Location via proxy:   [ UP ]  
[Report a bug]   [Manage cookies]                

Türkiye ile Rusya arasında doğal gaz ticareti

2021, 100. Yılında Türkiye-Rusya İlişkileri

Bu bölüm, Türkiye ile Rusya arasındaki doğal gaz ticareti ilişkilerini iktisadi ve siyasi bakımdan ele almaktadır. Küresel çapta en büyük doğal gaz rezervlerine sahip olan Rusya, dünyanın en büyük doğal gaz ihracatçısı, aynı zamanda Avrupa ve Türkiye’nin en büyük doğal gaz tedarikçisi konumundadır. Bu durum bazı yazarlar tarafından “enerji süper gücü” olarak nitelendirilen Rusya’ya Avrupa Birliği ve Türkiye ile olan enerji ilişkilerinde stratejik ve ticari avantajlar sağlamaktadır. Diğer taraftan Rusya’nın hidrokarbon ticaretine aşırı bağımlılığı Rusya ekonomisinin yumuşak karnı olarak görülmektedir. Uluslararası piyasalarda petrol ve doğal gazın fiyatlarının yüksek seyrettiği dönemlerde bu durumu avantaja çevirerek bütçe açıklarını kapatan, iç ve dış borçlarını ödeyen, eğitim, sağlık gibi alanlarda reformlar yaparak vatandaşlarının refah seviyesini artırmayı başaran Rusya, özellikle 2008-2010 yıllarında tüm dünyayı etkisi altına alan küresel ekonomik kriz ve ardından yaşanan uluslararası siyasi gelişmeler ve 2020 yılında başlayan Covid-19 pandemisi neticesinde düşüşe geçen enerji fiyatlarından olumsuz etkilenmektedir. Tüm bu olumsuzluklardan farklı çıkış stratejileri ile kurtulmaya çalışan Rusya, 2010’lu yılların ortalarından itibaren Türkiye ile dönüşüm sürecindeki ilişkilerin, Karadeniz bölgesi siyasetinin ve Orta Doğu’daki gelişmelerin etkisiyle enerji ticareti stratejisini gözden geçirmektedir.

Türkiye ile Rusya arasında doğal gaz ticareti Halil Burak Sakal Ed. Elif Hatun Kılıçbeyli, 100. Yılında Türkiye-Rusya İlişkileri, Ankara, Nika 2021, ss. 281-316. Giriş Bu bölüm, Türkiye ile Rusya arasındaki doğal gaz ticareti ilişkilerini iktisadi ve siyasi bakımdan ele almaktadır. Küresel çapta en büyük doğal gaz rezervlerine sahip olan Rusya, dünyanın en büyük doğal gaz ihracatçısı, aynı zamanda Avrupa ve Türkiye’nin en büyük doğal gaz tedarikçisi konumundadır. Bu durum bazı yazarlar tarafından “enerji süper gücü” olarak nitelendirilen Rusya’ya (Bouzarovski & Bassin, 2011; Godzimirski, 2016) Avrupa Birliği ve Türkiye ile olan enerji ilişkilerinde stratejik ve ticari avantajlar sağlamaktadır. Diğer taraftan Rusya’nın hidrokarbon ticaretine aşırı bağımlılığı Rusya ekonomisinin yumuşak karnı olarak görülmektedir (Ahrend, 2005; Dobrynskaya & Turkisch, 2010; Dülger vd., 2013; Gaddy & Ickes, 2005; Tabata, 2012). Uluslararası piyasalarda petrol ve doğal gazın fiyatlarının yüksek seyrettiği dönemlerde bu durumu avantaja çevirerek bütçe açıklarını kapatan, iç ve dış borçlarını ödeyen, eğitim, sağlık gibi alanlarda reformlar yaparak vatandaşlarının refah seviyesini artırmayı başaran Rusya (Kemaloğlu, 2016), özellikle 2008-2010 yıllarında tüm dünyayı etkisi altına alan küresel ekonomik kriz ve ardından yaşanan uluslararası siyasi gelişmeler ve 2020 yılında başlayan Covid-19 pandemisi neticesinde düşüşe geçen enerji fiyatlarından olumsuz etkilenmektedir (Sakal, 2021). Tüm bu olumsuzluklardan farklı çıkış stratejileri ile kurtulmaya çalışan Rusya, 2010’lu yılların ortalarından itibaren Türkiye ile dönüşüm sürecindeki ilişkilerin, Karadeniz bölgesi siyasetinin ve Orta Doğu’daki gelişmelerin etkisiyle enerji ticareti stratejisini gözden geçirmektedir. Bu bölümde ilk olarak Rusya’nın krizlerden etkilenen ekonomisi, ardından Rusya’nın hidrokarbon rezervleri, doğal gaz nakil hatları ve doğal gaz ihracatı ele alınacaktır. Daha sonra Türkiye’nin doğal gaz talebi ve yıllar içinde doğal gazın Türkiye’nin kullanımındaki değişimi incelenecek, ardından Türkiye ile Rusya arasındaki doğal gaz ticaretinin seyri ve bu seyri etkileyen siyasi gelişmeler ele alınacak, son bölümde ise Türkiye-Rusya doğal gaz 1 ticaretindeki önemli konular, küresel-bölgesel siyaset ve ikili diplomatik ilişkilerin doğal gaz ticaretine etkileri incelenecektir. Rusya ekonomisi Rusya, doğal kaynak ihracatına yüksek bağımlılığıyla ön plana çıkan bir ekonomiye sahiptir. 2000’li yılların sonundan itibaren dünyada yaşanan siyasi ve mali krizlerin etkisiyle petrol ve doğal gaz fiyatlarının düşmesi, Rusya ekonomisini, hükumet bütçesini ve Rus toplumunun yaşam standartlarını olumsuz etkilemiştir. Dünya Bankası Aralık 2020’de yayımladığı raporda Rusya ekonomisinin 2020’nin birinci çeyreğinde %1,6 büyüdüğünü, ikinci çeyrekte %8, üçüncü çeyrekte ise %3,4 oranında küçüldüğünü kaydetmektedir. Dünya Bankası tarafından yapılan tahminler 2020 yılında Rusya ekonomisinin %4 civarında küçüleceği yönünde olup 2021 ve 2022 için verilen büyüme tahminleri ise sırasıyla %2,6 ve %3 seviyesindedir (World Bank, 2020). Rusya’da yatırımlar 2020 yılının ilk üç çeyreğinde %4,1 oranında gerilemiştir. Rusya genelinde petrol ve doğal gaz üreticisi bölgelere ve büyük şehirlere yapılan yatırımlar artarken, Volga ve Uzak Doğu gibi bölgelere yapılan yatırımlar azalma eğilimi göstermektedir (World Bank, 2020). Tüm dünyayı 2020 yılı başından itibaren etkisi altına alan Covid-19 salgını, dünya ekonomisinin 2008-2010 krizinden sonra karşılaştığı en ciddi ekonomik krizi beraberinde getirmiştir. Salgın dolayısıyla durma noktasına gelen büyük ekonomilerde talep daralmış, üretim ve ticarette sert düşüşler gerçekleşmiştir. Bu durum imalat sanayisinde en önemli girdilerden olan petrol ve türevlerine yönelik talebin ciddi manada daralmasına da sebep olmuştur. Covid-19 salgını öncesi dönemde de Rusya ekonomisini zorlayan bir faktör olan dünya genelinde düşük seyreden doğal gaz ve petrol fiyatları, Kırım’ın ilhakı dolayısıyla Rusya üzerine uygulanan yaptırımların yarattığı olumsuzluklar ve küresel Covid-19 salgını neticesinde daha da artmıştır. Bu gelişmelerin gölgesinde, Mart 2020’de Rusya ile Suudi Arabistan arasında yaşanan “petrol fiyatı savaşı” Rusya ekonomisini güç duruma düşüren gelişmelerdendir (Brower vd., 2020; Turak, 2020). Kısa süren bu kriz Rusya hükumetinin aksi yönde taleplerine rağmen hükümetin OPEC üyesi ülkeler ile anlaşarak petrol üretim miktarını düşürmek zorunda kalmasıyla son bulmuştur (Sagramoso, 2020). Rusya, bu bölümde ele alınan, ekonomisini ve bölgesel siyasetteki konumunu olumsuz etkileyen hususları bertaraf etmek için çeşitli stratejiler izlemektedir. Bu stratejiler arasında Türkiye ile olan doğal gaz 2 ilişkileri önemli bir yere sahiptir. Bu bölüm, Türkiye ile Rusya arasındaki doğal gaz ticaretinin farklı boyutlarını ele alarak analiz etmektedir. Rusya’nın hidrokarbon rezervleri ve doğal gaz kaynakları Dünyanın en büyük doğal gaz rezervlerine sahip olan Rusya’nın 2019 yılı sonu itibariyle kanıtlanmış rezervi 38 trilyon metreküp seviyesindedir. Bu rezervler, dünyadaki toplam kanıtlanmış rezervlerin %19,1’ine tekabül etmektedir (BP, 2020, s. 34). Rusya’nın petrol rezervleri ise 2019 sonu itibariyle 107.200 milyon varil seviyesinde olup bu rezervler dünyadaki kanıtlanmış petrol rezervlerinin %6,2’sini oluşturmaktadır (BP, 2020, s. 16). Rusya hem doğal gaz boru hatlarıyla hem de sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) olarak tankerlerle doğal gaz ihraç etmektedir. İhraç edilen doğal gazın bir kısmı Kazakistan ve Özbekistan’dan ithal edilmektedir (Kemaloğlu, 2019; Kutcherov vd., 2020). Hidrokarbon rezervleri bakımından son derece zengin bir ülke olan Rusya, bu alanda farklı siyasi sorunlarla ve ciddi bir rekabetle de karşı karşıyadır. Rusya’nın karşılaştığı sorunlar ticari ve ekonomik hususların yanında siyasi içerikli anlaşmazlıkları da içermektedir. Özellikle Amerika Birleşik Devletleri (ABD) kaynaklı kaya gazı üretiminin ciddi manada artması, dünyadaki hidrokarbon ticaret rotalarını etkilemiş, ABD’yi net doğal gaz ihracatçısı konumuna getirmiştir (Kutcherov vd., 2020). Bu rekabete Çin ve Avustralya gibi ülkelerin de dahil olması rekabetin boyutunu ve coğrafi eksenini değiştirmektedir. Tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 salgını dolayısıyla küresel çapta yaşanan talep daralması, enerjide arz fazlasını da beraberinde getirmektedir. Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) tarafından yapılan değerlendirmeler, küresel enerji talebinde 2020 yılında %5 seviyesinde bir daralmaya işaret etmektedir. (IEA, 2020). Dünyanın birçok bölgesinde depolanan doğal gazın hacmi artarken, doğal gaz fiyatlarında çok ciddi düşüşler izlenmektedir. Bu düşüş, Rusya’nın ihraç ettiği doğal gazın fiyatına da yansımaktadır. Dünya piyasalarında doğal gaz fiyatları 2008 yılında ABD’de başlayan küresel ekonomik kriz öncesinde yüksek seviyelerdeydi. Arz tarafında gözlenen artış ve artış kaydetmeyen talep dolayısıyla 2013-2016 arasında dünya doğal gaz fiyatlarında sürekli düşüş gerçekleşmiştir. ABD Enerji Bilgi Yönetimi (EIA) tahminlerine göre 2020-2022 döneminde doğal gaz fiyatları düşük seviyede seyretmeye devam edecek, 2008-2010 krizi öncesi seviyelerin çok altında kalacaktır (U.S. Energy Information Administration (EIA), 2021b) . 3 Geleneksel olarak Avrupa pazarına doğal gaz ihraç eden Rusya, 2010’lu yılların sonlarından itibaren Asya pazarına da yoğun şekilde ihracat yapmaya başlamıştır. Ancak Asya pazarında Rusya, ABD tarafından ihraç edilen düşük maliyetli LNG’nin fiyat rekabeti ile karşı karşıya kalmaktadır (U.S. Energy Information Administration (EIA), 2021a). Rusya Asya’ya doğal gaz ihraç ederek ilave gelir elde ederken diğer taraftan Rusya ile Asya ülkeleri arasında inşa edilen doğal gaz boru hatları ve çeşitli altyapı yatırımları Rusya ekonomisini zorlanmaktadır. Rusya, Avrupa’ya beş ayrı boru hattı aracılığıyla doğal gaz ihraç etmektedir. Bu boru hatlarından Ukrayna üzerinden Slovayka’ya uzanan Urengoy-Pomara-Uzgorod hattı 1983 yılında, Ukrayna üzerinden Moldova ve Romanya’ya ulaşan Soyuz hattı 1979 yılında tamamlanmıştır ve bu hatların ciddi tutarda bakım yatırımına ihtiyacı bulunmaktadır. İki hattın toplam kapasitesi 86,5 milyar metreküptür (Kutcherov vd., 2020). Ancak çeşitli faktörlerin etkisiyle Rusya hükumeti tarafından 2010’lu yıllardan itibaren Ukrayna yerine Türkiye üzerinden Avrupa’ya doğal gaz ihracatı seçeneğinin ön plana çıkarılması bakım gereksinimini de önemli ölçüde azaltmıştır. Rusya bölgesel siyasi gelişmelere ve Avrupa kaynaklı doğal gaz talebine aşırı bağımlı olan (Liu & Xu, 2021) enerji sektöründe çeşitlendirmeye gitmeyi ve pazar çeşitlendirmesi yaparak karşı karşıya kaldığı kırılganlıkları azaltmayı hedeflemektedir. Bu çerçevede Ukrayna’nın baypas edilmesiyle Türkiye üzerinden Avrupa’ya gaz nakletmek amacıyla inşa edilen Türk Akımı doğal gaz boru hattının yanında, uzun yıllar süren müzakere ve inşa sürecinin ardından tamamlanan Rusya ile Çin arasında doğal gaz naklini sağlayacak olan Sibirya’nın Gücü doğal gaz boru hattı da 2019 yılı sonu itibariyle tamamlanmış ve Rusya’dan Çin’e doğal gaz pompalamaya başlamıştır (Sputnik Türkiye, 2019). Türkiye’nin doğal gaz sektörü Türkiye’nin nüfus artışı ve büyüyen ekonomisi, yıllar içinde enerji talebinde yükseliş eğilimini beraberinde getirmektedir. Bununla birlikte Türkiye, enerjide ithal girdiye yüksek bağımlılık gösteren bir ülkedir. Bu durum yapısal bir sorun olarak Türkiye’nin cari işlemler açığı üzerinde baskı yaratmakta, enerji arz güvenliğini tehlikeye düşürmektedir. Bu çerçevede Türkiye, enerji kaynaklarında millileşme ve çeşitlendirme politikaları izlemektedir. Özellikle yenilenebilir enerji kaynakları kullanılarak üretilen elektrik enerjisinde özel sektör-kamu sektörü iş birliği ile birlikte ciddi kapasite artışları yaşanmış (Sakal, 2020), 2010’dan 2020 yılına 4 gelindiğinde Türkiye’de yenilenebilir kaynaklardan enerji üretimi yaklaşık üç katına çıkmıştır (IEA, 2021). Üretim, talep ve ithalat Türkiye, tükettiği doğal gazda neredeyse tamamen ithal girdiye bağımlı bir ülkedir. Diğer taraftan Türkiye’nin doğal gaz üretimi yıllar içinde artış göstermektedir. Türkiye 2019 yılında 45.211 milyon metreküp doğal gaz ithal etmiş (Şekil 3), 763 milyon metreküp doğal gazı ise ihraç etmiştir (Tablo 1). Türkiye, ürettiğinden çok fazla miktarda doğal gaz talebi olan bir ülkedir. Türkiye’nin 2015 yılında 381 milyon metreküp olan doğal gaz üretimi 2019’da 474 milyon metreküpe çıkmıştır (EPDK, 2020). Bunun yanında doğal gaz arama faaliyetleri de hız kazanmakta, Türkiye iki sismik arama ve üç sondaj gemisi ile Karadeniz’de doğal gaz arama faaliyetlerine devam etmektedir (Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, 2021). Ekim 2020’de Karadeniz’de yapılan aramalar sonucunda bulunan doğal gazın toplam hacminin yaklaşık 405 milyar metreküp olduğu kamuoyu ile paylaşılmıştır (BBC Türkçe, 2020). Tablo 1. 