Location via proxy:   [ UP ]  
[Report a bug]   [Manage cookies]                

Takıyüddin ve Güney Kutbu "Antartika"

2023, 7. Ulusal Kutup Bilimleri Sempozyumu

Birçok uygarlık elde ettikleri bilgileri doğrultusunda bıraktığı eserlerin kalitesi ile anılmaktadır. Osmanlı Devleti de var olduğu dönemde birçok bilimsel çalışma ve eserleri ile dünyada büyük izler bırakmıştır. Bu eserlere Piri Reis, Takıyüddin, Kâtip Çelebi vb. gibi önemli müelliflerin günümüzde de merak uyandıran yazmaları örnek verilebilir. Osmanlı bilginleri, çeşitli yollarla elde ettikleri birçok uygarlığın eserlerinden yola çıkarak hem bu eserlere benzer eserler ortaya koymuş hem de bunları geliştirmek üzerine bir yol izleyerek bilim dünyasına katkı sağlamışlardır. Bu perspektiften bakıldığında Şehname geleneğini devam ettiren Osmanlı şehnamecilerinin en önemli özelliklerinden biri eserlerinin konularını gerçek hayattan ve olaylardan almalarıdır. Seyyid Lokman tarafından Farsça manzum olarak yazılan ve iki ciltten oluşan Şehinşâhnâme, Nakkaş Osman ve onun yönetimindeki saray nakkaşları tarafından resimlenmiştir. Osmanlı minyatür sanatının Klasik Osmanlı Dönemi’nde yeni bir kimliğe kavuşması ve klasik dönem üslubunun başlaması Nakkaş Osman ile gerçekleşmiştir. Eserlerin betimlemelerini olay yerlerine bizzat giderek ve gözlemleyerek yapan Nakkaş Osman, Osmanlı minyatüründe perspektif kurallarını uygulayarak özgün eserler ortaya koymuş ve belgesel gerçekçilik anlayışının benimsenmesine öncülük etmiştir. 16. ve 17. yüzyıllarda diğer kitap sanatçıları tarafından da takip edilen, klasik üslup olarak adlandırılan Nakkaş Osman üslubu Osmanlı minyatürüne kattığı tarihi belgesel gerçekçiliği ile onu diğer İslam minyatürlerinden ayırmıştır..

YEDİNCİ ULUSAL KUTUP BİLİMLERİ SEMPOZYUMU BİLDİRİ ÖZLERİ KITABI 7. ULUSAL KUTUP BİLİMLERİ SEMPOZYUMU BİLDİRİ ÖZLERİ KİTABI ISBN: 978-605-312-543-3 TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi (MAM) Kutup Araştırmaları Enstitüsü (KARE) Bilim ve Toplum Başkanlığı (BİTO) https://kare.mam.tubitak.gov.tr/ Barış Mah. Dr. Zeki Acar Cd. No:1 P.K. 21 41470 Gebze, Kocaeli Bu kitabın basım, yayım ve satış hakları TÜBİTAK MAM KARE’ye aittir. Anılan kuruluşun izni alınmadan kitabın tümü ya da bölümleri, kapak tasarımı; mekanik, elektronik, fotokopi, manyetik, kayıt ya da başka yöntemlerle çoğaltılamaz, basılamaz, dağıtılamaz. SUNUŞ T.C. Cumhurbaşkanlığı himayelerinde, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı uhdesinde ve “Ulusal Kutup Bilim Programı” kapsamında kutup bilimleri alanında yürütülen bilimsel proje ve çalışmaların ele alındığı, bilimsel sefer sonuçlarının değerlendirildiği ve kutup bilimleri konularındaki gelişmelerin tartışıldığı “7. Ulusal Kutup Bilimleri Sempozyumu” ve genç nesillerimizde kutup bölgeleri, iklim değişikliği, küresel ısınma ve çevre konularında farkındalık oluşturmayı amaçlayan “3. Kutup Şenliği”, 4- 5 Aralık 2023 tarihlerinde Yıldız Teknik Üniversitesi Davutpaşa Kampüsü’nde TÜBİTAK MAM Kutup Araştırmaları Enstitüsü (KARE) koordinasyonunda gerçekleştirilmiştir. Sempozyuma Türkiye genelinden yaklaşık 200’e yakın kurum ve kuruluştan 216 bildiri gönderilmiş olup, fiziki olarak 1000’in üzerinde bilim insanı, 2204-C proje yarışması finalistleri, Kutup bilimlerine gönül veren akademisyen, öğrenci, öğretmen ve halkın katılımlarıyla gerçekleştirilmiştir. Dört salonda, eş zamanlı, gerçekleşen oturumlarda, akademisyen ve araştırmacılar tarafından 48’i sözlü, 32’si poster formatta sunumlar icra edilmiştir. 2023 yılı 2204-C ve 2204-D Lise Öğrencileri Kutup ve İklim Değişikliği Araştırma Proje Yarışmaları’nda ödül kazanan 30 proje öğrenciler tarafından sözlü sunumlarla tanıtılmıştır. TÜBİTAK MAM, TÜBİTAK RUTE, TÜBİTAK BİTO, Anadolu Ajansı ve Bilim Merkezleri’nın stand açtığı fuaye alanında katılımcılara, yerli ve milli ürünler sergilenerek, Kutup araştırmaları ile ortaklaşa gerçekleştirilen çalışmalar aktarılmıştır. Küresel iklim değişikliği ve Kutup bölgelerine etkisini ve farkındalığını arttırmak amacıyla düzenlenen “Cumhuriyetimizin 100. Yılında Kutuplarda Bilim Temalı” resim yarışması ve sergisine de yine katılımcılar tarafından yüksek ilgi gösterilmiştir. Sempozyum açılış oturumunda YTÜ Rektörü Prof. Dr. Tamer Yılmaz, TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, TÜBİTAK MAM ve TÜBİTAK MAM KARE Müdür V. Prof. Dr. Burcu Özsoy konuşmalarını gerçekleştirmiştir. Oturum, teşrifleri ile bizleri onurlandıran Sanayi ve Teknoloji Bakanı Sayın Mehmet Fatih KACIR’ın değerli konuşmalarını icra etmeleri ve resim yarışması finalisti öğrencilere ödüllerini takdim etmeleri ile sonlanmıştır. Ülkemizin ulusal ve uluslararası platformlarda temsiliyetini güçlendiren, görünürlüğünü arttıran ve bilim diplomasisi kapasitesine pozitif katkı sunan kutup çalışmalarının ulusal düzeyde paylaşıldığı Sempozyuma ve genç nesillerimizin beğenisini kazanan Şenliğe desteklerini esirgemeyen Sayın Bakanımıza tekrar şükranlarımızı sunuyoruz. Kutup bölgeleri üzerine çalışan bilim insanlarımıza, genç nesillerimizin bu konudaki eğitiminde desteklerini her daim yanımızda gördüğümüz değerli öğretmenlerimize ve tüm katılımcılarımıza teşekkür eder saygılarımızı sunarız. KURULLAR Editör Dr. Göksu USLULAR TÜBİTAK MAM KARE goksu.uslular@tubitak.gov.tr Yardımcı Editör Dr. Atilla YILMAZ TÜBİTAK MAM KARE atilla.yilmaz@tubitak.gov.tr Düzenleme ve Yürütme Kurulu Prof. Dr. Burcu ÖZSOY (Başkan) TÜBİTAK MAM KARE Ömer KÖKÇAM TÜBİTAK BİTO Doç. Dr. H. Hakan YAVAŞOĞLU TÜBİTAK MAM KARE Dr. Erhan ARSLAN TÜBİTAK MAM KARE Dr. Göksu USLULAR TÜBİTAK MAM KARE Dr. Atilla YILMAZ TÜBİTAK MAM KARE Özgün OKTAR TÜBİTAK MAM KARE Furkan Ali KÜÇÜK TÜBİTAK MAM KARE Sinan YİRMİBEŞOĞLU TÜBİTAK MAM KARE Doğaç Baybars IŞILER TÜBİTAK MAM KARE Zeynep Bilge ESEN TÜBİTAK MAM KARE Aybike Gül KARAOĞLU TÜBİTAK MAM KARE Bilim Kurulu Prof. Dr. Barış SALİHOĞLU Prof. Dr. Bülent G. AKINOĞLU Prof. Dr. Cem GAZİOĞLU Prof. Dr. Ersin GÖĞÜŞ Prof. Dr. Hacı Ali MANTAR Prof. Dr. Haluk ÖZENER Prof. Dr. Hasan Birol ÇOTUK Prof. Dr. Hayriye ELBİ Prof. Dr. Sezgin