KLASİK VE ÇAĞDAŞ METİNLERLE DİN FELSEFESİ by Recep Alpyağıl
Uluslararası 21. Yüzyılda Gençlik ve İnanç Eğilimleri, 2022
GENÇLER İÇİN KEŞF-İ KADÎM: İSMAİL FENNÎ’NİN MATERYALİZM ELEŞTİRİLERİ
Recep Alpyağıl
Özet
Bu... more GENÇLER İÇİN KEŞF-İ KADÎM: İSMAİL FENNÎ’NİN MATERYALİZM ELEŞTİRİLERİ
Recep Alpyağıl
Özet
Bu tebliğde, İsmail Fennî Ertuğrul (1855-1946) tarafından yapılan materyalizm eleştirileri ele alınacaktır. O, bir eserini tamamen bu konuya hasretmiştir: Maddiyûn Mezhebinin İzmihlâli. Daha sonra burada işlediği temel meseleleri, Küçük Kitapta Büyük Mevzular adını verdiği bir başka kitapta her seviyeden okur için yeniden kaleme almıştır. Onun bu son çalışması, bir yazım türü olarak modern dönemde oldukça popüler olmuştur. Özellikle gençlerin değişen okuma ve öğrenme alışkanlıkları ile birlikte, onlar için yazılanların da güncellenmesi kaçınılmaz olmaktadır. İsmail Fennî anılan eserlerde, materyalizm eleştirisi için iki temel argüman kullanmaktadır: Kozmolojik delil ve teleolojik delil. Bu iki klasik argüman, onun tarafından modern bilimin verileri ile de harmanlanmıştır. Bunlar içinde “radyo-aktivite”nin keşfinden hareketle yapılan materyalizm eleştirisi, tebliğimizde ayrıca ele alınacaktır. Zira modern bilimin sunduğu izahlar, ateistik ve teistik temellendirmeler için kullanılabilmektedir. Durum, bugün için de çok farklı değildir. Bu itibarla, din ve bilim ilişkilerinin sağlam bir metafizik üzerine kurulu olması önem arz etmektedir. İsmail Fennî, bunu çok iyi kavramış ve sadece kendi dönemi için değil bugün için de geçerli olan bir model sunmuştur. Son tahlilde İsmail Fennî’nin mirasından her seviyeden okur için devşirilebilecek hususlar var görünmektedir.
KASHF-I KADIM [THE DISCOVERY OF CLASSICAL] FOR YOUTH: ISMAIL FENNI'S CRITICISM OF MATERIALISM
Abstract
In this paper, the criticisms of materialism made by Ismail Fenni Ertugrul (1855-1946) will be discussed. He devoted one of his works entirely to this subject: Maddiyûn Mezhebinin İzmihlâli [Decline of Materialism]. Ismail Fenni uses two main arguments against materialism: Cosmological and teleological argument. These are two classical arguments were also blended by him with the data of modern science. Because of the explanations of science can be used for atheistic and theistic justifications, the relations between religion and science should be based on a solid metaphysics. Ismail Fenni understood this very well and presented a model that is valid not only for his period but also for today. In the final analysis, it seems that there are issues that can be gathered from the legacy of Ismail Fenni from all levels.
Din felsefesi konularını ve sorunlarını esas alarak hazırlamakta olduğumuz derleme çalışmaların y... more Din felsefesi konularını ve sorunlarını esas alarak hazırlamakta olduğumuz derleme çalışmaların yeni mevkıfi Eş’arî-lik oldu. Eş’arî-lik, İslam düşüncesindeki gelen-ek-ler yelpazesi arasında her dönemde canlılığını koruma başarısını gösterebilmiş nadir bir gelen-ektir. Tabiatıyla gelen-ek kelimesinin bütün felsefî çağrışımlarını örnekleyen, sür-ekli bir tefekkür havzası özelliği taşımaktadır. Bu yönüyle İslam düşüncesi araştırmacılarının, kelamcıların, tefsircilerin, fıkıhçıların, mezhepler tarihçilerinin ilgisiz kalamayacakları bir metin ortaya çıktı. Ayrıca, bu ciltte okurlar, Eş’arî-liki yerleşik şarkiyâtçı jargonun ötesinde kavranmayı bekleyen güçlü bir felsefî damar olarak bulacaklar umudundayız. Genel felsefe okuru için, Eş’arî-lik hakkında olan bu derlememizi bir tür “Hangi gelen-ek-ler-imiz vardı? Nereleri kopmuştu/koparılmıştı? Bu –ek-lere nasıl eklemlenebiliriz?...” ve benzeri türden soruların kısmî bir cevabı olarak da görmek mümkün.
