Troya Müzesi Müdürü Rıdvan Gölcük'ün arkeolojihaber sitesinde Murat Başlar moderatörlüğünde Troya... more Troya Müzesi Müdürü Rıdvan Gölcük'ün arkeolojihaber sitesinde Murat Başlar moderatörlüğünde Troya'yı kimlikler bağlamında ele aldığı sunumu.
18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi ve Troya kimliği ilişkisi üzerine Çanakkale Zaferi'nin 106. Yıl Dö... more 18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi ve Troya kimliği ilişkisi üzerine Çanakkale Zaferi'nin 106. Yıl Dönümünde ÇOMÜ TV'de yapılan program
A group of grave structures unearthed during the forest road opening works within the borders of ... more A group of grave structures unearthed during the forest road opening works within the borders of the Gallipoli Historical National Park provide some interesting evidence about the condition of the region during the Roman period. The grave structures unearthed on a maquis slope overlooking the Anzac Cove in the vicinity of Conkbayiri were constructed using sandstone blocks specific to the region and were in the form of cist graves. Considering the location and characteristics of the graves as well as their stylistic features, it is understood that there is a small necropolis belonging to the Roman period in this area. After the excavations carried out by the experts of the Çanakkale Museum Directorate, it is understood that there were single burials in these graves, and the fact that many burial gifts were recovered from these graves makes these graves more qualified. Although they were built in a local style, the gifts recovered from the graves include terracotta oil lamps, jugs and unguanterium, as well as various glass artefacts and two Sestos city coins. All these finds show that these tombs were used during the Roman period and that the area was in close relations with some important centres of the period, especially with the surrounding cities.
ERKEN BİZANS DÖNEMİ BOYUNCA HAC ZİYARETLERİNİN EN POPÜLER HEDİYELİK YA DA ANI EŞYASI OLARAK KABUL... more ERKEN BİZANS DÖNEMİ BOYUNCA HAC ZİYARETLERİNİN EN POPÜLER HEDİYELİK YA DA ANI EŞYASI OLARAK KABUL EDİLEN MENAS AMPULLALARINDAN MS. 6. YÜZYILA TARİHLENEN İKİSİNİN ÇANAKKALE TROYA MÜZESİ KOLEKSİYONUNDA YER ALMASI, TROAS BÖLGESİNDEKİ YERLEŞİM YERLERİNİN BU DÖNEMDE UZAK MESAFELERLE OLAN İLİŞKİLERİNİ ORTAYA KOYMASI BAKIMINDAN ÖNEMLİ KABUL EDİLMELİDİR.
Troya Müzesi son yıllarda müzecilik konusunda gösterdiği başarılar ve aldığı ödüller ile kamuoyu ... more Troya Müzesi son yıllarda müzecilik konusunda gösterdiği başarılar ve aldığı ödüller ile kamuoyu nezdinde dikkat çekmiş ve takdir toplamıştır. Müzenin başarıları söz konusu edildiğinde “genç müze” vurgusu, üzerinde adeta uzlaşılmış bir tespit olmuştur. 2018 yılında kapılarını ziyarete açan Troya Müzesi, yeni bir müze olsa dahi bu müzenin arkasında çalışan yapının yani Çanakkale Müze Müdürlüğü’nün, onlarca yıla dayanan bir geçmişi olduğu çok az kişi tarafından bilinmektedir. İyi bir kurum yaratmanın yollarından biri de kurumsal tarihin doğru bir şekilde ele alınmasından geçtiği bilinciyle Çanakkale Müze Müdürlüğü’nün kurumsal tarihi konusunda tarafımızca çalışmalar yapılmaya başlanmıştır. Araştırmalar sırasında 1930, 1932 ve 1936 gibi birbirinden farklı kuruluş tarihlerinin verildiğinin tespit edilmesi bu noktada bir hatanın olduğunu ortaya koymuştur. Bunun üzerine araştırmaya devlet arşivleri üzerinde devam edilmiştir. 19. yy’da Osmanlı İmparatorluğu toprakları üzerinde uygulanan “Müze Şube” ve “Fahri Müze Memuru” uygulamaları ölçeğinde Çanakkale’de hayata geçen girişim anlaşılmaya çalışılmıştır. Bu çalışma, belgelerle desteklenerek Çanakkale Müzesi’nin kuruluş tarihinin 1911 yılı olduğu ortaya konmuştur.
Abstract The Troy Museum has recently attracted a great public attention and appreciation due to its institutional achievements and the awards granted to it in the field museology. The achievements of the museum almost created an awareness of the concept of “young museum”. Although the Troy Museum opened its doors to visitors only in 2018, only a few knew that the museum has a decades-long background behind it. It is probably one way to establish a good institution by approaching its historical background in a right way. For this reason, we have initiated a study on the institutional history of the Çanakkale Museum. The existence of different dates such as 1930, 1932 and 1936 on the first foundation of the Çanakkale Museum made it necessary to conduct new research on this inconsistency related to these foundation dates. Investigations were carried out in the states archives to shed new light on this issue. The early attempt of founding a museum in Çanakkale was examined in relation to the use of such terms as “museum branch” and “honorary museum officer”, which were frequently used in the Ottoman Empire during the nineteenth century. This work in this context demonstrates in the light of Ottoman archival sources that the foundation date of the Çanakkale Museum could be 1911.
The Aeneid written by Vergilius aimed to become an establishment legend for the Roman Empire and ... more The Aeneid written by Vergilius aimed to become an establishment legend for the Roman Empire and to create a root for the Empire. Although it has been passed for almost two millennium over being written, it takes its place in collective memory with its new contexts. Aeneas established Lavinium, Romulus and Remus, descended from him and being breastfed by a wolf, established the city of Rome in 753 BC. Refugee Aeneas, a mythic character, has a special place in the Italian cultural memory today. On the other hand, Aeneas with Dardanos is referred to as the "leader of the Trojans" and the "advisor of the Trojans" in the Iliad. Therefore, our hero has an important place in Anatolian cultural memory. In our study, the construction of "Aeneas Diplomacy" as a new channel of association and communication through Aeneas, which has an important place in the cultural memory of both countries, will be discussed.
The Aeneid written by Vergilius aimed to become an establishment legend for the Roman Empire and ... more The Aeneid written by Vergilius aimed to become an establishment legend for the Roman Empire and to create a root for the Empire. Althought it has been passed for almost two millennium over being written, it takes its place in collective memory with its new contexts. Aeneas established Lavinium, Romulus and Remus, descended from him and being breastfed by a wolf, established the city of Rome in 753 BC. Refugee Aeneas, a mythic character, has a special place in the Italian cultural memory today. On the other hand, Aeneas with Dardanos is referred to as the "leader of the Trojans" and the "advisor of the Trojans" in the Iliad. Therefore, our hero has an important place in Anatolian cultural memory. In our study, the construction of "Aeneas Diplomacy" as a new channel of association and commınication throught Aeneas, which has an important place in the cultural memory both countries, will be discussed.
In Baku, the capital of Azerbaijan, The World Heritage Committee of UNESCO aggreged to include th... more In Baku, the capital of Azerbaijan, The World Heritage Committee of UNESCO aggreged to include the Guggenheim Museum and its eight buildings designed by American architect Frank Lloyd Wright to the list of heritage in a session in 2019. In this article, it is examined whether there is a correlation between UNESCO’s Baku decision and the USA’s withdraw from UNESCO in 2019, and investigated if the USA would re-join UNESCO under the new president Joe Biden
Türkiye Bilimler Akademisi Kültür Envanteri Dergisi, 2019
Kocaeli Müzesi'nde yer alan beş adet tamamı korunmuş mühürlü amphora bu makalenin konusunu oluştu... more Kocaeli Müzesi'nde yer alan beş adet tamamı korunmuş mühürlü amphora bu makalenin konusunu oluşturmaktadır. Amphoralar, antik dönemde, çoğunlukla deniz aşırı taşımacılıkta ürünlerin sevkiyatında kullanılan ve kentler arasındaki ticari bağlantıları ortaya koyan kaplardır. Çeşitli yollarla Kocaeli Müzesi'ne kazandırılmış olan bu amphoralar da, Kocaeli ve çevresine ulaşmış ürünlerin kökeni, niteliği, ve kentin ve içinde bulunduğu Bithynia bölgesinin Klasik Çağlardaki ticari faaliyetlerini belgelemektedir. Amphoralar üzerinde yer alan mühürler, amphoraların üretim tarihlerinin daha kesin olarak belirlenmesine yardımcı olmaktadırlar. Müzede yer alan amphoraların 3 adedi, Rhodos, 1 adedi Knidos ve sonuncusu da Thasos kökenlidir. İncelenen amphoraların bazı kulplarının kırık veya üzerlerindeki mühürlerin çok aşınmış olması nedeniyle mühürlerin hepsi korunmamıştır. Ancak, mühürlerinin her ikisi de iyi korunmuş olan bir Rhodos amphorası, amphoranın üreticisi ve onu tarihleyen yöneticinin ilişkisini ilk kez ortaya koyarak, üreticinin faaliyet döneminin yeniden değerlendirilmesine olanak sağlaması açısından önem taşımaktadır.
