Dijitalleşen Kamu Hizmetlerinde e-Demokrasi ve Vatandaşlık Anlayışı: Entropi Temelli MABAC Uygulaması AB Ülkeleri Örneği, 2023
Dijitalleşme olgusunun yarattığı küresel hegemonya ile birlikte demokrasinin uygulanış biçimi ve ... more Dijitalleşme olgusunun yarattığı küresel hegemonya ile birlikte demokrasinin uygulanış biçimi ve uygulama alanı dönüşmüş, e-demokrasiye doğru evrilmiştir. Dijital platformlara taşınmaya başlayan talep odaklı kamu hizmetleri de vatandaşı merkezine alarak e-yönetişim ve e-demokrasi kavramlarının uygulama alanına dönüşmüştür. Bu noktada vatandaşlar bakımından dijital beceriler, kamu hizmeti bakımından da eplatformlar önem arz etmiştir. Avrupa Komisyonu tarafından yayımlanan "Dijital Ekonomi ve Toplum Endeksi (DETE/DESI)" Raporları, bu alanda Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkelerin dijital dönüşüm performanslarını ölçmektedir. Bu çalışmanın amacı da AB ülkelerinin 2018-2022 dönemindeki dijital dönüşüm performanslarının, DESI Raporları üzerinden Entropi ve MABAC yöntemleri kullanılarak analiz edilmesidir.
Analysing the Relationship Between Postmodernism and Digital Age Governance with Entropy and MABAC Methods: The Case of the 2022 EU Digital Economy and Society Index (DESI) Report, 2023
Postmodernism has affected institutions and systems with its rejection of traditional, macro, and... more Postmodernism has affected institutions and systems with its rejection of traditional, macro, and hierarchical approaches. Accordingly, it has also affected the structuring of public administration by popularising two new concepts: new public management (NPM) and digital age governance (DAG). Public administration systems have sought to escape the rigid confines of modernism with the understanding of NPM, which has evolved into a system in which governance is strengthened together with an understanding of DAG. In this sense, data-based digital governance approaches are being adopted in the postmodernist era, and states, citizens, and the private sector actively participate in digital platforms. Information and communication technologies have become increasingly important for countries in the framework of DAG. Along these lines, the European Commission publishes its Digital Economy and Society Index (DESI) Report every year to evaluate the digital transformation performance of EU countries. The aim of this study is to examine the effects of postmodernism on public administration through NPM and DAG and to evaluate the digital governance performances of EU countries in the postmodern era using the entropy and MABAC methods. The dataset used in this research consists of 5 sub-criteria of the Digital Public Service (DPS) criterion included in the 2022 DESI Report. As a result of this analysis, the sub-criterion with the highest importance is found to be 'Digital Public Services for Business' , while the sub-criterion with the least importance is 'Pre-Filled Forms'. It is seen that the EU countries with the strongest performance according to the DPS criterion are Estonia, the Netherlands, and Finland, respectively.
Bu çalışma, Türk yerel yönetim sisteminin 19.y.y'da ortaya çıkışında ve gelişiminde etkili olan f... more Bu çalışma, Türk yerel yönetim sisteminin 19.y.y'da ortaya çıkışında ve gelişiminde etkili olan faktörleri ve yaşanan yapısal dönüşümü irdelemeyi hedeflemektedir. Çalışma, yerel yönetimler alanında yaşanan kurumsal dönüşümün nedenlerini sorgularken, iç siyasa yapım sürecine etki eden sosyo-ekonomik gereksinimler ve siyasi tercihlerin yanı sıra, dışsal bir etken olan Avrupa ve Avrupalılaşma olgusuna da atıfta bulunmuştur. Çünkü, Osmanlı İmparatorluğu'ndan Cumhuriyete geçiş sürecinde hem merkezi hem de yerel yönetimler düzeyinde yaşanan yapısal dönüşüm çok faktörlü bir başka sürece işaret etmektedir. Yerel düzeyde, aşağıdan yukarıya bir yönelimle, herhangi bir otonomi talebi ortaya çıkmamış olsa da, beledi hizmetlere yönelik talebin toplumda azınlık konumunda bulunan topluluklardan gelmesi ve bunun yanı sıra merkezi yönetimin de, Tanzimat uygulaması ile kendi otoritesini sağlamlaştırmaya çalışırken, yerel yönetimleri de bu kapsamda değerlendirmeye alması, yerel yönetimleri aynı anda farklı odakların hedefine koymuştur. Çalışma bu anlamda, özellikle Tanzimat, I. ve II. Meşrutiyet dönemlerinde yerel yönetimlere yönelik gerçekleştirilen çalışmaları inceleyecektir.
