Dinbilimleri akademik araştırma dergisi, Feb 1, 2012
In this article, it is dealt with the “phenomenon of 10/40 window” which was coined and propounde... more In this article, it is dealt with the “phenomenon of 10/40 window” which was coined and propounded by missionary strategist Luis Bush in 1989. The 10/40 Window is the rectangular area extends from West Africa to East Asia, from 10 degrees north to 40 degrees north of the equator. Several important considerations make the region very important for Christian mission. For example it has historical and biblical significance, it contains three of the world’s dominant religious blocs: Islam, Hinduism and Buddhism, and it is the home of the world’s least evangelized countries and megacities. Therefore 10/40 window is considered as a battlefield for christian missionaries. It is expected that this study can contribute to readers and researchers for a better understanding of contemporary christian mission, who is interested in Christianity in general and christian mission in particular.
Journal of Divinity, Faculty of Hitit University, Jun 1, 2009
Doc. Dr. Ali Riza AYDIN (Ondokuz Mayis U. Ilahiyat Fakultesi) Doc. Dr. Bayram Ali CETINKAYA (E... more Doc. Dr. Ali Riza AYDIN (Ondokuz Mayis U. Ilahiyat Fakultesi) Doc. Dr. Bayram Ali CETINKAYA (Eskisehir Osman Gazi U. Ilahiyat Fakultesi) Doc. Dr. Erkan PERŞEMBE (Ondokuz Mayis U. Ilahiyat Fakultesi)
Hitit Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Jun 1, 2009
Bilindiği üzere Hıristiyanlık, tabiatı itibariyle yayılmacı özelliğe sahip misyoner karakterli bi... more Bilindiği üzere Hıristiyanlık, tabiatı itibariyle yayılmacı özelliğe sahip misyoner karakterli bir inanç olup bu karakteri gereği başlangıçtan itibaren erkek-kadın, tüm Hıristiyanlar, Hıristiyanlığı yaymak için yoğun çaba sarf etmektedirler. Bununla birlikte ilk dönemden günümüze Hıristiyanlığın yayılışı ve Hıristiyan misyon tarihini ele alan kaynaklara bakıldığında Hıristiyan kadınların misyonerlik faaliyetlerindeki yeri ve rollerinin ihmal edildiği görülmektedir. Halbuki tarihsel süreç incelendiğinde kadınların Hıristiyanlığın başlangıç döneminden itibaren misyon sahasında yerlerini aldıklarını ve üstlendikleri bir takım sorumluluklarla Hıristiyanlığın yayılış sürecine önemli katkılar sağladıklarını söylemek mümkündür. Bu çalışmada, ilk dönemden başlayarak Hıristiyanlığın yayılış serüveni içerisinde kadın misyonerlerin yeri ve yürüttükleri faaliyetler üzerinde durulmaktadır.
Dinbilimleri akademik araştırma dergisi, Mar 29, 2019
“Tanri’nin Cocuklari” ya da simdiki adiyla “Aile”, bir Hiristiyan evanjelik vaiz olan David Berg ... more “Tanri’nin Cocuklari” ya da simdiki adiyla “Aile”, bir Hiristiyan evanjelik vaiz olan David Berg (1919-1994)’in liderliginde 1960’li yillarda ABD’de ortaya cikmis bir yeni dini harekettir. Hareket, 1970’lerin sonuna dogru, diger hususlarin yaninda ozellikle cinsel uygulamalarindaki farkliliklar dolayisiyla yogun bir bicimde akademik ve populer tartismalara konu olmustur. Berg’in cinsellik konusundaki yorumlari yetiskinler, cocuklar ve daha tehlikelisi yetiskinler ve cocuklar arasindaki gelisiguzel cinsel iliskileri sadece gormezden gelmekle kalmamis, ayni zamanda cesaretlendiren bir inanc sisteminin ortaya cikmasina neden olmustur. Berg’in cinsel iliskilere yonelik vurgusu gruptaki kadin uyeler tarafindan - insan bedeni acisindan - cesitli inanclarin benimsenmesine yol acmistir. Bu baglamda Tanri’nin Cocuklari hareketi icerisindeki cinsel iliskilerin bir yonunu “flortle avlama” olarak bilinen strateji olusturmaktadir. Bu uygulamada kadin uyeler erkek uyeleri cekmenin bir yolu olarak cinselliklerini kullanmaya tesvik edilmistir. Bu calismada, bedene yonelik sosyal teorilere deginmeksizin, flortle balik avlamanin arkaplani, kapsam ve mahiyeti, kadinlarin flortle balik avlamanin fiziksel ve duygusal yonlerine nasil katlanabildikleri, grubun genel inanc sistemi dogrultusunda davranislarini nasil anlamlandirdiklari ve flortle balik avlamanin etki ve yansimalari gibi hususlar uzerinde durulmaktadir. Bu konulari arastirirken, basta beden, cinsellik ve flortle balik avlamadan soz eden Berg’in mektuplari, Miriam Williams ve Rose McGowan gibi hareketten ayrilan bazi kadin uyelerin otobiyografileri, kendileriyle yapilan roportajlarda konuya iliskin bilgiler paylasan diger bazi kadin uyelerin yorumlari ve diger ikincil kaynaklardan yararlanilmistir.
