book by Funda Basaran
İletişim alanına yönelik politikaların oluşturulma süreci her zaman farklı aktörlerin dahil olduğ... more İletişim alanına yönelik politikaların oluşturulma süreci her zaman farklı aktörlerin dahil olduğu ve bu aktörler arası çatışmaların rahatça gözlemlenebileceği bir süreçtir. İçinde bulunduğumuz dönemde de yeni iletişim teknolojileriyle ve bunlar üzerinden sunulan yeni içerik ve hizmetlerle çatışmanın tarafları olan aktörler çeşitlenmiş; politika oluşturma sürecine yeni başlıklar ve sorun alanları eklenmiştir. Net olan ise yeni iletişim teknolojileri iktisadı üzerine kurulu olan kapitalist ekonominin bugünkü döneminde iletişim alanına yönelik düzenleme politikalarının merkezine ekonomik kazanım beklentisinin yerleştirildiğidir. Toplumsal yaşamın farklı alanlarına yönelik politikalarda olduğu gibi iletişim alanında da kamusal fayda, rekabet ve verimlilik hedeflerinin gerisinde kalmaktadır.
Elinizdeki kitap bu durumu, kuramsal tartışmalarla ve yeni içerik ve hizmet alanlarını konu edinen makalelerle aktarmaktadır. Kitap iletişim alanında politika oluşturma sürecinin birincil hedefinin ekonomik kazanım olduğu bu dönemde, egemenlerin çıkarlarına karşı kamusal politikaların ve kamusal düzenlemelerin hala geçerli ve gerekli olduğunu tartışmaktadır.
Ülkemizde ve başka ülkelerde toplumsal alana ilişkin çok önemli politika kararlarında neo-klasik ... more Ülkemizde ve başka ülkelerde toplumsal alana ilişkin çok önemli politika kararlarında neo-klasik iktisadı belli bir yönde biçimlendiren anaakım iktisat söyleminin ağırlığını koruyor. Eğitim, sağlık, sosyal güvenlik ve iletişim alanlarında da yeniden yapılanma politikalarının meşrulaştırılmasında “verimlilik”, “serbest piyasa”, “parasını ödeyene hizmet”, tüketici yararı” ve benzeri kavramlar yoğun olarak kullanılıyor. Bu kitapta bir bölümü ekonomi-politik yaklaşımlar ise anaakım iktisat yerine, bir anlama çabası olarak “iktisat”ın diğer alanlarla alışveriş içinde olan bir toplumsal bilim olmaya yönelebileceğini gösteriyor.
Öte yandan ülkemizdeki iletişim araştırmaların durumu da pek parlak gözükmüyor. Araştırmaların sayısı bir yana, kapsadığı alanların da yeteri kadar çeşitlenmiş olmadığını söylemek mümkün. İletişim araçlarının çıktılarına (içerik) ve gerçeklikten koparılmış abartılı bir “kültürün önceliği” yaklaşımıyla kimlik siyasetine odaklandığı günümüzde, çok-disiplinli yaklaşımlar her zamankinden daha fazla önem taşıyor. Elinizdeki kitap altı araştırmacının birbirini tamamlayan 13 araştırma makalesinden oluşuyor. Bu makalelerin bir bölümü hem neo-klasik iktisadın hem de diğer ekonomi-politik yaklaşımların iletişim ağlarına ilişkin kavramlarını tanıtıyor. İletişim ağları, kitle iletişim araçları ve etkileşimli yeni medyaların (telekomünikasyon, bilgisayar ağları gibi) yöndeşmesi bağlamında “geleneksel” ve “yeni medyayı” kapsamaktadır. Makalelerin bir bölümü de bu kavramlarla Dünya'daki ve ülkemizdeki somut görgül malzeme arasında bağ kurmaya çalışıyor. Hiç kuşkusuz iletişim ağları dediğimiz zaman bu kavramın içine giren tüm unsurlar kitapta kapsanmıyor. Örneğin, iletişim ağlarını mümkün kılan donanım sektörlerinin bir bölümü kitabın içinde yok. Basılı medya ve sinema filmlerinin olmadığı gibi... Boşlukta kalan alanlar araştırmacılarını bekliyor.
