İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Yayınları , 2020
Kırsal yerleşim bölgeleri; bulundukları coğrafyadaki iklim şartlarına göre planlama gerekliliğini... more Kırsal yerleşim bölgeleri; bulundukları coğrafyadaki iklim şartlarına göre planlama gerekliliğini, yerel yapı malzemelerini kullanma geleneğini, yerli halkın günlük yaşamındaki kültürünü, sosyal ilişkilerini ve alışkanlıklarını, yapı sahibinin ve ustasının beğenilerini, inançlarını ve yaşam önceliklerini birleştiren çok zengin bir yapı çeşitliliğine sahiptir. Kırsal alanlardaki yapılar kendi özgün kimliğiyle var olmasıyla birlikte; içinde bulunduğu çevre ve toplum ile bütünleşmekte ve geçmişin izlerini taşıyan yerleşik kültürün mimarlıkla buluşmasıyla kırsal dokunun en temel öğesini oluşturmaktadır. Kırsal mimari miras, yüzyıllar boyunca deneyimlenmiş ve yaşamın içinde şekil bulmuş oldukça fazla bilgi birikimini günümüze taşımaktadır. Geleneksel yapılarda gördüğümüz birçok çözümün bugün çağdaş olarak nitelendirdiğimiz yapılarda bulunmamasının sebeplerinden biri ise endüstri devriminden sonra mimarlık alanında yaşanan hızlı gelişmedir. Yüzyıllarca süre gelen bu bilgi birikimini, günümüzde her bilimsel alanda olduğu gibi mimarlık alanında da yeniden keşfetmeye ve tanımlamaya çalışmaktayız. Bu çalışmaya konu olan Bilecik ilinin Gölpazarı ilçesi tarih öncesi devirlerden itibaren bir yerleşim yeri olmuştur ve bu dönemlere ilişkin Höyükler ilçede hâlâ mevcuttur. Osmanlı Beyliği’nin kurulduğu Söğüt ilçesine de yakın olan ilçe bu dönemde «Göl» adı ile anılmış ve bölge için önemli bir pazar yeri olmuştur; ayrıca İpekyolu ticaret aksında da bir uğrak yeri haline gelmiştir. Osmanlı Devleti’nin kurulması ve merkezinin İstanbul’a taşınması, İpekyolu ticaret aksının da Anadolu’da yön değiştirmesi ile pazar yeri önemini kaybetmiş; ancak ilçe Gölpazarı adıyla anılmaya devam etmiştir. Erken Osmanlı dönemine tarihlendirilen sivil mimarlık ve anıtsal eserlerin bulunduğu ilçe, yapıların özellikleri, yapım teknikleri, malzeme kullanımları, birbirlerine ve anıtsal yapılara göre konumu ile özgün bir kent dokusuna sahiptir. İlçe ve köylerinde 2013 yılından itibaren Köyünü Yaşat projesi kapsamında belgeleme ve analiz çalışmaları yürütülmektedir. Kerpiç kâgir ve kerpiç hımış tekniğinde inşa edilmiş olan geleneksel yapıların göçlerle terk edildiği dikkat çekmektedir. Geçmiş dönemlerin mimari ve sosyal izlerini taşıyan kırsal mimari mirasımızın yaşatılarak gelecek nesillere aktarmamız önemlidir. Geleneksel kırsal mimaride iklimden, malzemeden, yapım teknolojisinden gelen birçok özellik keşfedilip, mevcut bilgi birikimimize eklenerek yeni yapılacak mekânlar için daha sağlıklı, daha konforlu ve daha az enerji harcayan, insan ile daha uyumlu bir mimarinin temelleri atılmaya çalışılmalıdır. Kırsal alanlarda bulunan geleneksel mimari bu açıdan oldukça özgün bir bilimsel hafızaya sahiptir. Keşfedilmeyi bekleyen bu mimari özellikler bizim günümüzde sahip olduğumuz yapısal standartları insan, fiziksel çevre ve konfor ilişkisi bakımından geliştirecek özellikler taşımaktadır. Doğanın ve yaşamın özgün çözümlerini tanımlamak, yeni tasarımlar için bir bilgi dağarcığı oluşturmak bugün mimari amaçlarımızdan biri haline gelmiştir. Mimarlık Bölümü öğrencileri ile birlikte Gölpazarı ilçesinde belgeleme ve yapısal analiz çalışmaları yürütülmüştür. Bu çalışmaya ilişkin görsel ve çizimlerin yer aldığı bu kitapta Gölpazarı örneği üzerinden kırsal alanların koruma sorunları ve günümüz yaşam koşullarına bağlı olarak geleneksel yapıların ve kırsal çevrenin korunması için öneriler değerlendirilmiştir. Öncelikle bu çalışmada bize sıcak karşılamalarından ve misafirperverliklerinden dolayı Gölpazarı halkına, projenin tüm süreçlerinde desteklerinden dolayı Gölpazarı Belediyesi’ne, çalışmada emek veren tüm öğrencilerimize teşekkürlerimizi sunarız.
FARKLI BİR STAJA VAR MISIN ? 2018 İZU Mimarlık Akademik Stajı 2018 Yılında İstanbul Sabahattin Za... more FARKLI BİR STAJA VAR MISIN ? 2018 İZU Mimarlık Akademik Stajı 2018 Yılında İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi'nde Mimarlık ve İç Mimarlık Bölümü öğrencileri ile gerçekleştirilen staj çalışmalarının kitabıdır
Kent Mobilyası ile Anlatılan Tarih Konya/Sille çalışması, “Konya Sille de Geleneksel Doku İçeris... more Kent Mobilyası ile Anlatılan Tarih Konya/Sille çalışması, “Konya Sille de Geleneksel Doku İçerisinde Kent Mobilyalarının Bir Yöntem Dahilinde Tasar- lanması ve e-Kitap Oluşturulması” adlı KTÜ SBA-2016-5350 proje kodlu BAP 01 Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Destek Programı kapsamında Karadeniz Tek- nik Üniversitesi BAP Koordinasyon Birimi tarafından desteklenen bir çalışma sonucu ortaya çıkmıştır. Kitabın bölümleri; kentlerin, zaman içerisinde süregelen toplumsal ve kül- türel değerlerini ifade eden kimlikleri üzerinde ele alınan yazılardan oluşmak- tadır. Bu bağlamda özellikle kent bileşenleri ile öğelerine değinerek, kent mo- bilyası tasarımı ile yerleşim merkezlerinin kimlik değerlerinin önemi belirtil- miştir. Bu noktadan hareketle, büyük bir turizm potansiyeline sahip olan Konya ili için önemli bir kültür turizmi koridoru olan; Sille Yerleşim Bölgesi’nin ticari hayatını, sosyo-kültürel yapısını ve mimari karakterini yansıtan kültür turizmi- ni destekleyeceği düşünülen Hükümet Caddesi pilot alan olarak seçilmiştir. Kitabın son bölümünde yer alan etkinlikler; ülkemizin hem tarihi hem de gelişen yerleşim yerlerinde yapılabilecek kent mobilyaları tasarımlarına nasıl yaklaşılması gerektiğine dair önemli bir yöntem önerisi sunmaktadır.
Balıkesir Kırsalında Fiziksel Çevre Analizleri Kitabı KİTAP3, 2011
GİRİŞ
Balıkesir kırsalında yapılan bu çalışma geleneksel mimarinin çözümlenerek
kırsal alanın ... more GİRİŞ
Balıkesir kırsalında yapılan bu çalışma geleneksel mimarinin çözümlenerek
kırsal alanın yeniden değerlendirilmesi amacını taşımaktadır. Var olan
geleneksel kırsal mimarinin tanımlanarak mevcut fiziksel çevre özelliklerinin
belirlenmesi bu nedenle büyük öneme sahiptir.
Resim 1 Balıkesir Küçükdere Köyü
Kırsal mimaride, yüzyıllarca yıldır deneyimlenmiş ve yaşamın içinde şekil bulmuş
oldukça fazla bilgi birikimi mevcuttur. Geleneksel yapılarda gördüğümüz
birçok çözümün bugün modern olarak nitelendirdiğimiz yapılarda
bulunmamasının sebeplerinden biri ise endüstri devriminden sonra mimarlık
alanında yaşanan hızlı gelişmedir. Yüzyıllarca süre gelen bu bilgi birikimini,
günümüzde her bilimsel alanda olduğu gibi mimarlık alanında da yeniden
keşfetmeye ve tanımlamaya çalışmaktayız. Doğanın ve yaşamın kendine
özgün çözümlerini tanımlamak, yeni tasarımlar için bir bilgi dağarcığı
oluşturmak bugün amaçlarımızdan biri haline gelmiştir. Geleneksel kırsal
mimaride iklimden, malzemeden, yapım teknolojisinden gelen birçok özellik
keşfedilerek, bugün mevcut bilgi birikimimize eklenerek yeni yapılacak
mekânlar için daha sağlıklı, daha konforlu ve daha az enerji harcayan, insan
ile daha uyumlu bir mimarinin temelleri atılmaktadır. İnsanların yaşadıkları
temel mekanları yine insanların bugün yaşadıkların kompleks mekanlar için
keşfetmek, bu eğilimin bir sonucudur.
2
Şekil 1 Köy evlerinin Ecotect yazılımında modellenmesi
Kırsal alanlarda bulunan geleneksel mimari bu açıdan oldukça özgün bir
bilimsel hafızaya sahiptir. Keşfedilmeyi bekleyen bu mimari özellikler bizim
günümüzde sahip olduğumuz yapısal standartları insan, fiziksel çevre ve konfor
ilişkisi bakımından geliştirecek özellikler taşımaktadır.
Balıkesir kırsalında yapılan bu çalışma fiziksel çevre ile direkt ilişkili olan
geleneksel mimarinin keşfedilmesini amaçladığı ölçüde bu mimarinin
özelliklerinin fark edilerek korunmasını da hedeflemektedir.
Balıkesir ili iklimsel açıdan büyük bir öneme sahiptir. Türkiye’de TS825
Standartına göre 4 iklim çeşidi vardır. Balıkesir bu dört iklim çeşidinin üçünü il
sınırları içinde barındıran iki ilden biridir.
Balıkesir kırsalında belirlenen envanterlerin fiziksel çevre analizleri her ilçenin
kendi iklimsel koşuluna göre hazırlanmıştır. Üç farklı iklimsel bölgede bulunan
envanterlerin fiziksel çevre özellikleri birbirleri ile ilgili bölümlerde karşılaştırılmıştır.
Fiziksel çevre özelliklerinin Balıkesir’in farklı iklimsel bölgelerinde ne derece
değiştiğinin belirlenmesi ve geleneksel mimarinin bulunduğu çevre ile nasıl bir
düzen içinde olduğunun tespit edilmesi farklı iklimsel bölgelerde hazırlanacak
yeni projelerin bulundukları çevreye daha iyi adapte olmalarını sağlayacağı
düşünülmektedir.
Bu nedenle Balıkesir ilinin farklı iklimsel bölgelerinde çalışmalar yapılmış. Her
iklimsel bölgede belirlenen köylerin ve envanterlerin kendi bulundukları iklimsel
şartlara göre fiziksel çevre değerleri tespit edilmiştir.
3
Hazırlanan çalışmanın ilk bölümünde envanterlerin analizlerinin yapıldığı fiziksel
çevre faktörleri tanıtılmaktadır. Fiziksel çevre faktörleri için iklim bölgelerine ve
standartlara göre olması gereken değerler tanımlanmaktadır.
İkinci bölümde Balıkesir iklimi ve iklimsel bölgeleri anlatılmakta, daha sonra bu
iklimsel farklılıklar değerlendirilmektedir. Balıkesir ili Marmara iklimi (Ilımlı nemli),
Ege İklimi (Sıcak Nemli) ve Karasal iklim (Ilımlı Kuru) olan üç bölgeye
ayrılmaktadır.
Üçüncü bölümde kırsal alan da yapılan tespitler sonucunda belirlenmiş
envanterlerin fiziksel çevre analizleri her bir faktör için değerlendirilerek il için
kırsal alan mimarisinin ortalama fiziksel çevre değerleri tespit edilmiştir. Ayrıca
iklimsel farklılığa göre ve malzeme çeşitliliğine göre de analiz sonuçları
yorumlanmıştır.
Dördüncü bölümde ise seçilen 13 köyde belirlenmiş envanterlerin analiz
sonuçları, iklimsel bölgeler ve seçilen köyler başlıkları altında verilmektedir.
Uludağ Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dergisi, 2020
Öz: Bu çalışma, mimarlık alanında kullanılan eklemeli imalat teknolojileri konusunda gerçekleştir... more Öz: Bu çalışma, mimarlık alanında kullanılan eklemeli imalat teknolojileri konusunda gerçekleştirilen bir derleme çalışmasıdır. Temel olarak, eklemeli imalatın mimarlık alanındaki uygulama alanlarını, belirli sistematik içerisinde ele alan araştırma, gerek literatürde yer alan örnekler, gerekse uygulamaları bulunan yeni teknolojiler hakkında bilgi vermeyi amaçlamaktadır. Çalışmada, karşılaştırmalı olarak incelenen üretim teknolojilerinin güçlü ve zayıf yönleri, sistemlerin kullanım alanları, sistemlerde kullanılan malzemeler, mimari alan uygulamaları özelinde ele alınmıştır. Eklemeli imalat teknolojilerinin dezavantajlarından birisi olarak bilinen yüksek üretim ve malzeme maliyetinin, zaman içerisinde üretim yöntemlerinin yaygınlaşması ile çözümleneceği öngörülmektedir. Malzeme üretimi ve teknoloji konusunda halen gelişme sürecinde olan eklemeli imalat üretim sistemleri, gelecek endüstri uygulamalarında ve mimarisinde etkin olarak kullanılacağı düşünülmektedir. Yüksek maliyet sorununa çözüm olarak, eklemeli imalat yöntemi ile kalıp üretimlerinin ilerleyen yıllarda daha fazla gündemde olacağı öngörülmektedir. Abstract: This study is a review on additive manufacturing technologies used in the field of architecture. Basically, the research, which deals with the application fields of additive manufacturing in the field of architecture, within a certain systematic, aims to provide information on both the examples in the literature and new technologies with applications. In the study, the strengths and weaknesses of the production technologies analyzed comparatively, the usage areas of the systems, the materials used in the systems, and architectural field applications are discussed. It is anticipated that the high production and material costs, known as one of the disadvantages of additive manufacturing technologies, will be developed over time with the spread of production methods. Additive manufacturing production systems, which are still in the development process in material production and technology, are thought to be used effectively in future industry applications and architecture. As a solution to the high cost problem, it is anticipated that mold production will be on the agenda in the coming years with additive manufacturing method.
Mimaride günışığı etkinliği mekânsal kaliteyi arttıran ve insanın doğa ile bütünleşmesini sağlaya... more Mimaride günışığı etkinliği mekânsal kaliteyi arttıran ve insanın doğa ile bütünleşmesini sağlayan önemli bir mekânsal tasarım girdisidir. Sürdürülebilirlik kavramı ile birlikte mekânsal konfor şartlarının daha fazla iyileştirilmesi tasarımcılardan daha fazla talep edilmeye başlanmıştır. Enerji etkinliğinin de tasarımda daha fazla konuşuluyor olması, bu konuların tasarımcılar için tasarım evresinin daha erken evrelerinde düşünülme ihtiyacını doğurmuştur. Çalışma tasarımcılar için günışığı bazlı bir destek modelini oluşturmayı amaçlamaktadır. Model kapsamında günışığına bağlı tasarın değişkenleri ile günışığı tasarım kriterleri ilişkilendirilmekte olası sorunlara çözüm önerileri için temel rehber oluşturulmaktadır. Bu nedenle çalışmada günışığı faktörleri tasarımcı için rol gösterici ve sistematik biçimde ele alınarak detaylıca açıklanmaktadır. Böylece mimari tasarımda mimarların bu faktörleri daha erken tasarım evresinde kullanmaları ve içselleştirmeleri hedeflenmektedir. Oluşturulan model tasarımcının farklı önem derecelerinde bakabildiğini kabul ederek destek sistemini oluşturmaktadır ve adım adım tasarımcının yanında olarak günışığı konusunda tecrübeli tasarımcıların davranış ve çözüm modelini ortaya koymaktadır. Model kapsamında farklı işlevlerin günışığı gereklilikleri de değerlendirilmekte ve sonuçta amaca yönelik aktif günışığı tasarımı çözümü için tasarımcıya yardımcı olacak bir sistem oluşturulmaktadır. Çalışmanın sınanması bölümünde ise bir okul yapısı seçilerek modelin çalışması sınanmakta olası sorunların çözümleri model tarafından oluşturulmaktadır. Abstract Daylight activity in architecture is an important design input that increases the spatial quality and enables the integration of human with nature. With the concept of sustainability, further improvement of spatial comfort conditions has started to be demanded increasingly from designers. The fact that energy efficiency is also discussed more in design has led to the need for designers to consider these issues earlier in the design phase. The study aims to create a daylight based support model for designers. Within the scope of the model, daylight design variables and daylight design criteria are correlated and basic guidance is provided for solutions to possible problems. For this reason, daylight factors are explained in detail in a systematic way. Thus, it is aimed for architects to use these factors in the early design phase and internalize them in architectural design. The model created constitutes the support system by accepting that the designer can look at different degrees of importance and support by the designer at every stage of the design.
Journal of Architectural Sciences and Applications, 2020
Öz Akıllı malzemeler alanı yirminci yüzyılda büyük bir gelişim yaşamıştır, yirmi birinci yüzyılın... more Öz Akıllı malzemeler alanı yirminci yüzyılda büyük bir gelişim yaşamıştır, yirmi birinci yüzyılın başlamasıyla beraber gelişme hızını daha da artırmıştır. Bu, mimarinin kendisinin gelişimine giden yolu açmıştır, tasarımcıların ve inşaat profesyonellerinin düşünme biçimini yeniden şekillendirmiştir. Akıllı malzeme kullanımının mimarlık uygulamalarında gittikçe daha fazla gelişmesi ve entegre olması, sadece bir uygulama olarak değil, tasarım sürecinin ilk aşamalarında da dikkate alınmasının gerekli olduğu açıklığa kavuşmaktadır. Araştırma, akıllı malzeme sistemlerinin mimarlık alanındaki özelliklerini ve avantajlarını araştırmayı, daha iyi uyarlanabilir özelliklere sahip mimari yaratmanın yolunu araştırmayı ve nihayetinde yapısal, iklimsel ve mimari performanslara kafa yoran kullanıcılar için en uygun ortamı sağlayarak ''adapte edilebilirlik durumuna" ulaşmayı amaçlamaktadır. Mimarlık alanındaki araştırmacılar olarak, akıllı malzeme sistem teknolojilerini daha iyi anlayarak, mimari geliştirilebilir ve yenilik dönemine ulaşabilir. Anahtar Kelimeler: Sürdürülebilir mimarlık, akıllı malzemeler, yenilenme gereksinimi, mimari uygulama bilinci. Abstract The field of smart materials has experienced a great development in the 20th century, and with the beginning of the 21st century, it has further increased the speed of development. This leaded up to the architecture to develop itself, reshaped the way of thinking designers and construction professionals. It is becoming clear that the use of smart materials has become more and more developed and integrated in architectural applications needs to be considered not only as an application but also in the early stages of the design process. The research aims to explore the architectural characteristics and advantages of smart material systems, to explore the way to create architecture with better adaptable features, and ultimately to achieve the "state of adaptability" by providing the most suitable environment for users who are concerned with structural, climatic and architectural performances. As researchers in the area of architecture, by understanding the smart material systems technologies better, architecture can be improved and can reach the era of innovation.
05-07 Eylül 2019 Tarihleri arasında Muğla Köyceğiz Döğüşbelen Köyü BKM platoda düzenlenen 7. Ulus... more 05-07 Eylül 2019 Tarihleri arasında Muğla Köyceğiz Döğüşbelen Köyü BKM platoda düzenlenen 7. Uluslararası Kerpiç’2019 Sempozyumu’na Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi tarafından gerçekleştirilen Kerpiç Yapı-Sanat (Heykel) İşinin amacı Anadolu’da yaygın kullanılan kerpiç malzemenin modern kulanım olanaklarının daha iyi tanıtılmasını sağlamaktır. “Geçirgenlik ve Form” temalı kerpiç Açık Hava Heykeli 2019 yaz aylarında Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi bünyesinde atölye ve kuramsal çalışmalar ile başlamış tüm yaz boyunca devam eden bu özel çalışma sonrasında bir manifesto hazırlanmış ve sempozyumda yapımı gerçekleştirilen heykel kalıcı olarak yerini alarak izleyicilere tanıtılmıştır. Son yüz yılda yaşanan gelişmeler, insanın yapı ile mekan ilişkisini köklü değişikliğe uğratmıştır. Bir yandan endüstrileşme, bir yandan yaşanan düşünsel ve bilişimsel gelişmeler sonrasında insanoğlunun serüveni ve hayata bakışı farklılaşmıştır. Tüm bu karmaşık serüvene dışarıdan bakıldığında insanın özgürleştiği mi yoksa çevresine bir teknolojik koza örüp daha da köleleştiği mi tartışılır olmuştur. Çözümü doğada arayan, bulmaya çalışan insan yeniden toprağa ve toprak ile ilişkili her şeye özlemle geri dönmüştür. Kırsal hayatı, köy kavramını bu denli konuşuyor olmamızın sebeplerinden biri de bu değil midir? Kerpiç bir duvardan ne bekler insan, kerpiç geçirgen olabilir mi? Malzemelerin en fazla çözüneni olmasına rağmen algısal olarak daha çözünmemiş değil mi? Bir kerpiç duvar ne derece çözünebilir, bu durum özünden nerelere götürecektir onun serüvenini. Binlerce yıldır karşılaşılagelmiş ağır, dolu kerpiç malzeme bundan sonra daha geçirgen ve hafif olacak mıdır? Bunları düşünerek denemek istedik. Kerpicin binlerce yıllık algısına uymayanı, farklı olanı, çözüneni, geçirgen olanı yapmayı denemek, deneyimlemek istedik. Yapı malzemelerinin en kadim olanını bir mimar olarak yaşamak ve kalıcı bir heykel haline getirmeyi amaçladık.
ICONARP International Journal of Architecture and Planning, 2020
Purpose Daylight control and energy efficiency in architectural design is accepted as one of the ... more Purpose Daylight control and energy efficiency in architectural design is accepted as one of the main inputs of sustainable architecture. In the present study, we investigate the importance of light factor and daylighting design criterias as the construction technique of mosques improves by adhering to different periods. Design/Methodology/Approach Interior space designs of three different Mosques are displayed via plan sketches, therefore every mosque is evaluated particularly in summer term periods when users pray inside mosques in particular day and hour periods. In-situ evaluation results are tested by a luxmeter and comfort device. Each mosques' technical plans are modelled in 3D programme. Measures are evaluated only when there is natural light inside. Findings The major design criterias and construction techniques stated in this study will give inspiration to builders to design praying halls which have perfect lighting performance with sacred sense of worshipping activities with full of serenity and concentration. Research Limitations/Implications Short-term and very limited in situ measurements were taken in Konya mosques due to pandemic precautions. Also evolved computational datas of DB programme are the main limitation of this study. Originality/Value This study is the first to emphasise the importance and development of daylight in places of worship in the center of Konya, depending on the order of architectural design according to different periods. There are very few studies that examine the effect of daylight in worship places and its impact on construction and design. Daylighting in historic Islamic architecture can be further studied via simulation programme.
Sahar POUYA Handan TURKOGLU Umit ARPACIOGLU Using the analytic hierarchy process to evaluate sust... more Sahar POUYA Handan TURKOGLU Umit ARPACIOGLU Using the analytic hierarchy process to evaluate sustainability factors in watershed planning and management With increasing population growth and economic development , water resources have faced environmental pollution and ecological deterioration. Sustainable watershed management and planning has emerged as an approach to address these problems. Following the international agreements on watershed protection, Turkey has initiated fundamental modi cations in the watershed management and planning process. However, sustainable management of water resources involves various economic, social, and ecological dimensions, and it is not a straightforward process. is study ranks sustainability indicators in terms of their importance in water resource resilience. e analytic hierarchy process is utilized to weight the sustainability factors in planning water resources and watersheds. Considering the di erent opinions experts may have, two groups of respondents (i.e., academics and professionals) were chosen to evaluate the factors. e results showed degrees of correspondence and contradictions among the respondents' perspectives. e groups were similar in prioritizing the social, management, and economic factors, whereas they showed considerable di erences in evaluating the land use and ecological factors. e article shows that the con icting views of various groups of experts should be identi ed and harmonized in order to develop an evaluation model for watershed and water basin plans.
A material teacher in the documentation and in the past: Professor Baban and About “Materials Les... more A material teacher in the documentation and in the past: Professor Baban and About “Materials Lessons” about half a century ago... In Istanbul Technical School (ITO) / Istanbul State Engineering and Architecture Academy (İDMMA) Professor Ziya Baban is almost like a flag race, each flag in the transfer phase run together for a short period of time and revolve to the other In 1974, İDGSA Burden . The story of the academy which continues until the resignation of Building Material lesson of the Department of Architecture. The last Material Teacher of this period, Prof. Ziya Baban, not just at the Istanbul Fine Arts Academy, but also he is in Istanbul State Engineering and Architecture Staff at the Academy at Yıldız. However, a study of a quarter century of Ziya teacher who shared a twenty-five years of his life as a teacher with about forty-five years of teaching. Keywords: Materials lessons; material teacher; Prof. Ziya Baban.
ÖZ İstanbul Teknik Okulu (İTO)/İstanbul Devlet Mühendislik Mimarlık Akademisi (İDMMA) hocalarından Prof. Ziya Baban’ın adeta bir bayrak yarışındaki gibi, her bayrağın devredilme aşamasında kısa bir süre birlikte koşularak ve sonunda devredilerek... 1974 yılında İDGSA Yük. Mimarlık Bölümü Yapı Malzemesi dersi hocalığından istifa etmesine dek devam eden akademi hikayesi. Bu dönemin son “Malzeme Hocası”, Prof. Ziya Baban sadece İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi’nde değil, İstanbul Devlet Mühendislik ve Mimarlık Akademisi’nde görevli; kadrosu Yıldız’da. Ancak, yaklaşık kırk beş yıllık hocalık yaşamının bir yirmi beş yılını Akademi ile de paylaşmış Ziya hocanın çeyrek asırlık bir dönemini ele alan bir çalışma. Anahtar sözcükler: Malzeme dersi; mimarlık tarihi; Prof. Ziya Baban.
A/Z : ITU journal of Faculty of Architecture, 2018
This study relates to the subject, but with a specific focus on the material andthe conceptual ap... more This study relates to the subject, but with a specific focus on the material andthe conceptual approach of monumental religious architecture to the use of material.Material is originally formless; in a constant quest to find expression. Especially with industrialization, material, that started to be considered independently of construction process of a particular artifact has been displaced (deterritorialization) and deformed. The ‘Architecture-Reality” relation lies in the interaction between the material and its representation, which gives the material its expression.This point of view will lead us to understand how the use of material finds expression and help us define the ways in which religion uses the material to shape the space. This the study will elaborate on the relation of ‘Religion-Architecture- Reality’ with respect to the concept of dematerialisation. To define what can be a common expression for all three elements, we must openly look at singular examples; with a perspective independent of geography, culture and time. It is quite difficult to notice and point out how these concepts emerges in spaces. Laying out the different setups and the perceptional differences created within the setup can certainly enable a better definition of the relevant methods. This study evaluates the religious spaces related to the two widespread religions in terms of material use and religious expression; in an attempt to draw attention to the two contemporary concepts we have borrowed from art.
