Gümüşhane Üniversitesi İletişim Fakültesi Elektronik Dergisi, 2024
Haşim DEMİRTAŞ 2 ÖZ Roman ve tiyatro sinema tarihinin her döneminde yapımcı ve yönetmenlerin yara... more Haşim DEMİRTAŞ 2 ÖZ Roman ve tiyatro sinema tarihinin her döneminde yapımcı ve yönetmenlerin yararlandığı kaynaklar olmuştur. Birçok tiyatro oyunu ve edebi eser, sinemaya uyarlanmıştır. Türk sineması da ilk yıllarından itibaren bu aktarım yöntemini kullanmıştır. Orijinal metinden sinemaya uyarlanan filmlerin yanı sıra, uyarlama bir filmin de uyarlaması yapılabilir. Uyarlama filmler, zaten hazır olan senaryo, karakter, mekân, müzik ve diğer biçemsel unsurlar sayesinde uyarlama yapmak isteyen yönetmenler için bir şablon gibidir. Yapılan tek şey, kaynak filmdeki konunun tamamen veya kısmen alınması, karakterlerin, çevrenin, diyalogların ve müziğin Türkçeleştirilmesinden ibarettir. İçinden çıktığı topluma ait kültürel bir ürün olan filmlerin uyarlama yoluyla bir başka kültüre aktarılmasında değişen toplumsal ve kültürel farklılıkları ortaya koymayı amaçlayan bu çalışmada Oscar, Altın Küre, BAFTA gibi uluslararası film yarışmalarında ödül alan Some Like It Hot/Bazıları Sıcak Sever (1959) ile filmin Yeşilçam uyarlaması olan Fıstık Gibi Maşallah (1964) filmlerine odaklanılmıştır. Filmler, içerik analizi yöntemi ile incelenmiştir. İnceleme sonucunda her iki filmde ortaklaşan ve ayrışan noktalar tespit edilmiştir. Fıstık Gibi Maşallah, kaynak film ile aynı konuya, temaya, olay örgüsüne ve karakterizasyona sahiptir. Karakter isimleri, müzikler ve mekanların ise değiştirildiği görülmektedir. Film, bir uyarlama yöntemi olan Türkçeleştirme işlemine uğramıştır.
Charles Darwin ve Friedrich Nietzsche, dünya düşünce tarihinde önemli ve tartışmalı bir yere sahi... more Charles Darwin ve Friedrich Nietzsche, dünya düşünce tarihinde önemli ve tartışmalı bir yere sahiptir. Darwin'in evrim teorisi, zaman içerisinde insan topluluklarına da uyarlanmış ve sosyal Darwinizm, toplumsal ilerlemenin açıklamalarından biri olarak ele alınmıştır. Nietzsche ise sıklıkla Darwinci olmakla ilişkilendirilmiştir. Bu ilişkilendirmenin nedeni, her ikisinin de canlıların hayatta kalmak ve varlığını devam ettirmek için ihtiyaç duyduğu motivasyonları tanımlamalarından kaynaklanmaktadır. Darwin için bu motivasyon, varoluş mücadelesi ve en uyumlular hayatta kalır mottosuyken; Nietzsche için güç istencidir. Film endüstrisi için sosyal Darwinizm ilgi çekici bir başlıktır ve sinemada birçok kez ele alınmıştır. Bu çalışmanın teorik altyapısını sosyal Darwinizm ve güç istenci kavramları oluşturmaktadır. Bu kapsamda, yönetmenliğini Bong Joon Ho'nun yaptığı Snowpiercer (2013) filmi amaçlı örneklem dahilinde seçilmiştir. Bu çalışma, Snowpiercer, sosyal Darwinizm ve güç istenci kavramlarıyla okunabilir mi? sorusuna cevap aramaktadır. Çalışmanın yöntemi nitel içerik analizidir. Çalışmanın sonucunda Sosyal Darwinist bakış açısının filmde kendine yer bulduğu görülmüştür. Bununla birlikte karakterlerin eylemlerindeki temel motivasyon kaynağının hayatta kalma içgüdüsü değil, güç istenci olduğu ortaya çıkmıştır.
