Tasavvufi siirler, manevi kulturun aktarilmasi konusunda buyuk bir onem tasi- maktadir. Bu temati... more Tasavvufi siirler, manevi kulturun aktarilmasi konusunda buyuk bir onem tasi- maktadir. Bu tematik calismada, Capakcur (Bingol) bolgesinin onemli âlim ve seyhlerinden biri olan Kigili Şeyh Selim Efendi’nin “Divan”i incelenmis, siirlerinde hayatin idame ettirildigi yer ve imtihan mekâni olan “dunya”nin muhtelif tasavvurlara konu edildigi tespit edilmistir. Dolayisiyla once Islam’in ana kaynaklari (Kur’ân-i Kerim ve hadis) ve tasavvufi anlayis baglaminda dunyanin ele alinma bicimi, Kigili Şeyh Selim Efendi’nin hayati, Divani ve edebi yonu hakkinda teorik bilgiler verilmis, akabinde sairin “dunya” algisi ortaya konulmaya calisilmistir. Dunya, Kigili Şeyh Selim Efendi’nin siirlerinde daha cok gecici olma ozelligiyle nazara sunulmustur. Olumsuz kavram ve durumlarla (zindan, zalimlerin meydani, sikinti veren fikir, yilanin zehri vb.) tavsif edilerek dogrudan ve gondermelerle âhiret ile karsilastirilmis; asli vatan olarak dusunulen âhirete gore de- gersiz gorulmustur. Soyut kavram ve durum...
13. yuzyildan itibaren Arap ve Fars edebiyatlarinin etkisinde gelisen klasik Turk siiri, 16. yuzy... more 13. yuzyildan itibaren Arap ve Fars edebiyatlarinin etkisinde gelisen klasik Turk siiri, 16. yuzyilda taklide dayali etkilesimden kurtulup “klasiklesme” evresine gecmistir. Bu ilerlemenin saglanmasinda, Bâki ve Fuzuli gibi buyuk sairlerin etkisi yadsinamayacak duzeydedir. Klasik Turk siirinde en cok kullanilan unsurlardan biri “mekân”dir. Genellikle gercekustu tesbih ve tasavvurlara konu edilen mekân ve mekânsal unsurlar, yer yer gondermelerle gercekci bir bakis acisiyla da ele alinir. Bu calismada, dogal mekânlar icinde buyuk bir oneme sahip olan “deniz” ve bazi unsurlarinin, Bâki ve Fuzuli divanlarinda tasavvur edilme bicimi ele alinmistir. Divanlarda gecen deniz ile ilgili beyit ve bentlerden konuyu yansitacak olanlar secilmis, siirlerin anlam butunlugu esas alinarak klasik siir geleneginin belirledigi sinirlar cercevesinde deniz ve unsurlari serh edilmeye, boylece sairlerin deniz tasavvuru ortaya konulmaya calisilmistir.
e-Şarkiyat İlmi Araştırmaları Dergisi/Journal of Oriental Scientific Research (JOSR), 2020
Bu calismada, klasik Turk siirindeki yansimalari hakkinda, mustakil bir calisma yapilmamis olan H... more Bu calismada, klasik Turk siirindeki yansimalari hakkinda, mustakil bir calisma yapilmamis olan Hassân b. Sâbit’in divan siirindeki yansimalari ele alinmistir. Klasik Turk siirinde duygu ve dusunceler estetize edilerek ifade edildigi icin ele alinan kisi ve kavramlar, ideal bir forma burundurulerek tasvir edilir. Onemi hâiz bir sahsiyet olan Hassân’in, divanlarda hem kisisel hem de edebi yonuyle tesbih ve tasavvurlara konu edildigi gorulmektedir. Klasik sairler, sairlik kabiliyetlerini ve sahsiyetlerini overken Hassân b. Sâbit’i “sairlerin piri” olarak gorup ona nispetle kendilerini “Hassân’in kapicisi”, “Hassân-i sâni” ve “devrin/zamanin Hassân”i olarak tasavvur ederler. Onun, Hz. Muhammed’in ovgusune ve duasina mazhar olma yonunu ve sirki hicvetmekle me’mur olma ozelligini nazara sunarlar. Husn (حسن) kokunden tureyip anlam bakimindan “guzellik” ve “iyilik” ile alakali olan Hasan, hasene, husun, ihsân ve tahsin sozcuklerini birlikte kullanarak (istikâk) siirlerinin anlam ve uslup bakimindan hâiz oldugu guzelligi overler. Guzel naat yazma, etkili methiye okuma ve sozu guzel soyleme hususlarinda kendilerini Hassân b. Sâbit ile karsilastirirlar. Soz vadisinde Hassân’dan yetenekli olduklarini, Hassân’i susturacak ifade gucune sahip olduklarini soyleyerek ozellikle ifade gucu noktasinda Hassân b. Sâbit’ten ustun olduklarini dusunurler. Bu yaklasimlar, Hassân b. Sâbit’in, klasik Turk siirinde hem temsil ettigi sembolik deger ve sahsiyet hem de siir vadisindeki yetkinlik hususlarinda tasavvurlara konu edildigini gosterir.
... Asım Kayaalp(1), Reha N. Ta ndoğan(2), Mahmut Gider(1), Ersan Boysan(3) ... Bu olgularda, ekl... more ... Asım Kayaalp(1), Reha N. Ta ndoğan(2), Mahmut Gider(1), Ersan Boysan(3) ... Bu olgularda, eklemi aça-bilmek için yapılan aşırı zorlamanın, ligamentler üze-rinde oluşturabileceği komplikasyonları n da engelIe-neceği öne sürülmektedir (4, 13). ...
Tasavvufî şiirler, manevî kültürün aktarılması konusunda büyük bir önem taşı-
maktadır. Bu temati... more Tasavvufî şiirler, manevî kültürün aktarılması konusunda büyük bir önem taşı- maktadır. Bu tematik çalışmada, Çapakçur (Bingöl) bölgesinin önemli âlim ve şeyhlerinden biri olan Kiğılı Şeyh Selim Efendi’nin “Divan”ı incelenmiş, şiirlerinde hayatın idame ettirildiği yer ve imtihan mekânı olan “dünya”nın muhtelif tasavvurlara konu edildiği tespit edilmiştir. Dolayısıyla önce İslam’ın ana kaynakları (Kur’ân-ı Kerim ve hadis) ve tasavvufî anlayış bağlamında dünyanın ele alınma biçimi, Kiğılı Şeyh Selim Efendi’nin hayatı, Divanı ve edebî yönü hakkında teorik bilgiler verilmiş, akabinde şairin “dünya” algısı ortaya konulmaya çalışılmıştır. Dünya, Kiğılı Şeyh Selim Efendi’nin şiirlerinde daha çok geçici olma özelliğiyle nazara sunulmuştur. Olumsuz kavram ve durumlarla (zindan, zalimlerin meydanı, sıkıntı veren fikir, yılanın zehri vb.) tavsif edilerek doğrudan ve göndermelerle âhiret ile karşılaştırılmış; aslî vatan olarak düşünülen âhirete göre de- ğersiz görülmüştür. Soyut kavram ve durumlarla ilişkilendirilerek tasvir edilen dünya, kozmik bir mekândan ziyade etik bir değer olarak ele alınmıştır.
Öz:
16. yüzyılın ikinci, 17. yüzyılın ı1k yansında yaşayan ŞeyhUlislam Yahya, Divan edebiyatının ... more Öz: 16. yüzyılın ikinci, 17. yüzyılın ı1k yansında yaşayan ŞeyhUlislam Yahya, Divan edebiyatının önemli şairlerinden biridir. Bu çalışmada şairin Divanı'nda geçen su ve suyla ilgili unsurlar tahlil edilmiştir. Önce anasır-ı erba'a ve su hakkınnda genel bilgiler verilmiş, daha sonra suyla ilgili teşbih, mecaz, inanış ve tasavvurlar açıklanmıştır. Böylece ŞeyhUlislam Yahya'nın duygu ve düşünce dünyasıyla dönemin sosyal hayatının anlaşılmasına katkı sağlanmıştır. Abstract: The Water Concept in the Divan of Şeyhülislâm Yahyâ Şeyhülislâm Yahyâ, who have living in the second half of the 16th and first half of the 17th. century, is one of the most important poets of the Divan literature. In this study, water and the corresponding elements, which are included in Divan of Şeyhülislâm Yahyâ, have analyzed. Firstly, general information about anâsır-i erba'a and water is given, and then water-related simile, metaphor, beliefs and notions are explained. Thus, not only did it contribute to Şeyhülislâm Yahyâ's understanding of the world of feelings and thoughts but also contributed to the understand-ding of the social life of the period.
