Büyükşehir Yönetimi ve İl Yönetiminin Yeni Yüzü, 2016
Siyasal iktidarın bir takım politika belgelerinde ölçek ekonomisine dayalı
reformların devam etti... more Siyasal iktidarın bir takım politika belgelerinde ölçek ekonomisine dayalı reformların devam ettirileceğine yönelik söylemleri 6360 sayılı kanun ile somutlaşmıştır. Ölçek büyümesi sonrası mücavir alanları il sınırlarına örtüşen büyükşehir belediyelerinin ilçe belediyelerinin toprakları üzerinden yatırımcı arayışına girdiği görülmektedir. Yerel dinamiklerin rekabete dayalı olarak harekete geçirilmesi ve yabancı sermayenin ülke ekonomisini canlandırması amacıyla ölçek büyütme hedefine yönelik yasal düzenlemelerin yapıldığı varsayımından hareketle çalışmada bölgeselleşme anlayışı doğrultusunda yerelde ölçek büyütmeye dayalı bir politika izlendiği iddia edilmektedir.
TÜRKİYE'DE TOPLUM, YERLEŞİM VE YÖNETİM TARTIŞMALARI, 2018
Bu çalışmada Türkiye’de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçilmesi ile birlikte kamu yönetimin... more Bu çalışmada Türkiye’de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçilmesi ile birlikte kamu yönetiminde meydana gelen dönüşüm ele alınırken özellikle bakanlıklar üzerine odaklanılmaktadır. Bakanlıklar kamu politikalarının belirlenmesi ve uygulanması açsından önem taşımaktadır. Ancak yeni sistem ile oluşturulan Cumhurbaşkanlığına bağlı politika kurulları karar verici olurken bakanlıklar ise uygulayıcı birimler haline gelecektir. Böyle olsa bile bakanlıkların yapısında ve görevlerinde meydana gelen dönüşümü analiz etmek önemli görülmektedir. 1 nolu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile 26 bakanlıktan kimisi kapatılmış kimisi ise birleştirilmiş ve sayı 16’ya düşmüştür. Örneğin Avrupa Birliği Bakanlığı başkanlık haline getirilerek Dış İşleri Bakanlığının bağlı kuruluşu haline getirilmiştir. Bu durum 2008 yılından itibaren gerileyen Türkiye Avrupa Birliği ilişkilerinin yeni dönemdeki seyrini göstermesi bakımından önemli görülmektedir. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçilmesi ile gerek bakanlıkların sayısının azaltılması gerekse birleştirilen bakanlıklarda iş yükünün artması ile bakan yardımcısı sayısı da artırılmış müsteşarlıklar ise aynı mantık çerçevesinde kaldırılmıştır. Bakan yardımcılarının sayısının birden fazla olması ile birlikte bu kademenin bürokrat kökenli insanlara açılmaya başladığı görülmektedir. Örneğin Bakanlıkların birleştirilmesi ile daha önce kendi bakanlıklarında müsteşar veya müsteşar yardımcısı görevinde bulunanlar bakanlıkların birleştirilmesi ile bakan yardımcısı olmuşlardır. Bu duruma en iyi örnek ise Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’dır. Söz konusu Bakanlık Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının birleştirilmesiyle kurulmuştur. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı müsteşarı ve Aile ve Sosyal Politikaları Bakanlığı müsteşar yardımcısı yeni kurulan bakanlıkta bakan yardımcısı olmuştur. Çalışma ile bakanlıkların daha önceki yapıları ele alınarak hangi gerekçeler üzerinden dönüşüme uğradığı analiz edilecektir.
Türkiye’de şeker politikalarının örgütsel ayağı Şeker Kurumu iken yönetsel ayak olarak ise Şeker ... more Türkiye’de şeker politikalarının örgütsel ayağı Şeker Kurumu iken yönetsel ayak olarak ise Şeker Kurulu önemli görülmekteydi. Üst kurul olarak nitelendirilen ve özerk bir yapıda, kamu tüzel kişiliğine sahip olan Şeker Kurulu kapatılmış; sektör temsilcilerinin karar verme süreçlerine katılımı da son bulmuştur. 2018 yılında ise kamuya ait şeker fabrikaları özelleştirilmiştir. Nihayetinde kurulun görevlerini Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile Tarım ve Orman Bakanlığı bünyesinde kurulan Şeker Dairesi Başkanlığı yürütmektedir. Bu durum ise şekerin/şeker pancarının tarımsal bir ürün olarak değerlendirilmesine neden olmuştur. Oluşturulan politikalar aslında Cumhurbaşkanlığına bağlı olan politika kurulları tarafından yürütülecek, bakanlıklar ise uygulayıcı birimler olacaktır. Bu çerçevede şeker politikalarının belirlenmesine yönelik aktörlerin karar verme süreçlerinde yer almayışı politikaların nasıl oluşturulacağı sorusunu önemli hale getirmektedir. Politika kurullarının şeker politikalarını neye ve kime göre planlayacağı ise bu süreçte karar vericilerin kim olduğu sorusunun sorulmasını gerektirmektedir. Şeker ise hem sanayi hem de tarımsal öneme sahip stratejik bir ürün olma özelliğini korumaktadır. Bu çalışma ile Türkiye’de şeker pancarından üretilen şeker, yönetsel ve siyasal açıdan değerlendirilmektedir. Siyasal ayak, karar verme sürecinin nasıl şekillendiğini anlamaya yönelik iken yönetsel ayak, daha çok politikaların uygulanması ve sonuçları üzerinden ele alınmıştır. Çalışma ile şeker politikalarına ilişkin sorun alanları tespit edilerek birtakım çözüm önerileri getirilmektedir.
Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın 2003 yılında ilan edilmesi ile alanda yapılan çalışmalar bu
döneme ... more Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın 2003 yılında ilan edilmesi ile alanda yapılan çalışmalar bu döneme odaklanmakta; geçmiş politikalar yalnıza dönemsel olarak ele alınmaktadır. Bu durum alan yazın açısından bir eksiklik olarak görülmekte ve kapsamlı bir çalışma ile Türkiye’de sağlık hizmetlerinin tarihsel gelişimine yönelik bir analizin yapılmasını gerektirmektedir. Çalışmada Türkiye’de sağlık hizmetlerinin gelişimine yer verilerek tarihsel süreç çerçevesinde sağlık hizmetlerinin dönüşümü anlaşılmaya çalışılacaktır. Türkiye’de sağlık hizmetlerinin gelişiminden sonra Türkiye’de sağlık hakkı ve sağlık hizmeti kavramlarının nasıl işlediği ele alınarak sağlık yatırımlarının gelişimine yer verilecektir. Bu doğrultuda çalışmada sağlıkta dönüşüm öncesi ve sonrasını daha iyi anlayabilmek adına birtakım politika metinleri ele alınmıştır. Çalışma ile Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan itibaren devletin yapısal ve işlevsel dönüşümüne neden olan reformların sağlık hizmetlerini nasıl dönüştürdüğü ele alınmaktadır.
Although the United Nations was established with the aim of helping and cooperating international... more Although the United Nations was established with the aim of helping and cooperating internationally, it completed the necessary organization in the field of health with WHO which has become an expert body. WHO has developed international health policies; activities on basic health services such as mother-child health, vaccination programs, and environmental health. However, in time, the organization has changed its function by cooperating with other actors. The largest financial provider of the organization within the member state is the United States. Countries that provide the most financial support increase their political control over WHO and directs WHO in line with their own interests. In addition to the pressures of multinational corporations, there are direct sanctions on the WHO. For example, the United States has been directing UN policies as a permanent member of the UN Security Council; it also intervenes in specialization organizations and policies. The Assembly, which is the policymaker of the WHO and which is composed of the Ministers of Health of the member states, has the right to be disarmed by the permanent members of the UN. The United States, a permanent member of the UN, intervenes in the application to the UN and specialized agencies; otherwise, the sanctions on cutting the financial support to the UN. The study will focus on the role of the UN in health policies and recommendations on how to increase the function of WHO.
Kamu yönetiminin bir disiplin olarak gelişmesi sancılı bir şekilde gerçekleşmiştir. Tartışmalara ... more Kamu yönetiminin bir disiplin olarak gelişmesi sancılı bir şekilde gerçekleşmiştir. Tartışmalara varan boyutuyla siyaset-yönetim ayrımı kabullenilmemiş; yönetimin teknik boyuta indirgenmesi anlayışı ise eleştirilmiştir. Yönetim bilimleri Kıta Avrupası ’nda bilim mi sanat mı tartışmaları içinde idare hukuku ile baskılanmış; ABD’de ise pragmatizm doğrultusunda değerlendirilmiştir. Avrupa’dan devşirilen disiplin, ABD pragmatizminin etkisiyle örgütlerde uygulama alanı bulmuş; yönetim bilimleri işletme alanı ile yoğrulmuştur. Bu bağlamda çalışmada disiplinin gelişim süreci içinde geçirdiği değişiklikler ele alınmaktadır. Çalışmanın amacı ise siyaset-yönetim ayrımının tarihsel dinamiklerini disiplinin gelişimi açısından değerlendirmektir. Kamu yönetiminin bir disiplin olarak gelişmesi sancılı bir şekilde gerçekleşmiştir. Tartışmalara varan boyutuyla siyaset-yönetim ayrımı kabullenilmemiş; yönetimin teknik boyuta indirgenmesi anlayışı ise eleştirilmiştir.
ÖZ Kamu yönetimi, 2002 yılından itibaren büyük bir reform sürecinden geçmektedir. Reform ise Kanu... more ÖZ Kamu yönetimi, 2002 yılından itibaren büyük bir reform sürecinden geçmektedir. Reform ise Kanun Hükmünde Kararnameler ve torba kanunlar ile süreklilik gösterirken; aynı zamanda takip edilmesi güç değişiklikleri içermektedir. Örneğin 2002 yılında çıkarılan 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu otuz iki kez değişmiştir. Söz konusu değişiklikler detaylı bir şekilde incelendiğinde kamu yönetiminin nasıl yönetildiğine dair ipuçlarını yansıtmaktadır. Merkezileşmeyi giderek artıran ve yasama organını dahi sürece dâhil etmeyen reform hareketinin en belirgin özelliği ise güç yoğunlaşmasının artmasıdır. Reformun uzun vadeli etkilerinin görülmesi ve şahsilikten arındırılması için kanun yapım tekniğinin değiştirilmesi gerekmektedir. Abstract Public administration has been reformed since 2002. This reforms, builded with decree law and bag law includes many changes that are hard to follow. For example, the public procurement law (law no. 4734) has been amended for 32 times till 2002. Analysing those amendments give us clues to perceive the understanding behind public administration. Deepening the centralisation and even excluding the legislative body from the process, this reform action seems to increase the power incrassation. To observe the long term effects of reform and to exclude it from subjectivity, the techique of legislation has to be changed.
