Papers by Mehmet CEVHER
Tatarlı Höyük 2013 Yılı Çalışmalarında Höyüğün batı yamacında yer alan sur duvarı üzerinde yapıla... more Tatarlı Höyük 2013 Yılı Çalışmalarında Höyüğün batı yamacında yer alan sur duvarı üzerinde yapılan çalışmalar sonucunda sur duvarının testere dişi şeklinde bir uzantıya sahip olduğu tespit edilmiştir. duvar hattının devam eden uzantısı üzerinde iki adet bölme açığa çıkarılmış olup söz konusu bölmelerin sandık duvar ve kazemat karakteri taşıdığı düşünülmektedir.T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlğü, Döner Sermaye İşletmesi Merkez Müdürlüğü (DÖSİMM) Türk Tarih Kurumu Çukurova Üniversitesi Rektörlüğü, Bilimsel Araştırma Projeleri Birimi Çukurova Üniversitesi Fen/Edebiyat Fak. Dekanlığı Ceyhan Belediyesi Adana Ticaret Odas
.Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü, Çukurova Üniversitesi, Adana Büyükşehir Belediye B... more .Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü, Çukurova Üniversitesi, Adana Büyükşehir Belediye Başkanlığ
Nevşehir İlinin Gülşehir İlçesi'nde yer alan Ovaören Köyü sınırları içinde bulunan Ovaören-Ya... more Nevşehir İlinin Gülşehir İlçesi'nde yer alan Ovaören Köyü sınırları içinde bulunan Ovaören-Yassıhöyük yerleşmesi üzerinde yapılan kazı çalışmalarında en üst tabakada Hellenistik Dönem yerleşimine ait izler bulumaktadır. Geç Demir Çağ sürecindeki yerleşim alanının genişediği ve höyüğün büyük bir kısmını kapladığı tespit edilmiştir. Orta Demir Çağ sürecinde yerleşim sisteminde bir devamlılıın olduğu tespit dilmiş olup Erken Demir Çağ sürecinde de söz konusu yerleşimin kesintiye uğramamış olduğu tespit edilmiştir. Hitit İmparatorluk sürecini yansıtan yerleşim alanları ile birlikte Ovaören'nin bölgenin önemli merkezlerinde biri olduğu anlaşılmaktadır.T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlğü, Döner Sermaye İşletmesi Merkez Müdürlüğü (DÖSİMM) Türk Tarih Kurum
Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2020
TEZ9507Tez (Yüksek Lisans) -- Çukurova Üniversitesi, Adana, 2012.Kaynakça (s. 218-239) var.xxvii,... more TEZ9507Tez (Yüksek Lisans) -- Çukurova Üniversitesi, Adana, 2012.Kaynakça (s. 218-239) var.xxvii, 321 s. : res. (bzs. rnk.), tablo ; 29 cm.Bu tezin amacı Neolitik Dönemden başlayarak Geç Tunç Çağının sonuna kadar Anadolu’da var olan yerleşim yerlerindeki savunma olgusunun mantığını ve gelişimini takip etmektir. Bu konu bağlamında yerleşmeler tek tek incelenirken bölgesel özellikleri ve çevresel koşullar gibi olguların savunma sisteminin oluşumunda nasıl bir rol oynadığı da irdelenmiştir. En başından beri insanların neden kendilerine savunma hattı çektikleri ve bu savunma hattı gerçekten de yerleşmeyi savunmak için miydi? Gibi sorulara cevap bulmak ilk bölümün ana mantığını oluşturmaktadır. Diğer bölümler ile beraber yavaş yavaş şekillenip belli bir düzene oturmaya başlayan savunma sistemlerinin merkezler arasında değişen teknik anlayışları ile beraber kullanılan farklı materyallerin savunma sistemi üzerinde nasıl bir etki yarattığını tespit etmek asıl hedef olacaktır. Çalışmanın son...
Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2021
Social Sciences Studies Journal, 2019
poster presentation by Mehmet CEVHER
poster presentation at The European Association of Archaeologist 20th Annual meeting (10-14 Septe... more poster presentation at The European Association of Archaeologist 20th Annual meeting (10-14 September 2014 ITU-İstanbul
Papers II by Mehmet CEVHER
Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2021
Anadolu'nun ilk merkezî krallığını kurmayı başaran Hititler, yaklaşık olarak 470 yıl süren egemen... more Anadolu'nun ilk merkezî krallığını kurmayı başaran Hititler, yaklaşık olarak 470 yıl süren egemenlik süreci boyunca savunma uygulamalarının ön planda tutulduğu bir politika benimsemişlerdir. Hitit Krallığı, bölgedeki varlığını tehdit eden oluşumlar karşısında kent ve ülke savunması temeline dayanan bir güvenlik politikası yürütmüştür. Ülke savunması, sınır hatları üzerindeki egemenliğin kontrol altında tutulması esasına dayanmaktadır. Hitit Krallığı'nın etrafını saran ve saldırgan bir tutum sergileyen krallıklar, sınır güvenliğini baskı altında tutmuşlardır. Bu saldırıların başarıya ulaşması halinde savunma kurgusunun ikinci basamağı olan kent savunması Hitit Krallığı tarafından etkin bir uygulamaya tabi tutulmuştur. Hitit Krallığı kulelerle desteklenen sandık duvarlı sur sistemleri ve anıtsal kent kapıları ile ön plana çıkan kent savunması, kentlerdeki sosyo-ekonomik hayatın korunması, krallığın toparlanmak için ihtiyaç duyduğu zamanın sağlanması ve istilacı eylemler karşısında caydırıcı bir etkinin yaratılması amacına hizmet etmektedir. Bu makalede Hitit Krallığı'nın kent ve ülke savunması bağlamında uyguladığı yöntemler irdelenmiş olup, bu uygulamaların Hitit Krallığı'nın güvenlik politikaları kapsamındaki öneminin anlaşılmasına çalışılmıştır.
Conference Presentations by Mehmet CEVHER
40. Kazı Sonuçları Toplantısı 1. Cilt, 2019
41. Kazı Sonuçları Toplantısı 4. Cilt, 2019
36. Kazı Sonuçları Toplantısı 2, 431-446, 2015
SOCIAL SCIENCES STUDIES JOURNAL, 2019
Merkezi, Kızılırmak kavsi içinde yer alan Hitit Krallığı, I. Hattušili (M.Ö. 1650-1620) liderliği... more Merkezi, Kızılırmak kavsi içinde yer alan Hitit Krallığı, I. Hattušili (M.Ö. 1650-1620) liderliğinde etrafındaki parçalı siyasi yapıdan faydalanarak kısa sürede genişleme başarısını göstermiştir. Anadolu’da merkezi bir krallık kurmayı başaran Hititler bir kara ülkesi olup doğal savunma itibariyle çok az alana sahiptir. Bu fiziki şartlar içinde yayılmacı bir politika izleyen Hititler için elde edilen yerlerin merkezden yönetilmesi kadar bu yerlerin güvenliğinin sağlanabilmesi son derece önemliydi. Düşmanlar ile çevrili olan kara parçası içinde Hititler güvenliklerini sağlamak için çeşitli yöntemler geliştirmişlerdir. Bu yöntemler, düşman ülkeler ile antlaşmalar imzalamak, zayıf düşülen dönemlerde düşman topluluklara arazi bağışlamak, istikrarsızlığa yol açan yerleşmeleri boşaltıp bu alanları Hititler’e sadık olan gruplara açmak, rakip krallıklar arasında evlilikler gerçekleştirmek ve sınırlara yakın alanlarda tampon bölgeler oluşturarak bu bölgelere garnizonlar ve kaleler kurmak şeklinde sıralanmaktadır. Hititler sınırları etrafında yer alan düşman topluluklar karşısında sınır güvenliğinin sağlanmasına dönük olarak tampon bölgeler stratejisini etkin bir şekilde kullanmaya gayret etmiştir. Hitit Krallığının kuzey ve kuzeydoğusunda yer alan Kaška ve kuzeydoğu sınırında bulunan Azzi-Hayaša tehlikesine karşı Hititler Yukarı Ülke’yi (KURURUUGUTI), güneybatı sınırındaki Arzawa yayılımına karşı ise Aşağı Ülke’yi (KURURU ŠAPLITI) tampon bölge olarak kullanmıştır. Güney ve güneydoğu sınırlarını tehdit eden Hurri-Mitanni krallığına karşı Kizzuwatna ile beraber Išuwa tampon bölgeler olarak ön plana çıkmıştır. Söz konusu bu tampon bölgeler arasına son olarak Hurri-Mitanni krallığının eklendiği görülmektedir.
