Atatürk Üniversitesi Müzikoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Phone: 05335471732 Address: Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Müzik Bilimleri Bölümü Erzurum
Relationship between patronage and music a case study for the Ottoman archive documents: Patronaj ve müzik ilişkisi açısından Osmanlı arşiv belgeleri üzerine bir durum değerlendirmesi, 2019
This research focuses on art patronage and artist patronage in Turkish music culture in general a... more This research focuses on art patronage and artist patronage in Turkish music culture in general and tries to provide an overview of Ottoman archival documents on the subject of patronage applied both to public and non-public musicians throughout the history of Turkish music.
Türk müzik kültüründe sahada yapılan derleme çalışmalarının kurumsal ilk örneği Dârüle... more Türk müzik kültüründe sahada yapılan derleme çalışmalarının kurumsal ilk örneği Dârülelhân derlemeleridir. Bu saha çalışmalarına döneminin önemli müzik şahsiyetleri katılmış ve yaklaşık 1000 halk türküsü, oyun havası derlenmiştir. Derlenen eserler 15 defterlik bir külliyat halinde yayımlanmıştır. Dönemin müzik gelişmeleri ve derlemeler esnasında benimsenen notasyon yaklaşımı nedeni ile eserlerin kayıt altına alınmasında günümüz bakış açısıyla bazı sorunların oluştuğundan bahsedilebilir. Bahsi geçen nedenlerden dolayı derlenen eserlerin önemli bir kısmı yaygınlaşmamış ve külliyat içerisinde saklı kalmıştır. Araştırmada; doküman analizi yöntemi ile veriler elde edilmiştir. 15 defter halinde yayımlanan 677 halk türküsü ve oyun havası incelenmiştir. Eserlerde göze çarpan notasyon sorunlarının neler olduğu melodi, ritim ve güfte yapısı açısından belirlenmeye çalışılmıştır. Yapılan inceleme sonucu külliyatta bulunan eserlerde günümüz notasyon anlayışına göre farklı bir notalama yaklaşımının kullanıldığı anlaşılmıştır. Ayrıca külliyatta bulunan notasyonların, Batı müziği nota yazım tekniklerinin geleneksel müziklerde kullanımının anlaşılması adına önem arz ettiği görülmüştür. Bu notasyonların dönemin müzik politikasını, anlayışını ve müzikal bakış açısını anlamakta büyük ölçüde önemli olduğu anlaşılmıştır. Araştırmadan elde edilen veriler ışığında, derlemecilerin dönemsel müzikal düşünce tarzları ve tutumları da ortaya konmaya çalışılmıştır. Bu düşünce tarzı ve tutumların genellikle notalama yaklaşımında ortaya çıktığı, sergiledikleri bu yaklaşımın ise kimi zaman ilgili müzik eserinde yapısal farklılaşmalara neden olduğu anlaşılmıştır.
Türk Müziği formları içinde unutulmaya başlamış olan kârlar, diğer sözlü formlara nispetle çoğunl... more Türk Müziği formları içinde unutulmaya başlamış olan kârlar, diğer sözlü formlara nispetle çoğunlukla daha hacimli olup içerik bakımından da makam/usul ve geçkilerinin sıkça kullanıldığı büyük formlu eserlerdir. Türk müziği repertuvarı içinde onlarca örneği bulunan kârların, ilk evre örneklerinin bir kısmı tahrifata uğramış olsalar dahi günümüze kadar ulaşabilmişlerdir. Bugün elimizde altmış civarı kâr notası bulunduğu düşünüldüğünde, eski fasıl mecmualarında ancak güftelerine ulaşma imkânı bulabildiğimiz çok sayıda Kâr’ın da unutulduğu anlaşılmaktadır. Müzik kültür mirasımızın en önemli formlarından olan kârlar, eski dönemlerde gördüğü rağbeti de zamanla kaybetmekte ve sıklıkla icra edilen formlar arasında yer alamamaktadır. Bu çalışmada notası elimizde mevcut kârların ilk evreden son evreye kadarki tüm örnekleri biçim yapısı ve değişkenleri bakımından incelenmeye çalışılmıştır. Böylelikle kâr formuna yönelik elde edilen veriler analiz edilerek formun biçim özelliklerine ilişkin benzerlik ve farklılıklar ortaya konmuştur. Elde edilen sonuçlar, yazılı kaynaklarda kâr formuna yönelik yapılmış olan kuramsal veriler ile karşılaştırılmış ve hipotez çerçevesinde kâr formunun biçim yapısına yönelik bilimsel yargılarda bulunulmuştur. Anahtar Kelimeler: Türk müziği, Kâr, Kâr formu
In this study, the musical elements that continue to exist as oral culture in
the Novi Pazar (Ne... more In this study, the musical elements that continue to exist as oral culture in
the Novi Pazar (New Pazar) region, which is the center of the Sanjak region and
within the borders of Serbia, are discussed. In the Novi Pazar region, where the
Bosnian population resides densely, sevdalinkas, one of the elements of folk culture,
were examined. Sevdalinkas, in which the effects of Ottoman/Turkish music culture
were also felt, were handled in terms of maqam and the lyrics were analyzed.
In the study, data were obtained by scanning and oral interview methods.
Since the data obtained were mostly of musical type, these data were converted into
notation and recorded in writing. The lyrics, which were a part of the musical data
obtained, were translated from Bosnian to Turkish and discussed in terms of subject
and content.
In line with the data obtained from the study, it was observed that the
sevdalinka type was widely used in the Novi Pazar region. Sevdalinkas, a product of
anonymous folk literature, have been performed not only among Bosnians but also
among other ethnic groups living in the Balkans. It has been concluded that in
addition to anonymous sevdalinkas, new sevdalinkas based on the understanding of
composition have been also produced.
Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü Dergisi , 2020
Bu çalışma "Pierre Rode'nin 24 Kapris Üzerine Bir İnceleme" isimli yüksek lisans tezinden türetil... more Bu çalışma "Pierre Rode'nin 24 Kapris Üzerine Bir İnceleme" isimli yüksek lisans tezinden türetilmiştir. Bu makale bilimsel etik ve kurallara uygun hazırlanmış ve intihal incelemesinden geçirilmiştir.
