Purpose This study aimed to examine the effect of dependent care theory-based post-surgical home ... more Purpose This study aimed to examine the effect of dependent care theory-based post-surgical home care intervention on self-care, symptoms, and caregiver burden in primary brain tumor patients and their caregivers. Methods A parallel-group randomized controlled trial was conducted with patients who underwent surgery for a primary brain tumor between March 2019 and January 2020 in a tertiary hospital and with caregivers who cared for them at home. Eligible patients and caregivers were determined by block randomization. Outcome measures included validated measures of self-care agency (Self-Care Agency Scale), symptoms and interference by symptoms (MD Anderson Symptom Inventory Brain Tumor-Turkish Form), and caregiver burden (Caregiver Burden Scale). Two-way analysis of variance was used in repeated measurements from general linear models compared to scale scores. Results Self-care agency was significantly higher in the intervention group than in the control group in the first and sixth months after surgery (p < 0.05). The severity of the patients' emotional, focal neurologic, and cognitive symptoms and interference by symptoms were significantly lower in the intervention group than in the control group (p < 0.05). Caregiver burden was significantly lower in the intervention group in the first, third, and sixth months after surgery (p < 0.05). Conclusion Dependent care theory-based post-surgical home care intervention increased patients' self-care and reduced symptoms and their effects. It also reduced the caregiver burden. Dependent care theory can guide the nursing practices of nurses who provide institutional and/or home care services to patients with chronic diseases and their caregivers. Trial Registration NCT05328739 on April 14, 2022 (retrospectively registered). Keywords Caregiving burden • Home care • Nursing • Primary brain tumors • Self-care/dependent care • Self-care agency * Derya Dağdelen
Bu üründe yer alan bilgiler sadece lisanslı tıbbi çalışanlar için kaynak olarak sunulmuştur. Herh... more Bu üründe yer alan bilgiler sadece lisanslı tıbbi çalışanlar için kaynak olarak sunulmuştur. Herhangi bir konuda profesyonel tıbbi danışmanlık veya tıbbi tanı amacıyla kullanılmamalıdır. Akademisyen Kitabevi ve alıcı arasında herhangi bir şekilde doktor-hasta, terapist-hasta ve/veya başka bir sağlık sunum hizmeti ilişkisi oluşturmaz. Bu ürün profesyonel tıbbi kararların eşleniği veya yedeği değildir. Akademisyen Kitabevi ve bağlı şirketleri, yazarları, katılımcıları, partnerleri ve sponsorları ürün bilgilerine dayalı olarak yapılan bütün uygulamalardan doğan, insanlarda ve cihazlarda yaralanma ve/veya hasarlardan sorumlu değildir. İlaçların veya başka kimyasalların reçete edildiği durumlarda, tavsiye edilen dozunu, ilacın uygulanacak süresi, yöntemi ve kontraendikasyonlarını belirlemek için, okuyucuya üretici tarafından her ilaca dair sunulan güncel ürün bilgisini kontrol etmesi tavsiye edilmektedir. Dozun ve hasta için en uygun tedavinin belirlenmesi, tedavi eden hekimin hastaya dair bilgi ve tecrübelerine dayanak oluşturması, hekimin kendi sorumluluğundadır. Akademisyen Kitabevi, üçüncü bir taraf tarafından yapılan ürüne dair değişiklikler, tekrar paketlemeler ve özelleştirmelerden sorumlu değildir.
... 3. Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitü- sü. Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması, An... more ... 3. Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitü- sü. Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması, Anka-ra 2003. 4. Bahar A, Parlar S. Yaşlılık ve evde bakım. Fırat Sağlık Hizmetleri Dergisi 2007, 2(4), 32-39. 5. Atalay B, Kontaş YM, Beyazıt S ve ark. Türk Aile Yapısı Araştırması. ...
