G.O.P. Taksim E.A.H.
JAREN 2015;1(1):15-20
Özgün Araştırma / Original Investigation
Hemşirelerin Kemoterapiye Bağlı Ortaya Çıkan
Alopesiye İlişkin Algı ve Tutumları
Perceptions and Attitudes of Nurses Towards Chemotherapy
Induced Alopecia
Sebahat AKBAl ATeş*, Nermin OlguN**
*Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi, Hemşirelik Bölümü
**Acıbadem Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi, Hemşirelik Bölümü
ÖZeT
SuMMARY
Amaç: Bu çalışma, hemşirelerin kemoterapiye bağlı olarak
ortaya çıkan alopesiye ilişkin algılarını ve alopesi yönetimine ilişkin tutumlarını belirlemek amacıyla yapılmıştır.
Objective: In this study, nurses’ perceptions of alopecia
caused by chemotherapy and was carried out to determine
the attitudes regarding the management of alopecia.
Yöntem: Bu çalışmada; Alopesi Yönetim Ölçeği (AYÖ)
kullanılmıştır. Çalışmanın örneklemini 75 hemşire oluşturmuştur.
Method: Alopecia Management Scale (AYO) were used to
determine nurses’ perceptions and attitudes of alopecia in
this study. The study sample consisted of 75 nurses.
Bulgular: Cinsiyet, yaş, hizmet içi eğitim alma durumu ve
alopesi deneyimine (aile-çevre) göre algı ve tutumların
farklılık (p<0.05) gösterdiği belirlenmiştir. Hemşirelerin
ölçek maddelerine vermiş oldukları yanıtlarla fikir birliği
içinde oldukları saptanmıştır.
Results: Gender, age, service training status and experience of alopecia (family-environment) according to the difference in perception and attitudes showed. Clauses of the
nurses has given the scale of consensus that had the answers.
Sonuç: Hemşireler için hizmet içi eğitim programlarının
oluşturulması ve alopesiye yönelik standart bakım protokollerinin hazırlanması önerilmektedir.
Conclusion: In-service training programs for nurses, the
creation and preparation of protocols recommended standard of care for alopecia.
Anahtar Kelimeler: Kemoterapiye bağlı alopesi, algı,
hemşire
Key Words: Chemotherapy induced alopecia, perception,
nurse
gİRİş
Boughton, Blomfield 2013; Nolte, Donnelly, Kelly,
Conley and Cobb 2006; Schmidt, Fischer, Chren,
Strauss and Elsner 2001).
Kemoterapinin yan etkilerinden biri olan alopesi,
hastaların vücut imajını bozmakta, sosyal ve emosyonel durumlarını etkilemekte, utanma duygusunun
artışına bağlı özgüven azalmasına neden olmakta ve
sonuçta hastaların yaşamlarını olumsuz şekilde etkilemektedir. Tarih boyunca güzellik, yaş ve cazibe
özelliği olarak görülen saç sosyal, politik ve kültürel
çevrelerde bir sembol haline gelmiştir. Saç kaybı ise
çekicilik, seksüalite ve kişilik kaybı, utanç verici
durum, hastalık ve yaşlanma süreci ile özdeşleştirilmiştir (Batchelor 2001; Dougherty 2007; Jayde,
Literatürde kemoterapiye bağlı olarak gelişen bulantı, kusma, saç dökülmesi, stomatit, mukozit ve enfeksiyon onkoloji hemşirelerinin sık karşılaştıkları ve
çözüm aradıkları sorun alanları olarak belirtilmektedir. (Finlay and Casarett 2009; Fee-Schroeder et al.
2013). Alopesinin önlenmesi 1960’lardan bu yana
hemşirelik literatüründe bir odak noktası olmuştur.
Mekanik, fiziksel ve biyolojik ölçümler başarının
değerlendirilmesinde kullanılmıştır. Önlemenin birincil
Alındığı tarih: 13.05.2015
Kabul tarihi: 11.06.2015
Yazışma adresi: Yrd. Doç. Dr. Sebahat Akbal Ateş, T.C. Üsküdar Üniversitesi Altunizade Mah. Haluk Türksoy Sok. No:14, Üsküdar 34662
İstanbul
e-posta: sebahatakbal@gmail.com
doi: 10.5222/jaren.2015.015
15
G.O.P. Taksim E.A.H.