İmam Eş’arî’den Bâkıllânî’ye, Cüveynî’den Kadı Beyzâvî’ye, Taftazânî’den Devvânî’ye, Ali Kuşçu’dan Lârî’ye, Babanzade Ahmed Naim’den Mustafa Sabri Efendi’ye… Eş’arîliği çok yönlü bir şekilde ve derinlemesine kavramak isteyen okurlar için, sahanın uzmanları akademisyenlerin katkılarıyla oluşmuş disiplinlerarası bir çalışma.
Din felsefesi meselelerini merkeze alarak başladığımız düşünce yürüyüşüne Meşşâîlik ile devam edi... more Din felsefesi meselelerini merkeze alarak başladığımız düşünce yürüyüşüne Meşşâîlik ile devam ediyoruz. Sahanın uzmanları akademisyenlerin katkılarıyla, Meşşâîliği çok yönlü bir şekilde ve derinlemesine kavramak isteyen okurlar için disiplinlerarası bir çalışma ortaya çıktı. Bu ciltte Kindî, Farabi, İbn Sina, İbn Bacce, İbn Miskeveyh ve İbn Rüşd gibi Meşşâî gelen-ekinin büyük filozoflarının klasik metinleri yer aldığı gibi; aynı gelen-ek-in takipçisi olan Nasîrüddin Tûsî, Ebherî, Urmevî, İbn Kemmune, Necmüddîn Kâtibî gibi filozofların da metinleri var. Dahası Celâleddin Devvânî, Mîr Sadreddîn Muhammed Deştekî, Mîr Gıyaseddîn ve Hoca Abdülkerim Efendi gibi bu geleneğin etkileştiği farklı halkalardan bir seçkiyi de hikmetsever okurların ilgisine sunduk.
Bu cildin, Türkçedeki felsefe çalışmaları için özellikle görünür kılmak istediği husus Meşşâiyûnun aslında İlâhiyûn oluşlarıdır… Klasik felsefe ilimleri içinde en yüce mertebede olan ilm-i ilâhînin (felsefe-i ûlânın, ilm-i a’lânın, mâ-kable’t-tabîanın, mâ-ba’de’t-tabîanın/bugünkü adıyla metafiziğin) geri dönüşüdür… İlahiyâtın, felsefenin aslî yuvası oluşudur… Varlığın evinin İlahiyât oluşudur.
Bu ciltte okurların, Oryantalist literatürün şekillendirdiği bir perspektifin ötesinde bir Medrese-i Meşşâî-lik bulacaklarını umuyoruz.
