terileri olan ve İslami ilimler konusunda doktora yapmış hoca ve uzmanlar seçilmiştir. Çalışma so... more terileri olan ve İslami ilimler konusunda doktora yapmış hoca ve uzmanlar seçilmiştir. Çalışma sonunda bu kurumlara yönelik bir sonuç ve öneriler listesi sunulmuştur.
Journal of Islamic Research. 2021;32(3):615-33, 2021
ÖZ Bu çalışmada dini gruplaşmanın araştırılması sırasında araştırmacının karşılaşacağı zorluklar,... more ÖZ Bu çalışmada dini gruplaşmanın araştırılması sırasında araştırmacının karşılaşacağı zorluklar, zorunluluklar ve sınırlar ele alınmıştır. Dini grup araştırmalarında karşılaşılan zorluklar beş başlık altında incelenmiştir. Bunlar; hukuki zorluklar, metodolojik zorluklar, yaklaşımsal zorluklar, yapısal zorluklar ve dilsel zorluklardır. Bu başlıklar kendi içlerinde alt başlıklara ayrılarak ele alınmıştır. Temelde tüm zorluklar; araştırmacının sahada karşılaşacakları ve söylem ve metin analizinde karşılaşacakları olarak dikotomik bir ayırıma da tabi tutulabilir. Hukuki zorluklar başlığı altında; dini gruplaşmanın yasak oluşunun ürettiği, bölünmüş kimlik, yazısızlık ve sivil toplum formatına dönüşen dini grupta meydana gelen değişim ve dönüşümler ele alınmıştır. Metodolojik zorluklar başlığı altında ise; sosyolojinin Batılı olmayan toplumlara transferi ile birlikte ithal edilen kavram ve tipolojilerin İslam dünyası için kullanışsızlığı ve ortaya çıkardığı problemler incelenmiştir. Dilsel zorluklar olarak dini grubun kurduğu anlam dünyasının doğru tahlilinde grubun ürettiği özel iç dili ve sembolizmayı doğru anlamanın gerekliliği ve önemi üzerinde durulmuştur. Yaklaşımsal zorluklar; dini grupları isimlendirme zorluğu ve kirlenen kavramların grup incelemesine etkileri alt başlıklarına sahiptir. Yapısal zorluklar olarak, grup kimliğinin dışsal kimlik ile etkileşimi, gruba dahil olma süreci ve bunun kimliğin oluşumuna etkileri, grup yapısının katı / yumuşaklığı ve bunun araştırmacıya yansımaları ele alınmıştır. Grubun ürettiği kültürel sınırları tespit etmek, grup kimliğini oluşturan öğeleri, grup kimliği ile bireysel kimlik etkileşimini ve bu kimlik bileşenlerinde hangi unsurun niçin öne çıktığını fark etmek, grup üyesi bireyi anlamada araştırmacıya yardımcı olacaktır. Dini grupların otantiklik iddiaları ve bu iddialarını gerekçelendirdikleri ve kendilerine meşruiyet sağladıkları ka ynaklarının tespiti de önemli bir zorluktur. Grubun ideal geçmiş ve umut ettiği geleceği doğru kavramak, üyelerin anlam dünyalarına vakıf olmaya yardımcı olacaktır. Dini grup veya grubu oluşturan kişilerin kişisel tarihlerini, tarihselliklerini fark etmek zorluklar arasındadır. Aynı şekilde dini grubu tarihsel kalıplar ve modern yapılar açısından doğru yerde konumlandırmamak muhtemel yanlışlardan biridir. Dini grubun oluşum ve gelişiminde tedriciliği ve dışarıya karşı siyasi tutumu görmek, grubu ele alırken, genellemeden, karşılaştırmadan ve yerel bağlamlarını göz önüne alarak incelemek araştırmacıya yardım edecektir. Araştırmada, dini grubun, grubu oluşturan üyelerin toplamından fazla bir yapı olduğu ve modern hayatın getirdiği anomi ve yabancılaşmaya karşı bir dayanışma ve sosyal sermaye üretim mekanı oluşu üzerinde durulacaktır. Ayrıca dini gruplaşmanın hem gelenekselin devamı oluşu hem de modern birer yapı olmaları hasebiyle ortaya çıkardıkları otantik yapıya dikkat çekilecek ve bir anlam dünyası kurma girişimi olarak ürettikleri siyasallık ele alınacaktır. Konunun ana çerçevesi, kendi alan araştırmalarımız sırasında karşılaştığımız zorluklardan hareket edilerek çizilmiş ve başka araştırmacıların yaşadığı zorluklar da eklenerek konu genişletilmiştir.
1925 yılında, eski ve zararlı kabul edilen tüm geleneksel dini yapı ve otoriteler gibi Aleviliğin... more 1925 yılında, eski ve zararlı kabul edilen tüm geleneksel dini yapı ve otoriteler gibi Aleviliğin de dini liderliği yasaklandı, Hacıbektaş’taki dergâh müze haline getirildi. Peki, bu yasakçılık Aleviliği ortadan kaldırabildi mi? Hayır. Yasaklanan diğer tarikat ve dergâhlar gibi Alevilik de kendisine farklı bir yol seçip duruma uygun tercihlerle varlığını devam ettirdi. Pozitivist yasakçı mantık Aleviliği yok edemedi ama Aleviliğe aslında hiç hesaplanamayan zararlar verdi. Yasak ile beklenen sonuçlar bunlar değildi. Yazımızda Tekke ve Zaviyeleri yasaklayan kanunun Alevi toplumu üzerinde ortaya çıkardığı dört hayati etkiden söz edeceğiz. Bunlardan birincisi; Alevi toplumunun sosyo dini hafızası ve tabii liderleri olan dedelerin itibarsızlaştırılmasıdır. İkincisi; yasaklar, Alevi toplumunda yeni bir elit sınıfının ortaya çıkmasına yol açmıştır ki bunlar (aydınlar ve dernek yöneticileri) din eğitimi almadan din konusunda konuşma hakkına sahip olmuşlardır. Üçüncüsü; yasaklar Alevi diasporasının etkinliğini artırmıştır. Dördüncüsü; kavşaktaki Aleviliğin savrulmasının ve özellikle de Şiiliğe meyletmesinin yolunu açmıştır. Nasıl mı? Yasak en fazla geleneksel Aleviliğin siyasi, sosyal ve dini liderleri olan dedelerin, zaten modern hayatın sorgulamalarından hırpalanan otoritelerini etkiledi, yıkılmak üzere olan Alevi dini otoritesi yerle bir oldu. Bunun üstüne Alevilerin köylerden şehirlere göçleriyle bu dini otorite artık sadece isim olarak var olageldi. Bazen o bile olmadı. Alevilik adına artık şehirlerde sadece Alevilik ismi ve tarihten tevarüs edilen “mağduriyet ve mahrumiyet” üzerine kurulu zihinsel miras kaldı.
Öz
Bu çalışma Louis Althusser’in Devletin İdeolojik Aygıtları (DİA) kuramı bağlamında iktidarları... more Öz Bu çalışma Louis Althusser’in Devletin İdeolojik Aygıtları (DİA) kuramı bağlamında iktidarların, hayatın tüm alanlarını şekillendirdiği ve özellikle de siyasi ve kültürel tercihleri belirledikleri hipotezine dayanır. Bu hipotezden hareketle Ortadoğu’da dini olsun olmasın tüm toplumsal grupların iktidara göre tavır aldıklarını ispat etmeye çalışacağız. Bu hipoteze göre özellikle Ortadoğu gibi çatışmanın ideolojik ve siyasi olmanın ötesine geçtiği toplumsal yapılarda, sivil toplum kuruluşu veya dini cemaatlerin iktidara göre tavır almak zorunda kaldıklarını göstermeye gayret edeceğiz. Bu tavır alış, şartlara göre iktidarların yanında da olabilmekte veya yine aynı saiklerle karşıt iktidarların hegemonyasını tercih şeklinde olmaktadır. Hangi iktidar grubu tercih edilirse edilsin, cemaatler veya sivil toplum kuruluşları mutlaka güce göre tavır almakta, yanında veya karşısında olmak zorunluluğunun dışına çıkamamaktadır. Anahtar Kelimeler: Toplumsal grup, Dini cemaat, İhvan- Müslimin, İslamcılık, Kubeysiyyat
Öz
İslam dünyası modern çağda var olabilmek için çeşitli paradigmalar üretmiş ve imkanları ölçüsü... more Öz İslam dünyası modern çağda var olabilmek için çeşitli paradigmalar üretmiş ve imkanları ölçüsünde bunları denemiştir. Fas’tan Endonezya’ya kadar bir uçtan diğerine İslam coğrafyasının modernlikle kurduğu ilişki ortaya birbirinden farklı tecrübe ve ilişkiler ağı çıkarmıştır. Türkiye gibi bazı İslam ülkeleri modernleşme yolu olarak “batılıcılığı” denerken, Malezya tarihi ve sosyal şartlarının iteklemesiyle kendi kalarak modernleşmenin yollarını aramış bu amaçla kendine has bir paradigma üretmiştir. Bu çalışmada biz; Malezya’nın, modern dünyada kendi olma yolunda uyguladığı “bilginin İslamileştirilmesi” , ve devlet eliyle yukarıdan aşağıya halkı “İslamlaştırma” gayretlerini ele alacağız. Malezya devletini bu politikalara iten teopolitiği anlamaya çalışırken aynı zamanda bu politikaların ortaya çıkardığı din devlet ilişkisine de odaklanacağız. Zira devlet eliyle İslamlaşma ve bilginin İslamileştirilmesi çabaları, İslam dünyasının başka hiçbir coğrafyasında örneğini görmediğimiz bir şekilde kendine has devlet- dini cemaat ilişkisi doğurmuştur. Devlet bir yandan halkı devlet imkanlarıyla İslamileştirirken diğer yandan kendi anlayışına yakın ılımlı bulduğu cemaatleri desteklemiş ve onların enerjilerini kendi politikaları doğrultusunda sinerjiye çevirebilmiştir. Anahtar Kavramlar: İslamizasyon, Bilginin İslamileştirilmesi, Modernleşme, Dini Grup, Dini Cemaat
ÖZET Hac ibadeti tarihte ifa ettiği evrenselleştirici ve nispeten küreselleştirci fonksiyonun yan... more ÖZET Hac ibadeti tarihte ifa ettiği evrenselleştirici ve nispeten küreselleştirci fonksiyonun yanında 1800'lü yılların ikinci yarısından itibaren İslamcılığın müstakil bir ideoloji olarak teşekkülünden sonra İslamcılar için ayrı bir anlam ifade etmeye başlamıştır. Haccın, renk, etnisite ve mezhep ayrımı olmadan her coğrafyadan insanın belli bir zaman ve mekanda bir araya gelmesine imkan tanıması, bu ibadete diğer ibadetlerden ayrı bir misyon yüklenmesinin en önemli sebebidir. Siyasal ve soysal ıslahatçı ihyacı, antiemperyalist bir hareket olarak Milli Görüş hareketi de diğer pek çok İslamcı oluşum gibi hacca ayrı bir anlam atfetmiştir. Hareket ümmetçi kodlarını bu ibadet sayesinde canlı tutmaya çalışmış, hac ortamını diğer İslam coğrafyalarındaki hareketlerle işbirliği için bir vasat olarak görmüştür. Bu sayede diğer İslam coğrafyalarından haberdar olunmuş ve Anadolu coğrafyasından kazanılan tecrübe hac vesilesiyle diğer İslam coğrafyalarına aktarılmıştır. Hareketin lideri Necmettin Erbakan çok sayıda hac ve umre yapmış, yaptığı hac ve umrelerde, İslam dünyasının diğer bölgelerindeki pek çok lider ile ikili görüşmeler yapmış, konferanslara katılmıştır. Milli Görüş teşkilatlarının hac organizasyonları, onların kafasındaki islam birliği idealinin bir ütopya olmadığını gösteren bir tarzda formüle edilmiştir. IGMG hac organizasyonu, hac emirliği, Avrupa iç yapılanması, emir komuta zinciri, irşad ve eğitim çadırları bir tür " İslam Birleşmiş Milletleri " gibi kodlanmıştır. Milli Görüş hareketinin ümmetçi kodları hac ibadeti ve bu ibadete yüklenen anlamda tebellür etmiştir. Bu çalışmamız üç aşamada yapılandırılmıştır. İlk olarak hac olgusunun tarih içerisindeki sosyal, siyasal yeri ve önemi, ikinci olarak İslamcıların hac olgusuna yükledikleri özel anlam ve son olarak da Milli Görüş liderlerinin hac ibadetine yükledikleri özel misyon ele alınacaktır. Bu çalışmamızda biz, gerek Milli Görüş hareketinin lideri Necmettin Erbakan'ın gerekse hareketin diğer etkili isimlerinin hac ile ilgili yorumlarını ve hac sırasında yaptıkları konuşmaları söylem analizine
ÖZET Modernleşme süreci, kolaylıkların yanında bazı riskleri de beraberinde getirmiştir. Bunların... more ÖZET Modernleşme süreci, kolaylıkların yanında bazı riskleri de beraberinde getirmiştir. Bunların en önemlilerinden biri, toplumsal güvenin ve dayanışmanın azalması anlamında sosyal sermaye kaybıdır. Bu süreci yaşayan ülkemizde de toplumsal dayanışma ve güven kaybının yaşandığı bir gerçektir. Ancak geleneğimizden devraldığımız pek çok kurum bu kaybı azaltacak fonksiyonları bünyesinde barındırmaktadır. Bu açıdan sosyo-dinî bir kurum olan cemevleri en azından Alevi bireyler açısından dayanışma ve güven artırıcı ortamlar sunarak önemli fonksiyonlar üstlenme ve modern bireyin bazı sorunlarına çözüm bulma potansiyeli taşımaktadır. Cemevlerinde üretilen bu güven ağbağları ve sosyalleşme imkânı gerekli kanallarla ulusal sosyal sermayeye dâhil edilebilir/edilmelidir. Bu makalenin amacı, şehirlerde Alevilerin birlikte ibadetlerini yaptıkları yerler olan cemevlerinin Alevi birey için rehabilitasyon işlevini, Alevi toplum için ise sosyal sermayeyi ve toplumsal birlikteliği artıcı yönlerini alanda görebilmektir. Bu durumun tespit edilebilmesi için alanda anketler yapılmış, toplanan veriler SPSS veri işleme programı ile anlaşılır hale getirilmiştir. Çalışmada, cem ibadetinin ve cemevlerinin bireysel ve toplumsal olumlu fonksiyonları tek tek ele alınmak yerine, bu mekân ve ibadetlerin sosyal sermaye üretici fonksiyonları ve bu durumun Alevi bireyler tarafından nasıl algılandığı görülmeye çalışılmıştır. Birer toplumsal sermaye potansiyeli taşıyan sosyo-dinî mekânlar olarak cemevlerinin yasal statüsü, caminin mi yoksa dergâhların mı alternatifi olduğu ayrı birer çalışma konusu olarak çalışmamızın kapsamı dışındadır. Bu çalışmamızda biz, cemevlerinin hem Alevi birey açısından (yatay) hem de toplumun bütünlüğü ve birlikteliği ve genel sosyal sermayenin artışı açısından (dikey) önemini göstermeye çalıştık.