JAREN 2015;1(1):15-20
amacı kemoterapiye bağlı alopesi nedeniyle hastada
ortaya çıkan sıkıntının azaltılması olmuştur. Alopesiye
yönelik hasta tepkileri, beklenen saç kaybı derecesi,
prognozu, bilgi miktarı ve hazırlığın yeterliliği, fiziksel ve psikolojik baş etme mekanizmaları ve saçın
kişi için önemine bağlı olabilmektedir. Hemşireler,
cilt ve gözlerin korunması, gerekli bilginin verilmesi,
öz bakım stratejilerinin öğretilmesi ile hastanın alopesi ile başa çıkmasında önemli rol oynamaktadırlar.
Bu müdahalelerle, yıkıcı bir tecrübe yaşayan hastada
yine iyilik duygusu yaratmak amaçlanmaktadır
(Akçay ve Gözüm 2012; Batchelor 2001; Ishida,
Ishida, Kiyoko 2015; Roe and Lennan 2014).
Sağlık profesyonellerinin kanser, kemoterapi ve alopesiye ilişkin algı ve tutumlarının değerlendirildiği
çalışmalar bulunmaktadır. Bu çalışmaların sonuçları
arasındaki farklılıklar göze çarpmaktadır. Rosman
(2004) doktorlar ve diğer sağlık çalışanlarının kemoterapiye bağlı alopesiyi çok fazla dikkate almadıklarını rapor etmektedir. Tıp profesyonellerinin hastanın
günlük yaşamı üzerinde büyük bir etkisi olan bu olayı
hafife alma eğiliminde olduklarını belirtmektedir. Bu
çalışma kemoterapiye bağlı alopesiye özel önem gösterilmesi ve sağlık iletişiminin günlük belirtilere daha
fazla odaklanmış olması gerektiğini, alopesinin hangi
tedavi ile bağlantısı olduğunun fark edilmesinin
önemi üzerinde durmaktadır. Kemoterapi hastalar
tarafından zararlı ve yıkıcı bir tedavi olarak görülürse, alopesinin hoşgörülen bir konu ve önemli ölçüde
hastanın yaşam kalitesini etkileyen kendilik kaybı
olarak algılanacağı, tedavi yararlı ve iyileşme sağlayıcı olarak görülürse, alopesinin ödenmesi gereken
bir bedel olarak kabul edileceği belirtilmektedir
(Rosman 2004).
Hemşireler, alopesinin hasta ve ailesi üzerindeki olası
etkilerini değerlendirerek hastaların saç dökülmesi
konusundaki hazırlığına yardımcı olmalıdırlar.
Hemşirenin hastanın saça atfettiği değerin farkında
olarak; beden imajı üzerindeki olası etkilerini inceleyebilmeli ve uygun yaklaşımı sergileyebilmelidir.
Bu çalışma, hemşirelerin kemoterapiye bağlı olarak
ortaya çıkan alopesiye ilişkin algılarını ve alopesi
yönetimine ilişkin tutumlarını belirlemek amacıyla
yapılmıştır.
YÖNTeM
Kesitsel ve tanımlayıcı tipteki araştırmanın evren ve
örneklemini İstanbul Anadolu yakasında bulunan,
16
onkoloji servisi ve kemoterapi ünitesi olan üç hastanenin; kemoterapi üniteleri, kemik iliği transplantasyon üniteleri ve onkoloji servislerinde çalışan 75
hemşire oluşturdu. Araştırma Eylül 2007-Ağustos
2009 tarihleri arasında yapıldı.
Çalışmaya başlamadan önce ilgili hastanelerden
gerekli izinler ve Marmara Üniversitesi Etik
Kurulu’ndan etik kurul onayı alındı.