Tatarlı Höyük'de 2012 yılında gerçekleştirilen kazılarda ele geçen veriler, kronolojik bir dü... more Tatarlı Höyük'de 2012 yılında gerçekleştirilen kazılarda ele geçen veriler, kronolojik bir düzen içerisinde verilmiş ve tespit edilen sonuçlar çevre yerleşimlerle karşılaştırılarak, yerleşimin Kilikya Bölgesi içerisindeki önemi tartışılmıştır
2019-2020 YILI YÜZEY ARAŞTIRMALARI I, 2022
“Ordu İli Melet Irmağı Havzası Yüzey Araştırması (OMHAY)”, Melet Irmağı’nın Ordu
ili sınırları iç... more “Ordu İli Melet Irmağı Havzası Yüzey Araştırması (OMHAY)”, Melet Irmağı’nın Ordu
ili sınırları içerisinden geçtiği havzayı araştırmayı hedefleyen bir projedir. Karadeniz genelinde
olduğu gibi, Ordu’nun fiziki coğrafyasında da kıyıya paralel sıradağlar ve bu dağları
kuzey-güney yönünde kesen akarsular önemli bir yer tutmaktadır. Araştırmanın coğrafi başlangıç
noktası 2018-2020 yılı çalışmalarının yürütüldüğü Mesudiye İlçesi olmuştur. Anadolu’nun
iç kesimlerine açılan, Çoruh-Kelkit Vadisi’ne bakan konumu ile Mesudiye, Sivas-Koyulhisar
ve Tokat-Reşadiye ile sınır olup özellikle ilçenin güney kesimleri, hayvancılık, tarım
ve ormancılık faaliyetleri için son derece elverişlidir. Bölgede bakır, kurşun, gümüş, çinko,
demir, altın ve mangan yatakları dikkat çekerken, özellikle Mesudiye ile Kabadüz çevresindeki
işletilmiş ve işletilmeye devam eden değerli cevher yatakları bölge arkeolojisinin temel
dinamikleri açısından da son derece önemlidir. Mesudiye, Sivas, Tokat ve Giresun ile sınır
paylaşırken Melet Irmağı Havzası’nın da yukarı bölümünü oluşturmaktadır. İlçenin özellikle
güney kesimi coğrafi ve iklimsel açıdan Orta Anadolu karakteri taşımaktadır. 2019-2020
yıllarında tespit edilen
Book Chapter by Mehmet CEVHER
Amanosların Gölgesinde Hayriye Akıl Anı Kitabı, MORS IMMATURA In the Shadow of Amanus In Memoriam Hayriye Akıl, 2020
While the notion of defense has an important role in the history of civilization; and examples ar... more While the notion of defense has an important role in the history of civilization; and examples are noted as early as Neolithic, defense systems became more complex during the 2nd millennium BC. Recent
excavations carried out in and around Anatolia have been providing significant information on the Bronze Age defense systems, improving our knowledge on the change and development of these mechanisms. This paper presents the Late Bronze Age fortification system of Tatarlı Höyük, located at the Ceyhan district of Adana (Turkey). Ongoing excavations at Tatarlı Höyük since 2007 demonstrate a massive city wall at the southwestern part of the mound. The saw-tooth architectural plan and the monumentality of the stone foundations add new lines of evidence to defensive structures in Cilicia. While saw-tooth patterned fortifications are known in Anatolia as early as the 3rd millennium BC, the 2nd millennium BC witnessed a significant decline in the use of such massive constructions. The saw-tooth defense system of Tatarlı Höyük, is now among the rare examples dated the 2nd millennium BC. Specifically dated to the Hittite Empire period, the city walls of Tatarlı extend both north and south; and the walls are associated with two chambers. These chambers have similarities with casemate, an architectural element widely known at the 2nd millennium BC. A possible entrance unearthed at the southwestern side of the walls shows highly skilled stonework on its façade, and must be a part of the fortification. The defense system harmonizes well with the topography of the area, where uniform façade lattice seems facilitating from the low slope plausibly as a rampart entrance. The location of Tatarlı Höyük offers access to the northern Syrian territory through the Bahçe and Belen passes via northeast and via south, respectively. The settlement must have had a certain degree of power and control over these routes, requiring protection to the city. This strategic position along with the ongoing power struggles at the region could explain the monumental features of Tatarlı Höyük fortification system.