This article examines assemblage of amphorae kept at the Kocaeli Archaeology Museum, in the light... more This article examines assemblage of amphorae kept at the Kocaeli Archaeology Museum, in the light of their findspots in order the establish the external relations of the Gulf of İzmit. The statistical analysis of amphorae from the Kocaeli Museum shows that 17% of the amphorae were found in İzmit, % 29 from South of the Gulf of İzmit and the shores of Helenopolis, 54 % from the western Black Sea Sections (Kefken-Kerpe). No amphorae were retrieved from the shoves in this area for the construction of D100 highway. This means that harbors of the city Nicomedia were also lost during these filling activities. Old photographs related to Pertev Paşa Mosque confirm this. This may explain the lack of shipwrecks and amphorae on the shores of Nicomedia. Rich assemblage of amphorae retrieved from the shoresof Helenopolis clearly shows that such may have also been the casefor NicomediaThe high ratio of amphorae at Kocaeli Archaeology Museum originating at Black Sea region resulted from modern fishing. In this context, this presentation evaluates the impact of pollution and urbanization on the number and diversity of amphorae found at the museums, such as the Kocaeli Archaeology Museum.
Nikomedia, III. ve IV. zaman jeolojik yapi uzerinde yer aldigi icin kuruldugu gunden itibaren sik... more Nikomedia, III. ve IV. zaman jeolojik yapi uzerinde yer aldigi icin kuruldugu gunden itibaren sik sik depremlere maruz kalmistir. Yerlesim alaninin guneyinden aktif olan Kuzey Anadolu Fay Hatti gecer. Bu fay belli donemlerde kenti yerle bir edecek siddette depremler uretmistir. Bu depremler kentin gelisimini olumsuz yonde etkilemistir (Guney, 2013, 1472). Bolgede M.O. 2100 ile M.S. 1900 arasinda farkli siddetlerde 300 deprem, 40 adet de tsunami kaydedilmistir (Doganci, 2016, 119). Merkez ussu Kocaeli’nin Golcuk Ilcesi olan 17 Agustos 1999’da saat 03.02’de meydana gelen ve yaklasik 45 saniye suren 7.4 buyuklugundeki depremin etkileri cok aci sonuclara yol acmistir. Kocaeli, Golcuk, Duzce, Sakarya, Istanbul ve Yalova’da buyuk can ve mal kaybi ile yikima neden olan depremde resmi verilere gore 17 bin 480 kisi hayatini kaybederken on binlerce kisi yaralanmistir. Marmara depreminden en cok etkilenen Kocaeli’nde 9 bin 477 kisi yasamini yitirmis, 9 bin 881 kisi yaralanmistir. Depremde, 35 ...
bir dergidir. Kullanıcılar, dergide yayınlanan makalelerin tamamını tam metin olarak okuyabilir, ... more bir dergidir. Kullanıcılar, dergide yayınlanan makalelerin tamamını tam metin olarak okuyabilir, indirebilir, makalelerin çıktısını alabilir ve kaynak göstermek suretiyle bilimsel çalışmalarında bu makalelerden faydalanabilir. Bunun için yayıncıdan ve yazar(lar)dan izin almasına gerek yoktur. Dergide yayınlanan makalelerin bilimsel ve hukuki sorumluluğu tamamen yazar(lar)ına aittir. Arkhaia Anatolika, The Journal of Anatolian Archaeological Studies follows Open Access as a publishing model. This model provides immediate, worldwide, barrier-free access to the full text of research articles without requiring a subscription to the articles published in this journal.
Çanakkale’de Rum ve Türk köylerini bundan yaklaşık 120 yıl öncesinde uzaktan baktığınızda nasıl a... more Çanakkale’de Rum ve Türk köylerini bundan yaklaşık 120 yıl öncesinde uzaktan baktığınızda nasıl ayırt ederdiniz? Evlerin mimarisinden mi, insanların giyimlerinden mi? İçtiklerinden mi, yediklerinden mi? Mutlaka bunların hepsinde kültürel farklılıklar çıkacaktır ortaya. Fakat Çanakkale’yi yakından tanıyan, hatta yıllarca Çanakkale’de yaşamış bir Alman gezginin Türk ve Rum Köylerini birbirinden ayırt etme yöntemi ise saydıklarımızın hepsinden farklı. Bakın Alman gezgin nasıl ayırt etmiş bu köyleri.
Bugüne kadar Troya’yı ziyaret edenler arasında Pers İmparatorluğu Kralı Xerxes’in, Büyük İskender... more Bugüne kadar Troya’yı ziyaret edenler arasında Pers İmparatorluğu Kralı Xerxes’in, Büyük İskender’in, Roma İmparatoru Caracalla’nın ve İmparator Fatih Sultan Mehmet’in olduğu bilinir. Fakat Hz. İsa’nın Troya’ya geldiğini biliyor muydunuz? Hem de Troya Kralı Priamos’u ziyaret için… Hz. İsa ile Priamos arasında yaklaşık 1200 yıllık bir zaman dilimi olduğunun farkındayız elbet. Peki, bu ziyaret bir peygamberlik mucizesi olarak mı hayat bulmuştu? Hz. İsa Troya’da Priamos’u niçin ziyaret etmişti? Gelin bu iddianın sahibi Troya Kazısı hafiri Heinrich Schliemann’dan olan biteni dinleyelim.
ERKEN BİZANS DÖNEMİ BOYUNCA HAC
ZİYARETLERİNİN EN POPÜLER HEDİYELİK
YA DA ANI EŞYASI OLARAK KAB... more ERKEN BİZANS DÖNEMİ BOYUNCA HAC ZİYARETLERİNİN EN POPÜLER HEDİYELİK YA DA ANI EŞYASI OLARAK KABUL EDİLEN MENAS AMPULLALARINDAN MS. 6. YÜZYILA TARİHLENEN İKİSİNİN ÇANAKKALE TROYA MÜZESİ KOLEKSİYONUNDA YER ALMASI, TROAS BÖLGESİNDEKİ YERLEŞİM YERLERİNİN BU DÖNEMDE UZAK MESAFELERLE OLAN İLİŞKİLERİNİ ORTAYA KOYMASI BAKIMINDAN ÖNEMLİ KABUL EDİLMELİDİR.
Troya surlarının önünde 10 yıl süren acımasız bir savaş. Neticesi, yok olan bir kent, ölen binler... more Troya surlarının önünde 10 yıl süren acımasız bir savaş. Neticesi, yok olan bir kent, ölen binlerce insan ve kazananın bile kaybettiği bir savaş. Kazanan nasıl mı kaybeder? MÖ 280 ve MÖ 279 yıllarında Grek kolonisi Tarentum Kralı Pirus Roma’ya saldırır. Gözü zaferden başka bir şey görmez, ne pahasına olursa olsun kazanacaktır bu zaferi. Sonunda kazanır da fakat öyle büyük kayıplar vermiştir ki; “ Bir zafer daha kazanırsam tamamen biteceğim.” demiştir Pirus. Tunçdemir’e göre de, bu sözden dolayı, nihai getirisi, kazanma yolunda ödenen bedeli karşılamayan zaferlere siyasi ve tarihi literatürde “Pirus Zaferi” denmektedir. Meydanda zafer gözükür ama daha geniş bir perspektiften bakıldığında bir hezimettir. Kazanılan zafer verilen kayıplardan sonra anlamsız hale gelmiştir. İşte Troya Savaşı’da budur. Kazananı söylemek zordur. Peki, biz bunu biliriz de savaşacak olan, canını ortaya koyan bilmez mi?
The Marmara earthquake of 17 August 1999, which caused great loss of life and property, also had ... more The Marmara earthquake of 17 August 1999, which caused great loss of life and property, also had negative effects on the works in the Kocaeli Museum collection. The purpose of this article was to explain what these effects were, and to address the measures taken against the unstructured earthquake risks taken by the Museum officials in order to reduce the destructive effects. As it is known, while it is impossible to predict the earthquake, it is possible to reduce or minimize the losses.