Yangınlar yaşadığımız kentlerin gelişimlerinde önemli rol oynamışlardır. Özellikle çevresel ölçek... more Yangınlar yaşadığımız kentlerin gelişimlerinde önemli rol oynamışlardır. Özellikle çevresel ölçekte gelişen bu yangınların maddi, manevi etkileri sonucunda, önleme girişimlerinin de geliştiği görülmektedir. İstanbul kenti tarihi gelişim süreci içerisinde sıklıkla meydana gelen ve yayılarak geniş alanlarda etkili olan, önemli boyutlarda can ve mal kaybına yol açan yangınlara maruz kalmıştır. Yangınlar, özellikle bitişik dü-zende ve ahşap malzeme ağırlıklı bir yapılaşmanın görüldüğü Osmanlı kentlerinde çevresel ölçekte yaygınlık kazanarak önemli boyutlarda maddi ve manevi kayıplara yol açmış ve tarihi gelişim süreci içerisinde yönetim tarafından bu felaketin önlenebilmesine yönelik tedbirler (nizamnameler) alınmaya çalışılmıştır. Osmanlı İmparatorluğu'nun geç dönemlerinde yönetim tarafından yayınlanarak yürürlüğe konulan imar yönetmeliklerinin yangınların önlenmesine yönelik maddelerinin edilgen yangın korunumu detay çözümlemeleri açısından incelen-mesi, söz konusu detayların korunması gerekli taşınmaz kültür varlıklarının mimari oluşumunda rol oynadığını ortaya koymuştur. Çalışma-da daha önceden hazırlanmış ve yayınlanmış olan Katalog çalışmalarından da yararlanılmıştır. Yapı ve çevre ölçeğinde olmak üzere değer-lendirilen bu etkiler detay bazında ortaya konularak, mimari oluşumdaki rolleri ölçütler eşliğinde açıklanmaya çalışılmıştır. Tüm bu detay çözümlemeleri bir dönemin izleridir ve onarım çalışmalarında özellikle korunmaları gereklidir. Çalışma İstanbul'un çevrsel etkiye sahip yangınlarını incelemekte, Dünya'da öncü sayılabilecek edilgen yangın önlemlerini sistematik biçimde incelemektedir. Büylece korunması gerekli kültür varlıklarının restorasyon ve yenilenme aşamalarında ilgili dönemler ile ilişkili bilgi dağarcığının oluşmasını amaçlamaktadır. Anahtar sözcükler: İstanbul; yangın. Fires had an important effect on the evolution of the cities. After wide-scale fires, the precautionary effort progressed because of the financial and emotional damage done to the cities and residents. The historical progress of İstanbul has been frequently exposed wide-spreading fires which also caused significant losses of life and property. Fires, which are particularly influenced Ottoman towns, contain attached and usually wooden housing. When building the city, fire safety regulations came into force in the final period of the Ottoman Empire, and solutions for passive fire protection were examined. Questions arose about the immovable cultural property to be protected. This study benefits from previously prepared and published index studies. These effects, which were reviewed only at a surrounding and building scale, and revealed in detail the base and aimed to explain their roles in architectural formation based on the defined criteria. All these detailed solutions are marks of an era and they need to be protected during repair work. This study systematically examines İstanbul's wide-scaled fires and innovative passive fire protection strategies. The study aims to create knowledge about the relevant eras during restoration and renewal stages of immovable cultural property, to be protected.
Türkiye’de yapı stoğumuzun büyük bir kısmı hala kırsal alanlarda bulunmaktadır. Kırsal alanların ... more Türkiye’de yapı stoğumuzun büyük bir kısmı hala kırsal alanlarda bulunmaktadır. Kırsal alanların gelişme problemi hem tarımsal hem de mimari açıdan devam etmektedir. Bu model yeni binaların yapılma ihtiyacına alternatif mevcut kırsal alanların yeniden değerlendirilmesini amaçlamakla birlikte bu konunun sadece mimari ya da sadece tarımsal çözümlerle değil bütünleşik bir yaklaşımla ele alınması gerektiğine inanmaktadır. Gerçek ekolojik yaklaşımın sorgulanması ile başlayan süreç sonucunda, mevcut yapı stoğu ve bu stoğun gelecek projeksiyonunun çelişmesi bir model eksikliğini ortaya çıkarmıştır. Daha önceden yapılan kırsal alan çalışmaları, kendi disiplinlerinde başarılı olmuş olsalar dahi bütünleşik bir yaklaşım sunamadıkları için kırsal alanlar için geleceğe yönelik bir çözüm oluşturamamışlardır. Model; üst ölçek çalışmaları, mimarlık, iç mimarlık, alternatif tarım, alternatif turizm ve sanat gibi pek çok disiplinin içerisinde yer aldığı, her birinin model içerisindeki etkinlik düzeyi kırsal alan değerlerine bağlı olarak değişebilir niteliktedir. Bu değerler ile şekillenebilecek model idari ve teknik altyapısı üzerinde pek çok alandan farklı kişi ve kurumların katılım ve desteği ile yürütülmektedir. Modelin teknik ayağında, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi öncülüğünde 2015 yılı yaz aylarında öğrenciler, akademisyenler, sanatçılar, meslek profesyonelleri ve destekçiler ile bir pilot uygulama gerçekleştirilmiştir. Pilot uygulama, Bilecik’e bağlı Gölpazarı İlçesi’nde Tongurlar Köyü’nde gerçekleştirilmiş mimarlık, sanat ve alternatif turizm ağırlıklı olarak işletilmeye çalışılmıştır. Önerilen modelin bir kısmını içerse de önerilen model ve pilot uygulama yazıda birlikte ele alınmaktadır.
Anatolia, with its multicultural background and unique geography, is " the cradle " of many civil... more Anatolia, with its multicultural background and unique geography, is " the cradle " of many civilizations. It enables a variety of architectural design practices, due to diverse climate conditions from one region to another. Recently, a great intention is to generate architectural forms which provides health and comfort, less energy and harmony with human in the rural areas of Anatolia. There is a need to explore the properties of climate, material and building technology used in the traditional rural architecture in order to adapt into new architectural system. The identification of how physical environmental characteristics change in accordance with different climate regions and how traditional architecture aligned with the existing physical environment are specially important for the development of a method in this context. This study aims to resolve the characteristics of traditional architecture for the reassessment of rural area. Balıkesir is one of the provinces having a physical environment that can be utilized with the diversity of climate. In this study, therefore, Balıkesir is taken into account as it holds three types of climate. Different types of country houses in Balıkesir region are selected, modelled in 3D and analysed in terms of physical environment in regard to their own climate conditions. A comparison is also made between the obtained values of different climate regions. The results show that traditional rural architecture has many traits and features, that hardly found in today's contemporary residences.
Divanhane binası Osmanlı tarihi ve daha sonra da Türkiye Cumhuriyeti Tarihi açısından önemli bir ... more Divanhane binası Osmanlı tarihi ve daha sonra da Türkiye Cumhuriyeti Tarihi açısından önemli bir rol üstlenmiş olup geçmişinin izlerini halen korumaktadır. Yapı ayrıca Haliç’in günümüzdeki siluetindeki önemli ve nadir yapılardan biridir. Bu bildiride, halen Deniz Kuvvetleri bünyesinde bulunan bu önemli komuta binasının restorasyon çalışmalarında alınması söz konusu fiziksel çevre kararlarının enerji korunumuna etkisinin değerlendirilmesi için kullanılan yöntem anlatılmaktadır. Bu yöntem, korunması gerekli kültür varlıklarının restorasyonunda fiziksel çevre değerlendirmesinin etkisini örneklendirmektedir. Restorasyon sürecinde proje müellifi, restorasyon danışmanı ve fiziksel çevre danışmanının her birinin tek başlarına alamayacakları fiziksel çevre kararlarının oluşması, çok disiplinli bir ortamı gerekli kılmaktadır. Yapının kulanım değerini arttıran sonuçlar almak ancak bu çok disiplinli değerlendirme süreci gerçekleştiğinde mümkün olabilmektedir. Bu çalışmada, korunması gerekli taşınmaz kültür varlığının özgünlüğünü korurken, aynı zamanda detaylarının günümüz standartlarındaki enerji korunumu ve yapı fiziği ilkeleri kullanılarak yapılan değerlendirmenin, yapının sürdürülebilirliğine ve nihayetinde korunmasına etkisi değerlendirilmeye çalışılmaktadır. Enerji korunumu ve fiziksel çevre açısından oluşturulan kararların yapının enerji performansına etkisinin değerlendirilebilmesi için Ecotect yazılımı kullanılmıştır. İlk aşamada Divanhane binasının özgün hali bilgisayar ortamında modellenmiş, hazırlanan model üzerinde alınan fiziksel çevre kararlarının detayları eklenmiştir.
Kırsal alanlar, tarihten gelen farklı inanç ve yaşam alışkanlıklarını, bulundukları coğrafyadaki ... more Kırsal alanlar, tarihten gelen farklı inanç ve yaşam alışkanlıklarını, bulundukları coğrafyadaki iklim verilerini ve yerel yapı malzemelerini kullanma geleneğini birleştiren çok zengin bir yapı çeşitliliğini bünyesinde barındırmaktadır. Kırsal yerleşmelerde yaşayan insanların günlük yaşamındaki kültürünü, sosyal ilişkilerini ve alışkanlıklarını, yapı sahibinin ve ustasının beğenilerini, inançlarını ve yaşam önceliklerini yansıtan kırsal yapı kendi özgün kimliğiyle var olurken, içinde bulunduğu çevre ve toplum ile bütünleşerek bulunduğu yerin bir parçası da olmuştur. Geçmişin izlerini taşıyan kırsal kültürün mimarlıkla buluşması anlamına gelen bu yapılar, yerleşim dokusunun da en temel öğesidir.
Kırsal mimaride, yüzyıllar boyunca deneyimlenmiş ve yaşamın içinde şekil bulmuş oldukça fazla bilgi birikimi mevcuttur. Geleneksel yapılarda gördüğümüz birçok çözümün bugün çağdaş olarak nitelendirdiğimiz yapılarda bulunmamasının sebeplerinden biri ise endüstri devriminden sonra mimarlık alanında yaşanan hızlı gelişmedir. Yüzyıllarca süre gelen bu bilgi birikimini, günümüzde her bilimsel alanda olduğu gibi mimarlık alanında da yeniden keşfetmeye ve tanımlamaya çalışmaktayız. “Köyünü Yaşat Projesi” düşünsel olarak çok yünlü faaliyetlerin köyün özgün değerlerini bozmadan kırsal bölgenin verileri kullanılarak bütünleşik bir projeye dönüştüren değişken bir proje modelidir. Bu model ile ilgili bilimsel çalışmalar yapılmış ve modelin teknik işleyişi, bölgelere göre nasıl farklılaşacağı, köylü ile nasıl ilişkileneceği belirlenerek Bakanlık çalıştaylarında sunulmuştur.
Projenin üç boyutu vardır. Birinci boyut akademisyenlerin ürettikleri düşüncelerin sistematik biçimde derlenmesi ve projede kullanılması. İkinci boyut proje kapsamında kırsal alanda yapılacak faaliyetler. Üçüncü boyut ise yapılan çalışmaların tanıtımının yapılması ve hedef kitleye ulaştırılması.
"
Daylight and energy are a fundamental input for architectural design. It is vital to have a st... more "
Daylight and energy are a fundamental input for architectural design. It is vital to have a stock of knowledge that will enhance the bond between daylight and other physical environment data. This study aims to develop a new model of thinking that will bridge the gap between daylight, thermal comfort and energy data and the design process.
The proposed “Design Support Model” is an interactive one; with a primary focus on the uniqueness of each design, especially in terms of the designer inclination. The model first determines the designer’s inclination in issues of physical environment, with the help of the Analytical Hierarchy Process (AHP). Control tables have been developed, for variables of function, climate zone, tendency and the designer inclination, in line with limit values prescribed by the literature and standards. After all physical environment issues are mapped out for each factor concerning the space at hand, the model provides the designer with solution alternatives for the defined problems. A weighted ranking of decisions is obtained, again using the AHP mathematical decision-making method, so that designers can evaluate the proposed solution alternatives and make their own mind for their own design.
"
İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Yayınları , 2020
Kırsal yerleşim bölgeleri; bulundukları coğrafyadaki iklim şartlarına göre planlama gerekliliğini... more Kırsal yerleşim bölgeleri; bulundukları coğrafyadaki iklim şartlarına göre planlama gerekliliğini, yerel yapı malzemelerini kullanma geleneğini, yerli halkın günlük yaşamındaki kültürünü, sosyal ilişkilerini ve alışkanlıklarını, yapı sahibinin ve ustasının beğenilerini, inançlarını ve yaşam önceliklerini birleştiren çok zengin bir yapı çeşitliliğine sahiptir. Kırsal alanlardaki yapılar kendi özgün kimliğiyle var olmasıyla birlikte; içinde bulunduğu çevre ve toplum ile bütünleşmekte ve geçmişin izlerini taşıyan yerleşik kültürün mimarlıkla buluşmasıyla kırsal dokunun en temel öğesini oluşturmaktadır. Kırsal mimari miras, yüzyıllar boyunca deneyimlenmiş ve yaşamın içinde şekil bulmuş oldukça fazla bilgi birikimini günümüze taşımaktadır. Geleneksel yapılarda gördüğümüz birçok çözümün bugün çağdaş olarak nitelendirdiğimiz yapılarda bulunmamasının sebeplerinden biri ise endüstri devriminden sonra mimarlık alanında yaşanan hızlı gelişmedir. Yüzyıllarca süre gelen bu bilgi birikimini, günümüzde her bilimsel alanda olduğu gibi mimarlık alanında da yeniden keşfetmeye ve tanımlamaya çalışmaktayız. Bu çalışmaya konu olan Bilecik ilinin Gölpazarı ilçesi tarih öncesi devirlerden itibaren bir yerleşim yeri olmuştur ve bu dönemlere ilişkin Höyükler ilçede hâlâ mevcuttur. Osmanlı Beyliği’nin kurulduğu Söğüt ilçesine de yakın olan ilçe bu dönemde «Göl» adı ile anılmış ve bölge için önemli bir pazar yeri olmuştur; ayrıca İpekyolu ticaret aksında da bir uğrak yeri haline gelmiştir. Osmanlı Devleti’nin kurulması ve merkezinin İstanbul’a taşınması, İpekyolu ticaret aksının da Anadolu’da yön değiştirmesi ile pazar yeri önemini kaybetmiş; ancak ilçe Gölpazarı adıyla anılmaya devam etmiştir. Erken Osmanlı dönemine tarihlendirilen sivil mimarlık ve anıtsal eserlerin bulunduğu ilçe, yapıların özellikleri, yapım teknikleri, malzeme kullanımları, birbirlerine ve anıtsal yapılara göre konumu ile özgün bir kent dokusuna sahiptir. İlçe ve köylerinde 2013 yılından itibaren Köyünü Yaşat projesi kapsamında belgeleme ve analiz çalışmaları yürütülmektedir. Kerpiç kâgir ve kerpiç hımış tekniğinde inşa edilmiş olan geleneksel yapıların göçlerle terk edildiği dikkat çekmektedir. Geçmiş dönemlerin mimari ve sosyal izlerini taşıyan kırsal mimari mirasımızın yaşatılarak gelecek nesillere aktarmamız önemlidir. Geleneksel kırsal mimaride iklimden, malzemeden, yapım teknolojisinden gelen birçok özellik keşfedilip, mevcut bilgi birikimimize eklenerek yeni yapılacak mekânlar için daha sağlıklı, daha konforlu ve daha az enerji harcayan, insan ile daha uyumlu bir mimarinin temelleri atılmaya çalışılmalıdır. Kırsal alanlarda bulunan geleneksel mimari bu açıdan oldukça özgün bir bilimsel hafızaya sahiptir. Keşfedilmeyi bekleyen bu mimari özellikler bizim günümüzde sahip olduğumuz yapısal standartları insan, fiziksel çevre ve konfor ilişkisi bakımından geliştirecek özellikler taşımaktadır. Doğanın ve yaşamın özgün çözümlerini tanımlamak, yeni tasarımlar için bir bilgi dağarcığı oluşturmak bugün mimari amaçlarımızdan biri haline gelmiştir. Mimarlık Bölümü öğrencileri ile birlikte Gölpazarı ilçesinde belgeleme ve yapısal analiz çalışmaları yürütülmüştür. Bu çalışmaya ilişkin görsel ve çizimlerin yer aldığı bu kitapta Gölpazarı örneği üzerinden kırsal alanların koruma sorunları ve günümüz yaşam koşullarına bağlı olarak geleneksel yapıların ve kırsal çevrenin korunması için öneriler değerlendirilmiştir. Öncelikle bu çalışmada bize sıcak karşılamalarından ve misafirperverliklerinden dolayı Gölpazarı halkına, projenin tüm süreçlerinde desteklerinden dolayı Gölpazarı Belediyesi’ne, çalışmada emek veren tüm öğrencilerimize teşekkürlerimizi sunarız.
FARKLI BİR STAJA VAR MISIN ? 2018 İZU Mimarlık Akademik Stajı 2018 Yılında İstanbul Sabahattin Za... more FARKLI BİR STAJA VAR MISIN ? 2018 İZU Mimarlık Akademik Stajı 2018 Yılında İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi'nde Mimarlık ve İç Mimarlık Bölümü öğrencileri ile gerçekleştirilen staj çalışmalarının kitabıdır
Kent Mobilyası ile Anlatılan Tarih Konya/Sille çalışması, “Konya Sille de Geleneksel Doku İçeris... more Kent Mobilyası ile Anlatılan Tarih Konya/Sille çalışması, “Konya Sille de Geleneksel Doku İçerisinde Kent Mobilyalarının Bir Yöntem Dahilinde Tasar- lanması ve e-Kitap Oluşturulması” adlı KTÜ SBA-2016-5350 proje kodlu BAP 01 Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Destek Programı kapsamında Karadeniz Tek- nik Üniversitesi BAP Koordinasyon Birimi tarafından desteklenen bir çalışma sonucu ortaya çıkmıştır. Kitabın bölümleri; kentlerin, zaman içerisinde süregelen toplumsal ve kül- türel değerlerini ifade eden kimlikleri üzerinde ele alınan yazılardan oluşmak- tadır. Bu bağlamda özellikle kent bileşenleri ile öğelerine değinerek, kent mo- bilyası tasarımı ile yerleşim merkezlerinin kimlik değerlerinin önemi belirtil- miştir. Bu noktadan hareketle, büyük bir turizm potansiyeline sahip olan Konya ili için önemli bir kültür turizmi koridoru olan; Sille Yerleşim Bölgesi’nin ticari hayatını, sosyo-kültürel yapısını ve mimari karakterini yansıtan kültür turizmi- ni destekleyeceği düşünülen Hükümet Caddesi pilot alan olarak seçilmiştir. Kitabın son bölümünde yer alan etkinlikler; ülkemizin hem tarihi hem de gelişen yerleşim yerlerinde yapılabilecek kent mobilyaları tasarımlarına nasıl yaklaşılması gerektiğine dair önemli bir yöntem önerisi sunmaktadır.
Balıkesir Kırsalında Fiziksel Çevre Analizleri Kitabı KİTAP3, 2011
GİRİŞ
Balıkesir kırsalında yapılan bu çalışma geleneksel mimarinin çözümlenerek
kırsal alanın ... more GİRİŞ
Balıkesir kırsalında yapılan bu çalışma geleneksel mimarinin çözümlenerek
kırsal alanın yeniden değerlendirilmesi amacını taşımaktadır. Var olan
geleneksel kırsal mimarinin tanımlanarak mevcut fiziksel çevre özelliklerinin
belirlenmesi bu nedenle büyük öneme sahiptir.
Resim 1 Balıkesir Küçükdere Köyü
Kırsal mimaride, yüzyıllarca yıldır deneyimlenmiş ve yaşamın içinde şekil bulmuş
oldukça fazla bilgi birikimi mevcuttur. Geleneksel yapılarda gördüğümüz
birçok çözümün bugün modern olarak nitelendirdiğimiz yapılarda
bulunmamasının sebeplerinden biri ise endüstri devriminden sonra mimarlık
alanında yaşanan hızlı gelişmedir. Yüzyıllarca süre gelen bu bilgi birikimini,
günümüzde her bilimsel alanda olduğu gibi mimarlık alanında da yeniden
keşfetmeye ve tanımlamaya çalışmaktayız. Doğanın ve yaşamın kendine
özgün çözümlerini tanımlamak, yeni tasarımlar için bir bilgi dağarcığı
oluşturmak bugün amaçlarımızdan biri haline gelmiştir. Geleneksel kırsal
mimaride iklimden, malzemeden, yapım teknolojisinden gelen birçok özellik
keşfedilerek, bugün mevcut bilgi birikimimize eklenerek yeni yapılacak
mekânlar için daha sağlıklı, daha konforlu ve daha az enerji harcayan, insan
ile daha uyumlu bir mimarinin temelleri atılmaktadır. İnsanların yaşadıkları
temel mekanları yine insanların bugün yaşadıkların kompleks mekanlar için
keşfetmek, bu eğilimin bir sonucudur.
2
Şekil 1 Köy evlerinin Ecotect yazılımında modellenmesi
Kırsal alanlarda bulunan geleneksel mimari bu açıdan oldukça özgün bir
bilimsel hafızaya sahiptir. Keşfedilmeyi bekleyen bu mimari özellikler bizim
günümüzde sahip olduğumuz yapısal standartları insan, fiziksel çevre ve konfor
ilişkisi bakımından geliştirecek özellikler taşımaktadır.
Balıkesir kırsalında yapılan bu çalışma fiziksel çevre ile direkt ilişkili olan
geleneksel mimarinin keşfedilmesini amaçladığı ölçüde bu mimarinin
özelliklerinin fark edilerek korunmasını da hedeflemektedir.
Balıkesir ili iklimsel açıdan büyük bir öneme sahiptir. Türkiye’de TS825
Standartına göre 4 iklim çeşidi vardır. Balıkesir bu dört iklim çeşidinin üçünü il
sınırları içinde barındıran iki ilden biridir.
Balıkesir kırsalında belirlenen envanterlerin fiziksel çevre analizleri her ilçenin
kendi iklimsel koşuluna göre hazırlanmıştır. Üç farklı iklimsel bölgede bulunan
envanterlerin fiziksel çevre özellikleri birbirleri ile ilgili bölümlerde karşılaştırılmıştır.
Fiziksel çevre özelliklerinin Balıkesir’in farklı iklimsel bölgelerinde ne derece
değiştiğinin belirlenmesi ve geleneksel mimarinin bulunduğu çevre ile nasıl bir
düzen içinde olduğunun tespit edilmesi farklı iklimsel bölgelerde hazırlanacak
yeni projelerin bulundukları çevreye daha iyi adapte olmalarını sağlayacağı
düşünülmektedir.
Bu nedenle Balıkesir ilinin farklı iklimsel bölgelerinde çalışmalar yapılmış. Her
iklimsel bölgede belirlenen köylerin ve envanterlerin kendi bulundukları iklimsel
şartlara göre fiziksel çevre değerleri tespit edilmiştir.
3
Hazırlanan çalışmanın ilk bölümünde envanterlerin analizlerinin yapıldığı fiziksel
çevre faktörleri tanıtılmaktadır. Fiziksel çevre faktörleri için iklim bölgelerine ve
standartlara göre olması gereken değerler tanımlanmaktadır.
İkinci bölümde Balıkesir iklimi ve iklimsel bölgeleri anlatılmakta, daha sonra bu
iklimsel farklılıklar değerlendirilmektedir. Balıkesir ili Marmara iklimi (Ilımlı nemli),
Ege İklimi (Sıcak Nemli) ve Karasal iklim (Ilımlı Kuru) olan üç bölgeye
ayrılmaktadır.
Üçüncü bölümde kırsal alan da yapılan tespitler sonucunda belirlenmiş
envanterlerin fiziksel çevre analizleri her bir faktör için değerlendirilerek il için
kırsal alan mimarisinin ortalama fiziksel çevre değerleri tespit edilmiştir. Ayrıca
iklimsel farklılığa göre ve malzeme çeşitliliğine göre de analiz sonuçları
yorumlanmıştır.
Dördüncü bölümde ise seçilen 13 köyde belirlenmiş envanterlerin analiz
sonuçları, iklimsel bölgeler ve seçilen köyler başlıkları altında verilmektedir.
Uludağ Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dergisi, 2020
Öz: Bu çalışma, mimarlık alanında kullanılan eklemeli imalat teknolojileri konusunda gerçekleştir... more Öz: Bu çalışma, mimarlık alanında kullanılan eklemeli imalat teknolojileri konusunda gerçekleştirilen bir derleme çalışmasıdır. Temel olarak, eklemeli imalatın mimarlık alanındaki uygulama alanlarını, belirli sistematik içerisinde ele alan araştırma, gerek literatürde yer alan örnekler, gerekse uygulamaları bulunan yeni teknolojiler hakkında bilgi vermeyi amaçlamaktadır. Çalışmada, karşılaştırmalı olarak incelenen üretim teknolojilerinin güçlü ve zayıf yönleri, sistemlerin kullanım alanları, sistemlerde kullanılan malzemeler, mimari alan uygulamaları özelinde ele alınmıştır. Eklemeli imalat teknolojilerinin dezavantajlarından birisi olarak bilinen yüksek üretim ve malzeme maliyetinin, zaman içerisinde üretim yöntemlerinin yaygınlaşması ile çözümleneceği öngörülmektedir. Malzeme üretimi ve teknoloji konusunda halen gelişme sürecinde olan eklemeli imalat üretim sistemleri, gelecek endüstri uygulamalarında ve mimarisinde etkin olarak kullanılacağı düşünülmektedir. Yüksek maliyet sorununa çözüm olarak, eklemeli imalat yöntemi ile kalıp üretimlerinin ilerleyen yıllarda daha fazla gündemde olacağı öngörülmektedir. Abstract: This study is a review on additive manufacturing technologies used in the field of architecture. Basically, the research, which deals with the application fields of additive manufacturing in the field of architecture, within a certain systematic, aims to provide information on both the examples in the literature and new technologies with applications. In the study, the strengths and weaknesses of the production technologies analyzed comparatively, the usage areas of the systems, the materials used in the systems, and architectural field applications are discussed. It is anticipated that the high production and material costs, known as one of the disadvantages of additive manufacturing technologies, will be developed over time with the spread of production methods. Additive manufacturing production systems, which are still in the development process in material production and technology, are thought to be used effectively in future industry applications and architecture. As a solution to the high cost problem, it is anticipated that mold production will be on the agenda in the coming years with additive manufacturing method.
