I’m interested in Shakespeare's works and other literature, and in exploring the ways in which it can inform, enhance and challenge life now. I pursued my MA and PhD degrees at the Department of English Literature and Culture, Atılım University, Ankara, Turkey. My MA thesis is titled as "The effects of the industrial revolution as reflected in Charlotte Brontë's Shirley, Charles Dickens' Hard Times and Elizabeth Gaskell's North and South", and my PhD dissertation is titled "The state of nature and mimetic desire as conducive to the state of rivalry in Shakespeare's tragedies: Titus andronicus, Macbeth and King Lear". I have been teaching English as a second language, Shakespeare, Literary Theories among other courses for almost 10 years now. I particularly enjoy teaching in interactive learning environments. Among my interests and published articles, and books are Victorian Novel, Shakespeare, Comparative Drama and Novel, Turkish Drama, Literary Theories, and teaching English as a second language.
Edebiyat Kuramları: Yeni Tarihselcilikten Posthümanist Eleştiriye
Bu çalışma Dil ve Edebiyat alanında uzman akademisyenlerin hazırladığı sekiz kuramı konu edinmekt... more Bu çalışma Dil ve Edebiyat alanında uzman akademisyenlerin hazırladığı sekiz kuramı konu edinmektedir. İlgili kuram ve eleştirilerin genel özellikleri anlaşılır, açık-seçik şekilde okurun entelektüel birikimine fayda için kaleme alınmış olup her bir kuram ve eleştiri ile en az bir öykü veya roman incelenmiştir. Böylece teoride ne olduğu aktarılan kuramın uygulamada nasıl ele alınacağı anlaşılır hale getirilmiştir. Alımlama Estetiği ve Okur Tepkisi Kuramı: Sait Faik Abasıyanık’ın Öyküsü “Hişt, Hişt!...” � 11 Selim Şimşek Yapısalcılık ve James Joyce’un “Kız Kardeşler” Öyküsü............................................................33 Siray Lengerli Aydemir Yeni Tarihselcilik ve Shakespeare’in Venedik Taciri...................................................................59 Mehmet Akif Balkaya Kültürel Materyalizm ve Postmodern Peri Masalları...............................................................83 Nilay Erdem Ayyıldız Mekân Odaklı Edebiyat Çalışmaları ve Toni Morrison’un Merhamet Romanı........................117 Şemsettin Tabur Neo-Viktoryanizm ve Sarah Waters’ın Yakınlık Romanı.........................................................139 Ela İpek Gündüz Queer Kurama Yolculuk: Katherine Mansfield’ın “Katıksız Mutluluk” Öyküsü.......................163 Hakan Yılmaz Posthümanist Eleştiri ve Steven Hall’ün Köpekbalığı Metinleri Romanı............................................209 Kübra Baysal
Her bölümde, akademisyenler kuramları/eleştirileri, ilgili terim ve kavramlarla açıklamış ve her ... more Her bölümde, akademisyenler kuramları/eleştirileri, ilgili terim ve kavramlarla açıklamış ve her bir kuramı bir esere uygulamıştır. Birinci bölümde, Nilay Erdem Ayyıldız, Marksizm kuramının öncüsü olan Marks ve Engels’in düşünceleri doğrultusunda, kuramı, kapitalizm, burjuva, küçük burjuva, proletarya, metalaşma ve yabancılaşma gibi temel kavramlarla ele almıştır. Bu kavramlar doğrultusunda, Oscar Wilde’ın kapitalizmi eleştirdiği “Mutlu Prens” ve “Genç Kral” öykülerindeki sosyalist tutumu incelemiştir. İkinci bölümde, Zeynep Rana Turgut feminist edebiyat kuramını tarihsel, politik ve edebi açılardan incelemiş, üç dalga feminizm kuramını ayrı ayrı ele almıştır. Mülk edinme hakkından, politik alanda görünür olmasına dek pek çok zeminde kadının durumunu incelemiştir. Woolf, Cixous, Irigaray ve Kristeva gibi pek çok feminist düşünürün eserlerine atıfta bulunarak ilgili kavramları ele almıştır. Zeynep Rana Turgut, bu kuram ile Angela Carter’ın “Bay Aslan Gönül Avında” öyküsünü incelemiştir. Üçüncü bölümde, Aslı Özlem Tarakcıoğlu Saussure’un yapısalcılık kuramını Genel Dilbilim Üstüne Dersler adlı kitabı doğrultusunda temellendirdikten sonra Derrida’nın yapısöküm kuramını açıklamıştır. “Mutlu Sonlar” adlı eseri bu bağlamda inceleyen Tarakcıoğlu, yapısöküm kuramını akıcı üslubuyla keyifli bir okumaya çevirmiştir. Dördüncü bölümde, Gökşen Aras, psikanalitik kuramı, Freud, Lacan, Jung ve Fanon’un görüşlerine yer vererek açıklamıştır. İd, ego, süperego, bireysel ve kolektif bilinçaltı gibi terimleri okuyucuya sunmuştur. Aras, Marlow’un hem fiziksel hem de içsel yolculuğunu betimleyen Joseph Conrad’ın Karanlığın Yüreği adlı eserini incelemiştir. Beşinci bölümde, Mehmet Akif Balkaya, postmodernizm kuramını incelemeden önce modernizm akımını ele almıştır. Sonrasında, postmodernite, postmodern, postmodernizm gibi kavramları açıklayıp, postmodernist yöntemlerden parodi, ironi, pastiş, metinlerarasılık, özdönüşümsellik gibi terimleri okuyucunun bilgisine sunmuştur. Bu bağlamda, Angela Carter’ın “Werewolf” öyküsünü postmodernist yeniden yazım ve parodi örneği olarak incelemiştir. Altıncı bölümde, Kuğu Tekin, postkolonyal kuramı ele alırken, kolonyalizm, postkolonyalizm ve neo-kolonyalizmi tarihsel gelişimi içinde ele almış ve ilgili terimleri Fanon, Said ve Loomba gibi düşünürlere