Subcultures, it is necessary to work in cooperation and harmony for a healthy society. In this case, it is a fact that cannot be ignored by social scientists. Subcultures must be in cultural harmony both with national general culture and within themselves. Cemevis are important in two ways; the first of them, social rehabilitation for Alevi individuals; the other, Alevis to be in cooperation and harmony with the national general culture. The process of modernization, in addition to the some advantages, has brought with it some risks. It can be listed as follows; the reduction of social trust and solidarity and social capital loss. Inevitably, it is fact that social trust and solidarity is declining in our country where is experiencing this process. There are many social institutions that we inherited from our tradition has the function to reduce this loss. Cemevis that is socio-religious social institutions provide solidarity and confidence-building environment for Alewis. Socialization opportunities and the trust networked produced in Cemevis should be included in the national capital with the right links. Anomy that is one of the potential risks of modernity and individualism is the rupture of the ties that bind the individual to the whole of society. Many sociologists particularly Durkheim interested in this subject. Because of breaking the link between the individual and society is major condition that person commit suicide. People in modernity and rational bureaucracy clamp cut off the link with traditional values, lost all confidence and faith. The fact cannot be ignored in dealing with sociology that it must be in a healthy integrity of the subunits that make up the population in order to survive in society. For a healthy society subcultures should be healthy both in its internal communication within the whole social culture. From this point of Cemevis is important in terms both of social rehabilitation of the Alevi people and Alevi society in harmony with the culture and social structure of the country.
STRUCTURED ABSTRACT This article aims to see in the field both of the rehabilitative function for Alevi people of Cemevis where Alewis worship together and increase the social capital and enhancing social cohesion functions for the Alevi community. For this, the data were collected through surveys in the field. The data obtained in the field has been made clear by SPSS data processing program. In our study, instead of will dealt with positive social and individual functions of Cem worship and Cemevis, but will be studied social capital productive functions of this place and the worship and will be examined Alevi people what thought about this case. This data was collected with survey from 200 Alevi who participate in worship or ceremonies 19 Cemevis in Istanbul in 2013. It is important for Alewis be accepted as legal places of worship of Cemevis that are places with a socio-religious social capital potential. In addition to this, it is important for the integrity and unity of society and the general increase of the social capital. Therefore, it will be presented a trial solution proposal that contribute to the solution of the issue of Cemevis in the results section. These places play an important function for Alewis possibility to socialization opportunities to transferr and share common norms and values. These places, not only give them the awareness of belonging to a place but also provides to them confidence with face to face and effectively communicate while establishing of social relations network and strengthening. The trust networked that established and strengthened in Cemevis to participate to the national social capital is another problem. This topic has been the subject of a larger study. However, I should say; In this regard is that of Cemevis are indispensable for Alevis and It is necessary to avoid them exclusionary attitude. To constact and offer Cemevis as an alternative of the mosque / masjid, it will make it illegitimate in the eyes of management. Thus, social capital produced in this place will be wasted. According to Sorokin, two areas is essential for the survival of the people group, the first of these; political organization and religious system that are the sources of the other social norms. Cemevis are vital importance, as Alevi places of socio-political organization, as well as alive religious law system that are sources social morality and law. In addition, these places are where the tradition passed on to new generations. According to Şahin; Cemevis are featuring "community in society" and the islets with socio-religious. These aspects, in big cities they satisfy the needs of Alevi individuals. In this study, we will focus on two issues. The first of these, Cemevis are different from other traditional places of worship in our country like masjid or mosque. These places are similar to more youth centers. Our first goal; is to locate the aspects of psycho-social effects of Cemevis on Alevi individuals. The second is to provide a contribution to cease to be a problem of Cemevis where are centers of Alevi’s organizing in the modern era. In this paper, will not take care of what Cem and Cemevis are the positive effects on individuals and society. Instead, we will concentrate on how it looks in terms of Alevi individuals and how it is perceived. we emphasize these places that has an indisputable importance for Alevis how a significance in terms of the state and general society. In our study, the function of Cemevis was investigated by moving in Putnam and Coleman's basic thesis that Individuals must participate in social networks for a healthy society. This is also a social rehabilitation. The profile of the Alevis going on to the Cemevis has changed. Our work, especially in Istanbul, indicates this change. Because in the researches made in the various cities of Anatolia, it was revealed that the Cemevi’s regulars were middle age and above. However, in our work, we see that the Alevi people under 40 years of age are showing great interest in Cemevis in Istanbul. The Alevis, who was interviewed in the study, expressed that they were going to the cemevis once a week, and that they attained social and individual gains by participating in the cems. Alevis believe that cemevis socialize the individual and have rehabilitative functions of the people who have problems in the society. The views of the authorities to the Cemevis which are such precious places for the Alevi individual should not be judicial or lawful. It should be seen that these places are where the Alevi individual is connected to the memory chain, traditions and socialized. The laws should be rearranged from this point of view. We do not mean that the Cemevi's is to be given a status of a private place of worship alternative to the mosque. Cemevis mosques are not alternative. Of course the mosques are the worship of all Muslims. The cemevleri are the modern versions of the lodges in our history, which have many examples and experiences. It is not too difficult to make legal arrangements that will move our historical experiences and savings into action. It is politicizing the Alevis that the Cemevis are turned into the materials of political debate. This makes the solution impossible. The Alevi individual, who cannot find a solution on their legitimate grounds, should be able to make the necessary contribution to the total social capital of the country. Keywords: Social Capital, Cemevi, Trust Networks, Alewism, Social Rehabilitation
Sözlü kültürden yazılı kültüre, kırdan kente, gelenekselden moderne geçişin tüm sancılarını yaşay... more Sözlü kültürden yazılı kültüre, kırdan kente, gelenekselden moderne geçişin tüm sancılarını yaşayan Aleviliğin bir yol ayrımında olduğunu söylemek kehanet olmayacaktır. Modernleşen, şehirlileşen, rasyonelleşen, bireyselleşen Alevilerin önünde Alevilik açısından dört seçenek vardır. Otorite yıkılmıştır ve gelenek yeniden kurulmaktadır. Tabiri caizse bugün Alevilik her önüne gelenin üzerinde yorum yaptığı bir serbest alandır. Yeni Alevilik tanımlamaları yapılmakta ve Aleviliğin aslında ne olduğu üzerinde tartışma yürütülmektedir. Bu kapsamda Alevilerin önünde uzun vadede dört seçenek olduğunu söylemek bizce mümkündür. Bunlardan birincisi, Aleviliğin müstakil bir din olarak varlığını kabul ettirmesidir. İkinci ihtimal Şiileşme tercihidir. Üçüncü seçenek Sünnileşmektir. Dördüncü seçenek ise geleneksel Alevi değer ve referansları doğrultusunda bir Alevilik anlayışının yaygınlık kazanmasıdır. Farklılaşan ve yeniden yapılanan deyim yerindeyse Rönesans yaşayan Aleviliğin bu değişim sürecinde bazı sabitelere ihtiyacı vardır. Değişim ivmesinin açısının geleneğe oranla çok büyük olmaması için bu sabiteler ve referans kişiler büyük bir önem arz etmektedir. Anadolu özelinde Sünni yorumun toplumsal ve teolojik izdüşümlerini anlamak için nasıl ki İmam Azam, İmam Buhari, İmam Gazzali ve İbni Arabi dörtlüsünün birbirlerinden ayrıştırılmadan ele alınıp değerlendirilmesi gerekli ise aynı şekilde Alevilikte de Alevi düşüncesini etkilemiş temel şahsiyetler vardır. Bu şahsiyetler özetle; Hz. Ali, İmam Cafer, Hoca Ahmet Yesevi, Hacı Bektaş Veli ve daha sonra Pir Sultan ve Şah İsmail’in de içerisinde yer aldığı “yedi ulu ozandır”. Bu şahsiyetlerin her birisi Alevi düşüncesinin bir duvarını inşa etmiştir. Bunlar göz önüne alınmadan Alevilik doğru olarak anlaşılamaz. Biz bu çalışmamızda Alevi Bektaşi düşüncesinde önemli bir yeri olan, ancak hak ettiği önemi görmemiş bir şahsiyet olan Hoca Ahmet Yesevi’yi ele almaya çalışacağız. Değişim ve yapılanma sürecindeki Aleviliğin ihtiyacı olan örnekliğin ve sabitelerin Hoca Ahmet Yesevi’nin yaşamında ve eserlerinde yer aldığını göstermeye gayret edeceğiz.
Tüm tasavvufi yapılarda olduğu gibi Alevi Bektaşi düşüncesinde de bireysel ve toplumsal düşünce v... more Tüm tasavvufi yapılarda olduğu gibi Alevi Bektaşi düşüncesinde de bireysel ve toplumsal düşünce ve inanç bir gelişim süreci olarak algılanır. Bu süreç “kabuk” diye ifade edilen katı kurallarla başlar ve gelişimin seyrine göre “öze” doğru bir yol izler. Kabuk başlangıcı, öz ise zirveyi sembolize eder. Dört kapı kırk makamla ifade edilen durum, kabuktan öze yolculuğun basamaklardır. Şeriatle başlayıp hakikatle zirveye ulaşılan süreç, toplumsal değil bireysel bir gelişim sürecidir. Bir toplumda bireylerden birisi tarikat makamındayken diğeri şeriat makamında bulunabilir. Alevi Bektaşi literatüründe bu gelişim sürecinin örnekleri oldukça çoktur. Bu örnekleme metodu “kabuk-öz” metaforu olarak isimlendirilmiştir. Bu metaforla kastedilen olgu hayatın, felsefenin, inancın durağanlığa bir eleştiridir. Tüm sufi yapılarda kendine yer bulan zahir batın dikotomik katmansal yapı, bu metaforda ifade edilmeye çalışılan temel düzlemdir. Alevi Bektaşi literatüründe kabuk/öz, zahir/batın ayrımlarıyla eleştirel bir dil kullanılmıştır. Bu metinlerde eleştirilen aslında dinin temel kurallarına ve ahlaki ilkelerine yönelik literal okuma ve şekilcilik eleştirisidir. Günümüzde Alevilikle Sünnilik arasındaki gerilimin bir ifadesine dönüşen bu olgu, temelde literal okuma ve metinsel anlayış yerine, metinle hedeflenen öze ulaşma çabasını ifade etmektedir. Bu metafor, Hacı Bektaş Veli ve daha sonra onun yolunu devam ettirenler ve özellikle de “yedi ulu ozan olarak isimlendirilen erenler tarafından sıkça başvurulan bir yöntem olarak karşımıza çıkmaktadır. Hünkar ve diğer ozanlar katı ve özü ıskalayan anlayışları şiddetle eleştirmişler ve metnin literal kabuğunu değil o metinden kastedilen özü vurgulamışlar ve bu özü ıskalayan anlayışları, bazen şiddetle bazen mizah yoluyla eleştirmişlerdir. Ancak öze vurgu yapan ve literal anlayışı eleştiren bu protest tavır, Aleviliği İslam dışı olarak göstermek isteyen bazı yazarlarca, Aleviliğin İslam dışı bir inanç olarak sunulmasının bir delili olarak gösterilmeye çalışılmıştır. Bu yapılırken de aslında o metinlerin eleştirdikleri türden literal bir tutum sergilenmiş ve Alevi klasiklerindeki öz ıskalanmıştır.