Bilgisayar ortamında oluşturulan üç boyutlu resimlerin ve animasyonların teknolojik araçlarla ins... more Bilgisayar ortamında oluşturulan üç boyutlu resimlerin ve animasyonların teknolojik araçlarla insanların zihinlerinde gerçek bir ortamda bulunma hissini veren ayrıca ortamda bulunan bu objelerle etkileşimde bulunmalarını sağlayan sanal gerçeklik tedavisi serebral palsili çocukların tedavisinde kullanılmaya başlanılan yeni ve etkili bir yöntemdir. Bu sistematik incelemede 2008 ile 2016 tarihleri arasında yayınlanmış 138 çalışma incelenmiştir. Pubmed ve Ulusal tez merkezi (YÖKTEZ) arama motorlarında 'cerebral palsy virtual reality', cerebral palsy virtual rehabilition', 'sanal gerçeklik', 'sanal rehabilitasyon' anahtar kelimeleri kullanılarak taranmıştır. Çalışmada incelenen makale sayısı 138 olmasına rağmen, sınırlamalara uyan 20 araştırma kapsama alınmıştır. Yapılan araştırmalar sonucunda; sanal gerçekliğin tedavi amaçlı kullanılabilir olduğu, çocuklarda yüksek derecede motivasyon, ilgi, memnuniyet oluşturduğu, uygulamadan sonra çalışmalara katılım oranında artış olduğu, motor fonksiyon testlerinde düzelmelerin olduğu, postural kontrol stratejilerinin geliştiği, görsel algı, el/ ayak kas kuvvetinin ve eklem hareket açıklığının geliştiği, yürümenin ve ağırlık merkezinin düzeldiği ancak randomize kontrollü çalışmaların sayısının az olduğu bulunmuştur. Bu nedenle geçerlilik ve güvenilirliği olan daha kapsamlı çalışmalara ihtiyaç duyulmaktadır.
Purpose: This study was conducted to determine the complementary and alternative medicine (CAM) u... more Purpose: This study was conducted to determine the complementary and alternative medicine (CAM) used for blood glucose control, their self-efficacy level and the factors affecting the use of CAM. of individuals with type 2 diabetes mellitus. Materials and Methods: This cross-sectional study was conducted with a total of 350 individuals with diabetes mellitus in a university hospital. In order to collect the data, Personal information form including descriptive and disease characteristics of the individuals, Self-efficacy Scale for patients with Type 2 Diabetes, and the complementary and alternative medicine questionnaire were used. Results: The average age of all individuals participated in the study was 55.83±8.82 (min:. 29-max:.78) years. The prevalence CAM use of the patients was 38.3%. According to the logistic regression analysis, self-efficacy total score, fasting blood glucose, and going to physician control after 6 months were found to be the important determinants for the use of CAM. Conclusion: Especially herbal products from the complementary and alternative medicine methods were determined to be commonly used. Majority of the patients did not inform the healthcare professionals about the use of CAM during their routine controls. In this respect, especially the nurses, who have important roles in diabetes management should question the use of CAM and the importance of informing the healthcare professionals by the individuals about the use of CAM should be emphasized. Amaç: Bu çalışma Tip 2 diabetes mellitus'u olan bireylerin kan glikoz kontrolünde uyguladıkları tamamlayıcı ve alternatif tıp (TAT), öz-etkililik düzeyi ve TAT kullanımını etkileyen faktörleri belirlemek amacıyla yapılmıştır. Gereç ve Yöntem: Bu çalışma bir üniversite hastanesinde toplamda 350 diabetes mellitus'u olan birey ile kesitsel olarak yapılmıştır. Verilerin toplanmasında bireylerin tanıtıcı ve hastalık özelliklerini içeren kişisel anket formu, Tip 2 Diyabetlilerde Öz-Etkililik (Yeterlik) Ölçeği ve tamamlayıcı ve alternatif tıp soru formu kullanılmıştır. Bulgular: Çalışmaya katılan tüm bireylerin yaş ortalaması 55.83±8.82 (min:.29-max:.78)'yıldır. Bireylerin TAT kullanım yaygınlığı %38.3 olduğu tespit edilmiştir. Lojistik regresyon analizine göre de öz-etkililik toplam puanı, açlık kan şekeri, hekim kontrolüne 6 ay üzerinde gitmenin TAT kullanma durumu için önemli belirleyiciler olduğu saptanmıştır. Sonuç: Tamamlayıcı ve alternatif tedavilerden özellikle bitkisel ürünlerin yaygın olarak kullanıldığı belirlenmiştir. Hastaların çoğunluğunun rutin kontrollerinde TAT kullanımı ile ilgili sağlık çalışanlarını bilgilendirmedikleri saptanmıştır. Bu açılardan diyabet yönetiminde önemli rolleri olan ve hastayla daha fazla zaman geçiren ve doğrudan bakımlarında görev alan özellikle hemşirelerin TAT kullanım durumunu sorgulamaları, bireylerin de sağlık çalışanlarını TAT kullanımı konusunda bilgilendirmelerinin önemi konusunda vurgu yapmak gerekmektedir.
