Öz: Doğu Türkistan'ın aslında bütün Türklüğün Çinlilerle olan mücadelesi yaratılışlarından bugüne... more Öz: Doğu Türkistan'ın aslında bütün Türklüğün Çinlilerle olan mücadelesi yaratılışlarından bugüne dek sürmüştür. Çinlilerin Doğu Türkistan'a karşı son büyük saldıları 1750'lerde başlayarak bugüne kadar gelmiş ve maalesef günümüzde Çin tahakkümü altındadır. Bu işgale bugüne kadar pek çok kere isyan eden Doğu Türkistan halkının giriştiği isyanlardan bazılarının adları şunlardır: Büyük
Miftāḥu'l-Jinān is a work originally written in Arabic, then translated into Persian, and then tr... more Miftāḥu'l-Jinān is a work originally written in Arabic, then translated into Persian, and then translated into Turkish by the governor of the time so that Turks could understand it. The work is a religious text that explains some of the commandments and prohibitions of Islam; the prayers that should be performed or recommended to be performed on important days, nights, holidays, etc.; the prayers or worships recommended to get rid of some diseases and troubles; and what a Muslim should do routinely. The thesis is divided into the following sections: 1. Language analysis: Here we analyzed the grammatical rules, phonetics and structural information used in the work. In addition, in the conclusion section, we identified the localized elements, considering that the text was written in Yarkent and that the author was probably from there. 2. Transcribed text: Here we have transcribed the 201-volume text in transcription alphabet. Arabic and Persian texts are italicized. We have indicated important points and persons in footnotes. 3. Context dictionary with index: Here all the lexical items in the text are given with their meanings in the text. In addition, the line and page, the number of times it occurs in the text, etc. are also indicated. 4. Facsimile: Here we have given a small part of the text for the convenience of researchers who want to see the text. The whole text can be accessed online. With this work, the vocabulary, linguistic features, grammar and religious knowledge of the period have been revealed.
Öz: Yeni Uygur Türkçesi, Türk dili tarihi içerisinde kesintisiz olarak yazı dili olarak kullanıla... more Öz: Yeni Uygur Türkçesi, Türk dili tarihi içerisinde kesintisiz olarak yazı dili olarak kullanılan Eski Uygur Türkçesinin tarihı̇ seyri içerisinde bugünkü durumuna evrilen bir yazı dilidir. Birçok ağızın etkisiyle oluşmuş ve tarihi seyri içerisinde son doksan yılda birkaç kez alfabe değişikliğine maruz kalmıştır. Ayrıca Türkçenin temel bir özelliği olan kökün değişmemesi kuralı bu yazı dilinde bozulmaktadır. Gerileyici benzeşme hadisesi olarak adlandırılan bu durum ileri bir seviyededir. Çağatay yazı dili geleneği bu yazı dilinin kökenidir. Ancak zaman içerisinde yerel ağızların yazı diline etkisi giderek artmıştır. Siyası̇ değişimler elbette bunda büyük önem taşımaktadır. Birçok yazar Çağatay Türkçesi metinlerinde genel yazı dili özelliklerini korurlarken kendi ağız özelliklerinden de örnekleri yazdıkları metinlere işlemişlerdir. Türkçenin Karluk grubunda yer alan Yeni Uygur Türkçesi, Özbek Türkçesiyle birlikte Çağatay Türkçesinin mirasını devam ettirmektedir. Hazırlanmakta olan doktora tezinin bir nüshası olan ve 1824 yılında Yenihisar'da yazılmış olan Miftahu'l-Cinan üzerinde Yeni Uygur Türkçesinin özelliklerini tespit etmeye çalışılacaktır. Eserin Yenihisar'da istinsahından da anlaşılacağı üzere Uygur Türkü olması muhtemel olan müstensih, kendi ağız özelliklerini metne yansıtmıştır. Bu döneme ait başka metinlerde de bu durum görmektedir. Miftahu'l-Cinan adlı metnin aslı 16. yy'da yazılmıştır. 18.yy'a ait Paris 1 nüshası hakkında tarafımızca bir doktora tezi çalışılmaktadır. Eserin başka nüshalarını da temin ettiğimiz için Yenihisar nüshasının Yeni Uygur Türkçesinin fonetik özelliklerini daha baskın şekilde yansıttığını görmekteyiz. Bu sebeple çalışmamızda bu nüshayı ele alıp bu özellikleri fonetik ve diğer gramer unsurları açısından göstermeye çalışacağız.
