Dr. Erbay graduated from the Istanbul Technical University, Faculty of Architecture in 1990. She worked as a free-lance architect in various architectural design offices in Istanbul, Yalova and Kocaeli. In 1993 she started her own office in Trabzon. In 2000, she went into academic life by closing her architectural office. At Karadeniz Technical University, she earned her Master of Architecture degree by a thesis titled "Palaces of Justice" in 2003, and earned her “PhD” by a doctoral dissertation titled "Turkish Architecture under the Influence of Globalization" in 2007. She now works as an Associate Professor at the same university and offers design studios and basic design course. She is the author of several books and articles published in national magazines and journals. Address: Trabzon, Trabzon, Turkey
This article renders results and interpretations of a study of house area, kitchen area, and the ... more This article renders results and interpretations of a study of house area, kitchen area, and the ratio of kitchen area to overall floor area of houses, in the context of social mass housing, through a historical comparative analysis of working class housing in Turkey and Europe in the modern period, for the purpose of determining the impact of globalization on cultures and eating habits, domestic gender roles, and domestic technology. Based on the statistical tests one might say that the data drawn from each of the cases, of Europe and Turkey, do not correlate. Each runs its own course until the 1990s, whereupon, after the affects of globalization are largely felt, the three variables - house area, kitchen area, and kitchen floor area as a percentage of total house floor area - seem to converge and simulate one another (Turkey: 8.7%; Europe: 8.5%). The practiced size for kitchens in Turkey seems to be around 10.5 sq m and for those in Europe, around 9.5 sq m. Moreover, a significant preference for ‘multi-purpose living rooms’ that accommodate basic kitchen functions emerged in mass housing projects both in Europe and in Turkey after the 1990s. Turkish and European houses with this type of living room are almost equal in size, approximately 100 sq m in Turkey and 90sq m in Europe. The approximate mean area of living rooms in such dwellings is 27sq m, which represents 28% of the entire floor area of such a home in Turkey. The similar statistics are 38 sq m and 44% for such homes in Europe.
Tasarım tabanlı disiplinlerde temel tasarım dersi genel olarak; tasarım ögeleri, ilkeleri, Gestal... more Tasarım tabanlı disiplinlerde temel tasarım dersi genel olarak; tasarım ögeleri, ilkeleri, Gestalt algı kuramlarını içeren teorik anlatımlarla verilmekte, sonrasında öğrencilere yaptırılan iki ve üç boyutlu soyut tasarımlarla desteklenmektedir. Tüm bu çalışmalar görsel dilin ve ifadenin geliştirilmesinde önemli bir rol oynamaktadır. Özellikle imgenin görselleştirilmesinde ve tasarıma aktarılması aşamasında öğrenciler, bu öğretilerden beslenerek tasarım kararlarına yön vermektedirler. Bu nedenle “Temel Tasarım” dersi, öğrencilerin biçimsel ve estetik bir bakış açısı geliştirebilmeleri için büyük bir önem arz etmektedir. Ancak bu bakış açısının soyut düşünceden, somut bir ürüne dönüştürülmesi genellikle ders kapsamında test edilememektedir. Bu çalışma kapsamında; Türkiye’nin kuzey doğusunda bir sahil kenti olan Trabzon’da bulunan Karadeniz Teknik Üniversitesi İç Mimarlık Bölümünde birinci yarıyılda verilmekte olan “Temel Tasarım” dersinin bir çıktısı olarak öğrencilerin dersten edinimleri dönem sonunda bir workshop çalışması ile sınanmıştır. Çalışmanın yöntemi olarak öğrencilerin tasarladıkları mobilyaların işlevsel özellikleri ve kullandıkları temel tasarım öge-ilkeleri ve Gestalt algı kuralları SPSS programına girilmiş, elde edilen veriler çalışmanın amaçları doğrultusunda değerlendirilmiştir.
