Dokuz Eylül Üniversitesi Kamu Yönetimi Dr. Öğr. Üyesi (2023- halen) Orta Doğu Teknik Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Lisans (2007-2012) Orta Doğu Teknik Üniversitesi İktisat Yandal (2010-2012) Orta Doğu Teknik Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Yüksek Lisans (2012-2015) Dokuz Eylül Üniversitesi Kamu Yönetimi Doktora (2015- 2021)
Modern ulus devletlerin inşasında merkezi kamusal sağlık hizmetlerinin örgütlenmesi önemli bir iş... more Modern ulus devletlerin inşasında merkezi kamusal sağlık hizmetlerinin örgütlenmesi önemli bir işlev görmektedir. Benzer şekilde, modern Türk devletinin inşasında da kamusal sağlık hizmetlerinin özellikle salgın hastalıklarla mücadele için gerekli sağlık kuruluşlarının örgütlenmesi önemli bir rol üstlenmiştir. Cumhuriyetin kuruluşundan İkinci Dünya Savaşı’nın sonuna kadarki dönemde sağlık hizmeti örgütlerinin kurulması, ulusal aşı ve ilaç üretimi gibi gelişmeler yaşanırken, savaş sonrası dönemde sigorta kurumları kurulmuş, Sosyalleştirme uygulamaları ile kamusal sağlık hizmetlerinin yaygınlaştırılması amaçlanmıştır. Sosyalleştirme uygulamalarının 1970’li yıllarda terk edilmeye başlanmasıyla sağlık hizmetleri piyasaya bağımlı hale gelirken, sağlıkta piyasalaşma süreci, 1980’lerde tüm dünyada egemen olan neoliberal politikalarla birlikte hem hız kazanmış hem de derinleşmiştir. 2003 yılında uygulamaya geçirilen Sağlıkta Dönüşüm Programı ile sağlık hizmetleri finansmandan, örgüt yapısın...
Modern ulus devletlerin inşasında merkezi kamusal sağlık hizmetlerinin örgütlenmesi önemli bir iş... more Modern ulus devletlerin inşasında merkezi kamusal sağlık hizmetlerinin örgütlenmesi önemli bir işlev görmektedir. Benzer şekilde, modern Türk devletinin inşasında da kamusal sağlık hizmetlerinin özellikle salgın hastalıklarla mücadele için gerekli sağlık kuruluşlarının örgütlenmesi önemli bir rol üstlenmiştir. Cumhuriyetin kuruluşundan İkinci Dünya Savaşı'nın sonuna kadarki dönemde sağlık hizmeti örgütlerinin kurulması, ulusal aşı ve ilaç üretimi gibi gelişmeler yaşanırken, savaş sonrası dönemde sigorta kurumları kurulmuş, Sosyalleştirme uygulamaları ile kamusal sağlık hizmetlerinin yaygınlaştırılması amaçlanmıştır. Sosyalleştirme uygulamalarının 1970'li yıllarda terk edilmeye başlanmasıyla sağlık hizmetleri piyasaya bağımlı hale gelirken, sağlıkta piyasalaşma süreci, 1980'lerde tüm dünyada egemen olan neoliberal politikalarla birlikte hem hız kazanmış hem de derinleşmiştir. 2003 yılında uygulamaya geçirilen Sağlıkta Dönüşüm Programı ile sağlık hizmetleri finansmandan, örgüt yapısına, istihdam biçiminden hizmet sunumuna her alanda köklü değişikliklere uğramıştır. Sağlık hizmetlerinde yaşanan bu temel dönüşümün tamamlayıcısı olarak 2005 yılında "Sağlıkta Dönüşümün İkinci Fazı" olarak nitelendirilen "Kamu Özel Ortaklığı" modeli olarak "Şehir Hastaneleri" projesi hayata geçirilmiştir.
Regional integrations and trading blocs have played the significant role in shaping the world eco... more Regional integrations and trading blocs have played the significant role in shaping the world economy of the twenty-first century. The European Union (EU) is the most important and far-reaching among the all attempts at regionalism. Similarly, the Common Market of the South (MERCOSUR) is the regional integration project and it has reached the greatest level of accomplishment after the EU. From the early 1990s, the EU has deepened its institutional structure and strengthened its international influence. In order to develop relations with third parties, the EU has adopted a new type of cooperation agreement since the Maastricht Treaty. With these agreements, the EU has negotiated region–to–region association with other regional groups. The relations between EU and MERCOSUR perfectly illustrate the new wave of interregional arrangements that are emerging and shaping global governance. In this study, the MERCOSUR-EU relations will be examined. A central theme in this study is the search for main factors and motives behind the interregional relations between EU and MERCOSUR. In that regard, the historical evolution of both European Union and MERCOSUR will be discussed and an analysis of similarities and differences between the European Union and the MERCOSUR will be entailed. Then an overview of EU-MERCOSUR relations by dividing into five stages will be given and the main motives and factors behind these interregional relations will be explained. This study will support its argument through primary data derived from the literature review and official documents such as reports, policy papers, strategic plans, official statements, memoranda and press releases.