altında üç döneme ayrılmıştır. İlgili dönemlerde yerel yönetimlere (belediye, il özel idaresi ve ... more altında üç döneme ayrılmıştır. İlgili dönemlerde yerel yönetimlere (belediye, il özel idaresi ve köy yönetimi) ilişkin yapılan yasa değişiklikleri nedenleriyle birlikte irdelenmiştir. Ayrıca, ayrı bir başlık altında yine 20. y.y'da Türkiye'de idarenin yeniden düzenlenmesine yönelik hazırlanan raporlar da çalışma kapsamına dahil edilmiştir. Böylelikle bütüncül bir bakış açısıyla, yerel yönetimlere özgü yönetsel ve siyasal değişimler neden-sonuç ilişkisi içinde açıklanmaya çalışılmıştır.
Çalışmada öncelikle e-Devlete geçiş süreci ile kamu yönetiminde yaşanan dönüşüme, e-Devlet kavram... more Çalışmada öncelikle e-Devlete geçiş süreci ile kamu yönetiminde yaşanan dönüşüme, e-Devlet kavramına ve Türkiye'de e-Devlet uygulamalarına ilişkin bilgilere yer verilmiştir. Ardından Türkiye'de köy ve mahalle muhtarlığının 21. y.y.'ın ilk çeyreğinde geçirmiş olduğu yönetsel dönüşüm özetle açıklanmış ve yerel yönetim sistematiğindeki bu dönüşümün dijital boyutu bir e-Devlet uygulaması olan Muhtarlık Bilgi Merkezi ve Muhtar Bilgi Sistemi üzerinden açıklanmıştır. Çalışmanın odak noktasını da bu kurguya yönelik olarak, Antalya ili Konyaaltı ilçesinde muhtarlarla yapılan anket çalışması ve sonucunda elde edilen bulgulara yönelik değerlendirmeler oluşturmaktadır.
Teknokrasi kavram olarak düşünüldüğünde,
kelime kökü itibariyle sıklıkla teknoloji ile
ilişkilend... more Teknokrasi kavram olarak düşünüldüğünde, kelime kökü itibariyle sıklıkla teknoloji ile ilişkilendirilmektedir. Teknolojinin, özellikle aydınlanma çağından sonraki bilimsel gelişmeler neticesinde hiç görülmemiş bir hızla ilerlemesinin bu algıdaki payı kuşkusuz çok büyüktür. Fakat teknokrasiye ilişkin literatür incelendiğinde teknokrasinin moda bir kavram olmaktan ziyade milattan önce kurulan medeniyetler döneminde de felsefi temelleri bulunan bir yönetim paradigması olarak ele alındığı görülmektedir. Dolayısıyla teknokrasi, kronolojik perspektif yardımıyla incelenmesi gereken ve tarihin farklı dönemlerinde yüklendiği değerlerle birlikte kümülatif nitelikli bir olgu olarak karşımıza çıkmaktadır.
Pendleton Kanunu 1883 yılında Amerika
Birleşik Devletleri (ABD)’de yürürlüğe girmiş
olan bir kanu... more Pendleton Kanunu 1883 yılında Amerika Birleşik Devletleri (ABD)’de yürürlüğe girmiş olan bir kanundur. Bu kanunla birlikte Amerikan kamu personel sisteminde köklü bir değişim gerçekleşmiş ve özellikle 1830’lardan itibaren sistemin yozlaşmasına neden olan patronaj sisteminden meritokratik sisteme geçişin yolu açılmıştır. Kamu personel yönetimi alanında 19. y.y.’a damgasını vurmuş olan bu kanun sadece ABD’ye rehberlik etmekle kalmamış, daha sonraki dönemlerde kamu personel reformu yapmak isteyen pek çok ülkeye de ilham kaynağı olmuştur.