Funda Başaran Haluk Geray İletişim Ağlarının Ekonomisi Ütopya Yayınevi 9786055580860
Günümüzde neo-liberal ekonomi yanlıları, tüm ülkelere serbest piyasayı genel bir ilke olarak suna... more Günümüzde neo-liberal ekonomi yanlıları, tüm ülkelere serbest piyasayı genel bir ilke olarak sunarken bunu toplumsal gelişme adına yaptıklarını öne sürmektedirler. Ancak günümüzdeki gelişme kavramsallaştırması da, tıpkı 1960'lardaki gibi üretim sürecinde kullanılacak ya da doğrudan tüketime sunulacak teknolojilerin yayılması üzerine kurulu olmaya devam etmektedir. Temel amaç iş bölümünde ya da üretimde değişiklik yaratan belli teknolojik gelişmelere uyum sağlanması ve böylelikle toplumsal ve ekonomik gelişme kaydedilmesi olmaktadır. Değişen, gelişmenin, dolayısıyla da teknolojik yeniliklerin yayılmasının başlıca aktörünün piyasa ve piyasa güçleri haline gelmiş olması, enformasyon ve iletişim teknolojilerinin yayılmasının piyasa koşullarına bırakılmasıdır.
Yayılmanın piyasa koşullarına bırakılması, toplumsal gelişme açısından önem verilen enformasyon ve iletişim teknolojilerinin gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasında nicelik ve nitelik olarak farklı biçimlerde yayılmasını beraberinde getirmektedir. Bu çalışmada, gelişmiş ülkeler ile gelişmekte olan ülkeler arasında enformasyon ve iletişim teknolojilerinin yayılması açısından oluşan farklılıkların ya da eşitsizliklerin nedenleri, bütün bunların uluslararası düzeyde daha derin ve tarihsel eşitsizliklerin yansıması olduğunu unutmaksızın, yaygınlaştırma politikaları ve bu politikaların temel aldığı modeller bağlamında ortaya konmaktadır. Farklılık ve eşitsizliklerin nedenlerinin açığa çıkartılmasının, bu farklılık ve eşitsizlikleri ortadan kaldırmak için verilecek uğraşa güç vermesi umut edilmektedir.
FUNDA BAŞARAN
Yeni Basım
Verili toplumsal ilişkilerin içerisinde yaşayan insanların dünyayı anla... more FUNDA BAŞARAN
Yeni Basım
Verili toplumsal ilişkilerin içerisinde yaşayan insanların dünyayı anlama ve anlamlandırma süreçlerinde gereksinim duydukları enformasyonu sağlayan basın kadar, bu enformasyonun üzerinden aktığı iletişim ağları da toplumsal değişim sürecinde önemlidir. Bu anlamıyla iletişim ağları üzerinden akan enformasyon, verili ilişkileri meşrulaştırdığı ve insanları bu ilişkilerin içerisinde tutmaya hizmet ettiği kadar, toplumsal gelişmeye ve insanlığın daha ileri bir toplumsal ilişkiler sistemine geçmesini sağlamaya hizmet etme potansiyeli taşımaktadır. Yani iletişim ağları, tıpkı geçmişte olduğu gibi, bugün de iktidarların güçlenerek sürmesinin enformasyonunu taşıdığı denli, bu iktidarların yıkılmasının enformasyonunu da taşır.
Bu kitap, iletişim sürecine dahil olan ilk elektrikli iletişim teknolojisi olan telgrafı ve onun oluşturduğu ulusal ve uluslararası iletişim ağlarından başlayarak iletişim ağlarını yaşadığımız coğrafya bağlamında ele almakta ve iletişimin bugünkü biçimlenişini bütüncül olarak kavrayabilmek için tarihsel bir arka plan sunmayı amaçlamaktadır. Türkiye coğrafyasında telgraftan başlayarak iletişim ağlarının kurulması sürecinin hem uluslararası gelişmeler ve içerideki ekonomik ve politik özellikler tarafından nasıl belirlendiği, hem de tüm bunlarla nasıl bir etkileşim içerisinde olduğu tarihsel bir perspektifle ortaya koyulmaya çalışılırken, iletişim sürecini telgrafın ve diğer teknolojik gelişmelerin de bir boyut olarak çözümlemeye dahil edildiği bir biçimde kavramak açısından bir olanak yarattığı ve yaratmaya devam edeceği düşünülmektedir.
Her yıl emek ve iletişim üzerine düşünen, çalışan ve siyaset üreten akademisyenler ve aktivistler... more Her yıl emek ve iletişim üzerine düşünen, çalışan ve siyaset üreten akademisyenler ve aktivistler Uluslararası İşçi ve İletişim Konferansı’nda bir araya geliyor. Konferansın 2010 yılı bildiriler kitabı...
