Papers by Nedim Serhat Bilecen
Journal of Awareness, 2024
Bu çalışma, Giresun Üniversitesi’nin bilim iletişimi bağlamındaki tutum ve faaliyetlerini sistema... more Bu çalışma, Giresun Üniversitesi’nin bilim iletişimi bağlamındaki tutum ve faaliyetlerini sistematik bir şekilde incelemeyi hedeflemektedir. Araştırma, Giresun il merkezinde yaşayan 15 yaş ve üzeri bireyler arasında gerçek-
leştirilen anket yöntemiyle yürütülmüştür. Anket, katılımcıların demografik özellikleri, bilgi kaynakları tercihleri ve üniversiteye dair algılarını belirlemek amacıyla tasarlanmıştır. Toplamda 670 katılımcı ile gerçekleştirilen anket
verileri, SPSS istatistik programı kullanılarak analiz edilmiştir.
Elde edilen bulgular, katılımcıların üniversite ile ilgili haberlere erişimlerinde dijital medyanın belirleyici bir rol oynadığını ortaya koymaktadır. Özellikle 20-24 yaş aralığındaki bireylerin, üniversite ile ilgili haberlere erişim oranı
yüzde 50 seviyesinde iken, 40 yaş ve üzeri bireylerde bu oran belirgin bir şekilde düşmektedir. Ayrıca, cinsiyet ve yaş grupları arasında anlamlı farklılıklar gözlemlenmiş; erkek katılımcıların dijital medya üzerinden üniversite ile ilgili haberlere erişim oranı kadınlara göre daha yüksek bulunmuştur. Bu bulgular, Giresun Üniversitesi’nin halkla iletişim stratejilerinin yeniden gözden geçirilmesi ve özellikle genç
bireylerin dijital medya aracılığıyla bilgilendirilmesinin önemini vurgulamaktadır. Araştırma, bilim iletişiminin toplumsal etkilerini anlamak ve üniversitenin bu bağlamdaki rolünü belirlemek açısından önemli bir katkı sun-
maktadır. Sonuç olarak, etkili bilim iletişiminin, toplumun bilinçli karar alma süreçlerine katkıda bulunma potansiyeli üzerinde durulmaktadır.
Zenodo (CERN European Organization for Nuclear Research), Sep 27, 2023
Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2021
Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi Dergisi, 2018
Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi Dergisi, 2018
Bu calismanin amaci, gazetecilik alaninda lisans egitimi alan gelecegin habercilerinin yeni medya... more Bu calismanin amaci, gazetecilik alaninda lisans egitimi alan gelecegin habercilerinin yeni medya caginda medya profesyonelligi baglaminda ozellikle dijitallesme ile birlikte ortaya cikan gorunumleri nasil anlamlandirdiklarini ve gelecekten beklentilerini ortaya koyabilmektir. Bunun icin Giresun Universitesi Tirebolu Iletisim Fakultesi bunyesinde etkinlik gosteren Gazetecilik Atolyesi’nde katilimci olan gazetecilik bolumu lisans ogrencileriyle 2018 akademik yilinin bahar doneminde odak grup gorusmeleri yapilmistir. Bu ogrencilerin secilme nedeni ileriki yasamlarinda profesyonel olarak habercilik alaninda calismaya niyetlenmis bireylerden olusmalaridir. Soz konusu atolye icin niyet mektubu yazarak ve bir mulakat sonucu secilmislerdir. Bu nedenle alana iliskin kavrayislari ve beklentileri baglaminda hem entelektuel olarak hem de pratik anlamda diger ogrencilerden daha donanimli olduklari varsayilmaktadir. Odak grup gorusmeleri araciligiyla gazetecilik meslegi baglaminda gelecek icin beklentileri, gelecegi nasil cerceveledikleri, meslegi nasil anlamlandirdiklari, dijital cagda gazetecilik tartismalarina egemen kavramlari ve surecleri nasil degerlendirdikleri (orn. veri gazeteciligi, kitle fonlu gazetecilik, kullanici turevli icerik vb.) ve etik tartismasini yeni medya dolayimli nasil kavradiklarina iliskin tartismalari icermektedir. Calismanin yan hedeflerinden birisi de gelecege donuk gazetecilik egitiminin gozden gecirilmesi surecine dijital yerli diye tanimlayabilecegimiz bir kusagin geribildirimlerini de dâhil edebilmektir.
