Papers by Hüseyin Sert
Marmara Üniversitesi Siyasal Bilimler Dergisi, 2021
27 Mayıs 1960 günü Türkiye’de gerçekleştirilen askeri müdahale bir yandan ülkede ortalama on yıld... more 27 Mayıs 1960 günü Türkiye’de gerçekleştirilen askeri müdahale bir yandan ülkede ortalama on yılda bir tekrar edecek askeri bürokrasinin sivil siyasete müdahale geleneğini başlatırken diğer yandan da getirmiş olduğu yasal ve anayasal düzenlemelerle sadece siyasi hayatın değil bürokratik yapıların da yeniden tanımlanmasına yol açmıştır. O güne değin iç siyaset rüzgarlarından bağımsız bir şekilde, milli bir konu olduğu varsayılan dış politikayı özerk alanı içerisinde yürütmekle yükümlü olan Hariciye Vekaleti, 27 Mayıs’ın estirdiği rüzgardan en çok etkilenen sivil bürokratik kurumlardan birisi olmuştur. Darbe öncesi dönemin önde gelen bürokratları görevinden alınmış, Bakanlığın yasa ile tanımlanmış belirli yetkileri diğer bakanlıklara veya kurumlara devredilmiş ve daha önce başlatılmış kimi uygulamalar ya sonlandırılmış ya da değişikliğe uğratılmıştır. Üstelik bu kararlar, kuruma ilişkin mesleki gerekliliklerle değil de daha ziyade devrilen iktidara duyulan tepkinin bir sonucu olarak k...
Türk Diplomasisine Yön Verenler: Cumhuriyet Dönemi, 2023
Biltmore Oteli Cinayeti Uzerine, 2023
---
Ankara Üniversitesi SBF Dergisi, 2019
Soğuk Savaş dönemi boyunca Dışişleri bürokrasisini Türkiye’nin Batı İttifakı’na verdiği önemin ta... more Soğuk Savaş dönemi boyunca Dışişleri bürokrasisini Türkiye’nin Batı İttifakı’na verdiği önemin taşıyıcı unsurlarından birisi olsa dahi Bakanlık içerisinde bir grup diplomat uluslararası siyasi ve iktisadi gelişmeleri Türkiye’nin gerçeklikleriyle ilişkili bir şekilde analiz etmiş, Türkiye’nin katı sınırlara sahip olduğu düşünülen dış politika yönelimi için bir alternatif geliştirmiştir. Bu yazıda sözü edilen diplomatların geliştirdiği politika önerisinin Bakanlık bürokrasisi içerisinde bulduğu karşılık ve bu önerinin ülkenin dış politika yönelimine etki edebilme kapasitesi incelenecektir. Böyle bir çalışma ile Türkiye’de belirli kalıplar üzerinden değerlendirilen Türk diplomatlarının, yeknesak bir profile sahip olmadığını ortaya koymak amaçlanmaktadır. Bunun yanı sıra çalışmada, profesyonel diplomatların hükümet yetkilileri ve meslektaşları ile daimi müzakere halinde ülkelerinin temel dış politika tercihlerini etkileme eğilimi içerisinde olabildikleri sonucuna varılmaktadır.
Journal of Balkan and Near Eastern Studies, 2023
The Cyprus dispute has preoccupied the agenda of the Turkish diplomacy for almost seventy years. ... more The Cyprus dispute has preoccupied the agenda of the Turkish diplomacy for almost seventy years. From the mid-1950s onwards, the Cyprus issue in the Turkish Ministry of Foreign Affairs had been upgraded from a desk to its busiest department. Turkish diplomatic bureaucracy had been so much wrapped up in the Cyprus issue that a generation of Turkish diplomats were trained at this diplomatic battlefield. Consequently, they developed a specific policy formulation, which would in time transform Turkey's position towards a more aggressive line. In this regard, this study scrutinizes the role of Turkish diplomats during the most decisive moment of the Cyprus dispute, namely the Turkish military campaign of July 1974.