İşçi Filmleri, Öteki Sinemalar
Yordam Kitap'tan 2015 yılının mayıs ayında çıkan kitabın içindekiler listesi ve Giriş yazısı
http... more Yordam Kitap'tan 2015 yılının mayıs ayında çıkan kitabın içindekiler listesi ve Giriş yazısı
http://www.yordamkitap.com/
Book chapters by Funda Basaran
Başaran F. (2007). “Enformasyon”. [Information]. Felsefe Ansiklopedisi, Vol. 5. A. Cevizci (Ed.), Ankara, Ebabil Yayıncılık. 467-472.
İletişim Hakkı ve Yeni Medya: Tehditler ve Olanaklar. T. Durna, M. Binark (Eds.), 2019
Başaran F. (2019) “İletişim Hakkı Politik Mücadeledir”. İletişim Hakkı ve Yeni Medya: Tehditler v... more Başaran F. (2019) “İletişim Hakkı Politik Mücadeledir”. İletişim Hakkı ve Yeni Medya: Tehditler ve Olanaklar. T. Durna, M. Binark (Eds.), Ankara: Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı. 13-18
Ekim Devrimi’nin 100. Yılında Sosyalizmin Güncelliği, 2018
Başaran F. (2018) “Sosyal medya, internet ve sosyalizm”. Ekim Devrimi’nin 100. Yılında Sosyalizmi... more Başaran F. (2018) “Sosyal medya, internet ve sosyalizm”. Ekim Devrimi’nin 100. Yılında Sosyalizmin Güncelliği. A Altınörs (Ed.), İstanbul: Ceylan Yayınları.
Aydoğan, A., & Başaran, F. (2012). “Yeni Medyayı Alternatif Medya Bağlamında Anlamak”. Alternatif... more Aydoğan, A., & Başaran, F. (2012). “Yeni Medyayı Alternatif Medya Bağlamında Anlamak”. Alternatif Medya, Alternatif Gazetecilik. Ö. Özer (Ed.), Konya: Literatürk Yayınları. 213-247.
Geray, H. ve Başaran, F. (2016) "Bağımlılığın Yeniden Üretimi: Hegemonik Söylemler Çevre Ülkelerd... more Geray, H. ve Başaran, F. (2016) "Bağımlılığın Yeniden Üretimi: Hegemonik Söylemler Çevre Ülkelerde Bilgi İletişim Teknolojileri Politikalarını Nasıl Şekillendirir", İletişim Ağlarında Yeni Hizmetler Medya-İletişim, der: Haluk Geray-Funda Başaran-Aylin Aydoğan içinde, Ütopya Yayınevi, 50-80
İletişim alanına yönelik politikaların oluşturulma süreci her zaman farklı aktörlerin dahil olduğu ve bu aktörler arası çatışmaların rahatça gözlemlenebileceği bir süreçtir. İçinde bulunduğumuz dönemde de yeni iletişim teknolojileriyle ve bun-lar üzerinden sunulan yeni içerik ve hizmetlerle çatışmanın tarafları olan aktörler çeşitlenmiş; politika oluşturma sürecine yeni başlıklar ve sorun alanları eklenmiştir. Net olan ise yeni iletişim teknolojileri iktisadı üzerine kurulu olan kapitalist ekono-minin bugünkü döneminde iletişim alanına yönelik düzenleme politikalarının merkezine ekonomik kazanım beklentisinin yerleştirildiğidir. Toplumsal yaşamın farklı alanlarına yönelik poli-tikalarda olduğu gibi iletişim alanında da kamusal fayda, rekabet ve verimlilik hedeflerinin gerisinde kalmaktadır. Elinizdeki kitap bu durumu, kuramsal tartışmalarla ve yeni içerik ve hizmet alanlarını konu edinen makalelerle aktarmaktadır. Kitap iletişim alanında politika oluşturma sürecinin birincil hedefinin ekonomik kazanım olduğu bu dönemde, egemenlerin çıkarlarına karşı kamusal politikaların ve kamusal düzen-lemelerin hala geçerli ve gerekli olduğunu tartışmaktadır.