Bilgisayar ortaminda olusturulan uc boyutlu resimlerin ve animasyonlarin teknolojik araclarla ins... more Bilgisayar ortaminda olusturulan uc boyutlu resimlerin ve animasyonlarin teknolojik araclarla insanlarin zihinlerinde gercek bir ortamda bulunma hissini veren ayrica ortamda bulunan bu objelerle etkilesimde bulunmalarini saglayan sanal gerceklik tedavisi serebral palsili cocuklarin tedavisinde kullanilmaya baslanilan yeni ve etkili bir yontemdir. Bu sistematik incelemede 2008 ile 2016 tarihleri arasinda yayinlanmis 138 calisma incelenmistir. Pubmed ve Ulusal tez merkezi (YOKTEZ) arama motorlarinda ‘cerebral palsy virtual reality’, cerebral palsy virtual rehabilition’, ‘sanal gerceklik’, ‘sanal rehabilitasyon’ anahtar kelimeleri kullanilarak taranmistir. Calismada incelenen makale sayisi 138 olmasina ragmen, sinirlamalara uyan 20 arastirma kapsama alinmistir. Yapilan arastirmalar sonucunda; sanal gercekligin tedavi amacli kullanilabilir oldugu, cocuklarda yuksek derecede motivasyon, ilgi, memnuniyet olusturdugu, uygulamadan sonra calismalara katilim oraninda artis oldugu, motor fonksiyon testlerinde duzelmelerin oldugu, postural kontrol stratejilerinin gelistigi, gorsel algi, el/ ayak kas kuvvetinin ve eklem hareket acikliginin gelistigi, yurumenin ve agirlik merkezinin duzeldigi ancak randomize kontrollu calismalarin sayisinin az oldugu bulunmustur. Bu nedenle gecerlilik ve guvenilirligi olan daha kapsamli calismalara ihtiyac duyulmaktadir.
The authors&amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;#39; goal in this study was to as... more The authors&amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;#39; goal in this study was to assess differences in knowledge about AIDS between students of natural science (NS) and social science (SS). The authors surveyed 542 students at Erciyes University in Kayseri, Turkey, regarding their knowledge of AIDS. Some differences in knowledge about AIDS (eg, regarding the virus that causes AIDS, the diagnostic test, risk factors) existed between NS and SS students. NS students were more knowledgeable about AIDS than were SS students.
Aim: This study was conducted to determine the effects of free sessions with philosophical sessio... more Aim: This study was conducted to determine the effects of free sessions with philosophical sessions on the epistemological beliefs, critical thinking disposition and metacognitive awareness of nursing students taking research course. Method: It was conducted using semi-experimental pretest-posttest design with 177 students. Ethical approval was taken. It used Epistemological Beliefs Scale, Metacognitive Awareness Inventory and Critical Thinking Disposition Scale. Research in Nursing course was implemented in a 10-week program as two hours of theory and two hours of practice. Results: It was found that the posttest Epistemological Beliefs Scale total score, Metacognitive Awareness Inventory total score and was Critical Thinking Disposition Scale total score were significantly higher than their respective pretest total scores (p=0.00). A significant positive relationship was found between the posttest score of Critical Thinking Disposition Scale and posttest score of Metacognitive Awa...
