Markalarin milyonlarca dolar harcayarak gerceklestirdikleri tum iletisim calismalarinin ana amaci... more Markalarin milyonlarca dolar harcayarak gerceklestirdikleri tum iletisim calismalarinin ana amaci tuketicilerin satin alma davranislarini kendilerinden yana olacak sekilde degistirmektir. Bunun icin de onlarin gundemlerine girebilmeye ve stratejiye ihtiyac duymaktadirlar. Gunumuzde bunun en maliyetsiz ve en kolay yolu ise web 2.0 olarak da ifade edilen sosyal medyadir. Bu calisma cercevesinde medya, kamu ve siyasal olmak uzere uc gundem evresinden olusan gundem belirleme calismalarina yeni bir gundem evresinin yani marka gundeminin eklenmesi gerektigi uzerinde durulmaktadir. Bu calismanin ana konusunu, global markalarin sosyal medyada hedef kitleyi olumlu yonde etkileyebilmek icin onlarin gundemlerine nasil girmeye calistiklari, sosyal medyada gundemi belirleyebilmek icin hangi marka stratejilerinden yararlandiklari olusturmaktadir. Bu baglamda, bu calisma, global markalarin sosyal medya araciligiyla gundemi nasil belirlediklerini ve yonettiklerini analiz etmeyi amaclamaktadir. Bu ...
Günümüzde, etik konusunun en fazla dile getirildiği ve üzerinde tartışıldığı alanlardan birisi re... more Günümüzde, etik konusunun en fazla dile getirildiği ve üzerinde tartışıldığı alanlardan birisi reklamcılık sektörüdür. Reklamcılık sektöründe gerçekleştirilen her bir faaliyet bir şekilde etikle ilişkilendirilerek ele alınmaktadır. Reklamların yoğun bir etiksel eleştiriye maruz kalmaları ve reklamcılık sektörünün içinde bulunduğu yoğun etik tartışmaları, bu alanda akademik çalışmalar yapmayı gerekli kılmıştır. Bu araştırma daha çok reklamın sosyal yönüne ilişkin eleştiriler bağlamında ele alınmıştır. Reklamda etik ile ilgili ortaya atılan tüm iddialara yönelik reklam ajansı çalışanlarının düşünceleri, tutumlarını ölçmek ve reklamda etik konusuna yeni bir açılım sağlamak amacıyla, yapılan bu araştırma, Türkiye’de faaliyet gösteren reklamcılar derneklerine (İstanbul, Ankara, Bursa, İzmir ve Konya) bağlı reklam ajanslarının çalışanları üzerinde gerçekleştirilmiştir.
ABSTRACT:
Brands are a part of society because they are human made products so they are
affected ... more ABSTRACT: Brands are a part of society because they are human made products so they are affected by social, political, cultural and military events. As a result they determine strategies to protect themselves, to continue to exist or to carry on developing. Social media management of brands have always been an issue of concern specially with the rise of social media, when their interaction with the society increased and they became more open to individual reactions. This study focuses on what kind of a positionthe brands took on social media during the coup attemptthat happened in Turkey on15th July,2016.Inthis study,brands’Twitteruseduring 15th July,2016were examined and their attitude during crisis situations were tried to be determined and their strategies were tried to viewed. According to the results reached with the study it is observed that brands prefer to stay inactive during crisis.