Öz Araştırmanın amacı, viyolonsel sanatçı ve eğitimcilerinden görüşler alınarak Türk müziği (TM) ... more Öz Araştırmanın amacı, viyolonsel sanatçı ve eğitimcilerinden görüşler alınarak Türk müziği (TM) viyolonsel eğitimine yönelik değerlendirmelerde bulunmaktır. Araştırma, betimsel bir çalışma olup anket tekniği kullanılmıştır. Araştırma kapsamında 20 ileri düzey TM viyolonsel icracı tespit edilmiştir. Viyolonsel sanatçı ve eğitimcilerinden oluşan örneklemden veriler elde edilmek üzere bir anket oluşturulmuştur. Araştırma sonucunda ileri düzey TM viyolonsel icracılarından demografik bilgiler ile viyolonsel eğitimleri ile viyolonsel öğretimine yönelik çeşitli değişkenler açısından sonuçlara ulaşılmıştır. Abstract The aim of the study is to make an evaluation on Turkish Music Cello education. This research is a descriptive study. The scanning model was used. In this study, 20 advanced TM cello performers have been identified and a survey is formed in order to obtain data from cello performers and teachers. As a result of the study, demographic information and the results related to cello education and various variables in cello teaching were obtained from the advanced TM cello performers.
Türk Halk Müziği (THM); tür, biçim ve çeşitlilik özellikleri yanı sıra, yayıldığı alan ve yöresel... more Türk Halk Müziği (THM); tür, biçim ve çeşitlilik özellikleri yanı sıra, yayıldığı alan ve yöresel özellikleri bakımından da zengin temeller üzerine oturmuş bir yapıya sahiptir. Bu yapı, THM’ nin temelini oluşturan yöre repertuarları incelendiğinde görülmektedir. Bu araştırma, Türkiye Radyo Televizyon Kurumu (TRT) repertuarına (Rep. No: 1-4600) kayıtlı Sivas ili Divriği yöresi türküleri ile sınırlıdır. Araştırmada, Divriği yöresine ait türkülerin melodik yapı bakımından analizi yapılarak söz konusu türkülerin usûl, ses sahası, seyir ve dizilerin isimlendirilmesi yönlerinden incelenmesi ve böylece Divriği türkülerinin genel karakter durum tespiti amaçlanmaktadır. Türkülerin makamsal analizi; karar sesi, güçlüsü, ses sahaları, hangi dizilerin ne sıklıkla kullanıldığı, seyir yapıları, seyirlerin başlangıç ve bitiş sesleri ve hangi makamlar ile paralellik gösterdikleri incelenmiştir. Türkülerin usûl analizi; eserler içerisinde hangi usûllerin yer aldığı, bu usûllerden birleşik ve karma olanların hangi kalıplarda kullanıldığı, aynı eser içerisinde kaç farklı usûle yer verildiği gibi kriterlere yönelik analizler yapılmıştır. Türkülerin güfte analizi; tema ve terennüm bakımından hangi kelimelerin, ne sıklıkla kullanıldığı tespit edilmeye çalışılmıştır. Bu analizler sonucunda gerekli değerlendirmeler yapılarak önerilerde bulunulmuştur.
Türk müziği ezgi yapısını ifade etmede kullanılan kavram, makam kavramıdır. Makam, belirli bir du... more Türk müziği ezgi yapısını ifade etmede kullanılan kavram, makam kavramıdır. Makam, belirli bir duyguyu hissettirme adına dizi içerisinde ezgiler oluşturmaktır. Aşıklık geleneğinde ise makam, belirli bir ezgiyi tanımlamada kullanılır. Aşıklık geleneğinde kullanılan bu kavram, ezgi kalıbı olarak düşünülmelidir. Bu durum kavram kargaşasına yol açmakta ve terminolojik sorun oluşturmaktadır. Araştırmada aşık makamı olarak adlandırılan ezgi kalıplarına yönelik müzikal tespitler yapılmıştır. Ezgi kalıpları notaya alınarak Türk müziği açısından kuramsal olarak değerlendirilmiştir. Araştırma sonucunda Türk müziğinde kullanılan makam kavramı ile aşık makamları arasında farklılıklar tespit edilmiş ve aşık makamları ifadesinin yerine farklı öneriler sunulmuştur.
GTHM (Geleneksel Türk Halk Müziği) dizilerinin isimlendirilmesi konusunda çeşitli kavramlar ve ya... more GTHM (Geleneksel Türk Halk Müziği) dizilerinin isimlendirilmesi konusunda çeşitli kavramlar ve yaklaşımlar ileri sürülmüştür. Günümüze kadar kullanılan “Ayak” kavramının, GTHM dizilerini isimlendirmede tam açıklık getirmediği düşünülerek yerine “Makam”, “Makam Dizisi”, “Dizi” gibi kavramlar ortaya atılmıştır. Ortaya atılan bu kavramlar beraberinde Ayak-Makam tartışmalarının doğmasına sebep olmuştur. Türk Müziğinin bir bütün olarak düşünülmesi halinde, GTHM ve GTSM (Geleneksel Türk Sanat Müziği) Türkü formundaki eserlerin pek çok açıdan benzer özellikler gösterdiği dikkat çekicidir. Bu tartışmalara çözüm olması adına yapılan araştırmada Türkü formu ve bu forma ait benzer eserlerden faydalanılmıştır.
