Çalışmanın amacı, tarih boyunca birçok kez isyan girişiminde bulunan Zeytun Ermenile-rini, Halep ... more Çalışmanın amacı, tarih boyunca birçok kez isyan girişiminde bulunan Zeytun Ermenile-rini, Halep Rus konsolosu İvanov Nikolay Grigoryeviç’in gözünden değerlendirmektir. Bu kişilerin isyan etme sebepleri ve Osmanlı Devleti tarafından yapılan ıslahat çalışmalarının neler olduğu, yerli ve yabancı kaynakların mukayese edilmesiyle açıklanmaya çalışılmış-tır. Elde edilen ilk izlenim, Zeytun halkının uzun yıllar bağımsız yaşadıklarından dolayı herhangi bir otoriteyi istemedikleri için isyan ettikleri yönündedir. 1878 Zeytun isyanına giden sürecin çok önceden başladığı, yerel idarecilerin suistimallerinden ve ekonomik gerekçelerden dolayı asayişin sağlanamadığı anlaşılmaktadır. Ayrıca İvanov’un tespitine göre, isyanın bir başka sebebi bölgede bulunan İngiliz konsolosluk çalışanları ile Ermeni Katolikosu Migırdiç’in isyanın çıkması ve devam etmesine yönelik propagandalarıdır. İsyanları önlemek adına Osmanlı Devleti’nin yapacağı kale inşası, asker sayısının arttı-rılması gibi güvenlik tedbirl...
Çalışmanın amacı Çarlık Rusya’nın, Japonya’ya yenilgisinden sonra (1905) uluslararası arenada siy... more Çalışmanın amacı Çarlık Rusya’nın, Japonya’ya yenilgisinden sonra (1905) uluslararası arenada siyasî otoritesini yeniden tesis etmek bağlamında Osmanlı Devleti’nin elinde bulunan Boğazları işgal etme girişimini, bir askerî ajan olan ve Odessa Askerî Bölge Karargâhı yöneticilerinden Emanuil Hristiyanoviç Kalnin’in bakış açısıyla değerlendirmektir. Çalışma, Kalnin’in resmi yazışmalarından ve konuyla ilgili yayınladığı makalesinden istifade edilerek hazırladı. Ayrıca, yardımcı kaynaklarla desteklenerek Boğazların işgali meselesi farklı bir bakış açısıyla ele alındı. Çarlık Rusya’nın tarihi bir misyon olarak görülen İstanbul ve Boğazları işgal etme amacının olmadığını savunan Kalnin, böyle düşünülmesinin sebebini Avrupalı devletlerin yönlendirmelerinden ve dönemin ırkçı yaklaşımlarından kaynaklandığını vurgulamaktadır. Gazete siyasetçilerinin ve stratejistlerinin telkinlerine göre hareket edilmesinin sakıncaları üzerinde duran Kalnin, Çarlık Rusya’nın, İstanbul ve Boğazları işgal etmesi...
Russia and the Moslem World (Россия и Мусульманский Мир), 2022
The aim of the study is to explain the reasons for the migrations from the Caucasus to
the lands... more The aim of the study is to explain the reasons for the migrations from the Caucasus to
the lands of the Ottoman Empire in the nineteenth century and what kind of contributions the immigrants made to the establishment of the Republic of Turkey. The political activities of Russia on the Caucasus and Crimea can be said among the reasons that started and made the migrations permanent. At the same time, it is seen that the Ottoman Empire encouraged the arrival of immigrants in order to increase the Muslim elements and protect the border security. For these reasons, although the Ottoman lands, where millions of people migrated and settled, faced some problems, it is understood that immigrants were benefited from in many areas. Evaluated according to their qualifications, immigrants were primarily employed in the military field. In addition, the immigrants who settled on the railway lines and border areas
built on the Ottoman lands provided security. At the same time, they made important contributions to the development of agriculture and animal husbandry in Anatolia. Apart from being citizens, it was seen that immigrants who were related to the Ottoman dynasty worked in many administrative and political state positions in the last period of the Ottoman Empire. While there were immigrants who carried out activities in parallel with the Ankara government during the National Struggle, there were also immigrants with traditional ties to the Istanbul Government. In addition to having important duties in building the Republic of Turkey, there are also those who act in rebellion and opposition. It was not possible for the immigrants who acted against the Kemalists, who were trying to build a nation-state, to live their language and culture in a healthy way. It can be said that the majority of immigrants who tried to maintain their existence with language and cultural associations after 1946 do not have a counterpart in society anymore. It can be thought that immigrants, who also affect the change in demography, constitute 30% of today's Turkish society.
Çalışmanın amacı, Sarıkamış Harekatı’nı, Russkiy İnvalid gazetesine göre değerlendirmek ve günümü... more Çalışmanın amacı, Sarıkamış Harekatı’nı, Russkiy İnvalid gazetesine göre değerlendirmek ve günümüzde hala tartışma konusu haline gelen bu olaya, farklı bakış açısıyla bakmaktır. Çalışma yapılırken Sarıkamış Harekâtı ile ilgili gazetede geçen haberlerden elde edilen bilgiler tercüme edildikten sonra kronolojik olarak düzenlendi ve literatürümüzdeki bilgilerle mukayese edildi. Pavel Pavloviç Pezarovius tarafından 1813’te St. Petersburg’da yayınlanan ve daha sonra resmî gazete hüviyetini taşıyan gazetenin çıkarılma amacı, savaşta zarar gören askerlere ve ailelerine yardım sağlamaktı. Askeri gazete ismiyle de yayınlanan gazetenin Kafkasya Ordu Karargâhı başlığı altında, Sarıkamış Harekâtı ile ilgili birçok bilgi paylaştığı görülmektedir. Özellikle çarpışmaların yoğunluk kazandığı, Oltu, Ardahan ve Karaurgan’daki sürecin detaylı bir şekilde aktarıldığı; ancak haberlerin Rus askerlerinin başarı hikâyesi şeklinde sunulduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca Enver Paşa hakkında detaylı bilgi verilerek, Osmanlı Devleti’nin asırlardır sürdürmeye çalıştığı dış politikasını kökten değiştirdiği iddia edilmektedir. Savaşı başlatan kişinin de Enver Paşa olduğu ve Sarıkamış Harekâtı planını nasıl hazırladığı açıklanmaktadır. Bu plandan haberdar olan Rus askerlerinin cephe hatlarındaki mücadeleleri, esir sayıları, ele geçirilen savaş malzemeleri ve Sarıkamış’ın jeopolitik durumu hakkında verilen bilgiler ayrıntılı bir şekilde aktarılmaktadır.