Kuşkusuz 11 Eylül saldırıları tarihin en büyük ve en kanlı terör eylemi olarak insanların zihnind... more Kuşkusuz 11 Eylül saldırıları tarihin en büyük ve en kanlı terör eylemi olarak insanların zihnindeki yerini almış durumdadır. Bu eylem yapılma şekli itibariyle yani bir sivil hedefe yine sivil insanlar kullanılarak gerçekleştirmesi nedeniyle de çok tartışılmış olmakla birlikte bir o kadar daha tartışılan konu yapanların kimliği sorunudur. Her ne kadar hâlâ tam olarak kimler tarafından yapıldığı net olarak ortaya konulamamış olsa da uçaklarda yer aldıkları söylenilen ve çoğu Ortadoğu kökenli bir grup genç insan tarafından yapıldığı iddia edilmektedir. Bu gençlerin Ortadoğu kökenli olmaları ve Müslüman olmaları hatta radikal bazı İslâmî gruplarla (Üsame b. Laden, Taliban gibi) ilişkilendirilmeleri dikkatlerin bir anda eylemden çok İslâm'a yönelmesine neden olmuş ve Batı dünyasında İslâm'ın terörist bir din olarak anılmasına neden olmuştur. 11 Eylül İslâm'ın terörle doğ-
Recep tayyip erdoğan üniversitesi ilahiyat fakültesi dergisi, Jun 30, 2012
Bilindiği üzere Dinler Tarihi [Religionswissenschaft]; yaklaşık bir buçuk asırdır beşeri bilimler... more Bilindiği üzere Dinler Tarihi [Religionswissenschaft]; yaklaşık bir buçuk asırdır beşeri bilimler içinde bulunan, otonomisini ispatlamış, normatif olmayan, herhangi bir dinin savunuculuğunu yapmayan, karşılaştırma, tarihsel ve fenomenolojik yöntemleri kullanan bir disiplin olarak varlığını sürdürmektedir. Dinler Tarihi, dinleri doğuş ve gelişmesinden inanç, ibadet, ahlak vb konularına kadar tarihi seyir içinde inceleyen; karşılaştırmalı incelemelere göre; dinlerin diğer dinlerle olan ilişkilerini benzer, farklı ve ortak özelliklerini karşılaştırmalı olarak ele alan bir disiplindir ve konusu tarih sahnesinde ortaya çıkmış bütün dinlerdir. Gerek Batı'da gerekse ülke-
MİLEL VE NİHAL inanç, kültür ve mitoloji araştırmaları dergisi, Mar 1, 2010
This article deals with the “Short-Term Missions” which came into being in the second half of the... more This article deals with the “Short-Term Missions” which came into being in the second half of the twentieth century and has become a very popular mission trend among Christians. After a brief introduction, which describes what this new trend and its content are, it examines the attractive aspects of this trend, its contributions to Christian missionary works, its negative aspects, some recommendations to short-term missionaries, and various statistical data concerned with the subject. Some churches and missionary organizations believe that this new trend has provided important contribution to Christian missionary efforts and will continue to do so. This situation makes the new paradigm for the mission an urgent in the sense of a better understanding of the present day Christian mission
Bu çalışma, Roma Katolik Kilisesi’nin eşcinselliğe ve eşcinsel birlikteliklere bakışını konu edin... more Bu çalışma, Roma Katolik Kilisesi’nin eşcinselliğe ve eşcinsel birlikteliklere bakışını konu edinmektedir. Bu bağlamda çalışmada Kutsal Kitap literatürü, Kilise babalarının görüşleri, yayımlanan bildiriler ve papaların söylemlerinden hareketle Kilise’nin eşcinselliğe ilişkin öğretilerinin tarihsel gelişimi incelenmektedir. Nitekim yirminci yüzyılın ikinci yarısından itibaren toplumsal cinsiyet eşitsizliği, cinsel yönelim ve cinsel tercih özgürlüğü söylemleri ile küresel çapta büyük bir ivmeye sahip olan LGBTQIA+ hareketi, Kilise için de önemli bir endişe meselesi haline gelmiştir. Konu hakkında ilan ettiği belgelerde Roma Curia, eşcinsel eylemlerin doğa yasasına ve iffete aykırı bir günah olduğu yönündeki sürekli öğretisini devam ettirmiştir. Kilise içinden gelen tepkiler açısından bakıldığında ise Magisterium’un bu konudaki öğretileri, gelenekçi Katolik teologlar cephesinde kabul görürken bazı revizyonist teologlar tarafından ise tepkiyle karşılanarak eleştirilmiştir. Bu iki grup a...
