Location via proxy:   [ UP ]  
[Report a bug]   [Manage cookies]                
Skip to main content

Havva YILDIZ

Destanlardaki kahramanların büyük çoğunluğu erkektir. Ancak bu, destan geleneği içerisinde kadın kahramanların var olmadığı anlamına gelmez. Türk dünyası destan geleneğinde Sibirya’dan Anadolu’ya kadar yayılan Türk kültür dairesindeki... more
Destanlardaki kahramanların büyük çoğunluğu erkektir. Ancak bu, destan geleneği içerisinde kadın kahramanların var olmadığı anlamına gelmez. Türk dünyası destan geleneğinde Sibirya’dan Anadolu’ya kadar yayılan Türk kültür dairesindeki Hakas, Altay, Şor, Uygur, Kırgızlarda birincil kahramanlar olarak kadın kahramanlarla da karşılaşmaktayız (Çolak, 2019: 2). Bu bağlamda “Hakas Kadın Kahramanlık Destanlarında Kişi Kültü” başlığını taşıyan bu çalışmamızda kadın kahramanların destan geleneğinde çoğunlukla erkek kahramanlarda gördüğümüz kahramanlık özellikleri ve liderlikleri kişi kültü bağlamında ele alınacaktır. Çalışmada, Hakaslara ait olan “Ak Çibek Arığ”, “Huban Arığ” ve “Huban Orba” adlı üç kadın kahramanlık destanı incelenecektir.
Kült, genellikle “tapma, tapınma, din” gibi anlamlarda kullanılan, insanın tabiatüstü güçler veya ilahlarla olan ilişkisindeki çeşitli tutum ve davranışlarını ifade eden bir kelimedir. Geçmişten günümüze bütün inanç sistemlerinde... more
Kült, genellikle “tapma, tapınma, din” gibi anlamlarda kullanılan, insanın tabiatüstü
güçler veya ilahlarla olan ilişkisindeki çeşitli tutum ve davranışlarını ifade eden bir kelimedir. Geçmişten günümüze bütün inanç sistemlerinde görülen “kült” inancı, Tanrı veya Tanrısal kabul edilen güçlere saygıyı, duayı, tapınmayı ve bağlılığı gerektirir. Dolayısıyla kültler muhtevasında kutsiyet barındırırlar. Her milletin kutsal atfettiği kültleri vardır. Türk kültüründe de temelinde saygı ve kutsiyet taşıyan su, ağaç, dağ kültü gibi önemli kültler bulunur. Belirtilen kültelerin yanı sıra Tanrı kutu ile tanrısal gücü sembolize eden ancak üzerinde çok fazla çalışma yapılmadığını tespit ettiğimiz önemli kültlerden biri de “süt kültü”dür. Türk kültüründe süt, insanlara hayat kaynağı olması ve kendisinden yardım alınan tanrısal bir güç olarak görülmesinden dolayı kutsal kabul edilir. Süt, insanlığın varoluşundan günümüze kadar kutsallığını ve değerini yitirmez ve hayatın çeşitli safhalarında önemli bir yer edinir. Sözlü anlatım türlerinden destanlarda süt kültüne dair veriler bulunmaktadır. Er Sogotoh, Maaday Kara, Er Samır, Ak Biy ve Kan Kapçıkay destanlarında süt gölleri var oluşun kaynağı olmasının yanı sıra su gibi yeniden doğumu da simgeler. Destanlarda süt gölleri ve pınarları, tapınılan bir varlık değil, kutsal bir güç kaynağı olarak tanrısallık çerçevesinde değerlendirilir. Bu çalışmada Er Sogotoh, Maaday Kara, Er Samır, Ak Biy ve Kan Kapçıkay gibi arkaik kahramanlık destanlarında geçen süt gölleri ve pınarları süt kültü bağlamında incelenecektir. Bu bağlamda, destanlara yansıyan süt gölleri ve pınarları etrafında oluşan ritüellerin günümüzde de dağ ve ormanlardaki süt pınarları çevresinde yapılan uygulamalarda varlığını koruduğu örneklerle açıklanarak süt kültünün geçmişten günümüze varlığı ve değişimleri gösterilmeye çalışılacaktır.
Türk kültüründe geçmişten bugüne değerli ve kutsal kabul edilen hayvanlar vardır. Sahip oldukları bazı özellikleriyle mitik düşüncede farklı bir yeri olan bu hayvanların, sözlü kültürden ikincil sözlü kültüre kadar birçok tür içinde... more
Türk kültüründe geçmişten bugüne değerli ve kutsal kabul edilen hayvanlar vardır. Sahip oldukları bazı özellikleriyle mitik düşüncede farklı bir yeri olan bu hayvanların, sözlü kültürden ikincil sözlü kültüre kadar birçok tür içinde farklı biçimlerde yer aldıkları görülür. Sözü edilen bu hayvanlardan birisi de “ayı”dır.
Birçok topluluğun mitik anlatılarında kutsal kabul edilen ayı, Türk mitik anlatılarında önemli bir yere sahiptir. Çeşitli Türk boyları içerisinde kutsiyet atfedilen ve bazı ilkel toplulukların atası olarak kabul edilen ayı, balıkçı ve avcı toplumlarda da kutsal bir varlık olarak karşımıza çıkar. Ritüellerde ve savaşlarda kutsal bir ruhun temsili olarak insanların ayı postu giyerek bu kutsal ruhla özdeşleşmek istedikleri görülür. Bu özellikleriyle çeşitli Türk topluluklarında “yaratıcı” ve “koruyucu bir ruh” olarak karşımıza çıkarak bir kült oluşturmuştur ve anlatı türlerinde sıkça yer almıştır. Örneğin Sibirya geleneklerine göre Altayların Kuzeyinde yer olan bazı Türk topluluklarının ayıdan türediği ifade edilir. Bu inanışın izlerine farklı kültürlerin masal, efsane metinlerinde de rastlamak mümkündür. Bunun yanı sıra ayı; roman, çizgi film, sinema gibi yazılı ve ikincil sözlü kültürdeki türlerde de dikkat çeker.
Bu bildiride mitolojik anlatılarda kutsal bir hayvan olarak kabul edilen ayının, farklı bir metindeki dönüşümü incelenecektir. Bedeni ayı bedenine dönüşen bir çocuğun ve kardeşinin hikâyesinin anlatıldığı Ayı Kardeş isimli çizgi filmde kahramanın bedensel dönüşümü ve yolculuğu sırasında karşılaştığı maceralar, mitik unsurların çizgi filmdeki izlerini yansıtmaktadır. Filmde, insanın bir ayıya dönüşümü daha sonra kardeşiyle karşılaşması, gökyüzünden süzülen bir ışığın içinden yeniden insan oluşu, mitolojik izler taşıması açısından dikkat çekici özelliklerdir. Bu nedenle bildiride mitolojik anlatılarda kutsal bir hayvan olarak kabul edilen ayının, farklı bir bağlamın metni içinde yer alışı, biçimi üzerinden sözlü anlatıların değişimlerinin incelenmesi amaçlanmaktadır.