Geleneksel Türk Halk Müziği (GTHM), halkın duygu ve düşüncelerini sanatsal kaygı duymaksızın sade... more Geleneksel Türk Halk Müziği (GTHM), halkın duygu ve düşüncelerini sanatsal kaygı duymaksızın sade, doğal ve yalın biçimde anlatan bir müzik türüdür. Yapılan bu araştırma, GTHM eserlerinin icrası ile kuram arasındaki farklılıkları ortaya koymayı, GTHM dizilerini makamsal olarak ifade etmeyi ve beste türkülerin repertuara kazandırılması adına derlenmesi gerektiğine dikkat çekmeyi amaçlamaktadır. Araştırmanın örneklemi; Neşet ERTAŞ’a ait “Cahildim Dünyanın Rengine Kandım” adlı bestesinden oluşmaktadır. Bu eserin TRT THM repertuarında bulunmaması, anonim-beste türkü problemi çerçevesinde ele alınmıştır. Ayrıca kürdi makam dizisi olarak icra edilen eserin makamsal analizi yapılarak icra-kuram yanlışlığına dikkat çekilmiştir.
Türk Halk Müziği (THM), türkü yakıcıları ve âşıklar olmak üzere iki ana kaynaktan beslenmektedir.... more Türk Halk Müziği (THM), türkü yakıcıları ve âşıklar olmak üzere iki ana kaynaktan beslenmektedir. Âşıklık geleneği, geleneksel müzik türlerimiz içerisinde yer alan THM’ nin üretkenliği adına büyük önem arz etmektedir. Bu gelenekle yetişen bazı âşıklar, icrasal özellikleri bakımından bulundukları yöre haricinde bölgelerini de etkilemişlerdir. Erzurum yöresi âşıklıklarından Sümmani, bu etkiyi belirgin biçimde ortaya koyan âşıklar arasındadır. “Sümmani Ağzı” olarak ifade edilen ve kullandığı ezgi kalıpları ile farklı bir üslup oluşturan Âşık Sümmani, yalnız Erzurum’da değil ülkemizin çeşitli yörelerindeki âşıkları da etkisi altında bırakmıştır. Araştırmada, Sümmani Ağzı ile söylenen türküler makam ve usul yönünden incelenerek, ezgi ve ritim kalıplarının belirlenmesi ve Sümmani üslubunun icrasal farklılıkları üzerine durum tespitleri yapılması amaçlanmaktadır. Araştırma, TRT THM Sözlü Eserler Repertuarı ile sınırlıdır. Araştırmada tarama modeli kullanılmıştır. TRT THM Sözlü Eserler Repertuarında 4600 türkü taranmış, Sümmani Ağzı ile söylenen türküler ve Sümmani mahlaslı türküler tespit edilmiştir. Tespit edilen türküler, makam ve usul özelliklerine göre değerlendirilmiştir. Makam bakımından türkülerin; karar perdesi, güçlüsü, yedeni, seyri, donanımı, ses alanı ve asma kalış özellikleri incelenmiştir. Usul bakımından ise türkülerin; zaman, birim, usul türü, metronom ve nota süreleri belirlenmiştir.
Güfte mecmuaları, geleneksel Türk müzik eğitimi ve tarihi bakımından önemli kaynaklar arasındadır... more Güfte mecmuaları, geleneksel Türk müzik eğitimi ve tarihi bakımından önemli kaynaklar arasındadır. Bestelenmiş şiirlerin bir araya getirildiği, bestekâr, makam ve usûl adlarının belirtildiği, bazı nazarî bilgileri de içeren bir nevî şiir antolojileridir. Araştırma, Atatürk Üniversitesi Merkez Kütüphanesi Seyfettin ÖZEGE bağış kitapları arasından temin edilen, K.15510 numara ile kayıtlı ve 1311 tarihli “Yeni Şarkı Mecmuası” adlı matbu eser ile sınırlıdır. Araştırmada, repertuar, makam, usûl, güftekâr ve bestekârlara yönelik durum tespitleri yapılmıştır. Yapılan bu tespitler sonucu, güfte mecmualarının önemi ve Türk müziğindeki rollerine ilişkin veriler ortaya konulmuştur. Yeni Şarkı Mecmuası’nda kayıtlı otuz sekiz (38) güfte tespit edilmiştir. Mecmuada yazılı güftelerin tamamı Şarkı formunda olup makam, usûl ve sözleri belirtilmiş fakat güftekâr ve bestekâr bilgilerine yer verilmemiştir. Bulgulardan elde edilen veriler, Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu (TRT) Türk Sanat Müziği (TSM) Repertuarı ile karşılaştırılmıştır. Karşılaştırma doğrultusunda; otuz sekiz (38) şarkıdan, otuz üç (33)’ünün TRT TSM repertuarında kayıtlı olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Beş (5) şarkı ise TRT TSM repertuarında bulunmadığından şarkıların unutulmuş ya da kaybolmuş olabileceği sonucuna ulaşılmıştır.
Relationship between patronage and music a case study for the Ottoman archive documents: Patronaj ve müzik ilişkisi açısından Osmanlı arşiv belgeleri üzerine bir durum değerlendirmesi, 2019
This research focuses on art patronage and artist patronage in Turkish music culture in general a... more This research focuses on art patronage and artist patronage in Turkish music culture in general and tries to provide an overview of Ottoman archival documents on the subject of patronage applied both to public and non-public musicians throughout the history of Turkish music.
Türk müzik kültüründe sahada yapılan derleme çalışmalarının kurumsal ilk örneği Dârüle... more Türk müzik kültüründe sahada yapılan derleme çalışmalarının kurumsal ilk örneği Dârülelhân derlemeleridir. Bu saha çalışmalarına döneminin önemli müzik şahsiyetleri katılmış ve yaklaşık 1000 halk türküsü, oyun havası derlenmiştir. Derlenen eserler 15 defterlik bir külliyat halinde yayımlanmıştır. Dönemin müzik gelişmeleri ve derlemeler esnasında benimsenen notasyon yaklaşımı nedeni ile eserlerin kayıt altına alınmasında günümüz bakış açısıyla bazı sorunların oluştuğundan bahsedilebilir. Bahsi geçen nedenlerden dolayı derlenen eserlerin önemli bir kısmı yaygınlaşmamış ve külliyat içerisinde saklı kalmıştır. Araştırmada; doküman analizi yöntemi ile veriler elde edilmiştir. 15 defter halinde yayımlanan 677 halk türküsü ve oyun havası incelenmiştir. Eserlerde göze çarpan notasyon sorunlarının neler olduğu melodi, ritim ve güfte yapısı açısından belirlenmeye çalışılmıştır. Yapılan inceleme sonucu külliyatta bulunan eserlerde günümüz notasyon anlayışına göre farklı bir notalama yaklaşımının kullanıldığı anlaşılmıştır. Ayrıca külliyatta bulunan notasyonların, Batı müziği nota yazım tekniklerinin geleneksel müziklerde kullanımının anlaşılması adına önem arz ettiği görülmüştür. Bu notasyonların dönemin müzik politikasını, anlayışını ve müzikal bakış açısını anlamakta büyük ölçüde önemli olduğu anlaşılmıştır. Araştırmadan elde edilen veriler ışığında, derlemecilerin dönemsel müzikal düşünce tarzları ve tutumları da ortaya konmaya çalışılmıştır. Bu düşünce tarzı ve tutumların genellikle notalama yaklaşımında ortaya çıktığı, sergiledikleri bu yaklaşımın ise kimi zaman ilgili müzik eserinde yapısal farklılaşmalara neden olduğu anlaşılmıştır.