ÖZ Çalışma Türkiye'de uygulanan sağlık reformları çerçevesinde kurulan sağlık bilgi sistemleri üz... more ÖZ Çalışma Türkiye'de uygulanan sağlık reformları çerçevesinde kurulan sağlık bilgi sistemleri üzerine odaklanmaktadır. Çalışmanın amacı sağlık bilgi sistemlerinin karar süreçlerine dolayısıyla sağlık hizmet ve yatırımlarına ne gibi etkilerde bulunduğunun saptanmasıdır. Bu çerçevede dijital çağda kamu hizmet alanlarından biri olan sağlık hizmetlerinin reforma uğraması ne anlama gelmektedir? Söz konusu reform sağlık hizmetlerinin gelişimine nasıl bir etkide bulunmaktadır? Sağlık hizmetlerinde reform olgusunun dijitalleşme açısından önemi nedir soruları çalışmanın gidişatına yön vermektedir. Bu doğrultuda çalışmada alana iki farklı bakış açısı ile yaklaşılmaktadır. Bunlardan ilki sağlıkta yaşanan dijitalleşmenin karar destek süreçleri açısından önemi iken; ikinci ise sağlıkta yaşanan dijitalleşmenin özel sektör yatırımları üzerinden belirleyici bir etkisi olup olmadığıdır. Bu doğrultuda sağlık bilgi sistemleri çerçevesinde elde edilen birtakım veriler analiz edilmiştir. ABSTRACT The study focuses on health information systems established within the framework of health reforms implemented in Turkey. The purpose of the study is to determine the effects of the health information systems on the decision processes and therefore the health services and investments. What does this framework mean for the rehabilitation of health services, one of the public service areas in the digital age? How is reform effective in the development of health care services? The question of what is important in terms of digitization of the reform of health care services leads to the direction of the study. In this direction, the field is approached with two different perspectives. While these are important in terms of decision support processes, the second is whether health-care digitalization is a decisive influence on private sector investments. In this respect, some data obtained within the framework of health information systems have been analyzed.
Rhetoric of political power for ongoing reforms based on economies of scale in the number of poli... more Rhetoric of political power for ongoing reforms based on economies of scale in the number of policy documents are embodied by Act No. 6360. After growing scale, it is observed that metropolitan municipalities which adjacent areas overlapped with province borders have begun to look for investors through the territory of the county municipalities. In this study, it is claimed that a policy is followed based on a growing scale on local through the new regionalism approach starting from the assumption which has done legal arrangements for growing scale target in order to mobilize competitive local dynamics and renewing the national economy through foreign capital.
Öz: Kamu personel yönetimi (KPY) alanı son yıllarda neoliberal politikaların etkisiyle ortaya çık... more Öz: Kamu personel yönetimi (KPY) alanı son yıllarda neoliberal politikaların etkisiyle ortaya çıkan konu ve kavramlar ile reforma uğramış ve insan kaynakları yönetimi ile birlikte anılmaya başlamıştır. Bu çalışmanın amacı ise KPY reformunu TODAİE'nin yayın organlarından birisi olan Amme İdaresi Dergisi üzerinden analiz etmektir. TODAİE faaliyetleriyle kamu yönetimine yön verici olduğu iddiasını taşımaktadır. Buradan hareketle çalışmanın temel sorunu; Kamu Personel Yönetimi'ne konu olan düzenlemelerin Amme İdaresi Dergisi aracılığıyla Türkiye'nin personel reformu pratiklerini oluşturup oluşturmadığıdır. Çalışma ile-1980 öncesi ve sonrası-Kamu Personel Yönetimi alanındaki gelişmeler incelenerek idari reformlardan yapısal reformlara geçiş süreci dergi üzerinden analiz edilecektir. Abstract: Public personnel administration (PPA) has been reformed through the issues and concepts derived from neoliberal policies and mentioned together with human resources management. This study aims to analyze the PPA reform through the Public Administration Journal which is a publication of TODAIE. TODAIE claims to steer public administration with its actions. From this point, the main problem of this study is whether the regulations about public administration compose the personnel reform practices of Turkey via Public Administration Journal. Moreover, the progress on the field of public personnel management –before and after 1980-will be analyzed and the transition from administrative reforms to structural ones will be discussed through the publication.
Özet Şeker politikaları Türkiye'nin kuruluşundan günümüze kadar birçok yasal düzenlemeye konu olm... more Özet Şeker politikaları Türkiye'nin kuruluşundan günümüze kadar birçok yasal düzenlemeye konu olmuş ve bu politikalar başta Şeker Kurulu ve şeker fabrikaları ve olmak üzere bir takım örgütler üzerinden yürütülmüştür. Şeker önemli bir endüstri kaynağı olmasının yanı sıra uzun yıllar politik bir araç olarak kullanılmıştır. Türkiye, pancar şekeri üretiminde dünya sıralamasında dördüncü Avrupa'da ise üçüncü sırada yer alarak önemli bir aktör konumundadır. Türkiye'nin tarımsal alanda rekabet edebileceği tek ürün şeker pancarı olarak görülmektedir. Şeker pancarı tarımı aynı zamanda yarattığı katma değer ve istihdam ile Türkiye'nin bölgeler arası gelişmişlik farklarının azalmasına katkı sunmaktadır. Uluslararası bir politika alanı olarak şekerde yaşanan gelişmeler şeker örgütlerinin ekim alanlarında kota, pancar dışı şeker ithali gibi uygulamalar Türkiye'yi doğrudan etkilemektedir. 2013 yılında Şeker Kanunu tasarısı ile gündeme giren tartışmalar tasarının rafa kaldırılmasıyla dinse de uluslararası şeker aktörlerinin şekerin geleceğine yönelik planlarını göstermesi açısından önemli görülmektedir.
Bu çalışmada, Türkiye’nin kuruluşundan bu yana planlamanın uygulama dönemleri ele alınarak planla... more Bu çalışmada, Türkiye’nin kuruluşundan bu yana planlamanın uygulama dönemleri ele alınarak planlama anlayışının değişim süreci analiz edilmektedir. Planlı dönem olarak ifade edilen yıllarda Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) öncülüğünde planlar hazırlanmıştır. 2011 yılında Kalkınma Bakanlığı kurularak DPT’ye son verilmiştir. Bu çalışmada Kalkınma Bakanlığı’nın hangi gerekçelerle kurulduğu ele alınmış ve politika değişimine bağlı olarak Avrupa Birliği’nin etkisinde gelişen planlama anlayışı ortaya konmuştur.
