربية، النحو العربي، الإعراب.
ÖZET:
Süleyman el-Kâfiyecî (ö. 879/1474) 15. yy. alimlerindendir. Tam nispesi Muhyiddin Ebu Abdullah Muhammet b. Süleyman b. Sa‘d b. Mesut er-Rûmî el-Hanefî el-Kâfiyecî şeklindedir. Arap dili, Arap dilbilimi, fıkıh, hadis, ve kelam gibi farklı alanlarda çok sayıda kitap yazmıştır. Fakat, onun kitaplarından bir çoğu hala yazma ya da kayıptır. Dil ve belağata dair eserlerinden birisi de Nuzhetu’l-Mu’rib fi’l-Maşriki ve’l-Mağrib adlı eseridir.
Bu araştırma, Nuzhetu’l-Mu’rib fi’l-Maşriki ve’l-Mağrib adlı eserin Arap dilindeki yeri, değeri ve ilmi etkilerini ortaya koymaya çalışmakta ve buna ek olarak eserin tam ve tahkikli metnini de sunmaktadır.
Anahtar Kavramlar: el-Kâfiyecî, dil, Arap dili, Arap grameri, i‘râb.
Jalaluddin al-Suyuti (d. 911/1505) is one of the scholars of the 15th-16th centuries. He wrote many books in different fields such as Arabic literature, the Arabic language, Jurisprudence, Quranic interpretation and Theology. He was so-called "the Son of books." Some of his research is still in the form of manuscript and has not been published yet.
This research is based on an analytical study of his treatise Fajr al-Samad fi I’râbı Akmal al-Hamd showing its position and value in the Arabic language and its scholarly impact. This paper also provides the critical edition of the full text of the treatise.
Key Words: es-Suyûtî, Language, Arabic language, Arabic grammar, Grammatical analysis.
الملخص:
جلال الدين السيوطي (ت:911/1505) يعتبر من علماء القرن الخامس عشر والسادس عشر. لقد ألّف كتبا كثيرة في مجالات مختلفة كالأدب العربي واللغة العربية والفقه والتفسير والحديث والكلام وسمي ب"ابن الكتب". ومن مؤلفاته اللغوية النحوية "فجر الثمد في إعراب أكمل الحمد".
يقوم هذا البحث بدراسة تحليلية على كتاب "فجر الثمد في إعراب أكمل الحمد" ليظهر مكانته وقيمته في اللغة العربية وتأثيره اللغوي وبالإضافة إلى ذلك يقدم أيضا متن هذا الكتاب كاملا ومحققا.
الكلمات المفاتيح: السيوطي، اللغة، اللغة العربية، النحو العربي، الإعراب.
ÖZET:
Celaleddin es-Suyûtî (ö. 911/ 1445–1505) 15. 16 yy. alimlerinden sayılmaktadır. Arap edebiyatı, Arap dili, Arap dilbilimi, fıkıh, hadis ve kelam gibi değişik alanlarda çok sayıda kitap yazmış ve “İbnu’l-Kutub” diye isimlendirilmiştir. Onun kitaplarından bir çoğu daha yayımlanmamıştır.
Bu araştırma, Fecru’s-Semd fî İ‘râbi Ekmeli’l-Hamd adlı eserin Arap dilindeki yeri, değeri ve ilmi etkilerini ortaya koymaya çalışmakta ve buna ek olarak eserin tam ve tahkikli metnini de sunmaktadır.
Anahtar Kavramlar: es-Süyûtî, dil, Arap dili, Arap grameri, i‘râb.
In this paper the phenomenon of “complaints about present times [zamâne]” were examined in the context of the poems in Abū ‘Abdullāh Muhammad ibn Idrīs al-Shāfī’ī’s Diwân and Adeeb Ahmad b. Mahmoud Yuknakî’s Atabat al-Haqâik. Obtained results were also compared with some poems by poets that reflected the social complaints of the 20th century. In this context, we analyzed the critics of poets that are members of different ethnic cultures of Muslim communities against their societies. So we have tried to reach an overall result by determining the joint stance of human beings – that are social beings - in different centuries. The term “Derkenâr” that is used in this papers title was preferred due to the fact that not all poems have the expression “complaints about present times [zamâne]” in their title. Although the topic “complaints about present times” has been sometimes used as an independent theme of a poem, it is occurring mostly as a reality that leaks from different lines of poetry. In this point if we see “life” as a “text” and “society” as the “commentary” it is also possible to evaluate the complaints of poets as a “hâşiye” [marginal note/sub-commentary] on life and society.
Key Words: Şâfiî, Adeeb Ahmad, social criticism, moral criticism, complaint about current times.