Şehirleşme, göç ve kitle iletişim araçlarının yaygınlaşması gibi pek çok etken Alevîliğin temelin... more Şehirleşme, göç ve kitle iletişim araçlarının yaygınlaşması gibi pek çok etken Alevîliğin temelini oluşturan dede –talip bağının kopmasına yol açmıştır. Bu süreçte dedeler ve dedelik kurumu geçici bir fonksiyonsuzluğa maruz kalmış ve şehirlerde kurumlaşmaya başlayan cemevleri sayesinde tekrar cem yönetecek duruma gelmişlerdir. Ancak bu süreç, ocak kurumunun ortadan kalkmasına ve dedelerin Alevî dernek ve vakıflarına bağımlı olmalarına yol açmıştır. Bu durum, geleneksel Alevîliğin dönüşmesi, bünyelerinde bulundurdukları cemevleri vasıtasıyla kalabalık Alevî kitlelerini seferber edebilme potansiyeline ulaşan Alevî dernek ve vakıfları sayesinde Alevîliğin toplumda, siyasal bir sorun olarak algılanması sonucunu doğurmuştur. Bilindiği gibi tarihte Alevîliğin siyasallaştığı ve Alevi Sünni kamplaşmasının yaşandığı durumlarda, büyük Sünni çoğunluğun karşısında Alevilik ve Alevi gruplar daha da içine kapanmış ve savunma pozisyonuna geçmiştir. Bu durum Alevîlik sorunun çözümünün ertelenmesine yol açmıştır. Alevîlik sorununu siyasi bir sorun olmaktan çıkarıp toplumun çoğunluğunun gözünde “meşruiyetini” sağlamanın yolu; sorunun meşru bir hak sorunu olduğu fikrini sürekli gündemde tutmak, çözümün odağına dedeleri koymaktır. Çözümün odağına dedelerin konulduğu, cemevlerinin yasal ibadethane kabul edilip ihtiyaçlarının karşılandığı bir ortamda dedeler taliplerine ulaşmak için dernek ve vakıflara ihtiyaç duymayacaklardır. Böylelikle dernek ve vakıflar da asli fonksiyonlarına dönebilecektir. Urbanization, migration and the spread of mass media and many other factors has led to the breaking of dede –talip link that the basis of Alevism. In this process, the Dedes is temporarily lost their function. Cemevleri thanks that began to be institutionalized in cities they again been able to manage cem. However this stituation has led to that Dedes come under influence of association managers. Thıs Situation, has led to the politicization of Alevism. Alevism throughout history, when Alevilik seen as a political issue, they were forced to shut down and move to a defensive position. This, has led to the postponement of Alevism solution of the problem. The way of solving of the Alewism problem is to be a out of political problem it. It is possible to put the Dedes into the focus of solution. So Alewism can become legitimate in the eyes of the majority. Given the focus of the solution grandfathers, Cemevis will be considered legal worship and Dedes will not need Alewi associations anymore. Thus, associations and foundations will be able to return to their core functions.
1990 sonrasında Alevi yazını büyük bir patlama yapmıştır. Alevilik üzerine pek çok eser kaleme al... more 1990 sonrasında Alevi yazını büyük bir patlama yapmıştır. Alevilik üzerine pek çok eser kaleme alınmış, Alevilik gündemin en popüler konusu haline gelmiştir. Bu eserler, var olanı tespit etmekten çok, olması gerekeni anlatmak ihtiyacı hissetmişlerdir. Bu amaçla her yazar kendi kafasındaki Aleviliği, gerçek Alevilik olarak sunmuş ve Alevi tarihinden kendi savına uygun örnekler aramıştır. Araştırmacılar bu çalışmalarında Geertz’in “model for” tanımına uygun bir şekilde, Aleviliğin ne olduğunu anla(t)maya çalışırken aslında ne olması gerektiğinin de sınırlarını çizmişlerdir. Oryantalist mantıkla, dünyayı batılı ve batılı olmayan şeklinde dikotomik bir bakışla değerlendiren ve bu tavırlarıyla sömürgeciliğe meşruiyet kazandıran Avrupalı araştırmacıların etnosentrik tavrı, Aleviliği yeniden tanımlamaya girişen aydınlar tarafından benimsenmiş ve Alevilik tarihinde “eşitlikçiliğin, özgürlükçülüğün, paylaşımın, akılcılığın, hümanizmin, laikliğin, kadın haklarının” izleri aranmıştır. Bin yıllık Alevi Bektaşi geleneği ve felsefi mirası moda birkaç kavramın eleğinden geçirilmiş ve bu elekten geçebilenler ancak gerçek Alevilik olarak sunulmuştur. Aleviliğin teolojik ve aşkın boyutu ihmal edilmiş, Alevilik, bu yazarların elinde modern bir ideolojiye dönüştürülmüştür. Alevilik en moda kavramlar yoluyla yüceltilirken, karşısına Sünnilik yerleştirilmiş ve ötekileştirilen Sünnilik karikatürize edilerek Aleviliğin çağdaşlığı pekiştirtilemeye gayret edilmiştir.
Haci Bektash is presented as the top model in the contemporary Alevism, although he not given alm... more Haci Bektash is presented as the top model in the contemporary Alevism, although he not given almost no place in Buyruks that is important in the establishment of Qizilbash community. We will consider in this study possible reasons for this situation and to compare to Hacı Bektash’s important in contemporary Alevism and Buyruks that are considered clasical work of Alewsim. We will examine the works of Haci Bektash, Buyruks and Divans that called classical works Alevi Bektashi with the text analysis method. And we will examine to define Alewism the examples given of his works.
Geleneksel Alevîliğin kaynaklarında ahlaki esasları vurgulayan, şeyh-mürit ilişkini düzenleyen, m... more Geleneksel Alevîliğin kaynaklarında ahlaki esasları vurgulayan, şeyh-mürit ilişkini düzenleyen, mürşidin özelliklerini belirten, talibin vazifelerini sayan bölümlere sıkça rastlamaktayız. Örneğin Alevî kaynaklarının en önemlisi Cafer-i Sadık Buyruğunda şöyle bir pasaj bulunmaktadır: “Bir talibin piri ırak olup, eli ermese o vekâleten gayrıdan el tuta, görüle. Her kaç seneden sonra piri gelirse yine pirine ikrar etmek erkândır. Zira eğer atasının pirini inkâr ederse münkir olur. Mizanı bozmuş olur….” Bu ve benzeri ifadelere Alevî Bektaşî kaynaklarında fazlasıyla rastlamak mümkündür. Zira bu metinlerin muhtevasının geneli ve ana teması insan eğitimidir. Alevî Bektaşî metinlerinde bu hususun ön plana çıkması; Alevîliğin, gelişim dönemini Vefaîlik, Yesevîlik, Haydarîlik ve Kalenderilik gibi tarikatların havzasında gerçekleştirmiş tasavvufî bir yapı olmasıyla açıklanabilir. Alevî Bektaşî geleneğini oluşturan temel klasikler ele alındığında; Alevî Bektaşî birey için içsel, yatay ve dikey olmak üzere üçlü bir model kurulduğu ve “yol”a giren taliplerin bu üç boyutlu eğitim sistemiyle eğitilmeye çalışıldığı görülür. Biz bu araştırmada genel olarak metin analizi metodunu kullanarak, Buyruk, Erkânnâme, Makâlat, Fatiha Tefsiri, Şerh-i Besmele ve benzeri Alevî Bektaşî kaynaklarında bu meseleyi tespit etmeye çalışacağız.
Sözlü kültüre ve dedelerin uygulamalarına dayandığı modern öncesi zamanlarda “yol bir sürek binbi... more Sözlü kültüre ve dedelerin uygulamalarına dayandığı modern öncesi zamanlarda “yol bir sürek binbir” ilkesi ile ifade edilen Alevilik, birbirinden farklı pek çok uygulamalara kaynaklık edebiliyor ve bu, Aleviliğin bir zenginliği olarak değerlendiriliyordu. “yol” tek olduğu sürece “sürekteki” farklılaşmalar toleransla karşılanmıştır. Ancak modernleşme ve şehirleşme sonrası dedeliğin sembolik bir figüre dönüşmesi ve “ocak”ların neredeyse ortadan kalkmasıyla, şehirlerde oluşan Alevi ekolleri arasında artık bu farklılıklar birer zenginlikten çok, temsil ve otantiklik yarışında birer araca dönüşmüştür. Daha önceleri var olan inançsal yakınlık ve uygulama farklılıkları, şehirlerde tektip uygulamalara dönüşmüş, siyasi yaklaşım farklılıkları Alevi ekollerini birbirlerinden tamamen uzağa itmiştir. Şehirleşme, modernleşme, göç gibi süreçler “yolu” çoğaltırken, süreği tektipleştirmiştir. Şehir ortamında, geleneksel Alevilikten farklılaşan birçok Alevilikler ortaya çıkmıştır. Tabiri caizse geleneksel Alevilikte bir olan “yol” birçok patikaya bölünmüştür. Modern dönemde farklı Alevi ekollerinin ortaya çıkması ve her ekolün imkanları ölçüsünde örgütlenmesi Aleviliği, kendi tabirleri ile “çok merkezli” bir yapı haline getirmiştir. Bu çok merkezli yapının tahlilinde anahtar kavram “Ali” figürüne yüklenen anlamdır. Zira genelleyerek söylersek; Ali’nin “ne ve kim” olduğuna bağlı olarak birbirinden tamamen farklı Alevi “cemaatleri” ortaya çıkmıştır.
Bugün baktığımızda 70’li yıllar boyunca Milli Görüş hareketinin bir yönüyle diğer İslami hareketl... more Bugün baktığımızda 70’li yıllar boyunca Milli Görüş hareketinin bir yönüyle diğer İslami hareketleri etkileyen, büyüten bir ekol/okul misyonu üstlenirken diğer bir yönüyle de olaylardan etkilenen, şartlara göre esneyen eklektik bir yapısının olduğu dikkatleri çekmektedir. Bu çalışmamızda biz, Milli Görüş hareketinin kendi içerisinden birçok farklı grubu çıkarması/beslemesi olgusunun ve olaylar karşısında tavır alışındaki değişimin arka planını incelemeye çalışacağız. Yumuşak ideolojik örgüsü ve benimsediği metot sayesinde Milli Görüş hareketi teşkilatlandığı günden bugüne bağlılarını tektip bir kimliğe zorlamamıştır. Belli kabuller ile birbirlerinden farklı pek çok dini fraksiyon kendilerini Milli Görüşçü olarak ifade edebilmiştir. Çalışmamızda biz, Milli Görüş hareketinin yumuşak ideolojik örgüsü ve tercih ettiği siyasi mücadele yönteminin onun hem en büyük avantajı hem de doğru yönetilemediğinde büyük kopuşların gerekçesi olduğunu göstermeye çalışacağız. Anahtar Kelimeler: Milli Görüş, İslami Hareket, Yumuşak İdeoloji, Necmettin Erbakan, İslamcılık
terileri olan ve İslami ilimler konusunda doktora yapmış hoca ve uzmanlar seçilmiştir. Çalışma so... more terileri olan ve İslami ilimler konusunda doktora yapmış hoca ve uzmanlar seçilmiştir. Çalışma sonunda bu kurumlara yönelik bir sonuç ve öneriler listesi sunulmuştur.