Objective: This study aimed to evaluate the psychological resilience and family role performances... more Objective: This study aimed to evaluate the psychological resilience and family role performances of nurses who worked in a hospital pandemic during COVID-19. Methods: This study was descriptive and correlational. The study sample consisted of 318 nurses working in a tertiary state hospital in Kayseri. Data were collected using by “Socio-Demographic Form”, “Connor-Davidson Resilience Scale”, and “Family Role Performance Scale”. After the normal distribution analysis of the data, SPSS 22.0 was used for descriptive and advanced analysis, and Lisrel 8.71 program was used for structural equation modeling. Results: As a result of the structural equation model, it was found that the psychological resilience of nurses had a significant 0.61 effect on family role performance (p
Araştırma, adölesanla ebeveyn arasındaki etkileşimin, adölesanın algıladığı aile desteğinin incel... more Araştırma, adölesanla ebeveyn arasındaki etkileşimin, adölesanın algıladığı aile desteğinin incelenmesi ve bazı sosyo-demografik faktörlerin algılanan aile desteği üzerine etkilerinin belirlenmesi amacıyla planlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Batıçim İlköğretim okulunda okuyan 7.sınıf ve 8. sınıf öğrencilerle (n= 300) yürütülmüş tanımlayıcı bir çalışmadır. Araştırma verileri "Adölesan Ebeveyn Etkileşimine Yönelik Anket Formu" ve "Algılanan Aile Desteği Ölçeği" kullanılarak anket yöntemi ile toplanmıştır. Bulgular ve Sonuç: Adölesanların yaş ortalaması 13.63 ± 1.l0'dur. Büyük bir çoğunluğu (%75.3) çekirdek aile yapısı içinde yaşamaktadır. Adölesanların %58.4'ü ebeveynleri ile olan ilişkilerini "çok iyi" olarak değerlendirirken, %83.6'sı bu ilişkilerinden "çok memnun" olduklarını belirtmişlerdir. Adölesanların "Algılanan Aile Desteği" ölçeğine ilişkin puan ortalaması 10.75±3.89'dur (Alt/Üst değer 0-20). Bu değer ölçekten beklenen puan aralığında ortalamanın üzerindedir. Algılanan aile desteğine ilişkin puan ortalaması, cinsiyet ve gelir düzeyi olmak üzere iki sosyodemografik değişkenden etkilenirken, aile tipine göre farklılık göstermemektedir. Yapılan pearson korelasyon analizi sonucunda, algılanan aile desteğine ilişkin puan ortalamasının adölesan-ebeveyn etkileşimine ilişkin bazı değişkenlerden (anne baba ile olan ilişkilerinden memnuniyet, anne ile duygu ve düşüncelerini paylaşma, kardeş ile olan ilişki düzeyi gibi) etkilendiği saptanmıştır (p<0.01). Regresyon analizi sonucunda, bu değişkenlerin adölesanların algıladıkları aile desteği puan ortalamasındaki değişimin %36.0'ını açıkladığı belirlenmiştir.
Purpose: This study was conducted in descriptive and cross-sectional design in order to determine... more Purpose: This study was conducted in descriptive and cross-sectional design in order to determine prevalence of urinary incontinence severity in women with urinary incontinence (UI), correlation between UI and sexual dys-function Materials and Methods: The study had descriptive and cross-sectional design. In sample selection, four Family Health Centers areas were determined by lot and totally 384 women with UI were reached by making home visits in these regions. As data collection tool, severity index in female urinary incontinence determining UI condition and Female Sexual Function index determining sexual functioning were used. Results: Average age of the women participating in the study was 37.3 ± 1.02. Mean body mass index of the women was 26.3 ± 5.41. It was determined that 22.1% of the women participating in the study had UI for 3-5 years and 15.1% had UI for six years and a longer time. It was determined that 53.9% of the women participating in study had mild incontinence, 40...
Bu calisma kadin erkek ayri yasamanin yaslilarin yalnizlik ve yasam doyumuna etkisini belirlemek ... more Bu calisma kadin erkek ayri yasamanin yaslilarin yalnizlik ve yasam doyumuna etkisini belirlemek amaciyla tanimlayici olarak yapilmistir. Arastirmanin evrenini bir huzur evindeki toplam 144 yasli olusturmustur ve orneklem secilmemistir. Veriler; anket formu, yalnizlik olcegi (UCLA-LS) ve yasam doyumu olcegi ile yuz yuze gorusme teknigi kullanilarak toplanmistir. Degerlendirmede tanimlayici istatistikler, bagimsiz gruplarda Mann- Whitney U, Kruskal Wallis H ve sperman korelasyon testi kullanilmistir. Arastirmaya katilan yaslilarin % 75,0'inin 65 yas ve uzerinde oldugu ve % 31,3'unun okuma yazma bilmedigi saptanmistir. Yaslilarin %46,6'si yalniz kalmamak icin huzurevine geldigini ifade etmistir. Yaslilarin %31,3'u kadin erkek ayri yasamaktan memnun olmadigini belirtmistir. Bu arastirma kadin erkek ayri yasamanin yaslilarda sosyal iliskiyi azalttigini gostermektedir. Bu arastirmadan cikan onemli sonuc sosyal iliskiler azalmasi ile yalnizligin daha cok artmasidir. Kadin ...