Troya Müzesi Müdürü Rıdvan Gölcük'ün arkeolojihaber sitesinde Murat Başlar moderatörlüğünde Troya... more Troya Müzesi Müdürü Rıdvan Gölcük'ün arkeolojihaber sitesinde Murat Başlar moderatörlüğünde Troya'yı kimlikler bağlamında ele aldığı sunumu.
18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi ve Troya kimliği ilişkisi üzerine Çanakkale Zaferi'nin 106. Yıl Dö... more 18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi ve Troya kimliği ilişkisi üzerine Çanakkale Zaferi'nin 106. Yıl Dönümünde ÇOMÜ TV'de yapılan program
A group of grave structures unearthed during the forest road opening works within the borders of ... more A group of grave structures unearthed during the forest road opening works within the borders of the Gallipoli Historical National Park provide some interesting evidence about the condition of the region during the Roman period. The grave structures unearthed on a maquis slope overlooking the Anzac Cove in the vicinity of Conkbayiri were constructed using sandstone blocks specific to the region and were in the form of cist graves. Considering the location and characteristics of the graves as well as their stylistic features, it is understood that there is a small necropolis belonging to the Roman period in this area. After the excavations carried out by the experts of the Çanakkale Museum Directorate, it is understood that there were single burials in these graves, and the fact that many burial gifts were recovered from these graves makes these graves more qualified. Although they were built in a local style, the gifts recovered from the graves include terracotta oil lamps, jugs and unguanterium, as well as various glass artefacts and two Sestos city coins. All these finds show that these tombs were used during the Roman period and that the area was in close relations with some important centres of the period, especially with the surrounding cities.
ERKEN BİZANS DÖNEMİ BOYUNCA HAC ZİYARETLERİNİN EN POPÜLER HEDİYELİK YA DA ANI EŞYASI OLARAK KABUL... more ERKEN BİZANS DÖNEMİ BOYUNCA HAC ZİYARETLERİNİN EN POPÜLER HEDİYELİK YA DA ANI EŞYASI OLARAK KABUL EDİLEN MENAS AMPULLALARINDAN MS. 6. YÜZYILA TARİHLENEN İKİSİNİN ÇANAKKALE TROYA MÜZESİ KOLEKSİYONUNDA YER ALMASI, TROAS BÖLGESİNDEKİ YERLEŞİM YERLERİNİN BU DÖNEMDE UZAK MESAFELERLE OLAN İLİŞKİLERİNİ ORTAYA KOYMASI BAKIMINDAN ÖNEMLİ KABUL EDİLMELİDİR.
Troya Müzesi son yıllarda müzecilik konusunda gösterdiği başarılar ve aldığı ödüller ile kamuoyu ... more Troya Müzesi son yıllarda müzecilik konusunda gösterdiği başarılar ve aldığı ödüller ile kamuoyu nezdinde dikkat çekmiş ve takdir toplamıştır. Müzenin başarıları söz konusu edildiğinde “genç müze” vurgusu, üzerinde adeta uzlaşılmış bir tespit olmuştur. 2018 yılında kapılarını ziyarete açan Troya Müzesi, yeni bir müze olsa dahi bu müzenin arkasında çalışan yapının yani Çanakkale Müze Müdürlüğü’nün, onlarca yıla dayanan bir geçmişi olduğu çok az kişi tarafından bilinmektedir. İyi bir kurum yaratmanın yollarından biri de kurumsal tarihin doğru bir şekilde ele alınmasından geçtiği bilinciyle Çanakkale Müze Müdürlüğü’nün kurumsal tarihi konusunda tarafımızca çalışmalar yapılmaya başlanmıştır. Araştırmalar sırasında 1930, 1932 ve 1936 gibi birbirinden farklı kuruluş tarihlerinin verildiğinin tespit edilmesi bu noktada bir hatanın olduğunu ortaya koymuştur. Bunun üzerine araştırmaya devlet arşivleri üzerinde devam edilmiştir. 19. yy’da Osmanlı İmparatorluğu toprakları üzerinde uygulanan “Müze Şube” ve “Fahri Müze Memuru” uygulamaları ölçeğinde Çanakkale’de hayata geçen girişim anlaşılmaya çalışılmıştır. Bu çalışma, belgelerle desteklenerek Çanakkale Müzesi’nin kuruluş tarihinin 1911 yılı olduğu ortaya konmuştur.
Abstract The Troy Museum has recently attracted a great public attention and appreciation due to its institutional achievements and the awards granted to it in the field museology. The achievements of the museum almost created an awareness of the concept of “young museum”. Although the Troy Museum opened its doors to visitors only in 2018, only a few knew that the museum has a decades-long background behind it. It is probably one way to establish a good institution by approaching its historical background in a right way. For this reason, we have initiated a study on the institutional history of the Çanakkale Museum. The existence of different dates such as 1930, 1932 and 1936 on the first foundation of the Çanakkale Museum made it necessary to conduct new research on this inconsistency related to these foundation dates. Investigations were carried out in the states archives to shed new light on this issue. The early attempt of founding a museum in Çanakkale was examined in relation to the use of such terms as “museum branch” and “honorary museum officer”, which were frequently used in the Ottoman Empire during the nineteenth century. This work in this context demonstrates in the light of Ottoman archival sources that the foundation date of the Çanakkale Museum could be 1911.
The Aeneid written by Vergilius aimed to become an establishment legend for the Roman Empire and ... more The Aeneid written by Vergilius aimed to become an establishment legend for the Roman Empire and to create a root for the Empire. Although it has been passed for almost two millennium over being written, it takes its place in collective memory with its new contexts. Aeneas established Lavinium, Romulus and Remus, descended from him and being breastfed by a wolf, established the city of Rome in 753 BC. Refugee Aeneas, a mythic character, has a special place in the Italian cultural memory today. On the other hand, Aeneas with Dardanos is referred to as the "leader of the Trojans" and the "advisor of the Trojans" in the Iliad. Therefore, our hero has an important place in Anatolian cultural memory. In our study, the construction of "Aeneas Diplomacy" as a new channel of association and communication through Aeneas, which has an important place in the cultural memory of both countries, will be discussed.
The Aeneid written by Vergilius aimed to become an establishment legend for the Roman Empire and ... more The Aeneid written by Vergilius aimed to become an establishment legend for the Roman Empire and to create a root for the Empire. Althought it has been passed for almost two millennium over being written, it takes its place in collective memory with its new contexts. Aeneas established Lavinium, Romulus and Remus, descended from him and being breastfed by a wolf, established the city of Rome in 753 BC. Refugee Aeneas, a mythic character, has a special place in the Italian cultural memory today. On the other hand, Aeneas with Dardanos is referred to as the "leader of the Trojans" and the "advisor of the Trojans" in the Iliad. Therefore, our hero has an important place in Anatolian cultural memory. In our study, the construction of "Aeneas Diplomacy" as a new channel of association and commınication throught Aeneas, which has an important place in the cultural memory both countries, will be discussed.
In Baku, the capital of Azerbaijan, The World Heritage Committee of UNESCO aggreged to include th... more In Baku, the capital of Azerbaijan, The World Heritage Committee of UNESCO aggreged to include the Guggenheim Museum and its eight buildings designed by American architect Frank Lloyd Wright to the list of heritage in a session in 2019. In this article, it is examined whether there is a correlation between UNESCO’s Baku decision and the USA’s withdraw from UNESCO in 2019, and investigated if the USA would re-join UNESCO under the new president Joe Biden
Türkiye Bilimler Akademisi Kültür Envanteri Dergisi, 2019
Kocaeli Müzesi'nde yer alan beş adet tamamı korunmuş mühürlü amphora bu makalenin konusunu oluştu... more Kocaeli Müzesi'nde yer alan beş adet tamamı korunmuş mühürlü amphora bu makalenin konusunu oluşturmaktadır. Amphoralar, antik dönemde, çoğunlukla deniz aşırı taşımacılıkta ürünlerin sevkiyatında kullanılan ve kentler arasındaki ticari bağlantıları ortaya koyan kaplardır. Çeşitli yollarla Kocaeli Müzesi'ne kazandırılmış olan bu amphoralar da, Kocaeli ve çevresine ulaşmış ürünlerin kökeni, niteliği, ve kentin ve içinde bulunduğu Bithynia bölgesinin Klasik Çağlardaki ticari faaliyetlerini belgelemektedir. Amphoralar üzerinde yer alan mühürler, amphoraların üretim tarihlerinin daha kesin olarak belirlenmesine yardımcı olmaktadırlar. Müzede yer alan amphoraların 3 adedi, Rhodos, 1 adedi Knidos ve sonuncusu da Thasos kökenlidir. İncelenen amphoraların bazı kulplarının kırık veya üzerlerindeki mühürlerin çok aşınmış olması nedeniyle mühürlerin hepsi korunmamıştır. Ancak, mühürlerinin her ikisi de iyi korunmuş olan bir Rhodos amphorası, amphoranın üreticisi ve onu tarihleyen yöneticinin ilişkisini ilk kez ortaya koyarak, üreticinin faaliyet döneminin yeniden değerlendirilmesine olanak sağlaması açısından önem taşımaktadır.