Dicle Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2024
Öz "İktidar" denildiğinde kavramın zihinde beliren imgelerinden biri siyasal iktidardır. Bu, kavr... more Öz "İktidar" denildiğinde kavramın zihinde beliren imgelerinden biri siyasal iktidardır. Bu, kavramın dar bir çerçevede algılanması demektir çünkü iktidar, hayatın çok daha geniş alanlarına etki etmektedir. Foucault, iktidar algısına yönelik sınırları ortadan kaldırarak genişletmiştir. Ona göre iktidar, kurumlarda üretilen ve insan ilişkilerinde kendini gösteren bir olgudur ve her iktidar kendi ötekisini yaratmaktadır. Sinemanın toplumu ve insanı anlatan bir sanat olduğu görüşünden hareketle, üretilen bu iktidar örüntülerinin beyaz perdede kendine temsil alanı bulduğunu söylemek mümkündür. Ferit Karahan'ın Okul Tıraşı (2021) filmi, iktidar pratiklerinin nasıl gerçekleştiğini ve bunun da öğretmenöğrenci ilişkilerini nasıl yapılandırdığını gösteren, Türkiye sosyolojisinin bir kesitinin fotoğrafını çeken bir yapımdır. Bu çalışma, öncelikle Foucault'nun iktidar kavramını özetlemiş, ardından da bu açıklamalar çerçevesinde "öteki"nin nasıl üretildiğini ve okul kurumu içinde nasıl görünür olduğunu sosyolojik analiz yöntemiyle açıklamıştır. Çalışmanın sonucunda filmin Foucault'nun belirttiği iktidar biçim ve disiplin tekniklerini içerdiği görülmüştür.
Postmodernizm kavramına kadar olan süreçte geleneksel ve modern anlatılar üzerinden öykü anlatan ... more Postmodernizm kavramına kadar olan süreçte geleneksel ve modern anlatılar üzerinden öykü anlatan sinema, 1980'li yıllar ile birlikte postmodern anlatıya kavuşmuştur. Özgün biçemlerin olmadığı bu yeni anlatıya, pastiş ve parodi egemendir. Shangay'lı yönetmen Won Kar-Wai'nin filmolojisi incelendiğinde, her filmde yönetmenin karakteri hissedilmektedir. Film kahramanları, filmlerarası bir evrende yaşamakta; filmin görsel dünyasını oluşturan renkleri, kamera açıları ve konumları Kar-Wai'nin bir "imza"sıymış gibi kendini tekrar etmesi ile karşılaşılmaktadır. Ancak postmodernizm'in temel dayanaklarından biri olan "ödünç alma", tıpkı Kar-Wai'nin filmlerinde kameranın bir duvarın arkasına gizlenişi gibi film içinde yerleşmiştir. Bu çalışma da Wong Kar-Wai'nin The Grandmaster (2013) filmindeki postmodern unsurları ortaya çıkarmayı amaçlamaktadır.
Gümüşhane Üniversitesi İletişim Fakültesi Elektronik Dergisi, 2024
Haşim DEMİRTAŞ 2 ÖZ Roman ve tiyatro sinema tarihinin her döneminde yapımcı ve yönetmenlerin yara... more Haşim DEMİRTAŞ 2 ÖZ Roman ve tiyatro sinema tarihinin her döneminde yapımcı ve yönetmenlerin yararlandığı kaynaklar olmuştur. Birçok tiyatro oyunu ve edebi eser, sinemaya uyarlanmıştır. Türk sineması da ilk yıllarından itibaren bu aktarım yöntemini kullanmıştır. Orijinal metinden sinemaya uyarlanan filmlerin yanı sıra, uyarlama bir filmin de uyarlaması yapılabilir. Uyarlama filmler, zaten hazır olan senaryo, karakter, mekân, müzik ve diğer biçemsel unsurlar sayesinde uyarlama yapmak isteyen yönetmenler için bir şablon gibidir. Yapılan tek şey, kaynak filmdeki konunun tamamen veya kısmen alınması, karakterlerin, çevrenin, diyalogların ve müziğin Türkçeleştirilmesinden ibarettir. İçinden çıktığı topluma ait kültürel bir ürün olan filmlerin uyarlama yoluyla bir başka kültüre aktarılmasında değişen toplumsal ve kültürel farklılıkları ortaya koymayı amaçlayan bu çalışmada Oscar, Altın Küre, BAFTA gibi uluslararası film yarışmalarında ödül alan Some Like It Hot/Bazıları Sıcak Sever (1959) ile filmin Yeşilçam uyarlaması olan Fıstık Gibi Maşallah (1964) filmlerine odaklanılmıştır. Filmler, içerik analizi yöntemi ile incelenmiştir. İnceleme sonucunda her iki filmde ortaklaşan ve ayrışan noktalar tespit edilmiştir. Fıstık Gibi Maşallah, kaynak film ile aynı konuya, temaya, olay örgüsüne ve karakterizasyona sahiptir. Karakter isimleri, müzikler ve mekanların ise değiştirildiği görülmektedir. Film, bir uyarlama yöntemi olan Türkçeleştirme işlemine uğramıştır.
