Bu calisma; Anadolu Turk halkinin, 1918-1922 yillari arasinda, ozgur ve bagimsiz yasamak icin; ke... more Bu calisma; Anadolu Turk halkinin, 1918-1922 yillari arasinda, ozgur ve bagimsiz yasamak icin; kendisine yonelik cok degisken tehdide karsi yapmis oldugu Milli Mucadele’nin halkla iliskiler destegini ortaya koymaktadir. Incelenen donemde halka iliskilerin, cok yonlu ve amacli yontemlerin izlenmesiyle, cesitli otoriteler tarafindan uygulandigi gorulmustur. Osmanli Hukumetleri, Itilaf Devletleri, Yerel-Bolgesel Kongreler ve Ulusal-Merkezi Yonetim gibi otorite merkezleri, zor kullanmaktan inandirmaya kadar muhtelif yontemlere basvurmak suretiyle; Turk halkinin ikna edilmesine ve kendi yanlarinda yer almasina calismislardir. Soz konusu uygulamalar halkla iliskiler esaslari ile iliskilendirilmistir.Bu donemdeki halkla iliskiler faaliyetlerinin stratejik plani olan, 22 Haziran 1919’da yayinlanan Amasya Tamimi’nin birinci maddesinde ―Milletin istiklalini, yine milletin azim ve karari kurtaracaktir‖ denmek suretiyle, mucadelenin halk iradesine dayanmasi gerektigi acikca belirtilmistir. Aslinda Havza ve Amasya Genelgeleri ile basta Erzurum ve Sivas Kongreleri olmak uzere diger kongreler, konferans ve toplantilar, mitingler, halkla iliskilerin Milli Mucadele Donemi’ndeki tipik hareketleridir. Halkla iliskiler sadece Anadolu eksenli olarak yurutulmemistir. Osmanli Padisahi ve Hukumetleri de, Istanbul zihniyeti diyebilecegimiz bir anlayisi topluma benimsetmek ve mevcut otoriteyi surdurebilmek icin halkla iliskiler faaliyetlerinde bulunmuslardir.AbstractThis study presents the public relations support of the Anatolian Turkish people’s national struggle against the multi-variable threats to itself, between the years 1918-1922, in order to live in independence and freedom. It has been observed that public relations were implemented by various authorities with the application of multi-faceted and multi-purpose methods in the analyzed period. The well-known center of powers sought to convince the Turkish public to take position on their sides, by resorting to several methods from compulsion to persuasion. The so-called applications are connected with the basics of public relations.It has been clearly stated in the first article of Amasya written general order, which was published 22 June 1919 and constituted the strategic plan of public relations activities of this period, as mentioning in ―The independence of nation will be rescued again by the nation‘s courage and decision‖ required that the struggle should be based on public resolution. Indeed, Havza and Amasya notices together with first Erzurum and Sivas Congresses, other congresses, conferences, assemblies, and meetings were typical examples of public relations activities during the National Struggle Period. The public relations were not only implemented on the Anatolian dimension. Ottoman Sultan and Governments also conducted public relations activities in order to maintain the current authority and to give an understanding of the public by adopting Istanbul mentality.
Turkiye icin siyasi ve iktisadi bakimdan en buhranli donemlerden olan biri II. Dunya Savasi (1939... more Turkiye icin siyasi ve iktisadi bakimdan en buhranli donemlerden olan biri II. Dunya Savasi (1939-1945) esnasinda, ulkede cok sayida yardim kurulusu faaliyet gostermistir. Basta Kizilay ve Cocuk Esirgeme Kurumu olmak uzere cesitli yardim cemiyetleri, muhtaclara yardim amaciyla calismistir. Yazili kaynaklardan yapilan incelemelerde bu faaliyetlerin belirli bir bolumune iliskin cesitli arastirmalarin bulundugu gorulmektedir. Ancak, 1940 yilinda faaliyete baslayip 1947 yilina kadar etkili calismalari olan “Istanbul Ilkokullarinda Okuyan Yoksul Cocuklara Yardim Cemiyetleri Birligi” hakkinda aydinlatici ve guncel bir bilgiye rastlanmamistir. Oysa bu donemde iktidarda olan CHP, II. Dunya Savasinin ulkede yarattigi ekonomik sarsintilari gidermek amaciyla buyuk caba gostermektedir. Butun parti orgutleriyle; bir yandan halkin yoksulluk sartlarindan etkilenmemesi icin ugrasilirken, diger yandan girisilen egitim seferberliginin de hedefine ulasabilmesi amaciyla buyuk bir gayret sarf edilmistir...