gönderme yaparak aktarmıştır. Tekin, kolonyal dönemin acılarını ve adaletsizliklerini sömürgecinin gözünden aktaran Doris Lessing’in “The Old Chief Mshlanga” eserini incelemiştir. Yedinci bölümde, Gülşah Göçmen, son yıllarda gelişen çevre ve edebiyat ilişkisini ön plana alan Ekoeleştiriyi tarihsel, felsefi ve edebi yönden ele almış; bu eleştirinin üç akımı üzerine bilgilendirici bir bölüm sunmuştur. Göçmen, Jeanette Winterson’ın Atlas’ın Yükü romanını hem postmodernist yeniden yazım yöntemi açısından hem de dünya, insan, insan dışı canlıların konumu ve birbirleriyle olan ilişkilerini ekoeleştirel açıdan incelemiştir. Sekizinci bölümde, Kübra Baysal, Antroposen eleştiriyi kavramsal zeminde açıklamış ve bu çerçevede Liz Jensen’in The Rapture romanını ele almıştır. Bu bölümde, özellikle on dokuzuncu yüzyıldan günümüze kadar uzanan ve etkisi derinden hissedilen Antroposen çağının yıkıcı sonuçlarının romandaki yansımaları incelenmiştir.
This article examines the representation of authority, political power, and legitimacy in William... more This article examines the representation of authority, political power, and legitimacy in William Shakespeare's King John by establishing connections to John Locke's Second Treatise of Government. To this end, the study argues that these themes have similarities in both works. King John enables an opportunity to examine the dynamics of political power and ambition, as the king's legitimacy to the English throne is questionable when assessed from Locke's perspective of political philosophy. Locke's Second Treatise of Government provides a theoretical framework for the principles of political authority and its legitimacy, facilitating the potential of opposition against the King. Locke's concepts regarding property rights, consent, and the social contract established a significant influence on political philosophy in the Enlightenment era. Therefore, the study examines Locke's ideas related to the political discourse to compare them to Shakespeare's King John. Finally, the study suggests a parallel between the play and Locke's work through indicating their similarities through a thorough evaluation of both works.
Journal of Language, Literature, and Culture, 2024
This article examines the interaction between the familiar and the eerie, as theorized by Sigmund... more This article examines the interaction between the familiar and the eerie, as theorized by Sigmund Freud (1856-1939) in his essay "The Uncanny" (1919), and to what extent such an interaction may have been represented in the barren and post-apocalyptic setting of Samuel Beckett's (1906-1989) Endgame (1957). Freud's concept of the uncanny reveals it as a phenomenon that arises from the unsettling revival of what was once familiar, now transformed into something strangely unfamiliar. By conducting an analysis of Freud's uncanny and its representation in Beckett's play, this research aims to explain the existence of the eerie in human consciousness and its influence on the existential challenges represented by the actions and dialogues of the characters, the setting and the repetitive, seemingly pointless exchanges between Hamm and Clov. The play's representation of reliance, isolation, and the ongoing struggle because of the inescapable nature of death puts forth the idea of the uncanny. Therefore, the play has parallels with Freud's concept of the uncanny since it represents the uncanny as an element of the human experience, marked by an ongoing struggle that takes place between existence and nonexistence, actuality and deception.
Selcuk University Journal of Faculty of Letters, 2023
Like many political philosophers, Al-Farabi was influenced by Greek philosophy and tried to defin... more Like many political philosophers, Al-Farabi was influenced by Greek philosophy and tried to define the best regime and ruler. However, much has changed in Al-Farabian scholarship since the 1970s, and 80s through deeper analyses of his philosophy, and translations of his works. The early Islamic philosopher Al-Farabi (870-950) played a key role in the revival of Plato and Aristotle's works within Islamic philosophy, guiding others by studying and providing commentary on these texts. Al-Farabi and his political philosophy deal with the existence of human, ruling, and ruled organs in the body, the city and state which exemplify hierarchy, the features of a ruler, and the differences between excellent and ignorant cities in his on the Perfect State. In this sense, focusing on an Al-Farabian political reading of Julius Caesar, the aim of this study is twofold. Firstly, it examines the abovementioned socio-political issues to present the idea that such political qualities are also represented and questioned in Shakespeare's Julius Caesar. Secondly, the paper argues that the two works exhibit socio-political similarities inasmuch as Caesar's portrayal of power relations within the play can be related to Al-Farabian understanding of the society, state, and rulership.
