In book: Western and Eastern Perspectives on Religion and Religiosity, 2021
In recent years, spiritual care has become a popular topic in Turkey. Since the Pres- idency of R... more In recent years, spiritual care has become a popular topic in Turkey. Since the Pres- idency of Religious Affairs signed a protocol with the Health Ministry to start spir- itual care in hospitals, it has become a big issue not only in the media but also among healthcare professionals. Besides many professional and ethical concerns, how spiritual care is perceived among the healthcare community is a vital issue for the sustainability of this project. This research aims to address this particular chal- lenge. 354 health professionals, located in Istanbul, were surveyed. In addition to a Personal Data Form, participants were administered the Awareness of Spiritual Care and Support (ASCS) scale developed by Kavas & Kavas (2015). Results indi- cate that gender, level of education, marital status and occupation do not have a significant effect on spiritual care awareness. On the other hand, age and occupa- tional experience significantly affected the spiritual care awareness in hospitals. It seems that young healthcare professionals are more interested in spiritual support. However, the more they become experienced in their profession the less they show interest in spiritual support.
Diyanet İşleri Başkanlığı; İslam dininin inançları, ibadet ve ahlak esasları ile ilgili işleri yü... more Diyanet İşleri Başkanlığı; İslam dininin inançları, ibadet ve ahlak esasları ile ilgili işleri yürütmek, din konusun da toplumu aydınlatmak ve ibadet yerlerini yönetmekle görevli anayasal bir kurumdur. Bu görevini yerine getirirken Kur'an ve sünnete dayalı sahih dinî bilgiyi esas almak, güncel gelişmeleri göz önünde bulundurmak, insan odaklı ve kuşatıcı bir anlayışla hareket etmek Başkanlığın temel ilkeleri arasın da yer almaktadır. Manevi danışmanlık ve rehberlik hizmetlerinin önemli bir bö lümünü bağımlılıkla mücadele alanında yürütülen çalışmalar oluşturmaktadır. Zira toplumumuza, özellikle de geleceğimize dair umudumuz ve güvenimiz olan çocuklarımıza ve gençleri mize iyilik konusunda rehberlik ederek, insanımızın zihnini ve gönlünü ahlaki olumsuzluklardan, zararlı alışkanlıklardan hâsılı kötülüğün her türünden korumak Başkanlığımızın varlık sebebidir. Kaldı ki Din-i Mübin-i İslam'da insan; bedeniyle, ira desiyle bütün varlığıyla saygın ve dokunulmazdır. Dinimizde canın, aklın, dinin, neslin ve malın korunması temel esaslar dandır. Ve insan, önce kendine daha sonra da diğer insanlara Rabbimizin yüce bir emanetidir. Günümüz dünyasında bağımlılık; madde, alkol, sigara, tekno loji gibi bütün türevleriyle nice genç dimağları körelten, nice sağlıklı bedenleri zehirleyen, ülkelerin en önemli zenginliği olan insan gücünü esir alan, toplumların geleceğini sinsice çalan devasa bir düşmandır. Küresel ölçekte büyük olumsuz luklara sebep olan, birilerini zengin ederken sayısız canlara derin acılar yaşatan böylesi bir problemle topyekûn mücadele edilmesi gerektiği açıktır. Devletimizin gençlerimizi bağımlılık gibi kötülüklerden koru mak üzere gerekli tedbirleri alması anayasal bir sorumluluk tur. Bu doğrultuda oluşturulan kurullarla ve ilgili kurumların katılımıyla hazırlanan strateji belgesi ve eylem planı çerçeve sinde koordineli bir şekilde bağımlılıkla mücadele çalışmaları yürütülmektedir. Başkanlığımız da bu kurullarda etkin görev almakta; başta vaaz, hutbe, konferans, radyo-televizyon prog ramları olmak üzere çeşitli etkinliklerde çocuklara, gençlere ve ailelerine yönelik bağımlılığa karşı bilgilendirici ve önleyici çalışmalar yürütmektedir. Geçtiğimiz yıllarda Sağlık Bakanlığı, Adalet Bakanlığı ve Yeşilay ile imzalanan protokoller kapsa mında AMATEM, ÇEMATEM, YEDAM gibi merkezler, ceza infaz kurumları vb. mekânlarda tedaviye devam eden ya da bağım lılıktan kurtulmuş bireylere ve ailelerine manevi danışmanlık ve rehberlik hizmeti ile destek olmaktadır. Elinizde bulunan "Bağımlılara Yönelik Manevi Danışmanlık ve Rehberlik Hizmetleri" isimli bu kılavuz kitap, bağımlılıkla mü cadele alanında daha profesyonel bir anlayışla, etkin ve verimli bir manevi danışmanlık hizmetine katkı sunma düşüncesiyle hazırlanmıştır. Alandaki akademik birikimi ve saha tecrübe sini bir araya getiren ve bağımlılıkla mücadele hizmetlerinde ön plana çıkmış personelimize yönelik pratik bilgileri muhte vi bu kitap, Başkanlığımızın alana yönelik kılavuz niteliği ta şıyan ilk yayını olması bakımından da önem arz etmektedir. Bu duygu ve düşüncelerle eserin sahada hizmet sunan perso nelimize ve tüm ilgililere faydalı, insanımızın bağımlılıktan korunmasına vesile olmasını Cenab-ı Hak'tan niyaz ediyoruz. Başta yazarları olmak üzere eserin ortaya çıkmasında emeği geçen herkese teşekkürlerimizi sunuyoruz. Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü
