Keban Projesi kapsamında Elazığ Ağın'da 1968 ve 1972 yılları arasında Prof. Dr. Ümit Serdaroğ... more Keban Projesi kapsamında Elazığ Ağın'da 1968 ve 1972 yılları arasında Prof. Dr. Ümit Serdaroğlu başkanlığında Hoşrik Mevki, Kalecikler Höyüğü, Kilise Yazısı ve Kalaycık Höyüğü'nde kazılar yapılmıştır. Bu çalışmada Kalaycık Höyüğü çanak çömleklerinin ilk tanıtım ve değerlendirmesi sunulmaktadır. Elazığ'ın batısındaki Ağın, kuzeyde Kemaliye (Eğin) ile Erzincan Ovası'na, batıda da Arapkir yolu ile Malatya Ovası'na açılan önemli bir alandır. Keban Barajı'nın yapımından önce Karasu ile Murat nehirleri Ağın'da birleşip Fırat'ı oluşturmaktaydı. Keban Baraj Gölü alanının doğusundaki verimli Altınova Bölgesi, büyük boyutlu ve merkez karakterli höyükleri ile diğer alanlara göre daha yoğun araştırmalara sahne olmuştur. Bununla birlikte Elazığ Havzası'nın batıya açılan Ağın çevresinde daha sınırlı ölçüde çalışmalar yapılmıştır. Keban Baraj Gölü'nün dolmasından önce Karasu'nun doğu kıyısında yer alan Kalaycık, Kalkolitik Dönem'den İslami Dönem'...
Arkeoloji Sanat Yay. Tur. San. Tic. Ltd. Şti. adına Sahi bi ve ya yın yö net me ni M. Ne zih Başg... more Arkeoloji Sanat Yay. Tur. San. Tic. Ltd. Şti. adına Sahi bi ve ya yın yö net me ni M. Ne zih Başge len So rum lu ya zıiş le ri mü dü rü M. Ne zih Başge len İda ri yöne tim Se ma Baş gelen Editör M. Ne zih Başge len Editör yardımcısı Özgür Yılmaz Uygulama Ser dar Kıran Arkeoloji ve Sanat Dergisi, TÜBİTAK ULAKBİM tarafından taranan ha kem li bir der gidir. Ya yım la nan ya zı lar da ki her türlü gö rüş ve dü şün ce lerin, bilimsel değerlendirmeler ve eleştirilerin yasal sorumluluğu ya za rla rı na ait tir. Ar ke olo ji ve Sa nat Dergisi/Yayınları bun lar dan herhangi bir so rum lu luk ka bul et mez. Ya zı ve her tür lü gör sel mal ze me nin her türlü ya yın hak kı sak lı dır. Ya yı ne vi nin ya zı lı iz ni ol mak sı zın elekt ro nik, me ka nik, fo to ko pi ve ben ze ri araç lar la ya da di ğer kay de di ci ci haz lar la kop ya la na maz, ak ta rı la maz ve ço ğal tı la maz. Yö ne tim ye ri ve ya zış ma ad re si Hay ri ye Cad. Cezayir Sok. Mateo Mratoviç Apt. No: 5/2 Be yoğ lu-İs tan bul Tel.: (0 212) 293 03 78 (pbx) Faks: (0 212) 245 68 77 İstanbul sa tış ma ğa za sı ArkeoPera Kitabevi Ye ni çar şı Cad. No: 66/A 34433 Ga la ta sa ray-Beyoğlu-İs tan bul Tel.: (0 212) 249 92 26 Makale yazım ve yayımlama ilkeleri web sayfamızda yer almaktadır. www.ar ke olo ji sa
Systematical archaeological researches conducted since 2017 in Southeast Turkey, Şırnak mountaino... more Systematical archaeological researches conducted since 2017 in Southeast Turkey, Şırnak mountainous region, have made a major contribution for the archaeological background of the region. In this article, we present the conclusions of the research during 2017-2018. Tower shaped architectural remains which seem to belong to distinctive customs for the area and other related remains have been examined. As a result of the survey carried out through the high altituted area between Gabar Mountain, which is surrounded by Tigris in west and east; and Kato Mountains on Şırnak border, 52 dirhes, 2 fortresses, 4 chamber tombs, 2 quarries, 3 settlements on hills which date to a single period have been determined. Tower shaped buildings that are stasistically prominent and purposely located on crucial points of deep valleys are called as dirhe by locals. The results of the survey put forth that the dirhes are not randomly positioned but they are on a certain route and organised in a way that the towers were able to see each other. The dirhes look like an element of an advanced communication and defense system, yet they do not provide sufficient data or material for an exact dating. In consideration of Urartian and Assyrian written sources and the present archaeological data, it is presumed that the dirhes are related to the political organisation of Iron Age. On the other hand, during the survey on this mountainous region, no archaeological material or data related to Urartians to the north, nor Assyrians to the south has been determined.