Bürokrasinin kast versiyonunu ifade eden
bir kavram olan kast bürokrasi, yalnızca en üst
sınıfa v... more Bürokrasinin kast versiyonunu ifade eden bir kavram olan kast bürokrasi, yalnızca en üst sınıfa veya kasta mensup olan kişi veya kişilerin kamu personeli olabildiği, aristokratik bir personel sistemidir. Yalnızca azınlık ve aristokrat olan bürokrat sınıfı, aynı kasttan olduğu için oligarşik yapıdadır. Toplumda var olan kast sistemi, önce bürokratik sisteme daha sonra da ekonomik sisteme doğru genişlemektedir. Merit bürokrasinin öncesinde uygulanmış bir sistem olan kast bürokrasi, Fritz Morstein Marx’ın, bürokrasinin tarihsel süreciyle ilgili gerçekleştirdiği analiz sonucunda tanımladığı bir kavramdır.
Çalışma, dünyanın en eski sosyolojik gerçekliklerinden biri olan göçün yönetim sürecinin teknoloj... more Çalışma, dünyanın en eski sosyolojik gerçekliklerinden biri olan göçün yönetim sürecinin teknolojik yeniliklerle olan ilişkisini incelemektedir. Göç, farklı toplumlarda ve coğrafyalarda farklı etkenler nedeniyle ortaya çıkabilmektedir. Göçle birlikte ortaya çıkan hareketlilik, yeni yaşam düzenlerinin kurulmasını gerektirdiğinden, bu durum aynı zamanda bazı yerlerdeki kurulu düzenlerin de bozulması anlamına gelmektedir. Günümüzde ise, göç edenlerin ve göç edilen yerin karşılaşabileceği birbirinden farklı sorunların çözümünde yüksek teknoloji kullanımı en etkin araçlardan biri olarak görülmektedir. Bu nedenle çalışmanın odak noktası, büyük veri teknolojisinin göç yönetimi üzerine etkilerini farklı açılardan incelemektir.
Dijitalleşen Kamu Hizmetlerinde e-Demokrasi ve Vatandaşlık Anlayışı: Entropi Temelli MABAC Uygulaması AB Ülkeleri Örneği, 2023
Dijitalleşme olgusunun yarattığı küresel hegemonya ile birlikte demokrasinin uygulanış biçimi ve ... more Dijitalleşme olgusunun yarattığı küresel hegemonya ile birlikte demokrasinin uygulanış biçimi ve uygulama alanı dönüşmüş, e-demokrasiye doğru evrilmiştir. Dijital platformlara taşınmaya başlayan talep odaklı kamu hizmetleri de vatandaşı merkezine alarak e-yönetişim ve e-demokrasi kavramlarının uygulama alanına dönüşmüştür. Bu noktada vatandaşlar bakımından dijital beceriler, kamu hizmeti bakımından da eplatformlar önem arz etmiştir. Avrupa Komisyonu tarafından yayımlanan "Dijital Ekonomi ve Toplum Endeksi (DETE/DESI)" Raporları, bu alanda Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkelerin dijital dönüşüm performanslarını ölçmektedir. Bu çalışmanın amacı da AB ülkelerinin 2018-2022 dönemindeki dijital dönüşüm performanslarının, DESI Raporları üzerinden Entropi ve MABAC yöntemleri kullanılarak analiz edilmesidir.
Analysing the Relationship Between Postmodernism and Digital Age Governance with Entropy and MABAC Methods: The Case of the 2022 EU Digital Economy and Society Index (DESI) Report, 2023
Postmodernism has affected institutions and systems with its rejection of traditional, macro, and... more Postmodernism has affected institutions and systems with its rejection of traditional, macro, and hierarchical approaches. Accordingly, it has also affected the structuring of public administration by popularising two new concepts: new public management (NPM) and digital age governance (DAG). Public administration systems have sought to escape the rigid confines of modernism with the understanding of NPM, which has evolved into a system in which governance is strengthened together with an understanding of DAG. In this sense, data-based digital governance approaches are being adopted in the postmodernist era, and states, citizens, and the private sector actively participate in digital platforms. Information and communication technologies have become increasingly important for countries in the framework of DAG. Along these lines, the European Commission publishes its Digital Economy and Society Index (DESI) Report every year to evaluate the digital transformation performance of EU countries. The aim of this study is to examine the effects of postmodernism on public administration through NPM and DAG and to evaluate the digital governance performances of EU countries in the postmodern era using the entropy and MABAC methods. The dataset used in this research consists of 5 sub-criteria of the Digital Public Service (DPS) criterion included in the 2022 DESI Report. As a result of this analysis, the sub-criterion with the highest importance is found to be 'Digital Public Services for Business' , while the sub-criterion with the least importance is 'Pre-Filled Forms'. It is seen that the EU countries with the strongest performance according to the DPS criterion are Estonia, the Netherlands, and Finland, respectively.