ÖZET:
Bu araştırmada “zamâneden şikâyet” olgusu, ilk olarak, Ebû ‘Abdullâh Muhammed b. İdrîs eş-Sâfiî’nin Divân’ı ve Edib Ahmed b. Mahmud Yüknekî’nin Atebetü’l-Hakâyık adlı eserindeki şiirler bağlamında incelenmiştir. Ulaşılan sonuçlar, yirminci yüzyıl ediplerinden bazılarının şiirlerine yansıyan toplumsal şikâyet konularıyla ayrıca mukayese edilmiştir. Bu bağlamda farklı etnik kültürlere mensup Müslüman ediplerin, içinde yaşadıkları toplumun fertlerine yönelik tenkitleri değerlendirilmiştir. Böylece düşünen sosyal bir varlık olan insanın, değişik asırlarda ortaya koyduğu müşterek tavırlar belirlenerek genel sonuçlara ulaşılmaya çalışılmıştır. Bildirinin başlığında kullanılan “derkenar” kavramı, ediplere ait bütün şiirlerin “zamâneden şikâyet” kapsamına girmemesi nedeniyle tercih edilmiştir. Zira zamâneden şikâyet olgusu, bazen müstakil bir şiirin teması olarak kullanılsa da, çoğunlukla farklı şiirlerin satır aralarından sızan bir gerçeklik mahiyetinde zuhur etmektedir. Burada hayat bir metne, toplum hayata dair bir şerhe benzetilecek olursa, ediplerin zamâneden şikâyetlerini hayat ve topluma düşülmüş hâşiyeler olarak değerlendirmek de mümkündür.
Anahtar kelimeler: Şâfiî, Edib Ahmed, sosyal eleştiri, ahlak eleştirisi, zamâneden şikâyet.
The Examination of " Nuzhat al-Ashab " and " Ramz al-Asrar " by al-Kâfiyaji Muhyiddin al-Kafiyaji (d. 879/1474) is one of the Arabic linguistic scholars of the fifteenth century. He wrote many books. This research is an analytical study of his two works, " Nuzhat al-ashab " and " Ramz al-Asrar " regarding their scholarly position, value and impact on the Arabic language. Unfortunately, the two texts are not mentioned by most of the biographical works. This paper provides the complete critical edition of both texts.
Özet:
Muhyiddin el-Kâfiyecî (ö. 879/1474), XV. y.y. Memlükler ve Osmanlı dönemlerinin önemli Arap dilcilerindendir. Çok sayıda eseri vardır. Bu araştırmada, ona ait " Nuzhetu'l-ashâb " ve " Remzu'l-esrâr " adlı eserler; içerikleri, ilmî değerleri ve Arap diline sağladıkları katkıları bakımından incelenecektir. Ayrıca biyografi kitaplarında genel olarak Kâfiyecî'nin eserleri arasında zikredilmeyen bu iki eserin tam ve tahkikli metinleri de sunulacaktır. Anahtar kelimeler: Kâfiyecî, Arap dili, İsm-i tafdîl, kuhul meselesi, i'râb ve anlam.
Biography writing has existed in every century of the Islamic scholarly tradition and it has created a large literature covering many different areas. Biographical works have generally dealt with similar methods. However, some have demonstrated a novel method different from the others. In this context, Zubaydi’s Tabaqat al-nahwiyyīn wa al-lughawiyyīn, has provided the opportunity of reading the history of knowledge from different perspectives.
This research which focuses on the work Tabaqāt al-nahwiyyīn wa al-lughawiyyn questiones some problems such as Zubaydī’s method and the importance of his work. Addditionally, it focuses on identifying the benefits of analyzing scholars’ biographies according to regions and levels (tabaqāt).
Keywords: Arabic literature, tabaqāt, biography tradition, Zubaydī, language scholars, regional classification.
İlim ve Dil Tarihini Yeniden Okumak ve Farklı Bir Kompozisyonla Tekrar Dokumak: Bölge ve Ekol Merkezli Tasnif Bağlamında Zübeydî’nin Tabakâtu’n-nahviyyîn ve’l-lügaviyyîn Adlı Eseri
İslam telif geleneğinde her asırda varlığını sürdüren biyografi yazıcılığı, çok farklı alanları kapsayan büyük bir literatür oluşturmuştur. Biyografik eserler genel olarak benzer metotlarla ele alınmıştır. Buna karşın bazıları diğerlerinden farklı yeni bir metot ortaya koymuştur. Bu bağlamda, Zübeydî’nin Tabakâtu’n-nahviyyîn ve’l-lügaviyyîn’i, ilim tarihini farklı açılardan okuma imkanı sağlamıştır.
Tabakâtu’n-nahviyyîn ve’l-lügaviyyîn adlı esere odaklanan bu bildiri, Zübeydî’nin metodu ve eserinin önemi gibi problemleri sorgulamaktadır. Bununla beraber, âlimlerin biyografilerini bölgelere ve tabakalara göre incelemenin faydalarını belirlemeye odaklanmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Arap dili ve belagatı, Tabakât, biyografi geleneği, Zübeydî, dil âlimleri, bölgesel tasnif.
Summary:
The most prominent feature of the tradition of Turkish commentary - especially the tradition of Ottoman commentary - is that much commentary and interpretation centered on language and style are given. Although the tradition is not completely isolated from the narrative method, it aims to understand and interpret the Qur’an in its own style in general. In this context, using all the possibilities and established rules of Arabic language and belief as a means, it adds richness to the Qur’anic interpretation.