Türk Müziği formları içinde unutulmaya başlamış olan kârlar, diğer sözlü formlara nispetle çoğunl... more Türk Müziği formları içinde unutulmaya başlamış olan kârlar, diğer sözlü formlara nispetle çoğunlukla daha hacimli olup içerik bakımından da makam/usul ve geçkilerinin sıkça kullanıldığı büyük formlu eserlerdir. Türk müziği repertuvarı içinde onlarca örneği bulunan kârların, ilk evre örneklerinin bir kısmı tahrifata uğramış olsalar dahi günümüze kadar ulaşabilmişlerdir. Bugün elimizde altmış civarı kâr notası bulunduğu düşünüldüğünde, eski fasıl mecmualarında ancak güftelerine ulaşma imkânı bulabildiğimiz çok sayıda Kâr’ın da unutulduğu anlaşılmaktadır. Müzik kültür mirasımızın en önemli formlarından olan kârlar, eski dönemlerde gördüğü rağbeti de zamanla kaybetmekte ve sıklıkla icra edilen formlar arasında yer alamamaktadır. Bu çalışmada notası elimizde mevcut kârların ilk evreden son evreye kadarki tüm örnekleri biçim yapısı ve değişkenleri bakımından incelenmeye çalışılmıştır. Böylelikle kâr formuna yönelik elde edilen veriler analiz edilerek formun biçim özelliklerine ilişkin benzerlik ve farklılıklar ortaya konmuştur. Elde edilen sonuçlar, yazılı kaynaklarda kâr formuna yönelik yapılmış olan kuramsal veriler ile karşılaştırılmış ve hipotez çerçevesinde kâr formunun biçim yapısına yönelik bilimsel yargılarda bulunulmuştur. Anahtar Kelimeler: Türk müziği, Kâr, Kâr formu
In this study, the musical elements that continue to exist as oral culture in
the Novi Pazar (Ne... more In this study, the musical elements that continue to exist as oral culture in
the Novi Pazar (New Pazar) region, which is the center of the Sanjak region and
within the borders of Serbia, are discussed. In the Novi Pazar region, where the
Bosnian population resides densely, sevdalinkas, one of the elements of folk culture,
were examined. Sevdalinkas, in which the effects of Ottoman/Turkish music culture
were also felt, were handled in terms of maqam and the lyrics were analyzed.
In the study, data were obtained by scanning and oral interview methods.
Since the data obtained were mostly of musical type, these data were converted into
notation and recorded in writing. The lyrics, which were a part of the musical data
obtained, were translated from Bosnian to Turkish and discussed in terms of subject
and content.
In line with the data obtained from the study, it was observed that the
sevdalinka type was widely used in the Novi Pazar region. Sevdalinkas, a product of
anonymous folk literature, have been performed not only among Bosnians but also
among other ethnic groups living in the Balkans. It has been concluded that in
addition to anonymous sevdalinkas, new sevdalinkas based on the understanding of
composition have been also produced.
Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü Dergisi , 2020
Bu çalışma "Pierre Rode'nin 24 Kapris Üzerine Bir İnceleme" isimli yüksek lisans tezinden türetil... more Bu çalışma "Pierre Rode'nin 24 Kapris Üzerine Bir İnceleme" isimli yüksek lisans tezinden türetilmiştir. Bu makale bilimsel etik ve kurallara uygun hazırlanmış ve intihal incelemesinden geçirilmiştir.
Öz Araştırmanın amacı, viyolonsel sanatçı ve eğitimcilerinden görüşler alınarak Türk müziği (TM) ... more Öz Araştırmanın amacı, viyolonsel sanatçı ve eğitimcilerinden görüşler alınarak Türk müziği (TM) viyolonsel eğitimine yönelik değerlendirmelerde bulunmaktır. Araştırma, betimsel bir çalışma olup anket tekniği kullanılmıştır. Araştırma kapsamında 20 ileri düzey TM viyolonsel icracı tespit edilmiştir. Viyolonsel sanatçı ve eğitimcilerinden oluşan örneklemden veriler elde edilmek üzere bir anket oluşturulmuştur. Araştırma sonucunda ileri düzey TM viyolonsel icracılarından demografik bilgiler ile viyolonsel eğitimleri ile viyolonsel öğretimine yönelik çeşitli değişkenler açısından sonuçlara ulaşılmıştır. Abstract The aim of the study is to make an evaluation on Turkish Music Cello education. This research is a descriptive study. The scanning model was used. In this study, 20 advanced TM cello performers have been identified and a survey is formed in order to obtain data from cello performers and teachers. As a result of the study, demographic information and the results related to cello education and various variables in cello teaching were obtained from the advanced TM cello performers.