Araştırmada veri toplama aracı olarak iki form kullanıldı:
1. Genel Bilgi Formu
Yaş cinsiyet, medeni durum, mezun olunan okul,
çalışma süresi, semptom yönetimine ilişkin eğitim
durumu ve alopesi ile ilgili deneyimlerini içeren
sorular yer almaktadır.
2. Alopesi Yönetim Ölçeği (AYÖ) (Alopecia Management
Scale)
Rendall ve Ream (2005) tarafından Likert tipinde
hazırlanmış bir öz bildirim ölçeğidir. Ölçek maddeleri
kesinlikle katılıyorum, katılıyorum, kararsızım, katılmıyorum ve kesinlikle katılmıyorum şeklinde cevaplandırılmaktadır. Ölçek toplam 33 maddeden ve üç ana
boyuttan oluşmaktadır. Bu boyutlar; alopesi algısı,
alopesi yönetimi ve kafa derisine soğuk uygulamadır
(Rendall and Ream 2005). Bu ölçekte her bir temanın
maddelerine verilen yanıtlar değerlendirilerek uzlaşı
düzeyi belirlenmeye çalışılmış, katılıyorum ve kesinlikle katılıyorum yanıtlarının %60 veya üzerinde
olması uzlaşı olarak tanımlanmıştır. Çalışmada ilk iki
boyuta bakılmak istenmesi (alopesi algısı, alopesi
yönetimi) ve ülkemizde kafa derisine soğuk uygulama
kullanımının az olması nedeniyle ölçek maddelerinin
ilk 15’i alınmıştır. Çalışmamızda ölçek, kesinlikle
katılıyorum (5), katılıyorum (4), kararsızım (3), katılmıyorum (2) ve kesinlikle katılmıyorum (1) yanıtlarına göre puanlanmıştır. Ölçekten alınabilecek en düşük
puan 15, en yüksek puan 75’tir. Türkçe versiyonunun
güvenilirlik ve geçerlilik çalışması araştırmacılar tarafından yapılan Alopesi Yönetim Ölçeğinin bu çalışmadaki Cronbach alfa katsayısı 0.75’tir.
BulgulAR
Çalışmamızda hemşirelerin % 86.7’si kadın, % 38.7’si
19-24 yaş arasında, % 62.7’si lisans mezunu ve
% 72’si bekardı (Tablo 1).
S. Akbal Ateş ve N. Olgun, Hemşirelerin Kemoterapiye Bağlı Ortaya Çıkan Alopesiye İlişkin Algı ve Tutumları
Tablo 1. Hemşirelerin Sosyodemografik ve Hastalık/Sağlık İle İlgili Özellikleri İle AYÖ Puanlarının Karşılaştırılması.
AlOPeSİ YÖNeTİM ÖlÇeĞİ
Özellikler
Cinsiyet
Kadın
Erkek
Yaş
19-24 yaş arası (n:29)
25-29 yaş arası (n:27)
30 yaş ve üzeri (n:19)
eğitim Durumu
Lisans mezunu (n:50)
Lise mezunu (n:25)
Medeni Durum
Evli
Bekar
Çalışma Süresi
0-bir yıl arası (n: 36)
Bir yıl ve üzeri (n:39)
Hizmet İçi eğitim Alıp Almama Durumu
Evet
Hayır
Çevresinde/Yakınında Saç Dökülmesi Yaşayıp Yaşamama Durumu
Evet
Hayır
genel Puan
X±SS
Alopesi Algısı Boyutu
X±SS
Alopesi Yönetimi Boyutu
X±SS
58.61± 6.47
55.90±4.62
t=1.27
p>0.05
17.04±2.341
15.40±2.87
t=2.003
p<0.05
41.56±5.01
40.50±2.75
t=0.657
p>0.05
57.31±5.54
60.40±6.53
56.63±6.52
*F: 2.64
p>0.05
16.62±2.45
17.03±2.31
16.84±2.79
*F: 0.195
p>0.05
40.68±4.06
43.37±5.09
39.78±4.60
*F: 4.001
p<0.05
58.66±6.12
57.44±6.68
**t=0.788
p>0.05
17.12±2.27
16.24±2.77
**t=1.46
p>0.05
41.54±4.73
41.20±4.93
**t=0.289
p>0.05
58.71±6.83
58.07±6.13
**t=0.393
p>0.05
16.76±2.71
16.85±2.39
**t=0.141
p>0.05
41.95±5.17
41.22±4.64
**t=0.592
p>0.05
58.69±6.46
57.84±6.20
