I am Celal Hakan Kan, a Juris Doctor and member of the Criminal Division at the Adana Regional Court of Justice. I am also teaching Execution Law as a guest lecturer at Çağ University (February 2024). My scholarly work is deeply rooted in criminal law, examining the intersections of law, ethics, and societal norms. I plan to delve further into how evolving technologies challenge existing legal doctrines in criminal law, aiming to enhance legal frameworks to effectively address new challenges.
TURAN-SAM(TURAN Stratejik Araştırmalar Merkezi), 2019
Diğer ülkelerin infaz kanunlarında olduğu gibi Türk İnfaz Hukuku’nda da cezanın temel amacı suç i... more Diğer ülkelerin infaz kanunlarında olduğu gibi Türk İnfaz Hukuku’nda da cezanın temel amacı suç işleyen bireylerin ıslah olmasını sağlamaktır. Bu nedenle suçlara dair ceza süreleri belirlenmiş ve bu sürelerde suçluların ıslah olacağına dair kanaat geliştirilmiştir. Ancak kişilerin suç işlemelerinin ardından infaz kurumları dâhilinde geçirdikleri zaman dilimi içinde daha erken ıslah olabileceklerine dair kanaat geliştirilmesi üzerine koşullu salıverme müessesesi geliştirilmiştir. Bu sayede hükümlüler bihakkın yatmaları gereken süreden daha önce infaz kurumundan çıkabilmektedirler. Hükümlülerin infaz kurumundan koşullu salıverme ile çıkmalarının ardından belirli birtakım yükümlülükleri yerine getirmeleri durumunda ise cezalarının infaz kurumu dışında tamamlanması söz konusu olmaktadır. Ancak bu kurumun esası olan ıslah olma durumunun sağlanması ve koşullu salıvermenin amacına hizmet edebilmesi için bu uygulamanın geri alınması da söz konusu olmaktadır. Koşullu salıvermenin geri alınması belirli şartlara bağlanmakla birlikte hükümlünün infaz kurumuna dönmesi ile sonuçlanmaktadır. Koşullu salıvermenin geri alınması ile ilgili gereklilikleri konu alan bu makale doktrinde yer alan bilgiler ve Yargıtay kararları kullanılarak oluşturulan bir derleme çalışması niteliğindedir.
Ceza, kanunlar tarafından yasaklanan hususlar karşısında itaatsiz tavırlar sergileyen bireylere u... more Ceza, kanunlar tarafından yasaklanan hususlar karşısında itaatsiz tavırlar sergileyen bireylere uygulanan bir yaptırım çeşididir. Bu yaptırım her fiil için aynı oranda veya sürede gerçekleşmemektedir. Bu hususta temel belirleyiciler; işlenen suçun niteliği ve failin meydana gelen olaydaki kusur oranına göre değişiklik göstermektedir. Bu ayrımda suçun ağırlığı olarak değerlendirilen husus, işlenen suçun toplumda meydana getirdiği etki olarak ele alınmaktadır. Bu belirleyicilerin yanı sıra bireye verilecek olan cezanın belirlenmesinde failin yaşı, aklî durumu, hafifletici sebeplerin varlığı ve tekerrür gibi hususlar da dikkate alınmaktadır. Türk Ceza Hukuku’nda “Tekerrür” konusunun ele alındığı bu çalışmada; cezanın infaz süresini uzatan unsurlar arasında sayılan, daha önce belirli bir suçtan hüküm giymiş olan birinin kanunda belirtilen süreler dâhilinde yeni bir suç işlemesini ifade eden tekerrür müessesesi incelenmiştir. Bu bağlamda hazırlanan çalışma; kanun metinleri ve doktrinde yer alan açıklamalardan istifade edilerek hazırlanan bir derleme çalışma niteliğindedir.
Koşullu salıverme müessesesi adından da anlaşılacağı gibi belirli birtakım koşullara uyma koşuluy... more Koşullu salıverme müessesesi adından da anlaşılacağı gibi belirli birtakım koşullara uyma koşuluyla bireylerin infaz sürelerini dışarıda tamamlamalarını öngören bir müessesedir. Bu uygulamada birey salt dışarıda geçireceği zaman zarfı için değil bunu hak etmek için de birtakım koşullara uymak zorundadır. Hak ediş konusundaki koşullar istikrarlı bir şekilde her suçlu için, süre şartı hariç, eşit olarak uygulanmaktadır. Bu koşullar içinde ıslah kurumunun asli vazifesini yerine getirebildiğini kanıtlayabilecek şekilde hâl ve hareket gösterilmesi, ıslah yönündeki eğitimlere katılma ve bunlarda başarılı olma vb. sayılabilir. Nitekim bu belirleyiciler haricinde kalan bir uygulamada bireyin alelade bir salıvermeden istifade etmesi durumu gündeme gelir ki bu da sosyal anlamda bir kargaşa ortamına yol açar. Birtakım koşullar belirlense de salıverme uygulamalarının her zaman istendiği şekilde sonuçlanmadığı da göz ardı edilmemesi gereken bir gerçektir. Bu durum yıllardır uygulanan ve belirli dönemlerde iyileştirmelere gidilen salıverme uygulamalarının halen iyileştirmelere muhtaç olduğunun göstergesidir.