Yakın Dönem Türkiye Araştırmaları Dergisi, 2022
Türkiye’de cumhuriyet dönemi dış politikası hakkında çok geniş bir yazın
olsa da ülkenin dış poli... more Türkiye’de cumhuriyet dönemi dış politikası hakkında çok geniş bir yazın
olsa da ülkenin dış politikasını yürütmekle sorumlu temel kurum olan Dışişleri
Bakanlığı hakkında çok az sayıda araştırma bulunmaktadır. Türkiye’nin diplomatik
tarihi de daha ziyade siyasi elitlerin ve uluslararası konjonktürün etkisi ışığında
değerlendirilmektedir. Bu çalışmada Türk Dışişleri Bakanlığı, daha önce tecrübe
etmediği türden meydan okumalarla karşılaştığı 1960-80 dönemi arasındaki seyri
üzerinden analiz edilecektir. Dışişleri Bakanlığı hem bu dönemin kurum içine ve
ülke dış politikasına yansımalarıyla meşgul olmuş hem de aynı yıllarda dünyadaki
muadilleri gibi bir dönüşüm sürecinden geçmiştir. Çalışma kapsamında Türk
Dışişleri bürokrasisinin geçirdiği dönüşüme ve karşılaştığı meydan okumalara
yanıt verme becerisine dünyadaki örneklerin yanı sıra dönemin diplomatlarının
tanıklıklarının mukayeseli bir analizi üzerinden ışık tutulması amaçlanmaktadır.
Marmara Ünivesitesi Siyasal Bilimler Dergisi, 2021
The coup d’état of May 27, 1960 initiated a tradition of military bureaucracy’s intervention in c... more The coup d’état of May 27, 1960 initiated a tradition of military bureaucracy’s intervention in civil politics that would repeat roughly in every ten years of time in Turkey. Moreover, the coup not only
redefined political life but bureaucratic structures in Turkey, as well. Turkish Ministry of Foreign Affairs, which was supposed to assess foreign policy procedures as a national concern with no regard to the waves of domestic politics, was among the most severely influenced bureaucratic units after the coup. Outstanding diplomats of the pre-coup period were dismissed. Certain capacities of the Ministry, which were defined by law, were delegated to other ministries or institutions. Procedures that were initiated previously, were either abolished or modified. Moreover, these decisions were not made regarding professional requirements related to the Ministry, but with conjunctural motives because of the reaction towards the overthrown government. In this study, the impact of the coup d’état of May 27, 1960, on the Turkish Foreign Ministry was scrutinized through a comparative analysis of the
witnesses of the period. In this context, it was aimed to evaluate the outcomes of May 27 in terms of civil bureaucratic institutions through the post-coup experiences of the Turkish Foreign Ministry, which was assumed to be immune to the influences of domestic politics. With such an effort, it is foreseen not only to shed light upon one of the neglected aspects of post-May 27 coup d’état period, but also to question certain assumptions related to Turkey’s recent history through the example of the Turkish Foreign Ministry.
Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi, 2020
Soğuk Savaş dönemi boyunca Dışişleri bürokrasisini Türkiye’nin Batı İttifakı’na verdiği önemin
... more Soğuk Savaş dönemi boyunca Dışişleri bürokrasisini Türkiye’nin Batı İttifakı’na verdiği önemin
taşıyıcı unsurlarından birisi olsa dahi Bakanlık içerisinde bir grup diplomat uluslararası siyasi ve iktisadi
gelişmeleri Türkiye’nin gerçeklikleriyle ilişkili bir şekilde analiz etmiş, Türkiye’nin katı sınırlara sahip olduğu
düşünülen dış politika yönelimi için bir alternatif geliştirmiştir. Bu yazıda sözü edilen diplomatların geliştirdiği
politika önerisinin Bakanlık bürokrasisi içerisinde bulduğu karşılık ve bu önerinin ülkenin dış politika
yönelimine etki edebilme kapasitesi incelenecektir. Böyle bir çalışma ile Türkiye’de belirli kalıplar üzerinden
değerlendirilen Türk diplomatlarının, yeknesak bir profile sahip olmadığını ortaya koymak amaçlanmaktadır.
Bunun yanı sıra çalışmada, profesyonel diplomatların hükümet yetkilileri ve meslektaşları ile daimi müzakere
halinde ülkelerinin temel dış politika tercihlerini etkileme eğilimi içerisinde olabildikleri sonucuna
varılmaktadır.