Harold Pinter's (1930-2008) The Dumb Waiter (1957) focuses on the tensions experienced by two hit... more Harold Pinter's (1930-2008) The Dumb Waiter (1957) focuses on the tensions experienced by two hitmen, Ben and Gus, as they wait for their next order in a closed basement. The complex interactions of these characters represent the existential anxieties emerging in an indifferent, and absurd universe of human existence. In this work, Pinter emphasizes lack of communication and alienation through the dialogues and silences between the characters. This theme is also explored in Albert Camus's (1913-1960) the Myth of Sisyphus (1942), where, after explaining concepts such as absurdity, suicide, and the absurd man, the story of Sisyphus endlessly rolling a rock up a hill, only to see it roll back down, is described. Camus uses this myth as a metaphor for the existential struggle of humanity. Both works serve as metaphors for the relentless human effort in an absurd universe filled with indifferent, repetitive actions, exemplified by waiting for an unknown task.
The aim of this paper is to present the basic principles of new historicism through analysing Ste... more The aim of this paper is to present the basic principles of new historicism through analysing Stephen Greenblatt’s two works: Resonance and Wonder and Invisible Bullets since new historicism is highly associated with Stephen Greenblatt. Social, political, and economic elements designate the literary works of a society. New Historicism will be explored in detail through considering the relationship between history and literature as literary works are regarded as historical texts according to this criticism; however, it will be concluded that fiction and history are storylike narratives.
The present study is quantitative research that attempts to scrutinize the drawbacks and acceptab... more The present study is quantitative research that attempts to scrutinize the drawbacks and acceptable ways of using a prominent online meeting platform, Google Meet, while determining its role in view of students’ perceptions as far as foreign language teaching and anxiety is concerned. Using online meeting programs can be considered to be an amusing and a versatile solution at first step. Yet, during the COVID-19 pandemic such platforms despite being a great remedy for the continuation of education on the one hand, were tested whether they would manage to substitute face-to-face education environment at the required level. While the previous studies prior to the pandemic could provide only limited and regional case studies carried out around the globe, those which are implemented in the wake of it will constitute a determining pattern regarding its use for utmost benefits or harm. Therefore, the real contribution or negative effects of such platforms will emerge depending on the furt...
The purpose of this thesis is to analyse education, poverty, conditions in factories, child labou... more The purpose of this thesis is to analyse education, poverty, conditions in factories, child labour, the position of women, marriage and social unrest in the age of industrialization in England as reflected in Charlotte Brontë’s Shirley (1849), Charles Dickens’ Hard Times (1854) and Elizabeth Gaskell’s North and South (1855). Industrial Revolution is the transitional period between 1760 and 1840, a transition from handmade production to new manufacturing processes. Industrialization mainly started with cloth and cotton manufactory in many countries, particularly in England. The invention of the steam engine by James Watt gave way to mechanization and railways. Most part of the labour force was constituted by women and children who were working under hard conditions with little wages. The factory owners desired to be more and more rich by exploiting the women and children. Long hours of working were paid with minimum wages. It was the time when the country stopped making items on small scale, and started mass production, which would prove to be cheaper in the long run due to mechanization. The invention of new machines and the establishment of new factories paved the way for the industrialization era. In these novels, Charlotte Brontë, Elizabeth Gaskell and Charles Dickens criticized how the factory workers were exploited, how women were repressed by the patriarchal system and the condition of England during the age of industrialization. 127 This thesis consists of an introduction, three main chapters and a conclusion. In the introductory chapter the social and historical context of “The Industrial Revolution” has been explored. In Chapter I, Charlotte Brontë’s Shirley (1849), based on the “Luddite Riots of 1811- 15”, the causes and effects of the riots of the workers and the situation of the mill owner together with the themes of social unrest because of mechanization in factories, and the woman question in that age has been analysed. Also it is examined that the novel focuses not only on the industrial unrest but also on marriage concept in the Victorian Era. In Chapter II, Charles Dickens’ Hard Times (1854) is analysed, and it has been asserted that the disorder of the society is caused with the fact that people in factory towns are regarded as the products of the industrial age and automatons of that time and education; and the bleak factories even led the children to be educated as if the machines were programmed. In Chapter III, Elizabeth Gaskell’s North and South (1855) is analysed, and it has been emphasized that the contrast between the north and south (of England) was reflected together with the themes of love, education and class struggles and strikes causing violence. In the Conclusion, it is deduced that in these novels, the industrial revolution and its social aftermath make the society turn upside down. The fear of violence, as reflected in these novels and as witnessed in the history of England in the Luddite Riots (1811-15), Preston Lock-outs (1853-4), and the Chartist Movement (1839-1850s) put the novelists into indecisive, and conflicting feelings towards the rioting workers as reflected through the characters Moses, Barraclough, Slackbridge, Higgins and others. When analysing the works of these Victorian novelists, it can be said that Dickens is more pessimistic than Gaskell and Brontë with the portrayal of the outcomes of industrialization. Because of the tragic end of the Gradgrinds, and the death of the manufacturer without having chance to reconcile with the workers, the novel portrays a pessimistic end for the ruling class characters. Although the tragic end of the ruling-class-characters in Hard Times portrays a gloomy atmosphere, there still seems to be hope for reconciliation.
Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dergisi
Fiziksel coğrafi sınırların dışında, bir kültürün bireyi gelenek ve kültürel uygulamalarla şekill... more Fiziksel coğrafi sınırların dışında, bir kültürün bireyi gelenek ve kültürel uygulamalarla şekillenmiş olan toplumdaki kültürel sınırlamalarla karşılaşır. Bu uygulamalar arasında bulunan kurban verme, insanlığın var oluşu ve tarih kadar eskidir. Kurban verme yoluyla, toplumun canlanması ve arınması hedeflenir. Bu türden bir arınma töreni Soyinka'nın oyununda temsil ettiği Yoruba insanlarının gelenekleri arasında da mevcuttur. Kurban ritüeli ile ilişkili olarak rolünü algılayan Eman' in etrafında oyundaki dramatik eylem gelişir. Bu makale, ilk olarak, Yoruba kültürü içinde bireyin özgürlüğünü sınırlayan kültürel kısıtlamaları inceler, ikinci olaraksa, kültürel aynileştirme ve kişisel bütünleşmişlik durumlarını The Strong Breed (1963) adlı oyun özelinde analiz etmeyi hedeflemektedir. Bu bağlamda, The Strong Breed oyununun temsil ettiği sonuç şudur: kültürel sınırların gücü altında hür irade ve kader şekillenebilir ve de kurban sunumu bireyin kimlik ve aidiyetini şekillendirebi...
Bu çalışma, açıklamalarla ayrıntılı bilgi verip somut uygulamalar yoluyla karışık görünen kavraml... more Bu çalışma, açıklamalarla ayrıntılı bilgi verip somut uygulamalar yoluyla karışık görünen kavramları açık ve anlaşılır hale getirmeyi hedeflemiştir. Çalışmamızın ele aldığı konular: Alımlama Estetiği ve Okur Tepkisi Teorisi, Yapısalcılık, Yeni Tarihselcilik, Kültürel Materyalizm, Mekân Odaklı Eleştiri, Neo-Viktoryanizm, Queer Eleştiri, Posthümanist Eleştiri. Edebiyat Kuram ve Eleştirilerinde eşsiz yeri olan bu sekiz kuramı tarihçesi, özellikleri ile ele alarak her bir bölümde en az bir eser üzerinden inceleme ile çalışmamızı akademisyen, entelektüel, öğrenci ve disiplinler arası konularda çalışan araştırmacıların, kısacası, tüm okurların beğenisine sunuyoruz.
Edebiyat Kuramları: Yeni Tarihselcilikten Posthümanist Eleştiriye
Bu çalışma Dil ve Edebiyat alanında uzman akademisyenlerin hazırladığı sekiz kuramı konu edinmekt... more Bu çalışma Dil ve Edebiyat alanında uzman akademisyenlerin hazırladığı sekiz kuramı konu edinmektedir. İlgili kuram ve eleştirilerin genel özellikleri anlaşılır, açık-seçik şekilde okurun entelektüel birikimine fayda için kaleme alınmış olup her bir kuram ve eleştiri ile en az bir öykü veya roman incelenmiştir. Böylece teoride ne olduğu aktarılan kuramın uygulamada nasıl ele alınacağı anlaşılır hale getirilmiştir. Alımlama Estetiği ve Okur Tepkisi Kuramı: Sait Faik Abasıyanık’ın Öyküsü “Hişt, Hişt!...” � 11 Selim Şimşek Yapısalcılık ve James Joyce’un “Kız Kardeşler” Öyküsü............................................................33 Siray Lengerli Aydemir Yeni Tarihselcilik ve Shakespeare’in Venedik Taciri...................................................................59 Mehmet Akif Balkaya Kültürel Materyalizm ve Postmodern Peri Masalları...............................................................83 Nilay Erdem Ayyıldız Mekân Odaklı Edebiyat Çalışmaları ve Toni Morrison’un Merhamet Romanı........................117 Şemsettin Tabur Neo-Viktoryanizm ve Sarah Waters’ın Yakınlık Romanı.........................................................139 Ela İpek Gündüz Queer Kurama Yolculuk: Katherine Mansfield’ın “Katıksız Mutluluk” Öyküsü.......................163 Hakan Yılmaz Posthümanist Eleştiri ve Steven Hall’ün Köpekbalığı Metinleri Romanı............................................209 Kübra Baysal