Çalışmanın amacı Çarlık Rusya’nın, Japonya’ya yenilgisinden sonra (1905) uluslararası arenada siy... more Çalışmanın amacı Çarlık Rusya’nın, Japonya’ya yenilgisinden sonra (1905) uluslararası arenada siyasî otoritesini yeniden tesis etmek bağlamında Osmanlı Devleti’nin elinde bulunan Boğazları işgal etme girişimini, bir askerî ajan olan ve Odessa Askerî Bölge Karargâhı yöneticilerinden Emanuil Hristiyanoviç Kalnin’in bakış açısıyla değerlendirmektir. Çalışma, Kalnin’in resmi yazışmalarından ve konuyla ilgili yayınladığı makalesinden istifade edilerek hazırladı. Ayrıca, yardımcı kaynaklarla desteklenerek Boğazların işgali meselesi farklı bir bakış açısıyla ele alındı. Çarlık Rusya’nın tarihi bir misyon olarak görülen İstanbul ve Boğazları işgal etme amacının olmadığını savunan Kalnin, böyle düşünülmesinin sebebini Avrupalı devletlerin yönlendirmelerinden ve dönemin ırkçı yaklaşımlarından kaynaklandığını vurgulamaktadır. Gazete siyasetçilerinin ve stratejistlerinin telkinlerine göre hareket edilmesinin sakıncaları üzerinde duran Kalnin, Çarlık Rusya’nın, İstanbul ve Boğazları işgal etmesi durumunda zarar göreceğini gerekçeli olarak açıklamaktadır. Bu bağlamda İstanbul, Balkan halklarının kültürel mirası olmakla birlikte burada yaşayan halk, Çarlık Rusya’nın, dindaşı ve ırkdaşıdır. Çarlık Rusya tarafından İstanbul’a olası bir işgal girişimi, kendisine yönelik düşmanlıkların oluşmasına neden olabilecektir. Dolayısıyla, yapılması gereken, Slavların bağımsız devlet kurmalarını desteklemek ve Çarlık Rusya’ya herhangi bir fayda sağlamayacak olan İstanbul ve Boğazların işgali projesini durdurmaktır.
Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2023
Çalışmanın amacı, XX. yüzyılın başlarında Suriye Vilâyeti’ndeki iç ve dış göçleri, Rus Konsoloslu... more Çalışmanın amacı, XX. yüzyılın başlarında Suriye Vilâyeti’ndeki iç ve dış göçleri, Rus Konsolosluk raporlarına göre değerlendirmektir. Şam’daki Rus Konsolosluk Sekreterlerinden Zuyev Sergey Lavrenteyeviç ve Samsonov Maksimilian İlyiç’in, 1904 ve 1906 yıllarında yazdıkları iki farklı rapor, literatürümüzdeki bilgilerle mukayese edilerek çalışma tasarlandı. Göç ve iskân süreçlerinin detaylandırıldığı raporlar, Suriye Vilâyeti’ndeki yerel Hristiyanların ekonomik gerekçelerle sınır ötesine göç etme süreçleri ve sayıları hakkında önemli bilgiler içermektedir. Aynı zamanda Kırım ve Kafkasya’daki halkların göç etme gerekçeleri, iskân edildikleri köyler, geri dönme talepleri ve Osmanlı Devleti’nin göç ve iskân politikalarına nasıl yaklaştığı açıklanmaktadır. Bununla birlikte raporlarda, Çarlık Rusya’nın, göç süreçleri ile ilgili Osmanlı Devleti’ni suçladığı, Osmanlı Devleti’nin, yerel Hristiyanların sınır ötesine göç etmesini teşvik ettiği, buna mukabil Kırım ve Kafkasya Müslümanlarının topraklarına göç etmesi için bazı kişiler vasıtasıyla propaganda yaptığı iddiaları bulunmaktadır. Konsolosluk çalışanlarının, Kurmay Yüzbaşı Musa Bey’in (Tuganov), Hüseyin Nâzım Paşa’nın ve Müşir (Deli) Fuad Paşa’nın, Suriye Vilâyeti’ndeki göç sürecine yaklaşımları ve uygulamaları hakkında verdikleri bilgiler düşündürücüdür. Bu bağlamda, Suriye Vilâyeti’nin, demografik yapısı ve göç süreçlerini, Osmanlı devlet adamları dışındaki kişilerin bakış açısına göre değerlendirmek, genel hatlarıyla bazı çıkarımlarda bulunmamıza katkı sağladı. Bunun yanı sıra günümüzde de, Suriye’de göç sürecinin devam ettiği ve ülkemizin de bu süreçten büyük ölçüde etkilendiği göz önüne alındığında, geçmişte yaşanan göç süreçlerinin ve göçmen köylerinin bilinmesinin önemli olduğu kanaatindeyiz
Çalışmanın amacı, tarih boyunca birçok kez isyan girişiminde bulunan Zeytun Ermenile-rini, Halep ... more Çalışmanın amacı, tarih boyunca birçok kez isyan girişiminde bulunan Zeytun Ermenile-rini, Halep Rus konsolosu İvanov Nikolay Grigoryeviç’in gözünden değerlendirmektir. Bu kişilerin isyan etme sebepleri ve Osmanlı Devleti tarafından yapılan ıslahat çalışmalarının neler olduğu, yerli ve yabancı kaynakların mukayese edilmesiyle açıklanmaya çalışılmış-tır. Elde edilen ilk izlenim, Zeytun halkının uzun yıllar bağımsız yaşadıklarından dolayı herhangi bir otoriteyi istemedikleri için isyan ettikleri yönündedir. 1878 Zeytun isyanına giden sürecin çok önceden başladığı, yerel idarecilerin suistimallerinden ve ekonomik gerekçelerden dolayı asayişin sağlanamadığı anlaşılmaktadır. Ayrıca İvanov’un tespitine göre, isyanın bir başka sebebi bölgede bulunan İngiliz konsolosluk çalışanları ile Ermeni Katolikosu Migırdiç’in isyanın çıkması ve devam etmesine yönelik propagandalarıdır. İsyanları önlemek adına Osmanlı Devleti’nin yapacağı kale inşası, asker sayısının arttı-rılması gibi güvenlik tedbirleri yerel halk tarafından iyi karşılanmadı. Ermeni isyancı Babik’in, Osmanlı Devleti’ne güvenmediği ve etrafına topladığı kişilerle dağa çıktığı konsolosluk raporlarında dile getirildi. Bunun yanı sıra 1878 isyanının bastırılmasında aktif rol alan Kâmil Paşa’nın, İngilizlerin baskıları sonucu görevden alınmasından sonra kurulan tahkikat komisyonunun çalışmalarının neler olduğu açılanmaya çalışıldı. Ancak Osmanlı Devleti tarafından Zeytun’da yapılan ıslahat çalışmalarının başarısız olacağı ve burada bulunan Ermenilerin tekrar isyan girişimlerinde bulunacağı hem Rus konsolosu hem de Osmanlı devlet adamları tarafından dile getirildi.
Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal bilimler Enstitüsü dergisi, Mar 31, 2021
The Ottoman economy during the Abdülhamid II period was negatively affected for many reasons. Alo... more The Ottoman economy during the Abdülhamid II period was negatively affected for many reasons. Along with the budget deficit brought by the war with Russia, emerging migration movements caused the economy to be damaged in a short time. Foreign governments, especially Russia, were closely interested in the qualified population in the Ottoman society and the economic problems inside triggered foreign migration. Especially during this period when we witnessed the immigration of Armenians extensively, people who could not fulfill their tax obligations were not allowed to migrate. Some people from the non-Muslim population migrated illegally, who wanted to get rid of financial responsibilities or obtaining a permit. Russia, which did not want to lose its skilled population, encouraged the migration of the unqualified population to the Ottoman lands while placing the people who would benefit them by making social arrangements. While Loris-Melikov and Dundukov Korsakov attempted to settle immigrants from the Ottoman lands, the British intervened in the immigration movements through their embassies. Many nonMuslim populations emigrated from regions such as Harput, Damascus, Lebanon and Syria, where the Ottomans could not create employment. At the same time, among the immigrants, there were some who returned to their countries because they could not find their expectations. Ottoman immigrants tried to prevent their burden on the economy by trying to settle them according to their qualifications. However, in this period when wars and population movements intensified, it was not easy to prevent economic problems.
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2021
In this study, it was aimed to determine why and how the changes that Van has gone through from a... more In this study, it was aimed to determine why and how the changes that Van has gone through from a very cosmopolitan structure to a homogeneous social structure over time. While achieving this goal, the studies of both the Ottoman and foreign states, especially Russia, regarding Van's population structure were taken into consideration. In particular, the facts that emerged as a result of comparing the reports obtained from the Russian Foreign Affairs Archive with the Ottoman data were carefully examined and objective data were tried to be reached by taking into account the political and political events that took place in this period. In the study in which official publications were also evaluated, it was seen that while foreign states evaluated the demographic structure of Van through ethnicity, the Ottomans mostly evaluated the population structure over religion. With the declaration of the Republic, more detailed studies were tried to determine the demographic structure of Van on a proportional basis. The difficulty of transmitting the data obtained due to the social structure of Van to exact figures was emphasized. In our multi-dimensional study in terms of gender, marital status, age distribution, professions, religion, and ethnic elements, it was observed that there were many variables between the Van society in 1914 and the Van society in 1945. We think that it would not be wrong to say that especially the changes experienced in the Central County are experienced in the form of rebirth. In this respect, we hope to convey to the reader how sharp the social change is in Van’s private readings.
II. Abdülhamid Döneminde (1876-1909) Ekonomik Sebeplerden Dolayı Meydana Gelen Dış Göçler , 2021
The Ottoman economy during the Abdülhamid II period was negatively affected for many reasons. Alo... more The Ottoman economy during the Abdülhamid II period was negatively affected for many reasons. Along with the budget deficit brought by the war with Russia, emerging migration movements caused the economy to be damaged in a short time. Foreign governments, especially Russia, were closely interested in the qualified population in the Ottoman society and the economic problems inside triggered foreign migration. Especially during this period when we witnessed the immigration of Armenians extensively, people who could not fulfill their tax obligations were not allowed to migrate. Some people from the non-Muslim population migrated illegally, who wanted to get rid of financial responsibilities or obtaining a permit. Russia, which did not want to lose its skilled population, encouraged the migration of the unqualified population to the Ottoman lands while placing the people who would benefit them by making social arrangements. While Loris-Melikov and Dundukov Korsakov attempted to settle immigrants from the Ottoman lands, the British intervened in the immigration movements through their embassies. Many nonMuslim populations emigrated from regions such as Harput, Damascus, Lebanon and Syria, where the Ottomans could not create employment. At the same time, among the immigrants, there were some who returned to their countries because they could not find their expectations. Ottoman immigrants tried to prevent their burden on the economy by trying to settle them according to their qualifications. However, in this period when wars and population movements intensified, it was not easy to prevent economic problems.
Экономические, социально-политические, этноконфессиональные проблемы афро-азиатских стран, Ежегодник 2020., 2020
Заза- этническое меньшинство в Турции (5-6 млн человек), происхождение которого до сих пор достов... more Заза- этническое меньшинство в Турции (5-6 млн человек), происхождение которого до сих пор достоверно не установлено. Авторы приводят мнения различных ученых, большинство которых считает Заза независимым народом. Часть Заза исповедует суннизм, другая часть придерживается алевизма, то есть шиитского направления ислама.
The Zaza are an ethnic minority of Turkey (5–6 million people), whose origin is still not reliably established. The author cites the opinions of various scholars, most of whom consider the Zaza people an independent nation. Part of Zaza professes Sunnism, the other part adheres to alevism, that is, the Shiite direction of Islam.
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2020
XIX. yüzyılda Osmanlı Devleti’ni birçok yönden etkileyen iki önemli konu göç ve salgın hastalıkla... more XIX. yüzyılda Osmanlı Devleti’ni birçok yönden etkileyen iki önemli konu göç ve salgın hastalıklardı. Rusya’nın Kafkasya bölgesindeki siyasi emelleri Kafkas halkının Osmanlı topraklarına göçünü başlattı. Kitlesel göçlerin yoğun olduğu bu dönemde kolera başta olmak üzere, çiçek, tifo, frengi vb. salgın hastalıklar hem göçmenlerde hem de meskûn kişilerde görülmekteydi. Salgın dönemlerinde göç olayları sınırlandırılmak istense de tam olarak başarı sağlanamadı. Hastalığın yayılma hızını arttıran göç olaylarının yanı sıra sağlıksız koşullarda büyük gruplar halinde barınan göçmenler hastalığın öldürücü etkisini arttırmaktaydı. Ayrıca göçmenlerin büyük gruplar halinde hareket etmeleri onların iskân ve iaşelerini temin etme konusunda sorun çıkmasına neden olmaktaydı. Bunun yanı sıra küresel çapta devam eden salgın hastalıklar döneminde hac ziyaretinde bulunan Rusya Müslümanlarının Osmanlı topraklarına gelmeleri ve Hicaz’a kadar olan seyahatleri birçok ülkenin dikkatini çekti. Bunun için Osmanlı Devleti’nin aldığı önlemlerinin yanı sıra uluslararası sağlık konferansları düzenlendi. Salgın hastalıklara karşı yayımlanan talimatnameler ve risaleler, kurulan tahaffuzhaneler, tebhirhaneler, etüv makinaları ve Meclis-i Tahaffuz’un çalışmaları dönemin salgın hastalıklarıyla mücadelesinde önemli rol oynadı.