From Effidency Discussions to Democracy in Public Administration A Theoretical Analysis
This study will illustrate pursuits in the transition from the traditionally
expressed public adm... more This study will illustrate pursuits in the transition from the traditionally expressed public administration to the newly developed public administration. As a matter of fact, bureaucratic managerial principles, which left their mark on the 20th century, such as division of labor, expertise, hierarchy and closeness were replaced by new public management (NPM) by the last quarter of the 20th century. With the effects of neoliberalism, critiques of the traditional forced both the bureaucratic principles and administrative mechanism to transform. A prominent feature of this approach is its commitment to the adoption of the management techniques of business by state and the thesis that public administration should act in the same way as private sector (Avaner, 2018: 1 and 17). Osborne and Gaebler’s article Reinventing Government (1993) conceptualized the framework of this approach. The New Right stream readily embraced the idea that the state should no longer row but stay at the helm, as well as the transformation that occurred in the state apparatus as a result of the dynamics of market forces. While the approach that the state should no longer act in the market as a producer became a dominant paradigm worldwide, the transformation of the state took place in two important dimensions: structurally and functionally.
Büyükşehir Yönetimi ve İl Yönetiminin Yeni Yüzü, 2016
Siyasal iktidarın bir takım politika belgelerinde ölçek ekonomisine dayalı
reformların devam etti... more Siyasal iktidarın bir takım politika belgelerinde ölçek ekonomisine dayalı reformların devam ettirileceğine yönelik söylemleri 6360 sayılı kanun ile somutlaşmıştır. Ölçek büyümesi sonrası mücavir alanları il sınırlarına örtüşen büyükşehir belediyelerinin ilçe belediyelerinin toprakları üzerinden yatırımcı arayışına girdiği görülmektedir. Yerel dinamiklerin rekabete dayalı olarak harekete geçirilmesi ve yabancı sermayenin ülke ekonomisini canlandırması amacıyla ölçek büyütme hedefine yönelik yasal düzenlemelerin yapıldığı varsayımından hareketle çalışmada bölgeselleşme anlayışı doğrultusunda yerelde ölçek büyütmeye dayalı bir politika izlendiği iddia edilmektedir.
TÜRKİYE'DE TOPLUM, YERLEŞİM VE YÖNETİM TARTIŞMALARI, 2018
Bu çalışmada Türkiye’de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçilmesi ile birlikte kamu yönetimin... more Bu çalışmada Türkiye’de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçilmesi ile birlikte kamu yönetiminde meydana gelen dönüşüm ele alınırken özellikle bakanlıklar üzerine odaklanılmaktadır. Bakanlıklar kamu politikalarının belirlenmesi ve uygulanması açsından önem taşımaktadır. Ancak yeni sistem ile oluşturulan Cumhurbaşkanlığına bağlı politika kurulları karar verici olurken bakanlıklar ise uygulayıcı birimler haline gelecektir. Böyle olsa bile bakanlıkların yapısında ve görevlerinde meydana gelen dönüşümü analiz etmek önemli görülmektedir. 1 nolu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile 26 bakanlıktan kimisi kapatılmış kimisi ise birleştirilmiş ve sayı 16’ya düşmüştür. Örneğin Avrupa Birliği Bakanlığı başkanlık haline getirilerek Dış İşleri Bakanlığının bağlı kuruluşu haline getirilmiştir. Bu durum 2008 yılından itibaren gerileyen Türkiye Avrupa Birliği ilişkilerinin yeni dönemdeki seyrini göstermesi bakımından önemli görülmektedir. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçilmesi ile gerek bakanlıkların sayısının azaltılması gerekse birleştirilen bakanlıklarda iş yükünün artması ile bakan yardımcısı sayısı da artırılmış müsteşarlıklar ise aynı mantık çerçevesinde kaldırılmıştır. Bakan yardımcılarının sayısının birden fazla olması ile birlikte bu kademenin bürokrat kökenli insanlara açılmaya başladığı görülmektedir. Örneğin Bakanlıkların birleştirilmesi ile daha önce kendi bakanlıklarında müsteşar veya müsteşar yardımcısı görevinde bulunanlar bakanlıkların birleştirilmesi ile bakan yardımcısı olmuşlardır. Bu duruma en iyi örnek ise Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’dır. Söz konusu Bakanlık Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının birleştirilmesiyle kurulmuştur. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı müsteşarı ve Aile ve Sosyal Politikaları Bakanlığı müsteşar yardımcısı yeni kurulan bakanlıkta bakan yardımcısı olmuştur. Çalışma ile bakanlıkların daha önceki yapıları ele alınarak hangi gerekçeler üzerinden dönüşüme uğradığı analiz edilecektir.
Türkiye’de şeker politikalarının örgütsel ayağı Şeker Kurumu iken yönetsel ayak olarak ise Şeker ... more Türkiye’de şeker politikalarının örgütsel ayağı Şeker Kurumu iken yönetsel ayak olarak ise Şeker Kurulu önemli görülmekteydi. Üst kurul olarak nitelendirilen ve özerk bir yapıda, kamu tüzel kişiliğine sahip olan Şeker Kurulu kapatılmış; sektör temsilcilerinin karar verme süreçlerine katılımı da son bulmuştur. 2018 yılında ise kamuya ait şeker fabrikaları özelleştirilmiştir. Nihayetinde kurulun görevlerini Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile Tarım ve Orman Bakanlığı bünyesinde kurulan Şeker Dairesi Başkanlığı yürütmektedir. Bu durum ise şekerin/şeker pancarının tarımsal bir ürün olarak değerlendirilmesine neden olmuştur. Oluşturulan politikalar aslında Cumhurbaşkanlığına bağlı olan politika kurulları tarafından yürütülecek, bakanlıklar ise uygulayıcı birimler olacaktır. Bu çerçevede şeker politikalarının belirlenmesine yönelik aktörlerin karar verme süreçlerinde yer almayışı politikaların nasıl oluşturulacağı sorusunu önemli hale getirmektedir. Politika kurullarının şeker politikalarını neye ve kime göre planlayacağı ise bu süreçte karar vericilerin kim olduğu sorusunun sorulmasını gerektirmektedir. Şeker ise hem sanayi hem de tarımsal öneme sahip stratejik bir ürün olma özelliğini korumaktadır. Bu çalışma ile Türkiye’de şeker pancarından üretilen şeker, yönetsel ve siyasal açıdan değerlendirilmektedir. Siyasal ayak, karar verme sürecinin nasıl şekillendiğini anlamaya yönelik iken yönetsel ayak, daha çok politikaların uygulanması ve sonuçları üzerinden ele alınmıştır. Çalışma ile şeker politikalarına ilişkin sorun alanları tespit edilerek birtakım çözüm önerileri getirilmektedir.
Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın 2003 yılında ilan edilmesi ile alanda yapılan çalışmalar bu
döneme ... more Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın 2003 yılında ilan edilmesi ile alanda yapılan çalışmalar bu döneme odaklanmakta; geçmiş politikalar yalnıza dönemsel olarak ele alınmaktadır. Bu durum alan yazın açısından bir eksiklik olarak görülmekte ve kapsamlı bir çalışma ile Türkiye’de sağlık hizmetlerinin tarihsel gelişimine yönelik bir analizin yapılmasını gerektirmektedir. Çalışmada Türkiye’de sağlık hizmetlerinin gelişimine yer verilerek tarihsel süreç çerçevesinde sağlık hizmetlerinin dönüşümü anlaşılmaya çalışılacaktır. Türkiye’de sağlık hizmetlerinin gelişiminden sonra Türkiye’de sağlık hakkı ve sağlık hizmeti kavramlarının nasıl işlediği ele alınarak sağlık yatırımlarının gelişimine yer verilecektir. Bu doğrultuda çalışmada sağlıkta dönüşüm öncesi ve sonrasını daha iyi anlayabilmek adına birtakım politika metinleri ele alınmıştır. Çalışma ile Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan itibaren devletin yapısal ve işlevsel dönüşümüne neden olan reformların sağlık hizmetlerini nasıl dönüştürdüğü ele alınmaktadır.
Although the United Nations was established with the aim of helping and cooperating international... more Although the United Nations was established with the aim of helping and cooperating internationally, it completed the necessary organization in the field of health with WHO which has become an expert body. WHO has developed international health policies; activities on basic health services such as mother-child health, vaccination programs, and environmental health. However, in time, the organization has changed its function by cooperating with other actors. The largest financial provider of the organization within the member state is the United States. Countries that provide the most financial support increase their political control over WHO and directs WHO in line with their own interests. In addition to the pressures of multinational corporations, there are direct sanctions on the WHO. For example, the United States has been directing UN policies as a permanent member of the UN Security Council; it also intervenes in specialization organizations and policies. The Assembly, which is the policymaker of the WHO and which is composed of the Ministers of Health of the member states, has the right to be disarmed by the permanent members of the UN. The United States, a permanent member of the UN, intervenes in the application to the UN and specialized agencies; otherwise, the sanctions on cutting the financial support to the UN. The study will focus on the role of the UN in health policies and recommendations on how to increase the function of WHO.
Kamu yönetiminin bir disiplin olarak gelişmesi sancılı bir şekilde gerçekleşmiştir. Tartışmalara ... more Kamu yönetiminin bir disiplin olarak gelişmesi sancılı bir şekilde gerçekleşmiştir. Tartışmalara varan boyutuyla siyaset-yönetim ayrımı kabullenilmemiş; yönetimin teknik boyuta indirgenmesi anlayışı ise eleştirilmiştir. Yönetim bilimleri Kıta Avrupası ’nda bilim mi sanat mı tartışmaları içinde idare hukuku ile baskılanmış; ABD’de ise pragmatizm doğrultusunda değerlendirilmiştir. Avrupa’dan devşirilen disiplin, ABD pragmatizminin etkisiyle örgütlerde uygulama alanı bulmuş; yönetim bilimleri işletme alanı ile yoğrulmuştur. Bu bağlamda çalışmada disiplinin gelişim süreci içinde geçirdiği değişiklikler ele alınmaktadır. Çalışmanın amacı ise siyaset-yönetim ayrımının tarihsel dinamiklerini disiplinin gelişimi açısından değerlendirmektir. Kamu yönetiminin bir disiplin olarak gelişmesi sancılı bir şekilde gerçekleşmiştir. Tartışmalara varan boyutuyla siyaset-yönetim ayrımı kabullenilmemiş; yönetimin teknik boyuta indirgenmesi anlayışı ise eleştirilmiştir.
ÖZ Kamu yönetimi, 2002 yılından itibaren büyük bir reform sürecinden geçmektedir. Reform ise Kanu... more ÖZ Kamu yönetimi, 2002 yılından itibaren büyük bir reform sürecinden geçmektedir. Reform ise Kanun Hükmünde Kararnameler ve torba kanunlar ile süreklilik gösterirken; aynı zamanda takip edilmesi güç değişiklikleri içermektedir. Örneğin 2002 yılında çıkarılan 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu otuz iki kez değişmiştir. Söz konusu değişiklikler detaylı bir şekilde incelendiğinde kamu yönetiminin nasıl yönetildiğine dair ipuçlarını yansıtmaktadır. Merkezileşmeyi giderek artıran ve yasama organını dahi sürece dâhil etmeyen reform hareketinin en belirgin özelliği ise güç yoğunlaşmasının artmasıdır. Reformun uzun vadeli etkilerinin görülmesi ve şahsilikten arındırılması için kanun yapım tekniğinin değiştirilmesi gerekmektedir. Abstract Public administration has been reformed since 2002. This reforms, builded with decree law and bag law includes many changes that are hard to follow. For example, the public procurement law (law no. 4734) has been amended for 32 times till 2002. Analysing those amendments give us clues to perceive the understanding behind public administration. Deepening the centralisation and even excluding the legislative body from the process, this reform action seems to increase the power incrassation. To observe the long term effects of reform and to exclude it from subjectivity, the techique of legislation has to be changed.