“Ceza” kavramı, kanunlar ile belirlenen ve yasak olarak ifade edilen hususlara karşı aykırı davra... more “Ceza” kavramı, kanunlar ile belirlenen ve yasak olarak ifade edilen hususlara karşı aykırı davranışları gerçekleştiren bireylere uygulanan bir yaptırım çeşidi olarak bilinmektedir. Ancak bu yaptırım/yaptırımlarda ceza genel ismi kullanılsa da her fiil için uygulanan ceza veya yaptırımın aynı olmadığını anlatmakta fayda vardır. Bu noktada temel belirleyici olarak ifade edilen hususlar, meydana gelen suçun niteliği, bu suçu işleyenin suç olarak değerlendirilen olaydaki kusur oranı ve benzeri konulardır. Bununla birlikte suçun ağırlığı olarak ifade edilen bir olgudan da bahsetmek yerinde olacaktır ki bu da meydana gelen suçun toplum içinde oluşturduğu etki olarak değerlendirilmektedir. Tüm bu kriterlerle beraber faile verilecek olan cezanın tespit edilmesi noktasında failin yaşı, akli sağlık durumu, olayda hafifletici nedenlerin var olup olmaması ile beraber tekerrür gibi hususların da dikkate alındığı bilinmektedir. Türk Ceza Hukuku bünyesinde “tekerrür” kavramı ile bu kavramın çeşitli yönleri ve “mükerrirlere özgü infaz rejiminin” incelendiği bu çalışmada; cezanın infaz süresinin uzamasına neden olan unsurlar arasında sıralanan ve daha önce belirli bir suç nedeniyle hakkında kesinleşmiş mahkûmiyet kararı bulunan birinin kanunlarda düzenlenen süreler dahilinde yeni bir suç işlemesine karşılık gelen tekerrür uygulamaları ele alınmıştır. Bu doğrultuda hazırlanan çalışma; çalışma konusu ile ilgili kanun metinleri ve açıklamalardan faydalanılarak düzenlenen derleme bir çalışma niteliğindedir.
Journal of Management and Economics Research, 2022
Hate speech is a type of expression that results from people's inability to tolerate and tolerate... more Hate speech is a type of expression that results from people's inability to tolerate and tolerate certain characteristics of each other in society, such as religion, belief, and race. Such statements are one of the obstacles to the growth of a democratic society that dynamites the society's peace and serenity over time, if not in a short time. When it comes to expressions that can be classified as hate speech, the state's positive obligations in terms of protecting the beliefs and convictions of other individuals of the impacted society will come into play. The Turkish Penal Code (TPC) has laws on the punishment of hate speech expressions in this regard (TPC). One of them is TPC 216/3 on the crime of insulting religious values. Based on this context, the expression of insulting religious values within the scope of hate speech in this study is to examine the elements of the crime of insulting religious values, which is also subject to the decisions of international supervisory bodies, within the scope of TPC 216/3, of the crime of insulting the religious values of a section of the population.
nternational Journal of Eurasian Education and Culture, 2024
This research comprehensively addresses the impacts of artificial intelligence (AI) technologies ... more This research comprehensively addresses the impacts of artificial intelligence (AI) technologies on democracy and human rights, deeply analyzing the challenges and opportunities these technologies present. The study initially examines how AI technologies affect the foundational rights of democracy and human rights-freedom of expression, the right to vote and be elected, privacy, and the protection of personal data. In this context, it highlights the potential threats and opportunities AI poses to democratic processes and the exercise of fundamental rights by individuals. The research discusses in detail the multifaceted nature of AI's impact on human rights and how these technologies can affect democracy in both positive and negative ways. This study provides a critical assessment of how normative regulations and policies aimed at AI technologies should be shaped to protect human rights and support democratic values. It particularly focuses on the legislation, ethical guidelines, and international collaborations necessary to regulate the use of AI within the framework of international law. The research develops effective strategies and policy recommendations for managing AI technologies in accordance with democracy and human rights principles. These policy recommendations aim to maximize the positive impacts of technological innovations on society and minimize potential harms. In conclusion, the study proposes a comprehensive framework for the ethical and legal management of AI technologies, offering suggestions on how this framework could be applied at both national and international levels.