Books by Mehmet CEVHER
43. KAZI SONUÇLARI TOPLANTISI/ CİLT 6, 2024
Uploads
Papers by Mehmet CEVHER
poster presentation by Mehmet CEVHER
Papers II by Mehmet CEVHER
Conference Presentations by Mehmet CEVHER
ili sınırları içerisinden geçtiği havzayı araştırmayı hedefleyen bir projedir. Karadeniz genelinde
olduğu gibi, Ordu’nun fiziki coğrafyasında da kıyıya paralel sıradağlar ve bu dağları
kuzey-güney yönünde kesen akarsular önemli bir yer tutmaktadır. Araştırmanın coğrafi başlangıç
noktası 2018-2020 yılı çalışmalarının yürütüldüğü Mesudiye İlçesi olmuştur. Anadolu’nun
iç kesimlerine açılan, Çoruh-Kelkit Vadisi’ne bakan konumu ile Mesudiye, Sivas-Koyulhisar
ve Tokat-Reşadiye ile sınır olup özellikle ilçenin güney kesimleri, hayvancılık, tarım
ve ormancılık faaliyetleri için son derece elverişlidir. Bölgede bakır, kurşun, gümüş, çinko,
demir, altın ve mangan yatakları dikkat çekerken, özellikle Mesudiye ile Kabadüz çevresindeki
işletilmiş ve işletilmeye devam eden değerli cevher yatakları bölge arkeolojisinin temel
dinamikleri açısından da son derece önemlidir. Mesudiye, Sivas, Tokat ve Giresun ile sınır
paylaşırken Melet Irmağı Havzası’nın da yukarı bölümünü oluşturmaktadır. İlçenin özellikle
güney kesimi coğrafi ve iklimsel açıdan Orta Anadolu karakteri taşımaktadır. 2019-2020
yıllarında tespit edilen
Book Chapter by Mehmet CEVHER
excavations carried out in and around Anatolia have been providing significant information on the Bronze Age defense systems, improving our knowledge on the change and development of these mechanisms. This paper presents the Late Bronze Age fortification system of Tatarlı Höyük, located at the Ceyhan district of Adana (Turkey). Ongoing excavations at Tatarlı Höyük since 2007 demonstrate a massive city wall at the southwestern part of the mound. The saw-tooth architectural plan and the monumentality of the stone foundations add new lines of evidence to defensive structures in Cilicia. While saw-tooth patterned fortifications are known in Anatolia as early as the 3rd millennium BC, the 2nd millennium BC witnessed a significant decline in the use of such massive constructions. The saw-tooth defense system of Tatarlı Höyük, is now among the rare examples dated the 2nd millennium BC. Specifically dated to the Hittite Empire period, the city walls of Tatarlı extend both north and south; and the walls are associated with two chambers. These chambers have similarities with casemate, an architectural element widely known at the 2nd millennium BC. A possible entrance unearthed at the southwestern side of the walls shows highly skilled stonework on its façade, and must be a part of the fortification. The defense system harmonizes well with the topography of the area, where uniform façade lattice seems facilitating from the low slope plausibly as a rampart entrance. The location of Tatarlı Höyük offers access to the northern Syrian territory through the Bahçe and Belen passes via northeast and via south, respectively. The settlement must have had a certain degree of power and control over these routes, requiring protection to the city. This strategic position along with the ongoing power struggles at the region could explain the monumental features of Tatarlı Höyük fortification system.
