Modernleşme ve kapitalizm ile başlayan toplumsal değişme, mekânsal değişmeye neden olmuştur. Mima... more Modernleşme ve kapitalizm ile başlayan toplumsal değişme, mekânsal değişmeye neden olmuştur. Mimarlık mesleği, kapitalizmin karlılığını devam ettirmek için gereken stratejilere boyun eğmek durumunda kalmıştır. Bu stratejiler mekânı dönüştürdüğü gibi toplumsal pratikleri de etkilemiştir. Kapitalizmin mekânı dönüştürmesinin temel nedeni sermayenin rekabetçi yapısıdır. Sermaye, emek gücünden arta kalan miktar ile kentlere yatırım yapmıştır. Bu miktar sürekli değişmekte ve mekânı sürekli dönüştürmektedir. Mekân ve zaman soyut hale gelerek yeniden örgütlenmiştir. Oluşan yeni mekânlar kapitalizmin karlılığını arttırmak için tüketim pratikleri üretmiştir. Bu pratikler de tüketim toplumunu meydana getirmiştir. Pratiklerin tüketim toplumu meydana getirme sürecini daha iyi analiz edebilmek için birinci bölümde problem tanımlanmış, çalışmanın amacı, kapsamı ve yöntemi belirlenmiştir. İkinci bölümde mekânın toplumsal pratikleri nasıl oluşturduğu Bourdieu’nun öne sürdüğü habitus teriminden yararlanılarak sorgulanmıştır. Modernizmin ve habituslar tarafından üretilen pratikleri düzenleyen kapitalizmin, tarihsel süreç içinde mekânla olan ilişkisine değinilmiştir. Üçüncü bölümde, kapitalizm ve modernleşmenin mekân ve zamana nasıl soyut nitelik kazandırdığı incelenmiştir. Küreselleşme ve yerelleşme eğilimleri ile ortaya çıkan görüntü mekânlarının toplumu hızlı bir şekilde tüketime yönlendirmesi ele alınmıştır. Dördüncü bölümde Edirne’de tarihi kent çekirdeğinde yer alan Alipaşa Çarşısı ile yeni gelişen kent merkezinde yer alan Margi Alışveriş Merkezi’nin mekândan etkilenen toplumsal pratikleri karşılaştırılmıştır. Bu karşılaştırma, tüketim toplumunun mekân aracılığıyla nasıl oluştuğunu göstermektedir. Beşinci bölümünde ise mekânın tüketim pratiklerini nasıl etkilediği değerlendirilmiştir.
Mekansallık gündelik yaşantıyı etkilediği gibi toplumsal değişime de neden olmaktadır. Kişiler me... more Mekansallık gündelik yaşantıyı etkilediği gibi toplumsal değişime de neden olmaktadır. Kişiler mekanın toplumsal üretimine katılmakta, toplumsal eylem ve ilişkiyi mekanla oluşturmaktadır. Araştırma kapsamında mekan ve zaman insanlık tarihinin ve coğrafyasının toplumsal ürünleri, politik bilinç kaynakları ve yerleşik mücadele alanları olarak ifade edilmektedir. Bu çalışma kapsamında göçmenlerin mekanlara yerleşme pratikleri incelenmekte, bu kişilerin kente olan uyum süreçleri sorgulanmaktadır. Bu yaklaşım göçmenin varış yerlerinde elde ettiği yer faydası ölçeğinde incelenmiş, göçmenin hareketlilik motivasyonunun fayda olduğu temelinde yürütülmüştür. Konut güzergahlarının incelenmesi giderek daha önemli olmaktadır. Konut hareketliliği biçimleri, ekonomik konum ve güvenliğini etkileyen işgücü piyasalarındaki değişikliklerden etkilenmektedir. Modernleşen ülkelerde kentsel planlama ve konut standartlarının iyileştirilmesi düşük gelirlilerin ve müteahhitlerin eylemleri ile tarif edilmektedir. Kurumsal normların düzenlemesi insanların toplu iradesi ve hükümet programları ile koordine edilememektedir. Bu durumda üç eş merkezli kentleşme modelinin uygulandığı örnekler görülmektedir. Bu modelde gelir seviyelerinin konut standartlarına ulaşım düzeyleri kentleşme aşamalarında değişiklik göstermektedir. Kentleşme aşaması değiştikçe