Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dergisi, 2017
The issue of women's rights in Turkey goes back to the Tanzimat and Constitutional era. Women... more The issue of women's rights in Turkey goes back to the Tanzimat and Constitutional era. Women's rights in Turkey, shaped by modernization, reached the level of Western women with the declaration of the Republic of Turkey and the Revolutions, thus surpassing many Western countries chronologically. Turkish women became visible with the social transformation that started with the proclamation of the Republic. The revolutions made by Mustafa Kemal Atatürk in the elds of education, law and political rights made it possible for Turkish women to reach success in their struggle of rights faster than their contemporaries. The improvement of the social status of Turkish women, especially in their political rights, affected women in many Middle Eastern countries, especially women in Egypt. The 12th Congress of the International Union of Women organized in İstanbul in 1935 clearly showed the close attention of Egyptian women to Turkey. In this article, based on the newspapers, magazine...
II. Dünya Savaşı'nın ardından yaşanan siyasi ve ideolojik zemin kaymaları savaş sonunda yeni bir ... more II. Dünya Savaşı'nın ardından yaşanan siyasi ve ideolojik zemin kaymaları savaş sonunda yeni bir dünya düzeninin oluşmasına neden olmuştur. Tarihe "Soğuk Savaş" olarak geçen bu süreçte dramatik bir şekilde değişen dünya, yüzyılın ilk yarısı biterken Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) tarafından kontrol edilen "iki kutuplu" güç dengesiyle yeniden inşa edilmiştir Dünya değişirken Türkiye de dönüşüm içerisindeydi. Çok partili hayata geçerek önemli bir eşiği atlayan Türkiye'de 1950'de iktidara gelen Demokrat Parti (DP), birçok alanda olduğu gibi dış politikada da farklı bir çizgi benimsemiştir. Batı çizgisindeki dış politika kimliği, DP döneminde ABD ekseninde somutlaşmıştır. ABD'nin Ortadoğu'ya ilgisini arttırdığı bu dönemde Türkiye'ye özel önem atfetmesi Türk dış politikasının bu çizgisini daha da görünür kılmıştır. Truman Doktrini ve Marshall Planı ile başlayan, Eisenhower Doktrini ile doruğa ulaşan ABD eksenli dış politika, dönemin ruhu içerisinde olağan görünse de ilerleyen süreçte Türkiye'yi ekonomi ve güvenlik sarmalında bir girdaba sürüklemiştir. Çalışmada, Ortadoğu'nun kaderini değiştiren Eisenhower Doktrini çerçevesinde DP dış politikası uluslararası ilişkiler teorileri ve tarih pratikleri ile disiplinler arası bir yaklaşımla ele alınacaktır.
ZORUNLU GÖÇ/SÜRGÜN SÜRECİNDE SURİYE TÜRKMEN MİLLİ KİMLİĞİ
Miray VURMAY GÜZEL
TÜRK YURDU DERGİSİ... more ZORUNLU GÖÇ/SÜRGÜN SÜRECİNDE SURİYE TÜRKMEN MİLLİ KİMLİĞİ
Öz
Modem Ortadoğu araştırmalarında önemli bir yere sahip olan Suriye, hem bölgesel hem de kürese... more Öz
Modem Ortadoğu araştırmalarında önemli bir yere sahip olan Suriye, hem bölgesel hem de küresel anlamda yirminci yüzyılın kilit ülkelerinden biri olmuştur. Kendi içinde çelişik, katı siyasal sistemi ve iç içe geçmiş çelişkiler ile örülü sosyolojik yapısı ile son derece karmaşık bir siyasal-toplumsal yapıya sahip olan Suriye, alan ve nüfus olarak sahip olduğu görece küçük sıfatların aksine tarihsel süreçte edindiği “güç” ile bölgesel anlamda önemli bir konuma gelmiştir. Tarihin aynasından yansıyan söz konusu Suriye resminin altında ise hiç kuşkusuz Suriye tarihinin otuz yılma imzasını atan Hafız Esad ismi bulunmaktadır. Suriye, bu makalede genel bir sistem analizine tabi tutularak bugün “Arap Baharı” metaforu çerçevesinde gündemde olan sorulara cevap bulmaya çalışılacaktır.
