Manevi bakım/destek, özellikle son zamanlarda Diyanet İşleri Başkanlığı ve Sağlık Bakanlığı arası... more Manevi bakım/destek, özellikle son zamanlarda Diyanet İşleri Başkanlığı ve Sağlık Bakanlığı arasında “Hastanelerde Manevi Destek Hizmetleri Sunmaya Yönelik İşbirliği Protokolü” bağlamında manevi destek birimlerinin sağlık tesislerinde yer alması ile sağlık camiasında sözü edilmeye devam eden bir konu haline gelmiştir. Hastaların, hasta yakınlarının ve özellikle sağlık çalışanlarının gündemine dâhil olan manevi destek konusunun sağlık çalışanları tarafından nasıl algılandığı, adı geçen hizmetlerin devamlılığı için önem arz etmektedir. Araştırmamız, böyle bir problemi ele almaktadır. Çalışmamıza İstanbul’da bulunan hastanelerden 354 sağlık çalışanı katılmıştır. Verilerin toplanmasında “Kişisel Bilgi Formu” ve “Manevi Destek Algısı (MDA) Ölçeği” kullanılmıştır. Araştırmaya katılan sağlık çalışanları meslek değişkenine göre 96’sı (%27,1) Doktor, 220’si (%62,1) Hemşire ve 38’i (%10,7) Ebe olarak dağılmaktadır. Çalışmamıza katılanların cinsiyet, medeni durum, eğitim durumu ve meslek değiş...
Pamukkale University Journal of Engineering Sciences, 1996
The great portion of Turkey is in the earthquake zone. In the last three years, 13 March 1992 Erz... more The great portion of Turkey is in the earthquake zone. In the last three years, 13 March 1992 Erzincan and 1 October 1995 Dinar earthquakes have occurred. Some important economical and vital loses after these earthquakes showed that the buildings had not been built according to the related standards. Many masonry and reinforced concrete buildings in Dinar were damaged by the earthquake of 6th Richter magnitude. In this study Dinar earthquake and damaged buildings are taken into consideration. The investigations and suggestion arc presented.
DEDE KORKUT Uluslararasi Turk Dili ve Edebiyati Arastirmalari Dergisi, 2017
Öz Bilim dünyasında bir bilgiyi kaynağına yer vermeden kullanma ve kendine ait gösterme olarak gö... more Öz Bilim dünyasında bir bilgiyi kaynağına yer vermeden kullanma ve kendine ait gösterme olarak görülen intihal, güzel sanatlarda bir sanatkârın hayalini, lafzını, kurgusunu, kompozisyonunu kısmen veya tamamen alan yahut çeşitli düzeydeki değiştirme ve dönüştürme çabalarıyla ilk sahibini unutturmaya çalışan sanatkârın eyleminin karşılığı olarak kullanılmaktadır. İntihal her dönem görülen bir uygulama olarak karşımıza çıkmaktadır. Yer yer divan edebiyatının şair ve yazarlarında da intihal veya onun alt basamaktaki bazı uygulamalarına rastlamak mümkündür. Bu çalışmada 18. yüzyılda yaşayan Vâsık'ın 16. yüzyıl şairi Bâkî ile ortaklık gösteren şiirlerinin intihal bağlamında taşıdığı özellikler üzerinde durulmuştur. Divan edebiyatında intihal aramak, birtakım zorluklar içermektedir. Divan edebiyatının nazire edebiyatı oluşu, geleneğin ortak tem ve hayal dünyası, belagatte intihal (sirkat-i şi'r) etrafında oluşan özel terminoloji intihal konusuna daha geniş bir açıdan yaklaşmayı gerektirmektedir. Bu gereklilikten hareketle Vâsık'ın Bâkî'den (ç)alıntı olabilecek şiirleri divan şiiri geleneğinin, belagatin ve tezkire yazarlarının yaklaşımıyla farklı yönlerden incelenmiştir. Abstract In the science world, plagiarism which means using an information without giving its source and represent it as of its own is used as the counterpart of the act of the artist trying to make his or her first owner forget with the attempt to change and convert the artist's imagination, lyrics, fiction and composition partially or completely at various levels. Plagiarism emerges as an implementation that is seen every time. It is possible to come across plagiarism or its subordinate practises in work of poets and writers in divan literature. This study focuses on the characteristics of poetry of Vâsık who lived in the 18th century, in the context of plagiarism and relation to Bâkî's poems. Searching for plagiarism in the texts of divan literature involves some difficulties. Being the fact that divan literature is nazire literature and the special terminology that emerges around the common theme of the tradition and the world of