Külliyat Osmanlı Araştırmaları Dergisi (The Journal of Ottoman Studies), 2017
Özet
13. yüzyıldan itibaren Arap ve Fars edebiyatlarının etkisinde gelişen klasik Türk şiiri, 16... more Özet 13. yüzyıldan itibaren Arap ve Fars edebiyatlarının etkisinde gelişen klasik Türk şiiri, 16. yüzyılda taklide dayalı etkileşimden kurtulup "klasikleşme" evresine geçmiştir. Bu ilerlemenin sağlanmasında, Bâkî ve Fuzûlî gibi büyük şairlerin etkisi yadsınamayacak düzeydedir. Klasik Türk şiirinde en çok kullanılan unsurlardan biri "mekân"dır. Genellikle gerçeküstü teşbih ve tasavvurlara konu edilen mekân ve mekânsal unsurlar, yer yer göndermelerle gerçekçi bir bakış açısıyla da ele alınır. Bu çalışmada, doğal mekânlar içinde büyük bir öneme sahip olan "deniz" ve bazı unsurlarının, Bâkî ve Fuzûlî divanlarında tasavvur edilme biçimi ele alınmıştır. Divanlarda geçen deniz ile ilgili beyit ve bentlerden konuyu yansıtacak olanlar seçilmiş, şiirlerin anlam bütünlüğü esas alınarak klasik şiir geleneğinin belirlediği sınırlar çerçevesinde deniz ve unsurları şerh edilmeye, böylece şairlerin deniz tasavvuru ortaya konulmaya çalışılmıştır.
Abstract From the 13th century onwards, the classical Turkish poetry which continued the process of evolution under the influence of Arabic and Persian literatures, escaped the pretentious interaction and entered on a classic style in the 16th century. In providing this progress, the influence of great poets such as Bâkî and Fuzûlî cannot be denied. One of the most used elements in classical Turkish poetry is "space". The spaces and spatial elements, which are often subject to realistic simile and imagination, are also handled with a realistic viewpoint. In this study, the way in which the "sea", which has a great prescription in natural spaces, and some elements are conceived in Bâkî and Fuzûlî divans are considered. The ones that reflect the theme from the couplets and verses related to the sea from the Divans were selected and the sea and its elements were tried to be annotated within the boundaries defined by the tradition of classical poetry on the basis of the semantics of the poems. Thus, the sea imagination of the poets was tried to be put forward.
Öz:
İçinde yetiştiği toplumun entelektüel bireyleri olarak şairler, estetik değeri yüksek şiirler... more Öz: İçinde yetiştiği toplumun entelektüel bireyleri olarak şairler, estetik değeri yüksek şiirler yazmanın yanı sıra eğitici ve öğretici metinler kaleme alarak dinî, ahlaki ve kültürel değerlerle donanmış bir neslin yetişmesine katkı sağlamışlardır. Bu bağlamda öğreticiliği esas alan manzum ve mensur nasihatnâmeler yazmışlardır. Bu konuda 18. yüzyıl şairlerinden Sünbülzâde Vehbî tarafından yazılan “Lutfiyye” adlı mesnevi dikkate şâyândır. Vehbî’nin yirmi bir- yirmi iki yaşındaki oğlu Lutfullah’a ithafen kaleme aldığı eserinde özel anlamda bir baba şefkatiyle çocuğunu, genel anlamda ise bir entelektüel hassasiyetiyle Osmanlı gençliğini eğitmeyi amaçlamıştır. Bunun yanı sıra toplumsal hayatta baş göstermeye başlayan ahlaki yozlaşmanın etkilerini azaltmaya çalışmıştır. Bu çalışmada, Vehbî’nin mesnevi nazım şekli ile kaleme aldığı “Lutfiyye” adlı eserinin “ Der-Tahzîr Ez-Mükeyyifât (Keyif Vericilerden Sakındırma Hakkında)” bölümü şerh edilmiştir. Bu bölümde şair, bağımlılık yapan bazı içecek (içki, şarap, tütün, kahve) ve uyuşturuculardan (afyon, afyon şurubu, esrar) niçin sakınılması gerektiğini gerekçeleriyle ifade etmiş; ayet ve hadis iktibaslarıyla düşüncelerini dinî temellere dayandırmıştır. Keyif veren maddelerin insan bünyesi üzerinde oluşturduğu olumsuz etkiyi örneklerle anlatmanın yanı sıra, eğlence muhitlerine katılmanın, öyle çevre sakinleri ile dostluk etmenin kişiye verdiği zararı nazara sunmuştur. Bu çalışmayla H 1205 / M 1790 yılında kaleme alınan tarihî ve edebî bir metinden hareketle, keyif veren maddelere iltifat etmenin yanlışlığına dikkat çekmek amaçlanmıştır.
Abstract: Being the intellectual individuals of the society they are grown up in, poets write up high-order poems in terms of aesthetics as well as educational and didactic texts, and they contribute raising generations equipped with religious, moral and cultural values. They have written nasihatnamehs in verse and pros based on education in this regard. The masnavi called “Lutfiyyah” which is written by a poet of the 18th century, Sunbulzade Vehbi, is remarkable in this respect. Sunbulzade Vehbi aimed to write up this work to educate his twenty one years old son with a particular sense of a father’s compassion and as a sensitive intellectual of the era to train the Ottoman youth in general sense. He also tried to reduce the effects of moral corruption arosen in the social life. This study expounds the chapter of “Der-Tahzîr Ez-Mukeyyifât (Of Making Someone Refrain From Pleasure-Inducing Substances) in the work of Sunbulzade Vehbi’s Masnavi verse “Lutfiyyah”. The author expresses how to avoid from the substances that cause addiction (such as alcohol, wine, tobacco, coffee) and narcotics (opium, opium syrup, marijuana) justifiedly and leans his thoughts to the citations of ayats (verses of Qoran) and hadiths (Prophet’s sayings). He exemplifies the negative effects of pleasure-inducing substances to the body and reveals the damages caused when someone joins place of entertainment and establish closeness with the habitants. I aim to draw attention to the wrongness of approaching pleasure-inducing substances based on a historical and literary text written up in 1790 (Hijri 1205)
2. ULUSLARARASI EL RUHA SOSYAL BİLİMLER KONGRESİ, 2018
Özet:
Arap ve Fars edebiyatlarından beslenerek şekillenen klasik Türk şiiri, İslam kültürüne ait... more Özet: Arap ve Fars edebiyatlarından beslenerek şekillenen klasik Türk şiiri, İslam kültürüne ait sanat ve estetiğin en önemli şubelerinden birini teşkil etmektedir. 16. yüzyıl şairlerinden Bâkî ve Fuzûlî"nin Divanları, klasik Türk şiiri sahasında yazılmış iki önemli eser olmanın yanı sıra İslam"ın manevî kültürüne ait önemli tasavvurlar ihtiva etmektedir. Bu çalışmada, Bâkî ve Fuzûlî divanlarında mekânsal unsurlardan "kapı"nın algılanma biçimi ele alınmıştır. Mekânlar arasında geçişi sağlayan yer/yapı olarak bilinen kapı, çerçeve açısından kapalı mekân ile açık mekân arasında geçiş yeri olma özelliğini taşıdığı için şiirde daha çok bekleyişin sembolü olarak kullanılır. Kapı, divanlarda yapay mekânların cüz"ü olması hasebiyle demirden yapılma, mahremiyeti sağlama, üzerinde yazı veya resim nakşedilme gibi hususiyetleriyle doğrudan veya göndermelerle muhtelif teşbih ve tasavvurlara konu edilir. Daha çok aşk bağlamında sevgili ve memdûh övgüsü ile ilişkilendirilerek kullanılır. Aşk bağlamında sevgilinin kapısı, şifahane ve Mescid-i Aksa"ya benzetilir; adaletin te"sis edildiği, sultan ve kölelerin saygı ile eğildiği, âşığın intizâr ile beklediği yer olarak algılanır. Kapı, memdûh övgüsü bağlamında temsil edilen ulûhiyyet makamları (Allah, peygamber) ve beşerî makamlara göre (sultan, bey) maddî ve manevî anlamda mansıp elde etme aracı olarak telakki edilir, yüceltilerek kozmik ve kutsal mekânlarla aynı mesabede görülür. Ulûhiyyet makamlarını temsil edecek şekilde kullanılan kapı, rahmet ve mağfiret aracı; otoriteyi temsil edecek şekilde kullanılan kapı, bir ihtiyacı giderme, maddî anlamda pâye/makam elde etme aracı ve sığınak olarak algılanır. Bu yaklaşımların yanı sıra kapının eşik mekân olma özelliği nazara sunulur ve kapı, soyut kavramlarla tavsif edilerek metafor olarak kullanılır. Abstract Classical Turkish poetry shaped by feeding from Arabic and Persian literatures constitutes one of the most important branches of art and aesthetic understanding of Islamic culture. As well as being two important works written in the field of classical Turkish poetry, the Divans of Bâkî and Fuzûlî, 16th century poets, contain important information belonging to the spiritual cult of Islam.