Giriş
Farklı toplumlarda olabileceği gibi aynı toplum içinde yaşayan bireyler arasında da çeşitli... more Giriş Farklı toplumlarda olabileceği gibi aynı toplum içinde yaşayan bireyler arasında da çeşitli dinî ve kültürel alanda düşünce farklılıkları görmek mümkündür. Farklılıklar modern anlamda toplum olmanın gereğidir. Öte yandan toplumda hâkim olan etnisitenin azınlık durumundakileri baskı altına alması, kendi gibi olmaya zorlaması ya da şiddet kullanması, yani ötekinin varlığını yok etmeye çalışması, farklılıkların bir arada yaşamasını zorlaştırıcı en önemli biri olarak görülebilir. Ötekileştirmenin zemini, çeşitli argümanlar temelinde akıl yürütmekle ve yargılamakla örülmektedir (Arar ve Bilgin, 2010:15). Akıl yürütme ve yargılamanın sonucu olarak, bireyler çoğu zaman kendi kültürünü ya da içinde bulunduğu etnik grubu önemli ve değerli olarak görebilmektedir. Öte yandan hâkim olan kültür ya da etnisite içerisinde bulunan birey, kendi dışında kalanları değersiz görme, ötekileştirme ve çoğu zaman dışlama eğiliminde olabilir. Ötekileştirilenlere, toplumun geriye kalanları tarafından genellikle olumsuz özellikler yüklenmekte ve toplumda oluşabilecek olumsuzluklar öteki’ne atfedilmektedir. Çokkültürlü ortamda önemli olan bütün kültürlere eşit düzeyde değer vermek ve farklılıklara karşı saygılı olmaktır. Çünkü Bauman’ın da vurguladığı gibi “Biz ancak biz olmayan ötekiler; onlar varsa biz oluruz. Onlar da hep birlikte bir bütün olarak grup oluştururlar, bunun tek nedeni de onların aynı öznitelikleri paylaşmalarıdır. Kendimizi ‘onlar’ karşısına koyma ihtimali olmaksızın kendi kimliğimizi anlamlandırmada zorluk çekeriz” (Bauman, 2010:65). Çokkültürlülük kavramı, sadece etno-kültürel grupları değil, bunun yanı sıra kadınları, eşcinselleri, engellileri, sosyo-kültürel ve ekonomik açıdan dezavantajlı grupları tanımlamak amacıyla da çok daha geniş anlamda ele alınmaktadır. Bu çalışmada, çokkültürlülük kavramı daha çok etno-kültürel gruplar durumunda olan belli bir ülke sınırları içinde yaşayan etnik azınlıkları açıklama amacıyla ele alınmıştır. Bunun yanı sıra insanların farklı etnik gruplarla bir arada yaşadıkları günlük hayatlarında, bu farklı etnik grupların üyelerine karşı ırkçı bir eğilim ve söylem sergileyip sergilemediğini araştırmak amacıyla çalışma kapsamında, farklı etnik gruplardan 27 üniversite öğrencisi ile derinlemesine mülakat tekniği aracılığıyla veriler toplanmıştır. Elde edilen sonuçlar farklılıkları kabullenme, birlikte yaşama, ırkçı davranışlar değişkenleri bağlamında analiz edilerek yorumlanmıştır.
Markalarin milyonlarca dolar harcayarak gerceklestirdikleri tum iletisim calismalarinin ana amaci... more Markalarin milyonlarca dolar harcayarak gerceklestirdikleri tum iletisim calismalarinin ana amaci tuketicilerin satin alma davranislarini kendilerinden yana olacak sekilde degistirmektir. Bunun icin de onlarin gundemlerine girebilmeye ve stratejiye ihtiyac duymaktadirlar. Gunumuzde bunun en maliyetsiz ve en kolay yolu ise web 2.0 olarak da ifade edilen sosyal medyadir. Bu calisma cercevesinde medya, kamu ve siyasal olmak uzere uc gundem evresinden olusan gundem belirleme calismalarina yeni bir gundem evresinin yani marka gundeminin eklenmesi gerektigi uzerinde durulmaktadir. Bu calismanin ana konusunu, global markalarin sosyal medyada hedef kitleyi olumlu yonde etkileyebilmek icin onlarin gundemlerine nasil girmeye calistiklari, sosyal medyada gundemi belirleyebilmek icin hangi marka stratejilerinden yararlandiklari olusturmaktadir. Bu baglamda, bu calisma, global markalarin sosyal medya araciligiyla gundemi nasil belirlediklerini ve yonettiklerini analiz etmeyi amaclamaktadir. Bu ...