FELSEFE DİLİ OLARAK TÜRKÇENİN ARKEOLOJİSİ by Recep Alpyağıl
“Felsefe Dili Olarak Türkçenin Arkeolojisi” dizisinin altıncı kitabı olarak neşredilen bu çalışma... more “Felsefe Dili Olarak Türkçenin Arkeolojisi” dizisinin altıncı kitabı olarak neşredilen bu çalışmanın, oldukça farklı bir özelliği var: Bu eser, düşünce dilinde ortak bir dil arayışının ilk örneği. Günümüz Türkçesindeki felsefe, psikoloji, sosyoloji, matematik, mantık ve edebiyat eleştirisi gibi sahalardaki terimlerin nasıl bir süreç içinde evrildiklerinin görüleceği ilk kaynaklardan biri. Bunları hazırlayan Istılâhât-ı İlmiye Encümeni’nde yer alan isimler ise bu ülkenin hafızası: Emrullah Efendi, Babanzâde Ahmed Naîm, Elmalılı Hamdi Yazır, Halid Ziya Uşaklıgil, Rıza Tevfik, Ziya Gökalp, Salih Zeki, Mahmud Esad Seydişehri, Besim Ömer Paşa, Kemal Cenab Berksoy, Yusuf Akçura, Ahmed Agayef, Fuad Köprülü …
İlk defa gün yüzüne çıkan arşiv belgelerinin tıpkıbasımı ve çeviriyazıları ile birlikte yayına hazırlanan bu kitap ile birlikte karanlıkta kalan birçok nokta aydınlanacak, dahası birçok konu da yeniden yazılmak durumunda kalacak görünüyor.
Tanzimat Sonrası Türk Düşüncesinde İlimler Tasnifi, 2022
Kuşkusuz “taksîm-i ulûm” literatürü içerisinde farklı isimlendirmeler kullanılmaktadır. Buradaki ... more Kuşkusuz “taksîm-i ulûm” literatürü içerisinde farklı isimlendirmeler kullanılmaktadır. Buradaki ana sorun, modern klasifikasyon maddesi için kullanılan “tasnif” kelimesinin, erken dönemdeki “taksîm”in yerine kullanılıp kullanılamayacağıdır. Bu konu, basitçe bir kelime kavgası değildir. Kelimelerin yüzey gramerine bakıldığında, bu iki kelime aynı görünür. Bugün de akademisyenlerce yapılan budur. Ancak derin gramere bakıldığında, kelimelerin kullandığı yaşama formlarına gidildiğinde durumun böyle olmadığı anlaşılacaktır.
İz Yayıncılık, 2022
Herhangi bir felsefî ıstılâhın, Türkçedeki arkeolojisinin nasıl bir kronoloji ile yapılabileceğin... more Herhangi bir felsefî ıstılâhın, Türkçedeki arkeolojisinin nasıl bir kronoloji ile yapılabileceğine ilişkin "Felsefe Dili Olarak Türkçenin Gelişim Aşamaları ve Felsefe Sözlüklerimiz" adlı çalışmamızda tarihsel bir çerçeve sunmuştuk. Zaten anılan eserin “İçindekiler” kısmı, felsefe terimlerinde ortak bir dil arayışına ilişkin ilk teşebbüsten (1914) bugüne dek yapılanları esas alan tarihsel bir sıralama üzerine kuruludur. Haliyle de takip edilmesi oldukça kolaydır. Burada ise “esthétique” kelimesi üzerinden, sözü edilen metnin bir uygulamalı örneğini sunulmaktadır.
Üstad Mustafa Namık Çankı’nın Büyük Felsefe Lûgatı memleketimizin bütün kütüphanelerinde, okullar... more Üstad Mustafa Namık Çankı’nın Büyük Felsefe Lûgatı memleketimizin bütün kütüphanelerinde, okullarında, felsefeyle yakından uzaktan uğraşanların masaları üzerinde bulunmalıdır. (…) Memleketimiz, bu tarzda esaslı bir felsefe lûgatına çok muhtaçtır. Bilhassa felsefe terimlerimiz yerleşmiş ve vuzuh kazanmış olmadığı için bu ihtiyaç daha büyüktür. Son yirmi beş yıl içinde felsefe dilinin başına gelenleri herkes bilir: Başka milletlerin tek kelimeyle ve çok açık olarak ifade ettikleri bir mefhumu anlatabilmek için biz ne kadar sıkıntı çekiyoruz. Bir zaman her yazarın, hatta her makalesinde yeni bir kelime teklif etmesi moda olmuştu. Bu yüzden Batı dillerinde müşterek ve besbelli olan bir mefhumu biz şu son yıllar içinde türlü türlü tercüme ettik. Birinin yazdığını başka biri anlayamaz hâle geldi. Felsefe dilimizin geçirdiği anarşiyi önleyecek mühim çarelerden biri her mefhuma karşılık olan eski ve yeni bütün terimleri bir araya toplamak, hatta onları Yunancadaki, Latincedeki, yaşayan Garp dillerindeki karşılıklarıyla beraber gözden geçirmektir. Bu işi de, yalnız basit bir sözlük değil, etraflı bir felsefe dili kılavuzu temin edebilir. İşte Mustafa Namık Çankı’nın Büyük Felsefe Lûgatı bu vazifeyi görmektedir.