**t=0.580
p>0.05
16.94±2.46
16.71±2.50
**t=0.395
p>0.05
41.75±5.03
41.12±4.56
**t=0.561
p>0.05
59.43±6.34
56.58±5.94
**t=1.96
p<0.05
17.38±2.05
16.03±2.79
**t=2.41
p<0.01
42.04±4.90
40.54±4.50
**t=1.34
p>0.05
59.83±5.80
57.50±6.44
**t=1.50
p>0.05
17.62±2.41
16.45±2.42
**t=1.958
p<0.05
42.20±4.29
41.05±4.98
**t=0.972
p>0.05
*Anova testi (Varyans analizi)
**t testi (bağımsız grup ortalamaları arasındaki farkın önemlililk testi)
Araştırmaya katılan hemşirelerin %16’sı kemoterapi ünitesinde çalışırken, %66.7’si onkoloji servisinde, %10.7’sinin kemik iliği transplantasyon ünitesinde çalışmakta oldukları, %6.7’sinin de onkoloji
hemşiresi olduğu belirlendi. Çoğunluğunun (%33.3)
çalıştıkları servis/bölümde 0 ila 6 aydır çalışıyor
oldukları, %13.3’ünün ise beş yıl ve üzerinde çalışmakta oldukları belirlendi. %58.7’si semptom yönetimi konusunda hizmet içi eğitimi almış iken,
%41.3’ünün herhangi bir eğitim almadığı; %50.7’si
kemoterapi yönetimi konusunda eğitim almış iken,
%49.3’ünün almadığı saptandı. Hemşirelerin
%32’sinin yakınından birisi veya çevresinden birisi
kemoterapi nedeni ile saç dökülmesi yaşamışken,
%68’inin çevresinde veya yakınlarında kemoterapiye bağlı saç dökülmesi yaşayan olmadığını belirlendi (Tablo 1).
Hemşirelerin %74.7’si kemoterapiye bağlı alopesiye yönelik çalıştıkları bölümde herhangi bir uygulama yapılmadığını belirtirken, uygulama yapıldığını
söyleyenlerin %36.8’i yardımcı araç kullanımını
önerdiklerini söylemişlerdir.
17
G.O.P. Taksim E.A.H.
JAREN 2015;1(1):15-20
TARTIşMA
Alopesi kemoterapi tedavisinin travmatik bir yan
etkisidir maddesine hemşirelerin %86.7’sinin, kişiler alopesiyi kanserle ilişkilendirir maddesine
%86.7’sinin, alopesinin kişilerin beden imajı ve
benlik saygısı üzerinde önemli bir etkisi vardır
maddesine %94.7’sinin, hastaların saçlarını kaybetme korkuları kemoterapiyi reddetmelerine
neden olabilir maddesine %61.4’ünün katıldığı
saptandı (Şekil 1).
Bu çalışmada hemşirelerin çoğunluğunun kadın,
19-24 yaş aralığında, lisans mezunu ve mevcut kliniklerinde 0-6 aydır çalışıyor oldukları saptanmıştır
(Tablo 1). Randall ve Ream’in (2005) çalışmasında,
hemşirelerin % 69’unun 30-39 yaş arasında olduğu
ve onkoloji deneyim süresinin 3.1 ile 6 yıl arasında
değiştiği saptanmıştır. Hastaların yaşam kalitesine
ilişkin hemşire ve hasta algılarının karşılaştırıldığı bir
çalışmada, çalışmaya katılan 49 hemşirenin
%96.6’sının kadın, %61.3’ünün evli, %20.5’inin
lisans mezunu ve %26.5’inin yüksek lisans mezunu
olduğu saptanmıştır. Hemşirelerin ortalama yaşı 37.4,
kanser hastalarıyla deneyim süresi ise 9.4 yıl olarak
belirlenmiştir (Bahrami et al. 2008). Aydın ve Eşer’in
(2010) yapmış oldukları çalışmada ise hemşirelerin
%57.50’sinin 22-27 yaş aralığında olduğu,
%52.50’sinin 1-5 yıl arasında çalışanların oluşturduğu, %57.50’sinin bekar ve %52.50’sinin önlisans
mezunu olduğu saptanmıştır.