Özet Bu makalede Türkiye Türkçesinde yer alan atasözleri üzerinde deyim aktarmaları ve deyim akta... more Özet Bu makalede Türkiye Türkçesinde yer alan atasözleri üzerinde deyim aktarmaları ve deyim aktarmalarının türleri tespit edilmeye çalışıldı. Deyim aktarması (istiare, metaphore) aralarında benzetme ilişkisi kurulan iki şeyin adından birinin geçici bir süre ile diğer adın yerine kullanılması olayıdır. Türkçede tarih boyunca güzel söz kullanma bir gelenek olarak devam etmiştir. Tüm edebi dönemlerimizde ve tüm kültürel katmanlarda bunu görmek mümkündür. İslam öncesi, İslam etkisi altındaki dönem ve Batı etkisinde yaşanan dönemlerde güzel ve etkili söz söyleme örneklerini görebiliyoruz. "Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü 1" (Aksoy, 2014) adlı eserinde tespit ettiği 2667 adet atasözü bu çalışmada esas alınmıştır. Eserde verilen atasözlerinden 143'ünde deyim aktarmasına rastlandı ve bu atasözlerinin anlamaları ve aktarmanın nasıl yapıldığı açıklandı. Atasözleri, aktarma çeşitlerine göre gruplandırılmış ve kendi içlerinde alfabetik olarak sıralanmıştır. İnsandan doğaya aktarım türü en çok rastlanan deyim aktarması olurken sırasıyla, doğadan insana aktarım, somutlaştırma, duyular arası aktarım, doğadan doğaya aktarım tespit edilen aktarım türleridir. Anahtar kelimeler: Atasözü, deyim aktarması, iğretileme, istiare, metafor, Ömer Asım Aksoy. Abstract In this article, it was tried to identify the types of statement transfers and statement transfers on the proverbs in Turkish. Expression transfer (isis, metaphore) is an event in which one of the two things that has an analogy relationship is used temporarily and replaces the other name. It has continued as a tradition of using beautiful words throughout history in Turkish. It is possible to see this in all our literary periods and all cultural layers. We can see examples of beautiful and effective rhetoric during periods of pre-Islamic, Islamic-influenced periods and Western influence. 2667 proverbs identified in his work "Dictionary of Proverbs and Phrases 1" (Aksoy, 2014) are based on this study. In 143 of the proverbs given in the work, the expression was found and it was explained how these proverbs were understood and how to transfer them. Proverbs are grouped according to the types of transmissions and are alphabetically sorted in themselves. While the type of transfer from person to nature is the most common expression transfer, respectively, transfer from nature to person, embody, intersensory transfer, transfer from nature to nature are the types of transmissiondetected.
Bu tez, Tahir Melik’in Şeytanat romanının 1. cildinde bir Özbek Türkçesi söz dizimi
çalışmasıdır.... more Bu tez, Tahir Melik’in Şeytanat romanının 1. cildinde bir Özbek Türkçesi söz dizimi çalışmasıdır. Çalışmamızda Leyla Karahan’ın “Türkçede Söz Dizimi” adlı çalışması esas alınarak Özbek Türkçesinde söz dizimi incelenmiştir. Tahir Melik’in Şeytanat romanı beş ciltten oluşmaktadır. Biz, romanın birinci cildindeki cümleleri ve kelime gruplarını ele aldık. Romanda, daha iyi insan olma, erdem, ahlak gibi konular işlenmiştir ve bu değerler yüceltilmiştir. Tahir Melik’i seçme nedenimiz Özbek edebiyatının yaşayan en büyük ve en sevilen yazarlarının başında gelmesidir.