ve göçmenlerin yerle kurdukları bağ ve birikimleri arttıkça konut türleri ve sahiplikleri değişmektedir. Göçmenlerin kent içinde hareketliliğinin olup olmadığını belirlemeye yönelik gerçekleştirilen bu çalışmada Edirne kenti araştırma alanı olarak seçilmiştir. Kent genelinde yapılan bu araştırmada göçmenlerin mesken ortamlarının üç temel işlevleri olan, konum, kullanım hakkı ve konforun kentin hangi bölgesinde ne ölçüde elde ettikleri sorusu üzerinde durulmaktadır. Aynı zamanda bu kişilerin hanehalkı stres durumlarına verilen tepkilerin yer değişikliğine neden olup olmadığı, kentsel süreçleri etkileyip etkilemediği sorgulanmaktadır. Araştırmada CHAID analizi yöntemi kullanılmaktadır. Bu yöntem elde edilen kategorik değişkenlerin birbirleriyle anlamlı ilişkide olup olmadığını vermektedir. Analizde kullanılan bağımlı değişken kategorileri göçmenlerin kentteki konumlarını ifade eden merkez-çevre, kullanım haklarını ifade eden ev sahipliği-kiracılık ve geçici veya kalıcı olduklarını anlamamıza yardımcı olan taşınan-kalan kategorileri olarak kabul edilmiştir. Edirne'de yapılan araştırmada örneklem grupları olarak Bulgaristan, Tokat ve Gümüşhane göçmenleri seçilmiştir. Bu göçmenlerin kente yerleşme stratejileri ve kent içindeki hareketlilikleri incelenmiştir. Göçmenler ilk konut bölgelerinde ticaretin bulunup bulunmamasına göre merkezden çevreye hareket etmiştir ve merkez çevre hareketliliği daha çok düşük konut yoğunluğu olan bölgelerden başlamıştır. Merkezden çevreye hareket eden göçmenler ilk konut bölgelerindeki kat sayılarına göre kiracılıktan ev sahipliğine geçmiştir. Çevreden çevreye hareket eden göçmenler ilk konuttaki ikamet sürelerine göre ev sahipliğinden ev sahipliğine geçmiştir. Kiracılıktan yine kiracılığa geçenler ise depo alanı miktarlarına önem vermiştir. Bulgaristan göçmenleri parklar ve açık alan sayılarına göre taşınma gösterirken, Tokat göçmenleri çevre manzarasına göre hareket etmişlerdir. Gümüşhane göçmenleri şimdiki konutlarında mülkiyete geçerek ev sahibi olmuşlar ve hiç taşınma gerçekleştirmemişlerdir. Araştırmada göçmenlerin ilk konut bölgeleri, belirli konut yoğunluklarında göç etme nedenleri zorunlu göç olanlar, ilk konut bölgelerinde ticaretin olup olmaması, ilk konutların metrekarelerinin az ya da çok olması ve Edirne'ye nereden geldiklerine göre değişmektedir. Şimdiki konut bölgeleri ise yine nereden geldiklerine, şimdiki konutlarında ticaretin bulunup bulunmamasına ve toplu taşımaya yakınlık, trafik gürültüsü, okulların kalitesi gibi çevresel niteliklere göre değişmektedir. Araştırmanın mikro ve makro kentsel analizlerin birlikte düşünülmesi ve mezo bir alan yaratılmasını amaçlamıştır. Konut pazarının ve konut alanı yer seçimlerinin piyasa yönlendirmesinden farklı olarak kullanıcı deneyimleri ile yönlendirilmesinin mümkün olabileceği araştırmada sorgulanmıştır. Edirne'de göçmenlerin ilk giriş noktalarının hala merkez bölge olduğu, göçmenlerin ikamet süreleri boyunca kiracılıktan ev sahipliğine hatta ev sahipliğinden ev sahipliğine geçtikleri, bu durumların yapısal koşullara bağlı olarak gerçekleştikleri, göçmenlerin konut ve çevre özelliklerine göre taşındıkları, hiç taşınmayanların ise ilk geldiklerinde ev sahibi oldukları, şimdiki konut bölgelerinde ilk konut bölgelerine göre daha fazla konut ve çevresi özelliklerine dikkat ettikleri sonuçlarına ulaşılmıştır.