Tanzimattan Günümüze Olaylar ve Kişiler Bağlamında Türk Hariciyesi, 2019
Tezkire, 2018
Bu çalışmada tarihçi ve akademisyen Zafer Toprak’ın 1908-1946 dönemi Türkiye tarihine ilişkin bak... more Bu çalışmada tarihçi ve akademisyen Zafer Toprak’ın 1908-1946 dönemi Türkiye tarihine ilişkin bakışı, sunduğu bilgiler ve vardığı sonuçlar yazarın son altı yıl içerisinde yayımladığı ve kırk yılı aşan mesleki birikiminin ürünü olan yazıların derlendiği kitapların içeriği üzerinden değerlendirilmiştir. Zafer Toprak modern Türkiye tarihçiliğinde eşine nadiren rastlanır düzeyde bir sıklıkla II. Meşrutiyet, I. Dünya Savaşı ve erken Cumhuriyet dönemleri hakkında milli iktisat, halkçılık, entelektüel tarih, kadın hareketi, işçi hareketi ve kurum tarihi temaları üzerinde eserler vermiş bir tarihçidir. Toprak’ın Türkiye tarihine bakışında moderniteye inancı belirgindir. İlk halini 1982’de yazdığı Türkiye’de Milli İktisat’ın 2012 basımında da bu inancını koruduğunu vurgular. Bu noktadan hareketle, 1908-1946 döneminin siyasi, iktisadi ve toplumsal olarak modern Türkiye tarihinde bir ilerlemeye tekabül ettiğinin altını çizer. Dönemin gelişmelerini dünyadaki eğilimlerle yakın ilişki içerisinde açıklayarak Türkiye’nin yakın tarihinin bugünün politik gündemiyle değerlendirilmesine olan itirazını dile getirir.
Conference Presentations by Hüseyin Sert
100. Yılında 19 Mayıs ve Milli Mücadele Sempozyumu, 2019
Milli Mücadele dönemi boyunca TBMM ordusu işgal güçleri ve isyanlar sebebiyle aynı anda birkaç ce... more Milli Mücadele dönemi boyunca TBMM ordusu işgal güçleri ve isyanlar sebebiyle aynı anda birkaç cephede mücadele etmek durumunda kalmıştır. Bilhassa işgalci güçlerle gerçekleştirilen askeri mücadele silahların değil müzakerelerin konuştuğu bir cepheyi daha zorunlu kılmıştır: Diplomasi. TBMM hükümetinin kurtuluş mücadelesi boyunca askeri çarpışmalar diplomatik pazarlıklarla birlikte ilerlemiş, sonuncusu Lozan’da olmak üzere diplomatik süreçler askeri harekatların başarısının tamamlayıcısı işlevini görmüştür. Bu çalışmada, TBMM hükümetlerinin dış politikasının uygulanmasından sorumlu temel birim olan Hariciye Vekâleti’nin Milli Mücadelede oynadığı rol ele alınacaktır.
TBMM döneminin genelinde olduğu gibi, diplomatik açıdan da Nisan 1920-Kasım 1922 arasında Türkiye’de ikili bir yapı hüküm sürdü. TBMM hükümetinin Hariciye Vekaleti 3 Mayıs 1920’de tesis edilirken, İstanbul’daki Osmanlı Hariciye Nezareti varlığını halen sürdürüyordu. Ankara’daki Hariciye Vekaleti bir yandan TBMM’nin varlığının ve taleplerinin meşruiyetini dünya kamuoyuna açıklamaya çalışırken bir yandan da İstanbul’daki muadili ile örtük bir hakimiyet mücadelesi içerisine girecektir. Üstelik, sözü edilen çabalar güç koşullarda gerçekleştirilmiştir. Mekân, kadro ve bütçe yönünden imkânsızlıklara rağmen Hariciye Vekâleti hem Ankara’daki örgütlenmesini pekiştirmiş hem de TBMM hükümetini tanıyan devletler nezdindeki temsilciliklerinin sayısını artırmıştır. Bu sürecin sonunda TBMM hükümetinin Hariciye Vekâleti de İstanbul’daki Hariciye Nezareti’nin yerini tümüyle almıştır. Bu yeni Hariciye Vekaleti, cumhuriyetin ilanının ardından büyüyüp gelişecek olan Dışişleri bürokrasisi geleneğinin de temelini oluşturmuştur.