Hemşirelerin “Kemoterapi yan etkilerinin yönetiminde alopesi önemli derecede önceliğe sahiptir”
(%78.7), “Hemşireler alopesi yönetiminde anahtar
roldedirler” (%76), “Alopesi kontrolüne hasta ailelerinin katılımı önemlidir” (%93.3), “Alopesinin kontrolüne yönelik oldukça az bilgi bulunmaktadır”
(%69.3), “Hastaların saç kaybına alışmalarına yardımcı olmak zordur” (%74.6), “Kadınların erkeklerden daha fazla alopesi bilgisi ve desteğine gereksinimleri vardır” (%90.7), “Peruklar alopesi kontrolünde yararlı araçlardır” (%92), “Alopesi kontrolünde
lider hastadır,” (%78.7) maddelerine katıldıklarını
belirterek, fikir birliği içinde oldukları belirlendi.
Bununla birlikte “Öncelik alopesinin önlenmesi
olmalıdır” maddesine %26.7’si katılıyorum, %26.7’si
karasızım ve %46.7’si katılmıyorum şeklinde yanıt
verdi. “Kişilere peruk takacakları zamanı söylemek
zordur” maddesine %52’si katılıyorum şeklinde yanıt
verirken, “Alopesi kontrol altına alınabilir” maddesine %32’si katıldığını %33.3’ü ise katılmadığını
belirtti. Bu üç maddeye ilişkin fikir birliği sağlanamadığı belirlendi (Şekil 1).
Alopesi Yönetim Ölçeği’nden alınan puanların
demografik özelliklere göre dağılımına bakıldığında;
cinsiyete göre alopesi yönetim boyut puanı ortalamaları arasında anlamlı bir fark bulunmazken, alopesi
algısı boyut puanlarının cinsiyete göre farklılık gösterdiği saptanmıştır. Bayanların AYÖ Alopesi Algısı
Boyutu puanı ortalaması 17.04, erkeklerin AYÖ
Alopesi Algısı Boyutu puan ortalaması ise 15.40’tır
ve puanlar arasında anlamlı şekilde farklılık görülmektedir (t=-2.003; p<0.05) (Tablo 1). Bu fark; kadı-
Alopesi Yönetim Ölçeği
100
90
80
70
60
50
40
30
20
10
0
1
2
3
4
5
6
7
8
n
9
10
11
12
13
%
şekil 1. Alopesi Yönetim Ölçeğine Ait Maddelere İlişkin Verilen Yanıtları Frekansları ve % Dağılımları.
18
14
15
S. Akbal Ateş ve N. Olgun, Hemşirelerin Kemoterapiye Bağlı Ortaya Çıkan Alopesiye İlişkin Algı ve Tutumları
nın saça yüklediği anlamın erkeğe göre farklı olması,
kadın için saç kaybının kadınlık, cinsellik ve çekicilik kaybı olarak görülmesi gibi nedenlerden dolayı
ortaya çıkmış olabilir.
önemlilik ve öz-etkililik algıları da ailesinde meme
kanseri olmayan öğrencilere göre anlamlı olarak
daha yüksek bulunmuştur (Kılıç, Sağlam ve Kara
2009).