Journal of Islamic Research. 2021;32(3):615-33, 2021
ÖZ Bu çalışmada dini gruplaşmanın araştırılması sırasında araştırmacının karşılaşacağı zorluklar,... more ÖZ Bu çalışmada dini gruplaşmanın araştırılması sırasında araştırmacının karşılaşacağı zorluklar, zorunluluklar ve sınırlar ele alınmıştır. Dini grup araştırmalarında karşılaşılan zorluklar beş başlık altında incelenmiştir. Bunlar; hukuki zorluklar, metodolojik zorluklar, yaklaşımsal zorluklar, yapısal zorluklar ve dilsel zorluklardır. Bu başlıklar kendi içlerinde alt başlıklara ayrılarak ele alınmıştır. Temelde tüm zorluklar; araştırmacının sahada karşılaşacakları ve söylem ve metin analizinde karşılaşacakları olarak dikotomik bir ayırıma da tabi tutulabilir. Hukuki zorluklar başlığı altında; dini gruplaşmanın yasak oluşunun ürettiği, bölünmüş kimlik, yazısızlık ve sivil toplum formatına dönüşen dini grupta meydana gelen değişim ve dönüşümler ele alınmıştır. Metodolojik zorluklar başlığı altında ise; sosyolojinin Batılı olmayan toplumlara transferi ile birlikte ithal edilen kavram ve tipolojilerin İslam dünyası için kullanışsızlığı ve ortaya çıkardığı problemler incelenmiştir. Dilsel zorluklar olarak dini grubun kurduğu anlam dünyasının doğru tahlilinde grubun ürettiği özel iç dili ve sembolizmayı doğru anlamanın gerekliliği ve önemi üzerinde durulmuştur. Yaklaşımsal zorluklar; dini grupları isimlendirme zorluğu ve kirlenen kavramların grup incelemesine etkileri alt başlıklarına sahiptir. Yapısal zorluklar olarak, grup kimliğinin dışsal kimlik ile etkileşimi, gruba dahil olma süreci ve bunun kimliğin oluşumuna etkileri, grup yapısının katı / yumuşaklığı ve bunun araştırmacıya yansımaları ele alınmıştır. Grubun ürettiği kültürel sınırları tespit etmek, grup kimliğini oluşturan öğeleri, grup kimliği ile bireysel kimlik etkileşimini ve bu kimlik bileşenlerinde hangi unsurun niçin öne çıktığını fark etmek, grup üyesi bireyi anlamada araştırmacıya yardımcı olacaktır. Dini grupların otantiklik iddiaları ve bu iddialarını gerekçelendirdikleri ve kendilerine meşruiyet sağladıkları ka ynaklarının tespiti de önemli bir zorluktur. Grubun ideal geçmiş ve umut ettiği geleceği doğru kavramak, üyelerin anlam dünyalarına vakıf olmaya yardımcı olacaktır. Dini grup veya grubu oluşturan kişilerin kişisel tarihlerini, tarihselliklerini fark etmek zorluklar arasındadır. Aynı şekilde dini grubu tarihsel kalıplar ve modern yapılar açısından doğru yerde konumlandırmamak muhtemel yanlışlardan biridir. Dini grubun oluşum ve gelişiminde tedriciliği ve dışarıya karşı siyasi tutumu görmek, grubu ele alırken, genellemeden, karşılaştırmadan ve yerel bağlamlarını göz önüne alarak incelemek araştırmacıya yardım edecektir. Araştırmada, dini grubun, grubu oluşturan üyelerin toplamından fazla bir yapı olduğu ve modern hayatın getirdiği anomi ve yabancılaşmaya karşı bir dayanışma ve sosyal sermaye üretim mekanı oluşu üzerinde durulacaktır. Ayrıca dini gruplaşmanın hem gelenekselin devamı oluşu hem de modern birer yapı olmaları hasebiyle ortaya çıkardıkları otantik yapıya dikkat çekilecek ve bir anlam dünyası kurma girişimi olarak ürettikleri siyasallık ele alınacaktır. Konunun ana çerçevesi, kendi alan araştırmalarımız sırasında karşılaştığımız zorluklardan hareket edilerek çizilmiş ve başka araştırmacıların yaşadığı zorluklar da eklenerek konu genişletilmiştir.
1925 yılında, eski ve zararlı kabul edilen tüm geleneksel dini yapı ve otoriteler gibi Aleviliğin... more 1925 yılında, eski ve zararlı kabul edilen tüm geleneksel dini yapı ve otoriteler gibi Aleviliğin de dini liderliği yasaklandı, Hacıbektaş’taki dergâh müze haline getirildi. Peki, bu yasakçılık Aleviliği ortadan kaldırabildi mi? Hayır. Yasaklanan diğer tarikat ve dergâhlar gibi Alevilik de kendisine farklı bir yol seçip duruma uygun tercihlerle varlığını devam ettirdi. Pozitivist yasakçı mantık Aleviliği yok edemedi ama Aleviliğe aslında hiç hesaplanamayan zararlar verdi. Yasak ile beklenen sonuçlar bunlar değildi. Yazımızda Tekke ve Zaviyeleri yasaklayan kanunun Alevi toplumu üzerinde ortaya çıkardığı dört hayati etkiden söz edeceğiz. Bunlardan birincisi; Alevi toplumunun sosyo dini hafızası ve tabii liderleri olan dedelerin itibarsızlaştırılmasıdır. İkincisi; yasaklar, Alevi toplumunda yeni bir elit sınıfının ortaya çıkmasına yol açmıştır ki bunlar (aydınlar ve dernek yöneticileri) din eğitimi almadan din konusunda konuşma hakkına sahip olmuşlardır. Üçüncüsü; yasaklar Alevi diasporasının etkinliğini artırmıştır. Dördüncüsü; kavşaktaki Aleviliğin savrulmasının ve özellikle de Şiiliğe meyletmesinin yolunu açmıştır. Nasıl mı? Yasak en fazla geleneksel Aleviliğin siyasi, sosyal ve dini liderleri olan dedelerin, zaten modern hayatın sorgulamalarından hırpalanan otoritelerini etkiledi, yıkılmak üzere olan Alevi dini otoritesi yerle bir oldu. Bunun üstüne Alevilerin köylerden şehirlere göçleriyle bu dini otorite artık sadece isim olarak var olageldi. Bazen o bile olmadı. Alevilik adına artık şehirlerde sadece Alevilik ismi ve tarihten tevarüs edilen “mağduriyet ve mahrumiyet” üzerine kurulu zihinsel miras kaldı.
Öz
Bu çalışma Louis Althusser’in Devletin İdeolojik Aygıtları (DİA) kuramı bağlamında iktidarları... more Öz Bu çalışma Louis Althusser’in Devletin İdeolojik Aygıtları (DİA) kuramı bağlamında iktidarların, hayatın tüm alanlarını şekillendirdiği ve özellikle de siyasi ve kültürel tercihleri belirledikleri hipotezine dayanır. Bu hipotezden hareketle Ortadoğu’da dini olsun olmasın tüm toplumsal grupların iktidara göre tavır aldıklarını ispat etmeye çalışacağız. Bu hipoteze göre özellikle Ortadoğu gibi çatışmanın ideolojik ve siyasi olmanın ötesine geçtiği toplumsal yapılarda, sivil toplum kuruluşu veya dini cemaatlerin iktidara göre tavır almak zorunda kaldıklarını göstermeye gayret edeceğiz. Bu tavır alış, şartlara göre iktidarların yanında da olabilmekte veya yine aynı saiklerle karşıt iktidarların hegemonyasını tercih şeklinde olmaktadır. Hangi iktidar grubu tercih edilirse edilsin, cemaatler veya sivil toplum kuruluşları mutlaka güce göre tavır almakta, yanında veya karşısında olmak zorunluluğunun dışına çıkamamaktadır. Anahtar Kelimeler: Toplumsal grup, Dini cemaat, İhvan- Müslimin, İslamcılık, Kubeysiyyat
Öz
İslam dünyası modern çağda var olabilmek için çeşitli paradigmalar üretmiş ve imkanları ölçüsü... more Öz İslam dünyası modern çağda var olabilmek için çeşitli paradigmalar üretmiş ve imkanları ölçüsünde bunları denemiştir. Fas’tan Endonezya’ya kadar bir uçtan diğerine İslam coğrafyasının modernlikle kurduğu ilişki ortaya birbirinden farklı tecrübe ve ilişkiler ağı çıkarmıştır. Türkiye gibi bazı İslam ülkeleri modernleşme yolu olarak “batılıcılığı” denerken, Malezya tarihi ve sosyal şartlarının iteklemesiyle kendi kalarak modernleşmenin yollarını aramış bu amaçla kendine has bir paradigma üretmiştir. Bu çalışmada biz; Malezya’nın, modern dünyada kendi olma yolunda uyguladığı “bilginin İslamileştirilmesi” , ve devlet eliyle yukarıdan aşağıya halkı “İslamlaştırma” gayretlerini ele alacağız. Malezya devletini bu politikalara iten teopolitiği anlamaya çalışırken aynı zamanda bu politikaların ortaya çıkardığı din devlet ilişkisine de odaklanacağız. Zira devlet eliyle İslamlaşma ve bilginin İslamileştirilmesi çabaları, İslam dünyasının başka hiçbir coğrafyasında örneğini görmediğimiz bir şekilde kendine has devlet- dini cemaat ilişkisi doğurmuştur. Devlet bir yandan halkı devlet imkanlarıyla İslamileştirirken diğer yandan kendi anlayışına yakın ılımlı bulduğu cemaatleri desteklemiş ve onların enerjilerini kendi politikaları doğrultusunda sinerjiye çevirebilmiştir. Anahtar Kavramlar: İslamizasyon, Bilginin İslamileştirilmesi, Modernleşme, Dini Grup, Dini Cemaat
ÖZET Hac ibadeti tarihte ifa ettiği evrenselleştirici ve nispeten küreselleştirci fonksiyonun yan... more ÖZET Hac ibadeti tarihte ifa ettiği evrenselleştirici ve nispeten küreselleştirci fonksiyonun yanında 1800'lü yılların ikinci yarısından itibaren İslamcılığın müstakil bir ideoloji olarak teşekkülünden sonra İslamcılar için ayrı bir anlam ifade etmeye başlamıştır. Haccın, renk, etnisite ve mezhep ayrımı olmadan her coğrafyadan insanın belli bir zaman ve mekanda bir araya gelmesine imkan tanıması, bu ibadete diğer ibadetlerden ayrı bir misyon yüklenmesinin en önemli sebebidir. Siyasal ve soysal ıslahatçı ihyacı, antiemperyalist bir hareket olarak Milli Görüş hareketi de diğer pek çok İslamcı oluşum gibi hacca ayrı bir anlam atfetmiştir. Hareket ümmetçi kodlarını bu ibadet sayesinde canlı tutmaya çalışmış, hac ortamını diğer İslam coğrafyalarındaki hareketlerle işbirliği için bir vasat olarak görmüştür. Bu sayede diğer İslam coğrafyalarından haberdar olunmuş ve Anadolu coğrafyasından kazanılan tecrübe hac vesilesiyle diğer İslam coğrafyalarına aktarılmıştır. Hareketin lideri Necmettin Erbakan çok sayıda hac ve umre yapmış, yaptığı hac ve umrelerde, İslam dünyasının diğer bölgelerindeki pek çok lider ile ikili görüşmeler yapmış, konferanslara katılmıştır. Milli Görüş teşkilatlarının hac organizasyonları, onların kafasındaki islam birliği idealinin bir ütopya olmadığını gösteren bir tarzda formüle edilmiştir. IGMG hac organizasyonu, hac emirliği, Avrupa iç yapılanması, emir komuta zinciri, irşad ve eğitim çadırları bir tür " İslam Birleşmiş Milletleri " gibi kodlanmıştır. Milli Görüş hareketinin ümmetçi kodları hac ibadeti ve bu ibadete yüklenen anlamda tebellür etmiştir. Bu çalışmamız üç aşamada yapılandırılmıştır. İlk olarak hac olgusunun tarih içerisindeki sosyal, siyasal yeri ve önemi, ikinci olarak İslamcıların hac olgusuna yükledikleri özel anlam ve son olarak da Milli Görüş liderlerinin hac ibadetine yükledikleri özel misyon ele alınacaktır. Bu çalışmamızda biz, gerek Milli Görüş hareketinin lideri Necmettin Erbakan'ın gerekse hareketin diğer etkili isimlerinin hac ile ilgili yorumlarını ve hac sırasında yaptıkları konuşmaları söylem analizine
ÖZET Modernleşme süreci, kolaylıkların yanında bazı riskleri de beraberinde getirmiştir. Bunların... more ÖZET Modernleşme süreci, kolaylıkların yanında bazı riskleri de beraberinde getirmiştir. Bunların en önemlilerinden biri, toplumsal güvenin ve dayanışmanın azalması anlamında sosyal sermaye kaybıdır. Bu süreci yaşayan ülkemizde de toplumsal dayanışma ve güven kaybının yaşandığı bir gerçektir. Ancak geleneğimizden devraldığımız pek çok kurum bu kaybı azaltacak fonksiyonları bünyesinde barındırmaktadır. Bu açıdan sosyo-dinî bir kurum olan cemevleri en azından Alevi bireyler açısından dayanışma ve güven artırıcı ortamlar sunarak önemli fonksiyonlar üstlenme ve modern bireyin bazı sorunlarına çözüm bulma potansiyeli taşımaktadır. Cemevlerinde üretilen bu güven ağbağları ve sosyalleşme imkânı gerekli kanallarla ulusal sosyal sermayeye dâhil edilebilir/edilmelidir. Bu makalenin amacı, şehirlerde Alevilerin birlikte ibadetlerini yaptıkları yerler olan cemevlerinin Alevi birey için rehabilitasyon işlevini, Alevi toplum için ise sosyal sermayeyi ve toplumsal birlikteliği artıcı yönlerini alanda görebilmektir. Bu durumun tespit edilebilmesi için alanda anketler yapılmış, toplanan veriler SPSS veri işleme programı ile anlaşılır hale getirilmiştir. Çalışmada, cem ibadetinin ve cemevlerinin bireysel ve toplumsal olumlu fonksiyonları tek tek ele alınmak yerine, bu mekân ve ibadetlerin sosyal sermaye üretici fonksiyonları ve bu durumun Alevi bireyler tarafından nasıl algılandığı görülmeye çalışılmıştır. Birer toplumsal sermaye potansiyeli taşıyan sosyo-dinî mekânlar olarak cemevlerinin yasal statüsü, caminin mi yoksa dergâhların mı alternatifi olduğu ayrı birer çalışma konusu olarak çalışmamızın kapsamı dışındadır. Bu çalışmamızda biz, cemevlerinin hem Alevi birey açısından (yatay) hem de toplumun bütünlüğü ve birlikteliği ve genel sosyal sermayenin artışı açısından (dikey) önemini göstermeye çalıştık.