Öz Manevi bakım/destek, özellikle son zamanlarda Diyanet İşleri Başkanlığı ve Sağlık Bakanlığı ar... more Öz Manevi bakım/destek, özellikle son zamanlarda Diyanet İşleri Başkanlığı ve Sağlık Bakanlığı arasında " Hastanelerde Manevi Destek Hizmetleri Sunmaya Yönelik İşbirli-ği Protokolü " bağlamında manevi destek birimlerinin sağlık tesislerinde yer alması ile sağlık camiasında sözü edilmeye devam eden bir konu haline gelmiştir. Hastaların, hasta yakınlarının ve özellikle sağlık çalışanlarının gündemine dâhil olan manevi destek konu-sunun sağlık çalışanları tarafından nasıl algılandığı, adı geçen hizmetlerin devamlılığı için önem arz etmektedir. Araştırmamız, böyle bir problemi ele almaktadır. Çalışmamıza İstanbul'da bulunan hastanelerden 354 sağlık çalışanı katılmıştır. Verilerin toplanmasın-da " Kişisel Bilgi Formu " ve " Manevi Destek Algısı (MDA) Ölçeği " kullanılmıştır. Araş-tırmaya katılan sağlık çalışanları meslek değişkenine göre 96'sı (%27,1) Doktor, 220'si (%62,1) Hemşire ve 38'i (%10,7) Ebe olarak dağılmaktadır. Çalışmamıza katılanların cinsiyet, medeni durum, eğitim durumu ve meslek değişkenlerine göre Manevi Destek Algısı düzeylerinde anlamlı farklılık bulunamamıştır (p>0.05). Katılımcıların yaş değiş-keni ve kıdem değişkenine göre ise Manevi Destek Algısı ortalamalarının istatistiksel olarak anlamlı olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Yaş ve kıdem değişkenleri kendi aralarında gruplandırıldığında, genç yaşta maneviyata olan ilginin arttığı ve kıdem yılı arttıkça ma-neviyata olan ilginin azaldığı gözlenmektedir. Sonuç olarak, Sağlık çalışanlarının manevi bakımı algılama düzeylerini; cinsiyet, medeni durum, eğitim durumu ve meslek değiş-kenlerinin etkilemediği saptanmış̧ ve araştırmaya katılan sağlık çalışanlarının " Manevi Destek Algı " düzeyinin yüksek olduğu belirlenmiştir.
Araştırmalar sağlık, din ve dindarlık arasında çok boyutlu bir ilişkinin varlığına işaret etmekte... more Araştırmalar sağlık, din ve dindarlık arasında çok boyutlu bir ilişkinin varlığına işaret etmektedir. Bu boyutlardan bir tanesi ana hatalarıyla hasta –doktor ilişkisinde ortaya çıkan dindarlık faktörüdür. Örneğin, doktorlar halkın çoğunda var olan geleneksel inançlara sahip mi? Pozitivist bir bilim anlayışıyla yetişen doktorlar Tanrı, melek, şeytan ve cin gibi tabiat üstü varlıklara inanır mı? Doktorlar mucizeye inanır mı? İnanç kaynaklı mucizevi iyileşme konusunda ne düşünürler? Doktorlar dindar hastalara nasıl yaklaşır? Hastaların dindarlığı hastalık, iyileşme, tedavi süreci, doktor-hasta ilişkisi bakımından ne anlam ifade eder? Doktorların dindarlığı mesleki performans ve hastalara yönelik tutumu nasıl etkiler?
Manevi danışmanlık uygulamasının temelinin atıldığı Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) yıllar ... more Manevi danışmanlık uygulamasının temelinin atıldığı Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) yıllar içerisinde profesyonel ve sistemli bir manevi danışmanlık alanı teşekkül etmiştir. Ancak, Türkiye’de manevi danışmanlık yeni gelişen bir uygulama alanı olması nedeniyle henüz sistematik bir yapı oluşmamıştır. Dolayısıyla, ABD manevi danışmanlık teori ve pratiği Türkiye için önem arz etmektedir. Bu çalışmanın amacı, köklü bir geçmişi olan ABD örneğindeki Healthcare Chaplaincy uygulayıcılarının perspektiflerini ve uygulamalarını incelemek, böylece ABD uygulamalarından faydalanarak Türkiye'deki manevi danışmanlık alanına ışık tutmaktır. Araştırma, nitel bir yaklaşım kullanarak yürütülmüş olup yarı yapılandırılmış görüşme tekniğine dayanmaktadır. 20-27 Temmuz 2018 tarihlerinde Morristown Tıp Merkezi Healthcare Chaplaincy biriminde, 14 chaplain ile derinlemesine görüşme gerçekleştirilmiş ve içerik analizi yöntemi ile katılımcıların deneyimleri görünür kılınmaya çalışılmıştır. Araştırmada veri toplama aracı olarak yarı yapılandırılmış görüşme formu uygulanmıştır. Bu görüşme formunda öncelikle katılımcıların demografik bilgileri ve chaplain olarak ne kadar süredir görev yaptığı hakkında bilgi edinilmektedir. Ardından, katılımcıların Healthcare Chaplaincy hakkındaki görüşler, Healthcare Chaplaincy’deki uygulama deneyimi ve chaplainlerin Türkiye’deki manevi danışmanlara önerileri olmak üzere üç bölüm yer almaktadır. Elde edilen bulgular, katılımcıların deneyimlerinin literatür ile örtüştüğünü göstermektedir. Öne çıkan önemli bulgulardan biri, klinik manevi danışmanlık eğitiminin manevi danışmanlık uygulamasında en temel standartlardan biri olduğu gerçeğidir. ABD'de uygulanan bu klinik manevi danışmanlık eğitim sisteminin, manevi danışmanlık alanında Türkiye'ye örnek olarak alınabilecek dikkate değer bir model olduğunu belirtmek mümkündür.