Araştırmaya katılan hemşirelerin AYÖ Alopesi
Yönetim Boyutu puanları yaşlarına göre istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık göstermiştir
(F=4.001; p<0.05). Bu farklılığın 25-29 yaş arasındaki hemşirelerin AYÖ Alopesi Yönetim Boyutu
puanlarının, yaşları 30 yaş ve üzerinde olan hemşirelerin AYÖ Alopesi Yönetim Boyutu puanlarından daha yüksek olmasından kaynaklandığı saptanmıştır (Tablo 1).
Alopesi Algısı Boyutuna İlişkin görüşler
Eğitim durumu, medeni durum, çalışılan hastane,
çalışma süresi, çalışılan bölüm ve çalışılan bölümde
saç dökülmesine yönelik uygulama yapılıp yapılmaması açısından AYÖ genel puan ve alt boyut puanları
arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark saptanmamıştır (p>0.05) (Tablo 1). Jinekolojik hastaların
yaşam kalitelerinin hemşire ve hastalar tarafından
değerlendirildiği bir çalışmada, benzer şekilde hemşirelerin çalışma süresi ve onkoloji deneyimi ile
bağlantılı fark bulunamamıştır (Zhao et al 2003).
Hizmet içi eğitimi alan hemşirelerin AYÖ genel toplam puanları ve alopesi algısı boyut puanları hizmet
içi eğitimi almayan hemşirelerin puanlarından anlamlı şekilde farklılık göstermektedir (t=-1.96; p<0.05).
Hizmet içi eğitim alanların almayanlara göre puan
ortalamalarının daha yüksek olduğu saptanmıştır.
Çevrelerinde/yakınlarında kemoterapiye bağlı saç
dökülmesi yaşayan hemşirelerin alopesi algısı boyutu
puanları arasında anlamlı şekilde farklılık olduğu
saptanmıştır (t=-1.958; p<0.05) (Tablo 1). Alınan
hizmet içi eğitimlerin ve geçmişteki deneyimlerin
algıyı etkileyen önemli faktörler olduğu ve duyarlılığı artırdığını söyleyebiliriz.
Khader ve ark. (2010) çalışmasında, onkoloji eğitimi
alan ve almayan hemşirelerin kansere karşı tutum,
kanser olma korkusu, ümitsizlik ve stigma boyutlarından almış oldukları puan ortalamaları arasında
fark bulunamamıştır (Khader, Jarrah and Alasad
2010). Meme Kanseri ve Taramalarına İlişkin Sağlık
İnanç Modeli Ölçeği kullanılarak yapılan bir çalışmada, ailesinde meme kanseri olan öğrencilerin
duyarlılık algıları (10.39±1.94) ailesinde meme kanseri olmayan öğrencilere (8.21±1.96) göre anlamlı
düzeyde yüksek bulunmuştur (p<0.001). Bununla
birlikte, ailesinde meme kanseri olan öğrencilerin
Çalışmamızda Alopesi Algısı Boyutundaki tüm maddeler için hemşirelerin fikir birliği içinde olduğu
belirlenmiştir (Şekil 1).
Randall ve Ream’in (2005) çalışmasında; katılımcıların alopesi algıları ile ilgili maddelere verdikleri
cevaplarla yüksek düzeyde fikir birliği gösterdikleri
saptanmıştır. Alopesinin vücut imajı ve benlik saygısını etkilediği konusunda da katılımcıların tamamı
fikir birliği gösterdiği, %77’si, kişilerin alopesiyle
kanseri ilişkilendirdiğini ifade ettikleri belirlenmiştir. Alopesinin kemoterapinin travmatik bir yan
etkisi olduğunu, hastaların saçlarının döküleceği
korkusuyla tedaviyi reddedebileceklerini hissettiklerini ifade etmişlerdir (n=11, %85). Ayrıca bu çalışmada katılımcılar alopesinin kanser tedavisinin
gözle görülür bir işareti olduğunu ve alopesinin
hasta üzerindeki etkisini hafife aldıklarını belirttikleri rapor edilmiştir.
