YEDİNCİ
ULUSAL
KUTUP
BİLİMLERİ
SEMPOZYUMU
BİLDİRİ ÖZLERİ KITABI
7. ULUSAL KUTUP BİLİMLERİ SEMPOZYUMU
BİLDİRİ ÖZLERİ KİTABI
ISBN: 978-605-312-543-3
TÜBİTAK
Marmara Araştırma Merkezi (MAM)
Kutup Araştırmaları Enstitüsü (KARE)
Bilim ve Toplum Başkanlığı (BİTO)
https://kare.mam.tubitak.gov.tr/
Barış Mah. Dr. Zeki Acar Cd.
No:1 P.K. 21 41470
Gebze, Kocaeli
Bu kitabın basım, yayım ve satış hakları TÜBİTAK MAM KARE’ye aittir. Anılan kuruluşun izni alınmadan
kitabın tümü ya da bölümleri, kapak tasarımı; mekanik, elektronik, fotokopi, manyetik, kayıt ya da başka
yöntemlerle çoğaltılamaz, basılamaz, dağıtılamaz.
SUNUŞ
T.C. Cumhurbaşkanlığı himayelerinde, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı uhdesinde ve “Ulusal
Kutup Bilim Programı” kapsamında kutup bilimleri alanında yürütülen bilimsel proje ve
çalışmaların ele alındığı, bilimsel sefer sonuçlarının değerlendirildiği ve kutup bilimleri
konularındaki gelişmelerin tartışıldığı “7. Ulusal Kutup Bilimleri Sempozyumu” ve genç
nesillerimizde kutup bölgeleri, iklim değişikliği, küresel ısınma ve çevre konularında
farkındalık oluşturmayı amaçlayan “3. Kutup Şenliği”, 4- 5 Aralık 2023 tarihlerinde Yıldız
Teknik Üniversitesi Davutpaşa Kampüsü’nde TÜBİTAK MAM Kutup Araştırmaları
Enstitüsü (KARE) koordinasyonunda gerçekleştirilmiştir.
Sempozyuma Türkiye genelinden yaklaşık 200’e yakın kurum ve kuruluştan 216
bildiri gönderilmiş olup, fiziki olarak 1000’in üzerinde bilim insanı, 2204-C proje
yarışması finalistleri, Kutup bilimlerine gönül veren akademisyen, öğrenci, öğretmen ve
halkın katılımlarıyla gerçekleştirilmiştir. Dört salonda, eş zamanlı, gerçekleşen oturumlarda,
akademisyen ve araştırmacılar tarafından 48’i sözlü, 32’si poster formatta sunumlar icra
edilmiştir. 2023 yılı 2204-C ve 2204-D Lise Öğrencileri Kutup ve İklim Değişikliği
Araştırma Proje Yarışmaları’nda ödül kazanan 30 proje öğrenciler tarafından sözlü sunumlarla
tanıtılmıştır. TÜBİTAK MAM, TÜBİTAK RUTE, TÜBİTAK BİTO, Anadolu Ajansı ve Bilim
Merkezleri’nın stand açtığı fuaye alanında katılımcılara, yerli ve milli ürünler sergilenerek,
Kutup araştırmaları ile ortaklaşa gerçekleştirilen çalışmalar aktarılmıştır. Küresel iklim
değişikliği ve Kutup bölgelerine etkisini ve farkındalığını arttırmak amacıyla düzenlenen
“Cumhuriyetimizin 100. Yılında Kutuplarda Bilim Temalı” resim yarışması ve sergisine de
yine katılımcılar tarafından yüksek ilgi gösterilmiştir.
Sempozyum açılış oturumunda YTÜ Rektörü Prof. Dr. Tamer Yılmaz, TÜBİTAK
Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, TÜBİTAK MAM ve TÜBİTAK MAM KARE
Müdür V. Prof. Dr. Burcu Özsoy konuşmalarını gerçekleştirmiştir. Oturum, teşrifleri
ile bizleri onurlandıran Sanayi ve Teknoloji Bakanı Sayın Mehmet Fatih KACIR’ın
değerli konuşmalarını icra etmeleri ve resim yarışması finalisti öğrencilere ödüllerini
takdim etmeleri ile sonlanmıştır. Ülkemizin ulusal ve uluslararası platformlarda temsiliyetini
güçlendiren, görünürlüğünü arttıran ve bilim diplomasisi kapasitesine pozitif katkı sunan kutup
çalışmalarının ulusal düzeyde paylaşıldığı Sempozyuma ve genç nesillerimizin beğenisini
kazanan Şenliğe desteklerini esirgemeyen Sayın Bakanımıza tekrar şükranlarımızı sunuyoruz.