Hilmi Ziya Ülken
“Felsefe Dili Olarak Türkçenin Arkeolojisi ve Felsefe Sözlüklerimiz” adlı projenin beşinci kitabı... more “Felsefe Dili Olarak Türkçenin Arkeolojisi ve Felsefe Sözlüklerimiz” adlı projenin beşinci kitabı Felsefe Vokabüleri’dir. Bu eser, Latin harfleriyle yazılan ve bir bütün olarak felsefe terimlerini içeren ilk felsefe sözlüğümüzdür. Haliyle bir tefekkür dili olarak Türkçenin tarihi açısından önemli bir vesikadır. Felsefe Vokabüleri ayrıca, 1934 yılı itibariyle resmi bir mahiyet kazanan Öz-Türkçecilik etkisinde yazılan ilk felsefe sözlüğüdür. Bugünkü felsefe dilinde tutunan veya halen tutunamayan Öz-Türkçe terimlerin nasıl bir süreçte doğduklarının anlaşılabilmesi için vazgeçilemez kaynaklardan biridir.
“Felsefe Dili Olarak Türkçenin Arkeolojisi ve Felsefe Sözlüklerimiz” adlı projenin dördüncü kitab... more “Felsefe Dili Olarak Türkçenin Arkeolojisi ve Felsefe Sözlüklerimiz” adlı projenin dördüncü kitabı Felsefî Meslekler Vokabüleri’dir. Bu eser, Türkçe felsefenin tarihsel kuruluşunu kelimenin Derridacı anlamıyla yapısöküme uğratacak bir metindir. Şayet sadece Türkçe felsefe sözlüklerinin tarihçesi yapılacaksa Felsefî Meslekler Vokabüleri üçüncü sözlük olur (Kâmûsı Felsefe ve Lûgatçei Felsefe’den sonra). Eğer tamamlanabilmiş Türkçe felsefe sözlüklerinin tarihçesi yapılacaksa Felsefî Meslekler Vokabüleri ikinci sözlük olur (Lûgatçei Felsefe’den sonra). Latin harfleriyle yazılan Türkçe felsefe sözlüklerinin tarihçesi yapılacaksa Felsefî Meslekler Vokabüleri ilk sözlük olur. Dahası var: Sadece bir felsefî ekole dönüşebilmiş felsefe sistemlerinin sözlüklerinin Türkçedeki tarihçesi verilecek olsa Felsefî Meslekler Vokabüleri yine ilk sözlüktür. Bu sonuncusu itibariyle de eser “Türkçede bir felsefî ekolümüz var mı?” sorusunu farklı bir zeminde tartışmaya da imkan verecektir. Eserin yazarı olan Namdar Rahmi’nin, Cumhuriyet devri felsefe macerasının uzun süre anılmaya değer tek ekolü olan “Konya enerjetizm okulu”nun temsilcisi olması bu itibarla pek mânidardır.
Tek cümleyle, Meslekler Vokabüleri bugünkü Türkçe felsefe dilinde tutunan veya halen tutunamayan felsefe terimlerinin nasıl bir süreçte evrildiklerinin anlaşılabilmesi için vazgeçilemez kaynaklardan biridir.