International Journal Of Eurasia Social Sciences, 2024
Artificial intelligence can be defined as the ability to reason, conduct judgments, and integrate... more Artificial intelligence can be defined as the ability to reason, conduct judgments, and integrate these processes in a manner that contrasts with the natural characteristics of human intelligence, developed by interactive systems and information technology. The increasing presence and expanding application areas of artificial intelligence today have led to a parallel rise in damages resulting from interactions with humans or other systems. This escalation highlights the absence of a specific legal procedure for the autonomous actions of artificial intelligence and the resulting damages. This situation raises questions about the applicability of criminal liability to artificial intelligence and how this applicability could serve as a complement within the doctrines and general theories of criminal law. In the context of the legal status of artificial intelligence technologies, the identification of responsible parties for crimes committed by these technologies and the evaluation of these factors in the criminal justice process represent significant gaps in criminal law. This study addresses these and similar legal questions within the framework of the fundamental principles and doctrines of criminal law. It aims to provide an indepth analysis of how the role of artificial intelligence in criminal law will be defined, how this new and complex legal area will be structured, and what legal frameworks are necessary. In this context, the comprehensive examination of how artificial intelligence technologies will find their place in criminal law, the structuring of this new and intricate legal area, and the formation of related legal frameworks will contribute to the development of criminal law doctrines and guide future legal regulations in filling existing gaps. This study represents a significant step in understanding the role of artificial intelligence in criminal law and offering solutions to the challenges encountered in this field.
Türk Hukukunda hapis ve adli para cezalarının infazı, ceza hukuku sisteminin önemli bir parçasın... more Türk Hukukunda hapis ve adli para cezalarının infazı, ceza hukuku sisteminin önemli bir parçasını oluşturur. Hapis cezaları, mahkumların cezaevlerinde belirlenen süreler boyunca tutulmalarını içerirken, adli para cezaları ise mahkumların ödemekle yükümlü oldukları miktarda para cezasını kapsar. Bu cezaların infaz süreci, mahkeme kararlarının ardından başlar ve ilgili yasal prosedürlere göre yürütülür. İnfaz sürecinde, hükümlülerin hakları korunmaya çalışılır ve cezanın amacına uygun bir şekilde uygulanması hedeflenir. Hapis cezalarında infaz süresi, cezanın türüne ve hükümlünün durumuna göre değişkenlik gösterirken, adli para cezalarında ödeme koşulları ve süreleri, mahkemenin belirlediği kriterlere göre şekillenir. Her iki ceza türü de, toplumda yasal düzenin sağlanması ve adaletin tecelli etmesi için kritik rol oynar.
Nefret söylemi ve nefret suçları; bireysel hakları, insan onurunu ve eşitliği tehdit ederek ya da... more Nefret söylemi ve nefret suçları; bireysel hakları, insan onurunu ve eşitliği tehdit ederek ya da toplumsal gruplar arasındaki gerilimi artırarak kamu barışını ve düzenini bozmakta ve huzur içinde bir arada yaşamayı tehlikeye atarak toplumları zehirlemektedir. Bu tür söylemler, bireylerin hayatlarını ve kamusal yaşamın her alanını etkiler. Toplumun üyeleri arasındaki sosyal uyumu, dayanışmayı ve güveni aşındırır. Nefret söylemi, demokrasinin var olamayacağı rasyonel kamusal tartışmaları engelleme potansiyeline de sahiptir. Hukukun üstünlüğünü tehlikeye atma ve hakların kötüye kullanılmasına yol açma ihtimali bulunmaktadır. Nefret söylemine karşı özgürlükçü duruş, devletin ve toplumsal çoğunluğun her koşulda demokratik prensipleri koruyacağı veya nefret söylemi kullanan bireyleri yönetim kademelerinden uzaklaştıracağı varsayımı üzerine inşa edilmiştir. Hiçbir toplum nefret belirtilerinden muaf değildir. Ancak bunların minimum seviyeye düşürülmesi; toplumun derinliklerine inmesinin ya da derinleştirilmesinin engellenmesi, hukuksal ve sosyal önlemlere bağlıdır. Nefret söyleminin, kin ve düşmanlığa tahrik/aşağılama bağlamında yaptırıma bağlanması diğer bir deyişle bu tür söylemlerin cezalandırılması gerekmektedir.