Özet 1970'lerin sonundan itibaren gelişmiş kapitalist ülkelerde ortaya çıkıp tüm dünyada egemen o... more Özet 1970'lerin sonundan itibaren gelişmiş kapitalist ülkelerde ortaya çıkıp tüm dünyada egemen olmaya başlayan neoliberal politikalar kapsamında kamunun maliyetlerinin azaltılması amacıyla kamu tarafından yerine getirilen birçok hizmetin sağlık, eğitim vb. finansmanında, örgütlenmesinde ve sunulmasında büyük değişimler ortaya çıktı. Tüm dünyada yaşanan bu gelişmelere paralel olarak Türkiye'de de 1980lerin başından itibaren uygulanmaya başlanan neoliberal politikalar bağlamında sağlık alanında "reform" adı altında yapısal değişiklikler gerçekleştirildi. Bu reform çalışmalarının en kapsamlısı 2003 yılında "Sağlıkta Dönüşüm Programı" (SDP) ile gerçekleştirildi. Bu program çerçevesinde; sağlık hizmetlerinin finansmanı Genel Sağlık Sigortası (GSS) ile sağlanmaya başladı, sağlık alanında hizmet alıcı ve hizmet sunucu ayrımı sağlandı, kamusal birinci basamak sağlık hizmetleri tasfiye edildi bu kapsamda sağlık ocakları kapatılırken, aile hekimliği modeline geçildi, sağlık hizmetlerinin piyasalaştırılması çerçevesinde kamu hastaneleri birer işletme haline dönüştürüldü. Sağlık sektöründe yaşanan bu temel dönüşümün tamamlayıcısı olarak 2005 yılında yapılan yasal düzenleme ile "Sağlıkta Dönüşümün İkinci Fazı" olarak nitelendirilen "Kamu Özel Ortaklığı" (KÖO) modeli olarak "Şehir Hastaneleri" hayata geçirildi. 2018 Ağustos ayı itibariyle açılmış altı şehir hastanesi (Yozgat, Isparta, Mersin, Adana, Kayseri ve Elazığ) ile birlikte inşaatı devam eden şehir hastaneleri ve ihale süreci devam eden şehir hastaneleriyle toplamda otuz iki şehir hastanesinin hizmet vermesi hedeflenmektedir. Bu çalışmanın odak noktasını SDP'nin ikinci fazı olarak uygulanmaya başlanan şehir hastaneleri oluşturmaktadır. Çalışmanın amacı şehir hastanelerinin ortaya çıkış sürecinin yasal ve sosyo-ekonomik arka planını ortaya koyarken, bu hastanelerin sağlık hizmetleri açısından ortaya çıkardığı ve gelecekte ortaya çıkarabileceği temel değişiklikleri tartışmaktır. Çok yeni bir olgu olduğu için, şehir hastaneleriyle ilgili literatürde yapılmış çok fazla çalışma bulunmamaktadır. Bu çalışma bu boşluğu kısıtlı da olsa doldurma amacı taşımaktadır. Nitel araştırma methodu kullanarak yapılan çalışmada literatür taramasına ek olarak, genelde kamu özel ortaklığı özelde şehir hastaneleriyle ilgili yasal mevzuat incelenmiş ve Sağlık Bakanlığı'nın ve Kalkınma Bakanlığı'nın yayınladığı çeşitli raporlar, bütçe sunumları, stratejik planlar, resmi tebliğler, medya haberleri vb. gibi kaynaklar taranmıştır.
ANADOLU 11TH INTERNATIONAL CONFERENCE ON SOCIAL SCIENCES , 2022
In the late 1960s and the early 1970s, the capital underwent a major crisis of profitability and ... more In the late 1960s and the early 1970s, the capital underwent a major crisis of profitability and all over the world including developed and developing countries neoliberal transformation has started as a response to this profitability crisis. This neoliberal transformation has brought the restructuring of the social policy. In relation to restructuring of social policy in line with neoliberalism, a significant shift occurred in the field of labour market policies from the passive labour market policies towards the active labour market policies (ALMPs). The active labour market policies started to be presented as a significant policy tool to combat the unemployment. The importance of these policies was emphasized in most of the reports of OECD, WB, EU and ILO. As a result of the impacts of these institutions, in all over the world most of the countries started to implement active labour market policies. The objective of this paper is to discuss the which functions ALMPs have in the context of neo-liberal transformation. In other words, it is aimed to reveal the role of these policies within the neoliberalisation process of the labour markets.