Bu çalışma, Türk yerel yönetim sisteminin 19.y.y'da ortaya çıkışında ve gelişiminde etkili olan f... more Bu çalışma, Türk yerel yönetim sisteminin 19.y.y'da ortaya çıkışında ve gelişiminde etkili olan faktörleri ve yaşanan yapısal dönüşümü irdelemeyi hedeflemektedir. Çalışma, yerel yönetimler alanında yaşanan kurumsal dönüşümün nedenlerini sorgularken, iç siyasa yapım sürecine etki eden sosyo-ekonomik gereksinimler ve siyasi tercihlerin yanı sıra, dışsal bir etken olan Avrupa ve Avrupalılaşma olgusuna da atıfta bulunmuştur. Çünkü, Osmanlı İmparatorluğu'ndan Cumhuriyete geçiş sürecinde hem merkezi hem de yerel yönetimler düzeyinde yaşanan yapısal dönüşüm çok faktörlü bir başka sürece işaret etmektedir. Yerel düzeyde, aşağıdan yukarıya bir yönelimle, herhangi bir otonomi talebi ortaya çıkmamış olsa da, beledi hizmetlere yönelik talebin toplumda azınlık konumunda bulunan topluluklardan gelmesi ve bunun yanı sıra merkezi yönetimin de, Tanzimat uygulaması ile kendi otoritesini sağlamlaştırmaya çalışırken, yerel yönetimleri de bu kapsamda değerlendirmeye alması, yerel yönetimleri aynı anda farklı odakların hedefine koymuştur. Çalışma bu anlamda, özellikle Tanzimat, I. ve II. Meşrutiyet dönemlerinde yerel yönetimlere yönelik gerçekleştirilen çalışmaları inceleyecektir.
altında üç döneme ayrılmıştır. İlgili dönemlerde yerel yönetimlere (belediye, il özel idaresi ve ... more altında üç döneme ayrılmıştır. İlgili dönemlerde yerel yönetimlere (belediye, il özel idaresi ve köy yönetimi) ilişkin yapılan yasa değişiklikleri nedenleriyle birlikte irdelenmiştir. Ayrıca, ayrı bir başlık altında yine 20. y.y'da Türkiye'de idarenin yeniden düzenlenmesine yönelik hazırlanan raporlar da çalışma kapsamına dahil edilmiştir. Böylelikle bütüncül bir bakış açısıyla, yerel yönetimlere özgü yönetsel ve siyasal değişimler neden-sonuç ilişkisi içinde açıklanmaya çalışılmıştır.
Çalışmada öncelikle e-Devlete geçiş süreci ile kamu yönetiminde yaşanan dönüşüme, e-Devlet kavram... more Çalışmada öncelikle e-Devlete geçiş süreci ile kamu yönetiminde yaşanan dönüşüme, e-Devlet kavramına ve Türkiye'de e-Devlet uygulamalarına ilişkin bilgilere yer verilmiştir. Ardından Türkiye'de köy ve mahalle muhtarlığının 21. y.y.'ın ilk çeyreğinde geçirmiş olduğu yönetsel dönüşüm özetle açıklanmış ve yerel yönetim sistematiğindeki bu dönüşümün dijital boyutu bir e-Devlet uygulaması olan Muhtarlık Bilgi Merkezi ve Muhtar Bilgi Sistemi üzerinden açıklanmıştır. Çalışmanın odak noktasını da bu kurguya yönelik olarak, Antalya ili Konyaaltı ilçesinde muhtarlarla yapılan anket çalışması ve sonucunda elde edilen bulgulara yönelik değerlendirmeler oluşturmaktadır.