Karadeniz Sosyal Bilimler Dergisi, 2020
CIM 2021, 2021
Communication is expressed in the form of an information transfer process shaped according to the... more Communication is expressed in the form of an information transfer process shaped according to the needs of societies. Historically, this process is generally conveyed through various revolutionary periods and the cultural changes found out about by these periods, and is also described as the harbinger of important social changes. When viewed from this aspect; considering the point that today's technologies have reached, it is possible to describe the era we live in as an era of "digital culture". Developments in communication tools naturally force societies to change culturally. Even though digital culture has the characteristics of written and electronic culture, the recent development of applications based on pure speech act mediates the emergence of digital orality. The research conducted done at this point, ClubHouse: The Social Audio App, which was previously examined as a public space in the literature; it sought answers to the questions of whether digital culture is actually a reflection of the secondary orality or whether the current period will be considered as digital orality, and whether digital orality is a result of today's digital society. The study was designed in the form of a qualitative research method and the effect of the application was tried to be described through the use experiences of the students with the online interview technique. At the end of the study, being only a form of communication based on speech; using for up-to-date information and cultural information purposes as well as having fun; giving prominence sincere, emotional and subjective knowledge due to speaking practice; feeling people more comfortable because this application has only speech feature; providing the opportunity for famous people to use this application and chat with these people; talk about both universal and local issues; class difference caused by the application working only on Apple devices and the attractiveness of this situation findings have been found.
Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2021
Nationalism as a discourse finds its own place in social practices and is brought to the social s... more Nationalism as a discourse finds its own place in social practices and is brought to the social sphere throughcultural texts. Nationalist ideology, on the other hand, is generally have formed around militarist discourses. Media, which is an important expression transfer tool today, is also an ideological device. Therefore, media takeup an important place in the production, transmission of the militarist discourse and thanks to in the constructionof their social roles. These social roles are generally constructed through the representation of femininity in thecontext of gender; however, recently there have been studies on masculinity. In the study, based on the assumptionthat masculinity in Turkey is reproduced with militaristic discourse and builds militarized masculinity, the TVseries "Söz" was analyzed with discourse analysis and it was revealed that masculinities were militarized withnationalist discourse in the military series. In addition, it has been determined that militarism is presented as adramatic show in this series, the structure of this show is male-dominated and authoritarian, and this mechanismis based on othering and suppression with a militaristic logic.
Söylem olarak milliyetçilik, toplumsal pratikler içinde kendine ait bir yer bulmakta ve kültürel metinler aracılığıyla sosyal alana taşınmaktadır. Milliyetçi ideoloji ise genellikle militarist söylemler etrafında biçimlenmektedir. Günümüzde önemli bir ifade aktarım aracı olan medya, aynı zamanda ideolojik bir aygıt olma niteliğindedir. Dolayısıyla medya, militarist söylemin üretilmesinde, aktarılmasında ve bu sayede toplumsal rollerin inşa edilmesinde önemli bir yerde konumlanmaktadır. Bu toplumsal roller genellikle cinsiyet bağlamında kadınlık temsili üzerinden inşa edilmekte; ancak son zamanlarda erkeklik üzerine de çalışmalar yapılmaktadır. Yapılan çalışmada Türkiye'deki erkekliğin militarist söylemle yeniden üretildiği ve militarize edilmiş erkekliği inşa ettiği varsayımından yola çıkarak "Söz" dizisi söylem analiziyle incelenmiş ve bahsi geçen askeri dizide milliyetçi söylemle erkekliklerin militarize edilmiş olduğu ortaya konmuştur. Ayrıca bu dizide militarizmin dramatik bir gösteri gibi sunulduğu, bu gösterinin yapısının erkek egemen ve otoriteryan olduğu, militarist bir mantıkla bu mekanizmanın ötekileştirme ve bastırma üzerine kurulu olduğu saptanmıştır.