Bu calisma; Anadolu Turk halkinin, 1918-1922 yillari arasinda, ozgur ve bagimsiz yasamak icin; ke... more Bu calisma; Anadolu Turk halkinin, 1918-1922 yillari arasinda, ozgur ve bagimsiz yasamak icin; kendisine yonelik cok degisken tehdide karsi yapmis oldugu Milli Mucadele’nin halkla iliskiler destegini ortaya koymaktadir. Incelenen donemde halka iliskilerin, cok yonlu ve amacli yontemlerin izlenmesiyle, cesitli otoriteler tarafindan uygulandigi gorulmustur. Osmanli Hukumetleri, Itilaf Devletleri, Yerel-Bolgesel Kongreler ve Ulusal-Merkezi Yonetim gibi otorite merkezleri, zor kullanmaktan inandirmaya kadar muhtelif yontemlere basvurmak suretiyle; Turk halkinin ikna edilmesine ve kendi yanlarinda yer almasina calismislardir. Soz konusu uygulamalar halkla iliskiler esaslari ile iliskilendirilmistir.Bu donemdeki halkla iliskiler faaliyetlerinin stratejik plani olan, 22 Haziran 1919’da yayinlanan Amasya Tamimi’nin birinci maddesinde ―Milletin istiklalini, yine milletin azim ve karari kurtaracaktir‖ denmek suretiyle, mucadelenin halk iradesine dayanmasi gerektigi acikca belirtilmistir. Aslinda Havza ve Amasya Genelgeleri ile basta Erzurum ve Sivas Kongreleri olmak uzere diger kongreler, konferans ve toplantilar, mitingler, halkla iliskilerin Milli Mucadele Donemi’ndeki tipik hareketleridir. Halkla iliskiler sadece Anadolu eksenli olarak yurutulmemistir. Osmanli Padisahi ve Hukumetleri de, Istanbul zihniyeti diyebilecegimiz bir anlayisi topluma benimsetmek ve mevcut otoriteyi surdurebilmek icin halkla iliskiler faaliyetlerinde bulunmuslardir.AbstractThis study presents the public relations support of the Anatolian Turkish people’s national struggle against the multi-variable threats to itself, between the years 1918-1922, in order to live in independence and freedom. It has been observed that public relations were implemented by various authorities with the application of multi-faceted and multi-purpose methods in the analyzed period. The well-known center of powers sought to convince the Turkish public to take position on their sides, by resorting to several methods from compulsion to persuasion. The so-called applications are connected with the basics of public relations.It has been clearly stated in the first article of Amasya written general order, which was published 22 June 1919 and constituted the strategic plan of public relations activities of this period, as mentioning in ―The independence of nation will be rescued again by the nation‘s courage and decision‖ required that the struggle should be based on public resolution. Indeed, Havza and Amasya notices together with first Erzurum and Sivas Congresses, other congresses, conferences, assemblies, and meetings were typical examples of public relations activities during the National Struggle Period. The public relations were not only implemented on the Anatolian dimension. Ottoman Sultan and Governments also conducted public relations activities in order to maintain the current authority and to give an understanding of the public by adopting Istanbul mentality.
Türkiye için siyasi ve iktisadibakımdan en buhranlı dönemlerden olan biri II. Dünya Savaşı (1939-... more Türkiye için siyasi ve iktisadibakımdan en buhranlı dönemlerden olan biri II. Dünya Savaşı (1939-1945) esnasında, ülkede çok sayıda yardım kuruluşufaaliyet göstermiştir. Başta Kızılay ve Çocuk Esirgeme Kurumu olmak üzere çeşitli yardım cemiyetleri, muhtaçlara yardım amacıyla çalışmıştır. Yazılı kaynaklardan yapılan incelemelerde bu faaliyetlerin belirli bir bölümüne ilişkin çeşitli araştırmaların bulunduğu görülmektedir. Ancak, 1940 yılında faaliyete başlayıp 1947 yılına kadar etkili çalışmaları olan “İstanbul İlkokullarında Okuyan Yoksul Çocuklara Yardım Cemiyetleri Birliği” hakkında aydınlatıcı ve güncelbir bilgiye rastlanmamıştır. Oysa bu dönemde iktidarda olan CHP, II. Dünya Savaşının ülkede yarattığı ekonomik sarsıntıları gidermek amacıyla büyük çaba göstermektedir. Bütün parti örgütleriyle; bir yandan halkın yoksulluk şartlarından etkilenmemesiiçin uğraşılırken, diğer yandangirişilen eğitim seferberliğinin de hedefine ulaşabilmesiamacıylabüyük bir gayret sarf edilmiştir. Bu çalışmada; CHP İstanbul Vilayet Örgütünün yardım çabalarından biri olan İstanbul İlkokullarında Okuyan Yoksul Çocuklara Yardım Cemiyetleri Birliğinin faaliyetleri, ilgili arşiv belgelerinden faydalanılarak incelenmiştir. Anahtar Kelimeler:İstanbul İlkokullarında Okuyan Yoksul Çocuklara Yardım CemiyetleriBirliği, CHP İstanbul VilayetKongreleri, Savaş Ekonomisi, Yardım Cemiyetleri.