WOS: 000468295600001'The Children of God" (COG), now called "The Family", is a... more WOS: 000468295600001'The Children of God" (COG), now called "The Family", is a new religious movement emerged during the late 1960s under the leadership of the Christian evangelical preacher, David Berg (1919-1994). By the late 1970s, the group had engendered a great deal of academic and popular debate due to, among other things, its controversial sexual practices. Berg's reinterpretation of sexuality emerged a belief system that not only condoned, but also actively encouraged, sexual promiscuity between adults, between children, and most alarmingly, between adults and children. Heavy emphasis Berg placed upon sexual relationships contributed to the adoption of specific beliefs in terms of the human body, especially for the women in the group. One aspect of sexual relations within the COG is "Flirty Fishing" strategy. It is a practice that encouraged female members to proselytize using their sexuality as a tool to attract new male converts. in this s...
Dini çoğulculuk, geleneksel Hıristiyan Batı dünyasında var olan bir realitedir ve gittikçe artan ... more Dini çoğulculuk, geleneksel Hıristiyan Batı dünyasında var olan bir realitedir ve gittikçe artan bir hızla geleneksel olarak bir "Hıristiyan ülke" diye bilinen Güney Afrika'da da kontekstin parçası olmaktadır. Güney Afrika'daki sosyopolitik düzendeki değişiklikler, çok dinli bir konteksti teşvik etmiştir. Daha önce yaşayan Hıristiyanlar, ayrı dünyalarda yaşadıkları için diğer dinlerin azınlıklarını görmezden gelebiliyordu. Oysa bugün, farklı dini inançlara sahip insanlar, aynı toplumlarda komşu olarak yaşadıkları için birbirinin farkında olmaya mecbur kalmışlardır. Günümüzde farklı inançlara mensup insanlar, mahalle, il ve millet meclislerinde, yönetimde ve iktisadi kurumlarda birlikte çalışmaktadırlar. Kitle iletişim araçları, dünyamızı küçültmekte ve bizim farklı dini geleneklere sahip insanların görüşleri, doktrinleri ve dinsel tecrübeleriyle gündelik olarak karşılaşmamızı sağlamaktadır. Sonuçta artık hiçbir birey ya da hiçbir toplum, diğer dinlerin mensuplarından kendini tecrit ederek yaşayamaz hale gelmiştir. Çok dinli kontekstin bir diğer karakteristiği, Budizm, Hinduizm ve İslam gibi dinler, genel bir Rönesans ve artan bir misyoner endişe yaşıyorken pek çok Hıristiyan kilisesinin, misyoner coşkusunu kaybetmesidir. Birçok durumda Hıristiyanlar, kendilerini misyonun hedefi/nesnesi olarak bulmuşlardır. Liberal teolojinin etkisi altında ya da sekülerizmin saldırısı nedeniyle Hıristiyanlar, sarsılmaz dini gerçeklere olan imanı yitiriyorken diğer dinlerin mensupları, nihai değerler ve hakikatler olarak kendi inançlarını yaymaya devam etmektedirler. Bu şekilde liberalizm ve sekülarizm, Hıristiyan inancına yönelik erozyona katkı sağlamış ve Hıristiyanların diğer dinlere geçişini kolaylaştırmıştır. Pek çok örnekte görüldüğü
Yönetim Ekonomi Edebiyat İslami ve Politik Bilimler Dergisi, 2022