Karadeniz Sosyal Bilimler Dergisi, 2020
Toplumsal cinsiyet ve cinsiyet ayrımcılığı kavramları, bireylerin içinde bulundukları toplumun kü... more Toplumsal cinsiyet ve cinsiyet ayrımcılığı kavramları, bireylerin içinde bulundukları toplumun kültürel ve sosyo-ekonomik yapısında farklı kadınlık ve erkeklik rollerinin yüklendiği tartışma alanlarıdır. Özellikle ataerkil toplumlarda kadınların yaşam ve çalışma alanı kamusal alandan soyutlanarak ev ile sınırlıdır. Bu tür toplumsal yapılarda erkek egemenliği toplumun her katmanında kendini gösterir. Medya sektörü, erkek egemen yapısıyla öne çıkan ana sektörlerden biridir. Kamuoyu oluşturma, bilgilendirme, sosyalleştirme gibi birçok işlevi olan bu sektör, demokratik yaşamın ilerlemesine katkıda bulunan en önemli kurumlardan birisidir. Bu sektör içerisinde kadın gazetecilerin konumları ve yaşadıkları sorunlar incelenmesi gereken bir unsur olarak dikkat çekmektedir. Dolayısıyla bu çalışma Giresun ili yerel basınında çalışan kadın gazetecilerin sorunlarına odaklanmaktadır. Araştırma Giresun yerel basınında çalışan kadın gazetecilerin toplumsal cinsiyet ve iş hayatındaki konumlarını ortaya çıkarmak ve yaşadıkları sorunları belirlemek amacıyla gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın örneklemini Giresun ilinde yayımlanan 20 yerel gazete için çalışan sarı basın kartına sahip kadın gazeteciler oluşturmaktadır. Kadın gazetecilerin demografik yapısını, mesleki faaliyetlerini ve yaşadıkları sorunları kendi ifadeleriyle ortaya koymak amacıyla çalışmada derinlemesine görüşme tekniği kullanılmıştır.
International Black Sea Coastline Countries Symposium-4, 2020
İletişim teknolojilerinde yaşanan gelişmeler bireyin zaman ve mekân algısını değiştirmektedir. Ün... more İletişim teknolojilerinde yaşanan gelişmeler bireyin zaman ve mekân algısını değiştirmektedir. Ünlü Fransız teorisyen Jean Baudrillard, dünyayı gerçekte değil, hipergerçeklikte görmenin radikal yollarıyla tanındı. Zaman ve mekâna bağlı olarak gerçeklik ilkesi yok olmakta ve yerini hipergerçekliğe bırakmaktadır. Bu bağlamda Jean Baudrillard’ın gerçekliğin yok olmasıyla beraber hipergerçeklik alanının egemen olması düşüncesi, kuramının temelini oluşturmaktadır.
Bu temelin üzerine inşa ettiği kuramın terminolojisi, günümüz medya araçlarının ürettiği içeriklerin analizinin yapılmasını ve bu medya araçlarının ürettiği gerçekliğin doğasının yeniden sorgulanmasını sağlamaktadır. Medya gerçeğini hipergerçeğe dönüştüren bir genetik koda benzeten Jean Baudrillard simülasyon kuramında hipergerçeklik alanını Disneyland örneği üzerinden açıklamaktadır. Amerika’nın devasa bir tematik park olduğunu gizlemek amacıyla inşa edildiği iddia edilen Disneyland, gerçeklik ilkesini yok ederek içerisinde barındırdığı birçok oyun makineleri ile bir fantasma üretme oyunudur. Bu gerçeklikten yoksun ve üretilmiş bir gerçeklik olarak sunulan fantasma oyunu, gerçek Amerika’nın minyatürleştirilmiş toplumsal bir mikrokozmosuna benziyor olması ve dinî bir ritüel gibi alınan kolektif keyiftir. Tema parkının dışında yalnız olan birey, parkın içinde kolektif bir eğlencenin parçası olarak görülmektedir. Eğlence araçlarıyla yeniden üretilen gerçeklik, iletişim teknolojilerinin gelişmesiyle farklı platformlarda gerçekliğini dönüştürmektedir. 2016 yılında HBO kanalında televizyon dizisi olarak yayınlanmaya başlayan Westworld, simülasyon sistemine yapay zeka anlatıları, bilinç ve insan varlığının doğasını sorguladığı tartışmaları katarak uzun zamandır ihmal edilen gerçeğin ne olduğu ve olabileceği noktasındaki tartışmalarda kışkırtıcı bir platform sunmaktadır. Westworld dizisinin eğlence odaklı tematik parkı, Fransız düşünür Baudrillard’ın hakikatin ve gerçekliğin kaybolduğu hipergerçeklik tartışmalarının içerisinde simülasyon olarak adlandırdığı sistemin güncel bir örneği olarak karşımıza çıkmaktadır. Dizinin merkezinde yer alan eğlence parkındaki şeylerin temsil edildiği imgeler gerçekliği yansıtan bir ayna değil, gerçekliğin yerini alıp onu hipergerçekliğe dönüştüren şeylerdir. Bu çalışmada, hipergerçeklik ve simülasyon kavramlarını temel alarak, gerçekliğin bağlamını ve hipergerçekliğin geçirdiği dönüşümü HBO yapımı Westworld dizisi merkeze alınarak ortaya koymak amaçlanmaktadır. Bu bağlamda, çalışmada Westworld dizisi, nitel yöntem olarak göstergebilimsel metin çözümlemesine tâbi tutulacaktır.