Öz: Batī ülkelerinde teori ve uygulama açīsīndan oldukça gelişmiş olan Manevi Danīşmanlīk uygulam... more Öz: Batī ülkelerinde teori ve uygulama açīsīndan oldukça gelişmiş olan Manevi Danīşmanlīk uygulamasīnīn Türkiye'de çok kīsa bir geçmişi bulunmaktadīr. Hastanelerde Manevi Danīşmanlīk hizmetleri, 2015 yīlīnda Sağlīk Bakanlīğī ile Diyanet İşleri Başkanlīğī arasīnda imzalanan "Hastanelerde Manevi Destek Sunmaya Yönelik İşbirliği" protokolünü içeren Manevi Danīşmanlīk uygulama projesini takip eden süreçte teorik ve pratik bir canlīlīk kazanarak gelişmeye başlamīştīr. Bu çalīşmanīn amacī, dünyada ve özellikle Türkiye'de hastanelerde Manevi Danīşmanlīk hizmetlerinin genel özelliklerini ve uygulama sürecini incelemektir. Bu bağlamda, hastane temelli Manevi Danīşmanlīğīn kavramsal ve teorik çerçevesi, tarihçesi, yasal dayanağī ve işleyişi, Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa ülkelerindeki uygulamalar üzerinden gözden geçirilmekte; projede aynī zamanda birinci kuşak manevi danīşman olan araştīrmacīnīn ilk elden gözlem ve deneyimleri īşīğīnda ülkemizdeki uygulamalarīn tarihsel süreci ve mevcut durumu ele alīnmaktadīr.
This study aims to develop, implement, and test the effectiveness of a model prepared with a cros... more This study aims to develop, implement, and test the effectiveness of a model prepared with a crossdisciplinary approach, which includes religious and spiritual elements that could be applied in the treatment of alcohol and substance addiction, especially in the rehabilitation process. The study adopts a mixed method research design. In the qualitative part, phenomenological analysis was used. In the quantitative section, scales were used to measure the participants' dependence. The study group included alcohol and substance addicts who were in the rehabilitation process at the Green Crescent Consultancy Center (YEDAM) and aged between 24and 56. Initially, the participants were given Addiction Profile Index (BAPI) to determine their demographic information, addiction level, and clinical chart, which is followed by Addiction Outcome Assessment Index (AOAI) during the interview process. Within the scope of the Spirituality-Based Addiction Counseling (MTBD) model, eight different interview sessions were held with each participant for an average of 45 minutes. Then, the data were discussed and evaluated in the light of the relevant literature. Quantitative findings indicated a slow but steady improvement in the participants, with slight fluctuations, from the pre-interview to the final interview (altruism) in MTBD Model. With regard to qualitative findings, the data showed that during the first steps of the model, the participants developed an awareness of how addiction affected them psycho-socially and spiritually, and during the following steps, this awareness was significantly effective in transforming their lives. It could be claimed that the model is a motivational element that reinforces the basic treatment and rehabilitation processes in the struggle to get rid of addiction and adds religious and spiritual meaning to this process.