Subcultures, it is necessary to work in cooperation and harmony for a healthy society. In this case, it is a fact that cannot be ignored by social scientists. Subcultures must be in cultural harmony both with national general culture and within themselves. Cemevis are important in two ways; the first of them, social rehabilitation for Alevi individuals; the other, Alevis to be in cooperation and harmony with the national general culture. The process of modernization, in addition to the some advantages, has brought with it some risks. It can be listed as follows; the reduction of social trust and solidarity and social capital loss. Inevitably, it is fact that social trust and solidarity is declining in our country where is experiencing this process. There are many social institutions that we inherited from our tradition has the function to reduce this loss. Cemevis that is socio-religious social institutions provide solidarity and confidence-building environment for Alewis. Socialization opportunities and the trust networked produced in Cemevis should be included in the national capital with the right links. Anomy that is one of the potential risks of modernity and individualism is the rupture of the ties that bind the individual to the whole of society. Many sociologists particularly Durkheim interested in this subject. Because of breaking the link between the individual and society is major condition that person commit suicide. People in modernity and rational bureaucracy clamp cut off the link with traditional values, lost all confidence and faith. The fact cannot be ignored in dealing with sociology that it must be in a healthy integrity of the subunits that make up the population in order to survive in society. For a healthy society subcultures should be healthy both in its internal communication within the whole social culture. From this point of Cemevis is important in terms both of social rehabilitation of the Alevi people and Alevi society in harmony with the culture and social structure of the country.
STRUCTURED ABSTRACT This article aims to see in the field both of the rehabilitative function for Alevi people of Cemevis where Alewis worship together and increase the social capital and enhancing social cohesion functions for the Alevi community. For this, the data were collected through surveys in the field. The data obtained in the field has been made clear by SPSS data processing program. In our study, instead of will dealt with positive social and individual functions of Cem worship and Cemevis, but will be studied social capital productive functions of this place and the worship and will be examined Alevi people what thought about this case. This data was collected with survey from 200 Alevi who participate in worship or ceremonies 19 Cemevis in Istanbul in 2013. It is important for Alewis be accepted as legal places of worship of Cemevis that are places with a socio-religious social capital potential. In addition to this, it is important for the integrity and unity of society and the general increase of the social capital. Therefore, it will be presented a trial solution proposal that contribute to the solution of the issue of Cemevis in the results section. These places play an important function for Alewis possibility to socialization opportunities to transferr and share common norms and values. These places, not only give them the awareness of belonging to a place but also provides to them confidence with face to face and effectively communicate while establishing of social relations network and strengthening. The trust networked that established and strengthened in Cemevis to participate to the national social capital is another problem. This topic has been the subject of a larger study. However, I should say; In this regard is that of Cemevis are indispensable for Alevis and It is necessary to avoid them exclusionary attitude. To constact and offer Cemevis as an alternative of the mosque / masjid, it will make it illegitimate in the eyes of management. Thus, social capital produced in this place will be wasted. According to Sorokin, two areas is essential for the survival of the people group, the first of these; political organization and religious system that are the sources of the other social norms. Cemevis are vital importance, as Alevi places of socio-political organization, as well as alive religious law system that are sources social morality and law. In addition, these places are where the tradition passed on to new generations. According to Şahin; Cemevis are featuring "community in society" and the islets with socio-religious. These aspects, in big cities they satisfy the needs of Alevi individuals. In this study, we will focus on two issues. The first of these, Cemevis are different from other traditional places of worship in our country like masjid or mosque. These places are similar to more youth centers. Our first goal; is to locate the aspects of psycho-social effects of Cemevis on Alevi individuals. The second is to provide a contribution to cease to be a problem of Cemevis where are centers of Alevi’s organizing in the modern era. In this paper, will not take care of what Cem and Cemevis are the positive effects on individuals and society. Instead, we will concentrate on how it looks in terms of Alevi individuals and how it is perceived. we emphasize these places that has an indisputable importance for Alevis how a significance in terms of the state and general society. In our study, the function of Cemevis was investigated by moving in Putnam and Coleman's basic thesis that Individuals must participate in social networks for a healthy society. This is also a social rehabilitation. The profile of the Alevis going on to the Cemevis has changed. Our work, especially in Istanbul, indicates this change. Because in the researches made in the various cities of Anatolia, it was revealed that the Cemevi’s regulars were middle age and above. However, in our work, we see that the Alevi people under 40 years of age are showing great interest in Cemevis in Istanbul. The Alevis, who was interviewed in the study, expressed that they were going to the cemevis once a week, and that they attained social and individual gains by participating in the cems. Alevis believe that cemevis socialize the individual and have rehabilitative functions of the people who have problems in the society. The views of the authorities to the Cemevis which are such precious places for the Alevi individual should not be judicial or lawful. It should be seen that these places are where the Alevi individual is connected to the memory chain, traditions and socialized. The laws should be rearranged from this point of view. We do not mean that the Cemevi's is to be given a status of a private place of worship alternative to the mosque. Cemevis mosques are not alternative. Of course the mosques are the worship of all Muslims. The cemevleri are the modern versions of the lodges in our history, which have many examples and experiences. It is not too difficult to make legal arrangements that will move our historical experiences and savings into action. It is politicizing the Alevis that the Cemevis are turned into the materials of political debate. This makes the solution impossible. The Alevi individual, who cannot find a solution on their legitimate grounds, should be able to make the necessary contribution to the total social capital of the country. Keywords: Social Capital, Cemevi, Trust Networks, Alewism, Social Rehabilitation
Sözlü kültürden yazılı kültüre, kırdan kente, gelenekselden moderne geçişin tüm sancılarını yaşay... more Sözlü kültürden yazılı kültüre, kırdan kente, gelenekselden moderne geçişin tüm sancılarını yaşayan Aleviliğin bir yol ayrımında olduğunu söylemek kehanet olmayacaktır. Modernleşen, şehirlileşen, rasyonelleşen, bireyselleşen Alevilerin önünde Alevilik açısından dört seçenek vardır. Otorite yıkılmıştır ve gelenek yeniden kurulmaktadır. Tabiri caizse bugün Alevilik her önüne gelenin üzerinde yorum yaptığı bir serbest alandır. Yeni Alevilik tanımlamaları yapılmakta ve Aleviliğin aslında ne olduğu üzerinde tartışma yürütülmektedir. Bu kapsamda Alevilerin önünde uzun vadede dört seçenek olduğunu söylemek bizce mümkündür. Bunlardan birincisi, Aleviliğin müstakil bir din olarak varlığını kabul ettirmesidir. İkinci ihtimal Şiileşme tercihidir. Üçüncü seçenek Sünnileşmektir. Dördüncü seçenek ise geleneksel Alevi değer ve referansları doğrultusunda bir Alevilik anlayışının yaygınlık kazanmasıdır. Farklılaşan ve yeniden yapılanan deyim yerindeyse Rönesans yaşayan Aleviliğin bu değişim sürecinde bazı sabitelere ihtiyacı vardır. Değişim ivmesinin açısının geleneğe oranla çok büyük olmaması için bu sabiteler ve referans kişiler büyük bir önem arz etmektedir. Anadolu özelinde Sünni yorumun toplumsal ve teolojik izdüşümlerini anlamak için nasıl ki İmam Azam, İmam Buhari, İmam Gazzali ve İbni Arabi dörtlüsünün birbirlerinden ayrıştırılmadan ele alınıp değerlendirilmesi gerekli ise aynı şekilde Alevilikte de Alevi düşüncesini etkilemiş temel şahsiyetler vardır. Bu şahsiyetler özetle; Hz. Ali, İmam Cafer, Hoca Ahmet Yesevi, Hacı Bektaş Veli ve daha sonra Pir Sultan ve Şah İsmail’in de içerisinde yer aldığı “yedi ulu ozandır”. Bu şahsiyetlerin her birisi Alevi düşüncesinin bir duvarını inşa etmiştir. Bunlar göz önüne alınmadan Alevilik doğru olarak anlaşılamaz. Biz bu çalışmamızda Alevi Bektaşi düşüncesinde önemli bir yeri olan, ancak hak ettiği önemi görmemiş bir şahsiyet olan Hoca Ahmet Yesevi’yi ele almaya çalışacağız. Değişim ve yapılanma sürecindeki Aleviliğin ihtiyacı olan örnekliğin ve sabitelerin Hoca Ahmet Yesevi’nin yaşamında ve eserlerinde yer aldığını göstermeye gayret edeceğiz.
Tüm tasavvufi yapılarda olduğu gibi Alevi Bektaşi düşüncesinde de bireysel ve toplumsal düşünce v... more Tüm tasavvufi yapılarda olduğu gibi Alevi Bektaşi düşüncesinde de bireysel ve toplumsal düşünce ve inanç bir gelişim süreci olarak algılanır. Bu süreç “kabuk” diye ifade edilen katı kurallarla başlar ve gelişimin seyrine göre “öze” doğru bir yol izler. Kabuk başlangıcı, öz ise zirveyi sembolize eder. Dört kapı kırk makamla ifade edilen durum, kabuktan öze yolculuğun basamaklardır. Şeriatle başlayıp hakikatle zirveye ulaşılan süreç, toplumsal değil bireysel bir gelişim sürecidir. Bir toplumda bireylerden birisi tarikat makamındayken diğeri şeriat makamında bulunabilir. Alevi Bektaşi literatüründe bu gelişim sürecinin örnekleri oldukça çoktur. Bu örnekleme metodu “kabuk-öz” metaforu olarak isimlendirilmiştir. Bu metaforla kastedilen olgu hayatın, felsefenin, inancın durağanlığa bir eleştiridir. Tüm sufi yapılarda kendine yer bulan zahir batın dikotomik katmansal yapı, bu metaforda ifade edilmeye çalışılan temel düzlemdir. Alevi Bektaşi literatüründe kabuk/öz, zahir/batın ayrımlarıyla eleştirel bir dil kullanılmıştır. Bu metinlerde eleştirilen aslında dinin temel kurallarına ve ahlaki ilkelerine yönelik literal okuma ve şekilcilik eleştirisidir. Günümüzde Alevilikle Sünnilik arasındaki gerilimin bir ifadesine dönüşen bu olgu, temelde literal okuma ve metinsel anlayış yerine, metinle hedeflenen öze ulaşma çabasını ifade etmektedir. Bu metafor, Hacı Bektaş Veli ve daha sonra onun yolunu devam ettirenler ve özellikle de “yedi ulu ozan olarak isimlendirilen erenler tarafından sıkça başvurulan bir yöntem olarak karşımıza çıkmaktadır. Hünkar ve diğer ozanlar katı ve özü ıskalayan anlayışları şiddetle eleştirmişler ve metnin literal kabuğunu değil o metinden kastedilen özü vurgulamışlar ve bu özü ıskalayan anlayışları, bazen şiddetle bazen mizah yoluyla eleştirmişlerdir. Ancak öze vurgu yapan ve literal anlayışı eleştiren bu protest tavır, Aleviliği İslam dışı olarak göstermek isteyen bazı yazarlarca, Aleviliğin İslam dışı bir inanç olarak sunulmasının bir delili olarak gösterilmeye çalışılmıştır. Bu yapılırken de aslında o metinlerin eleştirdikleri türden literal bir tutum sergilenmiş ve Alevi klasiklerindeki öz ıskalanmıştır.
Şehirleşme, göç ve kitle iletişim araçlarının yaygınlaşması gibi pek çok etken Alevîliğin temelin... more Şehirleşme, göç ve kitle iletişim araçlarının yaygınlaşması gibi pek çok etken Alevîliğin temelini oluşturan dede –talip bağının kopmasına yol açmıştır. Bu süreçte dedeler ve dedelik kurumu geçici bir fonksiyonsuzluğa maruz kalmış ve şehirlerde kurumlaşmaya başlayan cemevleri sayesinde tekrar cem yönetecek duruma gelmişlerdir. Ancak bu süreç, ocak kurumunun ortadan kalkmasına ve dedelerin Alevî dernek ve vakıflarına bağımlı olmalarına yol açmıştır. Bu durum, geleneksel Alevîliğin dönüşmesi, bünyelerinde bulundurdukları cemevleri vasıtasıyla kalabalık Alevî kitlelerini seferber edebilme potansiyeline ulaşan Alevî dernek ve vakıfları sayesinde Alevîliğin toplumda, siyasal bir sorun olarak algılanması sonucunu doğurmuştur. Bilindiği gibi tarihte Alevîliğin siyasallaştığı ve Alevi Sünni kamplaşmasının yaşandığı durumlarda, büyük Sünni çoğunluğun karşısında Alevilik ve Alevi gruplar daha da içine kapanmış ve savunma pozisyonuna geçmiştir. Bu durum Alevîlik sorunun çözümünün ertelenmesine yol açmıştır. Alevîlik sorununu siyasi bir sorun olmaktan çıkarıp toplumun çoğunluğunun gözünde “meşruiyetini” sağlamanın yolu; sorunun meşru bir hak sorunu olduğu fikrini sürekli gündemde tutmak, çözümün odağına dedeleri koymaktır. Çözümün odağına dedelerin konulduğu, cemevlerinin yasal ibadethane kabul edilip ihtiyaçlarının karşılandığı bir ortamda dedeler taliplerine ulaşmak için dernek ve vakıflara ihtiyaç duymayacaklardır. Böylelikle dernek ve vakıflar da asli fonksiyonlarına dönebilecektir. Urbanization, migration and the spread of mass media and many other factors has led to the breaking of dede –talip link that the basis of Alevism. In this process, the Dedes is temporarily lost their function. Cemevleri thanks that began to be institutionalized in cities they again been able to manage cem. However this stituation has led to that Dedes come under influence of association managers. Thıs Situation, has led to the politicization of Alevism. Alevism throughout history, when Alevilik seen as a political issue, they were forced to shut down and move to a defensive position. This, has led to the postponement of Alevism solution of the problem. The way of solving of the Alewism problem is to be a out of political problem it. It is possible to put the Dedes into the focus of solution. So Alewism can become legitimate in the eyes of the majority. Given the focus of the solution grandfathers, Cemevis will be considered legal worship and Dedes will not need Alewi associations anymore. Thus, associations and foundations will be able to return to their core functions.