Akdeniz İletişim, 2018
Bu çalışmanın amacı, gazetecilik alanında lisans eğitimi alan geleceğin habercilerinin yeni m... more Bu çalışmanın amacı, gazetecilik alanında lisans eğitimi alan geleceğin habercilerinin yeni medya çağında medya profesyonelliği bağlamında özellikle dijitalleşme ile birlikte ortaya çıkan görünümleri nasıl anlamlandırdıklarını ve gelecekten beklentilerini ortaya koyabilmektir.
Akdeniz İletişim Dergisi, 2018
Öz Yeni medya çağında dijital ortamda üretimi ve paylaşımı hızlanan habercilik anlayışı gelenekse... more Öz Yeni medya çağında dijital ortamda üretimi ve paylaşımı hızlanan habercilik anlayışı geleneksel haber içeriği ve pratiklerinin de değişimini zorunlu kılmıştır. Habercilikte hep tartışılan gazetecilik için harcanan zaman üretilen haberin kalitesini etkiler mi sorusu düşünüldüğünde, hızın her şeyden önemli kılındığı, 7/24 haberciliğin tüm medya atmosferine hâkim olduğu bir çağda haber için biraz daha fazla zaman ayırmak, araştırma yapmak ve farklı görüş almak ne kadar anlamlı olabilir sorusu önemlidir. Bu sorunun yanıtını "slowjournalism" kavramı ile tartışmak bu çalışmanın ana konusudur. Çalışmada da bu bağlamda gazetecilikte yapay zekâyla haber yazımından veri gazeteciliğine, sosyal medyadaki içerik sağlayıcılarından yurttaş gazeteciliğine kadar uzanan tartışma platformunda "yavaş gazetecilik" kavramının nerede ve nasıl konumlandırılabileceği ve uygulanabilirliği ele alınacaktır. Susan Greenberg'in haber üretiminde harcanan zamanın daha kaliteli, daha iyi araştırılmış ve etik standartları ihlal etmeyen işlere olanak tanıdığını savunduğu 'yavaşlık' düşüncesinin, olayların çok hızlı, üstü kapalı, detaylandırılmadan, çok az sayıda kaynağa dayandırılarak yayıldığı günümüzde ne kadar uygulanabilir olduğutartışmalıdır. Ayrıca yavaş gazeteciliğin İnternet ortamındaki hızlı gazeteciliğe bir alternatif olup olamayacağı ve dijital habercilik ile sosyal medyanın kısa-öz anlatımına dayalı medya atmosferinde, edebi, uzun haber anlatılarının okunup okunmayacağı da diğer soru işaretleridir. Bu nedenle yapılacak çalışmada öncelikle 'yavaşlık' düşüncesinin kavramsal ve ideolojik artalanını ortaya koyarak bu habercilik bağlamında incelenecek daha sonra da geleneksel platformlarda ve İnternet ortamında habercilik yapan gazetecilerle görüşülerek uygulanabilirliği konusunda görüşler alınacaktır. Çalışmanın asıl amacı, Türkiye gibi doğrulanmayan bilgilerin her dakika farklı medya kanallarından kamusal alana yayıldığı bir ülkede habercilikte harcanan zamanı tartışmaya açmaktır.
Books by Nedim Serhat Bilecen
Dorlion, 2021
Teknoloji ve bilgi üretimi insanlık tarihi boyunca ayrılmaz iki olgu olagelmiştir. Bu süreçte tek... more Teknoloji ve bilgi üretimi insanlık tarihi boyunca ayrılmaz iki olgu olagelmiştir. Bu süreçte teknolojinin gelişiminden en çok etkilenen alanların başında şüphesizdir ki medya gelmektedir. Günümüzde ise teknoloji, geçen yüzyıllardan daha hızlı biçimde gelişmekte; dolayısıyla bilginin üretimi katlanarak arttırmaktadır.