As in the whole world, the Covid-19 outbreak has affected the lives of people from age seven to s... more As in the whole world, the Covid-19 outbreak has affected the lives of people from age seven to seventy in Turkey and is still affecting in various dimensions. In the context of Turkey, it has been observed that three issues are clearly on the public agenda during the pandemic: (1) perception and meaning of the Covid-19 outbreak, (2) measures to control the outbreak and attitudes towards these measures, (3) ways of coping with the risk of infection and pandemic related restrictions. This descriptive study deals with these three issues in the context of religion and religiosity. The aim of the study is to examine how Turkish people perceive and make sense of Coronavirus outbreak and what coping strategies they prefer. We developed an online survey tool using Google Forms in line with the subject and purpose of the research. The survey form consists of 47 questions and 7 different sections. Items were mostly composed of Likert types and participants were asked to score each statement between 1 (Strongly Disagree) and 5 (Strongly Agree). Ethical approval for the research was obtained from the Ethics Board of ibn Haldun University (04/16/2020, 2020/12-1). The data was collected online then transferred to the SPSS package program in a computer environment and subjected to various analyses. Our findings show that the Covid-19 pandemic was taken seriously by most of the participants. A third (30%) of the respondents approve conspiracy theories that political or economic global manipulation is behind the Coronavirus outbreak, while nearly the same percentage (29%) believe that the outbreak is a manifestation of divine judgement. In the context of this question, just over a fifth (22%) of the respondents stated that Coronavirus does not have any special meaning other than that it is a natural epidemic. Finally, only 9% of the respondents clearly believe that the outbreak is a form of divine punishment. Regarding the ways of coping, almost all of the respondents (98.6%) follow coronavirus measures such as "stay at home," "hygiene," and "social distancing". The majority of the participants (86%) resort to prayer, worship and chanting to cope with fear, anxiety and stress caused by the Coronavirus, while a third (28.2%) of the participants cope by trying to be positive. Nearly all of the participants (88.2%) stated that people need "spiritual support" during difficult times and pandemics such as the Coronavirus.
As in the whole world, the Covid-19 outbreak has affected the lives of people from age seven to s... more As in the whole world, the Covid-19 outbreak has affected the lives of people from age seven to seventy in Turkey and is still affecting in various dimensions. In the context of Turkey, it has been observed that three issues are clearly on the public agenda during the pandemic: (1) perception and meaning of the Covid-19 outbreak, (2) measures to control the outbreak and attitudes towards these measures, (3) ways of coping with the risk of infection and pandemic related restrictions. This descriptive study deals with these three issues in the context of religion and religiosity. The aim of the study is to examine how Turkish people perceive and make sense of Coronavirus outbreak and what coping strategies they prefer. We developed an online survey tool using Google Forms in line with the subject and purpose of the research. The survey form consists of 47 questions and 7 different sections. Items were mostly composed of Likert types and participants were asked to score each statement between 1 (Strongly Disagree) and 5 (Strongly Agree). Ethical approval for the research was obtained from the Ethics Board of ibn Haldun University (04/16/2020, 2020/12-1). The data was collected online then transferred to the SPSS package program in a computer environment and subjected to various analyses. Our findings show that the Covid-19 pandemic was taken seriously by most of the participants. A third (30%) of the respondents approve conspiracy theories that political or economic global manipulation is behind the Coronavirus outbreak, while nearly the same percentage (29%) believe that the outbreak is a manifestation of divine judgement. In the context of this question, just over a fifth (22%) of the respondents stated that Coronavirus does not have any special meaning other than that it is a natural epidemic. Finally, only 9% of the respondents clearly believe that the outbreak is a form of divine punishment. Regarding the ways of coping, almost all of the respondents (98.6%) follow coronavirus measures such as "stay at home," "hygiene," and "social distancing". The majority of the participants (86%) resort to prayer, worship and chanting to cope with fear, anxiety and stress caused by the Coronavirus, while a third (28.2%) of the participants cope by trying to be positive. Nearly all of the participants (88.2%) stated that people need "spiritual support" during difficult times and pandemics such as the Coronavirus.
ILAHIYAT STUDIES: A JOURNAL ON ISLAMIC AND RELIGIOUS STUDIES, 2019
Religious conversion, which includes leaving one’s religion for another religion or change within... more Religious conversion, which includes leaving one’s religion for another religion or change within the same religion, is among the most popular subjects of the psychology of religion and the sociology of religion. This study analyzes via a psychosocial methodology the process before, during, and after a change in the faith of individuals born in an Islamic culture and who distanced themselves from religion for a certain period of their lives. The pool consists of twenty-seven participants. The study employs a qualitative research method and a structured interview technique. The interview is an abridgment of the form created by Köse (1996) designed to focus on the childhood and youth of participants, as well as on their family relationships, identity crises, and changes during or after decision-making processes. Content analysis is applied to the findings. Most participants, who indicated that they had not received formal religious education during childhood, expressed that situations such as getting beat up, being ostracized and come across superstitions led to their religious disgruntlement. Some female participants indicated that they distanced themselves from religion during their youth because of the negative image of women created by cultural and religious values. Participants, particularly males, indicated that they made decisions to recover from their addictions prior to intrareligious conversion process. In addition, intellectual motives come to the forefront in the process of intrareligious conversion; factors such as coming across as good believers and having a religious community are influential. Having made the decision to return to their faith, participants often reported that they enjoy peace and feel special and free.
Ölümcül bir hastalığa maruz kaldığını öğrenmek kişiye yaşamını gözden geçirme fırsatı sunar. Ölüm... more Ölümcül bir hastalığa maruz kaldığını öğrenmek kişiye yaşamını gözden geçirme fırsatı sunar. Ölüm ile burun buruna geldiğini hissetmek kişinin yaşamına dair düşünüş şekillerini dönüştürebilir ve manevi unsurlar daha ön plana çıkabilir. En temelde kişi varoluşsal bir kriz yaşayabilir.