Özet Türkiye'de cumhuriyetin ilanından hemen önce, 9 Eylül 1923'te kurulan Halk Fırkası'nın adı, ... more Özet Türkiye'de cumhuriyetin ilanından hemen önce, 9 Eylül 1923'te kurulan Halk Fırkası'nın adı, 1924'te "Cumhuriyet Halk Fırkası"na dönüşmüş, 1935'te ise fırka sözcüğü kaldırılmış, partinin adı "Cumhuriyet Halk Partisi" şeklini almıştır. CHP, 1946 yılına kadar 23 yıl Tek-Parti olarak iktidarda kalmıştır. 1945-1946 yıllarında çok partili siyasal hayata geçiş sağlamış, 14 Mayıs 1950'de yapılan genel seçimlerle de ülke yönetimini Demokrat Parti'ye devretmiştir. İktidarı döneminde, ülkede yaşanan siyasal, sosyal, iktisadi ve kültürel bütün gelişmelerin yönlendiricisi olmuştur. İktidarından sonraki siyasal hayatı da etkilemiş, bu defa da muhalefetin görev ve işlevlerinin gelişmesini, yerleşmesini sağlamıştır. Cumhuriyet Dönemi'nde günümüze kadar varlığını sürdürebilmiş yegâne partidir. Tek-Parti Dönemi'nde Cumhuriyet Halk Fırkası yönetimi, halk ile hükümet arasındaki yakın ilişkinin yerel kongreler vasıtasıyla kurulduğunu temel bir prensip olarak kabul etmektedir. Partinin varlığı ve gücünün esası; halkın talep ve şikâyetlerinin ocaklardan itibaren düzenlenen kongrelerde dile getirilmesine, çözümlenmesine dayandırılmaktadır. Zira bu yıllarda halkın siyasete katılması, sadece yerel ve genel seçimlerde oy kullanmasıyla değil, aynı zamanda kongreler vasıtasıyla, parti sisteminin içinde yer almasıyla sağlanmaya çalışılmaktadır. Söz konusu kongrelerde oluşan taleplere büyük değer veren, CHF'nin kurucusu ve Genel Başkanı Gazi Mustafa Kemal, 16 Ekim 1922'de Bursa'ya giderek başlamış olduğu yurt içi gezilerine devlet başkanı olduğu sürece vefatına kadar devam etmiştir. Geziler; ülkede yaşanan veya yaşanması muhtemel her gelişme esnasında, öncesinde veya sonrasında yapılmıştır. Gezilerin amacı; halkla bütünleşmeyi sağlamak, halkın sıkıntılarını ve beklentilerini yerinde görmek, halkın yanında olduğunu ve her gelişmenin halka dayandığını hissettirmek, halkın nabzını tutmak, basınla ilişki kurarak iç ve dış kamuoyuna bilgi vermek, halkı gelişmeler hakkında bilgilendirmek ve aydınlatmak, parti üyelerinin tutum ve davranışlarını yönlendirmektir. Bu çalışmada; 27-28 Ocak 1931 tarihleri arasında toplanan CHF İzmir Vilayet Kongresi'nde yaşanan gelişmeler ile Gazi Mustafa Kemal'in anılan tarihler arasındaki "İzmir Gezisi" incelenecektir. Gazi Mustafa Kemal'in söz konusu kongreye katılımı, yaşanan dönem itibarıyla önem arz etmektedir. Zira ülke yönetiminde Tek-Parti iktidarını tam anlamıyla henüz oluşturmuş olan CHF; 1929 yılında yaşanan "Dünya Ekonomik Buhranı" ve 1930 yılında demokratikleşme ve çok partili yaşama geçiş kapsamında kurulan "Serbest Cumhuriyet Fırkası"nın ülke genelinde yarattığı siyasi, ekonomik ve sosyal sorunların etkisine maruz kalmıştır. Bu sorunlardan en fazla etkilenen bölgelerden biri de "Ege Bölgesi"dir. İzmir'de düzenlenen kongrenin önemini artıran nedenlerin başında, Gazi Mustafa Kemal'in katıldığı ilk ve yegâne vilayet kongresi olması gelmektedir. Bunun yanında Gazi'nin kongrede yapmış olduğu konuşma esnasında verdiği talimatlar, başta CHF yetkilileri olmak üzere, ülke kamuoyunun nabzını elde tutan basın mensupları, ülkede siyaset yapmaya gönüllü olanlar ve esas itibarıyla "Türk Ulusu"na yöneliktir. Çünkü Gazi, Tek-Parti yönetiminin, hiçbir ayrım gözetmeksizin tüm vatandaşları kavramak zorunda olduğu, tüm sorunların üstesinden gelmesi gerektiği inancındadır. İnceleme esnasında tüm bu gelişmelerin değerlendirilmesine gayret edilmiştir.
