Location via proxy:   [ UP ]  
[Report a bug]   [Manage cookies]                

Ehl-i beyt

Muhammed'in evinde yaşayan insanlar

Ehl-i beyt (Arapça: أهل البيت), "ev halkı" anlamına gelen ve İslam peygamberi Muhammed'in ev ahalisini tanımlamak için kullanılan İslâmî terim.

Ehl-i beytteki ehl ile ahali aynı köktendir, "kişiler" demektir. Beyt ise "ev" demektir. Yani "ev ahalisi" manasına gelir. İslam Peygamberi Muhammed'in ev ahalisi için kullanılan bir terimdir. Ehl-i beyt deyimi Kur'an'da da geçer.

Ehl-i beyttten olmak, İslam toplumunda özel bir statü ve seçkinlik anlamına geldiği gibi Şîa Müslümanlara kendilerine özel bir gelir tahsis edilmiştir.[kaynak belirtilmeli]

Anlayış farkları

değiştir

Sünniler ehl-i beyti genel olarak peygamberin hanımları, çocukları ve torunlarından oluşan, saygı duyulan bir topluluk olarak ele alırlar. Şiilikte ise ehl-i beyt, toplumu halifelik düzeninde yönetim haklarına sahip olan, dünya ve ahiretteki statüler hakkında görüşlerinin eleştirilmesine karşı olan[kaynak belirtilmeli] ve insanüstü mistik özellikler barındıran bir üst katman şeklinde değerlendirilir.

Ehl-i Sünnet ile Şiilik arasında bir anlayış farkı da bu kavramın kapsamı ile ilgilidir. Sünnilikte kesin hatlarla çerçevesi çizilmeyen bu kavram Şiilere göre İslam peygamberi Muhammed, Ali, Fâtıma, Hasan ve Hüseyin[1] ve onların soyundan gelen 12 imamları kapsar. On İki İmam:

  1. Ali (Ebu Talip Oğlu Ali)
  2. Hasan (Şerifan) (Ali Oğlu Hasan)
  3. Hüseyin bin Ali (Seyyidan) (Ali Oğlu Hüseyin)
  4. Zeynelâbidîn (Hüseyin Oğlu Zeynel)
  5. Muhammed el-Bâkır (Ali Oğlu Muhammed)
  6. Ca'fer es-Sâdık (Muhammed oğlu Cafer)
  7. Mûsâ el-Kâzım (Cafer Oğlu Musa)
  8. Ali er-Rızâ (Musa Oğlu Ali)
  9. Muhammed el-Cevâd (Ali Oğlu Muhammed)
  10. Ali el-Hâdî (Muhammed oğlu Ali)
  11. Hasan b. Ali Hasan el-Askerî (Ali Oğlu Hasan)
  12. Mehdî el-Muntazar (Hasan oğlu Muhammed)

Dış bağlantılar

değiştir

Kaynakça

değiştir
  1. ^ ed-dürrül-mensur”, 6. cilt, s. 7; “Mustedrek”, Hakim, 3-cü cilt, say. 172; “Mecmeüz-zavaid”, 9-cü cilt, say. 168; “Keşşaf”, 4-cü cilt, 219