SELCUK 7th INTERNATIONAL CONFERENCE ON SOCIAL SCIENCES Proceeding Book, 2022
Capitalist system fell into a structural crisis in the beginning of 1970s. In order to overcome t... more Capitalist system fell into a structural crisis in the beginning of 1970s. In order to overcome this crisis, neoliberal policies started to be implemented all over the world. Especially Latin American countries has become a real-world laboratory of neoliberal policies throughout the structural adjustment programmes in the context of Washington Consensus. Actually, these neoliberal policies are not compatible with the internal dynamics of the Latin American countries and instead of solving; they increased the problems of these countries. In this paper, the main objective is to examine the effects of the neoliberal policies on the politics and economy of Latin America. In this regard, this paper focuses on the effects of the neoliberalism on the economy by looking five major economic indicators which are growth, stability, inflation, poverty and income inequalities and then in respect to politics it concentrates on the effects of neoliberalism on the democracy.
ANKARA INTERNATIONAL CONGRESS ON SCIENTIFIC RESEARCH-VII Proceeding Book, 2022
Luis Inacio "Lula" da Silva won the runoff of the presidential election on 31th October 2022 by d... more Luis Inacio "Lula" da Silva won the runoff of the presidential election on 31th October 2022 by defeating the far-right incumbent president Jair Bolsonaro. This is a stunning comeback for Lula who could not run in the last presidential election in 2018 because he was in jail and banned from standing for office. Like this election, his landslide victory in the 2002 presidential elections is considered as the greatest political triumph of the Brazilian working class since the abolition of slavery, in 1888. Moreover, it is claimed that Lula's victory is one of the most important achievements of the Left, anywhere in the world, in the last two decades. This victory also showed the bankruptcy of the 'Washington Consensus' and the shift of Latin American politics towards the Left because the leadership of Brazil had always passed-from colony to independence, from slavery to freedom, from monarchy to republic-without ever leaving the hands of the dominant classes and the educated minority that had served their interests. With the election of Lula, power for the first time was placed in the hands of a representative of the popular majority in Brazil. However, indeed the Brazilian Left was transformed significantly under Lula administration. In this paper my objective is to discuss the transformation of the Brazilin Left under Lula. In this regard, I try to argue that although Lula was considered as a hero of the Left and his election indicated a new epoch of progressive changes defined as the "end of neoliberalism", he became a pragmatic leader and his election brought the continuation of the neoliberalism in Brazil instead of "end of neoliberalism". Moreover, I try to explain how Lula's party, the Workers' Party was transformed from a party of the working class into a party that reverses the most basic labour legislation in other words how it becomes an enemy of labour, and friend of finance capital.
Geçmişten Geleceğe İzmir - İzmir'in Ticari ve Ekonomik Durumu, 2022
Lozan Konferansı görüşmelerinin kesintiye uğradığı dönemde 17 Şubat- 4 Mart 1923 tarihleri arası... more Lozan Konferansı görüşmelerinin kesintiye uğradığı dönemde 17 Şubat- 4 Mart 1923 tarihleri arasında düzenlenen I. İzmir İktisat Kongresi, yeni kurulan Türkiye’nin ekonomide izleyeceği yol haritasını ortaya koymanın yanı sıra Batı dünyasına liberal bir ekonomik sistemin benimseneceğini ve sosyalist sisteme karşı nasıl bir duruş sergileneceğini gösterme amacı taşımaktadır. I. İzmir İktisat Kongresi’nde alınan liberal ekonomi kararları kapitalizmin 1929 yılında içine girdiği yapısal krize kadar kısmen uygulanma imkânı bulabilmiştir. Krizle birlikte 1930’lu yıllarda devletçi politikalar ön plana çıkmıştır ve 1980’lerin başında ekonomide yaşanan neoliberal dönüşüme kadar I. İzmir İktisat Kongresi’nde alınan kararlar rafa kaldırılmıştır. Neoliberal politikalar çerçevesinde Türkiye ekonomisini şekillendirme düşüncesi 24 Ocak 1980’de açıklanan kararlarla somutlaşırken bu kararların uygulanabilmesi için uygun siyasi ve toplumsal koşullar 12 Eylül 1980 Askeri Müdahalesi ile mümkün hale gelmiştir. Bu bağlamda askeri yönetimin ekonomik ve sosyal politikalarda köklü değişiklikler gerçekleştirdiği dönemde II. İzmir İktisat Kongresi düzenlenmiştir. 2-7 Kasım 1981 tarihleri arasında düzenlenen kongrede dışa açık büyüme stratejisi çerçevesinde uygulanacak politikalar belirlenmiştir. 