Antik bir bilim olan tarihle ahir zaman bilimi olan psikolojinin yolları nerde, ne zaman ve nasıl... more Antik bir bilim olan tarihle ahir zaman bilimi olan psikolojinin yolları nerde, ne zaman ve nasıl kesişti? Geriye doğru şöyle bir baktığımızda tarihçi Wegelin’in (1721-1791) yaklaşık iki yüzyıl önce hükümdarların psikolojisinin ve tebaasıyla kurdukları psikolojik bağın anlaşılmasının gerekliliğinden bahsettiği görülür. Daha yakın bir geçmişe bakıldığında daha net bir veriyle karşılaşırız; Amerikan Tarih Derneği eski başkanlarmdan Wal- ter Langer de 1957 yılında yaptığı başkanlık konuşmasında tarihçileri psi- koanalitik psikolojiyi benimsemeye ve tarih çalışmalarında bir metot olarak kullanmaya davet eder. Langer’e göre, “tarih sadece müşahhas olmayan tarihsel güçler değil, insan davranışlarının sahnesidir... Tarihçiler gayrişahsi güçler ve nedensellikten ziyade (veya en az onlar kadar) insanlar ve davranışlarıyla alakadar olurlar... (Öyleyse) nasıl olur da psikanalitik mükte- sebatı ihmal edip kullanmazlar?
Divan edebiyatinda tum sairler tarafindan musterek olarak kullanilan, standart, umumi ve bazen de... more Divan edebiyatinda tum sairler tarafindan musterek olarak kullanilan, standart, umumi ve bazen de belirsizlik gosteren bir cografya vardir. Hemen hemen her divan sairinin siirinde Misir, Şam, Rum, Cin, Hoten, Bedahsan gibi bu standart cografyaya ve bu cografya etrafinda olusturulan benzer soyleyis ve hayallere rastlamak mumkundur. Bu cografya en kucuk yerlesim biriminden en buyugune, en yakinindan en uzagina kadar sairler icin hazir bir malzeme olmustur. Şairler gezip gormedikleri, icinde yasamadiklari ve dogrudan bilmedikleri bu cografya yaninda mahalli cografyalara da farkli yonleriyle yer vermislerdir. Bu mahalli cografyalardan biri de Karaman’dir. Karamanoglu Beyligi’nin onemli merkezlerinden biri olan Karaman divan sairleri tarafindan cografi, tarihi, siyasi, kulturel ve bazi sosyal ozellikleriyle ele alinmistir. Şairler, Karaman’i sevgilinin cesitli guzellik unsurlariyla iliskilendirmisler, bazen de cesitli soz ve anlam oyunlari icinde dekoratif amacla kullanmislardir. Karaman...
Diyanet İşleri Başkanlığı, Din İşleri Yüksek Kurulu tarafından düzenlenen bu istişare toplantısın... more Diyanet İşleri Başkanlığı, Din İşleri Yüksek Kurulu tarafından düzenlenen bu istişare toplantısında yaptığım sunumda güncel inanç problemleri insan doğası çerçevesinde ele alınmıştır. İnsan gelişiminde çocukluk, ergenlik ve gençlik evreleri anlatılmıştır. İnsan doğasının( fıtrat) gelişimsel yönü özet bir şekilde sunularak son zamanlarda popüler bir konu haline gelen deizm konusu ergenlik krizi çerçevesinde açıklanmıştır. Gelişen iletişim teknolojisi sayesinde günümüzde ergenlerin ve gençlerin ciddi bir inanç krizi yaşadığı, yaşanan bu krizin insanın gelişen doğası bakımından normal bir geçiş süreci olduğuna dikkat çekilmiştir. Ayrıca söz konusu bu kriz bilinçli bir şekilde mikro ve makro seviyede ele alınarak psikolojik, sosyolojik ve pedagojik teori ve pratikler ışığında incelenmesinin gerekliliği ve gençlerin geçirdiği bu inanç krizi sebebiyle dışlanmaması ve yadırganmaması gerekliliği vurgulanmıştır
Asil adi Ahmed olan Kuddusi, 1769’da Nigde’nin Bor ilcesinde dogmustur. Maras’in en eski aileleri... more Asil adi Ahmed olan Kuddusi, 1769’da Nigde’nin Bor ilcesinde dogmustur. Maras’in en eski ailelerinden birine mensup olup Marasizâde Ahmed Kuddusi olarak taninmaktadir. Ilim ogrenirken tasavvufa meyleden Ahmed Kuddusi, cesitli tarikatlarin bunyesinde yer almis, daha sonra Kadiri tarikatinda seyh olmustur. Manzum ve mensur dini-tasavvufi birtakim eserler yazan sairin hacimli bir divani vardir. Kuddusi Divani, Ahmet Dogan (2013) tarafindan bes yazma ve tas baskisi nushalar karsilastirilarak hazirlanmistir. Divan’da 945 gazel, 42 kaside, 20 murabba, 4 muhammes, 3 museddes, 3 muasser, 1 mustezat, 3 kita, 34 dortlu olmak uzere toplam 1054 siir yer almaktadir. Dogan’a (2013: 57) gore bu siirlerden 1020’si aruz vezni, 34’u hece vezniyle yazilmistir. Dogan (2013: 59), aruz vezniyle yazildigini ifade ettigi 20 gazel, 2 kaside ve 2 kitanin kalibinin tespit edilemedigini belirtmektedir. Bu calismada Dogan’in belirttigi bu siirlerin oncelikle aruz ile yazilip yazilmadiklari incelenecek, aruzla y...