Bu çalışmada yeni dini hareketler olarak nitelenen oluşumlara üyelik süreci ve üyelik için gerçek... more Bu çalışmada yeni dini hareketler olarak nitelenen oluşumlara üyelik süreci ve üyelik için gerçekleştirilen ritüeller ve uygulamalar inceleme konusu yapılmaktadır. Mutlak otoriteye sahip bir karizmatik lider ve belirli bir ideoloji etrafında toplanma özellikleriyle ön plana çıkan yeni dini hareketler, geleneksel dini anlayış ve kurumlara meydan okuyarak onların yerini almaya çalışmaktadır. Bu açıdan söz konusu hareketlerin farklı yönleriyle sorgulandıkları ve çeşitli araştırmalara konu edildikleri görülmektedir. Yeni dini hareketlerin sorgulanan ve merak edilen yönlerinden biri de hiç kuşkusuz insanların bu tür oluşumlara katılım süreçlerine ilişkindir. Yeni dini hareketlerin önemli bir bölümü yeni elde ettikleri üyeleri gruba dahil ederken bir takım ritüel, uygulama ve sembollere yer vermektedir. Bazı YDH’ler, vaftiz uygulamasında olduğu gibi, içinden çıktıkları ya da etkilendikleri geleneksel dinin ritüelini aynen ya da belli oranda değişiklerle benimseyip uygularken bazı hareketl...
Dinbilimleri akademik araştırma dergisi, Feb 1, 2012
In this article, it is dealt with the “phenomenon of 10/40 window” which was coined and propounde... more In this article, it is dealt with the “phenomenon of 10/40 window” which was coined and propounded by missionary strategist Luis Bush in 1989. The 10/40 Window is the rectangular area extends from West Africa to East Asia, from 10 degrees north to 40 degrees north of the equator. Several important considerations make the region very important for Christian mission. For example it has historical and biblical significance, it contains three of the world’s dominant religious blocs: Islam, Hinduism and Buddhism, and it is the home of the world’s least evangelized countries and megacities. Therefore 10/40 window is considered as a battlefield for christian missionaries. It is expected that this study can contribute to readers and researchers for a better understanding of contemporary christian mission, who is interested in Christianity in general and christian mission in particular.
Journal of Divinity, Faculty of Hitit University, Jun 1, 2009
Doc. Dr. Ali Riza AYDIN (Ondokuz Mayis U. Ilahiyat Fakultesi) Doc. Dr. Bayram Ali CETINKAYA (E... more Doc. Dr. Ali Riza AYDIN (Ondokuz Mayis U. Ilahiyat Fakultesi) Doc. Dr. Bayram Ali CETINKAYA (Eskisehir Osman Gazi U. Ilahiyat Fakultesi) Doc. Dr. Erkan PERŞEMBE (Ondokuz Mayis U. Ilahiyat Fakultesi)
Hitit Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Jun 1, 2009
Bilindiği üzere Hıristiyanlık, tabiatı itibariyle yayılmacı özelliğe sahip misyoner karakterli bi... more Bilindiği üzere Hıristiyanlık, tabiatı itibariyle yayılmacı özelliğe sahip misyoner karakterli bir inanç olup bu karakteri gereği başlangıçtan itibaren erkek-kadın, tüm Hıristiyanlar, Hıristiyanlığı yaymak için yoğun çaba sarf etmektedirler. Bununla birlikte ilk dönemden günümüze Hıristiyanlığın yayılışı ve Hıristiyan misyon tarihini ele alan kaynaklara bakıldığında Hıristiyan kadınların misyonerlik faaliyetlerindeki yeri ve rollerinin ihmal edildiği görülmektedir. Halbuki tarihsel süreç incelendiğinde kadınların Hıristiyanlığın başlangıç döneminden itibaren misyon sahasında yerlerini aldıklarını ve üstlendikleri bir takım sorumluluklarla Hıristiyanlığın yayılış sürecine önemli katkılar sağladıklarını söylemek mümkündür. Bu çalışmada, ilk dönemden başlayarak Hıristiyanlığın yayılış serüveni içerisinde kadın misyonerlerin yeri ve yürüttükleri faaliyetler üzerinde durulmaktadır.
