bilimname XXXVII, 2019/1, 1309-1313
Geliş Tarihi: 17.11.2018, Kabul Tarihi: 14.02.2019, Yayın Tarihi: 30.04.2019
doi: http://dx.doi.org/10.28949/bilimname.559892
KİTAP TANITIMI
KUR’AN ve PSİKOLOJİ
Osman NECATİ
Fecr Yayınları, Ankara, 2017
Muhammet Enes VURAL a
İslam dünyasında, özellikle 1975’li yıllardan itibaren ilk örneklerini
gördüğümüz ve yirminci asrın sonlarına kadar canlılığını korumuş Bilginin
İslamîleştirilmesi ve İslamî Bilgi vb. yaklaşımlar, beşerî, sosyal ve tabiî
bilimleri de kapsayan birtakım iddialara sahip olsa da tartışmalar genellikle
sosyal bilimler etrafında şekillenmiştir. Bu yaklaşımlara göre ya Batı bilim
dünyasının bilgi ve birikiminin İslamî bir formda ehlîleştirilmesi ya da İslam
düşünce geleneğinden hareketle, Batılı paradigmaya hizmet etmeyecek,
Ortaçağ’daki gibi İslamî bir bilim inşa edilmelidir. Yapılan tartışmalara farklı
alanlardan İsmail Raci Farukî, Nakib el-Attas, S. H. Nasr, Osman Bakar, M.
Abduh, Ziyaüddin Serdar, Fazlur Rahman gibi birçok Müslüman düşünür
iştirak etmiş olsa da bu tartışmaların psikolojiye sıçradığını söylemek güçtür.
Ancak bu noktada M. Osman Necati, Malik Bedri gibi bazı Müslüman
psikologların da benzer kaygılarla eserlerini kaleme aldıklarını söylemek
yanlış olmaz. Nitekim Malik Bedri’nin, psikanalizi ve davranışçı yaklaşımı
temel mefhumları üzerinden eleştirip İslamî bir tefekkür modeli önerdiği
Contemplation: An Islamic Psychospiritual Study başlıklı çalışması ile
değerlendirmeye konu olan, Necati’nin Kuran ve Psikoloji adlı eserinin
özellikle son bölümü olan “Kuran’da Psikoterapi”, mevzubahis kaygıların
tezahürü niteliğinde okunabilir.
a
Arş. Gör., RTE Üniversitesi İlahiyat Fakültesi, muhammet.vural@erdogan.edu.tr
Muhammet Enes VURAL
bilimname
XXXVII, 2019/1
CC BY-NC-ND 4.0
Eser, toplamda on bölümden oluşuyor ve Kur’an’da fizyolojik,
psikolojik ve ruhsal motivlerin ele alındığı Kur’an’da Davranış Motivleri
bölümüyle başlıyor. Daha sonra ise sırayla Kur’an’da Reaksiyonlar, Hissi
İdrak, Düşünme, Öğrenme İlm-i Ledünnî, Hatırlama ve Unutma, Sinir Sistemi
ve Beyin, Şahsiyet, Psikoterapi bölümleri geliyor. Bahsi geçen başlıklar
ayetlerle örneklendirilip açıklığa kavuşturuluyor. Bu kurgu kitap boyunca
her bölümde karşımıza çıkıyor. Bu noktada değerlendirmeye geçmeden önce
birkaç hususu ifade etmekte fayda var. Biz eserin her bir bölümünün özetini,
genel bir değerlendirmesini veya bu bağlamda Kur’an’da geçen ayetleri
zikretmek yerine, mevzubahis bölümlerdeki bazı önemli tespitlere
değinecek ve eserin bazı eksik yahut kusurlu gördüğümüz taraflarına yönelik
tenkitlerimizi dile getirmekle yetineceğiz.