Mevcut durumdan yeni bilgi üretmek bilim insanı olmanın gereklerinden biridir. Gelinen noktada medyanın bireysel ve/veya sektörel olarak gazetecilikte kullanılan çeşitli mantık/yaklaşım, teknoloji, teknik, araç ve yöntem gibi unsurlarının güncel durumlarının belirlenmesi kaçınılmaz bir zorunluluktur. Bu nedenle, Güncel Haber Sosyolojisi Çerçevesinde Gazetecilikte Yeni Yönelimler başlıklı bu kitap derlemesinde gerek geleneksel gerekse yeni medyanın farklı/yeni yönelimlerinin neler olduğunu alanın uzmanları -genel olarak iletişim çalışmaları özelde gazetecilik konularında çalışan akademisyenler ve medya profesyoneller- aracılığıyla irdelenmekte; böylece güncel haber sosyolojisi çalışmaları alanına nitelikli bir katkı yapılması hedeflenmektedir.
Conference Presentations by Nedim Serhat Bilecen
9th International Communication Days Communication Studies in the Digital Age Symposium, 2022
Sözlü kültürün en önemli yapı taşlarından birisi olan hikâye anlatıcılığı kavramı, yaşanan teknol... more Sözlü kültürün en önemli yapı taşlarından birisi olan hikâye anlatıcılığı kavramı, yaşanan teknolojik gelişmeler ile birlikte oldukça farklı boyutlara taşınmıştır. Günümüzün dijital dünyasında hikâyeler artık sanal ortamlara aktarılmakta ve farklı teknolojik araçlar vasıtasıyla yeniden üretilmektedir. Bu durum hikâye kavramı kadar anlatan/dinleyen ilişkisi ve anlatım dilinde de köklü değişimler ortaya çıkarmıştır. İletişim teknolojilerinin gelişmesi ve sosyal medyanın ortaya çıkmasıyla birlikte hikâye anlatımlarının aktarımında değişiklikler yaşanmıştır. Özellikle Instagram platformunun hikâyeleri günlük yapıya dönüştürmesi, anlatıların görünürlüğünü artırmıştır. Diğer yandan günlük ve sınırlı anlatım biçimiyle Instagram, hikâye anlatımında tarihi olayların aktarımı tartışmasını da beraberinde getirmektedir. Bu tartışmayı odak noktasına alan çalışmanın amacı, sosyal medyayla birlikte hikâye anlatıcılığının değişen doğasını incelemektir. Aynı zamanda dijital hikâye anlatıcılığı unsurları temel alınarak Instagram hikâye anlatıcılarının tarihi hikâyelerini analiz etmek ve sosyal medyanın dijital hikâye anlatımı özelinde tarihsel olayların aktarımını tartışmaktır. Hem hikâye anlatıcılığı hem de dijital hikâye anlatıcılığı kuramsal zemininden beslenen bu çalışmada, nitel araştırma yöntemi kullanılarak içerik analizi tekniğiyle çözümleme yapılmıştır. Çalışmanın örneklemini 2.Dünya Savaşı sırasında yaşanan Holokost’un belli bir dönemini ve 25-26 Şubat 1992 tarihinde yaşanan Hocalı Katliamı’nı Instagram hikâyeleri olarak sinemasal biçimde paylaşan “Eva.stories” ve “Sevinj.stories” isimli hikâye yaratıcıları oluşturmaktadır. Çalışmanın sonunda dijital hikâye anlatıcılığında üretilen metnin daha fazla kişiye ulaştığı; anlatan/dinleyen ilişkisinin anlatan/izleyen ilişkisine dönüştüğü; hikâyenin dijitalleşmesiyle birlikte anlatının zamansal ve araçsal dönüşüme uğradığı; sosyal medyanın yalnızca günlük hayatı değil tarihsel olayların anlatımını da dönüştürdüğü; bunu yaparken hikâyenin temel formunun korunduğu bulgularına ulaşılmıştır.
Anahtar Kelimeler: hikâye anlatıcılığı, dijital hikâye anlatıcılığı, toplumsal bellek.
Uploads
Papers by Nedim Serhat Bilecen
leştirilen anket yöntemiyle yürütülmüştür. Anket, katılımcıların demografik özellikleri, bilgi kaynakları tercihleri ve üniversiteye dair algılarını belirlemek amacıyla tasarlanmıştır. Toplamda 670 katılımcı ile gerçekleştirilen anket
verileri, SPSS istatistik programı kullanılarak analiz edilmiştir.