BAKIRDERE Prof. Dr. Işıl KURNAZ Prof. Dr. İbrahim TİRYAKİOĞLU Prof. Dr. Latife ÇAKIR BAYRAM Prof. Dr. Mehmet Nuri BODUR Prof. Dr. Mustafa YANALAK Prof. Dr. Nebiye MUSAOĞLU Prof. Dr. Osman ARIKAN Prof. Dr. Oya OKAY Prof. Dr. Raif KANDEMİR Prof. Dr. Reha M. ALKAN Prof. Dr. Sedat SERÇE Prof. Dr. Şafak ALTUNKAYNAK Prof. Dr. Şamil AKTAŞ Prof. Dr. Tamer BAYBURA Prof. Dr. Fusun BALIK ŞANLI Prof. Dr. V. Engin GÜLAL Prof. Dr. Güleda ENGİN Prof. Dr. Mehmet ILICAK Prof. Dr. Naki AKÇAR Doç. Dr. Alper GÜRBÜZ Doç. Dr. Hüseyin Ayhan YAVAŞOĞLU Doç. Dr. Bengüsu MİRASOĞLU Doç. Dr. Elif GENCELİ GÜNER Doç. Dr. Mehmet YEŞİLTAŞ Doç. Dr. Serdar BİLGİ Doç. Dr. Bilge TUTAK Doç. Dr. İbrahim BİLİCİ Doç. Dr. M. Oğuz SELBESOĞLU Dr. Öğr. Üyesi Burak KARACIK Dr. Öğr. Üyesi Gülsen UÇARKUŞ Dr. Öğr. Üyesi Korhan ÖZKAN Dr. Öğr. Üyesi M. Nurullah ALKAN Dr. Öğr. Üyesi Feride GÖK ÇOLAK Dr Öğr. Üyesi N. Sarp ERGÜVEN Dr. Öğr. Üyesi S. Orkun PELVAN Dr. Öğr. Üyesi Sevil D. YAKAN DÜNDAR Dr. Alb. Murat ELGE Dr. Osman OKUR Öğr. Gör. Barbaros BÜYÜKSAĞNAK Orta Doğu Teknik Üniversitesi Orta Doğu Teknik Üniversitesi İstanbul Üniversitesi Sabancı Üniversitesi İstanbul Teknik Üniversitesi Boğaziçi Üniversitesi Marmara Üniversitesi Ege Üniversitesi Yıldız Teknik Üniversitesi Gebze Teknik Üniversitesi Afyon Kocatepe Üniversitesi Erciyes Üniversitesi Hakkâri Üniversitesi İstanbul Teknik Üniversitesi İstanbul Teknik Üniversitesi İstanbul Teknik Üniversitesi İTÜ Kutup Araştırmaları Uyg-Ar Merkezi Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi İstanbul Teknik Üniversitesi Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi İstanbul Teknik Üniversitesi İstanbul Üniversitesi Afyon Kocatepe Üniversitesi Yıldız Teknik Üniversitesi Yıldız Teknik Üniversitesi Yıldız Teknik Üniversitesi İstanbul Teknik Üniversitesi Bern Üniversitesi Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Yıldız Teknik Üniversitesi İstanbul Üniversitesi İTÜ Kutup Araştırmaları Uyg-Ar Merkezi Kırklareli Üniversitesi İstanbul Teknik Üniversitesi İTÜ Kutup Araştırmaları Uyg-Ar Merkezi Hitit Üniversitesi İstanbul Teknik Üniversitesi İstanbul Teknik Üniversitesi İTÜ Kutup Araştırmaları Uyg-Ar Merkezi Orta Doğu Teknik Üniversitesi Hitit Üniversitesi Yıldız Teknik Üniversitesi Ankara Üniversitesi Marmara Üniversitesi İstanbul Teknik Üniversitesi Deniz Kuvvetleri Komutanlığı TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi Piri Reis Üniversitesi SÖZLÜ BİLDİRİLER 7. Ulusal Kutup Bilimleri Sempozyumu - 4 Aralık 2023 TAKIYÜDDİN VE GÜNEY KUTBU “ANTARKTİKA” Gülay APA KURTİŞOĞLU1, * , Ayşenur ERSOY2 , Altay BAYATLI3 1 2 Sanat Tarihi Bölümü, Edebiyat Fakültesi, Trakya Üniversitesi, Edirne, Türkiye Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Trakya Üniversitesi, Edirne, Türkiye 3 Şehit Ressam Hasan Rıza Güzel Sanatlar MYO, Trakya Üniversitesi, Edirne, Türkiye (*altaybayatli@trakya.edu.tr) Birçok uygarlık elde ettikleri bilgileri doğrultusunda bıraktığı eserlerin kalitesi ile anılmaktadır. Osmanlı Devleti de var olduğu