Modernleşme ve kapitalizm ile başlayan toplumsal değişme, mekânsal değişmeye neden olmuştur. Mima... more Modernleşme ve kapitalizm ile başlayan toplumsal değişme, mekânsal değişmeye neden olmuştur. Mimarlık mesleği, kapitalizmin karlılığını devam ettirmek için gereken stratejilere boyun eğmek durumunda kalmıştır. Bu stratejiler mekânı dönüştürdüğü gibi toplumsal pratikleri de etkilemiştir. Kapitalizmin mekânı dönüştürmesinin temel nedeni sermayenin rekabetçi yapısıdır. Sermaye, emek gücünden arta kalan miktar ile kentlere yatırım yapmıştır. Bu miktar sürekli değişmekte ve mekânı sürekli dönüştürmektedir. Mekân ve zaman soyut hale gelerek yeniden örgütlenmiştir. Oluşan yeni mekânlar kapitalizmin karlılığını arttırmak için tüketim pratikleri üretmiştir. Bu pratikler de tüketim toplumunu meydana getirmiştir. Pratiklerin tüketim toplumu meydana getirme sürecini daha iyi analiz edebilmek için birinci bölümde problem tanımlanmış, çalışmanın amacı, kapsamı ve yöntemi belirlenmiştir. İkinci bölümde mekânın toplumsal pratikleri nasıl oluşturduğu Bourdieu’nun öne sürdüğü habitus teriminden yararlanılarak sorgulanmıştır. Modernizmin ve habituslar tarafından üretilen pratikleri düzenleyen kapitalizmin, tarihsel süreç içinde mekânla olan ilişkisine değinilmiştir. Üçüncü bölümde, kapitalizm ve modernleşmenin mekân ve zamana nasıl soyut nitelik kazandırdığı incelenmiştir. Küreselleşme ve yerelleşme eğilimleri ile ortaya çıkan görüntü mekânlarının toplumu hızlı bir şekilde tüketime yönlendirmesi ele alınmıştır. Dördüncü bölümde Edirne’de tarihi kent çekirdeğinde yer alan Alipaşa Çarşısı ile yeni gelişen kent merkezinde yer alan Margi Alışveriş Merkezi’nin mekândan etkilenen toplumsal pratikleri karşılaştırılmıştır. Bu karşılaştırma, tüketim toplumunun mekân aracılığıyla nasıl oluştuğunu göstermektedir. Beşinci bölümünde ise mekânın tüketim pratiklerini nasıl etkilediği değerlendirilmiştir.
Mekansallık gündelik yaşantıyı etkilediği gibi toplumsal değişime de neden olmaktadır. Kişiler me... more Mekansallık gündelik yaşantıyı etkilediği gibi toplumsal değişime de neden olmaktadır. Kişiler mekanın toplumsal üretimine katılmakta, toplumsal eylem ve ilişkiyi mekanla oluşturmaktadır. Araştırma kapsamında mekan ve zaman insanlık tarihinin ve coğrafyasının toplumsal ürünleri, politik bilinç kaynakları ve yerleşik mücadele alanları olarak ifade edilmektedir. Bu çalışma kapsamında göçmenlerin mekanlara yerleşme pratikleri incelenmekte, bu kişilerin kente olan uyum süreçleri sorgulanmaktadır. Bu yaklaşım göçmenin varış yerlerinde elde ettiği yer faydası ölçeğinde incelenmiş, göçmenin hareketlilik motivasyonunun fayda olduğu temelinde yürütülmüştür. Konut güzergahlarının incelenmesi giderek daha önemli olmaktadır. Konut hareketliliği biçimleri, ekonomik konum ve güvenliğini etkileyen işgücü piyasalarındaki değişikliklerden etkilenmektedir. Modernleşen ülkelerde kentsel planlama ve konut standartlarının iyileştirilmesi düşük gelirlilerin ve müteahhitlerin eylemleri ile tarif edilmektedir. Kurumsal normların düzenlemesi insanların toplu iradesi ve hükümet programları ile koordine edilememektedir. Bu durumda üç eş merkezli kentleşme modelinin uygulandığı örnekler görülmektedir. Bu modelde gelir seviyelerinin konut standartlarına ulaşım düzeyleri kentleşme aşamalarında değişiklik göstermektedir. Kentleşme aşaması değiştikçe ve göçmenlerin yerle kurdukları bağ ve birikimleri arttıkça konut türleri ve sahiplikleri değişmektedir. Göçmenlerin kent içinde hareketliliğinin olup olmadığını belirlemeye yönelik gerçekleştirilen bu çalışmada Edirne kenti araştırma alanı olarak seçilmiştir. Kent genelinde yapılan bu araştırmada göçmenlerin mesken ortamlarının üç temel işlevleri olan, konum, kullanım hakkı ve konforun kentin