2019 yılı sonu itibariyle Türkiye’de doğal gaz istatistikleri (milyon metreküp) Üretim İthalat Yurt içi Satış (Tüketim) İhracat Toplam Arz (Üretim + İthalat) 473,87 45.211,47 45.285,50 762,68 45.685,34 Toplam Talep (Yurt içi Satış + İhracat) 46.048,18 Kaynak: (EPDK, 2020). Türkiye’de doğal gaz piyasası Türk Petrol Kanunu ve Doğal Gaz Piyasası Kanunu ile düzenlenmektedir. Bu çerçevede arama ve üretim faaliyetleri Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü tarafından verilen ruhsatlarla yapılabilmektedir. Şirketler aldıkları toptan satış lisansları ile doğal gazı toptan satış şirketlerine, ithalatçı şirketlere, ihracatçı şirketlere, dağıtım şirketlerine, CNG satış şirketlerine ve serbest tüketicilere satabilmektedirler. Şirketler doğal gazı doğrudan ihraç etme hakkına da sahiptirler. Türkiye’de 2019 itibariyle en büyük doğal gaz üreticisi Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığıdır (TPAO). Bunun haricinde İngiltere, Avustralya, Hollanda, Kanada ve İrlanda merkezli yabancı şirketler de Türkiye’de doğal gaz arama ve üretim faaliyetleri yürütmektedirler (Tablo 2). Tablo 2. Türkiye’de doğal gaz üretim faaliyeti yürüten şirketler ve üretim miktarları Şirket TPAO THRACE BASIN Merkezi Türkiye İngiliz Virjin Adaları 5 Üretim (milyon metreküp) 397,39 49,81 MARSA TURKEY PETROGAS PARK PLACE LİMİTED CORPORATE RESOURCES TRANSATLANTIC EXPLORATION AMITY OIL TOPLAM Hollanda-Kanada İrlanda Kanada Hollanda Avustralya Avustralya 15,42 5,02 3,89 0,99 0,86 0,48 473,87 Kaynak: (EPDK, 2020). Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının stratejik planı, Akdeniz ve Karadeniz’de kamu tarafından yapılacak deniz sondajı sayısını 2020 yılında 11’e, 2021 yılında 17’ye, 2022 yılında 24’e ve 2023 yılında 28’e çıkarmayı hedeflemektedir. Bakanlık 2021 yılında toplamda yaklaşık 56.700 kilometrekarelik alanda üç boyutlu sismik arama gerçekleştirmeyi, 1.714 milyon metreküp doğal gaz üretmeyi planlamaktadır. 2023 yılı doğal gaz üretim hedefi ise 4.929 milyon metreküp (yaklaşık 5 milyar metreküp) olarak belirlenmiştir (Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, 2018). Türkiye’nin doğal gaz tüketimi 2017 yılında 53.857 milyon metreküp ile rekor seviyeye ulaşmış, 2018 ve 2019 yıllarında tüketim hacmi bir önceki yıla göre sırasıyla %8,4 ve %8,2 oranlarında düşmüştür. Uzun yıllardan beri doğal gaz tüketiminin sektörlere dağılımında birinci sırada gelen elektrik santralleri, 2019 yılı itibariyle konut ve sanayi sektörlerinden sonra doğal gaz tüketiminde üçüncü sırada yer almıştır. Doğal gaz, 2019 yılında elektrik santralleri tarafından 11,3 milyar metreküp, sanayi sektörü tarafından 12,4 milyar metreküp, konut sektörü tarafından ise 14,4 milyar metreküp hacminde tüketilmiştir (Şekil 1). Şekil 1. Türkiye’de doğal gaz tüketiminin sektörlere dağılımı (milyar metreküp) Sanayi 4 2015 14.4 7.2 12.4 11.3 6.5 12 12.6 18.2 13.5 13.4 4 6.4 11 11.6 14 14.1 16.7 19 Diğer Konut 20.5 Elektrik üretimi 2016 2017 Kaynak: (TÜİK, 2021). 6 2018 2019 Türkiye son yıllarda elektrik üretiminde yenilenebilir enerjinin payının hızla artmasıyla birlikte doğal gazdan elektrik enerjisi üretimini azaltmaya başlamıştır. İthal girdiye ve döviz kuruna bağımlı olan doğal gaz çevrim santrallerinden üretilen elektriğin toplam elektrik üretimi içindeki payının azaltılması, Türkiye’nin yerli ve yenilenebilir kaynaklara öncelik veren enerji stratejisinin bir parçası olarak görülebilir. 2019 yılında doğal gazdan üretilen enerji toplam enerji üretiminin %18,9’una tekabül etmektedir. Aynı yıl yenilenebilir enerjinin payı %14,7’ye, hidroelektrik enerjinin payı ise %29,2’ye çıkmıştır. Kömür ve sıvı yakıtların elektrik üretimindeki payı ise %37,2’dir (TÜİK, 2021) (Şekil 2). Şekil 2. Enerji kaynaklarına göre elektrik enerjisi üretimi payları 100% 90% 80% 70% 60% 50% 40% 30% 20% 10% Yenilenebilir Enerji ve Atıklar Kömür Sıvı yakıtlar Doğal gaz 2018 2016 2014 2012 2010 2008 2006 2004 2002 2000 1998 1996 1994 1992 1990 1988 1986 1984 1982 1980 1978 1976 1974 1972 1970 0% Hidrolik Kaynak: (TÜİK, 2021). Türkiye’nin Rusya ile doğal gaz ilişkilerinin kısa tarihi Türkiye’de ilk defa 1970 yılında Kırklareli Hamitabat ve Kumrular sahalarında Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) tarafından doğal gaz keşfedilmiştir (EPDK, 2011). Bulunan doğal gazın 15 milyar metreküp hacminde olduğunun anlaşılmasının ardından Devlet Planlama Teşkilatı doğal gazın kullanım alanlarını araştırmaya başlamıştır. Bu çalışmalar neticesinde doğal gazın gübre fabrikalarında girdi olarak kullanılabileceği değerlendirilmiştir. Ayrıca sıvı yakıtla çalışan Ambarlı elektrik santralinin doğal gaz ile çalışmaya başlaması ve yeni doğal gaz çevrim santrallerinin kurulması da planlanmıştır (ENKA, 2021). Artan talep dolayısıyla ilk defa 1984 yılında Sovyetler Birliği’nden doğal gaz ithalatına başlanması kararı alınmış, 1986 yılında BOTAŞ ile Sovyetler Birliği’nin devlet şirketi 7 olan Soyuzgaz arasında 25 yıllık doğal gaz ticareti anlaşması imzalanmış ve Sovyetler Birliği’nden ilk doğal gaz 1987 yılında Türkiye’ye gelmiştir (EPDK, 2011, s. 26). Bu doğal gaz, Rusya’dan Türkiye’ye inşa edilen 842 kilometrelik boru hattının Haziran 1987’de tamamlanması ile pompalanmaya başlanmıştır. Türkiye’ye Bulgaristan sınırındaki Malkoçlar’dan giriş yapan bu boru hattı, yapılan ilavelerle 1988 yılında Ankara’ya kadar ulaşmıştır (EPDK, 2011, s. 26). Türkiye’de ilk defa 1988 yılında Ankara’da, 1992 yılında ise Bursa ve İstanbul’da konut ve sanayi sektörlerinde doğal gaz kullanılmaya başlamıştır. Doğal gaz ayrıca Hamitabat (Trakya) ve Ambarlı’daki doğal gaz çevrim santrallerine elektrik üretiminde girdi olarak verilmiştir (EPDK, 2011, s. 26; Keskinel, 2006). Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra Rusya ile ilk doğal gaz anlaşması Mavi Akım Boru Hattı ile ilgili olarak 1997 yılında yapılmıştır. Bundan 1 yıl sonra, Rusya ile ikinci doğal gaz anlaşması Batı Boru Hattı ile ilgili olarak imzalanmıştır. Mavi Akım 2003 yılında işletmeye alınmıştır. BOTAŞ ile Soyuzgaz arasında 1986 yılında imzalanan 6 milyar metreküplük anlaşmanın süresi 31 Aralık 2011’de sona ermiştir (EPDK, 2011). Türkiye, ilk defa 1985 yılında işletmeye açtığı doğal gaz santrallerinden elektrik üretimini 2008-2009 yıllarına kadar sürekli artırmıştır. Doğal gazın elektrik enerjisi üretimi içindeki payı 2008 yılında %50 seviyesine kadar yükselmiştir. 2014’ten itibaren ise doğal gazın elektrik enerjisi üretimindeki payı sert bir şekilde düşme eğilimine girmiş, 2019’da üretilen elektriğin yalnızca %18,9’u doğal gaz çevrim santrallerinden sağlanmıştır (TÜİK, 2021). Doğal gaz santrallerinin kilovat başına ilk yatırım maliyeti, diğer yakıt türlerine göre daha düşüktür. Sabit işletme maliyetleri de diğer elektrik santrali türlerine göre aşağı seviyelerdedir. Bu durum, doğal gaz santrallerinin kuruluş ve işletiminde belirleyici olmaktadır (Küçükosman, 2019, s. 4). Türkiye, elektrik enerjisi için giderek daha az miktarda doğal gaz talep etmektedir. Ancak konut ve sanayi sektörlerinin doğal gaz talebi artmaya devam etmektedir. Talebin büyük çoğunluğu ise ithalatla karşılanmaktadır (Şekil 3). Türkiye, boru hatlarıyla ithal ettiği doğal gaza ödediği faturada petrol fiyatına endeksli uzun vadeli sözleşmelere ve sözleşmelerde yer alan “al ya da öde” maddelerine bağlıdır. Bu sebeple boru hattı ile ithal edilen doğal gazın fiyatı, dünya piyasalarındaki fiyat düşüşünden az miktarda etkilenmektedir. Ayrıca doğal gaz 8 fiyatları dövize bağlı olduğu için dünya piyasalarında doğal gaz fiyatları düşük seyretse de Türk lirasında 2010 yılından beri yaşanan değer kaybı, yurt içi tüketiciler için doğal gaz fiyatlarında sürekli gerçekleşen bir artışa sebep olmaktadır. Diğer taraftan Türkiye’nin Rusya’dan ithal ettiği doğal gazın fiyatı başta olmak üzere doğal gaz ticaretine ilişkin diğer hususlar bölgesel siyaset ve Türkiye ile Rusya arasındaki siyasi ilişkilerle yakından ilişkilidir. Bir sonraki bölüm Türkiye ile Rusya arasındaki doğal gaz ticaretinde belirleyici olan siyasi unsurları ele almaktadır. Şekil 3. Türkiye’nin doğal gaz ithalatı (milyon metreküp) 60000 50000 55250 49262 48427 50282 46352 45211 40000 30000 20000 10000 0 2014 2015 2016 2017 2018 2019 Kaynak: (Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, 2021). Türkiye’nin doğal gaz stratejisi Rusya ile Sovyet döneminden itibaren kesintisiz ve sorunsuz şekilde devam eden doğal gaz ticareti ilişkilerine rağmen Türkiye, doğal gaz tedarikinde yaşanabilecek olası sorunları en aza indirmek ve ithal ettiği doğal gazın bir miktarını ihraç edebilmek için doğal gaz depolama faaliyetlerine başlamıştır. Doğal gazı depolamak için yürütülen çalışmalar, Silivri’deki Kuzey Marmara-Değirmenköy ile Tuz Gölü’nde devam etmektedir (Sakal, 2019, s. 94). 2011 yılında çalışmaları başlatılan Tuz Gölü doğal gaz depolama tesisi projesi, Tuz Gölü’nün güney kesiminde, Aksaray ili sınırları dahilinde sürdürülmektedir. 