4-7 Haziran 1992 tarihleri arasında düzenlenen III. İzmir İktisat Kongresi ise “21.Yüzyıla Doğru Türkiye” teması altında neoliberal ekonomi politikalarının derinleştirildiği ve toplumsal etkilerinin somutlaştığı 1990’lı yıllarda ileriye dönük politika önerileri ortaya koymayı amaçlamıştır. Ardarda ekonomik krizlerle boğuşulan Türkiye’de, 2002 yılında Adalet ve Kalkınma Partisi’nin siyasi çoğunluğu sağlayarak tek başına iktidara gelmesiyle yeni bir dönem başlamıştır. Yeni dönemde ekonomik ve sosyal politikalarda uygulamaya geçirilecek köklü değişiklikleri ve özellikle de Avrupa Birliği’ne üyelik perspektifini ortaya koymayı amaçlayan IV. İzmir İktisat Kongresi, 5-9 Mayıs 2004 tarihleri arasında düzenlenmiştir. V. İzmir İktisat Kongresi ise 2008 yılında yaşanan küresel ekonomik krizin etkisiyle önemli bir dönüşüm geçiren ekonomik düzene ilişkin ve 2023 hedeflerine dönük olarak 30 Ekim-1 Kasım 2013 tarihleri arasında düzenlenmiştir. Bu çalışmanın amacı Türkiye ekonomisinde yaşanan gelişmeler ışığında İzmir İktisat Kongrelerini incelemektir. Bu kapsamda I. İzmir İktisat Kongresi’nin düzenlendiği 1923 yılından V. İzmir İktisat Kongresi’nin düzenlendiği 2013 yılına kadar sermaye birikim stratejisinde yaşanan dönüşümler ortaya konulacaktır ve bu dönüşümlerin İzmir İktisat Kongrelerinde alınan kararlar üzerindeki izdüşümleri incelenecektir.
Active Labour Market Policies began to be implemented all over the world especially since the 199... more Active Labour Market Policies began to be implemented all over the world especially since the 1990s to combat the unemployment. With reference to the idea that the great majority of the unemployment is structural and the labour force is lack of the necessary skills and qualifications, in the context of active labour market policies, the vocational training courses were popularized in order to enable inactive portion of the labour force with skills deemed necessary by the labour market. Correspondingly, in Turkey the vocational training courses have gained prominence especially since the 2000s. In this study, the aim is to analyse the implementation process of the vocational training courses conducted by the Turkish Employment Agency (İŞKUR) in the case of Ankara and this study argues that the contracting out of the vocational training courses to the private sector in the context of neoliberal logic of governance leads to policy deadlocks in the implementation process which generates...
After the Second World War, welfare states developed especially in the Western capitalist countri... more After the Second World War, welfare states developed especially in the Western capitalist countries. In that regard, protectionist, interventionist policies became dominant and while the regulated market ousted the free market, the interventionist state replaced the laissez-faire state. According to Polanyi, counter-movement paved the way to the emergence of the welfare state. He defined counter-movement as a spontaneous societal reaction to the destructive effects of the self-regulating market on the society. In this paper, I aimed to argue whether the notion of “counter-movement” can explain the development of welfare state sufficiently on the basis of three discussions. Firstly, explaining the emergence of the welfare state as a result of the counter-movement ignores the importance of the social classes in this process because the counter-movement is not a class movement; this movement includes people from different economic and social strata. In this regard, I referred to the So...
After the Second World War, welfare states developed especially in the Western capitalist countri... more After the Second World War, welfare states developed especially in the Western capitalist countries. In that regard, protectionist, interventionist policies became dominant and while the regulated market ousted the free market, the interventionist state replaced the laissez-faire state. According to Polanyi, counter-movement paved the way to the emergence of the welfare state. He defined counter-movement as a spontaneous societal reaction to the destructive effects of the self-regulating market on the society. In this paper, I aimed to argue whether the notion of “counter-movement” can explain the development of welfare state sufficiently on the basis of three discussions. Firstly, explaining the emergence of the welfare state as a result of the counter-movement ignores the importance of the social classes in this process because the counter-movement is not a class movement; this movement includes people from different economic and social strata. In this regard, I referred to the So...