1990 sonrasında Alevi yazını büyük bir patlama yapmıştır. Alevilik üzerine pek çok eser kaleme al... more 1990 sonrasında Alevi yazını büyük bir patlama yapmıştır. Alevilik üzerine pek çok eser kaleme alınmış, Alevilik gündemin en popüler konusu haline gelmiştir. Bu eserler, var olanı tespit etmekten çok, olması gerekeni anlatmak ihtiyacı hissetmişlerdir. Bu amaçla her yazar kendi kafasındaki Aleviliği, gerçek Alevilik olarak sunmuş ve Alevi tarihinden kendi savına uygun örnekler aramıştır. Araştırmacılar bu çalışmalarında Geertz’in “model for” tanımına uygun bir şekilde, Aleviliğin ne olduğunu anla(t)maya çalışırken aslında ne olması gerektiğinin de sınırlarını çizmişlerdir. Oryantalist mantıkla, dünyayı batılı ve batılı olmayan şeklinde dikotomik bir bakışla değerlendiren ve bu tavırlarıyla sömürgeciliğe meşruiyet kazandıran Avrupalı araştırmacıların etnosentrik tavrı, Aleviliği yeniden tanımlamaya girişen aydınlar tarafından benimsenmiş ve Alevilik tarihinde “eşitlikçiliğin, özgürlükçülüğün, paylaşımın, akılcılığın, hümanizmin, laikliğin, kadın haklarının” izleri aranmıştır. Bin yıllık Alevi Bektaşi geleneği ve felsefi mirası moda birkaç kavramın eleğinden geçirilmiş ve bu elekten geçebilenler ancak gerçek Alevilik olarak sunulmuştur. Aleviliğin teolojik ve aşkın boyutu ihmal edilmiş, Alevilik, bu yazarların elinde modern bir ideolojiye dönüştürülmüştür. Alevilik en moda kavramlar yoluyla yüceltilirken, karşısına Sünnilik yerleştirilmiş ve ötekileştirilen Sünnilik karikatürize edilerek Aleviliğin çağdaşlığı pekiştirtilemeye gayret edilmiştir.
Haci Bektash is presented as the top model in the contemporary Alevism, although he not given alm... more Haci Bektash is presented as the top model in the contemporary Alevism, although he not given almost no place in Buyruks that is important in the establishment of Qizilbash community. We will consider in this study possible reasons for this situation and to compare to Hacı Bektash’s important in contemporary Alevism and Buyruks that are considered clasical work of Alewsim. We will examine the works of Haci Bektash, Buyruks and Divans that called classical works Alevi Bektashi with the text analysis method. And we will examine to define Alewism the examples given of his works.
Geleneksel Alevîliğin kaynaklarında ahlaki esasları vurgulayan, şeyh-mürit ilişkini düzenleyen, m... more Geleneksel Alevîliğin kaynaklarında ahlaki esasları vurgulayan, şeyh-mürit ilişkini düzenleyen, mürşidin özelliklerini belirten, talibin vazifelerini sayan bölümlere sıkça rastlamaktayız. Örneğin Alevî kaynaklarının en önemlisi Cafer-i Sadık Buyruğunda şöyle bir pasaj bulunmaktadır: “Bir talibin piri ırak olup, eli ermese o vekâleten gayrıdan el tuta, görüle. Her kaç seneden sonra piri gelirse yine pirine ikrar etmek erkândır. Zira eğer atasının pirini inkâr ederse münkir olur. Mizanı bozmuş olur….” Bu ve benzeri ifadelere Alevî Bektaşî kaynaklarında fazlasıyla rastlamak mümkündür. Zira bu metinlerin muhtevasının geneli ve ana teması insan eğitimidir. Alevî Bektaşî metinlerinde bu hususun ön plana çıkması; Alevîliğin, gelişim dönemini Vefaîlik, Yesevîlik, Haydarîlik ve Kalenderilik gibi tarikatların havzasında gerçekleştirmiş tasavvufî bir yapı olmasıyla açıklanabilir. Alevî Bektaşî geleneğini oluşturan temel klasikler ele alındığında; Alevî Bektaşî birey için içsel, yatay ve dikey olmak üzere üçlü bir model kurulduğu ve “yol”a giren taliplerin bu üç boyutlu eğitim sistemiyle eğitilmeye çalışıldığı görülür. Biz bu araştırmada genel olarak metin analizi metodunu kullanarak, Buyruk, Erkânnâme, Makâlat, Fatiha Tefsiri, Şerh-i Besmele ve benzeri Alevî Bektaşî kaynaklarında bu meseleyi tespit etmeye çalışacağız.
Sözlü kültüre ve dedelerin uygulamalarına dayandığı modern öncesi zamanlarda “yol bir sürek binbi... more Sözlü kültüre ve dedelerin uygulamalarına dayandığı modern öncesi zamanlarda “yol bir sürek binbir” ilkesi ile ifade edilen Alevilik, birbirinden farklı pek çok uygulamalara kaynaklık edebiliyor ve bu, Aleviliğin bir zenginliği olarak değerlendiriliyordu. “yol” tek olduğu sürece “sürekteki” farklılaşmalar toleransla karşılanmıştır. Ancak modernleşme ve şehirleşme sonrası dedeliğin sembolik bir figüre dönüşmesi ve “ocak”ların neredeyse ortadan kalkmasıyla, şehirlerde oluşan Alevi ekolleri arasında artık bu farklılıklar birer zenginlikten çok, temsil ve otantiklik yarışında birer araca dönüşmüştür. Daha önceleri var olan inançsal yakınlık ve uygulama farklılıkları, şehirlerde tektip uygulamalara dönüşmüş, siyasi yaklaşım farklılıkları Alevi ekollerini birbirlerinden tamamen uzağa itmiştir. Şehirleşme, modernleşme, göç gibi süreçler “yolu” çoğaltırken, süreği tektipleştirmiştir. Şehir ortamında, geleneksel Alevilikten farklılaşan birçok Alevilikler ortaya çıkmıştır. Tabiri caizse geleneksel Alevilikte bir olan “yol” birçok patikaya bölünmüştür. Modern dönemde farklı Alevi ekollerinin ortaya çıkması ve her ekolün imkanları ölçüsünde örgütlenmesi Aleviliği, kendi tabirleri ile “çok merkezli” bir yapı haline getirmiştir. Bu çok merkezli yapının tahlilinde anahtar kavram “Ali” figürüne yüklenen anlamdır. Zira genelleyerek söylersek; Ali’nin “ne ve kim” olduğuna bağlı olarak birbirinden tamamen farklı Alevi “cemaatleri” ortaya çıkmıştır.
Bugün baktığımızda 70’li yıllar boyunca Milli Görüş hareketinin bir yönüyle diğer İslami hareketl... more Bugün baktığımızda 70’li yıllar boyunca Milli Görüş hareketinin bir yönüyle diğer İslami hareketleri etkileyen, büyüten bir ekol/okul misyonu üstlenirken diğer bir yönüyle de olaylardan etkilenen, şartlara göre esneyen eklektik bir yapısının olduğu dikkatleri çekmektedir. Bu çalışmamızda biz, Milli Görüş hareketinin kendi içerisinden birçok farklı grubu çıkarması/beslemesi olgusunun ve olaylar karşısında tavır alışındaki değişimin arka planını incelemeye çalışacağız. Yumuşak ideolojik örgüsü ve benimsediği metot sayesinde Milli Görüş hareketi teşkilatlandığı günden bugüne bağlılarını tektip bir kimliğe zorlamamıştır. Belli kabuller ile birbirlerinden farklı pek çok dini fraksiyon kendilerini Milli Görüşçü olarak ifade edebilmiştir. Çalışmamızda biz, Milli Görüş hareketinin yumuşak ideolojik örgüsü ve tercih ettiği siyasi mücadele yönteminin onun hem en büyük avantajı hem de doğru yönetilemediğinde büyük kopuşların gerekçesi olduğunu göstermeye çalışacağız. Anahtar Kelimeler: Milli Görüş, İslami Hareket, Yumuşak İdeoloji, Necmettin Erbakan, İslamcılık
Uploads
Papers by hamit aktürk
Bu çalışma Louis Althusser’in Devletin İdeolojik Aygıtları (DİA) kuramı bağlamında iktidarların, hayatın tüm alanlarını şekillendirdiği ve özellikle de siyasi ve kültürel tercihleri belirledikleri hipotezine dayanır. Bu hipotezden hareketle Ortadoğu’da dini olsun olmasın tüm toplumsal grupların iktidara göre tavır aldıklarını ispat etmeye çalışacağız. Bu hipoteze göre özellikle Ortadoğu gibi çatışmanın ideolojik ve siyasi olmanın ötesine geçtiği toplumsal yapılarda, sivil toplum kuruluşu veya dini cemaatlerin iktidara göre tavır almak zorunda kaldıklarını göstermeye gayret edeceğiz. Bu tavır alış, şartlara göre iktidarların yanında da olabilmekte veya yine aynı saiklerle karşıt iktidarların hegemonyasını tercih şeklinde olmaktadır. Hangi iktidar grubu tercih edilirse edilsin, cemaatler veya sivil toplum kuruluşları mutlaka güce göre tavır almakta, yanında veya karşısında olmak zorunluluğunun dışına çıkamamaktadır.
Anahtar Kelimeler: Toplumsal grup, Dini cemaat, İhvan- Müslimin, İslamcılık, Kubeysiyyat
İslam dünyası modern çağda var olabilmek için çeşitli paradigmalar üretmiş ve imkanları ölçüsünde bunları denemiştir. Fas’tan Endonezya’ya kadar bir uçtan diğerine İslam coğrafyasının modernlikle kurduğu ilişki ortaya birbirinden farklı tecrübe ve ilişkiler ağı çıkarmıştır. Türkiye gibi bazı İslam ülkeleri modernleşme yolu olarak “batılıcılığı” denerken, Malezya tarihi ve sosyal şartlarının iteklemesiyle kendi kalarak modernleşmenin yollarını aramış bu amaçla kendine has bir paradigma üretmiştir. Bu çalışmada biz; Malezya’nın, modern dünyada kendi olma yolunda uyguladığı “bilginin İslamileştirilmesi” , ve devlet eliyle yukarıdan aşağıya halkı “İslamlaştırma” gayretlerini ele alacağız. Malezya devletini bu politikalara iten teopolitiği anlamaya çalışırken aynı zamanda bu politikaların ortaya çıkardığı din devlet ilişkisine de odaklanacağız. Zira devlet eliyle İslamlaşma ve bilginin İslamileştirilmesi çabaları, İslam dünyasının başka hiçbir coğrafyasında örneğini görmediğimiz bir şekilde kendine has devlet- dini cemaat ilişkisi doğurmuştur. Devlet bir yandan halkı devlet imkanlarıyla İslamileştirirken diğer yandan kendi anlayışına yakın ılımlı bulduğu cemaatleri desteklemiş ve onların enerjilerini kendi politikaları doğrultusunda sinerjiye çevirebilmiştir.
Anahtar Kavramlar: İslamizasyon, Bilginin İslamileştirilmesi, Modernleşme, Dini Grup, Dini Cemaat
Subcultures, it is necessary to work in cooperation and harmony for a healthy society. In this case, it is a fact that cannot be ignored by social scientists. Subcultures must be in cultural harmony both with national general culture and within themselves. Cemevis are important in two ways; the first of them, social rehabilitation for Alevi individuals; the other, Alevis to be in cooperation and harmony with the national general culture.
The process of modernization, in addition to the some advantages, has brought with it some risks. It can be listed as follows; the reduction of social trust and solidarity and social capital loss. Inevitably, it is fact that social trust and solidarity is declining in our country where is experiencing this process. There are many social institutions that we inherited from our tradition has the function to reduce this loss. Cemevis that is socio-religious social institutions provide solidarity and confidence-building environment for Alewis. Socialization opportunities and the trust networked produced in Cemevis should be included in the national capital with the right links.