Başaran F. (2016), "Bilgi ve İletişim Teknolojileri Sektörü", Bilim, Teknoloji ve Yenilik: Kavram... more Başaran F. (2016), "Bilgi ve İletişim Teknolojileri Sektörü", Bilim, Teknoloji ve Yenilik: Kavramlar, Kuramlar ve Politika, Der: İbrahim Semih Akçomak , Erkan Erdil , Mehmet Teoman Pamukçu , Murad Tiryakioğlu içinde, Bilgi Üniversitesi yayınları, 407-435
Bilgi ve iletişim teknolojileri sektörü, genel olarak enformasyon üretimi, işlenmesi, dağıtımı ve saklanması süreçlerinde yer alan teknolojiler, bu teknolojik araçların olanaklı kıldığı altyapılar, bu altyapılar üzerinden sunulan hizmetler sektörü olarak tanımlanmaktadır. Ancak geçtiğimiz yıllar içerisinde bilgi ve iletişim teknolojileri ve bu teknolojiler aracılığı ile
gerçekleşen toplumsal ve ekonomik etkinlikler o denli artmış ve çeşitlenmiştir ki bu tanımın tüm bu etkinlikleri de içine alacak biçimde bir “bilgi ve iletişim teknolojileri” yaklaşımı ile ve enformasyon kavrayışı ile bütünleştirilmesi zorunluluğu açığa çıkmıştır. Bu bağlamda, çalışmada öncelikle ekonomi disiplininin enformasyon kavrayışı ve enformasyonun ekonomik statüsü tartışmaya açılmaktadır. Ardından da çalışmanın amacına bağlı olarak, tarihsel olarak enformasyonun statüsünde yaşanan değişimleri ve bu değişimler aracılığıyla yaşanan dönüşümleri temel alacak bir biçimde üç dönem ayırt edilerek ve bu dönemlerde bilgi
ve iletişim teknolojileri sektörünün, toplumsal ve ekonomik gelişme ile bağlantılı olarak nasıl yapılandığı tarihsel olarak ortaya konulmaktadır. Sonuç bölümünde ise tarihsel arka plandan yola çıkarak günümüz bilgi ve iletişim teknolojileri sektörünün, toplumsal ve ekonomik gelişme açısından nereye konumlandırılması gerektiği tartışılmaktadır.
Başaran, F. (2016), "İnsanın İletişim Hakkı", Yamuk Hakikat, Der: Nevin Yıldız içinde, Ütopya yay... more Başaran, F. (2016), "İnsanın İletişim Hakkı", Yamuk Hakikat, Der: Nevin Yıldız içinde, Ütopya yayınevi, 70-89
Papers by Funda Basaran
Indoor and Built Environment, 2007
Radon, a naturally occurring radioactive noble gas, is the main source of the natural radiation t... more Radon, a naturally occurring radioactive noble gas, is the main source of the natural radiation that is received by the population. It derives from the traces of radium in rocks and can diffuse directly or as solution in water to the earth’s surface. Measurements of radium and radon concentration in a total of ten different well waters sampled at about 100m depth in the Afyonkarahisar area of Turkey have been made. It was found that the concentration ranged from 0.42-28.82Bq·L-1 for radon and from 0.07-7.16Bq·L-1 for radium. A 99% correlation between radon and radium concentrations was found. From these data the average annual effective dose equivalent from radon and radium in the water have been estimated to about 73.8 and 778.96μSv·y-1, respectively.
Uploads
book by Funda Basaran
Elinizdeki kitap bu durumu, kuramsal tartışmalarla ve yeni içerik ve hizmet alanlarını konu edinen makalelerle aktarmaktadır. Kitap iletişim alanında politika oluşturma sürecinin birincil hedefinin ekonomik kazanım olduğu bu dönemde, egemenlerin çıkarlarına karşı kamusal politikaların ve kamusal düzenlemelerin hala geçerli ve gerekli olduğunu tartışmaktadır.