Alopesi Yönetimi Boyutuna İlişkin görüşler
Randall ve Ream (2005) tarafından katılımcıların
alopesi yönetiminde anahtar rol oynadıkları ve
kemoterapi yan etkilerinden biri olan alopesinin
yönetimine yüksek öncelik verilmesi gerektiği
konusunda fikir birliği içinde oldukları belirtilmiştir. Fakat %62’si alopesinin etkili şekilde yönetildiği
konusunda kararsız olduklarını belirtmişlerdir.
Katılımcıların %54’ü alopesi yönetiminde önlemenin en önemli unsur olduğunu belirtmişlerdir.
Alopesiye adaptasyonda hastaya yardımcı olmanın
zor olduğu konusunda grubun kararsız olduğu,
%58’i zor olmadığını söylediği bildirilmiştir. Bu
çalışmada hemşirelerin bu semptom için kayıtsız
kalmadıkları saptanmıştır. Alopesinin duygusal etkilerinin farkında oldukları ve kemoterapinin yan
etkilerinin yönetimine yüksek öncelik verdikleri
belirlenmiştir. Fakat alopesi yönetimine yüksek
öncelik verdikleri konusunda hem fikir olmalarına
rağmen, alopesi yönetimi konusundaki çabalarının
etkin olup olmadığı konusunda kararsız oldukları
saptanmıştır. Çalışmanın yapıldığı zaman klinikte
kullanmak için alopesi yönetimi için standart bir
protokol olmadığı bildirilmiştir.
19
G.O.P. Taksim E.A.H.
JAREN 2015;1(1):15-20
Çalışmamızda Rendal ve Ream’in (2005) çalışmasının sonuçlarından farklı olarak, hastaların saç kaybına alışmalarının zor olduğu konusunda hemşireler
fikir birliği içerisindeydi (Şekil 1). Ayrıca “kişilere
peruk takacakları zamanı söylemek zordur”, maddesi dışında diğer bulguları bizim bulgularımızla paralellik göstermektedir. Yine benzer şekilde her üç
hastanede de alopesiye ilişkin standart bir bakım protokolü yoktu.
“Kişilere peruk takacakları zamanı söylemek zordur”
maddesine ilişkin fikir birliği olmamasının (Şekil 1)
gerekçesi; katılımcıların %48’inin bir yıldan daha
kısa süredir mevcut bölümünde çalıştığı ve
%41.3’ünün hizmet içi eğitim almadığı dikkate alındığında (Tablo 1), alopesi toksisitesine sahip kemoterapi ajanlarına ilişkin bilgi düzeyinin yeterli olmaması ile açıklanabilir.
SONuÇ ve ÖNeRİleR
Hemşirelerin alopesiye ilişkin algı ve tutumlarının,
cinsiyet, yaş, hizmet içi eğitim alma durumu ve alopesi deneyimi (aile-çevre) özellikleri ile ilişkili olduğu ve hemşirelerin ölçek maddelerine vermiş oldukları cevaplarla fikir birliği içinde oldukları saptanmıştır. AYÖ’nin kemoterapi üniteleri, kemik iliği
transplantasyon üniteleri ve onkoloji servislerinde
kullanılmasının, sağlık çalışanları için hizmet içi eğitim programlarının oluşturulmasının ve alopesiye
yönelik standart bakım protokollerinin hazırlanmasının hemşirelerin alopesiye ilişkin farkındalıklarını
artırmak ve ortak bir dil oluşturulabilmesi için faydalı olacağı düşünülmektedir.
KAYNAKlAR
Akçay, D. ve gözüm, S. (2012). Kemoterapi alan meme
kanserli hastalarda, kemoterapinin yan etkilerine ilişkin
verilen eğitim ve evde izlemin yaşam kalitesine etkisinin
değerlendirilmesi. Meme Sağlığı Dergisi, 8 (4): 191-199.
Aydın, B.H. ve eşer, İ. (2010). Hemşirelerin ve kanserli hastaların ağrı değerlendirmelerinin karşılaştırılması. Ege
Üniversitesi Hemşirelik Yüksek Okulu Dergisi, 26 (1): 11-23.
Bahrami, M., Parker, S. ve Blackman, I. (2008). Patients’
quality of life: a comparison of patient and nurse perceptions.