Günümüzde, etik konusunun en fazla dile getirildiği ve üzerinde tartışıldığı alanlardan birisi re... more Günümüzde, etik konusunun en fazla dile getirildiği ve üzerinde tartışıldığı alanlardan birisi reklamcılık sektörüdür. Reklamcılık sektöründe gerçekleştirilen her bir faaliyet bir şekilde etikle ilişkilendirilerek ele alınmaktadır. Reklamların yoğun bir etiksel eleştiriye maruz kalmaları ve reklamcılık sektörünün içinde bulunduğu yoğun etik tartışmaları, bu alanda akademik çalışmalar yapmayı gerekli kılmıştır. Bu araştırma daha çok reklamın sosyal yönüne ilişkin eleştiriler bağlamında ele alınmıştır. Reklamda etik ile ilgili ortaya atılan tüm iddialara yönelik reklam ajansı çalışanlarının düşünceleri, tutumlarını ölçmek ve reklamda etik konusuna yeni bir açılım sağlamak amacıyla, yapılan bu araştırma, Türkiye’de faaliyet gösteren reklamcılar derneklerine (İstanbul, Ankara, Bursa, İzmir ve Konya) bağlı reklam ajanslarının çalışanları üzerinde gerçekleştirilmiştir.
ABSTRACT:
Brands are a part of society because they are human made products so they are
affected ... more ABSTRACT: Brands are a part of society because they are human made products so they are affected by social, political, cultural and military events. As a result they determine strategies to protect themselves, to continue to exist or to carry on developing. Social media management of brands have always been an issue of concern specially with the rise of social media, when their interaction with the society increased and they became more open to individual reactions. This study focuses on what kind of a positionthe brands took on social media during the coup attemptthat happened in Turkey on15th July,2016.Inthis study,brands’Twitteruseduring 15th July,2016were examined and their attitude during crisis situations were tried to be determined and their strategies were tried to viewed. According to the results reached with the study it is observed that brands prefer to stay inactive during crisis.
Giriş
Farklı toplumlarda olabileceği gibi aynı toplum içinde yaşayan bireyler arasında da çeşitli... more Giriş Farklı toplumlarda olabileceği gibi aynı toplum içinde yaşayan bireyler arasında da çeşitli dinî ve kültürel alanda düşünce farklılıkları görmek mümkündür. Farklılıklar modern anlamda toplum olmanın gereğidir. Öte yandan toplumda hâkim olan etnisitenin azınlık durumundakileri baskı altına alması, kendi gibi olmaya zorlaması ya da şiddet kullanması, yani ötekinin varlığını yok etmeye çalışması, farklılıkların bir arada yaşamasını zorlaştırıcı en önemli biri olarak görülebilir. Ötekileştirmenin zemini, çeşitli argümanlar temelinde akıl yürütmekle ve yargılamakla örülmektedir (Arar ve Bilgin, 2010:15). Akıl yürütme ve yargılamanın sonucu olarak, bireyler çoğu zaman kendi kültürünü ya da içinde bulunduğu etnik grubu önemli ve değerli olarak görebilmektedir. Öte yandan hâkim olan kültür ya da etnisite içerisinde bulunan birey, kendi dışında kalanları değersiz görme, ötekileştirme ve çoğu zaman dışlama eğiliminde olabilir. Ötekileştirilenlere, toplumun geriye kalanları tarafından genellikle olumsuz özellikler yüklenmekte ve toplumda oluşabilecek olumsuzluklar öteki’ne atfedilmektedir. Çokkültürlü ortamda önemli olan bütün kültürlere eşit düzeyde değer vermek ve farklılıklara karşı saygılı olmaktır. Çünkü Bauman’ın da vurguladığı gibi “Biz ancak biz olmayan ötekiler; onlar varsa biz oluruz. Onlar da hep birlikte bir bütün olarak grup oluştururlar, bunun tek nedeni de onların aynı öznitelikleri paylaşmalarıdır. Kendimizi ‘onlar’ karşısına koyma ihtimali olmaksızın kendi kimliğimizi anlamlandırmada zorluk çekeriz” (Bauman, 2010:65). Çokkültürlülük kavramı, sadece etno-kültürel grupları değil, bunun yanı sıra kadınları, eşcinselleri, engellileri, sosyo-kültürel ve ekonomik açıdan dezavantajlı grupları tanımlamak amacıyla da çok daha geniş anlamda ele alınmaktadır. Bu çalışmada, çokkültürlülük kavramı daha çok etno-kültürel gruplar durumunda olan belli bir ülke sınırları içinde yaşayan etnik azınlıkları açıklama amacıyla ele alınmıştır. Bunun yanı sıra insanların farklı etnik gruplarla bir arada yaşadıkları günlük hayatlarında, bu farklı etnik grupların üyelerine karşı ırkçı bir eğilim ve söylem sergileyip sergilemediğini araştırmak amacıyla çalışma kapsamında, farklı etnik gruplardan 27 üniversite öğrencisi ile derinlemesine mülakat tekniği aracılığıyla veriler toplanmıştır. Elde edilen sonuçlar farklılıkları kabullenme, birlikte yaşama, ırkçı davranışlar değişkenleri bağlamında analiz edilerek yorumlanmıştır.