|1310|
Necati, Kur’an ve Psikoloji kitabını kaleme almadan yaklaşık kırk sene
önce (1939-1942) “İbn Sina’ya göre Hissi İdrak” başlıklı yüksek lisans tezini
hazırlama sürecinde, İbn Sina’nın nefs ile ilgili görüşlerini değerlendirirken
onun görüşlerine olan etkisi nedeniyle Kur’an ve hadisler üzerine yaptığı
geniş kapsamlı araştırmaları neticesinde konuya olan ilgisini fark ettiğini dile
getiriyor. Fakat daha sonra alanda farklı çalışmalara yönelmiş olduğundan
ancak 1980’li yılların başında konuya tekrar yoğunlaşarak eserini kaleme
alıyor. Eser, özellikle kaleme alındığı döneme kadar ana akım psikolojide
etkili olmuş psikanaliz ve davranışçı yaklaşımların insanı anlama ve
yorumlama noktasındaki eksik ve kusurlu yönlerine vurgu yaparak başlıyor.
Bilindiği üzere modern psikolojinin insanın ruhî boyutunu, gözlem ve nesnel
araştırma imkânı olmadığından dolayı ihmal ettiği hatta yok saydığı; ayrıca
böyle bir tutumun da psikolojik realitelerin gözlenebilen fizyolojik
aktiviteler gibi değerlendirilmesine yol açtığı konusu, sosyal bilimlerde hâlâ
tartışmalara konu edilmekte. İlk olarak bazı erken dönem Hümanist
psikologlar tarafından dile getirilen bu temel eleştiri, bir anlamda yazarın
hareket noktasını oluşturuyor. Yazarın psikolojiyi Kur’an ve hadis merkezli
okuma çabası, doğal olarak psikanaliz ve davranışçı yaklaşımla pek çok
hususta ayrı düşmesini de beraberinde getiriyor. Ancak bu tutumun, ilgili
yaklaşımların toptan reddedildiği şeklinde anlaşılmaması gerek. Nitekim
bilinçaltı ve savunma mekanizmaları ele alınırken psikanalizden; öğrenme,
şartlı refleks, ödül ve ceza konuları ele alınırken ise davranışçılıktan
yararlanılıyor ve açıklayıcı örnekler veriliyor. Durduğu nokta itibarıyla da
daha çok Hümanist psikolojiye başvuruluyor. Örneğin Kur’an’da davranış
motivlerinin ele alındığı bölümde, modern psikolojinin değerden ve ruhsal
yönden gafil olduğu tezi, Fromm ve Maslow’dan alıntı yapılarak
destekleniyor.
Kitap Tanıtımı: Kur’an ve Psikoloji
Eser boyunca dikkat çeken bir diğer husus, bireysel ve toplumsal
sağlığı elde etmede psikolojinin nasıl bir misyonunun olacağı meselesidir. Bu
soru, yazar tarafından önce manevî veya ruhsal olanın tekrar varlık
sahnesine davet edilmesiyle, daha sonra Kur’an’da zikredilen bireysel ve
toplumsal bazı ahlaki ilkeler, öğütler ve erdemler çerçevesinde
cevaplandırılmaya çalışılıyor. Buna göre Kur’an’ın öngördüğü ve eser
boyunca işlenen olumlu karakter özelliklerinin, erdemler ve çeşitli prososyal
davranışların bireylerin kişilik bütünlüğünü oluşturmasına katkı sağladığı ve
sağlıklı bir toplumun ancak ruh sağlığı yerinde bireylerce inşa edilebileceği
belirtiliyor. Her ne kadar mezkûr değerler Hümanist psikologlarca çokça
vurgulansa da yazarın, asıl kimliğini günümüzde Pozitif Psikoloji’de bulan bu
çabaya işaret etmesi kayda değerdir. Nitekim Pozitif Psikoloji yaklaşımının
öncüsü sayılan Martin Seligman, insanlık için 6 temel erdem ve 24 karakter
gücünü belirlerken, farklı inanç ve disiplinlerden, kadim din ve geleneklerin
kutsal metinlerinden faydalandığını itiraf eder. Yazarın Kur’an’dan ilhamla
bireyin manevi dünyasını da şekillendiren söz konusu erdemlerden (hikmet,
cesaret, insanlık, adalet, ölçülülük, aşkınlık) bazılarının bireysel ve toplumsal
sağlığı elde etme hususundaki rolüne Pozitif Psikoloji yaklaşımı henüz
vücuda gelmeden dikkat çekmesi, eserin önemli bir tespiti olarak karşımıza
bilimname
XXXVII, 2019/1
CC BY-NC-ND 4.0
Öğrenme süreçlerinin ele alındığı bölümde, farklı psikoloji ekollerine
başvurulmakla birlikte belki de en önemlisi es geçiliyor: Bilişsel Psikoloji.