Syria, having an important position in Middle East researches, has been one of the key countries of the 20th century both in regional and global terms. Syria has a very complex political-sociological structure comprised of a strict political system which is contradictory in itself and a sociological structure that is knitted with contradictions. Despite the relative attributions to its small population and land, Syria has gained an important regional position thank to “the power” it has attained throughout history. There is no doubt that, under the Syrian picture that is reflected from the mirror of the history, there lies down the name of Hafiz Essad who has the signature under the 30 years of Syrian history. In this article, by subjecting Syria to a general system analysis, we will try to answer the questions on the agenda within the current “Arab Spring” metaphore context.
Öz Türkiye'de kadın hakları meselesi Tanzimat ve Meşrutiyet dönemine kadar uzanır. Modernleşme il... more Öz Türkiye'de kadın hakları meselesi Tanzimat ve Meşrutiyet dönemine kadar uzanır. Modernleşme ile birlikte şekillenen Türkiye'deki kadın hakları, Cumhuriyet'in ilanı ve Devrimler ile birlikte Batılı kadınların seviyesine ulaşmış ve hatta kronolojik olarak birçok Batı ülkesini geride bırakmıştır. Cumhuriyet ile birlikte yaşanmaya başlanan toplumsal dönüşüm içerisinde kadınların görünürlüğü artmıştır. Mustafa Kemal Atatürk tarafından eğitim, hukuk ve siyasi haklar alanında yapılan devrimler Türk kadınının hak mücadelesinde çağdaşlarına göre daha hızlı bir şekilde başarıya ulaşmasını sağlamıştır. Türk kadınının toplumsal statüsünün iyileşmesi ve özellikle siyasi haklarını kazanması başta Mısır olmak üzere birçok Ortadoğu ülkesindeki kadınları etkilemiştir. Uluslararası Kadınlar Birliği'nin 12. Kongresini, 1935 yılında İstanbul'da düzenlemesi, Mısırlı kadınların Türkiye'ye olan ilgisini açıkça ortaya koymuştur. Bu makalede dönemin gazete ve dergileri ile anı eserler üzerinden Atatürk döneminde Türkiye'de kadın hakları konusunda yaşanan gelişmelerin Mısır kadınları üzerinde etkisi incelenmiştir. The issue of women's rights in Turkey goes back to the Tanzimat and Constitutional era. Women's rights in Turkey, shaped by modernization, reached the level of Western women with the declaration of the Republic of Tukey and the Revolutions, and deven chronologically surpassed many Western countries. Turkish women became visible with the social transformation that started with the proclamation of the Republic. The revolutions made by Mustafa Kemal Atatürk in the elds of education, law and political rights made it possible for Turkish women to reach to a success for the struggle of rights faster than their contemporaries. The improvement of the social status of the Turkish women, especially in their political rights, affected women in many Middle Eastern countries, especially in Egypt. Organizing of 12th Congress of the International Union of Women in İstanbul in 1935 showed clearly the close attention of Egyptian women to Turkey. In this article, based on the newspapers, magazines and memorial works of that time, the effects of developments in Women's rights in Turkey, on Egyptian women were examined. Abstract Sedef BULUT Giriş Kadın hakları, insanlık tarihinin her döneminde toplumsal tartışma konuları arasında yer almıştır. Ataerkil toplumlarda, söz konusu tartışmalar çok daha çetin süreçlerden geçmiş, kadın hakları bir mücadele alanı haline gelmiştir. Kadın, özellikle Ortaçağ Avrupasında, Cahiliye Dönemi Arap toplumlarında ve erkek egemen aşiret yapılarının hâkim olduğu kültürlerde ikinci sınıf olarak görülmüş, bazı toplumlarda yok hükmünde sayılmıştır. Kadının tarihsel süreç içerisindeki konumu her ne kadar Reform ve Rönesans dönemlerinden başlayarak gündeme gelse de, bu durumun hak arayış mücadelesine evrilmesi ancak 1789 Fransız İhtilâli ile söz konusu olabilmiştir. Ne var ki, Fransız İhtilâli'nin her safhasında yer alan kadınlar, talep ettikleri hakları elde edemedikleri gibi İhtilâl sonrasında ellerindeki hakları da yitirmişlerdir.
