Papers by Betul Bayraktar
Janus Bifrons: Postcolonial Criticism of Around the World in Eighty Days (Janus’un İki Yüzü: Seksen Günde Devr-i Âlem Romanının Postkolonyal Eleştirisi), 2020
Gülme, sınır tanımazlığı sayesinde korkulara karşı zafer kazandırır. Gülünç unsurlar bulunduran, ... more Gülme, sınır tanımazlığı sayesinde korkulara karşı zafer kazandırır. Gülünç unsurlar bulunduran, gerçekliğin oyun olarak algılandığı mizahî metinler eleştiri niteliği taşır. Aynı zamanda düşündüren ve sorgulatan mizah, dış gerçekliği sanatsal bir üslupla okura gösterir. Kendi içinde altbaşlıklara ayrılan mizahın kapsadığı ironi ise tersten söyleme ile metnin altındaki gerçekliğe gönderme yapan sarsıcı bir temele sahiptir. İroni içeren metinlerde birey-kurum-toplum dizgesinde aksaklıklar/sorunlar ima yoluyla yansıtılarak eleştirilir.
Yol boyunca gezdirdiği ayna ile kabuk tutmuş yaralarını göremeyen bireyi ve toplumu uyaran Ayfer Tunç, 1989 sonrası öykü ve romanları ile Türk Edebiyatı’nda yer alır. Yazarın Ortaçağ halk festivallerini andıran Bir Deliler Evinin Yalan Yanlış Anlatılan Kısa Tarihi adlı eseri, zaman ve mekânın devingen yapısı içinde gülme ögesi çevresinde kurgulanır. Bir koordinat düzleminde yatay ve dikey boyutlarda çoğalıp, katlanarak büyüyen eserde Türk toplumunun 1800’lerden günümüze kadar panoraması çizilir. Sınırların kalktığı ve rollerin değiştiği bir karnaval roman örneği olan anlatıda toplumsal ironi ile kaybedilenler sorgulanır.
Bu çalışmada romanın asli yapı unsurlarından mekân merkezli olarak romandaki ironik söylem incelenecektir. Deli, deli-değil diyalektiğindeki sorgulamada bağlantılar zinciri içinde tükeniş ve başlangıçlar şeklinde süreklilik arzeden grotesk imgelem ile Türk coğrafyasında bireyden topluma yaşanan çözülüşün ironisi analiz edilecektir. İroninin aynasında görünenlerin, toplumun görmek istemediği yüzü olduğu ortaya konacaktır.
Sanayi Devrimi’nden sonra her geçen gün gelişen teknoloji, çevre sorunlarını beraberinde getiri... more Sanayi Devrimi’nden sonra her geçen gün gelişen teknoloji, çevre sorunlarını beraberinde getirir. İnsanın çevreye olumsuz müdahalesinin artması ozon tabakasının incelmesi, çevre kirliliği, hava kirliliği ve su kirliliğine sebep olur. Ayrıca toprağa ve dolayısıyla toprakta yetişen şeylerin alanına müdahale edilmesi geri dönüşü olmayan sorunlara yol açar. Söz konusu problem ele alınıp, çevre duyarlılığı oluşturmak üzere bazı platformlar kurulur. Bu bağlamda insanı bilinçlendirmede edebi eserlerden de faydalanmaya başlanılır. Sanatkârlar eserlerinde doğaya ait unsurlara yer vererek, bunların arka planında doğanın korunması gerektiğini anlatır.
1980 sonrası Türk öykücülüğünde Mustafa Kutlu, birey-toprak ilişkisinin sağlam olması halinde bireyin kendisi olarak kaldığını ancak bu ilişkinin bozulması sonucunda bireyin yabancılaşmasının kaçınılmaz olduğunu anlatır. Taşradan İstanbul’a göç etmiş Kutlu’ya göre kaybedilen değerler doğadan uzaklaşmanın sonucudur. Kutlu’nun toprak ve doğa ile ilgili düşünceleri Türk düşünce tarihinin önemli simalarından Nurettin Topçu fikir dünyasının ardılı şeklindedir. Öyküleri ise söz konusu düşüncenin sanatkâr bir üslupla anlatımıdır.
Mustafa Kutlu’nun 1979 ile 2015 arası 23 öykü kitabı yayımlanır. Öykülerinde doğa bilinci yoğun bir şekilde görülür ve işlevsel açıdan bireyin varoluşu doğayla olan ilişkisine bağlanır. Bu çalışmada doğa; bireyin kendisi olması/ yabancılaşması açısından irdelendi. Çevreci eleştirinin ne olduğu, kimler tarafından çalışmalar yapıldığı ve eleştirinin tarihsel sürecine değinildikten sonra edebiyattaki yaklaşımları incelendi. Ardından toprak, su, ruh-ı kâinat ve yabancılaşanlar/kendisi kalanlar başlıkları altında Kutlu öyküleri tahlil edildi.
Anahtar Kelimeler: Eko Eleştiri, Mustafa Kutlu, Öykü, Yabancılaşma, Kendisi Olma.
Conference Presentations by Betul Bayraktar
Book Reviews by Betul Bayraktar
Uploads
Papers by Betul Bayraktar
Yol boyunca gezdirdiği ayna ile kabuk tutmuş yaralarını göremeyen bireyi ve toplumu uyaran Ayfer Tunç, 1989 sonrası öykü ve romanları ile Türk Edebiyatı’nda yer alır. Yazarın Ortaçağ halk festivallerini andıran Bir Deliler Evinin Yalan Yanlış Anlatılan Kısa Tarihi adlı eseri, zaman ve mekânın devingen yapısı içinde gülme ögesi çevresinde kurgulanır. Bir koordinat düzleminde yatay ve dikey boyutlarda çoğalıp, katlanarak büyüyen eserde Türk toplumunun 1800’lerden günümüze kadar panoraması çizilir. Sınırların kalktığı ve rollerin değiştiği bir karnaval roman örneği olan anlatıda toplumsal ironi ile kaybedilenler sorgulanır.