Türk Halk Müziği (THM); tür, biçim ve çeşitlilik özellikleri yanı sıra, yayıldığı alan ve yöresel... more Türk Halk Müziği (THM); tür, biçim ve çeşitlilik özellikleri yanı sıra, yayıldığı alan ve yöresel özellikleri bakımından da zengin temeller üzerine oturmuş bir yapıya sahiptir. Bu yapı, THM’ nin temelini oluşturan yöre repertuarları incelendiğinde görülmektedir. Bu araştırma, Türkiye Radyo Televizyon Kurumu (TRT) repertuarına (Rep. No: 1-4600) kayıtlı Sivas ili Divriği yöresi türküleri ile sınırlıdır. Araştırmada, Divriği yöresine ait türkülerin melodik yapı bakımından analizi yapılarak söz konusu türkülerin usûl, ses sahası, seyir ve dizilerin isimlendirilmesi yönlerinden incelenmesi ve böylece Divriği türkülerinin genel karakter durum tespiti amaçlanmaktadır. Türkülerin makamsal analizi; karar sesi, güçlüsü, ses sahaları, hangi dizilerin ne sıklıkla kullanıldığı, seyir yapıları, seyirlerin başlangıç ve bitiş sesleri ve hangi makamlar ile paralellik gösterdikleri incelenmiştir. Türkülerin usûl analizi; eserler içerisinde hangi usûllerin yer aldığı, bu usûllerden birleşik ve karma olanların hangi kalıplarda kullanıldığı, aynı eser içerisinde kaç farklı usûle yer verildiği gibi kriterlere yönelik analizler yapılmıştır. Türkülerin güfte analizi; tema ve terennüm bakımından hangi kelimelerin, ne sıklıkla kullanıldığı tespit edilmeye çalışılmıştır. Bu analizler sonucunda gerekli değerlendirmeler yapılarak önerilerde bulunulmuştur.
Türk müziği ezgi yapısını ifade etmede kullanılan kavram, makam kavramıdır. Makam, belirli bir du... more Türk müziği ezgi yapısını ifade etmede kullanılan kavram, makam kavramıdır. Makam, belirli bir duyguyu hissettirme adına dizi içerisinde ezgiler oluşturmaktır. Aşıklık geleneğinde ise makam, belirli bir ezgiyi tanımlamada kullanılır. Aşıklık geleneğinde kullanılan bu kavram, ezgi kalıbı olarak düşünülmelidir. Bu durum kavram kargaşasına yol açmakta ve terminolojik sorun oluşturmaktadır. Araştırmada aşık makamı olarak adlandırılan ezgi kalıplarına yönelik müzikal tespitler yapılmıştır. Ezgi kalıpları notaya alınarak Türk müziği açısından kuramsal olarak değerlendirilmiştir. Araştırma sonucunda Türk müziğinde kullanılan makam kavramı ile aşık makamları arasında farklılıklar tespit edilmiş ve aşık makamları ifadesinin yerine farklı öneriler sunulmuştur.
GTHM (Geleneksel Türk Halk Müziği) dizilerinin isimlendirilmesi konusunda çeşitli kavramlar ve ya... more GTHM (Geleneksel Türk Halk Müziği) dizilerinin isimlendirilmesi konusunda çeşitli kavramlar ve yaklaşımlar ileri sürülmüştür. Günümüze kadar kullanılan “Ayak” kavramının, GTHM dizilerini isimlendirmede tam açıklık getirmediği düşünülerek yerine “Makam”, “Makam Dizisi”, “Dizi” gibi kavramlar ortaya atılmıştır. Ortaya atılan bu kavramlar beraberinde Ayak-Makam tartışmalarının doğmasına sebep olmuştur. Türk Müziğinin bir bütün olarak düşünülmesi halinde, GTHM ve GTSM (Geleneksel Türk Sanat Müziği) Türkü formundaki eserlerin pek çok açıdan benzer özellikler gösterdiği dikkat çekicidir. Bu tartışmalara çözüm olması adına yapılan araştırmada Türkü formu ve bu forma ait benzer eserlerden faydalanılmıştır.
Geleneksel Türk Halk Müziği (GTHM), halkın duygu ve düşüncelerini sanatsal kaygı duymaksızın sade... more Geleneksel Türk Halk Müziği (GTHM), halkın duygu ve düşüncelerini sanatsal kaygı duymaksızın sade, doğal ve yalın biçimde anlatan bir müzik türüdür. Yapılan bu araştırma, GTHM eserlerinin icrası ile kuram arasındaki farklılıkları ortaya koymayı, GTHM dizilerini makamsal olarak ifade etmeyi ve beste türkülerin repertuara kazandırılması adına derlenmesi gerektiğine dikkat çekmeyi amaçlamaktadır. Araştırmanın örneklemi; Neşet ERTAŞ’a ait “Cahildim Dünyanın Rengine Kandım” adlı bestesinden oluşmaktadır. Bu eserin TRT THM repertuarında bulunmaması, anonim-beste türkü problemi çerçevesinde ele alınmıştır. Ayrıca kürdi makam dizisi olarak icra edilen eserin makamsal analizi yapılarak icra-kuram yanlışlığına dikkat çekilmiştir.
Türk Halk Müziği (THM), türkü yakıcıları ve âşıklar olmak üzere iki ana kaynaktan beslenmektedir.... more Türk Halk Müziği (THM), türkü yakıcıları ve âşıklar olmak üzere iki ana kaynaktan beslenmektedir. Âşıklık geleneği, geleneksel müzik türlerimiz içerisinde yer alan THM’ nin üretkenliği adına büyük önem arz etmektedir. Bu gelenekle yetişen bazı âşıklar, icrasal özellikleri bakımından bulundukları yöre haricinde bölgelerini de etkilemişlerdir. Erzurum yöresi âşıklıklarından Sümmani, bu etkiyi belirgin biçimde ortaya koyan âşıklar arasındadır. “Sümmani Ağzı” olarak ifade edilen ve kullandığı ezgi kalıpları ile farklı bir üslup oluşturan Âşık Sümmani, yalnız Erzurum’da değil ülkemizin çeşitli yörelerindeki âşıkları da etkisi altında bırakmıştır. Araştırmada, Sümmani Ağzı ile söylenen türküler makam ve usul yönünden incelenerek, ezgi ve ritim kalıplarının belirlenmesi ve Sümmani üslubunun icrasal farklılıkları üzerine durum tespitleri yapılması amaçlanmaktadır. Araştırma, TRT THM Sözlü Eserler Repertuarı ile sınırlıdır. Araştırmada tarama modeli kullanılmıştır. TRT THM Sözlü Eserler Repertuarında 4600 türkü taranmış, Sümmani Ağzı ile söylenen türküler ve Sümmani mahlaslı türküler tespit edilmiştir. Tespit edilen türküler, makam ve usul özelliklerine göre değerlendirilmiştir. Makam bakımından türkülerin; karar perdesi, güçlüsü, yedeni, seyri, donanımı, ses alanı ve asma kalış özellikleri incelenmiştir. Usul bakımından ise türkülerin; zaman, birim, usul türü, metronom ve nota süreleri belirlenmiştir.