Giriþ Filistin halký, yarým yüz yýlý aþkýnca bir süredir sýnýrlarý belli olmayan, belli aralýklar... more Giriþ Filistin halký, yarým yüz yýlý aþkýnca bir süredir sýnýrlarý belli olmayan, belli aralýklarla de facto olarak deðiþ(tiril)en ve belki de en önemlisi gerçek anlamda aslýnda hiç var olmayan bir " devlet " üzerinde üstelik iþgal altýnda yaþamakta. En basit anlamda gerçek bir devlet oluþabilmesi için belirli bir insan topluluðunun(millet), belirli bir toprak parçasý üzerinde(vatan) ege-menlik kurmuþ olmasý(siyasal iktidar, otorite) gerekmektedir. Aslýnda soyut bir kavram olan devletin somutlaþmasý içinse bir takým unsurlarýn var olma-sý, iþler halde olmasý gerekir. Yönetim biçimine, ülkenin rejimine göre farklý-lýk gösteren bir devlet baþkaný, baþbakan, cumhurbaþkaný; devletin sembolü olan bayrak; yine devletin milli þuurunu ayakta tutan milli marþ; devletin yönetildiði bir baþkent; yasama ve yürütme organlarýnýn bulunduðu bir meclis; yargý organlarý, yani iþleyen bir hukuk sistemi ve güvenliði saðla-makla görevli güvenlik kuvvetleri(polis, asker, jandarma vs) olmayan ya da büyük oranda eksik olan bir organizasyon/topluluk gerçek, somut anlamda devlet olarak nitelendirilmez. Nitekim bu unsurlara bütünüyle sahip olma-yan, sahip olduklarý unsurlarýnsa iþlerliði olmayan, baþka bir deyiþle henüz tam anlamý ile devlet olamamýþ Filistin, Yirminci Yüzyýl'ýn baþlarýndan bu yana devletleþmeye çalýþmakta. Ancak baþta Ýsrail iþgali olmak üzere, bölgesel ve küresel konjonktürden direk olarak etkilenmesi, siyasal ve ide-olojik anlamda giderek azalan hatta gelinen noktada parçalanmýþ olan bir siyasal ve toplumsal yapýya sahip olmasý ve Filistin içerisinden çýkmýþ tek karizmatik lider olarak anýlan Yaser Arafat'ýn ölümünden sonra yaþanan li-derlik krizi Filistin'in gerçek anlamda devlet olmasýnýn önündeki en büyük
Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dergisi, 2017
The issue of women's rights in Turkey goes back to the Tanzimat and Constitutional era. Women... more The issue of women's rights in Turkey goes back to the Tanzimat and Constitutional era. Women's rights in Turkey, shaped by modernization, reached the level of Western women with the declaration of the Republic of Turkey and the Revolutions, thus surpassing many Western countries chronologically. Turkish women became visible with the social transformation that started with the proclamation of the Republic. The revolutions made by Mustafa Kemal Atatürk in the elds of education, law and political rights made it possible for Turkish women to reach success in their struggle of rights faster than their contemporaries. The improvement of the social status of Turkish women, especially in their political rights, affected women in many Middle Eastern countries, especially women in Egypt. The 12th Congress of the International Union of Women organized in İstanbul in 1935 clearly showed the close attention of Egyptian women to Turkey. In this article, based on the newspapers, magazine...
II. Dünya Savaşı'nın ardından yaşanan siyasi ve ideolojik zemin kaymaları savaş sonunda yeni bir ... more II. Dünya Savaşı'nın ardından yaşanan siyasi ve ideolojik zemin kaymaları savaş sonunda yeni bir dünya düzeninin oluşmasına neden olmuştur. Tarihe "Soğuk Savaş" olarak geçen bu süreçte dramatik bir şekilde değişen dünya, yüzyılın ilk yarısı biterken Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) tarafından kontrol edilen "iki kutuplu" güç dengesiyle yeniden inşa edilmiştir Dünya değişirken Türkiye de dönüşüm içerisindeydi. Çok partili hayata geçerek önemli bir eşiği atlayan Türkiye'de 1950'de iktidara gelen Demokrat Parti (DP), birçok alanda olduğu gibi dış politikada da farklı bir çizgi benimsemiştir. Batı çizgisindeki dış politika kimliği, DP döneminde ABD ekseninde somutlaşmıştır. ABD'nin Ortadoğu'ya ilgisini arttırdığı bu dönemde Türkiye'ye özel önem atfetmesi Türk dış politikasının bu çizgisini daha da görünür kılmıştır. Truman Doktrini ve Marshall Planı ile başlayan, Eisenhower Doktrini ile doruğa ulaşan ABD eksenli dış politika, dönemin ruhu içerisinde olağan görünse de ilerleyen süreçte Türkiye'yi ekonomi ve güvenlik sarmalında bir girdaba sürüklemiştir. Çalışmada, Ortadoğu'nun kaderini değiştiren Eisenhower Doktrini çerçevesinde DP dış politikası uluslararası ilişkiler teorileri ve tarih pratikleri ile disiplinler arası bir yaklaşımla ele alınacaktır.