The most common products of the tradition of Turkish commentary in the Ottoman period are the inscriptions (hâşiye). The inscriptions are mostly written on al-Kashshaf and Envāru’t-Tenzîl. One of the commentators and muhashis who stood out in this period is Ahmad b. Mahmoud al-Asam al-Karamânî (dated 981/1574). He is also known as Deaf Ahmad. He draws attention with his work known as Tafsîr al-Karamânî. This work, which presents a total view of exegesis, is the most comprehensive syllabus in Al- Zamakhshari’s literature around al-Kashshaf and has a volume that is more than twice that of his work in al-Kashshaf. Karamânî reads al-Kashshaf and Envāru’t-Tenzîl comparatively. These two works trace the products belonging to the traditions which are formed around them carefully. He criticizes some interpretations and also tries to solve issues by bringing together important ideas and presenting their own choices and assessments. He is found in oral transcriptions made from the first time as a living witness of the language debates in the period that lived. Presenting the controversies about the affairs, they reveal their historical narrative. In short, he tries to compile the accumulation of language, style and meaning around the al-Kashshaf and Envāru’t-Tenzîl by inserting it into the title of Tafsîr al-Karamânî.
This research examines the part of Tafsîr al-Karamânî that covers the Surat al-Bakara. It points to the basic features of language and style centered approach in Qur’anic interpretation. It analyzes the relevant part of the work in this context. To try to determine the contributions of Arabic language possibilities and the use of the basic stylistic features of the Qur’an as a means of meaning production to the Qur’anic interpretation. In this context, it makes extensive explanations of language, style and meaning relation.
Key words: İnscriptions, language, style, meaning, linguistic tafsir.
النهج اللغوي والأسلوبي في تفسير القرآن الكريم: نظرة إلى تفسير الْقَرَمَانِي على نموذج سورة البقرة
الملخص:
الميزة الأبرز لتقاليد التفسير والتعليق التركي - ولا سيما تقاليد التفسير والتعليق العثماني - هي أن الكثير من التعليقات والتفسيرات تتمحور حول اللغة والأسلوب. على الرغم من أنّ هذا التقليد ليس معزولًا تمامًا عن المنهج الروائي، إلا أنه يهدف إلى فهم القرآن وتفسيره خلال أسلوبه الخاص بشكل عام. وفي هذا السياق، هو باستخدام كلّ إمكانات اللغة العربية وقواعدها الراسخة يضيف الثراء إلى التفسير القرآني.
من أكثر الأمثلة شيوعاً لتقاليد التفسير التركي في العهد العثماني هي الحواشي التي تتمثل أحيانا كتفاسير مكتوبة على الكشّاف وأنوار التنزيل. واحد من المعلّقين والمحشّين الذين برزوا في هذه الفترة هو أحمد بن محمود القرماني الشهير بلقب أحمد الأصم (تاريخ ٩٨١/١٥٧٤). وهو يلفت الانتباه مع عمله المعروف باسم "تفسير القرماني". هذا العمل الذي يقدم رؤية موحدة كتفسير كامل ولكنه حاشية على الكشّاف. وحجمه أكثر من ضعفي حاشية الطيبي على الكشاف. يقرأ القرماني الكشّاف وأنوار التنزيل بقراءة مقابلة. يهتم بالمنتجات التي تكونت حولهما. ينقد القرماني بعض التفسيرات، كما يحاول حلّ القضايا عن طريق الجمع بين الأفكار المهمة وتقديم خياراته وتقييماته. وهو كشاهد حيّ ينقل بعض المناظرات الشفهية اللغوية خلال عهده في إستانبول. يقوم القرماني بمحاولة لتجميع التراكم اللغوي في تفسيره.
هذه الدراسة تتركز على توصيف الأساليب اللغوية في تفسير القرآن الكريم في الفترة العثمانية. خصوصا مناهج تطبيق الخصائص اللغوية للغة العربية على نموذج تفسير القرماني وعلى حدود تفسير سورة البقرة. وتسأل كيف يوظفون إمكانات اللغة العربية في إيضاح المعاني؟ علاوة إلى ذلك تشير إلى السمات الأساسية للغة والأسلوب المتمحور في التفسير القرآني. يقوم بتحليل القسم ذي الصلة من العمل أي سورة البقرة. وفي هذا السياق تقدم تفسيرات موسعة للغة والأسلوب والمعنى. وتحاول تحديد إسهامات إمكانيات اللغة العربية واستخدام السمات الأسلوبية في تفسير القرآن كوسيلة لإنتاج المعنى في التفسير القرآني.
الكلمات المفتاحية: الحاشية، اللغة، الأسلوب، المعنى، المنج اللغوي، التفسير اللغوي
Kur’ân Yorumunda Dil ve Üslup Merkezli Yaklaşım: Bakara Suresi Bağlamında Karamânî Tefsiri’ne Bir Bakış
Özet:
Türk tefsir geleneğinin –özellikle Osmanlı tefsir geleneği- en belirgin özelliği, dil ve üslup merkezli açıklama ve yorumlara çok yer vermesidir. Söz konusu gelenek, rivayet metodundan tamamen yalıtılmış olmamakla beraber, Kur’ân’ı genel olarak kendi üslubu içinde anlama ve yorumlamayı hedefler. Bu bağlamda Arap dili ve belâgatinin tüm imkan ve yerleşik kurallarını bir araç olarak kullanarak Kur’ân yorumuna zenginlik katar.