Güfte mecmuaları, geleneksel Türk müzik eğitimi ve tarihi bakımından önemli kaynaklar arasındadır... more Güfte mecmuaları, geleneksel Türk müzik eğitimi ve tarihi bakımından önemli kaynaklar arasındadır. Bestelenmiş şiirlerin bir araya getirildiği, bestekâr, makam ve usûl adlarının belirtildiği, bazı nazarî bilgileri de içeren bir nevî şiir antolojileridir. Araştırma, Atatürk Üniversitesi Merkez Kütüphanesi Seyfettin ÖZEGE bağış kitapları arasından temin edilen, K.15510 numara ile kayıtlı ve 1311 tarihli “Yeni Şarkı Mecmuası” adlı matbu eser ile sınırlıdır. Araştırmada, repertuar, makam, usûl, güftekâr ve bestekârlara yönelik durum tespitleri yapılmıştır. Yapılan bu tespitler sonucu, güfte mecmualarının önemi ve Türk müziğindeki rollerine ilişkin veriler ortaya konulmuştur. Yeni Şarkı Mecmuası’nda kayıtlı otuz sekiz (38) güfte tespit edilmiştir. Mecmuada yazılı güftelerin tamamı Şarkı formunda olup makam, usûl ve sözleri belirtilmiş fakat güftekâr ve bestekâr bilgilerine yer verilmemiştir. Bulgulardan elde edilen veriler, Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu (TRT) Türk Sanat Müziği (TSM) Repertuarı ile karşılaştırılmıştır. Karşılaştırma doğrultusunda; otuz sekiz (38) şarkıdan, otuz üç (33)’ünün TRT TSM repertuarında kayıtlı olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Beş (5) şarkı ise TRT TSM repertuarında bulunmadığından şarkıların unutulmuş ya da kaybolmuş olabileceği sonucuna ulaşılmıştır.
Uploads
Papers by Hasan Tahsin Sümbüllü
ulaşabilmişlerdir. Bugün elimizde altmış civarı kâr notası bulunduğu düşünüldüğünde, eski fasıl mecmualarında ancak güftelerine ulaşma imkânı bulabildiğimiz çok sayıda Kâr’ın da unutulduğu anlaşılmaktadır. Müzik kültür mirasımızın en önemli formlarından olan kârlar, eski
dönemlerde gördüğü rağbeti de zamanla kaybetmekte ve sıklıkla icra edilen formlar arasında yer alamamaktadır. Bu çalışmada notası elimizde mevcut kârların ilk evreden son evreye kadarki tüm örnekleri biçim yapısı ve değişkenleri bakımından incelenmeye çalışılmıştır. Böylelikle kâr formuna yönelik elde edilen veriler analiz edilerek formun biçim özelliklerine ilişkin benzerlik ve farklılıklar ortaya konmuştur. Elde edilen sonuçlar, yazılı kaynaklarda kâr formuna yönelik yapılmış olan kuramsal veriler ile karşılaştırılmış ve hipotez çerçevesinde kâr formunun biçim yapısına yönelik bilimsel yargılarda bulunulmuştur.
Anahtar Kelimeler: Türk müziği, Kâr, Kâr formu
the Novi Pazar (New Pazar) region, which is the center of the Sanjak region and
within the borders of Serbia, are discussed. In the Novi Pazar region, where the
Bosnian population resides densely, sevdalinkas, one of the elements of folk culture,
were examined. Sevdalinkas, in which the effects of Ottoman/Turkish music culture
were also felt, were handled in terms of maqam and the lyrics were analyzed.
In the study, data were obtained by scanning and oral interview methods.
Since the data obtained were mostly of musical type, these data were converted into
notation and recorded in writing. The lyrics, which were a part of the musical data
obtained, were translated from Bosnian to Turkish and discussed in terms of subject
and content.
In line with the data obtained from the study, it was observed that the
sevdalinka type was widely used in the Novi Pazar region. Sevdalinkas, a product of
anonymous folk literature, have been performed not only among Bosnians but also
among other ethnic groups living in the Balkans. It has been concluded that in
addition to anonymous sevdalinkas, new sevdalinkas based on the understanding of
composition have been also produced.
Bu araştırma, Türkiye Radyo Televizyon Kurumu (TRT) repertuarına (Rep. No: 1-4600) kayıtlı Sivas ili Divriği yöresi türküleri ile sınırlıdır. Araştırmada, Divriği yöresine ait türkülerin melodik yapı bakımından analizi yapılarak söz konusu türkülerin usûl, ses sahası, seyir ve dizilerin isimlendirilmesi yönlerinden incelenmesi ve böylece Divriği türkülerinin genel karakter durum tespiti amaçlanmaktadır.
Türkülerin makamsal analizi; karar sesi, güçlüsü, ses sahaları, hangi dizilerin ne sıklıkla kullanıldığı, seyir yapıları, seyirlerin başlangıç ve bitiş sesleri ve hangi makamlar ile paralellik gösterdikleri incelenmiştir.
Türkülerin usûl analizi; eserler içerisinde hangi usûllerin yer aldığı, bu usûllerden birleşik ve karma olanların hangi kalıplarda kullanıldığı, aynı eser içerisinde kaç farklı usûle yer verildiği gibi kriterlere yönelik analizler yapılmıştır.