Uploads
Papers by Emre Ş. Aslan
Brands are a part of society because they are human made products so they are
affected by social, political, cultural and military events. As a result they determine
strategies to protect themselves, to continue to exist or to carry on developing.
Social media management of brands have always been an issue of concern specially
with the rise of social media, when their interaction with the society increased and
they became more open to individual reactions. This study focuses on what kind of
a positionthe brands took on social media during the coup attemptthat happened in
Turkey on15th July,2016.Inthis study,brands’Twitteruseduring 15th July,2016were
examined and their attitude during crisis situations were tried to be determined and
their strategies were tried to viewed. According to the results reached with the study
it is observed that brands prefer to stay inactive during crisis.
Farklı toplumlarda olabileceği gibi aynı toplum içinde yaşayan bireyler arasında da çeşitli dinî ve kültürel alanda düşünce
farklılıkları görmek mümkündür. Farklılıklar modern anlamda
toplum olmanın gereğidir. Öte yandan toplumda hâkim olan
etnisitenin azınlık durumundakileri baskı altına alması, kendi
gibi olmaya zorlaması ya da şiddet kullanması, yani ötekinin
varlığını yok etmeye çalışması, farklılıkların bir arada yaşamasını zorlaştırıcı en önemli biri olarak görülebilir.
Ötekileştirmenin zemini, çeşitli argümanlar temelinde
akıl yürütmekle ve yargılamakla örülmektedir (Arar ve Bilgin,
2010:15). Akıl yürütme ve yargılamanın sonucu olarak, bireyler
çoğu zaman kendi kültürünü ya da içinde bulunduğu etnik grubu önemli ve değerli olarak görebilmektedir. Öte yandan hâkim
olan kültür ya da etnisite içerisinde bulunan birey, kendi dışında
kalanları değersiz görme, ötekileştirme ve çoğu zaman dışlama
eğiliminde olabilir. Ötekileştirilenlere, toplumun geriye kalanları tarafından genellikle olumsuz özellikler yüklenmekte ve
toplumda oluşabilecek olumsuzluklar öteki’ne atfedilmektedir. Çokkültürlü ortamda önemli olan bütün kültürlere eşit düzeyde değer vermek ve farklılıklara karşı saygılı olmaktır. Çünkü
Bauman’ın da vurguladığı gibi “Biz ancak biz olmayan ötekiler;
onlar varsa biz oluruz. Onlar da hep birlikte bir bütün olarak
grup oluştururlar, bunun tek nedeni de onların aynı öznitelikleri paylaşmalarıdır. Kendimizi ‘onlar’ karşısına koyma ihtimali
olmaksızın kendi kimliğimizi anlamlandırmada zorluk çekeriz”
(Bauman, 2010:65).
Çokkültürlülük kavramı, sadece etno-kültürel grupları değil,
bunun yanı sıra kadınları, eşcinselleri, engellileri, sosyo-kültürel
ve ekonomik açıdan dezavantajlı grupları tanımlamak amacıyla
da çok daha geniş anlamda ele alınmaktadır. Bu çalışmada, çokkültürlülük kavramı daha çok etno-kültürel gruplar durumunda
olan belli bir ülke sınırları içinde yaşayan etnik azınlıkları açıklama amacıyla ele alınmıştır.