“Felsefe Dili Olarak Türkçenin Arkeolojisi ve Felsefe Sözlüklerimiz” adını verdiğimiz projenin ön... more “Felsefe Dili Olarak Türkçenin Arkeolojisi ve Felsefe Sözlüklerimiz” adını verdiğimiz projenin önemli bir parçası olan, “İlmü’n-Nefs” Tercümesi’ni sizlerle buluşturmaktan ötürü ziyadesiyle mutluyuz. Elinizdeki eser, felsefe dili olarak Türkçe açısından bir vesika olma özelliği taşımaktadır. Yapısökümcü bir anlamda, metindeki dipnotlar metnin kendisi kadar dikkate değerdir. Bu notlarda okur, bugün de kullanmakta olduğumuz felsefe terimleri hakkında ayrıntılı tahliller, eleştiriler ve teklifler bulacaktır. Ayrıca “Kadercilik” maddesinde, Fransız oryantalizminin güçlü bir tenkidi vardır. Bu ek-ler, eseri tercüme havasından çıkarıp tercüme-ek-telif şekline sokmaktadır. Ki bu ek-lerde yer alan performans, bir felsefeci olarak Ahmed Naîm’in kimliğini daha yakından görmeye imkan tanımaktadır.
Diğer taraftan “İlmü’n-Nefs” Tercümesi’nde modern psikoloji konuları, metafizik boyutlarıyla birlikte işlenmektedir. Bu yönüyle eser salt fizyolojiye indirgenmiş psikoloji anlayışının ötesinde, daha bütünlüklü ve derinlikli bir psikoloji tasavvurunu mümkün kılmaktadır.
Uploads
KLASİK VE ÇAĞDAŞ METİNLERLE DİN FELSEFESİ by Recep Alpyağıl
Recep Alpyağıl
Özet
Bu tebliğde, İsmail Fennî Ertuğrul (1855-1946) tarafından yapılan materyalizm eleştirileri ele alınacaktır. O, bir eserini tamamen bu konuya hasretmiştir: Maddiyûn Mezhebinin İzmihlâli. Daha sonra burada işlediği temel meseleleri, Küçük Kitapta Büyük Mevzular adını verdiği bir başka kitapta her seviyeden okur için yeniden kaleme almıştır. Onun bu son çalışması, bir yazım türü olarak modern dönemde oldukça popüler olmuştur. Özellikle gençlerin değişen okuma ve öğrenme alışkanlıkları ile birlikte, onlar için yazılanların da güncellenmesi kaçınılmaz olmaktadır. İsmail Fennî anılan eserlerde, materyalizm eleştirisi için iki temel argüman kullanmaktadır: Kozmolojik delil ve teleolojik delil. Bu iki klasik argüman, onun tarafından modern bilimin verileri ile de harmanlanmıştır. Bunlar içinde “radyo-aktivite”nin keşfinden hareketle yapılan materyalizm eleştirisi, tebliğimizde ayrıca ele alınacaktır. Zira modern bilimin sunduğu izahlar, ateistik ve teistik temellendirmeler için kullanılabilmektedir. Durum, bugün için de çok farklı değildir. Bu itibarla, din ve bilim ilişkilerinin sağlam bir metafizik üzerine kurulu olması önem arz etmektedir. İsmail Fennî, bunu çok iyi kavramış ve sadece kendi dönemi için değil bugün için de geçerli olan bir model sunmuştur. Son tahlilde İsmail Fennî’nin mirasından her seviyeden okur için devşirilebilecek hususlar var görünmektedir.
KASHF-I KADIM [THE DISCOVERY OF CLASSICAL] FOR YOUTH: ISMAIL FENNI'S CRITICISM OF MATERIALISM
Abstract
In this paper, the criticisms of materialism made by Ismail Fenni Ertugrul (1855-1946) will be discussed. He devoted one of his works entirely to this subject: Maddiyûn Mezhebinin İzmihlâli [Decline of Materialism]. Ismail Fenni uses two main arguments against materialism: Cosmological and teleological argument. These are two classical arguments were also blended by him with the data of modern science. Because of the explanations of science can be used for atheistic and theistic justifications, the relations between religion and science should be based on a solid metaphysics. Ismail Fenni understood this very well and presented a model that is valid not only for his period but also for today. In the final analysis, it seems that there are issues that can be gathered from the legacy of Ismail Fenni from all levels.