Purpose This study aimed to examine the effect of dependent care theory-based post-surgical home ... more Purpose This study aimed to examine the effect of dependent care theory-based post-surgical home care intervention on self-care, symptoms, and caregiver burden in primary brain tumor patients and their caregivers. Methods A parallel-group randomized controlled trial was conducted with patients who underwent surgery for a primary brain tumor between March 2019 and January 2020 in a tertiary hospital and with caregivers who cared for them at home. Eligible patients and caregivers were determined by block randomization. Outcome measures included validated measures of self-care agency (Self-Care Agency Scale), symptoms and interference by symptoms (MD Anderson Symptom Inventory Brain Tumor-Turkish Form), and caregiver burden (Caregiver Burden Scale). Two-way analysis of variance was used in repeated measurements from general linear models compared to scale scores. Results Self-care agency was significantly higher in the intervention group than in the control group in the first and sixth months after surgery (p < 0.05). The severity of the patients' emotional, focal neurologic, and cognitive symptoms and interference by symptoms were significantly lower in the intervention group than in the control group (p < 0.05). Caregiver burden was significantly lower in the intervention group in the first, third, and sixth months after surgery (p < 0.05). Conclusion Dependent care theory-based post-surgical home care intervention increased patients' self-care and reduced symptoms and their effects. It also reduced the caregiver burden. Dependent care theory can guide the nursing practices of nurses who provide institutional and/or home care services to patients with chronic diseases and their caregivers. Trial Registration NCT05328739 on April 14, 2022 (retrospectively registered). Keywords Caregiving burden • Home care • Nursing • Primary brain tumors • Self-care/dependent care • Self-care agency * Derya Dağdelen
Bu üründe yer alan bilgiler sadece lisanslı tıbbi çalışanlar için kaynak olarak sunulmuştur. Herh... more Bu üründe yer alan bilgiler sadece lisanslı tıbbi çalışanlar için kaynak olarak sunulmuştur. Herhangi bir konuda profesyonel tıbbi danışmanlık veya tıbbi tanı amacıyla kullanılmamalıdır. Akademisyen Kitabevi ve alıcı arasında herhangi bir şekilde doktor-hasta, terapist-hasta ve/veya başka bir sağlık sunum hizmeti ilişkisi oluşturmaz. Bu ürün profesyonel tıbbi kararların eşleniği veya yedeği değildir. Akademisyen Kitabevi ve bağlı şirketleri, yazarları, katılımcıları, partnerleri ve sponsorları ürün bilgilerine dayalı olarak yapılan bütün uygulamalardan doğan, insanlarda ve cihazlarda yaralanma ve/veya hasarlardan sorumlu değildir. İlaçların veya başka kimyasalların reçete edildiği durumlarda, tavsiye edilen dozunu, ilacın uygulanacak süresi, yöntemi ve kontraendikasyonlarını belirlemek için, okuyucuya üretici tarafından her ilaca dair sunulan güncel ürün bilgisini kontrol etmesi tavsiye edilmektedir. Dozun ve hasta için en uygun tedavinin belirlenmesi, tedavi eden hekimin hastaya dair bilgi ve tecrübelerine dayanak oluşturması, hekimin kendi sorumluluğundadır. Akademisyen Kitabevi, üçüncü bir taraf tarafından yapılan ürüne dair değişiklikler, tekrar paketlemeler ve özelleştirmelerden sorumlu değildir.
... 3. Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitü- sü. Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması, An... more ... 3. Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitü- sü. Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması, Anka-ra 2003. 4. Bahar A, Parlar S. Yaşlılık ve evde bakım. Fırat Sağlık Hizmetleri Dergisi 2007, 2(4), 32-39. 5. Atalay B, Kontaş YM, Beyazıt S ve ark. Türk Aile Yapısı Araştırması. ...