Contemporary Nurse, 29: 67-79.
http://dx.doi.org/10.5172/conu.673.29.1.67
Batchelor, D. (2001). Hair and cancer chemotherapy - consequences and nursing care: a literature study. European Journal
of Cancer Care, 10: 147-163.
http://dx.doi.org/10.1046/j.1365-2354.2001.00272.x
Dougherty, l. (2007). Using nursing diagnoses in prevention
20
and management of chemotherapy-induced alopecia in the
cancer patient. International Journal of Nursing Terminologies
& Classifications, 18 (4): 142-149.
http://dx.doi.org/10.1111/j.1744-618X.2007.00069.x
Fee-Schroeder, K., Howell, l., Kokal, J., Bjornsen, S.,
Christensen, S., Hathaway, J., Judy, D. ve Vickers, K.S.
(2013). Empowering individuals to self-manage chemotherapy
side effects clinical. Journal of Oncology Nursing, 17 (4): 369371.
http://dx.doi.org/10.1188/13.CJON.369-371
Finlay, e. ve Casarett, D. (2009). Making difficult discussions easier: using prognosis to facilitate transitions to hospice.
Cancer J Clin, 59: 250-263.
http://dx.doi.org/10.3322/caac.20022
Ishida, K., Ishida, J. ve Kiyoko K. (2015). Psychosocial
reaction patterns to alopecia ın female patients with gynecological cancer undergoing chemotherapy. Asian Pacific Journal
Of Cancer Prevention, 16 (3): 1225-233.
http://dx.doi.org/10.7314/APJCP.2015.16.3.1225
Jayde, V., Boughton, M. ve Blomfield, P. (2013). The experience of chemotherapy-induced alopecia for australian women
with ovarian cancer. European Journal of Cancer Care, 22 (4):
503-12.
http://dx.doi.org/10.1111/ecc.12056
Khader, K.A., Jarrah, S.S. ve Alasad, J. (2010). Influence of
nurses’ characteristics and education on their attitudes towards
death and dying: a review of literature. International Journal
of Nursing and Midwifery, 2 (1): 1-9.
Kılıç, D., Sağlam, R. ve Kara, Ö. (2009). Üniversite öğrencilerinde meme kanseri farkındalığını etkileyen faktörlerin incelenmesi. Meme Sağlığı Dergisi, 5 (4): 195-199.
Nolte, S., Donnelly, J., Kelly, S., Conley, P. ve Cobb, R.A.
(2006). Randomized clinical trial of a videotape intervention
for women with chemotherapy-induced alopecia: a gynecologic oncology group study. Oncology Nursıng Forum, 33 (2):
305-111.
http://dx.doi.org/10.1188/06.ONF.305-311
Randall, J. ve Ream, e. (2005). Hair loss with chemotherapy:
at a loss over its management? European Journal of Cancer
Care, 14: 223-231.
http://dx.doi.org/10.1111/j.1365-2354.2005.00558.x
Roe, H. ve lennan, e. (2014). Role of nurses in the assessment
and management of chemotherapy-related side effects ın cancer
patients. Nursing: Research & Reviews, 4: 103-115.
Rosman, S. (2004). Cancer and stigma: experience of patients
with chemotherapy-ınduced alopecia. Patient Education and
Counseling, 52: 333-339.
http://dx.doi.org/10.1016/S0738-3991(03)00040-5
Schmidt, S., Fıscher T.W., Chren, M.M., Strauss, B.M. ve
elsner, P. (2001). Strategies of coping and quality of life ın
women with alopecia. British Journal of Dermatology, 144:
1038-1043.
http://dx.doi.org/10.1046/j.1365-2133.2001.04195.x
Zhao H, Kanda K, liu SJ, Mao XY. (2003). Evaluation of
Quality of Life in Chinese Patients with Gynaecological
Cancer: Assessments by Patients and Nurses. International
Journal of Nursing Practice, 9: 40-48.
http://dx.doi.org/10.1046/j.1440-172X.2003.00401.x