En yaygın anlamıyla bir şeyin varlığını veya doğruluğunu herhangi bir delil olmadan kabul etmek o... more En yaygın anlamıyla bir şeyin varlığını veya doğruluğunu herhangi bir delil olmadan kabul etmek olan inanç, insan doğasının (fıtrat, tabiat) önemli unsurlarından biri olup, fıtri (doğal, tabii) bir olgudur. Bu bölüm-de konumuz inancın mantıksal ve felsefi doğruluğu veya yanlışlığı değil, bizi ilgilendiren genelde inancın özelde de dini inancın psikolojisidir. İnsan niçin inanır? Dini inancın fıtri dinamikleri nelerdir? Dini inancın birey ve çevresi üzerinde nasıl etkisi vardır
In organizations, employees meet ethical behavior and also unethical behavior which damage organi... more In organizations, employees meet ethical behavior and also unethical behavior which damage organizations and employees. Whistleblowing occurs as using organizations' resources badly, stealing, bribing, discrimination, do not obeying the rules in organizations. That is so important to blowing these kinds of behaviors. Whistleblowing is about reflecting unethical behavior inside and outside the organizations. The purpose of the study is giving an operational definition of whistleblowing, investigating whistleblowing in organizations in terms of legal regulations and evaluating of protecting whistleblowers.
Sigmund Freud and his theory of psychoanalysis have been going under the intensive scientific inq... more Sigmund Freud and his theory of psychoanalysis have been going under the intensive scientific inquisitions for many decades and it appears that this will last for many decades to come. Providing a brief overview of the development of the psychoanalytic theory and the debates for and against it, this paper tries to bring attentions to the psychoanalysis as an interpretative enterprise. Drawing on tire recent trend in the Continental philosophy, it argues that even though it has lost its popularity in academic psychology, psychoanalysis has been gaining a new recognition in Humanities as an art of interoperation. In this context, the value of psychoanalysis as “hermeneutics of suspicion” is discussed
İnsan gelişiminde ergenlik ve gençlik dönemi insanın doğası (Fıtrat) gereği hassas, değişken, çal... more İnsan gelişiminde ergenlik ve gençlik dönemi insanın doğası (Fıtrat) gereği hassas, değişken, çalkantılı ve stresli bir süreçtir. Çocukluktan yetişkinliğe uzanan yolda sancılı bir geçiş olan bu süreçte birey hem fiziksel hem duygusal hem de zihinsel olarak hızlı bir büyüme yaşar. Hem gençlerin kendisi için hem de aileleri için çeşitli ruhsal ve toplumsal gerginlik, taşkınlık, bunalım, çalkantı ve stres kaynağı olan bu gelişim, değişim ve dönüşüm süreci fıtri ve evrensel bir fenomendir. Yani niteliksel olarak çeşitli farklılıklar arz etse de hemen hemen her kültürde mevcuttur ve insanlık tarihi kadar eskidir. Bu gelişim, değişim ve dönüşüm sürecinin gençlerin ve yakınlarının hayatına yansıyan çeşitli sonuçları vardır; örneğin uyku ve yemek düzeninde bozulma, riskli davranış eğiliminin artması, otoriteyle çatışma /ebeveynle ters düşme, akran baskısı ve âşık olma gibi hem bireyin kendisini hem de içinde bulunduğu sosyal ortamları (Aile, sınıf) zor durumda bırakan durumlar ortaya çıkar. Ortaya çıkması muhtemel riskli sonuçlardan biri de gençlerin inançla ilgili sorgulamalarıdır. Özellikle son zamanlarda mütedeyyin ve muhafazakâr aileleri endişelendiren bu türden sorgulamaları ele alan bu çalışmada söz konusu problem hem psikolojik hem de dini referanslar üzerinden incelenecektir. Bu bağlamda özellikle de “Hanif” kavramı üzerinden bir okuma yapılarak, Kur’an-ı Kerim’de 12 ayrı yerde geçen bu kavramın lengüistik ve tarihsel çözümlemeleri yapılarak ergenlik ve gençlik psikolojisiyle örtüşen unsurları tartışılacaktır