İmam Eş’arî’den Bâkıllânî’ye, Cüveynî’den Kadı Beyzâvî’ye, Taftazânî’den Devvânî’ye, Ali Kuşçu’dan Lârî’ye, Babanzade Ahmed Naim’den Mustafa Sabri Efendi’ye… Eş’arîliği çok yönlü bir şekilde ve derinlemesine kavramak isteyen okurlar için, sahanın uzmanları akademisyenlerin katkılarıyla oluşmuş disiplinlerarası bir çalışma.
Bu cildin, Türkçedeki felsefe çalışmaları için özellikle görünür kılmak istediği husus Meşşâiyûnun aslında İlâhiyûn oluşlarıdır… Klasik felsefe ilimleri içinde en yüce mertebede olan ilm-i ilâhînin (felsefe-i ûlânın, ilm-i a’lânın, mâ-kable’t-tabîanın, mâ-ba’de’t-tabîanın/bugünkü adıyla metafiziğin) geri dönüşüdür… İlahiyâtın, felsefenin aslî yuvası oluşudur… Varlığın evinin İlahiyât oluşudur.
Bu ciltte okurların, Oryantalist literatürün şekillendirdiği bir perspektifin ötesinde bir Medrese-i Meşşâî-lik bulacaklarını umuyoruz.
FELSEFE DİLİ OLARAK TÜRKÇENİN ARKEOLOJİSİ by Recep Alpyağıl
İlk defa gün yüzüne çıkan arşiv belgelerinin tıpkıbasımı ve çeviriyazıları ile birlikte yayına hazırlanan bu kitap ile birlikte karanlıkta kalan birçok nokta aydınlanacak, dahası birçok konu da yeniden yazılmak durumunda kalacak görünüyor.
Hilmi Ziya Ülken
Tek cümleyle, Meslekler Vokabüleri bugünkü Türkçe felsefe dilinde tutunan veya halen tutunamayan felsefe terimlerinin nasıl bir süreçte evrildiklerinin anlaşılabilmesi için vazgeçilemez kaynaklardan biridir.
Diğer taraftan “İlmü’n-Nefs” Tercümesi’nde modern psikoloji konuları, metafizik boyutlarıyla birlikte işlenmektedir. Bu yönüyle eser salt fizyolojiye indirgenmiş psikoloji anlayışının ötesinde, daha bütünlüklü ve derinlikli bir psikoloji tasavvurunu mümkün kılmaktadır.
Recep Alpyağıl
Özet
Bu tebliğde, İsmail Fennî Ertuğrul (1855-1946) tarafından yapılan materyalizm eleştirileri ele alınacaktır. O, bir eserini tamamen bu konuya hasretmiştir: Maddiyûn Mezhebinin İzmihlâli. Daha sonra burada işlediği temel meseleleri, Küçük Kitapta Büyük Mevzular adını verdiği bir başka kitapta her seviyeden okur için yeniden kaleme almıştır. Onun bu son çalışması, bir yazım türü olarak modern dönemde oldukça popüler olmuştur. Özellikle gençlerin değişen okuma ve öğrenme alışkanlıkları ile birlikte, onlar için yazılanların da güncellenmesi kaçınılmaz olmaktadır. İsmail Fennî anılan eserlerde, materyalizm eleştirisi için iki temel argüman kullanmaktadır: Kozmolojik delil ve teleolojik delil. Bu iki klasik argüman, onun tarafından modern bilimin verileri ile de harmanlanmıştır. Bunlar içinde “radyo-aktivite”nin keşfinden hareketle yapılan materyalizm eleştirisi, tebliğimizde ayrıca ele alınacaktır. Zira modern bilimin sunduğu izahlar, ateistik ve teistik temellendirmeler için kullanılabilmektedir. Durum, bugün için de çok farklı değildir. Bu itibarla, din ve bilim ilişkilerinin sağlam bir metafizik üzerine kurulu olması önem arz etmektedir. İsmail Fennî, bunu çok iyi kavramış ve sadece kendi dönemi için değil bugün için de geçerli olan bir model sunmuştur. Son tahlilde İsmail Fennî’nin mirasından her seviyeden okur için devşirilebilecek hususlar var görünmektedir.