Osmanlı dönemi Türk tefsir geleneğinin en yaygın ürünleri hâşiyelerdir. Söz konusu hâşiyeler daha çok el-Keşşâf ve Envâru’t-Tenzîl üzerine yazılır. Bu dönemde öne çıkan müfessir ve muhaşşîlerinden biri Sağır Ahmed lakaplı Ahmed b. Mahmûd el-Esam el-Karamânî’dir (ö. 981/1574). Yazar Tefsîru’l-Karamânî adlı eseri ile dikkat çeker. Bütünlüklü bir tefsir görünümü arz eden bu eser, Zemahşerî’nin el-Keşşâf’ı etrafında gelişen literatürdeki en kapsamlı hâşiye mahiyetinde olup Tîbî’ye ait hâşiyenin iki mislinden büyük bir hacme sahiptir. Karamânî el-Keşşâf ve Envâru’t-Tenzîl’i karşılaştırmalı olarak okur. Bu iki eser etrafında oluşan geleneklere ait ürünleri titiz bir şekilde inceler. Bazı yorumları tenkit bazılarını ise ıslâh eder. Ayrıca önemli görüşleri bir araya getirerek meseleleri kendi tercih ve tahkiklerini sunarak çözmeye çalışır. Yaşadığı döneme ait dil tartışmalarının canlı bir tanığı olarak ilk elden sözlü nakillerde bulunur. Meseleler hakkındaki tartışmaların hâsılasını sunarak, onların tarihi serencamını ortaya koyar. Kısaca, el-Keşşâf ve Envâru’t-Tenzîl etrafında öbeklenen dil, üslûp ve anlam birikimini Tefsîru’l-Karamânî adlı hâşiyesine derç ederek derlemeye çalışır.
Bu araştırma Tefsîru’l-Karamânî adlı eserin Bakara suresini kapsayan kısmını inceler. Kur’ân yorumunda dil ve üslup merkezli yaklaşımın temel özelliklerine işaret eder. Söz konusu eserin ilgili kısmını bu bağlamda tahlil eder. Arap dilinin imkanlarını ve Kur’ân’ın temel üslup özelliklerini bir anlam üretim aracı olarak kullanma hususiyetlerinin Kur’ân yorumuna sağladığı katkıları belirlemeye çalışır. Bu bağlamda dil, üslup ve anlam ilişkisine yönelik geniş açıklamalar yapar.
Anahtar kelimeler: Hâşiye, dil, üslup, anlam, dilbilimsel metot
ÖZ Gramer meselesi dil öğretiminin en temel problemlerindendir. Dil ve gramer öğretiminde klasik ve modern birçok yaklaşım vardır. Arap dili ve grameri öğretiminde özellikle iki klasik yaklaşım öne çıkar. Bunlardan biri Arap dilindeki i'râb kategorisini merkeze alan i'râb odaklı anlatımdır. Bu yaklaşımda aynı i'râb özelliğini taşıyan ögeler, farklı konuların bir parçası olsalar dahi aynı ünitede işlenir. Diğeri konu merkezli anlatımdır. Bu yaklaşımda ise, aynı konunun parçaları tek bir ünitede işlenir, türleri farklı olsa da konunun tamamlayıcı i'râb özellikleri aynı konu içinde ele alınır. Her iki yaklaşım dil öğretiminde farklı avantaj ve dezavantajlar sağlar. Bu çalışmada dil öğretimi ve materyal tasarımında i'râb odaklı anlatım metodu ve konu merkezli anlatım metodu şeklindeki iki klasik yaklaşım karşılaştırmalı olarak incelenecektir. Çalışmada model ve örnek zemin olarak Şuzûru'z-zeheb ve Katru'n-nedâ adlı eserler incelenecektir. Bu bağlamda, her iki yaklaşımın güçlü ve zayıf yanları ile avantajlı ve dezavantajlı tarafları belirtilecektir. Ayrıca bu iki yöntemin bugünkü dil öğretim ders kitaplarındaki rolü hakkında da sonuçlar çıkarmaya çalışacağız.
Anahtar kelimeler: Arap dili öğretimi, klasik dil öğretimi, dil öğretim metodu, materyal tasarımında klasik metot, klasik telif metodu.
Material Arrangement Approaches in Language Teaching: An Analytical View of the I‘râb-Focused and Subject-Oriented Methods in the framework of Şuzûru’z-zeheb and Katru’n-nedâ
Abstract:
The topic of grammar is the basic problem of language teaching. There are many classical and modern approaches in language and grammar teaching. In the teaching of Arabic language and grammar, two classical approaches are especially emphasized. One of them is the “i‘râb-focused narration approach” that centers the i‘râb category in the Arabic language. In this approach, the same i‘râb characters are described in the same unit even if they are part of different subjects. The other is the “subject-centered narration approach”. In this approach, parts of the same subject are processed in a single unit, while complementary i‘râb features of the subject are treated in the same subject, even though their types are different. This creates different advantages and disadvantages in language teaching.