ÖZET Cumhuriyet döneminde "Umumi Müfettişlikler",Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde meydana g... more ÖZET Cumhuriyet döneminde "Umumi Müfettişlikler",Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde meydana gelen isyan hareketlerinin bastırılmasında ilgili birimler arasında koordinenin temini; bölgede devlet otoritesinin sağlanması ve bölgenin merkez ile irtibatının güçlendirilmesi; Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinin gelişmesi ve kalkınmasının süratlendirilmesi amacıyla oluşturulmuştur. Fiilen 1948 yılına kadar faaliyet gösteren Umumi Müfettişlikler, 1952 yılında yasayla kaldırılmıştır. Bu çalışmada;5-22 Aralık 1936 tarihleri arasında, DahiliyeVekaleti'nde düzenlenen "Umumi Müfettişler Konferansı"orijinal dokümanı kaynak alınarak incelenmiştir.Konferansta, 1930-1936 yılları arasında Umumi Müfettişlikler bölgelerinde yaşanan gelişmeler, alınması tasarlanan tedbirler ve bölgelerin genel durumları ilk olarak topluca ele alınmaktadır. Yakın tarihimizde, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yıllar önce dile getirilen sorunlar ile alınması tasarlanan önlemlerin günümüzdekilerden pek farkının olmadığı görülmektedir. Değişen sadece iletişim vasıtalarının etkinliği, siyasal önlemlerin artırılma çabaları ve bölge halkının eğitim ve kültür seviyesinin yükselerek, olaylara bakış açısı ile değerlendirmelerin farklılaşmasıdır.
Bu calisma; Anadolu Turk halkinin, 1918-1922 yillari arasinda, ozgur ve bagimsiz yasamak icin; ke... more Bu calisma; Anadolu Turk halkinin, 1918-1922 yillari arasinda, ozgur ve bagimsiz yasamak icin; kendisine yonelik cok degisken tehdide karsi yapmis oldugu Milli Mucadele’nin halkla iliskiler destegini ortaya koymaktadir. Incelenen donemde halka iliskilerin, cok yonlu ve amacli yontemlerin izlenmesiyle, cesitli otoriteler tarafindan uygulandigi gorulmustur. Osmanli Hukumetleri, Itilaf Devletleri, Yerel-Bolgesel Kongreler ve Ulusal-Merkezi Yonetim gibi otorite merkezleri, zor kullanmaktan inandirmaya kadar muhtelif yontemlere basvurmak suretiyle; Turk halkinin ikna edilmesine ve kendi yanlarinda yer almasina calismislardir. Soz konusu uygulamalar halkla iliskiler esaslari ile iliskilendirilmistir.Bu donemdeki halkla iliskiler faaliyetlerinin stratejik plani olan, 22 Haziran 1919’da yayinlanan Amasya Tamimi’nin birinci maddesinde ―Milletin istiklalini, yine milletin azim ve karari kurtaracaktir‖ denmek suretiyle, mucadelenin halk iradesine dayanmasi gerektigi acikca belirtilmistir. Aslinda Havza ve Amasya Genelgeleri ile basta Erzurum ve Sivas Kongreleri olmak uzere diger kongreler, konferans ve toplantilar, mitingler, halkla iliskilerin Milli Mucadele Donemi’ndeki tipik hareketleridir. Halkla iliskiler sadece Anadolu eksenli olarak yurutulmemistir. Osmanli Padisahi ve Hukumetleri de, Istanbul zihniyeti diyebilecegimiz bir anlayisi topluma benimsetmek ve mevcut otoriteyi surdurebilmek icin halkla iliskiler faaliyetlerinde bulunmuslardir.AbstractThis study presents the public relations support of the Anatolian Turkish people’s national struggle against the multi-variable threats to itself, between the years 1918-1922, in order to live in independence and freedom. It has been observed that public relations were implemented by various authorities with the application of multi-faceted and multi-purpose methods in the analyzed period. The well-known center of powers sought to convince the Turkish public to take position on their sides, by resorting to several methods from compulsion to persuasion. The so-called applications are connected with the basics of public relations.It has been clearly stated in the first article of Amasya written general order, which was published 22 June 1919 and constituted the strategic plan of public relations activities of this period, as mentioning in ―The independence of nation will be rescued again by the nation‘s courage and decision‖ required that the struggle should be based on public resolution. Indeed, Havza and Amasya notices together with first Erzurum and Sivas Congresses, other congresses, conferences, assemblies, and meetings were typical examples of public relations activities during the National Struggle Period. The public relations were not only implemented on the Anatolian dimension. Ottoman Sultan and Governments also conducted public relations activities in order to maintain the current authority and to give an understanding of the public by adopting Istanbul mentality.