Bilgisayar ortamında oluşturulan üç boyutlu resimlerin ve animasyonların teknolojik araçlarla ins... more Bilgisayar ortamında oluşturulan üç boyutlu resimlerin ve animasyonların teknolojik araçlarla insanların zihinlerinde gerçek bir ortamda bulunma hissini veren ayrıca ortamda bulunan bu objelerle etkileşimde bulunmalarını sağlayan sanal gerçeklik tedavisi serebral palsili çocukların tedavisinde kullanılmaya başlanılan yeni ve etkili bir yöntemdir. Bu sistematik incelemede 2008 ile 2016 tarihleri arasında yayınlanmış 138 çalışma incelenmiştir. Pubmed ve Ulusal tez merkezi (YÖKTEZ) arama motorlarında 'cerebral palsy virtual reality', cerebral palsy virtual rehabilition', 'sanal gerçeklik', 'sanal rehabilitasyon' anahtar kelimeleri kullanılarak taranmıştır. Çalışmada incelenen makale sayısı 138 olmasına rağmen, sınırlamalara uyan 20 araştırma kapsama alınmıştır. Yapılan araştırmalar sonucunda; sanal gerçekliğin tedavi amaçlı kullanılabilir olduğu, çocuklarda yüksek derecede motivasyon, ilgi, memnuniyet oluşturduğu, uygulamadan sonra çalışmalara katılım oranında artış olduğu, motor fonksiyon testlerinde düzelmelerin olduğu, postural kontrol stratejilerinin geliştiği, görsel algı, el/ ayak kas kuvvetinin ve eklem hareket açıklığının geliştiği, yürümenin ve ağırlık merkezinin düzeldiği ancak randomize kontrollü çalışmaların sayısının az olduğu bulunmuştur. Bu nedenle geçerlilik ve güvenilirliği olan daha kapsamlı çalışmalara ihtiyaç duyulmaktadır.
Purpose: This study was conducted to determine the complementary and alternative medicine (CAM) u... more Purpose: This study was conducted to determine the complementary and alternative medicine (CAM) used for blood glucose control, their self-efficacy level and the factors affecting the use of CAM. of individuals with type 2 diabetes mellitus. Materials and Methods: This cross-sectional study was conducted with a total of 350 individuals with diabetes mellitus in a university hospital. In order to collect the data, Personal information form including descriptive and disease characteristics of the individuals, Self-efficacy Scale for patients with Type 2 Diabetes, and the complementary and alternative medicine questionnaire were used. Results: The average age of all individuals participated in the study was 55.83±8.82 (min:. 29-max:.78) years. The prevalence CAM use of the patients was 38.3%. According to the logistic regression analysis, self-efficacy total score, fasting blood glucose, and going to physician control after 6 months were found to be the important determinants for the use of CAM. Conclusion: Especially herbal products from the complementary and alternative medicine methods were determined to be commonly used. Majority of the patients did not inform the healthcare professionals about the use of CAM during their routine controls. In this respect, especially the nurses, who have important roles in diabetes management should question the use of CAM and the importance of informing the healthcare professionals by the individuals about the use of CAM should be emphasized. Amaç: Bu çalışma Tip 2 diabetes mellitus'u olan bireylerin kan glikoz kontrolünde uyguladıkları tamamlayıcı ve alternatif tıp (TAT), öz-etkililik düzeyi ve TAT kullanımını etkileyen faktörleri belirlemek amacıyla yapılmıştır. Gereç ve Yöntem: Bu çalışma bir üniversite hastanesinde toplamda 350 diabetes mellitus'u olan birey ile kesitsel olarak yapılmıştır. Verilerin toplanmasında bireylerin tanıtıcı ve hastalık özelliklerini içeren kişisel anket formu, Tip 2 Diyabetlilerde Öz-Etkililik (Yeterlik) Ölçeği ve tamamlayıcı ve alternatif tıp soru formu kullanılmıştır. Bulgular: Çalışmaya katılan tüm bireylerin yaş ortalaması 55.83±8.82 (min:.29-max:.78)'yıldır. Bireylerin TAT kullanım yaygınlığı %38.3 olduğu tespit edilmiştir. Lojistik regresyon analizine göre de öz-etkililik toplam puanı, açlık kan şekeri, hekim kontrolüne 6 ay üzerinde gitmenin TAT kullanma durumu için önemli belirleyiciler olduğu saptanmıştır. Sonuç: Tamamlayıcı ve alternatif tedavilerden özellikle bitkisel ürünlerin yaygın olarak kullanıldığı belirlenmiştir. Hastaların çoğunluğunun rutin kontrollerinde TAT kullanımı ile ilgili sağlık çalışanlarını bilgilendirmedikleri saptanmıştır. Bu açılardan diyabet yönetiminde önemli rolleri olan ve hastayla daha fazla zaman geçiren ve doğrudan bakımlarında görev alan özellikle hemşirelerin TAT kullanım durumunu sorgulamaları, bireylerin de sağlık çalışanlarını TAT kullanımı konusunda bilgilendirmelerinin önemi konusunda vurgu yapmak gerekmektedir.
