Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ İLÂHİYAT ANABİLİM DALI HADİS BİLİM DALI HANEFÎ MEZHEBİ FIKIH USÛLÜ'NDE SÜNNET ANLAYIŞI Yüksek Lisans Tezi SERKAN DEMİR
Türkiye Adalet Akademisi Dergisi
YETKİSİZ HEKİMLİK SUÇU (1219 SAYILI KANUN m.25)2019 •
Medical interventions inherently have a potential to risk human life and body integrity. For this reason, they can only be performed by physicians. It is forbidden for non-physicians to perform medical interventions except for rare and minor interventions. It is not legal for the patient’s to consent to medical interventions by non-physicians. In this respect, the such interventions do not have the justificatory defenses. As a non-physician wearing the title “doctor” and treating patients creates a danger to the public health, the mentioned acts are regulated by an independent criminal norm. According to Article 25 of the Law No. 1219 on the Application of Medicine and Branches, a person without a diploma is punished for treating a patient or wearing a medical title, even if it is not aimed at providing benefits. Accordingly, treating patients or wearing the title “doctor” by unauthorized persons will be sanctioned under the mentioned article, even if it does not constitute any other harm. In this study, the referred offense was explained systematically and solutions to possible problems in judicial practice were suggested.
Tenfiz davaları sırasında bazı usuli meseleler ile ilgili olarak uygulamada sorunlar yaşandığı, bu sorunların süreci gereksiz yere uzattığı ve hatta zaman zaman tenfizi tehlikeye attığı veya tarafların alacağını umdukları meblağının çok altına sulh olmaya razı oldukları görülmektedir. Bu çalışmada, tenfiz davalarındaki görevli mahkeme, harç ve teminat konularının kanunda nasıl düzenlendiği ve bu konuların uygulamada ne gibi sorunlara yol açtığı üzerinde durulacaktır. Yabancı mahkeme ve hakem kararlarının Türkiye'de tanınması ve tenfizi davalarında kamu düzenine aykırılık bir tenfiz engeli olarak sıkça gündeme gelmektedir. Mahkemelerin kamu düzenine aykırılığı değerlendirirken konuya muhafazakâr yaklaştığı ve genellikle geniş yorumlama eğiliminde oldukları görülmektedir. Bu durum da tenfiz davasını açan taraf bakımından yabancı kararın kamu düzeni engeline takılıp takılmayacağı konusunda haklı bir tedirginliğe neden olmaktadır. Bu nedenle, çalışmada mahkeme ve hakem kararları bakımından tenfiz engellerinden biri olan kamu düzeni üzerinde durulacaktır. Uygulamada taşıdığı önem nedeniyle çalışmanın son bölümünde, geçici hukuki koruma önlemlerinden biri olan ihtiyati haciz ayrı bir başlık altında ele alınacaktır.
Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi
Danıştay ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Kararları Çerçevesinde MANEVİ TAZMİNATA FAİZ YÜRÜTÜLMESİ SORUNU2006 •
Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi
YARGITAY HGK’NIN E: 2018/929, K: 2019/515 SAYILI TAŞINMAZ MAL SATIŞINA İLİŞKİN KARARININ AYIPLI İFA - EKSİK İFA ÖZELİNDE DEĞERLENDİRİLMESİ2021 •
Taşınmaz mal satış sözleşmesi kurulurken veya bu sözleşmenin kurulmasından sonra yargı kararına konu olan birçok sorun ortaya çıkmaktadır. Bu sorunlardan biri de sözleşmeden yahut reklam vb. vasıtalarla vaat edilmesi sebebiyle doğan borcun gereği gibi ifa edilmemesidir (kötü ifa). Borcun gereği gibi ifa edilmemesi hâlleri çeşitlilik göstermektedir. Bu hâllerden ikisi ayıplı ifa ile eksik ifa halidir. Ayıplı ifa, özel olarak hem 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nda hem de gerek 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’da gerekse 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’da düzenlenmiştir. Eski tarihli Yargıtay kararlarının bir kısmında, eksik ifa halleri ayıplı ifa hâli olarak değerlendirilmiş ve yanlış kararlar tesis edilmiştir. Eksik ifanın ayıplı ifa olarak değerlendirilmesi tüketici aleyhine sonuçlar doğurmaktadır. Bu durum Tüketici Kanunu’nun ruhuna da aykırıdır. Ancak Yargıtay, yakın tarihli kararlarında bu yanlıştan dönmüştür. Many problems arise when establishing the contract for the sale of immovable property or after the establishment of this contract. One of these problems is that the promissed dept arising by contract or advertisement etc. is not properly performed (bad performance). The cases where the debt is not properly executed vary. Two of these cases are deficient performance and incomplete performance. The defective performance is specifically regulated in the Turkish Law of Obligations No. 6098 and in the Consumer Protection Law No. 4077 and in the Consumer Protection Law No. 6502. In some of the previous Supreme Court's decisions, incomplete performance cases were evaluated as deficient performance cases and wrong decisions were established. Evaluation of incomplete performance as deficient performance has consequences against the consumer. This situation is also against the spirit of the Consumer Law. However, the Supreme Court turned this wrong in its recent decisions.