In book: Western and Eastern Perspectives on Religion and Religiosity, 2021
In recent years, spiritual care has become a popular topic in Turkey. Since the Pres- idency of R... more In recent years, spiritual care has become a popular topic in Turkey. Since the Pres- idency of Religious Affairs signed a protocol with the Health Ministry to start spir- itual care in hospitals, it has become a big issue not only in the media but also among healthcare professionals. Besides many professional and ethical concerns, how spiritual care is perceived among the healthcare community is a vital issue for the sustainability of this project. This research aims to address this particular chal- lenge. 354 health professionals, located in Istanbul, were surveyed. In addition to a Personal Data Form, participants were administered the Awareness of Spiritual Care and Support (ASCS) scale developed by Kavas & Kavas (2015). Results indi- cate that gender, level of education, marital status and occupation do not have a significant effect on spiritual care awareness. On the other hand, age and occupa- tional experience significantly affected the spiritual care awareness in hospitals. It seems that young healthcare professionals are more interested in spiritual support. However, the more they become experienced in their profession the less they show interest in spiritual support.
Diyanet İşleri Başkanlığı; İslam dininin inançları, ibadet ve ahlak esasları ile ilgili işleri yü... more Diyanet İşleri Başkanlığı; İslam dininin inançları, ibadet ve ahlak esasları ile ilgili işleri yürütmek, din konusun da toplumu aydınlatmak ve ibadet yerlerini yönetmekle görevli anayasal bir kurumdur. Bu görevini yerine getirirken Kur'an ve sünnete dayalı sahih dinî bilgiyi esas almak, güncel gelişmeleri göz önünde bulundurmak, insan odaklı ve kuşatıcı bir anlayışla hareket etmek Başkanlığın temel ilkeleri arasın da yer almaktadır. Manevi danışmanlık ve rehberlik hizmetlerinin önemli bir bö lümünü bağımlılıkla mücadele alanında yürütülen çalışmalar oluşturmaktadır. Zira toplumumuza, özellikle de geleceğimize dair umudumuz ve güvenimiz olan çocuklarımıza ve gençleri mize iyilik konusunda rehberlik ederek, insanımızın zihnini ve gönlünü ahlaki olumsuzluklardan, zararlı alışkanlıklardan hâsılı kötülüğün her türünden korumak Başkanlığımızın varlık sebebidir. Kaldı ki Din-i Mübin-i İslam'da insan; bedeniyle, ira desiyle bütün varlığıyla saygın ve dokunulmazdır. Dinimizde canın, aklın, dinin, neslin ve malın korunması temel esaslar dandır. Ve insan, önce kendine daha sonra da diğer insanlara Rabbimizin yüce bir emanetidir. Günümüz dünyasında bağımlılık; madde, alkol, sigara, tekno loji gibi bütün türevleriyle nice genç dimağları körelten, nice sağlıklı bedenleri zehirleyen, ülkelerin en önemli zenginliği olan insan gücünü esir alan, toplumların geleceğini sinsice çalan devasa bir düşmandır. Küresel ölçekte büyük olumsuz luklara sebep olan, birilerini zengin ederken sayısız canlara derin acılar yaşatan böylesi bir problemle topyekûn mücadele edilmesi gerektiği açıktır. Devletimizin gençlerimizi bağımlılık gibi kötülüklerden koru mak üzere gerekli tedbirleri alması anayasal bir sorumluluk tur. Bu doğrultuda oluşturulan kurullarla ve ilgili kurumların katılımıyla hazırlanan strateji belgesi ve eylem planı çerçeve sinde koordineli bir şekilde bağımlılıkla mücadele çalışmaları yürütülmektedir. Başkanlığımız da bu kurullarda etkin görev almakta; başta vaaz, hutbe, konferans, radyo-televizyon prog ramları olmak üzere çeşitli etkinliklerde çocuklara, gençlere ve ailelerine yönelik bağımlılığa karşı bilgilendirici ve önleyici çalışmalar yürütmektedir. Geçtiğimiz yıllarda Sağlık Bakanlığı, Adalet Bakanlığı ve Yeşilay ile imzalanan protokoller kapsa mında AMATEM, ÇEMATEM, YEDAM gibi merkezler, ceza infaz kurumları vb. mekânlarda tedaviye devam eden ya da bağım lılıktan kurtulmuş bireylere ve ailelerine manevi danışmanlık ve rehberlik hizmeti ile destek olmaktadır. Elinizde bulunan "Bağımlılara Yönelik Manevi Danışmanlık ve Rehberlik Hizmetleri" isimli bu kılavuz kitap, bağımlılıkla mü cadele alanında daha profesyonel bir anlayışla, etkin ve verimli bir manevi danışmanlık hizmetine katkı sunma düşüncesiyle hazırlanmıştır. Alandaki akademik birikimi ve saha tecrübe sini bir araya getiren ve bağımlılıkla mücadele hizmetlerinde ön plana çıkmış personelimize yönelik pratik bilgileri muhte vi bu kitap, Başkanlığımızın alana yönelik kılavuz niteliği ta şıyan ilk yayını olması bakımından da önem arz etmektedir. Bu duygu ve düşüncelerle eserin sahada hizmet sunan perso nelimize ve tüm ilgililere faydalı, insanımızın bağımlılıktan korunmasına vesile olmasını Cenab-ı Hak'tan niyaz ediyoruz. Başta yazarları olmak üzere eserin ortaya çıkmasında emeği geçen herkese teşekkürlerimizi sunuyoruz. Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü
Öz Manevi bakım/destek, özellikle son zamanlarda Diyanet İşleri Başkanlığı ve Sağlık Bakanlığı ar... more Öz Manevi bakım/destek, özellikle son zamanlarda Diyanet İşleri Başkanlığı ve Sağlık Bakanlığı arasında " Hastanelerde Manevi Destek Hizmetleri Sunmaya Yönelik İşbirli-ği Protokolü " bağlamında manevi destek birimlerinin sağlık tesislerinde yer alması ile sağlık camiasında sözü edilmeye devam eden bir konu haline gelmiştir. Hastaların, hasta yakınlarının ve özellikle sağlık çalışanlarının gündemine dâhil olan manevi destek konu-sunun sağlık çalışanları tarafından nasıl algılandığı, adı geçen hizmetlerin devamlılığı için önem arz etmektedir. Araştırmamız, böyle bir problemi ele almaktadır. Çalışmamıza İstanbul'da bulunan hastanelerden 354 sağlık çalışanı katılmıştır. Verilerin toplanmasın-da " Kişisel Bilgi Formu " ve " Manevi Destek Algısı (MDA) Ölçeği " kullanılmıştır. Araş-tırmaya katılan sağlık çalışanları meslek değişkenine göre 96'sı (%27,1) Doktor, 220'si (%62,1) Hemşire ve 38'i (%10,7) Ebe olarak dağılmaktadır. Çalışmamıza katılanların cinsiyet, medeni durum, eğitim durumu ve meslek değişkenlerine göre Manevi Destek Algısı düzeylerinde anlamlı farklılık bulunamamıştır (p>0.05). Katılımcıların yaş değiş-keni ve kıdem değişkenine göre ise Manevi Destek Algısı ortalamalarının istatistiksel olarak anlamlı olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Yaş ve kıdem değişkenleri kendi aralarında gruplandırıldığında, genç yaşta maneviyata olan ilginin arttığı ve kıdem yılı arttıkça ma-neviyata olan ilginin azaldığı gözlenmektedir. Sonuç olarak, Sağlık çalışanlarının manevi bakımı algılama düzeylerini; cinsiyet, medeni durum, eğitim durumu ve meslek değiş-kenlerinin etkilemediği saptanmış̧ ve araştırmaya katılan sağlık çalışanlarının " Manevi Destek Algı " düzeyinin yüksek olduğu belirlenmiştir.
Araştırmalar sağlık, din ve dindarlık arasında çok boyutlu bir ilişkinin varlığına işaret etmekte... more Araştırmalar sağlık, din ve dindarlık arasında çok boyutlu bir ilişkinin varlığına işaret etmektedir. Bu boyutlardan bir tanesi ana hatalarıyla hasta –doktor ilişkisinde ortaya çıkan dindarlık faktörüdür. Örneğin, doktorlar halkın çoğunda var olan geleneksel inançlara sahip mi? Pozitivist bir bilim anlayışıyla yetişen doktorlar Tanrı, melek, şeytan ve cin gibi tabiat üstü varlıklara inanır mı? Doktorlar mucizeye inanır mı? İnanç kaynaklı mucizevi iyileşme konusunda ne düşünürler? Doktorlar dindar hastalara nasıl yaklaşır? Hastaların dindarlığı hastalık, iyileşme, tedavi süreci, doktor-hasta ilişkisi bakımından ne anlam ifade eder? Doktorların dindarlığı mesleki performans ve hastalara yönelik tutumu nasıl etkiler?
Manevi danışmanlık uygulamasının temelinin atıldığı Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) yıllar ... more Manevi danışmanlık uygulamasının temelinin atıldığı Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) yıllar içerisinde profesyonel ve sistemli bir manevi danışmanlık alanı teşekkül etmiştir. Ancak, Türkiye’de manevi danışmanlık yeni gelişen bir uygulama alanı olması nedeniyle henüz sistematik bir yapı oluşmamıştır. Dolayısıyla, ABD manevi danışmanlık teori ve pratiği Türkiye için önem arz etmektedir. Bu çalışmanın amacı, köklü bir geçmişi olan ABD örneğindeki Healthcare Chaplaincy uygulayıcılarının perspektiflerini ve uygulamalarını incelemek, böylece ABD uygulamalarından faydalanarak Türkiye'deki manevi danışmanlık alanına ışık tutmaktır. Araştırma, nitel bir yaklaşım kullanarak yürütülmüş olup yarı yapılandırılmış görüşme tekniğine dayanmaktadır. 20-27 Temmuz 2018 tarihlerinde Morristown Tıp Merkezi Healthcare Chaplaincy biriminde, 14 chaplain ile derinlemesine görüşme gerçekleştirilmiş ve içerik analizi yöntemi ile katılımcıların deneyimleri görünür kılınmaya çalışılmıştır. Araştırmada veri toplama aracı olarak yarı yapılandırılmış görüşme formu uygulanmıştır. Bu görüşme formunda öncelikle katılımcıların demografik bilgileri ve chaplain olarak ne kadar süredir görev yaptığı hakkında bilgi edinilmektedir. Ardından, katılımcıların Healthcare Chaplaincy hakkındaki görüşler, Healthcare Chaplaincy’deki uygulama deneyimi ve chaplainlerin Türkiye’deki manevi danışmanlara önerileri olmak üzere üç bölüm yer almaktadır. Elde edilen bulgular, katılımcıların deneyimlerinin literatür ile örtüştüğünü göstermektedir. Öne çıkan önemli bulgulardan biri, klinik manevi danışmanlık eğitiminin manevi danışmanlık uygulamasında en temel standartlardan biri olduğu gerçeğidir. ABD'de uygulanan bu klinik manevi danışmanlık eğitim sisteminin, manevi danışmanlık alanında Türkiye'ye örnek olarak alınabilecek dikkate değer bir model olduğunu belirtmek mümkündür.