2021 yılı ilk çeyreği itibariyle depolanan doğal gazda 600 milyon metreküp çalışma kapasitesine ve 20 milyon metreküp günlük geri üretim kapasitesine ulaşılmıştır (BOTAŞ, 2021d). Tuz Gölü depolama projesi 9 tamamlandığında kapasitenin 5,4 milyar metreküpe ve 80 milyon metreküp günlük geri üretim kapasitesine ulaşması hedeflenmektedir (BOTAŞ, 2021a). İstanbul Silivri’de bulunan Kuzey Marmara-Değirmenköy yer altı doğal gaz depolama tesisinde devam eden çalışmalar neticesinde 2021 yılı birinci çeyreğinde 2,84 milyar metreküp depolama kapasitesine ve 25 milyon metreküp günlük geri üretim kapasitesine ulaşılmıştır (BOTAŞ, 2021c). Bu tesiste 2017 yılında başlatılan çalışmalarla depolama kapasitesinin 4,6 milyar metreküpe, günlük geri üretim kapasitesinin ise 75 milyon metreküpe ulaşması hedeflenmektedir (BOTAŞ, 2021a). Bu iki tesisin toplam depolama kapasitesinin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının Stratejik Plan’ında geçtiği şekliyle 2023 yılı itibariyle 10 milyar metreküpe ulaşmasına yönelik çalışmalar sürdürülmektedir (Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, 2018). Türkiye, 1988 yılında Cezayir ile imzaladığı yıllık 4 milyar metreküplük LNG ticareti anlaşmasıyla doğal gazda kaynak çeşitlendirmesi politikalarının bir parçası olarak ilk defa LNG ithalatına başlama kararı almıştır. LNG satın alım sözleşmesi ile birlikte BOTAŞ tarafından 1989’da Marmara Ereğlisi’nde LNG terminali yapımına başlanmıştır. Marmara Ereğlisi LNG terminali hem baz yük tesisi hem de gerektiğinde pik düşürücü olarak kullanılmaktadır. Terminal 1994’te işletmeye açılmış ve Cezayir’den ilk LNG nakli bu şekilde başlamıştır. Cezayir ile imzalanan anlaşmanın süresi 27 yıl olup 2021 yılında sona ermektedir (Petform, 2020), ancak 2013 yılında bu anlaşmanın 10 yıl daha uzatılması konusunda iki ülke arasında mutabakata varılmıştır (Milliyet, 2013). Marmara Ereğlisi LNG terminali açıldıktan 1 yıl sonra, 1995’te bu defa Nijerya ile yıllık 1,2 milyar metreküplük bir anlaşma imzalanmıştır. Bu anlaşmanın işletim tarihi 1999’dur ve 22 yıllık bu anlaşma da 2021 yılında sona ermektedir (EPDK, 2020). Türkiye’de Marmara Ereğlisi LNG terminali dışında, Ege Gaz tarafından 2001 yılında Aliağa’da kurulan ve 2006 yılında kullanılmaya başlanan LNG terminali; 2016 yılında faaliyete geçen, Etki Liman İşletmelerine ait Türkiye’nin ilk yüzen (FSRU) LNG terminali ve 2017 yılında lisans verilen Hatay Dörtyol LNG (FSRU) tesisi bulunmaktadır (EPDK, 2020, s. 8). Diğer taraftan Türkiye’nin Rusya’dan ithal ettiği doğal gazda 2015 yılından itibaren sert bir düşüş gözlemlenmektedir. Rusya kaynaklı doğal gazın toplam doğal gaz ithalatındaki payı 10 2015 yılında %55,31 iken, 2019 yılında bu oran %33,61’e düşmüştür. Doğal gaz ithalatında Azerbaycan, İran, Cezayir, Nijerya ve spot LNG’nin payları artmıştır (Tablo 3). Tablo 3. Ülkelere göre doğal gaz ve LNG ithalatı (milyon metreküp) ve ithalattaki payları (yüzde) Rusya Yıllar Mikta Pay İran Azerbaycan Mikta r Pay r Mikta Cezayir Pay Mikta r Pay r Nijerya Mikta Pay r Spot LNG Mikta Top. Pay r 2008 23,159 62.01 4,113 11.01 4,580 12.26 4,148 11.11 1,017 2.72 333 0.89 37,350 2009 19,473 54.31 5,252 14.65 4,960 13.83 4,487 12.51 903 2.52 781 2.18 35,856 2010 17,576 46.21 7,765 20.41 4,521 11.89 3,906 10.27 1,189 3.13 3,079 8.09 38,036 2011 25,406 57.91 8,190 18.67 3,806 8.67 4,156 9.47 1,248 2.84 1,069 2.44 43,874 2012 26,491 57.69 8,215 17.89 3,354 7.30 4,076 8.88 1,322 2.88 2,464 5.37 45,922 2013 26,212 57.90 8,730 19.28 4,245 9.38 3,917 8.65 1,274 2.81 892 1.97 45,269 2014 26,975 54.76 8,932 18.13 6,074 12.33 4,179 8.48 1,414 2.87 1,689 3.43 49,262 2015 26,783 55.31 7,826 16.16 6,169 12.74 3,916 8.09 1,240 2.56 2,493 5.15 48,427 2016 24,540 52.94 7,705 16.62 6,480 13.98 4,284 9.24 1,220 2.63 2,124 4.58 46,352 2017 28,690 51.93 9,251 16.74 6,544 11.85 4,617 8.36 1,344 2.43 4,804 8.70 55,250 2018 23,642 46.95 7,863 15.61 7,527 14.95 4,521 8.98 1,668 3.31 5,140 10.21 50,361 2019 15,196 33.61 9,585 21.20 7,736 17.11 5,678 12.56 1,756 3.88 5,620 12.43 45,211 Kaynak: (EPDK, 2020). Türkiye’nin Rusya ile olan doğal gaz ilişkileri çeşitli siyasi gelişmelerden etkilenmiştir. Ancak tüm olumsuz gelişmelere rağmen ticaret söz konusu olduğunda her iki ülkenin siyasetçileri, diplomatları ve bürokratları ekonomik çıkarları önceleyen kararlar vermektedirler. Türkiye-Rusya doğal gaz ilişkileri Türkiye’de 2001 yılında doğal gaz piyasasını serbestleştirmek ve doğal gazda son tüketici lehine piyasa rekabetini artırmak amacıyla Doğal Gaz Piyasası Kanunu kabul edilmiştir. Bu kanun ile BOTAŞ’ın doğal gaz ithalatındaki tekeli ortadan kaldırılmıştır. Kanun ayrıca BOTAŞ’ın elinde bulunan yurt dışından doğal gaz alım sözleşmelerinin özel şirketlere devredilmesini teşvik etmektedir. Bu çerçevede BOTAŞ’ın sözleşmelerini devretmek maksadıyla Kasım 2004’te ihale yapılmıştır (Bosphorus Gaz, 2020c). Ayrıca, ilerleyen yıllarda BOTAŞ’ın sözleşme süresi bittikten sonra, 2012’de Gazprom ile özel şirketler arasında yeni anlaşmalar imzalanmıştır (BOTAŞ, 2012) (Tablo 4). Gazprom ile sözleşme imzalayan özel şirketler ayrıca Türkiye içindeki doğal gaz dağıtım ve pazarlama faaliyetlerinde Gazprom ile ortaklıklar kurmuşlardır (Bourgeot, 2013, s. 9). 11 Tablo 4. Gazprom ile 2012 yılında sözleşme yapan şirketler ve sözleşme tutarları Şirket Akfel Enerji Bosphorus Gaz Batı Hattı Doğal Gaz Kibar Holding Kaynak: (Petform, 2020). Anlaşma miktarı (metreküp) 2.250 milyon 1.750 milyon 1.000 milyon 1.000 milyon Türkiye’deki doğal gaz firmaları ve Gazprom ile ilişkileri Doğal gaz piyasasına Ekim 2007’de EPDK’dan aldığı lisansla giren özel şirketlerden Bosphorus Gaz, BOTAŞ’ın elinde bulundurduğu doğal gaz ithalat sözleşmelerinin bir kısmını satın almak üzere ihaleye katılmış ve gerekli izin ve işlemlerin ardından 2009 yılında 750 milyon metreküp doğal gazın ithalatına ve satışına başlamıştır (Bosphorus Gaz, 2020b). BOTAŞ’ın Gazprom ile sözleşmesinin bittiği 2011 yılından sonra, 2012 yılında Bosphorus Gaz ile Gazprom arasında 1,75 milyar metreküp doğal gaz ithalat anlaşması imzalanmıştır. Böylelikle şirketin toplam doğal gaz satış hacmi 2,5 milyar metreküpe ulaşmıştır. Şirket ayrıca 2009 yılında LNG ithalat lisansı da almıştır (Bosphorus Gaz, 2020c). Bosphorus Gaz, ilk olarak Nisan 2003’te İstanbul’da kurulmuş bir şirkettir. Gazprom, 2004’te şirkete hissedar olmuştur. Hisse yapısında meydana gelen bir dizi değişikliğin ardından Temmuz 2012 itibariyle şirket hisse yapısı %71 oranında Gazprom’a, %29 oranında Adnan Şen’e ait olan Tur Enerji’ye ait olacak şekilde değişikliğe uğramıştır (Baghirov, 2015; Bosphorus Gaz, 2020d; Hürriyet, 2017). Şirketin Gazprom’un elindeki hisseleri daha sonra yapılan anlaşma ile Adnan Şen’e ait olan Şen Grup’a devredilmiştir. Hisse devir süreci gerekli onayların ardından 2018’de tamamlanmıştır. Dolayısıyla şirketin tüm hisseleri Şen Grup’a aittir (Bosphorus Gaz, 2020a). Piyasadaki diğer şirket olan Akfel Enerji, 1995’te kurulmuştur ve iştirakleri aracılığıyla Türkiye’deki en büyük özel sektör doğal gaz ithalatçısı konumundadır. Şirket doğal gaz ithalatına ortağı olduğu Enerco Enerji Anonim Şirketi aracılığıyla Nisan 2009’da başlamıştır (Akfel, 2016; Enerco, 2018). Akfel, Azerbaycan devlet şirketi olan SOCAR ile ortak olarak Azerbaycan’dan da doğal gaz ithal etmektedir (Akfel, 2016). Gazprom Akfel’de Fatih Mehmet Baltacı, Murad Abdurrahman Baltacı ve Melike Baltacı’ya ait hisselerin bir kısmını satın almıştır. Gazprom ayrıca şirketin hisselerinin yarısını satın alma opsiyonuna da sahiptir. Akfel Enerji’nin hisselerine Fethullah Gülen terör örgütü soruşturması kapsamında 2016 yılında el konulmuş ve şirkete Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu kayyum olarak atanmıştır (Enerji 12 Günlüğü, 2016; Winrow, 2017). Akfel Holding yönetim kurulu başkanı Fatih Mehmet Baltacı 2014’te Kanada’ya kaçmış ve yurt dışında şirketler kurmuştur. Bu şirketlerden Singapur’da kurulan Akfel Commodities, terör örgütü soruşturmasından ve şirketin kamulaştırılmasından zarar gördüğünü öne sürerek Eylül 2020’de Uluslararası Yatırım Anlaşmazlıklarını Çözme Merkezine başvurmuş ve Türkiye’den tazminat talep etmiştir (Ülker, 2020). Gazprom ile doğal gaz ithalat anlaşması imzalayan Batı Hattı Doğalgaz şirketinde Abdullah Tivnikli ile Mustafa Latif Topbaş hissedar olarak yer almaktadır (Star, 2012). Tivnikli, Gazprom ile yapılan anlaşmadan sonra yaptığı açıklamada şirketinin 1997 yılından beri enerji sektöründe faaliyet gösterdiğini, Rusya’da kurdukları yakın ilişkiler neticesinde bu anlaşmayı imzalayabildiklerini ifade etmiştir. Tivnikli, “Rusya’da bu ilişkileri kurmak kolay değil, kendinizi ispat etmeniz çok önemli. Asıl mücadeleyi Rusya’da verdik. Çok ciddi hedefleriniz ve revizyonlarınız olması gerekiyor. Sokaktan gecene vermiyorlar. İş planlarımızı, hedeflerimizi koyduk, ikna olduktan sonra anlaşmayı imzaladılar” sözleriyle doğal gaz ithalatında Rusya’da kurulan ilişkilerin önemine vurgu yapmıştır (Milliyet, 2012). BOTAŞ’ın sözleşmelerini ihale ile devralan ve Rusya’dan doğal gaz ithal etmeye hak kazanan firmaların ortak özellikleri iktidara yakın ve Rus hükumeti (veya Gazprom) ile ilişki içinde olan firmalar olmalarıdır. Dolayısıyla Türk hükumeti, bir kamu kurumu olan BOTAŞ’ı Gazprom ile yaptığı fiyat pazarlıkları sırasında desteklediği kadar özel şirketlerin yaptıkları pazarlıklarda da şirketlere destek olmaktadır. Aktif haldeki iki boru hattı ile Türkiye’ye doğal gaz satan Rusya, Türkiye için birincil ve en büyük doğal gaz tedarikçisi durumundadır. Bu durum, Türkiye’nin doğal gaz arzında Rusya’ya aşırı bağımlı olduğu yönünde eleştirileri beraberinde getirmektedir (Oğan, 2006). BOTAŞ’ın doğal gaz ithalatında tekel hakkının sona ermesi ve Gazprom ile yaptığı sözleşmenin süresinin dolması ile birlikte özel sektör firmaları Rusya’dan doğal gaz ithalatına yoğun ilgi gösterseler de Türkiye’nin ithal ettiği doğal gazda Rusya’nın payı giderek azalmaktadır. Bu durumun sebepleri arasında Türkiye’de yapılan yatırımlarla artan doğal gaz depo stok miktarı, doğal gaz fiyatında Rusya ile zaman zaman yoğunlaşan ve kamuoyunun gündemini meşgul eden anlaşmazlıklar, Türkiye’nin artan LNG ithalatı ve Rusya dışında diğer ülkelerle imzalanan doğal gaz ticaret anlaşmaları gösterilebilir. Diğer taraftan hem BOTAŞ’ın hem de özel şirketlerin Gazprom ile imzaladıkları son doğal gaz ithalatı anlaşmalarının süresi 2021 yılı sonunda tamamlanacaktır (İTO Haber, 2021). Yeni sözleşmeler imzalanırken, dünyada düşük seyreden doğal gaz fiyatları, Türkiye’nin Cezayir 13 ve Nijerya gibi ülkelerle imzaladığı sözleşmeler sayesinde artan LNG ithalatı imkanları ve yükselen depolama kapasitesi gibi unsurlar belirleyici olacaktır. Bu unsurlar ilerleyen paragraflarda tartışılacaktır. Türkiye-Rusya doğal gaz ilişkilerinde siyaset Türkiye ile Rusya arasında doğal gaz konusundaki ilişkiler, Türkiye ve Rusya’nın iç siyaseti, iki ülke arasındaki siyasi ilişkiler, bölgesel siyaset ve küresel siyasetten etkilenen çok boyutlu bir yapıdadır. Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından 1990’lı yıllarda Türkiye, Soğuk Savaş’tan kalma alışkanlıklarıyla Rusya ile yakın ilişkiye girmekten imtina ederken 2000’li yıllardan itibaren Rusya-Türkiye ilişkileri nitelik değiştirmeye başlamıştır. Rusya’da Vladimir Putin’in, Türkiye’de ise Recep Tayyip Erdoğan’ın 2000’li ve 2010’lu yıllarda süren kesintisiz iktidarları ikili ilişkileri bireysel düzeyde de anlamlı hale getirmiştir. İkili ilişkilerin kurumsallaşması maksadıyla kurulan Üst Düzey İş Birliği Konseyi (ÜDİK) ise 2010’lu yılların ortasında yaşanan diplomatik krizlerin yatışmasına katkı sağlayamayacak, yaşanan krizlerin üstesinden gelinebilmesi iki lider arasındaki bireysel temaslarla mümkün olacaktır. Bu bölümde ele alınan ve iki ülke arasındaki doğal gaz ticaretini etkileyen önemli gelişmeler Tablo 5 içinde özetlenmektedir. Tablo 5. Türkiye-Rusya doğal gaz ilişkilerini etkileyen önemli gelişmeler Yıllar Önemli gelişmeler 2000 Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ve Vladimir Putin arasında New York’ta gerçekleşen görüşme Vladimir Putin’in devlet başkanı olması Türkiye’de Doğal Gaz Piyasası Kanunu’nun kabul edilmesi Adalet ve Kalkınma Partisinin iktidara gelmesi Mavi Akım doğal gaz boru hattının işletmeye açılması Gürcistan’da Gül Devrimi Vladimir Putin’in devlet başkanı seçilmesi Vladimir Putin’in Ankara ziyareti Ukrayna’da Turuncu Devrim BOTAŞ’ın Gazprom ile imzaladığı doğal gaz ithalat sözleşmelerinin özel sektöre devri Vladimir Putin’in Samsun ziyareti ve Mavi Akım’ın resmi açılışı Kırgızistan’da Lale Devrimi Özbekistan’da Andican olayları Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in Rusya ziyareti Adalet ve Kalkınma Partisinin tekrar seçilerek iktidara gelmesi Güney Akım projesinin Rusya tarafından ilk defa açıklanması Dimitri Medvedev’in devlet başkanı seçilmesi ABD’de küresel ekonomik krizin başlangıcı Rusya’nın Gürcistan’a (Güney Osetya ve Abhazya’ya müdahalesi) ABD’de Barrack Obama’nın başkan seçilmesi Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Rusya ziyareti Vladimir Putin’in ve Gazprom CEO’su Aleksey Miller’in Türkiye ziyareti Türkiye ile Rusya arasında Güney Akım ve Akkuyu nükleer santrali konusunda anlaşmaya varılması 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 14 2010 2011 2012 2013 2014 2015 2016 2017 2018 2019 2020 2021 Türkiye ile Rusya arasında Üst Düzey İş Birliği Konseyinin (ÜDİK) kurulması Kırgızistan’da ikinci devrim ve Bakiyev’in devrilmesi Tunus’taki olaylar neticesinde Arap Baharı’nın başlaması Adalet ve Kalkınma Partisinin tekrar seçilerek iktidara gelmesi Suriye’de iç savaşın başlaması Mısır’da Hüsnü Mübarek’in istifa etmek zorunda kalması Libya’da iç savaşın başlaması BOTAŞ ile Gazprom arasındaki doğal gaz ithalat sözleşmesinin süresinin bitmesi Vladimir Putin’in tekrar başkan seçilmesi Mısır’da Müslüman Kardeşlerin iktidara gelmesi Güney Akım projesinin başlaması Gazprom ile özel sektör firmaları arasında doğal gaz ithalat sözleşmeleri imzalanması Türkiye’de Gezi Parkı protestolarının gerçekleşmesi 17-25 Aralık yolsuzluk soruşturmaları Mısır’da Sisi’nin darbe ile iktidara gelmesi Nabucco projesinin iptal edilmesi Recep Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanı seçilmesi Güney Akım projesinin iptal edilmesi Türk Akımı projesinin ilan edilmesi Rusya’nın Akkuyu nükleer santraline onay vermesi Ukrayna’da protesto gösterileri ve iktidarın değişmesi Kırım savaşı ve Rusya tarafından Kırım’ın ilhakı ABD ve AB tarafından Rusya’ya yaptırımlar uygulanması IŞİD’in halifelik ilan etmesi ABD’nin Suriye’ye ve IŞİD’e müdahalesi Avrasya Ekonomik Birliğinin kurulması Rusya’nın Suriye’ye ve ISİD’e müdahalesi Türk savaş uçakları tarafından Rus jetinin düşürülmesi 15 Temmuz darbe girişimi Rusya’nın Ankara büyükelçisinin öldürülmesi Suriye ile ilgili Astana görüşmelerinin başlaması Recep Tayyip Erdoğan’ın Putin’e özür mektubu göndermesi ABD’de Donald Trump’ın başkan seçilmesi Vladimir Putin’in Ankara ziyareti Türkiye ile Rusya arasında S-400 anlaşmasının açıklanması Türkiye’de başkanlık sisteminin uygulanmaya başlaması Vladimir Putin’in tekrar başkan seçilmesi Rusya ve Türkiye’nin ABD’nin yaptırımlarını karşılıklı olarak kınaması Türk Akımı projesinin deniz altındaki kısmının tamamlanması Dünyada Covid-19 salgınının etkisinin artması Gazprom ile yapılan doğal gaz ithalat anlaşmalarının süresinin sona ermesi Kaynak: Yazar. Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarının ilk yıllarından itibaren Rusya ile Türkiye arasındaki ikili ilişkilerin daha önceki yıllara göre farklı olacağına yönelik işaretler mevcuttur. Ancak iki ülke arasındaki ilişkilerin farklı bir boyuta taşınması, henüz Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarı başlamadan önce, Eylül 2000’de Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ile Vladimir Putin arasında New York’ta gerçekleşen görüşmenin hemen ardından Ekim 2000’de Rusya Başbakanı Mikhail Kasyanov’un Ankara ziyaretinden sonra başlayan bir süreçtir (Özbay, 2011, s. 76). Türkiye’de 2002 yılında yapılan genel seçimler ile Adalet ve Kalkınma Partisi tek 15 başına iktidara gelmiştir. Rusya ile Türkiye arasındaki tartışmalı Mavi Akım doğal gaz boru hattının tamamlanarak gösterişsiz bir törenle işletmeye alınması ise hemen bir yıl sonraya, 2003 yılına denk gelecektir (BOTAŞ, 2021b). Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarının ilk yıllarında Vladimir Putin’in Aralık 2004’te Türkiye’ye gerçekleştirdiği ziyaret birçok açıdan tarihi bir dönüm noktası olarak değerlendirilmektedir. Putin’in ziyaretinde “Türkiye Cumhuriyeti ile Rusya Federasyonu Arasında Dostluğun ve Çok Boyutlu Ortaklığın Derinleştirilmesine İlişkin Ortak Deklarasyon” imzalanmıştır. Bu ziyaret sırasında öne çıkan konu “terörle ortak mücadele” olmakla birlikte, görüşmeler sırasında enerji konusu da masaya yatırılmıştır. Heyetler arası temaslar sırasında BOTAŞ ile Gazprom arasında “Enerji Alanında İşbirliğine İlişkin Çerçeve Anlaşması” dahil birçok anlaşma imzalanmıştır (BBC Türkçe, 2004). Takip eden yılda, Putin ve Erdoğan dört ayrı görüşme daha gerçekleştireceklerdir. Bu görüşmelerden biri Putin’in Samsun’da Kasım 2005’te Mavi Akım doğal gaz boru hattının resmi açılış törenine katılması sırasında olmuştur (Özbay, 2011, ss. 76-77). Açılış töreni yapıldığında Mavi Akım boru hattı iki yıldan fazla bir süreden beri doğal gaz nakline devam etmekteydi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, açılış töreninde yaptığı konuşmada Mavi Akım’ın iki ülke arasındaki “iş birliği zincirinin ilk halkası” olacağını, bu projeden sonra Samsun-Ceyhan doğal gaz boru hattının yapımına başlanabileceğini ifade etmiştir (VoA, 2005). Putin de törende gerçekleştirdiği konuşmasında Erdoğan ile benzer şekilde Türkiye topraklarına Samsun’dan çıkan Mavi Akım doğal gaz boru hattının Türkiye’yi kuzey-güney yönünde geçerek Akdeniz’e ve buradan da Orta Doğu ülkelerine naklini öngören Mavi Akım – II projesini gündeme getirmiştir. Ayrıca Rus şirketleri tarafından Tuz Gölü veya Marmara Denizi’nin altında bir doğal gaz depolama tesisi inşa edilmesi önerilmiştir (Oğan, 2005). Putin yaptığı konuşmada Rus şirketlerinin Türkiye’de doğal gaz dağıtım faaliyetlerine dahil olmaya niyetli olduklarını da ifade etmiştir (VoA, 2005). Yukarıda da bahsedildiği üzere Gazprom, Putin’in bu açıklamalarından bir yıl kadar önce, 2004 yılında Bosphorus Gaz şirketine ortak olarak Türkiye doğal gaz piyasasında faaliyete başlamıştır. Bu arada, Rusya’nın özellikle Putin döneminde siyasi etkisini sürdürmek istediği eski Sovyet coğrafyasında Rusya’yı endişelendiren bazı siyasi gelişmeler yaşanmıştır. Gürcistan’da 2003’te Gül Devrimi ile başlayan dalga, Ukrayna’da 2004’te Turuncu Devrim, Kırgızistan’da 2005’te Lale Devrimi ve hemen ardından Özbekistan’da Andican olayları ile devam etmiştir 16 (Ó Beacháìn & Polese, 2012; Thien, 2009). Bu olaylar Rusya’nın 2008’de Gürcistan’a müdahalesine ve 2014’te Kırım’ı ilhakına kadar giden sürecin de başlangıcı olması açısından önemlidir. Özellikle Ukrayna ile Rusya arasındaki siyasi gerilim Rusya’nın doğal gaz politikasını gözden geçirmesinde önemli bir paya sahiptir (DGO vd., 2009; Stulberg, 2017). Türkiye Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından 2006’da gerçekleştirilen Rusya ziyareti, Rusya’nın bağımsızlığından sonra devlet başkanı düzeyinde Türkiye tarafından gerçekleşen ilk ziyaret olmuştur. İkili ilişkiler 2009 yılında yoğunlaşmış, hem Cumhurbaşkanı Abdullah Gül hem de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan yılın ilk yarısında Rusya’yı ziyaret etmiş, Putin ise Ağustos ayında Ankara’ya gelmiştir (Özbay, 2011, s. 77). Şubat 2009’da Moskova’da “Türkiye Cumhuriyeti ile Rusya Federasyonu Arasındaki İlişkilerin Yeni Bir Aşamaya Doğru İlerlemesi ve Dostluğun ve Çok Boyutlu Ortaklığın Daha da Derinleştirilmesine İlişkin Ortak Deklarasyon” imzalanmıştır. Bu deklarasyonda “2003 yılında Mavi Akım projesinin faaliyete geçmesi bağlamında, enerji alanının Türkiye-Rusya ilişkilerinde stratejik öneme sahip olduğu ve daha da geliştirilmesi potansiyelinin bulunduğu” ifade edilmiştir (Dışişleri Bakanlığı, 2009). Yine aynı yıl içinde, Mart ayında Gazprom’un yönetim kurulu başkanı Aleksey Miller Türkiye’yi ziyaret ederek doğal gaz konusunda görüşmelerde bulunmuştur (Cumhuriyet, 2009). Putin’in 2009’daki Ankara ziyareti bilhassa enerji konusu ile ilgili olması açısından önemlidir. Bu görüşmede Putin, Nabucco doğal gaz boru hattına alternatif olarak önerdiği Güney Akım projesinin Türkiye’nin karasularından geçmesine izin verilmesi konusunda Türk yetkilileri ikna etmeye yoğun mesai harcamıştır. Putin’in bu beklentisi Türkiye tarafından olumlu karşılanmışsa da, ilerleyen paragraflarda değinileceği üzere, Güney Akım projesi daha sonra iptal edilecektir. Bu görüşmede Mavi Akım – II projesi tekrar gündeme getirilen konular arasında yer almıştır (BBC Türkçe, 2009). Gazprom’un yönetim kurulu başkan yardımcısı Aleksander Medvedev, Putin’in Ağustos ayında yaptığı ziyarette imzalanan enerji anlaşmalarını dayanak göstererek Eylül 2009’da yaptığı açıklamada Türkiye’nin doğal gaz sektörüne şirketinin yapacağı yatırımların artacağını ifade etmiştir. Gazprom ayrıca Mehmet Kazancı’ya ait olan Türkiye’nin en büyük doğal gaz dağıtım şirketi Aksa Enerji ile Rusya’dan doğal gaz ithalatı ve ithal edilen doğal gazın dağıtımının yanı sıra bir LNG santrali kurulumuna ilişkin anlaşmalar imzalamıştır. Yine aynı yıl Gazprom’un Bosphorus Gaz’daki hisse oranı %71’e çıkmıştır (Kardaş, 2009). 17 Gazprom’un yönetim kurulu başkan yardımcısı Medvedev, 2009 yılında BOTAŞ ile Gazprom arasında yapılan görüşmelerle ilgili yaptığı açıklamada, BOTAŞ’ı zorlayan sözleşmedeki “al ya da öde” maddesinin gündeme geldiğini, bu çerçevede Rusya’dan ithal edilen doğal gazda miktar ayarlamasına gidilebileceğini ifade etmiştir. Bu yıllarda Türkiye ekonomisinin 20082010 küresel ekonomik krizinin etkisiyle daralması neticesinde toplam enerji talebinin düşmesi, ülkenin ihtiyacından fazla doğal gaz ithal etmesine sebep olmuştur (Kardaş, 2009). Türkiye ile Rusya arasındaki ilişkilerin kurumsallaşması maksadıyla Mayıs 2010’da Üst Düzey İş Birliği Konseyi (ÜDİK) kurulmuştur. Bu konsey altında kurulan ve iki ülkenin enerji bakanlarının başkanlığında toplanan Karma Ekonomik Komisyon’da enerji meseleleri görüşülmektedir. ÜDİK’in 2010’daki ilk toplantısında iki ülke arasında çeşitli konularda 17 anlaşma imzalanmıştır (Taşci, 2019, s. 99). Bundan bir yıl sonra gerçekleşen ikinci ÜDİK toplantısına Güney Akım projesiyle ilgili Türkiye’nin Rusya’ya gereken izinleri vermemesi nedeniyle Rusya tarafının rahatsızlığı damgasını vuracaktır. Moskova’nın yoğun lobi faaliyeti sonucunda Türkiye projeye nihai onayı aynı yıl içinde verecektir (Winrow, 2017). Türkiye ise bu onayın karşılığında Rusya ile olan doğal gaz anlaşmalarındaki “al ya da öde” şartından vazgeçilmesini talep etmiştir. Türkiye’nin bu talebi ise Rusya’dan karşılık bulmamıştır (Bourgeot, 2013, s. 9; Taşci, 2019, s. 100). Türkiye’de 2011 yılında gerçekleşen genel seçimlerde Adalet ve Kalkınma Partisi yüksek bir oy oranıyla tekrar iktidara gelmiştir. Diğer taraftan 2010 sonunda Tunus’taki olaylarla başlayan Arap Baharı, 2011’de Suriye iç savaşının patlak vermesiyle devam etmiştir (Çakmak & Ustaoğlu, 2015). Özellikle Suriye meselesi ilerleyen dönemlerde iki ülke ilişkilerinde belirleyici olacaktır. Nitekim ÜDİK’in üçüncü ve dördüncü toplantılarında Suriye savaşı gündeme gelmiş, bu savaşın sona erdirilmesine yönelik Erdoğan ve Putin’in farklı görüşlere sahip olması bir miktar gerginliğe yol açmıştır (Taşci, 2019, s. 102). Ankara’da 2014 yılında gerçekleşen beşinci ÜDİK toplantısında enerji konusu ön plana çıkmış, toplantı öncesi Rusya tarafından Akkuyu’da inşa edilecek nükleer santrale onay verilmiştir. Rusya ayrıca Mavi Akım ile Türkiye’ye gelen doğal gaz fiyatlarında %6 oranında indirim yapmayı kabul etmiştir. Ancak bu indirim oranı Türkiye’nin %15 oranındaki indirim beklentisini karşılamamıştır (Taşci, 2019, s. 103). Bu toplantıda Putin, Güney Akım projesi yerine Türk Akımı projesine başlanacağını da ilan etmiştir (Winrow, 2017). 