Öte yandan ülkemizdeki iletişim araştırmaların durumu da pek parlak gözükmüyor. Araştırmaların sayısı bir yana, kapsadığı alanların da yeteri kadar çeşitlenmiş olmadığını söylemek mümkün. İletişim araçlarının çıktılarına (içerik) ve gerçeklikten koparılmış abartılı bir “kültürün önceliği” yaklaşımıyla kimlik siyasetine odaklandığı günümüzde, çok-disiplinli yaklaşımlar her zamankinden daha fazla önem taşıyor. Elinizdeki kitap altı araştırmacının birbirini tamamlayan 13 araştırma makalesinden oluşuyor. Bu makalelerin bir bölümü hem neo-klasik iktisadın hem de diğer ekonomi-politik yaklaşımların iletişim ağlarına ilişkin kavramlarını tanıtıyor. İletişim ağları, kitle iletişim araçları ve etkileşimli yeni medyaların (telekomünikasyon, bilgisayar ağları gibi) yöndeşmesi bağlamında “geleneksel” ve “yeni medyayı” kapsamaktadır. Makalelerin bir bölümü de bu kavramlarla Dünya'daki ve ülkemizdeki somut görgül malzeme arasında bağ kurmaya çalışıyor. Hiç kuşkusuz iletişim ağları dediğimiz zaman bu kavramın içine giren tüm unsurlar kitapta kapsanmıyor. Örneğin, iletişim ağlarını mümkün kılan donanım sektörlerinin bir bölümü kitabın içinde yok. Basılı medya ve sinema filmlerinin olmadığı gibi... Boşlukta kalan alanlar araştırmacılarını bekliyor.
Funda Başaran Haluk Geray İletişim Ağlarının Ekonomisi Ütopya Yayınevi 9786055580860
Yayılmanın piyasa koşullarına bırakılması, toplumsal gelişme açısından önem verilen enformasyon ve iletişim teknolojilerinin gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasında nicelik ve nitelik olarak farklı biçimlerde yayılmasını beraberinde getirmektedir. Bu çalışmada, gelişmiş ülkeler ile gelişmekte olan ülkeler arasında enformasyon ve iletişim teknolojilerinin yayılması açısından oluşan farklılıkların ya da eşitsizliklerin nedenleri, bütün bunların uluslararası düzeyde daha derin ve tarihsel eşitsizliklerin yansıması olduğunu unutmaksızın, yaygınlaştırma politikaları ve bu politikaların temel aldığı modeller bağlamında ortaya konmaktadır. Farklılık ve eşitsizliklerin nedenlerinin açığa çıkartılmasının, bu farklılık ve eşitsizlikleri ortadan kaldırmak için verilecek uğraşa güç vermesi umut edilmektedir.
Yeni Basım
Verili toplumsal ilişkilerin içerisinde yaşayan insanların dünyayı anlama ve anlamlandırma süreçlerinde gereksinim duydukları enformasyonu sağlayan basın kadar, bu enformasyonun üzerinden aktığı iletişim ağları da toplumsal değişim sürecinde önemlidir. Bu anlamıyla iletişim ağları üzerinden akan enformasyon, verili ilişkileri meşrulaştırdığı ve insanları bu ilişkilerin içerisinde tutmaya hizmet ettiği kadar, toplumsal gelişmeye ve insanlığın daha ileri bir toplumsal ilişkiler sistemine geçmesini sağlamaya hizmet etme potansiyeli taşımaktadır. Yani iletişim ağları, tıpkı geçmişte olduğu gibi, bugün de iktidarların güçlenerek sürmesinin enformasyonunu taşıdığı denli, bu iktidarların yıkılmasının enformasyonunu da taşır.
Bu kitap, iletişim sürecine dahil olan ilk elektrikli iletişim teknolojisi olan telgrafı ve onun oluşturduğu ulusal ve uluslararası iletişim ağlarından başlayarak iletişim ağlarını yaşadığımız coğrafya bağlamında ele almakta ve iletişimin bugünkü biçimlenişini bütüncül olarak kavrayabilmek için tarihsel bir arka plan sunmayı amaçlamaktadır. Türkiye coğrafyasında telgraftan başlayarak iletişim ağlarının kurulması sürecinin hem uluslararası gelişmeler ve içerideki ekonomik ve politik özellikler tarafından nasıl belirlendiği, hem de tüm bunlarla nasıl bir etkileşim içerisinde olduğu tarihsel bir perspektifle ortaya koyulmaya çalışılırken, iletişim sürecini telgrafın ve diğer teknolojik gelişmelerin de bir boyut olarak çözümlemeye dahil edildiği bir biçimde kavramak açısından bir olanak yarattığı ve yaratmaya devam edeceği düşünülmektedir.