INTERNATIONAL JOURNAL OF HUMANITIES AND EDUCATION, 2020
Özet Türklerde çocuklara ad koymak, çok önemli bir olay olarak kabul edilir. Çocuğun adı ile alın... more Özet Türklerde çocuklara ad koymak, çok önemli bir olay olarak kabul edilir. Çocuğun adı ile alın yazısı arasında bir bağ olduğu düşünülür. Ad koyma, genellikle eski Türklerde bir törenle yapılır ve buna çok önem verilirdi. Sadece Türk toplumunda değil tüm toplumların kendi kültürel kimliğini aktaran bir ad verme geleneği vardır. Bu gelenek çeşitli usullerle karşımıza çıkmaktadır. Bunların nasıl verildiği, neden o adın seçildiği, veriliş zamanı ve üslubu üzerinde daha önce araştırmacılar tarafından çokça çalışılmıştır. Bizim amacımız bu çalışmada bunları tartışmak, değiştirmek, bunlara yeni bir şeyler eklemek olmayacaktır. Adlar insanların karakterini, zevklerini, hayata bakışlarını, ailenin veya büyük ölçekte toplumun sosyal yapısını yansıtır. Bozkurtların Ölümü ve Bozkurtlar Diriliyor (Bozkurtlar) romanlarında Hüseyin Nihal Atsız'ın metinde geçen kişilere ad verirken nelere dikkat edip etmediği, Türk ad verme geleneklerini nasıl yansıttığı veya yansıtmadığı, bu adların kahramanların/karakterlerin/kişilerin kişilikleriyle uyumlu olup olmadığı konusu ve karakterlerine ad verirken nasıl bir düzen kullandığı veya kullanmadığı üzerinde durulmuştur. Çalışmamızda romanda geçen tüm Türkçe özel adların (Çince özel adların anlamları orijinal yazılışlarını kaynaktan tespit edemediklerimiz bulunamadı.) yukarda sayılan özelliklere göre mi seçildiği konusu işlendi. Abstract In Turks, naming children is considered a very important event. It is thought that there is a link between the child's name and Destiny. Naming is usually done with a ceremony in the old Turks and it was given much importance. Not only in Turkish society, but all societies have a tradition of giving names that convey their own cultural identity. This tradition comes across in various ways. How these are given, why that name was chosen, the time and style of the given have been studied by many researchers before. Our goal in this study will not be to discuss them, to change them, to add something new to them. The names reflect the character of people, their tastes, their view of life, the social structure of the family or society on a large scale. The death of the bozkurts and the resurrection of the Bozkurts (Bozkurts) novels focused on what Hüseyin Nihal Atsız paid attention to when naming the people mentioned in the text, how it reflects or does not reflect the Turkish naming traditions, whether these names are compatible with the personalities of the heroes/characters/persons, and how he used or did not use Chinese Turkish special names (meaning of special names in the novel in our study, we could not determine the original spellings from the source were not found.) is selected according to the properties listed above was processed.