About three years ago, the Turkish Government initiated spiritual care services in certain hospit... more About three years ago, the Turkish Government initiated spiritual care services in certain hospitals. The Presidency of Religious Affairs and the Ministry of Health signed a protocol to provide spiritual care for patients, primarily in palliative units. After the initiative, both public and academic interest surprisingly increased. As a result, research in spirituality boomed. Many researchers from various disciplines-ranging from psychiatry to psychology, education, social work, nursing, and theology- have been conducting series of studies in spirituality and spiritual care. Although this initiative caused upsurge and exuberance in the Turkish academia, there are several challenges needed to be dealt with. One of the first and most challenging issues is the conceptual frame. The definition of spirituality has not been settled in the literature. Almost every involved discipline attempts to develop their own unique conceptual frame regarding spirituality. This elusiveness creates both theoretical and methodological problems. The second most important challenge involves several cultural factors. First of all, since the concept of “spiritual care,” with its theoretical and practical aspects, is imported from Western culture, it seems to be askew in Turkish culture. Second, the modern and secularly oriented medical community seems to not be familiar with such practice and tends to resist it. Third, its cross-disciplinary nature has created territorial disputes among several disciplines. Finally, the patients also oftentimes found it to be odd and confusing. After briefing the spiritual care initiative in Turkey, this paper will explore these challenges and related developments throughout the past 4 years in which spiritual care has been in practice
This talk contains brief introduction to the long history of the relationship between West and Mu... more This talk contains brief introduction to the long history of the relationship between West and Muslim World. Based on the historical background, contemporary American Muslim experience is discussed from several perspectives such as religion, politics, psychology and history. Some recent statistical facts are introduced. Fundamental challenges such as integration, identity and social cohesion that both American Muslim community and Americans faces are highlighted. Despite some short term political and cultural challenges, several long-term opportunities are projected. In this frame, the role of second and third generation American Muslim are highlighted. Especially, in the context of global peace, bridging role of second and third generation immigrant Muslim is emphasized
Haniflik kavrami; cogu Musluman âlim tarafindan Islam oncesi doneme kadar genelde Arap yarimadasi... more Haniflik kavrami; cogu Musluman âlim tarafindan Islam oncesi doneme kadar genelde Arap yarimadasinda varligini surduren Hz. Ibrahim’in Tevhid Dini olarak kabul edilir. Bu makalede psiko-tarih / psiko-biyografi ve dilbilimsel cozumlemeler yaparak, Hanifligin bir dinin adi olmayip, bir sifat oldugu tezi ileri surulmektedir. Hanifligi psikolojik acidan elealan bu teze gore, Haniflik bir din olmaktan ziyade, bedensel/zihinsel/ duygusal/sosyal ve spirituel anlamda buyumekte olan bir bireyin dine yonelik tutumudur. Kavram aslinda psikolojik bir haleti ruhiyeye isaret etmektedir. Haniflikte dini bir anlamdan ziyade, psiko-sosyal bir baglam on plandadir. Gerek kavramin etimolojisi, gerek Hz. Ibrahim’in hayati, gerekse Kur’ân-i Kerim deki kullanimi dikkate alindiginda, Hanifligin manevi /dini gelisimde bir asama, modern psikolojinin vurguladigi ergenlik ruhunu yansitan bir gelisimsel donum noktasi , bir moratoryum durumu ve bir kimlik arayis ve insa sureci oldugu gorulur.