Çalışma kapsamında, TBMM hükümetleri bünyesindeki Hariciye Vekâleti’nin oluşumu, yapısı ve faaaliyetlerinin askeri mücadele ve diplomatik süreçler çerçevesinde şekillenişi, İstanbul’daki muadili ile ilişkileri ve nihayetinde Milli Mücadelenin başarı ile sonuçlanmasına etkisi incelenecektir. Bu tür bir çaba ile üzerinde çok durulan Milli Mücadelenin diplomatik boyutunun sıkça ihmal edilen bir unsurunun, söz konusu diplomatik süreçleri yürüten bürokratik aktör olan Hariciye Vekaleti’nin rolünün ortaya çıkarılması amaçlanmaktadır.
Book Reviews by Hüseyin Sert
Toplumsal Tarih Akademi, 2023
---
Uploads
Papers by Hüseyin Sert
olsa da ülkenin dış politikasını yürütmekle sorumlu temel kurum olan Dışişleri
Bakanlığı hakkında çok az sayıda araştırma bulunmaktadır. Türkiye’nin diplomatik
tarihi de daha ziyade siyasi elitlerin ve uluslararası konjonktürün etkisi ışığında
değerlendirilmektedir. Bu çalışmada Türk Dışişleri Bakanlığı, daha önce tecrübe
etmediği türden meydan okumalarla karşılaştığı 1960-80 dönemi arasındaki seyri
üzerinden analiz edilecektir. Dışişleri Bakanlığı hem bu dönemin kurum içine ve
ülke dış politikasına yansımalarıyla meşgul olmuş hem de aynı yıllarda dünyadaki
muadilleri gibi bir dönüşüm sürecinden geçmiştir. Çalışma kapsamında Türk
Dışişleri bürokrasisinin geçirdiği dönüşüme ve karşılaştığı meydan okumalara
yanıt verme becerisine dünyadaki örneklerin yanı sıra dönemin diplomatlarının
tanıklıklarının mukayeseli bir analizi üzerinden ışık tutulması amaçlanmaktadır.
redefined political life but bureaucratic structures in Turkey, as well. Turkish Ministry of Foreign Affairs, which was supposed to assess foreign policy procedures as a national concern with no regard to the waves of domestic politics, was among the most severely influenced bureaucratic units after the coup. Outstanding diplomats of the pre-coup period were dismissed. Certain capacities of the Ministry, which were defined by law, were delegated to other ministries or institutions. Procedures that were initiated previously, were either abolished or modified. Moreover, these decisions were not made regarding professional requirements related to the Ministry, but with conjunctural motives because of the reaction towards the overthrown government. In this study, the impact of the coup d’état of May 27, 1960, on the Turkish Foreign Ministry was scrutinized through a comparative analysis of the
witnesses of the period. In this context, it was aimed to evaluate the outcomes of May 27 in terms of civil bureaucratic institutions through the post-coup experiences of the Turkish Foreign Ministry, which was assumed to be immune to the influences of domestic politics. With such an effort, it is foreseen not only to shed light upon one of the neglected aspects of post-May 27 coup d’état period, but also to question certain assumptions related to Turkey’s recent history through the example of the Turkish Foreign Ministry.
taşıyıcı unsurlarından birisi olsa dahi Bakanlık içerisinde bir grup diplomat uluslararası siyasi ve iktisadi
gelişmeleri Türkiye’nin gerçeklikleriyle ilişkili bir şekilde analiz etmiş, Türkiye’nin katı sınırlara sahip olduğu
düşünülen dış politika yönelimi için bir alternatif geliştirmiştir. Bu yazıda sözü edilen diplomatların geliştirdiği
politika önerisinin Bakanlık bürokrasisi içerisinde bulduğu karşılık ve bu önerinin ülkenin dış politika
yönelimine etki edebilme kapasitesi incelenecektir. Böyle bir çalışma ile Türkiye’de belirli kalıplar üzerinden
değerlendirilen Türk diplomatlarının, yeknesak bir profile sahip olmadığını ortaya koymak amaçlanmaktadır.