dönemde birçok bilimsel çalışma ve eserleri ile dünyada büyük izler bırakmıştır. Bu eserlere Piri Reis, Takıyüddin, Kâtip Çelebi vb. gibi önemli müelliflerin günümüzde de merak uyandıran yazmaları örnek verilebilir. Osmanlı bilginleri, çeşitli yollarla elde ettikleri birçok uygarlığın eserlerinden yola çıkarak hem bu eserlere benzer eserler ortaya koymuş hem de bunları geliştirmek üzerine bir yol izleyerek bilim dünyasına katkı sağlamışlardır. Bu perspektiften bakıldığında Şehname geleneğini devam ettiren Osmanlı şehnamecilerinin en önemli özelliklerinden biri eserlerinin konularını gerçek hayattan ve olaylardan almalarıdır. Seyyid Lokman tarafından Farsça manzum olarak yazılan ve iki ciltten oluşan Şehinşâhnâme, Nakkaş Osman ve onun yönetimindeki saray nakkaşları tarafından resimlenmiştir. Osmanlı minyatür sanatının Klasik Osmanlı Dönemi’nde yeni bir kimliğe kavuşması ve klasik dönem üslubunun başlaması Nakkaş Osman ile gerçekleşmiştir. Eserlerin betimlemelerini olay yerlerine bizzat giderek ve gözlemleyerek yapan Nakkaş Osman, Osmanlı minyatüründe perspektif kurallarını uygulayarak özgün eserler ortaya koymuş ve belgesel gerçekçilik anlayışının benimsenmesine öncülük etmiştir. 16. ve 17. yüzyıllarda diğer kitap sanatçıları tarafından da takip edilen, klasik üslup olarak adlandırılan Nakkaş Osman üslubu Osmanlı minyatürüne kattığı tarihi belgesel gerçekçiliği ile onu diğer İslam minyatürlerinden ayırmıştır. 18. yüzyıla gelindiğinde coğrafi keşiflerin neredeyse tamamlanması sonrasında çetin şartlara sahip kutup noktalarına ulaşmak, dünya üzerinde adeta bir yarış haline gelmiştir. Özellikle 19. yüzyılın sonları ve 20. yüzyılın başlarında bu çekişme birçok ülke arasında prestij meselesi haline gelmiştir. Önceleri kaşifler kıtanın çevresindeki birçok küçük adaya ve buz kütlelerine ayak basmış olmalarına rağmen Antarktika ana karasına ilk ayak basımı 1820 yılında John Davis tarafından gerçekleştirilmiştir. 1820 ile 1948 tarihleri arasında bölgenin bir kıta olabileceği tahmin edilirken 1948 yılından sonra Antarktika’nın bir kıta olduğu kanıtlanmış oldu. 367 yıl önce Sultan III. Murad Han’ın döneminde nakşedilen Şehinşâhnâme içerisinde İstanbul Rasathanesi’ni resmeden Nakkaş Osman, Takıyüddin er-Rasıd’ın rasathanesinde kullanılan birçok objeyi literatüre kazandırmıştır. Bu objeler arasında en dikkat çekici olanlardan biri dünya küresidir. Takıyüddin ve ekibinin aktardığı doğrultuda nakkaşlar rasathaneyi ince detayları ile esere aktarmış ve burada bulunan dünya küresinin üzerine dönemin coğrafi keşifleri de baz alınarak bir dünya haritası da yerleştirilmiştir. Küre üzerindeki dünya haritası, Batlamyus atlaslarında görülen eski dünya bölümünü göstermekte olup eski dünyanın tüm kara parçaları bu küre üzerinde resmedilmiştir. Küre üzerinde en dikkat çekici detay güney kutbu bölgesinde resmedilen kara parçasıdır. İlk ayak basılışından 239, kıta olarak kabul edilişinden 367 yıl önce İstanbul Rasathanesi’nde Nakkaş Osman’ın çizdiği bu minyatür üzerindeki dünya küresi açıkça Antarktika’yı bir kara parçası ve ayrı bir kıta olarak resmetmektedir. Rasathanenin tasvirini yapmak için oraya giden Nakkaş Osman’ın, küreyi bizzat yerinde görerek nakışlamış olması kuvvetle muhtemeldir. Bu bağlamda bakıldığında minyatür içerisindeki küre dünyanın o dönemdeki gerçekçiliğini yansıtmaktadır. 