ÖZ Çalışma Türkiye'de uygulanan sağlık reformları çerçevesinde kurulan sağlık bilgi sistemleri üz... more ÖZ Çalışma Türkiye'de uygulanan sağlık reformları çerçevesinde kurulan sağlık bilgi sistemleri üzerine odaklanmaktadır. Çalışmanın amacı sağlık bilgi sistemlerinin karar süreçlerine dolayısıyla sağlık hizmet ve yatırımlarına ne gibi etkilerde bulunduğunun saptanmasıdır. Bu çerçevede dijital çağda kamu hizmet alanlarından biri olan sağlık hizmetlerinin reforma uğraması ne anlama gelmektedir? Söz konusu reform sağlık hizmetlerinin gelişimine nasıl bir etkide bulunmaktadır? Sağlık hizmetlerinde reform olgusunun dijitalleşme açısından önemi nedir soruları çalışmanın gidişatına yön vermektedir. Bu doğrultuda çalışmada alana iki farklı bakış açısı ile yaklaşılmaktadır. Bunlardan ilki sağlıkta yaşanan dijitalleşmenin karar destek süreçleri açısından önemi iken; ikinci ise sağlıkta yaşanan dijitalleşmenin özel sektör yatırımları üzerinden belirleyici bir etkisi olup olmadığıdır. Bu doğrultuda sağlık bilgi sistemleri çerçevesinde elde edilen birtakım veriler analiz edilmiştir. ABSTRACT The study focuses on health information systems established within the framework of health reforms implemented in Turkey. The purpose of the study is to determine the effects of the health information systems on the decision processes and therefore the health services and investments. What does this framework mean for the rehabilitation of health services, one of the public service areas in the digital age? How is reform effective in the development of health care services? The question of what is important in terms of digitization of the reform of health care services leads to the direction of the study. In this direction, the field is approached with two different perspectives. While these are important in terms of decision support processes, the second is whether health-care digitalization is a decisive influence on private sector investments. In this respect, some data obtained within the framework of health information systems have been analyzed.
Rhetoric of political power for ongoing reforms based on economies of scale in the number of poli... more Rhetoric of political power for ongoing reforms based on economies of scale in the number of policy documents are embodied by Act No. 6360. After growing scale, it is observed that metropolitan municipalities which adjacent areas overlapped with province borders have begun to look for investors through the territory of the county municipalities. In this study, it is claimed that a policy is followed based on a growing scale on local through the new regionalism approach starting from the assumption which has done legal arrangements for growing scale target in order to mobilize competitive local dynamics and renewing the national economy through foreign capital.
Öz: Kamu personel yönetimi (KPY) alanı son yıllarda neoliberal politikaların etkisiyle ortaya çık... more Öz: Kamu personel yönetimi (KPY) alanı son yıllarda neoliberal politikaların etkisiyle ortaya çıkan konu ve kavramlar ile reforma uğramış ve insan kaynakları yönetimi ile birlikte anılmaya başlamıştır. Bu çalışmanın amacı ise KPY reformunu TODAİE'nin yayın organlarından birisi olan Amme İdaresi Dergisi üzerinden analiz etmektir. TODAİE faaliyetleriyle kamu yönetimine yön verici olduğu iddiasını taşımaktadır. Buradan hareketle çalışmanın temel sorunu; Kamu Personel Yönetimi'ne konu olan düzenlemelerin Amme İdaresi Dergisi aracılığıyla Türkiye'nin personel reformu pratiklerini oluşturup oluşturmadığıdır. Çalışma ile-1980 öncesi ve sonrası-Kamu Personel Yönetimi alanındaki gelişmeler incelenerek idari reformlardan yapısal reformlara geçiş süreci dergi üzerinden analiz edilecektir. Abstract: Public personnel administration (PPA) has been reformed through the issues and concepts derived from neoliberal policies and mentioned together with human resources management. This study aims to analyze the PPA reform through the Public Administration Journal which is a publication of TODAIE. TODAIE claims to steer public administration with its actions. From this point, the main problem of this study is whether the regulations about public administration compose the personnel reform practices of Turkey via Public Administration Journal. Moreover, the progress on the field of public personnel management –before and after 1980-will be analyzed and the transition from administrative reforms to structural ones will be discussed through the publication.
Özet Şeker politikaları Türkiye'nin kuruluşundan günümüze kadar birçok yasal düzenlemeye konu olm... more Özet Şeker politikaları Türkiye'nin kuruluşundan günümüze kadar birçok yasal düzenlemeye konu olmuş ve bu politikalar başta Şeker Kurulu ve şeker fabrikaları ve olmak üzere bir takım örgütler üzerinden yürütülmüştür. Şeker önemli bir endüstri kaynağı olmasının yanı sıra uzun yıllar politik bir araç olarak kullanılmıştır. Türkiye, pancar şekeri üretiminde dünya sıralamasında dördüncü Avrupa'da ise üçüncü sırada yer alarak önemli bir aktör konumundadır. Türkiye'nin tarımsal alanda rekabet edebileceği tek ürün şeker pancarı olarak görülmektedir. Şeker pancarı tarımı aynı zamanda yarattığı katma değer ve istihdam ile Türkiye'nin bölgeler arası gelişmişlik farklarının azalmasına katkı sunmaktadır. Uluslararası bir politika alanı olarak şekerde yaşanan gelişmeler şeker örgütlerinin ekim alanlarında kota, pancar dışı şeker ithali gibi uygulamalar Türkiye'yi doğrudan etkilemektedir. 2013 yılında Şeker Kanunu tasarısı ile gündeme giren tartışmalar tasarının rafa kaldırılmasıyla dinse de uluslararası şeker aktörlerinin şekerin geleceğine yönelik planlarını göstermesi açısından önemli görülmektedir.
Bu çalışmada, Türkiye’nin kuruluşundan bu yana planlamanın uygulama dönemleri ele alınarak planla... more Bu çalışmada, Türkiye’nin kuruluşundan bu yana planlamanın uygulama dönemleri ele alınarak planlama anlayışının değişim süreci analiz edilmektedir. Planlı dönem olarak ifade edilen yıllarda Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) öncülüğünde planlar hazırlanmıştır. 2011 yılında Kalkınma Bakanlığı kurularak DPT’ye son verilmiştir. Bu çalışmada Kalkınma Bakanlığı’nın hangi gerekçelerle kurulduğu ele alınmış ve politika değişimine bağlı olarak Avrupa Birliği’nin etkisinde gelişen planlama anlayışı ortaya konmuştur.