Bunun yanı sıra çalışmada, profesyonel diplomatların hükümet yetkilileri ve meslektaşları ile daimi müzakere
halinde ülkelerinin temel dış politika tercihlerini etkileme eğilimi içerisinde olabildikleri sonucuna
varılmaktadır.
Conference Presentations by Hüseyin Sert
TBMM döneminin genelinde olduğu gibi, diplomatik açıdan da Nisan 1920-Kasım 1922 arasında Türkiye’de ikili bir yapı hüküm sürdü. TBMM hükümetinin Hariciye Vekaleti 3 Mayıs 1920’de tesis edilirken, İstanbul’daki Osmanlı Hariciye Nezareti varlığını halen sürdürüyordu. Ankara’daki Hariciye Vekaleti bir yandan TBMM’nin varlığının ve taleplerinin meşruiyetini dünya kamuoyuna açıklamaya çalışırken bir yandan da İstanbul’daki muadili ile örtük bir hakimiyet mücadelesi içerisine girecektir. Üstelik, sözü edilen çabalar güç koşullarda gerçekleştirilmiştir. Mekân, kadro ve bütçe yönünden imkânsızlıklara rağmen Hariciye Vekâleti hem Ankara’daki örgütlenmesini pekiştirmiş hem de TBMM hükümetini tanıyan devletler nezdindeki temsilciliklerinin sayısını artırmıştır. Bu sürecin sonunda TBMM hükümetinin Hariciye Vekâleti de İstanbul’daki Hariciye Nezareti’nin yerini tümüyle almıştır. Bu yeni Hariciye Vekaleti, cumhuriyetin ilanının ardından büyüyüp gelişecek olan Dışişleri bürokrasisi geleneğinin de temelini oluşturmuştur.
Çalışma kapsamında, TBMM hükümetleri bünyesindeki Hariciye Vekâleti’nin oluşumu, yapısı ve faaaliyetlerinin askeri mücadele ve diplomatik süreçler çerçevesinde şekillenişi, İstanbul’daki muadili ile ilişkileri ve nihayetinde Milli Mücadelenin başarı ile sonuçlanmasına etkisi incelenecektir. Bu tür bir çaba ile üzerinde çok durulan Milli Mücadelenin diplomatik boyutunun sıkça ihmal edilen bir unsurunun, söz konusu diplomatik süreçleri yürüten bürokratik aktör olan Hariciye Vekaleti’nin rolünün ortaya çıkarılması amaçlanmaktadır.
Book Reviews by Hüseyin Sert
olsa da ülkenin dış politikasını yürütmekle sorumlu temel kurum olan Dışişleri
Bakanlığı hakkında çok az sayıda araştırma bulunmaktadır. Türkiye’nin diplomatik
tarihi de daha ziyade siyasi elitlerin ve uluslararası konjonktürün etkisi ışığında
değerlendirilmektedir. Bu çalışmada Türk Dışişleri Bakanlığı, daha önce tecrübe
etmediği türden meydan okumalarla karşılaştığı 1960-80 dönemi arasındaki seyri
üzerinden analiz edilecektir. Dışişleri Bakanlığı hem bu dönemin kurum içine ve
ülke dış politikasına yansımalarıyla meşgul olmuş hem de aynı yıllarda dünyadaki
muadilleri gibi bir dönüşüm sürecinden geçmiştir. Çalışma kapsamında Türk
Dışişleri bürokrasisinin geçirdiği dönüşüme ve karşılaştığı meydan okumalara
yanıt verme becerisine dünyadaki örneklerin yanı sıra dönemin diplomatlarının
tanıklıklarının mukayeseli bir analizi üzerinden ışık tutulması amaçlanmaktadır.