2014 yılı ayrıca 18 Türkiye’de Recep Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanı olarak seçildiği (Anadolu Ajansı, 2014) ve Ukrayna’daki devrimin ardından Kırım krizinin ortaya çıkmasını takiben Rusya tarafından Kırım’ın işgal edildiği önemli bir yıl olmuştur (Amadeo, 2020; Kuzio, 2018). Bu işgalden dolayı Avrupa Birliği ve ABD, Rusya’ya birtakım yaptırımlar uygulamaya başlamıştır. Bir yıl sonra yapılması planlanan altıncı ÜDİK toplantısı, Türk savaş uçakları tarafından Kasım 2015’te Rus jetinin düşürülmesi nedeniyle iptal edilmiştir. Bu olayın ardından, 2016 yılının sonunda Rusya’nın Ankara büyükelçisi Andrey Karlov öldürülmüştür (Deutsche Welle, 2021). İki ülke arasında diplomatik krize sebep olan bu gelişmeler, doğal gaz ticaretini kesintiye uğratmadığı gibi Türk Akımı projesinin iptal edilmesine de yol açmaması bakımından dikkat çekicidir. İptal edilen altıncı ÜDİK toplantısı 2017 yılında yapılacaktır (Taşci, 2019, ss. 104-107). Rusya-Türkiye ilişkilerinde 2015 yılında başlayan karşılıklı gerginlik, Kazakistan devlet başkanı Nursultan Nazarbayev’in arabuluculuk yapmasının ardından Haziran 2016’da Recep Tayyip Erdoğan’ın Putin’e bir özür mektubu göndermesiyle azalmaya başlamıştır (BBC Türkçe, 2016). Türkiye’de 15 Temmuz 2016 tarihinde Fethullah Gülen terör örgütü tarafından yapılan darbe teşebbüsünün ardından gerçekleştirilen soruşturmalar hem Rus jetinin düşürülmesini hem de Rus büyükelçisinin öldürülmesini Gülen cemaatine bağlı kişilerle ilişkilendirecektir (Deutsche Welle, 2021; Milliyet, 2020). Darbe girişiminin ardından Putin’in Erdoğan hükumetine desteğini açıklaması ve Eylül 2017’de Ankara’yı ziyaret etmesi ile ilişkiler normalleşme sürecine girmiştir. Kısa süre sonra iki ülke Suriye krizi ile ilgili çeşitli konularda (örneğin Türkiye tarafından İdlib’e düzenlenen askerî harekât) mutabakata varacaktır. Türk Akımı ve Akkuyu nükleer santrali gibi projeler de bu görüşme neticesinde hızlanmıştır (Hayatsever, 2017). Türkiye ayrıca Eylül 2017’de Rusya’dan S-400 savunma sistemini satın aldığını açıklamış (BBC Türkçe, 2017), bu nedenle ABD ve Avrupa Birliği’nin sert eleştirilerine ve daha sonraki dönemde ise yaptırımlarına maruz kalmıştır. Rusya ile Türkiye arasında yedinci ve sekizinci ÜDİK toplantıları 2018 ve 2019 yıllarında yapılmıştır. Bu görüşmelerde ve bu görüşmeler haricinde gerçekleşen Erdoğan-Putin toplantılarında ise esas gündemi Suriye meselesi oluşturmuştur. Doğal gaz ve nükleer santral konuları ile iki ülke arasındaki diğer konular, bu meselenin etrafında şekillenmiştir. Özellikle 2018 yılı Rusya’da Putin’in yeniden devlet başkanı seçilmesi, Türkiye’de ise cumhurbaşkanlığı hükumet sisteminin başlaması açısından önemlidir. Bu yıl, Putin ve Erdoğan arasındaki ilişkiler olumlu yönde seyretmiş, her iki ülke de karşılıklı olarak ABD’nin Türkiye ve Rusya 19 üzerine yaptırımlarını kınayan ve birbirlerine destek veren açıklamalarda bulunmuşlardır (Yazıcıoğlu, 2018). Nisan 2019’daki sekizinci toplantıda deniz altına inşa edilen kısmı tamamlanan Türk Akımı projesi görüşülen önemli konular arasında yer almıştır. Türk Akımı Ocak 2020’de Putin’in de katıldığı bir törenle açılmıştır (Dışişleri Bakanlığı, 2021). Doğal gaz ticareti ve bölgesel siyaset Ukrayna ve Rusya arasında 2004 yılında yaşanan Turuncu Devrim’in ardından sürekli tekrar eden siyasi sorunlar yaşanmaktadır. İki ülke arasında 2006 yılında bir doğal gaz krizi yaşanmıştır. Bu krizle birlikte Rusya Ukrayna’ya doğal gaz naklini azaltmış, Ukrayna üzerinden Türkiye’ye gelen Batı boru hattından iletilen doğal gaz miktarı da bu krizden etkilenerek düşmüştür. Aynı yıl İran’ın iç tüketiminden kaynaklanan talebi karşılamakta zorlanması ve İran’ın yaşadığı teknik problemler nedeniyle Türkiye’ye gönderdiği doğal gaz da azalmıştır. Bu yıllarda depolama kapasitesi yeterli bulunmayan Türkiye’de arz sıkıntısı yaşanmıştır (EPDK, 2020, s. 8). Ukrayna ile Rusya arasında 2007-2008 yıllarında Ukrayna’nın ödemediği doğal gaz faturası nedeniyle bir başka doğal gaz krizi daha yaşanmıştır. Doğal gaz krizi 2008-2009 yıllarında tekrarlanmıştır. Bu yıllarda da Türkiye’ye Ukrayna ve Bulgaristan üzerinden gelen doğal gazda azalma olmuştur. Bu krizler Avrupalı liderlerin Rusya ve Ukrayna’ya enerji tedarikçisi olarak güvenini azaltmıştır. Diğer taraftan bu krizler Rusya’nın Ukrayna’dan geçmeyen doğal gaz boru hattı projelerine yoğunlaşmasına sebep olmuş, Türkiye’nin ise arz güvenliğini sağlamak ve dünya genelinde 2008-2010 küresel ekonomik krizi dolayısıyla yaşanan talep daralması neticesinde düşen doğal gaz fiyatlarından yararlanmak üzere doğal gaz tedarikçilerini çeşitlendirmesinde ve LNG ithalatına ağırlık vermesinde etkili olmuştur (Kovacevic, 2009, s. 12; Kulikov & Shchedrov, 2009). Yukarıda değinildiği üzere, Rusya’nın Kırım’ı ilhakı ile birlikte ABD ve Avrupa Birliği, 2014 yılında Rusya üzerine yaptırımlar uygulamaya başlamıştır (Abdullah & Babaç, 2016) (Tablo 5). Kasım 2015’te Rusya Ukrayna’ya gönderdiği doğal gazı tamamen kesmiştir. Türkiye, Rusya üzerine uygulanan yaptırımlara katılmamıştır. Ancak Rusya ile birçok konuda dış politikada fikir ayrılığına düşmüştür. Türkiye Kırım’ın ilhakını tanımamış ve Ukrayna’nın toprak bütünlüğünden yana tavır almıştır (Konak, 2019). Rusya ile düşülen fikir ayrılıkları Suriye savaşında da ortaya çıkmıştır. Türkiye, Suriye savaşında devlet başkanı Beşar Esad’ın iktidardan düşürülmesinden yana tavır alırken Rusya Esad’ı desteklemiştir. 2015 yılında Türk 20 savaş uçakları tarafından Rus jetinin düşürülmesi iki ülke arasında yeni bir krize sebep olmuşsa da (Kemaloğlu, 2019) daha sonra her iki ülkenin siyasetçileri ve diplomatlarının çabalarıyla bu kriz aşılmış ve ilişkiler normale dönmeye başlamıştır (Koutroumpis, 2019). Türkiye ile Rusya arasındaki ilişkilerde dönemsel olarak yaşanan krizler, iki ülke arasındaki doğal gaz ticareti ilişkilerine yansımamıştır. Rusya, Türkiye için en güvenilir doğal gaz tedarikçisi olma özelliğini sürdürmüştür. Türkiye de Rusya için önemli bir pazar konumundadır. Artan doğal gaz talebi ile Türkiye, Rusya’nın Almanya’dan sonraki en büyük müşterisidir (Sakal, 2019, s. 98). Türkiye’nin Rusya açısından önemi sadece nihai tüketici olmasından değil aynı zamanda enerji için bir geçiş ülkesi olmasından da kaynaklanmaktadır. Gerek Merkezi Asya ve Hazar Denizi havzasında, gerekse Orta Doğu’da yer alan kanıtlanmış petrol ve doğal gaz kaynaklarına yakınlığı ve boğazlardan geçen tanker trafiği dolayısıyla Türkiye, doğal bir enerji köprüsü niteliği taşımaktadır (Koutroumpis, 2019). Bu durum Türkiye’nin enerji ticaretinde merkez ülke olma amacıyla da örtüşmektedir (Dışişleri Bakanlığı, 2020). Bu amaç doğrultusunda Türkiye, Putin tarafından önerilen Türk Akımı projesini memnuniyetle karşılamış ve hattın inşasına ivedilikle başlamıştır. İlerleyen paragraflar, Avrupa Birliği – Rusya ilişkilerinin yanı sıra Türkiye – Rusya arasındaki siyasi münasebetler çerçevesinde şekillenen ve Türkiye ile Rusya arasındaki doğal gaz ticaretinde kilit öneme sahip olan boru hatlarını ele almaktadır. Boru hatları ve bölgesel siyaset Türkiye ile Rusya arasındaki doğal gaz ticareti doğal gaz boru hatlarıyla gerçekleşmektedir. Türk Akımı doğal gaz boru hattının 2020 yılında tamamlanmasıyla birlikte Rusya’dan Türkiye’ye gelen üç doğal gaz boru hattı bulunmaktadır. Bunlardan birincisi 1984 yılında sözleşmesi Sovyetler Birliği ile imzalanan Batı hattıdır. 1987 yılında doğal gaz akımı başlayan Batı hattında 1993 yılında maksimum kapasite olan yıllık 6 milyar metreküpe ulaşılmıştır (Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, 2019). Batı hattı, Ukrayna, Romanya ve Bulgaristan üzerinden Türkiye’ye gelmektedir. Diğer taraftan bu hat, yukarıda değinildiği üzere, Ukrayna ile Rusya arasındaki siyasi krizlerden etkilenmiş, bu sebeple 2010’lu yılların ilk yarısından itibaren Rusya tarafından devre dışı bırakılmaya başlamıştır. Türkiye ile Rusya arasındaki doğal gaz boru hatlarından ikincisi Mavi Akım hattıdır. Bu hattın sözleşmesi 1997 yılı sonunda imzalanmıştır (Gazel, 2004). Hat, Karadeniz üzerinden doğrudan 21 Türkiye’ye gelmekte ve Türkiye’ye yıllık 16 milyar metreküp gaz nakletmektedir (Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, 2019). Mavi Akım Projesi, imzalandığı andan itibaren tartışmaları ve çeşitli yolsuzluk iddialarını beraberinde getirmiştir. Dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz dahil birçok kişi hakkında yolsuzluk soruşturması açılmıştır. Hat üzerinden ilk doğal gaz Şubat 2003’te Türkiye’ye ulaşmış ancak Mavi Akım doğal gazının fiyatı Türkiye kamuoyunda tartışmalara yol açmıştır. Türkiye doğal gaz fiyatını uluslararası tahkime götürdükten sonra doğal gaz fiyatı güncellense de fiyatla ilgili tartışmalar ilerleyen yıllarda devam etmiştir (Deutsche Welle, 2005). Yukarıda bahsedildiği üzere Rusya devlet başkanı Vladimir Putin 2005 yılında ilk defa Mavi Akım – II doğal gaz boru hattı projesini önermiştir. Bu hattın, Türkiye üzerinden İsrail ve Orta Doğu ülkelerine ulaşması öngörülmüştür. Daha sonra bu öneriden vazgeçilerek 2007 yılında bu proje yerine, Nabucco projesine alternatif olarak Güney Akım projesi önerilmiştir. 2009 yılında ise Mavi Akım’a paralel ilerlemesi düşünülen ve Suriye, Lübnan, İsrail ve Kıbrıs’a gaz nakletmesi planlanan Mavi Akım – II projesi tekrar gündeme gelmiştir (Baghirov, 2015). Nabucco projesi, Avrupa’nın Rusya’dan gelen doğal gaza bağımlılığını azaltmak için önerilmiş ve ABD ile bazı Avrupa Birliği üyesi ülkeler tarafından desteklenmiştir. Nabucco projesinde doğal gaz tedarikçileri Irak, Azerbaycan, Türkmenistan ve Mısır olarak öngörülmekteydi. Bu projede doğal gaz Türkiye, Bulgaristan, Romanya, Macaristan ve Avusturya üzerinden Avrupa’ya nakledilecekti. Trans-Adriyatik doğal gaz boru hattı ve Trans-Anatolia doğal gaz boru hattının inşasına başlanmasıyla birlikte Nabucco projesi 2013 yılında iptal edilmiştir (Anadolu Ajansı, 2013). Avrupa Birliği tarafından gerekli yasal düzenlemelere uymadığı gerekçesiyle karşı çıkılan Güney Akım projesi de Nabucco gibi 2014 yılında iptal edilmiştir (Baghirov, 2015). Putin 2014 yılında Güney Akım yerine Türk Akımı projesini bir alternatif olarak düşündüklerini açıklamıştır. Putin aynı zamanda Türkiye’ye doğal gaz fiyatında %6 oranında indirim uygulanacağını da ilan etmiştir (Korsunskaya, 2014). Bu gelişmelerin, ABD ve Avrupa Birliği tarafından Rusya’ya Ukrayna krizi nedeniyle uygulanan ambargo ve yaptırımlarla aynı zamana denk gelmesi dikkat çekicidir. Türk Akımı projesi Avrupa Birliği tarafından Mavi Akım – II ve Güney Akım projelerine karşı çıkıldıktan sonra, Rusya bu projeleri rafa kaldırdığını açıklamıştır. Proje rafa kaldırılmadan önce Gazprom 22 halihazırda Güney Akım projesi için 4,7 milyar ABD doları tutarında yatırım yapmış ve boru hattını Rusya’nın Karadeniz kıyısına getirmiş bulunmaktaydı (Baghirov, 2015). Rusya, 2015 yılının başında Avrupa Komisyonu’na Avrupa’ya Ukrayna üzerinden doğal gaz nakletmeyi durduracağını bildirmiştir. Ayrıca Avrupa Birliği’ndeki Rusya karşıtlığını azaltmak için, Birlik üyelerinin şiddetle karşı çıktığı bir konu olan Avrupa’daki doğal gaz dağıtım ve pazarlama şirketlerindeki Gazprom’un pay sahipliğini de askıya alacağını