Elde edilen bulgular, katılımcıların üniversite ile ilgili haberlere erişimlerinde dijital medyanın belirleyici bir rol oynadığını ortaya koymaktadır. Özellikle 20-24 yaş aralığındaki bireylerin, üniversite ile ilgili haberlere erişim oranı
yüzde 50 seviyesinde iken, 40 yaş ve üzeri bireylerde bu oran belirgin bir şekilde düşmektedir. Ayrıca, cinsiyet ve yaş grupları arasında anlamlı farklılıklar gözlemlenmiş; erkek katılımcıların dijital medya üzerinden üniversite ile ilgili haberlere erişim oranı kadınlara göre daha yüksek bulunmuştur. Bu bulgular, Giresun Üniversitesi’nin halkla iletişim stratejilerinin yeniden gözden geçirilmesi ve özellikle genç
bireylerin dijital medya aracılığıyla bilgilendirilmesinin önemini vurgulamaktadır. Araştırma, bilim iletişiminin toplumsal etkilerini anlamak ve üniversitenin bu bağlamdaki rolünü belirlemek açısından önemli bir katkı sun-
maktadır. Sonuç olarak, etkili bilim iletişiminin, toplumun bilinçli karar alma süreçlerine katkıda bulunma potansiyeli üzerinde durulmaktadır.
Söylem olarak milliyetçilik, toplumsal pratikler içinde kendine ait bir yer bulmakta ve kültürel metinler aracılığıyla sosyal alana taşınmaktadır. Milliyetçi ideoloji ise genellikle militarist söylemler etrafında biçimlenmektedir. Günümüzde önemli bir ifade aktarım aracı olan medya, aynı zamanda ideolojik bir aygıt olma niteliğindedir. Dolayısıyla medya, militarist söylemin üretilmesinde, aktarılmasında ve bu sayede toplumsal rollerin inşa edilmesinde önemli bir yerde konumlanmaktadır. Bu toplumsal roller genellikle cinsiyet bağlamında kadınlık temsili üzerinden inşa edilmekte; ancak son zamanlarda erkeklik üzerine de çalışmalar yapılmaktadır. Yapılan çalışmada Türkiye'deki erkekliğin militarist söylemle yeniden üretildiği ve militarize edilmiş erkekliği inşa ettiği varsayımından yola çıkarak "Söz" dizisi söylem analiziyle incelenmiş ve bahsi geçen askeri dizide milliyetçi söylemle erkekliklerin militarize edilmiş olduğu ortaya konmuştur. Ayrıca bu dizide militarizmin dramatik bir gösteri gibi sunulduğu, bu gösterinin yapısının erkek egemen ve otoriteryan olduğu, militarist bir mantıkla bu mekanizmanın ötekileştirme ve bastırma üzerine kurulu olduğu saptanmıştır.
Bu temelin üzerine inşa ettiği kuramın terminolojisi, günümüz medya araçlarının ürettiği içeriklerin analizinin yapılmasını ve bu medya araçlarının ürettiği gerçekliğin doğasının yeniden sorgulanmasını sağlamaktadır. Medya gerçeğini hipergerçeğe dönüştüren bir genetik koda benzeten Jean Baudrillard simülasyon kuramında hipergerçeklik alanını Disneyland örneği üzerinden açıklamaktadır. Amerika’nın devasa bir tematik park olduğunu gizlemek amacıyla inşa edildiği iddia edilen Disneyland, gerçeklik ilkesini yok ederek içerisinde barındırdığı birçok oyun makineleri ile bir fantasma üretme oyunudur. Bu gerçeklikten yoksun ve üretilmiş bir gerçeklik olarak sunulan fantasma oyunu, gerçek Amerika’nın minyatürleştirilmiş toplumsal bir mikrokozmosuna benziyor olması ve dinî bir ritüel gibi alınan kolektif keyiftir. Tema parkının dışında yalnız olan birey, parkın içinde kolektif bir eğlencenin parçası olarak görülmektedir. Eğlence araçlarıyla yeniden üretilen gerçeklik, iletişim teknolojilerinin gelişmesiyle farklı platformlarda gerçekliğini dönüştürmektedir. 2016 yılında HBO kanalında televizyon dizisi olarak yayınlanmaya başlayan Westworld, simülasyon sistemine yapay zeka anlatıları, bilinç ve insan varlığının doğasını sorguladığı tartışmaları katarak uzun zamandır ihmal edilen gerçeğin ne olduğu ve olabileceği noktasındaki tartışmalarda kışkırtıcı bir platform sunmaktadır. Westworld dizisinin eğlence odaklı tematik parkı, Fransız düşünür Baudrillard’ın hakikatin ve gerçekliğin kaybolduğu hipergerçeklik tartışmalarının içerisinde simülasyon olarak adlandırdığı sistemin güncel bir örneği olarak karşımıza çıkmaktadır. Dizinin merkezinde yer alan eğlence parkındaki şeylerin temsil edildiği imgeler gerçekliği yansıtan bir ayna değil, gerçekliğin yerini alıp onu hipergerçekliğe dönüştüren şeylerdir. Bu çalışmada, hipergerçeklik ve simülasyon kavramlarını temel alarak, gerçekliğin bağlamını ve hipergerçekliğin geçirdiği dönüşümü HBO yapımı Westworld dizisi merkeze alınarak ortaya koymak amaçlanmaktadır. Bu bağlamda, çalışmada Westworld dizisi, nitel yöntem olarak göstergebilimsel metin çözümlemesine tâbi tutulacaktır.