Mimaride günışığı etkinliği mekânsal kaliteyi arttıran ve insanın doğa ile bütünleşmesini sağlaya... more Mimaride günışığı etkinliği mekânsal kaliteyi arttıran ve insanın doğa ile bütünleşmesini sağlayan önemli bir mekânsal tasarım girdisidir. Sürdürülebilirlik kavramı ile birlikte mekânsal konfor şartlarının daha fazla iyileştirilmesi tasarımcılardan daha fazla talep edilmeye başlanmıştır. Enerji etkinliğinin de tasarımda daha fazla konuşuluyor olması, bu konuların tasarımcılar için tasarım evresinin daha erken evrelerinde düşünülme ihtiyacını doğurmuştur. Çalışma tasarımcılar için günışığı bazlı bir destek modelini oluşturmayı amaçlamaktadır. Model kapsamında günışığına bağlı tasarın değişkenleri ile günışığı tasarım kriterleri ilişkilendirilmekte olası sorunlara çözüm önerileri için temel rehber oluşturulmaktadır. Bu nedenle çalışmada günışığı faktörleri tasarımcı için rol gösterici ve sistematik biçimde ele alınarak detaylıca açıklanmaktadır. Böylece mimari tasarımda mimarların bu faktörleri daha erken tasarım evresinde kullanmaları ve içselleştirmeleri hedeflenmektedir. Oluşturulan model tasarımcının farklı önem derecelerinde bakabildiğini kabul ederek destek sistemini oluşturmaktadır ve adım adım tasarımcının yanında olarak günışığı konusunda tecrübeli tasarımcıların davranış ve çözüm modelini ortaya koymaktadır. Model kapsamında farklı işlevlerin günışığı gereklilikleri de değerlendirilmekte ve sonuçta amaca yönelik aktif günışığı tasarımı çözümü için tasarımcıya yardımcı olacak bir sistem oluşturulmaktadır. Çalışmanın sınanması bölümünde ise bir okul yapısı seçilerek modelin çalışması sınanmakta olası sorunların çözümleri model tarafından oluşturulmaktadır. Abstract Daylight activity in architecture is an important design input that increases the spatial quality and enables the integration of human with nature. With the concept of sustainability, further improvement of spatial comfort conditions has started to be demanded increasingly from designers. The fact that energy efficiency is also discussed more in design has led to the need for designers to consider these issues earlier in the design phase. The study aims to create a daylight based support model for designers. Within the scope of the model, daylight design variables and daylight design criteria are correlated and basic guidance is provided for solutions to possible problems. For this reason, daylight factors are explained in detail in a systematic way. Thus, it is aimed for architects to use these factors in the early design phase and internalize them in architectural design. The model created constitutes the support system by accepting that the designer can look at different degrees of importance and support by the designer at every stage of the design.
Journal of Architectural Sciences and Applications, 2020
Öz Akıllı malzemeler alanı yirminci yüzyılda büyük bir gelişim yaşamıştır, yirmi birinci yüzyılın... more Öz Akıllı malzemeler alanı yirminci yüzyılda büyük bir gelişim yaşamıştır, yirmi birinci yüzyılın başlamasıyla beraber gelişme hızını daha da artırmıştır. Bu, mimarinin kendisinin gelişimine giden yolu açmıştır, tasarımcıların ve inşaat profesyonellerinin düşünme biçimini yeniden şekillendirmiştir. Akıllı malzeme kullanımının mimarlık uygulamalarında gittikçe daha fazla gelişmesi ve entegre olması, sadece bir uygulama olarak değil, tasarım sürecinin ilk aşamalarında da dikkate alınmasının gerekli olduğu açıklığa kavuşmaktadır. Araştırma, akıllı malzeme sistemlerinin mimarlık alanındaki özelliklerini ve avantajlarını araştırmayı, daha iyi uyarlanabilir özelliklere sahip mimari yaratmanın yolunu araştırmayı ve nihayetinde yapısal, iklimsel ve mimari performanslara kafa yoran kullanıcılar için en uygun ortamı sağlayarak ''adapte edilebilirlik durumuna" ulaşmayı amaçlamaktadır. Mimarlık alanındaki araştırmacılar olarak, akıllı malzeme sistem teknolojilerini daha iyi anlayarak, mimari geliştirilebilir ve yenilik dönemine ulaşabilir. Anahtar Kelimeler: Sürdürülebilir mimarlık, akıllı malzemeler, yenilenme gereksinimi, mimari uygulama bilinci. Abstract The field of smart materials has experienced a great development in the 20th century, and with the beginning of the 21st century, it has further increased the speed of development. This leaded up to the architecture to develop itself, reshaped the way of thinking designers and construction professionals. It is becoming clear that the use of smart materials has become more and more developed and integrated in architectural applications needs to be considered not only as an application but also in the early stages of the design process. The research aims to explore the architectural characteristics and advantages of smart material systems, to explore the way to create architecture with better adaptable features, and ultimately to achieve the "state of adaptability" by providing the most suitable environment for users who are concerned with structural, climatic and architectural performances. As researchers in the area of architecture, by understanding the smart material systems technologies better, architecture can be improved and can reach the era of innovation.
05-07 Eylül 2019 Tarihleri arasında Muğla Köyceğiz Döğüşbelen Köyü BKM platoda düzenlenen 7. Ulus... more 05-07 Eylül 2019 Tarihleri arasında Muğla Köyceğiz Döğüşbelen Köyü BKM platoda düzenlenen 7. Uluslararası Kerpiç’2019 Sempozyumu’na Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi tarafından gerçekleştirilen Kerpiç Yapı-Sanat (Heykel) İşinin amacı Anadolu’da yaygın kullanılan kerpiç malzemenin modern kulanım olanaklarının daha iyi tanıtılmasını sağlamaktır. “Geçirgenlik ve Form” temalı kerpiç Açık Hava Heykeli 2019 yaz aylarında Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi bünyesinde atölye ve kuramsal çalışmalar ile başlamış tüm yaz boyunca devam eden bu özel çalışma sonrasında bir manifesto hazırlanmış ve sempozyumda yapımı gerçekleştirilen heykel kalıcı olarak yerini alarak izleyicilere tanıtılmıştır. Son yüz yılda yaşanan gelişmeler, insanın yapı ile mekan ilişkisini köklü değişikliğe uğratmıştır. Bir yandan endüstrileşme, bir yandan yaşanan düşünsel ve bilişimsel gelişmeler sonrasında insanoğlunun serüveni ve hayata bakışı farklılaşmıştır. Tüm bu karmaşık serüvene dışarıdan bakıldığında insanın özgürleştiği mi yoksa çevresine bir teknolojik koza örüp daha da köleleştiği mi tartışılır olmuştur. Çözümü doğada arayan, bulmaya çalışan insan yeniden toprağa ve toprak ile ilişkili her şeye özlemle geri dönmüştür. Kırsal hayatı, köy kavramını bu denli konuşuyor olmamızın sebeplerinden biri de bu değil midir? Kerpiç bir duvardan ne bekler insan, kerpiç geçirgen olabilir mi? Malzemelerin en fazla çözüneni olmasına rağmen algısal olarak daha çözünmemiş değil mi? Bir kerpiç duvar ne derece çözünebilir, bu durum özünden nerelere götürecektir onun serüvenini. Binlerce yıldır karşılaşılagelmiş ağır, dolu kerpiç malzeme bundan sonra daha geçirgen ve hafif olacak mıdır? Bunları düşünerek denemek istedik. Kerpicin binlerce yıllık algısına uymayanı, farklı olanı, çözüneni, geçirgen olanı yapmayı denemek, deneyimlemek istedik. Yapı malzemelerinin en kadim olanını bir mimar olarak yaşamak ve kalıcı bir heykel haline getirmeyi amaçladık.
ICONARP International Journal of Architecture and Planning, 2020
Purpose Daylight control and energy efficiency in architectural design is accepted as one of the ... more Purpose Daylight control and energy efficiency in architectural design is accepted as one of the main inputs of sustainable architecture. In the present study, we investigate the importance of light factor and daylighting design criterias as the construction technique of mosques improves by adhering to different periods. Design/Methodology/Approach Interior space designs of three different Mosques are displayed via plan sketches, therefore every mosque is evaluated particularly in summer term periods when users pray inside mosques in particular day and hour periods. In-situ evaluation results are tested by a luxmeter and comfort device. Each mosques' technical plans are modelled in 3D programme. Measures are evaluated only when there is natural light inside. Findings The major design criterias and construction techniques stated in this study will give inspiration to builders to design praying halls which have perfect lighting performance with sacred sense of worshipping activities with full of serenity and concentration. Research Limitations/Implications Short-term and very limited in situ measurements were taken in Konya mosques due to pandemic precautions. Also evolved computational datas of DB programme are the main limitation of this study. Originality/Value This study is the first to emphasise the importance and development of daylight in places of worship in the center of Konya, depending on the order of architectural design according to different periods. There are very few studies that examine the effect of daylight in worship places and its impact on construction and design. Daylighting in historic Islamic architecture can be further studied via simulation programme.
Sahar POUYA Handan TURKOGLU Umit ARPACIOGLU Using the analytic hierarchy process to evaluate sust... more Sahar POUYA Handan TURKOGLU Umit ARPACIOGLU Using the analytic hierarchy process to evaluate sustainability factors in watershed planning and management With increasing population growth and economic development , water resources have faced environmental pollution and ecological deterioration. Sustainable watershed management and planning has emerged as an approach to address these problems. Following the international agreements on watershed protection, Turkey has initiated fundamental modi cations in the watershed management and planning process. However, sustainable management of water resources involves various economic, social, and ecological dimensions, and it is not a straightforward process. is study ranks sustainability indicators in terms of their importance in water resource resilience. e analytic hierarchy process is utilized to weight the sustainability factors in planning water resources and watersheds. Considering the di erent opinions experts may have, two groups of respondents (i.e., academics and professionals) were chosen to evaluate the factors. e results showed degrees of correspondence and contradictions among the respondents' perspectives. e groups were similar in prioritizing the social, management, and economic factors, whereas they showed considerable di erences in evaluating the land use and ecological factors. e article shows that the con icting views of various groups of experts should be identi ed and harmonized in order to develop an evaluation model for watershed and water basin plans.
A material teacher in the documentation and in the past: Professor Baban and About “Materials Les... more A material teacher in the documentation and in the past: Professor Baban and About “Materials Lessons” about half a century ago... In Istanbul Technical School (ITO) / Istanbul State Engineering and Architecture Academy (İDMMA) Professor Ziya Baban is almost like a flag race, each flag in the transfer phase run together for a short period of time and revolve to the other In 1974, İDGSA Burden . The story of the academy which continues until the resignation of Building Material lesson of the Department of Architecture. The last Material Teacher of this period, Prof. Ziya Baban, not just at the Istanbul Fine Arts Academy, but also he is in Istanbul State Engineering and Architecture Staff at the Academy at Yıldız. However, a study of a quarter century of Ziya teacher who shared a twenty-five years of his life as a teacher with about forty-five years of teaching. Keywords: Materials lessons; material teacher; Prof. Ziya Baban.
ÖZ İstanbul Teknik Okulu (İTO)/İstanbul Devlet Mühendislik Mimarlık Akademisi (İDMMA) hocalarından Prof. Ziya Baban’ın adeta bir bayrak yarışındaki gibi, her bayrağın devredilme aşamasında kısa bir süre birlikte koşularak ve sonunda devredilerek... 1974 yılında İDGSA Yük. Mimarlık Bölümü Yapı Malzemesi dersi hocalığından istifa etmesine dek devam eden akademi hikayesi. Bu dönemin son “Malzeme Hocası”, Prof. Ziya Baban sadece İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi’nde değil, İstanbul Devlet Mühendislik ve Mimarlık Akademisi’nde görevli; kadrosu Yıldız’da. Ancak, yaklaşık kırk beş yıllık hocalık yaşamının bir yirmi beş yılını Akademi ile de paylaşmış Ziya hocanın çeyrek asırlık bir dönemini ele alan bir çalışma. Anahtar sözcükler: Malzeme dersi; mimarlık tarihi; Prof. Ziya Baban.
A/Z : ITU journal of Faculty of Architecture, 2018
This study relates to the subject, but with a specific focus on the material andthe conceptual ap... more This study relates to the subject, but with a specific focus on the material andthe conceptual approach of monumental religious architecture to the use of material.Material is originally formless; in a constant quest to find expression. Especially with industrialization, material, that started to be considered independently of construction process of a particular artifact has been displaced (deterritorialization) and deformed. The ‘Architecture-Reality” relation lies in the interaction between the material and its representation, which gives the material its expression.This point of view will lead us to understand how the use of material finds expression and help us define the ways in which religion uses the material to shape the space. This the study will elaborate on the relation of ‘Religion-Architecture- Reality’ with respect to the concept of dematerialisation. To define what can be a common expression for all three elements, we must openly look at singular examples; with a perspective independent of geography, culture and time. It is quite difficult to notice and point out how these concepts emerges in spaces. Laying out the different setups and the perceptional differences created within the setup can certainly enable a better definition of the relevant methods. This study evaluates the religious spaces related to the two widespread religions in terms of material use and religious expression; in an attempt to draw attention to the two contemporary concepts we have borrowed from art.
Yangınlar yaşadığımız kentlerin gelişimlerinde önemli rol oynamışlardır. Özellikle çevresel ölçek... more Yangınlar yaşadığımız kentlerin gelişimlerinde önemli rol oynamışlardır. Özellikle çevresel ölçekte gelişen bu yangınların maddi, manevi etkileri sonucunda, önleme girişimlerinin de geliştiği görülmektedir. İstanbul kenti tarihi gelişim süreci içerisinde sıklıkla meydana gelen ve yayılarak geniş alanlarda etkili olan, önemli boyutlarda can ve mal kaybına yol açan yangınlara maruz kalmıştır. Yangınlar, özellikle bitişik dü-zende ve ahşap malzeme ağırlıklı bir yapılaşmanın görüldüğü Osmanlı kentlerinde çevresel ölçekte yaygınlık kazanarak önemli boyutlarda maddi ve manevi kayıplara yol açmış ve tarihi gelişim süreci içerisinde yönetim tarafından bu felaketin önlenebilmesine yönelik tedbirler (nizamnameler) alınmaya çalışılmıştır. Osmanlı İmparatorluğu'nun geç dönemlerinde yönetim tarafından yayınlanarak yürürlüğe konulan imar yönetmeliklerinin yangınların önlenmesine yönelik maddelerinin edilgen yangın korunumu detay çözümlemeleri açısından incelen-mesi, söz konusu detayların korunması gerekli taşınmaz kültür varlıklarının mimari oluşumunda rol oynadığını ortaya koymuştur. Çalışma-da daha önceden hazırlanmış ve yayınlanmış olan Katalog çalışmalarından da yararlanılmıştır. Yapı ve çevre ölçeğinde olmak üzere değer-lendirilen bu etkiler detay bazında ortaya konularak, mimari oluşumdaki rolleri ölçütler eşliğinde açıklanmaya çalışılmıştır. Tüm bu detay çözümlemeleri bir dönemin izleridir ve onarım çalışmalarında özellikle korunmaları gereklidir. Çalışma İstanbul'un çevrsel etkiye sahip yangınlarını incelemekte, Dünya'da öncü sayılabilecek edilgen yangın önlemlerini sistematik biçimde incelemektedir. Büylece korunması gerekli kültür varlıklarının restorasyon ve yenilenme aşamalarında ilgili dönemler ile ilişkili bilgi dağarcığının oluşmasını amaçlamaktadır. Anahtar sözcükler: İstanbul; yangın. Fires had an important effect on the evolution of the cities. After wide-scale fires, the precautionary effort progressed because of the financial and emotional damage done to the cities and residents. The historical progress of İstanbul has been frequently exposed wide-spreading fires which also caused significant losses of life and property. Fires, which are particularly influenced Ottoman towns, contain attached and usually wooden housing. When building the city, fire safety regulations came into force in the final period of the Ottoman Empire, and solutions for passive fire protection were examined. Questions arose about the immovable cultural property to be protected. This study benefits from previously prepared and published index studies. These effects, which were reviewed only at a surrounding and building scale, and revealed in detail the base and aimed to explain their roles in architectural formation based on the defined criteria. All these detailed solutions are marks of an era and they need to be protected during repair work. This study systematically examines İstanbul's wide-scaled fires and innovative passive fire protection strategies. The study aims to create knowledge about the relevant eras during restoration and renewal stages of immovable cultural property, to be protected.
Türkiye’de yapı stoğumuzun büyük bir kısmı hala kırsal alanlarda bulunmaktadır. Kırsal alanların ... more Türkiye’de yapı stoğumuzun büyük bir kısmı hala kırsal alanlarda bulunmaktadır. Kırsal alanların gelişme problemi hem tarımsal hem de mimari açıdan devam etmektedir. Bu model yeni binaların yapılma ihtiyacına alternatif mevcut kırsal alanların yeniden değerlendirilmesini amaçlamakla birlikte bu konunun sadece mimari ya da sadece tarımsal çözümlerle değil bütünleşik bir yaklaşımla ele alınması gerektiğine inanmaktadır. Gerçek ekolojik yaklaşımın sorgulanması ile başlayan süreç sonucunda, mevcut yapı stoğu ve bu stoğun gelecek projeksiyonunun çelişmesi bir model eksikliğini ortaya çıkarmıştır. Daha önceden yapılan kırsal alan çalışmaları, kendi disiplinlerinde başarılı olmuş olsalar dahi bütünleşik bir yaklaşım sunamadıkları için kırsal alanlar için geleceğe yönelik bir çözüm oluşturamamışlardır. Model; üst ölçek çalışmaları, mimarlık, iç mimarlık, alternatif tarım, alternatif turizm ve sanat gibi pek çok disiplinin içerisinde yer aldığı, her birinin model içerisindeki etkinlik düzeyi kırsal alan değerlerine bağlı olarak değişebilir niteliktedir. Bu değerler ile şekillenebilecek model idari ve teknik altyapısı üzerinde pek çok alandan farklı kişi ve kurumların katılım ve desteği ile yürütülmektedir. Modelin teknik ayağında, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi öncülüğünde 2015 yılı yaz aylarında öğrenciler, akademisyenler, sanatçılar, meslek profesyonelleri ve destekçiler ile bir pilot uygulama gerçekleştirilmiştir. Pilot uygulama, Bilecik’e bağlı Gölpazarı İlçesi’nde Tongurlar Köyü’nde gerçekleştirilmiş mimarlık, sanat ve alternatif turizm ağırlıklı olarak işletilmeye çalışılmıştır. Önerilen modelin bir kısmını içerse de önerilen model ve pilot uygulama yazıda birlikte ele alınmaktadır.
Anatolia, with its multicultural background and unique geography, is " the cradle " of many civil... more Anatolia, with its multicultural background and unique geography, is " the cradle " of many civilizations. It enables a variety of architectural design practices, due to diverse climate conditions from one region to another. Recently, a great intention is to generate architectural forms which provides health and comfort, less energy and harmony with human in the rural areas of Anatolia. There is a need to explore the properties of climate, material and building technology used in the traditional rural architecture in order to adapt into new architectural system. The identification of how physical environmental characteristics change in accordance with different climate regions and how traditional architecture aligned with the existing physical environment are specially important for the development of a method in this context. This study aims to resolve the characteristics of traditional architecture for the reassessment of rural area. Balıkesir is one of the provinces having a physical environment that can be utilized with the diversity of climate. In this study, therefore, Balıkesir is taken into account as it holds three types of climate. Different types of country houses in Balıkesir region are selected, modelled in 3D and analysed in terms of physical environment in regard to their own climate conditions. A comparison is also made between the obtained values of different climate regions. The results show that traditional rural architecture has many traits and features, that hardly found in today's contemporary residences.
Divanhane binası Osmanlı tarihi ve daha sonra da Türkiye Cumhuriyeti Tarihi açısından önemli bir ... more Divanhane binası Osmanlı tarihi ve daha sonra da Türkiye Cumhuriyeti Tarihi açısından önemli bir rol üstlenmiş olup geçmişinin izlerini halen korumaktadır. Yapı ayrıca Haliç’in günümüzdeki siluetindeki önemli ve nadir yapılardan biridir. Bu bildiride, halen Deniz Kuvvetleri bünyesinde bulunan bu önemli komuta binasının restorasyon çalışmalarında alınması söz konusu fiziksel çevre kararlarının enerji korunumuna etkisinin değerlendirilmesi için kullanılan yöntem anlatılmaktadır. Bu yöntem, korunması gerekli kültür varlıklarının restorasyonunda fiziksel çevre değerlendirmesinin etkisini örneklendirmektedir. Restorasyon sürecinde proje müellifi, restorasyon danışmanı ve fiziksel çevre danışmanının her birinin tek başlarına alamayacakları fiziksel çevre kararlarının oluşması, çok disiplinli bir ortamı gerekli kılmaktadır. Yapının kulanım değerini arttıran sonuçlar almak ancak bu çok disiplinli değerlendirme süreci gerçekleştiğinde mümkün olabilmektedir. Bu çalışmada, korunması gerekli taşınmaz kültür varlığının özgünlüğünü korurken, aynı zamanda detaylarının günümüz standartlarındaki enerji korunumu ve yapı fiziği ilkeleri kullanılarak yapılan değerlendirmenin, yapının sürdürülebilirliğine ve nihayetinde korunmasına etkisi değerlendirilmeye çalışılmaktadır. Enerji korunumu ve fiziksel çevre açısından oluşturulan kararların yapının enerji performansına etkisinin değerlendirilebilmesi için Ecotect yazılımı kullanılmıştır. İlk aşamada Divanhane binasının özgün hali bilgisayar ortamında modellenmiş, hazırlanan model üzerinde alınan fiziksel çevre kararlarının detayları eklenmiştir.
Kırsal alanlar, tarihten gelen farklı inanç ve yaşam alışkanlıklarını, bulundukları coğrafyadaki ... more Kırsal alanlar, tarihten gelen farklı inanç ve yaşam alışkanlıklarını, bulundukları coğrafyadaki iklim verilerini ve yerel yapı malzemelerini kullanma geleneğini birleştiren çok zengin bir yapı çeşitliliğini bünyesinde barındırmaktadır. Kırsal yerleşmelerde yaşayan insanların günlük yaşamındaki kültürünü, sosyal ilişkilerini ve alışkanlıklarını, yapı sahibinin ve ustasının beğenilerini, inançlarını ve yaşam önceliklerini yansıtan kırsal yapı kendi özgün kimliğiyle var olurken, içinde bulunduğu çevre ve toplum ile bütünleşerek bulunduğu yerin bir parçası da olmuştur. Geçmişin izlerini taşıyan kırsal kültürün mimarlıkla buluşması anlamına gelen bu yapılar, yerleşim dokusunun da en temel öğesidir.
Kırsal mimaride, yüzyıllar boyunca deneyimlenmiş ve yaşamın içinde şekil bulmuş oldukça fazla bilgi birikimi mevcuttur. Geleneksel yapılarda gördüğümüz birçok çözümün bugün çağdaş olarak nitelendirdiğimiz yapılarda bulunmamasının sebeplerinden biri ise endüstri devriminden sonra mimarlık alanında yaşanan hızlı gelişmedir. Yüzyıllarca süre gelen bu bilgi birikimini, günümüzde her bilimsel alanda olduğu gibi mimarlık alanında da yeniden keşfetmeye ve tanımlamaya çalışmaktayız. “Köyünü Yaşat Projesi” düşünsel olarak çok yünlü faaliyetlerin köyün özgün değerlerini bozmadan kırsal bölgenin verileri kullanılarak bütünleşik bir projeye dönüştüren değişken bir proje modelidir. Bu model ile ilgili bilimsel çalışmalar yapılmış ve modelin teknik işleyişi, bölgelere göre nasıl farklılaşacağı, köylü ile nasıl ilişkileneceği belirlenerek Bakanlık çalıştaylarında sunulmuştur.
Projenin üç boyutu vardır. Birinci boyut akademisyenlerin ürettikleri düşüncelerin sistematik biçimde derlenmesi ve projede kullanılması. İkinci boyut proje kapsamında kırsal alanda yapılacak faaliyetler. Üçüncü boyut ise yapılan çalışmaların tanıtımının yapılması ve hedef kitleye ulaştırılması.
"
Daylight and energy are a fundamental input for architectural design. It is vital to have a st... more "
Daylight and energy are a fundamental input for architectural design. It is vital to have a stock of knowledge that will enhance the bond between daylight and other physical environment data. This study aims to develop a new model of thinking that will bridge the gap between daylight, thermal comfort and energy data and the design process.
The proposed “Design Support Model” is an interactive one; with a primary focus on the uniqueness of each design, especially in terms of the designer inclination. The model first determines the designer’s inclination in issues of physical environment, with the help of the Analytical Hierarchy Process (AHP). Control tables have been developed, for variables of function, climate zone, tendency and the designer inclination, in line with limit values prescribed by the literature and standards. After all physical environment issues are mapped out for each factor concerning the space at hand, the model provides the designer with solution alternatives for the defined problems. A weighted ranking of decisions is obtained, again using the AHP mathematical decision-making method, so that designers can evaluate the proposed solution alternatives and make their own mind for their own design.
"
Purpose The purpose of this article is on the functional usability of metal additive manufacturin... more Purpose The purpose of this article is on the functional usability of metal additive manufacturing (AM) direct metal laser sintering (DMLS) production technology process parameters in the construction industry. In the study, the advantages of thermal optimization and weight reduction in the case of the use of foam metals obtained by changing the hatch distance the production process parameter, in the production of facade panels in the architectural field are revealed. Design/methodology/approach The methods in the study; production of the small scaled facade panels with nine different hatch distance parameters, determination of the thermal change with the infrared thermography method, microstructure examination, weight measurement. Findings The paper lays the groundwork for the manufacturability of lighter and lower thermal conductivity facade panels by changing the hatch distance parameters. Within the scope of the study, the definition of semi-open-cell foam aluminum and the produ...
Yuzyillar boyunca Anadolu’da varligini surduren Turklerin, basta gocebe daha sonra kalici yerlesi... more Yuzyillar boyunca Anadolu’da varligini surduren Turklerin, basta gocebe daha sonra kalici yerlesime gecmeleri ve bu surec icinde gelisen barinma yontemleri ile konaklama turlerine bagli olarak gelisen sivil mimari eserleri kapsayan surecte bircok farkli barinma turleri oldugu gorulmektedir. Bu surec, gocebe cadirlarindan baslayarak gunumuzde Turk evi olarakadlandirdigimiz mimari orneklerin bulundugu donemi kapsamaktadir. Cadirdan kalici evlere gecisle baslayan bu surec zamanla evlerdeki hacimlerden ic mekân donatilarinin degisimine kadar etkisini gostermistir. Bu tipolojiyi olusturan sofa ve odalarinnitelik kazanmasinda etkisi olan ic mekân donatilari kapilar, pencereler, dolap ve yuklukler, ocaklar, tavanlar, sedir ve dosemelerdir.Cadirdan kalici evlere gecisle baslayan bu surecte zamanla evlerdeki hacimlerden ic mekân donatilarinin degisimine kadar bircok degisiklik olmustur. Gunumuzde hala fonksiyon ihtiyaclarinin degismesi sebebiyle basta kirsaldakiler olmak uzere, klasik mimari...