Klasik Türk Şiirinde Mekân Tasavvuru Bâkî ve Fuzûlî Divanları, 2020
Klasik Türk şiiri, zengin bir kültürel mirastan beslenmiş, belirli dönemlerde muhteva ve üslup ko... more Klasik Türk şiiri, zengin bir kültürel mirastan beslenmiş, belirli dönemlerde muhteva ve üslup konularında bazı küçük farklılıklara uğrayarak tekâmül sürecini tamamlamıştır. Düz yazıdan ziyade, şiir alanında varlığını hissettiren klasik Türk edebiyatının en önemli özelliği, ele alınan konunun estetize edilerek anlatılmasıdır. Bu çalışmada maddî kültürün önemli unsurlarından biri olan mekânın, Bâkî ve Fuzûlî divanlarında tasavvur edilme biçimi ele alınmıştır. Önce mekân hakkında genel bilgiler verilip mekânın edebî eserlerdeki işlevi üzerinde durulmuş, daha sonra Bâkî ve Fuzûlî divanlarında geçen mekân adları taranmış, bunların kullanıldığı beyit ve bentlerden konuyu yansıtacak olanlar seçilmiştir. İncelemeye tabi tutulan şiirlerin yeni yazıya aktarımı birebir yapılmamıştır. Şiirin anlam bütünlüğü esas alınarak klasik şiir geleneğinin belirlediği sınırlar çerçevesinde söz konusu mekânlar şerh edilmeye çalışılmıştır. Böylece insan/şair için büyük bir öneme sahip olan mekânın tasavvur edilme biçimi ortaya konularak, Bâkî ve Fuzûlî’nin yanı sıra klasik Türk şiiriyle ilgili yapılacak tematik çalışmalara az da olsa katkı sağlanacağı umulmaktadır.
Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Eski Türk Edebiyatı Anabilim Dalı, 2017
Abstract
Turkish poetry is nourished by a rich cultural heritage, and in certain periods it compl... more Abstract Turkish poetry is nourished by a rich cultural heritage, and in certain periods it completes the process of evolution by experiencing some minor differences in content and style. The most important feature of classical Turkish literature, which makes its presence felt in the field of poetry rather than plain writing, is to be aesthetized and explained. In this study, the way the space - one of the most important elements of the material culture-envisioned in Bâkî and Fuzûlî divans is discussed. First, general information about the space was given and the function of the space in the literary works was emphasized, then the names of the spaces in Bâkî and Fuzûlî divans were scanned and the ones that reflect the theme from the couplets and bends used were selected. The transfer of the poems under review to the new writing is not done one-to-one. Based on the totality of poetic meaning, attempts have been made to comment on spaces within the boundaries defined by the tradition of classical poetry. Thus, it is hoped that the way of conceiving the space with a great prescription for the human / poet will be put forward and it will contribute to the thematic works to be done about the classical Turkish poetry besides Bâkî and Fuzûlî.
Tasavvufi siirler, manevi kulturun aktarilmasi konusunda buyuk bir onem tasi- maktadir. Bu temati... more Tasavvufi siirler, manevi kulturun aktarilmasi konusunda buyuk bir onem tasi- maktadir. Bu tematik calismada, Capakcur (Bingol) bolgesinin onemli âlim ve seyhlerinden biri olan Kigili Şeyh Selim Efendi’nin “Divan”i incelenmis, siirlerinde hayatin idame ettirildigi yer ve imtihan mekâni olan “dunya”nin muhtelif tasavvurlara konu edildigi tespit edilmistir. Dolayisiyla once Islam’in ana kaynaklari (Kur’ân-i Kerim ve hadis) ve tasavvufi anlayis baglaminda dunyanin ele alinma bicimi, Kigili Şeyh Selim Efendi’nin hayati, Divani ve edebi yonu hakkinda teorik bilgiler verilmis, akabinde sairin “dunya” algisi ortaya konulmaya calisilmistir. Dunya, Kigili Şeyh Selim Efendi’nin siirlerinde daha cok gecici olma ozelligiyle nazara sunulmustur. Olumsuz kavram ve durumlarla (zindan, zalimlerin meydani, sikinti veren fikir, yilanin zehri vb.) tavsif edilerek dogrudan ve gondermelerle âhiret ile karsilastirilmis; asli vatan olarak dusunulen âhirete gore de- gersiz gorulmustur. Soyut kavram ve durum...
13. yuzyildan itibaren Arap ve Fars edebiyatlarinin etkisinde gelisen klasik Turk siiri, 16. yuzy... more 13. yuzyildan itibaren Arap ve Fars edebiyatlarinin etkisinde gelisen klasik Turk siiri, 16. yuzyilda taklide dayali etkilesimden kurtulup “klasiklesme” evresine gecmistir. Bu ilerlemenin saglanmasinda, Bâki ve Fuzuli gibi buyuk sairlerin etkisi yadsinamayacak duzeydedir. Klasik Turk siirinde en cok kullanilan unsurlardan biri “mekân”dir. Genellikle gercekustu tesbih ve tasavvurlara konu edilen mekân ve mekânsal unsurlar, yer yer gondermelerle gercekci bir bakis acisiyla da ele alinir. Bu calismada, dogal mekânlar icinde buyuk bir oneme sahip olan “deniz” ve bazi unsurlarinin, Bâki ve Fuzuli divanlarinda tasavvur edilme bicimi ele alinmistir. Divanlarda gecen deniz ile ilgili beyit ve bentlerden konuyu yansitacak olanlar secilmis, siirlerin anlam butunlugu esas alinarak klasik siir geleneginin belirledigi sinirlar cercevesinde deniz ve unsurlari serh edilmeye, boylece sairlerin deniz tasavvuru ortaya konulmaya calisilmistir.
e-Şarkiyat İlmi Araştırmaları Dergisi/Journal of Oriental Scientific Research (JOSR), 2020
Bu calismada, klasik Turk siirindeki yansimalari hakkinda, mustakil bir calisma yapilmamis olan H... more Bu calismada, klasik Turk siirindeki yansimalari hakkinda, mustakil bir calisma yapilmamis olan Hassân b. Sâbit’in divan siirindeki yansimalari ele alinmistir. Klasik Turk siirinde duygu ve dusunceler estetize edilerek ifade edildigi icin ele alinan kisi ve kavramlar, ideal bir forma burundurulerek tasvir edilir. Onemi hâiz bir sahsiyet olan Hassân’in, divanlarda hem kisisel hem de edebi yonuyle tesbih ve tasavvurlara konu edildigi gorulmektedir. Klasik sairler, sairlik kabiliyetlerini ve sahsiyetlerini overken Hassân b. Sâbit’i “sairlerin piri” olarak gorup ona nispetle kendilerini “Hassân’in kapicisi”, “Hassân-i sâni” ve “devrin/zamanin Hassân”i olarak tasavvur ederler. Onun, Hz. Muhammed’in ovgusune ve duasina mazhar olma yonunu ve sirki hicvetmekle me’mur olma ozelligini nazara sunarlar. Husn (حسن) kokunden tureyip anlam bakimindan “guzellik” ve “iyilik” ile alakali olan Hasan, hasene, husun, ihsân ve tahsin sozcuklerini birlikte kullanarak (istikâk) siirlerinin anlam ve uslup bakimindan hâiz oldugu guzelligi overler. Guzel naat yazma, etkili methiye okuma ve sozu guzel soyleme hususlarinda kendilerini Hassân b. Sâbit ile karsilastirirlar. Soz vadisinde Hassân’dan yetenekli olduklarini, Hassân’i susturacak ifade gucune sahip olduklarini soyleyerek ozellikle ifade gucu noktasinda Hassân b. Sâbit’ten ustun olduklarini dusunurler. Bu yaklasimlar, Hassân b. Sâbit’in, klasik Turk siirinde hem temsil ettigi sembolik deger ve sahsiyet hem de siir vadisindeki yetkinlik hususlarinda tasavvurlara konu edildigini gosterir.