This article examines assemblage of amphorae kept at the Kocaeli Archaeology Museum, in the light... more This article examines assemblage of amphorae kept at the Kocaeli Archaeology Museum, in the light of their findspots in order the establish the external relations of the Gulf of İzmit. The statistical analysis of amphorae from the Kocaeli Museum shows that 17% of the amphorae were found in İzmit, % 29 from South of the Gulf of İzmit and the shores of Helenopolis, 54 % from the western Black Sea Sections (Kefken-Kerpe). No amphorae were retrieved from the shoves in this area for the construction of D100 highway. This means that harbors of the city Nicomedia were also lost during these filling activities. Old photographs related to Pertev Paşa Mosque confirm this. This may explain the lack of shipwrecks and amphorae on the shores of Nicomedia. Rich assemblage of amphorae retrieved from the shoresof Helenopolis clearly shows that such may have also been the casefor NicomediaThe high ratio of amphorae at Kocaeli Archaeology Museum originating at Black Sea region resulted from modern fishing. In this context, this presentation evaluates the impact of pollution and urbanization on the number and diversity of amphorae found at the museums, such as the Kocaeli Archaeology Museum.
Nikomedia, III. ve IV. zaman jeolojik yapi uzerinde yer aldigi icin kuruldugu gunden itibaren sik... more Nikomedia, III. ve IV. zaman jeolojik yapi uzerinde yer aldigi icin kuruldugu gunden itibaren sik sik depremlere maruz kalmistir. Yerlesim alaninin guneyinden aktif olan Kuzey Anadolu Fay Hatti gecer. Bu fay belli donemlerde kenti yerle bir edecek siddette depremler uretmistir. Bu depremler kentin gelisimini olumsuz yonde etkilemistir (Guney, 2013, 1472). Bolgede M.O. 2100 ile M.S. 1900 arasinda farkli siddetlerde 300 deprem, 40 adet de tsunami kaydedilmistir (Doganci, 2016, 119). Merkez ussu Kocaeli’nin Golcuk Ilcesi olan 17 Agustos 1999’da saat 03.02’de meydana gelen ve yaklasik 45 saniye suren 7.4 buyuklugundeki depremin etkileri cok aci sonuclara yol acmistir. Kocaeli, Golcuk, Duzce, Sakarya, Istanbul ve Yalova’da buyuk can ve mal kaybi ile yikima neden olan depremde resmi verilere gore 17 bin 480 kisi hayatini kaybederken on binlerce kisi yaralanmistir. Marmara depreminden en cok etkilenen Kocaeli’nde 9 bin 477 kisi yasamini yitirmis, 9 bin 881 kisi yaralanmistir. Depremde, 35 ...
bir dergidir. Kullanıcılar, dergide yayınlanan makalelerin tamamını tam metin olarak okuyabilir, ... more bir dergidir. Kullanıcılar, dergide yayınlanan makalelerin tamamını tam metin olarak okuyabilir, indirebilir, makalelerin çıktısını alabilir ve kaynak göstermek suretiyle bilimsel çalışmalarında bu makalelerden faydalanabilir. Bunun için yayıncıdan ve yazar(lar)dan izin almasına gerek yoktur. Dergide yayınlanan makalelerin bilimsel ve hukuki sorumluluğu tamamen yazar(lar)ına aittir. Arkhaia Anatolika, The Journal of Anatolian Archaeological Studies follows Open Access as a publishing model. This model provides immediate, worldwide, barrier-free access to the full text of research articles without requiring a subscription to the articles published in this journal.
Çanakkale’de Rum ve Türk köylerini bundan yaklaşık 120 yıl öncesinde uzaktan baktığınızda nasıl a... more Çanakkale’de Rum ve Türk köylerini bundan yaklaşık 120 yıl öncesinde uzaktan baktığınızda nasıl ayırt ederdiniz? Evlerin mimarisinden mi, insanların giyimlerinden mi? İçtiklerinden mi, yediklerinden mi? Mutlaka bunların hepsinde kültürel farklılıklar çıkacaktır ortaya. Fakat Çanakkale’yi yakından tanıyan, hatta yıllarca Çanakkale’de yaşamış bir Alman gezginin Türk ve Rum Köylerini birbirinden ayırt etme yöntemi ise saydıklarımızın hepsinden farklı. Bakın Alman gezgin nasıl ayırt etmiş bu köyleri.
Bugüne kadar Troya’yı ziyaret edenler arasında Pers İmparatorluğu Kralı Xerxes’in, Büyük İskender... more Bugüne kadar Troya’yı ziyaret edenler arasında Pers İmparatorluğu Kralı Xerxes’in, Büyük İskender’in, Roma İmparatoru Caracalla’nın ve İmparator Fatih Sultan Mehmet’in olduğu bilinir. Fakat Hz. İsa’nın Troya’ya geldiğini biliyor muydunuz? Hem de Troya Kralı Priamos’u ziyaret için… Hz. İsa ile Priamos arasında yaklaşık 1200 yıllık bir zaman dilimi olduğunun farkındayız elbet. Peki, bu ziyaret bir peygamberlik mucizesi olarak mı hayat bulmuştu? Hz. İsa Troya’da Priamos’u niçin ziyaret etmişti? Gelin bu iddianın sahibi Troya Kazısı hafiri Heinrich Schliemann’dan olan biteni dinleyelim.
ERKEN BİZANS DÖNEMİ BOYUNCA HAC
ZİYARETLERİNİN EN POPÜLER HEDİYELİK
YA DA ANI EŞYASI OLARAK KAB... more ERKEN BİZANS DÖNEMİ BOYUNCA HAC ZİYARETLERİNİN EN POPÜLER HEDİYELİK YA DA ANI EŞYASI OLARAK KABUL EDİLEN MENAS AMPULLALARINDAN MS. 6. YÜZYILA TARİHLENEN İKİSİNİN ÇANAKKALE TROYA MÜZESİ KOLEKSİYONUNDA YER ALMASI, TROAS BÖLGESİNDEKİ YERLEŞİM YERLERİNİN BU DÖNEMDE UZAK MESAFELERLE OLAN İLİŞKİLERİNİ ORTAYA KOYMASI BAKIMINDAN ÖNEMLİ KABUL EDİLMELİDİR.
Troya surlarının önünde 10 yıl süren acımasız bir savaş. Neticesi, yok olan bir kent, ölen binler... more Troya surlarının önünde 10 yıl süren acımasız bir savaş. Neticesi, yok olan bir kent, ölen binlerce insan ve kazananın bile kaybettiği bir savaş. Kazanan nasıl mı kaybeder? MÖ 280 ve MÖ 279 yıllarında Grek kolonisi Tarentum Kralı Pirus Roma’ya saldırır. Gözü zaferden başka bir şey görmez, ne pahasına olursa olsun kazanacaktır bu zaferi. Sonunda kazanır da fakat öyle büyük kayıplar vermiştir ki; “ Bir zafer daha kazanırsam tamamen biteceğim.” demiştir Pirus. Tunçdemir’e göre de, bu sözden dolayı, nihai getirisi, kazanma yolunda ödenen bedeli karşılamayan zaferlere siyasi ve tarihi literatürde “Pirus Zaferi” denmektedir. Meydanda zafer gözükür ama daha geniş bir perspektiften bakıldığında bir hezimettir. Kazanılan zafer verilen kayıplardan sonra anlamsız hale gelmiştir. İşte Troya Savaşı’da budur. Kazananı söylemek zordur. Peki, biz bunu biliriz de savaşacak olan, canını ortaya koyan bilmez mi?
The Marmara earthquake of 17 August 1999, which caused great loss of life and property, also had ... more The Marmara earthquake of 17 August 1999, which caused great loss of life and property, also had negative effects on the works in the Kocaeli Museum collection. The purpose of this article was to explain what these effects were, and to address the measures taken against the unstructured earthquake risks taken by the Museum officials in order to reduce the destructive effects. As it is known, while it is impossible to predict the earthquake, it is possible to reduce or minimize the losses.