Modern ulus devletlerin inşasında merkezi kamusal sağlık hizmetlerinin örgütlenmesi önemli bir iş... more Modern ulus devletlerin inşasında merkezi kamusal sağlık hizmetlerinin örgütlenmesi önemli bir işlev görmektedir. Benzer şekilde, modern Türk devletinin inşasında da kamusal sağlık hizmetlerinin özellikle salgın hastalıklarla mücadele için gerekli sağlık kuruluşlarının örgütlenmesi önemli bir rol üstlenmiştir. Cumhuriyetin kuruluşundan İkinci Dünya Savaşı’nın sonuna kadarki dönemde sağlık hizmeti örgütlerinin kurulması, ulusal aşı ve ilaç üretimi gibi gelişmeler yaşanırken, savaş sonrası dönemde sigorta kurumları kurulmuş, Sosyalleştirme uygulamaları ile kamusal sağlık hizmetlerinin yaygınlaştırılması amaçlanmıştır. Sosyalleştirme uygulamalarının 1970’li yıllarda terk edilmeye başlanmasıyla sağlık hizmetleri piyasaya bağımlı hale gelirken, sağlıkta piyasalaşma süreci, 1980’lerde tüm dünyada egemen olan neoliberal politikalarla birlikte hem hız kazanmış hem de derinleşmiştir. 2003 yılında uygulamaya geçirilen Sağlıkta Dönüşüm Programı ile sağlık hizmetleri finansmandan, örgüt yapısın...
Modern ulus devletlerin inşasında merkezi kamusal sağlık hizmetlerinin örgütlenmesi önemli bir iş... more Modern ulus devletlerin inşasında merkezi kamusal sağlık hizmetlerinin örgütlenmesi önemli bir işlev görmektedir. Benzer şekilde, modern Türk devletinin inşasında da kamusal sağlık hizmetlerinin özellikle salgın hastalıklarla mücadele için gerekli sağlık kuruluşlarının örgütlenmesi önemli bir rol üstlenmiştir. Cumhuriyetin kuruluşundan İkinci Dünya Savaşı'nın sonuna kadarki dönemde sağlık hizmeti örgütlerinin kurulması, ulusal aşı ve ilaç üretimi gibi gelişmeler yaşanırken, savaş sonrası dönemde sigorta kurumları kurulmuş, Sosyalleştirme uygulamaları ile kamusal sağlık hizmetlerinin yaygınlaştırılması amaçlanmıştır. Sosyalleştirme uygulamalarının 1970'li yıllarda terk edilmeye başlanmasıyla sağlık hizmetleri piyasaya bağımlı hale gelirken, sağlıkta piyasalaşma süreci, 1980'lerde tüm dünyada egemen olan neoliberal politikalarla birlikte hem hız kazanmış hem de derinleşmiştir. 2003 yılında uygulamaya geçirilen Sağlıkta Dönüşüm Programı ile sağlık hizmetleri finansmandan, örgüt yapısına, istihdam biçiminden hizmet sunumuna her alanda köklü değişikliklere uğramıştır. Sağlık hizmetlerinde yaşanan bu temel dönüşümün tamamlayıcısı olarak 2005 yılında "Sağlıkta Dönüşümün İkinci Fazı" olarak nitelendirilen "Kamu Özel Ortaklığı" modeli olarak "Şehir Hastaneleri" projesi hayata geçirilmiştir.
Regional integrations and trading blocs have played the significant role in shaping the world eco... more Regional integrations and trading blocs have played the significant role in shaping the world economy of the twenty-first century. The European Union (EU) is the most important and far-reaching among the all attempts at regionalism. Similarly, the Common Market of the South (MERCOSUR) is the regional integration project and it has reached the greatest level of accomplishment after the EU. From the early 1990s, the EU has deepened its institutional structure and strengthened its international influence. In order to develop relations with third parties, the EU has adopted a new type of cooperation agreement since the Maastricht Treaty. With these agreements, the EU has negotiated region–to–region association with other regional groups. The relations between EU and MERCOSUR perfectly illustrate the new wave of interregional arrangements that are emerging and shaping global governance. In this study, the MERCOSUR-EU relations will be examined. A central theme in this study is the search for main factors and motives behind the interregional relations between EU and MERCOSUR. In that regard, the historical evolution of both European Union and MERCOSUR will be discussed and an analysis of similarities and differences between the European Union and the MERCOSUR will be entailed. Then an overview of EU-MERCOSUR relations by dividing into five stages will be given and the main motives and factors behind these interregional relations will be explained. This study will support its argument through primary data derived from the literature review and official documents such as reports, policy papers, strategic plans, official statements, memoranda and press releases.