redefined political life but bureaucratic structures in Turkey, as well. Turkish Ministry of Foreign Affairs, which was supposed to assess foreign policy procedures as a national concern with no regard to the waves of domestic politics, was among the most severely influenced bureaucratic units after the coup. Outstanding diplomats of the pre-coup period were dismissed. Certain capacities of the Ministry, which were defined by law, were delegated to other ministries or institutions. Procedures that were initiated previously, were either abolished or modified. Moreover, these decisions were not made regarding professional requirements related to the Ministry, but with conjunctural motives because of the reaction towards the overthrown government. In this study, the impact of the coup d’état of May 27, 1960, on the Turkish Foreign Ministry was scrutinized through a comparative analysis of the
witnesses of the period. In this context, it was aimed to evaluate the outcomes of May 27 in terms of civil bureaucratic institutions through the post-coup experiences of the Turkish Foreign Ministry, which was assumed to be immune to the influences of domestic politics. With such an effort, it is foreseen not only to shed light upon one of the neglected aspects of post-May 27 coup d’état period, but also to question certain assumptions related to Turkey’s recent history through the example of the Turkish Foreign Ministry.
taşıyıcı unsurlarından birisi olsa dahi Bakanlık içerisinde bir grup diplomat uluslararası siyasi ve iktisadi
gelişmeleri Türkiye’nin gerçeklikleriyle ilişkili bir şekilde analiz etmiş, Türkiye’nin katı sınırlara sahip olduğu
düşünülen dış politika yönelimi için bir alternatif geliştirmiştir. Bu yazıda sözü edilen diplomatların geliştirdiği
politika önerisinin Bakanlık bürokrasisi içerisinde bulduğu karşılık ve bu önerinin ülkenin dış politika
yönelimine etki edebilme kapasitesi incelenecektir. Böyle bir çalışma ile Türkiye’de belirli kalıplar üzerinden
değerlendirilen Türk diplomatlarının, yeknesak bir profile sahip olmadığını ortaya koymak amaçlanmaktadır.
Bunun yanı sıra çalışmada, profesyonel diplomatların hükümet yetkilileri ve meslektaşları ile daimi müzakere
halinde ülkelerinin temel dış politika tercihlerini etkileme eğilimi içerisinde olabildikleri sonucuna
varılmaktadır.
TBMM döneminin genelinde olduğu gibi, diplomatik açıdan da Nisan 1920-Kasım 1922 arasında Türkiye’de ikili bir yapı hüküm sürdü. TBMM hükümetinin Hariciye Vekaleti 3 Mayıs 1920’de tesis edilirken, İstanbul’daki Osmanlı Hariciye Nezareti varlığını halen sürdürüyordu. Ankara’daki Hariciye Vekaleti bir yandan TBMM’nin varlığının ve taleplerinin meşruiyetini dünya kamuoyuna açıklamaya çalışırken bir yandan da İstanbul’daki muadili ile örtük bir hakimiyet mücadelesi içerisine girecektir. Üstelik, sözü edilen çabalar güç koşullarda gerçekleştirilmiştir. Mekân, kadro ve bütçe yönünden imkânsızlıklara rağmen Hariciye Vekâleti hem Ankara’daki örgütlenmesini pekiştirmiş hem de TBMM hükümetini tanıyan devletler nezdindeki temsilciliklerinin sayısını artırmıştır. Bu sürecin sonunda TBMM hükümetinin Hariciye Vekâleti de İstanbul’daki Hariciye Nezareti’nin yerini tümüyle almıştır. Bu yeni Hariciye Vekaleti, cumhuriyetin ilanının ardından büyüyüp gelişecek olan Dışişleri bürokrasisi geleneğinin de temelini oluşturmuştur.
Çalışma kapsamında, TBMM hükümetleri bünyesindeki Hariciye Vekâleti’nin oluşumu, yapısı ve faaaliyetlerinin askeri mücadele ve diplomatik süreçler çerçevesinde şekillenişi, İstanbul’daki muadili ile ilişkileri ve nihayetinde Milli Mücadelenin başarı ile sonuçlanmasına etkisi incelenecektir. Bu tür bir çaba ile üzerinde çok durulan Milli Mücadelenin diplomatik boyutunun sıkça ihmal edilen bir unsurunun, söz konusu diplomatik süreçleri yürüten bürokratik aktör olan Hariciye Vekaleti’nin rolünün ortaya çıkarılması amaçlanmaktadır.