Аннотация. В статье анализируется изучение проблемы мухаджирства российских горцев Северного Кавк... more Аннотация. В статье анализируется изучение проблемы мухаджирства российских горцев Северного Кавказа после Кавказской войны в Османскую империю. Автор приходит к выводу, что в фокусе внимания российской историографии в основном находилось мухаджирство тре-тьей четверти XIX в. В статье показывается, как на изучение этой проблемы влияла политиче-ская конъюнктура, какие проблемы мухаджирства привлекали внимание историков, а какие, напротив, игнорировались. Автор доказывает существование двух волн политизации про-блемы. Первая волна имела место после окончания Великой Отечественной войны, а вторая-в конце 1980-х-первой половине 1990-х гг. Автор прослеживает эволюцию исследователь-ских подходов и динамику оценок феномена мухаджирства. Особое внимание в статье уделя-ется последним по времени работам российских ученых. Рассматриваются вопросы, которые в настоящее время более всего интересуют российских историков. Делается вывод о том, какие проблемы мухаджирства еще не получили в российской историографии должного освещения. Ключевые слова: мухаджирство, Северный Кавказ, Кавказская война, Османская импе-рия, российская историография. Введение Феномен мухаджирства представляет собой переселение мусульман из немусульманских стран в страну, где ислам является господствующей религией. То есть этот процесс изначально имеет религиозно-политическую окраску. Применительно к истории России мухаджирство как массовое явление имело место во второй половине XIX-начале XX в., когда северокав-казские горцы после завершения Кавказской войны стали переселяться в Османскую импе-рию. Изучение северокавказского мухаджирства продолжается на протяжении почти полутра веков-оно началось практически синхронно с самим процессом переселения горцев в Тур-цию. Это изучение несколько раз претерпевало определенные корректировки, вызванные не столько сугубо академическим причинами (введением в научный оборот новых источников или знакомством с зарубежной историографией), сколько причинами политическими. История проблемы Начало историографии северокавказского мухаджирства было положено А.П. Берже в его работе «Выселение горцев с Кавказа». Автор рассматривал причины переселения горцев в Турцию и сопоставлял соотношение вынужденных (внешних) и собственных (внутренних) факторов, предопределивших это массовое передвижение с занятых Россией земель. Исследо-ватель оценивал роль Петербурга и Порты в провоцировании мухаджирства, взвешивал поло-жительные и отрицательные последствия переселения горцев для обеих империй. Следует подчеркнуть, что хотя труд А.П. Берже и предопределил практически на все последующее время основной проблемный комплекс изучения северокавказского мухаджирства (с ним спо-рили и до сих пор продолжают спорить, сомневаться в приведенных историком оценках), он до сих пор остается недоисследованным и нуждается, по крайней мере, в комментированном академическом переиздании [1]. В советское время одним из первых к проблематике мухаджирства российских мусульман в Османскую империю обратился Г.А. Дзагуров, который издал сборник исторических доку-ментов на эту тему. В предисловии к сборнику он изложил свои взгляды на вопросы переселе-ния горцев в Турцию, которые во многом задали на долгое время концептуальное объяснение
Öz: Tahir Paşa, Osmanlı’nın son dönemlerinde dağılmaya yüz tutmuş bir bölge olan Balkanlarda düny... more Öz: Tahir Paşa, Osmanlı’nın son dönemlerinde dağılmaya yüz tutmuş bir bölge olan Balkanlarda dünyaya geldi. İşkodra’da 1848’de hayata gözlerini açan Tahir Paşa, ilk eğitimini Sıbyan Mektebi’nde aldıktan sonra medrese eğitimine başladı. Temel dini bilgilerin yanı sıra Arapça ve Farsça dillerini öğrendi. Me-muriyet hayatına 1868’de İşkodra’da başlayan Tahir Paşa, Ba-tı’daki on iki yıllık çalışma hayatından sonra Bitlis’e tayini çıktı. Musul, Van, Trabzon, Bitlis, Erzurum gibi Osmanlı Devleti’nin önemli şehirlerinde valilik yapan Tahir Paşa, bölgenin siyasi durumundan dolayı zor durumlarla karşı karşıya kaldı. Bu zor-luklara rağmen işini iyi bir şekilde yapmaya devam etti ve ulus-lararası bir sorun haline gelen İran Sınır Komisyonu’nda ko-misyon başkanı olarak görev aldı. II. Abdülhamit’in tahttan in-dirilmesiyle Tahir Paşa’nın devlet kademelerindeki etkinliği azalmaya başladı. Kısa vadelerle sürekli yeri değiştirilen Tahir Paşa için çalışmak eskisi kadar kolay olmadı. Ayrıca yaşının ilerlemiş olması ve tiroit hastalığı artık çalışmasına engel olu-yordu. Bu sebeplerden dolayı 1912’de emekliye ayrılan Tahir Paşa, hastalığından dolayı 1913’te vefat etti. Anahtar Kelimeler: İşkodra, Tahir Paşa, II. Abdülhamit, valilik, İran Sınır Komisyonu.
Çalışmanın amacı, tarih boyunca birçok kez isyan girişiminde bulunan Zeytun Ermenile-rini, Halep ... more Çalışmanın amacı, tarih boyunca birçok kez isyan girişiminde bulunan Zeytun Ermenile-rini, Halep Rus konsolosu İvanov Nikolay Grigoryeviç’in gözünden değerlendirmektir. Bu kişilerin isyan etme sebepleri ve Osmanlı Devleti tarafından yapılan ıslahat çalışmalarının neler olduğu, yerli ve yabancı kaynakların mukayese edilmesiyle açıklanmaya çalışılmış-tır. Elde edilen ilk izlenim, Zeytun halkının uzun yıllar bağımsız yaşadıklarından dolayı herhangi bir otoriteyi istemedikleri için isyan ettikleri yönündedir. 1878 Zeytun isyanına giden sürecin çok önceden başladığı, yerel idarecilerin suistimallerinden ve ekonomik gerekçelerden dolayı asayişin sağlanamadığı anlaşılmaktadır. Ayrıca İvanov’un tespitine göre, isyanın bir başka sebebi bölgede bulunan İngiliz konsolosluk çalışanları ile Ermeni Katolikosu Migırdiç’in isyanın çıkması ve devam etmesine yönelik propagandalarıdır. İsyanları önlemek adına Osmanlı Devleti’nin yapacağı kale inşası, asker sayısının arttı-rılması gibi güvenlik tedbirl...