Kulturel mirasimizda onemli bir yere sahip olan kirsal yerlesimlerde cografi konum, iklim, kultur... more Kulturel mirasimizda onemli bir yere sahip olan kirsal yerlesimlerde cografi konum, iklim, kultur ogeleri, uretim ve tuketim bicimleriyle sekillenen ve deneyimle insa edilmis geleneksel mimari yapilar bulunmaktadir. Geleneksel mimaride kullanilan yapi malzemesinin ve yapi tekniginin bulundugu cografyaya ozgun olmasi gereklidir. Bu geleneksel mimari doku, malzemelerin dogru kullanildigi ve surdurulebilir tasarim degerleri tasiyan cozumler barindirmaktadir. Kirsal yerlesimlerde, geleneksel mimarinin surdurulebilmesi icin, icinde bulundugu cografya ve bu toplumda yasayanlarin tarihi ve kulturu ile birlikte korunmasi oldukca onemlidir. Kirsal yerlesimlerde, kirsal mimari tanimini olusturan cevresel degerler ve gelenekler de yapinin karakteristigidir. Orta Anadolu evlerinin mekanlarin kimliginin ogelerden biri de pencerelerdir. Bir yapinin kurulusunda kullanilan yapim teknikleri pencerelerin yapiimini etkileyen onemli bir faktordur. Kullanilan pencerelerin gelisimi, odalarin ic ve dis il...
Busra Sarikaya * Umit Arpacioglu * MIMAR SINAN GUZEL SANATLAR UNIVERSITESI, MIMARLIK FAKULTESI, M... more Busra Sarikaya * Umit Arpacioglu * MIMAR SINAN GUZEL SANATLAR UNIVERSITESI, MIMARLIK FAKULTESI, Mimarlik Fakultesi, Mimarlik Anabilim Dali, Yapi Fizigi ve Malzemesi Bilim Dali,
Günümüzde çağdaş müzecilik anlayışında dikkat edilmesi gerekli temel prensip sergilenen objenin m... more Günümüzde çağdaş müzecilik anlayışında dikkat edilmesi gerekli temel prensip sergilenen objenin maddesel ve teknolojik özelliklerini, yapısını ve taşıdığı dekoratif öğeleri niteliklerine bağlı kalarak korumaktır. Bunun için objenin bozulmasına yol açan nedenleri ve bozulma etkilerini belirlemek, uygun ve etkili koruma yöntemlerini, saklama koşullarını belirleyip bunları uygulamak gereklidir. Dünya’nın da sayılı müzelerinden birisi olan İstanbul Deniz Müzesi, Türkiye'nin ilk askeri müzesidir. Bir mimari yarışma ile elde edilmiş İstanbul Deniz Müzesi’nin yeni projesi konumu, tarihsel değeri ve koruduğu envanter ile her kesimin ilgisini çekmektedir. Bu çalışmada İstanbul Deniz Müzesi envanterleri kapsamında obje bozulmasına neden olan faktörler arasında güneş ışınımı ve buna bağlı etkenler incelenecektir. İnşaat halinde olan müze yapısının faaliyete geçmeden önce günışığına bağlı sorunlarının çözümü hedeflenmektedir.
Yerel mimari ürünü olan yapılar yılların bilgi ve deneyimi sonucu ortaya çıkmıştır. Bu yapıların ... more Yerel mimari ürünü olan yapılar yılların bilgi ve deneyimi sonucu ortaya çıkmıştır. Bu yapıların gelişiminde, bulundukları bölgenin gelenek ve kültürünün yanında, topografik yapısı, iklimi, jeolojik özellikleri rol oynamış, böylece her bölgenin kendine has mimari kimliği oluşmuştur. Bu kimlik bize geçmişe ait izler sunabildiği gibi, gelecek nesillere de geçmişin kültürel zenginliğini yaşatmak aktarmak gerekmektedir. Türkiye kırsal alan yapım sistemleri açısından, iklim bölgeleri, jeolojik özellikleri ve kültürü ile oldukça zengin bir yapıya sahiptir. Ancak, son dönemlerde köyden kente göç faaliyetlerinin artması bu alanların giderek atıl kalmasına neden olmaktadır. Türkiye genelinde bu süreç, mevcut kırsal konutların gerektiği şekilde bakım ve onarımın yapılmaması, sonrasında terk edilmesi ve yıkılması ile sonuçlanmaktadır. Yeni inşa edilen yapılarda ise büyük oranda betonarme sistem kullanılmaktadır. Kırsal alan mimarisinin korunması ve geleneksel kültürümüzün sürekliliği açısından olumlu olmayan bu durum ayrıca geleneksel yapım sitemlerinin deprem karşısında daha dayanıksız olduğu yönünde kamuoyunda güvensizlik oluşturmakta ve kırsal bölgelerin korunabilirliği için yapılacak çalışmalara engel oluşturmaktadır. Türkiye’de kırsal alanda gözlenen yapım sistemleri; yığma, iskelet ve karma sistemlerdir. Kerpiç dolgulu ahşap taşıyıcılı yapım sistemi Anadolu’da yaygın olarak kullanılan ve halen kullanılmaya devam eden yapım sistemlerinden biridir. Bu sistemin yapısal ve fiziksel çevre değerleri bakımından değerlendirilmesi, sistemin korunması açısından önemlidir. Çalışma, evlerinde genellikle ahşap taşıyıcılı ve kerpiç dolgu sistemi kullanılan örnek bir köyde yapılan alan çalışmalarını ve daha sonra yapılan analiz çalışmalarını kapsamaktadır. Referans alınan evlerde analiz çalışmaları yapıldıktan sonra karşılaştırmalı değerlendirmeler yapılmıştır. Böylece bölgede yoğun kullanıma sahip bu yapım sistemi günümüz gereklilikleri açısından değerlendirilebilecek, gelişime açık yönleri belirlenecek ve geliştirilmesi mümkün olacaktır. Anahtar Kelimeler: Kırsal Sürdürülebilirlik, Kerpiç, Geleneksel Yapım, Enerji Verimliliği
The Evaluation of an Adobe Architecture Example Village in Middle Anatolia in terms of Architectural and Environmental Values Abstract
Local architectural structures are formed as the result of knowledge and experience of years. In the development of these structures, the architectural identity of each region was formed with the topography, climate and geological characteristics in addition to the tradition and culture. As this identity may offer us traces of the past, it is also required to transfer the cultural richness of the past to the future generations and let them experience it. In terms of rural production systems, Turkey has a very rich structure according to its climate zones, geological characteristics and culture. However, the increase of rural-urban migration today causes more of these areas to remain idle. This situation results in abandonment of the existing rural housing across the Turkey, fail in their maintenance and repair which leads to destruction. Thus, in the newly built structures reinforced concrete system is usually used. This is not positive in terms of preservation of the rural architecture and the continuity of our traditional culture. In addition to that it creates insecurity among the public towards the earthquake resistance of traditional construction systems and hinders the work to be done for the preservation of these areas. Construction systems observed in the rural areas in Turkey are masonry, timber-framework and hybrid systems. Adobe filled timber framework construction system is one of the widely used construction systems in Anatolia. The evaluation of this system in terms of structural and physical environmental values is important for the protection of the system. The study covers field studies and subsequent analyses in an example village which generally consists of timber frame and adobe filled system used houses. After the analyses performed on the reference houses, comparative evaluations were made. By this way this construction system can be evaluated in terms of today’s needs, its open aspects to development can be determined and it will be able to develop the system which has an intensive use in the area.
Key Words: Rural Sustainability, Adobe, Traditional Construction, Energy Efficiency
Günümüzde Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Güzel Sanatlar ve Mimarlık Fakülteleri’nin bul... more Günümüzde Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Güzel Sanatlar ve Mimarlık Fakülteleri’nin bulunduğu binalar Sultan Abdülmecid'in kızları Cemile ve Münire Sultanlar için ikiz sahil saraylar olarak yapılmıştır. İnşaatına 1856 yılında başlanan saraylardan, günümüzde Cemile Sultan Sarayı, Güzel Sanatlar Fakültesi; Münire Sultan Sarayı ise Mimarlık Fakültesi olarak kullanılmaktadır. Bu çalışmada Çiftesaray binasının bir eğitim binasına dönüştürülme projesi ve günümüzdeki alan kullanımlarına bağlı olarak, fiziksel çevre faktörlerinden günışığı açısından bir değerlendirilmesi yapılmıştır. Günışığı faktörü binada faaliyette bulunan öğrenci ve personelin başta sağlığı olmak üzere verimli çalışabilmesini de doğrudan veya ilişkili bir şekilde etkilemektedir. Günışığı etkinliği, mekanın günışığı aydınlık değerleri ile ilgili olup görsel konforu belirlemektedir. Binaların iç mekanında zaman içinde ihtiyaç ve/veya farklı kullanımlara yönelik olarak gerçekleştirilen değişikliklerin mekânsal etkilerinin yanı sıra görsel konfor açısından ele alınması çalışmanın amacını oluşturmaktadır. Sedad Hakkı Eldem mimarisinde özellikle büyük boyutlu kamusal binaların iç mekan çözümleme dili olarak yorumlanabilecek ortak alanlar, aydınlık avluları ve çatı fenerlerine sahip olan binaların günışığı ile ilişkilerinin araştırılması amacıyla çalışma kapsamında fiziksel çevre analizlerinin yapılabileceği programlar ile modellenerek karşılaştırılması hedeflenmiştir.
Evaluating Munire Sultan Complex of Fındıklı Twin Palaces from the View of the Daylight Use
Abstract
Cemile and Munire Sultans twin palaces was build for Sultan Abdulmecid’s daughters as twin palaces at 1860 in Fındıklı. Cemile Sultan’s palace is used by Faculty of Arts and also Münire Sultan’s Palace used by Faculty of Architecture today.
In this study, the daylight of the building is evaluated by physical environmental factors depending on the space use and also its conversion to an educational use. Daylight factor affects especially the health of students and staff in the building and also their effective working environment directly. Daylight efficiency is related to the space luminous daylight values that determine the visual comfort.
Aim of this study is to produce discussible values in terms of visual comfort also changing space in time or different use in time depends on changing needs which impact of the spatial character of building. In this scope of the study to investigate the relationship daylight factors in S. H. Eldem’s Architecture, especially of large public buildings which have common areas inside, the luminous courtyard and skylights, is modeled with programs aimed to compare the physical and environmental analyzes can be done.
Anadolu farklı kültürlerin, farklı iklimlerin ve buna bağlı farklı mimarilerin de beşiği olmuştur... more Anadolu farklı kültürlerin, farklı iklimlerin ve buna bağlı farklı mimarilerin de beşiği olmuştur. Anadolu topraklarında fiziksel çevreye uyumlu biçimde yapısal detaylar geliştirmiş geleneksel mimari de oldukça farklı çeşitliliğe sahiptir. Anadolu kırsalında yapılan bu çalışma geleneksel mimarinin çözümlenerek kırsal alanın yeniden değerlendirilmesi amacını taşımaktadır. Var olan geleneksel kırsal mimarinin tanımlanarak mevcut çevresel ve mimari özelliklerinin belirlenmesi bu nedenle büyük öneme sahiptir. Geleneksel kırsal mimaride iklimden, malzemeden, yapım teknolojisinden gelen birçok özellik keşfedilip, bugün mevcut bilgi birikimimize eklenerek yeni yapılacak mekânlar için daha sağlıklı, daha konforlu ve daha az enerji harcayan, insan ile daha uyumlu bir mimarinin temelleri atılmaya çalışılmaktadır. Hızla büyüyen ve gelişen şehirlerimiz arasındaki ulaşım imkanlarımız arttıkça kırsal alanda bulunan köylere erişim daha da kolaylaşmaktadır. Bu ulaşım imkanları bu alanların gelişmesine ve ekonomik büyümeye yol açmaktadır. Fakat aynı zamanda bu konu planlı bir yöntem çerçevesinde ele alınmadığı taktirde kırsal alanların küçük şehir parçaları haline gelip, özgün değerlerini kaybetmesi risklerini de getirmektedir.
Anadolu kırsalı için iklim koşullarına, sosyolojik, kültürel ve yapısal farklılıklara göre değişebilen bir modele ihtiyaç vardır. Bu değişkenlik, modelin kurgusu ve ana yapısında olmayıp modelin içerisinde yer alan projenin eğilimine göre ve aynı zamanda yöreye ve yerel kaynaklara göre farklılaşacak faaliyetlerden ileri gelmektedir. Bu model ilkesel olarak aynı kalacak finans kısmı, işleyiş yapısı ve bölgenin ihtiyaçlarına cevap verecek değişken yapıdaki faaliyetlerle birlikte bütünleşik bir model olarak, Anadolu'nun faklı bölgelerinde aynı sistematik içerisinde ilgili Bakanlık ve Üniversitelerin liderliğinde işleyecektir.
Bu çalışmada, yukarıda tanımlandığı gibi bir model önerisi getirilmeye çalışılmıştır. Bu model, içerisinde yer alan projelerle ilgili faaliyetler tamamlanıp başarı örnekleri ortaya konduktan sonra, köylerin ve yerel yönetimlerin dahil olmasıyla kendi kendine işleyen ve sürekli gelişen bir model olarak tasarlanmış ve bu doğrultuda bir model işleyiş şeması çıkartılmıştır.
Divanhane building has assumed an important role in the history of Ottoman Empire and Turkish Rep... more Divanhane building has assumed an important role in the history of Ottoman Empire and Turkish Republic and still preserves the traces of this history. Building has a major role defining Golden horn’s silhouette and unique. This paper aimed to discuss the evaluation and decision making building physics related subjects and its effects on energy conservation encountered in the process of restoration of this important command building used by Turkish Navy.
A multi-disciplinary environment including designer, restoration advisor and building physics advisor is required in order to find the optimal solution which none of the participants can’t on their own. When this multidisciplinary environment is created it’s possible to get refined result contributing to the buildings values.
This presentation will explain the method of analysis and decisions concluded from the results concerning building physics energy conservation and contributing to the buildings sustainability and ultimately its conservation.
Ecotect software environment was used in order to evaluate the decisions regarding energy conservation and building physics. Divanhane building was modeled in computer environment then environmental attributes were added.
10DBMC International Conférence On Durability of Building Materials and Components, Apr 2005
Exposure to high temperatures affects various properties of concrete and mortar, including their
... more Exposure to high temperatures affects various properties of concrete and mortar, including their
mechanical strength. Susceptibility to damage under high temperatures depends mostly on the
properties of the matrix and the dispersed phase of the material. Because cellular gas concrete has very
fine aggregate admixtures, evaluating its response to high temperatures requires testing the material as
a whole, rather than considering the phases separately.
In the case of fire damage, tests generally can be done on specimens taken from the affected areas. In
addition, ultrasound velocity test is often used to evaluate the degree of damage indirectly. In this
experimental research, the change of mechanical properties such as compressive strength and splitting
tensile strength according to high temperature has been examined by ultrasound velocity. In these
tests, the applied temperature changes from 100°C to 965°C and the results of these changes were
determined.
As a result, this paper tries to find out if there is a meaningful relationship between the mechanical
properties of the material under high temperature and if testing the material with ultrasound velocity is
an efficient and adequate option in order to examine and determine the damage occurs in the material
after exposure to temperatures from 100°C to 965°C. In this context the relationship between each
property such as compressive, flexural, splitting tensile strength and ultrasound velocity was
determined. Under these observations it was tested that if there is meaningful correlation between
these properties and ultrasound velocity.
2018 Türkiye Şehir Ödülleri “Köyünü Yaşat Dedi.
2018 Türkiye Şehir Ödülleri Yaşayan Şehirler Pl... more 2018 Türkiye Şehir Ödülleri “Köyünü Yaşat Dedi. 2018 Türkiye Şehir Ödülleri Yaşayan Şehirler Platformu tarafından 19 Temmuz 2018 tarihinde Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın destekleri ile verildi. Bilim Işığı Temalı Akademik Ödüller kategorisinde “En İyi Proje” Ödülüne “Köyünü Yaşat” Projesi layık görüldü. 2015 yılından itibaren birçok alt projenin bütünleşmesi ile oluşan Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi yürütücülüğünde, Gölpazarı Belediyesi, Işıklar Yapı Ürünleri Ortaklığında yürütülen proje, mevcut kırsal alanların yeniden değerlendirilmesi hususunu yalnızca mimari değil birçok sanat dalı ile bütünleşik bir şekilde örnek teşkil edecek bir uygulama gerçekleştiriyor. Bu bağlamda öğrenciler köyde bulundukları sürede birçok farklı deneyim kazanmakta, farklılıklarını da köye yansıtarak hem köylüye hem de ilçedeki insanların hayatına dokunmaktalar. Öğrenciler gerçek bir inşaatın içinde, akademisyenler ve ustalarla birlikte teorik ve pratik bilgileri harmanlayarak uygulamakta, gelecekte yönetici konumunda bulunacakları bu ortamda en temelden başlayarak meslek hayatlarında deneyim kazanıyorlar. Ayrıca gün içindeki şantiye saatlerinin ardından ilçede insanların ihtiyaçları doğrultusunda belirlenen konular hakkında projeler tasarlayıp, kırsal alanların gelişmesi için çalışıyorlar. Köyünü Yaşat Projesi yaz atölyeleri ile gerçekleştirilen pilot uygulamanın ileride kırsal alanların yeniden düzenlenmesi ve rehabilitasyonu konularında örnek teşkil etmesi amaçlanmaktadır. Proje daha önce de “2016 Genç Türkiye Zirvesi”de akademi ödülleri kategorisinde Kültürel Zenginlikleri Yaşatma Projesi Ödülü kazanmıştı.
Proje Yürütücüleri Dr.Öğr.Üyesi Ümit Arpacıoğlu (MSGSÜ, Proje Koordinatörü) Doç. Bülent Çınar (MSGSÜ, Proje Sanat Koordinatörü) Prof. Dr. Mustafa Özgünler (MSGSÜ) Proje Ekibi Doç.Dr. Seden Özgünler (İTÜ) Doç.Dr. Şebnem Ertaş (KTÜ) Dr.Öğr.Üyesi Gülçin Kahraman (İZU) Vedat Kazıcı (Gölpazarı Belediye Başkanı, Proje Ortağı) Özgür Uzelturk (Işıklar Yapı Ürünleri Genel Müd. , Proje Ortağı) www.koyunuyasat.com https://www.facebook.com/koyunu.yasat/
Türkiye Genç Zirvesi Akademi Ödülleri Kültürel Zenginlikleri Yaşatma Birincilik Ödülü "Köyünü Yaş... more Türkiye Genç Zirvesi Akademi Ödülleri Kültürel Zenginlikleri Yaşatma Birincilik Ödülü "Köyünü Yaşat Projesi"
Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Fen Bilimleri, May 2010
“DAYLIGHT ORIENTED ENVIRONMENT DESIGN SUPPORT MODEL”
As design processes become more and more co... more “DAYLIGHT ORIENTED ENVIRONMENT DESIGN SUPPORT MODEL”
As design processes become more and more complex, the expectations architects face become greater and greater. In meeting these expectations and creating high quality spaces, the extent of the architect’ knowledge and how they apply this knowledge to their design are obviously important factors.
Daylight is a fundamental element in architecture, therefore must be used effectively. Architects must develop a stock of knowledge that will allow them to understand the link between the data on daylight and environment.
In today’s design, the daylight factors that derive from the daylight-space relation are only partially considered as design elements. This leads to a decrease in total quality and to considerable losses in terms of finance, labor power and motivation. The structure must interact with the environment and the corresponding data must be organized in a manner that will increase the quality of life. Today the relevant process takes place only after, or in the late stages of design, and this produces unsatisfactory results for architects.
If the factors of daylight and environment are to be included in the design process at an early stage, then the quality of the space is certain to increase, with long term benefits like saving money and time. This study aims to develop a model of thought that takes into account all these factors and that provides their link to the design process.
The first part of the study discusses the problems concerning daylight, the designer and the design process.
In the second part, the environment data pertaining to daylight and architectural design are elaborated under the sections, “Daylight and Architectural Design”, “Thermal Comfort and Architectural Design”, “Energy and Architectural Design”. Furthermore, the decision-making techniques used in the “Design Support Model” and the concept of model are defined in this part.
In the third part the “Design Support Model” is constructed with the definiton of its hypotheses and detailed descriptions of the stages of the model. Explanation of how the model will mediate an interaction between the designer and all the daylight-related environment parameters are also included in this part. The model presupposes that each design is unique and that for each space the environment design tendencies will be different; therefore the AHP (Analytical Hierarchy Process) is used to identify the designer’s tendency.
The designer’s tendency is used as a tool to identify the environment data and the problems to be resolved. In order to identify the environment problems pertaining to a particular space, control charts have been developed, with the variables of function, climate, orientation and the designer’s tendency. The limits prescribed by the corresponding literature and by the general standards have been considered in the development of the control charts. For each factor of the space, the daylight and environment analyses have been made to come up with a model, which provides the designer with alternative solutions to the identified problems. The alternative solutions are determined in interaction with the designer. In order for the designer to evaluate these alternative solutions, the AHP method for mathematical decision-making is used, and the relative weights of decision criteria related to problems is formed.
In the fourth part, the implementation of the proposed approach is questioned. Therefore, all stages of the model – which helps the designer make a decision – are tested, using a demonstration with two hypotheses.
The fifth part includes reviews of the decision-making model, with suggestions for implementing the approach more easily and effectively. The results of the study are explained and propositions are mad efor future research.
Özet
Günümüzde tasarım süreci her geçen gün daha fazla karmaşıklaşmakta ve mekânı oluşturan, tasarlayan mimarlardan beklentiler artmaktadır. Mimarların bu beklentilere cevap verebilmeleri ve nitelikli mekânlar oluştura bilmeleri elbette ki bilgi dağarcıklarının artması ve bu bilgileri tasarım sürecine dâhil etmeleri ile olmaktadır.
Günışığı mimarlığın temel girdilerinden birisidir. Bu nedenle tasarımda günışığının etkin kullanması önemlidir. Günışığı ile diğer fiziksel çevre verileri arasındaki bağı kuracak ve güçlendirecek, tasarımcıya destek olacak bilgi dağarcığının oluşması gerekmektedir.
Günümüzde yaşadığımız ve tasarladığımız mekânlarda, günışığı faktörü tasarım girdisi olarak yeterince tasarım sürecine dâhil olamamakta, bu nedenle toplam kalitenin düşmesine ve beraberinde ciddi maddi, iş gücü, motivasyon kayıplarına neden olmaktadır. Yapı için özellikle fiziksel çevre ile etkileşiminin sağlanması ve çevresel verilerin tasarım sürecinde yaşamsal kaliteyi arttıracak şekilde düzenlenmesi gerekmektedir. Günümüzde tasarımdan sonra ya da tasarım evresinin geç dönemlerinde dâhil edilmeye çalışılan ve yalnızca gerekliliklerin sağlanması ile sonuçlanan süreç, mimarlar için tatminkâr ürünler ile sonuçlanmamaktadır.
Günışığı ve diğer fiziksel çevre değerlerlerine mimarların hâkim olmamaları ya da içselleştirememeleri ve bu alandaki çalışmaların sınırlı olması, tasarım evresini destekleyecek yönlendirici bir tasarım destek sistemine ihtiyaçlarına neden olmaktadır.
Erken tasarım evresinde günışığı ve fiziksel çevre değerlerini tasarım sürecine dâhil edecek bir sistem oluşturulduğu takdirde maliyet ve zamandan tasarruf sağlandığı gibi mekân kalitesinin de artacağı kesindir.
Çalışmada, yukarıda belirtilen hedefleri sağlamaya çalışan ve tasarım süreçlerinde kullanılabilecek olan günışığı ile fiziksel çevre konularının mekân ve tasarımla ilişkisini kuran, bir düşünce modeli geliştirilmesi hedeflenmektedir.
Çalışmanın Birinci Bölümü’nde günışığı, tasarımcı ve tasarım süreci ile ilgili problemler tanımlanmakta, bu problemlerin çözümü olarak düşünülen çalışma amaçları belirtilmiştir.
İkinci Bölüm’de günışığı, günışığı ile ilişkili fiziksel çevre değerleri ve mimari tasarım ile ilgili çalışmalar “Günışığı ve Mimari Tasarım”, “Isısal Konfor ve Mimari Tasarım”, “Enerji ve Mimari Tasarım” başlıkları altında incelenmiştir. Ayrıca oluşturulan “Tasarım Destek Modeli”nde kullanılan karar verme teknikleri ve model kavramı açıklanmıştır.
Üçüncü Bölüm’de oluşturulan “Tasarım Destek Modeli”nin hipotezleri ve kurgusu açıklandıktan sonra modelin kendi içindeki aşamaları detaylıca açıklanarak, günışığı ve günışığı ile bütünleşik diğer fiziksel çevre parametrelerinin tasarımcı ile model aracıyla nasıl etkileşeceği anlatılmıştır. Oluşturulan modelde tasarımcının her mekân tasarımı ya da proje için fiziksel çevre eğiliminin farklı olacağı kabulü yapılmakta ve Analitik Hiyerarşi Yöntemi (AHP) (Analytic Hierarchy Process) kullanarak tasarımcının eğilimi tasarımcı ile etkileşimli olarak belirlenmektedir. Tasarımcı eğilimi, mekânın fiziksel çevre değerlerini belirlemede ve çözümlenecek sorunların saptanmasında kullanılmaktadır. Mekânın fiziksel çevre sorunlarının belirlenebilmesi için ilgili literatürün ve standartların ön gördüğü sınır değerlere bağlı kalmak koşulu ile işlev, iklimsel bölge, yönelme ve tasarımcı eğilimi değişkenleri kullanılarak kontrol tabloları oluşturulmuştur. Mekân için günışığı ve fiziksel çevre çözümlemesi her bir faktör için yapıldıktan sonra oluşturulan model, belirlenen sorunlara karşı tasarımcıya çözüm alternatifleri sunmaktadır. Çözüm alternatifleri tasarımcı ile etkileşimli olarak belirlenmektedir. Çözüm alternatiflerini tasarımcının tasarımı için değerlendirebilmesi için yine AHP matematiksel karar verme yöntemi kullanılarak, sorunlar ile ilişkili bir karar ağırlığı oluşturulmaktadır.
Dördüncü Bölüm’de önerilen yaklaşımın uygulanabilirliğinin ortaya konması için, yaklaşımı oluşturan tasarımcının karar vermesine destek olacak modelin tüm aşamaları iki varsayımsal örnek uygulamayla sınanmıştır.
Beşinci Bölüm’de tasarıma yönelik kararlar oluşturan modelin değerlendirilmesi yapılmış, yaklaşımın etkin ve kolay biçimde uygulanabilmesine yönelik öneriler sunulmuştur. Çalışmada elde edilen sonuçlar açıklanarak, gelecekte yapılabilecek çalışmalar hakkında önerilerde bulunulmuştur.