Her bölümde, akademisyenler kuramları/eleştirileri, ilgili terim ve kavramlarla açıklamış ve her ... more Her bölümde, akademisyenler kuramları/eleştirileri, ilgili terim ve kavramlarla açıklamış ve her bir kuramı bir esere uygulamıştır. Birinci bölümde, Nilay Erdem Ayyıldız, Marksizm kuramının öncüsü olan Marks ve Engels’in düşünceleri doğrultusunda, kuramı, kapitalizm, burjuva, küçük burjuva, proletarya, metalaşma ve yabancılaşma gibi temel kavramlarla ele almıştır. Bu kavramlar doğrultusunda, Oscar Wilde’ın kapitalizmi eleştirdiği “Mutlu Prens” ve “Genç Kral” öykülerindeki sosyalist tutumu incelemiştir. İkinci bölümde, Zeynep Rana Turgut feminist edebiyat kuramını tarihsel, politik ve edebi açılardan incelemiş, üç dalga feminizm kuramını ayrı ayrı ele almıştır. Mülk edinme hakkından, politik alanda görünür olmasına dek pek çok zeminde kadının durumunu incelemiştir. Woolf, Cixous, Irigaray ve Kristeva gibi pek çok feminist düşünürün eserlerine atıfta bulunarak ilgili kavramları ele almıştır. Zeynep Rana Turgut, bu kuram ile Angela Carter’ın “Bay Aslan Gönül Avında” öyküsünü incelemiştir. Üçüncü bölümde, Aslı Özlem Tarakcıoğlu Saussure’un yapısalcılık kuramını Genel Dilbilim Üstüne Dersler adlı kitabı doğrultusunda temellendirdikten sonra Derrida’nın yapısöküm kuramını açıklamıştır. “Mutlu Sonlar” adlı eseri bu bağlamda inceleyen Tarakcıoğlu, yapısöküm kuramını akıcı üslubuyla keyifli bir okumaya çevirmiştir. Dördüncü bölümde, Gökşen Aras, psikanalitik kuramı, Freud, Lacan, Jung ve Fanon’un görüşlerine yer vererek açıklamıştır. İd, ego, süperego, bireysel ve kolektif bilinçaltı gibi terimleri okuyucuya sunmuştur. Aras, Marlow’un hem fiziksel hem de içsel yolculuğunu betimleyen Joseph Conrad’ın Karanlığın Yüreği adlı eserini incelemiştir. Beşinci bölümde, Mehmet Akif Balkaya, postmodernizm kuramını incelemeden önce modernizm akımını ele almıştır. Sonrasında, postmodernite, postmodern, postmodernizm gibi kavramları açıklayıp, postmodernist yöntemlerden parodi, ironi, pastiş, metinlerarasılık, özdönüşümsellik gibi terimleri okuyucunun bilgisine sunmuştur. Bu bağlamda, Angela Carter’ın “Werewolf” öyküsünü postmodernist yeniden yazım ve parodi örneği olarak incelemiştir. Altıncı bölümde, Kuğu Tekin, postkolonyal kuramı ele alırken, kolonyalizm, postkolonyalizm ve neo-kolonyalizmi tarihsel gelişimi içinde ele almış ve ilgili terimleri Fanon, Said ve Loomba gibi düşünürlere gönderme yaparak aktarmıştır. Tekin, kolonyal dönemin acılarını ve adaletsizliklerini sömürgecinin gözünden aktaran Doris Lessing’in “The Old Chief Mshlanga” eserini incelemiştir. Yedinci bölümde, Gülşah Göçmen, son yıllarda gelişen çevre ve edebiyat ilişkisini ön plana alan Ekoeleştiriyi tarihsel, felsefi ve edebi yönden ele almış; bu eleştirinin üç akımı üzerine bilgilendirici bir bölüm sunmuştur. Göçmen, Jeanette Winterson’ın Atlas’ın Yükü romanını hem postmodernist yeniden yazım yöntemi açısından hem de dünya, insan, insan dışı canlıların konumu ve birbirleriyle olan ilişkilerini ekoeleştirel açıdan incelemiştir. Sekizinci bölümde, Kübra Baysal, Antroposen eleştiriyi kavramsal zeminde açıklamış ve bu çerçevede Liz Jensen’in The Rapture romanını ele almıştır. Bu bölümde, özellikle on dokuzuncu yüzyıldan günümüze kadar uzanan ve etkisi derinden hissedilen Antroposen çağının yıkıcı sonuçlarının romandaki yansımaları incelenmiştir.
This article examines the representation of authority, political power, and legitimacy in William... more This article examines the representation of authority, political power, and legitimacy in William Shakespeare's King John by establishing connections to John Locke's Second Treatise of Government. To this end, the study argues that these themes have similarities in both works. King John enables an opportunity to examine the dynamics of political power and ambition, as the king's legitimacy to the English throne is questionable when assessed from Locke's perspective of political philosophy. Locke's Second Treatise of Government provides a theoretical framework for the principles of political authority and its legitimacy, facilitating the potential of opposition against the King. Locke's concepts regarding property rights, consent, and the social contract established a significant influence on political philosophy in the Enlightenment era. Therefore, the study examines Locke's ideas related to the political discourse to compare them to Shakespeare's King John. Finally, the study suggests a parallel between the play and Locke's work through indicating their similarities through a thorough evaluation of both works.