ilan etmiştir. Bundan kısa bir süre sonra, Şubat 2015’te 12 milyar ABD doları bütçeli proje Türk Akımı kamuoyuna duyurulacaktır (Vihma & Türkşen, 2016). Türk Akımı projesi birbirine paralel ilerleyen iki boru hattından oluşmaktadır. Hatlardan her biri yıllık 15,75 milyar metreküp doğal gaz nakletme kapasitesine sahiptir. İki hattan biri yalnızca Türkiye’ye doğal gaz naklederken diğer hat doğal gazı Avrupa’ya iletecektir. Türkiye, Avrupa’ya ihraç edilen bu doğal gazdan transfer ücreti elde edecektir (Sakal, 2019, s. 100). Türk Akımı ile ilgili Türkiye ile Rusya arasındaki ilk anlaşma 10 Ekim 2016’da imzalanmıştır. Aralık 2016’da ise Gazprom’un alt şirketi South Stream Transport B.V. ile merkezi İsviçre’de bulunan Allseas Group S.A. arasında boru hatlarından birincisinin inşası için sözleşme yapılmıştır. Şubat 2017’de ise ikinci hattın inşası için yapılan diğer anlaşma neticelendirilmiştir. İptal edilen Güney Akımı projesi inşaatı sırasında Rusya’nın Karadeniz kıyısına kadar gelen boru hattı, 7 Mayıs 2017’de Karadeniz’in altına inşa edilecek Türk Akımı projesine eklemlenerek devam ettirilmiştir. Yukarıda değinildiği üzere Türk Akımı, Rusya açısından enerji ihracatında bir “engel” teşkil eden Ukrayna’yı devre dışı bırakırken Avrupa için en önemli doğal gaz tedarikçisi konumunu koruduğu için önemlidir (Jirušek, 2020; Sakal, 2019). Ayrıca Rusya, Türk Akımı projesini tamamlayarak Güney Akım için yapmış bulunduğu 4,7 milyar ABD doları tutarındaki potansiyel batık yatırımın önemli bir kısmını da kurtarma şansı bulmuştur (Baghirov, 2015). Türkiye için projenin ekonomiye istihdam ve gelir açılarında doğrudan ve dolaylı katkıları bulunmaktadır. Bunun yanında Türk Akımı projesi ile birlikte Türkiye yalnızca bir geçiş ülkesi olmayacak, aynı zamanda bir doğal gaz ihracatçısı konumuna sahip olacaktır. Türkiye, Rusya’dan gelen doğal gazı Avrupa Birliği’ne ihraç edebilmek için doğal gaz piyasasının serbestleşmesini sağlamış durumdadır. Doğal Gaz Piyasası Kanunu Türkiye’de 2001 yılından bu yana yürürlüktedir. Kanunun birinci maddesi, kanunun amacını “doğal gazın kaliteli, sürekli, ucuz, rekabete dayalı esaslar çerçevesinde çevreye zarar vermeyecek şekilde 23 tüketicilerin kullanımına sunulması için, doğal gaz piyasasının serbestleştirilerek mali açıdan güçlü, istikrarlı ve şeffaf bir doğal gaz piyasasının oluşturulması ve bu piyasada bağımsız bir düzenleme ve denetimin sağlanması” olarak ifade etmektedir (Doğal Gaz Piyasası Kanunu, 2001). Bu kanunla birlikte BOTAŞ’ın doğal gaz ithalatındaki tekel konumu sona erdirilmiş, BOTAŞ’a yeni ithalat sözleşmesi yapmak yasaklanmıştır. Kanun ayrıca BOTAŞ’ın iletim, işletme, depolama ve ticaret ayaklarının ayrıştırılmasını da mecburi kılmaktadır (Kolcuoğlu, 2020). Türk Akımı’nın devreye girmesiyle birlikte Ukrayna üzerinden Batı hattı ile Türkiye’ye gelen doğal gazın yerini Karadeniz üzerinden Türk Akımı ile gelen doğal gaz almaktadır. Batı hattının kapasitesi 14 milyar metreküp iken Türk Akımının tek hattının kapasitesi 15,75 milyar metreküptür. Rusya’dan Türkiye’ye gelen diğer 15,75 milyar metreküp hacimli hat ise doğal gazı Bulgaristan üzerinden Sırbistan ve Macaristan’dan geçerek Avrupa’ya iletmektedir (Reuters, 2020). Doğal gaz fiyatları Rusya, ihraç ettiği doğal gazın fiyatını siyasi ve stratejik unsurların etkisiyle belirlemektedir. Rusya’dan doğal gaz ithal eden Avrupa ülkeleri Gazprom ile fiyat pazarlığı yapmaktadır. Avrupa Birliği’nde birleşik bir enerji piyasası oluşturma yönünde 2013 yılında yapılan düzenlemelerden sonra ilk defa Gazprom’un Avrupa’ya sattığı doğal gazın fiyatı açıklanmıştır. Buna göre örneğin Polonya satın aldığı 10,3 milyar metreküp doğalgazın 1000 metreküpüne 525,5 ABD doları öderken Birleşik Krallık satın aldığı 7,7 milyar metreküp doğalgazın 1000 metreküpüne 313,4 ABD doları ödemektedir (Tablo 6). Almanya’dan sonra en büyük doğal gaz tüketicisi olan Türkiye 2013’te doğal gazın 1000 metreküpünü 406,7 ABD dolarına alırken Almanya aynı miktardaki doğal gazı 379,3 ABD dolarından tedarik etmiştir. Bu durum fiyatların rekabet koşullarının yanında siyasi ve diplomatik ilişkiler tarafından belirlendiğini göstermektedir (Vihma & Türkşen, 2016). Tablo 6. Gazprom’un 2013 yılında açıkladığı doğal gaz satış miktarları ve 1000 metreküp doğal gazın fiyatı Ülke Makedonya Polonya Bosna Hersek Çek Cumhuriyeti Miktar (milyar metreküp) 0.15 10.3 0.3 8.5 24 Fiyat (ABD doları) 564.3 525.5 515.2 503.1 Bulgaristan Danimarka Slovenya Yunanistan İsviçre İtalya Romanya Slovakya Türkiye Avusturya Fransa Macaristan Finlandiya Almanya Hollanda Birleşik Krallık Kaynak: (Vihma & Türkşen, 2016). 2.9 0.4 0.6 2.4 0.3 21.5 3.3 6.5 22.8 6.1 9.0 6.8 3.6 35.5 2.2 7.7 501.0 495.0 485.6 476.7 442.2 440.0 431.8 429.0 406.7 397.3 393.7 390.8 384.6 379.3 371.4 313.4 Yukarıda bahsedildiği üzere, Türkiye ile Rusya arasında zaman zaman anlaşmazlıklara neden olan, zaman zaman uluslararası tahkime taşınan doğal gaz fiyatları, iki ülke arasındaki siyasi ilişkilerden etkilenmektedir. Örneğin Güney Akım projesinin iptal edilmesinin ardından Rusya tarafından önerilen Türk Akımı projesinin Türk hükumeti tarafından onaylaması, Rusya’nın Türkiye’ye ihraç ettiği doğal gaz fiyatlarında bir miktar indirime gitmeyi kabul etmesinde etkili olmuştur. Diğer taraftan dünyada Covid-19’un da etkisiyle doğal gaz talebinde ve fiyatlarında görülen düşüşle birlikte Türkiye’nin de doğal gaza ödediği tutar azalmış durumdadır. Türkiye’nin Karadeniz’de doğal gaz bulmasıyla birlikte tekrar gündeme gelen boru hattı doğal gaz fiyatları, Gazprom ile yapılan uzun dönemli sözleşmelerle belirlendiği için dünya piyasasında yaşanan fiyat düşüşlerinden fazla etkilenmemektedir. Bu nedenle Türkiye, fiyatları daha esnek olan LNG ithalatına ağırlık vermektedir (Şimşek, 2020). ABD’nin kaya gazı üretiminin artmasıyla birlikte dünya doğal gaz piyasasına ihracatçı olarak girmesi ve dünya piyasalarında Rusya ile rekabet halinde doğal gaz fiyatlarını düşürmesi de dünya doğal gaz fiyatlarına yansımaktadır. Avrupa’nın doğal gaz merkezlerinde 1000 metreküp doğal gazın fiyatı 2020 başında 120 ABD doları seviyesine kadar gerilemiştir. Türkiye ise ithal ettiği doğal gazın 1000 metreküpünü 250 ila 280 ABD dolarından temin etmektedir (Oktay, 2020). Ağustos 2020’de Avrupa piyasasında 63 ABD doları seviyesine 25 kadar inen doğal gazın ise Rusya tarafından Türkiye’ye 188,62 ABD doları fiyat ile satıldığına yönelik haberler kamuoyu ile paylaşılmıştır (T24, 2020; Türkrus, 2020). Dolayısıyla Türkiye’nin Rusya’dan gelen doğal gaza piyasa fiyatının iki ila üç katı kadar ödeme yaptığı görülmektedir. Sonuç Türkiye ile Rusya arasındaki doğal gaz ticareti ilişkisinde Türkiye’nin Rusya’dan boru hatlarıyla ithal ettiği doğal gaza “aşırı bağımlı” olduğu görüşünde olan çalışmaların yanında bu ilişkinin daha ziyade “karşılıklı bağımlılık” şeklinde tezahür ettiği sonucuna ulaşan çalışmalara literatürde sıklıkla rastlanmaktadır. İki ülke arasında doğal gaz ticareti bakımından görülen karşılıklı bağımlılık şekil ve boyut değiştirerek devam etmektedir. Rusya, Türkiye için en önemli ve başlıca doğal gaz tedarikçisi konumunu sürdürmektedir. Türk Akımı petrol boru hattının tamamlanması ve hat üzerinden Türkiye’ye ve Avrupa’ya doğal gaz naklinin başlaması ile yalnızca iki ülke arasındaki doğal gaz ticareti değil aynı zamanda Rusya ile Avrupa arasındaki doğal gaz ticareti de farklı bir boyuta taşınmıştır. Bu hattın devreye girmesi ile birlikte Rusya’nın 2004 yılında yaşanan Turuncu Devrim’den itibaren sürekli siyasi sorunlar yaşadığı Ukrayna’ya bir geçiş ülkesi olarak Avrupa’ya doğal gaz naklinde bağımlılığı kalmamıştır. Türkiye Rusya doğal gazı için önemli bir pazar ve Ukrayna’nın Putin hükumetinin gözünden düşmesinin ardından en önemli geçiş ülkesi konumundadır. Avrupa Birliği’nin bazı üyeleri tarafından doğal gaz tedarikinde Rusya’ya aşırı bağımlılığı azaltmak ve alternatif doğal gaz tedarikçileri bulmak amacıyla desteklenen Nabucco projesinin Rusya tarafından önerilen alternatifi olan Güney Akım projesine, daha sonra ise bu proje iptal edilmek zorunda kalınınca Türk Akımı projesine Türkiye hükumetinin verdiği destek Rusya’ya iktisadi ve stratejik anlamda sunulan çok önemli bir katkı olarak değerlendirilmelidir. Bu önemli ve büyük bütçeli projeler Türkiye ile Rusya arasında 2000’li yıllarda geliştirilen ve 2010’lu yılların ilk yarısında kurumsal bir boyuta taşınan ilişkiler neticesinde mümkün olmuş, Rusya’ya doğal gaz ticaretinde alternatif stratejiler ve çıkış noktaları sunmuştur. İkili ilişkilerde yaşanan görüş ayrılıkları ve siyasi krizlere rağmen Türkiye ile Rusya arasında sürekli ve sorunsuz bir şekilde devam eden doğal gaz ticareti, bir taraftan da çeşitli unsurların etkisiyle değişme eğilimine girmiş durumdadır. Bu değişim tarihsel bir sürecin parçası olup 26 küresel ve bölgesel unsurlar tarafından tetiklenmektedir. Rusya ekonomisinin doğal kaynak sanayisine ve ihracatına aşırı bağımlılığı, Rusya’nın önce 2008-2010 dünya ekonomik krizinden, ardından Kırım’ın ilhakı ve Suriye savaşından, son olarak da tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 krizinden olumsuz etkilenmesine sebep olmuştur. Tüm bunların yanında gerek Avrupa’da gerekse dünyanın diğer gelişmiş ülkelerinde sürdürülebilirlik politikalarının ön plana çıkmasıyla birlikte fosil yakıtlara olan ilgi ve talep azalmaktadır. Türkiye’nin elektrik üretiminde yerli ve sürdürülebilir girdi kullanımı politikalarının da katkısıyla giderek azalan şekilde doğal gaz çevrim santrallerini kullanmaya başlaması, özellikle Avrupa’nın elektrik enerjisi nakil hatları ağına (ENTSO-E) dahil olduktan sonra özel sektörün katılımıyla yenilenebilir enerji üretimini ve ihracatını önceleyen politikalar izlemesi, Türkiye’nin doğal gaz talebinin azalmasına neden olmuştur. Türkiye’nin doğal gaz talebinin azalmasında başka etkenlerin de katkısı olmuştur. Türkiye ile Rusya arasındaki doğal gaz ticaretinde zaman zaman gündeme gelen ve Rusya tarafından esnetilmeyen yüksek doğal gaz fiyatları ve Türkiye’nin ihtiyacı olmadığı dönemlerde de sözleşmelerle belirlenen doğal gazı boru hatları ile almak zorunda kalması (“al ya da öde” maddeleri dolayısıyla) boru hatlarıyla doğal gaz ithalinde çeşitli sıkıntılara ve kamuoyuna yansıyan tartışmalara yol açmaktadır. Bu çerçevede kaynak çeşitlendirmesi politikaları izleyen Türkiye hükumetleri fiyatı daha esnek olan ve dünyadaki talep daralması ve arz artışı neticesinde fiyatı düşük seyreden LNG ithalatına ağırlık vermeye başlamıştır. Türkiye ayrıca Azerbaycan’dan giderek daha fazla doğal gaz almaya başlamış, Covid-19’un da etkileriyle daralan ekonomi ve değer kaybeden Türk lirasının sebep olduğu talep daralması ve doğal gaz depolama tesislerinin kapasitelerinin artması ile birlikte 2015’ten itibaren önceki yıllara göre daha az doğal gaz ithal etmiştir. Türkiye yaptığı uzun vadeli sözleşmeler neticesinde Rusya’dan iki ayrı boru hattı ile esnek olmayan ve piyasa şartlarına göre yüksek birim fiyatlardan fazla miktarda doğal gaz satın alsa da iki ülke arasındaki doğal gaz ilişkisinin tek taraflı olmadığı açıktır. Burada üzerinde durulması gereken esas nokta ise Türkiye ile Rusya arasındaki doğal gaz ilişkilerinin ticari yönünden ziyade siyasi yönünün ağır basmasıdır. Bu durumda bölgesel siyasi gelişmelerin yanında iç siyaset ve küresel siyaset de etkili olmaktadır. Öncelikle Rusya’da 2000’li