Bu eser yüce Türk milletine olan bir borcun ifası için kaleme alınmıştır. Bilindiği üzere Türk mi... more Bu eser yüce Türk milletine olan bir borcun ifası için kaleme alınmıştır. Bilindiği üzere Türk milliyetçileri tarih boyunca yaptığı eylemlerden dolayı hiçbir uluslararası mahkemede yargılanmamıştır. Türk milletinin terk etmek zorunda kaldığı topraklarda günümüzde dahi kan ve gözyaşı hiçbir zaman eksik olmamıştır. Bu eserde Balkanlardan ve özellikle Kırım ile Tataristan’dan gelen bir avuç genç aydının Anadolu’da yaktığı Türkçülük meşalesinin hikâyesi anlatılmıştır. Türk milleti Kırım, Selanik, Manastır, Kazan ve Ufa’dan gelen bu genç aydınlara çok şey borçludur. Bu aydınların yaktığı meşale, Osmanlı’nın son döneminde yetişen Ziya Gökalp gibi aydınlarımızı da derinden etkilemiştir. Hor görülen Türk milleti ve Türkçülük kavramı bu entelektüel gençlerin sayesinde ayağa kalkarak batı emperyalizmine karşı bir meydan okuma mücadelesine girişmiştir. Bu eserde sürgün edilen, tutuklanan ve kurşuna dizilerek idam edilen entelektüel Türk aydınlarının hikâyesini öğreneceksiniz. Son tahlilde ise Türk milliyetçiliğinin, faşizm ya da Nazizm gibi despot yönetimlerle eşdeğer tutulamayacak kadar farklı bir ideoloji olduğunu okuyacaksınız.
İstanbul Medipol Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Doktora Tezi, 2023
Bu tez çalışmasının kendi çalışmam olduğunu, tezin planlanmasından yazımına kadar tüm safhalarda ... more Bu tez çalışmasının kendi çalışmam olduğunu, tezin planlanmasından yazımına kadar tüm safhalarda etik dışı olabilecek bir davranışımın bulunmadığını, bu tezdeki bütün bilgileri akademik ve etik kurallar çerçevesinde elde ettiğimi, bu tez çalışması ile elde ettiğim tüm bilgi ve yorumlara kaynak gösterdiğimi ve bu kaynakları da kaynakçaya aldığımı, yine bu tez çalışmasında ve yazımı sırasında patent ve telif haklarını ihlal edici bir davranışımın bulunmadığını beyan ederim.
Çağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi , 2014
Şartla salıverme uygulamaları ilk ortaya çıktığı andan itibaren dünyanın çeşitli yerlerinde kabul... more Şartla salıverme uygulamaları ilk ortaya çıktığı andan itibaren dünyanın çeşitli yerlerinde kabul görmüş ve uygulanmaya başlanmıştır. Bu uygulamalar Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurulmadan önce Anadolu coğrafyasında varlığını sürdüren Osmanlı Devleti'nde de kendisini göstermiş ve "meşruten tahliye" adı altında sürdürülmüştür. Osmanlı Devleti'ndeki uygulamalarında da faydaları görülen salıverme müessesesi günümüzde Türkiye Cumhuriyeti hukuk sistemi içinde de varlığını korumaktadır.Ancak her uygulama gibi çağın, mekânın, bireylerin vb. ihtiyaçlarına göre şartla salıverme uygulamaları da değişmiş, güncellenmiş ve ihtiyaçlara daha fazla cevap verebilecek bir hale getirilmeye çalışılmıştır. Yapılan güncellemeler içinde devletten devlete uygulama farklılıkları da ilk andan günümüze kadar görülmüştür. Ancak ne kadar güncelleme, düzenleme yapılırsa yapılsın her sistemde olduğu gibi salıverme uygulamalarında da aksaklıklar görülmüş, bazı durumlarda müesseseden istifade eden bireylerin kısa zamanda infaz kurumuna geri gönderilmesine sebep olabilecek faaliyetlere giriştiği görülmüştür. Ülkemizde de şartla salıverme uygulamaları değişiklik göstermiş ve bunda esas olarak suçun mahiyeti temel alınmıştır. Bireyin işlediği suçun niteliğine göre infaz kurumu içinde kalacağı süre değişiklik gösterdiği gibi kurum dışında cezasının infazına yönelik süre de değişiklik göstermektedir. Şartla salıverme uygulamaları ilk ortaya çıktığında cezaevlerindeki doluluğu giderme amacı güdülse de, günümüzde durum değişmiştir. Salıverme uygulamalarında güncel anlamda esas amaç bireyin infaz kurumunda ıslahına yönelik belirlenen süreden önce ıslah olması durumunda onu daha fazla içeride tutmayıp topluma kazandırmaktır. Ancak bu salıverme başıboş bir şekilde yapılmamaktadır. Gerek bireyin salıvermeyi hak etmesi için sağlaması gereken bir takım şartların olması ve gerekse salıverildikten sonra da uyması gereken kuralların olması buna en iyi örnektir.Yine salıverme uygulamalarında bireylerin iyi hâl göstermeleri durumunda bile infaz kurumu içinde çekmeleri gereken bir ceza müddeti vardır. Bu müddetlerin ise hesaplamaları belirli koşullara göre yapılmaktadır. Cezanın mahiyeti, suçlunun taşıdığı vasıflar vb. birçok konu göz önüne alınarak yapılan hesaplamalar sonucunda bireyin salıverilme süresi tespit edilmektedir.