Bilgisayar ortaminda olusturulan uc boyutlu resimlerin ve animasyonlarin teknolojik araclarla ins... more Bilgisayar ortaminda olusturulan uc boyutlu resimlerin ve animasyonlarin teknolojik araclarla insanlarin zihinlerinde gercek bir ortamda bulunma hissini veren ayrica ortamda bulunan bu objelerle etkilesimde bulunmalarini saglayan sanal gerceklik tedavisi serebral palsili cocuklarin tedavisinde kullanilmaya baslanilan yeni ve etkili bir yontemdir. Bu sistematik incelemede 2008 ile 2016 tarihleri arasinda yayinlanmis 138 calisma incelenmistir. Pubmed ve Ulusal tez merkezi (YOKTEZ) arama motorlarinda ‘cerebral palsy virtual reality’, cerebral palsy virtual rehabilition’, ‘sanal gerceklik’, ‘sanal rehabilitasyon’ anahtar kelimeleri kullanilarak taranmistir. Calismada incelenen makale sayisi 138 olmasina ragmen, sinirlamalara uyan 20 arastirma kapsama alinmistir. Yapilan arastirmalar sonucunda; sanal gercekligin tedavi amacli kullanilabilir oldugu, cocuklarda yuksek derecede motivasyon, ilgi, memnuniyet olusturdugu, uygulamadan sonra calismalara katilim oraninda artis oldugu, motor fonksiyon testlerinde duzelmelerin oldugu, postural kontrol stratejilerinin gelistigi, gorsel algi, el/ ayak kas kuvvetinin ve eklem hareket acikliginin gelistigi, yurumenin ve agirlik merkezinin duzeldigi ancak randomize kontrollu calismalarin sayisinin az oldugu bulunmustur. Bu nedenle gecerlilik ve guvenilirligi olan daha kapsamli calismalara ihtiyac duyulmaktadir.
The authors&amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;#39; goal in this study was to as... more The authors&amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;#39; goal in this study was to assess differences in knowledge about AIDS between students of natural science (NS) and social science (SS). The authors surveyed 542 students at Erciyes University in Kayseri, Turkey, regarding their knowledge of AIDS. Some differences in knowledge about AIDS (eg, regarding the virus that causes AIDS, the diagnostic test, risk factors) existed between NS and SS students. NS students were more knowledgeable about AIDS than were SS students.
Aim: This study was conducted to determine the effects of free sessions with philosophical sessio... more Aim: This study was conducted to determine the effects of free sessions with philosophical sessions on the epistemological beliefs, critical thinking disposition and metacognitive awareness of nursing students taking research course. Method: It was conducted using semi-experimental pretest-posttest design with 177 students. Ethical approval was taken. It used Epistemological Beliefs Scale, Metacognitive Awareness Inventory and Critical Thinking Disposition Scale. Research in Nursing course was implemented in a 10-week program as two hours of theory and two hours of practice. Results: It was found that the posttest Epistemological Beliefs Scale total score, Metacognitive Awareness Inventory total score and was Critical Thinking Disposition Scale total score were significantly higher than their respective pretest total scores (p=0.00). A significant positive relationship was found between the posttest score of Critical Thinking Disposition Scale and posttest score of Metacognitive Awa...