In this study, two classical approaches the “i‘râb-focused narration method” and “subject-centered narration method” in language teaching and material design will be examined comparatively. In the study, the works of Şuzûru’z-zeheb and Katru’n-nedâ will be examined as model and sample ground. In this context, the strengths and weaknesses of both approaches and their advantages and disadvantages will be indicated. We will also try to draw conclusions about the role of these two methods in today’s language teaching textbooks.
Key Words: Arabic language teaching, classical language teaching, language teaching method, classical method for material design, classical copyright method.
Muhyiddin al-Kâfiyaji (d. 879/1474) is one of the scholars of the fifteenth century. His full name is Muhyiddin Abu Abdullah Muhammad bin Suleiman bin Saad bin Masoud Al-Roumi Hanafi. He wrote many books in various fields such as Arabic, Jurisprudence, Quran interpretation and Theology. Some of his books are still in the form of a manuscript or missing. One of his short works in the field of linguistics and rhetoric is Nuzhat al-Mu’rib fi al-Mashriq wa al-Maghrib.
This research is based on the analytical study of the treatise Nuzhat al-Mu’rib fi al-Mashriq wa al-Maghrib to show its position, value and impact in the Arabic language. The paper also provides the complete critical edition of the text.
Key words: Al-Kâfiyaji, Language, Arabic language, Arabic grammar, grammatical analysis.
الملخص:
محيي الدين الكافيجي (ت:879/1474) من علماء القرن الخامس عشر، نسبه: محيي الدين أبو عبد الله محمد بن سليمان بن سعد بن مسعود الرومي الحنفي. لقد ألف كتبا كثيرة في حقول شتى كاللغة العربية والفقه والتفسير والحديث والكلام. ولكن بعض كتبه ما زالت مخطوطة أو مفقودة. ومن مؤلفاته اللغوية والبلاغية كتابه: "نزهة المعرب في المشرق والمغرب".
يقوم هذا البحث بدراسة تحليلية على كتاب "نزهة المعرب في المشرق والمغرب" ليظهر مكانته وقيمته في اللغة العربية وتأثيره اللغوي وبالإضافة إلى ذلك يقدم أيضا متن هذا الكتاب كاملا ومحققا.
الكلمات المفاتيح: الكافيجي، اللغة، اللغة العربية، النحو العربي، الإعراب.
ÖZET:
Süleyman el-Kâfiyecî (ö. 879/1474) 15. yy. alimlerindendir. Tam nispesi Muhyiddin Ebu Abdullah Muhammet b. Süleyman b. Sa‘d b. Mesut er-Rûmî el-Hanefî el-Kâfiyecî şeklindedir. Arap dili, Arap dilbilimi, fıkıh, hadis, ve kelam gibi farklı alanlarda çok sayıda kitap yazmıştır. Fakat, onun kitaplarından bir çoğu hala yazma ya da kayıptır. Dil ve belağata dair eserlerinden birisi de Nuzhetu’l-Mu’rib fi’l-Maşriki ve’l-Mağrib adlı eseridir.
Bu araştırma, Nuzhetu’l-Mu’rib fi’l-Maşriki ve’l-Mağrib adlı eserin Arap dilindeki yeri, değeri ve ilmi etkilerini ortaya koymaya çalışmakta ve buna ek olarak eserin tam ve tahkikli metnini de sunmaktadır.
Anahtar Kavramlar: el-Kâfiyecî, dil, Arap dili, Arap grameri, i‘râb.
Jalaluddin al-Suyuti (d. 911/1505) is one of the scholars of the 15th-16th centuries. He wrote many books in different fields such as Arabic literature, the Arabic language, Jurisprudence, Quranic interpretation and Theology. He was so-called "the Son of books." Some of his research is still in the form of manuscript and has not been published yet.
This research is based on an analytical study of his treatise Fajr al-Samad fi I’râbı Akmal al-Hamd showing its position and value in the Arabic language and its scholarly impact. This paper also provides the critical edition of the full text of the treatise.
Key Words: es-Suyûtî, Language, Arabic language, Arabic grammar, Grammatical analysis.
الملخص:
جلال الدين السيوطي (ت:911/1505) يعتبر من علماء القرن الخامس عشر والسادس عشر. لقد ألّف كتبا كثيرة في مجالات مختلفة كالأدب العربي واللغة العربية والفقه والتفسير والحديث والكلام وسمي ب"ابن الكتب". ومن مؤلفاته اللغوية النحوية "فجر الثمد في إعراب أكمل الحمد".
يقوم هذا البحث بدراسة تحليلية على كتاب "فجر الثمد في إعراب أكمل الحمد" ليظهر مكانته وقيمته في اللغة العربية وتأثيره اللغوي وبالإضافة إلى ذلك يقدم أيضا متن هذا الكتاب كاملا ومحققا.
الكلمات المفاتيح: السيوطي، اللغة، اللغة العربية، النحو العربي، الإعراب.