TURAN-SAM(TURAN Stratejik Araştırmalar Merkezi), 2019
Diğer ülkelerin infaz kanunlarında olduğu gibi Türk İnfaz Hukuku’nda da cezanın temel amacı suç i... more Diğer ülkelerin infaz kanunlarında olduğu gibi Türk İnfaz Hukuku’nda da cezanın temel amacı suç işleyen bireylerin ıslah olmasını sağlamaktır. Bu nedenle suçlara dair ceza süreleri belirlenmiş ve bu sürelerde suçluların ıslah olacağına dair kanaat geliştirilmiştir. Ancak kişilerin suç işlemelerinin ardından infaz kurumları dâhilinde geçirdikleri zaman dilimi içinde daha erken ıslah olabileceklerine dair kanaat geliştirilmesi üzerine koşullu salıverme müessesesi geliştirilmiştir. Bu sayede hükümlüler bihakkın yatmaları gereken süreden daha önce infaz kurumundan çıkabilmektedirler. Hükümlülerin infaz kurumundan koşullu salıverme ile çıkmalarının ardından belirli birtakım yükümlülükleri yerine getirmeleri durumunda ise cezalarının infaz kurumu dışında tamamlanması söz konusu olmaktadır. Ancak bu kurumun esası olan ıslah olma durumunun sağlanması ve koşullu salıvermenin amacına hizmet edebilmesi için bu uygulamanın geri alınması da söz konusu olmaktadır. Koşullu salıvermenin geri alınması belirli şartlara bağlanmakla birlikte hükümlünün infaz kurumuna dönmesi ile sonuçlanmaktadır. Koşullu salıvermenin geri alınması ile ilgili gereklilikleri konu alan bu makale doktrinde yer alan bilgiler ve Yargıtay kararları kullanılarak oluşturulan bir derleme çalışması niteliğindedir.
Ceza, kanunlar tarafından yasaklanan hususlar karşısında itaatsiz tavırlar sergileyen bireylere u... more Ceza, kanunlar tarafından yasaklanan hususlar karşısında itaatsiz tavırlar sergileyen bireylere uygulanan bir yaptırım çeşididir. Bu yaptırım her fiil için aynı oranda veya sürede gerçekleşmemektedir. Bu hususta temel belirleyiciler; işlenen suçun niteliği ve failin meydana gelen olaydaki kusur oranına göre değişiklik göstermektedir. Bu ayrımda suçun ağırlığı olarak değerlendirilen husus, işlenen suçun toplumda meydana getirdiği etki olarak ele alınmaktadır. Bu belirleyicilerin yanı sıra bireye verilecek olan cezanın belirlenmesinde failin yaşı, aklî durumu, hafifletici sebeplerin varlığı ve tekerrür gibi hususlar da dikkate alınmaktadır. Türk Ceza Hukuku’nda “Tekerrür” konusunun ele alındığı bu çalışmada; cezanın infaz süresini uzatan unsurlar arasında sayılan, daha önce belirli bir suçtan hüküm giymiş olan birinin kanunda belirtilen süreler dâhilinde yeni bir suç işlemesini ifade eden tekerrür müessesesi incelenmiştir. Bu bağlamda hazırlanan çalışma; kanun metinleri ve doktrinde yer alan açıklamalardan istifade edilerek hazırlanan bir derleme çalışma niteliğindedir.
Koşullu salıverme müessesesi adından da anlaşılacağı gibi belirli birtakım koşullara uyma koşuluy... more Koşullu salıverme müessesesi adından da anlaşılacağı gibi belirli birtakım koşullara uyma koşuluyla bireylerin infaz sürelerini dışarıda tamamlamalarını öngören bir müessesedir. Bu uygulamada birey salt dışarıda geçireceği zaman zarfı için değil bunu hak etmek için de birtakım koşullara uymak zorundadır. Hak ediş konusundaki koşullar istikrarlı bir şekilde her suçlu için, süre şartı hariç, eşit olarak uygulanmaktadır. Bu koşullar içinde ıslah kurumunun asli vazifesini yerine getirebildiğini kanıtlayabilecek şekilde hâl ve hareket gösterilmesi, ıslah yönündeki eğitimlere katılma ve bunlarda başarılı olma vb. sayılabilir. Nitekim bu belirleyiciler haricinde kalan bir uygulamada bireyin alelade bir salıvermeden istifade etmesi durumu gündeme gelir ki bu da sosyal anlamda bir kargaşa ortamına yol açar. Birtakım koşullar belirlense de salıverme uygulamalarının her zaman istendiği şekilde sonuçlanmadığı da göz ardı edilmemesi gereken bir gerçektir. Bu durum yıllardır uygulanan ve belirli dönemlerde iyileştirmelere gidilen salıverme uygulamalarının halen iyileştirmelere muhtaç olduğunun göstergesidir.