KASHF-I KADIM [THE DISCOVERY OF CLASSICAL] FOR YOUTH: ISMAIL FENNI'S CRITICISM OF MATERIALISM
Abstract
In this paper, the criticisms of materialism made by Ismail Fenni Ertugrul (1855-1946) will be discussed. He devoted one of his works entirely to this subject: Maddiyûn Mezhebinin İzmihlâli [Decline of Materialism]. Ismail Fenni uses two main arguments against materialism: Cosmological and teleological argument. These are two classical arguments were also blended by him with the data of modern science. Because of the explanations of science can be used for atheistic and theistic justifications, the relations between religion and science should be based on a solid metaphysics. Ismail Fenni understood this very well and presented a model that is valid not only for his period but also for today. In the final analysis, it seems that there are issues that can be gathered from the legacy of Ismail Fenni from all levels.
İmam Eş’arî’den Bâkıllânî’ye, Cüveynî’den Kadı Beyzâvî’ye, Taftazânî’den Devvânî’ye, Ali Kuşçu’dan Lârî’ye, Babanzade Ahmed Naim’den Mustafa Sabri Efendi’ye… Eş’arîliği çok yönlü bir şekilde ve derinlemesine kavramak isteyen okurlar için, sahanın uzmanları akademisyenlerin katkılarıyla oluşmuş disiplinlerarası bir çalışma.
Bu cildin, Türkçedeki felsefe çalışmaları için özellikle görünür kılmak istediği husus Meşşâiyûnun aslında İlâhiyûn oluşlarıdır… Klasik felsefe ilimleri içinde en yüce mertebede olan ilm-i ilâhînin (felsefe-i ûlânın, ilm-i a’lânın, mâ-kable’t-tabîanın, mâ-ba’de’t-tabîanın/bugünkü adıyla metafiziğin) geri dönüşüdür… İlahiyâtın, felsefenin aslî yuvası oluşudur… Varlığın evinin İlahiyât oluşudur.
Bu ciltte okurların, Oryantalist literatürün şekillendirdiği bir perspektifin ötesinde bir Medrese-i Meşşâî-lik bulacaklarını umuyoruz.
İlk defa gün yüzüne çıkan arşiv belgelerinin tıpkıbasımı ve çeviriyazıları ile birlikte yayına hazırlanan bu kitap ile birlikte karanlıkta kalan birçok nokta aydınlanacak, dahası birçok konu da yeniden yazılmak durumunda kalacak görünüyor.
Hilmi Ziya Ülken
Tek cümleyle, Meslekler Vokabüleri bugünkü Türkçe felsefe dilinde tutunan veya halen tutunamayan felsefe terimlerinin nasıl bir süreçte evrildiklerinin anlaşılabilmesi için vazgeçilemez kaynaklardan biridir.
Diğer taraftan “İlmü’n-Nefs” Tercümesi’nde modern psikoloji konuları, metafizik boyutlarıyla birlikte işlenmektedir. Bu yönüyle eser salt fizyolojiye indirgenmiş psikoloji anlayışının ötesinde, daha bütünlüklü ve derinlikli bir psikoloji tasavvurunu mümkün kılmaktadır.