Anomy that is one of the potential risks of modernity and individualism is the rupture of the ties that bind the individual to the whole of society. Many sociologists particularly Durkheim interested in this subject. Because of breaking the link between the individual and society is major condition that person commit suicide. People in modernity and rational bureaucracy clamp cut off the link with traditional values, lost all confidence and faith.
The fact cannot be ignored in dealing with sociology that it must be in a healthy integrity of the subunits that make up the population in order to survive in society. For a healthy society subcultures should be healthy both in its internal communication within the whole social culture. From this point of Cemevis is important in terms both of social rehabilitation of the Alevi people and Alevi society in harmony with the culture and social structure of the country.
STRUCTURED ABSTRACT
This article aims to see in the field both of the rehabilitative function for Alevi people of Cemevis where Alewis worship together and increase the social capital and enhancing social cohesion functions for the Alevi community. For this, the data were collected through surveys in the field. The data obtained in the field has been made clear by SPSS data processing program. In our study, instead of will dealt with positive social and individual functions of Cem worship and Cemevis, but will be studied social capital productive functions of this place and the worship and will be examined Alevi people what thought about this case. This data was collected with survey from 200 Alevi who participate in worship or ceremonies 19 Cemevis in Istanbul in 2013.
It is important for Alewis be accepted as legal places of worship of Cemevis that are places with a socio-religious social capital potential. In addition to this, it is important for the integrity and unity of society and the general increase of the social capital. Therefore, it will be presented a trial solution proposal that contribute to the solution of the issue of Cemevis in the results section.
These places play an important function for Alewis possibility to socialization opportunities to transferr and share common norms and values. These places, not only give them the awareness of belonging to a place but also provides to them confidence with face to face and effectively communicate while establishing of social relations network and strengthening.
The trust networked that established and strengthened in Cemevis to participate to the national social capital is another problem. This topic has been the subject of a larger study. However, I should say; In this regard is that of Cemevis are indispensable for Alevis and It is necessary to avoid them exclusionary attitude. To constact and offer Cemevis as an alternative of the mosque / masjid, it will make it illegitimate in the eyes of management. Thus, social capital produced in this place will be wasted. According to Sorokin, two areas is essential for the survival of the people group, the first of these; political organization and religious system that are the sources of the other social norms. Cemevis are vital importance, as Alevi places of socio-political organization, as well as alive religious law system that are sources social morality and law. In addition, these places are where the tradition passed on to new generations. According to Şahin; Cemevis are featuring "community in society" and the islets with socio-religious. These aspects, in big cities they satisfy the needs of Alevi individuals.
In this study, we will focus on two issues. The first of these, Cemevis are different from other traditional places of worship in our country like masjid or mosque. These places are similar to more youth centers. Our first goal; is to locate the aspects of psycho-social effects of Cemevis on Alevi individuals. The second is to provide a contribution to cease to be a problem of Cemevis where are centers of Alevi’s organizing in the modern era.
In this paper, will not take care of what Cem and Cemevis are the positive effects on individuals and society. Instead, we will concentrate on how it looks in terms of Alevi individuals and how it is perceived. we emphasize these places that has an indisputable importance for Alevis how a significance in terms of the state and general society.
In our study, the function of Cemevis was investigated by moving in Putnam and Coleman's basic thesis that Individuals must participate in social networks for a healthy society. This is also a social rehabilitation.
The profile of the Alevis going on to the Cemevis has changed. Our work, especially in Istanbul, indicates this change. Because in the researches made in the various cities of Anatolia, it was revealed that the Cemevi’s regulars were middle age and above. However, in our work, we see that the Alevi people under 40 years of age are showing great interest in Cemevis in Istanbul.
The Alevis, who was interviewed in the study, expressed that they were going to the cemevis once a week, and that they attained social and individual gains by participating in the cems. Alevis believe that cemevis socialize the individual and have rehabilitative functions of the people who have problems in the society. The views of the authorities to the Cemevis which are such precious places for the Alevi individual should not be judicial or lawful. It should be seen that these places are where the Alevi individual is connected to the memory chain, traditions and socialized. The laws should be rearranged from this point of view. We do not mean that the Cemevi's is to be given a status of a private place of worship alternative to the mosque. Cemevis mosques are not alternative. Of course the mosques are the worship of all Muslims. The cemevleri are the modern versions of the lodges in our history, which have many examples and experiences. It is not too difficult to make legal arrangements that will move our historical experiences and savings into action.
It is politicizing the Alevis that the Cemevis are turned into the materials of political debate. This makes the solution impossible. The Alevi individual, who cannot find a solution on their legitimate grounds, should be able to make the necessary contribution to the total social capital of the country.
Keywords: Social Capital, Cemevi, Trust Networks, Alewism, Social Rehabilitation
Bunlardan birincisi, Aleviliğin müstakil bir din olarak varlığını kabul ettirmesidir. İkinci ihtimal Şiileşme tercihidir. Üçüncü seçenek Sünnileşmektir. Dördüncü seçenek ise geleneksel Alevi değer ve referansları doğrultusunda bir Alevilik anlayışının yaygınlık kazanmasıdır.
Farklılaşan ve yeniden yapılanan deyim yerindeyse Rönesans yaşayan Aleviliğin bu değişim sürecinde bazı sabitelere ihtiyacı vardır. Değişim ivmesinin açısının geleneğe oranla çok büyük olmaması için bu sabiteler ve referans kişiler büyük bir önem arz etmektedir.
Anadolu özelinde Sünni yorumun toplumsal ve teolojik izdüşümlerini anlamak için nasıl ki İmam Azam, İmam Buhari, İmam Gazzali ve İbni Arabi dörtlüsünün birbirlerinden ayrıştırılmadan ele alınıp değerlendirilmesi gerekli ise aynı şekilde Alevilikte de Alevi düşüncesini etkilemiş temel şahsiyetler vardır. Bu şahsiyetler özetle; Hz. Ali, İmam Cafer, Hoca Ahmet Yesevi, Hacı Bektaş Veli ve daha sonra Pir Sultan ve Şah İsmail’in de içerisinde yer aldığı “yedi ulu ozandır”. Bu şahsiyetlerin her birisi Alevi düşüncesinin bir duvarını inşa etmiştir. Bunlar göz önüne alınmadan Alevilik doğru olarak anlaşılamaz.
Biz bu çalışmamızda Alevi Bektaşi düşüncesinde önemli bir yeri olan, ancak hak ettiği önemi görmemiş bir şahsiyet olan Hoca Ahmet Yesevi’yi ele almaya çalışacağız. Değişim ve yapılanma sürecindeki Aleviliğin ihtiyacı olan örnekliğin ve sabitelerin Hoca Ahmet Yesevi’nin yaşamında ve eserlerinde yer aldığını göstermeye gayret edeceğiz.
Alevi Bektaşi literatüründe kabuk/öz, zahir/batın ayrımlarıyla eleştirel bir dil kullanılmıştır. Bu metinlerde eleştirilen aslında dinin temel kurallarına ve ahlaki ilkelerine yönelik literal okuma ve şekilcilik eleştirisidir. Günümüzde Alevilikle Sünnilik arasındaki gerilimin bir ifadesine dönüşen bu olgu, temelde literal okuma ve metinsel anlayış yerine, metinle hedeflenen öze ulaşma çabasını ifade etmektedir. Bu metafor, Hacı Bektaş Veli ve daha sonra onun yolunu devam ettirenler ve özellikle de “yedi ulu ozan olarak isimlendirilen erenler tarafından sıkça başvurulan bir yöntem olarak karşımıza çıkmaktadır. Hünkar ve diğer ozanlar katı ve özü ıskalayan anlayışları şiddetle eleştirmişler ve metnin literal kabuğunu değil o metinden kastedilen özü vurgulamışlar ve bu özü ıskalayan anlayışları, bazen şiddetle bazen mizah yoluyla eleştirmişlerdir. Ancak öze vurgu yapan ve literal anlayışı eleştiren bu protest tavır, Aleviliği İslam dışı olarak göstermek isteyen bazı yazarlarca, Aleviliğin İslam dışı bir inanç olarak sunulmasının bir delili olarak gösterilmeye çalışılmıştır. Bu yapılırken de aslında o metinlerin eleştirdikleri türden literal bir tutum sergilenmiş ve Alevi klasiklerindeki öz ıskalanmıştır.
Urbanization, migration and the spread of mass media and many other factors has led to the breaking of dede –talip link that the basis of Alevism. In this process, the Dedes is temporarily lost their function. Cemevleri thanks that began to be institutionalized in cities they again been able to manage cem. However this stituation has led to that Dedes come under influence of association managers. Thıs Situation, has led to the politicization of Alevism. Alevism throughout history, when Alevilik seen as a political issue, they were forced to shut down and move to a defensive position. This, has led to the postponement of Alevism solution of the problem. The way of solving of the Alewism problem is to be a out of political problem it. It is possible to put the Dedes into the focus of solution. So Alewism can become legitimate in the eyes of the majority. Given the focus of the solution grandfathers, Cemevis will be considered legal worship and Dedes will not need Alewi associations anymore. Thus, associations and foundations will be able to return to their core functions.
Alevî Bektaşî geleneğini oluşturan temel klasikler ele alındığında; Alevî Bektaşî birey için içsel, yatay ve dikey olmak üzere üçlü bir model kurulduğu ve “yol”a giren taliplerin bu üç boyutlu eğitim sistemiyle eğitilmeye çalışıldığı görülür.
Biz bu araştırmada genel olarak metin analizi metodunu kullanarak, Buyruk, Erkânnâme, Makâlat, Fatiha Tefsiri, Şerh-i Besmele ve benzeri Alevî Bektaşî kaynaklarında bu meseleyi tespit etmeye çalışacağız.
Books by hamit aktürk
Modern dönemde farklı Alevi ekollerinin ortaya çıkması ve her ekolün imkanları ölçüsünde örgütlenmesi Aleviliği, kendi tabirleri ile “çok merkezli” bir yapı haline getirmiştir. Bu çok merkezli yapının tahlilinde anahtar kavram “Ali” figürüne yüklenen anlamdır. Zira genelleyerek söylersek; Ali’nin “ne ve kim” olduğuna bağlı olarak birbirinden tamamen farklı Alevi “cemaatleri” ortaya çıkmıştır.
Bu çalışmamızda biz, Milli Görüş hareketinin kendi içerisinden birçok farklı grubu çıkarması/beslemesi olgusunun ve olaylar karşısında tavır alışındaki değişimin arka planını incelemeye çalışacağız.
Yumuşak ideolojik örgüsü ve benimsediği metot sayesinde Milli Görüş hareketi teşkilatlandığı günden bugüne bağlılarını tektip bir kimliğe zorlamamıştır. Belli kabuller ile birbirlerinden farklı pek çok dini fraksiyon kendilerini Milli Görüşçü olarak ifade edebilmiştir. Çalışmamızda biz, Milli Görüş hareketinin yumuşak ideolojik örgüsü ve tercih ettiği siyasi mücadele yönteminin onun hem en büyük avantajı hem de doğru yönetilemediğinde büyük kopuşların gerekçesi olduğunu göstermeye çalışacağız.
Anahtar Kelimeler: Milli Görüş, İslami Hareket, Yumuşak İdeoloji, Necmettin Erbakan, İslamcılık
Bu çalışma Louis Althusser’in Devletin İdeolojik Aygıtları (DİA) kuramı bağlamında iktidarların, hayatın tüm alanlarını şekillendirdiği ve özellikle de siyasi ve kültürel tercihleri belirledikleri hipotezine dayanır. Bu hipotezden hareketle Ortadoğu’da dini olsun olmasın tüm toplumsal grupların iktidara göre tavır aldıklarını ispat etmeye çalışacağız. Bu hipoteze göre özellikle Ortadoğu gibi çatışmanın ideolojik ve siyasi olmanın ötesine geçtiği toplumsal yapılarda, sivil toplum kuruluşu veya dini cemaatlerin iktidara göre tavır almak zorunda kaldıklarını göstermeye gayret edeceğiz. Bu tavır alış, şartlara göre iktidarların yanında da olabilmekte veya yine aynı saiklerle karşıt iktidarların hegemonyasını tercih şeklinde olmaktadır. Hangi iktidar grubu tercih edilirse edilsin, cemaatler veya sivil toplum kuruluşları mutlaka güce göre tavır almakta, yanında veya karşısında olmak zorunluluğunun dışına çıkamamaktadır.