Türkülerin güfte analizi; tema ve terennüm bakımından hangi kelimelerin, ne sıklıkla kullanıldığı tespit edilmeye çalışılmıştır.
Bu analizler sonucunda gerekli değerlendirmeler yapılarak önerilerde bulunulmuştur.
Araştırmada aşık makamı olarak adlandırılan ezgi kalıplarına yönelik müzikal tespitler yapılmıştır. Ezgi kalıpları notaya alınarak Türk müziği açısından kuramsal olarak değerlendirilmiştir.
Araştırma sonucunda Türk müziğinde kullanılan makam kavramı ile aşık makamları arasında farklılıklar tespit edilmiş ve aşık makamları ifadesinin yerine farklı öneriler sunulmuştur.
Türk Müziğinin bir bütün olarak düşünülmesi halinde, GTHM ve GTSM (Geleneksel Türk Sanat Müziği) Türkü formundaki eserlerin pek çok açıdan benzer özellikler gösterdiği dikkat çekicidir.
Bu tartışmalara çözüm olması adına yapılan araştırmada Türkü formu ve bu forma ait benzer eserlerden faydalanılmıştır.
Yapılan bu araştırma, GTHM eserlerinin icrası ile kuram arasındaki farklılıkları ortaya koymayı, GTHM dizilerini makamsal olarak ifade etmeyi ve beste türkülerin repertuara kazandırılması adına derlenmesi gerektiğine dikkat çekmeyi amaçlamaktadır.
Araştırmanın örneklemi; Neşet ERTAŞ’a ait “Cahildim Dünyanın Rengine Kandım” adlı bestesinden oluşmaktadır. Bu eserin TRT THM repertuarında bulunmaması, anonim-beste türkü problemi çerçevesinde ele alınmıştır. Ayrıca kürdi makam dizisi olarak icra edilen eserin makamsal analizi yapılarak icra-kuram yanlışlığına dikkat çekilmiştir.
Araştırmada, Sümmani Ağzı ile söylenen türküler makam ve usul yönünden incelenerek, ezgi ve ritim kalıplarının belirlenmesi ve Sümmani üslubunun icrasal farklılıkları üzerine durum tespitleri yapılması amaçlanmaktadır. Araştırma, TRT THM Sözlü Eserler Repertuarı ile sınırlıdır.
Araştırmada tarama modeli kullanılmıştır. TRT THM Sözlü Eserler Repertuarında 4600 türkü taranmış, Sümmani Ağzı ile söylenen türküler ve Sümmani mahlaslı türküler tespit edilmiştir. Tespit edilen türküler, makam ve usul özelliklerine göre değerlendirilmiştir. Makam bakımından türkülerin; karar perdesi, güçlüsü, yedeni, seyri, donanımı, ses alanı ve asma kalış özellikleri incelenmiştir. Usul bakımından ise türkülerin; zaman, birim, usul türü, metronom ve nota süreleri belirlenmiştir.
Araştırma, Atatürk Üniversitesi Merkez Kütüphanesi Seyfettin ÖZEGE bağış kitapları arasından temin edilen, K.15510 numara ile kayıtlı ve 1311 tarihli “Yeni Şarkı Mecmuası” adlı matbu eser ile sınırlıdır.
Araştırmada, repertuar, makam, usûl, güftekâr ve bestekârlara yönelik durum tespitleri yapılmıştır. Yapılan bu tespitler sonucu, güfte mecmualarının önemi ve Türk müziğindeki rollerine ilişkin veriler ortaya konulmuştur.
Yeni Şarkı Mecmuası’nda kayıtlı otuz sekiz (38) güfte tespit edilmiştir. Mecmuada yazılı güftelerin tamamı Şarkı formunda olup makam, usûl ve sözleri belirtilmiş fakat güftekâr ve bestekâr bilgilerine yer verilmemiştir.
Bulgulardan elde edilen veriler, Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu (TRT) Türk Sanat Müziği (TSM) Repertuarı ile karşılaştırılmıştır. Karşılaştırma doğrultusunda; otuz sekiz (38) şarkıdan, otuz üç (33)’ünün TRT TSM repertuarında kayıtlı olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Beş (5) şarkı ise TRT TSM repertuarında bulunmadığından şarkıların unutulmuş ya da kaybolmuş olabileceği sonucuna ulaşılmıştır.
ulaşabilmişlerdir. Bugün elimizde altmış civarı kâr notası bulunduğu düşünüldüğünde, eski fasıl mecmualarında ancak güftelerine ulaşma imkânı bulabildiğimiz çok sayıda Kâr’ın da unutulduğu anlaşılmaktadır. Müzik kültür mirasımızın en önemli formlarından olan kârlar, eski
dönemlerde gördüğü rağbeti de zamanla kaybetmekte ve sıklıkla icra edilen formlar arasında yer alamamaktadır. Bu çalışmada notası elimizde mevcut kârların ilk evreden son evreye kadarki tüm örnekleri biçim yapısı ve değişkenleri bakımından incelenmeye çalışılmıştır. Böylelikle kâr formuna yönelik elde edilen veriler analiz edilerek formun biçim özelliklerine ilişkin benzerlik ve farklılıklar ortaya konmuştur. Elde edilen sonuçlar, yazılı kaynaklarda kâr formuna yönelik yapılmış olan kuramsal veriler ile karşılaştırılmış ve hipotez çerçevesinde kâr formunun biçim yapısına yönelik bilimsel yargılarda bulunulmuştur.
Anahtar Kelimeler: Türk müziği, Kâr, Kâr formu
the Novi Pazar (New Pazar) region, which is the center of the Sanjak region and
within the borders of Serbia, are discussed. In the Novi Pazar region, where the
Bosnian population resides densely, sevdalinkas, one of the elements of folk culture,
were examined. Sevdalinkas, in which the effects of Ottoman/Turkish music culture
were also felt, were handled in terms of maqam and the lyrics were analyzed.