Journal of Language, Literature, and Culture, 2024
This article examines the interaction between the familiar and the eerie, as theorized by Sigmund... more This article examines the interaction between the familiar and the eerie, as theorized by Sigmund Freud (1856-1939) in his essay "The Uncanny" (1919), and to what extent such an interaction may have been represented in the barren and post-apocalyptic setting of Samuel Beckett's (1906-1989) Endgame (1957). Freud's concept of the uncanny reveals it as a phenomenon that arises from the unsettling revival of what was once familiar, now transformed into something strangely unfamiliar. By conducting an analysis of Freud's uncanny and its representation in Beckett's play, this research aims to explain the existence of the eerie in human consciousness and its influence on the existential challenges represented by the actions and dialogues of the characters, the setting and the repetitive, seemingly pointless exchanges between Hamm and Clov. The play's representation of reliance, isolation, and the ongoing struggle because of the inescapable nature of death puts forth the idea of the uncanny. Therefore, the play has parallels with Freud's concept of the uncanny since it represents the uncanny as an element of the human experience, marked by an ongoing struggle that takes place between existence and nonexistence, actuality and deception.
Selcuk University Journal of Faculty of Letters, 2023
Like many political philosophers, Al-Farabi was influenced by Greek philosophy and tried to defin... more Like many political philosophers, Al-Farabi was influenced by Greek philosophy and tried to define the best regime and ruler. However, much has changed in Al-Farabian scholarship since the 1970s, and 80s through deeper analyses of his philosophy, and translations of his works. The early Islamic philosopher Al-Farabi (870-950) played a key role in the revival of Plato and Aristotle's works within Islamic philosophy, guiding others by studying and providing commentary on these texts. Al-Farabi and his political philosophy deal with the existence of human, ruling, and ruled organs in the body, the city and state which exemplify hierarchy, the features of a ruler, and the differences between excellent and ignorant cities in his on the Perfect State. In this sense, focusing on an Al-Farabian political reading of Julius Caesar, the aim of this study is twofold. Firstly, it examines the abovementioned socio-political issues to present the idea that such political qualities are also represented and questioned in Shakespeare's Julius Caesar. Secondly, the paper argues that the two works exhibit socio-political similarities inasmuch as Caesar's portrayal of power relations within the play can be related to Al-Farabian understanding of the society, state, and rulership.
Harold Pinter's (1930-2008) The Dumb Waiter (1957) focuses on the tensions experienced by two hit... more Harold Pinter's (1930-2008) The Dumb Waiter (1957) focuses on the tensions experienced by two hitmen, Ben and Gus, as they wait for their next order in a closed basement. The complex interactions of these characters represent the existential anxieties emerging in an indifferent, and absurd universe of human existence. In this work, Pinter emphasizes lack of communication and alienation through the dialogues and silences between the characters. This theme is also explored in Albert Camus's (1913-1960) the Myth of Sisyphus (1942), where, after explaining concepts such as absurdity, suicide, and the absurd man, the story of Sisyphus endlessly rolling a rock up a hill, only to see it roll back down, is described. Camus uses this myth as a metaphor for the existential struggle of humanity. Both works serve as metaphors for the relentless human effort in an absurd universe filled with indifferent, repetitive actions, exemplified by waiting for an unknown task.
The aim of this paper is to present the basic principles of new historicism through analysing Ste... more The aim of this paper is to present the basic principles of new historicism through analysing Stephen Greenblatt’s two works: Resonance and Wonder and Invisible Bullets since new historicism is highly associated with Stephen Greenblatt. Social, political, and economic elements designate the literary works of a society. New Historicism will be explored in detail through considering the relationship between history and literature as literary works are regarded as historical texts according to this criticism; however, it will be concluded that fiction and history are storylike narratives.
The present study is quantitative research that attempts to scrutinize the drawbacks and acceptab... more The present study is quantitative research that attempts to scrutinize the drawbacks and acceptable ways of using a prominent online meeting platform, Google Meet, while determining its role in view of students’ perceptions as far as foreign language teaching and anxiety is concerned. Using online meeting programs can be considered to be an amusing and a versatile solution at first step. Yet, during the COVID-19 pandemic such platforms despite being a great remedy for the continuation of education on the one hand, were tested whether they would manage to substitute face-to-face education environment at the required level. While the previous studies prior to the pandemic could provide only limited and regional case studies carried out around the globe, those which are implemented in the wake of it will constitute a determining pattern regarding its use for utmost benefits or harm. Therefore, the real contribution or negative effects of such platforms will emerge depending on the furt...