Teknokrasi kavram olarak düşünüldüğünde,
kelime kökü itibariyle sıklıkla teknoloji ile
ilişkilend... more Teknokrasi kavram olarak düşünüldüğünde, kelime kökü itibariyle sıklıkla teknoloji ile ilişkilendirilmektedir. Teknolojinin, özellikle aydınlanma çağından sonraki bilimsel gelişmeler neticesinde hiç görülmemiş bir hızla ilerlemesinin bu algıdaki payı kuşkusuz çok büyüktür. Fakat teknokrasiye ilişkin literatür incelendiğinde teknokrasinin moda bir kavram olmaktan ziyade milattan önce kurulan medeniyetler döneminde de felsefi temelleri bulunan bir yönetim paradigması olarak ele alındığı görülmektedir. Dolayısıyla teknokrasi, kronolojik perspektif yardımıyla incelenmesi gereken ve tarihin farklı dönemlerinde yüklendiği değerlerle birlikte kümülatif nitelikli bir olgu olarak karşımıza çıkmaktadır.
Pendleton Kanunu 1883 yılında Amerika
Birleşik Devletleri (ABD)’de yürürlüğe girmiş
olan bir kanu... more Pendleton Kanunu 1883 yılında Amerika Birleşik Devletleri (ABD)’de yürürlüğe girmiş olan bir kanundur. Bu kanunla birlikte Amerikan kamu personel sisteminde köklü bir değişim gerçekleşmiş ve özellikle 1830’lardan itibaren sistemin yozlaşmasına neden olan patronaj sisteminden meritokratik sisteme geçişin yolu açılmıştır. Kamu personel yönetimi alanında 19. y.y.’a damgasını vurmuş olan bu kanun sadece ABD’ye rehberlik etmekle kalmamış, daha sonraki dönemlerde kamu personel reformu yapmak isteyen pek çok ülkeye de ilham kaynağı olmuştur.
Bürokrasinin kast versiyonunu ifade eden
bir kavram olan kast bürokrasi, yalnızca en üst
sınıfa v... more Bürokrasinin kast versiyonunu ifade eden bir kavram olan kast bürokrasi, yalnızca en üst sınıfa veya kasta mensup olan kişi veya kişilerin kamu personeli olabildiği, aristokratik bir personel sistemidir. Yalnızca azınlık ve aristokrat olan bürokrat sınıfı, aynı kasttan olduğu için oligarşik yapıdadır. Toplumda var olan kast sistemi, önce bürokratik sisteme daha sonra da ekonomik sisteme doğru genişlemektedir. Merit bürokrasinin öncesinde uygulanmış bir sistem olan kast bürokrasi, Fritz Morstein Marx’ın, bürokrasinin tarihsel süreciyle ilgili gerçekleştirdiği analiz sonucunda tanımladığı bir kavramdır.
Çalışma, dünyanın en eski sosyolojik gerçekliklerinden biri olan göçün yönetim sürecinin teknoloj... more Çalışma, dünyanın en eski sosyolojik gerçekliklerinden biri olan göçün yönetim sürecinin teknolojik yeniliklerle olan ilişkisini incelemektedir. Göç, farklı toplumlarda ve coğrafyalarda farklı etkenler nedeniyle ortaya çıkabilmektedir. Göçle birlikte ortaya çıkan hareketlilik, yeni yaşam düzenlerinin kurulmasını gerektirdiğinden, bu durum aynı zamanda bazı yerlerdeki kurulu düzenlerin de bozulması anlamına gelmektedir. Günümüzde ise, göç edenlerin ve göç edilen yerin karşılaşabileceği birbirinden farklı sorunların çözümünde yüksek teknoloji kullanımı en etkin araçlardan biri olarak görülmektedir. Bu nedenle çalışmanın odak noktası, büyük veri teknolojisinin göç yönetimi üzerine etkilerini farklı açılardan incelemektir.