Çalışmanın amacı Çarlık Rusya’nın, Japonya’ya yenilgisinden sonra (1905) uluslararası arenada siy... more Çalışmanın amacı Çarlık Rusya’nın, Japonya’ya yenilgisinden sonra (1905) uluslararası arenada siyasî otoritesini yeniden tesis etmek bağlamında Osmanlı Devleti’nin elinde bulunan Boğazları işgal etme girişimini, bir askerî ajan olan ve Odessa Askerî Bölge Karargâhı yöneticilerinden Emanuil Hristiyanoviç Kalnin’in bakış açısıyla değerlendirmektir. Çalışma, Kalnin’in resmi yazışmalarından ve konuyla ilgili yayınladığı makalesinden istifade edilerek hazırladı. Ayrıca, yardımcı kaynaklarla desteklenerek Boğazların işgali meselesi farklı bir bakış açısıyla ele alındı. Çarlık Rusya’nın tarihi bir misyon olarak görülen İstanbul ve Boğazları işgal etme amacının olmadığını savunan Kalnin, böyle düşünülmesinin sebebini Avrupalı devletlerin yönlendirmelerinden ve dönemin ırkçı yaklaşımlarından kaynaklandığını vurgulamaktadır. Gazete siyasetçilerinin ve stratejistlerinin telkinlerine göre hareket edilmesinin sakıncaları üzerinde duran Kalnin, Çarlık Rusya’nın, İstanbul ve Boğazları işgal etmesi...
Russia and the Moslem World (Россия и Мусульманский Мир), 2022
The aim of the study is to explain the reasons for the migrations from the Caucasus to
the lands... more The aim of the study is to explain the reasons for the migrations from the Caucasus to
the lands of the Ottoman Empire in the nineteenth century and what kind of contributions the immigrants made to the establishment of the Republic of Turkey. The political activities of Russia on the Caucasus and Crimea can be said among the reasons that started and made the migrations permanent. At the same time, it is seen that the Ottoman Empire encouraged the arrival of immigrants in order to increase the Muslim elements and protect the border security. For these reasons, although the Ottoman lands, where millions of people migrated and settled, faced some problems, it is understood that immigrants were benefited from in many areas. Evaluated according to their qualifications, immigrants were primarily employed in the military field. In addition, the immigrants who settled on the railway lines and border areas
built on the Ottoman lands provided security. At the same time, they made important contributions to the development of agriculture and animal husbandry in Anatolia. Apart from being citizens, it was seen that immigrants who were related to the Ottoman dynasty worked in many administrative and political state positions in the last period of the Ottoman Empire. While there were immigrants who carried out activities in parallel with the Ankara government during the National Struggle, there were also immigrants with traditional ties to the Istanbul Government. In addition to having important duties in building the Republic of Turkey, there are also those who act in rebellion and opposition. It was not possible for the immigrants who acted against the Kemalists, who were trying to build a nation-state, to live their language and culture in a healthy way. It can be said that the majority of immigrants who tried to maintain their existence with language and cultural associations after 1946 do not have a counterpart in society anymore. It can be thought that immigrants, who also affect the change in demography, constitute 30% of today's Turkish society.
Çalışmanın amacı, Sarıkamış Harekatı’nı, Russkiy İnvalid gazetesine göre değerlendirmek ve günümü... more Çalışmanın amacı, Sarıkamış Harekatı’nı, Russkiy İnvalid gazetesine göre değerlendirmek ve günümüzde hala tartışma konusu haline gelen bu olaya, farklı bakış açısıyla bakmaktır. Çalışma yapılırken Sarıkamış Harekâtı ile ilgili gazetede geçen haberlerden elde edilen bilgiler tercüme edildikten sonra kronolojik olarak düzenlendi ve literatürümüzdeki bilgilerle mukayese edildi. Pavel Pavloviç Pezarovius tarafından 1813’te St. Petersburg’da yayınlanan ve daha sonra resmî gazete hüviyetini taşıyan gazetenin çıkarılma amacı, savaşta zarar gören askerlere ve ailelerine yardım sağlamaktı. Askeri gazete ismiyle de yayınlanan gazetenin Kafkasya Ordu Karargâhı başlığı altında, Sarıkamış Harekâtı ile ilgili birçok bilgi paylaştığı görülmektedir. Özellikle çarpışmaların yoğunluk kazandığı, Oltu, Ardahan ve Karaurgan’daki sürecin detaylı bir şekilde aktarıldığı; ancak haberlerin Rus askerlerinin başarı hikâyesi şeklinde sunulduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca Enver Paşa hakkında detaylı bilgi verilerek, Osmanlı Devleti’nin asırlardır sürdürmeye çalıştığı dış politikasını kökten değiştirdiği iddia edilmektedir. Savaşı başlatan kişinin de Enver Paşa olduğu ve Sarıkamış Harekâtı planını nasıl hazırladığı açıklanmaktadır. Bu plandan haberdar olan Rus askerlerinin cephe hatlarındaki mücadeleleri, esir sayıları, ele geçirilen savaş malzemeleri ve Sarıkamış’ın jeopolitik durumu hakkında verilen bilgiler ayrıntılı bir şekilde aktarılmaktadır.
Çalışmanın amacı Çarlık Rusya’nın, Japonya’ya yenilgisinden sonra (1905) uluslararası arenada siy... more Çalışmanın amacı Çarlık Rusya’nın, Japonya’ya yenilgisinden sonra (1905) uluslararası arenada siyasî otoritesini yeniden tesis etmek bağlamında Osmanlı Devleti’nin elinde bulunan Boğazları işgal etme girişimini, bir askerî ajan olan ve Odessa Askerî Bölge Karargâhı yöneticilerinden Emanuil Hristiyanoviç Kalnin’in bakış açısıyla değerlendirmektir. Çalışma, Kalnin’in resmi yazışmalarından ve konuyla ilgili yayınladığı makalesinden istifade edilerek hazırladı. Ayrıca, yardımcı kaynaklarla desteklenerek Boğazların işgali meselesi farklı bir bakış açısıyla ele alındı. Çarlık Rusya’nın tarihi bir misyon olarak görülen İstanbul ve Boğazları işgal etme amacının olmadığını savunan Kalnin, böyle düşünülmesinin sebebini Avrupalı devletlerin yönlendirmelerinden ve dönemin ırkçı yaklaşımlarından kaynaklandığını vurgulamaktadır. Gazete siyasetçilerinin ve stratejistlerinin telkinlerine göre hareket edilmesinin sakıncaları üzerinde duran Kalnin, Çarlık Rusya’nın, İstanbul ve Boğazları işgal etmesi durumunda zarar göreceğini gerekçeli olarak açıklamaktadır. Bu bağlamda İstanbul, Balkan halklarının kültürel mirası olmakla birlikte burada yaşayan halk, Çarlık Rusya’nın, dindaşı ve ırkdaşıdır. Çarlık Rusya tarafından İstanbul’a olası bir işgal girişimi, kendisine yönelik düşmanlıkların oluşmasına neden olabilecektir. Dolayısıyla, yapılması gereken, Slavların bağımsız devlet kurmalarını desteklemek ve Çarlık Rusya’ya herhangi bir fayda sağlamayacak olan İstanbul ve Boğazların işgali projesini durdurmaktır.
Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2023
Çalışmanın amacı, XX. yüzyılın başlarında Suriye Vilâyeti’ndeki iç ve dış göçleri, Rus Konsoloslu... more Çalışmanın amacı, XX. yüzyılın başlarında Suriye Vilâyeti’ndeki iç ve dış göçleri, Rus Konsolosluk raporlarına göre değerlendirmektir. Şam’daki Rus Konsolosluk Sekreterlerinden Zuyev Sergey Lavrenteyeviç ve Samsonov Maksimilian İlyiç’in, 1904 ve 1906 yıllarında yazdıkları iki farklı rapor, literatürümüzdeki bilgilerle mukayese edilerek çalışma tasarlandı. Göç ve iskân süreçlerinin detaylandırıldığı raporlar, Suriye Vilâyeti’ndeki yerel Hristiyanların ekonomik gerekçelerle sınır ötesine göç etme süreçleri ve sayıları hakkında önemli bilgiler içermektedir. Aynı zamanda Kırım ve Kafkasya’daki halkların göç etme gerekçeleri, iskân edildikleri köyler, geri dönme talepleri ve Osmanlı Devleti’nin göç ve iskân politikalarına nasıl yaklaştığı açıklanmaktadır. Bununla birlikte raporlarda, Çarlık Rusya’nın, göç süreçleri ile ilgili Osmanlı Devleti’ni suçladığı, Osmanlı Devleti’nin, yerel Hristiyanların sınır ötesine göç etmesini teşvik ettiği, buna mukabil Kırım ve Kafkasya Müslümanlarının topraklarına göç etmesi için bazı kişiler vasıtasıyla propaganda yaptığı iddiaları bulunmaktadır. Konsolosluk çalışanlarının, Kurmay Yüzbaşı Musa Bey’in (Tuganov), Hüseyin Nâzım Paşa’nın ve Müşir (Deli) Fuad Paşa’nın, Suriye Vilâyeti’ndeki göç sürecine yaklaşımları ve uygulamaları hakkında verdikleri bilgiler düşündürücüdür. Bu bağlamda, Suriye Vilâyeti’nin, demografik yapısı ve göç süreçlerini, Osmanlı devlet adamları dışındaki kişilerin bakış açısına göre değerlendirmek, genel hatlarıyla bazı çıkarımlarda bulunmamıza katkı sağladı. Bunun yanı sıra günümüzde de, Suriye’de göç sürecinin devam ettiği ve ülkemizin de bu süreçten büyük ölçüde etkilendiği göz önüne alındığında, geçmişte yaşanan göç süreçlerinin ve göçmen köylerinin bilinmesinin önemli olduğu kanaatindeyiz
Çalışmanın amacı, tarih boyunca birçok kez isyan girişiminde bulunan Zeytun Ermenile-rini, Halep ... more Çalışmanın amacı, tarih boyunca birçok kez isyan girişiminde bulunan Zeytun Ermenile-rini, Halep Rus konsolosu İvanov Nikolay Grigoryeviç’in gözünden değerlendirmektir. Bu kişilerin isyan etme sebepleri ve Osmanlı Devleti tarafından yapılan ıslahat çalışmalarının neler olduğu, yerli ve yabancı kaynakların mukayese edilmesiyle açıklanmaya çalışılmış-tır. Elde edilen ilk izlenim, Zeytun halkının uzun yıllar bağımsız yaşadıklarından dolayı herhangi bir otoriteyi istemedikleri için isyan ettikleri yönündedir. 1878 Zeytun isyanına giden sürecin çok önceden başladığı, yerel idarecilerin suistimallerinden ve ekonomik gerekçelerden dolayı asayişin sağlanamadığı anlaşılmaktadır. Ayrıca İvanov’un tespitine göre, isyanın bir başka sebebi bölgede bulunan İngiliz konsolosluk çalışanları ile Ermeni Katolikosu Migırdiç’in isyanın çıkması ve devam etmesine yönelik propagandalarıdır. İsyanları önlemek adına Osmanlı Devleti’nin yapacağı kale inşası, asker sayısının arttı-rılması gibi güvenlik tedbirleri yerel halk tarafından iyi karşılanmadı. Ermeni isyancı Babik’in, Osmanlı Devleti’ne güvenmediği ve etrafına topladığı kişilerle dağa çıktığı konsolosluk raporlarında dile getirildi. Bunun yanı sıra 1878 isyanının bastırılmasında aktif rol alan Kâmil Paşa’nın, İngilizlerin baskıları sonucu görevden alınmasından sonra kurulan tahkikat komisyonunun çalışmalarının neler olduğu açılanmaya çalışıldı. Ancak Osmanlı Devleti tarafından Zeytun’da yapılan ıslahat çalışmalarının başarısız olacağı ve burada bulunan Ermenilerin tekrar isyan girişimlerinde bulunacağı hem Rus konsolosu hem de Osmanlı devlet adamları tarafından dile getirildi.
Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal bilimler Enstitüsü dergisi, Mar 31, 2021
The Ottoman economy during the Abdülhamid II period was negatively affected for many reasons. Alo... more The Ottoman economy during the Abdülhamid II period was negatively affected for many reasons. Along with the budget deficit brought by the war with Russia, emerging migration movements caused the economy to be damaged in a short time. Foreign governments, especially Russia, were closely interested in the qualified population in the Ottoman society and the economic problems inside triggered foreign migration. Especially during this period when we witnessed the immigration of Armenians extensively, people who could not fulfill their tax obligations were not allowed to migrate. Some people from the non-Muslim population migrated illegally, who wanted to get rid of financial responsibilities or obtaining a permit. Russia, which did not want to lose its skilled population, encouraged the migration of the unqualified population to the Ottoman lands while placing the people who would benefit them by making social arrangements. While Loris-Melikov and Dundukov Korsakov attempted to settle immigrants from the Ottoman lands, the British intervened in the immigration movements through their embassies. Many nonMuslim populations emigrated from regions such as Harput, Damascus, Lebanon and Syria, where the Ottomans could not create employment. At the same time, among the immigrants, there were some who returned to their countries because they could not find their expectations. Ottoman immigrants tried to prevent their burden on the economy by trying to settle them according to their qualifications. However, in this period when wars and population movements intensified, it was not easy to prevent economic problems.