This article examines assemblage of amphorae kept at the Kocaeli Archaeology Museum, in the light... more This article examines assemblage of amphorae kept at the Kocaeli Archaeology Museum, in the light of their findspots in order the establish the external relations of the Gulf of İzmit. The statistical analysis of amphorae from the Kocaeli Museum shows that 17% of the amphorae were found in İzmit, % 29 from South of the Gulf of İzmit and the shores of Helenopolis, 54 % from the western Black Sea Sections (Kefken- Kerpe). No amphorae were retrieved from the shoves in this area for the construction of D100 highway. This means that harbors of the city Nicomedia were also lost during these filling activities. Old photographs related to Pertev Paşa Mosque confirm this. This may explain the lack of shipwrecks and amphorae on the shores of Nicomedia. Rich assemblage of amphorae retrieved from the shoresof Helenopolis clearly shows that such may have also been the casefor NicomediaThe high ratio of amphorae at Kocaeli Archaeology Museum originating at Black Sea region resulted from modern fishing. In this context, this presentation evaluates the impact of pollution and urbanization on the number and diversity of amphorae found at the museums, such as the Kocaeli Archaeology Museum.
This article examines assemblage of amphorae kept at the Kocaeli Archaeology Museum, in the light... more This article examines assemblage of amphorae kept at the Kocaeli Archaeology Museum, in the light of their findspots in order the establish the external relations of the Gulf of İzmit. The statistical analysis of amphorae from the Kocaeli Museum shows that 17% of the amphorae were found in İzmit, % 29 from South of the Gulf of İzmit and the shores of Helenopolis, 54 % from the western Black Sea Sections (Kefken- Kerpe). No amphorae were retrieved from the shoves in this area for the construction of D100 highway. This means that harbors of the city Nicomedia were also lost during these filling activities. Old photographs related to Pertev Paşa Mosque confirm this. This may explain the lack of shipwrecks and amphorae on the shores of Nicomedia. Rich assemblage of amphorae retrieved from the shoresof Helenopolis clearly shows that such may have also been the casefor NicomediaThe high ratio of amphorae at Kocaeli Archaeology Museum originating at Black Sea region resulted from modern fishing. In this context, this presentation evaluates the impact of pollution and urbanization on the number and diversity of amphorae found at the museums, such as the Kocaeli Archaeology Museum.
Suudi Arabistan’ın son yıllarda gittikçe artan kültürel iş birliklerinin arkasında büyük çoğunluk... more Suudi Arabistan’ın son yıllarda gittikçe artan kültürel iş birliklerinin arkasında büyük çoğunlukla Misk Vakfını görmek mümkündür. Veliaht Prens Muhammed bin Selman, Suudi Arabistan’ı “Arap ve İslam âleminin kalbi, bir yatırım cenneti” haline getirme gayretiyle Körfez ülkelerindeki diğer dikta rejimlerinin izinden giderek kültür-sanat alanında önemli atılımlarda bulunmaktadır. Bu hedef doğrultusunda Prens, 2011 yılında “insan ruhunu geliştirmek maksadıyla” Misk Vakfı’nı kurdu. Ardından 2017’de, Suudi sanatçı Ahmet Mater yönetiminde Misk Sanat Enstitüsü kuruldu. Web sitesindeki açıklamaya göre Enstitü’nün kuruluş amacı, “Suudi Arabistan’da sanat üretimini teşvik etmek, Suudi ve Arap sanatının değer görmesini sağlamak ve uluslararası kültürel diplomasi ve alışverişin önünü açmak.” Prens’in Misk Vakfı ekseninde gelişen kültürel diplomasi girişimleri, yaşanan trajik bir olay sonucunda 2018’de büyük sekteye uğramıştır. Washington Post yazarı Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı evlilik işlemleri için Suudi Arabistan Başkonsolosluğu’na gitmiş ve bir daha kendisinden haber alınamamıştı. Konsoloslukta yapılan aramanın da dahil olduğu süreçten sonra, Suudi Arabistan yönetimi, İstanbul Başkonsolosluğu'na girdikten sonra haber alınamayan Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın "konsolosluk binasında yaşanan arbede sonucunda öldüğünü" itiraf etti. Tüm bu olanlardan sonra dünya gözünü “olağan şüpheli” olan Veliaht Prens Muhammed bin Selman üzerine dikti. Bu skandalın kriminal boyutu ülkeler arası ticaretten, diplomasiye kadar birçok alanda yankıları ortaya çıktı. Birçok müze ve sanat kurumu bu cinayete ve arkasındakilere ilişkin bir tutum geliştirdi. Peki yumuşak güç, kültürel diplomasi neleri başarabilir? Müzelerin ışıltılı sergileri ya da avangart sanatçıların iddialı tabloları arkasında neleri gizleyebilir? Kültürel diplomasinin, amacı dışında bir paravan olarak kullanılması halinde ortaya çıkan sonuçları, Cemal Kaşıkçı olayından, Irak’ın ABD tarafından işgaline kadar, Ortadoğu coğrafyası üzerinde yaşanan örnekleri ile ele almaya çalışacaktır.
2017 yılı Nisan ayının ilk pazar günü Kocaeli Müzesi’ne gelen bir telefon haberi ile; İlimiz İzmi... more 2017 yılı Nisan ayının ilk pazar günü Kocaeli Müzesi’ne gelen bir telefon haberi ile; İlimiz İzmit İlçesi, Serdar Mahallesi, D-100 Karayolu güney sınırında, no:59 Sekapark adresinde, İSU Genel Müdürlüğünün bulunduğu sahada, yapımına yeni başlanan bina inşaatı temel kazısında, tarihi eser olabilecek yapılara rastlandığı bildirilmişti. İlk gün 3 lahitin varlığının tespit edildiği alanda bugün bir nekropol duvarının çevrelediği, platforma oturan 51 adet kiremit mezar, 5 adet lahit mezar, 2 adet amphora mezar olmak üzere toplam 58 adet mezar ve onlarca küçük buluntuya ulaşılmıştır.
ÖZET
İngilizcede ‘public diplomacy’, Fransızca’da ‘la diplomatie publique’ olarak kullanılan “kam... more ÖZET İngilizcede ‘public diplomacy’, Fransızca’da ‘la diplomatie publique’ olarak kullanılan “kamu diplomasisi” kavramı, bir hükümetin başka ulusların halkını ve aydınlarını, bu ulusun politikalarını kendi avantajına döndürmek amacıyla etkilemeye çalışması anlamına gelmektedir. Bu hedefe ulaşmanın en önemli yollarından birisi “yumuşak güç” olarak kabul edilen sanatsal faaliyetlerdir. Avrupa Birliğinin bütünleşmesi kapsamında olgunlaştırılan ve 1969 yılında kurulan Avrupa’nın en büyük sanat organizasyonlarının başında gelen ve tamamen kamu diplomasisi girişimleriyle başlayan “Europalia” ve Europolia içinde Türkiye’nin 20 yıllık yer alma geçmişi bu tezin konusunu oluşturmaktadır. Tezde Europalia Sanat Festivali, kültürel diplomasi ekseninde ele alınarak, bu süreçteki yaklaşımlar irdelenmiş ve bu alanın ülkemiz adına sunacağı fırsatlar gösterilmeye çalışılmıştır.
Türkiye’nin Merkezi Brüksel’de bulunan ve iki yılda bir gerçekleşen Europalia sanat festivaline ilk başvurusu 1996 yılında olmuştur. Kurum başvuruyu kabul ederek “Europalia 96” nın konuk ülkesinin Türkiye olacağını duyurmuştur. Türkiye, festivalin Avrupa Topluluğu üyeliği için artı değer katacağını düşünmüştür. Kültür-sanat etkinliklerinin sadece kendi bağlamında değerlendirilemeyeceği açıktır. Fakat kısa bir süre sonra kurum, festivalin ertelendiğini bildirilmiştir. Başlangıçta ekonomik sebepleri neden olarak gösteren organizasyonun politik sebepler dolayısıyla 96 Europalia’sını gerçekleştirmediği anlaşılmıştır. Türkiye’nin 1997 yılına ertelenen Europalia müracatı, Belçika tarafından reddedilmiştir. Bu erteleme ve iptallerin ana sebepleri eurocentric bakış açısından şekillenen politik sebepler gibi görünmektedir. Reddedilme gerekçesi olarak gösterilen Türkiye’nin organizasyon hazırlıkları boyunca yaptığı bazı hataların olduğunu da kabul etmemiz gerekir.