The purpose of this thesis is to analyse education, poverty, conditions in factories, child labou... more The purpose of this thesis is to analyse education, poverty, conditions in factories, child labour, the position of women, marriage and social unrest in the age of industrialization in England as reflected in Charlotte Brontë’s Shirley (1849), Charles Dickens’ Hard Times (1854) and Elizabeth Gaskell’s North and South (1855). Industrial Revolution is the transitional period between 1760 and 1840, a transition from handmade production to new manufacturing processes. Industrialization mainly started with cloth and cotton manufactory in many countries, particularly in England. The invention of the steam engine by James Watt gave way to mechanization and railways. Most part of the labour force was constituted by women and children who were working under hard conditions with little wages. The factory owners desired to be more and more rich by exploiting the women and children. Long hours of working were paid with minimum wages. It was the time when the country stopped making items on small scale, and started mass production, which would prove to be cheaper in the long run due to mechanization. The invention of new machines and the establishment of new factories paved the way for the industrialization era. In these novels, Charlotte Brontë, Elizabeth Gaskell and Charles Dickens criticized how the factory workers were exploited, how women were repressed by the patriarchal system and the condition of England during the age of industrialization. 127 This thesis consists of an introduction, three main chapters and a conclusion. In the introductory chapter the social and historical context of “The Industrial Revolution” has been explored. In Chapter I, Charlotte Brontë’s Shirley (1849), based on the “Luddite Riots of 1811- 15”, the causes and effects of the riots of the workers and the situation of the mill owner together with the themes of social unrest because of mechanization in factories, and the woman question in that age has been analysed. Also it is examined that the novel focuses not only on the industrial unrest but also on marriage concept in the Victorian Era. In Chapter II, Charles Dickens’ Hard Times (1854) is analysed, and it has been asserted that the disorder of the society is caused with the fact that people in factory towns are regarded as the products of the industrial age and automatons of that time and education; and the bleak factories even led the children to be educated as if the machines were programmed. In Chapter III, Elizabeth Gaskell’s North and South (1855) is analysed, and it has been emphasized that the contrast between the north and south (of England) was reflected together with the themes of love, education and class struggles and strikes causing violence. In the Conclusion, it is deduced that in these novels, the industrial revolution and its social aftermath make the society turn upside down. The fear of violence, as reflected in these novels and as witnessed in the history of England in the Luddite Riots (1811-15), Preston Lock-outs (1853-4), and the Chartist Movement (1839-1850s) put the novelists into indecisive, and conflicting feelings towards the rioting workers as reflected through the characters Moses, Barraclough, Slackbridge, Higgins and others. When analysing the works of these Victorian novelists, it can be said that Dickens is more pessimistic than Gaskell and Brontë with the portrayal of the outcomes of industrialization. Because of the tragic end of the Gradgrinds, and the death of the manufacturer without having chance to reconcile with the workers, the novel portrays a pessimistic end for the ruling class characters. Although the tragic end of the ruling-class-characters in Hard Times portrays a gloomy atmosphere, there still seems to be hope for reconciliation.
Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dergisi
Fiziksel coğrafi sınırların dışında, bir kültürün bireyi gelenek ve kültürel uygulamalarla şekill... more Fiziksel coğrafi sınırların dışında, bir kültürün bireyi gelenek ve kültürel uygulamalarla şekillenmiş olan toplumdaki kültürel sınırlamalarla karşılaşır. Bu uygulamalar arasında bulunan kurban verme, insanlığın var oluşu ve tarih kadar eskidir. Kurban verme yoluyla, toplumun canlanması ve arınması hedeflenir. Bu türden bir arınma töreni Soyinka'nın oyununda temsil ettiği Yoruba insanlarının gelenekleri arasında da mevcuttur. Kurban ritüeli ile ilişkili olarak rolünü algılayan Eman' in etrafında oyundaki dramatik eylem gelişir. Bu makale, ilk olarak, Yoruba kültürü içinde bireyin özgürlüğünü sınırlayan kültürel kısıtlamaları inceler, ikinci olaraksa, kültürel aynileştirme ve kişisel bütünleşmişlik durumlarını The Strong Breed (1963) adlı oyun özelinde analiz etmeyi hedeflemektedir. Bu bağlamda, The Strong Breed oyununun temsil ettiği sonuç şudur: kültürel sınırların gücü altında hür irade ve kader şekillenebilir ve de kurban sunumu bireyin kimlik ve aidiyetini şekillendirebi...
Bu çalışma, açıklamalarla ayrıntılı bilgi verip somut uygulamalar yoluyla karışık görünen kavraml... more Bu çalışma, açıklamalarla ayrıntılı bilgi verip somut uygulamalar yoluyla karışık görünen kavramları açık ve anlaşılır hale getirmeyi hedeflemiştir. Çalışmamızın ele aldığı konular: Alımlama Estetiği ve Okur Tepkisi Teorisi, Yapısalcılık, Yeni Tarihselcilik, Kültürel Materyalizm, Mekân Odaklı Eleştiri, Neo-Viktoryanizm, Queer Eleştiri, Posthümanist Eleştiri. Edebiyat Kuram ve Eleştirilerinde eşsiz yeri olan bu sekiz kuramı tarihçesi, özellikleri ile ele alarak her bir bölümde en az bir eser üzerinden inceleme ile çalışmamızı akademisyen, entelektüel, öğrenci ve disiplinler arası konularda çalışan araştırmacıların, kısacası, tüm okurların beğenisine sunuyoruz.