Bunun yanı sıra insanların farklı etnik gruplarla bir arada
yaşadıkları günlük hayatlarında, bu farklı etnik grupların üyelerine karşı ırkçı bir eğilim ve söylem sergileyip sergilemediğini
araştırmak amacıyla çalışma kapsamında, farklı etnik gruplardan 27 üniversite öğrencisi ile derinlemesine mülakat tekniği
aracılığıyla veriler toplanmıştır. Elde edilen sonuçlar farklılıkları kabullenme, birlikte yaşama, ırkçı davranışlar değişkenleri
bağlamında analiz edilerek yorumlanmıştır.
Brands are a part of society because they are human made products so they are
affected by social, political, cultural and military events. As a result they determine
strategies to protect themselves, to continue to exist or to carry on developing.
Social media management of brands have always been an issue of concern specially
with the rise of social media, when their interaction with the society increased and
they became more open to individual reactions. This study focuses on what kind of
a positionthe brands took on social media during the coup attemptthat happened in
Turkey on15th July,2016.Inthis study,brands’Twitteruseduring 15th July,2016were
examined and their attitude during crisis situations were tried to be determined and
their strategies were tried to viewed. According to the results reached with the study
it is observed that brands prefer to stay inactive during crisis.
Farklı toplumlarda olabileceği gibi aynı toplum içinde yaşayan bireyler arasında da çeşitli dinî ve kültürel alanda düşünce
farklılıkları görmek mümkündür. Farklılıklar modern anlamda
toplum olmanın gereğidir. Öte yandan toplumda hâkim olan
etnisitenin azınlık durumundakileri baskı altına alması, kendi
gibi olmaya zorlaması ya da şiddet kullanması, yani ötekinin
varlığını yok etmeye çalışması, farklılıkların bir arada yaşamasını zorlaştırıcı en önemli biri olarak görülebilir.
Ötekileştirmenin zemini, çeşitli argümanlar temelinde
akıl yürütmekle ve yargılamakla örülmektedir (Arar ve Bilgin,
2010:15). Akıl yürütme ve yargılamanın sonucu olarak, bireyler
çoğu zaman kendi kültürünü ya da içinde bulunduğu etnik grubu önemli ve değerli olarak görebilmektedir. Öte yandan hâkim
olan kültür ya da etnisite içerisinde bulunan birey, kendi dışında
kalanları değersiz görme, ötekileştirme ve çoğu zaman dışlama
eğiliminde olabilir. Ötekileştirilenlere, toplumun geriye kalanları tarafından genellikle olumsuz özellikler yüklenmekte ve
toplumda oluşabilecek olumsuzluklar öteki’ne atfedilmektedir. Çokkültürlü ortamda önemli olan bütün kültürlere eşit düzeyde değer vermek ve farklılıklara karşı saygılı olmaktır. Çünkü
Bauman’ın da vurguladığı gibi “Biz ancak biz olmayan ötekiler;
onlar varsa biz oluruz. Onlar da hep birlikte bir bütün olarak
grup oluştururlar, bunun tek nedeni de onların aynı öznitelikleri paylaşmalarıdır. Kendimizi ‘onlar’ karşısına koyma ihtimali
olmaksızın kendi kimliğimizi anlamlandırmada zorluk çekeriz”
(Bauman, 2010:65).
Çokkültürlülük kavramı, sadece etno-kültürel grupları değil,
bunun yanı sıra kadınları, eşcinselleri, engellileri, sosyo-kültürel
ve ekonomik açıdan dezavantajlı grupları tanımlamak amacıyla
da çok daha geniş anlamda ele alınmaktadır. Bu çalışmada, çokkültürlülük kavramı daha çok etno-kültürel gruplar durumunda
olan belli bir ülke sınırları içinde yaşayan etnik azınlıkları açıklama amacıyla ele alınmıştır.
Bunun yanı sıra insanların farklı etnik gruplarla bir arada
yaşadıkları günlük hayatlarında, bu farklı etnik grupların üyelerine karşı ırkçı bir eğilim ve söylem sergileyip sergilemediğini
araştırmak amacıyla çalışma kapsamında, farklı etnik gruplardan 27 üniversite öğrencisi ile derinlemesine mülakat tekniği
aracılığıyla veriler toplanmıştır. Elde edilen sonuçlar farklılıkları kabullenme, birlikte yaşama, ırkçı davranışlar değişkenleri
bağlamında analiz edilerek yorumlanmıştır.