ZORUNLU GÖÇ/SÜRGÜN SÜRECİNDE SURİYE TÜRKMEN MİLLİ KİMLİĞİ
Miray VURMAY GÜZEL
TÜRK YURDU DERGİSİ... more ZORUNLU GÖÇ/SÜRGÜN SÜRECİNDE SURİYE TÜRKMEN MİLLİ KİMLİĞİ
Öz
Modem Ortadoğu araştırmalarında önemli bir yere sahip olan Suriye, hem bölgesel hem de kürese... more Öz
Modem Ortadoğu araştırmalarında önemli bir yere sahip olan Suriye, hem bölgesel hem de küresel anlamda yirminci yüzyılın kilit ülkelerinden biri olmuştur. Kendi içinde çelişik, katı siyasal sistemi ve iç içe geçmiş çelişkiler ile örülü sosyolojik yapısı ile son derece karmaşık bir siyasal-toplumsal yapıya sahip olan Suriye, alan ve nüfus olarak sahip olduğu görece küçük sıfatların aksine tarihsel süreçte edindiği “güç” ile bölgesel anlamda önemli bir konuma gelmiştir. Tarihin aynasından yansıyan söz konusu Suriye resminin altında ise hiç kuşkusuz Suriye tarihinin otuz yılma imzasını atan Hafız Esad ismi bulunmaktadır. Suriye, bu makalede genel bir sistem analizine tabi tutularak bugün “Arap Baharı” metaforu çerçevesinde gündemde olan sorulara cevap bulmaya çalışılacaktır.
Syria, having an important position in Middle East researches, has been one of the key countries of the 20th century both in regional and global terms. Syria has a very complex political-sociological structure comprised of a strict political system which is contradictory in itself and a sociological structure that is knitted with contradictions. Despite the relative attributions to its small population and land, Syria has gained an important regional position thank to “the power” it has attained throughout history. There is no doubt that, under the Syrian picture that is reflected from the mirror of the history, there lies down the name of Hafiz Essad who has the signature under the 30 years of Syrian history. In this article, by subjecting Syria to a general system analysis, we will try to answer the questions on the agenda within the current “Arab Spring” metaphore context.