Bu çalışmada romanın asli yapı unsurlarından mekân merkezli olarak romandaki ironik söylem incelenecektir. Deli, deli-değil diyalektiğindeki sorgulamada bağlantılar zinciri içinde tükeniş ve başlangıçlar şeklinde süreklilik arzeden grotesk imgelem ile Türk coğrafyasında bireyden topluma yaşanan çözülüşün ironisi analiz edilecektir. İroninin aynasında görünenlerin, toplumun görmek istemediği yüzü olduğu ortaya konacaktır.
1980 sonrası Türk öykücülüğünde Mustafa Kutlu, birey-toprak ilişkisinin sağlam olması halinde bireyin kendisi olarak kaldığını ancak bu ilişkinin bozulması sonucunda bireyin yabancılaşmasının kaçınılmaz olduğunu anlatır. Taşradan İstanbul’a göç etmiş Kutlu’ya göre kaybedilen değerler doğadan uzaklaşmanın sonucudur. Kutlu’nun toprak ve doğa ile ilgili düşünceleri Türk düşünce tarihinin önemli simalarından Nurettin Topçu fikir dünyasının ardılı şeklindedir. Öyküleri ise söz konusu düşüncenin sanatkâr bir üslupla anlatımıdır.
Mustafa Kutlu’nun 1979 ile 2015 arası 23 öykü kitabı yayımlanır. Öykülerinde doğa bilinci yoğun bir şekilde görülür ve işlevsel açıdan bireyin varoluşu doğayla olan ilişkisine bağlanır. Bu çalışmada doğa; bireyin kendisi olması/ yabancılaşması açısından irdelendi. Çevreci eleştirinin ne olduğu, kimler tarafından çalışmalar yapıldığı ve eleştirinin tarihsel sürecine değinildikten sonra edebiyattaki yaklaşımları incelendi. Ardından toprak, su, ruh-ı kâinat ve yabancılaşanlar/kendisi kalanlar başlıkları altında Kutlu öyküleri tahlil edildi.
Anahtar Kelimeler: Eko Eleştiri, Mustafa Kutlu, Öykü, Yabancılaşma, Kendisi Olma.
Conference Presentations by Betul Bayraktar
Book Reviews by Betul Bayraktar
Yol boyunca gezdirdiği ayna ile kabuk tutmuş yaralarını göremeyen bireyi ve toplumu uyaran Ayfer Tunç, 1989 sonrası öykü ve romanları ile Türk Edebiyatı’nda yer alır. Yazarın Ortaçağ halk festivallerini andıran Bir Deliler Evinin Yalan Yanlış Anlatılan Kısa Tarihi adlı eseri, zaman ve mekânın devingen yapısı içinde gülme ögesi çevresinde kurgulanır. Bir koordinat düzleminde yatay ve dikey boyutlarda çoğalıp, katlanarak büyüyen eserde Türk toplumunun 1800’lerden günümüze kadar panoraması çizilir. Sınırların kalktığı ve rollerin değiştiği bir karnaval roman örneği olan anlatıda toplumsal ironi ile kaybedilenler sorgulanır.
Bu çalışmada romanın asli yapı unsurlarından mekân merkezli olarak romandaki ironik söylem incelenecektir. Deli, deli-değil diyalektiğindeki sorgulamada bağlantılar zinciri içinde tükeniş ve başlangıçlar şeklinde süreklilik arzeden grotesk imgelem ile Türk coğrafyasında bireyden topluma yaşanan çözülüşün ironisi analiz edilecektir. İroninin aynasında görünenlerin, toplumun görmek istemediği yüzü olduğu ortaya konacaktır.
1980 sonrası Türk öykücülüğünde Mustafa Kutlu, birey-toprak ilişkisinin sağlam olması halinde bireyin kendisi olarak kaldığını ancak bu ilişkinin bozulması sonucunda bireyin yabancılaşmasının kaçınılmaz olduğunu anlatır. Taşradan İstanbul’a göç etmiş Kutlu’ya göre kaybedilen değerler doğadan uzaklaşmanın sonucudur. Kutlu’nun toprak ve doğa ile ilgili düşünceleri Türk düşünce tarihinin önemli simalarından Nurettin Topçu fikir dünyasının ardılı şeklindedir. Öyküleri ise söz konusu düşüncenin sanatkâr bir üslupla anlatımıdır.
Mustafa Kutlu’nun 1979 ile 2015 arası 23 öykü kitabı yayımlanır. Öykülerinde doğa bilinci yoğun bir şekilde görülür ve işlevsel açıdan bireyin varoluşu doğayla olan ilişkisine bağlanır. Bu çalışmada doğa; bireyin kendisi olması/ yabancılaşması açısından irdelendi. Çevreci eleştirinin ne olduğu, kimler tarafından çalışmalar yapıldığı ve eleştirinin tarihsel sürecine değinildikten sonra edebiyattaki yaklaşımları incelendi. Ardından toprak, su, ruh-ı kâinat ve yabancılaşanlar/kendisi kalanlar başlıkları altında Kutlu öyküleri tahlil edildi.
Anahtar Kelimeler: Eko Eleştiri, Mustafa Kutlu, Öykü, Yabancılaşma, Kendisi Olma.