Kutup bölgeleri üzerine çalışan bilim insanlarımıza, genç nesillerimizin bu konudaki
eğitiminde desteklerini her daim yanımızda gördüğümüz değerli öğretmenlerimize ve tüm
katılımcılarımıza teşekkür eder saygılarımızı sunarız.
KURULLAR
Editör
Dr. Göksu USLULAR TÜBİTAK MAM KARE
goksu.uslular@tubitak.gov.tr
Yardımcı Editör
Dr. Atilla YILMAZ
TÜBİTAK MAM KARE
atilla.yilmaz@tubitak.gov.tr
Düzenleme ve Yürütme Kurulu
Prof. Dr. Burcu ÖZSOY (Başkan) TÜBİTAK MAM KARE
Ömer KÖKÇAM
TÜBİTAK BİTO
Doç. Dr. H. Hakan YAVAŞOĞLU TÜBİTAK MAM KARE
Dr. Erhan ARSLAN
TÜBİTAK MAM KARE
Dr. Göksu USLULAR
TÜBİTAK MAM KARE
Dr. Atilla YILMAZ
TÜBİTAK MAM KARE
Özgün OKTAR
TÜBİTAK MAM KARE
Furkan Ali KÜÇÜK
TÜBİTAK MAM KARE
Sinan YİRMİBEŞOĞLU
TÜBİTAK MAM KARE
Doğaç Baybars IŞILER
TÜBİTAK MAM KARE
Zeynep Bilge ESEN
TÜBİTAK MAM KARE
Aybike Gül KARAOĞLU
TÜBİTAK MAM KARE
Bilim Kurulu
Prof. Dr. Barış SALİHOĞLU
Prof. Dr. Bülent G. AKINOĞLU
Prof. Dr. Cem GAZİOĞLU
Prof. Dr. Ersin GÖĞÜŞ
Prof. Dr. Hacı Ali MANTAR
Prof. Dr. Haluk ÖZENER
Prof. Dr. Hasan Birol ÇOTUK
Prof. Dr. Hayriye ELBİ
Prof. Dr. Sezgin BAKIRDERE
Prof. Dr. Işıl KURNAZ
Prof. Dr. İbrahim TİRYAKİOĞLU
Prof. Dr. Latife ÇAKIR BAYRAM
Prof. Dr. Mehmet Nuri BODUR
Prof. Dr. Mustafa YANALAK
Prof. Dr. Nebiye MUSAOĞLU
Prof. Dr. Osman ARIKAN
Prof. Dr. Oya OKAY
Prof. Dr. Raif KANDEMİR
Prof. Dr. Reha M. ALKAN
Prof. Dr. Sedat SERÇE
Prof. Dr. Şafak ALTUNKAYNAK
Prof. Dr. Şamil AKTAŞ
Prof. Dr. Tamer BAYBURA
Prof. Dr. Fusun BALIK ŞANLI
Prof. Dr. V. Engin GÜLAL
Prof. Dr. Güleda ENGİN
Prof. Dr. Mehmet ILICAK
Prof. Dr. Naki AKÇAR
Doç. Dr. Alper GÜRBÜZ
Doç. Dr. Hüseyin Ayhan YAVAŞOĞLU
Doç. Dr. Bengüsu MİRASOĞLU
Doç. Dr. Elif GENCELİ GÜNER
Doç. Dr. Mehmet YEŞİLTAŞ
Doç. Dr. Serdar BİLGİ
Doç. Dr. Bilge TUTAK
Doç. Dr. İbrahim BİLİCİ
Doç. Dr. M. Oğuz SELBESOĞLU
Dr. Öğr. Üyesi Burak KARACIK
Dr. Öğr. Üyesi Gülsen UÇARKUŞ
Dr. Öğr. Üyesi Korhan ÖZKAN
Dr. Öğr. Üyesi M. Nurullah ALKAN
Dr. Öğr. Üyesi Feride GÖK ÇOLAK
Dr Öğr. Üyesi N. Sarp ERGÜVEN
Dr. Öğr. Üyesi S. Orkun PELVAN
Dr. Öğr. Üyesi Sevil D. YAKAN DÜNDAR
Dr. Alb. Murat ELGE
Dr. Osman OKUR
Öğr. Gör. Barbaros BÜYÜKSAĞNAK
Orta Doğu Teknik Üniversitesi
Orta Doğu Teknik Üniversitesi
İstanbul Üniversitesi
Sabancı Üniversitesi
İstanbul Teknik Üniversitesi
Boğaziçi Üniversitesi
Marmara Üniversitesi
Ege Üniversitesi
Yıldız Teknik Üniversitesi
Gebze Teknik Üniversitesi
Afyon Kocatepe Üniversitesi
Erciyes Üniversitesi
Hakkâri Üniversitesi
İstanbul Teknik Üniversitesi
İstanbul Teknik Üniversitesi
İstanbul Teknik Üniversitesi