High-rise buildings have entered our lives every single day more with the effect of technologic... more High-rise buildings have entered our lives every single day more with the effect of technological possibilities and needs. In the beginning of the century, this development occurred mostly in America continent with the economical improvements, and many high-rise buildings were constructed to meet the needs. This progress has brought about the problems related to high-rise buildings. One of the most important ones of these problems is the fire effect on high-rise buildings. High-rise buildings should be thoroughly planned in respect to fire safety due to limitation of escape possibilities, difficulty of fire brigade to reach fire and density of human. Fire experiences happening since the beginning of century has influenced the formation of fire safety tactics, codes and standards.
The development of the high-rise buildings in our country has been seen in the last thirty years. Therefore, standards and fire codes about high-rise buildings in our country have not yet attained to a sufficient level.
The aim of the study is to explain fire effect on high-rise buildings and to investigate development and current condition of fire protection in high-rise buildings in our country.
In the first chapter of the study, fire phenomenon is explained and fire-construction relation is considered. After fire classification is made, progress phases of fire and fire-heat relation are explained. The effects of fire on environment, construction, individual and material are examined. Fire safety tactics and active-passive fire safety are explained.
In the second chapter of the study, the effects of fire on high-rise buildings are explained. The development of high-rise buildings in the world and Turkey is explained after the definition of high-rise building is made. Structure and façade systems of high-rise buildings are examined. After the fire safety differences of high-rise buildings are explained, fire safety methods in high-rise buildings are examined with regard to structure, facade and planning.
In the third chapter, the fire statistics of high-rise buildings, published by NFPA (National Fire Protection Association), and examples from the high-rise building fires experienced in the world are examined. On the basis of all these examinations, the samples of high-rise buildings which become intense in Istanbul are evaluated.
Günümüzde tasarım süreçleri her geçen gün daha fazla karmaşıklaşmakta ve mekânı oluşturan, tasarl... more Günümüzde tasarım süreçleri her geçen gün daha fazla karmaşıklaşmakta ve mekânı oluşturan, tasarlayan mimarlardan beklentiler artmaktadır. Bu beklentiler dayanım ve dayanıklılık gibi nispeten somut beklentiler olabildiği gibi, konfor, estetik, sürdürülebilirlik gibi daha soyut beklentiler de olabilmektedir. Mimarların bu beklentilere cevap verebilmeleri ve nitelikli mekânlar oluşturabilmeleri, elbette ki bilgi dağarcıklarının zenginliği ve bu bilgileri tasarım süreçlerine dâhil edebilmeleri ile orantılıdır. Yapı için, özellikle fiziksel çevre ile etkileşiminin sağlanması ve tasarımda çevresel verilerin yaşamsal kaliteyi arttıracak şekilde düzenlenmesi gerekmektedir. Tasarımda bu derece önemli payı olan ve mekânda yaşam kalitesini arttıran fiziksel çevre olgusu, tasarım evresinde öncelikle düşünülen, ancak bir o kadar da yönetilmesi zor bir konudur. Bu nedenle mimarların özelikle erken tasarım evresinde tasarımın, fiziksel çevre değerleri açısından kalitesinin sağlanması için oldukça fazla bilgi birikimine ihtiyaçları vardır. Çalışmada bu nedenle fiziksel çevre parametrelerinin tasarım aşamasında tasarımcılar tarafından nasıl kullanıldığı ele alınmış, daha sonra tasarımcılara destek olan yazılımlar incelenerek bu yazılımların tasarım sürecindeki kullanımları değerlendirilmiştir
Fiziksel Çevre Etkileri Açısından Yapı Fiziği ve Malzeme Sorunları II. Bahar Semineri , Jun 2009
Kayseri bölgesinde Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Mimarlık Bölümü öğretim üyeleri tarafı... more Kayseri bölgesinde Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Mimarlık Bölümü öğretim üyeleri tarafından yapılan Kırsal Alanda Yöresel Mimari Özeliklerin Belirlenmesi çalışmasında geliştirilen projelerden seçilen tipler üzerinde fiziksel çevre koşulları ile ilgili analizler yapılmış ve değerlendirilmiştir. Bölgenin iklim koşulları ve malzeme bilgileri Ecotect analiz programına girilmiş ve tüm yapılan analizlerde bu özellikler kullanılmıştır. Ecotect programında gölgeleme performansı, enerji tüketimi, termal konfor, gün ışığı etkinliği analizleri yapılarak tasarım sürecine destek olacak bilgiler elde edilmeye çalışılmıştır.
Kentsel Rehabilitasyon Sürecinde Yapı Fiziği ve Malzeme Sorunları I. Bahar Semineri, May 2008
Kentsel reahbilitasyon sürecinde kentin kimliğinin korunması ve özgün hali ile geleceğe aktarılma... more Kentsel reahbilitasyon sürecinde kentin kimliğinin korunması ve özgün hali ile geleceğe aktarılması çok büyük öneme sahiptir. Bu nedenle tarihi yapıların kent içinde şu anki durumlarının saptanması ve sorunlarının berlirlenmesi ve gerekli önlemlerin bu tespitler göz önüne alınarak alınması gerekmektedir. Yangın merdivenleri yangın güvenliği önlemleri içinde en fazla kentsel sorunlardan biridir. Çalışmada yangın güvenliği önlemleri içinde yangın merdivenlerinin gelişimi vurgulandıktan sonra Kentsel reahbilitasyon sürecinde tarihi ve modern yapılarda kent içinde yangın güvenliği ve yangın merdivenleri ele alınmış, İstanbul üzerinden tespit ve değerlendirmeler yapılmıştır.
3.Ulusal Yapı Malzemesi Kongresi ve Sergisi, Jul 2006
Yangın, tüm yapı türlerini olduğu gibi çelik yapıları da tehdit eden temel bir sorundur. Hafif ç... more Yangın, tüm yapı türlerini olduğu gibi çelik yapıları da tehdit eden temel bir sorundur. Hafif çelik yapı sistemlerinin hem taşıyıcılık hem de bölücülük görevi üstlenen hafif çelik yapı eleman ve bileşenleri, diğer yapı sistemleriyle karşılaştırıldığında yangın etkisine karşı daha hassastır. Hafif çelik yapı sistemini oluşturan bileşenlerin sistemin taşıyıcılığında rolleri büyüktür. Bu nedenle bu bileşenleri oluşturan karma yapılı elemanın yangın karşısında gösterdiği performans yapının taşıyıcı sistemini de etkilemektedir. Buna karşın, hafif çelik yapım sistemi ile az katlı ve küçük yapılar(konut,ofis,vb) yapılabilmesi nedeniyle bu tür yapıların tahliyesi kolay ve hızlı bir şekilde gerçekleştirilebilmektedir. Bu özellikleriyle hafif çelik yapılar için yangın korunumu yalnızca taşıyıcı sistemin korunması ile sağlanabilmesi güçtür.Bu yapı sisteminin bileşenlerinin tüm yapı fiziği şartları için kurgulanması gerekmektedir.
Çalışmanın ana eksenini yapı fiziği açısından hafif çelik sistemlerin yangın performanslarının değerlendirilmesi oluşturmaktadır. Yangın korunumu için hafif çelik sistemler için özelleşmiş korunum yöntemleri incelenmiştir.
1. Ulusal Çatı ve Cephe Kaplamalarında Çağdaş Malzeme ve Teknolojiler Sempozyumu , Apr 2004
Cephe yangınları ve kayıpları çoğu zaman bina yangınının neticesinde çıkmakta ve bina yangını tar... more Cephe yangınları ve kayıpları çoğu zaman bina yangınının neticesinde çıkmakta ve bina yangını tarafından gizlenmektedir. Günümüzde cephe malzemelerinin çeşitliliğinin artması cephede yangın güvenliğinin önemini arttırmıştır. Cephede yangın yayılımı, kullanılan malzeme ve cephe geometrisi ile doğrudan ilişkilidir. Çalışmada cephe yangınları, malzeme ve cephe boşluğu oranlarıyla ilişkisi ele alınmıştır. Cephe sistemlerinde yangın güvenliği, son bölümde yönetmelik ve önlemler açıklanmıştır.
İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Mimarlık öğrencileri ile gerçekleştirdiğimiz "Kırsal Sürdür... more İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Mimarlık öğrencileri ile gerçekleştirdiğimiz "Kırsal Sürdürülebilirlik Çalıştayı" Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Rektörlüğü'nün Desteklediği ve MSGSU Yapı Uygulama Merkezi Tarafından Yürütülen "Köyünü Yaşat Projesi" kapsamında gerçekleştirilmiş ve çalışmalar sayın Rektörümüz Prof.Dr.Mehmet Bulut, Dekanımız Prof.Dr.Yahya Kemal Yoğurtcu ve Bölüm Başkanımız Prof.Dr.Mehmet Oktay Cansu'nun katılımı ile açılan bir sergiye dönüştürülmüştür.
Köyünü Yaşat Projesi ve Sergi görselleri yakında facebook/köyünü yaşat adresinden takip edilebilir.
Sustainable Energy Efficient Building Exhibition, Jan 2014
“Sürdürülebilir Enerji Etkin Binalar Sergisi” ise Dünyada yaygın olarak kullanılan “Yeşil Bina Se... more “Sürdürülebilir Enerji Etkin Binalar Sergisi” ise Dünyada yaygın olarak kullanılan “Yeşil Bina Sertifika Sistemleri”ne yerel bir bakış ve sistematik oluşturarak, daha kolay algılanmayı ve bu çalışmalar sonucunda da Türkiye’de ortak platform ile gerçekleştirilmesi hedeflenen ulusal sertifika için temel oluşturulmasını hedeflemektedir.
Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Mimar Sinan Holü , Nov 2013
21. yüzyılın hızlı yaşam döngüsü içinde kimi değerler yitirilirken, kimileri yeniden yaşama katıl... more 21. yüzyılın hızlı yaşam döngüsü içinde kimi değerler yitirilirken, kimileri yeniden yaşama katılmakta, keşfedilmektedir. Anadolu’nun derin tarihi içinde yeniden keşfedilen değerlerden birisi de “köy” yaşamı olmaktadır. Belki hiç yitirilmemiş olan köy ve köye ilişkin değerler, bugün yeniden anlamlandırılmakta, değer kazanmakta ve sahip olduğu yere kavuşmaktadır. Toplumsal yaşamın dinamikleri içinde kendiliğinden gelişen bu hareketlilik, bilinçli yaklaşımlarla desteklenerek, toplum, kent ve ülke yaşamı için bir kazanım olabilmektedir.
Bu bağlamda, köye ait değerler, planlama ve mimarlık disiplini içinde yeniden yorumlandığında, önemli potansiyeller içerdiği görülmektedir. Küresel dünyanın gelecek nesilleri gözeterek yapılandırdığı sürdürülebilirlik kavramı bu anlamda önemli bir yaşam felsefesi ve kültürünü amaçlamaktadır. Gerek kerpiç malzeme, gerek mekan organizasyonu, gerek kentsel tasarım disiplinleri ve yapı teknolojileri bağlamında, önemli birikimlere sahip olan köylerin, üzerinde çalışılmayı hak eden bir öneme sahip olduğu görülmektedir. Bu noktadan hareket ederek, izleyeceğiniz “köy sergisi”, geleceğe dönük önemli açılımlar içeren bir çalışmanın ilk ayağını oluşturması nedeniyle önemli olmaktadır.
Proje Ekibi Doç.Dr. Mustafa Özgünler, Doç.Dr. Seden Acun Özgünler, Yard.Doç.Dr. Tolga Sayın, Uzman Ergün Şimşek, Uzman Doğukan Erdoğan, Uzman Şiar Umut Yıldırım, Taybuğa Aybars Mamalı Çalışmaya Katılan Öğrenciler Ezgi Polat, Hazel Kazkayası, Ayşegül Özdek, Deniz Kızık, Fırat Kaya, Kadir Yesir, Seda Kireççi, Hülya Şeh, Ayşe Başkonuş, Bekir Emre Ateş, Mehmet Ashi, Ece, Gökçen Köse, Selin Aktürk, Bersu Çelik, Cansu Yılmaz, Gizem Kınsız, Büşra Uysal, Arıkan Özden, Demet Öksüz MSGSÜ Yapı Uygulama ve Araştırma Merkezi, MSGSÜ Bilimsel Araştırma Projeleri Birimi
MSGSÜ Yapı Uygulama Ve Araştırma Merkezi 2012-2013 Öğretim Yılı Yaz Dönemi Staj Çalışması’nın amaçlarından ilki, “Sürdürülebilir Enerji Etkin Binalar ve Teknolojileri” teması ile günümüzün önemli tasarım ve planlama yaklaşımlarından biri olan enerji-etkin yapı tasarımının, mimarlık eğitimi içinde uygulamalı olarak yer almasını sağlamak olmuştur. Staj Çalışması’nın amaçlarından ikincisi Kurum içinde yürütülen bir araştırma projesi ile ortaklığını yakalayarak, bugüne dek eksik kalan boyutlardan biri olan mimarlık eğitimi-akademik kadro çalışmaları ilişkisinin kurulması olmuştur."
Yapılarda enerji verimliliği araştırma geliştirme, bilgi paylaşım sisteminin oluşturulması’ başlı... more Yapılarda enerji verimliliği araştırma geliştirme, bilgi paylaşım sisteminin oluşturulması’ başlıklı bu proje, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi (MSGSÜ) Yapı Uygulama ve Araştırma Merkezi (YUAM) tarafından 2012 yılında İstanbul Kalkınma Ajansının Kar amacı gütmeyen kuruluşlara yönelik bilgi odaklı ekonomik kalkınma mali destek programı kapsamında yürütülmüştür.
Bu projeyle aktif hale gelen yapı uygulama ve araştırma merkezi, araştırma ve geliştirme çalışmaları ile bilgi ve teknoloji transferi sağlayarak ilgili kurum ve kuruluşlarla bilgi odaklı iş birliğini sürdürmektedir. Proje kapsamında oluşturulan laboratuvar ile yeşil bina sertifika sistemi geliştirme aşamasında bulunan kurumların temel alt yapısının oluşturulması ve böylece yeşil bina sistemine işlevsellik ve süreklilik kazandırılması hedeflenmiştir.
Bu proje ile dış çevre ile uyumlu ve ekolojik yapısal tasarımların ve malzeme seçim kararlarının geliştirilen bilgi dağarcığı ile desteklenmesi sonucu, yeni ürün ve teknoloji çeşitliliği arttırılarak ve bu teknolojilerin tasarımcılara tanıtımı yapılarak mekânsal kalite, kullanıcı konforu, enerji verimliliği, tasarım esnekliği sağlanması ile sektör girişimciliğinin tetiklenmesi düşünülmüştür.
Proje, Sürdürülebilir Enerji Etkin Binalar, kısaca SEEB-TR olarak adlandırılan ve 13 ana başlıkta ele alınan Türkiye’ye özgü yeşil bina sertifika sisteminin geliştirilmesine de olanak sağlamıştır. Beş farklı bina fonksiyonunu online sistemde yeşil bina olarak değerlendirebilecek olan SEEB-TR, farklı kişi ve kurumların kullanımına açılarak geri bildirim sağlanmaktadır.
Projenin hazırlanması ve yürütülmesi süresince bizlere her konuda destek olan MSGSÜ Rektörü Prof. Yalçın KARAYAĞIZ’a, Rektör Yardımcısı Prof. Caner KARAVİT’e, Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Güzin KONUK’a, İSTKA temsilcimiz Musa SEÇGİNLİ’ye ve tüm proje ekibine sonsuz teşekkürlerimizi sunarız.
Bu çalışmada Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Fındıklı, Güzel Sanatlar ve Mimarlık Fakült... more Bu çalışmada Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Fındıklı, Güzel Sanatlar ve Mimarlık Fakültesi Binalarının günümüzdeki mevcut halinin, fiziksel çevre faktörleri açısından bir değerlendirilmesi yapılmıştır. Fiziksel çevre faktörleri, birbiri ile etkileşim halinde içi içe geçmiş çok sayıda parametreden oluşan çevre faktörlerinin bir alt kategorisidir ve binada faaliyette bulunan öğrenci ve personelin başta sağlığı olmak üzere verimli çalışabilmesini de bağımsız veya birbiri ile ilişkili bir şekilde etkilemektedir. Çalışma kapsamına fiziksel çevre faktörlerinden en önemli görülen üç tanesi alınmıştır. Ele alınan bu faktörler, görsel konfor (günışığı etkinliği) ısısal konfor ve işitsel konfordur. Bunlardan günışığı etkinliği faktörü, mekanın günışığı aydınlık değerleri ile ilgili olup görsel konforu belirlerken, ısısal etkinlik ve ısısal konfor faktörü mekan içindeki ısıl konfor şartlarını, işitsel etkinlik faktörü ise mekanın akustik konforunu belirler.
Çalışma kapsamında binada reel ölçümler yapılmış ve fiziksel çevre analizlerinin yapılabileceği programlar ile modellenerek karşılaştırılması yapılmıştır. Fiziksel faktörler ve mekân arasındaki bağlantıya her geçen gün mekân kalitesi ve enerji korunumu açısından yeni konular eklenmektedir. İç mekân kalitesi, kullanıcı sağlığı, görsel konfor ve verimlilik, sürdürülebilirlik, ısısal konfor önemli ve birbiriyle ilişkili fiziksel çevre konularıdır.
Tarihi Binalarda Günışığı Kullanımı
Kriterler, Ölçüm ve Modelleme Yöntemleri
Prof. Dr. Hisham... more Tarihi Binalarda Günışığı Kullanımı
Kriterler, Ölçüm ve Modelleme Yöntemleri
Prof. Dr. Hisham Elkadi (Deakin Üniversitesi, Avustralya)
Doç. Dr. Sura Almaiyah (Portsmouth Üniversitesi, İngiltere)
Doç. Dr. Zeynep Aygen (Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Türkiye)
Dr. Ümit Arpacıoğlu (Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Türkiye)
Tüm dinlerde olduğu gibi İslam dininin de kendine özelleşmiş bir ibadet mekânı bulunmaktadır ve b... more Tüm dinlerde olduğu gibi İslam dininin de kendine özelleşmiş bir ibadet mekânı bulunmaktadır ve bu ibadet yapısına cami adı verilmektedir. İlk dönemlerde, tipolojik bir ayrım gözetilmeden tüm İslam ibadet mekânları Cami olarak adlandırılırken, zamanla minberli ve Cuma namazı kılınan mescitlere cami; minberi olmayan daha küçük grupların namaz kıldığı mekânlara ise mescit denilmiştir. İslam dini mekânsal olarak caminin biçimsel tarifini yapmamaktadır. Hatta Hz. Muhammed’in hadislerinden mezarlıklar, pis yerler hariç her yerde ibadetin yapılabileceği anlaşılmaktadır. Kimi zaman kıbleye yönelmiş bir duvar bile cami işlevini yerine getirmeye yeterli olabilmektedir. Bu nedenle, Cami’nin aslında kavram olarak belirli bir mekânı tarif etmediği anlaşılabilir.
Peki neden İslam’da cami bu derece önemlidir? Bu sorunun cevabı, İslam felsefesinin toplumsal yaşayışta yarattığı değişim ile gelen yapısal düzenlemelerde aranabilir. İslam kültüründe cami kavramı sosyal hayatın içinde kendini birçok boyutta hissettiren bir yapıdadır. İslam’da sınıf farkı olmaksızın insanların bir araya gelip ibadet etmeleri, sosyal dayanışmanın oluşmasında önemli bir faktör olmuştur. Bu nedenle İslam dini toplu ibadeti teşvik etmektedir. Süreç içinde camilerin ibadet işlevine yönetim ve bilim-kültür merkezi işlevleri de eklenmiştir. Camilerin bilim ve kültür merkezi olarak da kullanılması İslamiyet’in bilime verdiği önemi vurgulamaktadır. Böylece camiler, ruh ile maddenin bütünleştiği, dini ihtiyaçların ötesinde hayatın içine dahil olan bir işlevsel yapıya kavuşmuşlardır. Sosyal hayattaki yeri ve öneminden dolayı camiler daha sonraları mekânsal ve işlevsel olarak büyüyerek külliye adı verilen yapı gurubunu meydana getirmiştir.
Cami mimarisini doğru bir biçimde analiz edebilmemiz için öncelikle İslam dünyasını ve kültürünü algılamamız gerekmektedir. İslam kültürü içinde birçok medeniyeti, ırkı, farklı iklimi barındıran geniş bir coğrafyaya yayılmıştır. Bu çeşitlilik içinde kendine göre bir dil oluşturan İslam felsefesi tüm bu bölgede özgün bir mimari biçimi de oluşturabilmiştir. Bu dili tanımlamak güç olsa da, en önemli ve özgün ürünleri İslam ibadet mekânlarıdır. İslam mimarisini doğru algılayabilmek, İslam felsefesinin mekânı şekillendirme yöntemlerine ulaşabilmek için coğrafi ve bölgesel kültürden, yerel malzemeden, ırk kavramından bağımsız bakabilmek bir başka değişle soyut bakmak gerekmektedir. Bu gözle bakılıp analitik biçimde incelendiğinde, İslam felsefesinin biçimlendirdiği mimarinin, bölgenin yerel veya ulusal mimarisinin çoğu zaman üst ölçeğinde yer aldığı söylenebilir. Çünkü İslam mimarisi, felsefesinin yayıldığı geniş coğrafya içinde birçok farklı kültürü barındırmakdır. Bununla beraber, ortak bir mimari senteze ise özellikle anıtsal ibadet mekanları sayesinde ulaşılmıştır.
"WORKSHOP 23: GREEN MODEL GREEN FUTURE
protection of traditional architecture is
a real ecolog... more "WORKSHOP 23: GREEN MODEL GREEN FUTURE
protection of traditional architecture is
a real ecological attitude"
Gölpazarı’ının Atıl Kütükleri Sanatla Can Buldu
Gölpazarı 4. Heykel Sempozyumu, Köyünü Yaşat ... more Gölpazarı’ının Atıl Kütükleri Sanatla Can Buldu Gölpazarı 4. Heykel Sempozyumu, Köyünü Yaşat Projesi kapsamında Gölpazarı Belediyesi ve Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Heykel Bölümü ortaklığında 01-15 Eylül 2018 tarihleri arasında Tongurlar Köyünde gerçekleşiyor. Sempozyum kapsamında ilçenin meydanlarının güzelleştirilmesi için birçok heykel yine ilçede bulunan eski ağaç kütükler kullanılarak yeniden hayat buluyor. Daha önceki senelerde bilecik taşını halkın tanıması için taş heykel parkı kuran proje bu sene de yenilenen Tarihi Taşhan’ın çevresini güzelleştiriyor. Kırsal alanların ve özellikle köylerin sorunlarını ve yeniden etkin kullanımını ele alan Köyünü Yaşat projesi kapsamında yürütülen Heykel Sempozyumu; sanatın köylü ve ilçe halkı ile buluşması, mekânsal kalitenin arttırılması amacıyla yapılan birçok faaliyetten birini oluşturmaktadır. Güncel sanatın kırsalda yaşayan insanlar ile olan bağının zayıf kaldığı düşüncesinden yola çıkan proje, insanların yaşamlarına dokunacak sanat eserlerinin bu bağı kuvvetlendireceği savıyla sanata önemli bir yer verilmiştir. Heykeltıraşlar köy içinde işlevsel bir yorum oluşturmaya çalışarak, eserlerini insanların buluşabileceği, oturup dinlenebileceği küçük köy çeşmesi ve meydancıkları olarak düşünmüşlerdir. Bu işlevsellik aynı zamanda ortaya çıkan eserlerin anlaşılabilirliğini kolaylaştırıp insanlar tarafından kabul görmesini sağlamaktadır. İlçe merkezinde de aynı şekilde mekânsal kalitenin artması, insanların sanatla bir arada olabilmeleri amacıyla merkez noktalara kırsal hayatın izlerini taşıyan heykeller hazırlanmıştır. Bu amaçla Gölpazarı İlçesi Işıklar Yapı Ürünleri’in de katkıları ile alanında isim sahibi birçok sanatçıya ev sahipliği yaparak, sanatçılar ile ilçe ve köy halkını buluşturmaktadır. Köy ve ilçe hayatını kısa süre de olsa yaşamaları, kırsal alanlarda tarımla uğraşan insanlarla bir arada ürün vermeleri sempozyuma katılan sanatçıları da memnun etmiştir. Sempozyum Düzenleme Kurulu: Vedat Kazıcı (Gölpazarı Belediye Başkanı) Prof. Fatma Akyürek (MSGSÜ Heykel Bölümü Başkanı) Doç. Bülent Çınar Dr.Öğr.Üyesi Ümit Arpacıoğlu Sempozyuma Katılan Sanatçılar Sanatçılar Bülent Çınar Ümit Arpacıoğlu Büşra Kölmük Mert Çıkılmazkaya Muzaffer Tuncer Aslışah Erden Ahmet Doğan Şirin Gülce Çağın Nihat Sarıibrahimoğlu
Gölpazarı 3. Heykel Sempozyumu, "Kırsal Alanlarda Geleneksel Mimari ile Bütünleşik ve ilişkili
... more Gölpazarı 3. Heykel Sempozyumu, "Kırsal Alanlarda Geleneksel Mimari ile Bütünleşik ve ilişkili Sanat Birikiminin oluşturulması, Sanat ve Zanaatın İşlevsel Çözümler ile Köy Hayatına Kazandırılması” Projesi kapsamında Gölpazarı Belediyesi ve Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Heykel Bölümü ortaklığında Nisan 2017- Eylül 2017 arasında organize edilerek 24 Eylül 2017 tarihinde ilçemizde yapılan kapanış ile tamamlanmıştır. Sempozyum kapsamında ilçenin meydanlarının güzelleştirilmesi için birçok heykel yapılmış ve ilçe halkının beğenisine sunulmuştur. Kırsal alanların ve özellikle köylerin sorunlarını ve yeniden etkin kullanımını ele alan Heykel Sempozyumu; sanatın köylü ve ilçe halkı ile buluşması, mekânsal kalitenin arttırılması amacıyla yapılan birçok faaliyetten birini oluşturmaktadır. Sayın sanatçı, öğretim elemanı ve öğrencilerinizin ilçemiz insanı ile buluşması her geçen gün unutulan kırsal alanlara farklı ve değerli bir bakış oluşturmuştur. Böyle değerli projelerin beşiği olduğu ve ilçemize bu proje ile verdiğiniz katkıdan dolayı başta MSGSÜ Bilimsel Araştırma Birimine, sayın rektör Prof.Yalçın Karayağız, Sayın Genel Sekreter Yar.Doç.Dr. Sezai Makas ve Prof. Fatma Akyürek olmak üzere Sempozyum Düzenleme Kurulu, emeği geçen sanatçı ve öğrencilerimize ilçemiz adına teşekkürlerimizi sunarız. Saygılarımla Sempozyuma Katılan Sanatçılar ve Yapılan İşler : Bülent Çınar “Koza” Ümit Arpacıoğlu “Kadın ve Bereket Çeşmesi” ve “Çağıltı Çeşmesi” Büşra Kölmük “Ahtapot” Mert Çıkılmazkaya “Çiftçi” Mete Özyıldırım “Gaia” Betül Bolat “Ağaç” Elçin Erik “Kuş Çeşmesi” Sempozyum Düzenleme Kurulu: Vedat Kazıcı (Gölpazarı Belediye Başkanı) Prof. Fatma Akyürek (MSGSÜ Heykel Bölümü Başkanı) Doç. Bülent Çınar Yrd. Doç. Dr. Ümit Arpacıoğlu
Gölpazarı 3. Heykel Sempozyumu, "Kırsal Alanlarda Geleneksel Mimari ile Bütünleşik ve ilişkili
... more Gölpazarı 3. Heykel Sempozyumu, "Kırsal Alanlarda Geleneksel Mimari ile Bütünleşik ve ilişkili Sanat Birikiminin oluşturulması, Sanat ve Zanaatın İşlevsel Çözümler ile Köy Hayatına Kazandırılması” Projesi kapsamında Gölpazarı Belediyesi ve Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Heykel Bölümü ortaklığında Nisan 2017- Eylül 2017 arasında organize edilerek 24 Eylül 2017 tarihinde ilçemizde yapılan kapanış ile tamamlanmıştır. Sempozyum kapsamında ilçenin meydanlarının güzelleştirilmesi için birçok heykel yapılmış ve ilçe halkının beğenisine sunulmuştur. Kırsal alanların ve özellikle köylerin sorunlarını ve yeniden etkin kullanımını ele alan Heykel Sempozyumu; sanatın köylü ve ilçe halkı ile buluşması, mekânsal kalitenin arttırılması amacıyla yapılan birçok faaliyetten birini oluşturmaktadır. Sayın sanatçı, öğretim elemanı ve öğrencilerinizin ilçemiz insanı ile buluşması her geçen gün unutulan kırsal alanlara farklı ve değerli bir bakış oluşturmuştur. Böyle değerli projelerin beşiği olduğu ve ilçemize bu proje ile verdiğiniz katkıdan dolayı başta MSGSÜ Bilimsel Araştırma Birimine, sayın rektör Prof.Yalçın Karayağız, Sayın Genel Sekreter Yar.Doç.Dr. Sezai Makas ve Prof. Fatma Akyürek olmak üzere Sempozyum Düzenleme Kurulu, emeği geçen sanatçı ve öğrencilerimize ilçemiz adına teşekkürlerimizi sunarız. Saygılarımla Sempozyuma Katılan Sanatçılar ve Yapılan İşler : Bülent Çınar “Koza” Ümit Arpacıoğlu “Kadın ve Bereket Çeşmesi” ve “Çağıltı Çeşmesi” Büşra Kölmük “Ahtapot” Mert Çıkılmazkaya “Çiftçi” Mete Özyıldırım “Gaia” Betül Bolat “Ağaç” Elçin Erik “Kuş Çeşmesi” Sempozyum Düzenleme Kurulu: Vedat Kazıcı (Gölpazarı Belediye Başkanı) Prof. Fatma Akyürek (MSGSÜ Heykel Bölümü Başkanı) Doç. Bülent Çınar Yrd. Doç. Dr. Ümit Arpacıoğlu
Gölpazarı 2. Heykel Sempozyumu, Köyünü Yaşat Projesi kapsamında Gölpazarı Belediyesi ve
Mimar S... more Gölpazarı 2. Heykel Sempozyumu, Köyünü Yaşat Projesi kapsamında Gölpazarı Belediyesi ve Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Heykel Bölümü ortaklığında düzenlenmiştir. Sempozyum kapsamında ilçenin meydanlarının güzelleştirilmesi için birçok heykel yapılmıştır ve yapılan heykeller Nisan 2016 ayıda proje kapsamında yapılan çağrılar değerlendirilerek ilçeye ait tasarımlar uygulanmış, Ekim 2016 ayında da ilçemizdeki yerlerine yerleştirilerek ilçe halkının beğenisine sunulmuş ve Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde yapılan tören ile sempozyuma katılan sanatçılara plaket ve katılım belgeleri verilmiştir. Bunun yanında projenin devam ettiği Tongurlar Köyü’nde yer alan işlevsel sanat yaklaşımının bir yansıması olarak köy çeşmeleri yapılmıştır. Kırsal alanların ve özellikle köylerin sorunlarını ve yeniden etkin kullanımını ele alan Köyünü Yaşat Projesi kapsamında yürütülen Heykel Sempozyumu; sanatın köylü ve ilçe halkı ile buluşması, mekânsal kalitenin arttırılması amacıyla yapılan birçok faaliyetten birini oluşturmaktadır. Sayın sanatçı, öğretim elemanı ve öğrencilerinizin ilçemiz insanı ile buluşması her geçen gün unutulan kırsal alanlara farklı ve değerli bir bakış oluşturmuştur. Böyle değerli projelerin beşiği olduğu ve ilçemize bu proje ile verdiğiniz katkıdan dolayı başta sayın rektör Prof.Yalçın Karayağız, Sayın Genel Sekreter Yar.Doç.Dr. Sezai Makas ve Prof. Fatma Akyürek olmak üzere Sempozyum Düzenleme Kurulu, emeği geçen sanatçı ve öğrencilerimize ilçemiz adına teşekkürlerimizi sunarız. Saygılarımla
Uploads
Kırsal mimari miras, yüzyıllar boyunca deneyimlenmiş ve yaşamın içinde şekil bulmuş oldukça fazla bilgi birikimini günümüze taşımaktadır. Geleneksel yapılarda gördüğümüz birçok çözümün bugün çağdaş olarak nitelendirdiğimiz yapılarda bulunmamasının sebeplerinden biri ise endüstri devriminden sonra mimarlık alanında yaşanan hızlı gelişmedir. Yüzyıllarca süre gelen bu bilgi birikimini, günümüzde her bilimsel alanda olduğu gibi mimarlık alanında da yeniden keşfetmeye ve tanımlamaya çalışmaktayız.