Özet 1970'lerin sonundan itibaren gelişmiş kapitalist ülkelerde ortaya çıkıp tüm dünyada egemen o... more Özet 1970'lerin sonundan itibaren gelişmiş kapitalist ülkelerde ortaya çıkıp tüm dünyada egemen olmaya başlayan neoliberal politikalar kapsamında kamunun maliyetlerinin azaltılması amacıyla kamu tarafından yerine getirilen birçok hizmetin sağlık, eğitim vb. finansmanında, örgütlenmesinde ve sunulmasında büyük değişimler ortaya çıktı. Tüm dünyada yaşanan bu gelişmelere paralel olarak Türkiye'de de 1980lerin başından itibaren uygulanmaya başlanan neoliberal politikalar bağlamında sağlık alanında "reform" adı altında yapısal değişiklikler gerçekleştirildi. Bu reform çalışmalarının en kapsamlısı 2003 yılında "Sağlıkta Dönüşüm Programı" (SDP) ile gerçekleştirildi. Bu program çerçevesinde; sağlık hizmetlerinin finansmanı Genel Sağlık Sigortası (GSS) ile sağlanmaya başladı, sağlık alanında hizmet alıcı ve hizmet sunucu ayrımı sağlandı, kamusal birinci basamak sağlık hizmetleri tasfiye edildi bu kapsamda sağlık ocakları kapatılırken, aile hekimliği modeline geçildi, sağlık hizmetlerinin piyasalaştırılması çerçevesinde kamu hastaneleri birer işletme haline dönüştürüldü. Sağlık sektöründe yaşanan bu temel dönüşümün tamamlayıcısı olarak 2005 yılında yapılan yasal düzenleme ile "Sağlıkta Dönüşümün İkinci Fazı" olarak nitelendirilen "Kamu Özel Ortaklığı" (KÖO) modeli olarak "Şehir Hastaneleri" hayata geçirildi. 2018 Ağustos ayı itibariyle açılmış altı şehir hastanesi (Yozgat, Isparta, Mersin, Adana, Kayseri ve Elazığ) ile birlikte inşaatı devam eden şehir hastaneleri ve ihale süreci devam eden şehir hastaneleriyle toplamda otuz iki şehir hastanesinin hizmet vermesi hedeflenmektedir. Bu çalışmanın odak noktasını SDP'nin ikinci fazı olarak uygulanmaya başlanan şehir hastaneleri oluşturmaktadır. Çalışmanın amacı şehir hastanelerinin ortaya çıkış sürecinin yasal ve sosyo-ekonomik arka planını ortaya koyarken, bu hastanelerin sağlık hizmetleri açısından ortaya çıkardığı ve gelecekte ortaya çıkarabileceği temel değişiklikleri tartışmaktır. Çok yeni bir olgu olduğu için, şehir hastaneleriyle ilgili literatürde yapılmış çok fazla çalışma bulunmamaktadır. Bu çalışma bu boşluğu kısıtlı da olsa doldurma amacı taşımaktadır. Nitel araştırma methodu kullanarak yapılan çalışmada literatür taramasına ek olarak, genelde kamu özel ortaklığı özelde şehir hastaneleriyle ilgili yasal mevzuat incelenmiş ve Sağlık Bakanlığı'nın ve Kalkınma Bakanlığı'nın yayınladığı çeşitli raporlar, bütçe sunumları, stratejik planlar, resmi tebliğler, medya haberleri vb. gibi kaynaklar taranmıştır.
ANADOLU 11TH INTERNATIONAL CONFERENCE ON SOCIAL SCIENCES , 2022
In the late 1960s and the early 1970s, the capital underwent a major crisis of profitability and ... more In the late 1960s and the early 1970s, the capital underwent a major crisis of profitability and all over the world including developed and developing countries neoliberal transformation has started as a response to this profitability crisis. This neoliberal transformation has brought the restructuring of the social policy. In relation to restructuring of social policy in line with neoliberalism, a significant shift occurred in the field of labour market policies from the passive labour market policies towards the active labour market policies (ALMPs). The active labour market policies started to be presented as a significant policy tool to combat the unemployment. The importance of these policies was emphasized in most of the reports of OECD, WB, EU and ILO. As a result of the impacts of these institutions, in all over the world most of the countries started to implement active labour market policies. The objective of this paper is to discuss the which functions ALMPs have in the context of neo-liberal transformation. In other words, it is aimed to reveal the role of these policies within the neoliberalisation process of the labour markets.
SELCUK 7th INTERNATIONAL CONFERENCE ON SOCIAL SCIENCES Proceeding Book, 2022
Capitalist system fell into a structural crisis in the beginning of 1970s. In order to overcome t... more Capitalist system fell into a structural crisis in the beginning of 1970s. In order to overcome this crisis, neoliberal policies started to be implemented all over the world. Especially Latin American countries has become a real-world laboratory of neoliberal policies throughout the structural adjustment programmes in the context of Washington Consensus. Actually, these neoliberal policies are not compatible with the internal dynamics of the Latin American countries and instead of solving; they increased the problems of these countries. In this paper, the main objective is to examine the effects of the neoliberal policies on the politics and economy of Latin America. In this regard, this paper focuses on the effects of the neoliberalism on the economy by looking five major economic indicators which are growth, stability, inflation, poverty and income inequalities and then in respect to politics it concentrates on the effects of neoliberalism on the democracy.