Öz: Doğu Türkistan'ın aslında bütün Türklüğün Çinlilerle olan mücadelesi yaratılışlarından bugüne... more Öz: Doğu Türkistan'ın aslında bütün Türklüğün Çinlilerle olan mücadelesi yaratılışlarından bugüne dek sürmüştür. Çinlilerin Doğu Türkistan'a karşı son büyük saldıları 1750'lerde başlayarak bugüne kadar gelmiş ve maalesef günümüzde Çin tahakkümü altındadır. Bu işgale bugüne kadar pek çok kere isyan eden Doğu Türkistan halkının giriştiği isyanlardan bazılarının adları şunlardır: Büyük
Miftāḥu'l-Jinān is a work originally written in Arabic, then translated into Persian, and then tr... more Miftāḥu'l-Jinān is a work originally written in Arabic, then translated into Persian, and then translated into Turkish by the governor of the time so that Turks could understand it. The work is a religious text that explains some of the commandments and prohibitions of Islam; the prayers that should be performed or recommended to be performed on important days, nights, holidays, etc.; the prayers or worships recommended to get rid of some diseases and troubles; and what a Muslim should do routinely. The thesis is divided into the following sections: 1. Language analysis: Here we analyzed the grammatical rules, phonetics and structural information used in the work. In addition, in the conclusion section, we identified the localized elements, considering that the text was written in Yarkent and that the author was probably from there. 2. Transcribed text: Here we have transcribed the 201-volume text in transcription alphabet. Arabic and Persian texts are italicized. We have indicated important points and persons in footnotes. 3. Context dictionary with index: Here all the lexical items in the text are given with their meanings in the text. In addition, the line and page, the number of times it occurs in the text, etc. are also indicated. 4. Facsimile: Here we have given a small part of the text for the convenience of researchers who want to see the text. The whole text can be accessed online. With this work, the vocabulary, linguistic features, grammar and religious knowledge of the period have been revealed.
Öz: Yeni Uygur Türkçesi, Türk dili tarihi içerisinde kesintisiz olarak yazı dili olarak kullanıla... more Öz: Yeni Uygur Türkçesi, Türk dili tarihi içerisinde kesintisiz olarak yazı dili olarak kullanılan Eski Uygur Türkçesinin tarihı̇ seyri içerisinde bugünkü durumuna evrilen bir yazı dilidir. Birçok ağızın etkisiyle oluşmuş ve tarihi seyri içerisinde son doksan yılda birkaç kez alfabe değişikliğine maruz kalmıştır. Ayrıca Türkçenin temel bir özelliği olan kökün değişmemesi kuralı bu yazı dilinde bozulmaktadır. Gerileyici benzeşme hadisesi olarak adlandırılan bu durum ileri bir seviyededir. Çağatay yazı dili geleneği bu yazı dilinin kökenidir. Ancak zaman içerisinde yerel ağızların yazı diline etkisi giderek artmıştır. Siyası̇ değişimler elbette bunda büyük önem taşımaktadır. Birçok yazar Çağatay Türkçesi metinlerinde genel yazı dili özelliklerini korurlarken kendi ağız özelliklerinden de örnekleri yazdıkları metinlere işlemişlerdir. Türkçenin Karluk grubunda yer alan Yeni Uygur Türkçesi, Özbek Türkçesiyle birlikte Çağatay Türkçesinin mirasını devam ettirmektedir. Hazırlanmakta olan doktora tezinin bir nüshası olan ve 1824 yılında Yenihisar'da yazılmış olan Miftahu'l-Cinan üzerinde Yeni Uygur Türkçesinin özelliklerini tespit etmeye çalışılacaktır. Eserin Yenihisar'da istinsahından da anlaşılacağı üzere Uygur Türkü olması muhtemel olan müstensih, kendi ağız özelliklerini metne yansıtmıştır. Bu döneme ait başka metinlerde de bu durum görmektedir. Miftahu'l-Cinan adlı metnin aslı 16. yy'da yazılmıştır. 18.yy'a ait Paris 1 nüshası hakkında tarafımızca bir doktora tezi çalışılmaktadır. Eserin başka nüshalarını da temin ettiğimiz için Yenihisar nüshasının Yeni Uygur Türkçesinin fonetik özelliklerini daha baskın şekilde yansıttığını görmekteyiz. Bu sebeple çalışmamızda bu nüshayı ele alıp bu özellikleri fonetik ve diğer gramer unsurları açısından göstermeye çalışacağız.