İTÜ Kutup Araştırmaları Uyg-Ar Merkezi
Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi
İstanbul Teknik Üniversitesi
Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi
İstanbul Teknik Üniversitesi
İstanbul Üniversitesi
Afyon Kocatepe Üniversitesi
Yıldız Teknik Üniversitesi
Yıldız Teknik Üniversitesi
Yıldız Teknik Üniversitesi
İstanbul Teknik Üniversitesi
Bern Üniversitesi
Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi
Yıldız Teknik Üniversitesi
İstanbul Üniversitesi
İTÜ Kutup Araştırmaları Uyg-Ar Merkezi
Kırklareli Üniversitesi
İstanbul Teknik Üniversitesi
İTÜ Kutup Araştırmaları Uyg-Ar Merkezi
Hitit Üniversitesi
İstanbul Teknik Üniversitesi
İstanbul Teknik Üniversitesi
İTÜ Kutup Araştırmaları Uyg-Ar Merkezi
Orta Doğu Teknik Üniversitesi
Hitit Üniversitesi
Yıldız Teknik Üniversitesi
Ankara Üniversitesi
Marmara Üniversitesi
İstanbul Teknik Üniversitesi
Deniz Kuvvetleri Komutanlığı
TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi
Piri Reis Üniversitesi
SÖZLÜ BİLDİRİLER
7. Ulusal Kutup Bilimleri Sempozyumu - 4 Aralık 2023
TAKIYÜDDİN VE GÜNEY KUTBU “ANTARKTİKA”
Gülay APA KURTİŞOĞLU1, * , Ayşenur ERSOY2 , Altay BAYATLI3
1
2
Sanat Tarihi Bölümü, Edebiyat Fakültesi, Trakya Üniversitesi, Edirne, Türkiye
Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Trakya Üniversitesi, Edirne, Türkiye
3
Şehit Ressam Hasan Rıza Güzel Sanatlar MYO, Trakya Üniversitesi, Edirne, Türkiye
(*altaybayatli@trakya.edu.tr)
Birçok uygarlık elde ettikleri bilgileri doğrultusunda bıraktığı eserlerin kalitesi ile anılmaktadır.
Osmanlı Devleti de var olduğu dönemde birçok bilimsel çalışma ve eserleri ile dünyada büyük
izler bırakmıştır. Bu eserlere Piri Reis, Takıyüddin, Kâtip Çelebi vb. gibi önemli müelliflerin
günümüzde de merak uyandıran yazmaları örnek verilebilir.
Osmanlı bilginleri, çeşitli yollarla elde ettikleri birçok uygarlığın eserlerinden yola çıkarak hem
bu eserlere benzer eserler ortaya koymuş hem de bunları geliştirmek üzerine bir yol izleyerek
bilim dünyasına katkı sağlamışlardır. Bu perspektiften bakıldığında Şehname geleneğini devam
ettiren Osmanlı şehnamecilerinin en önemli özelliklerinden biri eserlerinin konularını gerçek
hayattan ve olaylardan almalarıdır. Seyyid Lokman tarafından Farsça manzum olarak yazılan
ve iki ciltten oluşan Şehinşâhnâme, Nakkaş Osman ve onun yönetimindeki saray nakkaşları
tarafından resimlenmiştir. Osmanlı minyatür sanatının Klasik Osmanlı Dönemi’nde yeni bir
kimliğe kavuşması ve klasik dönem üslubunun başlaması Nakkaş Osman ile gerçekleşmiştir.