Books by Mehmet CEVHER
ili sınırları içerisinden geçtiği havzayı araştırmayı hedefleyen bir projedir. Karadeniz genelinde
olduğu gibi, Ordu’nun fiziki coğrafyasında da kıyıya paralel sıradağlar ve bu dağları
kuzey-güney yönünde kesen akarsular önemli bir yer tutmaktadır. Araştırmanın coğrafi başlangıç
noktası 2018-2020 yılı çalışmalarının yürütüldüğü Mesudiye İlçesi olmuştur. Anadolu’nun
iç kesimlerine açılan, Çoruh-Kelkit Vadisi’ne bakan konumu ile Mesudiye, Sivas-Koyulhisar
ve Tokat-Reşadiye ile sınır olup özellikle ilçenin güney kesimleri, hayvancılık, tarım
ve ormancılık faaliyetleri için son derece elverişlidir. Bölgede bakır, kurşun, gümüş, çinko,
demir, altın ve mangan yatakları dikkat çekerken, özellikle Mesudiye ile Kabadüz çevresindeki
işletilmiş ve işletilmeye devam eden değerli cevher yatakları bölge arkeolojisinin temel
dinamikleri açısından da son derece önemlidir. Mesudiye, Sivas, Tokat ve Giresun ile sınır
paylaşırken Melet Irmağı Havzası’nın da yukarı bölümünü oluşturmaktadır. İlçenin özellikle
güney kesimi coğrafi ve iklimsel açıdan Orta Anadolu karakteri taşımaktadır. 2019-2020
yıllarında tespit edilen
excavations carried out in and around Anatolia have been providing significant information on the Bronze Age defense systems, improving our knowledge on the change and development of these mechanisms. This paper presents the Late Bronze Age fortification system of Tatarlı Höyük, located at the Ceyhan district of Adana (Turkey). Ongoing excavations at Tatarlı Höyük since 2007 demonstrate a massive city wall at the southwestern part of the mound. The saw-tooth architectural plan and the monumentality of the stone foundations add new lines of evidence to defensive structures in Cilicia. While saw-tooth patterned fortifications are known in Anatolia as early as the 3rd millennium BC, the 2nd millennium BC witnessed a significant decline in the use of such massive constructions. The saw-tooth defense system of Tatarlı Höyük, is now among the rare examples dated the 2nd millennium BC. Specifically dated to the Hittite Empire period, the city walls of Tatarlı extend both north and south; and the walls are associated with two chambers. These chambers have similarities with casemate, an architectural element widely known at the 2nd millennium BC. A possible entrance unearthed at the southwestern side of the walls shows highly skilled stonework on its façade, and must be a part of the fortification. The defense system harmonizes well with the topography of the area, where uniform façade lattice seems facilitating from the low slope plausibly as a rampart entrance. The location of Tatarlı Höyük offers access to the northern Syrian territory through the Bahçe and Belen passes via northeast and via south, respectively. The settlement must have had a certain degree of power and control over these routes, requiring protection to the city. This strategic position along with the ongoing power struggles at the region could explain the monumental features of Tatarlı Höyük fortification system.