Öz: Batī ülkelerinde teori ve uygulama açīsīndan oldukça gelişmiş olan Manevi Danīşmanlīk uygulam... more Öz: Batī ülkelerinde teori ve uygulama açīsīndan oldukça gelişmiş olan Manevi Danīşmanlīk uygulamasīnīn Türkiye'de çok kīsa bir geçmişi bulunmaktadīr. Hastanelerde Manevi Danīşmanlīk hizmetleri, 2015 yīlīnda Sağlīk Bakanlīğī ile Diyanet İşleri Başkanlīğī arasīnda imzalanan "Hastanelerde Manevi Destek Sunmaya Yönelik İşbirliği" protokolünü içeren Manevi Danīşmanlīk uygulama projesini takip eden süreçte teorik ve pratik bir canlīlīk kazanarak gelişmeye başlamīştīr. Bu çalīşmanīn amacī, dünyada ve özellikle Türkiye'de hastanelerde Manevi Danīşmanlīk hizmetlerinin genel özelliklerini ve uygulama sürecini incelemektir. Bu bağlamda, hastane temelli Manevi Danīşmanlīğīn kavramsal ve teorik çerçevesi, tarihçesi, yasal dayanağī ve işleyişi, Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa ülkelerindeki uygulamalar üzerinden gözden geçirilmekte; projede aynī zamanda birinci kuşak manevi danīşman olan araştīrmacīnīn ilk elden gözlem ve deneyimleri īşīğīnda ülkemizdeki uygulamalarīn tarihsel süreci ve mevcut durumu ele alīnmaktadīr.
This study aims to develop, implement, and test the effectiveness of a model prepared with a cros... more This study aims to develop, implement, and test the effectiveness of a model prepared with a crossdisciplinary approach, which includes religious and spiritual elements that could be applied in the treatment of alcohol and substance addiction, especially in the rehabilitation process. The study adopts a mixed method research design. In the qualitative part, phenomenological analysis was used. In the quantitative section, scales were used to measure the participants' dependence. The study group included alcohol and substance addicts who were in the rehabilitation process at the Green Crescent Consultancy Center (YEDAM) and aged between 24and 56. Initially, the participants were given Addiction Profile Index (BAPI) to determine their demographic information, addiction level, and clinical chart, which is followed by Addiction Outcome Assessment Index (AOAI) during the interview process. Within the scope of the Spirituality-Based Addiction Counseling (MTBD) model, eight different interview sessions were held with each participant for an average of 45 minutes. Then, the data were discussed and evaluated in the light of the relevant literature. Quantitative findings indicated a slow but steady improvement in the participants, with slight fluctuations, from the pre-interview to the final interview (altruism) in MTBD Model. With regard to qualitative findings, the data showed that during the first steps of the model, the participants developed an awareness of how addiction affected them psycho-socially and spiritually, and during the following steps, this awareness was significantly effective in transforming their lives. It could be claimed that the model is a motivational element that reinforces the basic treatment and rehabilitation processes in the struggle to get rid of addiction and adds religious and spiritual meaning to this process.