Hatırlanacak olursa, 1950’lerin ikinci yarısında ortaya çıkan bilişsel bilim ile
ilgili yapılan ilk çalışmalardan sonra Bilişsel Devrim (Cognitive Revolution)
olarak adlandırılan kırılma gerçekleşmiş, 1960’lı yıllardan sonra alanla ilgili
yapılan çalışmalar ivme kazanmıştı. Bilişsel yaklaşımın en önemli meseleleri
arasında yer alan öğrenme ile hatırlama ve unutma konusu ele alınırken
önemli araştırma bulgularından faydalanılması ve bazı deneysel
çalışmalardan örnekler verilmesi konuyu daha da zenginleştirebilirdi.
Örneğin s. 154’te Kur’an’da bütün dinlerin Allah’tan geldiği gerçeğinin
zihinlerde daha iyi yer etmesi için peygamber kıssalarının tekrar edildiğine
değiniliyor. Devamında surelerdeki farklı ibarelerin sure içerisinde defalarca
vurgulandığına dikkat çekiliyor. Bu önemli tespit, 1959 yılında Lyod
Peterson ve Margaret Jean Peterson tarafından gerçekleştirilen, kısa süreli
belleğin bilgiyi depolama kapasitesini keşfeden ilk ve önemli deneysel
araştırmayla örneklendirilebilirdi. Bu hususta öncü sayılan ilgili araştırmaya
göre bilginin bazı bellek sistemlerince depolandığı, ancak tekrar edilmediği
takdirde unutulduğu keşfedilmişti. Yine öğrenmede kritik rol oynayan farklı
bellek modellerine değinilmesi ve genel anlamda bazı ayetleri bilişsel
süreçler üzerinden bir okumaya tabi kılmak eseri daha özgün kılabilirdi.
|1311|
Muhammet Enes VURAL
çıkıyor. Ayrıca Hz. Peygamber’in Kur’an tarafından öngörülen insan
modelinin canlı örneği olması, yazarın sıkça siyer verilerine ve hadislere
başvurmasına ve bu kaynaklardan deliller getirmesine neden oluyor.
Kuran ve Psikoterapi başlığını taşıyan son bölümde yazar tarafından 5
aşamalı İslamî bir “psikoterapi” modeli öneriliyor. Bu bağlamda şahsiyet
oluşumunda şu metot ve aşamaların izlenmesi önem arz ediyor. Bu modele
göre ilk aşamayı tevhid oluşturuyor ve onu takvâ, ibadetler (namaz, oruç,
zekat, hac), sabır ve tevbe izliyor. Yazar, genelde kitap boyunca özelde ise bu
beş aşamayı ele alırken Kur’an’ın içki ve faizi yasaklaması örneğinde de
görüleceği gibi, tedricîliği daima göz önünde bulunduruyor.