Objective: This study aimed to evaluate the psychological resilience and family role performances... more Objective: This study aimed to evaluate the psychological resilience and family role performances of nurses who worked in a hospital pandemic during COVID-19. Methods: This study was descriptive and correlational. The study sample consisted of 318 nurses working in a tertiary state hospital in Kayseri. Data were collected using by “Socio-Demographic Form”, “Connor-Davidson Resilience Scale”, and “Family Role Performance Scale”. After the normal distribution analysis of the data, SPSS 22.0 was used for descriptive and advanced analysis, and Lisrel 8.71 program was used for structural equation modeling. Results: As a result of the structural equation model, it was found that the psychological resilience of nurses had a significant 0.61 effect on family role performance (p
Araştırma, adölesanla ebeveyn arasındaki etkileşimin, adölesanın algıladığı aile desteğinin incel... more Araştırma, adölesanla ebeveyn arasındaki etkileşimin, adölesanın algıladığı aile desteğinin incelenmesi ve bazı sosyo-demografik faktörlerin algılanan aile desteği üzerine etkilerinin belirlenmesi amacıyla planlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Batıçim İlköğretim okulunda okuyan 7.sınıf ve 8. sınıf öğrencilerle (n= 300) yürütülmüş tanımlayıcı bir çalışmadır. Araştırma verileri "Adölesan Ebeveyn Etkileşimine Yönelik Anket Formu" ve "Algılanan Aile Desteği Ölçeği" kullanılarak anket yöntemi ile toplanmıştır. Bulgular ve Sonuç: Adölesanların yaş ortalaması 13.63 ± 1.l0'dur. Büyük bir çoğunluğu (%75.3) çekirdek aile yapısı içinde yaşamaktadır. Adölesanların %58.4'ü ebeveynleri ile olan ilişkilerini "çok iyi" olarak değerlendirirken, %83.6'sı bu ilişkilerinden "çok memnun" olduklarını belirtmişlerdir. Adölesanların "Algılanan Aile Desteği" ölçeğine ilişkin puan ortalaması 10.75±3.89'dur (Alt/Üst değer 0-20). Bu değer ölçekten beklenen puan aralığında ortalamanın üzerindedir. Algılanan aile desteğine ilişkin puan ortalaması, cinsiyet ve gelir düzeyi olmak üzere iki sosyodemografik değişkenden etkilenirken, aile tipine göre farklılık göstermemektedir. Yapılan pearson korelasyon analizi sonucunda, algılanan aile desteğine ilişkin puan ortalamasının adölesan-ebeveyn etkileşimine ilişkin bazı değişkenlerden (anne baba ile olan ilişkilerinden memnuniyet, anne ile duygu ve düşüncelerini paylaşma, kardeş ile olan ilişki düzeyi gibi) etkilendiği saptanmıştır (p<0.01). Regresyon analizi sonucunda, bu değişkenlerin adölesanların algıladıkları aile desteği puan ortalamasındaki değişimin %36.0'ını açıkladığı belirlenmiştir.
Purpose: This study was conducted in descriptive and cross-sectional design in order to determine... more Purpose: This study was conducted in descriptive and cross-sectional design in order to determine prevalence of urinary incontinence severity in women with urinary incontinence (UI), correlation between UI and sexual dys-function Materials and Methods: The study had descriptive and cross-sectional design. In sample selection, four Family Health Centers areas were determined by lot and totally 384 women with UI were reached by making home visits in these regions. As data collection tool, severity index in female urinary incontinence determining UI condition and Female Sexual Function index determining sexual functioning were used. Results: Average age of the women participating in the study was 37.3 ± 1.02. Mean body mass index of the women was 26.3 ± 5.41. It was determined that 22.1% of the women participating in the study had UI for 3-5 years and 15.1% had UI for six years and a longer time. It was determined that 53.9% of the women participating in study had mild incontinence, 40...
Bu calisma kadin erkek ayri yasamanin yaslilarin yalnizlik ve yasam doyumuna etkisini belirlemek ... more Bu calisma kadin erkek ayri yasamanin yaslilarin yalnizlik ve yasam doyumuna etkisini belirlemek amaciyla tanimlayici olarak yapilmistir. Arastirmanin evrenini bir huzur evindeki toplam 144 yasli olusturmustur ve orneklem secilmemistir. Veriler; anket formu, yalnizlik olcegi (UCLA-LS) ve yasam doyumu olcegi ile yuz yuze gorusme teknigi kullanilarak toplanmistir. Degerlendirmede tanimlayici istatistikler, bagimsiz gruplarda Mann- Whitney U, Kruskal Wallis H ve sperman korelasyon testi kullanilmistir. Arastirmaya katilan yaslilarin % 75,0'inin 65 yas ve uzerinde oldugu ve % 31,3'unun okuma yazma bilmedigi saptanmistir. Yaslilarin %46,6'si yalniz kalmamak icin huzurevine geldigini ifade etmistir. Yaslilarin %31,3'u kadin erkek ayri yasamaktan memnun olmadigini belirtmistir. Bu arastirma kadin erkek ayri yasamanin yaslilarda sosyal iliskiyi azalttigini gostermektedir. Bu arastirmadan cikan onemli sonuc sosyal iliskiler azalmasi ile yalnizligin daha cok artmasidir. Kadin ...
Uploads
Papers by Handan Zincir