"İşte böylece, İktisadın Kayıp Felsefesi özelinde Alada’nın kurduğu Popper-Marx hattının söz konu... more "İşte böylece, İktisadın Kayıp Felsefesi özelinde Alada’nın kurduğu Popper-Marx hattının söz konusu paradoksal temelde güçlü bir inşaya karşılık gelemeyeceğini belirtmek ve belki de Alada’yı tekrar Popper-Hutchison-Sayar hattına davet etmek konumundayız. Şüphesiz ki bu cüretkâr davetin, yazarın şu samimi ve erdem dolu çağrısına karşılık düştüğünü belirterek cümlelerimize son verebiliriz: “Yazılanların kendi başına bırakılarak veya sessizlikle karşılanarak değil, eleştirilerek, tersi iddia edilerek, karşı çıkılarak zaman içinde çürütülmesi dileği ile söz okurundur.”
A. Marshall, iktisadı emperyal bir disipline dönüştüren iktisatçıların alet kutusuna sıradışı bir... more A. Marshall, iktisadı emperyal bir disipline dönüştüren iktisatçıların alet kutusuna sıradışı bir analiz zenginliği katmış bir isim olmasına rağmen, “İktisadın İlkeleri” kitabının daha ilk sayfasında iktisadi ve dini unsurları tarihe yön veren iki müthiş unsur olarak ele alırken derin bir sezgisellik istemeyen sıradan bir tespitin sahibi konumundadır. Nihayetinde, iktisadın ve dinin yön verici iki başat unsur olarak tespiti, insanlık tarihi samimi bir yönelimle ele alındığında hiç de şaşırtıcı olmamaktadır
"İşte böylece, İktisadın Kayıp Felsefesi özelinde Alada’nın kurduğu Popper-Marx hattının söz konu... more "İşte böylece, İktisadın Kayıp Felsefesi özelinde Alada’nın kurduğu Popper-Marx hattının söz konusu paradoksal temelde güçlü bir inşaya karşılık gelemeyeceğini belirtmek ve belki de Alada’yı tekrar Popper-Hutchison-Sayar hattına davet etmek konumundayız. Şüphesiz ki bu cüretkâr davetin, yazarın şu samimi ve erdem dolu çağrısına karşılık düştüğünü belirterek cümlelerimize son verebiliriz: “Yazılanların kendi başına bırakılarak veya sessizlikle karşılanarak değil, eleştirilerek, tersi iddia edilerek, karşı çıkılarak zaman içinde çürütülmesi dileği ile söz okurundur.”
A. Marshall, iktisadı emperyal bir disipline dönüştüren iktisatçıların alet kutusuna sıradışı bir... more A. Marshall, iktisadı emperyal bir disipline dönüştüren iktisatçıların alet kutusuna sıradışı bir analiz zenginliği katmış bir isim olmasına rağmen, “İktisadın İlkeleri” kitabının daha ilk sayfasında iktisadi ve dini unsurları tarihe yön veren iki müthiş unsur olarak ele alırken derin bir sezgisellik istemeyen sıradan bir tespitin sahibi konumundadır. Nihayetinde, iktisadın ve dinin yön verici iki başat unsur olarak tespiti, insanlık tarihi samimi bir yönelimle ele alındığında hiç de şaşırtıcı olmamaktadır
"İktisat ve psikoloji bilimleri arasındaki bazen artan bazen ise kopma noktasına gelen ilişki üze... more "İktisat ve psikoloji bilimleri arasındaki bazen artan bazen ise kopma noktasına gelen ilişki üzerinden davranışsal iktisadın gelişimini inceleyen bu bölümü Özgün Burak Kaymakçı’nın felsefeden bilim felsefesine, bilim felsefesinden sosyal bilimlere ve nihayetinde de sosyal bilimlerden iktisadi düşünce tarihine yönelen ve davranışsal iktisadın arka planını içeren analizi takip etmektedir."
"Modern devletin yükselişi ve kuvvet merkezinin Akdeniz’den Atlantik’e geçiş süreci geleneksel ya... more "Modern devletin yükselişi ve kuvvet merkezinin Akdeniz’den Atlantik’e geçiş süreci geleneksel yapıların karşı konulamaz bir şekilde dönüşümlerini doğurdu. Bu süreç içinde üç kıtanın ve iki medeniyetin keşişim noktasında olan Osmanlı İmparatorluğu da yeni yükselen eğilimlerin kaçınılmaz sonuçları çerçevesinde bir uyumlanma çabasına girişti. Bu çabaya rağmen imparatorluk arzu edilen noktalara umut edilen hızla taşınamadı. Bu Akdeniz imparatorluğunun yüklendiği Türk-İslam-Bizans-İran mirasının kendi bünyesinden doğmamış olan bir düşünce ve üretim tarzına sorunsuzca uyumlanabilmesi de zaten beklenemezdi. Asırları aşarak gelen bu büyük tarihi yapıya bir dışsal unsur olarak dâhil edilen ‘Batı’ hem beşeri hem de ticari ilişkilere önemli bir ‘girdi’ oluşturdu. Bu ‘girdi’nin doğal sonucu olarak ortaya çıkan ‘çıktı’nın Osmanlı toplumunu alışageldiği toplumsal birlik içinde tutmayacağı açıktı. Batı tipi eğitimin ve Batı ile kurulan ticari ilişkilerin doğal sonucu olarak ortaya çıkan bürokratik ve ticari burjuvazi’nin farklı orijinlerden doğan dinamikleri hem birbirleriyle çatışmakta, hem de toplumun geniş kitleleriyle çelişen gündemlerin peşinden gitmekteydi. Dolayısıyla Osmanlı düzeni sosyopolitik bir bir’likten kopup gelerek, etnopolitik bir çok’luğun eşlik ettiği bir iktisadi yoksunluğa evrilen malum iktisadi yapının ürettiği dönüşümlerle beraber modern çağları karşıladı. Küresel bir paylaşım savaşı ve onun körüklediği milliyetçiliklerle yüzleşmek durumunda kalan düzen, ‘devlet’i kurtarma refleksiyle birlikte kendi burjuvazisini yaratma güdüsünü beraber işletti. Ulus-devletler çağında bir taraftan devlet kurtarıldı, diğer taraftan da ulusun inşa süreci yürütüldü. Bu süreçte, ‘Türkiye Ekonomisi’ belki de en son olarak coğrafi bağlamıyla ele alınabilecek bir politik içleme kavuştu. Uluslararası dinamiklerden ve iç çatışmalardan bağımsız olmayacak bu sürecin belirişi bütüncül bir tarihsel analizi gerektirirken, nihayetinde modern çağların zorunlu kıldığı bir ‘deneme’ye karşılık gelmekteydi."
Uploads
Papers by Özgün Burak Kaymakçı