Anahtar Kelimeler: Toplumsal grup, Dini cemaat, İhvan- Müslimin, İslamcılık, Kubeysiyyat
İslam dünyası modern çağda var olabilmek için çeşitli paradigmalar üretmiş ve imkanları ölçüsünde bunları denemiştir. Fas’tan Endonezya’ya kadar bir uçtan diğerine İslam coğrafyasının modernlikle kurduğu ilişki ortaya birbirinden farklı tecrübe ve ilişkiler ağı çıkarmıştır. Türkiye gibi bazı İslam ülkeleri modernleşme yolu olarak “batılıcılığı” denerken, Malezya tarihi ve sosyal şartlarının iteklemesiyle kendi kalarak modernleşmenin yollarını aramış bu amaçla kendine has bir paradigma üretmiştir. Bu çalışmada biz; Malezya’nın, modern dünyada kendi olma yolunda uyguladığı “bilginin İslamileştirilmesi” , ve devlet eliyle yukarıdan aşağıya halkı “İslamlaştırma” gayretlerini ele alacağız. Malezya devletini bu politikalara iten teopolitiği anlamaya çalışırken aynı zamanda bu politikaların ortaya çıkardığı din devlet ilişkisine de odaklanacağız. Zira devlet eliyle İslamlaşma ve bilginin İslamileştirilmesi çabaları, İslam dünyasının başka hiçbir coğrafyasında örneğini görmediğimiz bir şekilde kendine has devlet- dini cemaat ilişkisi doğurmuştur. Devlet bir yandan halkı devlet imkanlarıyla İslamileştirirken diğer yandan kendi anlayışına yakın ılımlı bulduğu cemaatleri desteklemiş ve onların enerjilerini kendi politikaları doğrultusunda sinerjiye çevirebilmiştir.
Anahtar Kavramlar: İslamizasyon, Bilginin İslamileştirilmesi, Modernleşme, Dini Grup, Dini Cemaat
Subcultures, it is necessary to work in cooperation and harmony for a healthy society. In this case, it is a fact that cannot be ignored by social scientists. Subcultures must be in cultural harmony both with national general culture and within themselves. Cemevis are important in two ways; the first of them, social rehabilitation for Alevi individuals; the other, Alevis to be in cooperation and harmony with the national general culture.
The process of modernization, in addition to the some advantages, has brought with it some risks. It can be listed as follows; the reduction of social trust and solidarity and social capital loss. Inevitably, it is fact that social trust and solidarity is declining in our country where is experiencing this process. There are many social institutions that we inherited from our tradition has the function to reduce this loss. Cemevis that is socio-religious social institutions provide solidarity and confidence-building environment for Alewis. Socialization opportunities and the trust networked produced in Cemevis should be included in the national capital with the right links.
Anomy that is one of the potential risks of modernity and individualism is the rupture of the ties that bind the individual to the whole of society. Many sociologists particularly Durkheim interested in this subject. Because of breaking the link between the individual and society is major condition that person commit suicide. People in modernity and rational bureaucracy clamp cut off the link with traditional values, lost all confidence and faith.
The fact cannot be ignored in dealing with sociology that it must be in a healthy integrity of the subunits that make up the population in order to survive in society. For a healthy society subcultures should be healthy both in its internal communication within the whole social culture. From this point of Cemevis is important in terms both of social rehabilitation of the Alevi people and Alevi society in harmony with the culture and social structure of the country.
STRUCTURED ABSTRACT
This article aims to see in the field both of the rehabilitative function for Alevi people of Cemevis where Alewis worship together and increase the social capital and enhancing social cohesion functions for the Alevi community. For this, the data were collected through surveys in the field. The data obtained in the field has been made clear by SPSS data processing program. In our study, instead of will dealt with positive social and individual functions of Cem worship and Cemevis, but will be studied social capital productive functions of this place and the worship and will be examined Alevi people what thought about this case. This data was collected with survey from 200 Alevi who participate in worship or ceremonies 19 Cemevis in Istanbul in 2013.
It is important for Alewis be accepted as legal places of worship of Cemevis that are places with a socio-religious social capital potential. In addition to this, it is important for the integrity and unity of society and the general increase of the social capital. Therefore, it will be presented a trial solution proposal that contribute to the solution of the issue of Cemevis in the results section.
These places play an important function for Alewis possibility to socialization opportunities to transferr and share common norms and values. These places, not only give them the awareness of belonging to a place but also provides to them confidence with face to face and effectively communicate while establishing of social relations network and strengthening.
The trust networked that established and strengthened in Cemevis to participate to the national social capital is another problem. This topic has been the subject of a larger study. However, I should say; In this regard is that of Cemevis are indispensable for Alevis and It is necessary to avoid them exclusionary attitude. To constact and offer Cemevis as an alternative of the mosque / masjid, it will make it illegitimate in the eyes of management. Thus, social capital produced in this place will be wasted. According to Sorokin, two areas is essential for the survival of the people group, the first of these; political organization and religious system that are the sources of the other social norms. Cemevis are vital importance, as Alevi places of socio-political organization, as well as alive religious law system that are sources social morality and law. In addition, these places are where the tradition passed on to new generations. According to Şahin; Cemevis are featuring "community in society" and the islets with socio-religious. These aspects, in big cities they satisfy the needs of Alevi individuals.
In this study, we will focus on two issues. The first of these, Cemevis are different from other traditional places of worship in our country like masjid or mosque. These places are similar to more youth centers. Our first goal; is to locate the aspects of psycho-social effects of Cemevis on Alevi individuals. The second is to provide a contribution to cease to be a problem of Cemevis where are centers of Alevi’s organizing in the modern era.
In this paper, will not take care of what Cem and Cemevis are the positive effects on individuals and society. Instead, we will concentrate on how it looks in terms of Alevi individuals and how it is perceived. we emphasize these places that has an indisputable importance for Alevis how a significance in terms of the state and general society.
In our study, the function of Cemevis was investigated by moving in Putnam and Coleman's basic thesis that Individuals must participate in social networks for a healthy society. This is also a social rehabilitation.
The profile of the Alevis going on to the Cemevis has changed. Our work, especially in Istanbul, indicates this change. Because in the researches made in the various cities of Anatolia, it was revealed that the Cemevi’s regulars were middle age and above. However, in our work, we see that the Alevi people under 40 years of age are showing great interest in Cemevis in Istanbul.
The Alevis, who was interviewed in the study, expressed that they were going to the cemevis once a week, and that they attained social and individual gains by participating in the cems. Alevis believe that cemevis socialize the individual and have rehabilitative functions of the people who have problems in the society. The views of the authorities to the Cemevis which are such precious places for the Alevi individual should not be judicial or lawful. It should be seen that these places are where the Alevi individual is connected to the memory chain, traditions and socialized. The laws should be rearranged from this point of view. We do not mean that the Cemevi's is to be given a status of a private place of worship alternative to the mosque. Cemevis mosques are not alternative. Of course the mosques are the worship of all Muslims. The cemevleri are the modern versions of the lodges in our history, which have many examples and experiences. It is not too difficult to make legal arrangements that will move our historical experiences and savings into action.
It is politicizing the Alevis that the Cemevis are turned into the materials of political debate. This makes the solution impossible. The Alevi individual, who cannot find a solution on their legitimate grounds, should be able to make the necessary contribution to the total social capital of the country.
Keywords: Social Capital, Cemevi, Trust Networks, Alewism, Social Rehabilitation
Bunlardan birincisi, Aleviliğin müstakil bir din olarak varlığını kabul ettirmesidir. İkinci ihtimal Şiileşme tercihidir. Üçüncü seçenek Sünnileşmektir. Dördüncü seçenek ise geleneksel Alevi değer ve referansları doğrultusunda bir Alevilik anlayışının yaygınlık kazanmasıdır.
Farklılaşan ve yeniden yapılanan deyim yerindeyse Rönesans yaşayan Aleviliğin bu değişim sürecinde bazı sabitelere ihtiyacı vardır. Değişim ivmesinin açısının geleneğe oranla çok büyük olmaması için bu sabiteler ve referans kişiler büyük bir önem arz etmektedir.
Anadolu özelinde Sünni yorumun toplumsal ve teolojik izdüşümlerini anlamak için nasıl ki İmam Azam, İmam Buhari, İmam Gazzali ve İbni Arabi dörtlüsünün birbirlerinden ayrıştırılmadan ele alınıp değerlendirilmesi gerekli ise aynı şekilde Alevilikte de Alevi düşüncesini etkilemiş temel şahsiyetler vardır. Bu şahsiyetler özetle; Hz. Ali, İmam Cafer, Hoca Ahmet Yesevi, Hacı Bektaş Veli ve daha sonra Pir Sultan ve Şah İsmail’in de içerisinde yer aldığı “yedi ulu ozandır”. Bu şahsiyetlerin her birisi Alevi düşüncesinin bir duvarını inşa etmiştir. Bunlar göz önüne alınmadan Alevilik doğru olarak anlaşılamaz.
Biz bu çalışmamızda Alevi Bektaşi düşüncesinde önemli bir yeri olan, ancak hak ettiği önemi görmemiş bir şahsiyet olan Hoca Ahmet Yesevi’yi ele almaya çalışacağız. Değişim ve yapılanma sürecindeki Aleviliğin ihtiyacı olan örnekliğin ve sabitelerin Hoca Ahmet Yesevi’nin yaşamında ve eserlerinde yer aldığını göstermeye gayret edeceğiz.
Alevi Bektaşi literatüründe kabuk/öz, zahir/batın ayrımlarıyla eleştirel bir dil kullanılmıştır. Bu metinlerde eleştirilen aslında dinin temel kurallarına ve ahlaki ilkelerine yönelik literal okuma ve şekilcilik eleştirisidir. Günümüzde Alevilikle Sünnilik arasındaki gerilimin bir ifadesine dönüşen bu olgu, temelde literal okuma ve metinsel anlayış yerine, metinle hedeflenen öze ulaşma çabasını ifade etmektedir. Bu metafor, Hacı Bektaş Veli ve daha sonra onun yolunu devam ettirenler ve özellikle de “yedi ulu ozan olarak isimlendirilen erenler tarafından sıkça başvurulan bir yöntem olarak karşımıza çıkmaktadır. Hünkar ve diğer ozanlar katı ve özü ıskalayan anlayışları şiddetle eleştirmişler ve metnin literal kabuğunu değil o metinden kastedilen özü vurgulamışlar ve bu özü ıskalayan anlayışları, bazen şiddetle bazen mizah yoluyla eleştirmişlerdir. Ancak öze vurgu yapan ve literal anlayışı eleştiren bu protest tavır, Aleviliği İslam dışı olarak göstermek isteyen bazı yazarlarca, Aleviliğin İslam dışı bir inanç olarak sunulmasının bir delili olarak gösterilmeye çalışılmıştır. Bu yapılırken de aslında o metinlerin eleştirdikleri türden literal bir tutum sergilenmiş ve Alevi klasiklerindeki öz ıskalanmıştır.
Urbanization, migration and the spread of mass media and many other factors has led to the breaking of dede –talip link that the basis of Alevism. In this process, the Dedes is temporarily lost their function. Cemevleri thanks that began to be institutionalized in cities they again been able to manage cem. However this stituation has led to that Dedes come under influence of association managers. Thıs Situation, has led to the politicization of Alevism. Alevism throughout history, when Alevilik seen as a political issue, they were forced to shut down and move to a defensive position. This, has led to the postponement of Alevism solution of the problem. The way of solving of the Alewism problem is to be a out of political problem it. It is possible to put the Dedes into the focus of solution. So Alewism can become legitimate in the eyes of the majority. Given the focus of the solution grandfathers, Cemevis will be considered legal worship and Dedes will not need Alewi associations anymore. Thus, associations and foundations will be able to return to their core functions.
Alevî Bektaşî geleneğini oluşturan temel klasikler ele alındığında; Alevî Bektaşî birey için içsel, yatay ve dikey olmak üzere üçlü bir model kurulduğu ve “yol”a giren taliplerin bu üç boyutlu eğitim sistemiyle eğitilmeye çalışıldığı görülür.
Biz bu araştırmada genel olarak metin analizi metodunu kullanarak, Buyruk, Erkânnâme, Makâlat, Fatiha Tefsiri, Şerh-i Besmele ve benzeri Alevî Bektaşî kaynaklarında bu meseleyi tespit etmeye çalışacağız.
Modern dönemde farklı Alevi ekollerinin ortaya çıkması ve her ekolün imkanları ölçüsünde örgütlenmesi Aleviliği, kendi tabirleri ile “çok merkezli” bir yapı haline getirmiştir. Bu çok merkezli yapının tahlilinde anahtar kavram “Ali” figürüne yüklenen anlamdır. Zira genelleyerek söylersek; Ali’nin “ne ve kim” olduğuna bağlı olarak birbirinden tamamen farklı Alevi “cemaatleri” ortaya çıkmıştır.
Bu çalışmamızda biz, Milli Görüş hareketinin kendi içerisinden birçok farklı grubu çıkarması/beslemesi olgusunun ve olaylar karşısında tavır alışındaki değişimin arka planını incelemeye çalışacağız.
Yumuşak ideolojik örgüsü ve benimsediği metot sayesinde Milli Görüş hareketi teşkilatlandığı günden bugüne bağlılarını tektip bir kimliğe zorlamamıştır. Belli kabuller ile birbirlerinden farklı pek çok dini fraksiyon kendilerini Milli Görüşçü olarak ifade edebilmiştir. Çalışmamızda biz, Milli Görüş hareketinin yumuşak ideolojik örgüsü ve tercih ettiği siyasi mücadele yönteminin onun hem en büyük avantajı hem de doğru yönetilemediğinde büyük kopuşların gerekçesi olduğunu göstermeye çalışacağız.
Anahtar Kelimeler: Milli Görüş, İslami Hareket, Yumuşak İdeoloji, Necmettin Erbakan, İslamcılık