From Effidency Discussions to Democracy in Public Administration A Theoretical Analysis
This study will illustrate pursuits in the transition from the traditionally
expressed public adm... more This study will illustrate pursuits in the transition from the traditionally expressed public administration to the newly developed public administration. As a matter of fact, bureaucratic managerial principles, which left their mark on the 20th century, such as division of labor, expertise, hierarchy and closeness were replaced by new public management (NPM) by the last quarter of the 20th century. With the effects of neoliberalism, critiques of the traditional forced both the bureaucratic principles and administrative mechanism to transform. A prominent feature of this approach is its commitment to the adoption of the management techniques of business by state and the thesis that public administration should act in the same way as private sector (Avaner, 2018: 1 and 17). Osborne and Gaebler’s article Reinventing Government (1993) conceptualized the framework of this approach. The New Right stream readily embraced the idea that the state should no longer row but stay at the helm, as well as the transformation that occurred in the state apparatus as a result of the dynamics of market forces. While the approach that the state should no longer act in the market as a producer became a dominant paradigm worldwide, the transformation of the state took place in two important dimensions: structurally and functionally.
Uploads
reformların devam ettirileceğine yönelik söylemleri 6360 sayılı kanun ile somutlaşmıştır.
Ölçek büyümesi sonrası mücavir alanları il sınırlarına örtüşen büyükşehir belediyelerinin
ilçe belediyelerinin toprakları üzerinden yatırımcı arayışına girdiği görülmektedir. Yerel
dinamiklerin rekabete dayalı olarak harekete geçirilmesi ve yabancı sermayenin ülke
ekonomisini canlandırması amacıyla ölçek büyütme hedefine yönelik yasal
düzenlemelerin yapıldığı varsayımından hareketle çalışmada bölgeselleşme anlayışı
doğrultusunda yerelde ölçek büyütmeye dayalı bir politika izlendiği iddia edilmektedir.
ve özerk bir yapıda, kamu tüzel kişiliğine sahip olan Şeker Kurulu kapatılmış; sektör temsilcilerinin karar verme süreçlerine katılımı da son bulmuştur. 2018 yılında ise kamuya ait şeker fabrikaları özelleştirilmiştir. Nihayetinde kurulun görevlerini Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile Tarım ve Orman Bakanlığı bünyesinde kurulan Şeker Dairesi Başkanlığı yürütmektedir. Bu durum ise şekerin/şeker
pancarının tarımsal bir ürün olarak değerlendirilmesine neden olmuştur. Oluşturulan politikalar aslında Cumhurbaşkanlığına bağlı olan politika kurulları tarafından yürütülecek, bakanlıklar ise uygulayıcı birimler olacaktır. Bu çerçevede şeker politikalarının belirlenmesine yönelik aktörlerin karar verme süreçlerinde yer almayışı politikaların nasıl oluşturulacağı sorusunu önemli hale getirmektedir.
Politika kurullarının şeker politikalarını neye ve kime göre planlayacağı ise bu süreçte karar vericilerin kim olduğu sorusunun sorulmasını gerektirmektedir. Şeker ise hem sanayi hem de tarımsal öneme sahip stratejik bir ürün olma özelliğini korumaktadır.
Bu çalışma ile Türkiye’de şeker pancarından üretilen şeker, yönetsel ve siyasal açıdan değerlendirilmektedir. Siyasal ayak, karar verme sürecinin nasıl şekillendiğini
anlamaya yönelik iken yönetsel ayak, daha çok politikaların uygulanması ve sonuçları üzerinden ele alınmıştır. Çalışma ile şeker politikalarına ilişkin sorun alanları tespit edilerek birtakım çözüm önerileri getirilmektedir.
döneme odaklanmakta; geçmiş politikalar yalnıza dönemsel olarak ele alınmaktadır. Bu durum
alan yazın açısından bir eksiklik olarak görülmekte ve kapsamlı bir çalışma ile Türkiye’de
sağlık hizmetlerinin tarihsel gelişimine yönelik bir analizin yapılmasını gerektirmektedir.
Çalışmada Türkiye’de sağlık hizmetlerinin gelişimine yer verilerek tarihsel süreç çerçevesinde
sağlık hizmetlerinin dönüşümü anlaşılmaya çalışılacaktır. Türkiye’de sağlık hizmetlerinin
gelişiminden sonra Türkiye’de sağlık hakkı ve sağlık hizmeti kavramlarının nasıl işlediği ele
alınarak sağlık yatırımlarının gelişimine yer verilecektir. Bu doğrultuda çalışmada sağlıkta
dönüşüm öncesi ve sonrasını daha iyi anlayabilmek adına birtakım politika metinleri ele
alınmıştır. Çalışma ile Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan itibaren devletin yapısal ve
işlevsel dönüşümüne neden olan reformların sağlık hizmetlerini nasıl dönüştürdüğü ele
alınmaktadır.
its function by cooperating with other actors. The largest financial provider of the organization within the member state is the United States. Countries that provide the most financial support increase their political control over WHO and directs WHO in
line with their own interests. In addition to the pressures of multinational corporations, there are direct sanctions on the WHO. For example, the United States has been
directing UN policies as a permanent member of the UN Security Council; it also intervenes in specialization organizations and policies. The Assembly, which is the
policymaker of the WHO and which is composed of the Ministers of Health of the member states, has the right to be disarmed by the permanent members of the UN. The United States, a permanent member of the UN, intervenes in the application to the UN and specialized agencies; otherwise, the sanctions on cutting the financial support to the UN. The study will focus on the role of the UN in health policies and recommendations on how to increase the function of WHO.
expressed public administration to the newly developed public administration. As a matter of fact, bureaucratic managerial principles, which left their mark on the 20th century, such as division of labor, expertise, hierarchy and closeness were replaced by new public management (NPM) by the last quarter of the 20th century. With the effects of neoliberalism, critiques of the traditional forced both the bureaucratic principles and administrative mechanism to transform. A prominent feature of this approach is its commitment to the adoption of the management techniques of business by state and the thesis that public administration should act in the same way as private sector (Avaner, 2018: 1 and 17). Osborne and Gaebler’s article Reinventing Government (1993) conceptualized the framework of this approach. The New Right stream readily embraced the idea that the state should no longer row but stay at the helm, as well as the transformation that occurred in the state apparatus as a result of the dynamics of market forces. While the approach that the state should no longer act in the market as a producer became a dominant paradigm worldwide, the transformation of the state took place in two important dimensions: structurally and functionally.
reformların devam ettirileceğine yönelik söylemleri 6360 sayılı kanun ile somutlaşmıştır.