Dinbilimleri akademik araştırma dergisi, Mar 29, 2019
“Tanri’nin Cocuklari” ya da simdiki adiyla “Aile”, bir Hiristiyan evanjelik vaiz olan David Berg ... more “Tanri’nin Cocuklari” ya da simdiki adiyla “Aile”, bir Hiristiyan evanjelik vaiz olan David Berg (1919-1994)’in liderliginde 1960’li yillarda ABD’de ortaya cikmis bir yeni dini harekettir. Hareket, 1970’lerin sonuna dogru, diger hususlarin yaninda ozellikle cinsel uygulamalarindaki farkliliklar dolayisiyla yogun bir bicimde akademik ve populer tartismalara konu olmustur. Berg’in cinsellik konusundaki yorumlari yetiskinler, cocuklar ve daha tehlikelisi yetiskinler ve cocuklar arasindaki gelisiguzel cinsel iliskileri sadece gormezden gelmekle kalmamis, ayni zamanda cesaretlendiren bir inanc sisteminin ortaya cikmasina neden olmustur. Berg’in cinsel iliskilere yonelik vurgusu gruptaki kadin uyeler tarafindan - insan bedeni acisindan - cesitli inanclarin benimsenmesine yol acmistir. Bu baglamda Tanri’nin Cocuklari hareketi icerisindeki cinsel iliskilerin bir yonunu “flortle avlama” olarak bilinen strateji olusturmaktadir. Bu uygulamada kadin uyeler erkek uyeleri cekmenin bir yolu olarak cinselliklerini kullanmaya tesvik edilmistir. Bu calismada, bedene yonelik sosyal teorilere deginmeksizin, flortle balik avlamanin arkaplani, kapsam ve mahiyeti, kadinlarin flortle balik avlamanin fiziksel ve duygusal yonlerine nasil katlanabildikleri, grubun genel inanc sistemi dogrultusunda davranislarini nasil anlamlandirdiklari ve flortle balik avlamanin etki ve yansimalari gibi hususlar uzerinde durulmaktadir. Bu konulari arastirirken, basta beden, cinsellik ve flortle balik avlamadan soz eden Berg’in mektuplari, Miriam Williams ve Rose McGowan gibi hareketten ayrilan bazi kadin uyelerin otobiyografileri, kendileriyle yapilan roportajlarda konuya iliskin bilgiler paylasan diger bazi kadin uyelerin yorumlari ve diger ikincil kaynaklardan yararlanilmistir.