Uploads
Papers by Serkan Doru
Books by Serkan Doru
kelime kökü itibariyle sıklıkla teknoloji ile
ilişkilendirilmektedir. Teknolojinin, özellikle
aydınlanma çağından sonraki bilimsel gelişmeler
neticesinde hiç görülmemiş bir hızla
ilerlemesinin bu algıdaki payı kuşkusuz çok
büyüktür. Fakat teknokrasiye ilişkin literatür
incelendiğinde teknokrasinin moda bir kavram
olmaktan ziyade milattan önce kurulan
medeniyetler döneminde de felsefi temelleri
bulunan bir yönetim paradigması olarak ele
alındığı görülmektedir. Dolayısıyla teknokrasi,
kronolojik perspektif yardımıyla incelenmesi
gereken ve tarihin farklı dönemlerinde yüklendiği
değerlerle birlikte kümülatif nitelikli bir
olgu olarak karşımıza çıkmaktadır.
Birleşik Devletleri (ABD)’de yürürlüğe girmiş
olan bir kanundur. Bu kanunla birlikte Amerikan
kamu personel sisteminde köklü bir değişim
gerçekleşmiş ve özellikle 1830’lardan
itibaren sistemin yozlaşmasına neden olan
patronaj sisteminden meritokratik sisteme geçişin
yolu açılmıştır. Kamu personel yönetimi
alanında 19. y.y.’a damgasını vurmuş olan bu
kanun sadece ABD’ye rehberlik etmekle kalmamış,
daha sonraki dönemlerde kamu personel
reformu yapmak isteyen pek çok ülkeye de
ilham kaynağı olmuştur.
bir kavram olan kast bürokrasi, yalnızca en üst
sınıfa veya kasta mensup olan kişi veya kişilerin
kamu personeli olabildiği, aristokratik bir
personel sistemidir. Yalnızca azınlık ve aristokrat
olan bürokrat sınıfı, aynı kasttan olduğu
için oligarşik yapıdadır. Toplumda var olan kast
sistemi, önce bürokratik sisteme daha sonra da
ekonomik sisteme doğru genişlemektedir. Merit
bürokrasinin öncesinde uygulanmış bir sistem
olan kast bürokrasi, Fritz Morstein Marx’ın,
bürokrasinin tarihsel süreciyle ilgili gerçekleştirdiği
analiz sonucunda tanımladığı bir kavramdır.
kelime kökü itibariyle sıklıkla teknoloji ile
ilişkilendirilmektedir. Teknolojinin, özellikle
aydınlanma çağından sonraki bilimsel gelişmeler
neticesinde hiç görülmemiş bir hızla
ilerlemesinin bu algıdaki payı kuşkusuz çok
büyüktür. Fakat teknokrasiye ilişkin literatür
incelendiğinde teknokrasinin moda bir kavram
olmaktan ziyade milattan önce kurulan
medeniyetler döneminde de felsefi temelleri
bulunan bir yönetim paradigması olarak ele
alındığı görülmektedir. Dolayısıyla teknokrasi,
kronolojik perspektif yardımıyla incelenmesi
gereken ve tarihin farklı dönemlerinde yüklendiği
değerlerle birlikte kümülatif nitelikli bir
olgu olarak karşımıza çıkmaktadır.
Birleşik Devletleri (ABD)’de yürürlüğe girmiş
olan bir kanundur. Bu kanunla birlikte Amerikan
kamu personel sisteminde köklü bir değişim
gerçekleşmiş ve özellikle 1830’lardan
itibaren sistemin yozlaşmasına neden olan
patronaj sisteminden meritokratik sisteme geçişin
yolu açılmıştır. Kamu personel yönetimi
alanında 19. y.y.’a damgasını vurmuş olan bu
kanun sadece ABD’ye rehberlik etmekle kalmamış,
daha sonraki dönemlerde kamu personel
reformu yapmak isteyen pek çok ülkeye de
ilham kaynağı olmuştur.
bir kavram olan kast bürokrasi, yalnızca en üst
sınıfa veya kasta mensup olan kişi veya kişilerin
kamu personeli olabildiği, aristokratik bir
personel sistemidir. Yalnızca azınlık ve aristokrat
olan bürokrat sınıfı, aynı kasttan olduğu
için oligarşik yapıdadır. Toplumda var olan kast
sistemi, önce bürokratik sisteme daha sonra da
ekonomik sisteme doğru genişlemektedir. Merit
bürokrasinin öncesinde uygulanmış bir sistem
olan kast bürokrasi, Fritz Morstein Marx’ın,
bürokrasinin tarihsel süreciyle ilgili gerçekleştirdiği
analiz sonucunda tanımladığı bir kavramdır.