ANKARA INTERNATIONAL CONGRESS ON SCIENTIFIC RESEARCH-VII Proceeding Book, 2022
Luis Inacio "Lula" da Silva won the runoff of the presidential election on 31th October 2022 by d... more Luis Inacio "Lula" da Silva won the runoff of the presidential election on 31th October 2022 by defeating the far-right incumbent president Jair Bolsonaro. This is a stunning comeback for Lula who could not run in the last presidential election in 2018 because he was in jail and banned from standing for office. Like this election, his landslide victory in the 2002 presidential elections is considered as the greatest political triumph of the Brazilian working class since the abolition of slavery, in 1888. Moreover, it is claimed that Lula's victory is one of the most important achievements of the Left, anywhere in the world, in the last two decades. This victory also showed the bankruptcy of the 'Washington Consensus' and the shift of Latin American politics towards the Left because the leadership of Brazil had always passed-from colony to independence, from slavery to freedom, from monarchy to republic-without ever leaving the hands of the dominant classes and the educated minority that had served their interests. With the election of Lula, power for the first time was placed in the hands of a representative of the popular majority in Brazil. However, indeed the Brazilian Left was transformed significantly under Lula administration. In this paper my objective is to discuss the transformation of the Brazilin Left under Lula. In this regard, I try to argue that although Lula was considered as a hero of the Left and his election indicated a new epoch of progressive changes defined as the "end of neoliberalism", he became a pragmatic leader and his election brought the continuation of the neoliberalism in Brazil instead of "end of neoliberalism". Moreover, I try to explain how Lula's party, the Workers' Party was transformed from a party of the working class into a party that reverses the most basic labour legislation in other words how it becomes an enemy of labour, and friend of finance capital.
Geçmişten Geleceğe İzmir - İzmir'in Ticari ve Ekonomik Durumu, 2022
Lozan Konferansı görüşmelerinin kesintiye uğradığı dönemde 17 Şubat- 4 Mart 1923 tarihleri arası... more Lozan Konferansı görüşmelerinin kesintiye uğradığı dönemde 17 Şubat- 4 Mart 1923 tarihleri arasında düzenlenen I. İzmir İktisat Kongresi, yeni kurulan Türkiye’nin ekonomide izleyeceği yol haritasını ortaya koymanın yanı sıra Batı dünyasına liberal bir ekonomik sistemin benimseneceğini ve sosyalist sisteme karşı nasıl bir duruş sergileneceğini gösterme amacı taşımaktadır. I. İzmir İktisat Kongresi’nde alınan liberal ekonomi kararları kapitalizmin 1929 yılında içine girdiği yapısal krize kadar kısmen uygulanma imkânı bulabilmiştir. Krizle birlikte 1930’lu yıllarda devletçi politikalar ön plana çıkmıştır ve 1980’lerin başında ekonomide yaşanan neoliberal dönüşüme kadar I. İzmir İktisat Kongresi’nde alınan kararlar rafa kaldırılmıştır. Neoliberal politikalar çerçevesinde Türkiye ekonomisini şekillendirme düşüncesi 24 Ocak 1980’de açıklanan kararlarla somutlaşırken bu kararların uygulanabilmesi için uygun siyasi ve toplumsal koşullar 12 Eylül 1980 Askeri Müdahalesi ile mümkün hale gelmiştir. Bu bağlamda askeri yönetimin ekonomik ve sosyal politikalarda köklü değişiklikler gerçekleştirdiği dönemde II. İzmir İktisat Kongresi düzenlenmiştir. 2-7 Kasım 1981 tarihleri arasında düzenlenen kongrede dışa açık büyüme stratejisi çerçevesinde uygulanacak politikalar belirlenmiştir. 4-7 Haziran 1992 tarihleri arasında düzenlenen III. İzmir İktisat Kongresi ise “21.Yüzyıla Doğru Türkiye” teması altında neoliberal ekonomi politikalarının derinleştirildiği ve toplumsal etkilerinin somutlaştığı 1990’lı yıllarda ileriye dönük politika önerileri ortaya koymayı amaçlamıştır. Ardarda ekonomik krizlerle boğuşulan Türkiye’de, 2002 yılında Adalet ve Kalkınma Partisi’nin siyasi çoğunluğu sağlayarak tek başına iktidara gelmesiyle yeni bir dönem başlamıştır. Yeni dönemde ekonomik ve sosyal politikalarda uygulamaya geçirilecek köklü değişiklikleri ve özellikle de Avrupa Birliği’ne üyelik perspektifini ortaya koymayı amaçlayan IV. İzmir İktisat Kongresi, 5-9 Mayıs 2004 tarihleri arasında düzenlenmiştir. V. İzmir İktisat Kongresi ise 2008 yılında yaşanan küresel ekonomik krizin etkisiyle önemli bir dönüşüm geçiren ekonomik düzene ilişkin ve 2023 hedeflerine dönük olarak 30 Ekim-1 Kasım 2013 tarihleri arasında düzenlenmiştir. Bu çalışmanın amacı Türkiye ekonomisinde yaşanan gelişmeler ışığında İzmir İktisat Kongrelerini incelemektir. Bu kapsamda I. İzmir İktisat Kongresi’nin düzenlendiği 1923 yılından V. İzmir İktisat Kongresi’nin düzenlendiği 2013 yılına kadar sermaye birikim stratejisinde yaşanan dönüşümler ortaya konulacaktır ve bu dönüşümlerin İzmir İktisat Kongrelerinde alınan kararlar üzerindeki izdüşümleri incelenecektir.