Turkiye icin siyasi ve iktisadi bakimdan en buhranli donemlerden olan biri II. Dunya Savasi (1939... more Turkiye icin siyasi ve iktisadi bakimdan en buhranli donemlerden olan biri II. Dunya Savasi (1939-1945) esnasinda, ulkede cok sayida yardim kurulusu faaliyet gostermistir. Basta Kizilay ve Cocuk Esirgeme Kurumu olmak uzere cesitli yardim cemiyetleri, muhtaclara yardim amaciyla calismistir. Yazili kaynaklardan yapilan incelemelerde bu faaliyetlerin belirli bir bolumune iliskin cesitli arastirmalarin bulundugu gorulmektedir. Ancak, 1940 yilinda faaliyete baslayip 1947 yilina kadar etkili calismalari olan “Istanbul Ilkokullarinda Okuyan Yoksul Cocuklara Yardim Cemiyetleri Birligi” hakkinda aydinlatici ve guncel bir bilgiye rastlanmamistir. Oysa bu donemde iktidarda olan CHP, II. Dunya Savasinin ulkede yarattigi ekonomik sarsintilari gidermek amaciyla buyuk caba gostermektedir. Butun parti orgutleriyle; bir yandan halkin yoksulluk sartlarindan etkilenmemesi icin ugrasilirken, diger yandan girisilen egitim seferberliginin de hedefine ulasabilmesi amaciyla buyuk bir gayret sarf edilmistir...
Bu calisma; Anadolu Turk halkinin, 1918-1922 yillari arasinda, ozgur ve bagimsiz yasamak icin; ke... more Bu calisma; Anadolu Turk halkinin, 1918-1922 yillari arasinda, ozgur ve bagimsiz yasamak icin; kendisine yonelik cok degisken tehdide karsi yapmis oldugu Milli Mucadele’nin halkla iliskiler destegini ortaya koymaktadir. Incelenen donemde halka iliskilerin, cok yonlu ve amacli yontemlerin izlenmesiyle, cesitli otoriteler tarafindan uygulandigi gorulmustur. Osmanli Hukumetleri, Itilaf Devletleri, Yerel-Bolgesel Kongreler ve Ulusal-Merkezi Yonetim gibi otorite merkezleri, zor kullanmaktan inandirmaya kadar muhtelif yontemlere basvurmak suretiyle; Turk halkinin ikna edilmesine ve kendi yanlarinda yer almasina calismislardir. Soz konusu uygulamalar halkla iliskiler esaslari ile iliskilendirilmistir.Bu donemdeki halkla iliskiler faaliyetlerinin stratejik plani olan, 22 Haziran 1919’da yayinlanan Amasya Tamimi’nin birinci maddesinde ―Milletin istiklalini, yine milletin azim ve karari kurtaracaktir‖ denmek suretiyle, mucadelenin halk iradesine dayanmasi gerektigi acikca belirtilmistir. Aslinda Havza ve Amasya Genelgeleri ile basta Erzurum ve Sivas Kongreleri olmak uzere diger kongreler, konferans ve toplantilar, mitingler, halkla iliskilerin Milli Mucadele Donemi’ndeki tipik hareketleridir. Halkla iliskiler sadece Anadolu eksenli olarak yurutulmemistir. Osmanli Padisahi ve Hukumetleri de, Istanbul zihniyeti diyebilecegimiz bir anlayisi topluma benimsetmek ve mevcut otoriteyi surdurebilmek icin halkla iliskiler faaliyetlerinde bulunmuslardir.AbstractThis study presents the public relations support of the Anatolian Turkish people’s national struggle against the multi-variable threats to itself, between the years 1918-1922, in order to live in independence and freedom. It has been observed that public relations were implemented by various authorities with the application of multi-faceted and multi-purpose methods in the analyzed period. The well-known center of powers sought to convince the Turkish public to take position on their sides, by resorting to several methods from compulsion to persuasion. The so-called applications are connected with the basics of public relations.It has been clearly stated in the first article of Amasya written general order, which was published 22 June 1919 and constituted the strategic plan of public relations activities of this period, as mentioning in ―The independence of nation will be rescued again by the nation‘s courage and decision‖ required that the struggle should be based on public resolution. Indeed, Havza and Amasya notices together with first Erzurum and Sivas Congresses, other congresses, conferences, assemblies, and meetings were typical examples of public relations activities during the National Struggle Period. The public relations were not only implemented on the Anatolian dimension. Ottoman Sultan and Governments also conducted public relations activities in order to maintain the current authority and to give an understanding of the public by adopting Istanbul mentality.