ÖZET:
Celaleddin es-Suyûtî (ö. 911/ 1445–1505) 15. 16 yy. alimlerinden sayılmaktadır. Arap edebiyatı, Arap dili, Arap dilbilimi, fıkıh, hadis ve kelam gibi değişik alanlarda çok sayıda kitap yazmış ve “İbnu’l-Kutub” diye isimlendirilmiştir. Onun kitaplarından bir çoğu daha yayımlanmamıştır.
Bu araştırma, Fecru’s-Semd fî İ‘râbi Ekmeli’l-Hamd adlı eserin Arap dilindeki yeri, değeri ve ilmi etkilerini ortaya koymaya çalışmakta ve buna ek olarak eserin tam ve tahkikli metnini de sunmaktadır.
Anahtar Kavramlar: es-Süyûtî, dil, Arap dili, Arap grameri, i‘râb.
In this paper the phenomenon of “complaints about present times [zamâne]” were examined in the context of the poems in Abū ‘Abdullāh Muhammad ibn Idrīs al-Shāfī’ī’s Diwân and Adeeb Ahmad b. Mahmoud Yuknakî’s Atabat al-Haqâik. Obtained results were also compared with some poems by poets that reflected the social complaints of the 20th century. In this context, we analyzed the critics of poets that are members of different ethnic cultures of Muslim communities against their societies. So we have tried to reach an overall result by determining the joint stance of human beings – that are social beings - in different centuries. The term “Derkenâr” that is used in this papers title was preferred due to the fact that not all poems have the expression “complaints about present times [zamâne]” in their title. Although the topic “complaints about present times” has been sometimes used as an independent theme of a poem, it is occurring mostly as a reality that leaks from different lines of poetry. In this point if we see “life” as a “text” and “society” as the “commentary” it is also possible to evaluate the complaints of poets as a “hâşiye” [marginal note/sub-commentary] on life and society.
Key Words: Şâfiî, Adeeb Ahmad, social criticism, moral criticism, complaint about current times.
ÖZET:
Bu araştırmada “zamâneden şikâyet” olgusu, ilk olarak, Ebû ‘Abdullâh Muhammed b. İdrîs eş-Sâfiî’nin Divân’ı ve Edib Ahmed b. Mahmud Yüknekî’nin Atebetü’l-Hakâyık adlı eserindeki şiirler bağlamında incelenmiştir. Ulaşılan sonuçlar, yirminci yüzyıl ediplerinden bazılarının şiirlerine yansıyan toplumsal şikâyet konularıyla ayrıca mukayese edilmiştir. Bu bağlamda farklı etnik kültürlere mensup Müslüman ediplerin, içinde yaşadıkları toplumun fertlerine yönelik tenkitleri değerlendirilmiştir. Böylece düşünen sosyal bir varlık olan insanın, değişik asırlarda ortaya koyduğu müşterek tavırlar belirlenerek genel sonuçlara ulaşılmaya çalışılmıştır. Bildirinin başlığında kullanılan “derkenar” kavramı, ediplere ait bütün şiirlerin “zamâneden şikâyet” kapsamına girmemesi nedeniyle tercih edilmiştir. Zira zamâneden şikâyet olgusu, bazen müstakil bir şiirin teması olarak kullanılsa da, çoğunlukla farklı şiirlerin satır aralarından sızan bir gerçeklik mahiyetinde zuhur etmektedir. Burada hayat bir metne, toplum hayata dair bir şerhe benzetilecek olursa, ediplerin zamâneden şikâyetlerini hayat ve topluma düşülmüş hâşiyeler olarak değerlendirmek de mümkündür.
Anahtar kelimeler: Şâfiî, Edib Ahmed, sosyal eleştiri, ahlak eleştirisi, zamâneden şikâyet.
The Examination of " Nuzhat al-Ashab " and " Ramz al-Asrar " by al-Kâfiyaji Muhyiddin al-Kafiyaji (d. 879/1474) is one of the Arabic linguistic scholars of the fifteenth century. He wrote many books. This research is an analytical study of his two works, " Nuzhat al-ashab " and " Ramz al-Asrar " regarding their scholarly position, value and impact on the Arabic language. Unfortunately, the two texts are not mentioned by most of the biographical works. This paper provides the complete critical edition of both texts.
Özet:
Muhyiddin el-Kâfiyecî (ö. 879/1474), XV. y.y. Memlükler ve Osmanlı dönemlerinin önemli Arap dilcilerindendir. Çok sayıda eseri vardır. Bu araştırmada, ona ait " Nuzhetu'l-ashâb " ve " Remzu'l-esrâr " adlı eserler; içerikleri, ilmî değerleri ve Arap diline sağladıkları katkıları bakımından incelenecektir. Ayrıca biyografi kitaplarında genel olarak Kâfiyecî'nin eserleri arasında zikredilmeyen bu iki eserin tam ve tahkikli metinleri de sunulacaktır. Anahtar kelimeler: Kâfiyecî, Arap dili, İsm-i tafdîl, kuhul meselesi, i'râb ve anlam.