Active Labour Market Policies began to be implemented all over the world especially since the 199... more Active Labour Market Policies began to be implemented all over the world especially since the 1990s to combat the unemployment. With reference to the idea that the great majority of the unemployment is structural and the labour force is lack of the necessary skills and qualifications, in the context of active labour market policies, the vocational training courses were popularized in order to enable inactive portion of the labour force with skills deemed necessary by the labour market. Correspondingly, in Turkey the vocational training courses have gained prominence especially since the 2000s. In this study, the aim is to analyse the implementation process of the vocational training courses conducted by the Turkish Employment Agency (İŞKUR) in the case of Ankara and this study argues that the contracting out of the vocational training courses to the private sector in the context of neoliberal logic of governance leads to policy deadlocks in the implementation process which generates...
After the Second World War, welfare states developed especially in the Western capitalist countri... more After the Second World War, welfare states developed especially in the Western capitalist countries. In that regard, protectionist, interventionist policies became dominant and while the regulated market ousted the free market, the interventionist state replaced the laissez-faire state. According to Polanyi, counter-movement paved the way to the emergence of the welfare state. He defined counter-movement as a spontaneous societal reaction to the destructive effects of the self-regulating market on the society. In this paper, I aimed to argue whether the notion of “counter-movement” can explain the development of welfare state sufficiently on the basis of three discussions. Firstly, explaining the emergence of the welfare state as a result of the counter-movement ignores the importance of the social classes in this process because the counter-movement is not a class movement; this movement includes people from different economic and social strata. In this regard, I referred to the So...
After the Second World War, welfare states developed especially in the Western capitalist countri... more After the Second World War, welfare states developed especially in the Western capitalist countries. In that regard, protectionist, interventionist policies became dominant and while the regulated market ousted the free market, the interventionist state replaced the laissez-faire state. According to Polanyi, counter-movement paved the way to the emergence of the welfare state. He defined counter-movement as a spontaneous societal reaction to the destructive effects of the self-regulating market on the society. In this paper, I aimed to argue whether the notion of “counter-movement” can explain the development of welfare state sufficiently on the basis of three discussions. Firstly, explaining the emergence of the welfare state as a result of the counter-movement ignores the importance of the social classes in this process because the counter-movement is not a class movement; this movement includes people from different economic and social strata. In this regard, I referred to the So...
Uploads
Papers by Merve Kayaduvar
groups. The relations between EU and MERCOSUR perfectly illustrate the new wave of interregional arrangements that are emerging and shaping global governance.
In this study, the MERCOSUR-EU relations will be examined. A central theme in this study is the search for main factors and motives behind the interregional relations between EU and MERCOSUR. In that regard, the historical evolution of both European Union and MERCOSUR will be discussed and an analysis of similarities and differences between the European Union and the MERCOSUR will be entailed. Then an overview of EU-MERCOSUR relations by dividing into five stages will be given and the main motives and factors behind these interregional relations will be explained.
This study will support its argument through primary data derived from the literature review and official documents such as reports, policy papers, strategic plans, official statements, memoranda and press releases.
groups. The relations between EU and MERCOSUR perfectly illustrate the new wave of interregional arrangements that are emerging and shaping global governance.
In this study, the MERCOSUR-EU relations will be examined. A central theme in this study is the search for main factors and motives behind the interregional relations between EU and MERCOSUR. In that regard, the historical evolution of both European Union and MERCOSUR will be discussed and an analysis of similarities and differences between the European Union and the MERCOSUR will be entailed. Then an overview of EU-MERCOSUR relations by dividing into five stages will be given and the main motives and factors behind these interregional relations will be explained.
This study will support its argument through primary data derived from the literature review and official documents such as reports, policy papers, strategic plans, official statements, memoranda and press releases.