Türkiye için siyasi ve iktisadibakımdan en buhranlı dönemlerden olan biri II. Dünya Savaşı (1939-... more Türkiye için siyasi ve iktisadibakımdan en buhranlı dönemlerden olan biri II. Dünya Savaşı (1939-1945) esnasında, ülkede çok sayıda yardım kuruluşufaaliyet göstermiştir. Başta Kızılay ve Çocuk Esirgeme Kurumu olmak üzere çeşitli yardım cemiyetleri, muhtaçlara yardım amacıyla çalışmıştır. Yazılı kaynaklardan yapılan incelemelerde bu faaliyetlerin belirli bir bölümüne ilişkin çeşitli araştırmaların bulunduğu görülmektedir. Ancak, 1940 yılında faaliyete başlayıp 1947 yılına kadar etkili çalışmaları olan “İstanbul İlkokullarında Okuyan Yoksul Çocuklara Yardım Cemiyetleri Birliği” hakkında aydınlatıcı ve güncelbir bilgiye rastlanmamıştır. Oysa bu dönemde iktidarda olan CHP, II. Dünya Savaşının ülkede yarattığı ekonomik sarsıntıları gidermek amacıyla büyük çaba göstermektedir. Bütün parti örgütleriyle; bir yandan halkın yoksulluk şartlarından etkilenmemesiiçin uğraşılırken, diğer yandangirişilen eğitim seferberliğinin de hedefine ulaşabilmesiamacıylabüyük bir gayret sarf edilmiştir. Bu çalışmada; CHP İstanbul Vilayet Örgütünün yardım çabalarından biri olan İstanbul İlkokullarında Okuyan Yoksul Çocuklara Yardım Cemiyetleri Birliğinin faaliyetleri, ilgili arşiv belgelerinden faydalanılarak incelenmiştir. Anahtar Kelimeler:İstanbul İlkokullarında Okuyan Yoksul Çocuklara Yardım CemiyetleriBirliği, CHP İstanbul VilayetKongreleri, Savaş Ekonomisi, Yardım Cemiyetleri.
Özet Türkiye'de cumhuriyetin ilanından hemen önce, 9 Eylül 1923'te kurulan Halk Fırkası'nın adı, ... more Özet Türkiye'de cumhuriyetin ilanından hemen önce, 9 Eylül 1923'te kurulan Halk Fırkası'nın adı, 1924'te "Cumhuriyet Halk Fırkası"na dönüşmüş, 1935'te ise fırka sözcüğü kaldırılmış, partinin adı "Cumhuriyet Halk Partisi" şeklini almıştır. CHP, 1946 yılına kadar 23 yıl Tek-Parti olarak iktidarda kalmıştır. 1945-1946 yıllarında çok partili siyasal hayata geçiş sağlamış, 14 Mayıs 1950'de yapılan genel seçimlerle de ülke yönetimini Demokrat Parti'ye devretmiştir. İktidarı döneminde, ülkede yaşanan siyasal, sosyal, iktisadi ve kültürel bütün gelişmelerin yönlendiricisi olmuştur. İktidarından sonraki siyasal hayatı da etkilemiş, bu defa da muhalefetin görev ve işlevlerinin gelişmesini, yerleşmesini sağlamıştır. Cumhuriyet Dönemi'nde günümüze kadar varlığını sürdürebilmiş yegâne partidir. Tek-Parti Dönemi'nde Cumhuriyet Halk Fırkası yönetimi, halk ile hükümet arasındaki yakın ilişkinin yerel kongreler vasıtasıyla kurulduğunu temel bir prensip olarak kabul etmektedir. Partinin varlığı ve gücünün esası; halkın talep ve şikâyetlerinin ocaklardan itibaren düzenlenen kongrelerde dile getirilmesine, çözümlenmesine dayandırılmaktadır. Zira bu yıllarda halkın siyasete katılması, sadece yerel ve genel seçimlerde oy kullanmasıyla değil, aynı zamanda kongreler vasıtasıyla, parti sisteminin içinde yer almasıyla sağlanmaya çalışılmaktadır. Söz konusu kongrelerde oluşan taleplere büyük değer veren, CHF'nin kurucusu ve Genel Başkanı Gazi Mustafa Kemal, 16 Ekim 1922'de Bursa'ya giderek başlamış olduğu yurt içi gezilerine devlet başkanı olduğu sürece vefatına kadar devam etmiştir. Geziler; ülkede yaşanan