2013 yılına gelindiğinde, 2015 Europalia’sının konuk ülkesinin Türkiye olduğu duyurulur. 2015 yılının sözde Ermeni soykırımının yüzüncü yıldönümüne gelmesi sebebiyle özellikle Avrupa merkezli bazı kurumlar Türkiye’nin Europalia’ya katılımı konusunda tepkilidir. Belçika tarafı tarihin bir tesadüf olduğunu duyurmuştur. Türkiye ise bu kez 1996 ve 1997 tecrübelerinden tamamen farklı olarak daha tecrübeli ve dikkatli hareket etmiştir. Türkiye festivalin Avrupa ile olanilişkilerini bir üst perdeye taşıyacağını umut etmiştir.
ABSTRACT The concept of "public diplomacy", which is used as "diplomatie publique" in French, means that a government tries to influence the people and intellectuals of other nations in order to bring their policies to their advantage. One of the most important ways to achieve this goal is artistic activities, which are accepted as "soft power". "Europalia", which was matured within the scope of European Union integration and founded in 1969, is one of the biggest art organizations of Europe and started with public diplomacy initiatives and Turkey’s 20 years long efforts to take part within Europalia constitute the subject of this thesis, in which the Europalia Art Festival is discussed in the axis of cultural diplomacy, different approaches in this process are examined and the opportunities this festival will offer on behalf of our country are tried to be shown.
Turkey’s first application to Europalia which was organized once every two years and which has its headquarter in Brussel was in 1996. Organization accepted the application and announced that Turkey will be the guest country of “Europalia 96”. Turkey thought that the festival will add value to its European Community membership’s application. It is clear that culture-art activities cannot be evaluated only in their own context. However, soon the institution reported that the festival was postponed. It was understood that the organization, which initially showed economic reasons for the postponement, did not realize 96 Europalia due to political ones.
Turkey’s deferred application to 1997 was rejected by Belgium. The main cause of these deferments and cancellations seems to be the polities formed with Eurocentric point of view. We must also acknowledge that there are a number of errors too made by Turkish organization during the preparation phase, that have been put forward as reasons for rejection. By the year 2013 it was announced that the guest country of Europalia 2015 will be Turkey. Due to the fact that 2015 is the 100th anniversary of the Armenian’s alleged genocide claims a number of European based organizations reacted to this decision. Belgium side claimed that the choice of the year was a coincidence. On the other hand, different than 1996 and 1997, this time Turkish side was much more experienced in its conduct. Turkey hoped that the festival will boost Turkey’s relation with Europe to an upper level.
İngilizcede ‘public diplomacy’, Fransızca’da ‘la diplomatie publique’ olarak kullanılan “kamu dip... more İngilizcede ‘public diplomacy’, Fransızca’da ‘la diplomatie publique’ olarak kullanılan “kamu diplomasisi” kavramı, bir hükümetin başka ulusların halkını ve aydınlarını, bu ulusun politikalarını kendi avantajına döndürmek amacıyla etkilemeye çalışması anlamına gelmektedir. Bu hedefe ulaşmanın en önemli yollarından birisi “yumuşak güç” olarak kabul edilen sanatsal faaliyetlerdir. Avrupa Birliğinin bütünleşmesi kapsamında olgunlaştırılan ve 1969 yılında kurulan Avrupa’nın en büyük sanat organizasyonlarının başında gelen ve tamamen kamu diplomasisi girişimleriyle başlayan “Europalia” ve Europolia içinde Türkiye’nin 20 yıllık yer alma geçmişi bu tezin konusunu oluşturmaktadır. Tezde Europalia Sanat Festivali, kültürel diplomasi ekseninde ele alınarak, bu süreçteki yaklaşımlar irdelenmiş ve bu alanın ülkemiz adına sunacağı fırsatlar gösterilmeye çalışılmıştır.
Türkiye’nin Merkezi Brüksel’de bulunan ve iki yılda bir gerçekleşen Europalia sanat festivaline ilk başvurusu 1996 yılında olmuştur. Kurum başvuruyu kabul ederek “Europalia 96” nın konuk ülkesinin Türkiye olacağını duyurmuştur. Türkiye, festivalin Avrupa Topluluğu üyeliği için artı değer katacağını düşünmüştür. Kültür-sanat etkinliklerinin sadece kendi bağlamında değerlendirilemeyeceği açıktır. Fakat kısa bir süre sonra kurum, festivalin ertelendiğini bildirilmiştir. Başlangıçta ekonomik sebepleri neden olarak gösteren organizasyonun politik sebepler dolayısıyla 96 Europalia’sını gerçekleştirmediği anlaşılmıştır. Türkiye’nin 1997 yılına ertelenen Europalia müracatı, Belçika tarafından reddedilmiştir. Bu erteleme ve iptallerin ana sebepleri eurocentric bakış açısından şekillenen politik sebepler gibi görünmektedir. Reddedilme gerekçesi olarak gösterilen Türkiye’nin organizasyon hazırlıkları boyunca yaptığı bazı hataların olduğunu da kabul etmemiz gerekir. 2013 yılına gelindiğinde, 2015 Europalia’sının konuk ülkesinin Türkiye olduğu duyurulur. 2015 yılının sözde Ermeni soykırımının yüzüncü yıldönümüne gelmesi sebebiyle özellikle Avrupa merkezli bazı kurumlar Türkiye’nin Europalia’ya katılımı konusunda tepkilidir. Belçika tarafı tarihin bir tesadüf olduğunu duyurmuştur. Türkiye ise bu kez 1996 ve 1997 tecrübelerinden tamamen farklı olarak daha tecrübeli ve dikkatli hareket etmiştir. Türkiye festivalin Avrupa ile olan ilişkilerini bir üst perdeye taşıyacağını umut etmiştir.
Anahtar Kelimeler: Kültürel Diplomasi, Kamu Diplomasisi, Europalia, Sergi, Sanat, Festival
ABSTRACT The concept of "public diplomacy", which is used as "diplomatie publique" in French, means that a government tries to influence the people and intellectuals of other nations in order to bring their policies to their advantage. One of the most important ways to achieve this goal is artistic activities, which are accepted as "soft power". "Europalia", which was matured within the scope of European Union integration and founded in 1969, is one of the biggest art organizations of Europe and started with public diplomacy initiatives and Turkey’s 20 years long efforts to take part within Europalia constitute the subject of this thesis, in which the Europalia Art Festival is discussed in the axis of cultural diplomacy, different approaches in this process are examined and the opportunities this festival will offer on behalf of our country are tried to be shown.
Turkey’s first application to Europalia which was organized once every two years and which has its headquarter in Brussel was in 1996. Organization accepted the application and announced that Turkey will be the guest country of “Europalia 96”. Turkey thought that the festival will add value to its European Community membership’s application. It is clear that culture-art activities cannot be evaluated only in their own context. However, soon the institution reported that the festival was postponed. It was understood that the organization, which initially showed economic reasons for the postponement, did not realize 96 Europalia due to political ones. Turkey’s deferred application to 1997 was rejected by Belgium. The main cause of these deferments and cancellations seems to be the polities formed with Eurocentric point of view. We must also acknowledge that there are a number of errors too made by Turkish organization during the preparation phase, that have been put forward as reasons for rejection. By the year 2013 it was announced that the guest country of Europalia 2015 will be Turkey. Due to the fact that 2015 is the 100th anniversary of the Armenian’s alleged genocide claims a number of European based organizations reacted to this decision. Belgium side claimed that the choice of the year was a coincidence. On the other hand, different than 1996 and 1997, this time Turkish side was much more experienced in its conduct. Turkey hoped that the festival will boost Turkey’s relation with Europe to an upper level.
Key Words: Culturel diplomacy, Public Diplomacy, Europalia, Exhibition, Art, Festival
Uploads
Videos by rıdvan gölcük
Papers by rıdvan gölcük
takdir toplamıştır. Müzenin başarıları söz konusu edildiğinde “genç müze” vurgusu, üzerinde adeta uzlaşılmış bir tespit olmuştur.
2018 yılında kapılarını ziyarete açan Troya Müzesi, yeni bir müze olsa dahi bu müzenin arkasında çalışan yapının yani Çanakkale
Müze Müdürlüğü’nün, onlarca yıla dayanan bir geçmişi olduğu çok az kişi tarafından bilinmektedir. İyi bir kurum yaratmanın
yollarından biri de kurumsal tarihin doğru bir şekilde ele alınmasından geçtiği bilinciyle Çanakkale Müze Müdürlüğü’nün
kurumsal tarihi konusunda tarafımızca çalışmalar yapılmaya başlanmıştır. Araştırmalar sırasında 1930, 1932 ve 1936 gibi
birbirinden farklı kuruluş tarihlerinin verildiğinin tespit edilmesi bu noktada bir hatanın olduğunu ortaya koymuştur. Bunun
üzerine araştırmaya devlet arşivleri üzerinde devam edilmiştir. 19. yy’da Osmanlı İmparatorluğu toprakları üzerinde uygulanan
“Müze Şube” ve “Fahri Müze Memuru” uygulamaları ölçeğinde Çanakkale’de hayata geçen girişim anlaşılmaya çalışılmıştır. Bu
çalışma, belgelerle desteklenerek Çanakkale Müzesi’nin kuruluş tarihinin 1911 yılı olduğu ortaya konmuştur.
