Öz: Sanat eserleri şekil, muhteva ve üslup özellikleri ile de içinde doğdukları hayata, kültüre, ... more Öz: Sanat eserleri şekil, muhteva ve üslup özellikleri ile de içinde doğdukları hayata, kültüre, zihniyete, geleneğe, alışkanlıklara ve davranışlara tutulan bir ayna vazifesi görür. Bu bakımdan, toplumsal yapıyı bilmeden, bir toplumun sanatını anlamak veya sanatsal yaratıların toplumsal işlevini çözümlemeden sanatın toplumsal et-kilerini saptamak ve değerlendirmek mümkün değildir. Malum, halk edebiyatı-milletin sıradan olan çalışkan insanlarının icadıdır. Halk edebiyatı halk sanatının tiyatro, dans, ressamlık sanatlarından ayrı, kendine özgü özellikleriyle biliniyor. Halk edebiyatında kelime, ahenk ve anlam en önemli faktörlerden sayılır. Her mil-letin geçmişinde sözlü kelime sanatı olduğu gibi Türk milletlerinin geçmişinde de pürhikmet sözlü edebiyatının eşsiz numuneleri vardır. Folklor numunelerinde de bir yazarın düşünceleri değil, belli bir milletin duyguları, inançları, hayalleri hayattan çıkardıkları sonuç olarak elde ettikleri tecrübeleri yansıyor. Sanat yapıtının toplumsal bir ürün olması, onu aynı zamanda siyasal, sosyal ve kültürel bir gösterge haline de dönüştürür. Başka bir deyişle, her sanat yapıtı, içinde doğduğu toplumun belirleyici nitelikleriyle belirli bir ilişki içerisinde varlığını sürdürür. Türk yazarı Yaşar Kemal’in eserlerinde kendisi yaşadığı ortam ve milletine ait örf adet, gelenek ve görenekler, alkış ve kargışlar doğal bir şekilde yansıtılmıştır. Yaşar Kemal romanlarında o yöre insanlarının konuşmaları, ağızları, deyimlerini olduğu gibi kullanmaya çaba göstermiştir. Yazar romanlarındaki olağanüstü olayları, ruh ve hayvanlar hakkındaki hikâyeleri halk edebiyatındaki efsane ve rivayet motiflerinden yararlanarak anlatıyor. Yazarın “Yılanı öldürseler” romanı aynen efsane ve rivayet motiflerinin güzel numunesi olarak ortaya çıkmış eserdir.
Öz: Sanat eserleri şekil, muhteva ve üslup özellikleri ile de içinde doğdukları hayata, kültüre, ... more Öz: Sanat eserleri şekil, muhteva ve üslup özellikleri ile de içinde doğdukları hayata, kültüre, zihniyete, geleneğe, alışkanlıklara ve davranışlara tutulan bir ayna vazifesi görür. Bu bakımdan, toplumsal yapıyı bilmeden, bir toplumun sanatını anlamak veya sanatsal yaratıların toplumsal işlevini çözümlemeden sanatın toplumsal et-kilerini saptamak ve değerlendirmek mümkün değildir. Malum, halk edebiyatı-milletin sıradan olan çalışkan insanlarının icadıdır. Halk edebiyatı halk sanatının tiyatro, dans, ressamlık sanatlarından ayrı, kendine özgü özellikleriyle biliniyor. Halk edebiyatında kelime, ahenk ve anlam en önemli faktörlerden sayılır. Her mil-letin geçmişinde sözlü kelime sanatı olduğu gibi Türk milletlerinin geçmişinde de pürhikmet sözlü edebiyatının eşsiz numuneleri vardır. Folklor numunelerinde de bir yazarın düşünceleri değil, belli bir milletin duyguları, inançları, hayalleri hayattan çıkardıkları sonuç olarak elde ettikleri tecrübeleri yansıyor. Sanat yapıtının toplumsal bir ürün olması, onu aynı zamanda siyasal, sosyal ve kültürel bir gösterge haline de dönüştürür. Başka bir deyişle, her sanat yapıtı, içinde doğduğu toplumun belirleyici nitelikleriyle belirli bir ilişki içerisinde varlığını sürdürür. Türk yazarı Yaşar Kemal’in eserlerinde kendisi yaşadığı ortam ve milletine ait örf adet, gelenek ve görenekler, alkış ve kargışlar doğal bir şekilde yansıtılmıştır. Yaşar Kemal romanlarında o yöre insanlarının konuşmaları, ağızları, deyimlerini olduğu gibi kullanmaya çaba göstermiştir. Yazar romanlarındaki olağanüstü olayları, ruh ve hayvanlar hakkındaki hikâyeleri halk edebiyatındaki efsane ve rivayet motiflerinden yararlanarak anlatıyor. Yazarın “Yılanı öldürseler” romanı aynen efsane ve rivayet motiflerinin güzel numunesi olarak ortaya çıkmış eserdir.
Uploads
Papers by Lolakhon Aminova
Folklor numunelerinde de bir yazarın düşünceleri değil, belli bir milletin duyguları, inançları, hayalleri hayattan çıkardıkları sonuç olarak elde ettikleri tecrübeleri yansıyor. Sanat yapıtının toplumsal bir ürün olması, onu aynı zamanda siyasal, sosyal ve kültürel bir gösterge haline de dönüştürür. Başka bir deyişle, her sanat yapıtı, içinde doğduğu toplumun belirleyici nitelikleriyle belirli bir ilişki içerisinde varlığını sürdürür.
Türk yazarı Yaşar Kemal’in eserlerinde kendisi yaşadığı ortam ve milletine ait örf adet, gelenek ve görenekler, alkış ve kargışlar doğal bir şekilde yansıtılmıştır. Yaşar Kemal romanlarında o yöre insanlarının konuşmaları, ağızları, deyimlerini olduğu gibi kullanmaya çaba göstermiştir. Yazar romanlarındaki olağanüstü olayları, ruh ve hayvanlar hakkındaki hikâyeleri halk edebiyatındaki efsane ve rivayet motiflerinden yararlanarak anlatıyor. Yazarın “Yılanı öldürseler” romanı aynen efsane
ve rivayet motiflerinin güzel numunesi olarak ortaya çıkmış eserdir.
Folklor numunelerinde de bir yazarın düşünceleri değil, belli bir milletin duyguları, inançları, hayalleri hayattan çıkardıkları sonuç olarak elde ettikleri tecrübeleri yansıyor. Sanat yapıtının toplumsal bir ürün olması, onu aynı zamanda siyasal, sosyal ve kültürel bir gösterge haline de dönüştürür. Başka bir deyişle, her sanat yapıtı, içinde doğduğu toplumun belirleyici nitelikleriyle belirli bir ilişki içerisinde varlığını sürdürür.
Türk yazarı Yaşar Kemal’in eserlerinde kendisi yaşadığı ortam ve milletine ait örf adet, gelenek ve görenekler, alkış ve kargışlar doğal bir şekilde yansıtılmıştır. Yaşar Kemal romanlarında o yöre insanlarının konuşmaları, ağızları, deyimlerini olduğu gibi kullanmaya çaba göstermiştir. Yazar romanlarındaki olağanüstü olayları, ruh ve hayvanlar hakkındaki hikâyeleri halk edebiyatındaki efsane ve rivayet motiflerinden yararlanarak anlatıyor. Yazarın “Yılanı öldürseler” romanı aynen efsane
ve rivayet motiflerinin güzel numunesi olarak ortaya çıkmış eserdir.