Eserlerin betimlemelerini olay yerlerine bizzat giderek ve gözlemleyerek yapan Nakkaş
Osman, Osmanlı minyatüründe perspektif kurallarını uygulayarak özgün eserler ortaya koymuş
ve belgesel gerçekçilik anlayışının benimsenmesine öncülük etmiştir. 16. ve 17. yüzyıllarda
diğer kitap sanatçıları tarafından da takip edilen, klasik üslup olarak adlandırılan Nakkaş
Osman üslubu Osmanlı minyatürüne kattığı tarihi belgesel gerçekçiliği ile onu diğer İslam
minyatürlerinden ayırmıştır.
18. yüzyıla gelindiğinde coğrafi keşiflerin neredeyse tamamlanması sonrasında çetin şartlara
sahip kutup noktalarına ulaşmak, dünya üzerinde adeta bir yarış haline gelmiştir. Özellikle
19. yüzyılın sonları ve 20. yüzyılın başlarında bu çekişme birçok ülke arasında prestij
meselesi haline gelmiştir. Önceleri kaşifler kıtanın çevresindeki birçok küçük adaya ve buz
kütlelerine ayak basmış olmalarına rağmen Antarktika ana karasına ilk ayak basımı 1820
yılında John Davis tarafından gerçekleştirilmiştir. 1820 ile 1948 tarihleri arasında bölgenin bir
kıta olabileceği tahmin edilirken 1948 yılından sonra Antarktika’nın bir kıta olduğu kanıtlanmış
oldu. 367 yıl önce Sultan III. Murad Han’ın döneminde nakşedilen Şehinşâhnâme içerisinde
İstanbul Rasathanesi’ni resmeden Nakkaş Osman, Takıyüddin er-Rasıd’ın rasathanesinde
kullanılan birçok objeyi literatüre kazandırmıştır. Bu objeler arasında en dikkat çekici
olanlardan biri dünya küresidir. Takıyüddin ve ekibinin aktardığı doğrultuda nakkaşlar
rasathaneyi ince detayları ile esere aktarmış ve burada bulunan dünya küresinin üzerine
dönemin coğrafi keşifleri de baz alınarak bir dünya haritası da yerleştirilmiştir. Küre üzerindeki
dünya haritası, Batlamyus atlaslarında görülen eski dünya bölümünü göstermekte olup eski
dünyanın tüm kara parçaları bu küre üzerinde resmedilmiştir. Küre üzerinde en dikkat çekici
detay güney kutbu bölgesinde resmedilen kara parçasıdır. İlk ayak basılışından 239, kıta
olarak kabul edilişinden 367 yıl önce İstanbul Rasathanesi’nde Nakkaş Osman’ın çizdiği bu
minyatür üzerindeki dünya küresi açıkça Antarktika’yı bir kara parçası ve ayrı bir kıta olarak
resmetmektedir. Rasathanenin tasvirini yapmak için oraya giden Nakkaş Osman’ın, küreyi
bizzat yerinde görerek nakışlamış olması kuvvetle muhtemeldir. Bu bağlamda bakıldığında
minyatür içerisindeki küre dünyanın o dönemdeki gerçekçiliğini yansıtmaktadır.
37
7. Ulusal Kutup Bilimleri Sempozyumu - 4 Aralık 2023
Özellikle coğrafi keşiflerin altın çağı olarak nitelendirilebilecek 16. yüzyılda yapılmış bu
keşif analojik olarak bakıldığında Urbain Le Varrier’in Neptün gezegenini matematiksel bir
hesaplama ile keşfini hatırlatmaktadır. Matematikçi ve gök mekanikçisi olan Urbain Le Verrier
henüz gözlem yapmadan yaptığı hesaplamalar ile Uranüs ile Plüton arasında mutlaka bir
gezegen olması gerektiğini savunarak 1846 yılında bu keşfini yapılan gözlem ile doğrulatmıştır.
Bu çalışmada Varrier’in Neptün gezegenini keşfi gibi, İstanbul Rasathanesi’nde Takıyüddin
ve ekibi tarafından gerçekleştirilen bazı ölçümler neticesinde “Terra Australis Incognita
(Bilinmeyen Güney Ülkesi)” olarak adlandırılan bu bölgenin bir kıta olarak (Antarktika)
çizildiği görüşü ortaya konulacaktır.