Özet: Van Gölü Havzası ile Kuzey Mezopotamya arasındaki yüksek rakımlı kuşağın büyük bir kısmını ... more Özet: Van Gölü Havzası ile Kuzey Mezopotamya arasındaki yüksek rakımlı kuşağın büyük bir kısmını oluşturan Dağlık Şırnak bölgesinde, 2017'den itibaren sistematik yüzey araştırmaları yürütülmektedir. Bölge, Orta Demir Çağ'da Urartu ve Assur devletleri arasında tampon bölge durumundadır. Çalışmalarımız sıra-sında batıda Gabar Dağı'ndan başlayan ve doğuya doğru artan bir şekilde devam eden dirhe türü yapılar tespit edilmiştir. Dirhe, kiklopik tarza inşa edilmiş kule biçimli yapılara bölge halkı tarafından verilen isimdir. Birbirini görecek şekilde izlemsel noktalara yapılmış bu yapılar, gruplar halinde bir rota oluşturur. Kanımızca, büyük ölçüde askeri amaçlarla tasarlanmışlardır. Geniş bir coğrafyaya yayılmış, büyük bir mimarlık sisteminin par-çaları durumundaki dirheler ile ilgili bilinmeyen pek çok nokta vardır; en önemli sorulardan biri ise yapıldık-ları dönemdir. Kronoloji probleminin temel nedeni; Van Gölü Havzası'nın güneyi ve Kuzeybatı İran'da yapılan önceki yüzey araştırmalarında ve bizim çalışmalarımızda dirhelerin içinden kesin tarihlendirmeye yardımcı olacak miktarda materyal malzeme bulunamamış olmasıdır. Dönem önerileri çoğunlukla mimari özellikler göz önünde bulundurularak yapılmıştır. 2019 yılında Şırnak-Uludere'de Pinişa mevkiinde bulduğumuz dirhe, hemen yanına yapılan yeni askeri noktanın inşaatı sırasında oldukça tahrip görmüştür ve yıkıntılar içinden toplanan, görece yoğun çanak çöm-lek buluntusu, bu tip yapıların tarihlendirilmesine katkı sunabilecek durumdadır. Pinişa dirhede bulunan çanak çömlekler, yüzey araştırmamız sırasında daha önce dirhelere çok yakın konumda bulduğumuz kale, yerleşim ve mezarlardan bulunan örnekler ile yakın benzerlik içindedir. Çanak çömlekler büyük ölçüde, Van Gölü Havzası ile özellikle de Hakkâri M2 mezarında tespit edilmiş olan Pembe-Devetüyü Mallar ile paralellik gösterir. Bazı form ve bezeme unsurlarının da Orta Demir Çağ'da bölgede kullanıldığı görülür. Dirhelerin hiç değilse bir kısmının Urartu Krallığı öncesinde yapıldığını ve belki de uzun süre kullanıldığını şu anki sonuçlarımızla söylemek yanlış olmayacaktır.