bilimname
XXXVII, 2019/1
CC BY-NC-ND 4.0
Yazar, dindarlık motivinin ele alındığı bölümde Cressy Morrisson’dan
alıntı yaparak, kendisini saran tehlikeler karşısında insanın yüce, daha
kuvvetli, daha büyük bir güce iltica etmesinden hareketle, dinin ve Tanrı
inancının insan fıtratında yer aldığını söylüyor. Ancak aynı cihetten
Freud’un, prospektif şekilde Tanrı’nın yüceltilmiş ve özlenen Baba olduğu
iddiasını gözden kaçırıyor. Daha derin bir biçimde tartışılmayı hak eden bu
mesele, tek taraflı bir okumaya tabi kılınarak kısırlaştırılıyor.
|1312|
“Tebrîr (polyannacılık), iskat (yansıtma) ve reddetme gibi bazı
savunma mekanizmalarının Kur’an’da 1400 yıl önce işlendiği”nin dile
getirilmesi (s. 42), reaksiyonları kontrol altında tutmanın ruhsal sağlığa
olumlu etkisini keşfetme noktasında “Kur’an’ın tıp ve modern psikolojinin
çok önünde olduğu”nun belirtilmesi (s. 97), Kur’an ile psikanaliz, tıp ve
modern psikoloji arasında zuhur eden bir rekabet algısı uyandırıyor zihinde.
Kitabın farklı bölümlerinde de karşımıza çıkan bu yaklaşım, Kur’an’ın bu
disiplinlerle bir yarış ve karşılaştırmaya konu edilmesinin, yazarın
epistemolojik ve metodolojik bir hataya düştüğünü gösteriyor. Çünkü Kur’an,
bir takım manevi hakikatleri ihtiva etmekle birlikte bir psikoloji veya
psikoterapi el kitabı değildir. Dahası, içerdiği bazı “bilimsel” gerçeklerden
yola çıkarak herhangi bir bilimsel yaklaşım veya teorinin “çok önünde”
olduğunun iddia edilmesi, Kur’an’ı mevzubahis disiplinlerle aynı düzlemde
ele almak anlamına gelir. Böyle bir tutumun da tutarlı ve makul bir yöntem
olmadığı aşikârdır.
Sonuç olarak eserin genel kurgusu kendi içinde tutarlı olmasına
rağmen çoğu tartışmanın sathî kaldığını söylemek mümkün. Dahası psikoloji
alanındaki dönemin önemli keşiflerine eserde çok fazla rastlanmıyor. Ayrıca
yazarın son bölümde önerdiği, bahsi geçen İslamî psikoterapi modeli
yalnızca teorik boyutta ele alınıyor. Yine de kaleme alındığı tarih ve yazarın
sonraki dönemde örneğine az rastlanan zahmetli bir işe giriştiği göz önüne
Kitap Tanıtımı: Kur’an ve Psikoloji
alındığında eser kısmen övgüyü hak ediyor. Öte yandan yukarıda zikredilen
bazı teorik ve kurgusal sorunlarına rağmen, Kur’an’ı ve muhatabı olan insanı
yeniden yorumlamaya yönelik okuyucuya perspektif sağlıyor.
KAYNAKÇA
BEDRİ, Malik. Düşünme Gözlemden Tanıklığa. Çev. Murat Çiftkaya. İstanbul:
Mahya Yayınları, 2012.
NECATİ, Muhammed Osman. Hadis ve Psikoloji. Çeviren Mustafa Işık. Ankara:
Fecr Yayınları, 2018.
NECATİ, Muhammed Osman. Kur'an ve Psikoloji. 4. Çeviren Hayati Aydın.
Ankara: Fecr Yayınları, 2017.
PETERSON, Christopher, ve MARTIN E. P. Seligman. Character Strengths and
Virtues: A Handbook and Classification. New York: Oxford University
Press, 2004.
PETERSON, Llyod, ve MARGARET Jean Peterson. “Short-term Retention of
Individual Verbal Items.” Journal of Experimental Psychology 58, no. 3
(1959): 193-198.
bilimname
XXXVII, 2019/1
CC BY-NC-ND 4.0
|1313|