“Ceza” kavramı, kanunlar ile belirlenen ve yasak olarak ifade edilen hususlara karşı aykırı davra... more “Ceza” kavramı, kanunlar ile belirlenen ve yasak olarak ifade edilen hususlara karşı aykırı davranışları gerçekleştiren bireylere uygulanan bir yaptırım çeşidi olarak bilinmektedir. Ancak bu yaptırım/yaptırımlarda ceza genel ismi kullanılsa da her fiil için uygulanan ceza veya yaptırımın aynı olmadığını anlatmakta fayda vardır. Bu noktada temel belirleyici olarak ifade edilen hususlar, meydana gelen suçun niteliği, bu suçu işleyenin suç olarak değerlendirilen olaydaki kusur oranı ve benzeri konulardır. Bununla birlikte suçun ağırlığı olarak ifade edilen bir olgudan da bahsetmek yerinde olacaktır ki bu da meydana gelen suçun toplum içinde oluşturduğu etki olarak değerlendirilmektedir. Tüm bu kriterlerle beraber faile verilecek olan cezanın tespit edilmesi noktasında failin yaşı, akli sağlık durumu, olayda hafifletici nedenlerin var olup olmaması ile beraber tekerrür gibi hususların da dikkate alındığı bilinmektedir. Türk Ceza Hukuku bünyesinde “tekerrür” kavramı ile bu kavramın çeşitli yönleri ve “mükerrirlere özgü infaz rejiminin” incelendiği bu çalışmada; cezanın infaz süresinin uzamasına neden olan unsurlar arasında sıralanan ve daha önce belirli bir suç nedeniyle hakkında kesinleşmiş mahkûmiyet kararı bulunan birinin kanunlarda düzenlenen süreler dahilinde yeni bir suç işlemesine karşılık gelen tekerrür uygulamaları ele alınmıştır. Bu doğrultuda hazırlanan çalışma; çalışma konusu ile ilgili kanun metinleri ve açıklamalardan faydalanılarak düzenlenen derleme bir çalışma niteliğindedir.
Journal of Management and Economics Research, 2022
Hate speech is a type of expression that results from people's inability to tolerate and tolerate... more Hate speech is a type of expression that results from people's inability to tolerate and tolerate certain characteristics of each other in society, such as religion, belief, and race. Such statements are one of the obstacles to the growth of a democratic society that dynamites the society's peace and serenity over time, if not in a short time. When it comes to expressions that can be classified as hate speech, the state's positive obligations in terms of protecting the beliefs and convictions of other individuals of the impacted society will come into play. The Turkish Penal Code (TPC) has laws on the punishment of hate speech expressions in this regard (TPC). One of them is TPC 216/3 on the crime of insulting religious values. Based on this context, the expression of insulting religious values within the scope of hate speech in this study is to examine the elements of the crime of insulting religious values, which is also subject to the decisions of international supervisory bodies, within the scope of TPC 216/3, of the crime of insulting the religious values of a section of the population.
nternational Journal of Eurasian Education and Culture, 2024
This research comprehensively addresses the impacts of artificial intelligence (AI) technologies ... more This research comprehensively addresses the impacts of artificial intelligence (AI) technologies on democracy and human rights, deeply analyzing the challenges and opportunities these technologies present. The study initially examines how AI technologies affect the foundational rights of democracy and human rights-freedom of expression, the right to vote and be elected, privacy, and the protection of personal data. In this context, it highlights the potential threats and opportunities AI poses to democratic processes and the exercise of fundamental rights by individuals. The research discusses in detail the multifaceted nature of AI's impact on human rights and how these technologies can affect democracy in both positive and negative ways. This study provides a critical assessment of how normative regulations and policies aimed at AI technologies should be shaped to protect human rights and support democratic values. It particularly focuses on the legislation, ethical guidelines, and international collaborations necessary to regulate the use of AI within the framework of international law. The research develops effective strategies and policy recommendations for managing AI technologies in accordance with democracy and human rights principles. These policy recommendations aim to maximize the positive impacts of technological innovations on society and minimize potential harms. In conclusion, the study proposes a comprehensive framework for the ethical and legal management of AI technologies, offering suggestions on how this framework could be applied at both national and international levels.
