Ahmet Yesevi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Yüksek Lisans Bölümü, Anadolu Üniversitesi Sosyoloji Lisans Bölümü, Anadolu Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Lisans Bölümü, Atatürk Üniversitesi Halkla İlişkiler Ön Lisans Bölümü, Anadolu Üniversitesi Adalet Ön Lisans Bölümü, İstanbul Üniversitesi Tarih Lisans Bölümü, Marmara Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Yüksek Lisans Bölümü mezunudur.
Marmara Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Doktora Bölümü, İstanbul Üniversitesi Felsefe Lisans Bölümü ile Anadolu Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Lisans Bölümü öğrencisidir.
Millî Eğitim Bakanlığında Tarih Öğretmeni olarak görev yapmaktadır. Phone: 05050647671
Bulunduğu konum itibari ile Kıbrıs adası bilinen her dönemde devletlerin ve uluslararası örgütler... more Bulunduğu konum itibari ile Kıbrıs adası bilinen her dönemde devletlerin ve uluslararası örgütlerin ilgi odağı oldu.1571 yılında Osmanlı Devleti’nin egemenliğine giren ada, 1878’de Birleşik Krallık’a bırakılması birlikte Rum ve Türk çatışmasının uzun yıllarca sürdüğü bir konuma girdi. 1960 yılında ada zorunlu ortaklık neticesinde tek bir devlet yapısı altında bağımsız olurken, yaşanan yüzyıllık sorunlarla 1974 harekâtı sonrası fiili bölünme durumuna girdi. 1990’lardan itibaren Birleşmiş Milletler’in yanında yeni bir uluslararası aktör olan Avrupa Birliği’nin sürece dahil olması ve 2004 yılında Güney Kıbrıs Yönetimi’nin bu birliğe üye olması sorunları başka bir boyuta taşımıştır. Türkiye’nin de uzun yıllardır üyelik peşinde koştuğu Avrupa Birliği içeresinde Kıbrıs, müzakereler konusunda önünde set konusu olmuştur.
Kıbrıs, Türkiye ve Yunanistan kadar uluslararası örgütler için de oldukça stratejik öneme sahipti... more Kıbrıs, Türkiye ve Yunanistan kadar uluslararası örgütler için de oldukça stratejik öneme sahiptir. 1878’de Kıbrıs’ın Britanya’ya bırakılması ile Rum ve Türk cemaatlerinin yüzyıllar boyunca devam eden bir arada yaşama isteklerine de darbe indi. Avrupa’nın Yunanistan’ı bir ata yaklaşımı ile Osmanlı’ya karşı koruma iç güdüleri, ada üzerinde Yunan faaliyetlerine zemin hazırladı ve günümüze kadar devam eden Rumların ve Yunanların ilhak faaliyetleri karşısında, iki cemaat arasında adanın paylaşımı ve kontrolü sorununu yarattı. Yunanistan tarafından Kıbrıs sorununun Birleşmiş Milletler’e taşınmasıyla, çözüm yolları aranmasına BM Genel Sekreterliği düzeyinde devam edilmektedir. Liderlik makamının değişmesi ve günlük siyaset değişimleri sorunun aynı talepler ve şartlar altında tekrar etmesine neden olmaktadır.
Kıbrıslı Rumların ve Yunan kamuoyunun Kıbrıs’ı Taç Koloni olarak denetimi altında tutan İngiltere... more Kıbrıslı Rumların ve Yunan kamuoyunun Kıbrıs’ı Taç Koloni olarak denetimi altında tutan İngiltere’yi, sivil ve milis makamlar üzerinden politika değişikliğine zorladığı dönem içerisinde, Kıbrıs meselesi Türkiye’nin gündeminde olmamıştır. Kıbrıs’ta yaşanan ayrılıkçı faaliyetlere karşı, Kıbrıs Türklerinin hak ve hukukunu korumak öncelikli olarak Kıbrıs Türkleri tarafından sağlanmaya çalışılmış ve bunun için Türkiye’nin bir anavatan olarak görülmesinden dolayı Anadolu’da dergi, gazete ve çeşitli yayın araçlarıyla harekete geçirilmesine uğraşılmıştır. Özellikle milliyetçi basın organları ve kişiler tarafından kamuoyunun harekete geçirilmesinden sonra Türk siyasilerinin sorunu sahiplenmesi için gayret edilmiştir. Fakat İngiltere’nin Kıbrıs’taki politik söylemlerine göre siyasetçilerin tavır almasından dolayı “Kıbrıs Sorunu” diye bir meselenin olmadığı dahi iddia edilmiştir.
Kıbrıs meselesini, Yunanistan’daki Helen milliyetçileri kadar Türkiye’deki milliyetçi sivil toplum oluşumlarının dergi ve gazeteler aracılığıyla sahiplendikleri görülmektedir. 1950’lerin ortasından itibaren de Türk milliyetçileri ve siyasetçilerin beraber hareket ettikleri bir döneme çeşitli yayımlar sayesinde ulaşıldığı anlaşılmaktadır.