Sağlıklı olma kavramı hem fiziksel, hem ruhsal hem de sosyal anlamda iyi olma halidir. Günümüz ha... more Sağlıklı olma kavramı hem fiziksel, hem ruhsal hem de sosyal anlamda iyi olma halidir. Günümüz hastane iç mekânlarında, temel işlevsel değerlerin yanı sıra estetik değerlerin de ön planda tutulduğu tasarımlar göze çarpmaktadır. İnsanın ruhsal olarak iyi hissetmesine katkı sağlayacak durumlardan biri estetik değerlerdir. Tasarımda estetik değer yaratmada kullanılan en etkili tasarım ögelerinden biri ise renktir. Renk mekâna estetik olarak katkı sağlamasının yanında psikolojik olarak da kullanıcıyı olumlu ya da olumsuz olarak etkilemektedir. Sağlık hizmeti almak isteyen birinin ruh halini sadece renk kullanarak düzeltmek mümkün değildir. Ancak renk algısının iyi olma durumuna etkisi, yapılan çeşitli araştırmalarla ortaya konmuştur. Ülkemizde sağlık sektöründeki özelleştirme ile birçok hastanenin iç mekân tasarımında rengin estetik olarak tasarıma katkısı yanında işlevsel ve psikolojik katkıları da dikkate alınmaya başlanmıştır. Ancak mevcut veya yeni yapılmakta olan birçok sağlık yapı...
Tasarım tabanlı disiplinlerde temel tasarım dersi genel olarak; tasarım ögeleri, ilkeleri, Gestal... more Tasarım tabanlı disiplinlerde temel tasarım dersi genel olarak; tasarım ögeleri, ilkeleri, Gestalt algı kuramlarını içeren teorik anlatımlarla verilmekte, sonrasında öğrencilere yaptırılan iki ve üç boyutlu soyut tasarımlarla desteklenmektedir. Tüm bu çalışmalar görsel dilin ve ifadenin geliştirilmesinde önemli bir rol oynamaktadır. Özellikle imgenin görselleştirilmesinde ve tasarıma aktarılması aşamasında öğrenciler, bu öğretilerden beslenerek tasarım kararlarına yön vermektedirler. Bu nedenle “Temel Tasarım” dersi, öğrencilerin biçimsel ve estetik bir bakış açısı geliştirebilmeleri için büyük bir önem arz etmektedir. Ancak bu bakış açısının soyut düşünceden, somut bir ürüne dönüştürülmesi genellikle ders kapsamında test edilememektedir. Bu çalışma kapsamında; Türkiye’nin kuzey doğusunda bir sahil kenti olan Trabzon’da bulunan Karadeniz Teknik Üniversitesi İç Mimarlık Bölümünde birinci yarıyılda verilmekte olan “Temel Tasarım” dersinin bir çıktısı olarak öğrencilerin dersten edinimleri dönem sonunda bir workshop çalışması ile sınanmıştır. Çalışmanın yöntemi olarak öğrencilerin tasarladıkları mobilyaların işlevsel özellikleri ve kullandıkları temel tasarım öge-ilkeleri ve Gestalt algı kuralları SPSS programına girilmiş, elde edilen veriler çalışmanın amaçları doğrultusunda değerlendirilmiştir.
Mimari bir öge olarak balkon tarih boyunca yapının zorunlu bir parçası olarak görülmemiş, istek v... more Mimari bir öge olarak balkon tarih boyunca yapının zorunlu bir parçası olarak görülmemiş, istek ve ihtiyaç doğrultusunda yapılan çıkıntılar olarak tasarlanmışlardır. Geleneksel konutlarda cumbadan evrilen balkonlar; açık, yarı kapalı, gömme ya da sonradan camla kapatılmış olsalar dahi bahçeli evde yaşamayanlar için dış mekân ihtiyaçlarının ve işlevlerinin karşılandığı iç-dış arası bir ara mekân olmuşlardır. İşlevsel olarak tasarlanan balkonlar zaman içinde yapının estetiğine katkı sunan bir yapı bileşenine, günümüzde ise anlamsal değerler taşıyan bir ögeye dönüşmüştür. Bu çalışma; balkonun mimaride ortaya çıkışı, işlevsel ve estetik kullanımlarının yanı sıra 2020 yılının ilk ayından itibaren tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 salgını ile başlayan pandemi sürecinde üstlendiği anlamsal değerler üzerinden bir çıkarım yapmayı amaçlamaktadır. Bu doğrultuda balkonun tarih süreci içerisinde mimarlık ile olan ilişkisi irdelenmiş, daha sonra mimarlıkta balkon kullanımı işlevsel, estetik...