Keban Projesi kapsamında Elazığ Ağın'da 1968 ve 1972 yılları arasında Prof. Dr. Ümit Serdaroğ... more Keban Projesi kapsamında Elazığ Ağın'da 1968 ve 1972 yılları arasında Prof. Dr. Ümit Serdaroğlu başkanlığında Hoşrik Mevki, Kalecikler Höyüğü, Kilise Yazısı ve Kalaycık Höyüğü'nde kazılar yapılmıştır. Bu çalışmada Kalaycık Höyüğü çanak çömleklerinin ilk tanıtım ve değerlendirmesi sunulmaktadır. Elazığ'ın batısındaki Ağın, kuzeyde Kemaliye (Eğin) ile Erzincan Ovası'na, batıda da Arapkir yolu ile Malatya Ovası'na açılan önemli bir alandır. Keban Barajı'nın yapımından önce Karasu ile Murat nehirleri Ağın'da birleşip Fırat'ı oluşturmaktaydı. Keban Baraj Gölü alanının doğusundaki verimli Altınova Bölgesi, büyük boyutlu ve merkez karakterli höyükleri ile diğer alanlara göre daha yoğun araştırmalara sahne olmuştur. Bununla birlikte Elazığ Havzası'nın batıya açılan Ağın çevresinde daha sınırlı ölçüde çalışmalar yapılmıştır. Keban Baraj Gölü'nün dolmasından önce Karasu'nun doğu kıyısında yer alan Kalaycık, Kalkolitik Dönem'den İslami Dönem'...
Arkeoloji Sanat Yay. Tur. San. Tic. Ltd. Şti. adına Sahi bi ve ya yın yö net me ni M. Ne zih Başg... more Arkeoloji Sanat Yay. Tur. San. Tic. Ltd. Şti. adına Sahi bi ve ya yın yö net me ni M. Ne zih Başge len So rum lu ya zıiş le ri mü dü rü M. Ne zih Başge len İda ri yöne tim Se ma Baş gelen Editör M. Ne zih Başge len Editör yardımcısı Özgür Yılmaz Uygulama Ser dar Kıran Arkeoloji ve Sanat Dergisi, TÜBİTAK ULAKBİM tarafından taranan ha kem li bir der gidir. Ya yım la nan ya zı lar da ki her türlü gö rüş ve dü şün ce lerin, bilimsel değerlendirmeler ve eleştirilerin yasal sorumluluğu ya za rla rı na ait tir. Ar ke olo ji ve Sa nat Dergisi/Yayınları bun lar dan herhangi bir so rum lu luk ka bul et mez. Ya zı ve her tür lü gör sel mal ze me nin her türlü ya yın hak kı sak lı dır. Ya yı ne vi nin ya zı lı iz ni ol mak sı zın elekt ro nik, me ka nik, fo to ko pi ve ben ze ri araç lar la ya da di ğer kay de di ci ci haz lar la kop ya la na maz, ak ta rı la maz ve ço ğal tı la maz. Yö ne tim ye ri ve ya zış ma ad re si Hay ri ye Cad. Cezayir Sok. Mateo Mratoviç Apt. No: 5/2 Be yoğ lu-İs tan bul Tel.: (0 212) 293 03 78 (pbx) Faks: (0 212) 245 68 77 İstanbul sa tış ma ğa za sı ArkeoPera Kitabevi Ye ni çar şı Cad. No: 66/A 34433 Ga la ta sa ray-Beyoğlu-İs tan bul Tel.: (0 212) 249 92 26 Makale yazım ve yayımlama ilkeleri web sayfamızda yer almaktadır. www.ar ke olo ji sa
Systematical archaeological researches conducted since 2017 in Southeast Turkey, Şırnak mountaino... more Systematical archaeological researches conducted since 2017 in Southeast Turkey, Şırnak mountainous region, have made a major contribution for the archaeological background of the region. In this article, we present the conclusions of the research during 2017-2018. Tower shaped architectural remains which seem to belong to distinctive customs for the area and other related remains have been examined. As a result of the survey carried out through the high altituted area between Gabar Mountain, which is surrounded by Tigris in west and east; and Kato Mountains on Şırnak border, 52 dirhes, 2 fortresses, 4 chamber tombs, 2 quarries, 3 settlements on hills which date to a single period have been determined. Tower shaped buildings that are stasistically prominent and purposely located on crucial points of deep valleys are called as dirhe by locals. The results of the survey put forth that the dirhes are not randomly positioned but they are on a certain route and organised in a way that the towers were able to see each other. The dirhes look like an element of an advanced communication and defense system, yet they do not provide sufficient data or material for an exact dating. In consideration of Urartian and Assyrian written sources and the present archaeological data, it is presumed that the dirhes are related to the political organisation of Iron Age. On the other hand, during the survey on this mountainous region, no archaeological material or data related to Urartians to the north, nor Assyrians to the south has been determined.