In the study, data were obtained by scanning and oral interview methods.
Since the data obtained were mostly of musical type, these data were converted into
notation and recorded in writing. The lyrics, which were a part of the musical data
obtained, were translated from Bosnian to Turkish and discussed in terms of subject
and content.
In line with the data obtained from the study, it was observed that the
sevdalinka type was widely used in the Novi Pazar region. Sevdalinkas, a product of
anonymous folk literature, have been performed not only among Bosnians but also
among other ethnic groups living in the Balkans. It has been concluded that in
addition to anonymous sevdalinkas, new sevdalinkas based on the understanding of
composition have been also produced.
Bu araştırma, Türkiye Radyo Televizyon Kurumu (TRT) repertuarına (Rep. No: 1-4600) kayıtlı Sivas ili Divriği yöresi türküleri ile sınırlıdır. Araştırmada, Divriği yöresine ait türkülerin melodik yapı bakımından analizi yapılarak söz konusu türkülerin usûl, ses sahası, seyir ve dizilerin isimlendirilmesi yönlerinden incelenmesi ve böylece Divriği türkülerinin genel karakter durum tespiti amaçlanmaktadır.
Türkülerin makamsal analizi; karar sesi, güçlüsü, ses sahaları, hangi dizilerin ne sıklıkla kullanıldığı, seyir yapıları, seyirlerin başlangıç ve bitiş sesleri ve hangi makamlar ile paralellik gösterdikleri incelenmiştir.
Türkülerin usûl analizi; eserler içerisinde hangi usûllerin yer aldığı, bu usûllerden birleşik ve karma olanların hangi kalıplarda kullanıldığı, aynı eser içerisinde kaç farklı usûle yer verildiği gibi kriterlere yönelik analizler yapılmıştır.
Türkülerin güfte analizi; tema ve terennüm bakımından hangi kelimelerin, ne sıklıkla kullanıldığı tespit edilmeye çalışılmıştır.
Bu analizler sonucunda gerekli değerlendirmeler yapılarak önerilerde bulunulmuştur.
Araştırmada aşık makamı olarak adlandırılan ezgi kalıplarına yönelik müzikal tespitler yapılmıştır. Ezgi kalıpları notaya alınarak Türk müziği açısından kuramsal olarak değerlendirilmiştir.
Araştırma sonucunda Türk müziğinde kullanılan makam kavramı ile aşık makamları arasında farklılıklar tespit edilmiş ve aşık makamları ifadesinin yerine farklı öneriler sunulmuştur.
Türk Müziğinin bir bütün olarak düşünülmesi halinde, GTHM ve GTSM (Geleneksel Türk Sanat Müziği) Türkü formundaki eserlerin pek çok açıdan benzer özellikler gösterdiği dikkat çekicidir.
Bu tartışmalara çözüm olması adına yapılan araştırmada Türkü formu ve bu forma ait benzer eserlerden faydalanılmıştır.
Yapılan bu araştırma, GTHM eserlerinin icrası ile kuram arasındaki farklılıkları ortaya koymayı, GTHM dizilerini makamsal olarak ifade etmeyi ve beste türkülerin repertuara kazandırılması adına derlenmesi gerektiğine dikkat çekmeyi amaçlamaktadır.
Araştırmanın örneklemi; Neşet ERTAŞ’a ait “Cahildim Dünyanın Rengine Kandım” adlı bestesinden oluşmaktadır. Bu eserin TRT THM repertuarında bulunmaması, anonim-beste türkü problemi çerçevesinde ele alınmıştır. Ayrıca kürdi makam dizisi olarak icra edilen eserin makamsal analizi yapılarak icra-kuram yanlışlığına dikkat çekilmiştir.
Araştırmada, Sümmani Ağzı ile söylenen türküler makam ve usul yönünden incelenerek, ezgi ve ritim kalıplarının belirlenmesi ve Sümmani üslubunun icrasal farklılıkları üzerine durum tespitleri yapılması amaçlanmaktadır. Araştırma, TRT THM Sözlü Eserler Repertuarı ile sınırlıdır.
Araştırmada tarama modeli kullanılmıştır. TRT THM Sözlü Eserler Repertuarında 4600 türkü taranmış, Sümmani Ağzı ile söylenen türküler ve Sümmani mahlaslı türküler tespit edilmiştir. Tespit edilen türküler, makam ve usul özelliklerine göre değerlendirilmiştir. Makam bakımından türkülerin; karar perdesi, güçlüsü, yedeni, seyri, donanımı, ses alanı ve asma kalış özellikleri incelenmiştir. Usul bakımından ise türkülerin; zaman, birim, usul türü, metronom ve nota süreleri belirlenmiştir.
Araştırma, Atatürk Üniversitesi Merkez Kütüphanesi Seyfettin ÖZEGE bağış kitapları arasından temin edilen, K.15510 numara ile kayıtlı ve 1311 tarihli “Yeni Şarkı Mecmuası” adlı matbu eser ile sınırlıdır.
Araştırmada, repertuar, makam, usûl, güftekâr ve bestekârlara yönelik durum tespitleri yapılmıştır. Yapılan bu tespitler sonucu, güfte mecmualarının önemi ve Türk müziğindeki rollerine ilişkin veriler ortaya konulmuştur.
Yeni Şarkı Mecmuası’nda kayıtlı otuz sekiz (38) güfte tespit edilmiştir. Mecmuada yazılı güftelerin tamamı Şarkı formunda olup makam, usûl ve sözleri belirtilmiş fakat güftekâr ve bestekâr bilgilerine yer verilmemiştir.
Bulgulardan elde edilen veriler, Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu (TRT) Türk Sanat Müziği (TSM) Repertuarı ile karşılaştırılmıştır. Karşılaştırma doğrultusunda; otuz sekiz (38) şarkıdan, otuz üç (33)’ünün TRT TSM repertuarında kayıtlı olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Beş (5) şarkı ise TRT TSM repertuarında bulunmadığından şarkıların unutulmuş ya da kaybolmuş olabileceği sonucuna ulaşılmıştır.