This article renders results and interpretations of a study of house area, kitchen area, and the ... more This article renders results and interpretations of a study of house area, kitchen area, and the ratio of kitchen area to overall floor area of houses, in the context of social mass housing, through a historical comparative analysis of working class housing in Turkey and Europe in the modern period, for the purpose of determining the impact of globalization on cultures and eating habits, domestic gender roles, and domestic technology. Based on the statistical tests one might say that the data drawn from each of the cases, of Europe and Turkey, do not correlate. Each runs its own course until the 1990s, whereupon, after the affects of globalization are largely felt, the three variables - house area, kitchen area, and kitchen floor area as a percentage of total house floor area - seem to converge and simulate one another (Turkey: 8.7%; Europe: 8.5%). The practiced size for kitchens in Turkey seems to be around 10.5 sq m and for those in Europe, around 9.5 sq m. Moreover, a significant preference for ‘multi-purpose living rooms’ that accommodate basic kitchen functions emerged in mass housing projects both in Europe and in Turkey after the 1990s. Turkish and European houses with this type of living room are almost equal in size, approximately 100 sq m in Turkey and 90sq m in Europe. The approximate mean area of living rooms in such dwellings is 27sq m, which represents 28% of the entire floor area of such a home in Turkey. The similar statistics are 38 sq m and 44% for such homes in Europe.
Tasarım tabanlı disiplinlerde temel tasarım dersi genel olarak; tasarım ögeleri, ilkeleri, Gestal... more Tasarım tabanlı disiplinlerde temel tasarım dersi genel olarak; tasarım ögeleri, ilkeleri, Gestalt algı kuramlarını içeren teorik anlatımlarla verilmekte, sonrasında öğrencilere yaptırılan iki ve üç boyutlu soyut tasarımlarla desteklenmektedir. Tüm bu çalışmalar görsel dilin ve ifadenin geliştirilmesinde önemli bir rol oynamaktadır. Özellikle imgenin görselleştirilmesinde ve tasarıma aktarılması aşamasında öğrenciler, bu öğretilerden beslenerek tasarım kararlarına yön vermektedirler. Bu nedenle “Temel Tasarım” dersi, öğrencilerin biçimsel ve estetik bir bakış açısı geliştirebilmeleri için büyük bir önem arz etmektedir. Ancak bu bakış açısının soyut düşünceden, somut bir ürüne dönüştürülmesi genellikle ders kapsamında test edilememektedir. Bu çalışma kapsamında; Türkiye’nin kuzey doğusunda bir sahil kenti olan Trabzon’da bulunan Karadeniz Teknik Üniversitesi İç Mimarlık Bölümünde birinci yarıyılda verilmekte olan “Temel Tasarım” dersinin bir çıktısı olarak öğrencilerin dersten edinimleri dönem sonunda bir workshop çalışması ile sınanmıştır. Çalışmanın yöntemi olarak öğrencilerin tasarladıkları mobilyaların işlevsel özellikleri ve kullandıkları temel tasarım öge-ilkeleri ve Gestalt algı kuralları SPSS programına girilmiş, elde edilen veriler çalışmanın amaçları doğrultusunda değerlendirilmiştir.