http://www.yordamkitap.com/
Book chapters by Funda Basaran
İletişim alanına yönelik politikaların oluşturulma süreci her zaman farklı aktörlerin dahil olduğu ve bu aktörler arası çatışmaların rahatça gözlemlenebileceği bir süreçtir. İçinde bulunduğumuz dönemde de yeni iletişim teknolojileriyle ve bun-lar üzerinden sunulan yeni içerik ve hizmetlerle çatışmanın tarafları olan aktörler çeşitlenmiş; politika oluşturma sürecine yeni başlıklar ve sorun alanları eklenmiştir. Net olan ise yeni iletişim teknolojileri iktisadı üzerine kurulu olan kapitalist ekono-minin bugünkü döneminde iletişim alanına yönelik düzenleme politikalarının merkezine ekonomik kazanım beklentisinin yerleştirildiğidir. Toplumsal yaşamın farklı alanlarına yönelik poli-tikalarda olduğu gibi iletişim alanında da kamusal fayda, rekabet ve verimlilik hedeflerinin gerisinde kalmaktadır. Elinizdeki kitap bu durumu, kuramsal tartışmalarla ve yeni içerik ve hizmet alanlarını konu edinen makalelerle aktarmaktadır. Kitap iletişim alanında politika oluşturma sürecinin birincil hedefinin ekonomik kazanım olduğu bu dönemde, egemenlerin çıkarlarına karşı kamusal politikaların ve kamusal düzen-lemelerin hala geçerli ve gerekli olduğunu tartışmaktadır.
Bilgi ve iletişim teknolojileri sektörü, genel olarak enformasyon üretimi, işlenmesi, dağıtımı ve saklanması süreçlerinde yer alan teknolojiler, bu teknolojik araçların olanaklı kıldığı altyapılar, bu altyapılar üzerinden sunulan hizmetler sektörü olarak tanımlanmaktadır. Ancak geçtiğimiz yıllar içerisinde bilgi ve iletişim teknolojileri ve bu teknolojiler aracılığı ile
gerçekleşen toplumsal ve ekonomik etkinlikler o denli artmış ve çeşitlenmiştir ki bu tanımın tüm bu etkinlikleri de içine alacak biçimde bir “bilgi ve iletişim teknolojileri” yaklaşımı ile ve enformasyon kavrayışı ile bütünleştirilmesi zorunluluğu açığa çıkmıştır. Bu bağlamda, çalışmada öncelikle ekonomi disiplininin enformasyon kavrayışı ve enformasyonun ekonomik statüsü tartışmaya açılmaktadır. Ardından da çalışmanın amacına bağlı olarak, tarihsel olarak enformasyonun statüsünde yaşanan değişimleri ve bu değişimler aracılığıyla yaşanan dönüşümleri temel alacak bir biçimde üç dönem ayırt edilerek ve bu dönemlerde bilgi
ve iletişim teknolojileri sektörünün, toplumsal ve ekonomik gelişme ile bağlantılı olarak nasıl yapılandığı tarihsel olarak ortaya konulmaktadır. Sonuç bölümünde ise tarihsel arka plandan yola çıkarak günümüz bilgi ve iletişim teknolojileri sektörünün, toplumsal ve ekonomik gelişme açısından nereye konumlandırılması gerektiği tartışılmaktadır.
Papers by Funda Basaran
Elinizdeki kitap bu durumu, kuramsal tartışmalarla ve yeni içerik ve hizmet alanlarını konu edinen makalelerle aktarmaktadır. Kitap iletişim alanında politika oluşturma sürecinin birincil hedefinin ekonomik kazanım olduğu bu dönemde, egemenlerin çıkarlarına karşı kamusal politikaların ve kamusal düzenlemelerin hala geçerli ve gerekli olduğunu tartışmaktadır.