Books by Nedim Serhat Bilecen
Mevcut durumdan yeni bilgi üretmek bilim insanı olmanın gereklerinden biridir. Gelinen noktada medyanın bireysel ve/veya sektörel olarak gazetecilikte kullanılan çeşitli mantık/yaklaşım, teknoloji, teknik, araç ve yöntem gibi unsurlarının güncel durumlarının belirlenmesi kaçınılmaz bir zorunluluktur. Bu nedenle, Güncel Haber Sosyolojisi Çerçevesinde Gazetecilikte Yeni Yönelimler başlıklı bu kitap derlemesinde gerek geleneksel gerekse yeni medyanın farklı/yeni yönelimlerinin neler olduğunu alanın uzmanları -genel olarak iletişim çalışmaları özelde gazetecilik konularında çalışan akademisyenler ve medya profesyoneller- aracılığıyla irdelenmekte; böylece güncel haber sosyolojisi çalışmaları alanına nitelikli bir katkı yapılması hedeflenmektedir.
Conference Presentations by Nedim Serhat Bilecen
Anahtar Kelimeler: hikâye anlatıcılığı, dijital hikâye anlatıcılığı, toplumsal bellek.
leştirilen anket yöntemiyle yürütülmüştür. Anket, katılımcıların demografik özellikleri, bilgi kaynakları tercihleri ve üniversiteye dair algılarını belirlemek amacıyla tasarlanmıştır. Toplamda 670 katılımcı ile gerçekleştirilen anket
verileri, SPSS istatistik programı kullanılarak analiz edilmiştir.
Elde edilen bulgular, katılımcıların üniversite ile ilgili haberlere erişimlerinde dijital medyanın belirleyici bir rol oynadığını ortaya koymaktadır. Özellikle 20-24 yaş aralığındaki bireylerin, üniversite ile ilgili haberlere erişim oranı
yüzde 50 seviyesinde iken, 40 yaş ve üzeri bireylerde bu oran belirgin bir şekilde düşmektedir. Ayrıca, cinsiyet ve yaş grupları arasında anlamlı farklılıklar gözlemlenmiş; erkek katılımcıların dijital medya üzerinden üniversite ile ilgili haberlere erişim oranı kadınlara göre daha yüksek bulunmuştur. Bu bulgular, Giresun Üniversitesi’nin halkla iletişim stratejilerinin yeniden gözden geçirilmesi ve özellikle genç
bireylerin dijital medya aracılığıyla bilgilendirilmesinin önemini vurgulamaktadır. Araştırma, bilim iletişiminin toplumsal etkilerini anlamak ve üniversitenin bu bağlamdaki rolünü belirlemek açısından önemli bir katkı sun-
maktadır. Sonuç olarak, etkili bilim iletişiminin, toplumun bilinçli karar alma süreçlerine katkıda bulunma potansiyeli üzerinde durulmaktadır.
Söylem olarak milliyetçilik, toplumsal pratikler içinde kendine ait bir yer bulmakta ve kültürel metinler aracılığıyla sosyal alana taşınmaktadır. Milliyetçi ideoloji ise genellikle militarist söylemler etrafında biçimlenmektedir. Günümüzde önemli bir ifade aktarım aracı olan medya, aynı zamanda ideolojik bir aygıt olma niteliğindedir. Dolayısıyla medya, militarist söylemin üretilmesinde, aktarılmasında ve bu sayede toplumsal rollerin inşa edilmesinde önemli bir yerde konumlanmaktadır. Bu toplumsal roller genellikle cinsiyet bağlamında kadınlık temsili üzerinden inşa edilmekte; ancak son zamanlarda erkeklik üzerine de çalışmalar yapılmaktadır. Yapılan çalışmada Türkiye'deki erkekliğin militarist söylemle yeniden üretildiği ve militarize edilmiş erkekliği inşa ettiği varsayımından yola çıkarak "Söz" dizisi söylem analiziyle incelenmiş ve bahsi geçen askeri dizide milliyetçi söylemle erkekliklerin militarize edilmiş olduğu ortaya konmuştur. Ayrıca bu dizide militarizmin dramatik bir gösteri gibi sunulduğu, bu gösterinin yapısının erkek egemen ve otoriteryan olduğu, militarist bir mantıkla bu mekanizmanın ötekileştirme ve bastırma üzerine kurulu olduğu saptanmıştır.