Öz Türkiye'de kadın hakları meselesi Tanzimat ve Meşrutiyet dönemine kadar uzanır. Modernleşme il... more Öz Türkiye'de kadın hakları meselesi Tanzimat ve Meşrutiyet dönemine kadar uzanır. Modernleşme ile birlikte şekillenen Türkiye'deki kadın hakları, Cumhuriyet'in ilanı ve Devrimler ile birlikte Batılı kadınların seviyesine ulaşmış ve hatta kronolojik olarak birçok Batı ülkesini geride bırakmıştır. Cumhuriyet ile birlikte yaşanmaya başlanan toplumsal dönüşüm içerisinde kadınların görünürlüğü artmıştır. Mustafa Kemal Atatürk tarafından eğitim, hukuk ve siyasi haklar alanında yapılan devrimler Türk kadınının hak mücadelesinde çağdaşlarına göre daha hızlı bir şekilde başarıya ulaşmasını sağlamıştır. Türk kadınının toplumsal statüsünün iyileşmesi ve özellikle siyasi haklarını kazanması başta Mısır olmak üzere birçok Ortadoğu ülkesindeki kadınları etkilemiştir. Uluslararası Kadınlar Birliği'nin 12. Kongresini, 1935 yılında İstanbul'da düzenlemesi, Mısırlı kadınların Türkiye'ye olan ilgisini açıkça ortaya koymuştur. Bu makalede dönemin gazete ve dergileri ile anı eserler üzerinden Atatürk döneminde Türkiye'de kadın hakları konusunda yaşanan gelişmelerin Mısır kadınları üzerinde etkisi incelenmiştir. The issue of women's rights in Turkey goes back to the Tanzimat and Constitutional era. Women's rights in Turkey, shaped by modernization, reached the level of Western women with the declaration of the Republic of Tukey and the Revolutions, and deven chronologically surpassed many Western countries. Turkish women became visible with the social transformation that started with the proclamation of the Republic. The revolutions made by Mustafa Kemal Atatürk in the elds of education, law and political rights made it possible for Turkish women to reach to a success for the struggle of rights faster than their contemporaries. The improvement of the social status of the Turkish women, especially in their political rights, affected women in many Middle Eastern countries, especially in Egypt. Organizing of 12th Congress of the International Union of Women in İstanbul in 1935 showed clearly the close attention of Egyptian women to Turkey. In this article, based on the newspapers, magazines and memorial works of that time, the effects of developments in Women's rights in Turkey, on Egyptian women were examined. Abstract Sedef BULUT Giriş Kadın hakları, insanlık tarihinin her döneminde toplumsal tartışma konuları arasında yer almıştır. Ataerkil toplumlarda, söz konusu tartışmalar çok daha çetin süreçlerden geçmiş, kadın hakları bir mücadele alanı haline gelmiştir. Kadın, özellikle Ortaçağ Avrupasında, Cahiliye Dönemi Arap toplumlarında ve erkek egemen aşiret yapılarının hâkim olduğu kültürlerde ikinci sınıf olarak görülmüş, bazı toplumlarda yok hükmünde sayılmıştır. Kadının tarihsel süreç içerisindeki konumu her ne kadar Reform ve Rönesans dönemlerinden başlayarak gündeme gelse de, bu durumun hak arayış mücadelesine evrilmesi ancak 1789 Fransız İhtilâli ile söz konusu olabilmiştir. Ne var ki, Fransız İhtilâli'nin her safhasında yer alan kadınlar, talep ettikleri hakları elde edemedikleri gibi İhtilâl sonrasında ellerindeki hakları da yitirmişlerdir.
Giriþ Filistin halký, yarým yüz yýlý aþkýnca bir süredir sýnýrlarý belli olmayan, belli aralýklar... more Giriþ Filistin halký, yarým yüz yýlý aþkýnca bir süredir sýnýrlarý belli olmayan, belli aralýklarla de facto olarak deðiþ(tiril)en ve belki de en önemlisi gerçek anlamda aslýnda hiç var olmayan bir " devlet " üzerinde üstelik iþgal altýnda yaþamakta. En basit anlamda gerçek bir devlet oluþabilmesi için belirli bir insan topluluðunun(millet), belirli bir toprak parçasý üzerinde(vatan) ege-menlik kurmuþ olmasý(siyasal iktidar, otorite) gerekmektedir. Aslýnda soyut bir kavram olan devletin somutlaþmasý içinse bir takým unsurlarýn var olma-sý, iþler halde olmasý gerekir. Yönetim biçimine, ülkenin rejimine göre farklý-lýk gösteren bir devlet baþkaný, baþbakan, cumhurbaþkaný; devletin sembolü olan bayrak; yine devletin milli þuurunu ayakta tutan milli marþ; devletin yönetildiði bir baþkent; yasama ve yürütme organlarýnýn bulunduðu bir meclis; yargý organlarý, yani iþleyen bir hukuk sistemi ve güvenliði saðla-makla görevli güvenlik kuvvetleri(polis, asker, jandarma