Charles Darwin ve Friedrich Nietzsche, dünya düşünce tarihinde önemli ve tartışmalı bir yere sahi... more Charles Darwin ve Friedrich Nietzsche, dünya düşünce tarihinde önemli ve tartışmalı bir yere sahiptir. Darwin'in evrim teorisi, zaman içerisinde insan topluluklarına da uyarlanmış ve sosyal Darwinizm, toplumsal ilerlemenin açıklamalarından biri olarak ele alınmıştır. Nietzsche ise sıklıkla Darwinci olmakla ilişkilendirilmiştir. Bu ilişkilendirmenin nedeni, her ikisinin de canlıların hayatta kalmak ve varlığını devam ettirmek için ihtiyaç duyduğu motivasyonları tanımlamalarından kaynaklanmaktadır. Darwin için bu motivasyon, varoluş mücadelesi ve en uyumlular hayatta kalır mottosuyken; Nietzsche için güç istencidir. Film endüstrisi için sosyal Darwinizm ilgi çekici bir başlıktır ve sinemada birçok kez ele alınmıştır. Bu çalışmanın teorik altyapısını sosyal Darwinizm ve güç istenci kavramları oluşturmaktadır. Bu kapsamda, yönetmenliğini Bong Joon Ho'nun yaptığı Snowpiercer (2013) filmi amaçlı örneklem dahilinde seçilmiştir. Bu çalışma, Snowpiercer, sosyal Darwinizm ve güç istenci kavramlarıyla okunabilir mi? sorusuna cevap aramaktadır. Çalışmanın yöntemi nitel içerik analizidir. Çalışmanın sonucunda Sosyal Darwinist bakış açısının filmde kendine yer bulduğu görülmüştür. Bununla birlikte karakterlerin eylemlerindeki temel motivasyon kaynağının hayatta kalma içgüdüsü değil, güç istenci olduğu ortaya çıkmıştır.
Dicle Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2024
Öz "İktidar" denildiğinde kavramın zihinde beliren imgelerinden biri siyasal iktidardır. Bu, kavr... more Öz "İktidar" denildiğinde kavramın zihinde beliren imgelerinden biri siyasal iktidardır. Bu, kavramın dar bir çerçevede algılanması demektir çünkü iktidar, hayatın çok daha geniş alanlarına etki etmektedir. Foucault, iktidar algısına yönelik sınırları ortadan kaldırarak genişletmiştir. Ona göre iktidar, kurumlarda üretilen ve insan ilişkilerinde kendini gösteren bir olgudur ve her iktidar kendi ötekisini yaratmaktadır. Sinemanın toplumu ve insanı anlatan bir sanat olduğu görüşünden hareketle, üretilen bu iktidar örüntülerinin beyaz perdede kendine temsil alanı bulduğunu söylemek mümkündür. Ferit Karahan'ın Okul Tıraşı (2021) filmi, iktidar pratiklerinin nasıl gerçekleştiğini ve bunun da öğretmenöğrenci ilişkilerini nasıl yapılandırdığını gösteren, Türkiye sosyolojisinin bir kesitinin fotoğrafını çeken bir yapımdır. Bu çalışma, öncelikle Foucault'nun iktidar kavramını özetlemiş, ardından da bu açıklamalar çerçevesinde "öteki"nin nasıl üretildiğini ve okul kurumu içinde nasıl görünür olduğunu sosyolojik analiz yöntemiyle açıklamıştır. Çalışmanın sonucunda filmin Foucault'nun belirttiği iktidar biçim ve disiplin tekniklerini içerdiği görülmüştür.
Postmodernizm kavramına kadar olan süreçte geleneksel ve modern anlatılar üzerinden öykü anlatan ... more Postmodernizm kavramına kadar olan süreçte geleneksel ve modern anlatılar üzerinden öykü anlatan sinema, 1980'li yıllar ile birlikte postmodern anlatıya kavuşmuştur. Özgün biçemlerin olmadığı bu yeni anlatıya, pastiş ve parodi egemendir. Shangay'lı yönetmen Won Kar-Wai'nin filmolojisi incelendiğinde, her filmde yönetmenin karakteri hissedilmektedir. Film kahramanları, filmlerarası bir evrende yaşamakta; filmin görsel dünyasını oluşturan renkleri, kamera açıları ve konumları Kar-Wai'nin bir "imza"sıymış gibi kendini tekrar etmesi ile karşılaşılmaktadır. Ancak postmodernizm'in temel dayanaklarından biri olan "ödünç alma", tıpkı Kar-Wai'nin filmlerinde kameranın bir duvarın arkasına gizlenişi gibi film içinde yerleşmiştir. Bu çalışma da Wong Kar-Wai'nin The Grandmaster (2013) filmindeki postmodern unsurları ortaya çıkarmayı amaçlamaktadır.
Uploads
Papers by Haşim Demirtaş
Books by Haşim Demirtaş