Location via proxy:   [ UP ]  
[Report a bug]   [Manage cookies]                
Skip to main content
aysun aydın

    aysun aydın

    Bu çalışmada, John Rawls’un yeniden dağıtım teorisi ile Robert Nozick’in yetkilenme teorisinin bir karşılaştırması sunulacaktır. Bir tarafta Rawls’un hem toplumsal sözleşme teorileri arasındaki yeri bakımından hem de önerdiği yeniden... more
    Bu çalışmada, John Rawls’un yeniden dağıtım teorisi ile Robert Nozick’in yetkilenme teorisinin bir karşılaştırması sunulacaktır. Bir tarafta Rawls’un hem toplumsal sözleşme teorileri arasındaki yeri bakımından hem de önerdiği yeniden dağıtım teorisi bakımından önemli olan adalet tezi yer alırken; diğer yanda Rawls’a adeta meydan okuyan ve yeniden dağıtım ve sözleşmeyi reddederek bireyi ve bireyin kendi üzerindeki tahakkümünü öne çıkaran Nozick’in yetkilenme teorisi yer alır. İki teoriyi toplumsal işbirliği ve bireycilik, sosyal-dağıtıcı adalet ve bireysel adalet, tercihlere/yeteneklere duyarlılık ve bireysel haklar kavramları bağlamında karşılaştırmak mümkündür. Bu bağlamda, bu çalışmanın amacı iki düşünürün teorilerini hem kendi içlerindeki tutarlılık bakımından değerlendirmek hem de bireysel haklar ve tercihlere/yeteneklere duyarlılık açısından ele almaktır. Bu karşılaştırma iki görüşün toplumun temel yapısını belirleyen kabullerini göstermek ve genel olarak toplumsal birliktelik ...
    Bu çalışmanın amacı Fransız düşünür Maurice Merleau-Ponty’nin fenomenolojik yaklaşımını bir bedenlenme teorisi olarak ele almak ve düşünürün kavramsal çerçevesini bedenlenmiş özne ya da bedenlenmiş bilinç kavramı bağlamında sunmaktır.... more
    Bu çalışmanın amacı Fransız düşünür Maurice Merleau-Ponty’nin fenomenolojik yaklaşımını bir bedenlenme teorisi olarak ele almak ve düşünürün kavramsal çerçevesini bedenlenmiş özne ya da bedenlenmiş bilinç kavramı bağlamında sunmaktır. Merleau-Ponty’nin felsefesi öznenin dünya ile ilişkisini algı fenomenolojisi temelinde sunan ve bu noktada algının öznenin bedenselliğinden bağımsız değerlendirilemeyeceğini, algının öznenin bu dünyada bedenli bulunuşuna ait olduğunu söyler. Bu bağlamda düşünür algı zemininde bir beden fenomenolojisi sunar. Merleau-Ponty’nin kendisinin de sıklıkla dile getirdiği gibi, düşünürün bu yaklaşımı geleneksel felsefenin epistemolojik ve ontolojik ayrımlarına, özne ve düşünme süreçlerine dair tanımlamalarına bir karşı çıkıştır. Bununla birlikte, çağdaş ontolojik tartışmalarda, düşünürün felsefesi ve sözü edilen bağlamda sunduğu bedenlenme kavramsallaştırması felsefenin farklı alanlarında ilgi görmekte ve bu tartışmalardaki bedenlenme teorileri arasında yer alma...
    The concept of experience is one of the fundamental subjects in the history of philosophy. In general, this significant concept is treated and presented in terms of the epistemological problems. Especially in modern philosophy, the... more
    The concept of experience is one of the fundamental subjects in the history of philosophy. In general, this significant concept is treated and presented in terms of the epistemological problems. Especially in modern philosophy, the concept of experience is limited by considering it only as sense-experience of the human subject. It is argued in this study, this limitation is caused by a conceptual distortion of modern philosophy, such as subjectivization and idealization. On the other hand, the naturalistic account presents another conception of experience as lived-experience, which includes culture, nature and history as well as the notion of sense-experience. John Dewey’s naturalist approach and his naturalistic metaphysics of experience present the notion of lived-experience as the main subject of philosophy. This study aims to present and evaluate naturalistic conception of lived experience through John Dewey’s philosophy of experience.
    Amerikalı düşünür Eugene Gendlin Örtük Felsefe adı verilen ve Yeni Fenomenoloji olarak tanımlanan fenomenolojik yaklaşımı ile hem felsefe hem de psikoterapi alanlarında önemli bir yere sahiptir. Fenomenolojiyi temel alan bakış açısı ile... more
    Amerikalı düşünür Eugene Gendlin Örtük Felsefe adı verilen ve Yeni Fenomenoloji olarak tanımlanan fenomenolojik yaklaşımı ile hem felsefe hem de psikoterapi alanlarında önemli bir yere sahiptir. Fenomenolojiyi temel alan bakış açısı ile psikoterapi alanı ve insanın bilme, öğrenme, algı ve düşünme süreçlerine dair farklı bir yaklaşım sunan Gendlin, bedenli deneyimi insanın tüm yaşam süreçlerinin temeline koyar ve bedenli deneyimden doğan bir anlam tanımı yapar. Buna göre, anlam hissedilen, yaşanan, kavramları ve dili önceleyen bir şeydir ve Gendlin bunu “hissedilen anlam” kavramı ile sunar. Hissedilen anlam aynı zamanda örtük anlamdır ve bedenli deneyimle başlayıp kavramlara ve dile giden yolda ortaya çıkar. Bu bağlamda felsefesi Deneyimsel Fenomenoloji olarak da tanımlanan Gendlin, anlamın ve dilin ortaya çıkışını düşünüm öncesi ve kavram öncesi süreçlere ve kavram öncesi deneyime dayandırır. Gendlin’in felsefesinin özgün yanı, bedensel bir deneyimi temel alan, bu deneyime içkin bir...