vs) olmayan ya da büyük oranda eksik olan bir organizasyon/topluluk gerçek, somut anlamda devlet olarak nitelendirilmez. Nitekim bu unsurlara bütünüyle sahip olma-yan, sahip olduklarý unsurlarýnsa iþlerliði olmayan, baþka bir deyiþle henüz tam anlamý ile devlet olamamýþ Filistin, Yirminci Yüzyýl'ýn baþlarýndan bu yana devletleþmeye çalýþmakta. Ancak baþta Ýsrail iþgali olmak üzere, bölgesel ve küresel konjonktürden direk olarak etkilenmesi, siyasal ve ide-olojik anlamda giderek azalan hatta gelinen noktada parçalanmýþ olan bir siyasal ve toplumsal yapýya sahip olmasý ve Filistin içerisinden çýkmýþ tek karizmatik lider olarak anýlan Yaser Arafat'ýn ölümünden sonra yaþanan li-derlik krizi Filistin'in gerçek anlamda devlet olmasýnýn önündeki en büyük
Uploads
Papers by Dr. Miray Vurmay
Miray VURMAY GÜZEL
TÜRK YURDU DERGİSİ
Eylül 2017- Yıl 106- Sayı 361
Modem Ortadoğu araştırmalarında önemli bir yere sahip olan Suriye, hem bölgesel hem de küresel anlamda yirminci yüzyılın kilit ülkelerinden biri olmuştur. Kendi içinde çelişik, katı siyasal sistemi ve iç içe geçmiş çelişkiler ile örülü sosyolojik yapısı ile son derece karmaşık bir siyasal-toplumsal yapıya sahip olan Suriye, alan ve nüfus olarak sahip olduğu görece küçük sıfatların aksine tarihsel süreçte edindiği “güç” ile bölgesel anlamda önemli bir konuma gelmiştir. Tarihin aynasından yansıyan söz konusu Suriye resminin altında ise hiç kuşkusuz Suriye tarihinin otuz yılma imzasını atan Hafız Esad ismi bulunmaktadır. Suriye, bu makalede genel bir sistem analizine tabi tutularak bugün “Arap Baharı” metaforu çerçevesinde gündemde olan sorulara cevap bulmaya çalışılacaktır.
Syria, having an important position in Middle East researches, has been one of the key countries of the 20th century both in regional and global terms. Syria has a very complex political-sociological structure comprised of a strict political system which is contradictory in itself and a sociological structure that is knitted with contradictions. Despite the relative attributions to its small population and land, Syria has gained an important regional position thank to “the power” it has attained throughout history. There is no doubt that, under the Syrian picture that is reflected from the mirror of the history, there lies down the name of Hafiz Essad who has the signature under the 30 years of Syrian history. In this article, by subjecting Syria to a general system analysis, we will try to answer the questions on the agenda within the current “Arab Spring” metaphore context.
Miray VURMAY GÜZEL
TÜRK YURDU DERGİSİ
Eylül 2017- Yıl 106- Sayı 361
Modem Ortadoğu araştırmalarında önemli bir yere sahip olan Suriye, hem bölgesel hem de küresel anlamda yirminci yüzyılın kilit ülkelerinden biri olmuştur. Kendi içinde çelişik, katı siyasal sistemi ve iç içe geçmiş çelişkiler ile örülü sosyolojik yapısı ile son derece karmaşık bir siyasal-toplumsal yapıya sahip olan Suriye, alan ve nüfus olarak sahip olduğu görece küçük sıfatların aksine tarihsel süreçte edindiği “güç” ile bölgesel anlamda önemli bir konuma gelmiştir. Tarihin aynasından yansıyan söz konusu Suriye resminin altında ise hiç kuşkusuz Suriye tarihinin otuz yılma imzasını atan Hafız Esad ismi bulunmaktadır. Suriye, bu makalede genel bir sistem analizine tabi tutularak bugün “Arap Baharı” metaforu çerçevesinde gündemde olan sorulara cevap bulmaya çalışılacaktır.
Syria, having an important position in Middle East researches, has been one of the key countries of the 20th century both in regional and global terms. Syria has a very complex political-sociological structure comprised of a strict political system which is contradictory in itself and a sociological structure that is knitted with contradictions. Despite the relative attributions to its small population and land, Syria has gained an important regional position thank to “the power” it has attained throughout history. There is no doubt that, under the Syrian picture that is reflected from the mirror of the history, there lies down the name of Hafiz Essad who has the signature under the 30 years of Syrian history. In this article, by subjecting Syria to a general system analysis, we will try to answer the questions on the agenda within the current “Arab Spring” metaphore context.