Manevi bakım/destek, özellikle son zamanlarda Diyanet İşleri Başkanlığı ve Sağlık Bakanlığı arası... more Manevi bakım/destek, özellikle son zamanlarda Diyanet İşleri Başkanlığı ve Sağlık Bakanlığı arasında “Hastanelerde Manevi Destek Hizmetleri Sunmaya Yönelik İşbirliği Protokolü” bağlamında manevi destek birimlerinin sağlık tesislerinde yer alması ile sağlık camiasında sözü edilmeye devam eden bir konu haline gelmiştir. Hastaların, hasta yakınlarının ve özellikle sağlık çalışanlarının gündemine dâhil olan manevi destek konusunun sağlık çalışanları tarafından nasıl algılandığı, adı geçen hizmetlerin devamlılığı için önem arz etmektedir. Araştırmamız, böyle bir problemi ele almaktadır. Çalışmamıza İstanbul’da bulunan hastanelerden 354 sağlık çalışanı katılmıştır. Verilerin toplanmasında “Kişisel Bilgi Formu” ve “Manevi Destek Algısı (MDA) Ölçeği” kullanılmıştır. Araştırmaya katılan sağlık çalışanları meslek değişkenine göre 96’sı (%27,1) Doktor, 220’si (%62,1) Hemşire ve 38’i (%10,7) Ebe olarak dağılmaktadır. Çalışmamıza katılanların cinsiyet, medeni durum, eğitim durumu ve meslek değiş...
Pamukkale University Journal of Engineering Sciences, 1996
The great portion of Turkey is in the earthquake zone. In the last three years, 13 March 1992 Erz... more The great portion of Turkey is in the earthquake zone. In the last three years, 13 March 1992 Erzincan and 1 October 1995 Dinar earthquakes have occurred. Some important economical and vital loses after these earthquakes showed that the buildings had not been built according to the related standards. Many masonry and reinforced concrete buildings in Dinar were damaged by the earthquake of 6th Richter magnitude. In this study Dinar earthquake and damaged buildings are taken into consideration. The investigations and suggestion arc presented.
DEDE KORKUT Uluslararasi Turk Dili ve Edebiyati Arastirmalari Dergisi, 2017
Öz Bilim dünyasında bir bilgiyi kaynağına yer vermeden kullanma ve kendine ait gösterme olarak gö... more Öz Bilim dünyasında bir bilgiyi kaynağına yer vermeden kullanma ve kendine ait gösterme olarak görülen intihal, güzel sanatlarda bir sanatkârın hayalini, lafzını, kurgusunu, kompozisyonunu kısmen veya tamamen alan yahut çeşitli düzeydeki değiştirme ve dönüştürme çabalarıyla ilk sahibini unutturmaya çalışan sanatkârın eyleminin karşılığı olarak kullanılmaktadır. İntihal her dönem görülen bir uygulama olarak karşımıza çıkmaktadır. Yer yer divan edebiyatının şair ve yazarlarında da intihal veya onun alt basamaktaki bazı uygulamalarına rastlamak mümkündür. Bu çalışmada 18. yüzyılda yaşayan Vâsık'ın 16. yüzyıl şairi Bâkî ile ortaklık gösteren şiirlerinin intihal bağlamında taşıdığı özellikler üzerinde durulmuştur. Divan edebiyatında intihal aramak, birtakım zorluklar içermektedir. Divan edebiyatının nazire edebiyatı oluşu, geleneğin ortak tem ve hayal dünyası, belagatte intihal (sirkat-i şi'r) etrafında oluşan özel terminoloji intihal konusuna daha geniş bir açıdan yaklaşmayı gerektirmektedir. Bu gereklilikten hareketle Vâsık'ın Bâkî'den (ç)alıntı olabilecek şiirleri divan şiiri geleneğinin, belagatin ve tezkire yazarlarının yaklaşımıyla farklı yönlerden incelenmiştir. Abstract In the science world, plagiarism which means using an information without giving its source and represent it as of its own is used as the counterpart of the act of the artist trying to make his or her first owner forget with the attempt to change and convert the artist's imagination, lyrics, fiction and composition partially or completely at various levels. Plagiarism emerges as an implementation that is seen every time. It is possible to come across plagiarism or its subordinate practises in work of poets and writers in divan literature. This study focuses on the characteristics of poetry of Vâsık who lived in the 18th century, in the context of plagiarism and relation to Bâkî's poems. Searching for plagiarism in the texts of divan literature involves some difficulties. Being the fact that divan literature is nazire literature and the special terminology that emerges around the common theme of the tradition and the world of