Yeni Tarihselcilikten Posthümanist Eleştiriye Edebiyat Kuramları, 2020
Yeni Tarihselcilik ve Kültürel Materyalizm edebiyat kuramları ve eleştirisi arasında birbirine be... more Yeni Tarihselcilik ve Kültürel Materyalizm edebiyat kuramları ve eleştirisi arasında birbirine benzetilen, yer yer ayırdında zorlanılan konulardandır. Bu sebeple çalışmamızın bu bölümünde yeni tarihselcilik teorik olarak irdelenecek, açıklama ve önemli özellikleri verildikten sonra, konunun daha iyi pekişmesine fayda sağlamak için William Shakespeare’in Venedik Taciri (The Merchant of Venice) incelenecektir.
Postmodernizm kavramı modernizm, modernite gibi kavramlarla ilişkili olduğundan bölüme bu kavraml... more Postmodernizm kavramı modernizm, modernite gibi kavramlarla ilişkili olduğundan bölüme bu kavramlara açıklık getirerek başlamak gerekiyor. Postmodernizmin edebiyat alanındaki öne çıkan özellikleri teori bağlamında ele alındıktan sonra Angela Carter'ın "Werewolf" öyküsü incelenecektir.
Sekiz bölümden oluşan bu çalışma, kültürel düşünce ve ürünler üzerinde etkili olan farklı edebiya... more Sekiz bölümden oluşan bu çalışma, kültürel düşünce ve ürünler üzerinde etkili olan farklı edebiyat kuramlarını, ilgili terimler, kavramlar ve uygulamalar ile açıklar. Alanında uzmanakademisyenlerin hazırladığı bu kitap ilgili kuramların edebiyat, mimari, kültür çalışmaları ile ilişkisini ve önemini vurgular. Çalışma, edebi incelemeye yönelik şu yaklaşım ve kuramlarıinceler: Marksizm, Feminizm, Post-yapısalcılık, Psikanalitik Kuram, Postmodernizm, Postkolonyal Kuram, Ekoeleştiri ve Antroposen Eleştiri. Her bölümde ilgili kurama dair açıklamalar sunan bu çalışma, pek çok disiplinden öğrenci, akademisyen ve edebiyat ile ilgili kişilere yol gösterici olmayı hedeflemektedir.
This book is intended for lecturers, college-level students and
undergraduates who want to learn ... more This book is intended for lecturers, college-level students and undergraduates who want to learn about the Industrial Revolution and its effects on the Victorian Novels in the attempt to achieve a better understanding of the Victorian Eras and Victorian Condition-of-England novels. The purpose of this work is to analyse education, poverty, conditions in factories, child labour, the position of women, marriage, and social unrest in the age of industrialization in England as reflected in Charlotte Brontë’s Shirley (1849), Charles Dickens’ Hard Times (1854), and Elizabeth Gaskell’s North and South (1855).
Uploads
Papers by Mehmet Akif Balkaya
Selim Şimşek
Yapısalcılık ve James Joyce’un “Kız Kardeşler” Öyküsü............................................................33
Siray Lengerli Aydemir
Yeni Tarihselcilik ve Shakespeare’in Venedik Taciri...................................................................59
Mehmet Akif Balkaya
Kültürel Materyalizm ve Postmodern Peri Masalları...............................................................83
Nilay Erdem Ayyıldız
Mekân Odaklı Edebiyat Çalışmaları ve Toni Morrison’un Merhamet Romanı........................117
Şemsettin Tabur
Neo-Viktoryanizm ve Sarah Waters’ın Yakınlık Romanı.........................................................139
Ela İpek Gündüz
Queer Kurama Yolculuk: Katherine Mansfield’ın “Katıksız Mutluluk” Öyküsü.......................163
Hakan Yılmaz
Posthümanist Eleştiri ve Steven Hall’ün Köpekbalığı Metinleri Romanı............................................209
Kübra Baysal
Selim Şimşek
Yapısalcılık ve James Joyce’un “Kız Kardeşler” Öyküsü............................................................33
Siray Lengerli Aydemir
Yeni Tarihselcilik ve Shakespeare’in Venedik Taciri...................................................................59
Mehmet Akif Balkaya
Kültürel Materyalizm ve Postmodern Peri Masalları...............................................................83
Nilay Erdem Ayyıldız
Mekân Odaklı Edebiyat Çalışmaları ve Toni Morrison’un Merhamet Romanı........................117
Şemsettin Tabur
Neo-Viktoryanizm ve Sarah Waters’ın Yakınlık Romanı.........................................................139
Ela İpek Gündüz
Queer Kurama Yolculuk: Katherine Mansfield’ın “Katıksız Mutluluk” Öyküsü.......................163
Hakan Yılmaz
Posthümanist Eleştiri ve Steven Hall’ün Köpekbalığı Metinleri Romanı............................................209
Kübra Baysal
undergraduates who want to learn about the Industrial Revolution and its
effects on the Victorian Novels in the attempt to achieve a better
understanding of the Victorian Eras and Victorian Condition-of-England
novels. The purpose of this work is to analyse education, poverty,
conditions in factories, child labour, the position of women, marriage, and
social unrest in the age of industrialization in England as reflected in
Charlotte Brontë’s Shirley (1849), Charles Dickens’ Hard Times (1854),
and Elizabeth Gaskell’s North and South (1855).