Bu çalışmaya konu olan Bilecik ilinin Gölpazarı ilçesi tarih öncesi devirlerden itibaren bir yerleşim yeri olmuştur ve bu dönemlere ilişkin Höyükler ilçede hâlâ mevcuttur. Osmanlı Beyliği’nin kurulduğu Söğüt ilçesine de yakın olan ilçe bu dönemde «Göl» adı ile anılmış ve bölge için önemli bir pazar yeri olmuştur; ayrıca İpekyolu ticaret aksında da bir uğrak yeri haline gelmiştir. Osmanlı Devleti’nin kurulması ve merkezinin İstanbul’a taşınması, İpekyolu ticaret aksının da Anadolu’da yön değiştirmesi ile pazar yeri önemini kaybetmiş; ancak ilçe Gölpazarı adıyla anılmaya devam etmiştir.
Erken Osmanlı dönemine tarihlendirilen sivil mimarlık ve anıtsal eserlerin bulunduğu ilçe, yapıların özellikleri, yapım teknikleri, malzeme kullanımları, birbirlerine ve anıtsal yapılara göre konumu ile özgün bir kent dokusuna sahiptir. İlçe ve köylerinde 2013 yılından itibaren Köyünü Yaşat projesi kapsamında belgeleme ve analiz çalışmaları yürütülmektedir. Kerpiç kâgir ve kerpiç hımış tekniğinde inşa edilmiş olan geleneksel yapıların göçlerle terk edildiği dikkat çekmektedir. Geçmiş dönemlerin mimari ve sosyal izlerini taşıyan kırsal mimari mirasımızın yaşatılarak gelecek nesillere aktarmamız önemlidir.
Geleneksel kırsal mimaride iklimden, malzemeden, yapım teknolojisinden gelen birçok özellik keşfedilip, mevcut bilgi birikimimize eklenerek yeni yapılacak mekânlar için daha sağlıklı, daha konforlu ve daha az enerji harcayan, insan ile daha uyumlu bir mimarinin temelleri atılmaya çalışılmalıdır. Kırsal alanlarda bulunan geleneksel mimari bu açıdan oldukça özgün bir bilimsel hafızaya sahiptir. Keşfedilmeyi bekleyen bu mimari özellikler bizim günümüzde sahip olduğumuz yapısal standartları insan, fiziksel çevre ve konfor ilişkisi bakımından geliştirecek özellikler taşımaktadır. Doğanın ve yaşamın özgün çözümlerini tanımlamak, yeni tasarımlar için bir bilgi dağarcığı oluşturmak bugün mimari amaçlarımızdan biri haline gelmiştir.
Mimarlık Bölümü öğrencileri ile birlikte Gölpazarı ilçesinde belgeleme ve yapısal analiz çalışmaları yürütülmüştür. Bu çalışmaya ilişkin görsel ve çizimlerin yer aldığı bu kitapta Gölpazarı örneği üzerinden kırsal alanların koruma sorunları ve günümüz yaşam koşullarına bağlı olarak geleneksel yapıların ve kırsal çevrenin korunması için öneriler değerlendirilmiştir.
Öncelikle bu çalışmada bize sıcak karşılamalarından ve misafirperverliklerinden dolayı Gölpazarı halkına, projenin tüm süreçlerinde desteklerinden dolayı Gölpazarı Belediyesi’ne, çalışmada emek veren tüm öğrencilerimize teşekkürlerimizi sunarız.
Kitabın bölümleri; kentlerin, zaman içerisinde süregelen toplumsal ve kül- türel değerlerini ifade eden kimlikleri üzerinde ele alınan yazılardan oluşmak- tadır. Bu bağlamda özellikle kent bileşenleri ile öğelerine değinerek, kent mo- bilyası tasarımı ile yerleşim merkezlerinin kimlik değerlerinin önemi belirtil- miştir.
Bu noktadan hareketle, büyük bir turizm potansiyeline sahip olan Konya ili için önemli bir kültür turizmi koridoru olan; Sille Yerleşim Bölgesi’nin ticari hayatını, sosyo-kültürel yapısını ve mimari karakterini yansıtan kültür turizmi- ni destekleyeceği düşünülen Hükümet Caddesi pilot alan olarak seçilmiştir.
Kitabın son bölümünde yer alan etkinlikler; ülkemizin hem tarihi hem de gelişen yerleşim yerlerinde yapılabilecek kent mobilyaları tasarımlarına nasıl yaklaşılması gerektiğine dair önemli bir yöntem önerisi sunmaktadır.
Balıkesir kırsalında yapılan bu çalışma geleneksel mimarinin çözümlenerek
kırsal alanın yeniden değerlendirilmesi amacını taşımaktadır. Var olan
geleneksel kırsal mimarinin tanımlanarak mevcut fiziksel çevre özelliklerinin
belirlenmesi bu nedenle büyük öneme sahiptir.
Resim 1 Balıkesir Küçükdere Köyü
Kırsal mimaride, yüzyıllarca yıldır deneyimlenmiş ve yaşamın içinde şekil bulmuş
oldukça fazla bilgi birikimi mevcuttur. Geleneksel yapılarda gördüğümüz
birçok çözümün bugün modern olarak nitelendirdiğimiz yapılarda
bulunmamasının sebeplerinden biri ise endüstri devriminden sonra mimarlık
alanında yaşanan hızlı gelişmedir. Yüzyıllarca süre gelen bu bilgi birikimini,
günümüzde her bilimsel alanda olduğu gibi mimarlık alanında da yeniden
keşfetmeye ve tanımlamaya çalışmaktayız. Doğanın ve yaşamın kendine
özgün çözümlerini tanımlamak, yeni tasarımlar için bir bilgi dağarcığı
oluşturmak bugün amaçlarımızdan biri haline gelmiştir. Geleneksel kırsal
mimaride iklimden, malzemeden, yapım teknolojisinden gelen birçok özellik
keşfedilerek, bugün mevcut bilgi birikimimize eklenerek yeni yapılacak
mekânlar için daha sağlıklı, daha konforlu ve daha az enerji harcayan, insan
ile daha uyumlu bir mimarinin temelleri atılmaktadır. İnsanların yaşadıkları
temel mekanları yine insanların bugün yaşadıkların kompleks mekanlar için
keşfetmek, bu eğilimin bir sonucudur.
2
Şekil 1 Köy evlerinin Ecotect yazılımında modellenmesi
Kırsal alanlarda bulunan geleneksel mimari bu açıdan oldukça özgün bir
bilimsel hafızaya sahiptir. Keşfedilmeyi bekleyen bu mimari özellikler bizim
günümüzde sahip olduğumuz yapısal standartları insan, fiziksel çevre ve konfor
ilişkisi bakımından geliştirecek özellikler taşımaktadır.
Balıkesir kırsalında yapılan bu çalışma fiziksel çevre ile direkt ilişkili olan
geleneksel mimarinin keşfedilmesini amaçladığı ölçüde bu mimarinin
özelliklerinin fark edilerek korunmasını da hedeflemektedir.
Balıkesir ili iklimsel açıdan büyük bir öneme sahiptir. Türkiye’de TS825
Standartına göre 4 iklim çeşidi vardır. Balıkesir bu dört iklim çeşidinin üçünü il
sınırları içinde barındıran iki ilden biridir.
Balıkesir kırsalında belirlenen envanterlerin fiziksel çevre analizleri her ilçenin
kendi iklimsel koşuluna göre hazırlanmıştır. Üç farklı iklimsel bölgede bulunan
envanterlerin fiziksel çevre özellikleri birbirleri ile ilgili bölümlerde karşılaştırılmıştır.
Fiziksel çevre özelliklerinin Balıkesir’in farklı iklimsel bölgelerinde ne derece
değiştiğinin belirlenmesi ve geleneksel mimarinin bulunduğu çevre ile nasıl bir
düzen içinde olduğunun tespit edilmesi farklı iklimsel bölgelerde hazırlanacak
yeni projelerin bulundukları çevreye daha iyi adapte olmalarını sağlayacağı
düşünülmektedir.
Bu nedenle Balıkesir ilinin farklı iklimsel bölgelerinde çalışmalar yapılmış. Her
iklimsel bölgede belirlenen köylerin ve envanterlerin kendi bulundukları iklimsel
şartlara göre fiziksel çevre değerleri tespit edilmiştir.
3
Hazırlanan çalışmanın ilk bölümünde envanterlerin analizlerinin yapıldığı fiziksel
çevre faktörleri tanıtılmaktadır. Fiziksel çevre faktörleri için iklim bölgelerine ve
standartlara göre olması gereken değerler tanımlanmaktadır.
İkinci bölümde Balıkesir iklimi ve iklimsel bölgeleri anlatılmakta, daha sonra bu
iklimsel farklılıklar değerlendirilmektedir. Balıkesir ili Marmara iklimi (Ilımlı nemli),
Ege İklimi (Sıcak Nemli) ve Karasal iklim (Ilımlı Kuru) olan üç bölgeye
ayrılmaktadır.
Üçüncü bölümde kırsal alan da yapılan tespitler sonucunda belirlenmiş
envanterlerin fiziksel çevre analizleri her bir faktör için değerlendirilerek il için
kırsal alan mimarisinin ortalama fiziksel çevre değerleri tespit edilmiştir. Ayrıca
iklimsel farklılığa göre ve malzeme çeşitliliğine göre de analiz sonuçları
yorumlanmıştır.
Dördüncü bölümde ise seçilen 13 köyde belirlenmiş envanterlerin analiz
sonuçları, iklimsel bölgeler ve seçilen köyler başlıkları altında verilmektedir.
Çalışma tasarımcılar için günışığı bazlı bir destek modelini oluşturmayı amaçlamaktadır. Model kapsamında günışığına bağlı tasarın değişkenleri ile günışığı tasarım kriterleri ilişkilendirilmekte olası sorunlara çözüm önerileri için temel rehber oluşturulmaktadır.
Bu nedenle çalışmada günışığı faktörleri tasarımcı için rol gösterici ve sistematik biçimde ele alınarak detaylıca açıklanmaktadır. Böylece mimari tasarımda mimarların bu faktörleri daha erken tasarım evresinde kullanmaları ve içselleştirmeleri hedeflenmektedir.
Oluşturulan model tasarımcının farklı önem derecelerinde bakabildiğini kabul ederek destek sistemini oluşturmaktadır ve adım adım tasarımcının yanında olarak günışığı konusunda tecrübeli tasarımcıların davranış ve çözüm modelini ortaya koymaktadır. Model kapsamında farklı işlevlerin günışığı gereklilikleri de değerlendirilmekte ve sonuçta amaca yönelik aktif günışığı tasarımı çözümü için tasarımcıya yardımcı olacak bir sistem oluşturulmaktadır.
Çalışmanın sınanması bölümünde ise bir okul yapısı seçilerek modelin çalışması sınanmakta olası sorunların çözümleri model tarafından oluşturulmaktadır.
Abstract
Daylight activity in architecture is an important design input that increases the spatial quality and enables the integration of human with nature. With the concept of sustainability, further improvement of spatial comfort conditions has started to be demanded increasingly from designers.
The fact that energy efficiency is also discussed more in design has led to the need for designers to consider these issues earlier in the design phase.
The study aims to create a daylight based support model for designers. Within the scope of the model, daylight design variables and daylight design criteria are correlated and basic guidance is provided for solutions to possible problems.
For this reason, daylight factors are explained in detail in a systematic way. Thus, it is aimed for architects to use these factors in the early design phase and internalize them in architectural design.
The model created constitutes the support system by accepting that the designer can look at different degrees of importance and support by the designer at every stage of the design.
Technical School (ITO) / Istanbul State Engineering and Architecture Academy (İDMMA) Professor Ziya Baban is almost like a flag race, each flag
in the transfer phase run together for a short period of time and revolve to the other In 1974, İDGSA Burden . The story of the academy which continues
until the resignation of Building Material lesson of the Department of Architecture. The last Material Teacher of this period, Prof. Ziya Baban,
not just at the Istanbul Fine Arts Academy, but also he is in Istanbul State Engineering and Architecture Staff at the Academy at Yıldız. However,
a study of a quarter century of Ziya teacher who shared a twenty-five years of his life as a teacher with about forty-five years of teaching.
Keywords: Materials lessons; material teacher; Prof. Ziya Baban.
ÖZ
İstanbul Teknik Okulu (İTO)/İstanbul Devlet Mühendislik Mimarlık Akademisi (İDMMA) hocalarından Prof. Ziya Baban’ın adeta bir bayrak
yarışındaki gibi, her bayrağın devredilme aşamasında kısa bir süre birlikte koşularak ve sonunda devredilerek... 1974 yılında İDGSA Yük.
Mimarlık Bölümü Yapı Malzemesi dersi hocalığından istifa etmesine dek devam eden akademi hikayesi. Bu dönemin son “Malzeme Hocası”,
Prof. Ziya Baban sadece İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi’nde değil, İstanbul Devlet Mühendislik ve Mimarlık Akademisi’nde görevli;
kadrosu Yıldız’da. Ancak, yaklaşık kırk beş yıllık hocalık yaşamının bir yirmi beş yılını Akademi ile de paylaşmış Ziya hocanın çeyrek asırlık
bir dönemini ele alan bir çalışma.
Anahtar sözcükler: Malzeme dersi; mimarlık tarihi; Prof. Ziya Baban.
Reality’ with respect to the concept of dematerialisation. To define what
can be a common expression for all three elements, we must openly look at singular examples; with a perspective independent of geography, culture and time. It is quite difficult to notice and point out how these concepts emerges in spaces. Laying out the different setups and the perceptional differences created within the setup can certainly enable a better definition of the relevant methods. This study evaluates the religious spaces related to the two widespread religions in terms of material use and religious expression; in an attempt to draw attention to the two contemporary concepts we have borrowed from art.
Gerçek ekolojik yaklaşımın sorgulanması ile başlayan süreç sonucunda, mevcut yapı stoğu ve bu stoğun gelecek projeksiyonunun çelişmesi bir model eksikliğini ortaya çıkarmıştır. Daha önceden yapılan kırsal alan çalışmaları, kendi disiplinlerinde başarılı olmuş olsalar dahi bütünleşik bir yaklaşım sunamadıkları için kırsal alanlar için geleceğe yönelik bir çözüm oluşturamamışlardır.
Model; üst ölçek çalışmaları, mimarlık, iç mimarlık, alternatif tarım, alternatif turizm ve sanat gibi pek çok disiplinin içerisinde yer aldığı, her birinin model içerisindeki etkinlik düzeyi kırsal alan değerlerine bağlı olarak değişebilir niteliktedir. Bu değerler ile şekillenebilecek model idari ve teknik altyapısı üzerinde pek çok alandan farklı kişi ve kurumların katılım ve desteği ile yürütülmektedir.
Modelin teknik ayağında, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi öncülüğünde 2015 yılı yaz aylarında öğrenciler, akademisyenler, sanatçılar, meslek profesyonelleri ve destekçiler ile bir pilot uygulama gerçekleştirilmiştir. Pilot uygulama, Bilecik’e bağlı Gölpazarı İlçesi’nde Tongurlar Köyü’nde gerçekleştirilmiş mimarlık, sanat ve alternatif turizm ağırlıklı olarak işletilmeye çalışılmıştır. Önerilen modelin bir kısmını içerse de önerilen model ve pilot uygulama yazıda birlikte ele alınmaktadır.
Kırsal mimaride, yüzyıllar boyunca deneyimlenmiş ve yaşamın içinde şekil bulmuş oldukça fazla bilgi birikimi mevcuttur. Geleneksel yapılarda gördüğümüz birçok çözümün bugün çağdaş olarak nitelendirdiğimiz yapılarda bulunmamasının sebeplerinden biri ise endüstri devriminden sonra mimarlık alanında yaşanan hızlı gelişmedir. Yüzyıllarca süre gelen bu bilgi birikimini, günümüzde her bilimsel alanda olduğu gibi mimarlık alanında da yeniden keşfetmeye ve tanımlamaya çalışmaktayız.
“Köyünü Yaşat Projesi” düşünsel olarak çok yünlü faaliyetlerin köyün özgün değerlerini bozmadan kırsal bölgenin verileri kullanılarak bütünleşik bir projeye dönüştüren değişken bir proje modelidir. Bu model ile ilgili bilimsel çalışmalar yapılmış ve modelin teknik işleyişi, bölgelere göre nasıl farklılaşacağı, köylü ile nasıl ilişkileneceği belirlenerek Bakanlık çalıştaylarında sunulmuştur.
Projenin üç boyutu vardır. Birinci boyut akademisyenlerin ürettikleri düşüncelerin sistematik biçimde derlenmesi ve projede kullanılması. İkinci boyut proje kapsamında kırsal alanda yapılacak faaliyetler. Üçüncü boyut ise yapılan çalışmaların tanıtımının yapılması ve hedef kitleye ulaştırılması.
Daylight and energy are a fundamental input for architectural design. It is vital to have a stock of knowledge that will enhance the bond between daylight and other physical environment data. This study aims to develop a new model of thinking that will bridge the gap between daylight, thermal comfort and energy data and the design process.
The proposed “Design Support Model” is an interactive one; with a primary focus on the uniqueness of each design, especially in terms of the designer inclination. The model first determines the designer’s inclination in issues of physical environment, with the help of the Analytical Hierarchy Process (AHP). Control tables have been developed, for variables of function, climate zone, tendency and the designer inclination, in line with limit values prescribed by the literature and standards. After all physical environment issues are mapped out for each factor concerning the space at hand, the model provides the designer with solution alternatives for the defined problems. A weighted ranking of decisions is obtained, again using the AHP mathematical decision-making method, so that designers can evaluate the proposed solution alternatives and make their own mind for their own design.
"
Kırsal mimari miras, yüzyıllar boyunca deneyimlenmiş ve yaşamın içinde şekil bulmuş oldukça fazla bilgi birikimini günümüze taşımaktadır. Geleneksel yapılarda gördüğümüz birçok çözümün bugün çağdaş olarak nitelendirdiğimiz yapılarda bulunmamasının sebeplerinden biri ise endüstri devriminden sonra mimarlık alanında yaşanan hızlı gelişmedir. Yüzyıllarca süre gelen bu bilgi birikimini, günümüzde her bilimsel alanda olduğu gibi mimarlık alanında da yeniden keşfetmeye ve tanımlamaya çalışmaktayız.
Bu çalışmaya konu olan Bilecik ilinin Gölpazarı ilçesi tarih öncesi devirlerden itibaren bir yerleşim yeri olmuştur ve bu dönemlere ilişkin Höyükler ilçede hâlâ mevcuttur. Osmanlı Beyliği’nin kurulduğu Söğüt ilçesine de yakın olan ilçe bu dönemde «Göl» adı ile anılmış ve bölge için önemli bir pazar yeri olmuştur; ayrıca İpekyolu ticaret aksında da bir uğrak yeri haline gelmiştir. Osmanlı Devleti’nin kurulması ve merkezinin İstanbul’a taşınması, İpekyolu ticaret aksının da Anadolu’da yön değiştirmesi ile pazar yeri önemini kaybetmiş; ancak ilçe Gölpazarı adıyla anılmaya devam etmiştir.
Erken Osmanlı dönemine tarihlendirilen sivil mimarlık ve anıtsal eserlerin bulunduğu ilçe, yapıların özellikleri, yapım teknikleri, malzeme kullanımları, birbirlerine ve anıtsal yapılara göre konumu ile özgün bir kent dokusuna sahiptir. İlçe ve köylerinde 2013 yılından itibaren Köyünü Yaşat projesi kapsamında belgeleme ve analiz çalışmaları yürütülmektedir. Kerpiç kâgir ve kerpiç hımış tekniğinde inşa edilmiş olan geleneksel yapıların göçlerle terk edildiği dikkat çekmektedir. Geçmiş dönemlerin mimari ve sosyal izlerini taşıyan kırsal mimari mirasımızın yaşatılarak gelecek nesillere aktarmamız önemlidir.
Geleneksel kırsal mimaride iklimden, malzemeden, yapım teknolojisinden gelen birçok özellik keşfedilip, mevcut bilgi birikimimize eklenerek yeni yapılacak mekânlar için daha sağlıklı, daha konforlu ve daha az enerji harcayan, insan ile daha uyumlu bir mimarinin temelleri atılmaya çalışılmalıdır. Kırsal alanlarda bulunan geleneksel mimari bu açıdan oldukça özgün bir bilimsel hafızaya sahiptir. Keşfedilmeyi bekleyen bu mimari özellikler bizim günümüzde sahip olduğumuz yapısal standartları insan, fiziksel çevre ve konfor ilişkisi bakımından geliştirecek özellikler taşımaktadır. Doğanın ve yaşamın özgün çözümlerini tanımlamak, yeni tasarımlar için bir bilgi dağarcığı oluşturmak bugün mimari amaçlarımızdan biri haline gelmiştir.
Mimarlık Bölümü öğrencileri ile birlikte Gölpazarı ilçesinde belgeleme ve yapısal analiz çalışmaları yürütülmüştür. Bu çalışmaya ilişkin görsel ve çizimlerin yer aldığı bu kitapta Gölpazarı örneği üzerinden kırsal alanların koruma sorunları ve günümüz yaşam koşullarına bağlı olarak geleneksel yapıların ve kırsal çevrenin korunması için öneriler değerlendirilmiştir.
Öncelikle bu çalışmada bize sıcak karşılamalarından ve misafirperverliklerinden dolayı Gölpazarı halkına, projenin tüm süreçlerinde desteklerinden dolayı Gölpazarı Belediyesi’ne, çalışmada emek veren tüm öğrencilerimize teşekkürlerimizi sunarız.