Kuşkusuz 11 Eylül saldırıları tarihin en büyük ve en kanlı terör eylemi olarak insanların zihnind... more Kuşkusuz 11 Eylül saldırıları tarihin en büyük ve en kanlı terör eylemi olarak insanların zihnindeki yerini almış durumdadır. Bu eylem yapılma şekli itibariyle yani bir sivil hedefe yine sivil insanlar kullanılarak gerçekleştirmesi nedeniyle de çok tartışılmış olmakla birlikte bir o kadar daha tartışılan konu yapanların kimliği sorunudur. Her ne kadar hâlâ tam olarak kimler tarafından yapıldığı net olarak ortaya konulamamış olsa da uçaklarda yer aldıkları söylenilen ve çoğu Ortadoğu kökenli bir grup genç insan tarafından yapıldığı iddia edilmektedir. Bu gençlerin Ortadoğu kökenli olmaları ve Müslüman olmaları hatta radikal bazı İslâmî gruplarla (Üsame b. Laden, Taliban gibi) ilişkilendirilmeleri dikkatlerin bir anda eylemden çok İslâm'a yönelmesine neden olmuş ve Batı dünyasında İslâm'ın terörist bir din olarak anılmasına neden olmuştur. 11 Eylül İslâm'ın terörle doğ-
Recep tayyip erdoğan üniversitesi ilahiyat fakültesi dergisi, Jun 30, 2012
Bilindiği üzere Dinler Tarihi [Religionswissenschaft]; yaklaşık bir buçuk asırdır beşeri bilimler... more Bilindiği üzere Dinler Tarihi [Religionswissenschaft]; yaklaşık bir buçuk asırdır beşeri bilimler içinde bulunan, otonomisini ispatlamış, normatif olmayan, herhangi bir dinin savunuculuğunu yapmayan, karşılaştırma, tarihsel ve fenomenolojik yöntemleri kullanan bir disiplin olarak varlığını sürdürmektedir. Dinler Tarihi, dinleri doğuş ve gelişmesinden inanç, ibadet, ahlak vb konularına kadar tarihi seyir içinde inceleyen; karşılaştırmalı incelemelere göre; dinlerin diğer dinlerle olan ilişkilerini benzer, farklı ve ortak özelliklerini karşılaştırmalı olarak ele alan bir disiplindir ve konusu tarih sahnesinde ortaya çıkmış bütün dinlerdir. Gerek Batı'da gerekse ülke-
MİLEL VE NİHAL inanç, kültür ve mitoloji araştırmaları dergisi, Mar 1, 2010
This article deals with the “Short-Term Missions” which came into being in the second half of the... more This article deals with the “Short-Term Missions” which came into being in the second half of the twentieth century and has become a very popular mission trend among Christians. After a brief introduction, which describes what this new trend and its content are, it examines the attractive aspects of this trend, its contributions to Christian missionary works, its negative aspects, some recommendations to short-term missionaries, and various statistical data concerned with the subject. Some churches and missionary organizations believe that this new trend has provided important contribution to Christian missionary efforts and will continue to do so. This situation makes the new paradigm for the mission an urgent in the sense of a better understanding of the present day Christian mission
Bu çalışma, Roma Katolik Kilisesi’nin eşcinselliğe ve eşcinsel birlikteliklere bakışını konu edin... more Bu çalışma, Roma Katolik Kilisesi’nin eşcinselliğe ve eşcinsel birlikteliklere bakışını konu edinmektedir. Bu bağlamda çalışmada Kutsal Kitap literatürü, Kilise babalarının görüşleri, yayımlanan bildiriler ve papaların söylemlerinden hareketle Kilise’nin eşcinselliğe ilişkin öğretilerinin tarihsel gelişimi incelenmektedir. Nitekim yirminci yüzyılın ikinci yarısından itibaren toplumsal cinsiyet eşitsizliği, cinsel yönelim ve cinsel tercih özgürlüğü söylemleri ile küresel çapta büyük bir ivmeye sahip olan LGBTQIA+ hareketi, Kilise için de önemli bir endişe meselesi haline gelmiştir. Konu hakkında ilan ettiği belgelerde Roma Curia, eşcinsel eylemlerin doğa yasasına ve iffete aykırı bir günah olduğu yönündeki sürekli öğretisini devam ettirmiştir. Kilise içinden gelen tepkiler açısından bakıldığında ise Magisterium’un bu konudaki öğretileri, gelenekçi Katolik teologlar cephesinde kabul görürken bazı revizyonist teologlar tarafından ise tepkiyle karşılanarak eleştirilmiştir. Bu iki grup a...
WOS: 000468295600001'The Children of God" (COG), now called "The Family", is a... more WOS: 000468295600001'The Children of God" (COG), now called "The Family", is a new religious movement emerged during the late 1960s under the leadership of the Christian evangelical preacher, David Berg (1919-1994). By the late 1970s, the group had engendered a great deal of academic and popular debate due to, among other things, its controversial sexual practices. Berg's reinterpretation of sexuality emerged a belief system that not only condoned, but also actively encouraged, sexual promiscuity between adults, between children, and most alarmingly, between adults and children. Heavy emphasis Berg placed upon sexual relationships contributed to the adoption of specific beliefs in terms of the human body, especially for the women in the group. One aspect of sexual relations within the COG is "Flirty Fishing" strategy. It is a practice that encouraged female members to proselytize using their sexuality as a tool to attract new male converts. in this s...