Ölçek büyümesi sonrası mücavir alanları il sınırlarına örtüşen büyükşehir belediyelerinin
ilçe belediyelerinin toprakları üzerinden yatırımcı arayışına girdiği görülmektedir. Yerel
dinamiklerin rekabete dayalı olarak harekete geçirilmesi ve yabancı sermayenin ülke
ekonomisini canlandırması amacıyla ölçek büyütme hedefine yönelik yasal
düzenlemelerin yapıldığı varsayımından hareketle çalışmada bölgeselleşme anlayışı
doğrultusunda yerelde ölçek büyütmeye dayalı bir politika izlendiği iddia edilmektedir.
ve özerk bir yapıda, kamu tüzel kişiliğine sahip olan Şeker Kurulu kapatılmış; sektör temsilcilerinin karar verme süreçlerine katılımı da son bulmuştur. 2018 yılında ise kamuya ait şeker fabrikaları özelleştirilmiştir. Nihayetinde kurulun görevlerini Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile Tarım ve Orman Bakanlığı bünyesinde kurulan Şeker Dairesi Başkanlığı yürütmektedir. Bu durum ise şekerin/şeker
pancarının tarımsal bir ürün olarak değerlendirilmesine neden olmuştur. Oluşturulan politikalar aslında Cumhurbaşkanlığına bağlı olan politika kurulları tarafından yürütülecek, bakanlıklar ise uygulayıcı birimler olacaktır. Bu çerçevede şeker politikalarının belirlenmesine yönelik aktörlerin karar verme süreçlerinde yer almayışı politikaların nasıl oluşturulacağı sorusunu önemli hale getirmektedir.
Politika kurullarının şeker politikalarını neye ve kime göre planlayacağı ise bu süreçte karar vericilerin kim olduğu sorusunun sorulmasını gerektirmektedir. Şeker ise hem sanayi hem de tarımsal öneme sahip stratejik bir ürün olma özelliğini korumaktadır.
Bu çalışma ile Türkiye’de şeker pancarından üretilen şeker, yönetsel ve siyasal açıdan değerlendirilmektedir. Siyasal ayak, karar verme sürecinin nasıl şekillendiğini
anlamaya yönelik iken yönetsel ayak, daha çok politikaların uygulanması ve sonuçları üzerinden ele alınmıştır. Çalışma ile şeker politikalarına ilişkin sorun alanları tespit edilerek birtakım çözüm önerileri getirilmektedir.
döneme odaklanmakta; geçmiş politikalar yalnıza dönemsel olarak ele alınmaktadır. Bu durum
alan yazın açısından bir eksiklik olarak görülmekte ve kapsamlı bir çalışma ile Türkiye’de
sağlık hizmetlerinin tarihsel gelişimine yönelik bir analizin yapılmasını gerektirmektedir.
Çalışmada Türkiye’de sağlık hizmetlerinin gelişimine yer verilerek tarihsel süreç çerçevesinde
sağlık hizmetlerinin dönüşümü anlaşılmaya çalışılacaktır. Türkiye’de sağlık hizmetlerinin
gelişiminden sonra Türkiye’de sağlık hakkı ve sağlık hizmeti kavramlarının nasıl işlediği ele
alınarak sağlık yatırımlarının gelişimine yer verilecektir. Bu doğrultuda çalışmada sağlıkta
dönüşüm öncesi ve sonrasını daha iyi anlayabilmek adına birtakım politika metinleri ele
alınmıştır. Çalışma ile Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan itibaren devletin yapısal ve
işlevsel dönüşümüne neden olan reformların sağlık hizmetlerini nasıl dönüştürdüğü ele
alınmaktadır.
its function by cooperating with other actors. The largest financial provider of the organization within the member state is the United States. Countries that provide the most financial support increase their political control over WHO and directs WHO in
line with their own interests. In addition to the pressures of multinational corporations, there are direct sanctions on the WHO. For example, the United States has been
directing UN policies as a permanent member of the UN Security Council; it also intervenes in specialization organizations and policies. The Assembly, which is the
policymaker of the WHO and which is composed of the Ministers of Health of the member states, has the right to be disarmed by the permanent members of the UN. The United States, a permanent member of the UN, intervenes in the application to the UN and specialized agencies; otherwise, the sanctions on cutting the financial support to the UN. The study will focus on the role of the UN in health policies and recommendations on how to increase the function of WHO.
expressed public administration to the newly developed public administration. As a matter of fact, bureaucratic managerial principles, which left their mark on the 20th century, such as division of labor, expertise, hierarchy and closeness were replaced by new public management (NPM) by the last quarter of the 20th century. With the effects of neoliberalism, critiques of the traditional forced both the bureaucratic principles and administrative mechanism to transform. A prominent feature of this approach is its commitment to the adoption of the management techniques of business by state and the thesis that public administration should act in the same way as private sector (Avaner, 2018: 1 and 17). Osborne and Gaebler’s article Reinventing Government (1993) conceptualized the framework of this approach. The New Right stream readily embraced the idea that the state should no longer row but stay at the helm, as well as the transformation that occurred in the state apparatus as a result of the dynamics of market forces. While the approach that the state should no longer act in the market as a producer became a dominant paradigm worldwide, the transformation of the state took place in two important dimensions: structurally and functionally.