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2021
In this study, it was aimed to determine why and how the changes that Van has gone through from a... more In this study, it was aimed to determine why and how the changes that Van has gone through from a very cosmopolitan structure to a homogeneous social structure over time. While achieving this goal, the studies of both the Ottoman and foreign states, especially Russia, regarding Van's population structure were taken into consideration. In particular, the facts that emerged as a result of comparing the reports obtained from the Russian Foreign Affairs Archive with the Ottoman data were carefully examined and objective data were tried to be reached by taking into account the political and political events that took place in this period. In the study in which official publications were also evaluated, it was seen that while foreign states evaluated the demographic structure of Van through ethnicity, the Ottomans mostly evaluated the population structure over religion. With the declaration of the Republic, more detailed studies were tried to determine the demographic structure of Van on a proportional basis. The difficulty of transmitting the data obtained due to the social structure of Van to exact figures was emphasized. In our multi-dimensional study in terms of gender, marital status, age distribution, professions, religion, and ethnic elements, it was observed that there were many variables between the Van society in 1914 and the Van society in 1945. We think that it would not be wrong to say that especially the changes experienced in the Central County are experienced in the form of rebirth. In this respect, we hope to convey to the reader how sharp the social change is in Van’s private readings.
II. Abdülhamid Döneminde (1876-1909) Ekonomik Sebeplerden Dolayı Meydana Gelen Dış Göçler , 2021
The Ottoman economy during the Abdülhamid II period was negatively affected for many reasons. Alo... more The Ottoman economy during the Abdülhamid II period was negatively affected for many reasons. Along with the budget deficit brought by the war with Russia, emerging migration movements caused the economy to be damaged in a short time. Foreign governments, especially Russia, were closely interested in the qualified population in the Ottoman society and the economic problems inside triggered foreign migration. Especially during this period when we witnessed the immigration of Armenians extensively, people who could not fulfill their tax obligations were not allowed to migrate. Some people from the non-Muslim population migrated illegally, who wanted to get rid of financial responsibilities or obtaining a permit. Russia, which did not want to lose its skilled population, encouraged the migration of the unqualified population to the Ottoman lands while placing the people who would benefit them by making social arrangements. While Loris-Melikov and Dundukov Korsakov attempted to settle immigrants from the Ottoman lands, the British intervened in the immigration movements through their embassies. Many nonMuslim populations emigrated from regions such as Harput, Damascus, Lebanon and Syria, where the Ottomans could not create employment. At the same time, among the immigrants, there were some who returned to their countries because they could not find their expectations. Ottoman immigrants tried to prevent their burden on the economy by trying to settle them according to their qualifications. However, in this period when wars and population movements intensified, it was not easy to prevent economic problems.
Экономические, социально-политические, этноконфессиональные проблемы афро-азиатских стран, Ежегодник 2020., 2020
Заза- этническое меньшинство в Турции (5-6 млн человек), происхождение которого до сих пор достов... more Заза- этническое меньшинство в Турции (5-6 млн человек), происхождение которого до сих пор достоверно не установлено. Авторы приводят мнения различных ученых, большинство которых считает Заза независимым народом. Часть Заза исповедует суннизм, другая часть придерживается алевизма, то есть шиитского направления ислама.
The Zaza are an ethnic minority of Turkey (5–6 million people), whose origin is still not reliably established. The author cites the opinions of various scholars, most of whom consider the Zaza people an independent nation. Part of Zaza professes Sunnism, the other part adheres to alevism, that is, the Shiite direction of Islam.
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2020
XIX. yüzyılda Osmanlı Devleti’ni birçok yönden etkileyen iki önemli konu göç ve salgın hastalıkla... more XIX. yüzyılda Osmanlı Devleti’ni birçok yönden etkileyen iki önemli konu göç ve salgın hastalıklardı. Rusya’nın Kafkasya bölgesindeki siyasi emelleri Kafkas halkının Osmanlı topraklarına göçünü başlattı. Kitlesel göçlerin yoğun olduğu bu dönemde kolera başta olmak üzere, çiçek, tifo, frengi vb. salgın hastalıklar hem göçmenlerde hem de meskûn kişilerde görülmekteydi. Salgın dönemlerinde göç olayları sınırlandırılmak istense de tam olarak başarı sağlanamadı. Hastalığın yayılma hızını arttıran göç olaylarının yanı sıra sağlıksız koşullarda büyük gruplar halinde barınan göçmenler hastalığın öldürücü etkisini arttırmaktaydı. Ayrıca göçmenlerin büyük gruplar halinde hareket etmeleri onların iskân ve iaşelerini temin etme konusunda sorun çıkmasına neden olmaktaydı. Bunun yanı sıra küresel çapta devam eden salgın hastalıklar döneminde hac ziyaretinde bulunan Rusya Müslümanlarının Osmanlı topraklarına gelmeleri ve Hicaz’a kadar olan seyahatleri birçok ülkenin dikkatini çekti. Bunun için Osmanlı Devleti’nin aldığı önlemlerinin yanı sıra uluslararası sağlık konferansları düzenlendi. Salgın hastalıklara karşı yayımlanan talimatnameler ve risaleler, kurulan tahaffuzhaneler, tebhirhaneler, etüv makinaları ve Meclis-i Tahaffuz’un çalışmaları dönemin salgın hastalıklarıyla mücadelesinde önemli rol oynadı.