Özet: Hanefiler, fıkıh mezhepleri içerisinde istihsan yöntemini en belirgin şekilde kullanmışlardır. Kural olarak istihsanı kıyasa önceleyen Hanefiler, bazen kıyası istihsana takdim etmişlerdir. Kıyasın istihsana öncelendiği yerlerdeki istihsanın aslında hafi kıyas istihsanı olduğu bir gerçektir. Hafi kıyas istihsanının, kıyas olduğu düşünüldüğünde takdim edilen kıyasın illeti burada işlevseldir. Zira illetin kuvvet ve zayıflığı kıyasın veya istihsanın tercih edilme tarafını belirleyicidir. Bu makalede, kıyasın istihsana öncelenme nedenleri incelenmiş olup, verilen örnekle açıklanmıştır. Zaruri olarak istihsanın delil oluşunu, bunu kabul eden ve etmeyen ekollerin tez ve antitezlerini de araştırmacılar bu makalede bulabilirler. GİRİŞ Yüce Allah'ın insanlık için gönderdiği son din olan İslâm'ın " anlaşılması " ve " uygulanması " noktasında, insan aklının işlevi günümüze kadar hassasiyetle üze-rinde durulan ve tartışılan konular içerisindedir. Bu amaca hizmet etmesi bağ-lamında fıkıh usulü önemli bir yere sahiptir. Ehlisünnet dört mezhep, nasslar ve icma yoluyla hükmü belirlenmemiş herhangi bir meselede müçtehidin başvura-cağı deliller içerisinde kıyasın geçerli olup olmadığı hususunda ayrılığa düşme-mişlerdir. Şüphe yok ki kıyas, akıl-vahiy ilişkisini ortaya koyması ve illet tespiti ve bu illetleri reel olaylara tatbik etmesi hasebi ile mühim bir konuma sahiptir.
Karara konu olayda, davacılar “Fetih Marşı” adlı edebiyat eserinin sahibi şair Arif Nihat Asya’nın mirasçıları, davalı ise bu eserin kullanıldığı “Yelkenler Biçilecek – Yıldırım Gürses” adlı müzik eserinin yapımcısı olup davacılar murisin eserinin bir takım dizelerinin kullanılarak ve yerleri değiştirilerek dava dışı besteci Yıldırım Gürses tarafından izinsiz şekilde bestelendiği ve "Yelkenler Biçilecek" isimli müzik eserinde kullanıldığı, davalı yapımcı tarafından yine izinsiz olarak ses kaseti ve CD üzerine kaydedilerek, çoğaltılıp dağıtımının yapıldığı, satışa çıkarıldığı, davacı mirasçılar ya da murisleri ile davalı arasında eylemden önce veya sonra mali hakların devri anlamında bir sözleşme bulunmadığını iddia ederek maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuştur.
Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi
Uluslararasi Imam Maturidi Kayip Aydinlanmanin Izinde Calistayi 25 27 Ekim 2018 Ankara Hakkinda2018 •
Ülkemizde son zamanlarda Ebū Manṣūr el-Māturīdī'yi (ö.333/944) ve onun düşüncesini anlamaya yönelik gerek devlet kademesinde gerekse akademik çevrelerde eskiye nazaran daha yoğun bir ilgi söz konusudur. Bu kapsamda ülkemiz genelinde çeşitli faaliyetler düzenlenmektedir. Yakınlar-da gerçekleştirilen " İmam Mâturîdî: Kayıp Aydınlanmanın İzinde " adlı çalış-tay bu faaliyetlerin en dikkat çekenlerinden birisiydi. Türk Dünyası Parla-menterler Vakfı (TDPV) tarafından düzenlenen çalıştay, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın desteğiyle ve Şaban Ali Düzgün'ün Bilim Kurulu Başkanlığında hayata geçirilmiştir. Düzenleme heyeti, aylar öncesinde başladığı tanıtım faaliyetleri çerçevesinde, bu çalıştayın, el-Māturīdī'nin savunduğu düşünce-lerin günümüze doğru bir şekilde taşınabilmesi, fikirlerinin geniş kitlelere sağlıklı bir aktarımının yapılabilmesi, İslam dünyasının birlikteliğine zarar veren algı ve yorumların bertaraf edilebilmesi ve çağımızın sorunlarına dikkat çekilip çözüm oluşturulabilmesi amacıyla düzenlendiğini kamuoyuna duyurmuştu. Çalıştay bu amaç ve beklentiler doğrultusunda, 25-27 Ekim 2018 tarih-leri arasında Ankara Grand Hotel'de gerçekleştirildi. Genel sempozyum organizasyonlarına kıyasla bu çalıştay, fikrî seviyesi oldukça yüksek bir organizasyon oldu. Bunda çalıştayın sistematik bir biçimde planlanmasının etkisi olduğu muhakkak. Çalıştay, el-Māturīdī'nin düşünce dünyasını şekil-lendiren akıl, adalet, hikmet ve özgür irade konularına tahsis edilmiş dört ayrı oturum şeklinde planlanmış. Bir oturum yaklaşık üç saat sürecek şekil-de ve iki aşamalı olarak organize edilmiş. İlk aşama, oturumda tartışılacak olan konunun kırk beş dakikalık bir tebliğ çerçevesinde sunulması ve otuz dakikalık bir müzakereye tabi tutulması şeklinde, on beş dakikalık bir ara-nın ardından başlayan ikinci aşama ise genel müzakere şeklindeydi.
Devletlerarası ilişkilerde hükümdar, hanedan mensubu, elçi gibi resmi sıfatlı yabancı misafirlerin ağırlanması hususuna mihmandarlar nezaret ederdi. Geçmişi oldukça eski dönemlere giden mihmandarlık geleneği, Osmanlı Devleti tarafından da Türk-İslam gelenekleri çerçevesinde uygulanmıştır. Osmanlı mihmandarları, ülkeye gelen yabancı misafirlerin rahatını temin etmekle yükümlüydüler. Bu bağlamda Osmanlı diplomasi anlayışı gereği, elçi gibi resmi sıfatlı yabancı misafirlerin devlet tarafından karşılanan zaruri harcamalarına da mihmandarlar nezaret ederdi. Mihmandarlar, hesap verilebilirlik adına, yaptıkları bu harcamaları en ince ayrıntısına kadar kayıt altına alırlardı. Bu şekilde tutulan kayıtlardan birisi de İran elçisi Abdullah Bey’in mihmandarlığını yapmış olan Ali Ağa tarafından tutulan masraf defteridir. H. 25 Şaban 1189 / M. 21 Ekim 1775 tarihli bu defter, Osmanlı mihmandar geleneği hakkında önemli bilgiler içermektedir.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
Simpósio Brasileiro de Qualidade do Projeto no Ambiente Construído
Cidade e habitação de interesse socialSeleukeia Sidera 1
An Assessment of the Pottery Groups from Seleukeia Sidera2023 •
Arte Medievale
Dal Regnum Siciliae alla terra Imperii: Federico II e la rifondazione del castrum di Monselice2016 •
MOHAMMAD-YUSOPH P. MAPIA, International Journal of Multidisciplinary Research & Reviews, Vol 03, No. 03, pp. 34-48, Autumn 2024
PHILIPPINE JOURNEY TO "NO POVERTY" GOAL: CHALLENGES, TRENDS, AND INITIATIVES2024 •
International journal of medical anesthesiology
Comparision of intravenous Ephedrine/Mephentermine for spinal hypotension in parturients undergoing LSCS2024 •
2010 •
SAE Technical Paper Series
Aerodynamic Drag of Heavy Vehicles (Class 7-8): Simulation and Benchmarking2000 •
2014 •
Anaesthesia
Timing of surgery following SARS‐CoV‐2 infection: an international prospective cohort study2021 •
Journal of Agricultural and Applied Economics
Hedging the Price Risk Inherent in Revenue Protection Insurance2021 •