Abstract
The Troy Museum has recently attracted a great public attention and appreciation due to its institutional achievements and
the awards granted to it in the field museology. The achievements of the museum almost created an awareness of the concept of
“young museum”. Although the Troy Museum opened its doors to visitors only in 2018, only a few knew that the museum has a
decades-long background behind it. It is probably one way to establish a good institution by approaching its historical background
in a right way. For this reason, we have initiated a study on the institutional history of the Çanakkale Museum. The existence of
different dates such as 1930, 1932 and 1936 on the first foundation of the Çanakkale Museum made it necessary to conduct new
research on this inconsistency related to these foundation dates. Investigations were carried out in the states archives to shed new
light on this issue. The early attempt of founding a museum in Çanakkale was examined in relation to the use of such terms as
“museum branch” and “honorary museum officer”, which were frequently used in the Ottoman Empire during the nineteenth
century. This work in this context demonstrates in the light of Ottoman archival sources that the foundation date of the Çanakkale
Museum could be 1911.
ZİYARETLERİNİN EN POPÜLER HEDİYELİK
YA DA ANI EŞYASI OLARAK KABUL EDİLEN
MENAS AMPULLALARINDAN MS. 6. YÜZYILA
TARİHLENEN İKİSİNİN ÇANAKKALE
TROYA MÜZESİ KOLEKSİYONUNDA
YER ALMASI, TROAS BÖLGESİNDEKİ
YERLEŞİM YERLERİNİN BU DÖNEMDE UZAK
MESAFELERLE OLAN İLİŞKİLERİNİ ORTAYA
KOYMASI BAKIMINDAN ÖNEMLİ KABUL
EDİLMELİDİR.
takdir toplamıştır. Müzenin başarıları söz konusu edildiğinde “genç müze” vurgusu, üzerinde adeta uzlaşılmış bir tespit olmuştur.
2018 yılında kapılarını ziyarete açan Troya Müzesi, yeni bir müze olsa dahi bu müzenin arkasında çalışan yapının yani Çanakkale
Müze Müdürlüğü’nün, onlarca yıla dayanan bir geçmişi olduğu çok az kişi tarafından bilinmektedir. İyi bir kurum yaratmanın
yollarından biri de kurumsal tarihin doğru bir şekilde ele alınmasından geçtiği bilinciyle Çanakkale Müze Müdürlüğü’nün
kurumsal tarihi konusunda tarafımızca çalışmalar yapılmaya başlanmıştır. Araştırmalar sırasında 1930, 1932 ve 1936 gibi
birbirinden farklı kuruluş tarihlerinin verildiğinin tespit edilmesi bu noktada bir hatanın olduğunu ortaya koymuştur. Bunun
üzerine araştırmaya devlet arşivleri üzerinde devam edilmiştir. 19. yy’da Osmanlı İmparatorluğu toprakları üzerinde uygulanan
“Müze Şube” ve “Fahri Müze Memuru” uygulamaları ölçeğinde Çanakkale’de hayata geçen girişim anlaşılmaya çalışılmıştır. Bu
çalışma, belgelerle desteklenerek Çanakkale Müzesi’nin kuruluş tarihinin 1911 yılı olduğu ortaya konmuştur.
Abstract
The Troy Museum has recently attracted a great public attention and appreciation due to its institutional achievements and
the awards granted to it in the field museology. The achievements of the museum almost created an awareness of the concept of
“young museum”. Although the Troy Museum opened its doors to visitors only in 2018, only a few knew that the museum has a
decades-long background behind it. It is probably one way to establish a good institution by approaching its historical background
in a right way. For this reason, we have initiated a study on the institutional history of the Çanakkale Museum. The existence of
different dates such as 1930, 1932 and 1936 on the first foundation of the Çanakkale Museum made it necessary to conduct new
research on this inconsistency related to these foundation dates. Investigations were carried out in the states archives to shed new
light on this issue. The early attempt of founding a museum in Çanakkale was examined in relation to the use of such terms as
“museum branch” and “honorary museum officer”, which were frequently used in the Ottoman Empire during the nineteenth
century. This work in this context demonstrates in the light of Ottoman archival sources that the foundation date of the Çanakkale
Museum could be 1911.
ZİYARETLERİNİN EN POPÜLER HEDİYELİK
YA DA ANI EŞYASI OLARAK KABUL EDİLEN
MENAS AMPULLALARINDAN MS. 6. YÜZYILA
TARİHLENEN İKİSİNİN ÇANAKKALE
TROYA MÜZESİ KOLEKSİYONUNDA
YER ALMASI, TROAS BÖLGESİNDEKİ
YERLEŞİM YERLERİNİN BU DÖNEMDE UZAK
MESAFELERLE OLAN İLİŞKİLERİNİ ORTAYA
KOYMASI BAKIMINDAN ÖNEMLİ KABUL
EDİLMELİDİR.
establish the external relations of the Gulf of İzmit. The statistical analysis of amphorae from the Kocaeli Museum shows that 17%
of the amphorae were found in İzmit, % 29 from South of the Gulf of İzmit and the shores of Helenopolis, 54 % from the western
Black Sea Sections (Kefken- Kerpe). No amphorae were retrieved from the shoves in this area for the construction of D100 highway.
This means that harbors of the city Nicomedia were also lost during these filling activities. Old photographs related to Pertev Paşa
Mosque confirm this. This may explain the lack of shipwrecks and amphorae on the shores of Nicomedia. Rich assemblage of
amphorae retrieved from the shoresof Helenopolis clearly shows that such may have also been the casefor NicomediaThe high ratio
of amphorae at Kocaeli Archaeology Museum originating at Black Sea region resulted from modern fishing. In this context, this
presentation evaluates the impact of pollution and urbanization on the number and diversity of amphorae found at the museums, such
as the Kocaeli Archaeology Museum.
Prens’in Misk Vakfı ekseninde gelişen kültürel diplomasi girişimleri, yaşanan trajik bir olay sonucunda 2018’de büyük sekteye uğramıştır. Washington Post yazarı Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı evlilik işlemleri için Suudi Arabistan Başkonsolosluğu’na gitmiş ve bir daha kendisinden haber alınamamıştı. Konsoloslukta yapılan aramanın da dahil olduğu süreçten sonra, Suudi Arabistan yönetimi, İstanbul Başkonsolosluğu'na girdikten sonra haber alınamayan Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın "konsolosluk binasında yaşanan arbede sonucunda öldüğünü" itiraf etti. Tüm bu olanlardan sonra dünya gözünü “olağan şüpheli” olan Veliaht Prens Muhammed bin Selman üzerine dikti.
Bu skandalın kriminal boyutu ülkeler arası ticaretten, diplomasiye kadar birçok alanda yankıları ortaya çıktı. Birçok müze ve sanat kurumu bu cinayete ve arkasındakilere ilişkin bir tutum geliştirdi.
Peki yumuşak güç, kültürel diplomasi neleri başarabilir? Müzelerin ışıltılı sergileri ya da avangart sanatçıların iddialı tabloları arkasında neleri gizleyebilir?
Kültürel diplomasinin, amacı dışında bir paravan olarak kullanılması halinde ortaya çıkan sonuçları, Cemal Kaşıkçı olayından, Irak’ın ABD tarafından işgaline kadar, Ortadoğu coğrafyası üzerinde yaşanan örnekleri ile ele almaya çalışacaktır.
İngilizcede ‘public diplomacy’, Fransızca’da ‘la diplomatie publique’ olarak kullanılan “kamu diplomasisi” kavramı, bir hükümetin başka ulusların halkını ve aydınlarını, bu ulusun politikalarını kendi avantajına döndürmek amacıyla etkilemeye çalışması anlamına gelmektedir. Bu hedefe ulaşmanın en önemli
yollarından birisi “yumuşak güç” olarak kabul edilen sanatsal faaliyetlerdir.
Avrupa Birliğinin bütünleşmesi kapsamında olgunlaştırılan ve 1969 yılında kurulan Avrupa’nın en büyük sanat organizasyonlarının başında gelen ve tamamen kamu diplomasisi girişimleriyle başlayan “Europalia” ve Europolia içinde Türkiye’nin 20 yıllık yer alma geçmişi bu tezin konusunu oluşturmaktadır. Tezde Europalia Sanat Festivali, kültürel diplomasi ekseninde ele alınarak, bu süreçteki yaklaşımlar irdelenmiş ve bu alanın ülkemiz adına sunacağı fırsatlar gösterilmeye çalışılmıştır.