Bu temelin üzerine inşa ettiği kuramın terminolojisi, günümüz medya araçlarının ürettiği içeriklerin analizinin yapılmasını ve bu medya araçlarının ürettiği gerçekliğin doğasının yeniden sorgulanmasını sağlamaktadır. Medya gerçeğini hipergerçeğe dönüştüren bir genetik koda benzeten Jean Baudrillard simülasyon kuramında hipergerçeklik alanını Disneyland örneği üzerinden açıklamaktadır. Amerika’nın devasa bir tematik park olduğunu gizlemek amacıyla inşa edildiği iddia edilen Disneyland, gerçeklik ilkesini yok ederek içerisinde barındırdığı birçok oyun makineleri ile bir fantasma üretme oyunudur. Bu gerçeklikten yoksun ve üretilmiş bir gerçeklik olarak sunulan fantasma oyunu, gerçek Amerika’nın minyatürleştirilmiş toplumsal bir mikrokozmosuna benziyor olması ve dinî bir ritüel gibi alınan kolektif keyiftir. Tema parkının dışında yalnız olan birey, parkın içinde kolektif bir eğlencenin parçası olarak görülmektedir. Eğlence araçlarıyla yeniden üretilen gerçeklik, iletişim teknolojilerinin gelişmesiyle farklı platformlarda gerçekliğini dönüştürmektedir. 2016 yılında HBO kanalında televizyon dizisi olarak yayınlanmaya başlayan Westworld, simülasyon sistemine yapay zeka anlatıları, bilinç ve insan varlığının doğasını sorguladığı tartışmaları katarak uzun zamandır ihmal edilen gerçeğin ne olduğu ve olabileceği noktasındaki tartışmalarda kışkırtıcı bir platform sunmaktadır. Westworld dizisinin eğlence odaklı tematik parkı, Fransız düşünür Baudrillard’ın hakikatin ve gerçekliğin kaybolduğu hipergerçeklik tartışmalarının içerisinde simülasyon olarak adlandırdığı sistemin güncel bir örneği olarak karşımıza çıkmaktadır. Dizinin merkezinde yer alan eğlence parkındaki şeylerin temsil edildiği imgeler gerçekliği yansıtan bir ayna değil, gerçekliğin yerini alıp onu hipergerçekliğe dönüştüren şeylerdir. Bu çalışmada, hipergerçeklik ve simülasyon kavramlarını temel alarak, gerçekliğin bağlamını ve hipergerçekliğin geçirdiği dönüşümü HBO yapımı Westworld dizisi merkeze alınarak ortaya koymak amaçlanmaktadır. Bu bağlamda, çalışmada Westworld dizisi, nitel yöntem olarak göstergebilimsel metin çözümlemesine tâbi tutulacaktır.
Mevcut durumdan yeni bilgi üretmek bilim insanı olmanın gereklerinden biridir. Gelinen noktada medyanın bireysel ve/veya sektörel olarak gazetecilikte kullanılan çeşitli mantık/yaklaşım, teknoloji, teknik, araç ve yöntem gibi unsurlarının güncel durumlarının belirlenmesi kaçınılmaz bir zorunluluktur. Bu nedenle, Güncel Haber Sosyolojisi Çerçevesinde Gazetecilikte Yeni Yönelimler başlıklı bu kitap derlemesinde gerek geleneksel gerekse yeni medyanın farklı/yeni yönelimlerinin neler olduğunu alanın uzmanları -genel olarak iletişim çalışmaları özelde gazetecilik konularında çalışan akademisyenler ve medya profesyoneller- aracılığıyla irdelenmekte; böylece güncel haber sosyolojisi çalışmaları alanına nitelikli bir katkı yapılması hedeflenmektedir.
Anahtar Kelimeler: hikâye anlatıcılığı, dijital hikâye anlatıcılığı, toplumsal bellek.