Аннотация. В статье анализируется изучение проблемы мухаджирства российских горцев Северного Кавк... more Аннотация. В статье анализируется изучение проблемы мухаджирства российских горцев Северного Кавказа после Кавказской войны в Османскую империю. Автор приходит к выводу, что в фокусе внимания российской историографии в основном находилось мухаджирство тре-тьей четверти XIX в. В статье показывается, как на изучение этой проблемы влияла политиче-ская конъюнктура, какие проблемы мухаджирства привлекали внимание историков, а какие, напротив, игнорировались. Автор доказывает существование двух волн политизации про-блемы. Первая волна имела место после окончания Великой Отечественной войны, а вторая-в конце 1980-х-первой половине 1990-х гг. Автор прослеживает эволюцию исследователь-ских подходов и динамику оценок феномена мухаджирства. Особое внимание в статье уделя-ется последним по времени работам российских ученых. Рассматриваются вопросы, которые в настоящее время более всего интересуют российских историков. Делается вывод о том, какие проблемы мухаджирства еще не получили в российской историографии должного освещения. Ключевые слова: мухаджирство, Северный Кавказ, Кавказская война, Османская импе-рия, российская историография. Введение Феномен мухаджирства представляет собой переселение мусульман из немусульманских стран в страну, где ислам является господствующей религией. То есть этот процесс изначально имеет религиозно-политическую окраску. Применительно к истории России мухаджирство как массовое явление имело место во второй половине XIX-начале XX в., когда северокав-казские горцы после завершения Кавказской войны стали переселяться в Османскую импе-рию. Изучение северокавказского мухаджирства продолжается на протяжении почти полутра веков-оно началось практически синхронно с самим процессом переселения горцев в Тур-цию. Это изучение несколько раз претерпевало определенные корректировки, вызванные не столько сугубо академическим причинами (введением в научный оборот новых источников или знакомством с зарубежной историографией), сколько причинами политическими. История проблемы Начало историографии северокавказского мухаджирства было положено А.П. Берже в его работе «Выселение горцев с Кавказа». Автор рассматривал причины переселения горцев в Турцию и сопоставлял соотношение вынужденных (внешних) и собственных (внутренних) факторов, предопределивших это массовое передвижение с занятых Россией земель. Исследо-ватель оценивал роль Петербурга и Порты в провоцировании мухаджирства, взвешивал поло-жительные и отрицательные последствия переселения горцев для обеих империй. Следует подчеркнуть, что хотя труд А.П. Берже и предопределил практически на все последующее время основной проблемный комплекс изучения северокавказского мухаджирства (с ним спо-рили и до сих пор продолжают спорить, сомневаться в приведенных историком оценках), он до сих пор остается недоисследованным и нуждается, по крайней мере, в комментированном академическом переиздании [1]. В советское время одним из первых к проблематике мухаджирства российских мусульман в Османскую империю обратился Г.А. Дзагуров, который издал сборник исторических доку-ментов на эту тему. В предисловии к сборнику он изложил свои взгляды на вопросы переселе-ния горцев в Турцию, которые во многом задали на долгое время концептуальное объяснение
Öz: Tahir Paşa, Osmanlı’nın son dönemlerinde dağılmaya yüz tutmuş bir bölge olan Balkanlarda düny... more Öz: Tahir Paşa, Osmanlı’nın son dönemlerinde dağılmaya yüz tutmuş bir bölge olan Balkanlarda dünyaya geldi. İşkodra’da 1848’de hayata gözlerini açan Tahir Paşa, ilk eğitimini Sıbyan Mektebi’nde aldıktan sonra medrese eğitimine başladı. Temel dini bilgilerin yanı sıra Arapça ve Farsça dillerini öğrendi. Me-muriyet hayatına 1868’de İşkodra’da başlayan Tahir Paşa, Ba-tı’daki on iki yıllık çalışma hayatından sonra Bitlis’e tayini çıktı. Musul, Van, Trabzon, Bitlis, Erzurum gibi Osmanlı Devleti’nin önemli şehirlerinde valilik yapan Tahir Paşa, bölgenin siyasi durumundan dolayı zor durumlarla karşı karşıya kaldı. Bu zor-luklara rağmen işini iyi bir şekilde yapmaya devam etti ve ulus-lararası bir sorun haline gelen İran Sınır Komisyonu’nda ko-misyon başkanı olarak görev aldı. II. Abdülhamit’in tahttan in-dirilmesiyle Tahir Paşa’nın devlet kademelerindeki etkinliği azalmaya başladı. Kısa vadelerle sürekli yeri değiştirilen Tahir Paşa için çalışmak eskisi kadar kolay olmadı. Ayrıca yaşının ilerlemiş olması ve tiroit hastalığı artık çalışmasına engel olu-yordu. Bu sebeplerden dolayı 1912’de emekliye ayrılan Tahir Paşa, hastalığından dolayı 1913’te vefat etti. Anahtar Kelimeler: İşkodra, Tahir Paşa, II. Abdülhamit, valilik, İran Sınır Komisyonu.
Uploads
Papers by Uğur Bozkurt
the lands of the Ottoman Empire in the nineteenth century and what kind of contributions the immigrants made to the establishment of the Republic of Turkey. The political activities of Russia on the Caucasus and Crimea can be said among the reasons that started and made the migrations permanent. At the same time, it is seen that the Ottoman Empire encouraged the arrival of immigrants in order to increase the Muslim elements and protect the border security. For these reasons, although the Ottoman lands, where millions of people migrated and settled, faced some problems, it is understood that immigrants were benefited from in many areas. Evaluated according to their qualifications, immigrants were primarily employed in the military field. In addition, the immigrants who settled on the railway lines and border areas
built on the Ottoman lands provided security. At the same time, they made important contributions to the development of agriculture and animal husbandry in Anatolia. Apart from being citizens, it was seen that immigrants who were related to the Ottoman dynasty worked in many administrative and political state positions in the last period of the Ottoman Empire. While there were immigrants who carried out activities in parallel with the Ankara government during the National Struggle, there were also immigrants with traditional ties to the Istanbul Government. In addition to having important duties in building the Republic of Turkey, there are also those who act in rebellion and opposition. It was not possible for the immigrants who acted against the Kemalists, who were trying to build a nation-state, to live their language and culture in a healthy way. It can be said that the majority of immigrants who tried to maintain their existence with language and cultural associations after 1946 do not have a counterpart in society anymore. It can be thought that immigrants, who also affect the change in demography, constitute 30% of today's Turkish society.
The Zaza are an ethnic minority of Turkey (5–6 million people), whose origin is still not reliably established. The author cites the opinions of various scholars, most of whom consider the Zaza people an independent nation. Part of Zaza professes Sunnism, the other part adheres to alevism, that is, the Shiite direction of Islam.
Anahtar Kelimeler: İşkodra, Tahir Paşa, II. Abdülhamit, valilik, İran Sınır Komisyonu.
Books by Uğur Bozkurt
the lands of the Ottoman Empire in the nineteenth century and what kind of contributions the immigrants made to the establishment of the Republic of Turkey. The political activities of Russia on the Caucasus and Crimea can be said among the reasons that started and made the migrations permanent. At the same time, it is seen that the Ottoman Empire encouraged the arrival of immigrants in order to increase the Muslim elements and protect the border security. For these reasons, although the Ottoman lands, where millions of people migrated and settled, faced some problems, it is understood that immigrants were benefited from in many areas. Evaluated according to their qualifications, immigrants were primarily employed in the military field. In addition, the immigrants who settled on the railway lines and border areas
built on the Ottoman lands provided security. At the same time, they made important contributions to the development of agriculture and animal husbandry in Anatolia. Apart from being citizens, it was seen that immigrants who were related to the Ottoman dynasty worked in many administrative and political state positions in the last period of the Ottoman Empire. While there were immigrants who carried out activities in parallel with the Ankara government during the National Struggle, there were also immigrants with traditional ties to the Istanbul Government. In addition to having important duties in building the Republic of Turkey, there are also those who act in rebellion and opposition. It was not possible for the immigrants who acted against the Kemalists, who were trying to build a nation-state, to live their language and culture in a healthy way. It can be said that the majority of immigrants who tried to maintain their existence with language and cultural associations after 1946 do not have a counterpart in society anymore. It can be thought that immigrants, who also affect the change in demography, constitute 30% of today's Turkish society.
The Zaza are an ethnic minority of Turkey (5–6 million people), whose origin is still not reliably established. The author cites the opinions of various scholars, most of whom consider the Zaza people an independent nation. Part of Zaza professes Sunnism, the other part adheres to alevism, that is, the Shiite direction of Islam.
Anahtar Kelimeler: İşkodra, Tahir Paşa, II. Abdülhamit, valilik, İran Sınır Komisyonu.