Bulunduğu konum itibari ile Kıbrıs adası bilinen her dönemde devletlerin ve uluslararası örgütler... more Bulunduğu konum itibari ile Kıbrıs adası bilinen her dönemde devletlerin ve uluslararası örgütlerin ilgi odağı oldu.1571 yılında Osmanlı Devleti’nin egemenliğine giren ada, 1878’de Birleşik Krallık’a bırakılması birlikte Rum ve Türk çatışmasının uzun yıllarca sürdüğü bir konuma girdi. 1960 yılında ada zorunlu ortaklık neticesinde tek bir devlet yapısı altında bağımsız olurken, yaşanan yüzyıllık sorunlarla 1974 harekâtı sonrası fiili bölünme durumuna girdi. 1990’lardan itibaren Birleşmiş Milletler’in yanında yeni bir uluslararası aktör olan Avrupa Birliği’nin sürece dahil olması ve 2004 yılında Güney Kıbrıs Yönetimi’nin bu birliğe üye olması sorunları başka bir boyuta taşımıştır. Türkiye’nin de uzun yıllardır üyelik peşinde koştuğu Avrupa Birliği içeresinde Kıbrıs, müzakereler konusunda önünde set konusu olmuştur.
Kıbrıs, Türkiye ve Yunanistan kadar uluslararası örgütler için de oldukça stratejik öneme sahipti... more Kıbrıs, Türkiye ve Yunanistan kadar uluslararası örgütler için de oldukça stratejik öneme sahiptir. 1878’de Kıbrıs’ın Britanya’ya bırakılması ile Rum ve Türk cemaatlerinin yüzyıllar boyunca devam eden bir arada yaşama isteklerine de darbe indi. Avrupa’nın Yunanistan’ı bir ata yaklaşımı ile Osmanlı’ya karşı koruma iç güdüleri, ada üzerinde Yunan faaliyetlerine zemin hazırladı ve günümüze kadar devam eden Rumların ve Yunanların ilhak faaliyetleri karşısında, iki cemaat arasında adanın paylaşımı ve kontrolü sorununu yarattı. Yunanistan tarafından Kıbrıs sorununun Birleşmiş Milletler’e taşınmasıyla, çözüm yolları aranmasına BM Genel Sekreterliği düzeyinde devam edilmektedir. Liderlik makamının değişmesi ve günlük siyaset değişimleri sorunun aynı talepler ve şartlar altında tekrar etmesine neden olmaktadır.
Kıbrıslı Rumların ve Yunan kamuoyunun Kıbrıs’ı Taç Koloni olarak denetimi altında tutan İngiltere... more Kıbrıslı Rumların ve Yunan kamuoyunun Kıbrıs’ı Taç Koloni olarak denetimi altında tutan İngiltere’yi, sivil ve milis makamlar üzerinden politika değişikliğine zorladığı dönem içerisinde, Kıbrıs meselesi Türkiye’nin gündeminde olmamıştır. Kıbrıs’ta yaşanan ayrılıkçı faaliyetlere karşı, Kıbrıs Türklerinin hak ve hukukunu korumak öncelikli olarak Kıbrıs Türkleri tarafından sağlanmaya çalışılmış ve bunun için Türkiye’nin bir anavatan olarak görülmesinden dolayı Anadolu’da dergi, gazete ve çeşitli yayın araçlarıyla harekete geçirilmesine uğraşılmıştır. Özellikle milliyetçi basın organları ve kişiler tarafından kamuoyunun harekete geçirilmesinden sonra Türk siyasilerinin sorunu sahiplenmesi için gayret edilmiştir. Fakat İngiltere’nin Kıbrıs’taki politik söylemlerine göre siyasetçilerin tavır almasından dolayı “Kıbrıs Sorunu” diye bir meselenin olmadığı dahi iddia edilmiştir.
Kıbrıs meselesini, Yunanistan’daki Helen milliyetçileri kadar Türkiye’deki milliyetçi sivil toplum oluşumlarının dergi ve gazeteler aracılığıyla sahiplendikleri görülmektedir. 1950’lerin ortasından itibaren de Türk milliyetçileri ve siyasetçilerin beraber hareket ettikleri bir döneme çeşitli yayımlar sayesinde ulaşıldığı anlaşılmaktadır.
Uploads
Thesis by Murat Şahin
Kıbrıs meselesini, Yunanistan’daki Helen milliyetçileri kadar Türkiye’deki milliyetçi sivil toplum oluşumlarının dergi ve gazeteler aracılığıyla sahiplendikleri görülmektedir. 1950’lerin ortasından itibaren de Türk milliyetçileri ve siyasetçilerin beraber hareket ettikleri bir döneme çeşitli yayımlar sayesinde ulaşıldığı anlaşılmaktadır.
Kıbrıs meselesini, Yunanistan’daki Helen milliyetçileri kadar Türkiye’deki milliyetçi sivil toplum oluşumlarının dergi ve gazeteler aracılığıyla sahiplendikleri görülmektedir. 1950’lerin ortasından itibaren de Türk milliyetçileri ve siyasetçilerin beraber hareket ettikleri bir döneme çeşitli yayımlar sayesinde ulaşıldığı anlaşılmaktadır.