... Asım Kayaalp(1), Reha N. Ta ndoğan(2), Mahmut Gider(1), Ersan Boysan(3) ... Bu olgularda, ekl... more ... Asım Kayaalp(1), Reha N. Ta ndoğan(2), Mahmut Gider(1), Ersan Boysan(3) ... Bu olgularda, eklemi aça-bilmek için yapılan aşırı zorlamanın, ligamentler üze-rinde oluşturabileceği komplikasyonları n da engelIe-neceği öne sürülmektedir (4, 13). ...
Tasavvufî şiirler, manevî kültürün aktarılması konusunda büyük bir önem taşı-
maktadır. Bu temati... more Tasavvufî şiirler, manevî kültürün aktarılması konusunda büyük bir önem taşı- maktadır. Bu tematik çalışmada, Çapakçur (Bingöl) bölgesinin önemli âlim ve şeyhlerinden biri olan Kiğılı Şeyh Selim Efendi’nin “Divan”ı incelenmiş, şiirlerinde hayatın idame ettirildiği yer ve imtihan mekânı olan “dünya”nın muhtelif tasavvurlara konu edildiği tespit edilmiştir. Dolayısıyla önce İslam’ın ana kaynakları (Kur’ân-ı Kerim ve hadis) ve tasavvufî anlayış bağlamında dünyanın ele alınma biçimi, Kiğılı Şeyh Selim Efendi’nin hayatı, Divanı ve edebî yönü hakkında teorik bilgiler verilmiş, akabinde şairin “dünya” algısı ortaya konulmaya çalışılmıştır. Dünya, Kiğılı Şeyh Selim Efendi’nin şiirlerinde daha çok geçici olma özelliğiyle nazara sunulmuştur. Olumsuz kavram ve durumlarla (zindan, zalimlerin meydanı, sıkıntı veren fikir, yılanın zehri vb.) tavsif edilerek doğrudan ve göndermelerle âhiret ile karşılaştırılmış; aslî vatan olarak düşünülen âhirete göre de- ğersiz görülmüştür. Soyut kavram ve durumlarla ilişkilendirilerek tasvir edilen dünya, kozmik bir mekândan ziyade etik bir değer olarak ele alınmıştır.
Öz:
16. yüzyılın ikinci, 17. yüzyılın ı1k yansında yaşayan ŞeyhUlislam Yahya, Divan edebiyatının ... more Öz: 16. yüzyılın ikinci, 17. yüzyılın ı1k yansında yaşayan ŞeyhUlislam Yahya, Divan edebiyatının önemli şairlerinden biridir. Bu çalışmada şairin Divanı'nda geçen su ve suyla ilgili unsurlar tahlil edilmiştir. Önce anasır-ı erba'a ve su hakkınnda genel bilgiler verilmiş, daha sonra suyla ilgili teşbih, mecaz, inanış ve tasavvurlar açıklanmıştır. Böylece ŞeyhUlislam Yahya'nın duygu ve düşünce dünyasıyla dönemin sosyal hayatının anlaşılmasına katkı sağlanmıştır. Abstract: The Water Concept in the Divan of Şeyhülislâm Yahyâ Şeyhülislâm Yahyâ, who have living in the second half of the 16th and first half of the 17th. century, is one of the most important poets of the Divan literature. In this study, water and the corresponding elements, which are included in Divan of Şeyhülislâm Yahyâ, have analyzed. Firstly, general information about anâsır-i erba'a and water is given, and then water-related simile, metaphor, beliefs and notions are explained. Thus, not only did it contribute to Şeyhülislâm Yahyâ's understanding of the world of feelings and thoughts but also contributed to the understand-ding of the social life of the period.
Külliyat Osmanlı Araştırmaları Dergisi (The Journal of Ottoman Studies), 2017
Özet
13. yüzyıldan itibaren Arap ve Fars edebiyatlarının etkisinde gelişen klasik Türk şiiri, 16... more Özet 13. yüzyıldan itibaren Arap ve Fars edebiyatlarının etkisinde gelişen klasik Türk şiiri, 16. yüzyılda taklide dayalı etkileşimden kurtulup "klasikleşme" evresine geçmiştir. Bu ilerlemenin sağlanmasında, Bâkî ve Fuzûlî gibi büyük şairlerin etkisi yadsınamayacak düzeydedir. Klasik Türk şiirinde en çok kullanılan unsurlardan biri "mekân"dır. Genellikle gerçeküstü teşbih ve tasavvurlara konu edilen mekân ve mekânsal unsurlar, yer yer göndermelerle gerçekçi bir bakış açısıyla da ele alınır. Bu çalışmada, doğal mekânlar içinde büyük bir öneme sahip olan "deniz" ve bazı unsurlarının, Bâkî ve Fuzûlî divanlarında tasavvur edilme biçimi ele alınmıştır. Divanlarda geçen deniz ile ilgili beyit ve bentlerden konuyu yansıtacak olanlar seçilmiş, şiirlerin anlam bütünlüğü esas alınarak klasik şiir geleneğinin belirlediği sınırlar çerçevesinde deniz ve unsurları şerh edilmeye, böylece şairlerin deniz tasavvuru ortaya konulmaya çalışılmıştır.
Abstract From the 13th century onwards, the classical Turkish poetry which continued the process of evolution under the influence of Arabic and Persian literatures, escaped the pretentious interaction and entered on a classic style in the 16th century. In providing this progress, the influence of great poets such as Bâkî and Fuzûlî cannot be denied. One of the most used elements in classical Turkish poetry is "space". The spaces and spatial elements, which are often subject to realistic simile and imagination, are also handled with a realistic viewpoint. In this study, the way in which the "sea", which has a great prescription in natural spaces, and some elements are conceived in Bâkî and Fuzûlî divans are considered. The ones that reflect the theme from the couplets and verses related to the sea from the Divans were selected and the sea and its elements were tried to be annotated within the boundaries defined by the tradition of classical poetry on the basis of the semantics of the poems. Thus, the sea imagination of the poets was tried to be put forward.
Öz:
İçinde yetiştiği toplumun entelektüel bireyleri olarak şairler, estetik değeri yüksek şiirler... more Öz: İçinde yetiştiği toplumun entelektüel bireyleri olarak şairler, estetik değeri yüksek şiirler yazmanın yanı sıra eğitici ve öğretici metinler kaleme alarak dinî, ahlaki ve kültürel değerlerle donanmış bir neslin yetişmesine katkı sağlamışlardır. Bu bağlamda öğreticiliği esas alan manzum ve mensur nasihatnâmeler yazmışlardır. Bu konuda 18. yüzyıl şairlerinden Sünbülzâde Vehbî tarafından yazılan “Lutfiyye” adlı mesnevi dikkate şâyândır. Vehbî’nin yirmi bir- yirmi iki yaşındaki oğlu Lutfullah’a ithafen kaleme aldığı eserinde özel anlamda bir baba şefkatiyle çocuğunu, genel anlamda ise bir entelektüel hassasiyetiyle Osmanlı gençliğini eğitmeyi amaçlamıştır. Bunun yanı sıra toplumsal hayatta baş göstermeye başlayan ahlaki yozlaşmanın etkilerini azaltmaya çalışmıştır. Bu çalışmada, Vehbî’nin mesnevi nazım şekli ile kaleme aldığı “Lutfiyye” adlı eserinin “ Der-Tahzîr Ez-Mükeyyifât (Keyif Vericilerden Sakındırma Hakkında)” bölümü şerh edilmiştir. Bu bölümde şair, bağımlılık yapan bazı içecek (içki, şarap, tütün, kahve) ve uyuşturuculardan (afyon, afyon şurubu, esrar) niçin sakınılması gerektiğini gerekçeleriyle ifade etmiş; ayet ve hadis iktibaslarıyla düşüncelerini dinî temellere dayandırmıştır. Keyif veren maddelerin insan bünyesi üzerinde oluşturduğu olumsuz etkiyi örneklerle anlatmanın yanı sıra, eğlence muhitlerine katılmanın, öyle çevre sakinleri ile dostluk etmenin kişiye verdiği zararı nazara sunmuştur. Bu çalışmayla H 1205 / M 1790 yılında kaleme alınan tarihî ve edebî bir metinden hareketle, keyif veren maddelere iltifat etmenin yanlışlığına dikkat çekmek amaçlanmıştır.