Antik bir bilim olan tarihle ahir zaman bilimi olan psikolojinin yolları nerde, ne zaman ve nasıl... more Antik bir bilim olan tarihle ahir zaman bilimi olan psikolojinin yolları nerde, ne zaman ve nasıl kesişti? Geriye doğru şöyle bir baktığımızda tarihçi Wegelin’in (1721-1791) yaklaşık iki yüzyıl önce hükümdarların psikolojisinin ve tebaasıyla kurdukları psikolojik bağın anlaşılmasının gerekliliğinden bahsettiği görülür. Daha yakın bir geçmişe bakıldığında daha net bir veriyle karşılaşırız; Amerikan Tarih Derneği eski başkanlarmdan Wal- ter Langer de 1957 yılında yaptığı başkanlık konuşmasında tarihçileri psi- koanalitik psikolojiyi benimsemeye ve tarih çalışmalarında bir metot olarak kullanmaya davet eder. Langer’e göre, “tarih sadece müşahhas olmayan tarihsel güçler değil, insan davranışlarının sahnesidir... Tarihçiler gayrişahsi güçler ve nedensellikten ziyade (veya en az onlar kadar) insanlar ve davranışlarıyla alakadar olurlar... (Öyleyse) nasıl olur da psikanalitik mükte- sebatı ihmal edip kullanmazlar?
Divan edebiyatinda tum sairler tarafindan musterek olarak kullanilan, standart, umumi ve bazen de... more Divan edebiyatinda tum sairler tarafindan musterek olarak kullanilan, standart, umumi ve bazen de belirsizlik gosteren bir cografya vardir. Hemen hemen her divan sairinin siirinde Misir, Şam, Rum, Cin, Hoten, Bedahsan gibi bu standart cografyaya ve bu cografya etrafinda olusturulan benzer soyleyis ve hayallere rastlamak mumkundur. Bu cografya en kucuk yerlesim biriminden en buyugune, en yakinindan en uzagina kadar sairler icin hazir bir malzeme olmustur. Şairler gezip gormedikleri, icinde yasamadiklari ve dogrudan bilmedikleri bu cografya yaninda mahalli cografyalara da farkli yonleriyle yer vermislerdir. Bu mahalli cografyalardan biri de Karaman’dir. Karamanoglu Beyligi’nin onemli merkezlerinden biri olan Karaman divan sairleri tarafindan cografi, tarihi, siyasi, kulturel ve bazi sosyal ozellikleriyle ele alinmistir. Şairler, Karaman’i sevgilinin cesitli guzellik unsurlariyla iliskilendirmisler, bazen de cesitli soz ve anlam oyunlari icinde dekoratif amacla kullanmislardir. Karaman...
Diyanet İşleri Başkanlığı, Din İşleri Yüksek Kurulu tarafından düzenlenen bu istişare toplantısın... more Diyanet İşleri Başkanlığı, Din İşleri Yüksek Kurulu tarafından düzenlenen bu istişare toplantısında yaptığım sunumda güncel inanç problemleri insan doğası çerçevesinde ele alınmıştır. İnsan gelişiminde çocukluk, ergenlik ve gençlik evreleri anlatılmıştır. İnsan doğasının( fıtrat) gelişimsel yönü özet bir şekilde sunularak son zamanlarda popüler bir konu haline gelen deizm konusu ergenlik krizi çerçevesinde açıklanmıştır. Gelişen iletişim teknolojisi sayesinde günümüzde ergenlerin ve gençlerin ciddi bir inanç krizi yaşadığı, yaşanan bu krizin insanın gelişen doğası bakımından normal bir geçiş süreci olduğuna dikkat çekilmiştir. Ayrıca söz konusu bu kriz bilinçli bir şekilde mikro ve makro seviyede ele alınarak psikolojik, sosyolojik ve pedagojik teori ve pratikler ışığında incelenmesinin gerekliliği ve gençlerin geçirdiği bu inanç krizi sebebiyle dışlanmaması ve yadırganmaması gerekliliği vurgulanmıştır
Asil adi Ahmed olan Kuddusi, 1769’da Nigde’nin Bor ilcesinde dogmustur. Maras’in en eski aileleri... more Asil adi Ahmed olan Kuddusi, 1769’da Nigde’nin Bor ilcesinde dogmustur. Maras’in en eski ailelerinden birine mensup olup Marasizâde Ahmed Kuddusi olarak taninmaktadir. Ilim ogrenirken tasavvufa meyleden Ahmed Kuddusi, cesitli tarikatlarin bunyesinde yer almis, daha sonra Kadiri tarikatinda seyh olmustur. Manzum ve mensur dini-tasavvufi birtakim eserler yazan sairin hacimli bir divani vardir. Kuddusi Divani, Ahmet Dogan (2013) tarafindan bes yazma ve tas baskisi nushalar karsilastirilarak hazirlanmistir. Divan’da 945 gazel, 42 kaside, 20 murabba, 4 muhammes, 3 museddes, 3 muasser, 1 mustezat, 3 kita, 34 dortlu olmak uzere toplam 1054 siir yer almaktadir. Dogan’a (2013: 57) gore bu siirlerden 1020’si aruz vezni, 34’u hece vezniyle yazilmistir. Dogan (2013: 59), aruz vezniyle yazildigini ifade ettigi 20 gazel, 2 kaside ve 2 kitanin kalibinin tespit edilemedigini belirtmektedir. Bu calismada Dogan’in belirttigi bu siirlerin oncelikle aruz ile yazilip yazilmadiklari incelenecek, aruzla y...