37 7. Ulusal Kutup Bilimleri Sempozyumu - 4 Aralık 2023 Özellikle coğrafi keşiflerin altın çağı olarak nitelendirilebilecek 16. yüzyılda yapılmış bu keşif analojik olarak bakıldığında Urbain Le Varrier’in Neptün gezegenini matematiksel bir hesaplama ile keşfini hatırlatmaktadır. Matematikçi ve gök mekanikçisi olan Urbain Le Verrier henüz gözlem yapmadan yaptığı hesaplamalar ile Uranüs ile Plüton arasında mutlaka bir gezegen olması gerektiğini savunarak 1846 yılında bu keşfini yapılan gözlem ile doğrulatmıştır. Bu çalışmada Varrier’in Neptün gezegenini keşfi gibi, İstanbul Rasathanesi’nde Takıyüddin ve ekibi tarafından gerçekleştirilen bazı ölçümler neticesinde “Terra Australis Incognita (Bilinmeyen Güney Ülkesi)” olarak adlandırılan bu bölgenin bir kıta olarak (Antarktika) çizildiği görüşü ortaya konulacaktır. Anahtar Kelimeler: Takıyüddin, Antarktika, Dünya Küresi, Güney Kutbu, Kutb 38 7. Ulusal Kutup Bilimleri Sempozyumu - 4 Aralık 2023 TAQI AD-DIN AND SOUTH POLE “ANTARCTICA” Gülay APA KURTİŞOĞLU1, * , Ayşenur ERSOY2 , Altay BAYATLI3 1 2 Sanat Tarihi Bölümü, Edebiyat Fakültesi, Trakya Üniversitesi, Edirne, Türkiye Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Trakya Üniversitesi, Edirne, Türkiye 3 Şehit Ressam Hasan Rıza Güzel Sanatlar MYO, Trakya Üniversitesi, Edirne, Türkiye (*altaybayatli@trakya.edu.tr) Many civilizations are known for the quality of the works they have left in line with their knowledge. The Ottoman Empire also left great traces in the world with many scientific studies and works during its existence. Piri Reis, Taqi ad-Din, Kâtip Çelebi, etc. These works can be exemplified by the manuscripts of important authors such as Piri Reis, Taqi ad-Din, Kâtip Çelebi, etc., which still arouse curiosity today. Based on the works of many civilizations that they obtained through various means, Ottoman scholars both produced works similar to these works and contributed to the world of science by following a path to improve them. From this perspective, one of the most important features of the Ottoman Shahnameh writers who continued the tradition of Shahnameh is that they took the subjects of their works from real life and events. Written in Persian verse by Seyyid Lokman and consisting of two volumes, Şehinşâhnâme was illustrated by Nakkaş Osman (Miniaturist/Painter Osman) and the court painters under his direction. It was with Nakkaş Osman that the Ottoman miniature art gained a new identity in the Classical Ottoman Period and the style of the classical period began. Nakkaş Osman, who made the descriptions of the works by personally visiting and observing the crime scenes, created original works by applying the rules of