Sağlıklı olma kavramı hem fiziksel, hem ruhsal hem de sosyal anlamda iyi olma halidir. Günümüz ha... more Sağlıklı olma kavramı hem fiziksel, hem ruhsal hem de sosyal anlamda iyi olma halidir. Günümüz hastane iç mekânlarında, temel işlevsel değerlerin yanı sıra estetik değerlerin de ön planda tutulduğu tasarımlar göze çarpmaktadır. İnsanın ruhsal olarak iyi hissetmesine katkı sağlayacak durumlardan biri estetik değerlerdir. Tasarımda estetik değer yaratmada kullanılan en etkili tasarım ögelerinden biri ise renktir. Renk mekâna estetik olarak katkı sağlamasının yanında psikolojik olarak da kullanıcıyı olumlu ya da olumsuz olarak etkilemektedir. Sağlık hizmeti almak isteyen birinin ruh halini sadece renk kullanarak düzeltmek mümkün değildir. Ancak renk algısının iyi olma durumuna etkisi, yapılan çeşitli araştırmalarla ortaya konmuştur. Ülkemizde sağlık sektöründeki özelleştirme ile birçok hastanenin iç mekân tasarımında rengin estetik olarak tasarıma katkısı yanında işlevsel ve psikolojik katkıları da dikkate alınmaya başlanmıştır. Ancak mevcut veya yeni yapılmakta olan birçok sağlık yapı...
Tasarım tabanlı disiplinlerde temel tasarım dersi genel olarak; tasarım ögeleri, ilkeleri, Gestal... more Tasarım tabanlı disiplinlerde temel tasarım dersi genel olarak; tasarım ögeleri, ilkeleri, Gestalt algı kuramlarını içeren teorik anlatımlarla verilmekte, sonrasında öğrencilere yaptırılan iki ve üç boyutlu soyut tasarımlarla desteklenmektedir. Tüm bu çalışmalar görsel dilin ve ifadenin geliştirilmesinde önemli bir rol oynamaktadır. Özellikle imgenin görselleştirilmesinde ve tasarıma aktarılması aşamasında öğrenciler, bu öğretilerden beslenerek tasarım kararlarına yön vermektedirler. Bu nedenle “Temel Tasarım” dersi, öğrencilerin biçimsel ve estetik bir bakış açısı geliştirebilmeleri için büyük bir önem arz etmektedir. Ancak bu bakış açısının soyut düşünceden, somut bir ürüne dönüştürülmesi genellikle ders kapsamında test edilememektedir. Bu çalışma kapsamında; Türkiye’nin kuzey doğusunda bir sahil kenti olan Trabzon’da bulunan Karadeniz Teknik Üniversitesi İç Mimarlık Bölümünde birinci yarıyılda verilmekte olan “Temel Tasarım” dersinin bir çıktısı olarak öğrencilerin dersten edinimleri dönem sonunda bir workshop çalışması ile sınanmıştır. Çalışmanın yöntemi olarak öğrencilerin tasarladıkları mobilyaların işlevsel özellikleri ve kullandıkları temel tasarım öge-ilkeleri ve Gestalt algı kuralları SPSS programına girilmiş, elde edilen veriler çalışmanın amaçları doğrultusunda değerlendirilmiştir.
Mimari bir öge olarak balkon tarih boyunca yapının zorunlu bir parçası olarak görülmemiş, istek v... more Mimari bir öge olarak balkon tarih boyunca yapının zorunlu bir parçası olarak görülmemiş, istek ve ihtiyaç doğrultusunda yapılan çıkıntılar olarak tasarlanmışlardır. Geleneksel konutlarda cumbadan evrilen balkonlar; açık, yarı kapalı, gömme ya da sonradan camla kapatılmış olsalar dahi bahçeli evde yaşamayanlar için dış mekân ihtiyaçlarının ve işlevlerinin karşılandığı iç-dış arası bir ara mekân olmuşlardır. İşlevsel olarak tasarlanan balkonlar zaman içinde yapının estetiğine katkı sunan bir yapı bileşenine, günümüzde ise anlamsal değerler taşıyan bir ögeye dönüşmüştür. Bu çalışma; balkonun mimaride ortaya çıkışı, işlevsel ve estetik kullanımlarının yanı sıra 2020 yılının ilk ayından itibaren tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 salgını ile başlayan pandemi sürecinde üstlendiği anlamsal değerler üzerinden bir çıkarım yapmayı amaçlamaktadır. Bu doğrultuda balkonun tarih süreci içerisinde mimarlık ile olan ilişkisi irdelenmiş, daha sonra mimarlıkta balkon kullanımı işlevsel, estetik...