Özet: Van Gölü Havzası ile Kuzey Mezopotamya arasındaki yüksek rakımlı kuşağın büyük bir kısmını ... more Özet: Van Gölü Havzası ile Kuzey Mezopotamya arasındaki yüksek rakımlı kuşağın büyük bir kısmını oluşturan Dağlık Şırnak bölgesinde, 2017'den itibaren sistematik yüzey araştırmaları yürütülmektedir. Bölge, Orta Demir Çağ'da Urartu ve Assur devletleri arasında tampon bölge durumundadır. Çalışmalarımız sıra-sında batıda Gabar Dağı'ndan başlayan ve doğuya doğru artan bir şekilde devam eden dirhe türü yapılar tespit edilmiştir. Dirhe, kiklopik tarza inşa edilmiş kule biçimli yapılara bölge halkı tarafından verilen isimdir. Birbirini görecek şekilde izlemsel noktalara yapılmış bu yapılar, gruplar halinde bir rota oluşturur. Kanımızca, büyük ölçüde askeri amaçlarla tasarlanmışlardır. Geniş bir coğrafyaya yayılmış, büyük bir mimarlık sisteminin par-çaları durumundaki dirheler ile ilgili bilinmeyen pek çok nokta vardır; en önemli sorulardan biri ise yapıldık-ları dönemdir. Kronoloji probleminin temel nedeni; Van Gölü Havzası'nın güneyi ve Kuzeybatı İran'da yapılan önceki yüzey araştırmalarında ve bizim çalışmalarımızda dirhelerin içinden kesin tarihlendirmeye yardımcı olacak miktarda materyal malzeme bulunamamış olmasıdır. Dönem önerileri çoğunlukla mimari özellikler göz önünde bulundurularak yapılmıştır. 2019 yılında Şırnak-Uludere'de Pinişa mevkiinde bulduğumuz dirhe, hemen yanına yapılan yeni askeri noktanın inşaatı sırasında oldukça tahrip görmüştür ve yıkıntılar içinden toplanan, görece yoğun çanak çöm-lek buluntusu, bu tip yapıların tarihlendirilmesine katkı sunabilecek durumdadır. Pinişa dirhede bulunan çanak çömlekler, yüzey araştırmamız sırasında daha önce dirhelere çok yakın konumda bulduğumuz kale, yerleşim ve mezarlardan bulunan örnekler ile yakın benzerlik içindedir. Çanak çömlekler büyük ölçüde, Van Gölü Havzası ile özellikle de Hakkâri M2 mezarında tespit edilmiş olan Pembe-Devetüyü Mallar ile paralellik gösterir. Bazı form ve bezeme unsurlarının da Orta Demir Çağ'da bölgede kullanıldığı görülür. Dirhelerin hiç değilse bir kısmının Urartu Krallığı öncesinde yapıldığını ve belki de uzun süre kullanıldığını şu anki sonuçlarımızla söylemek yanlış olmayacaktır.
Uploads
Papers by Nilgun Coskun
Conference Presentations by Nilgun Coskun