Biography writing has existed in every century of the Islamic scholarly tradition and it has created a large literature covering many different areas. Biographical works have generally dealt with similar methods. However, some have demonstrated a novel method different from the others. In this context, Zubaydi’s Tabaqat al-nahwiyyīn wa al-lughawiyyīn, has provided the opportunity of reading the history of knowledge from different perspectives.
This research which focuses on the work Tabaqāt al-nahwiyyīn wa al-lughawiyyn questiones some problems such as Zubaydī’s method and the importance of his work. Addditionally, it focuses on identifying the benefits of analyzing scholars’ biographies according to regions and levels (tabaqāt).
Keywords: Arabic literature, tabaqāt, biography tradition, Zubaydī, language scholars, regional classification.
İlim ve Dil Tarihini Yeniden Okumak ve Farklı Bir Kompozisyonla Tekrar Dokumak: Bölge ve Ekol Merkezli Tasnif Bağlamında Zübeydî’nin Tabakâtu’n-nahviyyîn ve’l-lügaviyyîn Adlı Eseri
İslam telif geleneğinde her asırda varlığını sürdüren biyografi yazıcılığı, çok farklı alanları kapsayan büyük bir literatür oluşturmuştur. Biyografik eserler genel olarak benzer metotlarla ele alınmıştır. Buna karşın bazıları diğerlerinden farklı yeni bir metot ortaya koymuştur. Bu bağlamda, Zübeydî’nin Tabakâtu’n-nahviyyîn ve’l-lügaviyyîn’i, ilim tarihini farklı açılardan okuma imkanı sağlamıştır.
Tabakâtu’n-nahviyyîn ve’l-lügaviyyîn adlı esere odaklanan bu bildiri, Zübeydî’nin metodu ve eserinin önemi gibi problemleri sorgulamaktadır. Bununla beraber, âlimlerin biyografilerini bölgelere ve tabakalara göre incelemenin faydalarını belirlemeye odaklanmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Arap dili ve belagatı, Tabakât, biyografi geleneği, Zübeydî, dil âlimleri, bölgesel tasnif.
Summary:
The most prominent feature of the tradition of Turkish commentary - especially the tradition of Ottoman commentary - is that much commentary and interpretation centered on language and style are given. Although the tradition is not completely isolated from the narrative method, it aims to understand and interpret the Qur’an in its own style in general. In this context, using all the possibilities and established rules of Arabic language and belief as a means, it adds richness to the Qur’anic interpretation.
The most common products of the tradition of Turkish commentary in the Ottoman period are the inscriptions (hâşiye). The inscriptions are mostly written on al-Kashshaf and Envāru’t-Tenzîl. One of the commentators and muhashis who stood out in this period is Ahmad b. Mahmoud al-Asam al-Karamânî (dated 981/1574). He is also known as Deaf Ahmad. He draws attention with his work known as Tafsîr al-Karamânî. This work, which presents a total view of exegesis, is the most comprehensive syllabus in Al- Zamakhshari’s literature around al-Kashshaf and has a volume that is more than twice that of his work in al-Kashshaf. Karamânî reads al-Kashshaf and Envāru’t-Tenzîl comparatively. These two works trace the products belonging to the traditions which are formed around them carefully. He criticizes some interpretations and also tries to solve issues by bringing together important ideas and presenting their own choices and assessments. He is found in oral transcriptions made from the first time as a living witness of the language debates in the period that lived. Presenting the controversies about the affairs, they reveal their historical narrative. In short, he tries to compile the accumulation of language, style and meaning around the al-Kashshaf and Envāru’t-Tenzîl by inserting it into the title of Tafsîr al-Karamânî.
This research examines the part of Tafsîr al-Karamânî that covers the Surat al-Bakara. It points to the basic features of language and style centered approach in Qur’anic interpretation. It analyzes the relevant part of the work in this context. To try to determine the contributions of Arabic language possibilities and the use of the basic stylistic features of the Qur’an as a means of meaning production to the Qur’anic interpretation. In this context, it makes extensive explanations of language, style and meaning relation.
Key words: İnscriptions, language, style, meaning, linguistic tafsir.
النهج اللغوي والأسلوبي في تفسير القرآن الكريم: نظرة إلى تفسير الْقَرَمَانِي على نموذج سورة البقرة
الملخص:
الميزة الأبرز لتقاليد التفسير والتعليق التركي - ولا سيما تقاليد التفسير والتعليق العثماني - هي أن الكثير من التعليقات والتفسيرات تتمحور حول اللغة والأسلوب. على الرغم من أنّ هذا التقليد ليس معزولًا تمامًا عن المنهج الروائي، إلا أنه يهدف إلى فهم القرآن وتفسيره خلال أسلوبه الخاص بشكل عام. وفي هذا السياق، هو باستخدام كلّ إمكانات اللغة العربية وقواعدها الراسخة يضيف الثراء إلى التفسير القرآني.