Türkiye’nin Merkezi Brüksel’de bulunan ve iki yılda bir gerçekleşen
Europalia sanat festivaline ilk başvurusu 1996 yılında olmuştur. Kurum başvuruyu kabul ederek “Europalia 96” nın konuk ülkesinin Türkiye olacağını duyurmuştur. Türkiye, festivalin Avrupa Topluluğu üyeliği için artı değer katacağını düşünmüştür. Kültür-sanat etkinliklerinin sadece kendi bağlamında değerlendirilemeyeceği açıktır. Fakat kısa bir süre sonra kurum, festivalin ertelendiğini bildirilmiştir. Başlangıçta
ekonomik sebepleri neden olarak gösteren organizasyonun politik sebepler dolayısıyla 96 Europalia’sını gerçekleştirmediği anlaşılmıştır.
Türkiye’nin 1997 yılına ertelenen Europalia müracatı, Belçika tarafından
reddedilmiştir. Bu erteleme ve iptallerin ana sebepleri eurocentric bakış açısından şekillenen politik sebepler gibi görünmektedir. Reddedilme gerekçesi olarak gösterilen Türkiye’nin organizasyon hazırlıkları boyunca yaptığı bazı hataların olduğunu da kabul etmemiz gerekir.
2013 yılına gelindiğinde, 2015 Europalia’sının konuk ülkesinin Türkiye
olduğu duyurulur. 2015 yılının sözde Ermeni soykırımının yüzüncü yıldönümüne gelmesi sebebiyle özellikle Avrupa merkezli bazı kurumlar Türkiye’nin Europalia’ya katılımı konusunda tepkilidir. Belçika tarafı tarihin bir tesadüf olduğunu duyurmuştur. Türkiye ise bu kez 1996 ve 1997 tecrübelerinden tamamen farklı olarak daha tecrübeli ve dikkatli hareket etmiştir. Türkiye festivalin Avrupa ile olanilişkilerini bir üst perdeye taşıyacağını umut etmiştir.
ABSTRACT
The concept of "public diplomacy", which is used as "diplomatie publique" in French, means that a government tries to influence the people and intellectuals of other nations in order to bring their policies to their advantage. One of the most important ways to achieve this goal is artistic activities, which are accepted as "soft power".
"Europalia", which was matured within the scope of European Union integration and founded in 1969, is one of the biggest art organizations of Europe and started with public diplomacy initiatives and Turkey’s 20 years long efforts to take part within Europalia constitute the subject of this thesis, in which the Europalia Art Festival is discussed in the axis of cultural diplomacy, different approaches in this process are examined and the opportunities this festival will offer on behalf of our country are tried to be shown.
Turkey’s first application to Europalia which was organized once every two years and which has its headquarter in Brussel was in 1996. Organization accepted the application and announced that Turkey will be the guest country of “Europalia 96”. Turkey thought that the festival will add value to its European Community membership’s application. It is clear that culture-art activities cannot be evaluated only in their own context. However, soon the institution reported that the festival was
postponed. It was understood that the organization, which initially showed economic reasons for the postponement, did not realize 96 Europalia due to political ones.
Turkey’s deferred application to 1997 was rejected by Belgium. The main cause of these deferments and cancellations seems to be the polities formed with Eurocentric point of view. We must also acknowledge that there are a number of errors too made by Turkish organization during the preparation phase, that have been put forward as reasons for rejection.
By the year 2013 it was announced that the guest country of Europalia 2015 will be Turkey. Due to the fact that 2015 is the 100th anniversary of the Armenian’s alleged genocide claims a number of European based organizations reacted to this decision.
Belgium side claimed that the choice of the year was a coincidence. On the other hand, different than 1996 and 1997, this time Turkish side was much more experienced in its conduct. Turkey hoped that the festival will boost Turkey’s relation with Europe to an upper level.
Avrupa Birliğinin bütünleşmesi kapsamında olgunlaştırılan ve 1969 yılında kurulan Avrupa’nın en büyük sanat organizasyonlarının başında gelen ve tamamen kamu diplomasisi girişimleriyle başlayan “Europalia” ve Europolia içinde Türkiye’nin 20 yıllık yer alma geçmişi bu tezin konusunu oluşturmaktadır. Tezde Europalia Sanat Festivali, kültürel diplomasi ekseninde ele alınarak, bu süreçteki yaklaşımlar irdelenmiş ve bu alanın ülkemiz adına sunacağı fırsatlar gösterilmeye çalışılmıştır.
Türkiye’nin Merkezi Brüksel’de bulunan ve iki yılda bir gerçekleşen
Europalia sanat festivaline ilk başvurusu 1996 yılında olmuştur. Kurum başvuruyu kabul ederek “Europalia 96” nın konuk ülkesinin Türkiye olacağını duyurmuştur. Türkiye, festivalin Avrupa Topluluğu üyeliği için artı değer katacağını düşünmüştür. Kültür-sanat etkinliklerinin sadece kendi bağlamında değerlendirilemeyeceği açıktır. Fakat kısa bir süre sonra kurum, festivalin ertelendiğini bildirilmiştir. Başlangıçta ekonomik sebepleri neden olarak gösteren organizasyonun politik sebepler dolayısıyla 96 Europalia’sını gerçekleştirmediği anlaşılmıştır. Türkiye’nin 1997 yılına ertelenen Europalia müracatı, Belçika tarafından reddedilmiştir. Bu erteleme ve iptallerin ana sebepleri eurocentric bakış açısından şekillenen politik sebepler gibi görünmektedir. Reddedilme gerekçesi olarak gösterilen Türkiye’nin organizasyon hazırlıkları boyunca yaptığı bazı hataların olduğunu da kabul etmemiz gerekir.
2013 yılına gelindiğinde, 2015 Europalia’sının konuk ülkesinin Türkiye olduğu duyurulur. 2015 yılının sözde Ermeni soykırımının yüzüncü yıldönümüne gelmesi sebebiyle özellikle Avrupa merkezli bazı kurumlar Türkiye’nin Europalia’ya katılımı konusunda tepkilidir. Belçika tarafı tarihin bir tesadüf olduğunu duyurmuştur. Türkiye ise bu kez 1996 ve 1997 tecrübelerinden tamamen farklı olarak daha tecrübeli ve dikkatli hareket etmiştir. Türkiye festivalin Avrupa ile olan ilişkilerini bir üst perdeye taşıyacağını umut etmiştir.
Anahtar Kelimeler: Kültürel Diplomasi, Kamu Diplomasisi, Europalia, Sergi, Sanat, Festival
ABSTRACT
The concept of "public diplomacy", which is used as "diplomatie publique" in French, means that a government tries to influence the people and intellectuals of other nations in order to bring their policies to their advantage. One of the most important ways to achieve this goal is artistic activities, which are accepted as "soft power". "Europalia", which was matured within the scope of European Union integration and founded in 1969, is one of the biggest art organizations of Europe and
started with public diplomacy initiatives and Turkey’s 20 years long efforts to take part within Europalia constitute the subject of this thesis, in which the Europalia Art Festival is discussed in the axis of cultural diplomacy, different approaches in this process are examined and the opportunities this festival will offer on behalf of our country are tried to be shown.
Turkey’s first application to Europalia which was organized once every two years and which has its headquarter in Brussel was in 1996. Organization accepted the application and announced that Turkey will be the guest country of “Europalia 96”. Turkey thought that the festival will add value to its European Community membership’s application. It is clear that culture-art activities cannot be evaluated only in their own context. However, soon the institution reported that the festival was
postponed. It was understood that the organization, which initially showed economic reasons for the postponement, did not realize 96 Europalia due to political ones.
Turkey’s deferred application to 1997 was rejected by Belgium. The main cause of these deferments and cancellations seems to be the polities formed with Eurocentric point of view. We must also acknowledge that there are a number of errors too made by Turkish organization during the preparation phase, that have been put forward as reasons for rejection.
By the year 2013 it was announced that the guest country of Europalia 2015 will be Turkey. Due to the fact that 2015 is the 100th anniversary of the Armenian’s alleged genocide claims a number of European based organizations reacted to this decision.
Belgium side claimed that the choice of the year was a coincidence. On the other hand, different than 1996 and 1997, this time Turkish side was much more experienced in its conduct. Turkey hoped that the festival will boost Turkey’s relation with Europe to an upper level.
Key Words: Culturel diplomacy, Public Diplomacy, Europalia, Exhibition, Art, Festival