En yaygın anlamıyla bir şeyin varlığını veya doğruluğunu herhangi bir delil olmadan kabul etmek o... more En yaygın anlamıyla bir şeyin varlığını veya doğruluğunu herhangi bir delil olmadan kabul etmek olan inanç, insan doğasının (fıtrat, tabiat) önemli unsurlarından biri olup, fıtri (doğal, tabii) bir olgudur. Bu bölüm-de konumuz inancın mantıksal ve felsefi doğruluğu veya yanlışlığı değil, bizi ilgilendiren genelde inancın özelde de dini inancın psikolojisidir. İnsan niçin inanır? Dini inancın fıtri dinamikleri nelerdir? Dini inancın birey ve çevresi üzerinde nasıl etkisi vardır
In organizations, employees meet ethical behavior and also unethical behavior which damage organi... more In organizations, employees meet ethical behavior and also unethical behavior which damage organizations and employees. Whistleblowing occurs as using organizations' resources badly, stealing, bribing, discrimination, do not obeying the rules in organizations. That is so important to blowing these kinds of behaviors. Whistleblowing is about reflecting unethical behavior inside and outside the organizations. The purpose of the study is giving an operational definition of whistleblowing, investigating whistleblowing in organizations in terms of legal regulations and evaluating of protecting whistleblowers.
Sigmund Freud and his theory of psychoanalysis have been going under the intensive scientific inq... more Sigmund Freud and his theory of psychoanalysis have been going under the intensive scientific inquisitions for many decades and it appears that this will last for many decades to come. Providing a brief overview of the development of the psychoanalytic theory and the debates for and against it, this paper tries to bring attentions to the psychoanalysis as an interpretative enterprise. Drawing on tire recent trend in the Continental philosophy, it argues that even though it has lost its popularity in academic psychology, psychoanalysis has been gaining a new recognition in Humanities as an art of interoperation. In this context, the value of psychoanalysis as “hermeneutics of suspicion” is discussed
İnsan gelişiminde ergenlik ve gençlik dönemi insanın doğası (Fıtrat) gereği hassas, değişken, çal... more İnsan gelişiminde ergenlik ve gençlik dönemi insanın doğası (Fıtrat) gereği hassas, değişken, çalkantılı ve stresli bir süreçtir. Çocukluktan yetişkinliğe uzanan yolda sancılı bir geçiş olan bu süreçte birey hem fiziksel hem duygusal hem de zihinsel olarak hızlı bir büyüme yaşar. Hem gençlerin kendisi için hem de aileleri için çeşitli ruhsal ve toplumsal gerginlik, taşkınlık, bunalım, çalkantı ve stres kaynağı olan bu gelişim, değişim ve dönüşüm süreci fıtri ve evrensel bir fenomendir. Yani niteliksel olarak çeşitli farklılıklar arz etse de hemen hemen her kültürde mevcuttur ve insanlık tarihi kadar eskidir. Bu gelişim, değişim ve dönüşüm sürecinin gençlerin ve yakınlarının hayatına yansıyan çeşitli sonuçları vardır; örneğin uyku ve yemek düzeninde bozulma, riskli davranış eğiliminin artması, otoriteyle çatışma /ebeveynle ters düşme, akran baskısı ve âşık olma gibi hem bireyin kendisini hem de içinde bulunduğu sosyal ortamları (Aile, sınıf) zor durumda bırakan durumlar ortaya çıkar. Ortaya çıkması muhtemel riskli sonuçlardan biri de gençlerin inançla ilgili sorgulamalarıdır. Özellikle son zamanlarda mütedeyyin ve muhafazakâr aileleri endişelendiren bu türden sorgulamaları ele alan bu çalışmada söz konusu problem hem psikolojik hem de dini referanslar üzerinden incelenecektir. Bu bağlamda özellikle de “Hanif” kavramı üzerinden bir okuma yapılarak, Kur’an-ı Kerim’de 12 ayrı yerde geçen bu kavramın lengüistik ve tarihsel çözümlemeleri yapılarak ergenlik ve gençlik psikolojisiyle örtüşen unsurları tartışılacaktır