Kitabın bölümleri; kentlerin, zaman içerisinde süregelen toplumsal ve kül- türel değerlerini ifade eden kimlikleri üzerinde ele alınan yazılardan oluşmak- tadır. Bu bağlamda özellikle kent bileşenleri ile öğelerine değinerek, kent mo- bilyası tasarımı ile yerleşim merkezlerinin kimlik değerlerinin önemi belirtil- miştir.
Bu noktadan hareketle, büyük bir turizm potansiyeline sahip olan Konya ili için önemli bir kültür turizmi koridoru olan; Sille Yerleşim Bölgesi’nin ticari hayatını, sosyo-kültürel yapısını ve mimari karakterini yansıtan kültür turizmi- ni destekleyeceği düşünülen Hükümet Caddesi pilot alan olarak seçilmiştir.
Kitabın son bölümünde yer alan etkinlikler; ülkemizin hem tarihi hem de gelişen yerleşim yerlerinde yapılabilecek kent mobilyaları tasarımlarına nasıl yaklaşılması gerektiğine dair önemli bir yöntem önerisi sunmaktadır.
Balıkesir kırsalında yapılan bu çalışma geleneksel mimarinin çözümlenerek
kırsal alanın yeniden değerlendirilmesi amacını taşımaktadır. Var olan
geleneksel kırsal mimarinin tanımlanarak mevcut fiziksel çevre özelliklerinin
belirlenmesi bu nedenle büyük öneme sahiptir.
Resim 1 Balıkesir Küçükdere Köyü
Kırsal mimaride, yüzyıllarca yıldır deneyimlenmiş ve yaşamın içinde şekil bulmuş
oldukça fazla bilgi birikimi mevcuttur. Geleneksel yapılarda gördüğümüz
birçok çözümün bugün modern olarak nitelendirdiğimiz yapılarda
bulunmamasının sebeplerinden biri ise endüstri devriminden sonra mimarlık
alanında yaşanan hızlı gelişmedir. Yüzyıllarca süre gelen bu bilgi birikimini,
günümüzde her bilimsel alanda olduğu gibi mimarlık alanında da yeniden
keşfetmeye ve tanımlamaya çalışmaktayız. Doğanın ve yaşamın kendine
özgün çözümlerini tanımlamak, yeni tasarımlar için bir bilgi dağarcığı
oluşturmak bugün amaçlarımızdan biri haline gelmiştir. Geleneksel kırsal
mimaride iklimden, malzemeden, yapım teknolojisinden gelen birçok özellik
keşfedilerek, bugün mevcut bilgi birikimimize eklenerek yeni yapılacak
mekânlar için daha sağlıklı, daha konforlu ve daha az enerji harcayan, insan
ile daha uyumlu bir mimarinin temelleri atılmaktadır. İnsanların yaşadıkları
temel mekanları yine insanların bugün yaşadıkların kompleks mekanlar için
keşfetmek, bu eğilimin bir sonucudur.
2
Şekil 1 Köy evlerinin Ecotect yazılımında modellenmesi
Kırsal alanlarda bulunan geleneksel mimari bu açıdan oldukça özgün bir
bilimsel hafızaya sahiptir. Keşfedilmeyi bekleyen bu mimari özellikler bizim
günümüzde sahip olduğumuz yapısal standartları insan, fiziksel çevre ve konfor
ilişkisi bakımından geliştirecek özellikler taşımaktadır.
Balıkesir kırsalında yapılan bu çalışma fiziksel çevre ile direkt ilişkili olan
geleneksel mimarinin keşfedilmesini amaçladığı ölçüde bu mimarinin
özelliklerinin fark edilerek korunmasını da hedeflemektedir.
Balıkesir ili iklimsel açıdan büyük bir öneme sahiptir. Türkiye’de TS825
Standartına göre 4 iklim çeşidi vardır. Balıkesir bu dört iklim çeşidinin üçünü il
sınırları içinde barındıran iki ilden biridir.
Balıkesir kırsalında belirlenen envanterlerin fiziksel çevre analizleri her ilçenin
kendi iklimsel koşuluna göre hazırlanmıştır. Üç farklı iklimsel bölgede bulunan
envanterlerin fiziksel çevre özellikleri birbirleri ile ilgili bölümlerde karşılaştırılmıştır.
Fiziksel çevre özelliklerinin Balıkesir’in farklı iklimsel bölgelerinde ne derece
değiştiğinin belirlenmesi ve geleneksel mimarinin bulunduğu çevre ile nasıl bir
düzen içinde olduğunun tespit edilmesi farklı iklimsel bölgelerde hazırlanacak
yeni projelerin bulundukları çevreye daha iyi adapte olmalarını sağlayacağı
düşünülmektedir.
Bu nedenle Balıkesir ilinin farklı iklimsel bölgelerinde çalışmalar yapılmış. Her
iklimsel bölgede belirlenen köylerin ve envanterlerin kendi bulundukları iklimsel
şartlara göre fiziksel çevre değerleri tespit edilmiştir.
3
Hazırlanan çalışmanın ilk bölümünde envanterlerin analizlerinin yapıldığı fiziksel
çevre faktörleri tanıtılmaktadır. Fiziksel çevre faktörleri için iklim bölgelerine ve
standartlara göre olması gereken değerler tanımlanmaktadır.
İkinci bölümde Balıkesir iklimi ve iklimsel bölgeleri anlatılmakta, daha sonra bu
iklimsel farklılıklar değerlendirilmektedir. Balıkesir ili Marmara iklimi (Ilımlı nemli),
Ege İklimi (Sıcak Nemli) ve Karasal iklim (Ilımlı Kuru) olan üç bölgeye
ayrılmaktadır.
Üçüncü bölümde kırsal alan da yapılan tespitler sonucunda belirlenmiş
envanterlerin fiziksel çevre analizleri her bir faktör için değerlendirilerek il için
kırsal alan mimarisinin ortalama fiziksel çevre değerleri tespit edilmiştir. Ayrıca
iklimsel farklılığa göre ve malzeme çeşitliliğine göre de analiz sonuçları
yorumlanmıştır.
Dördüncü bölümde ise seçilen 13 köyde belirlenmiş envanterlerin analiz
sonuçları, iklimsel bölgeler ve seçilen köyler başlıkları altında verilmektedir.
Çalışma tasarımcılar için günışığı bazlı bir destek modelini oluşturmayı amaçlamaktadır. Model kapsamında günışığına bağlı tasarın değişkenleri ile günışığı tasarım kriterleri ilişkilendirilmekte olası sorunlara çözüm önerileri için temel rehber oluşturulmaktadır.
Bu nedenle çalışmada günışığı faktörleri tasarımcı için rol gösterici ve sistematik biçimde ele alınarak detaylıca açıklanmaktadır. Böylece mimari tasarımda mimarların bu faktörleri daha erken tasarım evresinde kullanmaları ve içselleştirmeleri hedeflenmektedir.
Oluşturulan model tasarımcının farklı önem derecelerinde bakabildiğini kabul ederek destek sistemini oluşturmaktadır ve adım adım tasarımcının yanında olarak günışığı konusunda tecrübeli tasarımcıların davranış ve çözüm modelini ortaya koymaktadır. Model kapsamında farklı işlevlerin günışığı gereklilikleri de değerlendirilmekte ve sonuçta amaca yönelik aktif günışığı tasarımı çözümü için tasarımcıya yardımcı olacak bir sistem oluşturulmaktadır.
Çalışmanın sınanması bölümünde ise bir okul yapısı seçilerek modelin çalışması sınanmakta olası sorunların çözümleri model tarafından oluşturulmaktadır.
Abstract
Daylight activity in architecture is an important design input that increases the spatial quality and enables the integration of human with nature. With the concept of sustainability, further improvement of spatial comfort conditions has started to be demanded increasingly from designers.
The fact that energy efficiency is also discussed more in design has led to the need for designers to consider these issues earlier in the design phase.
The study aims to create a daylight based support model for designers. Within the scope of the model, daylight design variables and daylight design criteria are correlated and basic guidance is provided for solutions to possible problems.
For this reason, daylight factors are explained in detail in a systematic way. Thus, it is aimed for architects to use these factors in the early design phase and internalize them in architectural design.
The model created constitutes the support system by accepting that the designer can look at different degrees of importance and support by the designer at every stage of the design.
Technical School (ITO) / Istanbul State Engineering and Architecture Academy (İDMMA) Professor Ziya Baban is almost like a flag race, each flag
in the transfer phase run together for a short period of time and revolve to the other In 1974, İDGSA Burden . The story of the academy which continues
until the resignation of Building Material lesson of the Department of Architecture. The last Material Teacher of this period, Prof. Ziya Baban,
not just at the Istanbul Fine Arts Academy, but also he is in Istanbul State Engineering and Architecture Staff at the Academy at Yıldız. However,
a study of a quarter century of Ziya teacher who shared a twenty-five years of his life as a teacher with about forty-five years of teaching.
Keywords: Materials lessons; material teacher; Prof. Ziya Baban.
ÖZ
İstanbul Teknik Okulu (İTO)/İstanbul Devlet Mühendislik Mimarlık Akademisi (İDMMA) hocalarından Prof. Ziya Baban’ın adeta bir bayrak
yarışındaki gibi, her bayrağın devredilme aşamasında kısa bir süre birlikte koşularak ve sonunda devredilerek... 1974 yılında İDGSA Yük.
Mimarlık Bölümü Yapı Malzemesi dersi hocalığından istifa etmesine dek devam eden akademi hikayesi. Bu dönemin son “Malzeme Hocası”,
Prof. Ziya Baban sadece İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi’nde değil, İstanbul Devlet Mühendislik ve Mimarlık Akademisi’nde görevli;
kadrosu Yıldız’da. Ancak, yaklaşık kırk beş yıllık hocalık yaşamının bir yirmi beş yılını Akademi ile de paylaşmış Ziya hocanın çeyrek asırlık
bir dönemini ele alan bir çalışma.
Anahtar sözcükler: Malzeme dersi; mimarlık tarihi; Prof. Ziya Baban.
Reality’ with respect to the concept of dematerialisation. To define what
can be a common expression for all three elements, we must openly look at singular examples; with a perspective independent of geography, culture and time. It is quite difficult to notice and point out how these concepts emerges in spaces. Laying out the different setups and the perceptional differences created within the setup can certainly enable a better definition of the relevant methods. This study evaluates the religious spaces related to the two widespread religions in terms of material use and religious expression; in an attempt to draw attention to the two contemporary concepts we have borrowed from art.
Gerçek ekolojik yaklaşımın sorgulanması ile başlayan süreç sonucunda, mevcut yapı stoğu ve bu stoğun gelecek projeksiyonunun çelişmesi bir model eksikliğini ortaya çıkarmıştır. Daha önceden yapılan kırsal alan çalışmaları, kendi disiplinlerinde başarılı olmuş olsalar dahi bütünleşik bir yaklaşım sunamadıkları için kırsal alanlar için geleceğe yönelik bir çözüm oluşturamamışlardır.
Model; üst ölçek çalışmaları, mimarlık, iç mimarlık, alternatif tarım, alternatif turizm ve sanat gibi pek çok disiplinin içerisinde yer aldığı, her birinin model içerisindeki etkinlik düzeyi kırsal alan değerlerine bağlı olarak değişebilir niteliktedir. Bu değerler ile şekillenebilecek model idari ve teknik altyapısı üzerinde pek çok alandan farklı kişi ve kurumların katılım ve desteği ile yürütülmektedir.
Modelin teknik ayağında, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi öncülüğünde 2015 yılı yaz aylarında öğrenciler, akademisyenler, sanatçılar, meslek profesyonelleri ve destekçiler ile bir pilot uygulama gerçekleştirilmiştir. Pilot uygulama, Bilecik’e bağlı Gölpazarı İlçesi’nde Tongurlar Köyü’nde gerçekleştirilmiş mimarlık, sanat ve alternatif turizm ağırlıklı olarak işletilmeye çalışılmıştır. Önerilen modelin bir kısmını içerse de önerilen model ve pilot uygulama yazıda birlikte ele alınmaktadır.
Kırsal mimaride, yüzyıllar boyunca deneyimlenmiş ve yaşamın içinde şekil bulmuş oldukça fazla bilgi birikimi mevcuttur. Geleneksel yapılarda gördüğümüz birçok çözümün bugün çağdaş olarak nitelendirdiğimiz yapılarda bulunmamasının sebeplerinden biri ise endüstri devriminden sonra mimarlık alanında yaşanan hızlı gelişmedir. Yüzyıllarca süre gelen bu bilgi birikimini, günümüzde her bilimsel alanda olduğu gibi mimarlık alanında da yeniden keşfetmeye ve tanımlamaya çalışmaktayız.
“Köyünü Yaşat Projesi” düşünsel olarak çok yünlü faaliyetlerin köyün özgün değerlerini bozmadan kırsal bölgenin verileri kullanılarak bütünleşik bir projeye dönüştüren değişken bir proje modelidir. Bu model ile ilgili bilimsel çalışmalar yapılmış ve modelin teknik işleyişi, bölgelere göre nasıl farklılaşacağı, köylü ile nasıl ilişkileneceği belirlenerek Bakanlık çalıştaylarında sunulmuştur.
Projenin üç boyutu vardır. Birinci boyut akademisyenlerin ürettikleri düşüncelerin sistematik biçimde derlenmesi ve projede kullanılması. İkinci boyut proje kapsamında kırsal alanda yapılacak faaliyetler. Üçüncü boyut ise yapılan çalışmaların tanıtımının yapılması ve hedef kitleye ulaştırılması.
Daylight and energy are a fundamental input for architectural design. It is vital to have a stock of knowledge that will enhance the bond between daylight and other physical environment data. This study aims to develop a new model of thinking that will bridge the gap between daylight, thermal comfort and energy data and the design process.
The proposed “Design Support Model” is an interactive one; with a primary focus on the uniqueness of each design, especially in terms of the designer inclination. The model first determines the designer’s inclination in issues of physical environment, with the help of the Analytical Hierarchy Process (AHP). Control tables have been developed, for variables of function, climate zone, tendency and the designer inclination, in line with limit values prescribed by the literature and standards. After all physical environment issues are mapped out for each factor concerning the space at hand, the model provides the designer with solution alternatives for the defined problems. A weighted ranking of decisions is obtained, again using the AHP mathematical decision-making method, so that designers can evaluate the proposed solution alternatives and make their own mind for their own design.
"
Türkiye kırsal alan yapım sistemleri açısından, iklim bölgeleri, jeolojik özellikleri ve kültürü ile oldukça zengin bir yapıya sahiptir. Ancak, son dönemlerde köyden kente göç faaliyetlerinin artması bu alanların giderek atıl kalmasına neden olmaktadır. Türkiye genelinde bu süreç, mevcut kırsal konutların gerektiği şekilde bakım ve onarımın yapılmaması, sonrasında terk edilmesi ve yıkılması ile sonuçlanmaktadır. Yeni inşa edilen yapılarda ise büyük oranda betonarme sistem kullanılmaktadır. Kırsal alan mimarisinin korunması ve geleneksel kültürümüzün sürekliliği açısından olumlu olmayan bu durum ayrıca geleneksel yapım sitemlerinin deprem karşısında daha dayanıksız olduğu yönünde kamuoyunda güvensizlik oluşturmakta ve kırsal bölgelerin korunabilirliği için yapılacak çalışmalara engel oluşturmaktadır.
Türkiye’de kırsal alanda gözlenen yapım sistemleri; yığma, iskelet ve karma sistemlerdir. Kerpiç dolgulu ahşap taşıyıcılı yapım sistemi Anadolu’da yaygın olarak kullanılan ve halen kullanılmaya devam eden yapım sistemlerinden biridir. Bu sistemin yapısal ve fiziksel çevre değerleri bakımından değerlendirilmesi, sistemin korunması açısından önemlidir.
Çalışma, evlerinde genellikle ahşap taşıyıcılı ve kerpiç dolgu sistemi kullanılan örnek bir köyde yapılan alan çalışmalarını ve daha sonra yapılan analiz çalışmalarını kapsamaktadır. Referans alınan evlerde analiz çalışmaları yapıldıktan sonra karşılaştırmalı değerlendirmeler yapılmıştır. Böylece bölgede yoğun kullanıma sahip bu yapım sistemi günümüz gereklilikleri açısından değerlendirilebilecek, gelişime açık yönleri belirlenecek ve geliştirilmesi mümkün olacaktır.
Anahtar Kelimeler: Kırsal Sürdürülebilirlik, Kerpiç, Geleneksel Yapım, Enerji Verimliliği
The Evaluation of an Adobe Architecture Example Village in Middle Anatolia in terms of Architectural and Environmental Values
Abstract
Local architectural structures are formed as the result of knowledge and experience of years. In the development of these structures, the architectural identity of each region was formed with the topography, climate and geological characteristics in addition to the tradition and culture. As this identity may offer us traces of the past, it is also required to transfer the cultural richness of the past to the future generations and let them experience it.
In terms of rural production systems, Turkey has a very rich structure according to its climate zones, geological characteristics and culture. However, the increase of rural-urban migration today causes more of these areas to remain idle. This situation results in abandonment of the existing rural housing across the Turkey, fail in their maintenance and repair which leads to destruction. Thus, in the newly built structures reinforced concrete system is usually used. This is not positive in terms of preservation of the rural architecture and the continuity of our traditional culture. In addition to that it creates insecurity among the public towards the earthquake resistance of traditional construction systems and hinders the work to be done for the preservation of these areas.
Construction systems observed in the rural areas in Turkey are masonry, timber-framework and hybrid systems. Adobe filled timber framework construction system is one of the widely used construction systems in Anatolia. The evaluation of this system in terms of structural and physical environmental values is important for the protection of the system.
The study covers field studies and subsequent analyses in an example village which generally consists of timber frame and adobe filled system used houses. After the analyses performed on the reference houses, comparative evaluations were made. By this way this construction system can be evaluated in terms of today’s needs, its open aspects to development can be determined and it will be able to develop the system which has an intensive use in the area.
Key Words: Rural Sustainability, Adobe, Traditional Construction, Energy Efficiency
Bu çalışmada Çiftesaray binasının bir eğitim binasına dönüştürülme projesi ve günümüzdeki alan kullanımlarına bağlı olarak, fiziksel çevre faktörlerinden günışığı açısından bir değerlendirilmesi yapılmıştır. Günışığı faktörü binada faaliyette bulunan öğrenci ve personelin başta sağlığı olmak üzere verimli çalışabilmesini de doğrudan veya ilişkili bir şekilde etkilemektedir. Günışığı etkinliği, mekanın günışığı aydınlık değerleri ile ilgili olup görsel konforu belirlemektedir.
Binaların iç mekanında zaman içinde ihtiyaç ve/veya farklı kullanımlara yönelik olarak gerçekleştirilen değişikliklerin mekânsal etkilerinin yanı sıra görsel konfor açısından ele alınması çalışmanın amacını oluşturmaktadır. Sedad Hakkı Eldem mimarisinde özellikle büyük boyutlu kamusal binaların iç mekan çözümleme dili olarak yorumlanabilecek ortak alanlar, aydınlık avluları ve çatı fenerlerine sahip olan binaların günışığı ile ilişkilerinin araştırılması amacıyla çalışma kapsamında fiziksel çevre analizlerinin yapılabileceği programlar ile modellenerek karşılaştırılması hedeflenmiştir.
Evaluating Munire Sultan Complex of Fındıklı Twin Palaces from the View of the Daylight Use
Abstract
Cemile and Munire Sultans twin palaces was build for Sultan Abdulmecid’s daughters as twin palaces at 1860 in Fındıklı. Cemile Sultan’s palace is used by Faculty of Arts and also Münire Sultan’s Palace used by Faculty of Architecture today.
In this study, the daylight of the building is evaluated by physical environmental factors depending on the space use and also its conversion to an educational use. Daylight factor affects especially the health of students and staff in the building and also their effective working environment directly. Daylight efficiency is related to the space luminous daylight values that determine the visual comfort.
Aim of this study is to produce discussible values in terms of visual comfort also changing space in time or different use in time depends on changing needs which impact of the spatial character of building. In this scope of the study to investigate the relationship daylight factors in S. H. Eldem’s Architecture, especially of large public buildings which have common areas inside, the luminous courtyard and skylights, is modeled with programs aimed to compare the physical and environmental analyzes can be done.
Anadolu kırsalı için iklim koşullarına, sosyolojik, kültürel ve yapısal farklılıklara göre değişebilen bir modele ihtiyaç vardır. Bu değişkenlik, modelin kurgusu ve ana yapısında olmayıp modelin içerisinde yer alan projenin eğilimine göre ve aynı zamanda yöreye ve yerel kaynaklara göre farklılaşacak faaliyetlerden ileri gelmektedir. Bu model ilkesel olarak aynı kalacak finans kısmı, işleyiş yapısı ve bölgenin ihtiyaçlarına cevap verecek değişken yapıdaki faaliyetlerle birlikte bütünleşik bir model olarak, Anadolu'nun faklı bölgelerinde aynı sistematik içerisinde ilgili Bakanlık ve Üniversitelerin liderliğinde işleyecektir.
Bu çalışmada, yukarıda tanımlandığı gibi bir model önerisi getirilmeye çalışılmıştır. Bu model, içerisinde yer alan projelerle ilgili faaliyetler tamamlanıp başarı örnekleri ortaya konduktan sonra, köylerin ve yerel yönetimlerin dahil olmasıyla kendi kendine işleyen ve sürekli gelişen bir model olarak tasarlanmış ve bu doğrultuda bir model işleyiş şeması çıkartılmıştır.
A multi-disciplinary environment including designer, restoration advisor and building physics advisor is required in order to find the optimal solution which none of the participants can’t on their own. When this multidisciplinary environment is created it’s possible to get refined result contributing to the buildings values.
This presentation will explain the method of analysis and decisions concluded from the results concerning building physics energy conservation and contributing to the buildings sustainability and ultimately its conservation.
Ecotect software environment was used in order to evaluate the decisions regarding energy conservation and building physics. Divanhane building was modeled in computer environment then environmental attributes were added.
mechanical strength. Susceptibility to damage under high temperatures depends mostly on the
properties of the matrix and the dispersed phase of the material. Because cellular gas concrete has very
fine aggregate admixtures, evaluating its response to high temperatures requires testing the material as
a whole, rather than considering the phases separately.
In the case of fire damage, tests generally can be done on specimens taken from the affected areas. In
addition, ultrasound velocity test is often used to evaluate the degree of damage indirectly. In this
experimental research, the change of mechanical properties such as compressive strength and splitting
tensile strength according to high temperature has been examined by ultrasound velocity. In these
tests, the applied temperature changes from 100°C to 965°C and the results of these changes were
determined.
As a result, this paper tries to find out if there is a meaningful relationship between the mechanical
properties of the material under high temperature and if testing the material with ultrasound velocity is
an efficient and adequate option in order to examine and determine the damage occurs in the material
after exposure to temperatures from 100°C to 965°C. In this context the relationship between each
property such as compressive, flexural, splitting tensile strength and ultrasound velocity was
determined. Under these observations it was tested that if there is meaningful correlation between
these properties and ultrasound velocity.
2018 Türkiye Şehir Ödülleri Yaşayan Şehirler Platformu tarafından 19 Temmuz 2018 tarihinde Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın destekleri ile verildi. Bilim Işığı Temalı Akademik Ödüller kategorisinde “En İyi Proje” Ödülüne “Köyünü Yaşat” Projesi layık görüldü. 2015 yılından itibaren birçok alt projenin bütünleşmesi ile oluşan Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi yürütücülüğünde, Gölpazarı Belediyesi, Işıklar Yapı Ürünleri Ortaklığında yürütülen proje, mevcut kırsal alanların yeniden değerlendirilmesi hususunu yalnızca mimari değil birçok sanat dalı ile bütünleşik bir şekilde örnek teşkil edecek bir uygulama gerçekleştiriyor. Bu bağlamda öğrenciler köyde bulundukları sürede birçok farklı deneyim kazanmakta, farklılıklarını da köye yansıtarak hem köylüye hem de ilçedeki insanların hayatına dokunmaktalar. Öğrenciler gerçek bir inşaatın içinde, akademisyenler ve ustalarla birlikte teorik ve pratik bilgileri harmanlayarak uygulamakta, gelecekte yönetici konumunda bulunacakları bu ortamda en temelden başlayarak meslek hayatlarında deneyim kazanıyorlar. Ayrıca gün içindeki şantiye saatlerinin ardından ilçede insanların ihtiyaçları doğrultusunda belirlenen konular hakkında projeler tasarlayıp, kırsal alanların gelişmesi için çalışıyorlar. Köyünü Yaşat Projesi yaz atölyeleri ile gerçekleştirilen pilot uygulamanın ileride kırsal alanların yeniden düzenlenmesi ve rehabilitasyonu konularında örnek teşkil etmesi amaçlanmaktadır. Proje daha önce de “2016 Genç Türkiye Zirvesi”de akademi ödülleri kategorisinde Kültürel Zenginlikleri Yaşatma Projesi Ödülü kazanmıştı.
Proje Yürütücüleri
Dr.Öğr.Üyesi Ümit Arpacıoğlu (MSGSÜ, Proje Koordinatörü)
Doç. Bülent Çınar (MSGSÜ, Proje Sanat Koordinatörü)
Prof. Dr. Mustafa Özgünler (MSGSÜ)
Proje Ekibi
Doç.Dr. Seden Özgünler (İTÜ)
Doç.Dr. Şebnem Ertaş (KTÜ)
Dr.Öğr.Üyesi Gülçin Kahraman (İZU)
Vedat Kazıcı (Gölpazarı Belediye Başkanı, Proje Ortağı)
Özgür Uzelturk (Işıklar Yapı Ürünleri Genel Müd. , Proje Ortağı)
www.koyunuyasat.com
https://www.facebook.com/koyunu.yasat/
As design processes become more and more complex, the expectations architects face become greater and greater. In meeting these expectations and creating high quality spaces, the extent of the architect’ knowledge and how they apply this knowledge to their design are obviously important factors.
Daylight is a fundamental element in architecture, therefore must be used effectively. Architects must develop a stock of knowledge that will allow them to understand the link between the data on daylight and environment.
In today’s design, the daylight factors that derive from the daylight-space relation are only partially considered as design elements. This leads to a decrease in total quality and to considerable losses in terms of finance, labor power and motivation. The structure must interact with the environment and the corresponding data must be organized in a manner that will increase the quality of life. Today the relevant process takes place only after, or in the late stages of design, and this produces unsatisfactory results for architects.
If the factors of daylight and environment are to be included in the design process at an early stage, then the quality of the space is certain to increase, with long term benefits like saving money and time. This study aims to develop a model of thought that takes into account all these factors and that provides their link to the design process.
The first part of the study discusses the problems concerning daylight, the designer and the design process.
In the second part, the environment data pertaining to daylight and architectural design are elaborated under the sections, “Daylight and Architectural Design”, “Thermal Comfort and Architectural Design”, “Energy and Architectural Design”. Furthermore, the decision-making techniques used in the “Design Support Model” and the concept of model are defined in this part.