International Journal Of Eurasia Social Sciences, 2024
Artificial intelligence can be defined as the ability to reason, conduct judgments, and integrate... more Artificial intelligence can be defined as the ability to reason, conduct judgments, and integrate these processes in a manner that contrasts with the natural characteristics of human intelligence, developed by interactive systems and information technology. The increasing presence and expanding application areas of artificial intelligence today have led to a parallel rise in damages resulting from interactions with humans or other systems. This escalation highlights the absence of a specific legal procedure for the autonomous actions of artificial intelligence and the resulting damages. This situation raises questions about the applicability of criminal liability to artificial intelligence and how this applicability could serve as a complement within the doctrines and general theories of criminal law. In the context of the legal status of artificial intelligence technologies, the identification of responsible parties for crimes committed by these technologies and the evaluation of these factors in the criminal justice process represent significant gaps in criminal law. This study addresses these and similar legal questions within the framework of the fundamental principles and doctrines of criminal law. It aims to provide an indepth analysis of how the role of artificial intelligence in criminal law will be defined, how this new and complex legal area will be structured, and what legal frameworks are necessary. In this context, the comprehensive examination of how artificial intelligence technologies will find their place in criminal law, the structuring of this new and intricate legal area, and the formation of related legal frameworks will contribute to the development of criminal law doctrines and guide future legal regulations in filling existing gaps. This study represents a significant step in understanding the role of artificial intelligence in criminal law and offering solutions to the challenges encountered in this field.
Türk Hukukunda hapis ve adli para cezalarının infazı, ceza hukuku sisteminin önemli bir parçasın... more Türk Hukukunda hapis ve adli para cezalarının infazı, ceza hukuku sisteminin önemli bir parçasını oluşturur. Hapis cezaları, mahkumların cezaevlerinde belirlenen süreler boyunca tutulmalarını içerirken, adli para cezaları ise mahkumların ödemekle yükümlü oldukları miktarda para cezasını kapsar. Bu cezaların infaz süreci, mahkeme kararlarının ardından başlar ve ilgili yasal prosedürlere göre yürütülür. İnfaz sürecinde, hükümlülerin hakları korunmaya çalışılır ve cezanın amacına uygun bir şekilde uygulanması hedeflenir. Hapis cezalarında infaz süresi, cezanın türüne ve hükümlünün durumuna göre değişkenlik gösterirken, adli para cezalarında ödeme koşulları ve süreleri, mahkemenin belirlediği kriterlere göre şekillenir. Her iki ceza türü de, toplumda yasal düzenin sağlanması ve adaletin tecelli etmesi için kritik rol oynar.
Nefret söylemi ve nefret suçları; bireysel hakları, insan onurunu ve eşitliği tehdit ederek ya da... more Nefret söylemi ve nefret suçları; bireysel hakları, insan onurunu ve eşitliği tehdit ederek ya da toplumsal gruplar arasındaki gerilimi artırarak kamu barışını ve düzenini bozmakta ve huzur içinde bir arada yaşamayı tehlikeye atarak toplumları zehirlemektedir. Bu tür söylemler, bireylerin hayatlarını ve kamusal yaşamın her alanını etkiler. Toplumun üyeleri arasındaki sosyal uyumu, dayanışmayı ve güveni aşındırır. Nefret söylemi, demokrasinin var olamayacağı rasyonel kamusal tartışmaları engelleme potansiyeline de sahiptir. Hukukun üstünlüğünü tehlikeye atma ve hakların kötüye kullanılmasına yol açma ihtimali bulunmaktadır. Nefret söylemine karşı özgürlükçü duruş, devletin ve toplumsal çoğunluğun her koşulda demokratik prensipleri koruyacağı veya nefret söylemi kullanan bireyleri yönetim kademelerinden uzaklaştıracağı varsayımı üzerine inşa edilmiştir. Hiçbir toplum nefret belirtilerinden muaf değildir. Ancak bunların minimum seviyeye düşürülmesi; toplumun derinliklerine inmesinin ya da derinleştirilmesinin engellenmesi, hukuksal ve sosyal önlemlere bağlıdır. Nefret söyleminin, kin ve düşmanlığa tahrik/aşağılama bağlamında yaptırıma bağlanması diğer bir deyişle bu tür söylemlerin cezalandırılması gerekmektedir.