About three years ago, the Turkish Government initiated spiritual care services in certain hospit... more About three years ago, the Turkish Government initiated spiritual care services in certain hospitals. The Presidency of Religious Affairs and the Ministry of Health signed a protocol to provide spiritual care for patients, primarily in palliative units. After the initiative, both public and academic interest surprisingly increased. As a result, research in spirituality boomed. Many researchers from various disciplines-ranging from psychiatry to psychology, education, social work, nursing, and theology- have been conducting series of studies in spirituality and spiritual care. Although this initiative caused upsurge and exuberance in the Turkish academia, there are several challenges needed to be dealt with. One of the first and most challenging issues is the conceptual frame. The definition of spirituality has not been settled in the literature. Almost every involved discipline attempts to develop their own unique conceptual frame regarding spirituality. This elusiveness creates both theoretical and methodological problems. The second most important challenge involves several cultural factors. First of all, since the concept of “spiritual care,” with its theoretical and practical aspects, is imported from Western culture, it seems to be askew in Turkish culture. Second, the modern and secularly oriented medical community seems to not be familiar with such practice and tends to resist it. Third, its cross-disciplinary nature has created territorial disputes among several disciplines. Finally, the patients also oftentimes found it to be odd and confusing. After briefing the spiritual care initiative in Turkey, this paper will explore these challenges and related developments throughout the past 4 years in which spiritual care has been in practice
This talk contains brief introduction to the long history of the relationship between West and Mu... more This talk contains brief introduction to the long history of the relationship between West and Muslim World. Based on the historical background, contemporary American Muslim experience is discussed from several perspectives such as religion, politics, psychology and history. Some recent statistical facts are introduced. Fundamental challenges such as integration, identity and social cohesion that both American Muslim community and Americans faces are highlighted. Despite some short term political and cultural challenges, several long-term opportunities are projected. In this frame, the role of second and third generation American Muslim are highlighted. Especially, in the context of global peace, bridging role of second and third generation immigrant Muslim is emphasized
Haniflik kavrami; cogu Musluman âlim tarafindan Islam oncesi doneme kadar genelde Arap yarimadasi... more Haniflik kavrami; cogu Musluman âlim tarafindan Islam oncesi doneme kadar genelde Arap yarimadasinda varligini surduren Hz. Ibrahim’in Tevhid Dini olarak kabul edilir. Bu makalede psiko-tarih / psiko-biyografi ve dilbilimsel cozumlemeler yaparak, Hanifligin bir dinin adi olmayip, bir sifat oldugu tezi ileri surulmektedir. Hanifligi psikolojik acidan elealan bu teze gore, Haniflik bir din olmaktan ziyade, bedensel/zihinsel/ duygusal/sosyal ve spirituel anlamda buyumekte olan bir bireyin dine yonelik tutumudur. Kavram aslinda psikolojik bir haleti ruhiyeye isaret etmektedir. Haniflikte dini bir anlamdan ziyade, psiko-sosyal bir baglam on plandadir. Gerek kavramin etimolojisi, gerek Hz. Ibrahim’in hayati, gerekse Kur’ân-i Kerim deki kullanimi dikkate alindiginda, Hanifligin manevi /dini gelisimde bir asama, modern psikolojinin vurguladigi ergenlik ruhunu yansitan bir gelisimsel donum noktasi , bir moratoryum durumu ve bir kimlik arayis ve insa sureci oldugu gorulur.
Uploads
Papers by hasan kaplan