yılların hemen başında Putin iktidara gelir gelmez eski Sovyet coğrafyasında ve Rusya’nın yakın ilişki içinde bulunduğu Orta Doğu ve Kuzey Afrika bölgelerinde yaşanan “renkli devrimler” ve 27 “Arap baharı” dalgası, Rusya’nın bölgesel siyasetteki tutumunu etkilemiştir. Avrupa’ya Ukrayna üzerinden doğal gaz nakletmenin alternatiflerini arayan Rusya önce Güney Akım, ardından bu projenin Avrupalılarca kabul görmemesi neticesinde Türk Akımı projesini devreye sokmuştur. Orta Doğu’da ise Arap Baharı dalgasının ardından Rusya’nın etkisinin ve ticari ilişkilerinin devam ettiği tek ülke olarak kalan Suriye’deki iç savaşa Rusya müdahil olmuş, ancak bu savaşta Türkiye ile Rusya arasındaki görüş ayrılıkları Türk savaş uçakları tarafından Rus jetinin düşürülmesine ve Rus büyükelçinin Ankara’da cinayete kurban gitmesine kadar varan krizleri beraberinde getirmiştir. Bu durum ise iki ülke arasındaki siyasi ilişkilere olumsuz yansımıştır. Bu krizin aşılmasında Türkiye’de 2002 yılından itibaren iktidarda olan Recep Tayyip Erdoğan ile 2000’den beri Rusya siyasetinin başat aktörü Vladimir Putin arasındaki bireysel ilişkilerin ve temasların etkisi büyük olmuştur. RusyaTürkiye ilişkilerin normalleşmesi süreci ile aynı zamanda Türkiye’nin ABD ile olan iş birliği ve yakın ilişkileri bozulma sürecine girmiştir. Özellikle 15 Temmuz darbe girişiminin ardından Fethullah Gülen’in Türkiye’ye iade edilmemesi, ABD’nin Irak ve Suriye’de YPG ile ittifak ilişkileri, Türkiye’ye uygulanan mali yaptırımlar gibi konular Türkiye-ABD ilişkilerini ziyadesiyle etkilemiştir. Türkiye ile Rusya arasındaki ilişkilerin normalleşmeye başlamasının ardından Türk Akımı projesi hız kazanmış ve süratle tamamlanarak işletmeye açılmış, Türkiye ABD tarafından S-35 uçak projesinden çıkarılmak pahasına Rusya’dan S-400 füze savunma sistemini satın almış, Suriye’de iş birliği süreci hızlanmıştır. Bu çerçevede iki ülke arasındaki doğal gaz ilişkilerini bahsi geçen bölgesel ve küresel siyasi gelişmeler çerçevesinde değerlendirmek uygun olacaktır. Adalet ve Kalkınma Partisinin iktidarı sırasında Türkiye’de kamu sektörünün doğal gaz piyasasından çıkmaya başlaması ve çeşitli yasal ve idari düzenlemelerle piyasanın serbestleştirilmesi, Türkiye ile Rusya arasındaki doğal gaz ilişkilerinin hükumetler arası niteliğini değiştirmiştir. Rusya’nın doğal gaz ihracatçısı Gazprom’un kamu kurumu niteliği devam etmekle birlikte Türkiye’de BOTAŞ’ın yerine özel sektör firmaları devletten aldıkları lisanslarla doğal gaz ithalatı ve dağıtımı işine girmişlerdir. Diğer taraftan Gazprom ile doğal gaz ithalat anlaşması imzalayan az sayıda şirketin Türk hükumetiyle yakın ilişki içinde olan kişiler tarafından idare edilmesi, Rusya ile doğal gaz ticaretinde iki ülke arasında liderler düzeyindeki siyasi ilişkilerin belirleyici olmaya devam edeceğinin bir göstergesi olarak 28 görülmelidir. Diğer taraftan hem BOTAŞ’ın hem de özel şirketlerin Gazprom ile imzaladıkları sözleşmelerin 2021 yılında sona ermesi ticari ilişkileri farklı bir boyuta taşıyacaktır. Türkiye ile Rusya arasındaki doğal gaz sözleşmeleri yenilenirken bu bölümde ele alınan ticari, siyasi ve teknik birçok unsur belirleyici olacaktır. Türk şirketleri küresel talep daralması ve arz yönlü artış sebebiyle düşük seyreden doğal gaz fiyatlarının sözleşmelere yansıtılmasını talep edeceklerdir. Türkiye’nin elektrik üretimi için daha az doğal gaz talep etmeye başlaması, doğal gaz ticaretinde kaynak çeşitlendirmesine gitmesi, Karadeniz’de bir miktar doğal gaz bulması, Türkiye’nin doğal gaz depolama kapasitesinin artması gibi unsurlar Türkiye’nin pazarlık gücünü artıracaktır. Diğer taraftan doğal gaz ticaretinde Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarı sırasında gelişen ve 2010’dan itibaren kurumsallaşan Türkiye-Rusya ilişkilerinin yanında Putin ve Erdoğan arasındaki temasların belirleyici olmaya devam etmesi beklenmelidir. Türkiye’de orta ve uzun vadede elektrik üretiminde doğal gaz talebinin payı azalsa da düşük emisyon oranlarıyla çevreyi daha az kirleten doğal gaz şehirlerde yaygınlaştıkça konut ve sanayi sektörleri tarafından artan şekilde talep edilmeye devam edecektir. Yeni yatırımlarla artırılan Türkiye-Rusya boru hattı kapasitesi ve her türlü diplomatik ve siyasi krize rağmen kesintisiz pompalanan Rus doğal gazı, Türkiye’nin arz güvenliğinin en önemli parçası olmaya devam edecektir. Buna karşılık özel sektörün piyasaya girmesi ve değişen uluslararası rekabet koşulları, Türkiye’nin Rusya’dan aldığı doğal gaz sözleşmelerinin şartlarını ilerleyen yıllarda Türkiye lehine olumlu yönde etkileyecektir. Kaynakça Abdullah, A., & Babaç, E. (2016). Ekonomik Açıdan Rusya’ya Uygulanan Yaptırımlar ve Türkiye İle Yaşanan Uçak Krizinin Etkileri. İnsan ve Toplum Bilimleri Araştırmaları Dergisi, 5(24659), 2134-2143. https://doi.org/10.15869/itobiad.260255 Ahrend, R. (2005). Can Russia Break the “Resource Curse”? Eurasian Geography and Economics, 46(8), 584-609. https://doi.org/10.2747/1538-7216.46.8.584 Akfel. (2016). Doğal gaz. http://www.akfel.com/tr/page.php?id=23 Amadeo, K. (2020, Ağustos 21). Ukraine Crisis Summary and Explanation. The Balance. https://www.thebalance.com/ukraine-crisis-summary-and-explanation-3970462 29 Anadolu Ajansı. (2013, Haziran 27). Nabucco project fails, placed by Trans Adriatic Pipeline project [Haber ajansı web sitesi]. https://www.aa.com.tr/en/turkey/nabucco-project-failsplaced-by-trans-adriatic-pipeline-project/235841 Anadolu Ajansı. (2014, Ağustos 10). Erdoğan 12. Cumhurbaşkanı oldu [Online haber sitesi]. https://www.aa.com.tr/tr/politika/erdogan-12-cumhurbaskani-oldu/132741 Baghirov, E. (2015, Haziran 1). Turkish Stream offers Russia increased export control. Oil & Gas Journal. https://www.ogj.com/general-interest/article/17236931/turkish-stream-offersrussia-increased-export-control BBC Türkçe. (2004, Aralık 6). Rusya-Türkiye işbirliği anlaşması [Online haber sitesi]. http://www.bbc.co.uk/turkish/europe/story/2004/12/041206_putin_turkey.shtml BBC Türkçe. (2009, Ağustos 6). Putin, Güney Akım için Ankara’da [Online haber sitesi]. BBC News Türkçe. https://www.bbc.com/turkce/haberler/2009/08/090806_putin_ankara BBC Türkçe. (2016, Haziran 27). Kremlin: Erdoğan özür diledi [Online haber sitesi]. BBC News Türkçe. https://www.bbc.com/turkce/haberler/2016/06/160624_erdogan_rusya BBC Türkçe. (2017, Eylül 12). Türkiye ve Rusya S-400 füze anlaşmasını imzaladı. BBC News Türkçe. https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-41239093 BBC Türkçe. (2020, Ekim 17). Erdoğan: Karadeniz’de bulunan doğal gaz rezervi 405 milyar metreküpe yükseldi [Online haber sitesi]. BBC News Türkçe. https://www.bbc.com/turkce/haberler-turkiye-54585247 Bosphorus Gaz. (2020a). Bosphorus Gaz Hisseleri Şen Grup’a Geçti [Firma resmi internet sitesi]. https://www.bosphorusgaz.com/archives/2212 Bosphorus Gaz. (2020b). Doğalgaz Faaliyetimiz [Firma https://www.bosphorusgaz.com/dogal-gaz/genel-bakis 30 resmi internet sitesi]. Bosphorus Gaz. (2020c). [Firma Profil resmi internet sitesi]. resmi internet sitesi]. https://www.bosphorusgaz.com/sirketimiz-2/profil Bosphorus Gaz. (2020d). Tarihçe [Firma https://www.bosphorusgaz.com/sirketimiz-2/tarihce BOTAŞ. (2012). 2012 Yılı Sektör Raporu. https://www.botas.gov.tr/uploads/galeri/15- 2019sektorap_2012.pdf BOTAŞ. (2021a). Devam Eden Önemli Projelerimiz [Firma resmi internet sitesi]. https://www.botas.gov.tr/Sayfa/devam-eden-onemli-projelerimiz/505 BOTAŞ. (2021b). Doğal Gaz. https://www.botas.gov.tr/Sayfa/dogal-gaz/12 BOTAŞ. (2021c). Silivri Yer Altı Doğal Gaz Depolama [Firma resmi internet sitesi]. https://www.botas.gov.tr/Sayfa/silivri-yer-alti-dogal-gaz-depolama/21 BOTAŞ. (2021d). Tuz Gölü Yer Altı Doğal Gaz Depolama [Firma resmi internet sitesi]. https://www.botas.gov.tr/Sayfa/tuz-golu-yer-alti-dogal-gaz-depolama/23 Bourgeot, R. (2013). Russia-Turkey: A Relationship Shaped by Energy (s. 22). Ifri. https://www.ifri.org/sites/default/files/atoms/files/ifriremibourgeotrussiaturkeyengm arch2013.pdf Bouzarovski, S., & Bassin, M. (2011). Energy and Identity: Imagining Russia as a Hydrocarbon Superpower. Annals of the Association of American Geographers, 101(4), 783-794. https://doi.org/10.1080/00045608.2011.567942 BP. (2020). Statistical Review of World Energy 2020. 68. Brower, D., Raval, A., Meyer, G., & Sheppard, D. (2020, Mart 13). Eight days that shook the oil market—And the world. https://www.ft.com/content/c9c3f8ac-64a4-11ea-a6cd- df28cc3c6a68 31 Cumhuriyet. (2009, Mart). 2. Mavi Akım yolda [Online haber sitesi]. https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/2-mavi-akim-yolda-52144 Çakmak, C., & Ustaoğlu, M. (2015). The Arab Spring and the Emergence of the Syrian Crisis. Içinde C. Çakmak & M. Ustaoğlu (Ed.), Post-Conflict Syrian State and Nation Building: Economic and Political Development (ss. 17-22). Palgrave Macmillan US. https://doi.org/10.1057/9781137538857_2 Deutsche Welle. (2005, Kasım 17). Putin ve Erdoğan ‘Mavi Akım’ı açıyor [Online haber sitesi]. DW.COM. https://www.dw.com/tr/putin-ve-erdo%C4%9Fan-mavi- ak%C4%B1m%C4%B1-a%C3%A7%C4%B1yor/a-2523169 Deutsche Welle. (2021, Mart 9). Karlov suikastı davasında karar [Online haber sitesi]. DW.COM. https://www.dw.com/tr/karlov-suikast%C4%B1-davas%C4%B1nda-karar/a-56817696 DGO, Research Centre for East European Studies, & CSS Zurich. (2009). The RussianUkrainian Gas Conflict. Russian Analytical Digest, 53. https://www.files.ethz.ch/isn/95596/Russian_Analytical_Digest_53.pdf Dışişleri Bakanlığı. (2009, Şubat 13). Türkiye Cumhuriyeti İle Rusya Federasyonu Arasındaki İlişkilerin Yeni Bir Aşamaya Doğru İlerlemesi Ve Dostluğun Ve Çok Boyutlu Ortaklığın Daha Da Derinleştirilmesine İlişkin Ortak Deklarasyon [Resmi kurum internet sitesi]. T.C. Dışişleri Bakanlığı. https://www.mfa.gov.tr/turkiye-cumhuriyeti-ile-rusya- federasyonu-arasindaki-iliskilerin-yeni-bir-asamaya-dogru-ilerlemesi-ve-dostlugunve-cok-boyutlu.tr.mfa Dışişleri Bakanlığı. (2020). Türkiye’nin uluslararası enerji stratejisi [Resmi kurum internet sitesi]. T.C. Dışişleri Bakanlığı. https://www.mfa.gov.tr/turkiye_nin-enerji-stratejisi.tr.mfa Dışişleri Bakanlığı. (2021). Türkiye-Rusya İlişkileri [Resmi kurum internet sitesi]. T.C. Dışişleri Bakanlığı. https://www.mfa.gov.tr/turkiye-rusya-siyasi-iliskileri.tr.mfa 32 Dobrynskaya, V., & Turkisch, E. (2010). Economic diversification and Dutch disease in Russia. Post-Communist Economies, 22(3), 283-302. https://doi.org/10.1080/14631377.2010.498680 Doğal Gaz Piyasası Kanunu, 4646 (2001). Dülger, F., Lopcu, K., Burgaç, A., & Ballı, E. (2013). Is Russia suffering from Dutch Disease? Cointegration with structural break. Resources Policy, 38(4), 605-612. https://doi.org/10.1016/j.resourpol.2013.09.006 Enerco. (2018). Kurumsal [Firma resmi internet sitesi]. https://www.enercoenerji.com/tr/hakkimizda/ Enerji Günlüğü. (2016, Aralık 21). Gazprom’da Fetö gerginliği! Enerji Günlüğü. https://www.enerjigunlugu.net/gazpromda-feto-gerginligi-21021h.htm Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı. (2018). 2019-2023 Stratejik Planı [Resmi kurum internet sitesi]. https://sp.enerji.gov.tr/amac1.html Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı. (2019). Doğal Gaz Boru Hatları ve Projeleri [Resmi kurum internet sitesi]. https://enerji.gov.tr/bilgi-merkezi-dogal-gaz-boru-hatlari-ve-projeleri Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı. (2021). Doğal Gaz [Resmi kurum internet sitesi]. https://enerji.gov.tr/bilgi-merkezi-enerji-dogalgaz ENKA. (2021). Trakya Doğal Gaz Kombine Çevrim Santrali. https://www.enka.com/tr/portfolioitem/trakya-dogal-gaz-kombine-cevrim-santrali/ EPDK. (2011). Doğal Gaz Piyasası 2011 Yılı Sektör Raporu. Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu. https://www.epdk.gov.tr/Detay/DownloadDocument?id=rff9pDMuHrY= EPDK. (2020). Doğal Gaz Piyasası 2019 Yılı Sektör Raporu. Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu. https://www.epdk.gov.tr/Detay/Icerik/3-0-94/dogal-gazyillik-sektor-raporu Gaddy, C. G., & Ickes, B. W. (2005). Resource Rents and the Russian Economy. Eurasian Geography and Economics, 46(8), 559-583. https://doi.org/10.2747/1538-7216.46.8.559 33 Gazel, F. (2004). Mavi Akım: Avrasya’da çözümsüzlüğün öyküsü (1. basım). Metis Yayınları. Godzimirski, J. M. (2016). Russian energy in a changing world: What is the outlook for the hydrocarbons Routledge. superpower? https://www.taylorfrancis.com/books/e/9781315607320 Hayatsever, H. (2017, Eylül 27). ‘Putin’in ziyaretiyle Ankara-Moskova iş birliği yeni bir ivme kazanacak’ [Online haber sitesi]. Sputnik Türkiye. https://tr.sputniknews.com/analiz/201709271030335508-putin-turkiye-rusya-isbirligiconkar/ Hürriyet. (2017, Haziran 1). Bosphorus Gaz’ın hisselerini Şen Grup alacak [Online haber sitesi]. https://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/bosphorus-gazin-hisselerini-sen-grup-alacak40476551 IEA. (2020). World Energy Outlook 2020. 12. IEA. (2021, Mart). Turkey 2021 – Analysis [Uluslararası kuruluş resmi internet sitesi]. IEA. https://www.iea.org/reports/turkey-2021 İTO Haber. (2021, Ocak 4). Doğalgazda yeni sözleşme yılı. İstanbul Ticaret Odası. https://www.itohaber.com/haber/sektorel/214106/dogalgazda_yeni_sozlesme_yili.ht ml Jirušek, M. (2020, Şubat 19). TurkStream is South Stream 2.0—Has the EU done its homework this time? Atlantic Council. https://www.atlanticcouncil.org/blogs/energysource/turkstream-is-south-stream-2-0has-the-eu-done-its-homework-this-time/ Kardaş, Ş. (2009, Eylül 25). Liberalization of the Turkish Energy Market Sparks Russian and European Jamestown Interest. 34 Foundatiın. https://jamestown.org/program/liberalization-of-the-turkish-energy-market-sparksrussian-and-european-interest/ Kemaloğlu, İ. (2016). 21. Yüzyılın Başında Rusya Federasyonu. Marmara Türkiyat Araştırmaları Dergisi, 3(2), 1-14. Kemaloğlu, İ. (2019). Rusya’nın Enerji Politikasında Türkiye’nin Yeri. İçinde H. B. Sakal (Ed.), Türkiye-Rusya İlişkilerinde Enerji (ss. 59-65). Cappadocia University Press. https://doi.org/10.35250/sks.02.2019.01.06 Keskinel, F. (2006). Türkiye’de Elektrik Üretimi ve Do¤algaz Kombine Çevrim Santralleri. İstanbul Bülten, 87, 19-26. Kolcuoğlu, U. (2020, Mayıs 25). Türkiye’nin enerji merkezi olma hedefi ve doğalgaz piyasası mevzuatına ilişkin değerlendirmeler (2) [Online haber sitesi]. Dünya Gazetesi; Dünya Gazetesi. https://www.dunya.com/kose-yazisi/turkiyenin-enerji-merkezi-olma- hedefi-ve-dogalgaz-piyasasi-mevzuatina-iliskin-degerlendirmeler-2/471085 Konak, A. (2019). Kırım’ın ilhakı ile sonuçlanan Ukrayna krizi ve ekonomik etkileri. Uluslararası Afro-Avrasya Araştırmaları Dergisi, 4(8), 80-93. Korsunskaya, D. (2014, Aralık 1). Putin drops South Stream gas pipeline to EU, courts Turkey. https://www.reuters.com/article/us-russia-gas-gazprom-pipeline- Reuters. idUSKCN0JF30A20141201 Koutroumpis, J. (2019, Eylül 11). Russia and Turkey: An Ambiguous Energy Partnership. EInternational Relations. https://www.e-ir.info/2019/09/11/russia-and-turkey-an- ambiguous-energy-partnership/ Kovacevic, A. (2009). The Impact of the Russia–Ukraine Gas Crisis in South Eastern Europe (Sy NG29; Oxford Institute for Energy Studies). Oxford University. https://www.oxfordenergy.org/wpcms/wp-content/uploads/2010/11/NG2935 TheImpactoftheRussiaUkrainianCrisisinSouthEasternEurope-AleksandarKovacevic2009.pdf Kulikov, Y., & Shchedrov, O. (2009, Ocak 14). EU premiers plead with Ukraine and Russia for gas. https://www.reuters.com/article/us-russia-ukraine-gas- Reuters. idUSTRE5062Q520090114 Kutcherov, V., Morgunova, M., Bessel, V., & Lopatin, A. (2020). Russian natural gas exports: An analysis of challenges and opportunities. Energy Strategy Reviews, 30, 100511. https://doi.org/10.1016/j.esr.2020.100511 Kuzio, T. (2018). Euromaidan revolution, Crimea and Russia–Ukraine war: Why it is time for a review of Ukrainian–Russian studies. Eurasian Geography and Economics, 59(3-4), 529553. https://doi.org/10.1080/15387216.2019.1571428 Küçükosman, B. (2019). Elektrik Üretme Yöntemlerinin Göreceli Karşılaştırması: No Free Lunch (B.’ Enerji Notları BEN 32; s. 20). Bilkent Üniversitesi. http://berument.bilkent.edu.tr/No032.pdf Liu, D., & Xu, H. (2021). A rational policy decision or political deal? A multiple streams’ examination of the Russia-China natural gas pipeline. Energy Policy, 148, 111973. https://doi.org/10.1016/j.enpol.2020.111973 Milliyet. (2012, Ağustos 13). Rusya’nın Batı Hattı’ndan doğal gaz ithal etmek için 13 şirket lisans başvurusunda bulundu [Online haber sitesi]. Uzmanpara.com. https://uzmanpara.milliyet.com.tr/kap-haberi/rusyanin-bati-hattindan-dogalgaziithal-etmek-icin-13-sirket-lisans-basvurusunda-bulundu/65716/ Milliyet. (2013, Ocak 6). Cezayir’le 10 yıllık ‘gaz’ anlaşması [Online haber sitesi]. Milliyet. https://www.milliyet.com.tr/ekonomi/cezayir-le-10-yillik-gaz-anlasmasi-1651727 36 Milliyet. (2020, Ocak 4). Rus uçağının düşürülmesi ByLock’ta: ‘Vuran eleman çok sağlam’ [Online haber sitesi]. Milliyet. https://www.milliyet.com.tr/gundem/rus-ucaginin- dusurulmesi-bylockta-vuran-eleman-cok-saglam-6115260 Ó Beacháìn, D., & Polese, A. (2012). The colour revolutions in the former Soviet republics: Successes and failures. Routledge. Oğan, S. (2005, Kasım 16). Mavi Akım’ın Resmî Açılışı için Erdoğan, Putin ve Berlusconi Samsun’da Buluşuyor. TÜRKSAM. http://turksam.org/mavi-akim-in-resmi-acilisi-icin-erdoganputin-ve-berlusconi-samsun-da-bulusuyor Oğan, S. (2006, Ocak 1). Mavi Akım: Türk-Rus İlişkilerinde Mavi Bağımlılık [Düşünce kuruluşu]. TÜRKSAM. http://turksam.org/mavi-akim-turk-rus-iliskilerinde-mavi-bagimlilik Oktay, R. (2020, Ocak Türkiye’nin 20). kabarık doğalgaz faturası. DW.COM. https://www.dw.com/tr/t%C3%BCrkiyenin-kabar%C4%B1k-do%C4%9Falgazfaturas%C4%B1/a-52046492 Özbay, F. (2011). The Relations between Turkey and Russia in the 2000s. PERCEPTIONS: Journal of International Affairs, 16(3), 69-92. Petform. (2020). Türkiye Doğal Gaz Piyasası [Online haber sitesi]. https://www.petform.org.tr/dogal-gaz-piyasasi/turkiye-dogal-gaz-piyasasi/ Reuters. (2020, Ocak 5). Russia begins TurkStream gas flows to Greece, North Macedonia. Reuters. https://www.reuters.com/article/us-russia-bulgaria-gas-idUSKBN1Z40D0 Sagramoso, D. (2020). The COVID-19 pandemic: Global socio-economic and geopolitical implications. New Perspectives, https://doi.org/10.1177/2336825X20955132 37 28(4), 462-473. Sakal, H. B. (2020). Turkey’s energy trade relations with Europe: The role of institutions and energy market. Energy & Environment, Special issue: ICEEE, 1-31. https://doi.org/10.1177/0958305X20977298 Sakal, H. B. (2021). Rusya’nın Korona Virüsü ile İmtihanı: Siyaset, Ekonomi ve Uluslararası İlişkiler Üzerine Etkiler. Içinde H. Çelik & E. Demir (Ed.), Covid-19 salgını ülke deneyimleri, bölgesel etkiler ve küresel yansımalar (ss. 121-144). Nika. Sakal, H. B. (2019). Türk Akımı ve Mavi Akım’ın Türkiye Ekonomisine Etkileri. İçinde H. B. Sakal (Ed.), Türkiye-Rusya İlişkilerinde Enerji (ss. 93-103). Cappadocia University Press. https://doi.org/10.35250/sks.02.2019.01.10 Sputnik Türkiye. (2019, Aralık 2). Putin ve Şi, Sibirya’nın Gücü doğalgaz boru hattını açtı [Online haber sitesi]. https://tr.sputniknews.com/dunya/201912021040739584-putin-ve-si- sibiryanin-gucu-dogalgaz-boru-hattini-acti/ Star. (2012, Kasım 27). Putin’den önce vize çıktı, 4 şirket İstanbul’u Rus gazıyla ısıtacak [Online haber sitesi]. Star.com.tr. https://www.star.com.tr/ekonomi/putinden-once-vize-cikti4-sirket-istanbulu-rus-gaziyla-isitacak-haber-707172/ Stulberg, A. N. (2017). Natural gas and the Russia-Ukraine crisis: Strategic restraint and the emerging Europe-Eurasia gas network. Energy Research & Social Science, 24, 71-85. https://doi.org/10.1016/j.erss.2016.12.017 Şimşek, G. (2020, Nisan 29). Rusya ile doğalgaz sıkıntısı! www.haberturk.com. https://www.haberturk.com/yazarlar/guntay-simsek-1019/2662305-rusya-iledogalgaz-sikintisi T24. (2020, Ağustos 24). “Türkiye’nin Rusya’dan ithal ettiği gaz üç kat pahalı” [Online haber sitesi]. T24. https://t24.com.tr/haber/turkiye-nin-rusya-dan-ithal-ettigi-gaz-piyasa- fiyatlarindan-uc-kat-pahali,898677 38 Tabata, S. (2012). Observations on Russian Exposure to the Dutch Disease. Eurasian Geography and Economics, 53(2), 231-243. https://doi.org/10.2747/1539-7216.53.2.231 Taşci, T. A. (2019). Turkey-Russia Relations and High-Level Cooperation Council. KARE, 8, 81-128. https://doi.org/10.38060/kare.661620 Thien, P. P. (2009, Temmuz 31). Explaining the Color Revolutions [Blog]. E-International Relations. https://www.e-ir.info/2009/07/31/explaining-the-color-revolutions/ Turak, N. (2020, Haziran 9). The Saudi-Russia oil price war was a “very big mistake,” Qatar energy minister says. CNBC. https://www.cnbc.com/2020/06/09/saudi-russia-oil-price-warwas-very-big-mistake-qatar-energy-minister.html TÜİK. (2021). Çevre ve Enerji İstatistikleri [Resmi kurum internet sitesi]. https://data.tuik.gov.tr/Kategori/GetKategori?p=cevre-ve-enerji-103&dil=1 Türkrus. (2020, Mayıs 20). Türkiye’nin Rusya’dan doğalgaz ithalatı martta 7 kat azaldı, nedeni LNG [Online haber sitesi]. https://www.turkrus.com/HaberDetay.aspx?id=1135429/ U.S. Energy Information Administration (EIA). (2021a, Mart 15). Asia became the main export destination for growing U.S. LNG exports in 2020—Today in Energy [Resmi kurum internet sitesi]. https://www.eia.gov/todayinenergy/detail.php?id=47136 U.S. Energy Information Administration (EIA). (2021b, Nisan 6). Short-Term Energy Outlook [Resmi kurum internet sitesi]. https://www.eia.gov/outlooks/steo/report/natgas.php Ülker, K. (2020, Eylül 23). FETÖ’den el konulan Akfel, Türkiye’ye karşı dava açtı [Text]. Dünya Gazetesi; Dünya Gazetesi. https://www.dunya.com/kose-yazisi/fetoden-el-konulanakfel-turkiyeye-karsi-dava-acti/482737 Vihma, A., & Türkşen, U. (2016, Ocak 1). The Geoeconomics of the South Stream Pipeline Project. Journal of International Affairs. https://jia.sipa.columbia.edu/geoeconomics-southstream-pipeline-project 39 VoA. (2005, Kasım 17). Mavi Akım Projesinin Açılışı Yapıldı [Online haber sitesi]. Amerika’nin Sesi | Voice of America - Turkish. https://www.amerikaninsesi.com/a/a-17-2005-11-17voa6-87997132/843818.html Winrow, G. (2017). Turkey and Russia: The importance of energy ties. Insight Turkey, 19(1), 1732. JSTOR. World Bank. (2020, Aralık). Russia Economic Report [Uluslararası kuruluş resmi internet sitesi]. World Bank. https://www.worldbank.org/en/country/russia/publication/rer Yazıcıoğlu, Y. (2018, Ağustos 14). ABD’nin Yaptırımlarına Karşı Rusya’dan Türkiye’ye Destek [Online haber sitesi]. Amerika’nin Sesi | Voice of America - Turkish. https://www.amerikaninsesi.com/a/abd-nin-yaptirimlarina-karsi-rusya-dan-turkiyeye-destek/4527825.html 40