Abstract: Being the intellectual individuals of the society they are grown up in, poets write up high-order poems in terms of aesthetics as well as educational and didactic texts, and they contribute raising generations equipped with religious, moral and cultural values. They have written nasihatnamehs in verse and pros based on education in this regard. The masnavi called “Lutfiyyah” which is written by a poet of the 18th century, Sunbulzade Vehbi, is remarkable in this respect. Sunbulzade Vehbi aimed to write up this work to educate his twenty one years old son with a particular sense of a father’s compassion and as a sensitive intellectual of the era to train the Ottoman youth in general sense. He also tried to reduce the effects of moral corruption arosen in the social life. This study expounds the chapter of “Der-Tahzîr Ez-Mukeyyifât (Of Making Someone Refrain From Pleasure-Inducing Substances) in the work of Sunbulzade Vehbi’s Masnavi verse “Lutfiyyah”. The author expresses how to avoid from the substances that cause addiction (such as alcohol, wine, tobacco, coffee) and narcotics (opium, opium syrup, marijuana) justifiedly and leans his thoughts to the citations of ayats (verses of Qoran) and hadiths (Prophet’s sayings). He exemplifies the negative effects of pleasure-inducing substances to the body and reveals the damages caused when someone joins place of entertainment and establish closeness with the habitants. I aim to draw attention to the wrongness of approaching pleasure-inducing substances based on a historical and literary text written up in 1790 (Hijri 1205)
2. ULUSLARARASI EL RUHA SOSYAL BİLİMLER KONGRESİ, 2018
Özet:
Arap ve Fars edebiyatlarından beslenerek şekillenen klasik Türk şiiri, İslam kültürüne ait... more Özet: Arap ve Fars edebiyatlarından beslenerek şekillenen klasik Türk şiiri, İslam kültürüne ait sanat ve estetiğin en önemli şubelerinden birini teşkil etmektedir. 16. yüzyıl şairlerinden Bâkî ve Fuzûlî"nin Divanları, klasik Türk şiiri sahasında yazılmış iki önemli eser olmanın yanı sıra İslam"ın manevî kültürüne ait önemli tasavvurlar ihtiva etmektedir. Bu çalışmada, Bâkî ve Fuzûlî divanlarında mekânsal unsurlardan "kapı"nın algılanma biçimi ele alınmıştır. Mekânlar arasında geçişi sağlayan yer/yapı olarak bilinen kapı, çerçeve açısından kapalı mekân ile açık mekân arasında geçiş yeri olma özelliğini taşıdığı için şiirde daha çok bekleyişin sembolü olarak kullanılır. Kapı, divanlarda yapay mekânların cüz"ü olması hasebiyle demirden yapılma, mahremiyeti sağlama, üzerinde yazı veya resim nakşedilme gibi hususiyetleriyle doğrudan veya göndermelerle muhtelif teşbih ve tasavvurlara konu edilir. Daha çok aşk bağlamında sevgili ve memdûh övgüsü ile ilişkilendirilerek kullanılır. Aşk bağlamında sevgilinin kapısı, şifahane ve Mescid-i Aksa"ya benzetilir; adaletin te"sis edildiği, sultan ve kölelerin saygı ile eğildiği, âşığın intizâr ile beklediği yer olarak algılanır. Kapı, memdûh övgüsü bağlamında temsil edilen ulûhiyyet makamları (Allah, peygamber) ve beşerî makamlara göre (sultan, bey) maddî ve manevî anlamda mansıp elde etme aracı olarak telakki edilir, yüceltilerek kozmik ve kutsal mekânlarla aynı mesabede görülür. Ulûhiyyet makamlarını temsil edecek şekilde kullanılan kapı, rahmet ve mağfiret aracı; otoriteyi temsil edecek şekilde kullanılan kapı, bir ihtiyacı giderme, maddî anlamda pâye/makam elde etme aracı ve sığınak olarak algılanır. Bu yaklaşımların yanı sıra kapının eşik mekân olma özelliği nazara sunulur ve kapı, soyut kavramlarla tavsif edilerek metafor olarak kullanılır. Abstract Classical Turkish poetry shaped by feeding from Arabic and Persian literatures constitutes one of the most important branches of art and aesthetic understanding of Islamic culture. As well as being two important works written in the field of classical Turkish poetry, the Divans of Bâkî and Fuzûlî, 16th century poets, contain important information belonging to the spiritual cult of Islam.
Klasik Türk Şiirinde Mekân Tasavvuru Bâkî ve Fuzûlî Divanları, 2020
Klasik Türk şiiri, zengin bir kültürel mirastan beslenmiş, belirli dönemlerde muhteva ve üslup ko... more Klasik Türk şiiri, zengin bir kültürel mirastan beslenmiş, belirli dönemlerde muhteva ve üslup konularında bazı küçük farklılıklara uğrayarak tekâmül sürecini tamamlamıştır. Düz yazıdan ziyade, şiir alanında varlığını hissettiren klasik Türk edebiyatının en önemli özelliği, ele alınan konunun estetize edilerek anlatılmasıdır. Bu çalışmada maddî kültürün önemli unsurlarından biri olan mekânın, Bâkî ve Fuzûlî divanlarında tasavvur edilme biçimi ele alınmıştır. Önce mekân hakkında genel bilgiler verilip mekânın edebî eserlerdeki işlevi üzerinde durulmuş, daha sonra Bâkî ve Fuzûlî divanlarında geçen mekân adları taranmış, bunların kullanıldığı beyit ve bentlerden konuyu yansıtacak olanlar seçilmiştir. İncelemeye tabi tutulan şiirlerin yeni yazıya aktarımı birebir yapılmamıştır. Şiirin anlam bütünlüğü esas alınarak klasik şiir geleneğinin belirlediği sınırlar çerçevesinde söz konusu mekânlar şerh edilmeye çalışılmıştır. Böylece insan/şair için büyük bir öneme sahip olan mekânın tasavvur edilme biçimi ortaya konularak, Bâkî ve Fuzûlî’nin yanı sıra klasik Türk şiiriyle ilgili yapılacak tematik çalışmalara az da olsa katkı sağlanacağı umulmaktadır.
Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Eski Türk Edebiyatı Anabilim Dalı, 2017
Abstract
Turkish poetry is nourished by a rich cultural heritage, and in certain periods it compl... more Abstract Turkish poetry is nourished by a rich cultural heritage, and in certain periods it completes the process of evolution by experiencing some minor differences in content and style. The most important feature of classical Turkish literature, which makes its presence felt in the field of poetry rather than plain writing, is to be aesthetized and explained. In this study, the way the space - one of the most important elements of the material culture-envisioned in Bâkî and Fuzûlî divans is discussed. First, general information about the space was given and the function of the space in the literary works was emphasized, then the names of the spaces in Bâkî and Fuzûlî divans were scanned and the ones that reflect the theme from the couplets and bends used were selected. The transfer of the poems under review to the new writing is not done one-to-one. Based on the totality of poetic meaning, attempts have been made to comment on spaces within the boundaries defined by the tradition of classical poetry. Thus, it is hoped that the way of conceiving the space with a great prescription for the human / poet will be put forward and it will contribute to the thematic works to be done about the classical Turkish poetry besides Bâkî and Fuzûlî.
Uploads
Papers by Mahmut Gider
maktadır. Bu tematik çalışmada, Çapakçur (Bingöl) bölgesinin önemli âlim ve
şeyhlerinden biri olan Kiğılı Şeyh Selim Efendi’nin “Divan”ı incelenmiş, şiirlerinde hayatın idame ettirildiği yer ve imtihan mekânı olan “dünya”nın muhtelif tasavvurlara konu edildiği tespit edilmiştir. Dolayısıyla önce İslam’ın ana kaynakları (Kur’ân-ı Kerim ve hadis) ve tasavvufî anlayış bağlamında dünyanın ele alınma
biçimi, Kiğılı Şeyh Selim Efendi’nin hayatı, Divanı ve edebî yönü hakkında teorik
bilgiler verilmiş, akabinde şairin “dünya” algısı ortaya konulmaya çalışılmıştır.
Dünya, Kiğılı Şeyh Selim Efendi’nin şiirlerinde daha çok geçici olma özelliğiyle
nazara sunulmuştur. Olumsuz kavram ve durumlarla (zindan, zalimlerin meydanı, sıkıntı veren fikir, yılanın zehri vb.) tavsif edilerek doğrudan ve göndermelerle âhiret ile karşılaştırılmış; aslî vatan olarak düşünülen âhirete göre de-
ğersiz görülmüştür. Soyut kavram ve durumlarla ilişkilendirilerek tasvir edilen
dünya, kozmik bir mekândan ziyade etik bir değer olarak ele alınmıştır.