من أكثر الأمثلة شيوعاً لتقاليد التفسير التركي في العهد العثماني هي الحواشي التي تتمثل أحيانا كتفاسير مكتوبة على الكشّاف وأنوار التنزيل. واحد من المعلّقين والمحشّين الذين برزوا في هذه الفترة هو أحمد بن محمود القرماني الشهير بلقب أحمد الأصم (تاريخ ٩٨١/١٥٧٤). وهو يلفت الانتباه مع عمله المعروف باسم "تفسير القرماني". هذا العمل الذي يقدم رؤية موحدة كتفسير كامل ولكنه حاشية على الكشّاف. وحجمه أكثر من ضعفي حاشية الطيبي على الكشاف. يقرأ القرماني الكشّاف وأنوار التنزيل بقراءة مقابلة. يهتم بالمنتجات التي تكونت حولهما. ينقد القرماني بعض التفسيرات، كما يحاول حلّ القضايا عن طريق الجمع بين الأفكار المهمة وتقديم خياراته وتقييماته. وهو كشاهد حيّ ينقل بعض المناظرات الشفهية اللغوية خلال عهده في إستانبول. يقوم القرماني بمحاولة لتجميع التراكم اللغوي في تفسيره.
هذه الدراسة تتركز على توصيف الأساليب اللغوية في تفسير القرآن الكريم في الفترة العثمانية. خصوصا مناهج تطبيق الخصائص اللغوية للغة العربية على نموذج تفسير القرماني وعلى حدود تفسير سورة البقرة. وتسأل كيف يوظفون إمكانات اللغة العربية في إيضاح المعاني؟ علاوة إلى ذلك تشير إلى السمات الأساسية للغة والأسلوب المتمحور في التفسير القرآني. يقوم بتحليل القسم ذي الصلة من العمل أي سورة البقرة. وفي هذا السياق تقدم تفسيرات موسعة للغة والأسلوب والمعنى. وتحاول تحديد إسهامات إمكانيات اللغة العربية واستخدام السمات الأسلوبية في تفسير القرآن كوسيلة لإنتاج المعنى في التفسير القرآني.
الكلمات المفتاحية: الحاشية، اللغة، الأسلوب، المعنى، المنج اللغوي، التفسير اللغوي
Kur’ân Yorumunda Dil ve Üslup Merkezli Yaklaşım: Bakara Suresi Bağlamında Karamânî Tefsiri’ne Bir Bakış
Özet:
Türk tefsir geleneğinin –özellikle Osmanlı tefsir geleneği- en belirgin özelliği, dil ve üslup merkezli açıklama ve yorumlara çok yer vermesidir. Söz konusu gelenek, rivayet metodundan tamamen yalıtılmış olmamakla beraber, Kur’ân’ı genel olarak kendi üslubu içinde anlama ve yorumlamayı hedefler. Bu bağlamda Arap dili ve belâgatinin tüm imkan ve yerleşik kurallarını bir araç olarak kullanarak Kur’ân yorumuna zenginlik katar.
Osmanlı dönemi Türk tefsir geleneğinin en yaygın ürünleri hâşiyelerdir. Söz konusu hâşiyeler daha çok el-Keşşâf ve Envâru’t-Tenzîl üzerine yazılır. Bu dönemde öne çıkan müfessir ve muhaşşîlerinden biri Sağır Ahmed lakaplı Ahmed b. Mahmûd el-Esam el-Karamânî’dir (ö. 981/1574). Yazar Tefsîru’l-Karamânî adlı eseri ile dikkat çeker. Bütünlüklü bir tefsir görünümü arz eden bu eser, Zemahşerî’nin el-Keşşâf’ı etrafında gelişen literatürdeki en kapsamlı hâşiye mahiyetinde olup Tîbî’ye ait hâşiyenin iki mislinden büyük bir hacme sahiptir. Karamânî el-Keşşâf ve Envâru’t-Tenzîl’i karşılaştırmalı olarak okur. Bu iki eser etrafında oluşan geleneklere ait ürünleri titiz bir şekilde inceler. Bazı yorumları tenkit bazılarını ise ıslâh eder. Ayrıca önemli görüşleri bir araya getirerek meseleleri kendi tercih ve tahkiklerini sunarak çözmeye çalışır. Yaşadığı döneme ait dil tartışmalarının canlı bir tanığı olarak ilk elden sözlü nakillerde bulunur. Meseleler hakkındaki tartışmaların hâsılasını sunarak, onların tarihi serencamını ortaya koyar. Kısaca, el-Keşşâf ve Envâru’t-Tenzîl etrafında öbeklenen dil, üslûp ve anlam birikimini Tefsîru’l-Karamânî adlı hâşiyesine derç ederek derlemeye çalışır.
Bu araştırma Tefsîru’l-Karamânî adlı eserin Bakara suresini kapsayan kısmını inceler. Kur’ân yorumunda dil ve üslup merkezli yaklaşımın temel özelliklerine işaret eder. Söz konusu eserin ilgili kısmını bu bağlamda tahlil eder. Arap dilinin imkanlarını ve Kur’ân’ın temel üslup özelliklerini bir anlam üretim aracı olarak kullanma hususiyetlerinin Kur’ân yorumuna sağladığı katkıları belirlemeye çalışır. Bu bağlamda dil, üslup ve anlam ilişkisine yönelik geniş açıklamalar yapar.
Anahtar kelimeler: Hâşiye, dil, üslup, anlam, dilbilimsel metot