veya yaşanması muhtemel her gelişme esnasında, öncesinde veya sonrasında yapılmıştır. Gezilerin amacı; halkla bütünleşmeyi sağlamak, halkın sıkıntılarını ve beklentilerini yerinde görmek, halkın yanında olduğunu ve her gelişmenin halka dayandığını hissettirmek, halkın nabzını tutmak, basınla ilişki kurarak iç ve dış kamuoyuna bilgi vermek, halkı gelişmeler hakkında bilgilendirmek ve aydınlatmak, parti üyelerinin tutum ve davranışlarını yönlendirmektir. Bu çalışmada; 27-28 Ocak 1931 tarihleri arasında toplanan CHF İzmir Vilayet Kongresi'nde yaşanan gelişmeler ile Gazi Mustafa Kemal'in anılan tarihler arasındaki "İzmir Gezisi" incelenecektir. Gazi Mustafa Kemal'in söz konusu kongreye katılımı, yaşanan dönem itibarıyla önem arz etmektedir. Zira ülke yönetiminde Tek-Parti iktidarını tam anlamıyla henüz oluşturmuş olan CHF; 1929 yılında yaşanan "Dünya Ekonomik Buhranı" ve 1930 yılında demokratikleşme ve çok partili yaşama geçiş kapsamında kurulan "Serbest Cumhuriyet Fırkası"nın ülke genelinde yarattığı siyasi, ekonomik ve sosyal sorunların etkisine maruz kalmıştır. Bu sorunlardan en fazla etkilenen bölgelerden biri de "Ege Bölgesi"dir. İzmir'de düzenlenen kongrenin önemini artıran nedenlerin başında, Gazi Mustafa Kemal'in katıldığı ilk ve yegâne vilayet kongresi olması gelmektedir. Bunun yanında Gazi'nin kongrede yapmış olduğu konuşma esnasında verdiği talimatlar, başta CHF yetkilileri olmak üzere, ülke kamuoyunun nabzını elde tutan basın mensupları, ülkede siyaset yapmaya gönüllü olanlar ve esas itibarıyla "Türk Ulusu"na yöneliktir. Çünkü Gazi, Tek-Parti yönetiminin, hiçbir ayrım gözetmeksizin tüm vatandaşları kavramak zorunda olduğu, tüm sorunların üstesinden gelmesi gerektiği inancındadır. İnceleme esnasında tüm bu gelişmelerin değerlendirilmesine gayret edilmiştir.
ÖZET Cumhuriyet döneminde "Umumi Müfettişlikler",Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde meydana g... more ÖZET Cumhuriyet döneminde "Umumi Müfettişlikler",Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde meydana gelen isyan hareketlerinin bastırılmasında ilgili birimler arasında koordinenin temini; bölgede devlet otoritesinin sağlanması ve bölgenin merkez ile irtibatının güçlendirilmesi; Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinin gelişmesi ve kalkınmasının süratlendirilmesi amacıyla oluşturulmuştur. Fiilen 1948 yılına kadar faaliyet gösteren Umumi Müfettişlikler, 1952 yılında yasayla kaldırılmıştır. Bu çalışmada;5-22 Aralık 1936 tarihleri arasında, DahiliyeVekaleti'nde düzenlenen "Umumi Müfettişler Konferansı"orijinal dokümanı kaynak alınarak incelenmiştir.Konferansta, 1930-1936 yılları arasında Umumi Müfettişlikler bölgelerinde yaşanan gelişmeler, alınması tasarlanan tedbirler ve bölgelerin genel durumları ilk olarak topluca ele alınmaktadır. Yakın tarihimizde, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yıllar önce dile getirilen sorunlar ile alınması tasarlanan önlemlerin günümüzdekilerden pek farkının olmadığı görülmektedir. Değişen sadece iletişim vasıtalarının etkinliği, siyasal önlemlerin artırılma çabaları ve bölge halkının eğitim ve kültür seviyesinin yükselerek, olaylara bakış açısı ile değerlendirmelerin farklılaşmasıdır.