Anahtar Kelimeler: Takıyüddin, Antarktika, Dünya Küresi, Güney Kutbu, Kutb
38
7. Ulusal Kutup Bilimleri Sempozyumu - 4 Aralık 2023
TAQI AD-DIN AND SOUTH POLE “ANTARCTICA”
Gülay APA KURTİŞOĞLU1, * , Ayşenur ERSOY2 , Altay BAYATLI3
1
2
Sanat Tarihi Bölümü, Edebiyat Fakültesi, Trakya Üniversitesi, Edirne, Türkiye
Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Trakya Üniversitesi, Edirne, Türkiye
3
Şehit Ressam Hasan Rıza Güzel Sanatlar MYO, Trakya Üniversitesi, Edirne, Türkiye
(*altaybayatli@trakya.edu.tr)
Many civilizations are known for the quality of the works they have left in line with their
knowledge. The Ottoman Empire also left great traces in the world with many scientific studies
and works during its existence. Piri Reis, Taqi ad-Din, Kâtip Çelebi, etc. These works can
be exemplified by the manuscripts of important authors such as Piri Reis, Taqi ad-Din, Kâtip
Çelebi, etc., which still arouse curiosity today.
Based on the works of many civilizations that they obtained through various means, Ottoman
scholars both produced works similar to these works and contributed to the world of science
by following a path to improve them. From this perspective, one of the most important
features of the Ottoman Shahnameh writers who continued the tradition of Shahnameh is
that they took the subjects of their works from real life and events. Written in Persian verse
by Seyyid Lokman and consisting of two volumes, Şehinşâhnâme was illustrated by Nakkaş
Osman (Miniaturist/Painter Osman) and the court painters under his direction. It was with
Nakkaş Osman that the Ottoman miniature art gained a new identity in the Classical Ottoman
Period and the style of the classical period began. Nakkaş Osman, who made the descriptions
of the works by personally visiting and observing the crime scenes, created original works
by applying the rules of perspective in Ottoman miniature and pioneered the adoption of
documentary realism. In the 16th and 17th centuries, Nakkaş Osman’s style, which was
followed by other book artists and called the classical style, distinguished it from other Islamic
miniatures with the historical documentary realism it added to Ottoman miniature.
By the 18th century, after the geographical discoveries were almost completed, reaching the
poles with their harsh conditions became a race around the world. Especially in the late 19th
and early 20th centuries, this competition became a matter of prestige among many countries.
Although explorers had previously set foot on many small islands and ice floes around the
continent, the first landing on the Antarctic mainland was made by John Davis in 1820. Between
1820 and 1948, it was speculated that the region could be a continent, but after 1948, Antarctica
was proven to be a continent.
367 years ago, Nakkaş Osman, who depicted the Istanbul Observatory in the Şehinşâhnâme,
which was embroidered during the reign of Sultan Murad III, brought many objects used in
Taqi ad-Din observatory to the literature. One of the most remarkable among these objects is
the world globe. In line with what Taqi ad-Din and his team conveyed, the miniaturist/painter
transferred the observatory to the work with its fine details, and a world map was also placed
on the world globe here, based on the geographical discoveries of the period.
The world map on the globe shows the part of the old world seen in the Ptolemaic atlases and all
the land parts of the old world are depicted on this globe. The most striking detail on the globe
is the landmass depicted in the south pole region. The world globe on this miniature drawn
by Nakkaş Osman at the Istanbul Observatory 239 years before the first landing and 367 years
before it was recognized as a continent clearly depicts Antarctica as a landmass and a separate
continent. It is highly probable that Nakkaş Osman, who went there to depict the observatory,
saw the globe in person and embroidered it. In this context, the globe in the miniature reflects
39
7. Ulusal Kutup Bilimleri Sempozyumu - 4 Aralık 2023
the realism of the world at that time.
Analogically, this discovery, which was made in the 16th century, which can be described as
the golden age of geographical discoveries, reminds us of Urbain Le Varrier’s discovery of
the planet Neptune with a mathematical calculation. Verrier argued that there must be a planet
between Uranus and Pluto with the calculations he made without making any observations and
confirmed this discovery with observations in 1846.
In this study, like Verrier’s discovery of the planet Neptune, as a result of some measurements
made by Taqi ad-Din and his team at the Istanbul Observatory, the view that this region
called ”Terra Australis Incognita (Unknown Southern Country)” was drawn as a continent
(Antarctica) will be put forward.
Keywords: Taqi ad-Din, Antarctica, Globe, South Pole, Qutb
40