Bu eser yüce Türk milletine olan bir borcun ifası için kaleme alınmıştır. Bilindiği üzere Türk mi... more Bu eser yüce Türk milletine olan bir borcun ifası için kaleme alınmıştır. Bilindiği üzere Türk milliyetçileri tarih boyunca yaptığı eylemlerden dolayı hiçbir uluslararası mahkemede yargılanmamıştır. Türk milletinin terk etmek zorunda kaldığı topraklarda günümüzde dahi kan ve gözyaşı hiçbir zaman eksik olmamıştır. Bu eserde Balkanlardan ve özellikle Kırım ile Tataristan’dan gelen bir avuç genç aydının Anadolu’da yaktığı Türkçülük meşalesinin hikâyesi anlatılmıştır. Türk milleti Kırım, Selanik, Manastır, Kazan ve Ufa’dan gelen bu genç aydınlara çok şey borçludur. Bu aydınların yaktığı meşale, Osmanlı’nın son döneminde yetişen Ziya Gökalp gibi aydınlarımızı da derinden etkilemiştir. Hor görülen Türk milleti ve Türkçülük kavramı bu entelektüel gençlerin sayesinde ayağa kalkarak batı emperyalizmine karşı bir meydan okuma mücadelesine girişmiştir. Bu eserde sürgün edilen, tutuklanan ve kurşuna dizilerek idam edilen entelektüel Türk aydınlarının hikâyesini öğreneceksiniz. Son tahlilde ise Türk milliyetçiliğinin, faşizm ya da Nazizm gibi despot yönetimlerle eşdeğer tutulamayacak kadar farklı bir ideoloji olduğunu okuyacaksınız.
İstanbul Medipol Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Doktora Tezi, 2023
Bu tez çalışmasının kendi çalışmam olduğunu, tezin planlanmasından yazımına kadar tüm safhalarda ... more Bu tez çalışmasının kendi çalışmam olduğunu, tezin planlanmasından yazımına kadar tüm safhalarda etik dışı olabilecek bir davranışımın bulunmadığını, bu tezdeki bütün bilgileri akademik ve etik kurallar çerçevesinde elde ettiğimi, bu tez çalışması ile elde ettiğim tüm bilgi ve yorumlara kaynak gösterdiğimi ve bu kaynakları da kaynakçaya aldığımı, yine bu tez çalışmasında ve yazımı sırasında patent ve telif haklarını ihlal edici bir davranışımın bulunmadığını beyan ederim.
Çağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi , 2014
Şartla salıverme uygulamaları ilk ortaya çıktığı andan itibaren dünyanın çeşitli yerlerinde kabul... more Şartla salıverme uygulamaları ilk ortaya çıktığı andan itibaren dünyanın çeşitli yerlerinde kabul görmüş ve uygulanmaya başlanmıştır. Bu uygulamalar Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurulmadan önce Anadolu coğrafyasında varlığını sürdüren Osmanlı Devleti'nde de kendisini göstermiş ve "meşruten tahliye" adı altında sürdürülmüştür. Osmanlı Devleti'ndeki uygulamalarında da faydaları görülen salıverme müessesesi günümüzde Türkiye Cumhuriyeti hukuk sistemi içinde de varlığını korumaktadır.Ancak her uygulama gibi çağın, mekânın, bireylerin vb. ihtiyaçlarına göre şartla salıverme uygulamaları da değişmiş, güncellenmiş ve ihtiyaçlara daha fazla cevap verebilecek bir hale getirilmeye çalışılmıştır. Yapılan güncellemeler içinde devletten devlete uygulama farklılıkları da ilk andan günümüze kadar görülmüştür. Ancak ne kadar güncelleme, düzenleme yapılırsa yapılsın her sistemde olduğu gibi salıverme uygulamalarında da aksaklıklar görülmüş, bazı durumlarda müesseseden istifade eden bireylerin kısa zamanda infaz kurumuna geri gönderilmesine sebep olabilecek faaliyetlere giriştiği görülmüştür. Ülkemizde de şartla salıverme uygulamaları değişiklik göstermiş ve bunda esas olarak suçun mahiyeti temel alınmıştır. Bireyin işlediği suçun niteliğine göre infaz kurumu içinde kalacağı süre değişiklik gösterdiği gibi kurum dışında cezasının infazına yönelik süre de değişiklik göstermektedir. Şartla salıverme uygulamaları ilk ortaya çıktığında cezaevlerindeki doluluğu giderme amacı güdülse de, günümüzde durum değişmiştir. Salıverme uygulamalarında güncel anlamda esas amaç bireyin infaz kurumunda ıslahına yönelik belirlenen süreden önce ıslah olması durumunda onu daha fazla içeride tutmayıp topluma kazandırmaktır. Ancak bu salıverme başıboş bir şekilde yapılmamaktadır. Gerek bireyin salıvermeyi hak etmesi için sağlaması gereken bir takım şartların olması ve gerekse salıverildikten sonra da uyması gereken kuralların olması buna en iyi örnektir.Yine salıverme uygulamalarında bireylerin iyi hâl göstermeleri durumunda bile infaz kurumu içinde çekmeleri gereken bir ceza müddeti vardır. Bu müddetlerin ise hesaplamaları belirli koşullara göre yapılmaktadır. Cezanın mahiyeti, suçlunun taşıdığı vasıflar vb. birçok konu göz önüne alınarak yapılan hesaplamalar sonucunda bireyin salıverilme süresi tespit edilmektedir.
Uploads