I. Dünya Savaşı'nın silahlı mücadele evresine son veren ve Osmanlı Devleti ile İtilaf Devletleri ... more I. Dünya Savaşı'nın silahlı mücadele evresine son veren ve Osmanlı Devleti ile İtilaf Devletleri arasında 30 Ekim 1918'de imzalanan Mondros Mütarekesi (Silah Bırakışma Anlaşması) ile yakın tarihimizde "Mütareke Dönemi" başlamıştır. Bu dönemde; Amerika, İngiltere, Fransa, İtalya ve Yunanistan'ın kendilerine uygun ve devlet menfaatleri kapsamında, Osmanlı Devleti üzerinde gerçekleştirmeye çalıştıkları hedefleri vardır. İtilaf devletleri mütarekenin yedinci maddesine dayanarak, Osmanlı topraklarını işgale başlamışlardır. 1 İşgallerin nihai hedefi, 1815 yılında düzenlenen Viyana Kongresi'nden beri uluslararası politika gündeminde olan ve "Şark Meselesi" diye adlandırılan sorunun son safhasının gerçekleştirilmesidir. 2 Osmanlı Devleti topraklarının tamamen paylaşılmasına yönelik olan bu safhanın temelleri ise İtilaf devletlerinin, 1915-1917 yılları arasında kendi aralarında yapmış oldukları gizli anlaşmalarda atılmıştır. 3 Ancak, Osmanlı İmparatorluğu üzerinde uyguladıkları propaganda faaliyetlerinin ortak unsurları, hedefleri ve yöntemleri vardır. Söz konusu ülkelerin amaçları stratejik anlamda değişik, dış politikaları farklı dinamik özellikler gösterse de uluslararası ortamda "Mütareke Dönemi", Türk milletinin kurtuluşu anlamında "Milli Mücadele Dönemi" olarak tanımlanan ve 1918-1922 yılları arasını kapsayan süreçte uygulanan propagandanın temel unsurları ve hedefleri değişmemiştir. Söz konusu devletlerin Türkiye'ye yönelik olarak uyguladıkları propagandanın ortak amaçlarını şu şekilde sıralamak mümkündür:-Osmanlı Devleti'nin, mütareke sonrası işgaller ve muhtemel işgallere karşı; yeniden karşı koyma, savaşma azim ve iradesini tümü ile yok etmek; her türlü maddi ve manevi kaynaktan yoksun bırakarak askeri güce başvurmasını engellemek.-Mondros Mütarekesi ile başlayan ve Paris, San Remo ve Sevr ile devam eden süreçle; sözde barışı sağlama amaçlı olarak; Osmanlı ülkesinde girişilecek işgallerin uluslararası ve kendi kamuoylarına haklı, meşru ve zorunlu olduğunu göstermek.-Başlangıçta Mondros Mütarekesi'ne bağlı, daha sonraki safhalarda ise diğer barış konferanslarında alınan kararlar çerçevesinde yapılacak işgal ve ilhaklara karşı; özellikle Anadolu toprakları üzerinde başlayan/başlayabilecek silahlı mukavemeti yok etmek için Türk topraklarındaki her türlü dini ve etnik ayrılıkları istismar ederek toplumu parçalamak, birlikte dayanışma azmini kırmak. Amerika, İngiltere, Fransa, İtalya ve Yunanistan devletleri belirledikleri ortak amaçları doğrultusunda propagandanın yöneltileceği; ortak hedef kitlelerini de tespit etmişlerdir. Bu hedef kitlelerinin hassasiyetlerini en etkin şekilde istismar ederek, onların duygu, düşünce, tutum ve davranışlarını yönlendirebilmek için ise; propaganda, karşı propaganda ve halkla ilişkiler gibi ikna yöntemlerini uyguladılar. Bilimsel anlamda ayrı birer model olan bu yöntemlerin kendilerine özgü özellikleri, uygulama sistemleri bulunmaktadır. 4 Örneğin; İngiltere, Yunanistan ve Fransa yoğun olarak propaganda ve karşı propaganda; Amerika ve İtalya ise daha çok halkla ilişkiler uygulamalarına yönelmiştir. Seçilen hedef kitlelerin başında Osmanlı Devleti siyasileri, yönetim kadroları gelmektedir. Söz konusu ülkeler, Osmanlı İmparatorluğu siyasi karar verici liderlerine ve yöneticilerine sürekli olarak, mütareke koşulları ile ilgili telkinlerde bulundular. Bu koşulların en uygun şekilde ve ülkenin bütününde herhangi bir ayrılığa neden olmadan uygulanması 1
Uploads
Papers by Sezai Ökte
Anahtar Kelimeler:İstanbul İlkokullarında Okuyan Yoksul Çocuklara Yardım CemiyetleriBirliği, CHP İstanbul VilayetKongreleri, Savaş Ekonomisi, Yardım Cemiyetleri.
Anahtar Kelimeler:İstanbul İlkokullarında Okuyan Yoksul Çocuklara Yardım CemiyetleriBirliği, CHP İstanbul VilayetKongreleri, Savaş Ekonomisi, Yardım Cemiyetleri.