Sanayi devrimi sonrası bilimsel çalışmalar, endüstri devrimi, aydınlanma çağının etkileri kentleş... more Sanayi devrimi sonrası bilimsel çalışmalar, endüstri devrimi, aydınlanma çağının etkileri kentleşmeyi başka boyutlara taşımış ve toplumları modernizmle tanıştırmıştır. Bu sürecin en önemli aktörlerinden biri kitle iletişimi ve kitle iletişim araçları yani medyadır. Çünkü medyanın küresel düzeyde kapsama alanı oldukça geniştir. Basılı ve görsel medyanın yanı sıra radyo, sinema ve televizyon gibi hem görsel hem de işitsel medyanın ortaya çıkışı ile reklam pazarı genişlemiş, modadan mobilyaya, elektronikten aksesuara kadar geniş bir yelpazede ürünler tüketiciye çeşitli kanallarla ulaşmaya başlamıştır. Bu ürünler, televizyonlarda yer alan reklam kuşakları dışında, televizyon programlarında, sunucuların taşıdığı giysi ve aksesuarlarda, dizilerde de karşımıza çıkmaktadır. Neredeyse her evde var olan ve 24 saat yayın yapan televizyonlar ve televizyon programları tüketiciye ulaşmanın en kolay yollarından biri olmuştur. Özellikle Türkiye’de 1980 sonrası küreselleşmenin hız kazanmasıyla yaygınlaşan ve tek kanaldan çok kanala geçen televizyon, reklam piyasasının da yeni gözdesi olmuştur. Çalışmanın amacı; televizyon dizilerinin iç mekânlarında kullanılan ürünlerin bir pazarlama nesnesine, televizyon dizilerinin de reklam sektörünün gözdesi haline dönüştüğünü Türkiye’de yayınlanan televizyon dizileri üzerinden ortaya koymaktır. Çalışmanın araştırma yöntemi olarak, nicel araştırma yöntemi, veri toplama ve analizi yapılmıştır. Çalışma kapsamı ve sınırlılıkları açısından Türkiye’de dizi sektöründeki gelişmeye paralel olarak 1980- 2017 yılları arasında Türkiye’de yayınlanan diziler belirlenmiştir. Örneklem seçimi ise orantısız tabakalı örneklem seçimi ile 10 yıllık dönemleri yansıtması açısından 1980’li, 1990’lı, 2000’li ve 2010’lu yıllardan izlenme oranları en yüksek diziler arasından üçer, toplamda 12 dizi seçilmiştir. Mekân devamlılığı açısından yayın sürelerinin üç yılı aşmamasına özen gösterilmiştir. Bu amaçla; 1980’li yıllardan “Kartallar Yüksek Uçar”, “Çalıkuşu” ve “Perihan Abla” dizileri, 1990’lı yıllardan “Şehnaz Tango”, “Kara Melek” ve “İkinci Bahar” dizileri, 2000’li yıllardan “7 Numara”, “Çemberimde Gül Oya” ve “Aşk-ı Memnu” dizileri, 2010’lu yıllardan ise “Behzat Ç.: Bir Ankara Polisiyesi”, “Poyraz Karayel” ve halen yayınlanmaya devam eden “Ufak Tefek Cinayetler” dizileri çalışmada incelenen diziler olmuşlardır. Analizler yapılırken, dizilerin yayına girdiği ve bittiği dönemi karşılaştırma açısından ilk iki ve son iki bölümü izlenmiş, iç mekânlarında reklam unsuru olarak kullanılan ürünlerin sponsor (destekleyici) firma tarafından sağlanıp sağlanmadığı tespit edilmiş ve iç mekân ile ilgili sponsor firmalar sınıflandırılmıştır. Değerlendirme ve sonuç bölümünde ise Türkiye’deki dizi sektörü içerisinde reklam sektörünün yıllara göre nasıl değiştiği ve geliştiği, iç mekânda hangi ürün grubunun ön plana çıktığı tartışmaya açılmıştır.