Öte yandan ülkemizdeki iletişim araştırmaların durumu da pek parlak gözükmüyor. Araştırmaların sayısı bir yana, kapsadığı alanların da yeteri kadar çeşitlenmiş olmadığını söylemek mümkün. İletişim araçlarının çıktılarına (içerik) ve gerçeklikten koparılmış abartılı bir “kültürün önceliği” yaklaşımıyla kimlik siyasetine odaklandığı günümüzde, çok-disiplinli yaklaşımlar her zamankinden daha fazla önem taşıyor. Elinizdeki kitap altı araştırmacının birbirini tamamlayan 13 araştırma makalesinden oluşuyor. Bu makalelerin bir bölümü hem neo-klasik iktisadın hem de diğer ekonomi-politik yaklaşımların iletişim ağlarına ilişkin kavramlarını tanıtıyor. İletişim ağları, kitle iletişim araçları ve etkileşimli yeni medyaların (telekomünikasyon, bilgisayar ağları gibi) yöndeşmesi bağlamında “geleneksel” ve “yeni medyayı” kapsamaktadır. Makalelerin bir bölümü de bu kavramlarla Dünya'daki ve ülkemizdeki somut görgül malzeme arasında bağ kurmaya çalışıyor. Hiç kuşkusuz iletişim ağları dediğimiz zaman bu kavramın içine giren tüm unsurlar kitapta kapsanmıyor. Örneğin, iletişim ağlarını mümkün kılan donanım sektörlerinin bir bölümü kitabın içinde yok. Basılı medya ve sinema filmlerinin olmadığı gibi... Boşlukta kalan alanlar araştırmacılarını bekliyor.
Funda Başaran Haluk Geray İletişim Ağlarının Ekonomisi Ütopya Yayınevi 9786055580860
Yayılmanın piyasa koşullarına bırakılması, toplumsal gelişme açısından önem verilen enformasyon ve iletişim teknolojilerinin gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasında nicelik ve nitelik olarak farklı biçimlerde yayılmasını beraberinde getirmektedir. Bu çalışmada, gelişmiş ülkeler ile gelişmekte olan ülkeler arasında enformasyon ve iletişim teknolojilerinin yayılması açısından oluşan farklılıkların ya da eşitsizliklerin nedenleri, bütün bunların uluslararası düzeyde daha derin ve tarihsel eşitsizliklerin yansıması olduğunu unutmaksızın, yaygınlaştırma politikaları ve bu politikaların temel aldığı modeller bağlamında ortaya konmaktadır. Farklılık ve eşitsizliklerin nedenlerinin açığa çıkartılmasının, bu farklılık ve eşitsizlikleri ortadan kaldırmak için verilecek uğraşa güç vermesi umut edilmektedir.
Yeni Basım
Verili toplumsal ilişkilerin içerisinde yaşayan insanların dünyayı anlama ve anlamlandırma süreçlerinde gereksinim duydukları enformasyonu sağlayan basın kadar, bu enformasyonun üzerinden aktığı iletişim ağları da toplumsal değişim sürecinde önemlidir. Bu anlamıyla iletişim ağları üzerinden akan enformasyon, verili ilişkileri meşrulaştırdığı ve insanları bu ilişkilerin içerisinde tutmaya hizmet ettiği kadar, toplumsal gelişmeye ve insanlığın daha ileri bir toplumsal ilişkiler sistemine geçmesini sağlamaya hizmet etme potansiyeli taşımaktadır. Yani iletişim ağları, tıpkı geçmişte olduğu gibi, bugün de iktidarların güçlenerek sürmesinin enformasyonunu taşıdığı denli, bu iktidarların yıkılmasının enformasyonunu da taşır.
Bu kitap, iletişim sürecine dahil olan ilk elektrikli iletişim teknolojisi olan telgrafı ve onun oluşturduğu ulusal ve uluslararası iletişim ağlarından başlayarak iletişim ağlarını yaşadığımız coğrafya bağlamında ele almakta ve iletişimin bugünkü biçimlenişini bütüncül olarak kavrayabilmek için tarihsel bir arka plan sunmayı amaçlamaktadır. Türkiye coğrafyasında telgraftan başlayarak iletişim ağlarının kurulması sürecinin hem uluslararası gelişmeler ve içerideki ekonomik ve politik özellikler tarafından nasıl belirlendiği, hem de tüm bunlarla nasıl bir etkileşim içerisinde olduğu tarihsel bir perspektifle ortaya koyulmaya çalışılırken, iletişim sürecini telgrafın ve diğer teknolojik gelişmelerin de bir boyut olarak çözümlemeye dahil edildiği bir biçimde kavramak açısından bir olanak yarattığı ve yaratmaya devam edeceği düşünülmektedir.