16. yüzyılın ikinci, 17. yüzyılın ı1k yansında yaşayan ŞeyhUlislam Yahya, Divan edebiyatının önemli şairlerinden biridir. Bu çalışmada şairin Divanı'nda geçen su ve suyla ilgili unsurlar tahlil edilmiştir. Önce anasır-ı erba'a ve su hakkınnda genel bilgiler verilmiş, daha sonra suyla ilgili teşbih, mecaz, inanış ve tasavvurlar açıklanmıştır. Böylece ŞeyhUlislam Yahya'nın duygu ve düşünce dünyasıyla dönemin sosyal hayatının anlaşılmasına katkı sağlanmıştır.
Abstract:
The Water Concept in the Divan of Şeyhülislâm Yahyâ Şeyhülislâm Yahyâ, who have living in the second half of the 16th and first half of the 17th. century, is one of the most important poets of the Divan literature. In this study, water and the corresponding elements, which are included in Divan of Şeyhülislâm Yahyâ, have analyzed. Firstly, general information about anâsır-i erba'a and water is given, and then water-related simile, metaphor, beliefs and notions are explained. Thus, not only did it contribute to Şeyhülislâm Yahyâ's understanding of the world of feelings and thoughts but also contributed to the understand-ding of the social life of the period.
13. yüzyıldan itibaren Arap ve Fars edebiyatlarının etkisinde gelişen klasik Türk şiiri, 16. yüzyılda taklide dayalı etkileşimden kurtulup "klasikleşme" evresine geçmiştir. Bu ilerlemenin sağlanmasında, Bâkî ve Fuzûlî gibi büyük şairlerin etkisi yadsınamayacak düzeydedir. Klasik Türk şiirinde en çok kullanılan unsurlardan biri "mekân"dır. Genellikle gerçeküstü teşbih ve tasavvurlara konu edilen mekân ve mekânsal unsurlar, yer yer göndermelerle gerçekçi bir bakış açısıyla da ele alınır. Bu çalışmada, doğal mekânlar içinde büyük bir öneme sahip olan "deniz" ve bazı unsurlarının, Bâkî ve Fuzûlî divanlarında tasavvur edilme biçimi ele alınmıştır. Divanlarda geçen deniz ile ilgili beyit ve bentlerden konuyu yansıtacak olanlar seçilmiş, şiirlerin anlam bütünlüğü esas alınarak klasik şiir geleneğinin belirlediği sınırlar çerçevesinde deniz ve unsurları şerh edilmeye, böylece şairlerin deniz tasavvuru ortaya konulmaya çalışılmıştır.
Abstract
From the 13th century onwards, the classical Turkish poetry which continued the process of evolution under the influence of Arabic and Persian literatures, escaped the pretentious interaction and entered on a classic style in the 16th century. In providing this progress, the influence of great poets such as Bâkî and Fuzûlî cannot be denied. One of the most used elements in classical Turkish poetry is "space". The spaces and spatial elements, which are often subject to realistic simile and imagination, are also handled with a realistic viewpoint. In this study, the way in which the "sea", which has a great prescription in natural spaces, and some elements are conceived in Bâkî and Fuzûlî divans are considered. The ones that reflect the theme from the couplets and verses related to the sea from the Divans were selected and the sea and its elements were tried to be annotated within the boundaries defined by the tradition of classical poetry on the basis of the semantics of the poems. Thus, the sea imagination of the poets was tried to be put forward.
İçinde yetiştiği toplumun entelektüel bireyleri olarak şairler, estetik değeri yüksek şiirler yazmanın yanı sıra eğitici ve öğretici metinler kaleme alarak dinî, ahlaki ve kültürel değerlerle donanmış bir neslin yetişmesine katkı sağlamışlardır. Bu bağlamda öğreticiliği esas alan manzum ve mensur nasihatnâmeler yazmışlardır. Bu konuda 18. yüzyıl şairlerinden Sünbülzâde Vehbî tarafından yazılan “Lutfiyye” adlı mesnevi dikkate şâyândır. Vehbî’nin yirmi bir- yirmi iki yaşındaki oğlu Lutfullah’a ithafen kaleme aldığı eserinde özel anlamda bir baba şefkatiyle çocuğunu, genel anlamda ise bir entelektüel
hassasiyetiyle Osmanlı gençliğini eğitmeyi amaçlamıştır. Bunun yanı sıra toplumsal hayatta baş göstermeye başlayan ahlaki yozlaşmanın etkilerini azaltmaya çalışmıştır. Bu çalışmada, Vehbî’nin mesnevi nazım şekli ile kaleme aldığı “Lutfiyye” adlı eserinin “
Der-Tahzîr Ez-Mükeyyifât (Keyif Vericilerden Sakındırma Hakkında)” bölümü şerh edilmiştir. Bu bölümde şair, bağımlılık yapan bazı içecek (içki, şarap, tütün, kahve) ve uyuşturuculardan (afyon, afyon şurubu, esrar) niçin sakınılması gerektiğini gerekçeleriyle ifade etmiş; ayet ve hadis iktibaslarıyla düşüncelerini dinî temellere dayandırmıştır. Keyif veren maddelerin insan bünyesi üzerinde oluşturduğu olumsuz etkiyi örneklerle anlatmanın yanı sıra, eğlence muhitlerine katılmanın, öyle çevre sakinleri ile dostluk etmenin kişiye verdiği zararı nazara sunmuştur. Bu çalışmayla H 1205 / M 1790 yılında kaleme alınan tarihî ve edebî bir metinden hareketle, keyif veren maddelere iltifat etmenin yanlışlığına dikkat çekmek amaçlanmıştır.
Abstract:
Being the intellectual individuals of the society they are grown up in, poets write up high-order poems in terms of aesthetics as well as educational and didactic texts, and they contribute raising generations equipped with religious, moral and cultural values. They have written nasihatnamehs in verse and pros based on education in this regard. The masnavi called “Lutfiyyah” which is written by a poet of the 18th century, Sunbulzade Vehbi, is remarkable in this respect. Sunbulzade Vehbi aimed to write up this work to educate his twenty one years old son with a particular sense of a father’s compassion and as a sensitive intellectual of the era to train the Ottoman youth in general sense. He also tried to reduce the effects of moral corruption arosen in the social life. This study expounds the chapter of “Der-Tahzîr Ez-Mukeyyifât (Of Making Someone Refrain From Pleasure-Inducing Substances) in the work of Sunbulzade Vehbi’s Masnavi verse “Lutfiyyah”. The author expresses how to avoid from the substances that cause addiction (such as alcohol, wine, tobacco, coffee) and narcotics (opium, opium syrup, marijuana) justifiedly and leans his thoughts to the citations of ayats (verses of Qoran) and hadiths (Prophet’s sayings). He exemplifies the negative effects of pleasure-inducing substances to the body and reveals the damages caused when someone joins place of entertainment and establish closeness with the habitants. I aim to draw attention to the wrongness of approaching pleasure-inducing substances based on a historical and literary text written up in
1790 (Hijri 1205)
Conference Presentations by Mahmut Gider
Arap ve Fars edebiyatlarından beslenerek şekillenen klasik Türk şiiri, İslam kültürüne ait sanat ve estetiğin en önemli şubelerinden birini teşkil etmektedir. 16. yüzyıl şairlerinden Bâkî ve Fuzûlî"nin Divanları, klasik Türk şiiri sahasında yazılmış iki önemli eser olmanın yanı sıra İslam"ın manevî kültürüne ait önemli tasavvurlar ihtiva etmektedir. Bu çalışmada, Bâkî ve Fuzûlî divanlarında mekânsal unsurlardan "kapı"nın algılanma biçimi ele alınmıştır. Mekânlar arasında geçişi sağlayan yer/yapı olarak bilinen kapı, çerçeve açısından kapalı mekân ile açık mekân arasında geçiş yeri olma özelliğini taşıdığı için şiirde daha çok bekleyişin sembolü olarak kullanılır. Kapı, divanlarda yapay mekânların cüz"ü olması hasebiyle demirden yapılma, mahremiyeti sağlama, üzerinde yazı veya resim nakşedilme gibi hususiyetleriyle doğrudan veya göndermelerle muhtelif teşbih ve tasavvurlara konu edilir. Daha çok aşk bağlamında sevgili ve memdûh övgüsü ile ilişkilendirilerek kullanılır. Aşk bağlamında sevgilinin kapısı, şifahane ve Mescid-i Aksa"ya benzetilir; adaletin te"sis edildiği, sultan ve kölelerin saygı ile eğildiği, âşığın intizâr ile beklediği yer olarak algılanır. Kapı, memdûh övgüsü bağlamında temsil edilen ulûhiyyet makamları (Allah, peygamber) ve beşerî makamlara göre (sultan, bey) maddî ve manevî anlamda mansıp elde etme aracı olarak telakki edilir, yüceltilerek kozmik ve kutsal mekânlarla aynı mesabede görülür. Ulûhiyyet makamlarını temsil edecek şekilde kullanılan kapı, rahmet ve mağfiret aracı; otoriteyi temsil edecek şekilde kullanılan kapı, bir ihtiyacı giderme, maddî anlamda pâye/makam elde etme aracı ve sığınak olarak algılanır. Bu yaklaşımların yanı sıra kapının eşik mekân olma özelliği nazara sunulur ve kapı, soyut kavramlarla tavsif edilerek metafor olarak kullanılır.