Uploads
biri kitle iletişimi ve kitle iletişim araçları yani medyadır. Çünkü medyanın küresel düzeyde kapsama alanı oldukça geniştir. Basılı ve görsel medyanın yanı sıra radyo, sinema ve televizyon gibi hem görsel
hem de işitsel medyanın ortaya çıkışı ile reklam pazarı genişlemiş, modadan mobilyaya, elektronikten aksesuara kadar geniş bir yelpazede ürünler tüketiciye çeşitli kanallarla ulaşmaya başlamıştır. Bu ürünler, televizyonlarda yer alan reklam kuşakları dışında, televizyon programlarında, sunucuların taşıdığı giysi ve aksesuarlarda, dizilerde de karşımıza çıkmaktadır. Neredeyse her evde var olan ve 24 saat yayın yapan televizyonlar ve televizyon programları tüketiciye ulaşmanın en kolay yollarından biri olmuştur. Özellikle Türkiye’de 1980 sonrası küreselleşmenin hız kazanmasıyla yaygınlaşan ve tek kanaldan çok kanala geçen televizyon, reklam piyasasının da yeni gözdesi olmuştur.
Çalışmanın amacı; televizyon dizilerinin iç mekânlarında kullanılan ürünlerin bir pazarlama nesnesine, televizyon dizilerinin de reklam sektörünün gözdesi haline dönüştüğünü Türkiye’de yayınlanan
televizyon dizileri üzerinden ortaya koymaktır.
Çalışmanın araştırma yöntemi olarak, nicel araştırma yöntemi, veri toplama ve analizi yapılmıştır. Çalışma kapsamı ve sınırlılıkları açısından Türkiye’de dizi sektöründeki gelişmeye paralel olarak 1980- 2017 yılları arasında Türkiye’de yayınlanan diziler belirlenmiştir. Örneklem seçimi ise orantısız tabakalı örneklem seçimi ile 10 yıllık dönemleri yansıtması açısından 1980’li, 1990’lı, 2000’li ve 2010’lu yıllardan izlenme oranları en yüksek diziler arasından üçer, toplamda 12 dizi seçilmiştir. Mekân devamlılığı açısından yayın sürelerinin üç yılı aşmamasına özen gösterilmiştir. Bu amaçla; 1980’li yıllardan “Kartallar Yüksek Uçar”, “Çalıkuşu” ve “Perihan Abla” dizileri, 1990’lı yıllardan “Şehnaz Tango”, “Kara Melek” ve “İkinci Bahar” dizileri, 2000’li yıllardan “7 Numara”,
“Çemberimde Gül Oya” ve “Aşk-ı Memnu” dizileri, 2010’lu yıllardan ise “Behzat Ç.: Bir Ankara Polisiyesi”, “Poyraz Karayel” ve halen yayınlanmaya devam eden “Ufak Tefek Cinayetler” dizileri çalışmada
incelenen diziler olmuşlardır.
Analizler yapılırken, dizilerin yayına girdiği ve bittiği dönemi karşılaştırma açısından ilk iki ve son iki bölümü izlenmiş, iç mekânlarında reklam unsuru olarak kullanılan ürünlerin sponsor (destekleyici) firma
tarafından sağlanıp sağlanmadığı tespit edilmiş ve iç mekân ile ilgili sponsor firmalar sınıflandırılmıştır. Değerlendirme ve sonuç bölümünde ise Türkiye’deki dizi sektörü içerisinde reklam sektörünün yıllara
göre nasıl değiştiği ve geliştiği, iç mekânda hangi ürün grubunun ön plana çıktığı tartışmaya açılmıştır.