Özet Bu makalede Türkiye Türkçesinde yer alan atasözleri üzerinde deyim aktarmaları ve deyim akta... more Özet Bu makalede Türkiye Türkçesinde yer alan atasözleri üzerinde deyim aktarmaları ve deyim aktarmalarının türleri tespit edilmeye çalışıldı. Deyim aktarması (istiare, metaphore) aralarında benzetme ilişkisi kurulan iki şeyin adından birinin geçici bir süre ile diğer adın yerine kullanılması olayıdır. Türkçede tarih boyunca güzel söz kullanma bir gelenek olarak devam etmiştir. Tüm edebi dönemlerimizde ve tüm kültürel katmanlarda bunu görmek mümkündür. İslam öncesi, İslam etkisi altındaki dönem ve Batı etkisinde yaşanan dönemlerde güzel ve etkili söz söyleme örneklerini görebiliyoruz. "Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü 1" (Aksoy, 2014) adlı eserinde tespit ettiği 2667 adet atasözü bu çalışmada esas alınmıştır. Eserde verilen atasözlerinden 143'ünde deyim aktarmasına rastlandı ve bu atasözlerinin anlamaları ve aktarmanın nasıl yapıldığı açıklandı. Atasözleri, aktarma çeşitlerine göre gruplandırılmış ve kendi içlerinde alfabetik olarak sıralanmıştır. İnsandan doğaya aktarım türü en çok rastlanan deyim aktarması olurken sırasıyla, doğadan insana aktarım, somutlaştırma, duyular arası aktarım, doğadan doğaya aktarım tespit edilen aktarım türleridir. Anahtar kelimeler: Atasözü, deyim aktarması, iğretileme, istiare, metafor, Ömer Asım Aksoy. Abstract In this article, it was tried to identify the types of statement transfers and statement transfers on the proverbs in Turkish. Expression transfer (isis, metaphore) is an event in which one of the two things that has an analogy relationship is used temporarily and replaces the other name. It has continued as a tradition of using beautiful words throughout history in Turkish. It is possible to see this in all our literary periods and all cultural layers. We can see examples of beautiful and effective rhetoric during periods of pre-Islamic, Islamic-influenced periods and Western influence. 2667 proverbs identified in his work "Dictionary of Proverbs and Phrases 1" (Aksoy, 2014) are based on this study. In 143 of the proverbs given in the work, the expression was found and it was explained how these proverbs were understood and how to transfer them. Proverbs are grouped according to the types of transmissions and are alphabetically sorted in themselves. While the type of transfer from person to nature is the most common expression transfer, respectively, transfer from nature to person, embody, intersensory transfer, transfer from nature to nature are the types of transmissiondetected.
Bu tez, Tahir Melik’in Şeytanat romanının 1. cildinde bir Özbek Türkçesi söz dizimi
çalışmasıdır.... more Bu tez, Tahir Melik’in Şeytanat romanının 1. cildinde bir Özbek Türkçesi söz dizimi çalışmasıdır. Çalışmamızda Leyla Karahan’ın “Türkçede Söz Dizimi” adlı çalışması esas alınarak Özbek Türkçesinde söz dizimi incelenmiştir. Tahir Melik’in Şeytanat romanı beş ciltten oluşmaktadır. Biz, romanın birinci cildindeki cümleleri ve kelime gruplarını ele aldık. Romanda, daha iyi insan olma, erdem, ahlak gibi konular işlenmiştir ve bu değerler yüceltilmiştir. Tahir Melik’i seçme nedenimiz Özbek edebiyatının yaşayan en büyük ve en sevilen yazarlarının başında gelmesidir.