In the third part the “Design Support Model” is constructed with the definiton of its hypotheses and detailed descriptions of the stages of the model. Explanation of how the model will mediate an interaction between the designer and all the daylight-related environment parameters are also included in this part. The model presupposes that each design is unique and that for each space the environment design tendencies will be different; therefore the AHP (Analytical Hierarchy Process) is used to identify the designer’s tendency.
The designer’s tendency is used as a tool to identify the environment data and the problems to be resolved. In order to identify the environment problems pertaining to a particular space, control charts have been developed, with the variables of function, climate, orientation and the designer’s tendency. The limits prescribed by the corresponding literature and by the general standards have been considered in the development of the control charts. For each factor of the space, the daylight and environment analyses have been made to come up with a model, which provides the designer with alternative solutions to the identified problems. The alternative solutions are determined in interaction with the designer. In order for the designer to evaluate these alternative solutions, the AHP method for mathematical decision-making is used, and the relative weights of decision criteria related to problems is formed.
In the fourth part, the implementation of the proposed approach is questioned. Therefore, all stages of the model – which helps the designer make a decision – are tested, using a demonstration with two hypotheses.
The fifth part includes reviews of the decision-making model, with suggestions for implementing the approach more easily and effectively. The results of the study are explained and propositions are mad efor future research.
Özet
Günümüzde tasarım süreci her geçen gün daha fazla karmaşıklaşmakta ve mekânı oluşturan, tasarlayan mimarlardan beklentiler artmaktadır. Mimarların bu beklentilere cevap verebilmeleri ve nitelikli mekânlar oluştura bilmeleri elbette ki bilgi dağarcıklarının artması ve bu bilgileri tasarım sürecine dâhil etmeleri ile olmaktadır.
Günışığı mimarlığın temel girdilerinden birisidir. Bu nedenle tasarımda günışığının etkin kullanması önemlidir. Günışığı ile diğer fiziksel çevre verileri arasındaki bağı kuracak ve güçlendirecek, tasarımcıya destek olacak bilgi dağarcığının oluşması gerekmektedir.
Günümüzde yaşadığımız ve tasarladığımız mekânlarda, günışığı faktörü tasarım girdisi olarak yeterince tasarım sürecine dâhil olamamakta, bu nedenle toplam kalitenin düşmesine ve beraberinde ciddi maddi, iş gücü, motivasyon kayıplarına neden olmaktadır. Yapı için özellikle fiziksel çevre ile etkileşiminin sağlanması ve çevresel verilerin tasarım sürecinde yaşamsal kaliteyi arttıracak şekilde düzenlenmesi gerekmektedir. Günümüzde tasarımdan sonra ya da tasarım evresinin geç dönemlerinde dâhil edilmeye çalışılan ve yalnızca gerekliliklerin sağlanması ile sonuçlanan süreç, mimarlar için tatminkâr ürünler ile sonuçlanmamaktadır.
Günışığı ve diğer fiziksel çevre değerlerlerine mimarların hâkim olmamaları ya da içselleştirememeleri ve bu alandaki çalışmaların sınırlı olması, tasarım evresini destekleyecek yönlendirici bir tasarım destek sistemine ihtiyaçlarına neden olmaktadır.
Erken tasarım evresinde günışığı ve fiziksel çevre değerlerini tasarım sürecine dâhil edecek bir sistem oluşturulduğu takdirde maliyet ve zamandan tasarruf sağlandığı gibi mekân kalitesinin de artacağı kesindir.
Çalışmada, yukarıda belirtilen hedefleri sağlamaya çalışan ve tasarım süreçlerinde kullanılabilecek olan günışığı ile fiziksel çevre konularının mekân ve tasarımla ilişkisini kuran, bir düşünce modeli geliştirilmesi hedeflenmektedir.
Çalışmanın Birinci Bölümü’nde günışığı, tasarımcı ve tasarım süreci ile ilgili problemler tanımlanmakta, bu problemlerin çözümü olarak düşünülen çalışma amaçları belirtilmiştir.
İkinci Bölüm’de günışığı, günışığı ile ilişkili fiziksel çevre değerleri ve mimari tasarım ile ilgili çalışmalar “Günışığı ve Mimari Tasarım”, “Isısal Konfor ve Mimari Tasarım”, “Enerji ve Mimari Tasarım” başlıkları altında incelenmiştir. Ayrıca oluşturulan “Tasarım Destek Modeli”nde kullanılan karar verme teknikleri ve model kavramı açıklanmıştır.
Üçüncü Bölüm’de oluşturulan “Tasarım Destek Modeli”nin hipotezleri ve kurgusu açıklandıktan sonra modelin kendi içindeki aşamaları detaylıca açıklanarak, günışığı ve günışığı ile bütünleşik diğer fiziksel çevre parametrelerinin tasarımcı ile model aracıyla nasıl etkileşeceği anlatılmıştır. Oluşturulan modelde tasarımcının her mekân tasarımı ya da proje için fiziksel çevre eğiliminin farklı olacağı kabulü yapılmakta ve Analitik Hiyerarşi Yöntemi (AHP) (Analytic Hierarchy Process) kullanarak tasarımcının eğilimi tasarımcı ile etkileşimli olarak belirlenmektedir. Tasarımcı eğilimi, mekânın fiziksel çevre değerlerini belirlemede ve çözümlenecek sorunların saptanmasında kullanılmaktadır. Mekânın fiziksel çevre sorunlarının belirlenebilmesi için ilgili literatürün ve standartların ön gördüğü sınır değerlere bağlı kalmak koşulu ile işlev, iklimsel bölge, yönelme ve tasarımcı eğilimi değişkenleri kullanılarak kontrol tabloları oluşturulmuştur. Mekân için günışığı ve fiziksel çevre çözümlemesi her bir faktör için yapıldıktan sonra oluşturulan model, belirlenen sorunlara karşı tasarımcıya çözüm alternatifleri sunmaktadır. Çözüm alternatifleri tasarımcı ile etkileşimli olarak belirlenmektedir. Çözüm alternatiflerini tasarımcının tasarımı için değerlendirebilmesi için yine AHP matematiksel karar verme yöntemi kullanılarak, sorunlar ile ilişkili bir karar ağırlığı oluşturulmaktadır.
Dördüncü Bölüm’de önerilen yaklaşımın uygulanabilirliğinin ortaya konması için, yaklaşımı oluşturan tasarımcının karar vermesine destek olacak modelin tüm aşamaları iki varsayımsal örnek uygulamayla sınanmıştır.
Beşinci Bölüm’de tasarıma yönelik kararlar oluşturan modelin değerlendirilmesi yapılmış, yaklaşımın etkin ve kolay biçimde uygulanabilmesine yönelik öneriler sunulmuştur. Çalışmada elde edilen sonuçlar açıklanarak, gelecekte yapılabilecek çalışmalar hakkında önerilerde bulunulmuştur.
The development of the high-rise buildings in our country has been seen in the last thirty years. Therefore, standards and fire codes about high-rise buildings in our country have not yet attained to a sufficient level.
The aim of the study is to explain fire effect on high-rise buildings and to investigate development and current condition of fire protection in high-rise buildings in our country.
In the first chapter of the study, fire phenomenon is explained and fire-construction relation is considered. After fire classification is made, progress phases of fire and fire-heat relation are explained. The effects of fire on environment, construction, individual and material are examined. Fire safety tactics and active-passive fire safety are explained.
In the second chapter of the study, the effects of fire on high-rise buildings are explained. The development of high-rise buildings in the world and Turkey is explained after the definition of high-rise building is made. Structure and façade systems of high-rise buildings are examined. After the fire safety differences of high-rise buildings are explained, fire safety methods in high-rise buildings are examined with regard to structure, facade and planning.
In the third chapter, the fire statistics of high-rise buildings, published by NFPA (National Fire Protection Association), and examples from the high-rise building fires experienced in the world are examined. On the basis of all these examinations, the samples of high-rise buildings which become intense in Istanbul are evaluated.
Çalışmanın ana eksenini yapı fiziği açısından hafif çelik sistemlerin yangın performanslarının değerlendirilmesi oluşturmaktadır. Yangın korunumu için hafif çelik sistemler için özelleşmiş korunum yöntemleri incelenmiştir.
Köyünü Yaşat Projesi ve Sergi görselleri yakında facebook/köyünü yaşat adresinden takip edilebilir.
Bu bağlamda, köye ait değerler, planlama ve mimarlık disiplini içinde yeniden yorumlandığında, önemli potansiyeller içerdiği görülmektedir. Küresel dünyanın gelecek nesilleri gözeterek yapılandırdığı sürdürülebilirlik kavramı bu anlamda önemli bir yaşam felsefesi ve kültürünü amaçlamaktadır. Gerek kerpiç malzeme, gerek mekan organizasyonu, gerek kentsel tasarım disiplinleri ve yapı teknolojileri bağlamında, önemli birikimlere sahip olan köylerin, üzerinde çalışılmayı hak eden bir öneme sahip olduğu görülmektedir. Bu noktadan hareket ederek, izleyeceğiniz “köy sergisi”, geleceğe dönük önemli açılımlar içeren bir çalışmanın ilk ayağını oluşturması nedeniyle önemli olmaktadır.
Proje Ekibi Doç.Dr. Mustafa Özgünler, Doç.Dr. Seden Acun Özgünler, Yard.Doç.Dr. Tolga Sayın, Uzman Ergün Şimşek, Uzman Doğukan Erdoğan, Uzman Şiar Umut Yıldırım, Taybuğa Aybars Mamalı Çalışmaya Katılan Öğrenciler Ezgi Polat, Hazel Kazkayası, Ayşegül Özdek, Deniz Kızık, Fırat Kaya, Kadir Yesir, Seda Kireççi, Hülya Şeh, Ayşe Başkonuş, Bekir Emre Ateş, Mehmet Ashi, Ece, Gökçen Köse, Selin Aktürk, Bersu Çelik, Cansu Yılmaz, Gizem Kınsız, Büşra Uysal, Arıkan Özden, Demet Öksüz MSGSÜ Yapı Uygulama ve Araştırma Merkezi, MSGSÜ Bilimsel Araştırma Projeleri Birimi
DR. ÜMİT ARPACIOĞLU
YARD.DOÇ.DR. ÇİĞDEM TEKİN
YARD.DOÇ.DR. İMRE ÖZBEK EREN
PROJE EKİBİ
Doç.Dr. Mustafa Özgünler, Doç.Dr. Seden ACUN Özgünler, Yard.Doç.Dr. Tolga Sayın, Uzman Ergün Şimşek, Uzman Doğukan Erdoğan, Uzman ŞİAR UMUT YILDIRIM,
TAYBUĞA AYBARS MAMALI
ÇALIŞMAYA KATILAN ÖĞRENCİLER
EZGİ POLAT, HAZEL KAZKAYASI, AYŞEGÜL ÖZDEK, DENİZ KIZIK, FIRAT KAYA, KADİR YESİR, SEDA KİREÇÇİ, HÜLYA ŞEH, AYŞE BAŞKONUŞ, BEKİR EMRE ATEŞ, MEHMET ASHİ, ECE GÖKÇEN KÖSE
SELİN AKTÜRK, BERSU ÇELİK, CANSU YILMAZ, GİZEM KINSIZ, BÜŞRA UYSAL, ARIKAN ÖZDEN, DEMET ÖKSÜZ
MSGSÜ Yapı Uygulama Ve Araştırma Merkezi 2012-2013 Öğretim Yılı Yaz Dönemi Staj Çalışması’nın amaçlarından ilki, “Sürdürülebilir Enerji Etkin Binalar ve Teknolojileri” teması ile günümüzün önemli tasarım ve planlama yaklaşımlarından biri olan enerji-etkin yapı tasarımının, mimarlık eğitimi içinde uygulamalı olarak yer almasını sağlamak olmuştur. Staj Çalışması’nın amaçlarından ikincisi Kurum içinde yürütülen bir araştırma projesi ile ortaklığını yakalayarak, bugüne dek eksik kalan boyutlardan biri olan mimarlık eğitimi-akademik kadro çalışmaları ilişkisinin kurulması olmuştur."
Bu projeyle aktif hale gelen yapı uygulama ve araştırma merkezi, araştırma ve geliştirme çalışmaları ile bilgi ve teknoloji transferi sağlayarak ilgili kurum ve kuruluşlarla bilgi odaklı iş birliğini sürdürmektedir. Proje kapsamında oluşturulan laboratuvar ile yeşil bina sertifika sistemi geliştirme aşamasında bulunan kurumların temel alt yapısının oluşturulması ve böylece yeşil bina sistemine işlevsellik ve süreklilik kazandırılması hedeflenmiştir.
Bu proje ile dış çevre ile uyumlu ve ekolojik yapısal tasarımların ve malzeme seçim kararlarının geliştirilen bilgi dağarcığı ile desteklenmesi sonucu, yeni ürün ve teknoloji çeşitliliği arttırılarak ve bu teknolojilerin tasarımcılara tanıtımı yapılarak mekânsal kalite, kullanıcı konforu, enerji verimliliği, tasarım esnekliği sağlanması ile sektör girişimciliğinin tetiklenmesi düşünülmüştür.
Proje, Sürdürülebilir Enerji Etkin Binalar, kısaca SEEB-TR olarak adlandırılan ve 13 ana başlıkta ele alınan Türkiye’ye özgü yeşil bina sertifika sisteminin geliştirilmesine de olanak sağlamıştır. Beş farklı bina fonksiyonunu online sistemde yeşil bina olarak değerlendirebilecek olan SEEB-TR, farklı kişi ve kurumların kullanımına açılarak geri bildirim sağlanmaktadır.
Projenin hazırlanması ve yürütülmesi süresince bizlere her konuda destek olan MSGSÜ Rektörü Prof. Yalçın KARAYAĞIZ’a, Rektör Yardımcısı Prof. Caner KARAVİT’e, Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Güzin KONUK’a, İSTKA temsilcimiz Musa SEÇGİNLİ’ye ve tüm proje ekibine sonsuz teşekkürlerimizi sunarız.
Çalışma kapsamında binada reel ölçümler yapılmış ve fiziksel çevre analizlerinin yapılabileceği programlar ile modellenerek karşılaştırılması yapılmıştır. Fiziksel faktörler ve mekân arasındaki bağlantıya her geçen gün mekân kalitesi ve enerji korunumu açısından yeni konular eklenmektedir. İç mekân kalitesi, kullanıcı sağlığı, görsel konfor ve verimlilik, sürdürülebilirlik, ısısal konfor önemli ve birbiriyle ilişkili fiziksel çevre konularıdır.
Kriterler, Ölçüm ve Modelleme Yöntemleri
Prof. Dr. Hisham Elkadi (Deakin Üniversitesi, Avustralya)
Doç. Dr. Sura Almaiyah (Portsmouth Üniversitesi, İngiltere)
Doç. Dr. Zeynep Aygen (Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Türkiye)
Dr. Ümit Arpacıoğlu (Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Türkiye)
Peki neden İslam’da cami bu derece önemlidir? Bu sorunun cevabı, İslam felsefesinin toplumsal yaşayışta yarattığı değişim ile gelen yapısal düzenlemelerde aranabilir. İslam kültüründe cami kavramı sosyal hayatın içinde kendini birçok boyutta hissettiren bir yapıdadır. İslam’da sınıf farkı olmaksızın insanların bir araya gelip ibadet etmeleri, sosyal dayanışmanın oluşmasında önemli bir faktör olmuştur. Bu nedenle İslam dini toplu ibadeti teşvik etmektedir. Süreç içinde camilerin ibadet işlevine yönetim ve bilim-kültür merkezi işlevleri de eklenmiştir. Camilerin bilim ve kültür merkezi olarak da kullanılması İslamiyet’in bilime verdiği önemi vurgulamaktadır. Böylece camiler, ruh ile maddenin bütünleştiği, dini ihtiyaçların ötesinde hayatın içine dahil olan bir işlevsel yapıya kavuşmuşlardır. Sosyal hayattaki yeri ve öneminden dolayı camiler daha sonraları mekânsal ve işlevsel olarak büyüyerek külliye adı verilen yapı gurubunu meydana getirmiştir.
Cami mimarisini doğru bir biçimde analiz edebilmemiz için öncelikle İslam dünyasını ve kültürünü algılamamız gerekmektedir. İslam kültürü içinde birçok medeniyeti, ırkı, farklı iklimi barındıran geniş bir coğrafyaya yayılmıştır. Bu çeşitlilik içinde kendine göre bir dil oluşturan İslam felsefesi tüm bu bölgede özgün bir mimari biçimi de oluşturabilmiştir. Bu dili tanımlamak güç olsa da, en önemli ve özgün ürünleri İslam ibadet mekânlarıdır. İslam mimarisini doğru algılayabilmek, İslam felsefesinin mekânı şekillendirme yöntemlerine ulaşabilmek için coğrafi ve bölgesel kültürden, yerel malzemeden, ırk kavramından bağımsız bakabilmek bir başka değişle soyut bakmak gerekmektedir. Bu gözle bakılıp analitik biçimde incelendiğinde, İslam felsefesinin biçimlendirdiği mimarinin, bölgenin yerel veya ulusal mimarisinin çoğu zaman üst ölçeğinde yer aldığı söylenebilir. Çünkü İslam mimarisi, felsefesinin yayıldığı geniş coğrafya içinde birçok farklı kültürü barındırmakdır. Bununla beraber, ortak bir mimari senteze ise özellikle anıtsal ibadet mekanları sayesinde ulaşılmıştır.
protection of traditional architecture is
a real ecological attitude"
Gölpazarı 4. Heykel Sempozyumu, Köyünü Yaşat Projesi kapsamında
Gölpazarı Belediyesi ve Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Heykel
Bölümü ortaklığında 01-15 Eylül 2018 tarihleri arasında Tongurlar Köyünde
gerçekleşiyor. Sempozyum kapsamında ilçenin meydanlarının
güzelleştirilmesi için birçok heykel yine ilçede bulunan eski ağaç kütükler
kullanılarak yeniden hayat buluyor. Daha önceki senelerde bilecik taşını halkın
tanıması için taş heykel parkı kuran proje bu sene de yenilenen Tarihi
Taşhan’ın çevresini güzelleştiriyor. Kırsal alanların ve özellikle köylerin
sorunlarını ve yeniden etkin kullanımını ele alan Köyünü Yaşat projesi
kapsamında yürütülen Heykel Sempozyumu; sanatın köylü ve ilçe halkı ile
buluşması, mekânsal kalitenin arttırılması amacıyla yapılan birçok faaliyetten
birini oluşturmaktadır. Güncel sanatın kırsalda yaşayan insanlar ile olan
bağının zayıf kaldığı düşüncesinden yola çıkan proje, insanların yaşamlarına
dokunacak sanat eserlerinin bu bağı kuvvetlendireceği savıyla sanata önemli
bir yer verilmiştir. Heykeltıraşlar köy içinde işlevsel bir yorum oluşturmaya
çalışarak, eserlerini insanların buluşabileceği, oturup dinlenebileceği küçük
köy çeşmesi ve meydancıkları olarak düşünmüşlerdir. Bu işlevsellik aynı
zamanda ortaya çıkan eserlerin anlaşılabilirliğini kolaylaştırıp insanlar
tarafından kabul görmesini sağlamaktadır. İlçe merkezinde de aynı şekilde
mekânsal kalitenin artması, insanların sanatla bir arada olabilmeleri amacıyla
merkez noktalara kırsal hayatın izlerini taşıyan heykeller hazırlanmıştır. Bu
amaçla Gölpazarı İlçesi Işıklar Yapı Ürünleri’in de katkıları ile alanında isim
sahibi birçok sanatçıya ev sahipliği yaparak, sanatçılar ile ilçe ve köy halkını
buluşturmaktadır. Köy ve ilçe hayatını kısa süre de olsa yaşamaları, kırsal
alanlarda tarımla uğraşan insanlarla bir arada ürün vermeleri sempozyuma
katılan sanatçıları da memnun etmiştir.
Sempozyum Düzenleme Kurulu:
Vedat Kazıcı (Gölpazarı Belediye Başkanı)
Prof. Fatma Akyürek (MSGSÜ Heykel Bölümü Başkanı)
Doç. Bülent Çınar
Dr.Öğr.Üyesi Ümit Arpacıoğlu
Sempozyuma Katılan Sanatçılar Sanatçılar
Bülent Çınar
Ümit Arpacıoğlu
Büşra Kölmük
Mert Çıkılmazkaya
Muzaffer Tuncer
Aslışah Erden
Ahmet Doğan
Şirin Gülce Çağın
Nihat Sarıibrahimoğlu
Sanat Birikiminin oluşturulması, Sanat ve Zanaatın İşlevsel Çözümler ile Köy Hayatına
Kazandırılması” Projesi kapsamında Gölpazarı Belediyesi ve Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi
Heykel Bölümü ortaklığında Nisan 2017- Eylül 2017 arasında organize edilerek 24 Eylül 2017 tarihinde
ilçemizde yapılan kapanış ile tamamlanmıştır.
Sempozyum kapsamında ilçenin meydanlarının güzelleştirilmesi için birçok heykel yapılmış ve ilçe
halkının beğenisine sunulmuştur. Kırsal alanların ve özellikle köylerin sorunlarını ve yeniden etkin
kullanımını ele alan Heykel Sempozyumu; sanatın köylü ve ilçe halkı ile buluşması, mekânsal kalitenin
arttırılması amacıyla yapılan birçok faaliyetten birini oluşturmaktadır.
Sayın sanatçı, öğretim elemanı ve öğrencilerinizin ilçemiz insanı ile buluşması her geçen gün
unutulan kırsal alanlara farklı ve değerli bir bakış oluşturmuştur. Böyle değerli projelerin beşiği olduğu ve
ilçemize bu proje ile verdiğiniz katkıdan dolayı başta MSGSÜ Bilimsel Araştırma Birimine, sayın rektör
Prof.Yalçın Karayağız, Sayın Genel Sekreter Yar.Doç.Dr. Sezai Makas ve Prof. Fatma Akyürek olmak
üzere Sempozyum Düzenleme Kurulu, emeği geçen sanatçı ve öğrencilerimize ilçemiz adına
teşekkürlerimizi sunarız.
Saygılarımla
Sempozyuma Katılan Sanatçılar ve Yapılan İşler :
Bülent Çınar “Koza”
Ümit Arpacıoğlu “Kadın ve Bereket Çeşmesi” ve “Çağıltı Çeşmesi”
Büşra Kölmük “Ahtapot”
Mert Çıkılmazkaya “Çiftçi”
Mete Özyıldırım “Gaia”
Betül Bolat “Ağaç”
Elçin Erik “Kuş Çeşmesi”
Sempozyum Düzenleme Kurulu:
Vedat Kazıcı (Gölpazarı Belediye Başkanı)
Prof. Fatma Akyürek (MSGSÜ Heykel Bölümü Başkanı)
Doç. Bülent Çınar
Yrd. Doç. Dr. Ümit Arpacıoğlu
Sanat Birikiminin oluşturulması, Sanat ve Zanaatın İşlevsel Çözümler ile Köy Hayatına
Kazandırılması” Projesi kapsamında Gölpazarı Belediyesi ve Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi
Heykel Bölümü ortaklığında Nisan 2017- Eylül 2017 arasında organize edilerek 24 Eylül 2017 tarihinde
ilçemizde yapılan kapanış ile tamamlanmıştır.
Sempozyum kapsamında ilçenin meydanlarının güzelleştirilmesi için birçok heykel yapılmış ve ilçe
halkının beğenisine sunulmuştur. Kırsal alanların ve özellikle köylerin sorunlarını ve yeniden etkin
kullanımını ele alan Heykel Sempozyumu; sanatın köylü ve ilçe halkı ile buluşması, mekânsal kalitenin
arttırılması amacıyla yapılan birçok faaliyetten birini oluşturmaktadır.
Sayın sanatçı, öğretim elemanı ve öğrencilerinizin ilçemiz insanı ile buluşması her geçen gün
unutulan kırsal alanlara farklı ve değerli bir bakış oluşturmuştur. Böyle değerli projelerin beşiği olduğu ve
ilçemize bu proje ile verdiğiniz katkıdan dolayı başta MSGSÜ Bilimsel Araştırma Birimine, sayın rektör
Prof.Yalçın Karayağız, Sayın Genel Sekreter Yar.Doç.Dr. Sezai Makas ve Prof. Fatma Akyürek olmak
üzere Sempozyum Düzenleme Kurulu, emeği geçen sanatçı ve öğrencilerimize ilçemiz adına
teşekkürlerimizi sunarız.
Saygılarımla
Sempozyuma Katılan Sanatçılar ve Yapılan İşler :
Bülent Çınar “Koza”
Ümit Arpacıoğlu “Kadın ve Bereket Çeşmesi” ve “Çağıltı Çeşmesi”
Büşra Kölmük “Ahtapot”
Mert Çıkılmazkaya “Çiftçi”
Mete Özyıldırım “Gaia”
Betül Bolat “Ağaç”
Elçin Erik “Kuş Çeşmesi”
Sempozyum Düzenleme Kurulu:
Vedat Kazıcı (Gölpazarı Belediye Başkanı)
Prof. Fatma Akyürek (MSGSÜ Heykel Bölümü Başkanı)
Doç. Bülent Çınar
Yrd. Doç. Dr. Ümit Arpacıoğlu
Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Heykel Bölümü ortaklığında düzenlenmiştir. Sempozyum
kapsamında ilçenin meydanlarının güzelleştirilmesi için birçok heykel yapılmıştır ve yapılan heykeller
Nisan 2016 ayıda proje kapsamında yapılan çağrılar değerlendirilerek ilçeye ait tasarımlar uygulanmış,
Ekim 2016 ayında da ilçemizdeki yerlerine yerleştirilerek ilçe halkının beğenisine sunulmuş ve Mimar
Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde yapılan tören ile sempozyuma katılan sanatçılara plaket ve
katılım belgeleri verilmiştir.
Bunun yanında projenin devam ettiği Tongurlar Köyü’nde yer alan işlevsel sanat yaklaşımının bir
yansıması olarak köy çeşmeleri yapılmıştır. Kırsal alanların ve özellikle köylerin sorunlarını ve yeniden
etkin kullanımını ele alan Köyünü Yaşat Projesi kapsamında yürütülen Heykel Sempozyumu; sanatın
köylü ve ilçe halkı ile buluşması, mekânsal kalitenin arttırılması amacıyla yapılan birçok faaliyetten birini
oluşturmaktadır.
Sayın sanatçı, öğretim elemanı ve öğrencilerinizin ilçemiz insanı ile buluşması her geçen gün
unutulan kırsal alanlara farklı ve değerli bir bakış oluşturmuştur. Böyle değerli projelerin beşiği olduğu
ve ilçemize bu proje ile verdiğiniz katkıdan dolayı başta sayın rektör Prof.Yalçın Karayağız, Sayın
Genel Sekreter Yar.Doç.Dr. Sezai Makas ve Prof. Fatma Akyürek olmak üzere Sempozyum
Düzenleme Kurulu, emeği geçen sanatçı ve öğrencilerimize ilçemiz adına teşekkürlerimizi sunarız.
Saygılarımla