İlm-i Hikmet/Felsefe, günümüzde yeni yeni canlanan bir felsefe yapma metodunun, karşılaşılmalı felsefe, özel ve başarılı bir numunesi. Esasında, Osmanlı’nın son asrında, Garb ile karşılaşan Müslüman düşünürlerdeki en önemli hususiyetlerden birisi de; bu yeni vasattaki tefekkür birikiminin bir örneğini, bir benzerini kendi miraslarında bulma ve bundan hareketle mukayeseler yapma performansı idi. Bu, onların kendilerine dönük özgüvenlerinin, öz bilinçlerinin tabii bir neticesiydi. Derin bir gramere yaslı olan bu karşılaşılmalı kavrayış, “basitçe başkalarında olanın bizde de var olduğunu söylemenin ötesinde”, hakikaten bizde var olandan kaynaklanan bir felsefe yapma yoludur.
Türkçede düşünen, yazan ve okuyan herkes için hikmet ve felsefe dolu bir eser.
Daha önce yayınevimizden çıkmış olan İsbât-ı Vâcib ve Metâlib-i Âliye adlı eserler ile bu eser birbirlerini tamamlayıcı bir muhtevadadır.
“el-Burhân alâ…” en başta II. Abdülhamid dönemi olmak üzere; siyaset çalışmaları, kimlik teorileri, rûmîlik, tarihin sonu, fütürizm, gelecek bin yıllar vb. gibi birçok sahadaki tezleri gözden geçirmeyi gerektirecek güçte bir metin. Küçük gibi görünen, ama dekonstrüksiyoncu anlamda büyük yapıları söküme uğratacak bir eser el-Burhân alâ Bekâi Mülki Benî Osman ilâ Âhiri’z-Zaman …
“el-Burhân alâ…” en başta II. Abdülhamid dönemi olmak üzere; siyaset çalışmaları, kimlik teorileri, rûmîlik, tarihin sonu, fütürizm, gelecek bin yıllar vb. gibi birçok sahadaki tezleri gözden geçirmeyi gerektirecek güçte bir metin. Küçük gibi görünen, ama dekonstrüksiyoncu anlamda büyük yapıları söküme uğratacak bir eser el-Burhân alâ Bekâi Mülki Benî Osman ilâ Âhiri’z-Zaman …
Bu yazıda ilk aşamada, Heidegger’in 1933’te Neler Oldu? adlı söyleşisi üzerinden, Türkiye’deki 1933 tartışılmaktadır: 1933’teki Üniversite reformu, 1933’te görevinden uzaklaştırılan felsefe bölümü hocası Babanzade Ahmed Naim ve 1933 Nazi Almanya’sından kaçarak onun yerine Türkiye’ye gelen neo-pozitivist felsefeci Hans Reichenbach. İkinci aşamada ise, Heidegger’in anılan yazısından hareketle, bazı saptamalar yapılmaktadır: Türkiye’deki felsefecilerin, 1933’e dönük Heideggeryen türden bir hesaplaşma yapılma zarureti vardır. 1933’de, Reichenbach’ın Türkiye’de oluşu, ancak felsefenin -ek’li doğası içinde anlamlı olabilir. Bu ek olmaksızın düşünüldüğünde –ki tarihsel olarak böyle olmuştur- Reichenbach’ın konumu felsefeyi sadece bilime zorlayan bir şiddeti temsil eder. 1933’e kadar, Türkçe felsefe bir şekilde, edebiyat, edebiyatın iç içe olduğu tasavvuf, metafizik ve ilim üzerinden kendi yolunda ilerlemekte idi. 1933’e gelindiğinde, Reichenbach üzerinden edebiyat, edebiyatın iç içe olduğu tasavvuf ve metafizik Türkçe felsefeden elenmiştir. Bugünden bakıldığında, kopan bağların, yıkılan köprülerin yeniden kurulması gerekmektedir. Son olarak, işaret edilen bu hususlar Peyami Safa ve Heidegger ilişkileri üzerinden örneklendirilmeye çalışılmıştır.