INTERNATIONAL JOURNAL OF HUMANITIES AND EDUCATION, 2020
Özet Türklerde çocuklara ad koymak, çok önemli bir olay olarak kabul edilir. Çocuğun adı ile alın... more Özet Türklerde çocuklara ad koymak, çok önemli bir olay olarak kabul edilir. Çocuğun adı ile alın yazısı arasında bir bağ olduğu düşünülür. Ad koyma, genellikle eski Türklerde bir törenle yapılır ve buna çok önem verilirdi. Sadece Türk toplumunda değil tüm toplumların kendi kültürel kimliğini aktaran bir ad verme geleneği vardır. Bu gelenek çeşitli usullerle karşımıza çıkmaktadır. Bunların nasıl verildiği, neden o adın seçildiği, veriliş zamanı ve üslubu üzerinde daha önce araştırmacılar tarafından çokça çalışılmıştır. Bizim amacımız bu çalışmada bunları tartışmak, değiştirmek, bunlara yeni bir şeyler eklemek olmayacaktır. Adlar insanların karakterini, zevklerini, hayata bakışlarını, ailenin veya büyük ölçekte toplumun sosyal yapısını yansıtır. Bozkurtların Ölümü ve Bozkurtlar Diriliyor (Bozkurtlar) romanlarında Hüseyin Nihal Atsız'ın metinde geçen kişilere ad verirken nelere dikkat edip etmediği, Türk ad verme geleneklerini nasıl yansıttığı veya yansıtmadığı, bu adların kahramanların/karakterlerin/kişilerin kişilikleriyle uyumlu olup olmadığı konusu ve karakterlerine ad verirken nasıl bir düzen kullandığı veya kullanmadığı üzerinde durulmuştur. Çalışmamızda romanda geçen tüm Türkçe özel adların (Çince özel adların anlamları orijinal yazılışlarını kaynaktan tespit edemediklerimiz bulunamadı.) yukarda sayılan özelliklere göre mi seçildiği konusu işlendi. Abstract In Turks, naming children is considered a very important event. It is thought that there is a link between the child's name and Destiny. Naming is usually done with a ceremony in the old Turks and it was given much importance. Not only in Turkish society, but all societies have a tradition of giving names that convey their own cultural identity. This tradition comes across in various ways. How these are given, why that name was chosen, the time and style of the given have been studied by many researchers before. Our goal in this study will not be to discuss them, to change them, to add something new to them. The names reflect the character of people, their tastes, their view of life, the social structure of the family or society on a large scale. The death of the bozkurts and the resurrection of the Bozkurts (Bozkurts) novels focused on what Hüseyin Nihal Atsız paid attention to when naming the people mentioned in the text, how it reflects or does not reflect the Turkish naming traditions, whether these names are compatible with the personalities of the heroes/characters/persons, and how he used or did not use Chinese Turkish special names (meaning of special names in the novel in our study, we could not determine the original spellings from the source were not found.) is selected according to the properties listed above was processed.
Uploads
Papers by Mehmet Bulut
çalışmasıdır. Çalışmamızda Leyla Karahan’ın “Türkçede Söz Dizimi” adlı çalışması
esas alınarak Özbek Türkçesinde söz dizimi incelenmiştir. Tahir Melik’in Şeytanat
romanı beş ciltten oluşmaktadır. Biz, romanın birinci cildindeki cümleleri ve kelime
gruplarını ele aldık. Romanda, daha iyi insan olma, erdem, ahlak gibi konular
işlenmiştir ve bu değerler yüceltilmiştir. Tahir Melik’i seçme nedenimiz Özbek
edebiyatının yaşayan en büyük ve en sevilen yazarlarının başında gelmesidir.
Book Reviews by Mehmet Bulut
Books by Mehmet Bulut
çalışmasıdır. Çalışmamızda Leyla Karahan’ın “Türkçede Söz Dizimi” adlı çalışması
esas alınarak Özbek Türkçesinde söz dizimi incelenmiştir. Tahir Melik’in Şeytanat
romanı beş ciltten oluşmaktadır. Biz, romanın birinci cildindeki cümleleri ve kelime
gruplarını ele aldık. Romanda, daha iyi insan olma, erdem, ahlak gibi konular
işlenmiştir ve bu değerler yüceltilmiştir. Tahir Melik’i seçme nedenimiz Özbek
edebiyatının yaşayan en büyük ve en sevilen yazarlarının başında gelmesidir.