perspective in Ottoman miniature and pioneered the adoption of documentary realism. In the 16th and 17th centuries, Nakkaş Osman’s style, which was followed by other book artists and called the classical style, distinguished it from other Islamic miniatures with the historical documentary realism it added to Ottoman miniature. By the 18th century, after the geographical discoveries were almost completed, reaching the poles with their harsh conditions became a race around the world. Especially in the late 19th and early 20th centuries, this competition became a matter of prestige among many countries. Although explorers had previously set foot on many small islands and ice floes around the continent, the first landing on the Antarctic mainland was made by John Davis in 1820. Between 1820 and 1948, it was speculated that the region could be a continent, but after 1948, Antarctica was proven to be a continent. 367 years ago, Nakkaş Osman, who depicted the Istanbul Observatory in the Şehinşâhnâme, which was embroidered during the reign of Sultan Murad III, brought many objects used in Taqi ad-Din observatory to the literature. One of the most remarkable among these objects is the world globe. In line with what Taqi ad-Din and his team conveyed, the miniaturist/painter transferred the observatory to the work with its fine details, and a world map was also placed on the world globe here, based on the geographical discoveries of the period. The world map on the globe shows the part of the old world seen in the Ptolemaic atlases and all the land parts of the old world are depicted on this globe. The most striking detail on the globe is the landmass depicted in the south pole region. The world globe on this miniature drawn by Nakkaş Osman at the Istanbul Observatory 239 years before the first landing and 367 years before it was recognized as a continent clearly depicts Antarctica as a landmass and a separate continent. It is highly probable that Nakkaş Osman, who went there to depict the observatory, saw the globe in person and embroidered it. In this context, the globe in the miniature reflects 39 7. Ulusal Kutup Bilimleri Sempozyumu - 4 Aralık 2023 the realism of the world at that time. Analogically, this discovery, which was made in the 16th century, which can be described as the golden age of geographical discoveries, reminds us of Urbain Le Varrier’s discovery of the planet Neptune with a mathematical calculation. Verrier argued that there must be a planet between Uranus and Pluto with the calculations he made without making any observations and confirmed this discovery with observations in 1846. In this study, like Verrier’s discovery of the planet Neptune, as a result of some measurements made by Taqi ad-Din and his team at the Istanbul Observatory, the view that this region called ”Terra Australis Incognita (Unknown Southern Country)” was drawn as a continent (Antarctica) will be put forward. Keywords: Taqi ad-Din, Antarctica, Globe, South Pole, Qutb 40