Abstract
Classical Turkish poetry shaped by feeding from Arabic and Persian literatures constitutes one of the most important branches of art and aesthetic understanding of Islamic culture. As well as being two important works written in the field of classical Turkish poetry, the Divans of Bâkî and Fuzûlî, 16th century poets, contain important information belonging to the spiritual cult of Islam.
BOOKS by Mahmut Gider
Bu çalışmada maddî kültürün önemli unsurlarından biri olan mekânın, Bâkî ve Fuzûlî divanlarında tasavvur edilme biçimi ele alınmıştır. Önce mekân hakkında genel bilgiler verilip mekânın edebî eserlerdeki işlevi üzerinde durulmuş, daha sonra Bâkî ve Fuzûlî divanlarında geçen mekân adları taranmış, bunların kullanıldığı beyit ve bentlerden konuyu yansıtacak olanlar seçilmiştir. İncelemeye tabi tutulan şiirlerin yeni
yazıya aktarımı birebir yapılmamıştır. Şiirin anlam bütünlüğü esas alınarak klasik şiir geleneğinin belirlediği sınırlar çerçevesinde söz konusu mekânlar şerh edilmeye çalışılmıştır. Böylece insan/şair için büyük bir öneme sahip olan mekânın tasavvur edilme biçimi ortaya konularak, Bâkî ve Fuzûlî’nin yanı sıra klasik Türk şiiriyle ilgili yapılacak tematik çalışmalara az da olsa katkı sağlanacağı umulmaktadır.
Turkish poetry is nourished by a rich cultural heritage, and in certain periods it completes the process of evolution by experiencing some minor differences in content and style. The most important feature of classical Turkish literature, which makes its presence felt in the field of poetry rather than plain writing, is to be aesthetized and explained.
In this study, the way the space - one of the most important elements of the material culture-envisioned in Bâkî and Fuzûlî divans is discussed. First, general information about the space was given and the function of the space in the literary works was emphasized, then the names of the spaces in Bâkî and Fuzûlî divans were scanned and the ones that reflect the theme from the couplets and bends used were selected. The transfer of the poems under review to the new writing is not done one-to-one. Based on the totality of poetic meaning, attempts have been made to comment on spaces within the boundaries defined by the tradition of classical poetry. Thus, it is hoped that the way of conceiving the space with a great prescription for the human / poet will be put forward and it will contribute to the thematic works to be done about the classical Turkish poetry besides Bâkî and Fuzûlî.
Keywords: Classical Turkish poetry, Divan, Bâkî, Fuzûlî, Space, Envision.
maktadır. Bu tematik çalışmada, Çapakçur (Bingöl) bölgesinin önemli âlim ve
şeyhlerinden biri olan Kiğılı Şeyh Selim Efendi’nin “Divan”ı incelenmiş, şiirlerinde hayatın idame ettirildiği yer ve imtihan mekânı olan “dünya”nın muhtelif tasavvurlara konu edildiği tespit edilmiştir. Dolayısıyla önce İslam’ın ana kaynakları (Kur’ân-ı Kerim ve hadis) ve tasavvufî anlayış bağlamında dünyanın ele alınma
biçimi, Kiğılı Şeyh Selim Efendi’nin hayatı, Divanı ve edebî yönü hakkında teorik
bilgiler verilmiş, akabinde şairin “dünya” algısı ortaya konulmaya çalışılmıştır.
Dünya, Kiğılı Şeyh Selim Efendi’nin şiirlerinde daha çok geçici olma özelliğiyle
nazara sunulmuştur. Olumsuz kavram ve durumlarla (zindan, zalimlerin meydanı, sıkıntı veren fikir, yılanın zehri vb.) tavsif edilerek doğrudan ve göndermelerle âhiret ile karşılaştırılmış; aslî vatan olarak düşünülen âhirete göre de-
ğersiz görülmüştür. Soyut kavram ve durumlarla ilişkilendirilerek tasvir edilen
dünya, kozmik bir mekândan ziyade etik bir değer olarak ele alınmıştır.
16. yüzyılın ikinci, 17. yüzyılın ı1k yansında yaşayan ŞeyhUlislam Yahya, Divan edebiyatının önemli şairlerinden biridir. Bu çalışmada şairin Divanı'nda geçen su ve suyla ilgili unsurlar tahlil edilmiştir. Önce anasır-ı erba'a ve su hakkınnda genel bilgiler verilmiş, daha sonra suyla ilgili teşbih, mecaz, inanış ve tasavvurlar açıklanmıştır. Böylece ŞeyhUlislam Yahya'nın duygu ve düşünce dünyasıyla dönemin sosyal hayatının anlaşılmasına katkı sağlanmıştır.
Abstract:
The Water Concept in the Divan of Şeyhülislâm Yahyâ Şeyhülislâm Yahyâ, who have living in the second half of the 16th and first half of the 17th. century, is one of the most important poets of the Divan literature. In this study, water and the corresponding elements, which are included in Divan of Şeyhülislâm Yahyâ, have analyzed. Firstly, general information about anâsır-i erba'a and water is given, and then water-related simile, metaphor, beliefs and notions are explained. Thus, not only did it contribute to Şeyhülislâm Yahyâ's understanding of the world of feelings and thoughts but also contributed to the understand-ding of the social life of the period.
13. yüzyıldan itibaren Arap ve Fars edebiyatlarının etkisinde gelişen klasik Türk şiiri, 16. yüzyılda taklide dayalı etkileşimden kurtulup "klasikleşme" evresine geçmiştir. Bu ilerlemenin sağlanmasında, Bâkî ve Fuzûlî gibi büyük şairlerin etkisi yadsınamayacak düzeydedir. Klasik Türk şiirinde en çok kullanılan unsurlardan biri "mekân"dır. Genellikle gerçeküstü teşbih ve tasavvurlara konu edilen mekân ve mekânsal unsurlar, yer yer göndermelerle gerçekçi bir bakış açısıyla da ele alınır. Bu çalışmada, doğal mekânlar içinde büyük bir öneme sahip olan "deniz" ve bazı unsurlarının, Bâkî ve Fuzûlî divanlarında tasavvur edilme biçimi ele alınmıştır. Divanlarda geçen deniz ile ilgili beyit ve bentlerden konuyu yansıtacak olanlar seçilmiş, şiirlerin anlam bütünlüğü esas alınarak klasik şiir geleneğinin belirlediği sınırlar çerçevesinde deniz ve unsurları şerh edilmeye, böylece şairlerin deniz tasavvuru ortaya konulmaya çalışılmıştır.
Abstract
From the 13th century onwards, the classical Turkish poetry which continued the process of evolution under the influence of Arabic and Persian literatures, escaped the pretentious interaction and entered on a classic style in the 16th century. In providing this progress, the influence of great poets such as Bâkî and Fuzûlî cannot be denied. One of the most used elements in classical Turkish poetry is "space". The spaces and spatial elements, which are often subject to realistic simile and imagination, are also handled with a realistic viewpoint. In this study, the way in which the "sea", which has a great prescription in natural spaces, and some elements are conceived in Bâkî and Fuzûlî divans are considered. The ones that reflect the theme from the couplets and verses related to the sea from the Divans were selected and the sea and its elements were tried to be annotated within the boundaries defined by the tradition of classical poetry on the basis of the semantics of the poems. Thus, the sea imagination of the poets was tried to be put forward.