hangi bölgesinde ne ölçüde elde ettikleri sorusu üzerinde durulmaktadır. Aynı zamanda bu kişilerin hanehalkı stres durumlarına verilen tepkilerin yer değişikliğine neden olup olmadığı, kentsel süreçleri etkileyip etkilemediği sorgulanmaktadır. Araştırmada CHAID analizi yöntemi kullanılmaktadır. Bu yöntem elde edilen kategorik değişkenlerin birbirleriyle anlamlı ilişkide olup olmadığını vermektedir. Analizde kullanılan bağımlı değişken kategorileri göçmenlerin kentteki konumlarını ifade eden merkez-çevre, kullanım haklarını ifade eden ev sahipliği-kiracılık ve geçici veya kalıcı olduklarını anlamamıza yardımcı olan taşınan-kalan kategorileri olarak kabul edilmiştir. Edirne'de yapılan araştırmada örneklem grupları olarak Bulgaristan, Tokat ve Gümüşhane göçmenleri seçilmiştir. Bu göçmenlerin kente yerleşme stratejileri ve kent içindeki hareketlilikleri incelenmiştir. Göçmenler ilk konut bölgelerinde ticaretin bulunup bulunmamasına göre merkezden çevreye hareket etmiştir ve merkez çevre hareketliliği daha çok düşük konut yoğunluğu olan bölgelerden başlamıştır. Merkezden çevreye hareket eden göçmenler ilk konut bölgelerindeki kat sayılarına göre kiracılıktan ev sahipliğine geçmiştir. Çevreden çevreye hareket eden göçmenler ilk konuttaki ikamet sürelerine göre ev sahipliğinden ev sahipliğine geçmiştir. Kiracılıktan yine kiracılığa geçenler ise depo alanı miktarlarına önem vermiştir. Bulgaristan göçmenleri parklar ve açık alan sayılarına göre taşınma gösterirken, Tokat göçmenleri çevre manzarasına göre hareket etmişlerdir. Gümüşhane göçmenleri şimdiki konutlarında mülkiyete geçerek ev sahibi olmuşlar ve hiç taşınma gerçekleştirmemişlerdir. Araştırmada göçmenlerin ilk konut bölgeleri, belirli konut yoğunluklarında göç etme nedenleri zorunlu göç olanlar, ilk konut bölgelerinde ticaretin olup olmaması, ilk konutların metrekarelerinin az ya da çok olması ve Edirne'ye nereden geldiklerine göre değişmektedir. Şimdiki konut bölgeleri ise yine nereden geldiklerine, şimdiki konutlarında ticaretin bulunup bulunmamasına ve toplu taşımaya yakınlık, trafik gürültüsü, okulların kalitesi gibi çevresel niteliklere göre değişmektedir. Araştırmanın mikro ve makro kentsel analizlerin birlikte düşünülmesi ve mezo bir alan yaratılmasını amaçlamıştır. Konut pazarının ve konut alanı yer seçimlerinin piyasa yönlendirmesinden farklı olarak kullanıcı deneyimleri ile yönlendirilmesinin mümkün olabileceği araştırmada sorgulanmıştır. Edirne'de göçmenlerin ilk giriş noktalarının hala merkez bölge olduğu, göçmenlerin ikamet süreleri boyunca kiracılıktan ev sahipliğine hatta ev sahipliğinden ev sahipliğine geçtikleri, bu durumların yapısal koşullara bağlı olarak gerçekleştikleri, göçmenlerin konut ve çevre özelliklerine göre taşındıkları, hiç taşınmayanların ise ilk geldiklerinde ev sahibi oldukları, şimdiki konut bölgelerinde ilk konut bölgelerine göre daha fazla konut ve çevresi özelliklerine dikkat ettikleri sonuçlarına ulaşılmıştır.
Uploads
Papers by Bilge Uysal
Dördüncü bölümde Edirne’de tarihi kent çekirdeğinde yer alan Alipaşa Çarşısı ile yeni gelişen kent merkezinde yer alan Margi Alışveriş Merkezi’nin mekândan etkilenen toplumsal pratikleri karşılaştırılmıştır. Bu karşılaştırma, tüketim toplumunun mekân aracılığıyla nasıl oluştuğunu göstermektedir. Beşinci bölümünde ise mekânın tüketim pratiklerini nasıl etkilediği değerlendirilmiştir.
Dördüncü bölümde Edirne’de tarihi kent çekirdeğinde yer alan Alipaşa Çarşısı ile yeni gelişen kent merkezinde yer alan Margi Alışveriş Merkezi’nin mekândan etkilenen toplumsal pratikleri karşılaştırılmıştır. Bu karşılaştırma, tüketim toplumunun mekân aracılığıyla nasıl oluştuğunu göstermektedir. Beşinci bölümünde ise mekânın tüketim pratiklerini nasıl etkilediği değerlendirilmiştir.