Dini çoğulculuk, geleneksel Hıristiyan Batı dünyasında var olan bir realitedir ve gittikçe artan ... more Dini çoğulculuk, geleneksel Hıristiyan Batı dünyasında var olan bir realitedir ve gittikçe artan bir hızla geleneksel olarak bir "Hıristiyan ülke" diye bilinen Güney Afrika'da da kontekstin parçası olmaktadır. Güney Afrika'daki sosyopolitik düzendeki değişiklikler, çok dinli bir konteksti teşvik etmiştir. Daha önce yaşayan Hıristiyanlar, ayrı dünyalarda yaşadıkları için diğer dinlerin azınlıklarını görmezden gelebiliyordu. Oysa bugün, farklı dini inançlara sahip insanlar, aynı toplumlarda komşu olarak yaşadıkları için birbirinin farkında olmaya mecbur kalmışlardır. Günümüzde farklı inançlara mensup insanlar, mahalle, il ve millet meclislerinde, yönetimde ve iktisadi kurumlarda birlikte çalışmaktadırlar. Kitle iletişim araçları, dünyamızı küçültmekte ve bizim farklı dini geleneklere sahip insanların görüşleri, doktrinleri ve dinsel tecrübeleriyle gündelik olarak karşılaşmamızı sağlamaktadır. Sonuçta artık hiçbir birey ya da hiçbir toplum, diğer dinlerin mensuplarından kendini tecrit ederek yaşayamaz hale gelmiştir. Çok dinli kontekstin bir diğer karakteristiği, Budizm, Hinduizm ve İslam gibi dinler, genel bir Rönesans ve artan bir misyoner endişe yaşıyorken pek çok Hıristiyan kilisesinin, misyoner coşkusunu kaybetmesidir. Birçok durumda Hıristiyanlar, kendilerini misyonun hedefi/nesnesi olarak bulmuşlardır. Liberal teolojinin etkisi altında ya da sekülerizmin saldırısı nedeniyle Hıristiyanlar, sarsılmaz dini gerçeklere olan imanı yitiriyorken diğer dinlerin mensupları, nihai değerler ve hakikatler olarak kendi inançlarını yaymaya devam etmektedirler. Bu şekilde liberalizm ve sekülarizm, Hıristiyan inancına yönelik erozyona katkı sağlamış ve Hıristiyanların diğer dinlere geçişini kolaylaştırmıştır. Pek çok örnekte görüldüğü
Yönetim Ekonomi Edebiyat İslami ve Politik Bilimler Dergisi, 2022
Bu çalışmada yeni dini hareketler olarak nitelenen oluşumlara üyelik süreci ve üyelik için gerçek... more Bu çalışmada yeni dini hareketler olarak nitelenen oluşumlara üyelik süreci ve üyelik için gerçekleştirilen ritüeller ve uygulamalar inceleme konusu yapılmaktadır. Mutlak otoriteye sahip bir karizmatik lider ve belirli bir ideoloji etrafında toplanma özellikleriyle ön plana çıkan yeni dini hareketler, geleneksel dini anlayış ve kurumlara meydan okuyarak onların yerini almaya çalışmaktadır. Bu açıdan söz konusu hareketlerin farklı yönleriyle sorgulandıkları ve çeşitli araştırmalara konu edildikleri görülmektedir. Yeni dini hareketlerin sorgulanan ve merak edilen yönlerinden biri de hiç kuşkusuz insanların bu tür oluşumlara katılım süreçlerine ilişkindir. Yeni dini hareketlerin önemli bir bölümü yeni elde ettikleri üyeleri gruba dahil ederken bir takım ritüel, uygulama ve sembollere yer vermektedir. Bazı YDH’ler, vaftiz uygulamasında olduğu gibi, içinden çıktıkları ya da etkilendikleri geleneksel dinin ritüelini aynen ya da belli oranda değişiklerle benimseyip uygularken bazı hareketl...
Uploads
Papers by suleyman turan