İçinde yetiştiği toplumun entelektüel bireyleri olarak şairler, estetik değeri yüksek şiirler yazmanın yanı sıra eğitici ve öğretici metinler kaleme alarak dinî, ahlaki ve kültürel değerlerle donanmış bir neslin yetişmesine katkı sağlamışlardır. Bu bağlamda öğreticiliği esas alan manzum ve mensur nasihatnâmeler yazmışlardır. Bu konuda 18. yüzyıl şairlerinden Sünbülzâde Vehbî tarafından yazılan “Lutfiyye” adlı mesnevi dikkate şâyândır. Vehbî’nin yirmi bir- yirmi iki yaşındaki oğlu Lutfullah’a ithafen kaleme aldığı eserinde özel anlamda bir baba şefkatiyle çocuğunu, genel anlamda ise bir entelektüel
hassasiyetiyle Osmanlı gençliğini eğitmeyi amaçlamıştır. Bunun yanı sıra toplumsal hayatta baş göstermeye başlayan ahlaki yozlaşmanın etkilerini azaltmaya çalışmıştır. Bu çalışmada, Vehbî’nin mesnevi nazım şekli ile kaleme aldığı “Lutfiyye” adlı eserinin “
Der-Tahzîr Ez-Mükeyyifât (Keyif Vericilerden Sakındırma Hakkında)” bölümü şerh edilmiştir. Bu bölümde şair, bağımlılık yapan bazı içecek (içki, şarap, tütün, kahve) ve uyuşturuculardan (afyon, afyon şurubu, esrar) niçin sakınılması gerektiğini gerekçeleriyle ifade etmiş; ayet ve hadis iktibaslarıyla düşüncelerini dinî temellere dayandırmıştır. Keyif veren maddelerin insan bünyesi üzerinde oluşturduğu olumsuz etkiyi örneklerle anlatmanın yanı sıra, eğlence muhitlerine katılmanın, öyle çevre sakinleri ile dostluk etmenin kişiye verdiği zararı nazara sunmuştur. Bu çalışmayla H 1205 / M 1790 yılında kaleme alınan tarihî ve edebî bir metinden hareketle, keyif veren maddelere iltifat etmenin yanlışlığına dikkat çekmek amaçlanmıştır.
Abstract:
Being the intellectual individuals of the society they are grown up in, poets write up high-order poems in terms of aesthetics as well as educational and didactic texts, and they contribute raising generations equipped with religious, moral and cultural values. They have written nasihatnamehs in verse and pros based on education in this regard. The masnavi called “Lutfiyyah” which is written by a poet of the 18th century, Sunbulzade Vehbi, is remarkable in this respect. Sunbulzade Vehbi aimed to write up this work to educate his twenty one years old son with a particular sense of a father’s compassion and as a sensitive intellectual of the era to train the Ottoman youth in general sense. He also tried to reduce the effects of moral corruption arosen in the social life. This study expounds the chapter of “Der-Tahzîr Ez-Mukeyyifât (Of Making Someone Refrain From Pleasure-Inducing Substances) in the work of Sunbulzade Vehbi’s Masnavi verse “Lutfiyyah”. The author expresses how to avoid from the substances that cause addiction (such as alcohol, wine, tobacco, coffee) and narcotics (opium, opium syrup, marijuana) justifiedly and leans his thoughts to the citations of ayats (verses of Qoran) and hadiths (Prophet’s sayings). He exemplifies the negative effects of pleasure-inducing substances to the body and reveals the damages caused when someone joins place of entertainment and establish closeness with the habitants. I aim to draw attention to the wrongness of approaching pleasure-inducing substances based on a historical and literary text written up in
1790 (Hijri 1205)
Arap ve Fars edebiyatlarından beslenerek şekillenen klasik Türk şiiri, İslam kültürüne ait sanat ve estetiğin en önemli şubelerinden birini teşkil etmektedir. 16. yüzyıl şairlerinden Bâkî ve Fuzûlî"nin Divanları, klasik Türk şiiri sahasında yazılmış iki önemli eser olmanın yanı sıra İslam"ın manevî kültürüne ait önemli tasavvurlar ihtiva etmektedir. Bu çalışmada, Bâkî ve Fuzûlî divanlarında mekânsal unsurlardan "kapı"nın algılanma biçimi ele alınmıştır. Mekânlar arasında geçişi sağlayan yer/yapı olarak bilinen kapı, çerçeve açısından kapalı mekân ile açık mekân arasında geçiş yeri olma özelliğini taşıdığı için şiirde daha çok bekleyişin sembolü olarak kullanılır. Kapı, divanlarda yapay mekânların cüz"ü olması hasebiyle demirden yapılma, mahremiyeti sağlama, üzerinde yazı veya resim nakşedilme gibi hususiyetleriyle doğrudan veya göndermelerle muhtelif teşbih ve tasavvurlara konu edilir. Daha çok aşk bağlamında sevgili ve memdûh övgüsü ile ilişkilendirilerek kullanılır. Aşk bağlamında sevgilinin kapısı, şifahane ve Mescid-i Aksa"ya benzetilir; adaletin te"sis edildiği, sultan ve kölelerin saygı ile eğildiği, âşığın intizâr ile beklediği yer olarak algılanır. Kapı, memdûh övgüsü bağlamında temsil edilen ulûhiyyet makamları (Allah, peygamber) ve beşerî makamlara göre (sultan, bey) maddî ve manevî anlamda mansıp elde etme aracı olarak telakki edilir, yüceltilerek kozmik ve kutsal mekânlarla aynı mesabede görülür. Ulûhiyyet makamlarını temsil edecek şekilde kullanılan kapı, rahmet ve mağfiret aracı; otoriteyi temsil edecek şekilde kullanılan kapı, bir ihtiyacı giderme, maddî anlamda pâye/makam elde etme aracı ve sığınak olarak algılanır. Bu yaklaşımların yanı sıra kapının eşik mekân olma özelliği nazara sunulur ve kapı, soyut kavramlarla tavsif edilerek metafor olarak kullanılır.
Abstract
Classical Turkish poetry shaped by feeding from Arabic and Persian literatures constitutes one of the most important branches of art and aesthetic understanding of Islamic culture. As well as being two important works written in the field of classical Turkish poetry, the Divans of Bâkî and Fuzûlî, 16th century poets, contain important information belonging to the spiritual cult of Islam.
Bu çalışmada maddî kültürün önemli unsurlarından biri olan mekânın, Bâkî ve Fuzûlî divanlarında tasavvur edilme biçimi ele alınmıştır. Önce mekân hakkında genel bilgiler verilip mekânın edebî eserlerdeki işlevi üzerinde durulmuş, daha sonra Bâkî ve Fuzûlî divanlarında geçen mekân adları taranmış, bunların kullanıldığı beyit ve bentlerden konuyu yansıtacak olanlar seçilmiştir. İncelemeye tabi tutulan şiirlerin yeni
yazıya aktarımı birebir yapılmamıştır. Şiirin anlam bütünlüğü esas alınarak klasik şiir geleneğinin belirlediği sınırlar çerçevesinde söz konusu mekânlar şerh edilmeye çalışılmıştır. Böylece insan/şair için büyük bir öneme sahip olan mekânın tasavvur edilme biçimi ortaya konularak, Bâkî ve Fuzûlî’nin yanı sıra klasik Türk şiiriyle ilgili yapılacak tematik çalışmalara az da olsa katkı sağlanacağı umulmaktadır.
Turkish poetry is nourished by a rich cultural heritage, and in certain periods it completes the process of evolution by experiencing some minor differences in content and style. The most important feature of classical Turkish literature, which makes its presence felt in the field of poetry rather than plain writing, is to be aesthetized and explained.
In this study, the way the space - one of the most important elements of the material culture-envisioned in Bâkî and Fuzûlî divans is discussed. First, general information about the space was given and the function of the space in the literary works was emphasized, then the names of the spaces in Bâkî and Fuzûlî divans were scanned and the ones that reflect the theme from the couplets and bends used were selected. The transfer of the poems under review to the new writing is not done one-to-one. Based on the totality of poetic meaning, attempts have been made to comment on spaces within the boundaries defined by the tradition of classical poetry. Thus, it is hoped that the way of conceiving the space with a great prescription for the human / poet will be put forward and it will contribute to the thematic works to be done about the classical Turkish poetry besides Bâkî and Fuzûlî.
Keywords: Classical Turkish poetry, Divan, Bâkî, Fuzûlî, Space, Envision.