As in the whole world, the Covid-19 outbreak has affected the lives of people from age seven to s... more As in the whole world, the Covid-19 outbreak has affected the lives of people from age seven to seventy in Turkey and is still affecting in various dimensions. In the context of Turkey, it has been observed that three issues are clearly on the public agenda during the pandemic: (1) perception and meaning of the Covid-19 outbreak, (2) measures to control the outbreak and attitudes towards these measures, (3) ways of coping with the risk of infection and pandemic related restrictions. This descriptive study deals with these three issues in the context of religion and religiosity. The aim of the study is to examine how Turkish people perceive and make sense of Coronavirus outbreak and what coping strategies they prefer. We developed an online survey tool using Google Forms in line with the subject and purpose of the research. The survey form consists of 47 questions and 7 different sections. Items were mostly composed of Likert types and participants were asked to score each statement between 1 (Strongly Disagree) and 5 (Strongly Agree). Ethical approval for the research was obtained from the Ethics Board of ibn Haldun University (04/16/2020, 2020/12-1). The data was collected online then transferred to the SPSS package program in a computer environment and subjected to various analyses. Our findings show that the Covid-19 pandemic was taken seriously by most of the participants. A third (30%) of the respondents approve conspiracy theories that political or economic global manipulation is behind the Coronavirus outbreak, while nearly the same percentage (29%) believe that the outbreak is a manifestation of divine judgement. In the context of this question, just over a fifth (22%) of the respondents stated that Coronavirus does not have any special meaning other than that it is a natural epidemic. Finally, only 9% of the respondents clearly believe that the outbreak is a form of divine punishment. Regarding the ways of coping, almost all of the respondents (98.6%) follow coronavirus measures such as "stay at home," "hygiene," and "social distancing". The majority of the participants (86%) resort to prayer, worship and chanting to cope with fear, anxiety and stress caused by the Coronavirus, while a third (28.2%) of the participants cope by trying to be positive. Nearly all of the participants (88.2%) stated that people need "spiritual support" during difficult times and pandemics such as the Coronavirus.
As in the whole world, the Covid-19 outbreak has affected the lives of people from age seven to s... more As in the whole world, the Covid-19 outbreak has affected the lives of people from age seven to seventy in Turkey and is still affecting in various dimensions. In the context of Turkey, it has been observed that three issues are clearly on the public agenda during the pandemic: (1) perception and meaning of the Covid-19 outbreak, (2) measures to control the outbreak and attitudes towards these measures, (3) ways of coping with the risk of infection and pandemic related restrictions. This descriptive study deals with these three issues in the context of religion and religiosity. The aim of the study is to examine how Turkish people perceive and make sense of Coronavirus outbreak and what coping strategies they prefer. We developed an online survey tool using Google Forms in line with the subject and purpose of the research. The survey form consists of 47 questions and 7 different sections. Items were mostly composed of Likert types and participants were asked to score each statement between 1 (Strongly Disagree) and 5 (Strongly Agree). Ethical approval for the research was obtained from the Ethics Board of ibn Haldun University (04/16/2020, 2020/12-1). The data was collected online then transferred to the SPSS package program in a computer environment and subjected to various analyses. Our findings show that the Covid-19 pandemic was taken seriously by most of the participants. A third (30%) of the respondents approve conspiracy theories that political or economic global manipulation is behind the Coronavirus outbreak, while nearly the same percentage (29%) believe that the outbreak is a manifestation of divine judgement. In the context of this question, just over a fifth (22%) of the respondents stated that Coronavirus does not have any special meaning other than that it is a natural epidemic. Finally, only 9% of the respondents clearly believe that the outbreak is a form of divine punishment. Regarding the ways of coping, almost all of the respondents (98.6%) follow coronavirus measures such as "stay at home," "hygiene," and "social distancing". The majority of the participants (86%) resort to prayer, worship and chanting to cope with fear, anxiety and stress caused by the Coronavirus, while a third (28.2%) of the participants cope by trying to be positive. Nearly all of the participants (88.2%) stated that people need "spiritual support" during difficult times and pandemics such as the Coronavirus.
ILAHIYAT STUDIES: A JOURNAL ON ISLAMIC AND RELIGIOUS STUDIES, 2019
Religious conversion, which includes leaving one’s religion for another religion or change within... more Religious conversion, which includes leaving one’s religion for another religion or change within the same religion, is among the most popular subjects of the psychology of religion and the sociology of religion. This study analyzes via a psychosocial methodology the process before, during, and after a change in the faith of individuals born in an Islamic culture and who distanced themselves from religion for a certain period of their lives. The pool consists of twenty-seven participants. The study employs a qualitative research method and a structured interview technique. The interview is an abridgment of the form created by Köse (1996) designed to focus on the childhood and youth of participants, as well as on their family relationships, identity crises, and changes during or after decision-making processes. Content analysis is applied to the findings. Most participants, who indicated that they had not received formal religious education during childhood, expressed that situations such as getting beat up, being ostracized and come across superstitions led to their religious disgruntlement. Some female participants indicated that they distanced themselves from religion during their youth because of the negative image of women created by cultural and religious values. Participants, particularly males, indicated that they made decisions to recover from their addictions prior to intrareligious conversion process. In addition, intellectual motives come to the forefront in the process of intrareligious conversion; factors such as coming across as good believers and having a religious community are influential. Having made the decision to return to their faith, participants often reported that they enjoy peace and feel special and free.
Ölümcül bir hastalığa maruz kaldığını öğrenmek kişiye yaşamını gözden geçirme fırsatı sunar. Ölüm... more Ölümcül bir hastalığa maruz kaldığını öğrenmek kişiye yaşamını gözden geçirme fırsatı sunar. Ölüm ile burun buruna geldiğini hissetmek kişinin yaşamına dair düşünüş şekillerini dönüştürebilir ve manevi unsurlar daha ön plana çıkabilir. En temelde kişi varoluşsal bir kriz yaşayabilir.
Uploads
Books by Nihâl İşbilen
Papers by Nihâl İşbilen
Talks by Nihâl İşbilen