forsake
Görünüm
İngilizce
[değiştir]Köken
[değiştir]- Eski İngilizce forsaken (“inkâr etmek, reddetmek”), o da Eski İngilizce forsacan (“çekişmek, dalaşmak, karşı olmak, reddetmek, tartışmak”), o da Ana Cermence *frasakaną (“feragat etmek, vazgeçmek”), o da for- + sake.
Söyleniş
[değiştir]Eylem
[değiştir]forsake (üçüncü tekil kişi geniş zaman forsakes, şimdiki zaman forsaking, geçmiş zaman ve yakın geçmiş zaman forsaked)
- bırakmak (temelli), terk etmek, vazgeçmek.
- 1911: Ameen Rihani, The Book of Khalid, p. 39
- There may be nothing noble in renouncing one's country, in abandoning one's home, in forsaking one's people; but is there not something remarkable in this great move one makes. — Birinin ülkesini terk etmesinde, evini terk etmesinde, halkını terk etmesinde asil bir şey olmayabilir; ama insanın yaptığı bu büyük hamlede dikkat çekici bir şey yok mu?
- 1911: Ameen Rihani, The Book of Khalid, p. 39
Kaynakça
[değiştir]- forsake The Century Dictionary, The Century Co., New York, 1911
- forsake, Webster’s Revised Unabridged Dictionary, G. & C. Merriam, 1913.