Sosyal bilimlerin hemen her alanında kaleme alınan yazılarda birbirinden farklı, çok sayıda yakla... more Sosyal bilimlerin hemen her alanında kaleme alınan yazılarda birbirinden farklı, çok sayıda yaklaşım biçimi bulunduğunu söylemek mümkündür. Ortaya çıkan bu yaklaşım farklılıkları, araştırmacıların akademik eğilimlerinden/konuları ele alma biçimlerinden ya da ele aldıkları konuların ortaya çıkardığı zorunluluklardan/kısıtlardan kaynaklanabilir. Nedenlerinden bağımsız olarak yaklaşım tarzlarının bu çoğul yapısı, meseleleri anlamlandırmak açısından önemli bir avantaj olarak görülebilir. Ancak kimi yaklaşım tarzları vardır ki, sorunların anlaşılmasına katkı sağlamak bir yana sorunların anlaşılmasını güçleştirmekte dahası hatalı anlaşılmasına sebebiyet vermektedir. Osmanlı modernleşmesi üzerine yapılan araştırmalar da kuşkusuz bu riskten muaf değildir. Bu çalışma, Osmanlı modernleşmesi çalışmalarında “sorumlu arayışı” eksenli yaklaşımın sınırlı bir eleştirisidir. Çalışma kapsamında Ş. Mardin ve N. Berkes’in Osmanlı modernleşmesine ilişkin örnek metinleri üzerinden bahse konu yaklaşım belirli yönleriyle tartışmaya açılacaktır.
Aradan 100 yılı aşkın bir zaman geçtikten sonra II. Meşrutiyet döneminin önemli bir devlet adamı,... more Aradan 100 yılı aşkın bir zaman geçtikten sonra II. Meşrutiyet döneminin önemli bir devlet adamı, hukukçusu ve düşünürü olan Said Halim Paşa üzerine okumalar yapıldığında, Paşa’nın yaşadığı dünya ile günümüz Türkiye’si arasındaki şaşırtıcı benzerlikler dikkati çeker (Bülbül, 2011). II. Meşrutiyet döneminde oluşan çok renkli siyasî ve fikrî yelpazenin hiç kuşku yok ki bunda payı büyüktür. Nitekim Tarık Zafer Tunaya, II. Meşrutiyet dönemi için, “Osmanlı son dönemini, Cumhuriyet ve sonrasını anlamak için bir laboratuardır.” (Tunaya, 1995: 750) ifadesini kullanmaktadır. Bu dönem, bir açıdan anayasal düzen ve parlamenter sisteme geçiş, siyasî partilerin yaygınlık kazanması, temel hak ve hürriyetlerin teminat altına alınması ve basın kuruluşlarının sayısındaki artışlar bağlamında Türkiye’de çağdaş düşüncenin başlangıcını oluşturur (Birecikli, 2008: 222).
(Yazısını okuyacağınız genç arkadaşlarımızdan biri de Ebuzer Karaaslan, “Said Halim Paşa’nın siyasî sistem önerisi” üzerine çok titiz bir tetkikde bulundu. Bu yazı, Paşa’nın siyasî nazarîyâtı hakkındaki yanlış telâkkileri bir hayli tashih edecek bilgiler ihtiva ediyor.)
Sosyal bilimlerin hemen her alanında kaleme alınan yazılarda birbirinden farklı, çok sayıda yakla... more Sosyal bilimlerin hemen her alanında kaleme alınan yazılarda birbirinden farklı, çok sayıda yaklaşım biçimi bulunduğunu söylemek mümkündür. Ortaya çıkan bu yaklaşım farklılıkları, araştırmacıların akademik eğilimlerinden/konuları ele alma biçimlerinden ya da ele aldıkları konuların ortaya çıkardığı zorunluluklardan/kısıtlardan kaynaklanabilir. Nedenlerinden bağımsız olarak yaklaşım tarzlarının bu çoğul yapısı, meseleleri anlamlandırmak açısından önemli bir avantaj olarak görülebilir. Ancak kimi yaklaşım tarzları vardır ki, sorunların anlaşılmasına katkı sağlamak bir yana sorunların anlaşılmasını güçleştirmekte dahası hatalı anlaşılmasına sebebiyet vermektedir. Osmanlı modernleşmesi üzerine yapılan araştırmalar da kuşkusuz bu riskten muaf değildir. Bu çalışma, Osmanlı modernleşmesi çalışmalarında “sorumlu arayışı” eksenli yaklaşımın sınırlı bir eleştirisidir. Çalışma kapsamında Ş. Mardin ve N. Berkes’in Osmanlı modernleşmesine ilişkin örnek metinleri üzerinden bahse konu yaklaşım belirli yönleriyle tartışmaya açılacaktır.
Aradan 100 yılı aşkın bir zaman geçtikten sonra II. Meşrutiyet döneminin önemli bir devlet adamı,... more Aradan 100 yılı aşkın bir zaman geçtikten sonra II. Meşrutiyet döneminin önemli bir devlet adamı, hukukçusu ve düşünürü olan Said Halim Paşa üzerine okumalar yapıldığında, Paşa’nın yaşadığı dünya ile günümüz Türkiye’si arasındaki şaşırtıcı benzerlikler dikkati çeker (Bülbül, 2011). II. Meşrutiyet döneminde oluşan çok renkli siyasî ve fikrî yelpazenin hiç kuşku yok ki bunda payı büyüktür. Nitekim Tarık Zafer Tunaya, II. Meşrutiyet dönemi için, “Osmanlı son dönemini, Cumhuriyet ve sonrasını anlamak için bir laboratuardır.” (Tunaya, 1995: 750) ifadesini kullanmaktadır. Bu dönem, bir açıdan anayasal düzen ve parlamenter sisteme geçiş, siyasî partilerin yaygınlık kazanması, temel hak ve hürriyetlerin teminat altına alınması ve basın kuruluşlarının sayısındaki artışlar bağlamında Türkiye’de çağdaş düşüncenin başlangıcını oluşturur (Birecikli, 2008: 222).
(Yazısını okuyacağınız genç arkadaşlarımızdan biri de Ebuzer Karaaslan, “Said Halim Paşa’nın siyasî sistem önerisi” üzerine çok titiz bir tetkikde bulundu. Bu yazı, Paşa’nın siyasî nazarîyâtı hakkındaki yanlış telâkkileri bir hayli tashih edecek bilgiler ihtiva ediyor.)
Uploads
Papers by EBUZER KARAASLAN
belirli yönleriyle tartışmaya açılacaktır.
(Yazısını okuyacağınız genç arkadaşlarımızdan biri de Ebuzer Karaaslan, “Said Halim Paşa’nın siyasî sistem önerisi” üzerine çok titiz bir tetkikde bulundu. Bu yazı, Paşa’nın siyasî nazarîyâtı hakkındaki yanlış telâkkileri bir hayli tashih edecek bilgiler ihtiva ediyor.)
belirli yönleriyle tartışmaya açılacaktır.
(Yazısını okuyacağınız genç arkadaşlarımızdan biri de Ebuzer Karaaslan, “Said Halim Paşa’nın siyasî sistem önerisi” üzerine çok titiz bir tetkikde bulundu. Bu yazı, Paşa’nın siyasî nazarîyâtı hakkındaki yanlış telâkkileri bir hayli tashih edecek bilgiler ihtiva ediyor.)