http://www.yordamkitap.com/
İletişim alanına yönelik politikaların oluşturulma süreci her zaman farklı aktörlerin dahil olduğu ve bu aktörler arası çatışmaların rahatça gözlemlenebileceği bir süreçtir. İçinde bulunduğumuz dönemde de yeni iletişim teknolojileriyle ve bun-lar üzerinden sunulan yeni içerik ve hizmetlerle çatışmanın tarafları olan aktörler çeşitlenmiş; politika oluşturma sürecine yeni başlıklar ve sorun alanları eklenmiştir. Net olan ise yeni iletişim teknolojileri iktisadı üzerine kurulu olan kapitalist ekono-minin bugünkü döneminde iletişim alanına yönelik düzenleme politikalarının merkezine ekonomik kazanım beklentisinin yerleştirildiğidir. Toplumsal yaşamın farklı alanlarına yönelik poli-tikalarda olduğu gibi iletişim alanında da kamusal fayda, rekabet ve verimlilik hedeflerinin gerisinde kalmaktadır. Elinizdeki kitap bu durumu, kuramsal tartışmalarla ve yeni içerik ve hizmet alanlarını konu edinen makalelerle aktarmaktadır. Kitap iletişim alanında politika oluşturma sürecinin birincil hedefinin ekonomik kazanım olduğu bu dönemde, egemenlerin çıkarlarına karşı kamusal politikaların ve kamusal düzen-lemelerin hala geçerli ve gerekli olduğunu tartışmaktadır.
Bilgi ve iletişim teknolojileri sektörü, genel olarak enformasyon üretimi, işlenmesi, dağıtımı ve saklanması süreçlerinde yer alan teknolojiler, bu teknolojik araçların olanaklı kıldığı altyapılar, bu altyapılar üzerinden sunulan hizmetler sektörü olarak tanımlanmaktadır. Ancak geçtiğimiz yıllar içerisinde bilgi ve iletişim teknolojileri ve bu teknolojiler aracılığı ile
gerçekleşen toplumsal ve ekonomik etkinlikler o denli artmış ve çeşitlenmiştir ki bu tanımın tüm bu etkinlikleri de içine alacak biçimde bir “bilgi ve iletişim teknolojileri” yaklaşımı ile ve enformasyon kavrayışı ile bütünleştirilmesi zorunluluğu açığa çıkmıştır. Bu bağlamda, çalışmada öncelikle ekonomi disiplininin enformasyon kavrayışı ve enformasyonun ekonomik statüsü tartışmaya açılmaktadır. Ardından da çalışmanın amacına bağlı olarak, tarihsel olarak enformasyonun statüsünde yaşanan değişimleri ve bu değişimler aracılığıyla yaşanan dönüşümleri temel alacak bir biçimde üç dönem ayırt edilerek ve bu dönemlerde bilgi
ve iletişim teknolojileri sektörünün, toplumsal ve ekonomik gelişme ile bağlantılı olarak nasıl yapılandığı tarihsel olarak ortaya konulmaktadır. Sonuç bölümünde ise tarihsel arka plandan yola çıkarak günümüz bilgi ve iletişim teknolojileri sektörünün, toplumsal ve ekonomik gelişme açısından nereye konumlandırılması gerektiği tartışılmaktadır.
İnternet ya da genel olarak yeni iletişim teknolojileri de yaygın kullanılmaya başlandıkları
90’lı yılların ortalarından sonra aynı tartışmanın yeniden gündeme gelmesine neden olmuştur.
Bugün, internet üzerinde video paylaşım siteleri, haber temelli başka uygulamalar, sosyal
paylaşım siteleri, bloglar, haber grupları ya da tartışma listeleri şeklinde sıralanabilecek pek
çok iletişim platformu oluşmakta ve kendilerini ifade etmek için bu tür platformları kullanmayı
tercih eden insanların sayısı da hızla artmaktadır. Genel olarak bu deneyimlerin hepsi, alternatif
medya tartışmalarını yeniden başlatan, bu arada yurttaş medyası, katılımcı medya, etkileşimli
gazetecilik, halk gazeteciliği, radikal medya gibi çeşitli kavramların ortaya çıkışına neden olan
deneyimler olarak akademik ilgiyi hak ediyor olsalar da, teknolojik değişim temelli bu alternatif
medya tartışmalarını aşan bir kavramsallaştırmaya ihtiyaç olduğu söylenmelidir. Teknolojik
değişim ve iletişim deneyimlerinin farklılaşması arasında nasıl bir ilişkisellik kurulabileceği bu
kavramsallaştırma çabasının en önemli uğraklarından birisidir. Bu çalışmada internetin neden
olduğu teknolojik değişim süreci ele alınarak, bu süreçte iletişim deneyiminin farklılaşmasının
nasıl kavranması gerektiği tartışmaya açılacaktır.